kumdan kalelerim / Sadece - Kalben (letra da música) - Cifra Club

Kumdan Kalelerim

kumdan kalelerim

"Sadece" şarkı sözleri

Kalben Lyrics

"Sadece"

Yatak boş oda boş ev boş
Duvarlara vuran ışık
Yüzümde karanlık

Yine mi sen bayram günü gibi gelen
Kaçamadım külleri hala sıcak
Kalbimi durdurup kaybolan bir tuzak
Oluyor her sokak

Hiçbir şey istemedim
Ne yatak ne oda ne de ev
Sen de bırak her şeyi sadece beni sev

Dizlerimde dizlerin boynunda ellerim
Boğulur gibi yeniden her gece her gece
Doğalım mı sevgilim
Doğalım mı sevgilim
Doğalım mı sevgilim

Azalırken azalırken kapılar ardında
Kaçtığım zamanla boşvermiştim aslında
Yıkılırken kumdan kalelerim birer birer karşında
Zırhı paslanmış bir kahraman gibiyim

Hiçbir şey istemedim
Ne yatak ne oda ne de ev
Sen de bırak her şeyi sadece beni sev

Dizlerimde dizlerin boynunda ellerim
Boğulur gibi yeniden her gece her gece
Doğalım mı sevgilim
Doğalım mı sevgilim
Doğalım mı sevgilim

Hiçbir şey istemedim
Ne yatak ne oda ne de ev
Sen de bırak her şeyi sadece beni sev



Submit Corrections

Writer(s): Kalben Incesarac

Performans Değilse Ne?

Uluslararası performans sanatı platformu Performistanbul, geçmiş performans materyallerini “Bu Bir Performans Değildir” başlıklı sergiyle Daire Sanat iş birliğiyle sanatseverlerle buluşturuyor. Bu sergide eski performansların kayıtları ya da videoları değil karşımıza çıkan. Sürecin ve dönüşümün ispatı olan kalıntılar. Performans sürecinin izleri, sürecin objeye dönüşmüş hâli ve hikâyeler…

Simge Burhanoğlu öncülüğünde kurulan, üçüncü yaşını kutlayan ve kurulduğu günden beri yakından takip ettiğimiz platform bugüne dek sayısız değerli projeye imza attı. Galerilerdeki sergilerde pek çok performans gerçekleştirmenin haricinde Mamut Art Project performans serileri, “İhtiyaç: Sen” başlıklı sergi ve yurt dışında katıldığı fuarlar gibi birçok büyük işte de yer aldı. Canlı Sanat Araştırma Alanı adlı araştırma merkezi de platformun her sene kendisine eklediği yeniliklerden birine örnek olarak gösterilebilir.

Performistanbul bu kez -gene şaşırtarak- canlı bir performans serisiyle karşılamıyor bizi. Karışıklığı önlemek adına uyarıyı başlığa da taşıyarak “Bu Bir Performans Değildir” diyor, ona göre. Peki nedir? Performistanbul’un kuruluşundan bugüne kadar gerçekleştirdiği 40 performans arasından seçilmiş 9 performanstan geriye kalanları “tekrar” sergileyen sergi, Simge Burhanoğlu küratörlüğünde bizlerle buluşuyor. Geniş kapsamlı tartışmaları doğuran performansın satın alınması ve sergilenmesi konusuna da dikkat çekiyor böylece. Performans sürecinin sergilenmesinin imkânsızlığına vurgu yapıyor. Salt bir dokümantasyonun ötesine geçen sergi, performanslara değil, performans sürecine dokunuyor. Performansın sanatçı, izleyici ve hayattaki izlerine ve uyandırdığı hislere vurgu yapıyor. Performansın kendisinin değil, deneyimin ardındaki kalıntıların izlerinin peşine düşüyor.

“Bir sanatçının canlı performansı nasıl zamanı ve mekânı belli bir deneyime ve koleksiyon değeri olan bir sanat eserine dönüşür? Bu kalıntılar başlı başına bir eser niteliği taşır mı? Yoksa sadece performansın objeleri midir? Bir sanat eserinin kimliği ve derinliği şimdi ve gelecekte nasıl korunur ve deneyimlenir? Malzeme ile hafıza arasındaki ilişki nedir?” sorularını soruyor, cevaplarını arıyor.

Sergide karşılaştığımız torba, alçı, günlük, bant, beton, taş ve cam kırıkları gibi performans materyallerine ses kayıtları da ekleniyor. Böylece şu an var olmayan bir şeyi deneyimlememiz daha da kolaylaşıyor. İlk gördüğümüzde ya da hikâyesini bilmediğimizde bir şey anlatmadığını düşünme ihtimalimizin yüksek olduğu malzemeler aslında her bir performansın başrollerini oluşturuyor. Sergide AslieMk​​'nin ​Beton, Batu Bozoğlu​​'nun ​Sadece 15 Dakika, ​​Ebru Sargın L.​​'nin ​Sessizlik, Ekin Bernay​​’ın ​Kumdan Kalelerim, ​​Gülhatun Yıldırım​​'ın ​Senin Yarın Su, ​İ. Ata Doğruel’in ​Sonsuz Tarla, ​​Leman S. Darıcıoğlu​​’nun Zehirlenmiş Prenses, ​Özlem Ünlü​​’nün ​Tape ve ​Selin Kocagöncü​​'nün canlı kamera performansı​ Smile’dan izler yer alıyor.

Performanstan öte performans sürecine şahit olmak isteyenlerin mutlaka görmesi gereken “Bu Bir Performans Değildir”, 12 Ocak tarihine dek Daire Sanat’ta ziyaret edilebilecek. Bu bir performans değildir ancak her an olabilir. 

Duygularım ve düşüncelerim içimdeki masum ve utangaç çocukla
tırmanırken yaşam merdiveninimde;
gökyüzünün kızıla boyandığı bir gün bitiminde
Akdeniz´in masmavi sularının köpük köpük dalgalarının
vurduğu sahile gittim çılgınca koşarcasına…

Güneşin kızıllığıyla kucaklaşmış yosun ve iyot kokusu geliyordu denizden
akşamın lacivert- mor renkli gökyüzü altında
pırıl pırıl ıslak kumlar davetkardı ihtirasla…

Çıplak ayaklarımla, üzerimdekilerin ıslanışlarına aldırmadan
delicesine koştum ıslak kumlara…
Düşlerime sığınan belirsiz anıların çizgilerinde
kumdan kaleler yaptım ıslak kumlardan…

Korumaya aldım, sahilden topladığım midye,istridye kabukları
ve deniz taşlarıyla, denizden gelen dalgalar vurup yıkmasın diye…
Kale burçlarını da deniz yıldızlarıyla süsledim pırıl pırıl…
Öyle güzel oldu ki kumdan kalelerim
içimdeki masum ve utangaç çocuk el çırptı sevinçle…
****
Tüm özenle korumalarıma karşın
denizden gelen cok sevdiğim
ama çok ta korktuğum
bembeyaz köpüklü dalgalar gelip
hışımla vurdu ellerimle inşa ettiğim kumdan kalelerime…
Dağılmış istridye, midye kabuklarım ve deniz taşlarımdı geride kalan
ve yitirilmiş umutlarım …
Sanki o güzelim sevgi- sevgi, umut-umut
düş-düş harçlarla özenle yoğurduğum
inşa ettiğim kumdan kalelerim hiç yokmuş gibi..
Öylesine acıdı ki yüreğim;
emek verdiğim, sevdiğim, özenle koruduğum
hiç yıkılmayacak sandığım kumdan kalelerim yitip gitmişti
ardında hüzünler bırakarak…
Hani insan sevdiği birşeye ne kadar emek verirse
kaybettiğinde de acısı, o denli büyük ve derin oluyor ya…
Benimde yüreğimden birşeyler koparıp, yerlerinde izler bırakip gitti
bir daha geri dönmemecesine
kumdan kalelerimin yıkılışı gibi…

****
O günden sonra;
belirsiz sevgilere
umut, düş ve hayal kırıklığı yaşamak korkusuyla
hep kapalı kaldı gönül kapım…
Korkuyordum bir şelale gibi akan zamanlardan…
Düşlerimin uslanmaz yüreğinde
yarım kalan şarkılardan
yarım kalan şiirlerden…

Yeni kumdan kaleler yapamadım
onları yıkabilecek güçte dalgalar olmasa da…

Beynimin yaşanmışlıklardan öğrendiği korkular
öylesine sarmıştı ki benliğimi
yüreğimin etrafına sert kayalardan koparılmış taşlardan
ve betondan setler cektim, yakıcı derin acılar, kederler derinlere sızmasın diye…
****
Oysa, kumdan kaleler yapmaya devam etmeliydim
elimde olmayan nedenlerle yıkılsa bile…
İçimdeki masum ve utangaç çocukla karşılarına geçip
saygıyla gülümseyerek, bembeyaz köpüklü deniz dalgalarıyla
masmavi gökyüzü, güneşle ve yosun kokularıyla
yasamla içiçe olmanın tadına varmalıydım…

Fırtınalı dalgaların yıktığı kumdan kalelerimde
kendi yeteneklerimi görebilmeliydim…
daha iyi, daha güzel, daha sağlam kumdan kaleler yapabilmek için
ne yapıp, ne yapamayacağımın bilincine vararak…

Zaman, bir nehir gibi akarak denizlere ulaşmasına
az bir mesafede olsa da, farkındalığında olmaktan mutluluk duyuyorum şimdi…

Artık deniz kıyısına çok yakın yerlere kumdan kaleler yapmama deneyiminde,
sevgiyle, emekle,özenle nakış nakış işledigim kalelerimi yıkan,
o fırtınalı dalgalardan öğrendiğim çok şeyler olduğunun ayırdındayım şimdi…
Bunun farkındalığında da büyüdüğümü, direngenleştiğimi ve olgunlaştığımı hissettim yaşam nehrimin denize ulaşmasına çeyrek kala…

Kumdan kalelerim!
geriye kalan çeyrek yaşam da olsa,
sizden öğrendiklerimden değerlendirebileceğim çok şey var daha…

Yaşamımın anlam ve derinliğine katkınız için teşekkür borçluyum size…

Y&#;ksel Yenicecaglar
Kayıt Tarihi :

© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir