encümeni daniş ne zaman kuruldu / Encümen-i Daniş Nedir? - Tarih Sitesi

Encümeni Daniş Ne Zaman Kuruldu

encümeni daniş ne zaman kuruldu

kaynağı değiştir]

Encümen-i Daniş, birinci ve ikinci olmak üzere iki başkanı, kırk dahili üye ile sayısı sınırlanmamış miktarda harici üyeden oluşurdu. Dahili üyeler ulema, şair, yazar, tercüman üst düzey askeri ve sivil bürokrat arasından seçilmiş kimselerdi. Toplantılara katılmaları zorunlu idi. Harici üyeler, Türkiye ile ilgili bilimsel çalışma yapan kimselerdi. Türkçe bilmeleri şart değildi; dilerlerse toplantılara katılabilirlerdi ancak hizmetleri daha çok yazdıkları eserlerle olmuştur. Harici üyeler arasında en ünlüleri Avusturyalı doğu bilimci Joseph von Hammer-Purgstall, İngiliz sözlük James Redhouse ve Fransız doğu bilimci Thomas Bianchi’dir.

Eserler[değiştir kaynağı değiştir]

Encümen-i Daniş'ten Jön Türklere Ergenekon

Ülkemizde cumhuriyet kurulduktan sonra son 50 yılda halkın oylarıyla iktidara gelenler, askeri müdahaleler sonucu iktidardan uzaklaştırılmışlardır. 

Antidemokratik, cunta yöntemleriyle 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 ve 28 Şubat 1997 tarihlerinde gerçekleşen darbe ve muhtıralar bazen kanlı olmuş, bakanlar ve başbakanlar idam edilmişlerdir. En son 28 Nisan 2007’de adına “sanal muhtıra” da denilen askeri müdahaleyi Ak Parti hükümeti tanımayıp etkisiz kılmıştır. 

Entrika, suikast, katletme gibi yöntemlerle yönetimi ele geçirme teşebbüsleri dünyada pek çok ülkede olduğu gibi Osmanlıda da sıkça görülmüş ve kimi zaman da fiilen gerçeklemiştir. 

Bizi ilgilendiren konu bugünlerde adına ETÖ denilen illegal yapılanmanın halkın oylarıyla iktidara gelen Ak Parti iktidarını devirme planlarının kökenlerine inmektir. 

Ergenekon nedir? 

Nasıl kuruldu? 

Bu örgütün ilham kaynağı olan illegal yapılanmaların 150 yıllık geçmişi nedir? 

Osmanlı döneminin özellikle son yarım yüzyılında “yönetime ortak olma, yönetimi ele geçirme istekleri” kurulan örgütler eliyle gerçekleştirmeye çalışılmıştır. 

Aslında dünyanın her ülkesinde yönetimde söz sahibi olma, iktidar olma çabaları vardır. Asıl ve makbul olan legal/meşru yollarla belirlenen kurallar esas alınarak yönetimin el değiştirmesidir. Kimi zaman da maalesef yönetim zorla, darbe/ihtilal ve entrikalarla başka güçlerin eline geçmiştir. 

Osmanlı döneminde örgütlü olarak yönetimi baskılarla etkileme çabaları 1840’lı yılların sonunda başlamıştır. Bu uygulama Osmanlı’da ilk kez Padişahların “ikna edilerek”, Osmanlı yöneticilerine akıl hocalığı yapmak, yönetime de “gerektiğinde ‘balans ayarı’ çekmek için” aralarında dönemin b/ilim erbabının bulunduğu bir grup yapmıştır. Bunu sonradan fiili bir devlet kurumu olacak olan Encümen-i Daniş gerçekleştirmiştir. Osmanlı İmparatorluğu yıkılsa da “Encümen-i Danis” Cumhuriyet’te de devam etti. Bu kurumun devlet politikalarının belirlenmesinde çok önemli bir roller oynadığı muhakkaktır. (son yıllarda da tekrar gündeme gelen bu yapılanmanın neden gizli tutulduğu, ne gibi faaliyetlerde bulunduğunu örnekler vererek açıklayacağız) 

Encümen-i Daniş, Osmanlı döneminde Ahmet Cevdet Paşa tarafından Sultan Abdulmecid’e bir mektup sunmakla (26 Mayıs 1846) başlayan çalışmalar sonucunda 1851'de resmen kurulur. O dönem kuruluş amacı –kâğıt üzerinde- eğitim kitaplarını hazırlama gibi görünse de neticede “bilirkişi” olma özelliğinden dolayı padişaha zaman zaman “balans ayarı” yapma hevesindedir Encümen- Daniş. Zaten kısa bir süre sonra eğitim kitaplarının yanı sıra neredeyse her türlü kitap hazırlığı, basımı, dağıtımı onların “olur”uyla mümkün olabiliyordu. 

19. yüzyılın ortalarına gelindiğinde Ahmet Cevdet Paşa’nın sultan Abdulmecid’i ikna etmesiyle çalışmalara başlayan Encümen-i Daniş; Padişah’ın bizzat onayı ve katılımıyla 18 Temmuz 1851'de büyük bir törenle açılır. Encümen-i Daniş Eğitim Kurulu 40 tane dâhili, 30 tane harici üyeden oluşuyordu. Bu üyelerin taşıması gereken özellikler kurul tüzüğünde açık ve net bir şekilde belirtilmişti. Örneğin dâhili üyelerin, bir ilim dalında mütehassıs olması, bir yabancı dili bilmeleri, bir eser hazırlama veya tercüme kabiliyetlerine haiz olmaları şart koşuluyordu. Harici üyelerin kurula kabul şartları ve görevleri ise farklıydı.

Reddi miras yapılsa da Türkiye Cumhuriyeti Osmanlı’nın mirası üzerine kuruldu. Ama bu mirasta en çok öne çıkan “kurucu felsefedeki” yapılanma şekli oldu; “derin cumhuriyet”… 

Doğrusu cumhuriyetin kuruluş felsefesine yaklaşık 2 asırdır süren “Batı'ya dönük siyasi projeler”de ulaşılabiliriz. Asıl kurucu damar bu süreçte açıldı. Öteden beri bizdeki batı hayranlığından özgürlük, eşitlik, aydınlanma değil; batılı giyim-kuşam, batı türü ve hazcı yaşam tarzı kastediliyordu. Kimi zaman batı türü eğitim talepleri de yine bu hazcı yaşam tarzı amaçlanarak dile getiriliyordu. 

İşin bizi ilgilendiren tarafı bu siyasi projeyi gerçekleştirmek isteyen güçlerin örgütlenmelerinde daha sonradan dünyaca tehlikeli görülen uluslar arası terör örgütüyle ilişkisi. Zira bu ilişkiden sonra suikastler, provokatif eylemler, baskınlar ve tabii ki darbeler süreci başlar. 

Carbonari örgütünden söz ediyorum. İtalya Mafyası tarafından kurulan Carbonari (kömür işçileri) örgütü “bizimkilerin” hem örgütlenmelerinde hem de eylemlerinde oldukça etkili olmuştur. İtalya başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde terör estiren Carbonari terör örgütünün Osmanlı dönemindeki muhaliflerle ilişkisi Osmanlı’da ciddi bir kırılma noktasıdır. 

Bab-ı Ali baskını,  

31 Mart Vak’ası,  

Darbe ve diğer darbe teşebbüslerinin Carbonari’nin eğittiği örgütler üzerinden gerçekleşti. Son yıllarda ortaya çıkarılan BALYOZ, ELDİVEN, SARIKIZ, YAKAMOZ darbe planlarının kökleri İtalyan Mafyası Carbonari'ye kadar uzanır. Ülke ve demokrasi birebir benzeyen ve fakat az format değiştiren bir yapılanma ile karşı karşıya kalmıştı. 

Devam edecek… 

 

1 OSMANLI DÖNEMİ BİLİMLER AKADEMİSİ ENCÜMEN-İ DÂNİŞ’İN BİR ÜYESİ: ELEKTROMANYETİK İNDÜKSİYONUN KÂŞİFİ JOSEPH HENRY VE SMITHSONIAN KURUMU Bahri ATA* Giriş Encümen-i Dâniş, Osmanlı döneminde Mustafa Reşit Paşa öncülüğünde ve o zaman henüz yirmi dokuz yaşında olan (sonradan Ahmet Cevdet Paşa olarak bildiğimiz) Ahmet Cevdet Efendi’nin coşku ve enerjisiyle 1851’de kurulan ve 1862’ye1 kadar varlığını devam ettiren bilimler akademisidir. Kurumun genel amacı; kısa vadede -Darülfünûn açılıncaya kadar- herkesin kolayca anlayabileceği ders kitaplarını hazırlamak, uzun vadede Türkçenin bir bilim dili olarak ifade gücünün arttırılmasını sağlamaktı. 1960’lı yıllarda akademi meselesi çerçevesinde başlayan tartışmalar, Encümen-i Dâniş üzerine eğilmeye tekrar vesile oldu. O zamandan bugüne pek çok araştırmacı, bu konuya bilim ve eğitim tarihi açılarından yaklaşarak oldukça zengin bilgi birikiminin doğmasına yol açtılar. Bu konuda yakın zamanlarda Küçükler’in “Encümen-i Dâniş” adlı doktora tezini2 okurken, Küçükler’in Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ndeki üç belgeye dikkat çekmesi, bu çalışma için bir başlangıç noktası oluşturdu3. Yabancı kurum ve isimleri bilmeden Osmanlıca yazılmış şeklini okumak oldukça güçtür. Tezi okurken, 2010’da Washington’da eski binasını gezdiğim Smithsonian Kurumu’ndan, önünde heykelini gördüğüm kurumun ilk sekreteri Joseph Henry’den (1814-1901), Amerikan Şarkiyat Topluluğu’nun (American Oriental Society4) sekreteri ve Yale Üniversitesinde Arapça ve Sanskirtçe Profesörü Edward Elbridge Salisbury’den (1814-1901) söz edildiğini fark ettim. “Henry” ismi ile Mahmud Cevat’ın5, ** Prof. Dr. Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi. 1 Smithsonian yayınlarında iletişim kurulan yabancı kurumlar listesinde Osmanlı Akademisi ismi 1903 yılına kadar geçmektedir, Bkz. Mehmet Alper Yalçınkaya, “Their Science, Our Values" : science, state, and society in the 19th century Ottoman Empire. Unpublished Ph.D. Dissertation. University of California, San Diego, 2010. s. 106. 2 Osman Zahit Küçükler, Encümen-i Daniş, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Doktora Tezi. (Tez Danışmanlığını, Prof. Dr. Hamiyet Sezer Feyzioğlu üstlenmiştir.) 2014, s.60 3 Bu belgeler şöyledir; 1. BOA, Dosya Nu.:79 Gömlek Nu.:12 Fon Kodu:Washington'da “İsmit Sonyan” adlı Encümen-i Daniş'den gönderilen on bir cilt kitab ile Washington Sefiri'nin takririnin takdimi. 2. BOA,:20/C/1271 (10 Mart 1855) (Hicrî) Dosya Nu.:118 Gömlek Nu.:5800 Fon Kodu :İ..HR.. Doktor Şarl Canson'a (Charles Johnson) nişan verilmesi ve Amerikalı Mösyö Hanri Edvar Salzbori'nin (Edward E. Salisbury) Encümen-i Daniş Azalığı'na tayini. 3. BOA, 11/C /1277 (Hicrî) Dosya Nu.:181 Gömlek Nu.:10026 Fon Kodu:İ.HR. Mösyö Maks ile Mösyö Hanri'ye nişan verilmesi. 4 1850’de Fuad ve Saffet Paşa bu kurumun onursal üyesi olarak görülmektedir, bkz.Yalçınkaya, age. s.106. 5 Mahmud Cevat, Maarif-i Umumiye Nezareti Tarihçe-i Teşkilat ve İcraatı –XIX. Asır Osmanlı Maarif Tarihi, 2001, s. 50. 2 Prof. Dr. Kenan Akyüz’ün6 ve salnamelerin verdiği otuz üç kişilik listede karşılaşılmamaktadır. Başbakanlık Osmanlı Arşivindeki 10237 Nu.’lı hariciye belgesine ilk dikkati çeken Prof. Dr. Akdes Nimet Kurat’tır7. Encümen’in harici üyesi (muhabir üye) olarak “Henry” isminin altını çizen ise 1985’te Prof. Dr. Cahit Bilim’dir8. Bilim, Başbakanlık Osmanlı Arşivinde konu ile ilgili iki belgeye (1855 ve 1860 tarihli) işaret ediyor ve ikinci belgeye göre “hariciye tezkeresi üzerine 19 Kasım 1860′ta adı geçen Amerikalının, Encümen-i Dâniş üyeliği için gerekli rüûsun hazırlandığını”9 belirtmektedir. Burada şöyle devam ediyor: “Her iki belgede adı geçen Mösyö Henry ayni kişi olabilir veya olmayabilir. Burada önemli olan 1860’lara kadar encümene ilginin sürmesidir”10. Hayrullah Efendi’nin 1863’te yazdığı Avrupa Seyahatnamesi’nde “Vatanımda olan Encümen-i Dâniş’ten dûr olup da bilâd-ı ecnebiyyede meclis-i ilmiyyeye davet olunduğuma pek ziyade müteaccib oldum.”cümlesi ilginin devam ettiğine işarettir11. Kayaoğlu, 1998’de yayımladığı Türkiye’de Tercüme Müesseseleri adlı eserinde12 Encümen-i Dâniş’in harici üyeleri olarak 34. ve 40. üyelerde “Henry” ismini listelemektedir. 11 Mart 1855 (H.21 Cemaziyelahir 1271) tarihli Cevdet Maarif 5361 Nu.’lı belgeye göre ilk Henry’yi, 19 Kasım 1860 (H.5 Cemaziyelevvel 1277) tarihli 20237(?) Nu.’lı İrade Hariciye’ye göre ikinci Henry ismini vermektedir13. Mehmet Alper Yalçınkaya da 2010’da Kaliforniya Üniversitesi’nde hazırladığı doktora tezinde Encümen-i Dâniş’in üç Avrupalı üyesine (Redhouse, Bianchi ve Hammer) iki Amerikalı oryantalisti eklemektedir. Bunlar, Edward Elbridge Salisbury ve Charles Johnson’dur. Buna ek olarak, Encümen-i Daniş ile Joseph Henry döneminde Smithsonian Enstitüsü arasındaki kitap hediyeleşmesine dikkat çekmektedir14. Şimdiye kadar bu araştırmalarda, iki Henry’den söz ediliyor ama kim olabileceği, neden encümene dâhil edildiği üzerinde durulmuyordu. Henry’nin tespit edilmesi, Encümen-i Dâniş’in kuruluş amacı arkasındaki niyetleri de daha iyi anlamamızı sağlayacaktır. Bu yazıda, sözü edilen Henrylerin aynı kişi yani Fizikçi Joseph Henry olduğu görüşümü paylaşmak istiyorum. 16 Nisan 2015’te TÜBA’da “Encümen-i Dâniş’in Kuruluşu ve Faaliyetleri” 6 Kenan Akyüz, Encümen-i Dâniş, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara, 2007. s. 62. 7 Akdes Nimet Kurat “Türkiye-Amerika Birleşik Devletleri Arasındaki Münasebetlere Ait Arşiv Vesikaları” Tarih Araştırmaları Dergisi, 1967, 5 (8-9). s. 301. 8 Cahit Bilim, “İlk Türk Bilim Akademisi: Encümen-i Daniş”, H.Ü. Ed. Fak. Dergisi, 1985, 3(2), 81-104. 9 Bilim, İlk Türk Bilim..., s. 90-91. 10 Bilim, İlk Türk Bilim..., s. 91; 11 Hayrullah Efendi, Avrupa Seyahatnamesi, (Yeni harflere aktaran) Belkıs Altuniş-Gürsoy, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 2002, s. 122. 12 Taceddin Kayaoğlu, Türkiye’de Tercüme Müesseseleri, Kitabevi, İstanbul, 1998. s. 69. 13 Kayaoğlu, Türkiye’de…, s. 110. 14 Yalçınkaya, Their Science…, . s.105-106. 3 üzerine konferans veren Ali Akyıldız’ın da Henry’den Joseph Henry olarak söz etmesi görüşümün bir tür teyidi oldu15. Burada Joseph Henry’nin hayatı ve Smithsonian Kurumunda yaptıklarına değindikten sonra Osmanlı yöneticileri, neden telgraf makinalarını kullandığı Samuel Morse’u değil de Joseph Henry’i harici üye olarak kabul ettiler? sorusuna cevap aramaya çalışacağım. Joseph Henry’nin Encümen-i Dâniş’e harici üyeliği meselesi, beni oldukça heyecanlandırdı. Verdiği ürünler açısından dil, sözlük, tarih ve edebiyat araştırmaları gibi konulara ağırlık vermiş gibi görülen Encümen-i Dâniş’e, ki Fransa’daki beş akademiden birincisine örnek olabilir, döneminde elektromanyetik indüksiyon ile çalışmalarıyla ünlenmiş Joseph Henry’nin üye seçilmesi, o günkü yönetici zümrenin, Batı’nın modern bilimlerine sağlıklı bir zihni yönelimleri olduğuna işaret etmesi açısından önemlidir. Osmanlı arşiv vesikalarında Henry’nin sekreterliğini yaptığı Smithsonian Kurumundan bir “Darülfünunun” olarak söz edilmesi Smithsonian Kurumunun işlevinin tam anlaşılmadığından olabilir. Nitekim başka vesikalarda da “Enstitü” terimi kullanılmaktadır. Osmanlı Devleti’nin bazı ABD üniversitelerine kitap hediyesinin arkasından, 6 Aralık 1853’te Amerika’da Meclis-i Maarif (Smithsonian Müzesi) tarafından tanzim olunan üç takım kitabın takdim olunduğu haber verilmektedir16. Dr. Yalçınkaya, Smithsonian Enstitüsü ile iletişim kurduğunu, personelin arşivde Osmanlı Akademisi ile ilgili hiçbir belge bulamadıklarını belirtmektedir17. Bu belge yokluğu, 24 Ocak 1865’te kurumun binasının yanması ile ilişkilendirilebilir. Osmanlı arşivinden 1894’te Smithsonian Enstitüsünün, Kütüphane-i Umûmi (Beyazıt Devlet Kütüphanesi-1884) için hediye kitap gönderdiği anlaşılmaktadır. 1983’teki Türkçe yazılı kaynaklarda da Smithsonian’ın “Enstitü” olarak geçtiği unutulmamalıdır. Joseph Henry ve Smithsonian Kurumunun İnşası New Jersey Kolejde (şimdi Princeton Üniversitesi) profesör olan Joseph Henry, elektromanyetik indüksiyon alanındaki öncü çalışmaları ile tanınan bir fizikçi idi18. 1814-1815 yılları arasında Albany’de gümüş ve saat tamirci çırağı olarak çalıştı. Fakirlikten dolayı ancak 21 yaşında gidebildiği Albany Akademide kimya asistanı ve ders hazırlayıcı olarak çalıştı. 28 Nisan 1826’da okulun Matematik ve Doğa Felsefesi hocası oldu. 1827’de 15 Ali Akyıldız, Encümen-i Dâniş’in Kuruluşu ve Faaliyetleri, TÜBA Akademi Konferansları, Ankara, 16 Nisan 2015. 16 Kurat, Türkiye-Amerika…, s. 300. 17 Yalçınkaya, Their Science…, s. 106. 18 Joseph Henry’nin hayatı için bk. Smithsonian Kurumunun web sitesi: http://siarchives.si.edu/history/joseph- henry 4 elektromanyetizmaya yönelik ilk çalışmalarını yayımladı. William Sturgeon’un elektromıknatısının iletişimde kullanışlılığını gösterdi. 1831-1832’de telgraf makinasının ilk hâli olan uzaktan zili çaldıran makinesini tanıttı. 1831’de elektrik motorunu icat etti. 1832’de Princeton Üniversitesinde daimi süreli öğretim üyesi (tenure) oldu. 1835’te Amerikan Felsefi Topluluğu’na seçildi. 1835’te ilkel röle telgrafını teşhir etti. 14 Mart ve 2 Ekim 1837 arasında Avrupa bilim merkezlerine ziyareti, bilimdeki uluslararası itibarını da arttırdı. 9-16 Eylül 1837’de İngiliz Bilimsel Toplantıları Geliştirme Kurumunun (British Association for the Advancement of Science Meeting) toplantısına katıldı. 1840’da Ulusal Bilimi Teşvik Enstitüsüne üye oldu. 24 Şubat 1842’de Morse’a bazı tavsiyelerde bulundu. 1846’da öncü Amerikan bilim insanı ve eğitimci kimliğinden dolayı Michael Faraday’ın da desteğiyle Smithsonian Kurumunun ilk sekreterliğine seçildi. Bu kurum, 1829’da ölen İngiliz bilim insanı James Smithson’un mirası ile “insanlar arasında bilginin çoğaltılması ve yayılması” vasiyetiyle 10 Ağustos 1846’da ABD Hükümeti tarafından kurulan ve zamanla araştırma merkezleri ve müzelerden oluşan bir yapıya dönüştü. Henry, Smithsonian Kurumu’nun büyük bir araştırma merkezi olması için çalıştı. Bu görevi 1878’e kadar yürüttü. 1848’de Amerikan Bilimi İlerletme Ulusal Kurumunun (The American Association for the Advancement of Science) Başkanı seçildi. Kurum için 14 maddelik bir kılavuz plan hazırladı. Bu kurum, O’na göre mevcut ABD kurumları tarafından yeterince yürütülemeyecek programları sadece taahhüt etmeli ve bir de bilimsel ilerlemeye ilişkin yayın çıkarmalıydı. Henry, Kuzey ve Güney Amerika kıtası boyunca gönüllülerden oluşan meteoroloji ekibi kurdu. Onun öncülüğünde yerli Amerikalıların dilleri ile ilgili çalışmalar da başlamış, 1852’de Dakota, 1858’de Yoruba Dilinin Gramer ve Sözlüğü yayımlanmıştır. 1856’da Smithsonian Kurumu, Birleşik Devletleri Arkeolojisi adlı kitabı bastı. 1860’ta kurum, kâşif Isaac Israel Hayes’in Ellesmere Adası’na seyahatini de destekledi. 7 Eylül 1849’da Joseph Henry, Morse-O'Reilly telegraf patenti davasında ifade verdi. Pek çok kaynak, Joseph Henry’nin Gale aracılığı ile de Samuel Morse’la iletişim kurduğunu ve ona telgrafını geliştirmekte yardım ettiğini iddia etmektedir. Ancak 19 Temmuz 1854’te Samuel Morse, Joseph Henry’nin elektromanyetizm çalışmalarının onun telgrafı icadına katkıda bulunmadığını ileri sürdü. 1855’in Ocak ayında Morse, Joseph Henry’e karşı iddialarını basın ile duyurdu. 16 Mart 1857’de telgraf patent tartışması devam etti. Joseph Henry, 3 Mart 1863’te ABD’de Ulusal Bilimler Akademisinin kurulmasında öncü rol oynadı. 1868’de Ulusal Bilimler Akademisine başkan olarak seçildi. 1875’te benzer 5 bir şekilde Aleksander Graham Bell’e telefonun gelişmesi için bir takım tavsiyelerde bulundu. 13 Ocak 1877’de Aleksander Graham Bell, Henry ailesine telefonla bir tecrübe yaptı. 5 Aralık 1877’de kısmı felç geçirdi, 13 Mayıs 1878’de vefat etti. 1893’te elektrik indüktans birimine “Henry” ismi verildi. Adına bir de madalya ihdas edildi. Neden Samuel Morse Yerine, Joseph Henry Harici Üye Seçildi? Osmanlı Devlet’inde üst düzey bürokrasinin, Joseph Henry’i Encümen-i Dâniş’e harici üye seçmeleri ve Morse’a ise ödül ve madalya gönderme ile yetinmeleri arkasındaki düşünceler daha detaylı olarak incelenmeyi hak etmektedir. Neden Morse değil de Henry’i harici üye olarak seçilmiştir? Esasen, 1996’da Boğaziçi Üniversitesinde Osmanlı Devleti’ne telgraf teknolojisinin transferi konusunda yaptığım yüksek lisans tezimde de Joseph Henry’nin telgrafın icadındaki rolünü fark edememiş olmamın yüksek lisans tezimin bir eksikliği olduğunu şimdi daha iyi görmekteyim. Morse’un Ocak 1855’te Joseph Henry’e karşı iddialarını basın ile duyurmasının hemen sonrasında, Osmanlı yöneticilerinin 10 Mart 1855’te (H.20/C/1271) onu üye olarak seçmeleri bir rastlantı olmasa gerektir. 23 Ağustos 1858’de Osmanlı İmparatorluğu, Morse’un icadından dolayı ödüllendiren büyük güçler arasında yer almış, sahip olduğu Morse makinalarının sayısına bağlı olarak hesaplanan patent ücretini ve madalyayı ödemeyi kabul etmişti. 15 Eylül 1858 tarihli Morse’un teşekkür mektubu Paris’teki Osmanlı Büyükelçisi Haydar Efendi aracılığıyla Sultan Abdülmecit’e ulaştırıldı.19 Bu mesele ile ilgili yazışmaların 5 Nisan 1859’a kadar devam ettiği anlaşılmaktadır20. Joseph Henry’i, Encümen-i Dâniş için harici üye olarak kim teklif etmiş olabilirdi ve üyeliğe liyakatı nasıl ispatlanmıştı? Esasen Nizamnamenin üyelerin seçim sureti kısmının 6. bendine göre bu süreç bellidir: Harici üye, Meclis-i Maârif-i Umûmiye veya başkanlar (1. Ataullah Efendizade Şerif Efendi ya da 2. Hayrullah Efendi) tarafından encümene arz olunuyor, başka yerde yaşıyor ve üyeler tarafından tanınmıyorsa onu teklif eden kişi üyeliğe layık olduğunu ispatladıktan ve çoğunluk oyu ile seçildikten sonra padişah izniyle tayin olunuyordu. Bir de “İlim Çin'de de olsa gidiniz, öğreniniz.” hadis-i şerifince harici üye sayısı sınırsız tutulmuştu. 1 Ağustos 1849 tarihli bir mektubundan Joseph Henry’nin İstanbul’daki ABD mukim elçisi (minister resident) George Perkins Marsh (1849-1853) ile yazıştığı 19 Bahri Ata, "The Transfer of Telegraph Technology to the Ottoman Empire in the XIXth Century," Boğaziçi Üniversitesi, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, 1997, s.37. 20 Çağrı Erhan, Türk-ABD İlişkilerinin Tarihsel Kökenleri, 2001, s.355. 6 bilinmektedir. 1853’te görev süresi dolan ABD elçisi George Perkins Marsh da İstanbul’dan ayrılmıştı. Bu tayinin, Mustafa Reşit Paşa’nın 4. sadrazamlık (Kasım 1854-Mayıs 1855) döneminde gerçekleştiği görülmektedir. 1854-1857 arasında Mekâtib-i Umumiye Nazırı Hayrullah Efendi idi21. 1860’da yazılan diğer belge ise Âli Paşa’nın sadrazamlığına denk gelmektedir. 1857 ile 1861 arasında Maarif Nezareti’nin başında Abdurrahman Sami Paşa vardı. Bu dönemlerde Saffet Paşa ve daha sonra Fuad Paşa, Hariciye Nazırı idi. Bu arada 1850’de Binbaşı Emin Efendi’nin Washington’da özel temsilci olarak altı ay bulunmasından sonra22, 12 Nisan 1858’de ABD elçiliğinin baş tercümanı Brown’un akrabası olan Amerikan Zabitan-ı Askeriyesinden George Porter (Rüstem Bey) Washington’a şehbender olarak tayin edilmişti23. Söz konusu üyelik için bu kişilerden de görüş alınmış olabilir. Encümen-i Dâniş’in Joseph Henry’yi harici üye kabul etmesinin hemen ardından Cemiyet-i İlmiye-yi Osmaniye’nin çıkardığı Mecmua-i Fünûn’da 1862’den sonra tarih-i telgraf, manyetizm ve kuvve-i elektrikiyye konularında Münif Efendi, İbrahim Ethem Paşa, Mehmet Derviş Paşa, 24 Mehmed Said ve Erkan-ı Harbiye’den Daniş Bey’in yazılar yazdığı anlaşılmaktadır. Ancak Münif Efendi, Mehmed Said ve Daniş Bey, Encümen’de bu konuşmayı yapacak pozisyonda görülmüyordu. Mahmud Cevat’a göre Encümen-i Daniş’in dahili üyelerinden 30. üye Tahir Münif Efendi değil, Bâb-ı Âlî Evrak Müdürü Tahir Mehmed Efendi’dir (öl.1870-1871)25. Mehmed Said de Mekteb-i Bahriye-i Şahanenin hocası ve Meclis-i Maarif-i Umumiye üyesi idi. Öyle görülüyor ki encümende ispatı yapan kişi -İbrahim Ethem Paşa ya da Derviş Paşa olabilir- daha 1840’larda Joseph Henry’nin Avrupa’daki bilim çevrelerindeki ününü, Smithsonian Kurumunu nasıl bir bilim merkezi hâline getirdiğini biliyor, dönemin basınından Morse-Henry haberlerini takip ediyordu. Pür ve uygulamalı bilimler üzerine tartışmaların da farkındaydı. Joseph Henry, Encümen-i Dâniş üyeliğini kabul etmiş midir? Bu soruya cevap verebilmek için 24 Ocak 1865’te Smithsonian kurumu binasının yangınını unutmadan “Joseph Henry Dokümanları” (The Papers of Joseph Henry, 12 cilt) arasında daha detaylı bir inceleme yapmak gerekir. Sonuç 21 Teyfur Erdoğdu, “Maarif-i Umumiye Nezareti Teşkilatı-I”, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, 1995, 51 (1), s. 235. 22 Erhan, Türk-ABD…, . s. 154-155. 23 Kurat, Türkiye-Amerika…, s. 301. 24 Osman Bahadır, “Tarihimizdeki İlk Elektrik Makalesi”, Cumhuriyet Gazetesi Bilim Teknik Eki, 2009, 17 Temmuz, s. 14. 25 Mahmud Cevat, Maarif-i Umumiye…, s. 46. 7 1851-1862 arasında Encümen-i Dâniş’e, döneminde elektromanyetik indüksiyon çalışmalarıyla ünlenmiş Fizikçi Joseph Henry’nin harici üye seçilmesi, Encümen-i Dâniş’in bir dil, tarih ve edebiyat akademisi olmasının yanı sıra bir fen bilimleri akademisi olarak da tasarlanmaya çalışıldığı görüşünü destekler niteliktedir. Zira bu üye, pek “hatır için seçilmiş kişilerden” değildir. Onun seçiminin arkasında bilim ve teknolojinin ve de kurumsallaşmanın önemini kavramış bir bilinç ve irade sezinlenmektedir. Joseph Henry’nin tayini âdeta fen bilimlerine daha çok önem veren Münif Efendi ve Fuad Paşa himayesinde Cemiyet-i İlmiye-i Osmaniye kuruluşunun (1861-1867) haberdarı ve Ahmet Cevdet Efendi’ye karşı encümen dışındaki Tahir Münif Efendi zihniyetinin de bir zaferi gibidir26. Encümen-i Dâniş’in Ahmet Cevdet Paşa’nın ifadelerine dayanarak beş Fransız Bilim Akademisinin birincisinden esinlenerek kurulduğu ileri sürülse de Smithsonian Kurumu gibi farklı kurumları da tanıma gayreti içine girildiği görülmektedir. Gönül isterdi ki Encümen-i Dâniş, Smithsonian Kurumu gibi kurumsallaşsın ve dil çalışmalarından, icat ve keşiflere kadar pek çok bilimsel ve kültürel faaliyeti desteklemiş olabilsin. 26 Haziran 1861’de Sultan Abdülmecit’in 38 yaşında vefatı ve Sultan Abdülaziz’in tahta çıkışı ile İmparatorlukta yeni bir sayfa açıldığını kabul etmek gerekir. Bu coğrafyanın karmaşası içinde Encümen-i Dâniş’in; işlev ve görevlerinin zaman içinde Telif ve Tercüme Cemiyeti, Cemiyet-i İlmiye-i Osmaniye, Tarih-i Osmani Encümeni, Telif ve Tercüme Dairesi, Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu, Türk Coğrafya Kurumu, TÜBİTAK ve TÜBA gibi kurumlar arasında dağıtıldığı söylenebilir27. Ülkemizde ne yazık ki çoğu yabancı dillerden çeviri olan bilim tarihi kitaplarında son 150-200 yılda gittikçe artan Türkiye-Batı etkileşimi gösterilmemektedir. Örneğin Cemiyet-i İlmiye-i Osmaniye’nin kuruluşu 24 Mayıs 1861 tarihli irade olmuş iken, ABD’de Ulusal Bilimler Akademisi 3 Mart 1863’te kurulmuştur. Joseph Henry, ABD’de Ulusal Bilimler Akademisini, ikinci defa Encümen-i Dâniş’e üye gösterilmesinden ancak üç yıl sonra kuvveden fiile çıkarabilmiştir. Çocuklara ve gençlere yönelik yayımlanan bilim dergilerinde çıkan yazılar da elimizin altındaki söz konusu etkileşimleri gösteren yüksek lisans ve doktora çalışmalarını yansıtmaktan çok uzaktır. Oysa çevirenler ve bu türden yazı yazanlar, ek ve 26 Tanzimat’ın ilim yanını Cevdet Efendi’nin, fen yanını Münif Efendi’nin temsil ettiği ile ilgili yorum için bk. Niyazi Berkes (2008) Türkiye’de Çağdaşlaşma, 12. bs., yay. haz. Ahmet Kuyaş, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2008. s. 236. 27 Erdem Oklay, “Ahmet Cevdet Paşa’nın Türk Eğitim Tarihi Açısından Önemi Üzerine Bir İnceleme” Tarih İncelemeleri Dergisi XXIX / 1, 2014, s. 247-248. 8 yerinde açıklamalarla konuyla ilgili küçük okuyucuların ve gençlerin dikkatlerini çekmelidirler. Umarım bu makale, Encümen-i Dâniş’in harici üyeleri listesinde adı geçen Prof. Edward Elbridge Salisbury gibi diğer kişiler hakkında da daha ayrıntılı ve derinlemesine araştırmaların yapılmasını sağlayacak başka çalışmalara örnek teşkil edebilir. KAYNAKÇA Arşiv Kaynakları T.C. Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı, Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Dosya Nu.:79 Gömlek Nu.:12.  T.C. Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı, Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Dosya Nu.:118 Gömlek Nu.:5800. 20/C/1271 (10 Mart 1855) (Hicrî)  T.C. Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı, Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Dosya Nu.:181 Gömlek Nu.:10026.  11/C /1277 Eserler ve Makaleler AKYILDIZ, Ali, Encümen-i Dâniş’in Kuruluşu ve Faaliyetleri, TÜBA Akademi Konferansları, Ankara, 16 Nisan 2015. AKYÜZ, Kenan, Encümen-i Dâniş, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara, 2007. ATA, Bahri "The Transfer of Telegraph Technology to the Ottoman Empire in the XIX th Century," Boğaziçi Üniversitesi, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, 1997. BAHADIR, Osman “Tarihimizdeki İlk Elektrik Makalesi”, Cumhuriyet Gazetesi Bilim Teknik Eki, 2009, s.14. BERKES, Niyazi, Türkiye’de Çağdaşlaşma, 12. Bs., yay. haz. Ahmet Kuyaş, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2008. 9 BİLİM, Cahit, “İlk Türk Bilim Akademisi: Encümen-i Daniş”, H.Ü. Ed. Fak. Dergisi. 3(2), 1985, 81-104. MAHMUD CEVAT, Maarif-i Umumiye Nezareti Tarihçe-i Teşkilat ve İcraatı –XIX. Asır Osmanlı Maarif Tarihi, yay. haz. Taceddin Kayaoğlu, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, 2001. ERDOĞDU, Teyfur, “Maarif-i Umumiye Nezareti Teşkilatı-I”, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi 51 (1). 1995, s.235. ERHAN, Çağrı, Türk-ABD İlişkilerinin Tarihsel Kökenleri, İmge Kitabevi Yayınları, Ankara, 2001. HAYRULLAH EFENDİ, Avrupa Seyahatnamesi, yeni harflere aktaran. Belkıs Altuniş- Gürsoy, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 2002. KAYAOĞLU, Taceddin, Türkiye’de Tercüme Müesseseleri, Kitabevi, İstanbul, 1998. KURAT, Akdes Nimet, “Türkiye-Amerika Birleşik Devletleri Arasındaki Münasebetlere Ait Arşiv Vesikaları”, Tarih Araştırmaları Dergisi, 5, 1967, (8-9). KÜÇÜKLER, Osman Zahit, Encümen-i Daniş, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Doktora Tezi, 2014. OKLAY, Erdem, “Ahmet Cevdet Paşa’nın Türk Eğitim Tarihi Açısından Önemi Üzerine Bir İnceleme”, Tarih İncelemeleri Dergisi XXIX / 1, 2014, s. 247-248. YALÇINKAYA, Mehmet Alper, “Their Science, Our Values" : science, state, and society in the 19th century Ottoman Empire. Unpublished Ph.D. Dissertation. University of California, San Diego, 2010. http://siarchives.si.edu/history/joseph-henry, erişim tarihi: 15.01.2015, 10:05.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır