Sayfa İçeriği
Whatsapp durum Sözleri özen ile hazırlanmış, İngilizce,Manalı Whatsapp sözleri,Durum Sözleri anlamlı,Etkileyici Whatsapp durumları,Whatsapp Durum Sözleri Aşk,Wp durumları kısa Cool,Büyüleyici Whatsapp durumları,Whatsapp Durum Sözleri Komik ,Kapak sözler, Ağır sözler, koyucusözler
Korkusuz hayal edin, sınırsız sevin.
Hayattaki güzel şeyler seninle daha güzel.
Dramatik bir şey olana kadar kimse gerçekten umursamıyor.
Sen kendi zihninin kurbanısın.
Şimdi ve sonsuza kadar seninle olmak istediğim sadece iki zaman var.
Her sabah yüzümde bir gülümsemeyle uyanmamın sebebi sensin.
Seni kollarımda tuttuğumda, bütün dünyayı tuttuğumu hissediyorum.
Eğer gerçekse, asla bitmeyecek.
Manalı kısa güzel sözler
Evet, değiştim. Acı insanlara bunu yapar işte.
Neden kimseye söylemedin? Hiç biri sormadı.
Kendi düşüncelerimden uzaklaşmaya ihtiyacım var.
Öptüğün dudaklarım değil, ruhumdu.
Senden vazgeçmeyeceğim bu yüzden lütfen benden vazgeçme.
Yankı olacağına ses ol.
Günleri hatırlamayız anları hatırlarız.
Canlı mı yoksa sadece nefes alıyor mu?
O kadar çok hissettim ki hiçbir şey hissetmeye başladım.
Hayat, bize beklediğimizi verme yükümlülüğü altında değildir. Margaret Mitchell
Yıpranacağına paslan daha iyi
Gerçek aşkın mutlu bir sonu yoktur, çünkü gerçek aşk bitmez.
Başlamak kazanmanın yarısıdır.
Ya bırak git ya da daha çok dene.
Bir Padişah bile olsan eşine eğilirsin.
Değer sandık diye değer verdik.
Asıl olanlar, esasında açığa çıkmayanlardır.
Yarası olmayanın yaralanmış ile alay etmesi normal.
Asla geriye bakma. O tarafa gitmiyorsun.
Bizden kaça kaça koşmayı öğrendiler!
Üzerimize oynayan aşağımızda kalır !
Bazı ruhlar ezelden aşinadır birbirlerine.
Gözler asıl görülmesi gerekeni göremez.
Sadık bir arkadaş, on bin akrabaya bedeldir.
Her zaman haklı değilim, ama asla yanılmam!
Zor yollar genellikle güzel yerlere götürür.
Ölüdür ve öldürülmüştür bütün umutlar.
Bir yola baş koyduysan, yokuşunu da seveceksin!
Herkes seni dinleyebilir, ama herkes seni anlamaz.
Silinmesi en zor olan görünmez gözyaşlarıdır.
Ya değişirsin ya da her şey kendini tekrar eder.
Asla Kaybetmezsin, Ya Kazanırsın ya Öğrenirsin.
Bazen Yanlış Seçimler Bizi Doğru Yerlere Getirir.
Gösteriniz sona erdiyse alkışlayalım. Güzel şovdu!
Şanınla gitmeyi gitmek önemli yoksa herkeste ayak var !
Hasetlileri uzakta sanma… Ya kanından, ya canından…!
Beni hemen yargılama. Neler yaşadığımı bilemezsin…!
Sevgili hayat, En azından biraz kayganlaştırıcı kullan.
Yine de insan inanıyor ara sıra, güzel şeylerin olacağına.
Bazen Değiştiremeyeceğimiz Şeyler Sonunda Bizi Değiştirir.
Her türlü kusura bakabilirsiniz artık, hiç sıkıntı değil.
Yaptığın hatalardan asla pişman olma. Denediğinin kanıtı.
Hiçbir şey yapmadan yorulma konusunda özel bir yeteneğim var.
Aslan yazı yazmayı öğrenene kadar, her hikaye avcıyı över.
Sonunda Her Şey Yolunda Olacak – Tamam Değilse Sonu Değildir.
Kendini dev aynasında görme; padişah canı bile Allaha emanet…!
İyiliği kötülükten ayıramayan adamı, hayvandan bile sayma…!
Bırakmak Zarar Verebilir, Ama Bazen Dayanmak Daha Çok Zarar Verir.
Düşünsenize birisi sizi yargılamak yerine anlamaya çalışıyor.
İnsanlar sizden sebepsiz yere nefret ederse, onlara bir sebep verin.
Hatamız illaki olmuştur ama hiçbir zaman yanlışımız olmadı…!
Güzel günlerin hatrı kalmadı artık hatır isteyen hata yapmasın !
Güzellikle söyledim işte; Arifsen ders alırsın, cahilsen tavır…!
Varışa değin öylesine odaklandık ki yolculuğun tadını alamadık.
Onu Hisseden Siz Olana Kadar Birinin Acısını Asla Anlamayacaksınız.
Başarısız olmadım, sadece işe yaramayacak başka bir yol keşfettim.
Yaptığınızı çocukluğa veriyorum ama bilin bakalım ne çacukluğu ?
Birini affetmek Kolay, Ama Onlara Tekrar Güvenebilmek Bambaşka Bir Hikaye.
Mükemmel anı beklemeyi bırakın. O anı alın ve mükemmel hale getirin.
İnsanları bazen seviyorum, böyle iki dakika falan sürüyo sonra geçiyo.
Herkes sana zarar verecek. Sadece acı çekmeye değer olanları bulmalısın.
Arkamda bıraktığım köprüleri yakarımki, ilerlemekten başka çarem kalmasın.
İnsanlar, iyi bir insandan çok iyi bir insan olarak hareket eden kişiye inanacaklardır.
Bazen hayatınızın en iyi günlerine ulaşmak için, kötü günlerle savaşmanız gerekir.
Bazen hayatımıza mutluluk katsın diye aldığımız şeyler, başımıza bela olabiliyor.
Bir kere yanlış trene bindiyseniz; Koridordan ters tarafa yürümenin hiç bir faydası yoktur..
Geçmişte seni inciten şeyleri unutmakta sorun yok. Ama size öğrettiği dersleri asla unutmayın.
Uçamazsan koş, koşamazsan yürü, yürüyemezsen sürün. Ama ne yaparsan yap ilerlemek zorundasın
Hayat hakkında öğrendiğim her şeyi üç basit kelimeyle özetleyebilirim: ”Hayat devam ediyor.”
Büyük bir yaşam değişikliği yapmak korkutucu. Ama daha da korkutucu olan ne biliyor musun? Pişmanlıklar.
Bu kadar endişelenme. Endişelenmek yarının dertlerinden kurtarmayacak, bugün tüm zevklerinden mahrum bırakacak.
Eğer bitmiş bir şey sana acı veriyorsa, duyduğun acı o şeyin kendisinden değil;Verdiğin değerin ona değmemesindendir.
Herkes mutlu olmak ister. Kimse acıyla uğraşmak istemez. Ama en azından biraz yağmur olmadan, bir gökkuşağı oluşmaz.
Hayatta yapabileceğiniz en büyük başarı kendin olmaktır. Çünkü Dünya sürekli herkesi başka birine dönüştürmeye çalışıyor.
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
Tweetle
Gönlüm ne dertlidir, ne de bahtiyar; ne kendisine yar, ne kimseye yar Bir rüya uğrunda ben diyar diyar, gölgemin peşinden yürür giderim Necip Fazıl Kısakürek
Çok sıkıldıysan hayattan bir mezarlığa git. Ölüler iyi bilir; yaşamak güzeldir.
Üç günlük dünya için gayret üstüne gayret, ebedi bir yaşam için gayret yok hayret.
Bana çağ dışı diyorlarmış. Ne büyük bir onur! Ben bu çağın dışında kalmayayım da, içinde mi boğulayım.
Gökler ağlıyor, biz ağlamışız çok mu? Bize yobaz diyorlar, haberin yok mu?
Ölüm herkesin başına gelir, ama geç ama erken Ya kazanırken, ya da kazandığını yerken.
İçimizde bu kadar perişan hale getirilmeseydik; dışımızda bu kadar hürmetsizliğe uğramayacaktık.
Bana bir ben lazım, bir de beni anlayan. Beni bir ben anlarım, bir de beni yaradan
Kadın mezarlığa girerken başını kapıyor, dışarı çıkarken açıyor, ölüye karşı kapayıp, diriye karşı açmak akıl almaz.
Yalnızım diye üzülmüyorum çünkü biliyorum, yalnız insanın ihanet edeni de olmaz.
Gençliğine doyamadan gitti, derler. Doymak mümkün mü ki, doyup da gitsin. Doymak burada değil. Burası acıkmanın yeri.
Düşünmek şu, bu değil, öteleri düşünmek; sizinse düşünceniz yataklarda eşinmek.
Sonunda eyvah diyeceğin şeylere, başında eyvallah deme. Pişman ol fakat pişman ölme.
Zamanı kokutanlar mürteci diyor bana; yükseldik sanıyorlar, alçaldıkça tabana.
Hayatın çilesine tahammül gerek, değil mi ki sefa ile cefa müşterek? Sizce ağlamak için gözyaşı mı gerek, bazen dertliler de ağlar ama gülerek. Necip Fazıl Kısakürek
Her kahkaha da Allaha şükretmiyorsan, neden her ağladığında ona kızıyorsun?
Ben Türkiyeyi yerin üstündeki 35 milyon ölünün değil, yerin altındaki 35 milyon dirinin koruduğuna inanırım.
Güzel Allahım, senden ne gelecekse gelsin; sen ki, rahmetinle de, kahrınla da güzelsin
Ne bir hasret dinle, ne bir ah işit; bir yaprak ol, esen rüzgarlarla git
Bir tarafta ruhi harikalar ve öbür tarafta yalçın vahşetler diyarının akıl haysiyeti tanımayan, içinde anlatılmaz bir kuvvet ve dışında anlaşılmaz bir zaaf taşıyan illetli beşeriyet hârası
Öleceğini bilerek yaşayan tek canlı insandır. Ve hiç ölmeyecekmiş gibi yaşar.
İnsanın kazandığı paradan değil, paranın kazandığı insandan kork.
Armut deyip geçmeyin! Onun ilk hecesi çoğu kişide yoktur.
Kula karşı utanmak, Allaha karşı hicabın ifadesidir. Kula karşı utanmadığını gösteren, Allahtan utanmıyor demektir.
Ömür ağaç dalında savrulan bir yapraktır. Ne kadar genç olursan ol, sonun kara topraktır.
İnsanı olgunlaştıran yaşı değil, yaşadıklarıdır.
Ben geçmişimi dürdüm, büktüm, çöpe attım. Çöpü karıştırmak köpeklerin işidir. Necip Fazıl Kısakürek
Ne insanlar var bu dünyada! Nasıl elleri gider, nasıl dilleri vardır. Menfaatinden başka bir şey düşünen var mı?
Başı boş, gözü kör, dizginsiz isteklerimizin bizi ne kadar çirkinleştirdiğini gör artık!
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek; Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?
İnsanlar birbirinin göz bebekleri içinden bakabilirler ve kelimelerdeki ortaklıklarını tek fert halinde yaşayabilirler mi? Sonsuz öksüzlük
Kendini Allaha esir ver ki, hürriyeti bulasın ve hayvan hürriyetinden kurtulasın!
Ne görsem, ötesinde hasret çektiğim diyar; kavuşmak nasıl olmaz, mademki ayrılık var?
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız! Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader; Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
Bir takım insanlar da var ki, ağlamıyorlar. Ağlamak onlara zor geliyor. Bir incir dalına asılmaktan daha zor.
Dağı tanıyan, nasıl tanımaz uçurumu? Madem ki yükseliş var, iniş olmaz olur mu?
Aya giden, yıldıza giden milletlere imrenen Türk Gençliği! Yirmi yaşındaki Fatihin ahlak fezasından düştüğünüz bugünkü çöplüğe bakın ve utanın!
Hayatın gizli bir şuuru olduğuna inanmak istiyorum. Öyle bir şuur ki, kendisini, yok gösterecek kadar gizleyebilmiştir.
Aydınlık yolu herkes bulur, mesele karanlık yolda ışık aramak.
Dipsiz bir uçuruma sarkıyorum. Yakalayabildiğim bir iki ot tutuyor beni. Bu otlar sökülüyor. Yumuşak toprağın içinden kökleriyle beraber geliyor. Düşüyorum!
Ne hasta bekler sabahı, ne taze ölüyü mezar. Ne de şeytan, bir günahı, seni beklediğim kadar. Necip Fazıl Kısakürek
Aşk korkuya peçedir, korku da aşka perde, Allahtan nasıl korkmaz, insan Onu sever de
Geminin tek kaptanı olur gerisi mürettebattır. Kalbinde tek sahibi olur gerisi teferruattır.
Kimileri vardır; aşkın en yücesine layıktır. Kimileri vardır; aşkın en yücesini versen de, aşağılıktır.
Aşk Başımıza ne geldiyse aşkımızı kaybetmekten geldi.
Bir asfaltı her gün sulasan da sana çiçek veremez çünkü; asfaltın tabiatında güzellik yoktur.
Kula kulluk etme! Unutma ki sen de kulsun. Ve kimseye gerektiğinden fazla önem verme! Yoksa, unutulursun.
Allahım beni sıkma yoksa ne kadar merhametli olduğunu açığa vururum, sana tapacak tek kişi bulamazsın!
Dostunu bulan aşk sonsuz ömürlü, sevgili bayatlar ama aşk yeni.
Gönlüm ne dertlidir, ne de bahtiyar; ne kendisine yar, ne kimseye yar.
Ben de bir insanım. Hiçbir fevkaladeliğim yok. Bir kadere bağlıyım. Bir takım zaaflarla doluyum. Belki herkesten daha zayıf.
Yaşayamıyoruz. Resimlerimiz, fotoğraflarımız kadar yaşayamıyoruz. Mendilimiz, gömleğimiz, potinlerimiz kadar yaşayamıyoruz.
Ayağın taşa takıldığında; Allah kahretsin! bile deme, Dua et ki; taşa takılan bir ayağın var. Necip Fazıl Kısakürek
Tohum saç, bitmezse toprak utansın! Hedefe varmayan mızrak utansın! Hey gidi küheylan, koşmana bak sen! Çatlarsan, seni doğuran kısrak utansın!
Akıl, akıl olsaydı ismi gönül olurdu; Gönül gönlü bulsaydı bozkırlar gül olurdu.
Tereddüt edersen bacakların seni taşımaz. Yürüyeceğim de, bas ve yürü
Şair, madde değil de mana halinde cami kapılarının önünü dolduran Allah dilencilerinin en güzelidir.
Diz çök ey zorlu nefis, önümde diz çök! Heybem hayat dolu, deste ve yumak. Sen, bütün dalların birleştiği kök; biricik meselem, sonsuza varmak
Kendisinin dışına çıkmak isterken, birdenbire kendisine, hem de o zamana kadar hiç tanımadığı kendisine rast gelmiştir.
Seni ilk tanıdığım zaman, bende bulduğun bir zaaf anının hüviyetini, daimi mahkumiyet elbisesi diye giydirdin.
Zaman; Allahın eşya ve madde üzerine attığı bir ağdır. Bir balık ağı sanki İçinde olmayan hiçbir şey yok. Her şey o ağın içinde, o ağın muhtevası
Bilemem, susarak ölmek mi hüner? Lisan çıldırıyor, dil nasıl döner?
Sırma renginde pislik, dünyanın süsü püsü. Bende tek aziz eşya annemin baş örtüsü
Fakat kimse, müsbet ilimlerin atlı karıncasında sarhoş hale gelen insanın beklediği yeni ümit şarkısını besleyemedi.
Ya Allaha baş eğer hiç kimseye eğmezsin, ya da herkese baş eğer hiçbir şeye değmezsin Necip Fazıl Kısakürek
Dinin olmadığı yerde hiçbir şey yoktur; yokluk bile yok Şiir ve sanatsa hiç yok!
Sana Allahın Resulü olarak, getirdiğin ölçülerin hepsiyle birden, bildiğim ve bilmediğim, anladığım ve anlayamadığım her emrini hak bilerek inanıyorum.
Bizler açlıktan karnına taş bağlayan peygamberin, doymak bilmeyen ümmetiyiz.
Yalnız Allah var! Var olan yalnız Allah! Her şey o kadar yok ki, yalnız Allah var! Allah öyle var ki, kendisinden başka hiçbir şey yok!
Biz; Ayakları şişene kadar namaz kılan Peygamberin, gözleri şişene kadar uyuyan ümmetiyiz
Her şeyden evvel bize dua nasip et, bizi duadan kesme Allahım! Duadan ve göz yaşından
Bir namazım, bir duam, bir de eski seccadem. Hepsi hepsi bu kadar, işte benim sermayem.
Neye yaklaşsam sonu uzaklık ve kırgınlık; anla ki yok Allahtan başkasıyla yakınlık.
Duayı kabul eden, dilekleri veren, vermeyi murad edince el açtıran, ancak sevdiği kuluna dua ettiren, sevmediklerinin elini ve dilini bağlayan ve kendisine yönelmekten alıkoyan Allahım! Bizi affet!
Ben bir garip insanım. Ne tahtım var ne tacım. Tut elimden Allahım, yalnız sana muhtacım.
Var mı Allahtan yukarı, kabirden aşağı? Toparlan ruhum gidiyoruz, sen yukarı ben aşağı
Güzel Allahım, senden ne gelecekse gelsin; sen ki, rahmetinle de, kahrınla da güzelsin
İslamiyet, insanoğlunun topyekün vazife, memuriyet ve haklarını getirmiş, ruhta ve maddede bütün kemal ölçülerini sımsıkı bir ideolocya örgüsü şeklinde tamamlamış ezelî ve ebedî nizam
Dünya güzel olsaydı, doğarken ağlamazdık. Yaşarken temiz kalsaydık, ölünce yıkanmazdık. Necip Fazıl Kısakürek
Mutlak mizanda kötülükle beraber, hiçbir iyilik yoktur ki, teraziye girmeyecek olsun.
An oluyor bir garip duyguya varıyorum; ben bu sefil dünyada acep ne arıyorum?
Dünyanın en sert ve en yumuşak madeni; kalp Ateşini bulsun; hemen değişir.
Çocukken gün battı mı, bir köşede ağlardım; nihayet döne döne aynı noktaya vardım.
Artık bütün mantık hesaplarımı kaybettim! Hem de öylesine kaybettim ki, Amerikada bir cinayet işlense de dünya çapında bir ses sorsa, Katil kim? Benim! diye haykırabilirim!
Gençlik, gelip geçti Bir günlük süstü; nefsim doymamaktan dünyaya küstü. Eser darmadağın, emek yüzüstü; toplayın eşyamı, işim acele!
Sakın bu dünya, gözle görünür ve görünmez her şeyiyle doğacak bir çocuğu kandırmak için, bütün insanların birlik olup uydurduğu müthiş bir yalan olmasın? Ve sakın o çocuk ben olmayayım?
Gördüm ki, akılla hiçbir yere varılmaz ve her şey aklın ötesindeki peygamberlik tavrına teslim olmaktan ibaret; böyle yaptım. Resulün ruh feyzine büründüm ve kurtuldum.
Kendimizi kendi içimizde; fert ve cemiyetimizi içinden ve dışından kucaklayarak kendi içimizde tamamlığa erdirmeden dışarıda gözü olmak, bu iç oluşa ihanettir. Ötesi, olduktan sonra düşünülecek iş
Çilemizi bile bile, göre göre, doya doya doldurmadıkça kurtulamayız. Elverir ki ıstırap çekmeyi, acıya katlanmayı bilelim Acı çeken, acı çekmeyi bilen, onu savmayı da bilecek olan demektir.
Cam gibi mücella ve pürüzsüz bir düzlük üstünde bütün fetihleriyle yükselen İslam İnsanlar dalga dalga, Allah dininin kapısına doğru akıyor
Allah hiçbir nefse gücünden fazlasını yüklemez. Derin bir nefes aldı. Kurtulmuş muydu yoksa? Madem yükü bu kadar ağırdı, demek onu çekecek güce de sahipti
Ölüm her aklına geldiğinde ah edip vah edip inleme; bu halinle rabbimi incitmiş olacaksın. Ecel kapıyı çaldığı zaman evi telaşa verme; o geldiği zaman, sen çoktan gitmiş olacaksın.
Basit kişiler hep ilgi görür, kaliteli kişiler ise hep yalnız kalır. Çünkü ucuz malın alıcısı çok olur. Necip Fazıl Kısakürek
Öyle insanlar vardır ki; lağıma düşseler lağımı kirletirler.
İki çeşit insan vardır. Zaman geçtikçe hatalarıyla yüzleşen! Zaman geçtikçe yüzsüzleşen.
Yanında olduğum zaman değerimi bilmezsen, değerimi bildiğin gün beni yanında bulamazsın.
Kendini dünyalar değerli sananlara kısa bir not; Dünya beş para etmiyor.
Öz anne-babasını huzur evine gönderip, evde, kedi köpek besleyen insanların olduğu bir ülkede yaşıyoruz.
İnsanlar ikiye ayrılır, vaktini beşe ayıranlar, vaktini boşa ayıranlar.
Ey bir aileye bile hükmedemeyen ilerici(!) Üç kıtaya, yedi denize hükmeden ecdadın mı gerici?!
Görüyor musunuz ki, bir taklit, bir ırkın, bir ırktan devşirdiği özenti hareketler, o ırkı kendi içinde boğuyor ve büyük köreltiyor!
Yalnız göze güvenen şu kör akılcıya bak! Başını kuma sokmuş deve kuşundan ahmak!
Hayvandan insana dönen yoktur ama, insandan hayvana dönen çoktur!
Aldığın nefesi bile geri veriyorsan hiçbir şey senin değildir.
Deli, buna para derler, para! Şeref de bu, namus da bu, akıl da bu, hikmet de bu, sıhhat de bu, hayat da bu, dünya da bu, ahiret de bu, parrra!
Bak da ibret al; yere düşen yaprağa, eskiden o da yukarıdan bakardı toprağa
Ağaçtan düşen yaprak nasıl kurumaya mahkumsa; gönülden düşen insan da unutulmaya mahkumdur. Necip Fazıl Kısakürek
Dostlarımı hiçbir zaman satmadım, çünkü hepsi beş para etmez çıktılar.
Göz kaptırdığım renkten, kulak verdiğim sesten, affet, senden habersiz aldığım her nefesten.
Dostlarım ev eşyamdı, bir bir gitti diyorum. Artık boş odalarda ölümü bekliyorum.
İki zıt arasında hem bitişik zannettirecek kadar yakınlık, hem de sonsuzluk boyu uzaklık vardır.
Son gün olmasın dostum, çelengim, top arabam. Alıp beni götürsün, tam 4 inanmış adam.
Allah dostu odur ki nefsine tek pay biçmez. Kırk yıl bir ekşi ayran özler de onu içmez.
Kalacak kim var ki dost tomarından, O var sana daha yakın şah damarından.
Sanırım, insanların her suçunda ben varım; günah uzun bir kervan, tâ ucunda ben varım!
Can taşıyan, yüreği atan her yaratığa acıyın! Ağzından kemiğini çaldıran köpeğe, her parçası ayrı ayrı kıvranan solucana, tabanı yanan çakala Hepsinin üstünde insana; buruş buruş beyni, alnı ve çenesiyle gözyaşı döken insana acıyın!
Vicdanım mı yanacak? Şu anda her yerim yanıyor. Vicdanım nasıl olmuş da kurtulmuş.
Merhamet ekmek olsa da bütün aç insanlığa dilim dilim dağıtılsa, payına hiçbir şey düşmeyecek olan lanetli budur!
Dostlarım malum! Düşmanımı tanımak istiyorum.
Yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişirsen; hem yolunu kaybedersin, hem dostunu.
Biz dünyada kimsenin bulamadığı huzuru arayacak değiliz. Kalkar abdest, alır huzurda eğiliriz Necip Fazıl Kısakürek
Tam otuz yıl saatim işlemiş, ben durmuşum. Gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum.
Bir bölünmez ki, insan, onu zaman bölüyor; İnsan her an dirilip, her saniye ölüyor
Güzele bakmak değil, güzel bakmak sevaptır.
Evet, bir varlığı bir yokluk, bir yokluğu bir varlık takip eder; Allah her an var ve yok eder.
Çocuklar; dünya bir gözyaşı evinden başka ne olabilir? Ağlayanlardan olmak dururken, üstelik ağlatanlardan olmak reva mı?
Ve ben ağlıyordum. Sebebini bilmeden, ne istediğimi bilmeden
Yum gözünü, kalbine her an yokluğu üfür! Kendinden geçmek iman, kendinde olmak küfür.
Hasret bir rüzgar, kapı kapı aralar geçer; gördüğüm her güzel şey, beni yaralar geçer.
Dünyada her nimeti bıraksam ne çıkar ki? Orada o varken, burada bırakılmaz ne var ki?
Gençliğine güvenip vakit çok erken derken, belki elveda bile diyemezsin giderken!
Hastanın başında, ağlayan, çırpınan, dövünen, canını vermeye kadar türlü merhamet gösterileri yapan anne mi daha merhametlidir; yoksa elinde neşteri, sırtında beyaz gömleği, sert ve sağlam adımlarla onun baş ucuna gelip canını acıtan doktor mu?
Bu dünya bir benzeyiş, bir vatanı andırış; ve göz, görmediğine kendini inandırış!
Ömrün ilk yarısı; ikinci yarısını beklemekle, ikinci yarısı da; ilk yarısının hasretiyle geçer.
İnsan sevme hissini israf etmemeli, kim ne kadar sevilmeye layıksa, onu o kadar sevmeli. Necip Fazıl Kısakürek
Ellerimi daha sık, daha sık! Yaşadığımı, hayatta olduğumu, senin olduğumu anlayayım Ben kendimin değil, seninim!
Sevdiğini belli et Gizlemek başkalarına fırsat vermektir.
Bana, yakan gözlerle, bir kerecik baktınız; Ruhuma, büyük temel çivisi çaktınız!
İnsan kadınını ne kadar sevmelidir ki, nihayet onu aşacak ve Leylayı Mevla ile değiştirecek hale gelsin Ve ondan sonra hem de kadınla el ele büyük rejime istidat kazansın
Gözüm aklım, fikrim var deme hepsini öldür! Sana çöl gibi gelen. O, diyorsa göldür!
İnsan ne aptaldır! Mucize içindeyken mucize bekler.
Bir kalbim var ki benim, sevdiğinden burkulur. Kahredenden ziyade, sevilenden korkulur.
Kadından, kendisinde olmayanı isteriz; hasret yerinde kalır ve biz çekip gideriz.
Su çekildi, göründü sanki zamanın dibi, korkuyorum, bu akşam kıyamet varmış gibi
Hasretim, her tümseğin, her çatının ardında; kelimenin üstünde, cümlelerin altında Necip Fazıl Kısakürek
Aferin oğlum, fikirlerine tamamiyle katılıyorum! Ve sonra d sesi veren bazı kelimelerin t ile yazılmasındaki sakilliğe işaret ederek dedi ki: Ömrümün sonunda, ismimin sonuna bir it ilâve ettiler.
Bilen ve bilmeyen her ferdimizle hepimiz dünyaya, bizzat Allahın ferman ettiği gibi, Allahı aramaya, bulmaya, onun sırları ve hikmetleri etrafında körebe oynamaya ve ona ibadet etmeye geldik.
Sade marka müslümanı kalacak olursak, ibadetlerimizi yerine getirdikten sonra vazifelerimizin bittiğini sanırsak, iman iddiasından utanmamız icab eder.
Mahrem çizgilerine baktıkça örtünen sır; belki de benliğinden kaçabilene hazır.
Sana şahdamarından daha da yakın Allah; günah mı dedin; ondan uzağa düşmek günah
Hakikat, eğer hakikatse mutlaka her yeri kaplayacak ve ilerisi göründükçe esasta onu da kapladığı meydana çıkacaktır. Bizim hakikatimizse her türlü mekân ve mıntıka hasisliğinden mücerred ve münezzeh
Hatıra küpü, devril, sen de ey hayal, gömül! Sonu gelmez visalin gayrından vazgeç, gönül!
Gelin çocuklar, kumar masasına dizilip hep beraber ağlayalım! Sebep mi istiyorsunuz? Çok! Gündüzün bitişinde gece, düzlüğün berisinde ayrılık, ekmeğin ucunda açlık var diye katıla katıla ağlayalım!
Şüphe, müthiş bir şey! Allahtan başka her şeyden şüphe Gördüğün, işittiğin, kokladığın, tattığın, dokunduğun her şeyden şüphe Emniyet hissini aldığın her şeyden şüphe.
Mazlumun, kendinde kıyılana, zalimin de kendinde kıydığına ağlayın! Mazlumun hesabı görülür; ya zalimin kaybettiği?
Hangi dert kaldı, söyle, bağrına üşüşmeyen, hangi ölümün şarkısı bu, dilinden düşmeyen?
Paylaş.FacebookTwitterWhatsAppPinleTelegramTumblrLinkedInEposta
Duyulmamış Sözler, Duyulmamış Mesajlar, Duyulmamış Laflar yer almaktadır.
Normaller tehlikelidir, delilere güvenin.
İyi insan, gülüşünü sevdiğiniz kişidir. Dostoyevski
Sevgi kusurları yok etmez, onları da kabul eder. Erich Fromm
Şikâyet ettiğiniz yaşam, belki de başkasının hayalidir. Tolstoy
İnsanı insan yapan en önemli cevher; vicdanı ve merhametidir.
Cehennem, insan yüreğinde sevginin bittiği yerdir. Dostoyevski
Çok şükür ki gökyüzü henüz hiç bir cüzdana sığmıyor. Farid Farjad
Tüm sözcükler tükendiğinde, insan insanı anlamaya başlar. Jerzy Lec
İnsana saygımı korumak için insanlardan uzak duruyorum. Dostoyevski
Bırakıp gitmek, kalmaktan daha çok cesaret gerektirir bazen. Irene Cao
Herkesi yarınlara götüremezsin, bazıları dünde kalmalı.
Moralim yar’la karışık sıfırın altına düşmüş bu günlerde ve ben dört mevsim üşüyorum yokluğun da sevgili.
Bir çiçeği öldürebilirsiniz ama, baharı asla öldüremezsiniz!
Bir kadının hayal kırıklığı binlerce cam parçasından daha keskindir.
Bazı şarkılar hadi zaten ağlayacaksın uğraştırma beni der gibi.
Meçhul bir hayatın girdabına takılı kalmışım ben. Muzdarip bir gönülle dile gelsem kime ne.
Ben bi daha dünyaya gelirsem, rica ediyorum bazıları gelmesin.
Aşk bir masal gibi başlar.. yaşandıkça roman olurrrr.. anlatınca da fıkra.. Sonuç mu? Hepsi hikayeeee.
Bir insanı fark etmeye 1 dakika, tanımaya 1 saat, anlamaya 1 gün, sevmeye 1 hafta, yeter ama unutmaya 1 ömür yetmez!
Herkes herkesi aynı sevemez dostlarım. Kimileri gururunun yettiği kadar sever, Kimileri de ömrünün yettiği kadar.
Zamana bıraktım sevgiyi artık.. Akrep yelkovan kovalasın benim yerime sevgiyi..
İplerdeki düğümler bir şekilde çözülür, asıl mesele boğazdakiler. La Edri
Acı duyuyorsan canlısın başkasının acısını duyabiliyorsan insansın. Ts Eliot
Ne olursan ol ama önce nefsinin öğretmeni, vicdanının öğrencisi ol. Platon
Yaşadığını hissedebilmesi için insanın sevildiğini bilmesi yeter. Erich Fromm
İnsanları çirkinleştiren dış görünüşleri değil, iç görünüşleridir. Robin Sharma
Daha iyi olanı değil, sana kendini daha iyi hissettireni seçmelisin. Erich Fromm
Bazen bir şeye sahip olmak için istemek yetmez, daha fazlası gerekir. Azra Kohen
Acı, her ayrılığın sonunda geçmeyecek gizi gözükse de, zamanla hafifler. Rene Cao
Hiç bir zaman doğru insan çıkmaz karşına. Ya Duyulmamış Sözler zaman yanlıştır ya da insan. Dostoyevski
Hayatta en zor şey de; insanın kendi kendini teselli etmek zorunda kalmasıdır. Shakespeare
Sevmeli, saymalı, ait olmalı ama bağlanmamalısın hiç bir şeye ve hiçbir yere. Hüseyin Cengiz
Yanlış düşünebilirsin, yanlış anlayabilirsin, yanlış yapabilirsin ama yanlış hissedemezsin. Ts Eliot
Bazılarıyla kaliteli iletişim kurmanın tek yolu, onlarla araya mesafe koymaktan geçer. Azra Kohen
Mutlu olmak için çok şeye gerek yok. Gözün görsün, kalbin anlasın. Ve ruhun yaşasın. Ralph Waldo.
Gülemezsen, sağlıklı olsan bile eninde sonunda sağlığını kaybedersin. Gülmek her zaman ilaçtır. Osho
Aptallar, akıllılardan pek az şey öğrenirler; ama akıllılar aptallardan çok şey öğrenirler. Marcus Porcius Cato
Giysilerini kendilerini en önemli yanı sayanlar, genellikle giysilerinden daha önemli olmazlar. William Hazlitt
Yaşam küçük şeylerden ibarettir, ama eğer küçük şeylere mutluluk katabilirsen, toplamı muazzamdır. Osho
Cebi zengin fakat ruhu fakir olan insanın hali çok rezil… funduszeue.info Çünkü o; her şeyin fiyatını bilir, değerini değil. Mevlana
Kadına saygılı ol; çünkü o insanoğlunun annesidir. Kadını koru, çünkü o geleceğin aynasıdır. Montaigne
Hiç kimse benim gibi değildi ve ben de hiç kimse gibi değildim. Ben tek başımaydım, onlarsa herkes. F. Dostoyevksi.
Yaşam, korkunun sona erdiği yerde başlar. Yaşam, adım attığın an başlar. Yaşam, kendine güvendiğin an başlar. Osho
Değerli insan kendine yeter; tek başına yaşamanın tadına varabilir. Herkesten daha az arar başkalarını. Platon
İnsan sıkı tutmalı yüreğini; çünkü gitmesine izin verirse, çok geçmeden aklı da gider peşinden. Friedrich Nietzsche
Bazen bir şeyleri oluruna bırakmak, onlara sarılmaya, uğraşmaya göre, kat kat daha güçlü bir eylemdir. Echart Tolle
Mükemmel kişileri aramaktan vazgeçin. Tek ihtiyacınız olan, size sahip olduğu için şanslı olduğunu düşünen biridir. Blake
Ağzınızdan çıkanlara daima dikkat edin. Çünkü bir sözü unutmak, bir yüzü unutmaktan çok daha uzun zaman alır. Louis Aragon
Ne yaparsan yap, nasıl yaşarsan yaşa; ama gülebilmek için birini ağlatma ve çıkarların için hiç kimseyi satma. Honoré De Balzac
İnsan hayata iki anlam yükler, biri ağlarken, diğeri gülerken. Ve tek bir kere kıymet bilir o da elindekini kaybederken. Dostoyevski
Başkasının yerine koy kendini; ağlayan birine gül, inleyen birine sus deme. Ağlayana omuz ver, inleyene çare ol. Sadi Şirazi
Seni olduğun gibi seven insan için iyi gün kötü gün yoktur. Ne zaman yanında olması gerekiyorsa o zaman yanında olur. La Edri
Akıttığın gözyaşlarını silmek yerine, akmasına neden olanları sil hayatından ve unutma ki nankörlük; zayıf insanların işidir. Marquez
Yanlış kişiden samimiyet beklediğin an, kırılırsın. Yanlış kişiler üzerinden beklentiye girdiğin an her zaman üzülürsün. Dostoyevski
Mutluluğum belki de şundan ileri geliyor; bende olanlara seviniyor ve şükrediyorum, olmayanların üzerine de düşmüyorum. Tolstoy
Kimse bir başkasını yargılayabilecek kadar kusursuz değildir ama bazıları kendinde bu hakkı görebilecek kadar hadsizdir. C. Jung
İnsanın ruhunu yücelten acı, ucuz bir mutluluktan daha değerlidir. İnsanı olgunlaştıran bir hüzün, bin bir neşeden daha değerlidir. Dostoyevski
Bir insanın en büyük hatası; gereğinden fazla değer vermek değil, kendine hak ettiğinden daha az değer vermektir. Gabriel Garcia Marquez
Yarını iyileştirmenin tek yolu, bugün neyi yanlış yaptığını bilmektir. Bugünkü hatalarını kabullenip, yaşadıklarından ders almaktır. Robin Sharma
En kötü düşmanlarımız cahil ve basit insanlar değil, okumuş ve ahlakları bozuk olanlardır. Öğrenmiş ama olgunlaşmamış insanlardır. Graham Greene
Sizi siz yapan şey, giydikleriniz veya malvarlığınız değildir; ne kadar çok şeye sahip olduğunuz değildir, sizi siz yapan kendinizdir. Karakterinizdir. Lao Tse
Mutlu bir insanın egosu olmaz, çünkü insan ancak ego olmadığında mutlu olabilir. Ne kadar egosuz, o kadar mutlu. Ne kadar mutlu, o kadar egosuz. Osho
Bir insanın olgunluğu, onun öfkesini ne kadar yönetebilmesinden anlaşılır. Olgun insan kızmayan değil, öfkesini iyi yönetebilen insandır. Doğan Cüceloğlu
İyi insanlar daima kaybederler, çünkü adil dövüşürler, iyi insanlar daima kaybederler, çünkü dürüsttürler, iyi insanlar daima kaybederler, çünkü kazanmayı önemsemezler. Konfüçyüs
İnsan sevdiği kadar affeder, kazık yediği kadar olgunlaştırıcı çektiği kadar büyür, düşündüğü kadar özlenir, gördüğü kadar bilir. Bildiği kadar düşünebilir kısacası, insan yaşadığı kadar öğrenir. funduszeue.info
"Yanında olduğum zaman değerimi bilmezsen; değerimi bildiğin gün beni yanında bulamazsın…"
- Necip Fazıl Kısakürek
Sevdiğini belli et. Gizlemek başkalarına fırsat vermektir.
"Devler gibi eserler bırakmak için, karıncalar gibi çalışmak lazım."
- Necip Fazıl Kısakürek
Gökler ağlıyor, biz ağlamışız çok mu? Bize yobaz diyorlar, haberin yok mu?
"Benim ayağımın altıda müsait başımın üstü de nerde olacağını sen belirle…"
- Necip Fazıl Kısakürek
Gençlik… Gelip geçti… Bir günlük süstü; nefsim doymamaktan dünyaya küstü.
"Ne kervan kaldı, ne at, hepsi silinip gitti, iyi insanlar iyi atlara binip gitti."
- Necip Fazıl Kısakürek
Armut deyip geçmeyin, onun ilk hecesi çoğu kişide yoktur!
"Bu nasıl dünya, hikayesi zor."
- Necip Fazıl Kısakürek
Geçti, istemem gelmeni, yokluğunda buldum seni; bırak vehmimde gölgeni, gelme, artık neye yarar?
"Ölüm herkesin başına gelir, ama geç ama erken… Ya kazanırken, ya da kazandığını yerken."
- Necip Fazıl Kısakürek
Yaprak ağaçtan sıkılmıştı, bahar bahaneydi.
"Benim istediğimi Allah istemiyorsa konu kapanmıştır."
- Necip Fazıl Kısakürek
Her kahkaha da Allah’a şükretmiyorsan, neden her ağladığında ona kızıyorsun.
"Yanında olduğum zamanda değerimi bilmezsen, değerimi bildiğin gün yanında bulamazsın."
- Necip Fazıl Kısakürek
Ya İslam’la yükselir ya inkarla çürürsün. Bu yol mezarda bitmiyor, gittiğinde görürsün.
"Üç günlük dünya için gayret üstüne gayret, ebedi bir yaşam için gayret yok hayret."
- Necip Fazıl Kısakürek
Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim; gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
Bana çağdışı diyorlarmış. Ne büyük bir onur! Ben bu çağın dışında kalmayayım da, içinde mi boğulayım.
Kendini dünyalar kadar değerli zannedenlere kısa bir not! Dünya beş para etmiyor.
Sadece Allah’a inanın. Gerisi inanılacak gibi değil.
Sen çok sev de bırakıp giden yar utansın.
Kurban olduğum Allah’a bile günde beş vakit ulaşılabiliyorken, kendini ulaşılmaz sananlara selam olsun.
Gençliğine güvenip vakit çok erken derken; Belki de elveda bile diyemezsin giderken!
Sevdiğini belli et… Gizlemek başkalarına fırsat vermektedir.
Kimileri vardır aşın en yücesine layıktır. Kimileri vardır aşkın en yücesini versen de aşağılıktır.
Yaşamıyoruz… Resimlerimiz, fotoğraflarımız kadar yaşamıyoruz.
Yeryüzü boşaldı habersiz miyiz? Güneşe göç var da kalan biz miyiz?
Adamlık cinsiyet değil şahsiyet meselesidir
Makyajı abdest olan bir kadının; hayatı da güzeldir hayası da
7 Hristiyan bir danaya girmedikçe Çam ağacı süslemem.
Tereddüt edersen bacakların seni taşımaz… “Yürüyeceğim” de bas ve yürü…
Aldığımız nefesi bile geri veriyorsak, hiçbir şey bizim değil.
Çok sıkıldıysan hayattan bir mezarlığa git. Ölüler iyi bilir; Yaşamak güzeldir.
Bir gün akşam olur biz de gideriz, Kalır dudaklarda şarkımız bizim.
Bu gidişle, utanmaktan utanan bir nesil gelecek.
Hayatın çilesine tahammül gerek, değil milki sefa ile cefa müşterek? Sizce ağlamak için gözyaşı mı gerek, bazen dertliler de ağlar ama gülerek.
Benim ayağımın altıda müsait başımın üstüde nerde olacağını sen belirle..
Yalnızım diye üzülmüyorum çünkü biliyorum, yalnız insanın ihanet edeni de olmaz…
İsterseniz hayat aşını verin; sayılı nimetler bal olsa yemem!
İçimizde bu kadar perişan hale getirilmeseydik; dışımızda bu kadar hürmetsizliğe uğramayacaktık.
Ey bir aileye bile hükmedemeyen ilerici. Üç kıtaya, yedi denize hükmeden ecdadın mı gerici?
İnsanın sevdiğini kaybetmesi, dişini kaybetmesi kadar ilginçtir. Acısını o an yaşar, yokluğunu ömür boyu.
Uğruna ölmekse seni yaşatmak bin kere ölürümde adına leke sürdürmem, gururdur namustur bayrak ve sancak, aksa da kanım zalimi güldürmem!
Gökler ağlıyor, biz ağlamışız çok mu? Bize yobaz diyorlar, haberin yok mu?
Kimileri vardır aşkın en yücesine layıktır. Kimileri vardır aşkın en yücesini versen de, aşağılıktır.
Ellerime uzanan dudakları tepeyim, Allah diyen gel seni ayağından öpeyim!
Kökünü beğenmeyen dal ve dalını beğenmeyen meyve olgunlaşmadan çürür.
Elindeyse zamana, dur, geçme diye dayat. Bir sigara içmekten daha kısa bu hayat.
Zamanı kokutanlar mürteci diyor bana; yükseldik sanıyorlar, alçaldıkça tabana.
Felsefe; çürük cevizlerle dolu bir denizde sağlam cevizi aramaktır.
Allah var fakat bizim ondan, yalnız sorulduğu zaman haberimiz var!
Veren de o alan da o, nedir senden gidecek? Telaşını gören de, can senin zannedecek.
Sonunda ‘eyvah’ diyeceğin şeylere, başında ‘eyvallah’ deme. Pişman ol fakat pişman ölme.
Af var diye işlenen suçtan vicdan burkulur; affı sigortalayan hayâsızdan korkulur…
Yum gözünü, kalbine her an yokluğu üfür ! Kendinden geçmek iman, kendinde olmak küfür..
Çocukken gün battı mı, bir köşede ağlardım; nihayet döne döne aynı noktaya vardım.
Ölecek miyim, tam da söyleyecek çağımda, söylenmedik cümlenin hasreti dudağımda.
Tam 30 yıl saatim işlemiş ben durmuşum, gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum.
Ne görsem ötesinde hasret çektiğim diyar. Kavuşmak nasıl olmaz mademki ayrılık var.
Biz; ayakları şişene kadar namaz kılan peygamberin, gözleri şişene kadar uyuyan ümmetiyiz.
Bizler açlıktan karnına taş bağlayan peygamberin, doymak bilmeyen ümmetiyiz .
Tel tel ve iplik iplik dikseler de ağzımı; Tek ses duysalar; Allah Yoklayanlar nabzımı.
Ne gelirse başımıza Hak’tandır; fakat geliş sebebi, Hak’tan ayrılmaktandır.
Hayatın çilesine tahammül gerek, değil mi ki sefa ile cefa müşterek? Sizce ağlamak için göz yaşı Mı gerek? Bazen dertliler de ağlar ama gülerek…
Bir idamlık Ali vardı, asıldı; kaydını düştüler, mühür basıldı. Geçti gitti, birkaç günlük fasıldı. Ondan kalan, boynu bükük ve sefil; bahçeye diktiği üç beş karanfil…
Göz kaptırdığım renkten, kulak verdiğim sesten affet, senden habersiz aldığım her nefesten.
Dün geçti bugünü düşünüyorum, yarın var mı? Gençliğine güvenme, ölenler hep ihtiyar mı?
Çok sıkıldıysan hayattan, bir mezarlığa git. Ölüler iyi bilir; yaşamak güzeldir.
Somurtuş ki bıçak, nara ki tokat; zift dolu gözlerde karanlık kat kat… Yalnız seccademin yününde şefkat; beni kimsecikler okşamaz madem; öp beni alnımdan, sen öp seccadem!
Ölüm her aklına geldiğinde ‘ah’ edip ‘vah’ edip inleme; bu halinle rabbimi incitmiş olacaksın. Ecel kapıyı çaldığı zaman evi telaşa verme; o geldiği zaman, sen çoktan gitmiş olacaksın.
Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim; gündüzler size kalsın, verin karanlıkları! Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim; örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.
Gönlüm uçmak dilerken semavi ülkelere, ayağım takılıyor yerdeki gölgelere.
İkinizin de ne eş, ne arkadaşınız var; sükût gibi münzevi, çığlık gibi hürsünüz. Dünyada taşınacak bir kuru başınız var; onu da, hangi diyar olsa götürürsünüz.
Allah bir! Demektense ecel teri dökerken; ölüversem, beklenmez anda Allah bir erken…
Ey düşmanım, sen benim ifadem ve hızımsın; gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın!
Bana bir ben lazım, bir de beni anlayan. Beni bir ben anlarım, bir de beni yaradan…
Düşünmek şu, bu değil, öteleri düşünmek; sizinse düşünceniz yataklarda eşinmek.
Kadın mezarlığa girerken başını kapıyor, dışarı çıkarken açıyor, ölüye karşı kapayıp, diriye karşı açmak akıl almaz.
Gençliğine doyamadan gitti, derler. Doymak mümkün mü ki, doyup da gitsin. Doymak burada değil. Burası acıkmanın yeri.
Soruldu mu ne bilirsin diye; ”haddimi bilirim” soruldu mu ne istersin diye; “haddimi bilir, hakkımı isterim” demeli…
Zonklayan başım benim, kan pıhtısı, cerahat; ona yastıkta değil, secde yerinde rahat…
Kula kulluk etme! Unutma ki sen de kulsun. Ve gerektiğinden fazla önem verme! Yoksa unutulursun.
Dinde zorlama yoktur, insan özgürdür elbette! İsteyen bu dünyada pişer, isteyen ahirette!
Sevdalın şu dağı del dese, koşar, delersin! İş Allah’a geldi mi, gücün yok, sendelersin!
Ölüm güzel bir şey, budur perde arkasından haber, güzel olmasaydı ölür müydü peygamber!
Beklenen
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni
Gelme, artık neye yarar?
***
Aykut Kuşkaya - Kaldırımlar
Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında,
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.
Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık.
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn-cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık.
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.
İçimde damla damla bir korku birikiyor,
Sanıyorum her sokak başını kesmiş devler,
Üstüme camlarını hep simsiyah dikiyor.
Gözüne mil çekilmiş bir ama gibi evler.
Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi,
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur ses kesilince sesi,
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.
Bana düşmez can vermek yumuşak bir kucakta,
Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum
Aman sabah olmasın bu karanlık sokakta,
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum.
Ben gideyim yol gitsin, ben gideyim yol gitsin,
İki yanımdan aksın bir sel gibi fenerler
Tak tak ayaksesimi aç köpekler işitsin.
Yolumun zafer takı gölgeden taş kemerler.
Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim!
Gündüzler size kalsın verin karanlıkları.
Islak bir yorgan gibi sımsıkı bürüneyim.
Örtün üstüme örtün, serin karanlıkları.
Uzanıverse gövdem taşlara boydan boya,
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
Dalıp sokaklar kadar esrarlı bir uykuya.
Ölse kaldırımların kara sevdalı eşi.
Canım İstanbul
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.
İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım
İstanbul,
İstanbul
Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik
Bulutta şaha kalkmış Fatih'ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare?..
Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet
O manayı bul da bul!
İlle İstanbul'da bul!
İstanbul,
İstanbul
Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği.
Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar
Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir " Katibim"i
Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.
İstanbul,
İstanbul
Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler
Eyüp öksüz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı Sarayından.
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar
Gecesi sünbül kokan
Türkçesi bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul
Sakarya Türküsü
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.
Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.
Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.
Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat;
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!
Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;
Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?
Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur.
Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?
Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük!..
Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?
İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal.
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,
Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan.
Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!
Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?
Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?
Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!
Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.
Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!
İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?
Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!
Sakarya; sâf çocuğu, mâsum Anadolu'nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!
Sen ve ben, gözyaşiyle ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!
Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!
Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!..
Necip Fazıl Kısakürek Kısaca Kimdir?
26 Mayıs yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Heybeliada’daki Bahriye Mektebi’ni bitirdi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat fakültesi Felsefe bölümünden mezun oldu. Avrupa’ya eğitimle gönderilen ilk Cumhuriyet öğrencileri arasında yerini aldı. Ancak Paris’teki eğitimini yarım bırakarak yurda döndü.
Necip Fazıl yazdığı şiirlerini ilk olarak yılında Yeni Mecmua da yayınladı. yılına gelindiğinde 24 yaşındayken ikinci şiir kitabı olan “Kaldırımlar”ın yayımlanmasıyla birlikte birden her kesimce tanınan biri oldu. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar ve Robert Koleji’nde hocalık yaptı. Birçok banka kuruluşlarında müfettişlik de yaptı.
Defalarca Hapse Atıldı
Döneminde fikirlerinden dolayı anlaşılmayan Kısakürek kendi söylemiyle “ sosyal mücadeleye” girmesiyle birlikte anlaşılmadan, benimsenmeden ve tanınmadan yalnızlık içinde yaşadı. Sürekli yargılanarak hapis hayatı yaşayan Necip Fazıl Kısakürek, belki bundan dolayıdır birçok yazı kaleme aldığı. ’ün üzerinde eser veren Necip Fazil Kısakürek’in şiirleri Çile kitabında toplandı. Büyük Üstad doğduğu gün olan 26 Mayıs Perşembe günü vefat etti.
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası