dünyada akıl almaz olaylar / Zonguldak'ta akıl almaz olay!

Dünyada Akıl Almaz Olaylar

dünyada akıl almaz olaylar

Akılalmaz olay! Tabutunda dirilen kadının videosu sosyal medyada viral oldu

Giriş Tarihi: 12.06.2023 13:36 Güncelleme Tarihi: 12.06.2023 16:52

Ekvador'da yaşayan 76 yaşındaki bir kadın cenazesinde dirildi. Olay anına dair görüntüler sosyal medyada viral oldu.

Akılalmaz olay! Tabutunda dirilen kadının videosu sosyal medyada viral oldu
Akılalmaz olay! Tabutunda dirilen kadının videosu sosyal medyada viral oldu
Akılalmaz olay! Tabutunda dirilen kadının videosu sosyal medyada viral oldu
Akılalmaz olay! Tabutunda dirilen kadının videosu sosyal medyada viral oldu
SON DAKİKA

1- Amputasyon Bıçağı

Cinayet aleti gibi görünen bu bıçak özellikle 18. yüzyılda narkoz kullanımı olmadan bacağı diz kapağından kesmek için kullanıyordu. 

2- Kadın Hastalıkları Gereci

Çağımızda da bayanların sıkça karşılaştıkları yumurtalık ve rahim tümörleri tarihte de baş belasıydı. Resimdeki alet de 1800’lü yıllarda bu hastalığın tedavisinde kullanılıyordu. 

3- Suni Akciğer Cihazı

Tarihteki tehlikeli hastalıklardan birisi olan çocuk felci birçok çocuğun yaşamını kaybetmesine sebep olmuştur. Bu fotoğrafta çocuk felci virüsünün beyinlerine sıçramış çocukları görüyoruz. Tedavi amaçlı kullanılan bu büyük makine onlara yapay bir akciğer olarak görev yapıyordu. Fakat dönemin koşullarında ne yazık ki bu makineye bağlı bütün çocuklar yaşamlarını yitirmişlerdi.

4- Altın Amputasyon Testeresi

Tarihteki zengin cerrahların kullandığı bu alet resimden de anlaşılacağı üzere altın kaplamadır. Fakat aletin altın kaplama olması hastalar için bir anlam ifade etmemekle beraber iltihap riskini arttırıp hastalara daha fazla zarar verebilmekteydi.

5- Veba Maskesi

Tarihin en tehlikeli hastalıklarından ‘kara veba’nın koku yoluyla bulaştığına inanan doktorlar, kendilerini hastalardan korumak için lavanta dolu bu korkunç maskelerle dolaşıyorlardı.

6- Sünnet Bıçağı

Tarihte sünnetler için kullanılan bir lazer yöntemi olmadığından dolayı, sünnet işlemleri gördüğünüz bu bıçakla yapılıyordu. 

7- Fıtık Aleti

Anlam veremediğimiz bu alet 1800’lü yıllarda vücuttaki fıtıkları tedavi etmek için kullanılıyordu.

8- Hirtz Pusulası

Savaş dönemlerinde ağırlıklı olarak kullanılan bu alet kurşunun vücutta nereye isabet ettiğini tespit etmek için kullanılıyordu.

9- Maket Kadın

Oyuncak bebeği andıran bu kadın maketi Katolik ülkelerinde oldukça yaygın olarak kullanılıyordu. O dönemde kadın doktor bulunamadığından hasta kadınlar erkek doktorlara hangi bölgelerinde rahatsızlık olduğunu bu maket yardımıyla anlatıyordu. 

10- Kan Kaybı İçin Kullanılan Alet

Sıradan bir makas gibi görünen bu alet aslında ameliyat sırasında kan kaybını önlemek için kullanıyordu.

Yapılan araştırmalara göre bir insanı öldürmek için 500 ila 600 rad değere sahip radyasyon miktarı yeterli. Bu değerin yaklaşık 400 katındaki radyasyon miktarına sahip bir ışının kafasını delip geçtiği Anatoli Bugorski ise hala hayatta.  Rusya'da 1943 yılında doğan Anatoli Bugorski, evli ve bir çocuk babası olan Anatoli, Sovyetler Birliği’ndeki en büyük parçacık hızlandırıcısı olan U-70 senkrotronunda parçacık fizikçisi olarak çalışıyordu. Parçacık hızlandırıcılar, elektron veya proton gibi parçacıkları çok yüksek hıza sahip olana dek hızlandıran cihazlardır. Bu süreç neticesinde de parçacıklar yüksek enerji değerlerine ulaşır. Devamında bu parçacıklar diğer parçacıklar veya hedef bir nokta ile çarpıştırılır. Böylece parçacıkların doğasına yönelik çok çeşitli bilgilere erişmek mümkün hale gelir. Bir insan için ölümcül olabilecek cihazlar üzerinde çalışan Anatoli, tam da böyle bir durumla karşılaşacaktı. 13 Temmuz 1978 yılında bir fili öldürecek kadar radyasyona maruz kalacak ancak ölmeyecekti. Peki ama nasıl?

Başından girdi, burnundan çıktı Bir fili öldürecek kadar radyasyona dayanma sırrı

"İşinin gereği olarak arızalı olan ekipmanları inceleyen Anatoli, sorunun ne olduğunu anlamak için de iyice eğilip makinalara bakıyordu. Yine bir gün neyin yanlış olduğunu görmek isteyen Anatoli, içinden yoğun bir şekilde güçlü bir proton ışınının geçtiği kanalın içine başını soktu. Ancak gözden kaçırdığı bir durum vardı.  Hızlandırıcı hâlâ çalışıyordu.  Onu tehlikeye karşı uyaracak olan uyarı ışıkları da bir önceki deney sırasında kapatılmış ve tekrar açılmamıştı. Tam da bu sırada bilim adamının kafası, ana proton ışınının geçtiği yolun önündeydi. Bunun sonucunda proton ışını, ışık hızına yakın bir süratle Anatoli’nin kafatasının sol arka tarafından girdi ve burnunun sol tarafına yakın bir yerden çıktı."

HERHANGİ BİR ACI HİSSETMEDİM

Proton ışınına çarptığını bilen Anatoli, bunu kimseye söylemedi. Bunun yerine işini sakince tamamladı. Ancak hızlandırıcı kanala girdiğini ve o anda yaşadıklarını bir günlüğe, “Bin güneşten daha parlak bir ışık gördüm ancak herhangi bir acı hissetmedim” diyerek yazdı. Ardından da endişe verici bir önseziyle semptomların gelmesini bekledi. Gece olduğunda Anatoli’nin yüzü tanınmayacak kadar şişmeye başladı. Hastaneye giden Anatoli’nin durumunu gören doktorlar, öleceğine kesin gözüyle baktılar. Kendisini takip altında tutmak için onu Moskova’daki bir kliniğe sevk ettiler. Anatoli’nin başına gelen bu duruma kadar hiç kimse bu miktarda radyasyona maruz kaldığında başına ne geleceğini bilmiyordu. Yaşanan bu durum bunu öğrenmek için iyi bir fırsattı.

Başından girdi, burnundan çıktı Bir fili öldürecek kadar radyasyona dayanma sırrı

"Yapılan araştırmalara göre, bir insanı öldürmek için 500 ila 600 rad değere sahip radyasyon miktarı yeterli. Kaynaklar, Anatoli’nin tam olarak ne kadar iyonlaştırıcı radyasyon emdiği konusunda aynı fikirde değil. Ancak bazıları bunun 200 ila 300 bin rad kadar yüksek olduğunu söylüyor. Anatoli’ya dışında hiçbir insan, bu kadar yüksek enerjide bir radyasyon ışını deneyimlemedi."

Anatoli, bir fili öldürecek kadar radyasyona maruz kalmış ancak ölmemişti.  Başının arkasında ve yüzündeki yaralar zamanla iyileşmesine rağmen yüzünün sol tarafı felçli kaldı. Bunun yanı sıra sol kulağında işitme kaybı olurken, ayrıca sık sık nöbet geçirmeye başladı. Ancak zekâsı her zamanki kadar keskin kaldı.

HAYATTA KALMA SIRRI 

Anatoli’nin hayatta kalmasının en büyük nedeni, proton ışınının hipokampus veya frontal lob gibi beynin hayati kısımlarından geçmemiş olmasıydı. Kurbanların tepeden tırnağa yüksek enerjili gama ışınlarıyla yıkandığı Çernobil veya Hiroşima’nın aksine, Anatoli darbeyi minimum saçılmayla küçük bir alana almıştı. Işın başının arkasından girmiş ve burnundan çıkmıştı. Bu durum beyninde bir delik açmış, dokular ile sinirleri yok etmiş ve yüzünün bir tarafını felçli bırakmıştı. Ancak hayati organlarına zarar vermemişti.

Başından girdi, burnundan çıktı Bir fili öldürecek kadar radyasyona dayanma sırrı

RUTİN YAŞAMA GERİ DÖNDÜ

18 ay sonra işe dönen Anatoli'ya bilim peşinde koşmaya devam etti. Doktorasını tamamladı ve olayın meydana geldiği U-70 proton senkrotronunda fizik deneyleri koordinatörlüğü görevini üstlendi. Sovyetler Birliği’nin nükleer güçle ilgili konularda gizliliği koruma politikası nedeniyle Anatoli’ya, 10 yıldan daha fazla bir süre kaza hakkında konuşmadı. Hikâyesi ancak Çernobil felaketinden sonra gün ışığına çıktı. Şu an 80 yaşında olan ve Rusya'nın Protvino şehrinde hayatına devam eden Anatoli’ya ekonomik sıkıntılar içinde yaşıyor.

(Milliyet)

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır