leylek ömrü / Leyleğin ömrü ne kadardır?

Leylek Ömrü

leylek ömrü

Leyleğin ömrü laklakla geçer*

Şimdilerde pek duymadığımız bir atasözüyle başladım. Birçok deyim ve atasözü gibi bu da haksız bir yargı içeriyor. Leyleğin ömrü öyle boş gevezelikle filan değil yollarda geçer bir kere. Baharın, bereketin ve uğurun simgesidir.

Konduğu yerde yuva yapmak, yavrularını besleyip büyütmek sonra yeniden yollara düşmek yoğun emek ve çaba gerektirir.

Leyleğin kültürümüzde farklı anlamlarla anılması bilindik bir durumdur. Anadolu’da leylek ebeveynleri simgelerken bazen de dedeyi ya da ataları simgeler. Bu yüzden Hacı Leylek veya Hacı baba olarak anılması leyleğe duyulan saygı ve kutsallığın göstergesidir.

Bu kutsallık leyleğin iyi haberler getirmesine de bir işarettir. Çocuklara söylenen ‘seni leylekler getirdi’ gibi müjdeci söylemler bunun bir yansımasıdır. Üstelik yine Anadolu’da birçok bilmece ve tekerlemenin kaynağıdır Leylekler.

Diğer bir anlamda ise Leylek için kuşların şeyhidir denmesi yine bir kutsallık atfedilmesindendir. Genel anlamda, tekerlemelerimizde, türkülerimizde, ninnilerimizde ve atasözlerimizde her zaman yer alan leylek bizim kültürümüze yabancı değildir. Leylek yeri geldiğinde iyi haberin müjdecisidir, yeri geldiğinde ise çıkılacak bir seyahatin habercisidir.

İlkokul yıllarından hatırlanacağı üzere kahramanı leylek olan fabl ve fıkralar hayat dersi niteliğindedir. Aldatma, hile, kabalık, haksızlık, acımasızlık gibi birçok kötü özellikler, dürüstlük, adillik, cömertlik yardımseverlik gibi iyi özelliklerle bu öykülerde çarpışır. “Tilki ile Leylek” fablında olduğu gibi;

Evine misafir ettiği leyleğe düz tabakta çorba ikram eden tilki güya leyleği küçümser. Bunun altında kalmak istemeyen bilge leylek de çömlek içine koyduğu nefis yemeklerle tilkiye bir ziyafet düzenler. Çömleğe ağzı girmeyen tilki, yutkunmakla yetinir. Böylece leylek, tilkiye kurnazlığın ve aldatmanın ne kadar kötü bir davranış olduğunu göstermiş olur. Hikâyede tilki, kurnazlığın ve cimriliğin; leylek ise dürüstlük ve bilgeliğin sembolüdür.

Sözü yormadan başlayalım masala;

Tilki ile leylek ormanda birbirine komşu olmuşlar. Tilki, misafirperver davranıp, bir gün komşusu leyleği yemeğe davet etmiş. Lezzetli mi lezzetli bir kurbağa çorbası yapmış.

Çorbanın kokusu ormanı büsbütün sarmış. Pişmiş etin kokusunu alan leylek sabırsızlıkla yemek saatini beklemeye başlamış. Kurnaz tilki, çorbayı derin olmayan düz bir kaba koymuş. Leylek, uzun gagasıyla ne yapmışsa bir türlü çorbayı içememiş ve tilkinin evinden aç olarak ayrılmış.

Leylek, tilkinin evinden ayrılırken,

Tilki: ‘Yemeği az yemenize üzüldüm. Galiba yaptığım yemeği beğenmediniz.’ demiş.

Leylek: ‘Olur mu, çok beğendim! Ellerinize sağlık, hepsi çok lezzetliydi.’ demiş.

Leylek de bir gün tilkiyi akşam yemeğine evine davet etmiş.

Tilki, hiç daveti kaçırır mı? Davet vakti gelmiş, açlıktan karnı zil çalan tilki leyleğin evine gitmiş.

Leylek, yaptığı yemekleri ağzı daracık olan kavanozlara koymuş. Uzun gagasıyla kavanozdaki yemekleri afiyetle yiyerek karnını bir güzel doyurmuş. Tilki de kavanozun etrafını yalamaktan başka bir şey yapamamış.

Tilki, evden ayrılınca leylek:

– Ümit ederim ki; bu yemek daveti için sizden özür dilememi beklemiyorsunuz, demiş.

Masaldaki Öğüt: İnsanları aldatanlar, bir gün kurdukları tuzaklara kendileri de düşerler

* Fotoğraflar: Anadolu Ajansı.

11 yıldır Bursa'nın Eskikaraağaç Mahallesi'ne ulaşıp göl manzaralı yuvasına konduğu tarihlerin üzerinden yaklaşık 11 gün geçmesine rağmen gelmeyen ve kendisini bekleyenleri endişelendiren leylek Yaren ile "eşi" Nazlı'nın üç gün önce (17 Mart) mahalleye gelişi, leylekleri bekleyenleri mutlu etti.

Balıkçı Adem Yılmaz ile kurduğu arkadaşlık hikâyesi ile de tanınan leylek Yaren, göç mevsiminde Avrupa Leylek Köyleri Birliği üyesi Eskikaraağaç'a ulaşarak yine Yılmaz'ın kayığına kondu.

Türkiye'yi Avrupa Leylek Köyleri Birliği'nde temsil eden tek yerleşim bölgesi olan Eskikaraağaç, her yıl göç döneminde on binlerce leyleğin geçtiği bir göç rotası üzerinde bulunuyor. Mahalle aynı zamanda yerleşik leyleklere de ev sahipliği yapıyor.

Kayığında Yaren'le "geleneksel" pozunu veren Adem Yılmaz, Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamada şöyle dedi:

"Gelecek mi gelmeyecek mi hep merak ettim. Şükürler olsun geçen yıl geldiği tarihten 11 gün sonra döndü. Ben ve köylüm çok memnun olduk Yaren'in gelişine. Mutluluğumu tarif edemem, çok sevindim."

Tüyü kadar ömrü olsun

Doğa ve yaban hayatı fotoğrafçısı Alper Tüydeş de Yaren geldiğinde geçen yıl havanın karlı olduğunu belirtti. Yaren'in bu yıl kardan korunmak için geciktiğini düşündüklerini söyleyen Tüydeş şöyle dedi:

"Yaşı da var, ondan da korktuk, artık gelememe ihtimali de var çünkü. Neyse ki geldi. Bunca sıkıntılı, üzücü gündem arasında Yaren leylek umutla bekleyişin sembolü olmuştu ve sonunda hikâye bu yıl da gerçek oldu. Tüyü kadar ömrü olsun."

11 yıl önce Uluabat Gölü'nde balık tutarken kayığına konan ve daha sonra Yaren adı verilen leylekle dostluğu başlayan Adem Yılmaz'ın tanık olduğu hikaye, Alper Tüydeş'in fotoğrafları ile uluslararası bir üne kavuştu.

Eskikaraağaç'ta ilkbaharda Yaren'in gelişiyle turizm hareketliliği de yaşanıyor.

Karacabey Belediyesi'nin yerleştirdiği kamera sayesinde "funduszeue.info" veya Youtube üzerinden kullanıcılar Yaren'in yuvasını izleyebiliyor.

(TY)

'Leyleğin ömrü lak lak ile geçer.'

Sınırlı ömrü gerçekleşmeyecek hayallerin peşinde tüketen, iş yapmaktan ziyade konuşmakla vakti geçiren insanları uyarmak sadedinde böyle denilir. İnsanın öteki canlıları kendi hayatının uzanımı haline getirmesi türsel narsizmin bir neticesidir. Sanki bütün canlılar, insan hayatının bir yönüne dikkat çekmek üzere yaratılmış, her varlık anlamını beşer dilinde bir deyim olarak kalmak üzere var edilmiştir gibi gelir insana.

Hadiselere ve nesnelere bakarken belirleyici olan şey, insanın zihni ve ahlaki halidir. Sufilerin bir şeyi 'kendin ile bilmek' veya kendine göre bilmek diye eleştirdiği öğrenme derecesi budur. İnsan bilme sürecinde merkeze kendisini ve değerlerini aldıkça nesnelere yönelmez, onları tam olarak idrak edebilecek şekilde bir tecerrüde imkân vermez. Bilgide yöntemin amacı kendine göre veya kendin ile bilmek derecesinden çıkarak hakikati bir şeyin kendisine göre bilmek derecesine ulaşmayı temindir. Öğrenmek süreci insanın zan ve iddialarından uzaklaşma süreci demektir. Biz hadiseleri ve nesneleri görmek yerine, bizde yerleşik imajlara yenilerini ekler, daha çok aradaki 'andırma' ilişkisiyle yeniyi ötekine mülhak kılarız. Zihin için yeni olan yoktur; yeni, bir öncekini hatırlatan ve onun benzeridir. Bilginin-öğrenmenin hatırlama olmasının eleştirilebilecek kısmı hafızada sabit imaj ile yeni arasındaki bu çelişkide hafızanın baskın geldiği yöndür.

Vakıanın böyle olması nesnel bilgi ve öğrenmenin imkansızlığını göstermez, sadece nesnelliğe ulaşabilmek için insanın bireysel ve toplumsal koşullanmalardan uzaklaşması gereğini beyan eder. Bununla beraber öğrenme sürecinde insanın tecrübesini merkeze alması düşüncenin sahici yönelime kavuşmasının ön şartı sayılabilir. Ancak insan durumunu bir çerçeve olarak değil tadil edilmesi gereken nokta olarak görmekle sahiciliği yaklaşır.

İşte bakış açısı tadil edilmiş bir zihin sahibi olarak Mevlana 'leyleğin ömrü lak, lak' ile geçer der. Onun kastettiği ise deyimde zikredilenin tam aksine leke'l-mülk yani 'mülk ve iktidar senindir' olacaktır. Leylek gökyüzünde uçarken sürekli bunu tekrarlar, sürekli bu kelimeyi ilan ederek kelime-i tevhidin anlamını hatırlatır. 'Allah'tan başka ilah yoktur' ifadesindeki 'ilah' kelimesi tasavvuf geleneğinde esma-i hüsna (bütün ilahi isimler) ile yer değiştirebilecek şekilde yoruma açık bir kelime kabul edilir. Bu itibarla kelimenin anlamlarından birisi de Malik yani mülkün sahibidir. Kelime-i tevhidi söyleyen bir mümin, mülkün sahibi Allah'tır diyerek yeryüzündeki her çeşit iktidarı ve gücü sahibine irca ettiğini bilir. Mevlana leyleklerin bu tespihi dile getirdiğini söylerken hadiselere ve nesnelere bakarken koşullanmalarından arınmış ideal bir zihni bize hatırlatır. Leylek aynı leylektir fakat bakan zihin değişmiştir. Mevlana başka bir kuştan söz ederken o da 'ku, ku' yani 'sevgili nerede?' diye öter der. Mevlana'nın bu yorumları Yunus'un şiirinde dile getirilen çiçeklerle ve ağaçlarla konuşmak, dağlarla zikretmek anlayışının benzeridir.

Mevlana'nın bu yaklaşımı yorum geleneğinde 'çağrışım yorumu' olarak kabul edilen işari yorumun bir tarzı kabul edilebilir. Bu itibarla erken dönemden itibaren sufilerin dini metinlere getirdikleri yorumlar çağrışım yani işaret tabiriyle anılmıştır. Kast edilen şey açıktır: Metinde böyle bir anlama varabilmemizi mümkün kılabilecek veya bunu meşru gösterecek bir karine veya neden yoktur lakin sufi muhayyilesinin etkisiyle aradaki ilişkiyi kurmuş, metin yoluyla zihnindeki başka bir anlamı hatırlamıştır. Genellikle de bu hatırlama sürecinde gerçekten koparak daha öznel olana yönelmiştir. İşari yorumun anlamı budur, eleştirisi de buradan hareketle yapılır. İbnü'l-Arabi metafiziğinin gelişmesiyle birlikte çağrışım sayılan yorumlarda yeni bir yaklaşım ortaya çıkmış, bu tarz yorumlar hakiki yorum sayılmış, metinde yer alan söz, zihindeki bilgi veya başka bilgilerce yönlendirilerek metin yeni bir istikamette okunmuştur. Biz buna yorumun metafizik arka planı diye bir tabirle açıklamıştık. Mevlana'nın leylekler hakkındaki sözlerine buradan hareketle bakabiliriz: Vakıa insan tecrübesi için kuşların ne konuştuğunu hatta bir şey söyleyip söylemediklerini tespit etmek mümkün değildir. Biz kuşlara kendi dünyamızdan hareketle bir şey yakıştırır, onun sözlerini bizdekine göre yorumlar, kuşlar ile kendi hayatımızı yeniden hatırlarız. Binaenaleyh leyleğin ömrünün lak lak ile geçtiğini söylemek onlar hakkında bir konuşma olmadığı gibi Mevlana'nın leyleğin ömrü lak lak (mülk senindir) ile geçer sözü de leylek hakkında bir konuşma değildir. Her ikisi de insanın evreni ve hadiseleri yorumlarken bulunduğu zihinsel ve ahlaki seviye hakkında bir değerlendirmedir: birisi sıradan bir insan tecrübesindeki durumu, öteki ise alışkanlıklarından arınmış bir aklın halini anlatır delildir. Lakin Mevlana'nın sözlerini -eğer kabul edeceksek- başka delillerle, en azından dince meşru sayılan delillerle gerçeğe yakın bir açıklama olarak kabul etme imkanına sahibiz.

Doğadaki bütün varlıkların eylemlerinin ibadet ve tespih istikametinde okunması birçok ayet-i kerime ve hadislerde dile getirilen bir husustur. Allah 'Her şey Hakkın hamdini tespih eder' derken hadisler de bu ayetleri bizzat Peygamber'in tecrübesine atıfla tefsir eder. Kur'an-ı Kerim'de birçok ayet-i kerime hayvanları konuşturur, dağlardan, göklerden erlerden ve bütün yaratılmışlardan bilinçli varlıklar gibi söz eder. Bütün bunlar, Mevlana'nın leyleğe bakışının en azından dince geçerli yorumunu bize verir.

Bu nedenle leyleğin ömrü 'seni tespih ile geçer' sözünde yeni bir şey yoktur. Mevlana'nın sözünde yeni olan ise alışkanlık ve koşullanmalarından arınarak evrene saf bir akıl ile bakabilecek bir seviyeye terakkidir.

Ekrem Demirli

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

Leylekler Kaç Yıl Yaşıyor?

Bir leylek ömrü türüne göre değişir. Leylek kaç yıl yaşar? Kara Leylek gibi bazı türler vahşi doğada 25 yıla kadar yaşarken, Marabou Leyleği gibi diğerleri 50 yıla kadar yaşayabilir. Esaret altında, leyleklerin daha uzun yaşadıkları biliniyor, bazı bireyler 60’lı ve 70’li yaşlarında yaşıyor.

Leylek Ömrünü Etkileyen Faktörler

Leyleklerin ömrü kaç yıl? Tüm hayvanlar gibi leyleklerin ömrü de çeşitli faktörlerden etkilenir. En önemli faktörlerden biri, gıdanın mevcudiyetidir. Leylekler gelişmek için balık, amfibiler ve böcekler açısından zengin bir diyete ihtiyaç duyarlar ve yiyecek eksikliği yetersiz beslenmeye ve daha kısa bir ömre yol açabilir.

Leylek ömrünü etkileyebilecek diğer faktörler arasında habitat tahribatı, kirlilik ve avlanma yer alır. Pek çok leylek türü, habitat kaybı ve insan faaliyetleri nedeniyle tehdit altında veya tehlikede. Leylek popülasyonlarını ve yaşam alanlarını korumak için koruma çalışmaları devam etmektedir.

Türlere Göre Leylek Ömrü

Leylekler kaç sene yaşar

İşte en yaygın leylek türlerinden bazıları ve vahşi yaşamdaki ortalama ömürleri:

Esaret Altında Uzun Ömürlü Leylek

Leylekler kaç sene yaşar? Leyleklerin esaret altında vahşi doğadan daha uzun yaşadıkları bilinmektedir. Bunun nedeni, sürekli bir gıda ve tıbbi bakım kaynağına erişimlerinin olmasıdır. Esaret altında leylekler 60’lı ve 70’li yaşlarına kadar yaşayabilir, bazı bireyler daha da uzun yaşar. Kayıtlardaki en yaşlı leylek, esaret altında 39 yaşına kadar yaşayan Max adlı bir Beyaz Leylekti.

Leylek Kaç Yıl Yaşar? Çözüm…

Sonuç olarak leylekler, türlerine ve yaşam alanlarına göre değişen uzun ömürleri ile büyüleyici kuşlardır. Leylek ömrünü etkileyen faktörler arasında yiyecek mevcudiyeti, habitat tahribatı, kirlilik ve avlanma yer alır. Leylek popülasyonlarını ve yaşam alanlarını korumak için koruma çabaları gereklidir. Leylekleri ve yaşam sürelerini daha iyi anlayarak, bu güzel kuşların gelecek nesiller için gelişmeye devam etmesini sağlamak için çalışabiliriz.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası