safa ile merve arası ne kadar / Safa ve Merve ile ilgili bilgiler | Huzur Sayfası / İslami bilgi kaynağınız

Safa Ile Merve Arası Ne Kadar

safa ile merve arası ne kadar

Safa ve Merve arasında yedi kere gidip gelmenin (Sa&#;y yapmanın) hikmeti nedir?

Önce, yalçın kayalarla dolu, sert ve yüksek birçok dağa nispetle hayli mütevazı olan iki küçük kaya tepeciğinin, yani Safâ ve Merve’nin “Allah’ın sembolleri” olduğu gerçeğini hatırlatmamız gerekiyor. “Ne özelliği var? Niçin bu iki küçük kayalık seçilmiş?” denilmemeli, Safâ ile Merve’yi Kur’an’da “Şeâirullah” yani“Allah’ın sembolleri” olarak adlandıran ilahî iradeye teslim olunmalı. 

Koşmak, hızlı yürümek anlamına gelen “sa’y”, bir arayıştır. Terim olarak, hac ve umrede Kâbe’nin doğu tarafındaki Safâ Tepesi’nden başlayarak Merve’ye dört gidiş, Merve’den de Safâ’ya üç dönüş olmak üzere bu iki tepe arasındaki gidişgelişe denir. Sa’y esnasında Safâ ile Merve arasında vadinin en derin kısmında (iki yeşil direk arasında) daha canlı ve hızlı yürümeye ise, “hervele”denilmektedir. 

Hacda yapılmakta olan sa’yin aslı, Hz. Hacer’in henüz süt emen oğlu İsmail için su ararken bu iki tepe arasında koşması hadisesine dayanır. Dolayısıyla Safâ ve Merve arasındaki sa’y, Allah’ın rahmetinin en büyük tecellilerinden biri olan anne şefkatinin Hz. Hacer validemizde kendini gösteren şeklinin yâd edilmesidir. Annelik şefkatine ve sevgisine İslam’ın verdiği değeri simgeleyen temsilî bir harekettir. 

Safâ ile Merve arasındaki gelip gitmelerde, işte bu düşünceden kaynaklanan bir duygu seli yaşanır. İnsan, sa’y alanındaki koşuşturmasıyla, Hz. Hacer’e uzanan ilahî rahmetten bir nebze de olsa elde edebilme arzusundadır. 

Sa’y, Müslümanların hac görevleri arasında yer aldığı ve sırf hac niyetiyle yapıldığı için, ibadet anlamı taşıyan bir yürüyüştür. Müslüman bu sayede kendisi ile aynı yola giren, aynı niyet ve duyguları taşıyan diğer Müslümanlarla beraber koşmanın ne demek olduğunu fark eder. 

Hacı, sa’y ederken manen kurtuluşu aramak için tıpkı Hz. Hacer validemiz gibi koşar. Beşerî olandan ilahî rahmete koşar. Nefes nefese bütün uzaklıkları yakınlaştırarak, Yüce Yaratıcı’nın kendisine ne derece yakın olduğunu hissederek koşar. Hz. Hacer validemizin telâşıyla umuda, zemzeme koşar, sonunda ona kavuşur ve kana kana içer. Birlik içinde yok olarak susuzluğunu gidermeye çalışır. 

Sa’y, tıpkı Hacer validemizin kızgın güneşin altında susuzluktan kıvranan biricik İsmail’ine hayat verecek suyu arayışı gibi bir arayıştır. Ve orada hacı, Hacer rolünü canlandıracaktır. Yedi defa canla başla, telaşla, heyecanla arayacaktır kendi İsmaillerini kurtaracak olan o mana suyunu, eskilerin tabiriyle âb-ı hayatı. Memleketinde bıraktığı ciğerparelerinin açlığını, susuzluğunu giderecek olan o hayat suyunu arayacaktır. Aylardır bir damla su görmediğinden çatlayıp paramparça olmuş toprak misali, kafalarda, kalplerde açılan yarıkları kapatacak; orada ahlakı, maneviyatı, ilmi, hayrı, hakikati ve hizmeti yeşertecek, kısaca nesillerimize hayat verecek manevî zemzemi arayacaktır. Şayet o âb-ı hayatı bulamaz, İsmaillerine acilen bu suyu tedarik edemezse, bedenleri yaşamaya devam etse bile çoğunun ruhu ölecektir. 

Hz. Hacer’in İsmail’i, Cebrail’in yerden çıkardığı su ile kurtulmuştu. Aynı şekilde bizim İsmaillerimiz de Cebrail’in getirdiği su ile ama bu defa yerden değil, semadan getirdiği âb-ı hayat ile yani Kur’an ile kurtulacaktır. O hakikat pınarından ne kadar içebilirse, Kur’an ahlakından ne kadar nasiplenebilirse, Kur’anî öğretiyi ne kadar yaşayabilirse, susuzluğunu Allah’ın âyetleriyle ne kadar giderebilirse, o oranda hayat bulacaktır insan.

İşte bu duygu ve düşüncelerle yapılan bir sa’y, sembolize ettiği arayışın amacını gerçekleştirecektir. Orada bu arayışın ne kadar çok yapılması gerektiğinin ifadesi olarak yedi defa koşsa da aslında nesillerinin muhtaç olduğu o kurtuluş suyu yetmiş defa, hatta yedi yüz defa koşacak, arayacak, soracaktır. Buluncaya kadar, tatmin oluncaya kadar, ciğerpareleri kurtuluncaya kadar arayışını sürdürecektir. 

Saf&#; ve Merve tepeleri nerede? Saf&#; ve Merve tepeleri hangi &#;lkede?

Saf&#;, Mescid-i Har&#;m’ın kuzeydoğusunda Eb&#;kubeys dağının eteğinde Merve’den biraz daha y&#;ksek olan tepedir

Kur'ân-ı Kerîm'de Safâ ile Merve'nin Allah tarafından konulmuş sembollerden (şeâir) ve hac ile umre ibadetinin yapıldığı yerlerden olduğu belirtilir (el-Bakara 2/). Safâ ile Merve arasında gerçekleştirilen sa'yin hac ve umre çerçevesinde yerine getirilen ibadetlerden (menâsik) biri olması, Hz. İbrâhim'in eşi Hâcer'in oğlu İsmâil ile Mekke vadisinde yalnız kaldıktan sonra Safâ ile Merve tepeleri arasında oğluna su araması hadisesine dayanmaktadır (Buhârî, "Enbiyâʾ", 9). Hz. İbrâhim, oğlu İsmâil ile Kâbe'nin yapımını tamamladığında, "Ey rabbimiz! Bize ibadet usullerimizi göster" diye dua edince (el-Bakara 2/) Cebrâil diğer hac menâsiki yanında Safâ ile Merve arasındaki sa'yi de onlara öğretmiş, ardından gelen peygamberler ve ümmetleri de Kâbe'yi ziyaret ettikten sonra Safâ ile Merve arasında sa'y etmeyi sürdürmüştür.

Mekke'de ilk defa tevhid inancından sapan Cürhüm kabilesinden İsâf b. Ya'lâ ile aynı kabileden Nâile bint Yezîd'in Kâbe'nin içinde işledikleri günahlar yüzünden taş kesildikleri ve halkın ibret olsun diye İsâf'ı Safâ tepesine, Nâile'yi Merve tepesine diktiği, ancak daha sonra bunun unutulduğu ve anılan iki taşa tapınmaya başlandığı rivayet edilmektedir (Ezrakī, I, 88, ). Daha sonra Mekke'ye hâkim olan Huzâa kabilesinden Amr b. Lühay tevhid inancını tamamen bozup şehirde putperestliği yaygınlaştırmış ve Safâ tepesine rüzgârları estirdiğine inanılan Nüheyk, Merve tepesine Mut'imü't-tayr (kuşları doyuran) adlı putları dikmiştir. Bunların dışında bakırdan heykellerin bulunduğu nakledilmektedir. Câhiliye Arapları hac ibadetini eda ettikten sonra Safâ ile Merve'ye çıkıp hasep, nesep ve şöhretlerinin yüksekliğinden bahsederek övünürler, bazıları da Allah'tan dünya malı isterdi.

Resûlullah, peygamberliğinin ilk yıllarında zaman zaman Safâ tepesine çıkarak İslâmiyet'i tebliğ ediyordu. "Artık sana emredileni açıkça ortaya koy ve müşriklerden yüz çevir!" (el-Hicr 15/94) ve Safâ tepesinde nâzil olan, "En yakınlarından başlayarak erişebildiğin herkesi uyar ve sana tâbi olan müminlere kol kanat ger!" (eş-Şuarâ 26/) meâlindeki âyetlerin inmesinden sonra Safâ tepesinde bir konuşma yapmış ve bütün Mekkeliler'i İslâmiyet'e davet etmişti. Mekke fethinin ardından Safâ tepesine çıkan Resûl-i Ekrem Mekkeliler'den biat almıştı.

İslâmiyet'in doğuşu sırasında Kâbe hizmetinde bulunan ve Humus diye anılan Kureyş ve müttefikleri Safâ ile Merve'yi haccın bir parçası sayarken Kâbe ve hac konusunda hiçbir imtiyazları olmayan Hille mensupları, iki tepe arasında sa'yin burada bulunan putlara karşı yapıldığını ve bunun Câhiliye âdeti olduğunu ileri sürerek onu kabul etmiyorlardı. Nitekim Evs ve Hazrec kabileleri Safâ ile Merve yerine Menât putunun bulunduğu Müşellel ile Kudeyd'i kutsal yer sayıyor, Tihâme'de yaşayan bazı Arap kabileleri de bu iki tepeyi hac menâsiki içerisinde görmüyordu.

Mekke'nin fethinden sonra putlardan temizlenmesine rağmen ensar başta olmak üzere müslümanların bir kısmı Safâ ile Merve'nin hac ve umrenin menâsikine dahil olup olmadığı hususunda şüpheye düşmüş, bunun üzerine Bakara sûresinin âyeti nâzil olmuştur (Buhârî, "Ḥac", 79; "ʿUmre", 10; "Tefsîr", 2/21). Diğer bir rivayete göre ise Resûl-i Ekrem, Vedâ haccında Safâ'ya yaklaştığında bazı müslümanlar Câhiliye dönemi putlarını hatırlayarak sa'y yapmaktan çekinince anılan âyet nâzil olmuş, bu tepelerin eskiden beri Allah'ın koyduğu semboller olduğu vurgulanmış, Hz. Peygamber de, "Safâ ve Merve Allah'ın alâmetlerindendir" diyerek (Ebû Dâvûd, "Menâsik", 57; Tirmizî, "Ḥac", 38; İbn Mâce, "Menâsik", 34, 84) bu iki tepe arasında sa'y yapmayı hac ve umre ibadetine dahil etmiştir. Resûl-i Ekrem, Safâ ile Merve tepelerine çıktığı zaman Kâbe'ye dönerek ellerini yukarıya kaldırıp dua ederdi. İbn Abbas ellerin kaldırılacağı yedi yer arasında bu iki tepeyi de saymıştır (Ezrakī, I, ).

Safâ ile Merve arasındaki sa'y yerinin (mes'â) uzunluğu ,5 ve genişliği 20 metredir. Safâ'ya yakın olan tarafta iki yeşil ışık arasında 55 metrelik mesafede hervele yapılır (bk. SA'Y). İki tepe arasındaki alan zamanla doldurulup yükseltilerek tesviye edilmiş, zemini yürüyüş için uygun hale getirilmiş, tepelere çıkmayı kolaylaştıran merdivenler konulmuş (a.g.e., II, ), hac mevsimlerinde ve bazı özel günlerde geceleri aydınlatılmıştır. Burada ilk aydınlatma, Emevî halifelerinden Süleyman b. Abdülmelik zamanında () Mekke Valisi Hâlid b. Abdullah el-Kasrî tarafından hac günlerinde ve receb ayında kandillerle yapılmıştır. Bu uygulama Abbâsî Halifesi Mu'tasım-Billâh tarafından () yılından itibaren sürekli hale getirilmiştir (a.g.e., I, ). XX. yüzyılın başında elektrik kullanılmaya başlanmadan önce Safâ ile Merve arasında on altı adet kandil bulunuyordu (Mir'âtü'l-Haremeyn, I, ).

Abbâsî Halifesi Ebû Ca'fer el-Mansûr dönemine kadar () Safâ ve Merve tepelerinde herhangi bir yapılanma görülmemektedir. İlk defa bu devirde tepelere çıkmayı kolaylaştırmak için birer merdiven inşa edilmiştir (Ezrakī, II, ). IX. yüzyılın ikinci yarısına ait kayıtlarda Ebû Ca'fer el-Mansûr tarafından yaptırılan kâgir merdivenle Safâ'ya on iki, Merve'ye on beş basamakla çıkıldığı kaydedilir (a.g.e., II, ; Fâkihî, II, ). XIII. yüzyıldan itibaren Safâ'nın merdiveninin on dört, Merve'nin ise beş basamaklı olduğu belirtilmiştir (İbn Cübeyr, s. ; İbn Battûta, I, ). Safâ ile Merve'nin basamakları 'da Memlük Sultanı Ferec, 'da Osmanlı Sultanı II. Abdülhamid tarafından yenilenmiştir.

Safâ ile Merve arasındaki alanda özellikle hac günlerinde çok canlı bir çarşı mevcuttu ve şehir hayatı en yoğun olarak burada yaşanıyordu. İslâmiyet'in ilk döneminden hâtıralar taşıdığı için Mescid-i Harâm'a dahil edilinceye kadar bu çarşının kaldırılması yerine sa'y yapmayı kolaylaştıran çareler düşünülmüş ve yeni yapılanmaya izin verilmemiştir (BA, HH, nr. ; BA, funduszeue.info, nr. ). yılına ait bir kayıtta Safâ ile Merve arasına seyyar satıcıların tezgâh kurup sa'y yapanları dünya işleriyle meşgul etmemeleri için tedbir alındığı bildirilir (BA, MD, nr. 64, s. 44). İbn Cübeyr, Safâ ile Merve arasında eskiden su yatağı olan alanın çeşitli meyve, hububat ve diğer yiyeceklerin satıldığı bir pazar yeri olarak kullanıldığını, kumaş ve baharat dükkânları hariç şehrin en düzenli alışveriş merkezinin burası olduğunu ve müşteri yoğunluğunun zaman zaman sa'y yapılmasını engellediğini kaydeder (er-Riḥle, s. 73). İslâmî dönemde Kâbe'ye gönderilen hediyeler Safâ ile Merve arasında teşhir edildikten sonra Hicâbe görevlisine teslim edilirdi.

Ebû Ca'fer el-Mansûr () yılında hacca geldiği zaman Safâ ile Merve arasında hacılara hizmet etmeleri için görevliler tayin etmiş, 'da () Mekke Valisi Sâlih b. Abbas, Safâ'nın eteğine bir çeşme yaptırmıştı. Safâ ile Merve tepelerinde, mes'âda bazı meşhur kişilere ait evler vardı. Hz. Peygamber'in amcası Abbas b. Abdülmuttalib'in evi ribât haline getirilmişti. 'de () bu ribâtı tamir ettiren Memlük Sultanı el-Melikü'n-Nâsır Muhammed, Safâ ile Merve arasında abdest almaya elverişli bir mekân yaptırmıştı. Safâ tepesinde Kādirîler'e ait bir dergâh bulunuyordu (BA, funduszeue.info, nr. ). Harem-i şerif'e Osmanlılar zamanında yaptırılan muvakkithânenin pencerelerinden biri, Safâ ile Merve arasında gelip geçenlerin saatlerini buradan ayarlayabilecekleri şekilde tasarlanmıştı (Mir'âtü'l-Haremeyn, I, ).

Mes'ânın üstü 'de kapatılınca hacılar güneşten ve tozdan kısmen korunmuş, 'de Safâ ile Merve arasına taş döşenerek Mekke'de bir caddeye ilk defa taş kaplanmıştır (Hüseyin Abdullah Bâselâme, s. ). 'te başlatılan ve yılına kadar dört aşamada gerçekleştirilen genişletmede mes'â Mescid-i Harâm'a katılmış ve sa'y yolu iki katlı olarak tasarlanmıştır. Günümüzde sa'y edenleri güneşten korumak için Safâ ile Merve tepelerinin arasına üstü kapalı, Kâbe'ye girişi de sağlayacak iki yanı açık eyvan inşa edilmiştir. Sa'y alanının özellikle hac zamanında yeterli olmaması sebebiyle genişletme çalışmaları halen sürdürülmektedir.

Kaynak: TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ

Safa ve Merve Tepeleri

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır.Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası