bir resmini vermedin bile şimdi geziyorsun elden ele / Tezcan Yıldız Hayat Kadını Şarkı Sözü - Bul-Tikla

Bir Resmini Vermedin Bile Şimdi Geziyorsun Elden Ele

bir resmini vermedin bile şimdi geziyorsun elden ele

Yayınlayan: Ankara Üniversitesi KASAUM Adres: Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi, Cebeci 06590 Ankara Fe Dergi: Feminist Eleştiri Cilt 5 Sayı 1 Erişim bilgileri, makale sunumu ve ayrıntılar için: http://cins.ankara.edu.tr/ Bir Savaş Anlatısı Olarak Nefes: Vatan Sağolsun ve Hegemonik Erkekliğin Krizi Eren Yüksel Çevrimiçi yayına başlama tarihi: 15 Haziran 2013 Bu makaleyi alıntılamak için: Eren Yüksel, “Bir Savaş Anlatısı Olarak Nefes: Vatan Sağolsun ve Hegemonik Erkekliğin Krizi,” Fe Dergi 5, no. 1 (2013), 15-31. URL: http://cins.ankara.edu.tr/9_3.html Bu eser akademik faaliyetlerde ve referans verilerek kullanılabilir. Hiçbir şekilde izin alınmaksızın çoğaltılamaz. 15 Yüksel Bir Savaş Anlatısı Olarak Nefes: Vatan Sağolsun ve Hegemonik Erkekliğin Krizi1 Eren Yüksel* 2000’li yıllar Türkiye sinemasında narsistik erkek kahramanların toplumsal sorunlara yönelik aşırı şiddet içeren eylemlerine dayanan ve hegemonik erkekliğin yeniden üretildiği milliyetçi propaganda filmlerine2 ek olarak milliyetçilik, militarizm ve erkeklik arasındaki iç içe geçen ilişkinin sorgulanmasına yönelik filmler de çekilmiştir. Bu çalışmada bu filmlerden biri olan, erkek karakterlerin çatışmalı içsel süreçlerini sergileyen ve erkeklik krizi bağlamında yorumlanabilecek temsillere yer veren Nefes: Vatan Sağolsun filmine odaklanılmaktadır. Hegemonik erkeklik kodları bakımından tartışmalı temsiller sunan Nefes’in çözümlenmesi aracılığıyla, erkeklik krizinin ne tür imgeler aracılığıyla sunulduğu ve krize ilişkin bu temsil yapılanmasının hegemonik erkekliğe ilişkin değer, kural ve ayrıcalıkları yeniden üretip üretmediği sorgulanacaktır. Anahtar Kelimeler: Hegemonik erkeklik, milliyetçilik, militarizm, erkeklik krizi, mazoşizm. Nefes: Vatan Sağolsun (Breath: Long Live the Homeland) As A War Tale and The Crisis of Hegemonic Masculinity During the 2000s in the Turkish cinema, in addition to films telling narsistic male heros’ extremely violent acts towards social problems and films in which hegemonic masculinity is reproduced, films questioning the embedded relationship among nationalism, militarism and masculinity have also been shot. This study focuses on Nefes: Vatan Sağolsun, one of the above-mentioned films, which exposes the male characters’ conflicting inner processes and allows presentations that can be commented within the concept of masculinity crisis. By means of an analysis of Nefes offering controversial representations in terms of hegemonic masculinity codes, this study aims to question through which images the masculinity crisis is exhibited and whether this representational structure related to the crisis reproduces values, rules and privileges regarding hegemonic masculinity. Key words: Hegemonic masculinity, nationalism, militarism, masculinity crisis, masochism. Giriş 2000’ler Türkiye sinemasını, içerdiği kültürel temsiller bakımından bir yeniden yapılanma dönemi olarak nitelendirmek mümkündür. Birçok toplumsal sorun ele alınmış, farklı kimlikler temsil olanağına kavuşmuştur. Bir tür “kimlikler çoklaşması” olarak tanımlanabilecek bu durum marjinal, dışlanmış grupların kendilerini ifade etmesi için önemli bir potansiyel ortaya koymuştur. Erkek kimliğini de bu bağlamda değerlendirmek mümkündür. Hegemonik erkekliğin ağırlıklı olduğu temsil biçimlerinin yerini, farklı bağlamlar ve ilişkiler temelindeki çoklu erkeklikler almış; erkekliğin performatif inşasına dikkat çeken temsiller yaygınlaşmıştır. Böylelikle 1990 sonrası yaşanan toplumsal dönüşümlerin erkeklik sorunuyla iç içe geçen bir zemin üzerinden irdelenmesi mümkün hale gelmiştir. Çünkü erkeklik hem toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri çerçevesinde üretilen temel mekanizmalardan biri hem de sınıf, etnisite, din gibi çelişkiler temelinde şekillenen toplumsal iktidar ilişkilerinin, kendisini hegemonik kılmak için eklemlendiği popüler bir inşadır. Bu bağlamda çalışmanın temel amacı, erkekliğin 2000’ler Türkiye sinemasındaki görünümünü ortaya koymak açısından özgün bir konum üstlenen Nefes filmi aracılığıyla, erkek karakterleri bir kriz içinde sunan temsil yapılanmasının neye karşılık geldiğini ve erkeklik krizinin ne tür imgeler vasıtasıyla sunulduğunu ortaya koymaktır. * Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi, [email protected] 16 Hegemonik Erkekliğin Krizi Erkeklik Çalışmaları Üzerine Kavramsal Bir Arka Plan Tarihsel açıdan bakıldığında, erkeklik üzerine eleştirel nitelikli çalışmaların 1960’larda kadın haklarını gündeme getiren feminist hareketin kazanımları üzerine inşa edildiği söylenebilir. Feminist hareketin toplumsal cinsiyet bağlamında kadınlığı sorunsallaştırması, toplumsal cinsiyetle ilişkili olarak erkekliğin de görünür kılınmasını beraberinde getirmiştir. Ayrıca gey hareket de erkekliğin tikelliğini vurgulama yoluyla, normal ve evrensel olarak kabul edilen erkeklik kurgusuna meydan okumuş, erkek ve erkekliği sorgulayan çalışmaların önünü açmıştır. Ancak bu ilk dönemde daha çok bir baskı kaynağı olarak değerlendirilen erkekliğin nasıl işlediğine ilişkin herhangi bir analiz çabasına girişilmediği görülmektedir. 3 Erkekler ve erkeklik üzerine eleştirel nitelikli çalışmalar zamanla sosyal bilimler, insan bilimleri, biyoloji gibi bilim alanlarının işbirliği içinde gelişmiş ve erkekliğin kökeni, yapısı ve dinamikleri açısından ele alınmasıyla biçimlendirilmiştir. 4 Bunda postyapısalcılığın gelişimiyle birlikte modern özneye dair mutlak, bütüncül tanımlamaların geçersizleşmesi etkili olmuştur. Tekil, sabit, homojen kimlik tasarımları yerini kamusal alanda dillendirilmeye başlanan, çeşitli özdeşleşmeler ve dışlamalarla sürekli olarak yeniden inşa edilen çoklu kimliklere bırakmıştır. Bu durumun feminist hareket içindeki yansımaları, bütüncül ve evrensel kadın kimliğinin geçersizleşmesi ve bütün zamanlarda geçerli, tek bir ezilme biçiminin olamayacağına ilişkin kabullerdir. Feminist hareket içinde farklı kadın kimliklerine yönelik ilgi, erkeklik araştırmalarının da yönelimini etkilemiş, tek bir erkeklik yerine tarihsel, toplumsal, kültürel ve sembolik olarak mevcut iktidar ilişkileri bağlamında çeşitli ilişkisellikler temelinde inşa edilen farklı erkekler ve erkeklikler araştırma konusu haline getirilmiştir. Örneğin Michael Kimmel, Jeff Hearn ve R. W. Connell erkekler ve erkekliklerin toplumsal cinsiyetin yanı sıra yaş, sınıf, etnik köken ve ırkçılık gibi farklılıklar tarafından belirlendiğini ve erkeklerin cinsiyetlendirilmesinin, sosyal farklılıklarla kesişimi içinde ele alınması gerektiğini belirtmektedirler. Toplumsal cinsiyet kimliğinin mikro ve makro her ortamda yeniden üretilmesi gereken, “bitmeyen bir süreç” olduğunu ifade eden yazarlar, toplumsal cinsiyet kimliğinin “cinsiyetlendirilmiş etkileşimler birikiminin bir sisteme bağlanması” sonucunda oluştuğunu vurgularlar. Ancak onlara göre bu durum, toplumsal cinsiyet kimliğinin basitçe toplumsal kurumların ve süreçlerin yansıması olduğu anlamına gelmez. Toplumsal cinsiyet kimliği daima hareket halindedir ve bu hareket politik dönüşümlerin gerçekleşebileceği dikişleri sağlamaktadır.5 Farklı erkekliklerin araştırılmasında R. W. Connell’in erkekler arasındaki iktidar ilişkilerini açıklayan hegemonik erkeklik kavrayışı belirleyici olmuştur. Toplumsal cinsiyet ilişkilerinin yalnızca kadın ve erkekler arasındaki hâkimiyet-tabiiyet barındıran ilişkiler temelinde anlaşılamayacağını belirten Connell, hegemonik erkekliği, tabileştirilen kadınlar ve öteki erkeklerle ilişkili olarak inşa edilen ve normatif erkek davranışlarının, değerlerinin ve kurallarının denetlenmesine imkân veren değişebilir bir hâkimiyet pratiği olarak değerlendirerek, çoklu erkeklikleri araştırma olanağı sağlamıştır. 6 Erkeklik çalışmalarında üzerinde durulan bir diğer konu modernleşme sürecinde hegemonik erkekliğin krize girdiği varsayımıyla ilişkili olarak dile getirilmiştir. Çeşitli kuramsal perspektiflerden erkeklik krizini ele alan araştırmacılar hem erkeklik krizinin gerçek olup olmadığı, hem krizin hangi gösterenler aracılığıyla sunulduğu, hem de nasıl anlamlandırılacağı konusunda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Lynne Segal, Walter Hollstein ve John MacInnes gibi bazı kuramcılar hegemonik erkekliğin feminist hareketin, gey hareketin kazanımları, modernleşme ve küreselleşme sürecinin sonucundaki toplumsal, ekonomik ve teknolojik dönüşümle birlikte bir belirsizlik ve güvensizlik ortamıyla yüz yüze geldiği ve eskisi gibi hegemonik erkekliği üretme olanaklarından yoksun olduğu koşullarda bir kriz içine girdiği saptamasında bulunmuşlardır. Örneğin MacInnes erkeklik krizinin nedeninin modernitenin cinsel farklılık nosyonunu geçersiz hale getirmesi olduğunu ifade ederek, çalışma yaşamının kadınsılaşmasıyla, liberal politik felsefenin ilham verdiği cinsiyet eşitliği yasalarıyla 17 Yüksel ve breadwinner (para kazanma) ideolojisinin ölümüyle birlikte modern toplumda erkek olmanın değerinin düşürüldüğünü belirtmiştir.7 Erkeklik krizi saptamasının karşısında yer alanlar ise krizin belirli erkeklik biçimleriyle ilişkili olarak ifade edilebilmekle birlikte genelleştirilemeyeceğini, erkeklerin mevcut koşullara uyum sağlama yoluyla egemenliklerini yeniden tesis edebileceklerini ileri sürmektedir. Erkeklerin içinde bulunduğu durumun krizden çok bir değişimin sonucu olduğunu belirten Connell, erkeklerin kapitalist ilişkiler içinde devlet ve kurumlar dolayımıyla hegemonik konumlarını yeniden inşa edebileceğini savunur. 8 Benzer biçimde topyekûn erkeklik krizine karşı çıkmasa da mevcut kriz söylemlerinin eksikliklerini ifade eden John Beynon da erkeklik krizinin günümüze özgü olduğu ya da bütün erkekler tarafından aynı şekilde deneyimlendiği görüşlerine itiraz eder. Tekil bir erkekliğe göndermede bulunulamayacağını belirten yazar hem gerçeklikte hem de söylemsel düzeyde farklı erkeklikleri farklı şekillerde etkileyen krizler nosyonundan söz etmenin daha doğru bir yaklaşım olacağının altını çizer.9 Bu noktada hem güncel, somut verileri hem de kuramsal tartışmaları değerlendiren Tim Edwards’ın konuya yönelik kavrayışının krize ilişkin saptama yapmak bakımından yararlı açılımlar sağladığı söylenebilir. Erkeklik krizine yönelik tespitlerin genel olarak içteki ve dıştaki kriz olmak üzere iki başlık altında toplandığını belirten Edwards, içteki krizin erkeklerin bireysel yaşamlarındaki krize yönelik algılarına ve anlamsızlık, belirsizlik ve yabancılaşma gibi duygularına göndermede bulunduğunu, dıştaki krizin ise onların toplumsal kurumlardaki ayrıcalıklı ve öncelikli konumunu kaybetmesiyle ilişkilendirildiğini ileri sürer. Bu kapsamda sağlık, çalışma yaşamı, aile ve eğitim gibi pek çok alandan gelen verileri bir araya toplayarak, bazı erkeklerin krize yönelik eğilimlerinden söz edilebilse de kapsamlı bir erkeklik krizinden söz edilemeyeceği konusunda Beynon’un görüşlerini destekler.10 Ancak bu durum Edwards’ın erkeklik krizini tamamen yadsımasını gerektirmez. Erkeklik krizine ilişkin farklı kuramsal açıklamaları temel alan yazar, yukarıdaki alanların aksine, üç düzeyde kapsamlı erkeklik krizinin savunulabileceğini belirtir. Bunlar; MacInnes’in ifade ettiği, bir değerler, pratikler ya da eğilimler seti olarak erkekliğin değerinin düşürülmesi ve onun pozitif özelliklerdense negatif özelliklerle ilişkilendirilmesi; toplumsal cinsiyet sınırlarının belirsizleşmesi ve son olarak erkekliğin krizin ta kendisi olduğunun savunulmasıdır.11 Bütün bu tartışmalar ışığında, bu çalışmada benimsenen erkeklik krizi kavrayışının hem yapısal değişiklikleri göz önünde bulunduran hem de erkeklik performansı ve kriz söylemleri arasındaki ilişkiyi dikkate alan daha geniş bir erkeklik krizi kavrayışından yola çıktığı ifade edilebilir. Erkeklik krizinin erkeklerin topyekûn bir hâkimiyet kaybı anlamına gelmediği eleştirisini paylaşan bu çalışma, erkek karakterlerin hem toplumsal kurumlardaki ayrıcalıklı konumunu kaybetmesine (dıştaki kriz) hem de bu kayba yönelik algısına odaklanmasının (içteki kriz) yanı sıra krizin hegemonik erkekliğin yeniden üretim sürecinin bir parçası olması gibi öteki erkeklik krizi kavrayışlarının da erkeklik temsillerine etki etme biçimi üzerinde duracaktır. Böylelikle toplumdaki yapısal değişikliklerin erkeklik kavrayışları üzerinde yarattığı dönüşüme ek olarak, bireysel erkek öznelerin performansları aracılığıyla bu değişimlerin nasıl müzakere edildiğine odaklanarak erkeklik krizini daha ayrıntılı bir şekilde değerlendirmeye çalışacaktır. Sinemada Erkeklik Araştırmaları Nefes filmindeki erkeklik krizini ve erkekliğin inşasını ele alan bu çalışmada, üzerinde durulması gereken önemli bir nokta, psikanalizden beslenen erkekleri ve erkeklikleri ele alan film araştırmalarıdır. Sinemada erkeklik temsillerini çözümleyen araştırmacılar erkekliği şekillendiren sosyolojik ve kültürel süreçleri dikkate alan eleştirel erkeklik çalışmaları alanının yanı sıra cinsiyetlendirilmiş öznelliklerin karmaşalarını, kültür ve fantezi üretimiyle ilişkisini anlama imkânı sağlayan psikanalitik bir perspektiften de yararlanmışlardır. Çünkü psikanalitik kavrayış, cinsiyetlendirilmiş öznellikleri şekillendirmenin bilinçdışına ilişkin ruhsal süreçler tarafından merkezsizleştirildiğini gösterme suretiyle, 12 kadınlığın erkekliğin ruhsal ötekisi olduğu toplumsal cinsiyetin ikili kültürel inşasını destekleyen ruhsal güçleri anlamaya imkân sağlamaktadır. 13 Öznenin kültürün sembolik dünyasına ruhsal girişi ve cinsel farklılıkla ilişkileri kültürel kimliğin aynı zamanda cinsiyetlendirilmiş kimlik olduğunu gösterirken,14 psikanalitik teori diğer kültür teorilerinin yok saydığı bilinç dışı ruhsal süreçlerle ilişkili ortaya çıkan paradokslara dikkat çekmektedir.15 Sinemada erkeklik çalışmalarının gelişiminde de feminist film eleştirisinde olduğu gibi psikanaliz belirleyici olmuş; erkek öznellikleri bakış, özdeşleşme ve fantezinin yanı sıra histeri, mazoşizm, narsisizm, sadomazoşizm gibi psikanalitik kategoriler aracılığıyla tartışılmıştır. Erkekliğin basitçe bir hâkimiyet konumu 18 Hegemonik Erkekliğin Krizi olarak görülemeyeceğini vurgulayan bu çalışmalar aracılığıyla hem normatif erkeklik performanslarının üretilmesi bakımından sinemada kullanılan anlatım tekniklerine dikkat çekilmiş hem de bu performansları yapıbozumuna uğratan karşı-hegemonik pratikler dile getirilmiştir. Örneğin erkek mazoşizmi hem hâkim erkekliğin üretiminde hem de bertaraf edilmesinde devreye sokulan etkin bir pratik olarak değerlendirilmiştir. Kaja Silverman erkek mazoşizmini toplumsal cinsiyet düzenini bozguna uğratan bir karşı hegemonya pratiği olarak değerlendirirken,16 Paul Smith erkek üstünlüğünü ifade eden popüler anlatılarda mazoşizmin içerilme biçimlerine dikkat çekmiş ve mazoşizmin tek başına ilerici bir temsil örneği olarak görülemeyeceğini vurgulayarak mazoşist erkeklik performanslarının filmlerin bağlamına göre değerlendirilmesinin gerekliliğini göstermiştir.17 Yine erkeklik çalışmaları bakımından üzerinde durulan bir diğer konu erkeklik krizi olmuş; erkekliğe ilişkin çalışmaların çoğunda beyaz, heteroseksüel erkek öznenin yabancılaşması ve parçalanması erkeklik krizi olarak tanımlanmıştır.18 Erkeklik krizinin toplumsal cinsiyet ilişkilerinin dönüşümü bakımından iki karşıt bakış etrafında tartışıldığı söylenebilir. Susan Faludi gibi bazı araştırmacılar, geç modernleşmede gerçekleşen dönüşümlerin ve belirsizliklerin negatif anlamda hegemonik erkeklik pozisyonlarını destekleyen bir kültürel geri tepmeye neden olduğunu savunurken; Segal ve Minsky gibi araştırmacılar pozitif bir biçimde erkekliğin farklı hallerinin daha az savunmacı erkekliklere yönelen karşı-hegemonik bir yapılanmaya işaret ettiğini ileri sürer.19 Bu noktada Caroline Bainbridge ve Candida Yates gibi yazarlar ise bu iki konumdan birinin benimsenmesinin zorunlu olmadığı söyleyerek alternatif bir bakış açısı ortaya koymuşlardır. Onlara göre, yapılacak analizde erkeklik krizini mutlak pozitif ya da negatif anlamda kuramlaştıran modelin ötesinde hareket etmek mümkündür. Bu bağlamda onların da belirttiği gibi, “günümüz erkekliklerindeki belirsizlikleri telaffuz etmekteki güçlüklere karşın, bütün fantezi, etki ve bilinçdışı arzuların birlikteliği ile bu belirsizliklerin araştırılmasında bir değer” vardır ve sinema “bunu araştıracak kullanışlı bir alan” sağlamaktadır. 20 Yukarıda söylenenlerden hareketle, 2000’ler Türkiye sinemasında erkeklik krizini ve farklı erkekliklerin inşasını değerlendiren çalışmada filmleri çözümlemek için hem erkeklerin ruhsal ve toplumsal karmaşalarını tarihselleştiren perspektifleri hem de cinsiyetlendirilmiş izleyiciyi bir arada alma olanağı sağlayan sinepsikanaliz kullanılmakta21 ve bu doğrultuda hem erkekliğin performe edilmesinde açığa çıkan krizleri ifade eden ve krizle mücadele etmek üzere devreye sokulan histeri, mazoşizm ve sadomazoşizm gibi psikanalitik kategorilerden, hem de Pat Kirkham ve Janet Thumim tarafından geliştirilen ve erkeklikleri çok boyutlu anlama imkânı sunan kavramsal terminolojiden yararlanılmaktadır. Bunları kısaca şu şekilde sıralamak mümkündür: İç dünya: Kimliğin psişik inşasına ilişkin bilgi alanı olarak tanımlanabilir. Erkek olmak sembolik yapıya katılım gerektirir. Ancak bunun sembolik bir yapı olmasından ötürü gerçek deneyimin risklerini hesaba katmaması, her birey için eksikliği içerecek şekilde deneyimlenmesine neden olur ve bireyin kırılganlığı ve savunmasızlığı tanıması endişe üretir. Dış dünya: İktidara ilişkin statü, hiyerarşi, bilgi, beceri ve başarı gibi konuları değerlendirme imkânı sunar. Beden, eylem ve eylemsizlik: Erkeğin bedenini kullanma biçimi ve erkek bedeninin haz nesnesi olarak sunulması üzerinde yoğunlaşır. Toplumsal cinsiyet politikaları: Toplumsal cinsiyet tanımlamalarının ve içerdiği ikili karşıtlıkların müzakere edilmesi olarak ifade edilebilir.22 Daha önce de belirtildiği gibi erkeklik psikanalitik sürecin yanı sıra toplumsal ve kültürel boyut çerçevesinde de şekillenmektedir. Dolayısıyla filmlerin içinden geçtiği tarihsel ve toplumsal bağlamın erkeklik temsilleri üzerindeki etkisinin göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bu kapsamda çalışmada çözümlenen erkekliğin bir kriz anlatısı çerçevesinde sorunsallaştırıldığı süreci neoliberal politikalar sonucunda sınıfsal uçurumun şiddetlendiği, eşcinseller, çevreciler, feministler, vicdani retçiler gibi çeşitli grupların demokratikleşme talepleri doğrultusunda kamusal alana çıktıkları ve etno-politik sorunlar çerçevesinde ulus devletin meşruiyetinin sorgulandığı 1980’lerden günümüze uzanan toplumsal kriz ve kutuplaşma süreciyle ilişkilendirmek mümkündür. Ayrıca Kürt sorununun çözümü konusunda 1990’larda uygulanan savaş siyasetinin ve 2000’lerde AKP hükümeti tarafından devreye sokulan ancak sembolik birtakım girişimlerle sınırlı kalan Kürt açılımının söz konusu erkeklik krizinin özel bağlamını oluşturduğu söylenebilir. Çalışmanın odaklandığı 2000’li yıllarda Türkiye sinemasında üretilen temsillerin sözü edilen toplumsal kriz ortamına ilişkin travma, endişe ve hayal kırıklıklarını ele alış biçimiyle toplumsal anlam mücadelesi bakımından önemli bir potansiyel teşkil ettiği görülmektedir. Birçok genç yönetmenin sinemaya girdiği ve mevcut toplumsal sorunların filmlerde ifade olanağı bulduğu bu dönemde sinemanın konu alanı genişlemiştir. Hatta birçok çalışmada Türkiye sinemasının yarattığı bu potansiyel “yeni Türk sineması” tabiriyle ifade 19 Yüksel edilmeye başlanmıştır. Dolayısıyla çalışmanın sorunsalını oluşturan erkeklik temsilleri de döneme ilişkin toplumsal anlamların okunması ve bu anlamların dönüştürülmesi bakımından bir imkân sağlamıştır. Çalışmanın bundan sonraki bölümünde, bu temsil yapılanmasının ne anlama geldiğini yorumlamak üzere seçilen, savaş ve askerlik bağlamındaki erkeklik krizine yer veren Nefes filmi ele alınacak ve filmin topluma ve toplumsal cinsiyet ilişkilerine dair ne söylediği, hegemonik erkekliğe ilişkin değer, kural ve ayrıcalıkları yeniden üretip üretmediği sorgulanacaktır. Bu noktada çalışmada Nefes’e odaklanılmakla birlikte, Nefes’in militarizm, milliyetçilik ve erkeklik konusunda iç içe geçen ilişkiyi konu alan tek örnek olmadığını belirtmek gerekmektedir. Nefes’in yanı sıra savaşı ve savaş sonrası askerlerin yaşadığı travmayı anlatısının merkezine yerleştiren Yazı Tura (Uğur Yücel, 2004) ve Başka Semtin Çocukları (Aydın Bulut, 2008) da savaş ve askerlik çerçevesinde açığa çıkan erkeklik krizini sorunsallaştıran filmler arasında yer almaktadır. Hegemonik Erkeklik, Militarizm ve Erkeklik Krizi: Nefes Vatan Sağolsun Nefes, 1993 yılında Güneydoğu’da sınır karakolunu korumakla görevli askerlere destek ekip sağlamak üzere dağlara doğru yola çıkan bir komando tugayının, dağda PKK tarafından pusuya düşürülmesi ve birisi komutanın yakın arkadaşı Orhan olmak üzere iki askerini kaybetmesi sonrasında gelişen travmatik olayları anlatmaktadır. Anlatısını üç sekans üzerinden yapılandıran filmin ilk sekansı dağa çıkışı ve askerlerin kaybıyla yaşanan travmayı merkeze alır. Çoğunlukla geriye dönük olarak inşa edilen ilk sekansta hem dağdaki pusu anına hem askerlerin tugaydaki görüntülerine hem de dağda zorlu geçen içtima sahnelerine yer verilir ve askerlerin geçirdikleri dönüşüm süreci vurgulanır. Filmin ikinci sekansında savaşa hazırlık dönemi görselleştirilir. Bu bölümün belirleyici temasını, komutanın, yakın arkadaşı Orhan’ın intikamını alma isteği oluşturmaktadır. Komutan karargâhın keşif haricinde karakoldan çıkmaması yönündeki emrine karşı gelmekte ve küçük bir ekip oluşturarak PKK’ya saldırı düzenlemektedir. Filmin son sekansında ise karakola yapılacak baskının askerler üzerinde yarattığı psikolojik gerilim, komutanın yaklaşan savaşla birlikte yaşadığı travmatik yarılma ve açığa çıkan erkeklik krizi savaş üzerinden kurgulanmaktadır. Savaş filmlerinin türsel özelliklerini taşıyan Nefes, Anthony Easthope’un bu türe ait hâkim kodlamalar olarak adlandırdığı savaş, zafer, yenilgi ve erkek dostluğu temaları etrafında inşa edilmiştir. Bunları psikanalistler tarafından öngörüldüğü üzere, erkeksi egonun hâkimiyeti, hadım edilme korkusu, babalar ve oğullar ve erkek bağlılığının yüceltilmesi olarak tanımlamak mümkündür. 23 Bu çerçevede filmde de komutanın askerler ve kadın militan üzerinde uyguladığı sadizm ve düşmanla konuşmalarında öne çıkan rekabetçi eril dil erkeksi egonun hâkimiyetini açığa çıkarırken, savaştan korkan askerlerin halüsinasyon görmesi ya da yaralı askerlerin bedenleri hadım edilme tehdidini cisimleştirmekte, komutan ve askerler arasındaki ilişki zaman zaman baba-oğul ilişkisini hatırlatmaktadır. Ayrıca komutanın sadistik ve mazoşistik performanslar arasında bölünmesinde temel etkenin asker arkadaşı Orhan’a bağlılığı olması, erkek bağlılığının yüceltilmesini somutlaştırmaktadır. Filmin sondan başa doğru yapılanan anlatısı “Karakola ne oldu” sorusunun cevabı üzerinden açımlanmaktadır. Bu çerçevede sonda yer alan yaralı ve ağlayan bir asker figürünün filmin başında görüntülenmesi bir yandan anlatıyla ilgili tedirgin edici bir beklenti duygusu yaratırken diğer yandan savaşla ilgili olarak histerik bir erkek bedeni üzerinden hegemonik erkeğin krizi etrafında gerçekleşecek bir tartışmaya zemin hazırlar. Filmin erkeklik krizi çerçevesinde devreye soktuğu önemli anlatısal odaklarından biri milliyetçilik ve militarizmle ilişkilidir. Bu bağlamda filmin yer verdiği erkeklik temsillerine geçmeden önce, filmin milliyetçiliğin eklemlendiği militarist değerler ve özellikle Türkiye’de şehitlik mertebesi aracılığıyla üretilen ve ölen askerlerin mitleştirilmesine neden olan kahramanlık ideolojisi bakımından farklı görüşler etrafında tartışıldığını belirtmek gerekir. Örneğin Sevilay Çelenk, askerlerin savaşa yönelik kararsızlığının kahraman erkekliğin yıkımını beraberinde getirdiğini ifade ederek, komutan tarafından dile getirilen savaşın haklı tarafı olmadığı görüşünü filmle ilgili anti militarist yoruma olanak sağlayan bir unsur olarak değerlendirirken,24 Nadire Mater, Senem Aytaç, Ayça Çiftçi gibi yazarlar filmin komutanın bakış açısından anlatısını inşa eden retoriğinin hem bireysel askerlerin söylemlerini hem de karşı tarafa yönelik bakış açısını sınırlandırdığına dikkat çekmekte ve filmdeki sembollerin kullanımının milliyetçilik ve militarizmle ilişkisine vurgu yapmaktadır.25 Aslında bu durumun filmin militarizm konusundaki çelişkili tutumundan kaynaklandığı düşünülebilir. Çünkü bir yandan askerlerin yaralanması ve öldürülmesi etrafında açığa çıkan kayıp duygusu ve komutanın karısına olan sevgisi nedeniyle ikircikli bir biçimde dile getirdiği “vatan sağ olsun” anlayışı savaşla ilgili ideolojik bir yorgunluk duygusunu ifade ederken, diğer yandan askerlerin çoğunun olumlu ahlaka ve 20 Hegemonik Erkekliğin Krizi yüceltilmiş bedenlere kavuşturulması, kurbanlaştırılmaları aracılığıyla mitleştirilmeleri, komutanın arkadaşının kaybından dolayı yaşadığı travmanın sadizm içeren eylemlerini meşrulaştırması ve savaşın retoriksel olarak kurtuluş mücadelesine bağlanması bu eleştirel olanağı kesintiye uğratmaktadır.26 Bunda filmin, Butler’ın ifade ettiği, yas hiyerarşisini kullanması da etkin bir rol oynar.27 Örneğin Butler bazı insanların ölümlerinin daha insanlaştırıldığını ifade ederek, genellikle evli ya da evlenmek üzere olan, heteroseksüel, mutlu ve tek eşli kişilerin yasının tutulduğunu, karşısındaki kişilerin ise kişisel tarihlerinin, isimlerinin, yüzlerinin ve ailelerinin söz konusu edilmediğini dile getirir.28 Bu bakış açısını filme uyarladığımızda, çatışmada öldürülen ve bir karısı, iki çocuğu ve bir arabası olan Orhan’ın ve ölümü karısının yere yığılışı paralelinde verilen komutanın yasının tutulduğu ancak doktor kod adlı Rıza ve son anda ismi söylenen Gulan dışındaki PKK militanlarının anlatıda isimlerinin bile telaffuz edilmediği ya da haklarında herhangi bir bilgi verilmediği görülür. Bu durum savaşın kötü olduğu söyleminin yalnızca askerler üzerinde yarattığı yıkım nedeniyle dile getirilmesine ve savaşın yalnızca evlerinden uzakta, iyi yürekli askerlerin ölümleri nedeniyle sorgulanabilir kılınmasına neden olur. 29 Dolayısıyla Kürtlere yönelik açılım tartışmalarının gündeme geldiği dönemde çekilen film, Kürtlerin sesine yer veren sahneleriyle, askerlerin savaşçı kimliğindense kurban kimliğini ön plana çıkarmasıyla ve politik, toplumsal ve ekonomik meseleleri liberal bir bakışla hasıraltı eden söylemiyle kendisine farklılıkları eklemleyerek orduyu ve askerleri kutsayan resmi söylemin hegemonyasını yeniden üretmiş olur. 30 Ayrıca filmde sık sık karşımıza çıkan Atatürk büstü ve fotoğrafları, kayaya kazınan ay yıldız, Osmanlı akıncılarının fotoğrafı ve bayrak gibi sembollerin kullanımı resmi ideolojiye yönelik bir eleştiri taşımaktan ziyade, vatanın kurtuluşu ve savunması için geçmişte ödenen bedellere dikkat çeker ve sınırı koruyan karakoldaki askerleri, daha önce yaşanılan kurtuluş mücadelesiyle ilişkilendirir. Örneğin filmin sonundaki çatışma sahnesinde sık sık Atatürk’ün kabartma şeklindeki bir imgesi kullanılırken, komutanın gözleri ile Atatürk’ün kanlanmış gözlerinin bir araya getirildiği ve böylece komutan ve Atatürk arasında bir özdeşlik yaratıldığı görülür. Yine komutanın traş olduğu sahnede Atatürk’ün fotoğrafı komutanın aynadaki yansımasıyla birleştirilmiştir. Senem Aytaç’ın da belirttiği üzere komutanın aynada yüzü bir an sağa kayınca kadrajda Atatürk’ün imgesi belirmektedir. 31 Filmin sonunda çatışmadan yaralı kurtulan bir askerin karakolun dışına çıkar çıkmaz melodramatik dokunaklılığı sağlayan bir müzik eşliğinde Atatürk büstüne doğru topallayarak yürümesi ve büstü yerden kaldırarak güçlükle kucağında taşıdığının gösterilmesi ise erkek figürlerinin kendi öz yıkımları pahasına vatanı savunmaya devam edeceğini gösterir. Atatürk büstüyle birlikte kameranın çerçevesine giren “Ne Mutlu Türküm Diyene” yazısı savaş, vatan savunması, milliyetçilik ve gazilik gibi temel değerleri birleştirir. Film savaş nedeniyle histerikleşen ve travmaya uğrayan erkek bedenlerini gösterse bile filmin sonunda erkeklerin ödediği bu bedellerin ve kayıpların vatanı korumak için göze alındığı vurgusu milliyetçi ideolojiyi yeniden üretir. Ayrıca çatışma sahnesinin ardından pek çoğu ölen askerlerin karargâhta hep birlikte şarkı söylediği bir görüntünün devreye sokulması ve filmin başında söylenen komando marşının tekrar edilmesi askerlerin mitleştirilmesini ve yüce bir bedene yerleştirilmesini mümkün kılar. Filmin erkeklik kriziyle ilgili devreye soktuğu önemli anlatısal odaklardan bir diğeri beyaz orta sınıf erkek öznenin, toplumda kendisine vaat edilen konum ve ayrıcalıklara ulaşamamasıyla ilişkilidir. Ancak bu kriz anlatısı ekonomik sistemin ve erkeğin hem hâkim hem de tabi olduğu ataerkil iktidar sisteminin sorgulanmasına neden olmaz. Erkekler arasındaki bağlılığı cisimleştiren yakın asker arkadaşın ölümünün erkeğin intikam almasını gerektirmesi, savaşın mazoşist bir gösteriye dönüştürülmesinin askeri eğitimin içerdiği şiddeti, sertliği ve disiplini meşru kılması, filmde savaş travması aracılığıyla erkeğin kadınsılaşması olarak tanımlayabileceğimiz bazı histerik tortular32 olsa bile, erkeğin görevinin ve belki de kaçınılmaz trajedisinin kendi ölümü ve sevdikleri pahasına vatanı kurtarma olduğu bilgisiyle geleneksel erkeklik değerlerini bir ideal olarak yeniden üretir. Bu noktada filmin askeri eğitime ve savaşa hazırlık dönemine ilişkin yaklaşımının, Fatih Özgüven gibi bazı eleştirmenlerin aralarındaki benzerliklere vurgu yaptığı 33 Stanley Kubrick’in köklü bir militarizm eleştirisi barındıran Full Metal Jacket’ından (1987) farklılaştığını söylemek gerekir. Savaş karşıtı bir film olan Full Metal Jacket’ta askerlerin militarize edilmesi için kullanılan sert ve otoriter eğitimin ve ordunun her çeşit farklılığı dışlayan aşırı cinsiyetçi, ırkçı ve homofobik tutumunun askerleri intihara kadar götüren yıkıcı boyutları vurgulanırken, Nefes askeri eğitime ya da askeri hiyerarşiye yönelik herhangi bir eleştiri barındırmaz. Tersine askerlerin yürümeye alışması için koşturulduğunun söylendiği belgesel izlenimi veren görüntülerde komando eğitiminin zorunluluğu ön plana çıkarılır. Örneğin komutanın askerleri topladığı içtima sahnesinde, hata yaparlarsa cezalarının ölüm olacağına ilişkin sözü savaşın yarattığı dehşetten ve tedirginlikten dolayı anlayışla karşılanır. Çünkü savaş, bir ölüm kalım meselesidir ve böyle ağır bir eğitimden geçmeyen ya da hata yapan kişinin hayatta kalma şansı yoktur. 21 Yüksel Kahraman Erkeklik Nefes’te gerek savaş sahneleri gerekse bir üst sesin eşlik ettiği belgesel etkisi taşıyan sahneler aracılığıyla militarizm, milliyetçilik ve hegemonik erkeklik değerleri arasındaki bağlantılar kurulurken kahramanlık ideolojisinin yıkılması ve yeniden üretilmesi biçiminde yorumlanabilecek çelişkili bir kavrayış ortaya konulur. Film bireysel erkek öznelerin savaşa ilişkin tereddütlerini ve savaş alanındaki yetersiz performanslarını göstererek kahramanlık ideolojisiyle ilgili eleştirel birtakım unsurlar barındırırken, aynı zamanda erkeklerin savaşçı olarak yeniden üretilmesine neden olan bu ideolojiyle açık biçimde hesaplaşılmasını engelleyen sözleri dolaşıma sokar. Filmde hem bu sıfatı hak etmenin zorluklarına işaret edilerek erkeklerin ödediği bedeller gösterilir hem de elinden geleni yapmasına karşın yıkıma uğrayan, kendisini topluluk değerleri için feda eden ve bu bağlamda ölümle eşitlenen askerlerin toplumda hak ettiği ilgiyi görmemesi eleştirilir. Bu durum, komutanın “45 saniyeliğine televizyonda kahraman olursunuz sonra da süslü püslü bir kadın magazin haberlerini sunmaya başlar” şeklindeki kadını küçümseyen eril dili aracılığıyla vurgulanır. Filmde kahramanlık ideolojisini kesintiye uğratmayı engelleyen temel değerler, hegemonik erkeklik ve militarizmin karşılıklı birbirini pekiştirmesini sağlayan intikam, topluluk yararı, feragat, vatan savunması, kendini kurban etme, savaşçı yoldaşlığı ve erkek dostluğu gibi kavramlardır. Filmde ilk sahnelerden itibaren askerlerin birer kurbana dönüştürülmesi aracılığıyla kahramanlaştırılması sürecini izleriz. Ancak birçok savaş filminde olduğu gibi bireysel üstünlüğe dayalı bir süper güç hikâyesi temel alınmaz. Daha çok bireysel bedenlerin topluluk yararına feda edilmesi, erkeklerin toplum yaşamından ayrılması ve homososyal cemaate eklemlenmesi üzerinden bütün bir komando birliği kahramanlaştırılır. Bunda askerlerin gündelik yaşamı üzerine yapılan bir belgesel izlenimi veren ve komutanlarına ait bir üst sesin yorumladığı görüntülerin de etkisi vardır. Duygusal bir atmosfer yaratılmasına neden olan bu görüntüler, yaşanılan şeyin kurgu yerine gerçeğin ta kendisi olduğu izlenimi vermesinin yanı sıra erkeklerin komutana ait, aşkın bir üst ses aracılığıyla mitleştirilmesi- ve filmin sonunda kurbanlaştırılması- gibi bir işlevi de yerine getirir. Böylelikle askerlerin birer makine değil, özlemleri, sevinçleri, üzüntüleri olan sıradan insanlar olduğu vurgulanmakta ve onların eğitim sürecinden geçirilerek askeri hiyerarşiyi, disiplini ve dayanışmayı öğrenen ve bu süreçte toplumdan farklılaşan bir bütün haline getirildiklerine dikkat çekilmektedir. Ancak tam da bu bakış aracılığıyla erkekler arasındaki farklılıkları eriten, hepsini belirli erkeklik değerleri çerçevesinde aynılaştıran ve bu erkeklik değerlerini olumlayan bir söylem yeniden üretilir. Örneğin askerlerden birinin “adam olmak” için dağa çıkmak istemesi, çatışmada öldürülen diğerinin “kader kahramanını buldu” diyerek kahramanlaştırılması ve ötekinin “hata yaparlar ama asla yalan söylemezler” şeklinde özcü biçimde idealize edilmesi ve ahlaki açıdan olumlanması, erkekleri görevleri aracılığıyla askerlik ve savaş etrafında yüce bir bedene yerleştiren temel birtakım vurgular barındırmaktadır. Hegemonik Erkeğin Krizi: Sadomazoşist Performans ve Histeri Nefes’in merkezindeki figür, temsille ayrıcalıklı bir ilişkisi olan Mete komutandır. Komutanın bakış açısı çekimlerinden geçmişe yapılan geri dönüşler, belgesel etkisi taşıyan ilk sahnelerde ona aşkın bir otorite veren üst sesinin kullanılması, karısına yazdığı şiiri okurken duyulan iç sesi, duygusallığın ve erkekler arası mahremiyetin öne çıktığı sahnelerde ona zoom objektifle yaklaşılması/yakın çekimlerin devreye sokulması onun savaşla ilgili gözlemlerine, duygu ve düşüncelerine en çok ortak olunan kişi olmasını beraberinde getirir ve bu bağlamda izleyiciyle ayrıcalıklı bir ilişki kurmasını sağlar. İzleyicinin özdeşleşmek için çağrıldığı bir figür olur. Yüzbaşı Mete figürü anlatıda ikili bir bakış doğrultusunda yapılandırılmıştır. Bir yandan arkadaşı Orhan’ın pusuda öldürülmesi üzerine erkek dostluğu ve intikam duygusu çerçevesinde saldırganlık ve şiddet aracılığıyla harekete geçirilen bir erkeklik performansı üstlenir. Diğer yandan ise yine bu ölümle birlikte toplumda kendisine vaat edilen orta sınıf erkeklik değerleriyle arasındaki mesafenin farkına varır ve orta sınıf erkek öznenin kurban edilmesi üzerinden, erkeklik krizi etrafında biçimlenen mazoşist bir yapıya eklemlenir. Bu bağlamda erkeğin acısını ve kayıplarını öne çıkartan film, onu melodramatik kılarak kurbanlaştırır. Juliana Schiesari melankolik ya da melodramatik erkeğin hem ataerkiye tepkili hem de onunla suç ortağı olduğunu ifade ederken, melankolik erkeği kadınsılıkla bağlantılı olduğu düşünülen acı ya da kayıpla özdeş bir figür olarak tanımlamakta ve kadınla ilgili melankolinin patoloji olarak kodlandığı yerde erkekteki melankolinin vicdan, 22 Hegemonik Erkekliğin Krizi yaratıcılık ve hassasiyet kılığında onun iktidarının dönüşümüne olanak tanıdığını belirtmektedir. 34 Filmde de Orhan’ın ölümüyle tetiklenen bu melodramatik yapı filmin leitmotifi niteliğinde olduğu söylenebilecek, sıklıkla yüzbaşı tarafından dile getirilen “Orhan’ın bir karısı, iki çocuğu ve yeni aldığı bir arabası vardı” sözleri aracılığıyla tekrarlanır. Bu sözler baba olmak, evlenmek ve özel mülkiyete sahip olmak aracılığıyla beyaz orta sınıf erkek özneye önerilen ve hegemonik bir erkek idealini başarması için gerekli olan temel erkeklik değerlerinin ve ayrıcalıkların altını çizerken, erkeğin savaş nedeniyle gerçekleşen ölümüyle birlikte bu idealin kaybedilmesine dikkat çeker. Dolayısıyla bu kaybı melodramatik kılar. Ancak burada amaç erkekler üzerinde baskı yaratan ve onları hegemonik erkeklik değerleri etrafında performansa zorlayan ekonomik sistemin ya da ataerkil sistemin sorgulanması değildir. Daha çok erkeklerin bu değer ve ayrıcalıklara ulaşamaması nedeniyle ortaya çıkan kayıp duygusunun altı çizilir. Bununla birlikte erkeklerin bu idealden uzaklaşmasının tek nedeni savaş ya da ölüm olarak sunulmaz. Komutanın bankacı olan bir astsubay ile konuşmasında öne çıkan erkekler arasındaki gelir dağılımı eşitsizlikleri, vatan savunması yapan ve ulusun bütünlüğünü korumak adına kendi hayatını tehlikeye atan askerlerin ekonomik yoksunluğu ve herhangi bir özel mülkiyet edinmesinin güçlüğü de onların başarılı bir erkeklik performansı ortaya koymaları önünde engeldir. Bu durum kendilerine vaat edilen orta sınıf ayrıcalıkları ve değerleriyle aralarındaki mesafeyi artırır: Komutan: Hakan bankacıydın de mi sen? Hakan: Evet komutanım. Komutan: Kamil, bak bu arkadaşlar senden de benden de beş kat fazla maaş alırlar. Öyle değil mi Hakan? Hakan: Valla komutanım aydan aya değişiyo. Yani ikramiye falan da alıyoruz. Ama kesintiler de oluyo tabii. Komutan: Peki ben ev kredisi için başvursam ne istersiniz benden? Hakan: Ben krediler bölümünde değilim ama herhalde teminat isterler. Komutan: E benim teminatım dağlar. Hakan: Teminat gösterilecek şeyin sizin üzerinizde olması gerekir sanırım. Komutan: Tapusu olmayınca bu dağlar bir bankacının gözünde beş para etmez, de mi? Ayrıca filmde Orhan’ın ölümüyle açığa çıkan erkeklik krizi, komutanın ekonomik kayıplarının farkına varmasına ek olarak işi, ailesi, ülkesi kısaca toplumsal kimliği etrafında kurduğu bütünlüğün de parçalanmasıyla sonuçlanır. Bu travmatik kayıp onun hegemonik erkekliği cisimleştirme zorunluluğu nedeniyle o güne kadar bastırdığı çelişkilerini, endişelerini, acılarını ve hayal kırıklıklarını itiraf etmesine ve travmatik bedenden histerik bir bedene dönüşmesi aracılığıyla, kadınsılıkla ilişkili duyguları içeri almasına neden olur. Karısına daha önce onu sevdiğini söyleyemediği için pişmanlık duyar ve komando olmasının gerçek duygularını göstermesine engel olduğunu ifade eder: “Zeynep’e hiç söyleyemedim benim için ne kadar önemli olduğunu. Utandım. Komandoyuz ya biz. Öyle romantik şeylerle benim işim olmaz dedim kendime. Seni seviyorum diyemedim. Seni seviyorum. Ne kadar zor söylemesi on üç harfli kelimeyi.” Çocukları olmadığını ve tedavi amacıyla ilaç kullandığını itiraf etmesi, erkeklik krizine babalık krizini eklemlemektedir. Ayrıca bu sahnede arkadaşı Orhan’ın ölümüne dayanamadığını vurgulayarak çatışmadan sağ çıkamayacağını söylemesi- hatta ilaçlarını almayı bırakması- ve karısına af dileyen bir mektup bırakması, intihar etme olasılığını hatırlatır. Vatanı korumak ve arkadaşının intikamını almak uğruna hem karısından hem de kendi yaşamından vazgeçer. Komutanın acısının ön plana geçirilmesi, onun mazoşist bir performans ortaya koymasına ve dolayısıyla askıda kalmasına neden olur: “Her şey kapkara Barış. Aradığım sorulara cevap bulamıyorum artık. Cevapsız kaldım bu dağlarda. Zeynep yok, Orhan yok. Her şey anlamsızlaştı. Bunu söylemeye cesaretim yok. Nasıl anlatırım burayı da Ankara kadar çok sevdiğimi.” Paul Smith mazoşist erkeğin büyük ölçüde fallik yasaya hizmet ettiğinden bahsederken, Lacan’a atıfla, mazoşizmin aslında kendini cezalandırmanın nevrozu olduğunu ifade eder. Çünkü mazoşizm kendisine sadistik vicdanın dönüşünü, süperegonun intikamını gerektiren bir yol belirlemektedir. Bu bağlamda mazoşistik an erteleme ve belirsizlik içerse de bu geciktirme yalnızca sonunda çözülmüşse çalışabilir. Dolayısıyla mazoşizm yasaya karşı gelmenin bir yolunu içerse bile aynı zamanda yasayla yolları ayırmamanın bir yolunu da içinde barındırmaktadır. Smith’in deyişiyle; “[m]azoşizmin kuralları, aslında metaforiktir ve oyun tartışmasız biçimde simgeselin esaretinde oynanan bir oyundur.”35 Bu nedenle çatışma sahnesinden önce erkeğin performansının savaş ve askerlik üzerinden, komutanın şu sözü aracılığıyla, yeniden üretilmesi gerekir: “Beni buraya siz gönderdiniz. En büyük asker bizim asker. Şehitler ölmez vatan bölünmez. Öyle bağırdı amcam. Halam bağırdı. 23 Yüksel Komşum bağırdı. Sen bağırdın. Ben de geldim [...] Bittiğinde beni yargılayacaksınız. Olsun yargılayın. Buradan başka gidecek yerim yok ki benim” ve “biz burada yenilirsek siz de Ankara’da, İstanbul’da yenilirsiniz” şeklindeki sözleri, savaşın topluluk yararı doğrultusunda harekete geçirildiğinin ve erkeklerin “ulusal bütünlüğü” korumak adına militarize edildiğinin altını çizer. Erkeklik militarizm ve milliyetçilikle eklemlenmiş, “biz ve onlar” karşıtlığından hareketle kazanma ve kaybetme oyununda sergilenen ve onaylanan bir performansa dönüşmüştür. Sadizm: Bir Erkeklik Ritüeli Olarak Mücadele ve Savaş Nefes’te komutan, gerek silahını kullanarak PKK militanlarını etkisiz hale getirdiği çatışma sahnesinde gerekse fiziksel gücünü kullanarak kadın militanın boğazını sıktığı işkence sahnesinde, şiddet ve fiziksel üstünlük aracılığıyla üretilen sadistik bir erkeklik performansı ortaya koymaktadır. “Mücadele, çatışma ve savaş bir erkeklik ritüelidir ve sonuna kadar dayanma mentalitesi, hem erkeğin kendi erkekliğini ispat etmesine, hem de başkalarının gözünde erkekliğin ifade edilmesine hizmet eder.” 36 Bu sahnelerde komutan PKK’lıları ötekileştirerek onların bedenlerini hâkimiyeti altına alır. “Bedenin[in] bütünlüğü ötekinin bedeni tahrip edildiği zaman onaylanır.”37 Gerek bu sahnelerde gerekse komutan ve PKK militanı arasındaki karşılıklı konuşmalarda öne çıkan rekabet, kışkırtıcı bir dil aracılığıyla savaşı erkekler arasında gerçekleşen bir güç ve intikam mücadelesine çevirir. Bu konuşmalar savaşı cesaret/korkaklık üzerinden yeniden üretilen bireysel erkek performansına indirger. Komutan pusuda öldürülen arkadaşları, özellikle de yakın arkadaşı Orhan’ın intikamını alma güdüsüyle hareket ederken; PKK lideri de öldürüldüğünü düşündüğü kadın militanın intikamını almak ister. Militan: Senden yoldaşımın ölümünün hesabını soracağım Kaya. Komutan: Gel sor hadi. Militan: O kadının intikamını alacağım senden. Komutan: Ben de intikam alacağım. Militan: O kadının heykelini dikicem oraya. Komutan: Yiğit bir adam gibi gel. Militan: Gelicem komutan çok az kaldı. Komutan: Seni görmeden gitmem korkak herif. Ancak filmde savaşan iki erkeğin performansına eşit şans tanınmadığı söylenebilir. Komutan anlatının yönlendiricisi konumundayken, Doktor kod adlı PKK militanı yalnızca fotoğrafta görünen, karanlık bir figüre ve tehdit edici bir sese indirgenir. 38 Dolayısıyla iki erkek arasındaki karşıtlık, milliyetçilik söylemleri üzerinden harekete geçirilir. Komutan askerlerinden birine savaşta haklı taraf olmadığını ifade etse bile çatışma sahnesi bu söylemi tersine çevirmektedir. Filmi Türk askerlerinin bakış açısından izleyen ve askerlerin çatışmaya ilişkin tedirgin ve endişeli beklentisiyle özdeşleşen seyirci için katil olanlar Kürt militanlara, kurban konumunda olanlar ise Türk askerlerine dönüşmüştür. Dolayısıyla Higate ve Hopton’un da belirttiği gibi “ ‘[b]izim çocuklar’ bize aittir ve ‘(yabancı) öteki’ değildir; asker kimliği bu keskin ikili karşıtlık etrafında inşa edilir.” 39 Filmde komutan intikam alma arzusuyla karargâhın emirlerine karşı gelir, bireysel inisiyatif kullanarak eyleme geçer ve bir kadın teröristi yaralı ele geçirerek ona işkence yapar. Ayrıca filmin sonundaki çatışma sahnesinde kendi ölümü pahasına PKK liderini kadın militanla ilişkili konuşmalar yaparak kışkırtır ve onu tuzağa düşürür. Daha önce de belirtildiği gibi, bu sahnede komutan ölse bile rakibinin, yani PKK liderinin de ölmesini sağladığı için amacına ulaşmış, intikamını almış olur. Burada komutanı motive eden temel duygu savaşçı yoldaşlığıdır. Nira Yuval-Davis’in dile getirdiği üzere askerleri savaşa yönelten nedenler arasında ideolojik vatansever inançlar, maddi kazanç ya da statü ödülleri etkili olabilse de, savaşçıların günlük hayatlarını belirleyen asıl destekleyici duygu, “her zaman için yaşam ve ölüm durumlarında dost askerlere ve karşılıklı sadakate güvenebilme[ktir].”40 Bu bağlamda filmin savaş etrafında harekete geçirilen anlatısında da, militarizmin ve erkekliğin karşılıklı olarak yeniden üretilmesini sağlayan eril bağlılık ve erkek dostluğu belirleyici bir rol oynar. Savaşta erkeklerin birbirlerine olan sevgisini itiraf etmesi, birlikte ağlaması ya da teselli bulması için birtakım olanaklar olduğunu belirten Easthope’un da vurguladığı gibi savaşta çekilen acı, erkek bağlılığının ifade edilmesi için ödenen bir bedel haline dönüşür.41 Ölüm ya da sakatlanma anı erkeklerin birbirlerine olan ihtiyacını ve sevgisini ifade etmesi için bir potansiyel sunar. 42 Filmde de erkek dostluğu askerlik ve savaş gibi zorlu 24 Hegemonik Erkekliğin Krizi süreçlere katlanmada telafi edici bir mekanizma oluştururken, bu dostluğun kaybedilmesi kayıp ve eksiklik duygusu yaratır; erkeğin mazoşist ve sadist performanslar arasında bölünmesine neden olur. Filmde komutanın karakola ulaştıktan sonra nöbette uyuyan bir askerle karşı karşıya kalması ve bunun üzerine birlikteki bütün askerleri savaşın ve ölümün ciddiyetini anlamaları için sert bir eğitim sürecine tabi tutması, hem sadizm hem de mazoşizm etrafında anlamlandırılabilecek izler barındırmaktadır. Karakola ulaştıktan sonra yüzbaşı ilk olarak oldukça gürültülü biçimde sobaya vurarak nöbette uyuyan askeri uyandırır. Komutanı karşısında gören asker hemen hazır ola geçerek ayağa kalkar. Askerin ayakkabısını giymeye bile fırsatı olmamıştır. Kamera alt açıyla askerin ve yüzbaşının ayaklarını çekerken; askerin çıplak ayakları ve yüzbaşının postalları arasındaki karşıtlık, askerin komutanın otoritesine tabi oluşuna işaret ederek askerler arasındaki hiyerarşiye dikkat çeker. Daha sonra Mete yüzbaşı onu tekrar yerine oturtur ve geriye dönüşlerle, yakın arkadaşı Orhan’ın öldüğü çatışma sahnesini anlatmaya başlar. Farklı kamera açılarının devreye girmesiyle tekrar tekrar görüntülenen ve kameraya sıçrayan kanlarla birlikte oldukça stilize bir şiddet gösterisine dönüştürülen bu ölüm, bir yandan komutanın asker arkadaşının öldürüldüğü travmatik anda sabitlendiğini göstererek ondaki mazoşizmi açığa çıkarırken, diğer yandan askerleri ölümle korkutması aracılığıyla onlar üzerinde bir sadizm uygulamasını mümkün kılar. Bu yapıyı David Savran’ın Freud’dan hareketle geliştirdiği ve beyaz erkek öznenin eşzamanlı olarak kurban rolünü üstlenmesi ve reddetmesi aracılığıyla üretildiğini belirttiği “refleksif sadomazoşizm” olarak tanımlamak mümkündür. Buna göre, öznenin egosunun sadist ve mazoşist bileşenlere ayrıldığı refleksif sadomazoşizm, öznenin ötekilere işkence etme ve onlar üzerinde hâkimiyet kurma arzusunu kendisine geri çevirmekte ve bu arzu kendine-işkence etmeye ve kendini-cezalandırmaya dönüşmektedir. Savran’ın da belirttiği gibi öznenin bu ikili yapıyı üstlenmesi, itaati ve hâkimiyeti hem erotize etmesini hem de reddetmesini sağlayarak onu aynı anda saldırgan ve kurban, etkin ve edilgin, “erkeksi” ve “kadınsı” olabileceği bir çerçeve içine yerleştirmektedir. 43 Filmde de komutanın askerleri cezalandırmak için tehditkâr bir tutumla gerek bıçağı askerin vücudunda gezdirmesi gerekse sobaya art arda vurarak kurşun seslerini yeniden canlandırması askerler üzerinde bir tehdit yaratmakta, ölümlerin askerler üzerindeki tahribatını pekiştirmektedir. Geriye dönük olarak yeniden inşa edilen bu sahne aynı zamanda komutanın asker arkadaşının ölümünden duyduğu acıyı ve üzüntüyü tekrar tekrar yaşamasını sağlamakta ve ondaki mazoşist yapıyı açığa çıkarmaktadır. Komutanın askerlere sadistçe davrandığı içtima sahnesi de onun mazoşizmini ifade eder. Komutan askerleri topladığı bu eğitim sahnesinde, emir-komuta zincirinde göreve karşı gelmenin ya da görevi savsaklayarak yapmanın cezasının ölüm olduğunu belirtir. Askerlere aileleriyle ilgili sorular sorar ve yakınlarıyla duygusal bir özdeşlik kurmalarını sağlayarak onları mazoşist bir acı çekme deneyimine hapseder. Bu sahnede her erkeğe “koruması gereken topluluk kavramları çerçevesinde disiplin telkin ed[ilir].” 44 Bu bağlamda erkek özneye aile içindeki sorumluluklarının hatırlatılması- örneğin ölmesi halinde karısının lojman hakkının elinden alınması gibi- erkek öznenin hegemonik erkeklik gereğince, aile içinde ve orduda üstlenmesi gereken görevleri arasında bir bağlantı kurulmasına neden olur. Böylece askerliğin gündelik hayattaki erkeklik mikro kültürüne ait pratiklere eklemlenmesi aracılığıyla, militarizm ve erkeklik karşılıklı olarak harekete geçirilmiş olur. Ayrıca komutanın askerlere “kahramanca mı savaştınız? Öyle mi öldünüz? Hayır. Bu adam uyudu diye öldünüz” ve “burası bir birlik. Bireysel hareket edemezsin. Arkadaşın için hareket edeceksin. Uyusun diye uyumayacaksın. Ölmesin diye öleceksin” diyerek hem askerliğin hem de erkekliğin temel kurallarını hatırlatması, “savaşçı yoldaşlığı” üzerinden pekiştirilen erkek homososyalliğini meşru kılar. Militarizmin Hizmetinde Kadınlar: Anne, Eş, Sevgili ve Militan Kadın İmgeleri Nefes’te olay örgüsü erkekler arasındaki mücadele ve dayanışma ekseninde belirlenirken; kadınların bu mücadelede sembolik bir rol oynadığı, daha çok erkek karakterlerin militarize edilmesi ve erkekliğini kadınların bakışında onaylaması çerçevesinde olumlandığı ya da namus çerçevesinde ötekileştirilerek dışarı atıldığı (abjection)45 görülür. Çünkü Bourdieu’nün de belirttiği üzere rekabetin ciddi oyunlarının oynandığı erkek habituslarında kadınlardan beklenen temel rol izleyici konumuyla, hatta Virginia Woolf’a atıfla ifade ettiği gibi, erkeklerin güç ve üstünlüklerini gösteren yansıtıcı bir ayna olma işleviyle sınırlandırılır. 46 Dolayısıyla kadınların bu işlevi karşılamadıkları noktada erkeklerin egemenliklerinin sorgulanmaya açık hale gelmesi ve erkeklik krizinin cisimleşmesi, filmde gördüğümüz üzere bu tehlikenin bertaraf edilmesini, kadının “namussallaştırılarak”47 cezalandırılmasını gerektirir. 25 Yüksel Filmde erkek karakterlerin militarize edilmesi etrafında araçsallaştırılan kadınların, üç temel rol çerçevesinde temsil edildiği görülmektedir. Bunlardan ilki, anne ya da eş olarak konumlandırılan kadınların askerler için endişelenen ya da onlara destek olanlar biçiminde militarize edilmesidir. Birçok feminist araştırmacı militarist hareketlerde kadınların “endişelenenler”, erkeklerin ise “savaşçılar” biçiminde doğallaştırıldığından bahsederken, erkeklerin “kadınların aile ocağının ateşini yakmayı sürdürdükleri” bilgisiyle rahatlayıp savaşa motive olduğunu belirtirler.48 Filmde de komutanın askeriyle olan konuşmasında “bekleyen birinin olmasının iyi olduğu”na ilişkin vurgusu, militarize edilen kadınla ilişkili bu söylemi örnekler. Cynthia Enloe’nin sözleriyle, “kadınlar sıklıkla milliyetçi hareketlere katılmaya teşvik edilmişler, fakat rolleri erkek arkadaşlarının egolarını okşayan sevgili, stoik eş veya besleyen anne olmakla sınırlandırılmıştır.” 49 Bu bağlamda askerlerin görevini bitirmesini ve geri dönmesini bekleyen “fedakâr” eş ya da sevgili rolünü üstlenenler ya da oğluna yönelik sevgisi, fedakârlığı ve sadakati nedeniyle yüceltilen ve anlatının duygusal atmosferini pekiştiren anneler, toplumsal cinsiyetlerinin gerektirdiği temel rolleri karşıladıkları ve savaştaki erkeklere destek oldukları için olumlanırlar. Askerlerin eşleri ya da sevgilileri özcü bir şekilde kadınsı duyarlılık ve zayıflıkla birleştirilirken, annelerin oğlu ölse bile “vatan sağ olsun” dedikleri vurgulanır. Anlatıda daha çok askerlerin telefon konuşmalarında sesleri aracılığıyla temsil edilen bu kadınlar arasında yer alan komutanın eşinin anlatının sonunda sesine ek olarak görüntüsüyle de varlık kazandığı görülür. Komutanın çatışmada vurulduğu ve karısının evde ölüm haberini beklediği sahneler paralel kurguyla, eş zamanlı olarak bir araya getirilir ve anlatının melodramatik ve travmatik etkisini pekiştirmek için kullanılır. Askerdeki sevgilisine ya da eşine destek olmayan, kendi sıkıntılarından bahsederek savaştaki sevgilisinin ruhsal olarak zayıflamasına neden olan, alaycı bir dille erkeğin militarist politikalar doğrultusunda harekete geçirilmesini (ve savaşa konsantre olmasını) engelleyen bencil kadınlar ise aşağılayıcı bir dil aracılığıyla suçlanarak düşmana dönüştürülmektedir. Bu süreçte devreye sokulan en etkili mekanizma kadının aldatacağı imasıdır. Böylelikle namus üzerinden erkeklik söylemi harekete geçirilirken, kadının militarist politikaya ya da dile yönelik en ufak bir alaycı tavrı onun “namussallaştırılarak” dışa atılmasıyla sonuçlanır. Komutanın askeriyle yaptığı konuşma bu söylemi örnekler. Komutan bütün gece uyuyamadığını söyleyen Vedat’ın sorununun âşık olduğu kadınla ilgili olduğunu anlar ve ona “nerede yaşıyor” diye sorar. Vedat’ın “İstanbul’da” cevabını vermesi karşılığında ise “Biliyorsun büyük şehirlere aşk küçük gelir. Aldatacak oğlum seni” der. Böylelikle kent hayatının tehlikelerinin kadının fahişeleşmesi aracılığıyla metaforik bir dille anlatıldığı Yeşilçam filmlerinin kente ve kadına yönelik olumsuz çifte söylemi yeniden üretilir. Ayrıca asker ve sevgilisi arasındaki konuşmadan hemen sonra devreye sokulan ve askerlerin hep bir ağızdan söyledikleri şarkıda geçen kadına yönelik “fahişe” iması, “kötü sevgili figürünün” olumsuz imgesini destekler ve kadınlar karşısında kurulan erkek homososyalliğini harekete geçirerek erkekler arası dayanışma ve birliktelik söyleminin altını çizer. Şarkı şu şekildedir: Bana bir resmini vermedin bi de. Şimdi geziyorsun elden ele. Çalacağım kapını bir demet gülle İşte kapı çek git diyeceğim sokaklarına Hayat kadını Allahsız sürtük Biz seninle orda burada ne alem sürdük. Bu sahnede izleyicinin kadın imgesine yönelik anlatı kodlarını yorumlaması büyük ölçüde hâkim okuma çerçevesinde kapatılmıştır. Çünkü kadının sıkıntı çektiğini söyleyip ilgisizlikten yakınması, “tabii sen bizi koruyorsun orada. Sen orda olduğun için ben huzurluyum” diyerek savaşı ve askerliği küçümsemesi, anlatıyı askerlerin bakış açısından izleyen ve onların maruz kaldıkları zorlu yaşam koşullarına ve sert eğitime tanık olan izleyicinin, kadını suçlayan erkeklik söyleminden yana olmasını beraberinde getirir. Kadının alaycı yaklaşımının askerlerin gerçek yaşamıyla tezat teşkil eden görüntüsü, bu söylemin tersine çevrilmesi aracılığıyla, askerlerin vatan savunması etrafında yüceltilmesine ve kadının ötekileştirilmesine neden olur. Filmde olumsuz bir işlev yüklenen diğer kadın karakter ise hem askerlerin düşmanı olarak hem de toplumsal cinsiyet kimliği nedeniyle çifte ötekileştirmeye maruz kalan ve militarist politikalarla toplumsal cinsiyet politikaları arasındaki eklemlemeyi cisimleştiren Kürt kadın militandır. Bu bağlamda filmde kadın ve erkek militanın temsilinin hâkim toplumsal cinsiyet kodları çerçevesinde karşıtlaştığı, kadının savaşçı kimliğiyle erkekler arası mücadelede aktif bir konum alsa dahi özel alandaki ilişkiler üzerinden cinsiyetçi bir dille aşağılandığı ve böylelikle kamusal alandaki varlığının bertaraf edildiği görülür. Kürt erkek militan, intikamcı ve 26 Hegemonik Erkekliğin Krizi savaşçı gibi imgelerle yan yana getirilerek eylem içinde olan aktif bir düşmana dönüştürülürken -anlatıdaki militarist mücadelenin temel ekseni, komutan ve militanın temsilcileri olduğu erkekler arası güç ve üstünlük mücadelesidir- militan kadının “militan erkeğin sevgilisi” olarak araçsallaştırılması aracılığıyla erkeğin intikam almasını gerektiren bir “nesneye” dönüştürüldüğü söylenebilir. 50 Bu doğrultuda filmde tek işkencenin bu Kürt kadın militana yapılması ve acı çeken, yaralı bedeninin ayrıntı çekim, yakın çekim, üst açılı çekim gibi farklı açılardan yapılan çekimler aracılığıyla nesneleştirilmesi ve uzunca bir süre izleyici bakışına sunulması Saigol’un ifadesiyle, düşman olarak tanımlanan bir yabancının, kimliği tehdit ettiği her noktada kadın bedeninin en şiddetli çatışma alanlarına dönüştüğünün bir göstergesi haline gelir. 51 Üstelik bu sahnede kadın militanın, bedeninin işkenceye tabi tutulmasının yanı sıra toplumsal cinsiyetinden ötürü cinsiyetçi ve pornografik bir dille de aşağılandığı görülür: Komutan (Kadının boğazını sıkmaktadır): Orhan’ın ve Emre’nin şehit düştüğü pusuda sen de var mıydın? Orada mıydın? Orhan’ın bir karısı, iki çocuğu ve bir de yeni aldığı arabası vardı. Öldürülüşlerini gördün mü? Seyrettin de mi? Senin bekleyenin yok mu kızım? Sen ölürsen kim üzülür? Ben üzülmem. Sikiyo değil mi seni? Sikiyo. O doktoru getiricem buraya. Kadını tedavi eden doktor: Komutanım öldüreceksiniz. Komutan: Bi sus. Asker: Doktor sizi anons ediyor. Komutan: “Komutanım sevgilinle ilgileniyor”, “birazdan gelicek” de. Bak tanıyormuşsunuz birbirinizi. Doktor nerde? Doktor: Komutanım öldüreceksiniz. Komutan (Doktorun boğazını sıkar): Doktor buradaymış. Barış: Komutanım yeter. Komutan: Bir karısı, iki çocuğu bir de yeni aldığı arabası vardı Orhan’ın. Bu sahneyle ilgili üzerinde durulması gereken bir diğer nokta kadına yönelik işkencenin arkadaşına ve karısına olan bağlılığıyla anlatıda olumlanan/kurbanlaştırılan/mazlumlaştırılan komutan tarafından gerçekleştirilmesi ve bu işkencenin düşmanı konuşturmak ya da ondan intikam almak için gerçekleştirilen bir eylem olarak sunulması aracılığıyla meşrulaştırılmasıdır. Bu doğrultuda komutanın işkencenin başında ve sonunda düşman tarafından öldürülen Orhan’dan bahsetmesi, işkence eyleminin duygusal bir içerik katılarak sorgulanmamasını mümkün kılar. Sonuç 2000’ler Türkiye sinemasında erkeklik krizinin temel görünümlerinden biri kurbanlaşmadır ve bu filmlerde erkek karakterlerin kurban olarak sunulmasının erkeklik krizi bakımından temel olarak iki farklı söyleme hizmet ettiği görülmektedir. Bunlardan birincisi, 1990 sonrasında Türkiye’nin geçirdiği siyasi, ekonomik ve toplumsal dönüşümler sonucunda hâkimiyet konumu sarsılan erkek karakterlere yönelik bir sempati yaratılması ve erkek karakterlerin mazlum öznelere dönüştürülmesi yoluyla erkeklik kayıplarının bir haksızlık olarak deneyimlenmesinin mümkün kılınmasıyken; ikincisi kurbanlaşmanın erkek karakterlerin erkekliği performe ederken karşı karşıya kaldığı travmatik deneyimlere göndermede bulunması ve böylelikle hâkim toplumsal cinsiyet ilişkilerinin sorgulanmasına yönelik anlamlar barındırmasıdır. 52 Bu noktada çalışmada çözümlenen Nefes’in bunlardan ilkini temsil ettiği, filmin hegemonik erkeklik değerlerine ilişkin bazı sorgulamalar barındırmakla birlikte onları tamamen geçersizleştirmek yerine, savaşçı yoldaşlığı, intikam, kurbanlaşma ve feragat üzerinden yeniden ürettiği söylenebilir. Filmde erkeklik krizi bireysel erkek öznenin aşırı erkeklik performansı ya da yeterli erkeklik performansını cisimleştirememesi aracılığıyla sergilenirken, melodramatik bir söylem etrafında kapatılarak kurbanlaşma ve kefaret gibi unsurlarla ilişkilendirilir ve erkeklerin hegemonyasının yeniden kurulmasına yönelik bir arzuya kaynaklık eder. Dolayısıyla erkeklerin hâkimiyeti yeniden elde etmesine yönelik bir onay yaratılır. 1 Bu makale, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Radyo Televizyon Sinema Anabilim Dalı’nda tamamlanan “2000’ler Türkiye Sinemasında Erkeklik Krizi ve Erkek Kimliğinin İnşası” başlıklı doktora tez çalışmasının bir bölümü temel alınarak hazırlanmıştır. 2 Bu filmlerin belli başlıları şu şekilde sıralanabilir: Deli Yürek Bumerang Cehennemi (Osman Sınav, 2001), Kurtlar Vadisi Irak (Serdar Akar, 2005), Son Osmanlı Yandım Ali (Mustafa Şevki Doğan, 2006), Kurtlar Vadisi Filistin (Zübeyr Şaşmaz, 2010). 3 Anthony Easthope, What a Man’s Gotta Do: The Masculine Myth in Popular Culture (Boston: Unwin Hyman, 1990), 2. 4 Michael S. Kimmel, R.W. Connel and Jeff Hearn (ed.), “Introduction,” Handbook of Studies on Men and Masculinities ( Thousand Oaks, London & New Delhi: Sage, 2005), 1. 5 Kimmel, Connel and Hearn (ed.) “Introduction,” 7. 6 R. W. Connell, “Masculinities and Men’s Health,” Gender in Interaction: Perspectives on Femininity and Masculinity in Etnography and Discourse ed. Bettina Baron and Helga Kotthoff (Amsterdam & Philadelphia: John Benjamins, 2001), 141- 142. 7 John MacInnes, The End of Masculinity: The Confusion of Sexual Genesis and Sexual Difference in Modern Society (Buckingham: Open University Press, 1998), 47- 55. 8 R. W. Connell, “On Hegemonic Masculinity and Violence: Response to Jefferson and Hall,” Theoretical Criminology 6, no. 1 (2002). 9 John Beynon, Masculinities and Culture (Buckingham: Open University Press, 2002), 96. 10 Tim Edwards, Cultures of Masculinity (London & New York: Routledge, 2006), 8, 14. 11 Edwards, Cultures of Masculinity, 14. 12 Rosalind Minsky, Psychoanalysis and Gender (London& New York: Routledge, 1996). 13 Candida Yates, Masculine Jealousy and Contemporary Cinema (New York: Palgrave Macmillan, 2007), 7. 14 Benvenuto ve Kennedy’den aktaran Yates, Masculine Jealousy and Contemporary Cinema, 7. 15 Yates, Masculine Jealousy and Contemporary Cinema, 7. 16 Kaja Silverman, Male Subjectivity at the Margins (New York and London: Routledge, 1992). 17 Paul Smith, “Eastwood Bound,” Constructing Masculinity ed. Maurice Berger, Brian Wallis and Simon Watson (New York & London: Routledge, 1995). 18 Pam Cook and Mieke Bernink. The Cinema Book (London: BFI, 2005), 362. 19 Aktaran Caroline Bainbridge and Candida Yates, “Cinematic Symptoms of Masculinity in Transition: Memory, History and Mythology in Contemporary Film,” Psychoanalysis, Culture and Society 10 (2005): 300. 20 Bainbridge ve Yates, “Cinematic Symptoms of Masculinity in Transition,” 300. 21 Yates, Masculine Jealousy and Contemporary Cinema, 55- 56. 22 Pat Kirkham ve Janet Thumim, “Me Jane,” Me Jane: Masculinity, Movies and Women ed. Pat Kirkham and Janet Thumim (New York: St. Martin’s Press, 1995). 23 Easthope, What a Man’s Gotta Do, 63. 24 Sevilay Çelenk, “Yasak Yas, Kesik Nefes,” Birikim 249 (2010): 93. 25 Fırat Yücel vd., Yuvarlak Masa Tartışması: “Nefes Vatan Sağolsun,” Altyazı 90 (2009) ve Emre Aköz, “Unutmamalıyız ki Milliyetçilik Savaştır,” Nadire Mater’le söyleşi, Sabah e- Gazetesi, 25 Ekim 2009, http://www.sabah.com.tr/Ekler/Pazar/Guncel/2009/10/25/unutmamaliyiz_ki_milliyetcilik_savastir. 26 Fatih Özgüven Nefes’in komutanı merkeze alan bir yıpranma hikâyesi sunduğunu ve “vatan sağ olsun” derken kesilen nefesi ön plana çıkarttığını belirtirken (Özgüven, “Kesilen ‘Nefes,’” 2009); Nadire Mater filmin, meselesini tereddüt içinde sunan, farklı görüşlere yer veriyormuş gibi yaparak eninde sonunda ölümü, savaşı ve militarizmi kutsayan bir söylem içerdiğini ileri sürmektedir. Aköz, “Unutmamalıyız ki Milliyetçilik Savaştır.” 27 Türkiye bağlamında ölen asker bedenlerinin dramatik anlatılarda en az PKK militanları kadar temsil olanağının sınırlı olduğunu ifade eden Çelenk’in Nefes filminin bu konuda bir kırılma yarattığına ilişkin yorumu için bkz, Çelenk, “Yasak Yas, Kesik Nefes,” 90- 97. 28 Judith Butler, Kırılgan Hayat: Yasın ve Şiddetin Gücü, çev. Başak Ertür (İstanbul: Metis, 2005), 46-47. 29 Bu noktada Nefes’in savaşa yönelik söyleminin Vietnam savaşına ilişkin liberal filmlerin bakış açısıyla örtüştüğü görülebilir. Ryan ve Kellner liberal filmlerin bireysel bakışı öne çıkarırken, tarihsel sorunları bir yana bıraktığını ve savaşı iyi yürekli, beyaz Amerikan gençlerinin yaşamını altüst ettiği için eleştirdiğini ifade ederler. Liberallerin genel olarak orduyu eleştirmekten kaçındığını ve kişiselci bir anlatımı benimsediğini belirten yazarlar, bunun ulusal politikalara yönelik tepkiden çok kişisel acılar karşısında duygusal sonuçlar yarattığını vurgular. Michael Ryan ve Douglas Kellner, Politik Kamera: Çağdaş Hollywood Sinemasının İdeolojsi ve Politikası, çev. Elif Özsayar (İstanbul: Ayrıntı, 2010), 307, 310. 30 Ayrıca burada komutanın yalnızca savaşmakla kazanılamayacağını bildiği Kürt sorununa yönelik kullandığı “bir gün savaş bitecek ve bittiğinde beni yargılayacaksınız. Olsun yargılayın. Buradan başka gidecek yerim yok ki benim” ya da “keşke beni biraz daha fazla sevebilseydiniz” gibi sözleri Güneydoğu’da savaşan ancak hak ettiği ilgi, sevgi, hoşgörü ve değeri görememesinin yanı sıra belki de savaştığı için yargılanan bir askerin kendisini kurbanlaştırarak cisimleştirdiği, arkasında gelecekte değerinin ve haklılığının anlaşılacağına inanan bir askerin gizli inancını taşıyan toplumsal mazoşizmden söz etmek mümkündür. Reik’ın toplumsal mazoşizme ilişkin ifadesini ödünç alacak olursak; “[b]u kadar çok acı çeken, daha sonra seçilmişlerin arasında olacaktır; onlar başkalarından üstündür ve onların er ya da geç dünyanın takdir edeceği bir görevi vardır.” Theodor Reik, Aşk ve Şehvet Üzerine: Romantik ve Cinsel Duyguların Psikanalizi, çev. Ali Kılıçlıoğlu (İstanbul: Say, 2006), 397. 31 Yücel vd., “Nefes Vatan Sağolsun,” 83. 32 Paul Smith Clint Eastwood’un bazı filmlerinden hareketle, popüler anlatılarda erkek karakterlerin çelişkilerine dair çözümlenmemiş, anlatısal kapanmanın sınırlarını aşan, anlatı süreçleri tarafından kontrol edilemeyen birtakım semptomların varlığından bahseder ve bunları erkek histerisinin ısrarlı temsillerine işaret eden histerik tortular olarak adlandırır: “Bu tarz bir temsili çerçevede, bir şeyler kaçar ya da kontrolsüz kalır. Histerik fallik sınırı aşan, üstünden atlayandır. Histerik, ket vurmadan yoksun oluşuyla, bedenin ağrılarını ya da utançlarını talep edişiyle ve erkek deneyiminde söylenmeyeni taşıma göreviyle belirlenir.” (Smith, “Eastwood Bound,” 79-80). Bu bağlamda Nefes’te de erkeğin intikam almak için kendisini kurbanlaştırması -ölümü seçerek kendisini feda etmesi- hegemonik erkeklik değerleri etrafında bir kapanım sağlasa da, komutanın karısına, asker arkadaşına, doğmamış çocuğuna yönelik duygularını itiraf ederek histerik bir performans ortaya koyması erkekliğin doğuştan getirilen bir bütünlük olmadığının altını çizer ve arkasında birtakım histerik tortular bırakır. 33 Özgüven, “Kesilen ‘Nefes.’” 34 aktaran Kathleen Rowe, “Melodrama and Men in Post-Classical Romantic Comedy,” Me Jane: Masculinity, Movies and Women ed. Pat Kirkham and Janet Thumim (London: Lawrence & Wishart, 1995), 186. 35 Smith, “Eastwood Bound,” 90- 91. 36 Hilal Onur ve Berrin Koyuncu, “‘Hegemonik’ Erkekliğin Görünmeyen Yüzü: Sosyalizasyon Sürecinde Erkeklik Oluşumları ve Krizleri Üzerine Düşünceler,” Toplum ve Bilim 101 (2004): 40. 37 Easthope, What a Man’s Gotta Do, 65 38 Yücel vd., “Nefes Vatan Sağolsun,” 83 ve Nermin Yıldırım, “Kimin ‘nefes’i,” Radikal 2, 1 Kasım 2009, http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalEklerDetayV3&ArticleID=962213&CategoryID=42 39 Paul Higate and John Hopton, “War, Militarism, and Masculinities,” Handbook of Studies on Men & Masculinities ed. M. S. Kimmel, J. Hearn and R.W. Connell (Thousand Oaks, London and New Delhi: Sage, 2005), 441. 40 Nira Yuval-Davis, Cinsiyet ve Millet, çev. Ayşin Bektaş (İstanbul: İletişim, 2003), 201. 41 Easthope, What a Man’s Gotta Do, 66. 42 Roger Horrocks, Masculinity in Crisis: Myths, Fantasies and Realities (London: Macmillan, 1994), 150-151. 43 David Savran, The Sadomasochist in the Closet: White Masculinity and the Culture of Victimization,” Differences: A Journal of Feminist Cultural Studies 8, no. 2 (1996): 127- 129. 44 Cynthia Cockburn, Buradan Baktığımızda: Kadınların Militarizme Karşı Mücadelesi, çev. Füsun Özlen (İstanbul: Metis, 2009), 298. 45 Julia Kristeva tarafından geliştirilen abjection (iğrençlik, dışlama, dışa atma) kavramı, bir grubun ya da öznenin kimlik sınırlarını tehdit eden her şeyi dışlamasına ilişkin bir psikolojik tepkiyi ifade ederken, Iris Marion Young kavramın kullanımını genişletmiş, onu ırkçılık, homofobi, cinsiyetçilik gibi her türlü ayrımcılık biçimini açıklamak için yaygın bir başvuru noktası haline getirmiştir. Nil Mutluer, “Türkiye’de Cinsiyet Hallerinin Sınırları: ‘Namussallaştırma,’” Cinsiyet Halleri ed. Nil Mutluer (İstanbul: Varlık, 2008), 15. Buna göre; “cinsiyetçilik, homofobi ve ırkçılık, yani bedenleri cinsiyetleri, cinsellikleri ve/veya renkleri nedeniyle reddetmek bir ‘dışarı püskürtme’ edimidir, bunu takip eden ‘geri püskürtme’ edimi ise kültürde hegemonik olan kimlikleri cinsiyet/ırk/cinsellik bazlı farklılaştırma eksenlerine göre kurar ve pekiştirir.” Judith Butler, Cinsiyet Belası: Feminizm ve Kimliğin Altüst Edilmesi, çev. Başak Ertür (İstanbul: Metis, 2008), 221. 46 Bourdieu’den aktaran Onur ve Koyuncu, “‘Hegemonik’ Erkekliğin Görünmeyen Yüzü,” 33. 47 Namusla ilişkili bir konunun tabu sayılarak dışlanmasından hareketle geliştirilen “namussallaştırma”, iktidarın tehdit algıladığı bir konuyu yok saymasını mümkün kılan bir strateji olarak değerlendirilebilir. Bkz, Mutluer, “Türkiye’de Cinsiyet Hallerinin Sınırları,” 23-24. 48 Yuval-Davis, Cinsiyet ve Millet; Cynthia Enloe, Muzlar, Plajlar ve Askeri Üsler: Feminist Bakış Açısından Uluslararası Siyaset, çev. Berna Kurt ve Ece Aydın (İstanbul: Çitlenbik, 2003). 49 Enloe, Muzlar, Plajlar ve Askeri Üsler, 99. 50 Ayrıca doktorun yaralı olarak ele geçirilen kadın militanın kanamasını durdurmaya çalıştığı sırada odada bulunan televizyonda Türkiye güzeliyle yapılan röportaj, iki farklı gerçeklik düzlemini yan yana getirir. Bu sahnede bir yanda yarışmaya nasıl hazırlandığını ve hâlâ bir rüyada olduğunu anlatan Türkiye güzeli ve diğer yanda kesik kesik soluyan ve can çekişen kadın militan arasında görsel ve işitsel bir karşıtlık kurulmuş ve bu karşıtlık üzerinden bir yabancılaşma etkisi yaratılmıştır. İlerleyen çekimlerde Kürt militana müdahalede bulunan doktorun rahatsız olup televizyonun kapatılmasını istemesi de izleyicinin dikkatini bu karşıtlığa çekmektedir. 51 Rubina Saigol, “Militarizasyon, Ulus ve Toplumsal Cinsiyet: Şiddetli Çatışma Alanları Olarak Kadın Bedenleri,” Vatan Millet Kadınlar ed. Ayşe Gül Altınay (İstanbul: İletişim, 2004), 255. 52 Örneğin Başka Semtin Çocukları ve Yazı Tura gibi filmler savaşçı kimliğini sorunlaştırmaları bağlamında bu söyleme hizmet ederler. Erkek öznenin vatan savunması uğrunda ödediği bedelleri herhangi bir üstünlük ya da kahramanlık ibaresi olmaksızın ifade eden ve savaştan evine dönen erkeklerin travmatik kayıplarını sergileyerek, erkeklik ve savaşçı kimliği arasındaki doğallaştırılmış eklemlenmenin altını oyan bu filmler milliyetçilik, militarizm ve erkeklik arasında iç içe geçen ilişkinin sorgulanmasına imkân sağlarlar. Kaynaklar Aköz, Emre, “Unutmamalıyız ki Milliyetçilik Savaştır,” Nadire Mater’le söyleşi, Sabah e- Gazetesi, 25 Ekim 2009, http://www.sabah.com.tr/Ekler/Pazar/Guncel/2009/10/25/unutmamaliyiz_ki_milliyetcilik_savastir Ashcraft, Karen Lee and Lisa A. Flores. “‘Slaves With White Collars’: Persistent Performances of Masculinity in Crisis,” Text and Performance Quarterly 23, no. 1 (2003): 1-29. Bainbridge, Caroline and Candida Yates. “Cinematic Symptoms of Masculinity in Transition: Memory, History and Mythology in Contemporary Film,” Psychoanalysis, Culture and Society 10 (2005): 299- 318. Beynon, John. Masculinities and Culture (Buckingham: Open University Press, 2002). Butler, Judith. Kırılgan Hayat: Yasın ve Şiddetin Gücü, çev. Başak Ertür (İstanbul: Metis, 2005). Butler, Judith. Cinsiyet Belası: Feminizm ve Kimliğin Altüst Edilmesi, çev. Başak Ertür (İstanbul: Metis, 2008). Cockburn, Cynthia. Buradan Baktığımızda: Kadınların Militarizme Karşı Mücadelesi, çev. Füsun Özlen (İstanbul: Metis, 2009). Cohan, Steven and İna Rae Hark. “Introduction,” Screening the Male: Exploring Masculinities in Hollywood Cinema ed. Steven Cohan and Ina Rae Hark (London: Routledge, 1993), 1- 8. Connell, R. W. “Masculinities and Men’s Health,” Gender in Interaction: Perspectives on Femininity and Masculinity in Etnography and Discourse ed. Bettina Baron and Helga Kotthoff (Amsterdam and Philadelphia: John Benjamins, 2001), 139- 152. Connell, R. W. “On Hegemonic Masculinity and Violence: Response to Jefferson and Hall,” Theoretical Criminology 6, no. 1 (2002): 89- 99. Cook, Pam and Mieke Bernink. The Cinema Book (London: BFI, 2005). Çelenk, Sevilay. “Yasak Yas, Kesik Nefes,” Birikim 249 (2010): 90- 97. Easthope, Anthony. What a Man’s Gotta Do: The Masculine Myth in Popular Culture (Boston: Unwin Hyman, 1990). Edwards, Tim. Cultures of Masculinity (London: Routledge, 2006). Enloe, Cynthia. Muzlar, Plajlar ve Askeri Üsler: Feminist Bakış Açısından Uluslararası Siyaset, çev. Berna Kurt ve Ece Aydın (İstanbul: Çitlenbik, 2003). Higate, Paul and John Hopton. “War, Militarism, and Masculinities,” Handbook of Studies on Men & Masculinities ed. M. S. Kimmel, J. Hearn and R.W. Connell (Thousand Oaks, London & New Delhi: Sage, 2005), 432- 447. Horrocks,Roger. Masculinity in Crisis: Myths, Fantasies and Realities (London: Macmillan, 1994). Kimmel, Michael S. vd. (ed.). “Introduction,” Handbook of Studies on Men and Masculinities ( Thousand Oaks, London & New Delhi: Sage, 2005), 1- 12. Kirkham, Pat and Janet Thumim. “Me Jane,” Me Jane: Masculinity, Movies and Women ed. Pat Kirkham and Janet Thumim (New York: St. Martin’s Press, 1995), 11- 35. MacInnes, John. The End of Masculinity: The Confusion of Sexual Genesis and Sexual Difference in Modern Society (Buckingham: Open University Press, 1998). Minsky, Rosalind. Psychoanalysis and Gender (London: Routledge, 1996). Mutluer, Nil. “Türkiye’de Cinsiyet Hallerinin Sınırları: ‘Namussallaştırma,’” Cinsiyet Halleri ed. Nil Mutluer (İstanbul: Varlık, 2008), 14- 30. Onur, Hilal ve Berrin Koyuncu. “ ‘Hegemonik’ Erkekliğin Görünmeyen Yüzü: Sosyalizasyon Sürecinde Erkeklik Oluşumları ve Krizleri Üzerine Düşünceler,” Toplum ve Bilim 101 (2004): 31- 49. Özgüven, Fatih. “Kesilen ‘Nefes,’” Radikal e-Gazetesi, 22 Ekim 2009, http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazar&Date=22.10.2009&ArticleID=960468&CategoryID=113 Reik, Theodor. Aşk ve Şehvet Üzerine: Romantik ve Cinsel Duyguların Psikanalizi, çev. Ali Kılıçlıoğlu (İstanbul: Say, 2006). Rowe, Kathleen. “Melodrama and Men in Post-Classical Romantic Comedy,” Me Jane: Masculinity, Movies and Women ed. Pat Kirkham and Janet Thumim (London: Lawrence & Wishart, 1995), 184-193. Ryan, Michael ve Douglas Kellner. Politik Kamera: Çağdaş Hollywood Sinemasının İdeolojsi ve Politikası, çev. Elif Özsayar (İstanbul: Ayrıntı, 2010). Saigol, Rubina. “Militarizasyon, Ulus ve Toplumsal Cinsiyet: Şiddetli Çatışma Alanları Olarak Kadın Bedenleri,” Vatan Millet Kadınlar ed. Ayşe Gül Altınay (İstanbul: İletişim, 2004), 227- 259. Savran, David. “The Sadomasochist in the Closet: White Masculinity and the Culture of Victimization,” Differences: A Journal of Feminist Cultural Studies 8, no. 2 (1996): 127- 152. Silverman, Kaja. Male Subjectivity at the Margins (New York & London: Routledge, 1992). Smith, Paul. “Eastwood Bound,” Constructing Masculinity ed. Maurice Berger, Brian Wallis and Simon Watson (New York & London: Routledge, 1995), 77- 97. Yates, Candida. Masculine Jealousy and Contemporary Cinema (New York: Palgrave Macmillan, 2007). Yıldırım,Nermin. “Kimin ‘nefes’i.” Radikal 2, 1 Kasım 2009, http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalEklerDetayV3&ArticleID=962213&CategoryID=42. Yuval-Davis, Nira. Cinsiyet ve Millet, çev. Ayşin Bektaş (İstanbul: İletişim, 2003). Yücel, Fırat vd. Yuvarlak Masa Tartışması: “Nefes Vatan Sağolsun,” Altyazı 90 (2009): 82- 90.

Nefes Vatan Sagolsun The Breath

00:00:12[HELİKOPTER SESİ]00:00:15[TELSİZ] Karabal'dan sesimi duyan00:00:21[TELSİZ] Karabal bağlıları,00:00:26[TELSİZ] Karabal, Karabal, sesimi duyan00:00:33[TELSİZ]00:00:36[TELSİZ]00:00:39[TELSİZ] Kolun güneybatısındaki00:00:44[TELSİZ] Doğrudur doğrudur. Karakola00:00:49[TELSİZ] Karabal, Karabal.00:00:57[TELSİZ] Şahin 1-8, Tuna...00:01:02[TELSİZ]00:01:09[TELSİZ]00:01:13[TELSİZ]00:01:16[TELSİZ]00:01:19[TELSİZ]00:01:21[TELSİZ]00:01:24[TELSİZ]00:01:27[TELSİZ] Binadan dumanlar00:01:31[TELSİZ]00:01:36[TELSİZ] Tuna, Tuna 5.00:01:41[TELSİZ-1] Tuna 5, karakolda durum nedir?00:01:44[TELSİZ-3] Çevreyi emniyete alın.00:01:48[TELSİZ]00:01:51[TELSİZ]00:01:53[TELSİZ]00:02:00Sen hiç aşık oldun mu Komutanım?00:02:04>- Oldum İbrahim. Oldum.00:02:26www.divxplanet.com00:03:29İbo, silahını alalım önce şunun.00:03:33[EGE ŞİVESİYLE]00:03:38[EGE ŞİVESİYLE]00:03:42[EGE ŞİVESİYLE]00:03:44İbo, silahı ver bana.00:03:47[EGE ŞİVESİYLE]00:03:48- Kalsın kalsın.00:03:50Kalk, kalk len.00:03:54[TELSİZ]00:03:57[TELSİZ-1] Kaya dinlemede.00:04:00[TELSİZ-2] Karakol Asteğmeni uyuyor.00:04:04[TELSİZ-1]00:04:20[METAL SESİ]00:04:24Otur oğlum, otur otur.00:04:30Günaydın.00:04:37Ben Piyade Komanda Yüzbaşı00:04:39Turgay Atalay, Kars.00:04:44Jandarma Asteğmen,00:04:48<- Muhabere Astsubay Üstçavuş00:04:53[ADAM ÖKSÜRÜR]00:04:55Komutanım...00:05:00Erken geldik, değil mi?00:05:02Turgay, oğlum biz niye erken geldik?00:05:06Sizin için çocuklar.00:05:12Komutanım, dün telsizden dinledik.00:05:17- Okan.00:05:19Doğukan, Doruk, Cemil'i00:05:22Başımız sağ olsun.00:05:25<- Komutanım açsınızdır.00:05:33Biz geldik, mevzilerinize girdik.00:05:37>- Askerleriniz uyuyordu.00:05:44Sonra karakola geldik,00:05:48Siz de uyuyordunuz.00:05:57>- Sizi de öldürdük.00:06:02Subaşı Yaylası'nı biliyor musunuz?00:06:07Tam yaylanın ağzında,00:06:10..."Komutanım ön tarafa gelir misiniz? "00:06:14"Ayak izleri tespit ettik. " dedi.00:06:19"Geçeceğiz Barış. " dedim.00:06:21Orhan'ı çağırdım işte.00:06:29Kanas uzaktan atıldığında,00:06:35O sesi zaten duyduğunda00:06:41Emre vardı bizim takımda,00:06:50O duyamadı.00:06:59Tam burasından girdi çocuğun.00:07:02[SİLAH SESLERİ]00:07:10Öyle bakakaldım ben.00:07:14Sonra Turgay üstüme atladı işte00:07:18Kendime geldim.00:07:21[ÖKSÜRÜR]00:07:26Orhan tabii, tecrübeli asker.00:07:30Sesin geldiği yeri tayin ediyor.00:07:38Sol omuzdan girdi.00:07:42Yalpaladı böyle.00:07:46Tam doğrultacak tüfeğini...00:07:49[METAL SESLERİ]00:07:57Orhan!00:08:01Ben bağırıyorum "Orhan! Orhan! " diye.00:08:05...hiç duymuyor sanki.00:08:08Yaylanın ortasına doğru,00:08:16"Sıhhiye... Sıhhiye" diye bağırdım00:08:22Çocuk çıkaramadı kafasını.00:08:25İlk çatışması daha.00:08:27Birkaç kere denedi böyle, yok.00:08:29Zaten hangimiz çıkarabildik ki?00:08:33Sonra üçüncü kurşun...00:08:37Orhan öyle yığıldı kaldı.00:08:50[METAL SESİ]00:08:53Yarım saat sonra içtima.00:09:08[DAKTİLO SESİ]00:09:12...yaklaşık 1 santimetre çapında.00:09:16Kafasının sol arka kısmında...00:09:20...yaklaşık 5 santimetre çapında...00:09:25...mermi çıkış deliği görüldü.00:09:38Rahat Sedat, rahat.00:09:40- Ne yaptın, tanıştın mı arkadaşlarla?00:09:43İyi. Tugayı bağlasana bana.00:09:47- Adın ne senin?00:09:49- Senin?00:09:50>- Senin?00:09:53>- Kaç kişisiniz Akan, karakolda?00:09:56Komutanım Karabal tepeye ulaştık.00:09:59Anlaşıldı, Kaya. Sorun var mı?00:10:01Hayır Komutanım.00:10:02Tamam Yüzbaşım.00:10:04Sağolsun arkadaşlar00:10:07Sana çok güvendiğimi biliyorsun.00:10:10Sağolun Komutanım.00:10:19[TELSİZ] Merak etme, Orhan'ın00:10:22[TELSİZ] Sen keşif dışında karakolu00:10:27[TELSİZ]00:10:35Rahat!00:10:41Sen?00:10:42Muhabere Astsubayı Üstçavuş00:10:45Kamil Ateş, sen öldün!00:10:47- Karın var mı?00:10:50- Lojmanda mı kalıyor?00:10:52Hemen haber ver.00:10:54Lojmanda çok fazla00:10:56Öldün!00:11:00- Annen baban hayatta mı?00:11:02İyi. Cenazeni ona göndeririz.00:11:05Akan Atakan, Hatay.00:11:08Öldün sen Hataylı!00:11:10Sen?00:11:11Ömer Çetin, Bandırma.00:11:13Ömer Çetin öldün!00:11:15Sen?00:11:16Utku Duman, Giresun.00:11:18- Verasetini kime verdin oğlum?00:11:21İyi, çok iyi.00:11:26- Sen?00:11:29İstanbullu öldün sen!00:11:33- Sevgilin var mı İstanbullu?00:11:35Yok artık!00:11:36Hayırlısıysa başka00:11:39Öldün oğlum sen, öldün!00:11:47Annenizin gözü yaşlı,00:11:51Komşularınızın kolları arasında!00:11:54Bileklerini ovuyorlar,00:11:57"Evladıııım! " diye ağlıyor!00:12:01"Evimin direğiiii! " diye ağlıyor!00:12:07Babanız da ağlıyor.00:12:10...geçmiş bir köşeye,00:12:16Ama ağzında bir cümle.00:12:19"Vatan sağolsun! "00:12:23"Memleket sağolsun! "00:12:24"Bir oğlum daha olsa,00:12:29"Memleket sağolsun! "00:12:35Bastılar karakolu.00:12:38Hepinizi aldılar.00:12:41Gönderdik cenazeleri ailelerinize.00:12:47Kurşun izlerinizi silerler.00:12:51Kanınızı temizlerler.00:12:55Bir güzel de bayrağı tabutunuza sararlar.00:13:00Öyle mi olur Turgay?00:13:01Emrettiğiniz gibi Komutanım!00:13:03Öyle oldu!00:13:05Hayatta en çok değer verdiğim00:13:09Ama uyuduğu için değil!00:13:16Koydular helikoptere.00:13:20Sizi de öyle yapacaklar!00:13:23- Sen?00:13:25Kim taşıyacak yavrum00:13:29- Kardeşin var mı?00:13:31İyi! Ona taşıtırlar.00:13:3430 Komutanım.00:13:3530 yaşındaki adama resmini taşıtırsın!00:13:38Tabutunu taşıtırsın 30 yaşındaki adama!00:13:42- Baban sigara içiyor mu?00:13:44İçecek! Kanser olacak00:13:52Televizyona bile çıkarsınız!00:13:562 dakika... Ne 2 dakikası!00:13:5745 saniyeliğine kahraman olursunuz.00:14:04Çıkar, süslü püslü bir karı.00:14:08"Ekin Bulut, karakol baskınında00:14:1345 saniye!00:14:18Sonra da magazin haberleri!00:14:21Kahramanca mı savaştınız? He?00:14:24Öyle mi öldünüz?00:14:26Hayır.00:14:31Ananız, babanız niye ağlıyor? He?00:14:35Bu adam uyudu diye!00:14:39Kızmayın ona!00:14:43Kendinize kızın!00:14:47Bireysel hareket edemezsin!00:14:51Arkadaşın için hareket edeceksin!00:14:54Uyusun diye uyumayacaksın!00:14:58Ölmesin diye öleceksin!00:15:01Uyurken ölmeyeceksin öyle!00:15:06Ölürsünüz!00:15:09Sen uyursan ölürsün!00:15:12Uyursanız... Astsubayım,00:15:19Sen uyursan, herkes ölür!00:15:27Bak! "Güçlüyüz, Cesuruz, Hazırız"00:15:32Neye hazırsın?00:15:36Uyumayacaksınız!00:15:41Dinlenmeyeceksiniz!00:15:44Sizin cesetlerinizi,00:15:48...ailelerinize göndertmeyeceğim!00:15:50Ölmenizi yasaklıyorum!00:15:53- Anlaşıldı mı asker?00:15:58Affettim arkadaşınızı,00:16:04Beraber omuz omuza, mevzilerde00:16:13Ama biriniz...00:16:16Birinizi bir hata yaparken görürsem!00:16:20Yemin ediyorum!00:16:23Altına da imzamı atarım00:16:27- Anlaşıldı mı asker?00:16:48Bu bayrağın hali ne?00:16:49Komutanım, rüzgar çok sert00:16:53Sürekli yırtılıyor.00:16:56Bizim getirdiğimiz bayrakla değiştirin.00:16:58Emredersiniz Komutanım!00:17:07[DAKTİLO SESİ]00:17:41Çocuklar nasıl?00:17:43İyiler Komutanım.00:17:47[FON MÜZİĞİ BAŞLAR]00:17:55Hepsi başkadır bu çocukların.00:17:58Yüzleri, elleri, sevdaları...00:18:04...ve korkuları başkadır.00:18:08Fark etmezsiniz onları.00:18:11Neden onları fark etmediğinizi00:18:19Buraya sizin için, kahramanınız00:18:25Koşarlar ama anlamazlar00:18:33Yürümek kolay gelsin diye00:18:38Özlemleri de buradadır, hüzünleri de...00:18:43Vatan artık burasıdır onlar için.00:18:50Bir gol unutturur her şeyi.00:18:54Kavga edercesine sevinirler.00:18:59Dans ederler ama kıvırmazlar.00:19:17Gülerler.00:19:24- Ne oluyor oğlum içeride?00:19:28Komutanım nöbetten gelmiştim.00:19:31Bombanın pimini yerine takmaya00:19:34Ben de alıp tuvalete attım Komutanım!00:19:36Oğlum tuvalette bombanın...00:19:37...pimin elinde ne işi var lan, ha?00:19:42Hata yaparlar ama yalan söylemezler.00:19:45Sen hiç aşık oldun mu?00:19:46- Çok eskiden.00:19:49Aşık olurlar.00:19:50Sen gecelerime bir mehtap gibi dolarken00:19:54[EGE ŞİVESİYLE]00:19:57Sevdalarını şiire dökerler.00:20:03[EGE ŞİVESİYLE]00:20:06Ulan biriniz kürt, biriniz ressam...00:20:08...biriniz halk şairi lan!00:20:10Ben de kürdüm!00:20:12Yarın dağa çıktığımız da size mi00:20:14Farklı farklı yerlerden gelirler.00:20:17Eskişehir'den, Adana'dan, İstanbul'dan.00:20:20Anlamazlar birbirlerini.00:20:25- Afiyet olsun arkadaşlar.00:20:27- Aferin takım.00:20:28Kod adı Doktor.00:20:32Hiç tanımadıkları bir düşman00:20:35Senin meslektaşın doktor,00:20:38Evet beyler bu kadar.00:20:41Herkes iyi dinlensin.00:20:41- Seni boşuna çıkarmıyoruz yukarı.00:20:45Düşmanlarıyla yüzleşmeye giderler.00:20:47Yarın göreve çıkıyoruz.00:20:48# Bir kar yağar ince ince.00:20:51- Nereye gidiyoruz Komutanım?00:20:53# Komando'nun hali nice.00:20:55# Bir operasyon var bu gece.00:21:01# Vur vur dağcı komando.00:21:06Hastanın ağırlık derecesine göre00:21:09- 1 Numara.00:21:122- Hastane'ye yetiştirilmesi gereken00:21:143 Numara.00:21:17- Acilen girmesi gereken.00:21:204 Numara.00:21:22Kaderlerini merak ederler.00:21:25Yaralı bir terorist falan elimize geçerse00:21:28Tabii ki müdahele edeceğiz.00:21:30Ben de o dağa gelmek istiyorum.00:21:33Dışarda kimse beni iplemezdi Komutanım.00:21:36Ben şimdi buradan çıkınca00:21:40Benden adam olmaz Komutanım.00:21:45Bana siz yapın babalık Komutanım.00:21:50# Komando... olmak... yürek... ister!00:21:56- O dağ beni adam edecek Komutanım.00:22:00Allah-u Ekber.00:22:17Koğuş kalk!00:22:20Kalk kalk! Koğuş kalk!00:22:24Kalk koğuş kalk, kalk!00:22:30Kalk!00:22:31# Pim çek, bomba at!00:22:34# Pim çek, bomba at!00:22:36# Pim çek, bomba at!00:22:47Sıcak yataklarına veda eder ve00:22:51# Başımda saçlarım kardır.00:22:57# Deli rüzgarlarım vardır.00:23:02# Ovalar bana çok dardır.00:23:08# Benim meskenim.00:23:13# Dağlardır dağlar.00:23:18# Dağlardır dağlar.00:23:54[KANAS SESİ]00:24:00Doktor!00:24:06[FON MÜZİĞİ BAŞLAR]00:25:09Ben bir tutanak hazırlarım00:25:13Burada ayrıntılar var.00:25:15Hüseyin, daktilo da yazalım.00:25:19Sağ ve sol omzunda...00:25:22...üçer santim altında omzunun...00:25:25...yaklaşık birer santim çapında...00:25:28...mermi giriş deliği görüldü.00:25:39Dikkat edin Sayın Savcım.00:26:14Her şeye rağmen yürümeye00:26:18Ve bu yalnız kalbi dışarda00:26:22...zirveye çıktıkça sizden uzaklaşırlar.00:26:26Artık ne onlar sizi anlar,00:27:02- Kim dolaşıyor yukarıda?00:27:10Orhan'ın yeni aldığı arabayı00:27:13Yok.00:27:17- Deliriyordu araba araba diye.00:27:24Kısmet olmadı.00:27:31Ne biçim hayat be!00:27:33- Gel.00:27:43Alo?00:27:45- Ben seni duyuyorum. Nasılsın?00:27:50Geliş tarihin belli mi canım?00:27:53Belli olsa da söyleyemem ki.00:27:56- Biliyorum. Sadece belli mi diye sordum.00:27:59- Kendine dikkat ne olur.00:28:03[ERKEK SESİ]00:28:06Göremeyeceksin artık onu.00:28:08- Zeynep, kapat telefonu parazit var.00:28:11Telefonda arıza var. Ben seni daha00:28:16Zamanın varken konuş Kaya.00:28:18Orada mısın puşt?00:28:20Ne oldu?00:28:21Tuna Komutanın izin vermiyor mu00:28:24Korkmayın bu kadar ya.00:28:26Niye adam olamadın lan sen?00:28:29Böyle dağda domuz gibi dolaşacağına...00:28:31...doktor olup köye gelseydin.00:28:34Bırak bu ucuz propaganda00:28:39Yanlış mı?00:28:40Senin üniversitende okuyacağıma...00:28:42...kendi dağımda özgürce dolaşırım00:28:46Sen niye sinir yaptın Doktor?00:28:49Sinir yok be komutan.00:28:51Eninde sonunda hayvanlar gibi00:28:54Leşini de kurtlar, kargalar yiyecek.00:28:57- Komutan, amına koyayım senin.00:29:00Domuz herif!00:29:05Veraset dilekçesini imzalamayanlar.00:29:09Doğukan, Polat sen imzalamamışsın.00:29:12İbrahim, sen buradasın.00:29:14>- Muharrem sen de imzalamamışsın.00:29:16>- Ne?00:29:18>- Okuduğumu yazın beyler.00:29:22...tüm özlük haklarımı...00:29:24- Özlük ne ya?00:29:27Şu anda asker olduğun için de00:29:30<- Yani?00:29:33...şehit olursak, bir şey olursak devlet00:29:36Kaç para verecekler?00:29:38İyi bir para verirler herhalde.00:29:40Nokta noktayı sen00:29:44- İyi de yazacak kimsem yok ki benim.00:29:47Annemin adını yazdım İbo.00:29:49Ya annem var da, babam elinden00:29:54O zaman ben annemi yazayım buraya.00:29:56Yaz yaz babanı yaz. Boşver şimdi,00:30:02Tamam. Herkes yazdıysa beyler, bir de00:30:07...''Organlarımı bağışlamak istiyorum''00:30:11- Organ bağışı mı?00:30:14Nasıl organ bağışı ya?00:30:15- Emir mi bu?00:30:17Yok arkadaş. Ben bağışlamayacağım.00:30:20>- Neden vermiyorsun İbo ya?00:30:21Ben ölünce kalbim de00:30:24>- Öyle olmuyor işte. Öyle olmuyor.00:30:28Bir şeyde saklıyorlar. Sonra hastanelere00:30:32Böyle sevap falan diyorsun da, bak00:30:35Günah değil mi?00:30:36Kimsenin vebaline falan girmiyorum ben ya.00:30:38Bu adamlar böyle, Allah korusun00:30:41...öteki tarafta böyle kolsuz, bacaksız,00:30:43Doğru söylüyor tabii.00:30:45Yarın biz öleceğiz...00:30:46...ondan sonra tekrar dirildiğimizde00:30:50Allahın kelamı bu.00:30:53Allah korusun şehit olacağız.00:30:56Kolumuz bacağımız kopacak. O zaman00:31:00O zaman sen şehit olmuş00:31:02Yani, şehadet mertebesine00:31:04Peygamberlerden sonra Allah katında00:31:08>- Sana o zaman kimse elini ayağını00:31:11İşte o zaman kendin söylüyorsun. Şimdi00:31:16Olacağız. Evet.00:31:17O zaman ben şehit olacaksam. Sorgu sual00:31:21...bağışlayacağım kalbimi o zaman.00:31:24- Evet.00:31:26- Bağışla kardeşim!00:31:28Bağışlıyorum.00:31:28- Taciz ateşi ne zaman oldu?00:31:32Ne sıklıkta oluyor?00:31:34Komutanım ben 8 aydır buradayım.00:31:38<- 8 ayda bir defa mı yaşandı?00:31:40Bu normal değil Barış.00:31:43Siz Vedat ile beraber o eski00:31:46<- Tekrar bir gözden geçirin.00:31:49Kontrol edin.00:31:52...bir de yanaşma istikametlerini00:31:57Eğer baskın olursa00:32:00Anlaşıldı Komutanım. Vedat00:32:04<- Haber merkezinde Komutanım.00:32:06<- Tamam. Gelince ilk iş onlara bakalım.00:32:11- Bu mevzileri niye birleştirmediniz Vedat?00:32:15Her taraf kaya,00:32:18- Dış emniyete tim çıkartıyor musunuz?00:32:22Hem hava şartları yüzünden.00:32:26- Ancak mevzilere yetiyor.00:32:29>- Karlar eriyince dışarı adam00:32:31>- Emredersiniz Komutanım.00:32:33>- Bir bakalım.00:32:35>- Bu havada burnunu çıkartamaz00:33:00Faruk nasıl dikeceğiz lan?00:33:03Ne bileyim? Dik işte. Komutan00:33:06- Seninki daha da kötü lan.00:33:34<- Emniyete al.00:33:36Al mermini yerden.00:33:38Çabuk, çabuk, çabuk.00:33:40Gel böyle.00:33:42Namlu bidona.00:33:45Kırma kolunu çek.00:33:47<- Şarjör çıkar.00:33:48<- Bırak.00:33:50<- Çek.00:33:52<- Bırak.00:33:54<- Tetik düşür.00:33:55<- Şarjör tak.00:33:58<- Al emniyete.00:34:01<- Namlu bidona.00:34:02<- Kırma kolunu çek.00:34:04<- Şarjör çıkar. Bırak.00:34:07<- Çek.00:34:09Bırak.00:34:10Tetik düşür.00:34:12Şarjör tak.00:34:15Emniyete al.00:34:16Bana doğrultma ne yapıyorsun?00:34:18[MÜZİK BAŞLAR]00:34:25[ADAM ÖKSÜRÜR]00:34:30[KAPI ÇALAR]00:34:31Gel.00:34:35- Komutanım ilaç saatiniz geldi.00:34:44[SERT RÜZGAR SESİ]00:35:24[KÜREK SESİ]00:35:31Ne bakıyorsun? Bir bok mu00:36:29[TELSİZ CIZIRTAMASI]00:36:59[TELSİZ]00:37:02[TELSİZ]00:37:03[ÖKSÜRÜR]00:37:19- Sedat, dışarı versene sesi.00:37:43[SİLAH SESLERİ]00:37:50[TELSİZ]00:37:53[TELSİZ]00:37:56[TELSİZ]00:37:58[TELSİZ]00:38:01[ÇATIŞMADA İNSAN SESLERİ]00:38:05[TELSİZ]00:38:10[TELSİZ]00:38:12[TELSİZ]00:38:16[TELSİZ]00:38:20[TELSİZ]00:38:25[TELSİZ]00:38:26[TELSİZ]00:38:36[SİLAH SESLERİ ARTAR]00:39:12[NEFESİ KESİLİRCESİNE UYANIR]00:39:16Ne oldu Doğukan?00:39:18<- Rüya mı gördün lan?00:39:24<- Ya yok bir şey, yok ya.00:39:26- Çavuşum?00:39:33- Kabus görmüş.00:40:33<- Karlar eridi değil mi?00:40:37Bahar geldi be İbo.00:40:39Geldi vallahi.00:40:40Metecim sana bir paket00:40:43Kayısı falan aldım. Sen seversin ya.00:40:46Yok canım, şimdi gönderme.00:40:48Ben sana söylerim o zaman gönderirsin.00:40:50Komutan! Eğer kurye yoksa00:40:54Zeynepcim telefonu kapatabilir misin?00:40:56Merak ediyorum, sen ölünce karını00:41:00Duyuyor musun? Mete.00:41:02Zeynepcim telefonu00:41:04Aslında sana sıkmıştım biliyor musun00:41:07Arkandaki çocuğun başına geldi.00:41:11- Merak etme karşılaştığımızda kulağına00:41:14Örgüt aldığı darbeden sonra00:41:19Zaten aldığımız duyumlar da o yönde.00:41:22Herkesin çok dikkatli olmasını istiyorum.00:41:28Aldığı emirleri eksiksiz yerine00:41:32Her an tetikte olacaksınız.00:41:34Burası ya bizim mezarımız olacak00:41:39Bunu hiç unutmayın.00:41:51Her taşın altına bak.00:41:58- Temiz.00:42:02Buradan indi çocuklar.00:42:06Güneydoğu. Güneybatı.00:42:09Çök.00:42:10Bu herifin sığınağı burnumuzun00:42:13Onun için saldırmamış bugüne kadar...00:42:19Rahatsız edelim onu.00:42:25Buradaki bütün kayaların altına00:42:28- Emredin Komutanım.00:42:31Geçiş yolunun diğer tarafına da geçtiler.00:42:33Bu bölge?00:42:34Tarandı Komutanım.00:42:38Kendine çok güveniyor.00:42:43Onu öfkelendirecek bir şey00:42:46Öfkelendirelim o zaman Komutanım.00:42:49- Bana güzel bir yer bul.00:42:53Pusuya çıkmamız lazım. İkimiz.00:42:58Kolay gelsin Komutanım.00:43:004 kişi yeter.00:43:05Bu herif burada.00:43:09Komutanım haklıymışsınız.00:43:12İstediğim yeri bulabildin mi?00:43:15Doğrudur Komutanım.00:43:21Operasyon bitene kadar00:43:24İninden çıkartalım onu.00:43:29Tugay'a ne diyeceğiz Komutanım?00:43:31Karakoldan çıkmamızı istemiyorlar.00:43:34Bir şey demeyeceğiz.00:43:36Komutanım, ya bir terslik olursa?00:43:39Merak etme. Olmaz.00:43:41Bırakın sadece ben gideyim.00:43:44Olmaz, ben de geleceğim.00:43:46Emredersiniz Komutanım.00:43:50Orhan'ın intikamını alacağım Barış.00:43:55Herkesin günahı kendinden daha00:43:59Allah insanlara diyor ki;...00:44:04Siz bana diyor söz verdiniz00:44:08Günahsız adam var mı be İbo?00:44:09Öyle diyor.00:44:11- Benim şiiri mi okuyacaksın?00:44:14Neden kendin yazmıyorsun?00:44:16Yazabilsem zaten senden istemem ki00:44:19Alo, duyuyor musun?00:44:21"Şu taşlara, kayalara bakıyorum. "00:44:24Şu taşlara, kayalara bakıyorum.00:44:26Ama hüzünlen. Taşa bak.00:44:29- Taşa bakarak?00:44:31Şu taşlara, kayalara bakıyorum.00:44:34"Durup duruyorlar oldukları yerde. "00:44:36Ne ediyorsun burada? Şimdi o taş00:44:41Kıpırdayabiliyor mu taş?00:44:44- Sen kıpırdayabiliyor musun?00:44:46Onlar da birine kavuşacaklar mı00:44:49O kadar ağlak etme lan.00:44:51Hafif hisli, hüzün yani.00:44:55Sonra seni düşünüyorum.00:44:56Gözlerin açılıyor, parlıyor.00:44:58"Sonra seni düşünüyorum. "00:44:59Sonra seni düşünüyorum.00:45:00O kadar da şebeklik etme.00:45:02"Sonra seni düşünüyorum. "00:45:06Bitecek bu hasretlik,00:45:08Mutlusun kavuşacaksın ya artık.00:45:10[KIZ GÜLER]00:45:13[GÜLEREK]00:45:16- Oldu değil mi?00:45:18İşte bu kadar.00:45:22Hey maşallah!00:45:23Sikeyim İbo ya!00:45:25Öyle öyle ettin mi?00:45:26Ettim kardeşim kafamı da00:45:29Oğlum, inanmıyorsan Sedat'a sor ya.00:45:32- His var mıydı his?00:45:36Allah.00:45:38Oğlum kesin okuyamamışsındır sen.00:45:42Okuyor. Lise.00:45:45- Teknik Lise'de mi okuyor?00:45:47- O zaman olmaz ki o.00:45:49Materyalisttir o, romantik değildir.00:45:53Allah Allah.00:45:54Sen şimdi git. Ben ona başka00:45:58Onlar romantik olmuyor.00:46:00- Komutanım bir şey sorabilir miyim size?00:46:04Herkes "Doktor" diye00:46:06Karakolu basacakmış galiba.00:46:09Kim ki o Doktor?00:46:11Sürekli çevrime giren terörist var ya.00:46:13- Peki, bu herifin adı niye Doktor?00:46:16Üçüncü senenin sonunda00:46:18Dağa çıkmış işte.00:46:21Niye kaçtın fakülteden?00:46:24Doktor mu hakkaten?00:46:25Ya bu herif salak mı?00:46:26Gitsin bir hastahanede çalışsın,00:46:29Ne işi var böyle dağlarda?00:46:31Mete Yüzbaşı kesin saldırırlar diyor.00:46:33Öyleyse kesin saldırırlar.00:46:36Senin azrailinim ben.00:46:40- Ne oldu oğlum, kendine gel lan!00:46:44- Şhh, iyi misin?00:46:47Tövbe estağfurullah.00:46:49Ya bir ses duydum sanki ya.00:46:52Bunları böyle dedem yaptı.00:46:55Beni kazadan beladan korusun diye.00:47:01[RADYODAN HABER DİNLERLER]00:47:08Son günlerde, daha önce00:47:14...terörist gruba, eşkıya grubuna00:47:19Bundan sonra artacaktır.00:47:22Ve yine yüce milletimize00:47:26...bu terör hareketi00:47:33...gündemden düşecektir.00:47:35Bayrak bile dayanmıyor00:47:38O bayrak için sen de savaştın oğlum.00:47:41Onu unutan sizsiniz. Benim halkımın da00:47:47O bayrağın kırmızısında00:47:50Ama siz ay-yıldız koydunuz.00:47:54Bir tek yıldız koysaydınız00:47:58Ayı mı beğenmedin şimdi?00:48:00Git buradan komutan! Yoksa00:48:04Sen ölünce galiba kimse üzülmeyecek.00:48:08O iki adam gibi senin de00:48:11O iki adamın hesabını senden00:48:14Öleceksin komutan!00:48:20Barış sen telsizle görüşme00:48:22- Yok yapmıyorum Komutanım.00:48:26Ayrıldık Komutanım.00:48:30Kız bıktı usandı beklemekten.00:48:32Haklı oğlum kadın tabii. Her an00:48:37E beklemesin işte Komutanım.00:48:39İyi iyi. Bir bekleyeninin olması00:49:00Camı aç.00:49:03Söyle kardeşim.00:49:05Yok bir şey ya.00:49:08Niye böyle yapıyorsun canım kardeşim ya?00:49:11Ne bileyim, Emre'yi düşünüyorum.00:49:14Orhan Astsubay'ı düşünüyorum.00:49:19Bak bende yeni birkaç tane teknik var.00:49:22Asansörde kalan adam.00:49:53Nasıl kardeşim?00:50:09Gördün değil mi?00:50:20Bir.00:50:23İki.00:50:44Şimdi tek parmağımla yapacağım.00:50:52Bir. İki.00:50:55Bizim Yusuf bakkal var ya?00:50:58- O Yusuf bakkalın oğlu Mahir var.00:51:01- Geçen annesini yollamış anneme işte.00:51:04- İstemeye gelelim kızınızı falan diye.00:51:08- Annem de daha yeni söyledi bana.00:51:12Harbi kafam bozuldu ya!00:51:13Bakkalın oğlu beni dedi istemeye00:51:16Orada var ya felaket böyle00:51:20Ben çok heyecanlandım ya!00:51:24Kardeşim kız kabul etmemiş işte.00:51:26Etmedi de, Allah göstermesin.00:51:30Alo anne?00:51:31Alo oğlum.00:51:33Ne yapayım, oturuyorum oğlum.00:51:36Çok özledim. Annen kurban olsun,00:51:40Çocuklar nasıl?00:51:42İyiler. Canavar gibiler.00:51:45Senden haber alamıyoruz.00:51:46Çok şehit görüyoruz, o yüzden00:51:50Bana da haberler geliyor.00:51:52Yok onlar bizle ilgili değil ya.00:51:56Türkiye'deyiz biz.00:51:58Yavru kartalı benim yerime00:52:00[TELEFONDAKİ KADIN GÜLER]00:52:02- Anne sana söylüyorum.00:52:05Tabii sana söylüyorum.00:52:06Ya boş versene. Sezon sonu şampiyonuz yine.00:52:22Havalar ısındı. Portakal çiçekleri açtı,00:52:27Ezan okunuyor annem.00:52:30Bak dua ediyorum sana00:52:34Bekleyemez oldum oğlum.00:52:38...gözümün önünde böyle hayal gibi00:52:41Gözümü açıpta iyi baktığımda00:52:50- Çok özledim ben seni.00:52:54Ben senin son giydiğin giysini00:52:57- Arada çıkarıp çıkarıp kokluyorum.00:53:00Benim yavrum kokuyor o.00:53:07Şimdi biz uyurken ölsek hani,00:53:11Eğer gönlünüzde şehit olmak varsa,00:53:15...uykuda da ölseniz yine00:53:18- O adam dövüyor mu hâlâ seni?00:53:20- Bizleri düşünme, bizleri merak etme hiç.00:53:27Niye? Savaş halinde misiniz?00:53:29Sen hiç televizyon izlemiyor musun?00:53:31Çocuğum televizyon mu kaldı evde,00:53:35Nasıl ya!?00:53:36- Özledim ben seni ya.00:53:39Çok özledim kız yemeklerini.00:53:41Sen gittiğinden beri köfte00:53:43...bir köfte bir de yaprak sarması.00:53:45Bir de Ekin çok seviyordu00:53:48O yüzden de00:53:50Ana. Ağlıyor musun?00:53:53Ya ağlamıyorum ama... Canım benim00:53:58Ağlama ama.00:54:06Sana aldığım altınlar00:54:09Hiç düşünmüyor musun benim de burada00:54:12Ben istemez miyim yani?00:54:15Salak mıyım ben Fulya!00:54:16Ya onlar benim en değerli malımdı.00:54:18Ben İstanbul'a gelince onlarla00:54:21Bu kadar süre içinde orada kalıp00:54:27Ya baba deme ona, o benim babam değil!00:54:31Sonra ararsın evet. 1 hafta00:54:36Otel odasında mıyım ben? Her istediğim de00:54:40Alo?00:54:41Alo.00:54:42- Hanife teyze merhaba. Ben Soner.00:54:45Esma evde midir teyze?00:54:48Esma evde değil.00:54:49Arkadan sesi geliyor?00:54:51Oğlum bir daha arama onu!00:54:54Babası kızıyor. Bana da kızıyor,00:54:57Tamam teyze.00:55:04Abi senin de varmı sevdiğin?00:55:08Var.00:55:10Sakın habersiz bırakma bizi oğlum.00:55:15O da seni seviyor mu abi?00:55:20Evet.00:55:21- Seni seviyorum.00:55:24Ben seni çok seviyorum,00:55:29Biliyorum.00:55:32Ben... Ahu.00:55:37Sen o zaman benden daha şanslısın.00:55:50Biz ayrılınca yani görüşmeyince00:55:53Bunun sadece sevgiyle alakası yok ki.00:55:56Sen bencilce düşünüyorsun.00:55:57Ben burada tek başıma her şeyle00:56:00...bencilce düşünüyorum öyle mi?00:56:02Sen orada ne ile mücadele ediyorsun?00:56:04Ne ile mücadele ediyorsun?00:56:06Ne bu küçümser tavırlar falan?00:56:08Sen orada, burada huzurlu00:56:11Çok özür dilerim. Evet, evet.00:56:14- Evet askerdeyim.00:56:18Ve ben bütün huzurlu gecelerimi00:56:22- Bitmesini mi istiyorsun?00:56:26Ben hazır falan değilim, senin00:56:30Zaten en doğrusu bu.00:56:40# Bana bir resmini... vermedin bile.00:56:47# Şimdi geziyorsun elden ele.00:56:55# Bana bir resmini... vermedin bile.00:57:03# Şimdi geziyorsun... elden ele.00:57:11# Çalacağım kapını bir demet gülle.00:57:19# "İşte kapı" çek git diyeceğim sokaklarına.00:57:26# Hayat kadını. Allahsız sürtük.00:57:35# Biz seninle orada burada.00:57:41- Yorgun görünüyorsun Vedat.00:57:45Uyuyamadın mı akşam?00:57:49Gece uyku tutmadı.00:57:53Nerede yaşıyor?00:57:56- Anlamadım? Kim Komutanım?00:58:03- İstanbul'da Komutanım.00:58:11- Aşık mısın?00:58:15Biliyorsun değil mi, büyük şehirlere00:58:19Bilmiyorum Komutanım.00:58:26Aldatacak oğlum seni.00:58:33Hazır mısın Vedat?00:58:38Aldatacaksa yapacak bir şey00:58:41- Çatışmaya hazır mısın oğlum, çatışmaya?00:58:46Serkan sen?00:58:49Hazırım Komutanım.00:58:52Birinci çatışmada çok hazır00:58:54- Şimdi hazırım Komutanım.00:59:00Öğrettiklerinize hazırım Komutanım.00:59:02Biz ne öğrettik ki sana oğlum?00:59:06Orhan Astsubayımı vuran00:59:09...tedavi edecek miydin onu?00:59:14Ederdim Komutanım.00:59:20- Herkese eşit muamele he?00:59:25- Bunu da biz öğrettik değil mi?00:59:29Yanlış öğretmişiz.00:59:31- Duyamadım Komutanım?00:59:40Peki, o adam kardeşini öldürseydi...00:59:48Ederdim Komutanım.00:59:50Annene ne diyecektin oğlum he?00:59:52Bir adam geldi, kardeşimi öldürdü...00:59:55...ondan sonra, biz onu yaraladık ama...01:00:00Hipokrat amcaya yemin ettim.01:00:04Dağların başka yemini var.01:00:15- Hakan bankacıydın değil mi sen?01:00:18Kamil, bak bu arkadaşlar senden de,01:00:23Öyle değil mi Hakan?01:00:26Valla komutanım, aydan aya değişiyor.01:00:29Yani ikramiye falan da alıyoruz.01:00:33Peki ben ev kredisi için başvursam.01:00:39Ben krediler bölümünde değildim ama,01:00:43Benim teminatım bu dağlar.01:00:47Teminat gösterilecek şeyin,01:00:56Ha, tapusu yok.01:00:59Tapusu olmayınca bu dağlar, bir01:01:02Değil mi?01:01:07Siz teskereyi alınca,01:01:10Aşık olduğunuz karının omzuna01:01:15Anlatacaksınız böyle, hee diyeceksiniz01:01:20Adam vurdum diyeceksiniz.01:01:23Vuruldum, nefesim tükendi01:01:28Ağlayacaksınız böyle.01:01:34Böyle omzunda...01:01:37Bir iki de gözyaşı dökersiniz, he?01:01:41Kadın dayanamaz zaten,01:01:43Kahramanım der,01:01:49Oh, ne güzel değil mi?01:01:51Sıcak sıcak böyle,01:01:57Sonra da hiçbir şeyin önemi kalmaz.01:02:00- Turgay, oğlum.01:02:02O resim çizecek çocuğa söyle,01:02:05Biraz da böyle çiçek böcek falan çizsin.01:02:10Emredersiniz Komutanım.01:02:12Belki o zaman alırız krediyi, ha?01:02:14Kaya, Kaya 1.01:02:19Kaya dinlemede.01:02:21İstediğiniz ortam hazır Kaya.01:02:23Kaya 1, sen kredi için bankaya01:02:32Hayır Kaya.01:02:34İyi başvurma.01:02:37Emredersiniz Kaya.01:02:46Hadi gidin siz.01:02:50- Hadi oğlum.01:03:03- Turgay?01:03:05- Oğlum bir çay getirsene.01:03:32Kaya 1, Kaya.01:03:36Kaya, Kaya 1.01:03:39- Eve dönün artık.01:03:49Fazla dağ taş çizmesin dedi.01:03:51Çiçek çizsin, böcek çizsin,01:03:54Yoksa kredi vermezler dedi.01:04:00>- Ömer.01:04:04Kolay gelsin kardeşim.01:04:08Tamam abi.01:04:09Büyük bir kazan al ama büyük olsun.01:04:15Bu çarşaflarla beraber iyice bir kaynat.01:04:19>- Bakın, şimdi size burada olduğunuzu01:04:22>- Nasıl lan?01:04:25Evet, düşünmeye başlayalım.01:04:27- Karı kız düşüneceğiz değil mi?01:04:29Onu daha sonra düşüneceğiz.01:04:37Çarşı izni...01:04:40[TELSİZ]01:04:44Çiçek...01:04:45[TELSİZ]01:04:51Böcek...01:04:55Buradan gideceğiz.01:04:59[TELSİZ]01:05:02Ailelerinizi düşünün.01:05:05[KUŞ SESİ ÇIKARIR]01:05:09Rüzgârın esintisi...01:05:11[TELSİZ]01:05:15Başka başka şeyler...01:05:18Hee.01:05:20[TELSİZ]01:05:23Evet.01:05:25[TELSİZ]01:05:28>- Hülya'yı düşün.01:05:29[TELSİZ]01:05:30>- Sıcak yataklarınızı düşünün.01:05:33[TELSİZ]01:05:34>- Su sesleri...01:05:36[TELSİZ]01:05:38>- Bak, dinleyin.01:05:40[TELSİZ]01:05:41>- Burada olduğunuzu unutun.01:05:43[TELSİZ]01:05:44>- Şu an burada değilsiniz.01:05:46[TELSİZ]01:05:47- Bir ılıma geldi.01:05:54[TELSİZ]01:05:55[TELSİZ]01:06:00[TELSİZ]01:06:13Kız ağacın arkasına düştü.01:06:16Emredersiniz Komutanım.01:06:17Oğlan düştü!01:06:36- Adam ölü Komutanım.01:06:39>- El bombası var mı üzerinde?01:06:41>- Altına almış olabilir.01:06:47[KIZ İNLEMEKTEDİR]01:06:53>- Turgay?01:06:54>- Sen çocuğun mühimmatını al.01:07:19- Kaya 1, Karabal.01:07:21- Çatışmaya...01:07:24Bildirme.01:07:27- Komutanım.01:07:30- Duyuyor musunuz Komutanım?01:07:33- Karabal her şey yolunda. Dönüyoruz.01:07:39Al.01:07:46- Turgay, topla bütün malzemeleri.01:07:54Bunları ne yapacağız?01:07:57Çocuğu sahipleri alır.01:08:15Serkan. Ne bunun durumu?01:08:18- Ağır yaralanmış Komutanım.01:08:22Kanamayı durdurabilir misin?01:08:23Helikopterin gelmesi lazım01:08:25- Serkan, hangi okuldan mezunsun01:08:29- Türkiye'nin en iyi tıp okulu01:08:33Ee sen mi kötü öğrenciydin?01:08:36İlker, oğlum televizyonu açsana.01:08:40- Helikopterin gelmesi lazım Komutanım.01:08:43Öyle her yaralıya helikopter01:08:45Amerikan ordusu muyuz biz?01:08:47Benim onunla sohbet etmem lazım.01:08:50Emredersiniz Komutanım.01:08:52Yaşatmak için çalışıyorum.01:08:55İlker, çarşaf getir.01:08:58Öncelikle sizi tebrik ediyorum.01:09:01Ömer, o ne oğlum?01:09:0321 yaşındayım.01:09:05Üniversitede okuyorum.01:09:07Peki, bu yarışmaya katılmadan evvel01:09:10- Spanç ver.01:09:15Ver. Ver!01:09:20Kamp nasıl geçti? Yarışmak sizi01:09:24Bize bunlardan biraz bahsedebilir misiniz?01:09:26Kamp süreci çok heyecanlıydı.01:09:31Zaten yarışma gecesinde uyuyamadım.01:09:33Ömer, sık şuradan.01:09:36Daha fazla sık oğlum!01:09:38Komutanım bakamıyorum.01:09:39Bakma o zaman amına koyayım!01:09:42- Bekliyor muydunuz birinciliği?01:09:45Çünkü o kadar çok güzel kız vardı ki.01:09:54Çok gururlanıyorum. Ülkemi en iyi şekilde01:10:01Çok spor yapıyorum.01:10:06Mesela sabah kalkıp iki tane salata yiyorum.01:10:17Yarışmaya katıldıktan sonra hayatınızda01:10:22Hâlâ rüyada gibi hissediyorum.01:10:27Komutanım konsantre olamıyorum,01:10:30- Kanı durdurdun mu?01:10:53Canın acıyor mu?01:10:59Yazık!01:11:04Orhan ile Emre'nin şehit olduğu pusuda01:11:09Orada mıydın?01:11:12Orhan'ın bir karısı iki çocuğu bir de yeni01:11:19Öldürülüşlerini gördün mü?01:11:22Seyrettin değil mi?01:11:28Çok mu sıktım boğazını?01:11:32Gevşettim tamam.01:11:37Senin bekleyenin yok mu kızım!01:11:40- Kim üzülür sen ölürsen?01:11:49Ben üzülmem.01:11:51Doktor üzülür mü?01:11:56>- Komutanım.01:11:59- Sikiyor.01:12:02<- Komutanım öldüreceksiniz.01:12:05<- Komutanım...01:12:08[KAPI ÇALAR]01:12:10Komutanım, Doktor çevrimden01:12:15Komutanım sevgilinle ilgileniyor de.01:12:19<- Emredersin Komutanım.01:12:23Bak tanıyormuşsunuz birbirinizi, hı?01:12:29[KADIN İNLİYOR]01:12:30<- Komutanım öldüreceksiniz,01:12:33>- Komutanım.01:12:38>- Komutanım. Komutanım öldüreceksiniz,01:12:41>- Komutanım.01:12:50<- Komutanım, Komutanım.01:12:54Komutanım, Komutanım yeter!01:13:031 karısı, 2 çocuğu, bir de yeni01:13:13Helikopteri çağırın alsınlar.01:13:18Herkes dışarı!01:13:20- İlker, Soner dışarı!01:13:43- Turgay?01:13:46Helikopterle seni de göndereceğim.01:13:49Hayır Komutanım.01:14:05- Komutanım, helikopter geldi.01:14:11Emredersiniz Komutanım.01:14:14- Güntay battaniye de getir.01:14:37Yavaş Cemo.01:14:40Alayım Komutanım.01:16:00Önceki gün teröristlerin döşediği mayının01:16:04...Uzman Çavuş Doğan Uçar Adana'da...01:16:06...Onbaşı Durali Aydın,01:16:10...Er Zafer Korkmaz İstanbul'da...01:16:12...Er Kazım Çetin de Afyon'un01:16:15...toprağa verildi.01:16:16Vatandaşlar cenaze törenlerinde bölücü terör01:16:23- Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde...01:16:28Ne diyorsun Ömer?01:16:31Yüzbaşı demişti ya 45 saniye diye,01:16:37Terörle mücadele eden01:16:40...19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve01:16:46[KÜRTÇE TÜRKÜ SÖYLÜYOR]01:17:02Ne demek o? Türkçesi ne?01:17:04Gözyaşlarını akıtma ey dilber,01:17:07Vaay!01:17:17- Sevgilin var mı senin?01:17:21- Adı ne?01:17:23- Ne?01:17:25- O ne demek lan?01:17:27Canım. Birtanem.01:17:31Çiçeğim.01:17:33Aşkım.01:17:37Keşke diyemeyeceğim kadar01:17:46Başını göğsüme koyduğunda nefesim dolansın01:17:52O kadar ısıtmak isterdim ki01:17:59Keşke yüreğine en güzel aşk şarkılarını01:18:06Namlu bidona.01:18:07Yapamadım aşkım.01:18:09Kelimelerden utandım.01:18:14Ellerim ellerini sevdi.01:18:18Dudaklarım koynunu.01:18:23Gözlerim yüreğini.01:18:25O güzel, içinde güneş saklı yüreğini.01:18:33Zannettim ki bakarsam korkmadan bulutlara,01:18:40Elimden bir şey gelmiyor.01:18:45Yalvarıyorum kızma bana.01:18:48Bir bulut gözlerimi esir aldı aşkım.01:18:56Olmadı aşkım.01:18:59Onlar kaçacağına ben bulut oldum.01:19:03Güneş dolu yüreğime yağmurlar yağdı.01:19:09Affet beni.01:19:14Çevremi saran bulutları dağıtmaya01:19:20Sesini duyar gibiyim aşkım.01:19:23İnan en çıplak halimle01:19:29Affet diyeceğim.01:19:39Nefesim, nefesine01:19:45O küçücük nefesi içine üfleyemedim.01:19:47[KAPI ÇALAR]01:19:51Komutanım, ilaçlarınız.01:19:56Gerek kalmadı Turgay.01:20:01O kadar isterdim ki, o minnacık nefes01:20:05Ama olmadı aşkım.01:20:08Anamın fısıldadığı masalları01:20:14Oysa o kadar istemiştim ki01:20:20Bir varmış bir yokmuş da kaldı fısıldanmam.01:20:25Alo? Alo?01:21:06- Senden yoldaşımın hesabını soracağım Kaya.01:21:09- O kadının intikamını alacağım senden.01:21:12O kadının heykelini dikeceğim oraya.01:21:14- Yiğit bir adam gibi gel.01:21:17Seni görmeden gitmem.01:21:19On senedir savaşıyoruz biz,01:21:21On senedir domuzlar gibi01:21:24Binlerce genci öldürdünüz.01:21:26Kendi halkımın kanını emen01:21:29Senelerdir öldürdünüz de ne oldu,01:21:31Sen kendi insanını katleden01:21:34Yıllardır ezdiğin halkımın01:21:36Ne zaman ezildin Doktor.01:21:39Özgürlüğümü vermediniz komutan!01:21:43- Katliam yaparak özgür olunmaz.01:21:47Bu ülkenin üniversitesinde okudun.01:21:49Sabret. Bütün bu sıkıntılarından01:21:52- Katilsin sen.01:21:54Ya sizin öldürdükleriniz?01:21:58Bu topraklar sert komutan.01:22:01Sizin kuralınız01:22:04Söylesene, kaç tane köy yaktın?01:22:05Bastığın köylerdeki masum insanların01:22:08Siz bizi hiç anlamadınız komutan.01:22:12Yoksul olan herkes01:22:14- Bu topraklar bizim.01:22:17Bu dağlar benim komutan.01:22:19- Burayı sana mezar yapacağım Doktor.01:22:22- Seni görmeden gitmem.01:22:24- Ben buradayım Doktor.01:22:26- Seni öldüreceğim.01:22:29O zaman vatan sağ olsun!01:22:35Barış?01:22:41Komutanım...01:22:43Emretmeyeceğim.01:22:54Çatışmadan çıkamayacağım galiba.01:22:59Orhan'dan beri öyle bir ses var içimde.01:23:07Onun ölümünü kabullenemedim hiç.01:23:14Komutanım, siz ne çatışmalar gördünüz.01:23:24Zeynep'e hiç söyleyemedim01:23:29Utandım.01:23:32Komandoyuz ya biz. Öyle romantik şeylerle01:23:41Seni seviyorum diyemedim.01:23:48Seni seviyorum...01:23:52Ne kadar zor söylemesi,01:23:56Hey Allahım, Yarabbim...01:24:09Her şey kapkara, Barış.01:24:15Aradığım sorulara cevap bulamıyorum artık.01:24:21Cevapsız kaldım bu dağlarda.01:24:24Zeynep yok, Orhan yok.01:24:30Her şey anlamsızlaştı.01:24:41Nasıl anlatırım burayı da01:24:51Neyse, boş ver.01:24:55O ilaçlar var ya? Hani aldığım ilaçlar.01:25:04Bizim çocuğumuz olmuyor.01:25:09İçim acıyor, içim.01:25:14Barış, bunu ona ver.01:25:23Ona de ki...01:25:27...ne zaman bir çiçek görsem,01:25:30Bir de...01:25:37Yedek mühimmat gönderebiliyor musunuz?01:25:44Tamam, bir gelişme olursa haberdar edin.01:26:22Komutanım?01:26:28Emredin Komutanım.01:26:42Geceleri hep kısadır burada.01:26:47Sadece bir tanesi çok uzundur.01:26:51Bitsin diye dua edersin.01:26:55Neden burada olduğunu düşünmeye01:27:05Bütün çaba, o uzun geceden01:27:14Eğer ben nefes alamazsam,01:27:22Hak ediyor musun o nefesi?01:27:28Komutanım...01:27:30Tamam sus, cevap verme.01:27:34Beni buraya siz gönderdiniz.01:27:42Şehitler ölmez, vatan bölünmez!01:27:50Böyle bağırdı amcan.01:27:54Halan bağırdı.01:27:57Komşun bağırdı.01:28:03Ben de geldim.01:28:10Bu bir savaş.01:28:15Ortası günah Asteğmenim.01:28:19Ben bilmiyor muyum sanıyorsun01:28:25Aptal mı sanıyorsun beni?01:28:31Ben biliyorum bunu.01:28:35Senin bilmediğin;01:28:43...sen de İstanbul'da, Ankara'da01:28:49Anladın mı?01:28:57Savaşta haklı taraf yoktur Asteğmenim.01:29:01O uzun gecede kim haklı, kim haksız...01:29:05...kim katil, kim kurban bilemezsin.01:29:14Sadece nefesin vardır.01:29:17Ya alırsın, ya verirsin.01:29:21Bu kadar basit.01:29:34Keşke beni biraz sevebilseydiniz.01:29:44Hadi gir yatağına.01:29:47Uyumaya devam et.01:30:04Merak etme. Bitmeyen savaş yoktur.01:30:09Bittiğinde beni yargılayacaksınız.01:30:15Olsun, yargılayın.01:30:19Buradan başka gidecek yerim yok ki benim.01:30:44Amına koyduğumun bakkalı!01:30:48Pişşt. Yüzbaşı uyuyor mu?01:30:56Çavuşum. Çavuşum, Gökşeni aramam lazım.01:31:02- Gökşen kim lan?01:31:05- Hiç komik değil. Hadi iyi geceler.01:31:09Hadi gözünün yağını yiyeyim!01:31:10Bak Samsun'a gel yaşatırım seni ya.01:31:13Devrem sizden özel bir ricamız var.01:31:16...uzun mesafeli konuşma yapması01:31:23Tamam numarayı veriyorum.01:31:25- 036201:31:28- 43201:31:36Ne oluyor lan?01:31:38Git lan, git. Çalıyor.01:31:45Hadi be aşkım. Çalıyor.01:31:49Alo?01:32:16- Komutanım!01:32:17Komutanım iyi misiniz?01:32:21İbo?01:32:23Kolum.01:32:32Git kanası al gel.01:32:35Kamil!01:32:37Göremiyorum!01:32:40Çabuk jeneratörü kapat!01:32:42Emredersiniz Komutanım.01:32:55Kamil!01:33:11- Komutanım!01:33:15Onur.01:33:17<- Turgay!01:33:19Ölmüş bu.01:33:23Muharrem.01:33:24Turgay!01:33:28Ateş edin! Ateş edin!01:33:30Turgay.01:33:42<- Gel buraya!01:33:47<- Gel gel, şuraya gel.01:33:55Soner, gel. Çantayı ver.01:34:02Bana bak. Adın ne senin?01:34:04Adın ne senin?01:34:11Tamam doktor,01:34:15Düşmanı görmeden ateş etmeyin.01:34:18Sağ cebimde dedim.01:34:23Bana bak!01:34:25Bir şey göremiyorum.01:34:27Tamam, beraber vereceğiz.01:34:36Göktay, cevap ver!01:34:47Sen öbür tarafa baksana...01:34:53İyisin kardeşim, iyisin.01:35:06Kolum, kolum uyuştu.01:35:13Kolumu yalayacak mısın lan?01:35:19Resul sağ cebimde.01:35:23Resul, Resul.01:35:26Bizden mi geliyor?01:35:29Korkmasana oğlum.01:35:35- Sağ taraftalar.01:35:46Ateş ediyorlar.01:35:48Resul, sağ cebimde.01:35:57Allah rızası için ne var Çavuş?01:36:04Senin karı şiirden anlamıyor.01:36:09- Ateş etmemiz lazım.01:36:15Sen gecelerime bir mehtap gibi dolarken...01:36:18...ben buralarda nöbet bekliyorum.01:36:26Sen düşlerime dolarken,01:36:33Varayım, çıkayım, geleyim01:36:37Varamıyorum.01:36:43Ben... ateş.01:36:46Hakan, ateş et! Ateş et!01:36:56Komutanım, sen hiç aşık01:37:02Oldum İbrahim. Sen oldun mu?01:37:05Hassiktir.01:37:07Cüneyt.01:37:09Ben oldum.01:37:11- Yazdım İbrahim..01:37:18Sende his var mı lan?01:37:29Güldü mü?01:37:31Hoşgeldin Doktor.01:37:34Hoş bulduk komutan.01:37:43<- Damar bulamıyorum.01:37:49Şiir okumam lazım.01:37:56Tüfeğimi verin lan bana!01:37:58Hakan!01:38:00Doktor duyuyor musun?01:38:03- Bir şey göremiyorum.01:38:15Öldürecekler bizi!01:38:19<- Öldürecekler!01:38:27İyi misin Çavuş?01:38:28>- Doktor!01:38:30Git, git, git!01:38:32Dur bir dakika dur.01:38:33Şarjörü ver, çabuk!01:38:34İbrahim!01:38:36>- Doktor!01:38:40>- Doktor çabuk buraya gel!01:38:42[DİĞER ODADAN BAĞIRIŞLAR GELİR]01:38:45Ateş!01:38:49Sağ cebimde...01:38:51>- Doğukan, ileri bak!01:38:52Çavuş nereye gidiyorsun?01:38:54>- Çavuş!01:38:58Sen önüne bak, önüne bak!01:38:59>- Çavuş, ışığı kapat!01:39:01Çavuş!01:39:03Çavuş!01:39:03<- Çavuş!01:39:07>- Çavuş!01:39:11Çavuş! Üzerlerini ört Çavuş!01:39:14<- Önüne bak, Doğukan!01:39:18Şarjörün nasıl Doğukan?01:39:21- Doğukan, soldakileri görüyor musun?01:39:24Anne?01:39:28[TELSİZ]01:39:30Anne?01:39:30[TELSİZ]01:39:47Doğukan... Doğukan...01:39:49<- Doğukan. Çok kalabalıklar Doğukan.01:39:52<- Ya, beyinsiz!01:39:54Anne?01:39:56Doğukan! Muskayı al01:40:00<- Ateş etsene, geri zekalı!01:40:03Sağ cebimde.01:40:07>- Doğukan, Doğukan!01:40:10- Allah rızası için.01:40:13Işığı kapat!01:40:15- Işığı kapat!01:40:17>- Doğukan!...01:40:18Doğukan!01:40:19Doğukan muska Doğukan.01:40:21Anne?01:40:23Doğukan, muskayı al Doğukan.01:40:25Kapat ışığı!01:40:27Komutanım lütfen...01:40:28Ekin kapat şu ışığı!01:40:30- Ateş etsene, geri zekalı!01:40:33Komutanım size telefonu getirdim.01:40:34Oktay. Görmeden ateş etmeyin oğlum.01:40:36Kurşunum bitti!01:40:38Hakan şarjör ver!01:40:40- Doğukan al!01:40:42Size telefonu getirdim Komutanım.01:40:43Adam geliyor!01:40:48İndir şunu aşağı!01:40:57Doğukan!01:41:10Komutanım iyi misin?01:41:13Komutanım iyi misin?01:41:14Turgay. Silahımı ver oğlum.01:41:21- Ver silahımı.01:41:23Ekin'e bak, oğlum.01:41:29Doktor!01:41:30Doktor!01:41:36Doktor, nerdesin ulan!01:41:40Bir dakika, tamam.01:41:48Komutanım, iyi misin?01:41:50İyi misin?01:41:51Gazi oldun lan.01:41:58Ölmüş bu.01:42:00<- Göktay cevap ver.01:42:01Kapat şu ışığı!01:42:02Doktor, doktor!01:42:07Kımıldama Ömer.01:42:09Doktor, rölenin altındayız.01:42:11Karnından doktor, kanaması var.01:42:15Doktor, buraya gelmeniz lazım.01:42:18- Nerdesiniz?01:42:20Hemen buraya gelmeniz lazım01:42:22Tamam geliyorum.01:42:25>- Işığı kapat. Geliyorum.01:42:35Okan, aydınlatmayı hazırla.01:42:37Dar edeceğim oğlum o kızı sana dur.01:42:42Gazi Komando Ömer olarak01:42:46Gazi Komando Ömer Çetin.01:42:52- Nereye?01:42:56Herkes inanacak artık benim01:43:00Ömer geliyorlar.01:43:05Geliyor. Doktor geliyor Ömer.01:43:08- Komutan, neresinden vuruldu?01:43:14Sargı bezi ver bana.01:43:17Komutanım yat!01:45:31Bak. Teker teker01:45:35Ben hala tavanı görüyorum Doktor.01:45:39Ne oldu, RPG'n mi bitti?01:45:49Kaldır, kaldır!01:45:51Hakan, desteğe geliyoruz.01:45:58Türk askeri, teslim olun.01:46:02Komutanınızı teslim edin.01:46:06Türk askeri.01:46:10Teslim olun. Sizinle01:46:12Boşuna nefesini yorma Doktor.01:46:16Turgay... Turgay'a git.01:46:25- Turgay ölmüş Komutanım.01:46:29- Turgay ölmüş Komutanım.01:46:33- Işığı kapat. Doktor, ışığı kapat.01:46:35- Kapat!01:46:38Serkan.01:46:40- Yapma Komutanım!01:46:43Müdahele etmem lazım Komutanım.01:46:48Müdahele etmem lazım Komutanım.01:46:51Bana çarşaf, battaniye,01:46:53Boşu boşuna öldürtme askerlerini.01:46:59Gel Doktor gel.01:48:15- Ömer iyi misin oğlum?01:48:18- Yaran çok mu ağır?01:48:21Ölecek miyiz Komutanım?01:48:23Daha çok dolaşacağız beraber.01:48:26Emredersiniz Komutanım.01:48:32- Tüfeğin yanında mı oğlum?01:48:39Komutan. Teslim et karakolu.01:48:43O incecik, öpüp kokladığın01:48:48Duyuyor musun Doktor?01:48:53Adı neydi Doktor?01:48:57Ne diyorsun Doktor kulağına?01:49:01Ha? "Deli Rüzgar" mı diyordun?01:49:35Doktor!01:49:39Doktor! Geldin mi Doktor?01:49:50Gel Doktor gel.01:49:54[ATEŞ SESLERİ]01:50:21Onun adı Gulan'dı.01:50:24Güzel isimmiş.01:51:26[ZİL ÇALAR]01:51:35O zilin sesini duyduğunda,01:51:41Artık koklayamayacağım içini.01:51:44Bir bulut gibi, kapatacağım01:51:52Beni affet.01:51:55Kelimeler hiçbir zaman bu kadar01:52:02"Vatan sana canım feda"01:52:05...içim "Vatan sensin be aşkım! "01:52:13Toprağın olmaya çalışmak01:52:19Nehir olup akmak varken,01:52:26Güneş olmak varken, gölgen oldum.01:52:36Beni affet...01:52:43...aşkım.01:52:45Neden dinlemedim yüreğini?01:52:49Neden gözlerimle duyup,01:52:55Neden elini uzattığında,01:53:02Keşke gözyaşlarımı utanmadan01:53:09Aşkım, seni de yanımda götürüyorum.01:53:18Ne kadar acı yüreğinde bulut01:53:25Bütün sabahların ışığında, yüzündeki01:53:33Rüzgârlar, yardım edin bana!01:53:43Umarım, güneşli bir gün, başka bir01:53:49...ve ben çıkar giderim.01:53:55O gittiğim yerde01:54:00Seni seviyorum çiçeğim.01:54:34[HÜZÜNLÜ MÜZİK BAŞLAR]01:57:26İzlemeye devam edin.01:57:35Ben işsizim abi.01:57:38# Bu aşk böyle bitemez.01:57:44# Bırakma, terk etme beni.01:57:48# Bu aşk böyle bitemez.01:57:53# Bırakma, terk etme beni.01:57:57# Atma beni ölümlere01:58:02# Götür beni gittiğin yere.01:58:07# Atma beni ölümlere01:58:13# Götür beni gittiğin yere.01:58:18# Sensiz ben nefes alamam.01:58:22# Buralarda hiç duramam.01:58:25# Tek başıma, yalnız kalamam.01:58:31# Senin kokunu özlerim01:58:34# Hep yollarını gözlerim01:58:38# Götür beni gittiğin yere.01:58:43# Sensiz ben nefes alamam.01:58:46# Buralarda hiç duramam.01:58:49# Tek başıma, yalnız kalamam.01:58:55# Senin kokunu özlerim01:59:01# Götür beni gittiğin yere.01:59:06# Sensiz ben nefes alamam.01:59:09# Buralarda hiç duramam.01:59:12# Tek başıma, yalnız kalamam.01:59:18# Senin kokunu özlerim01:59:21# Hep yollarını gözlerim01:59:24# Götür beni gittiğin yere.01:59:29["BRAVO" BAĞIRIŞLARI]01:59:38- Aferin takım!01:59:40- Aferin takım!01:59:42- Aferin takım!01:59:45[ALKIŞ SESLERİ]01:59:50Koşar adım! Marş marş!01:59:57- Başımda saçlarım kardır.02:00:03- Deli rüzgârlarım vardır.02:00:08- Ovalar bana çok dardır.02:00:13- Benim meskenim...02:00:19- ...dağlardır, dağlar.02:00:24- ...dağlardır, dağlar.02:00:29- Şehirler bana bir tuzak.02:00:35- İnsan sohbetleri yasak.02:00:40- Uzak olun, benden uzak.02:00:45- Benim meskenim...02:00:50- ...dağlardır, dağlar.02:00:56- ...dağlardır, dağlar.02:01:04www.divxplanet.com02:01:13Emeği geçenler: SirEvo, dj_tallboy, Luj1n,02:01:21...Mechastyler, Oguz1903, Rebetol

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası