Kaydırak Ingilizcesi Nedir

kaydırak ingilizcesi nedir

Do not share my Personal Information.

Kaydırak koyalım, salıncak koyalım oğlan sallansın.

Let's put a slide, a swing set so the boy could swing.

Suya iniyor, büyük yumuşak kaydırak ve büyük yumuşak bir kadınla.

Landing in water, big soft slide, big soft lady.

And it would work… not the slide part. But"rooftop.

Özellikle de parkın etrafında sadece kaydırak güzel olduğu için dolaştığımı öğrendiklerinde.

Especially when they understand I'm only hanging around the playground because the slide is awesome.

Kaydırak ve salıngaçlar için de temel ayağı denen bir şey lazımmış.

And the slide and the swings need something called footings,

Kaydırak değildi o.- Kaydırağı kaldırmıştın.

That wasn't a slide. You took down the slide.

Kaydırak ve salıncak hep beraber paslanmış.

The slide and the swing have rusted together.

Belki kaydırak çok ortalıktaydı. Düşünelim?

Let's think. Maybe the slide was too public?

Ürkütücü Kanallar adında bir su kaydırak parkı yaptılar.

It's a pretty okay water slide, though. It's called Eerie Canals.

Her eğleneceyi deneyeceğiz, atlıkarınca gibi, dönme dolap gibi, kaydırak gibi.

The Ferris Wheel, the slide. Enjoy all the amusements, like the merry-go-round.

Davalılar, davacının camı önünde kaydırak kullanıyorlar.

Located just outside plaintiffs' window. Defendants are using a slide.

Davalılar, davacının camı önünde kaydırak kullanıyorlar.

Defendants are using a slide located just outside plaintiffs' window.

Kulesi de olan kocaman bir salıncak alırız kaydırak da olur.

We will get a big swing set with a tower thing and a tube slide.

The slide's too small, nerd was right.

Burda da, kaydırak ve kum havuzu olan bir oyun alanı var.

And over here, there's this great play structure with a slide and sandbox.

Kaydırak ve salıncak hep beraber paslanmış.

The slide and swing have rusted together.

Kilometrelerce tüp ve kaydırak. Bu Omashunun dağıtım sistemi.

This is the Omashu delivery system… Miles and miles of tubes and chutes.

Belki kaydırak çok ortalıktaydı. Düşünelim.

Maybe the slide was too public? Let's think.

But what is the slide exactly?

It's a slide instead of stairs.

Minyatür golf sahası berbat, kaydırak pis… atlıkarınca bozuk.

putt-putt's pathetic, the slide's filthy… merry-go-round's broken.

Sonuçlar: 80, Zaman: 0.0156

İngilizce-Türkçe sözlükte slide'ın çevirisi

The desired input's first pulse magnitude is required to be five times the largest possible kinetic (sliding) friction force.