küfür ve hakaret yasaktır / Hakaret Suçu ve Cezası

Küfür Ve Hakaret Yasaktır

küfür ve hakaret yasaktır

PINAR İLERİ

Onur, şeref, saygınlık hakaret suçu kapsamında korunması amaçlanan manevi değerlerdir. Hakaret denilince ilk akla gelen küfür olarak kabul edilen sözcükler olsa da, suçun kapsamı küfürler ile sınırlı değildir, oldukça geniştir. Size göre hakaret ağırlığında olmayan bir ifade biçimi kişilerin sıfatı, ba

zı yer ve zaman koşullarında hakaret olarak kabul edilebilir. Unutulmamalıdır ki hiç kimse bir diğerinden daha az onurlu daha az şerefli değildir. Bu değerler bakımından toplumun her bir üyesi eşit konumdadır. Sizin açınızdan onursuz veya şerefsiz olarak kabul edilebilecek insanlık halleri mutlaka olacaktır. Ancak Montaigne’in ‘Her insanda insanlığın bütün halleri vardır’ sözünde de değinilmiş olduğu üzere karşılaşılan olumsuz durumlara rağmen yine de başkalarının o kişiyi onursuz olarak damgalaması hukuken kabul edilemez.

Öncelikle işlenme biçimine değinmek gerekirse; hakaret suçu bir kimsenin yüzüne karşı veya gıyabında olmak üzere iki farklı şekilde işlenebilir. Yüzüne karşı işlenmesinden kast edilen fail ile mağdurun sadece yüz yüze olması değildir. Örneğin bir mekanda yüz yüze olunmasa bile arka masada oturan mağdur hakkında onun duyabileceği bir şekilde tahkir edici sözlerin kullanılması mağdurun yüzüne karşı(huzurda) hakaret suçunu oluşturacaktır. Aynı şekilde failin mağdura mektup, telgraf, telefon ve benzeri araçlarla tahkir edici ifadelerde bulunması halinde de huzurda hakaret gerçekleşmiş kabul edilecektir. Ancak söz konusu iletişim araçları aracılığıyla yapılan hakaretin oluşabilmesi için o iletilerin doğrudan doğruya mağdura gönderilmiş olması şarttır.

GIYABINDA HAKARET

Gıyabında hakarette ise bu eylemin cezalandırılabilmesi için en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir. O üç kişiye mağdur dahil değildir. Mağdur dışındaki herhangi üç kişi olabilir. Üç kişinin üçüne de birebir aynı cümlelerin kullanılması zorunlu değildir. O üç kişiye farklı farklı yerlerde de söylenebilir.

SUÇUN FAİLİ

Bu suçun faili yalnızca gerçek kişiler olabilir. Tüzel kişiler bu suçun faili olarak kabul edilemezler. Örneğin bir şirketin yetkili bir temsilcisinin hakaret teşkil eden eylemlerinden her ne kadar o şirketin sorumlu tutulabilmesi mümkün olmasa da o hakaret suçundan ilgili eylemi gerçekleştiren gerçek kişi temsilcinin cezai sorumluluğu söz konusu olacaktır.

Yukarıda da değinilmiş olduğu üzere hakaret teşkil edebilecek ifadelere ilişkin yelpaze oldukça geniştir. Birine AIDS’li, frengili, lan demek, birine lakap takarak hitap etmek, bir hayvan ismi ile çağırmak, el ele tutuşan sevgililere sapık diye bağırmak, sabıkası olan birine hırsız diye seslenmek, kinayeli sözlerle imada bulunmak, atasözü veya deyimlerle yapılacak söz oyunları verilebilecek örneklerden sadece birkaçını teşkil etmektedir.

HAKARET SUÇUNUN CEZASI

Hakaret suçunun cezası üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır. Hapis cezası ile para cezasından hangisinin seçileceği hakimin takdirindedir. Kanunun ilgili maddesinde hapis ve para cezasına seçimlik suç olarak yer verilmiş olduğundan fail hakkında hapis cezasına karar verilmesi halinde bu ceza para cezasına çevrilemeyecektir. Ancak hapis cezası yaptırım olarak seçilmişse ve bu para cezasına çevrilemezse de diğer seçenek yaptırımlara(kamu görevi vb.) çevrilmesi önünde herhangi bir engel bulunmamaktadır.

DAHA AĞIR CEZAYI GEREKTİREN NİTELİKLİ HALLER

Hakaret suçuna ilişkin temel özellikler bu şekilde olmakla kanunun hakaret suçuna ilişkin ilgili maddesinde bu suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hallerine de yer verilmiştir. Şayet hakaret suçu bir kamu görevlisine karşı yapmakta olduğu görev dolayısıyla işlenirse cezanın alt sınırı bir yıldan az olarak belirlenemeyecektir. Ancak sizin bir kamu görevlisiyle göreviyle bir ilgisi bulunmayan şahsi bir ilişkiniz söz konusu ise örneğin siz kamu görevlisinin ev sahibisiniz ve kira ödenmediği için çok sinirlendiniz, hakaret içeren sözcükler kullandınız bu durum daha fazla ceza gerektiren nitelikli hal kapsamında değerlendirilmeyecektir, siz suçun basit halinden sorumlu tutulacaksınız ve cezanız arttırılmayacaktır. Yani kamu görevlisine yapılacak olan hakarette suçun cezasının basit halden mi yoksa nitelikli halden mi belirleneceği noktasında belirleyici olacak olan hakaret eyleminin yapılan göreve ilişkin mi yoksa şahsi bir ilişki kaynaklı mı olduğu olacaktır. Görev nedeniyle yapılan hakaretin kamu görevinin yerine getirildiği mekanda yapılması şart değildir. Eğer kamu görevlisine görevinden kaynaklanan hakaret alenen işlenmişse bu durumda tayin edilecek olan ve nitelikli hale giren cezanın altıda bir oranında arttırılması gerekecektir.

Hakaret suçunun alenen işlenmesi sadece kamu görevlilerinin mağdur konumunda oldukları durumlar için değil aynı zaman bütün hakaret suçları açısından cezayı arttırıcı bir sebeptir. Peki hangi yerler aleni olarak kabul edilir? Apartmanın giriş kapısının önü, parklar, otobüs terminalleri, sokağa bakan pencere, cadde üzeri vb. birçok mekan aleni kabul edilmiştir.

Özel güvenlik görevlileri de hakaret suçu kapsamında kamu görevlisi gibi işlem görmektedirler. Yani özel güvenlik görevlilerine karşı görevleri dolayısıyla hakaret edilmesi halinde kamu görevlisine görevi dolayısıyla hakaret edilmiş gibi nitelikli halden cezaya hükmedilecektir. Bu konuya ilişkin Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin tarihli, /E. ve / sayılı kararına göre;

  • “…özel güvenlik görevlisi olan şikayetçiler….sanığın kamu görevlisine karşı suç işlemiş gibi cezalandırılması gerektiğinden temel cezanın /3-a maddesi yerine /1 uyarınca belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini….” ifadelerine yer verilerek özel güvenlik görevlilerinin kamu görevlisi olarak kabul edilerek cezalandırılacağını hüküm altına almıştır.

Suçun diğer nitelikli halleri ise hakaret suçunun dini, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı ve kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle işlenmesidir. Bu hallerde de cezanın alt sınırı bir yıldan az olmayacaktır.

HAKARET SUÇUNUN SORUŞTURULMASI VE KOVUŞTURULMASI

Hakaret suçu kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç soruşturulması ve kovuşturulması mağdurun şikayetine bağlıdır. Kamu görevlisine görevi nedeniyle hakaret suçunun işlenmesi halinde suç resen soruşturmaya tabidir. Şikayet hakkının hakaret fiilinin ve failinin öğrenilmesinden itibaren 6 ay içerisinde kullanılması zorunludur. Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin tarihli /E. numaralı kararına göre;

  • “… aylık şikayet süresinin geçmesi nedeniyle soruşturma ve kovuşturma yapılamayacağı gözetilmeden mahkumiyet kararı verilmesi, kanuna aykırıdır…"

ŞİKAYETİMDEN VAZGEÇEBİLİR MİYİM?

Şikayetten vazgeçilebilmesi mümkündür. Vazgeçmenin koşula bağlı yapılması mümkün değildir. Yani o şikayetinden vazgeçerse ben de vazgeçerim denilmesi gibi bir durum hukuken kabul edilemez. Ancak bir kere vazgeçildikten sonra vazgeçmeden vazgeçme imkanı bulunmamaktadır. Siz şikayetinizden vazgeçseniz bile karşı taraf bu vazgeçmeyi kabul etmeyebilir, yani yargılamanın devam etmesini isteyebilir. Bu durumda yargılamaya devam edilecektir. Yargılamaya devam edilip suçun sabit olmaması halinde beraatine, suçun sabit olduğunun anlaşılması halinde ise bu husus kararda açıklanarak kovuşturmanın şikayet koşulunun gerçekleşmemesi sebebiyle davanın düşürülmesine karar verilecektir.

BEDDUA BİR HAKARET MİDİR?

Son olarak bedduaya değinmek gerekirse bedduanın hakaret suçu kapsamında değerlendirilmesinde belirleyici olacak olan husus suçun mağdurunun kamu görevlisi olup olmadığıdır. Bedduanın herhangi bir kişiye karşı yapılması halinde Yargıtay kararlarında ‘tanrıdan ceza dilemek’ olarak tanımlanmış ve hakaret suçu teşkil etmeyeceği kabul edilmiştir.

Ancak eğer söz konusu eylem bir kamu görevlisine karşı yapmakta olduğu göreve ilişkin olarak gerçekleştirilmişse hakaret olarak kabul edilmiştir. Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin tarihli ilamında noter dairesinde ‘Allah Belanı Versin’ biçimindeki sözlerin görevliyi küçük düşürücü nitelikte olduğu gözetilmeden yetersiz gerekçe ile beraatine karar verilmesi bozma nedeni kabul edilirken, Yargıtay 2. Ceza Dairesi’nin tarihli ilamında sanığın müştekiye ‘ağzından çıkanlar boynunuza dolansın’ sözlerinin sövme niteliği taşımadığı ve beddua anlamı içerdiği dikkate alınmadan sanığın sövme suçundan mahkumiyetine karar verilmesi bozma sebebi yapılmıştır. İlgili kararlar incelendiğinde bedduanın mağduruna göre bir ayrım yapılmakta olduğu anlaşılacaktır.

Sonuç olarak; hakaret suçu mağduru iseniz mutlaka o hakaret eylemi ve failini öğrenmenizden itibaren 6 ay içerisinde şikayet hakkınızı kullanmak zorunda olduğunuzu unutmayın. Şikayetinizi kolluk görevlilerine veya Cumhuriyet Savcılığı’na vereceğiniz dilekçe ile veya sözlü olarak gerçekleştirebilirsiniz. Konuya ilişkin sorularınız için bize [email protected] elektronik posta adresinden veya +90 36 83 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz. Sorularınızı cevaplamaktan memnuniyet duyarız.

Yasal Uyarı: İşbu makale başka bir internet sitesinde ancak makalenin yer aldığı internet adresi linkini içeren aşağıdaki ifadeye yazının başında veya sonunda belirgin bir şekilde yer verilmesi şartıyla yeniden yayımlanabilir veya basılabilir.

“Hakaret Suçu ve Cezası Pınar İleri Avukatlık & Danışmanlık izni dahilinde yeniden yayımlanmaktadır"

Haksız Fiil Nedeniyle veya Karşılıklı Hakaret

TCK Madde

(1) Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.

(2) Bu suçun, kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi halinde, kişiye ceza verilmez.

(3) Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi halinde, olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.



TCK Madde Haksız Fiil Nedeniyle veya Karşılıklı Hakaret

TCK Madde Gerekçesi

Madde metninde, hakaret suçundan dolayı cezanın kaldırılması ve azaltılması bakımından üç ayrı duruma ilişkin hüküm bulunmaktadır.

Birinci fıkraya göre, mağdur kendi haksız hareketleriyle hakarete neden olmuş ise, haksız hareketinin ağırlığını göz önüne almak suretiyle hâkim, failin cezasını azaltabileceği gibi gerektiğinde tümüyle kaldırabilecektir. İkinci fıkraya göre, kişi kendisine karşı işlenen kasten yaralama suçuna tepki olarak işlediği hakaret suçu dolayısıyla cezalandırılamayacaktır.

Üçüncü fıkraya göre, karşılıklı hakaret hâllerinde hâkim, hangisinin neden olduğunu göz önünde bulundurarak taraflardan her ikisi veya birisi hakkında verilecek cezada indirim yapabileceği gibi, ceza vermekten tamamen sarfınazar da edilebilir.


TCK (Haksız Fiil Nedeniyle veya Karşılıklı Hakaret) Emsal Yargıtay Kararları


YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK Madde

  • Haksız Fiil Nedeniyle veya Karşılıklı Hakaret

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

1- )Müştekinin, tarihli oturumda şikayetten vazgeçtiğinin anlaşılması karşısında, sanığa vazgeçmeye karşı diyecekleri sorularak, sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

2- )Sanık hakkında, şikayetten vazgeçmenin kabul edilmemesi halinde hakaret suçundan kurulacak hüküm yönünden; tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Sayılı Kanun’un maddesiyle değişik Sayılı CMK’nın maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın /1. maddesi kapsamındaki hakaret suçu önceden de uzlaşma kapsamında ise de, Sayılı Kanun’un maddesiyle, Sayılı CMK’nın maddesinin 24, fıkralar 24 ve fıkralarındaki uzlaştırma bürosuna dair düzenleme dikkate alınıp, Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2, 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,

3- )Sanık hakkında tehdit suçuna dair olarak; olay yerinde bulundukları anlaşılan ve soruşturma sırasında beyanda bulunmak istemeyen tanıklar G.A. ve M.Ş.’in kovuşturma sırasında usulüne uygun olarak duruşmaya çağrılıp dinlenmeleri ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayini gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve yetersiz gerekçe ile beraat kararı verilmesi,

4- )Kabule göre ise;

a- )Sanık hakkında, hakaret suçunun karşılıklı olarak işlendiğinin kabul edilmesi karşısında, TCK’nın /3. maddesi uyarınca doğrudan ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, hapis cezasına hükmedildikten sonra ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi,

b- )Sanık hakkında, hakaret suçundan ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilirken uygulanan kanun maddesinin gösterilmemesi,

SONUÇ : Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK Madde

  • Haksız Fiil Nedeniyle veya Karşılıklı Hakaret

1-) İşkence suçundan sanıklar …, …, … ve … haklarında kurulan beraat hükmüne yönelik yapılan temyiz incelemesinde;

İşkence, ulusal hukukta olduğu gibi uluslararası sözleşmelerle de yasaklanmıştır. T.C. Anayasası’nın herkesin, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu belirtildikten sonra, “Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz” denilmiştir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin uyarınca; “Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı yahut haysiyet kırıcı ceza veya muameleye tâbi tutulamaz.” ve gereğince de bu yasak olağanüstü durumlarda bile ortadan kaldırılamaz.

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin de, “hiç kimsenin işkenceye, zalimane, gayriinsani, haysiyet kırıcı cezalara veya muameleye tâbi tutulamayacağı” kabul edilmiştir.

İşkenceye ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Küçültücü Muamele ya da Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nde ve İşkencenin ve İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Ceza ya da Davranışın Önlenmesine İlişkin Avrupa Sözleşmesinde işkence yasaklanmış ve işkencenin önlenmesi için alınacak önlemler hükme bağlanmıştır.

İşkenceye ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Küçültücü (Onur Kırıcı) Muamele ya da Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nin , işkence terimi, “bir şahsa veya bir üçüncü şahsa, bu şahsın veya üçüncü şahsın işlediği veya işlediğinden şüphe edilen bir fiil sebebiyle, cezalandırmak amacıyla bilgi veya itiraf elde etmek için veya ayrım gözetmeden herhangi bir sebep dolayısıyla bir kamu görevlisinin veya bu sıfatla hareket eden bir başka şahsın teşviki veya rızası veya muvafakatiyle uygulanan fiziki veya manevi ağır acı veya ızdırap veren bir fiil anlamına gelir. Bu yalnızca yasal müeyyidelerin uygulanmasından doğan, tabiatında olan veya arızi olarak husule gelen acı ve ızdırabı içermez” şeklinde tanımlanmış, bu maddenin,”konu hakkında daha geniş uygulama hükümleri ihtiva eden herhangi uluslararası bir belge veya milli mevzuata halel getirmeyeceği” belirtilmiştir.

Zalimane muameleler, “mağdura yapılan maddi veya manevi ızdırap verici her türlü işlemleri”, insani olmayan muameleler, “insanlık kişiliğini ve duygusunu önemli derecede incitici eylemleri”, haysiyet kırıcı hareketler ise, “bir kimsenin namus, şöhret veya haysiyetine saldırı niteliğinde olan, kişi üzerinde manevi eziyet doğuracak fiilleri” ifade etmektedir.

Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un şiddet, “Kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfi engellenmesini de içeren, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekenomik her türlü tutum ve davranışı” olarak tanımlanmıştır.

Uluslararası Sözleşmelerle yasaklanan işkence, Sayılı seafoodplus.info maddesinde

“(1) Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışları gerçekleştiren kamu görevlisi hakkında üç yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(2) Suçun;

a-) Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı,

b-) Avukata veya diğer kamu görevlisine karşı görevi dolayısıyla,

İşlenmesi hâlinde, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(3) Fiilin cinsel yönden taciz şeklinde gerçekleşmesi hâlinde, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(4) Bu suçun işlenişine iştirak eden diğer kişiler de kamu görevlisi gibi cezalandırılır.

(5) Bu suçun ihmali davranışla işlenmesi hâlinde, verilecek cezada bu sebeple indirim yapılmaz.

(6) (Ek fıkra: S.K./9. madde Bu suçtan dolayı zamanaşımı işlemez.” şeklinde düzenlenmiştir.

İşkence suçunu oluşturan eylemler yasada tek tek sayılmamış, onun yerine; “Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışlar” işkence suçunun kapsamına alınmıştır.

İşkence suçu birden çok hukuksal yararı koruyan bir suçtur. Korunan hukuki değer, karma bir nitelik taşımaktadır. Bu suçla; insan onuru, vücut dokunulmazlığı, adliye ve kamu yönetiminde disiplin sağlama amacı korunmaktadır. İşkenceyi oluşturan fiiller beden ve ruh sağlığını bozmaktadır. İşkence gören kişi, irade özgürlüğü ortadan kalktığı, algılama yeteneği etkilendiği gibi duyduğu acı ve üzüntü sonucu gerçek dışı açıklamalarda veya kabullenmelerde bulunduğundan adaletin gerçekleşmesi ve ceza yargılamasının “maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasına” yönelik amacı engellemekte veya gerçeğe ulaşma gecikmektedir. Ancak asıl korunan hukuki yarar, insan onurudur.

İşkence olarak, bir kişiye karşı insan onuru ile bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışlarda bulunulması gerekir. İşkence teşkil eden fiiller aslında kasten yaralama, hakaret, tehdit, cinsel taciz niteliği taşıyan fiillerdir. Ancak bu fiiller ani olarak değil, sistematik bir şekilde ve belli bir süreç içinde işlenmektedir. Bir süreç içinde süreklilik arz eder bir tarzda işlenen işkencenin en önemli özelliği, kişinin psikolojisi,ruh sağlığı, algılama ve irade yeteneği üzerindeki tahrip edici etkilerinin olmasıdır. Bu etkilerin uzun bir süre ve hatta hayat boyu devam etmesi, işkencenin bu kapsamda işlenen fiiline nazaran daha ağır ceza yaptırımı altına alınmasını gerektirmiştir.(TCK Madde gerekçesi)

Kötü muamelenin seafoodplus.info 3. maddesi kapsamına girebilmesi için asgari ciddiyet düzeyine ulaşması gerekir. Bu düzeyin değerlendirilmesi göreceli olup yapılan kötü muamelenin süresi, fiziksel ve psikolojik etkileri, gerektiğinde mağdurun cinsiyeti, yaşı, sağlık durumu gibi koşullar da gözetilmelidir. (AİHM-Mehmet Ali Okur/Türkiye DavasıOcak)

Özgürlüğünden mahrum bırakılmış durumda olan bir kişiye karşı, davranışı gerektirmediği halde fiziksel güç kullanılması insan onuruna saldırı ve ilkesel olarak AİHS’nin 3. maddesiyle güvence altına alınan hakkın ihlalini teşkil etmektedir. (AİHM-Labita/İtalya kararı)

Yapılan fena muamelelerin değişik günlerde olması diğer bir anlatımla işkenceyi oluşturan fiillerin birbirini takip eden günlerde yapılması zorunlu olmayıp belli bir süre devam etmesi yeterlidir. Kasten yaralama fiili birkaç dakika, işaret veya sözle tehdit bir dakika veya daha az, cinsel taciz bir veya birkaç dakika (çimdikleme, okşama gibi) sürmektedir. Bu fiillerin devamlılığı halinde, örneğin gidip gelip bir kişiye tokat atılması, tekme vurmada, on dakikada bir küfredip vurmada, tek ayak üstünde tutmada,

yüzünü duvara döndürüp elleri havada yahut tek ayak üstünde duvara yapışık vaziyette bekletmede, uyutmamak için geceleri sık sık soru sormada, kızıp bağırmada, vurmada, sorguya almada, yüksek sesle sürekli müzik dinletmede, soğukta soyup betona yatırmada, elektrik vermede, sıcakta su içmeyi önlemede, giyinik veya soyunukken su sıkıp seyretmede, tuvalet ihtiyacını gidermeye engel olmada ve benzeri olaylarda, bir anlık fena muamele olmayıp fiiller belli bir süreç içinde sistematik biçimde işlendiğinden işkence suçu tartışılmalıdır.

Sayılı işkencenin belli bir amaçla işlenmesi aranmamıştır. Buna göre, kamu görevlisinin herhangi bir sebeple ve fakat bilerek sistematik bir şekilde insan onuru ile bağdaşmayan bedensel veya ruhsal yönden acı çektiren, aşağılayan, algılama ve irade yeteneğini etkileyen davranışları gerçekleştirmesi suçun oluşumu için yeterlidir. İşkence suçunun oluşabilmesi için kamu görevlisinin mutlaka zor kullanmak yetkisine sahip olmasının gerekmediği buna karşılık TCK’nın Maddesindeki suçun olaşabilmesi için zor kullanma yetkisine sahip bir kamu görevlisinin bulunması gerekmektedir. Belirtmek gerekir ki işkence suçunun zor kullanma yetkisine sahip kamu görevlilerince de işlenmesi mümkündür. Somut olayda zor kullanma yetkisine sahip olan kamu görevlilerinin yetki sınırlarını aşarak gerçekleştirdikleri kötü muameleler, yaralamalar, aşağılamalar sistematik bir uygulama biçimini almışsa artık işkencenin varlığından söz etmek mümkün hale gelecektir. Sonuç olarak amaca bakılmaksızın, keza failin zor kullanma yetkisine sahip olup olmadığına bakılmaksızın işkence suçunun oluşmasına uygun düşen davranışların sistematik bir uygulama haline getiren her kamu görevlisi bu suçun faili olacaktır (Prf. Dr. Mahmut KOCA/Prf. Dr. İlhan ÜZÜLMEZ, Türk Ceza Hukuku, Özel Hükümler, Ankara , S)

İnceleme konusu somut olayımıza gelince;

Dosyada bulunan tarih ve saatli tutanakta, aynı gün saat ’te meydana gelen karşılıklı darp olayından dolayı … ve …‘ın darp eden, …‘un ise darp edilen sıfatı ile gerekli işlemler yapılmak üzere polis merkezine getirildiği,

Aynı gün saat ’de düzenlenen tutanak içeriğinde de, “darp olayıyla ilgili olarak …, … ve …‘un polis merkezi amirliğine teslim edildiği, şahısların bekleme odasına alınması sırasında …‘in polis memurlarına hakaret ve tehditte bulunarak ‘siz diğer şahsı koruyorsunuz beni içeri atıyorsunuz’ dediği, polis memuru …‘nın boğazını sıkıp tekme attığı, bunun üzerine yardıma gelen polis memurları … ve …‘ün olaya müdahale ettikleri, …‘in onlara da tehdit ve hakaret içeren sözler sarf ettiği, kendisine zarar vermeye kafasını duvarlara vurmaya başladığı, kendisine ve memurlara zarar vermemesi için zor kullanılarak etkisiz hale getirildiği kelepçe takıldığı ve daha sonra raporu için ekip otosuna bindirildiği”nin belirtildiği,

Aynı gün saat: ’de polis memuru …‘ın nöbetci Cumhuriyet Savcısı …‘le görüşerek …‘in gözaltına alınması talimatı aldığının görüşme tutanağından anlaşıldığı aynı gece …‘in Bağcılar eğitim ve Araştırma Hastahanesi’ne götürüldüğü saati belirtilmeyen bu hastanece düzenlenen raporda; “sağ parietal bölgede 10x0,4cm. ebadında sıyrık, sağ tıbia distal bölgede 1x1cm. ebadında ekimoz, hassasiyet, ağrı, sol humerus ortada 1x0,4cm ebadında ağrı, hassasiyet olduğu, miğde bulantısı ifadesi mevcut olduğu, Acil beyin Cerrahi konsültasyonu uygun görüldüğü, sol işaret parmağında ağrı, hassasiyet mevcut olduğu,” belirtildiği, aynı gece saat ’da Bakırköy Doktor Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde muayene edildiği ve acil nöroşirürjikal patoloji saptanmadığı ve aynı gün adı geçenin mevcutlu olarak Cumhuriyet Başsavcılığına götürülüp serbest bırakıldığı ve akabinde günü saat: ’te Bakırköy Adli Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen raporda “geçici raporda tarif edilen harici travmatik bulgular dışında sol kulak ön yüzde 3 cm. uzunluğunda ekimozlu sıyrık, sol kulak sayvanı altında 2cm. sıyrık sağ kol 1/3 orta kısmında 3 cm. çapında ekimoz mevcut olduğu, yaralanmasının yaşamını tehlikeye sokan bir durum olmadığı kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde hafif nitelikte olduğu”nun belirtildiği anlaşılmıştır.

Sanık polis memurları özetle; katılan sanık …‘in gece saatinde karakola getirildiğini, memurlara sinkaflı küfürler ettiğini, el ve ayaklarıyla sağa sola zarar vermeye çalıştığını, kendilerinin de onu etkisiz hale getirdiğini bu sırada zor kullanma sınırları içinde yapılan müdahalede yaralandığını beyan ettikleri,

… ve …‘i olay yerinden polis merkezine getiren polis memurlarından tanık … ve …‘nın tarih ve saatli tutanağın aksine polis merkezine getirilinceye kadar yapılan bir taşkınlıktan bahsetmedikleri,

Sanığın trafikte tartıştığı ileri sürülen ve bu sebeple karakola birlikte getirilen tanık … ifadesinde sanık polis memurlarının beyanlarını doğrular şekilde ifade vermekle birlikte sanık …‘in taşkınlığı sebebiyle nezarete atılmak istendiğini, kendisinin ise başka bir odaya alındığını, karakol amiri … Başkomiser’i tanımadığını, telefon görüşmesi de olmadığını güvenlik sebebiyle başka bir odaya alındığını, soruşturma ifadesinde ise telefon numarasının olduğunu bildirdiği,

Polis memuru tanık …‘ın da …‘in eylemleri yönünden benzer anlatımda bulunmakla birlikte taraflar arasında arbede olmasın diye …‘i avukat görüşme odasına, …‘i ise bekleme yerinde beklettiklerini başka odaya almadıklarını Sait’in buna daha fazla tepki gösterdiğini sağı solu tekmelediğini sakinleştirmeye çalışıp kelepçe vurulduğunu,

Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığında şüpheli sıfatıyla ifade veren Başkomiser … tarihli ifadesinde … isimli şahsı tanımadığını beyan edip kimlik tespiti bölümünde cep telefonunu … olarak yazdırdığı,

Ancak …‘a ait telefon numarası ile …‘a ait telefon numaraları arasında günü saat ’da 71 saniye, ’de 31 saniye, ’de 74 saniye görüşme yapıldığının tespit edildiği,

Soruşturmanın yürütüldüğü Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca tarihli müzekkere ile olay yerine ait mobese görüntüleri istenmiş ise de; müzekkerenin imzasız ve tarihinin belli olmaması nedeniyle, tarihinde yazılan müzekkerenin ise asayiş hizmetlerinde kullanılan mobese kameralarında söz konusu adresi gösteren kamera bulunmadığı ve kamera kayıtlarının yedi gün süreyle tutulduğu belirtilerek istemlerin yerine getirilmediği, keza polis merkezinde güvenlik kamera kaydı görüntülerinin bulunmadığının belirtildiği,

Tanıklardan …, …, … ve … ise özetle …‘un farklı odaya alınıp ikram yapılmasına rağmen kendisinin gözlem odasına alınmasına tepki gösteren …‘in kelepçelenip darp edildiğini beyan ettikleri anlaşılmıştır,

Sonuç olarak;

tarih ve ’da düzenlenen tutanak içeriğinin düzenleyen polis memurları tarafından kovuşturma sırasında anlatılmaması dikkate alındığında; her ne kadar sanıklar suçlamaları kabul etmeyerek eylemlerinin zor kullanma yetkisi kapsamında kaldığını beyan etmişler, tanık polis memuru … ile …‘in tartıştığı …‘un bu savunmaları destekler nitelikte ifade vermişler ise de Başkomiser …‘ın günü …‘in ve diğer tanıkların beyanlarını doğrular nitelikte … ile üç kez telefon görüşmesi yapması ve bu suretle tanıştıklarının anlaşılması, keza …‘in polis merkezine getirilme gerekçesi polis memuru sanıkların savunmasında farklı açıklansa da …‘un bir odaya alınıp ikramda bulunulmasına rağmen onun gözlem odasına alındığının beyanlardan anlaşılması, her ne kadar Mahkemece, …‘in yaralanmasının zor kullanma sınırlarının içinde kaldığı kabul edilmişse de gerek Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Bakırköy Dr.

2-) Sanık … hakkında hakaret suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesine gelince;

Katılan Sanık …‘in eylemini, diğer sanıkların adli raporlarda belirtilen yaralama eylemlerine tepki olarak gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında hakkında Sayılı TCK’nın /2. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,

SONUÇ : Yasaya aykırı, katılan sanık … vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken Sayılı seafoodplus.info maddesi gereğince BOZULMASINA, tarihinde oybirliği ile karar verildi.


YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK Madde

  • Haksız Fiil Nedeniyle veya Karşılıklı Hakaret

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1-)Her iki sanığın amcası olup tanık konumunda bulunan diğer mağdur sanığın beyanında, sanığın mağdurlara karşı bıçak doğrulttuğunu ancak kendisinin onu tutarak yaralamayı engellediğini belirtmesi karşısında, sanığın aynı eylemi hem silahla tehdit hem de silahla yaralamaya teşebbüs olarak kabul edilmesi suretiyle fazla ceza verilmesi,

2-)Mağdurların şikayetlerinden vazgeçmeleri karşısında, sanık hakkında hakaret suçundan kurulan hüküm yönünden, sanığa şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorularak sonucuna göre, TCK’nın 73/4, CMK’nın /8. madde ve fıkraları uyarınca, kamu davasının düşmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

a-)Kabule göre ise, hakaret suçundan kurulan hükümde, TCK’nın 58/3. maddesi sebebiyle seçimlik cezalardan tercih edilen hapis cezası TCK’nın 50/2. maddesi hükmü uyarınca adli para cezasına çevrilemese de para cezası dışındaki diğer seçenek yaptırımlardan birine çevrilip çevrilmeyeceğinin tartışılmaması,

3-)Sanık hakkında tehdit, diğer sanık hakkında silahla yaralamaya teşebbüs, silahla tehdit ile kabule göre hakaret suçundan kurulan hükümlerde, mağdur sanıkların çelişkili anlatımlarının olması ve mahkemece olayı başlatan kişinin belli olmadığının kabul edilmesi karşısında, olayın çıkış sebebi ve gelişimi üzerinde durularak sonucuna göre TCK’nın 29 ve kabule göre hakaret suçundan maddelerindeki haksız tahrik hükümlerinin sanıklar lehine uygulanma olanağı tartışılmadan, yetersiz gerekçeyle hükümler kurulması,

4-)Anayasa Mahkemesi’nin günü, Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren gün ve / esas, /85 Sayılı TCK’nın 53 . maddesinin bazı bölümlerinin iptaline dair kararının yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 3. CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK Madde

  • Haksız Fiil Nedeniyle veya Karşılıklı Hakaret

Temyiz itirazının sanık sıfatıyla olduğu anlaşıldığından temyiz incelemesi hakkında verilen mahkumiyet hükümleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.

1- ) Sanık hakkında müştekiyi kasten yaralama suçu sebebiyle verilen mahkumiyet hükmünün yapılan temyiz incelemesinde:

a- )Sanığın soruşturma ve kovuşturma aşamalarında alınan ve değişmeyen istikrarlı savunmalarında suçu inkar etmesi, müşteki hakkında düzenlenen tarihli adli raporda darp cebir izinin bulunmadığının belirtilmesi ve tanıkların bu konuda görgüye dayalı bir bilgilerinin bulunmadığının anlaşılması karşısında, sanığın üzerine atılı suçtan beraati yerine, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve yasal delil temin edilmeden ve bu deliller gerekçeli kararda açıklanıp tartışılmadan yalnızca müştekiye ait soyut beyan üzerine sanığın yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,

Kabule göre de;

b- )Cumhuriyet Başsavcılığı’nın tarih ve / numaralı iddianamesinin anlatım kısmında sanığın müştekiye yönelik kasten yaralama eyleminin teşebbüs aşamasında kaldığı anlatılmasına rağmen Sayılı CMK’nin maddesine aykırı olacak şekilde sanık hakkında Sayılı TCK’nin maddesinin uygulanmaması ihtimaline binaen ek savunma hakkı tanınmadan ve gerekçe gösterilmeden eylemin tamamlandığı belirtilip yazılı şekilde hüküm kurulması,

c- )Anayasa Mahkemesi’nin tarih ve Sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren tarih ve / esas- /85 karar sayılı kararı ile Sayılı TCK’nin maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi sebebiyle Sayılı TCK’nin maddesinde belirtilen hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

2- )Diğer Sanık hakkında müştekiyi kasten yaralama ve müştekiye yönelik hakaret suçları sebebiyle verilen mahkumiyet hükümlerinin yapılan temyiz incelemesinde:

a- )Müştekinin yaralanması hakkında düzenlenen Hastanesi’ne ait tarihli raporda nazal kemikte fraktür hattı mevcut olduğunun bildirilmesi karşısında müştekide meydana gelen kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisini gösterir adli rapor aldırıldıktan sonra sanık hakkında Sayılı TCK’nin 86/e,, 87/3 maddeleri uyarınca hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,

b- )Sanığın müştekiyi kasten yaralaması eyleminde, olayın başlangıç ve gelişimi üzerinde durulup ,her iki aile bireylerinin katıldığı ve yaralandığı olayda, ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiğinin tespitine çalışılarak sonucuna göre,Yargıtay Ceza Genel Kurulunun tarih ve / Sayılı kararı da dikkate alınarak, sanık hakkında Sayılı TCK’nin maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,

c- )Müştekinin aşamalarda alınan ifadelerinde, sanığın kendisine yönelik hakaret ettiğine dair bir iddiada bulunmadığı gibi, sanığın suçlamaları inkar ettiği ve tarihli olay, yakalama ve üst arama tutanağında müştekinin hakaret etmesi üzerine, sanığın da aynı sözlerle müştekiye karşılık verdiğinin belirtilmesi dikkate alınarak, müşteki ,sanık ve tanık polis memurlarından bu hususların sorulup açıklattırılması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun, Sayılı TCK’nin maddesi hükümleri dikkate alınarak, tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

d- )Anayasa Mahkemesi’nin tarih ve Sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren tarih ve / esas- /85 karar sayılı kararı ile Sayılı TCK’nin maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi sebebiyle Sayılı TCK’nin maddesinde belirtilen hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı Sayılı Kanun’un 8/1. maddesiyle yürürlükte bulunan Sayılı maddesi uyarınca aynı Kanun’un /son maddesi gözetilmek suretiyle BOZULMASINA, tarihinde oybirliği ile karar verildi.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK Madde

  • Haksız Fiil Nedeniyle veya Karşılıklı Hakaret

Suça sürüklenen çocuk hakkında çocuğun basit cinsel istismarı ve tehdit suçlarından kurulan beraat hükümlerinin incelenmesinde;

Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,

Suça sürüklenen çocuk hakkında hakaret suçundan dolayı ceza vermekten vazgeçilmesine dair hükmün temyiz incelemesine gelince;

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

Suça sürüklenen çocuğun olay günü mağdurenin önüne aniden çıkıp bağırmak suretiyle korkutmasına bağlı olarak mağdurenin söylediği hakaret içerikli söze karşılık suça sürüklenen çocuğun hakaret içerikli sözler söylemesinden ibaret eyleminde TCK’nın /3. maddesinin uygulanma koşullarının oluşmadığı nazara alınarak suça sürüklenen çocuğun atılı suçtan cezalandırılması gerektiğinin gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,

Kabule göre de;

TCK’nın /3. maddesi uyarınca hakaretin karşılıklı olması sebebiyle suça sürüklenen çocuğa ceza vermekten vazgeçilmesi halinde, CMK’nın /4. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde “ceza vermekten vazgeçilmesine” şeklinde karar verilmesi,

SONUÇ : Kanuna aykırı, katılan mağdure vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gözetilerek Sayılı CMUK’nın maddesi gereğince BOZULMASINA, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK Madde

  • Haksız Fiil Nedeniyle veya Karşılıklı Hakaret

Sayılı Kanun’un maddesiyle CMK’nın maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen cümle gereğince, sanığa yüklenen yargılama giderinin Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun . maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olması sebebiyle Devlet Hazinesi üzerinde bırakılması hususu infaz aşamasında resen dikkate alınabileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.

I-) Sanık Z. O. ve katılan sanık E. O. hakkında kurulan hükümlerin incelenmesinde;

Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1-)Anayasa Mahkemesi’nin günlü, / Esas ve /85 Karar sayılı, gün ve Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, Sayılı TCK madde 1.fıkra 1.fıkra b. bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi sebebiyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu,

2-)Sanık E. O.’nun adli sicil kaydında yazılı Erbaa Asliye Ceza Mahkemesi’nin tarih ve / Esas, / Karar sayılı kesinleşme ve infaz tarihli maddesi uyarınca verilen TL adli para cezasına dair ilamın kesin nitelikte olması sebebiyle Sayılı / son maddesi uyarınca tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık Z. O., katılan sanık E. O., katılan vekili ve o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan sebeple isteme uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi yollamasıyla Sayılı maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkralarından “TCK’nın maddesinin uygulanmasına dair bölümün” çıkartılarak, yerine “Kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, Sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına” cümlesinin eklenmesi ve sanık E. O.’yla ilgili hüküm fıkrasından “sanık E. O.’nun cezasının maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” dair bölümün çıkartılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

II-) Sanık D. Ç. hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;

Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.

Ancak;

Sanık hakkında haksız tahrik sebebiyle Sayılı TCK’nın özel tahrike dair maddesi yerine, genel tahrike dair maddesinin uygulanarak yazılı şekilde karar verilmesi,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan sebeple tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, tarihinde oybirliği ile karar verildi.


YARGITAY 3. CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK Madde

  • Haksız Fiil Nedeniyle veya Karşılıklı Hakaret

1)Hakaret suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak,

a) sayılı TCK’nin /3. maddesi uyarınca hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi nedeniyle ceza vermekten vazgeçilmesi halinde, doğrudan ceza vermekten vazgeçilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeyerek sanık hakkında hapis cezası tayin edildikten sonra yazılı şekilde hüküm kurulması,

b) Hakaretin karşılıklı olması nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken cezanın büsbütün kaldırılmasına karar verilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden sayılı CMUK’un maddesi gereğince, ceza tayinine ilişkin mahkumiyet kararı bölümü hüküm fıkrasından çıkartılması ve hüküm fıkrasındaki “cezanın büsbütün kaldırılmasına” ibaresinin “ceza verilmesine yer olmadığına” şeklinde değiştirilmesi ve sair kısımların aynen bırakılması suretiyle hükmün düzeltilerek ONANMASINA,

2)Yaralama suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak,

Yaralama eyleminin katılanda TCK’nin maddesi kapsamında birden fazla sonucu aynı anda oluşturması durumunda bu durumun temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşma nedeni yapılabileceği ve sanığa verilen cezanın maddeye göre ancak bir kez artırılabileceği gözetilmeden, sanık hakkında 86/1, 86/3-e. Maddelerine göre belirlenen hapis cezasının

TCK’nin 87/2-b. Maddesine göre 2 kat artırılması, bulunan hapis cezasının 8 yılın altında kalması halinde aynı yasanın 87/2-son maddesine göre 8 yıl hapis cezasına çıkarılmasının ardından maddesinin uygulanması yerine; 86/1 ve 86/3-e. maddelerine göre belirlenen 1 yıl 6 ay hapis cezasının 87/1-d, 87/1-son maddelerine göre 5 yıla çıkarılmasının ardından aynı yasanın 87/2-b maddesine göre 2 kat artırılması neticesinde 10 yıl hapis cezasına hükmedilmesi,

Sonuç: Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sanığın /son maddesi gereğince kazanılmış hakları saklı kalmak kaydıyla, hükmün bu sebepten sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan sayılı CMUK’nun maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, gününde oybirliği ile karar verildi.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK Madde

  • Haksız Fiil Nedeniyle veya Karşılıklı Hakaret

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler, gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak;

Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye yönelik olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.

Yargılamaya konu somut olayda; sanığın doktor olan katılana yönelik “senin maaşını ben ödüyorum, önce benim hastama bakacaksın, işini yap” biçimindeki ifadeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sanığın katılana yönelttiği sözlerin, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı davranış niteliğinde olduğu ve hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yasal olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçeyle beraat yerine haksız bir fiile tepki olarak işlendiğinden dolayı, TCK’nın /1 maddesi uyarınca ceza vermekten vazgeçilmesine karar verilmesi,

Sonuç: Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, tarihinde oybirliği ile, karar verildi.


YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK Madde

  • Haksız Fiil Nedeniyle veya Karşılıklı Hakaret

1-) Sanık V. müdafiinin tayin olunan cezanın miktarı itibariyle duruşmalı inceleme isteminin reddine karar verilmiştir.

2-) Sanık V. hakkında mağdurlar S. ve N.’e yönelik kasten yaralama, mağdurlar N., H. ve S.’ya yönelik hakaret, sanık C. hakkında mağdur V.’e yönelik kasten yaralama suçlarından kurulan hükümlerde doğrudan verilen adli para cezalarının miktar bakımından kesin nitelikte olduğundan, sanıklar müdafiilerinin bu suçlardan kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.

3-) Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık V.’in mağdur C.’e yönelik eyleminin sübutu kabul, tahrike ilişen bozma nedeni saklı kalmak kaydıyla haksız tahrikin nitelik ve derecesiyle takdiri indirim sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle değerlendirilmiş, sanıklar C. ve N. hakkında mağdur V.’e yönelik hakaret suçlarından /3 maddesi gereğince hakaretin karşılıklı olması sebebiyle ceza verilmesine yer olmadığı, sanık C. hakkında mağdur V.’e yönelik tehdit suçundan elde edilen delillerin mahkumiyete yeter nitelik ve derecede bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde düzeltme ve bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, katılan sanık V. ve müdafiilerinin eksik incelemeye, sübuta, vekalet ücretine, katılan sanık C.müdafiinin sübuta, katılanlar vekilinin takdire, vekalet ücretine yönelen ve yerinde görülmeyen ve sair temyiz itirazlarının reddiyle,

a-Sanıklar N. ve C. hakkında mağdur V.’e yönelik hakaret suçlarından kurulan hükümlerde, “/ madde yollamasıyla /3. maddesi uyarınca sanığa ceza verilmesine yer olmadığına”; sanık C. hakkında mağdur V.’e yönelik tehdit suçundan “beraatine” dair kararlarda uygulama maddesinin gösterilmemesi yasaya aykırı ise de, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, maddesinin tanıdığı yetkiye istinaden, hüküm fıkrasının, 3. paragraflarına,”… ceza verilmesine yer olmadığına” ibaresinden önce gelmek üzere, “ /4-c maddesi uyarınca sanığa “ibaresinin eklenmesine, hüküm fıkrasının 2. paragrafına ise “… beraatine” ibaresinden önce gelmek üzere, “ /2-e maddesi uyarınca sanığın” ibaresinin eklenmesine, suretiyle düzeltilen hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA;

Ancak,

b- Oluşa ve dosya kapsamına göre, olay günü sanıkla mağdurun ailesi arasında tartışma yaşandığı, daha sonra mağdurunda tartışmaya dahil olarak sanıkla birbirlerine karşılıklı hakaret ettikleri, mağdurun sanığa yumruk atarak basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek şekilde yaraladığı, sanığında sopayla mağdurun kafasına vurarak frontal kemikte hayat fonksiyonlarını 2. dereceden etkileyecek ve hayati tehlike geçirecek şekilde yaraladığı ve kaçtığı olayda,

c- Mağdurdaki yara sayısı ve niteliği, engel bir durum bulunmamasına rağmen sanığın eylemine kendiliğinden son vermesi, şüphenin de sanık lehine yorumlanması gerektiği göz önüne alındığında sanığın kastının öldürmeye yönelik olmadığı, eylemin kasten yaralama suçunu oluşturduğu gözetilmeden, sanık hakkında kasten yaralama suçundan bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngören Sayılı seafoodplus.info 86/1. maddesiyle yapılacak uygulamayla aynı Kanunun 3. ve maddelerindeki ilkeler gözetilerek neticeye etkili olacak şekilde makul bir temel ceza tayini yerine, suçun nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kasten öldürme suçuna teşebbüsten hüküm kurulması,

d- Mağdurdan, sanığa yönelen ve haksız tahrik oluşturan hakaret etme ve basit şekilde yaralamaktan ibaret eylemler sebebiyle 1/4 ile 3/4 arasında ceza indirimi öngören Sayılı seafoodplus.info maddesinin uygulanması sırasında asgari oranda indirim yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde 1/2 oranında indirim uygulanması suretiyle eksik ceza tayini,

Sonuç: Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu sebeple yerinde görülmekle, sanık hakkındaki mahkumiyet hükmünün tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak BOZULMASINA, tarihinde oybirliği ile, karar verildi.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK Madde

  • Haksız Fiil Nedeniyle veya Karşılıklı Hakaret

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1- )Sanığın aşamalardaki savunmalarında, katılanın kendilerine borcu olduğunu, katılandan tekrar borcunu istemeye gittiğinde katılanın “vermiyorum” diyerek borcunu ödemeyeceğini söylemesi üzerine, aralarında tartışma çıktığını ilen sürmesi karşısında, olayın çıkışı ve gelişimi değerlendirilerek, tehdit suçu yönünden T.C.K.nın 29 ve hakaret suçu yönünden de maddelerinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanma imkanının tartışılmaması,

2- )Daha önce hapis cezasına mahkumiyeti bulunmayan sanık hakkında tehdit suçundan verilen, seçimlik cezalardan tercih edilen 25 gün hapis cezasının, T.C.K.nın 50/3. maddesi uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasında belirtilen seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi zorunluluğunun gözetilmemesi,

SONUÇ : Kanuna aykırı ve sanık K. A. Ç.’in temyiz nedenleriyle tebliğnamedeki düşünce kısmen yerinde görüldüğünden hükümlerin BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Yerel mahkemece sanık hakkında katılana karşı tehdit ve hakaret suçlarından mahkumiyet hükmü kurulmuş, sayın Daire çoğunluk üyeleri, sanığın katılandan alacağı olduğu, istemesine rağmen vermiyorum beyanı üzerine atılı suçu işlediği bu sebeple tehdit ve hakaret suçları yönünden haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasının tartışılması gerekçesiyle hükmü bozmuştur.

Haksız tahrik, kişinin haksız bir fiilin kendisinde meydana getirdiği hiddet ve şiddetli elemin etkisi altında kalarak suç işlemesi olarak tanımlanmaktadır. Yasa koyucu uğranılan haksız fiil sebebiyle sanığın cezasının indirilmesini, deyim yerinde ise işlenen suçta bir miktar mazur görülebilirlik bulunduğunu kabul etmektedir Devlet denilen kurumsal yapının ortaya çıkışı bu kurumun değerlendirilmesinde önem taşımaktadır, ilkel toplumlarda haksızlığa uğrayanlar bir üst mercii bulunmadığından haklarını kendi güçleriyle alma yoluna gidiyor güçsüzler ise haklarına kavuşamıyordu. Bu adaletsiz durum zaman içinde toplumsal gelişmelerin de etkisiyle ceza verme yetkisinin devlet denilen tüzel kişiliğe devrine neden olmuştur. Haksız bir fiilin kişide elem ve öfke oluşturabileceği psikolojik bir gerçeklektir. Modern hukuk devletlerinde bir haksızlığa uğradığını düşünen kişinin izleyeceği yol devletin ilgili kurumlarına başvurmaktır. Haksızlığa uğrayan hakkını kendi bireysel gücüyle aradığı taktirde devlet öncesi döneme dönüleceği, toplumun kaos ve çatışmaya sürükleneceği, hukukun üstünlüğünü esas alan barış toplumunun oluşturulamayacağı tartışmasızdır. Haksız fiil karşılaşan kişi elem ve öfkesine mağlup olmayı değil onlara galip gelmeyi tercih etmelidir. Haksız fiil sebebiyle ceza indirimi, toplumları medenileşme yolunda ileriye değil devlet öncesi reflekslere döndürdüğünden yorum yapılırken genişletici yorum yapılarak suçluların sürekli sığındıkları liman olmaktan çıkarılmalıdır.

Somut olaya baktığımızda sanıkla katılan arasında alacak borç ilişkisi bulunmaktadır. Bu bir hukuki ilişkidir ve haksız fiil değildir. Nitekim Yargıtay 1. C.D’nin tr. Ve / Sayılı kararında da bu husus vurgulanmıştır. Her kişinin bir gün borçlu olabileceği ve borcunu ödeyemez hale düşebileceği ihtimal dahilindeki bir gerçektir. Bu hal başlıbaşına alacaklıya karşı haksızlık olarak nitelenemez. Anayasanın 38/8. maddesi de bu hususta dolaylı teminat içermektedir. Alacaklının alacağına ulaşması için hukuki çözümler mevcut olup, ipotek, teminat mektubu, kefalet bunlardan birkaçıdır. Alacaklı bu yolu değil borçlusunu tehdit yolunu seçemez. Bu durum haksız tahrik olarak kabul edildiği taktirde alacaklı borçluya sürekli hakaret edecek yanında da T.C.K.nın maddesini yardımcı olarak bulacaktır.

Yukarıdaki gerekçelerle sayın çoğunluğun bozmaya dair görüşüne katılmıyorum.


YARGITAY 3. CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • TCK Madde

  • Haksız Fiil Nedeniyle veya Karşılıklı Hakaret

1)Sanığın kasten yaralama eylemine uyan 86/1, uyarınca hapis cezasının 5 yıldan az olamayacağından /2. maddesi gereğince sanığın istinabe suretiyle sorguya çekilemeyeceğinin gözetilmemesi,

2)Hükmün esasını oluşturan kısa kararda sanık hakkında hakaret suçundan kurulan hükümde maddesi uygulanmadığı halde hükmün gerekçesinde sanığın hakaret suçunu da haksız tahrik altında işlediğinin kabulü ile çelişkili hüküm kurulması,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin, diğer yönleri incelenmeksizin, bu sebepten sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan sayılı maddesi uyarınca talebe uygun olarak bozulmasına, gününde oybirliği ile, karar verildi.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • TCK Madde

  • Haksız Fiil Nedeniyle veya Karşılıklı Hakaret

A- Yaralama suçuna ilişkin, kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre hükmün temyiz edilemez olduğu,

Anlaşıldığından, Yerel Mahkemece verilen temyiz isteğinin reddine ilişkin karara karşı yapılan itirazın, tebliğnameye uygun olarak REDDİNE, Yerel Mahkemenin redde ilişkin kararının ONANMASINA,

B- Sanık hakkında hakaret suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak;

Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Somut olayda, sanığın çocuğunun dişine müdahale eden katılan doktora karşı söylediği ifadelerin ağır eleştiri niteliğinde olduğu katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi,

2- Kabule göre de;

a- Sanığın aşamalarda, diş doktoru olan katılanın, oğlunun dişini uyuşturmadan çektiğini, dişinin kırıldığını, katılanın çocuğuna bağırdığını ve çocuğunun ağladığını belirtmesi, katılanın da soruşturma aşamasında “Ayten Benli çocuğuma bağıramazsınız dedi. Ben de kendisine bunun klasik bir ikna yöntemi olduğunu söyledim” şeklinde anlatımda bulunması karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişimi üzerinde durularak, sanık hakkında TCK’nın maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,

b- Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçundan hüküm kurulurken doğrudan TCK’nın /3-a maddesi gereğince temel cezanın belirlenmesi gerektiği gözetilmemesi,

c- Adli para cezası tayin edilirken TCK’nın maddesi uyarınca temel cezanın gün üzerinden belirlenmesi, artırım ve indirimlerin de gün üzerinden yapılması gerektiği düşünülmeden, yönteme aykırı biçimde yıl ve ay üzerinden hesap yapılarak eksik ceza belirlenmesi,

d- Katılan kendisini Sağlık Bakanlığı vekili ile temsil ettirdiğinden, Sağlık Bakanlığı Personeline Karşı İşlenen Suçlar Nedeniyle Yapılacak Hukuki Yardımın Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin maddesi ile sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin maddesi uyarınca idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Kanuna aykırı, sanık … (Benli) ve katılan … vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki isteme uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 11/07/ tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • TCK Madde

  • Haksız Fiil Nedeniyle veya Karşılıklı Hakaret

A-Sanık … hakkında yaralama ve hakaret suçlarından verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı, yalnızca itiraz yolu açık ve yapılan başvurunun bu doğrultuda değerlendirildiği,

Anlaşıldığından, katılan …’in temyiz davası isteği hakkında bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,

B- Sanık …’e ilişkin hükümlerin temyizine gelince,

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,

1-Sanığa yükletilen görevi yaptırmamak için direnme ve tehdit eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu ögelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,

Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,

TCK’nın /3. maddesi 43/2. maddesinden sonra uygulanmış ise de, bu hususun sonuca etkili olmadığı,

Anlaşıldığından, sanık …’in ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,

2-Hakaret suçundan kurulan hükmün temyizinde, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak,

a) Hakaret suçuna ilişkin, özel nitelikte olan ve daha lehe hükümler içeren TCK’nın maddesi yerine genel tahrik kurumunu düzenleyen aynı Kanunun maddesi ile hüküm kurulması,

b) TCK’nın 50/2. maddesine aykırı olarak, seçimlik hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi,

Bozmayı gerektirmiş ve sanık …’in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince yürürlükte olan sayılı CMUK’nın /son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 17/05/ tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • TCK Madde

  • Haksız Fiil Nedeniyle veya Karşılıklı Hakaret

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir;

Ancak;

1- Sanığın, katılanın kendisine hakaret etmesi sebebiyle tahrik altında suça konu mesajları gönderdiğini savunması karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişimi üzerinde durularak sonucuna göre TCK’nın maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,

2-TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanabilmesi için, bir suç işleme kararıyla, değişik zamanlarda aynı kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi gerekli olup, sanığın, araya belli bir zaman aralığı girmeksizin aynı eylemin devamı niteliğindeki mesajlarından dolayı hakkında zincirleme suç hükümleri uygulanarak fazla ceza tayini,

Kanuna aykırı ve sanık …‘ün temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • TCK Madde

  • Haksız Fiil Nedeniyle veya Karşılıklı Hakaret

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

1- Sanık … hakkında tehdit suçundan kurulan beraat hükmüne ilişkin temyizde,

Eyleme ve yükletilen suça yönelik katılan … vekilinin temyiz iddiaları yerinde görülmemiştir.

Ancak;

Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5 ve CMK’nın /2. maddeleri uyarınca beraat eden ve kendisini müdafi ile temsil ettiren sanık yararına ve Hazine aleyhine maktu vekalet ücretine hükmolunması gerektiğinin gözetilmemesi,

Kanuna aykırı, sanık … müdafiinin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde görüldüğünden sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken sayılı CMUK’nın maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ancak bu aykırılık yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktasının tebliğnameye uygun olarak, hüküm fıkrasına, “karar tarihinde yürürlükte olan yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/5 madde ve fıkrası uyarınca TL maktu vekalet ücretinin Hazineden alınarak sanık …‘a verilmesine” cümlesinin eklenmesi biçiminde DÜZELTİLMESİNE ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükmün bu bağlamda ONANMASINA,

2)Sanıklar hakkında hakaret suçlarından kurulan ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin hükümlerin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

a)…‘ın mahkeme huzurunda, “… çıktığında hakarette bulunmuş ancak ben bunu duymadım” şeklinde beyanda bulunması, olay yerinde olduğu anlaşılan ve dinlenen beş tanıktan sadece …‘nın …‘nın hakaret ettiğine ilişkin ifade vermesi dikkate alındığında, TCK’nın /1. maddesi uyarınca, gıyapta hakaret suçunun oluşması için, en az üç kişi ile ihtilat edilerek işlenmesinin gerektiği de göz önünde

bulundurulduğunda, hakaret eylemlerinin ne şekilde karşılıklı olarak işlendiği açıklanmadan, yetersiz gerekçeyle sanıklar hakkında TCK /3. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına dair hükümler kurulması,

Kabule göre de;

b)02/12/ tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren sayılı Kanunun maddesiyle değişik sayılı CMK’nın maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanıklara isnat edilen TCK’nın /1. cümle kapsamındaki hakaret suçları önceden de uzlaşma kapsamında ise de, sayılı Kanun’un maddesiyle, sayılı CMK’nın maddesinin 24 ve fıkralarındaki uzlaştırma bürosuna ilişkin düzenleme dikkate alınıp, sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,

Kanuna aykırı ve katılan sanık … müdafii ile katılan sanık … müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 22/01/ tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • TCK Madde

  • Haksız Fiil Nedeniyle veya Karşılıklı Hakaret

Hakaret suçundan; seafoodplus.info /3. maddesi gereği ceza verilmesine yer olmadığına dair.

A-Katılan sanık … hakkında kasten yaralama suçundan verilen beraat hükmüne yönelik katılan sanık … müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

tarihli oturumda katılan sanık …‘nın yaralama eyleminden dolayı şikayetçi olmadığını beyan eden katılan sanık … hakkında verilen katılma kararının bu suç yönünden hükümsüz kaldığı anlaşılmakla, katılan sanık … müdafiinin vaki temyiz isteminin sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken sayılı CMUK’nın maddesi uyarınca REDDİNE,

B-Katılan sanık … hakkında hakaret suçundan verilen beraat hükmüne yönelik katılan sanık … müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine uygun şekilde ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin karar gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan sanık … müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,

C-Katılan sanık … hakkında yaralama suçundan verilen beraat hükmüne yönelik adı geçen sanık müdafiinin vekalet ücreti verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz istemiyle sınırlı olarak yapılan incelemede;

sayılı Kanun’un ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin maddesinin 5. fıkrası ile sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun maddesi birlikte değerlendirildiğinde; somut olayda sanık hakkında hakaret suçundan sayılı TCK’nın /3. maddesi uyarınca ceza vermekten vazgeçilmesine karar verilmesinin suç ve suçluluğu ortadan kaldırmayacağı ve bunun bir mahkumiyet hükmü olduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 19/02/ gün ve / Esas, /58 sayılı kararında da belirtildiği üzere “aynı davada yargılandığı bir suçtan beraat eden, diğer suçtan ise mahkum olan sanık hakkında müdafii tarafından sunulan avukatlık hizmetinin bölünmesi mümkün olmadığından, beraat ettiği suç açısından vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmeyeceği” cihetle, katılan sanık lehine vekalet ücreti takdir edilmemiş olmasında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki bu hususa ilişkin düşünceye iştirak edilmemiş olup katılan sanık müdafiinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının reddiyle beraat hükmünün ONANMASINA,

D-Katılan sanık … hakkında özel belgeyi yok etme suçundan verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

1-Daha önce katılan sanık …‘nın yanında çalışan katılan sanık …‘ın verdiği tarihli istifa dilekçesini tarihinde …‘ye giderek aldığı ve bu dilekçeyi yırtarak özel belgeyi yok etme suçunu işlediğinin iddia olunduğu olayda;adli emanetin / sırasında asılları bulunan yırtılmış dilekçeye ait kağıt parçalarının birleştirildiği taktirde hukuki değeri bulunup bulunmadığı sanığın tarihinde şirkete karşı iş akdinin geçersiz bir şekilde feshedildiği ve işe iade istemli dava açtığı hususu da göz önünde bulundurulup sonucuna göre eylemin teşebbüs aşamasında kalıp kalmadığı tartışıldıktan sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden ileride açılacak bir davada delil olarak kullanılabilme olasılığı olan bir belgenin yırtıldığı da dikkate alınmadan isabetsiz gerekçe ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,

2-Kabule göre de; adli emanetin / sırasına kayıtlı suça konu belge hakkında herhangi bir karar verilmemesi,

Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken sayılı CMUK’nın maddesi uyarınca BOZULMASINA, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • TCK Madde

  • Haksız Fiil Nedeniyle veya Karşılıklı Hakaret

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:

Anayasanın 40/2, CMK’nın /6 ve 34/2 ile sayılı CMUK’nın maddeleri gereğince, kararda başvurulacak kanun yolu, süresi, mercii ve şeklinin kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerektiği halde, sanığın yokluğunda verilen hükümde, temyiz süresinin başlangıcının “tebliğ/tefhimden itibaren” şeklinde yanıltıcı gösterilmesi nedeniyle, sanık …‘in eski hale getirme isteği yerinde görüldüğünden ve temyiz isteğinin süresinde olduğu kabul edilerek ve yerel mahkemenin temyiz isteğinin reddine ilişkin kararına karşı yapılan itiraz bu nedenle yerinde görüldüğünden red kararı kaldırılarak,

Sanık …‘nün yokluğunda verilen kararın, mahkemeye beyan ettiği son adresi yerine mernis adresine yapılması nedeniyle usulsüz olduğunun anlaşılması karşısında, eski hale getirme isteğinin kabulüyle, eski hale getirme ve temyiz talepleri ile ilgili olarak karar verme yetkisinin CMK’nın 42/1. maddesine göre hükmü temyizen incelemekle görevli Yargıtay’a ait olduğu gözetilmeksizin, Mahkemenin eski hale getirme temyiz istemlerinin kabulüne ilişkin ek kararının hukuki değerden yoksun olduğu ve usulsüz tebligat sonrasında başka suretle öğrenme üzerine gerçekleştirilen temyizin süresinde olduğu kabul edilerek, yapılan incelemede:

1- Sanık … hakkında verilen mala zarar verme suçuna ilişkin kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, karar tarihi itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, sayılı Kanunun 8/1 ve sayılı CMUK’nın maddeleri uyarınca sanık …‘nün tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,

2- Diğer hükümlere yönelik temyiz taleplerinde;

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:

a-) Sanıklar … ve …‘ye yükletilen konut dokunulmazlığını ihlal etme eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,

Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,

Sanıkların konut dokunulmazlığını ihlal etme eylemlerini birlikte gerçekleştirmelerine karşın, TCK’nın /1-c maddesi uygulanmamış ise de, aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,

Anlaşıldığından, sanıklar … ve …‘nün ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,

b-) Sanık … hakkında hakaret suçundan kurulan hükme ilişkin temyize gelince;

Karşılıklı hakaret nedeniyle ceza vermekten vazgeçilmesi halinde temel cezaya hükmetmeden TCK’nın /3. maddesi uyarınca, doğrudan ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Kanuna aykırı ve sanık …‘nün temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılıkların, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası; tebliğnameye aykırı olarak, ceza uygulamasının karardan çıkarılarak yerine, “sanık hakkında TCK’nın /3. maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığı” ibaresinin eklenmesi suretiyle HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19/06/ tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • TCK Madde

  • Haksız Fiil Nedeniyle veya Karşılıklı Hakaret

Şereflikoçhisar Sulh Ceza Mahkemesi tarafından tarihindeki duruşmada Yargıtay bozma kararına uyulmasına karar verilmesine ve sanıkların birbirlerine karşılıklı olarak sövdüklerinin sabit olduğunun mahkeme gerekçesinde kabul edilmesine rağmen hüküm kısmında bu gerekçeyi karşılayacak biçimde sayılı TCK’nın /3 ya da lehe olan yasanın sayılı Yasa olarak değerlendirilmesi halinde sayılı TCK’nın /2. maddesi uygulanmadan yazılı biçimde hüküm tesis edilmesi ve ayrıca Yargıtay kararında belirtildiği üzere sayılı Yasa’nın /2 ya da sayılı Yasa’nın /3. maddelerinin uygulanıp uygulanmayacağının kararda tartışılmamasında isabet görülmediğinden, sayılı CMK`nın maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.

Mahkemece sanıkların hakaret suçlarını işledikleri sabit görülerek sayılı TCK`nın / ve maddeleri uyarınca adli para cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmiştir.

sayılı TCK`nın /2. madde-fıkrasında; “Eğer iki taraf karşılıklı olarak birbirlerini tahkir etmiş bulunurlarsa, mahkeme icabına göre iki taraf veya hangi tarafın sebebiyet verdiğini nazara alarak yalnız biri hakkında davayı ıskat edebilir”.

sayılı TCK`nın /3. madde-fıkrasında da; “Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi halinde, olayın mahiyetine göre, taraflardan ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçebilir” şeklinde düzenlemeler getirilmiş bulunmaktadır. Bu maddelerden anlaşılacağı üzere, bu kurallar çerçevesinde uygulama yapmak hakimin takdirine bırakılmıştır.

Yargıtay Yüksek Ceza Genel Kurulu ile Ceza Dairelerinin duraksamasız uygulamalarına göre; kabul edip etmemek mahkemenin takdirine bağlı istek ve durumlar hakkında verilen kararlar kanun yararına bozma konusu olamazlar.

Bu açıklamalar karşısında, yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteğinin ( REDDİNE ), oybirliğiyle karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere [email protected] adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir