örtünmeyle ilgili hadisler / Peygamber efendimizin, örtünme konusunda bir hadisi varmış. örtü hadisi hangisi?

Örtünmeyle Ilgili Hadisler

örtünmeyle ilgili hadisler

Kur'ân-ıKerîm'de kadın giyimini konu edinen ikisi temel olmak üzere üç âyet vardır.Bunlardan ilk indirileni, Ahzab Sûresi'nin 59. âyetidir Biz de bu âyettenbaşlayacağız.
Bu âyette YüceRabbimiz şöyle buyurur:
"EyPeygamberim! Eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadılarına söyle/emret.Cilbab'larını baştan aşağı sarkıtarak örtünsünler. Böylesi örtünmeleri (ahlâki çizgide yaşayan erdemlikadınlar olarak) tanınmalarına (bakışla, sözle ve elle) incitilmemelerine daha uygundur. Allah çokça bağışlayan ve pek çok merhametedendir."
Kadınınörtünmesi ile ilgili bu ilk emir, ikinci emir olan Nûr Sûresi'nin 31.âyeti gibiPeygamberimiz aracılığıyla verilmektedir.
Bu emirlerinPeygamber devlet başkanı olan Peygamberimiz aracığıyla verilmesi, KıyametGünü'ne kadar İslâm'ı teblîğ ve uygulama konumunda olacak bütün ilim adamları,yöneticileri ve velîleri görevlendirmek içindir. Çünkü örtünme yalnız kadınlarıdeğil, Toplum Ahlâkı'nı oluşturup yaşatmak ve korumak konumunda olan kadınerkek tüm ergenlerin yükümlülüğüdür.
Âyette geçen Celâbîb kelimesi Cilbab'ın çoğuludur. Cilbab, sözlükte başörtüsü, büyükçe baş örtüsü, boğaz çukurundan aşağıya doğru salınan giysi,vücudu bütünüyle örten örtü manalarına gelir.
Cilbab emri, baş örtüsü takan, amagerdanlarını, göğüs çatallarını açıkta bırakan, ayaklarına halhal takınan ve buşekilde Mescid-i Nebî'de cemaat namazlarına katılan mümin kadınlara verilmiştir. Ama cilbab emriylenerelerin açıkta bırakılabileceği, kimlere karşı örtünme ile yükümlüolunmayacağı ve şeklî bir örtünme ile yetinilip yetinilemeyeceği, bir diğeranlatımla süs vasfını taşıyan giysi ve aksesuarların kullanılıp kullanılamayacağıaçıklanmamıştır. Değinilen ayrıntılar açıklanmamakla birlikte açıkta bırakılanorganların kapatılması gereği öğrenilmiştir. Bu ayrıntılar daha sonra indirilenNûr sûresinin 31. âyetiyle açıklığa kavuşturulmuştur.
b- Kadıngiyimi ilgili ikinci âyet Nûr Suresi'nin 31. âyetidir.
Bu âyetteRabbimiz şöyle buyurmaktadır:
"Mü'minkadınlara söyle! Onlar da gözlerini cinsel amaçlı şehvetli bakışlardançevirsinler. Cinsel organlarını (dıştangörülür olmaktan; zinaya aracı kılmaktan) korusunlar. Yalnızca taiî olarakkendiliğinden görüneni dışında ki zînetlerini açığa vurmasınlar. Başörtüleriniyakalarının üstüne salsınlar. Zînetlerini kocalarından, babalarından,kayınpederlerinden, oğullarından, üvey oğullarından erkek kardeşlerinden erkekkardeşlerinin veya kız kardeşlerinin oğullarından, kendi kadınlarından, yahutyasal olarak sahip oldukları kimselerden, yahut kendilerine bağlı olup cinselisteklerden yoksun bulunan erkeklerden, ya da kadınların mahrem yerlerininhenüz farkında olmayan çocuklardan başka kimsenin önünde açığa vurmasınlar. (Yürürken)gizlediklerizînetlerini belli edecek şekilde ayaklarını yere vurmasınlar. Siz ey mü'minler!Hepiniz topluca günahlarınızdan dönüp Allah'a yönelin ki, kurtuluşa/esenliğeerişesiniz."
Âyet, Ahzabsûresinin 59.âyetinde olduğu gibi ‘Ey Peygamber!" hitabı iledeğil,"Söyle" emri ile başlamaktadır. Böyle olmakla birlikte ilk muhatapPeygamberimizdir ve muhatap olma konumundaki bilgilendirici, uyarıcı veyönlendirici bütün yükümlülerdir.
"Mü'minkadınlara söyle!" buyrulduğu için ilâhi emrin kendilerine iletileceğikadınlar da iman eden kadınlardır. Mü'min olmayan kadınlara bu gibi emirlerverilemez. Örtünme gibi emirlerin gereğini üstlenebilecekler; bilinçli olarakböylesi bir erdemle yükselebilecekler ancak inananlar olabilir.
Âyetin anabuyruğu, belirlenen şartlar içinde kadınların Zînet'lerini açığa vurmamasıdır.Anahtar kavram Zînet sözcüğüdür.
Zînetsözcüğünün taşıdığı "güzel nesne" anlamı, bu anlamın Kurânda kullanılmışolması, âyetin bütünü, Hz. Peygamber dönemi uygulaması ve de İslâm alimleriarası genel kabul zînetin vücut anlamınageldiğini doğrulamaktadır. O haldeâyetin zinetle ile ilgili bölümünün manası şöyle olur:
"...Tabîiolarak kendiliğinden görüneni dışında vücutlarını açığa vurmasınlar..."
Bu şekliyleâyet, bütün kadınların güzel konumunda olduklarına işaret etmektedir.
Kadın vücudunun kendiliğinden görünenkısmı neresidir?
"Tabîiolarak kendiliğinden görünen vücut organlarının yüz, dirseklerinyarısına kadar eller ve topuktan bir karış yukarısına kadar ayaklar olabileceği,"Kur'ân'ın işaretleriyle ve -Allah şanını artırsın- Peygamberimizin onaylarıylada doğrulanmıştır.
Mü'minerkeklere verilen cinsel arzulu bakışlardan korunulması ile ilgili Kur'ânîemir, Rabbimizin kadınlarla biatlaşması/sözleşmesi için Peygamberimize yüklediğigörev, Hz.Mûsa'nın daha sonra eşi ve baldızı olacak kadınlarla konuşması yüzünkendiliğinden görünür kabul edilebileceğinin Kur'ânî işaretleridir.1
SevgiliPeygamberimizin, şeffaf bir elbise giyinik olduğu halde yanına gelen baldızıEsma'ya arkasını dönüp sarığından bir parça kesip vererek ergin kadınların yüzve eller dışındaki vücut organlarını örtmeleri gereğini vurgulaması; yüz biniaşkın mü'minler topluluğu ile yaptığı Veda Haccı'nda ihramlı kadınlarınyüzlerini örtmesini yasaklaması argümanlarımızdır. Veda haclarında kendisinesoru yönelten genç kadınla bakışan terikesindeki amcası oğlu Fazl'ın yüzünüelleriyle bizzat çevirirken, kadına yüzünü örtmesine ilişkin bir emir vermemeside delilimizdir.2
Peygamberimizin"Allah'a ve Ahiret günü'ne inanan kadın, ellerini ancak dirseklerin yarısınakadar açabilir." diyerek bizzat göstermesi, kızı Fatıma'ya yönelikbeyanlarında topuklardan dize doğru bir karış yukarısına kadar açılabileceğineonay vermesi ve bu onayını, eşi Ümmü Seleme annemizin sorusuna verdiği cevaptadile getirmesi, özetlediğimiz genel kabulü doğrulamaktadır.3
Saçlar Görünebilir mi?
Görünemeyeceğiniâyet göstermektedir. Açıklayalım.
Hz. İbrahim'inteblîğ izlerinin görülebildiği Mekke ve Medine toplumları geleneğinde saçlarınörtülmesi, asalet nişanı olarak varlığını sürdürüyordu. Ancak büyük çoğunlukörttükleri başörtülerini arkalarına salarak boyun ve gerdanı açıkta bırakıyor,bir diğer anlatımla yaka yırtmaçlarını geniş tutarak göğüslerini sakınmıyordu.Dönemimizde de modalaştırılan bu cahiliye geleneğini yıkmak ve yapılmasıgerekeni belirlemek için Rabbimiz âyetin devamında şöyle buyurdu:
"...Başörtüleriniyakalarının üstüne salsınlar..."
Burada anahtarkelime "hımar"ın çoğulu "humur"dur. Hımar soyut örtü değil, baş örtüsüdür.Alkollü içki anlamında ki Hamr da ay köktendir. Hamr aklı, hımar başı örter.Ancak hımar kendisiyle boyun ve yaka yırtmaçlarının örtülerek göğüs bölgesininkapatılabileceği büyükce baş örtüsüdür. Cilbab bunun daha büyüğüdür. Allahınkullanılmasını istediği hımar'dır.Yani baş örtüsüdür. Pek tabîi olarak hımarönce görevini yaparak saçlarla birlikte başı örtecektir. Peygamberimizindenetimindeki uygulama da böyle olmuştur.
Hz. Aişeannemiz Hımarın/baş örtüsünün kullanımı ile ilgili ilâhi emrin verildiği geceMedine'de bir devrim yaşandığını şöyle anlatıyor:
Allah'ayemin ederim ki Allah'ın Kitabı'na iman ve onu doğrulama yönünden Ensar'ınkadınlarından daha bilinçlilerini görmedim. Erkekler, Allah'ın kadınlarlailgili olarak indirdiği örtünme ile ilgili âyeti,evlerine gelerekeşleri,kızları,kız kardeşleri ve diğer kadın akrabalarına okuduklarında,onların her biri, elbiseleri ve bulabildikleri kumaş parçalarından Allah'ınindirdiği hükme imanlarını pekiştirmek için birer baş örtüsü hazırladılar.Ertesi gün sabah namazına baş örtülerine bürünmüş olarak katıldılar. Sankibaşlarında kumaştan kargalar varmış gibiydiler. 5
Soruyacevabımızı özetleyelim:
Saçlar tabîi olara kendiliğinden görünür zînet kapsamına alınamaz.
Açıklamalarımızışığında net olarak görülebileceği gibi, İslâm kadını'nın giysisinin anaunsurlarından biri olan saçları içine alacak nitelikli baş örtüsü, Rabbimizinemridir.İnanırsınız- inanmazsınız, uygularsınız veya uygulamazsınız bu ayrı birkonudur.Ancak baş örtüsü Müslüman kadınlara yönelik ilâhi yasadır.
KadınGiysisinin Örtücü Olma Yanı sıra Diğer Şartları
Örtünme Teni Göstermeyecek Şekilde KalınBir Giysi İle Gerçekleştirilmelidir:
Allah'ın Resûlü teni gösteren bir elbise ileörtünmenin sağlanamayacağını, böylesine örtülü çıplaklığın azâbını da duyuranbir hadisleriyle şöylece açıklamaktadır:
"Ümmetimden henüz görmediğim(tövbe etmemeleri halinde) azaba uğrayabilecek ikisınıf vardır. Onlardan bir sınıfı beraberlerinde taşıdıkları sığır kuyruklarınıandırır kamçılar-joplarla insanları döven erkeklerdir.Diğer bir sınıfı dagiyinik olan, fakat giysileri içlerini gösterdiği ve örtülmesi gerekenorganlarını örtmediği için çıplak durumda olan kadınlardır..."6
Örtünme,Vücût Organlarının Yapısını Açığa Vurulmaksızın Sağlanmalıdır:
Vücût organlarının hacmini belirtecek bir giysi ile İslamî örtünmegerçekleştirilemez.
İslamî örtünmenin bu özelliğini şu hadis-i şeriften öğreniyoruz.
Zeyd Oğlu Üsema (r.a) anlatıyor.
Allah'ın Resûlü Dihyetğl-Kelbî isimli sahâbînin kendisine hediye ettiğiMısır mamûlü sıkıca dokunmuş keten bir elbiseyi bana giydirdi. Ben de onukarıma giydirdim.

Bir ara Allah'ın Resûlü bana sordu.- Hayrola, niçin sana verdiğim elbiseyi hiç giymedin?
- Onu karıma giydirdim (Ya Resûlallah!)
- Karına, altına ince bir elbise daha giymesini emret. Zira ben oelbisenin karının kemiklerinin hacmini açığa vurmasından endişe ederim.7 Örtünme Emrinin Kendilerine Karşı Uygulanmayabileceği Kişiler Kimlerdir?
  Kendilerine karşı vücudun örtüleceği kişilerbütün erkekler değil, yalnızca kendileriyle evlenilebilecek olan erkeklerdir.Kendileriyle ebediyen evlenilemeyecek olan erkeklerle, ailenin bir parçasıolmuş yasal hizmetçi konumundaki kişiler, aile ile ilişkiler kurmuşcinsellikten kalmış erkekler, kadınlara ilgi duyacak yaşa gelmemiş çocuklar vekadınlardan oluşan yakın çevre, kapsamın dışında tutulmuşlardır:
"...Zînetlerini kocalarından, babalarından,kayınpederlerinden, oğullarından, üvey oğullarından erkek kardeşlerinden erkekkardeşlerinin veya kız kardeşlerinin oğullarından, kendi kadınlarından, yahut yasalolarak sahip oldukları kimselerden, yahut kendilerine bağlı olup cinselisteklerden yoksun bulunan erkeklerden, ya da kadınların mahrem yerlerininhenüz farkında olmayan çocuklardan başka kimsenin önünde açığa vurmasınlar..."
Kadınlar Zînetleri Olan VücutlarınıKendileri İçin İstisna Getirilenler, Örneğin Kardeşler ve Kayınpederler YanındaAçığa Vurabilirler mi?
Konumuz olanâyetin başında üreme organları ve çevresi anlamına Ferc'lerini korumaları emredildiği ve Araf sûresinin 26.âyetindegiysilerin ön ve arka organlar manasına Sev'ât'ınörtülmesi için verildiği bildirildiğinden, İslâm bilginleri gösterilemeyecekvücut bölümünün göbekle diz kapakları arasını içine aldığında görüş birliğiiçindedirler. Birbirlerine helâl kılındıkları ve birbirlerinin bütünvücutlarına bakabilecekleri için eşler pek tabîidir ki bu kuralın dışındadır.
Kadınların, Kendilerine Vücut Zînetiniaçabilecekleri Kişilere Göğüslerini, Meme Altı Karın Kısmını ve Mükabili SırtBölgesini Gösterebilir mi?
Kur'ân'da veonun açıklaması olan Sünnet'te bu ve benzeri sorulara doğrudan açık cevaplarverilmemiştir. Tüm insanlığı ve bütün kültürleri kuşatacak olan bir dininuygulamayı, ihtiyaca, zarûrete, İslâm'la çelişmeyen örfe, kültürel düzeye,ensest ilişkilere kapı açıp açmayacağı ihtimaline, toplumun genel akışına vemü'min kadının ahlâkî tercihine bırakması gerekirdi. Gerektiği gibi deolmuştur. Ancak kadınların vücutlarını ne ölçüde açığa vurabileceklerikonusunda dikkate almaları gereken genel kurallar vardır. Bu kuralara değinmeyigerekli buluyoruz.
1- Kur'ânerkekleri, Müslüman olanlar ve olmayanlar şeklinde ayırdığı gibi, zinaedenlerle etmeyenler, gizlice dost tutanlarla tutmayanlar şeklinde deayırmaktadır. Ayrıca kendileriyle evlenilebilecek olanlarla evlenilemeyecekolanlar şeklinde de ayırıma tabi tutmaktadır. Müslüman kadınlar da buayırımları yaparak davranışlarını belirlemelidirler.8
2 -Nûrsûresinin 60. âyetiyle nikâh ümidi kalmamış yaşlı kadınların, vücut organlarıolan zînetleriyle kadınsı tavırlar sergilememeleri koşuluyla giysilerinin birkısmından arınabilecekleri açıklanmıştır. Bu da kadınsı duygulardan arınamamış,duygu coşkunluğundan korunamamış, ilgi duyacaklara cesaret verebilecekkadınların, zînetlerini açığa vuramayacağı gerçeğinden hareket etmelerinigörevleştirmektedir.
3- Yasalarınkorumacı, görsel ve yazılı medyanın geliştirici etkisiyle ensest ilişkilerevaran zinaların yaygınlaştığı ve tabîi görülmeye başlandığı dönemlerde, şerlere yöneltici vesilelere kapıları kapamakamacıyla vücut zinetini korumak gereği de kadınlara yön verici olmalıdır. Ayrıca her kadın, yakın çevresinin kendisineyönelik bakışların cinsellik içerip içermediğini kavrar, gözlerin hıyanetinisezer. Davranışların, yakınlıkların hangi amaca yönelik olduğunu hisseder.Böylesi olumsuz bakışlar ve davranışlar de kadınlarımızı yönlendiriciolmalıdır.
Müslümankadınlar izin verilen kişiler yanında zînetleri olan vücut organlarını neölçüde açığa vurabileceklerini yukarıda açıklanan kurallar çerçevesindebelirleyeceklerdir. İslâm bilginleri bunu göbekle diz kapakları arası ayrıcakarın ve sırt olarak özetlemişlerdir. Doğruları en iyi bilen Allah'tır.
Zînetin Açığa Vurulma Yasağının SebebiNedir?
Nûr sûresininaçıklamaya çalıştığımız 31.âyetiyle zînetin açığa vurulmasının yasaklanışamacı, soyut örtünme değildir. Amaç, insanı, Allah'ın bedeni üzerinde de egemenolduğu bilincine erdirmektir. Bu ana sebebe bağlı olarak amaç ahlâkîdir. Ahlâkîolduğu için, ölçülere uygun giyiniş sonrasında bile davranışlarınahlâkîleştirilmesi gerekir.Bu gerçeği bir örnekle açıklamak için Rabbimiz buâyette şöyle buyurmaktadır:
"...Kadınlaryürürken gizledikleri vücut zînetinin bilinmesi için; belli edecek şekildeayaklarını yere vurmasınlar..."
Kur'ân'ınindirildiği çevrede kadınlar ayaklarına süs olarak halhal takarlardı. Örtünmeemri öncesinde Hz. Aişe ve Ümmü Süleym gibi önder ve örnek kadınların mahremçevrelerince bilinir şekilde halhal takındığını biliyoruz.9 Bazı kadınlar gösterir şekilde halhallıayaklarını kullanarak işveli yürüyüş yaptıkları için Rabbimiz ayaklarınkullanımı örneği ile yasak getirmiştir. Bu sebeple âyetin bağlamımız içindekianlamı şöyledir:
"...Kadınlardikkatleri üzerlerinde yoğunlaştırmak için tahrik edici bir tavırla çapkıncayürümesinler..."
Ayette örtüemrine ilave olarak, örtü ile kapatılan güzelliklerin bilinmesi gibi bir amacıngüdülmemesine vurgu yapılmaktadır. , Kur'ân dilinde teberrüc olarak nitelençapkın yürüyüş şekli bir örnek olarak verilmektedir. Konunun halhalla doğrudanbir ilgisi yoktur. Devrimiz cahiliyetinde halhalın yerini örneğin cinselcazibeyi artırıcı yüksek ve ince topuklu ayakkabılar almıştır.
Örtü ilekapatılan güzelliklerin bilinmemesi amacıyla Kur'ân'ın ve Peygamberimizindiliyle daha bir çok yasaklar konulmuştur. Örneğin seksi kokular sürünerekerkekler arasına çıkmak, gözlerden uzak mekânlarda erkeklerle buluşmak,,tokalaşma dahil cinsel haz amaçlı bedensel temasta bulunmak, işveli konuşmalaryapmak, eşlerin ve mahremlerin katılmadığı uzun yolculuklar yapmak, güzelleşmeamaçlı estetik ameliyatlar yaptırmak ve cazibeli renklerle desenli giysilergiymek/baş örtüler takmak...bütün bunlar Kur'ân ve Sünnet'e dayalı haram vasıflıyasaklardır.
Buradasöylenebilecek son söz, yalnızca fiziksel örtünmenin yeter olmadığıdır. Zatenörtünme emrini veren Rabbimiz, örtünmenin ancak daha verimli bir ortamoluşturabileceğini bildirmektedir. Fizik örtü, Takva örtüsü üstünegiyilebilirse amacına ulaşır. Kur'ân da böyle demiyor mu?
" EyAdemoğulları! Size açığa vuramayacağınız yerlerinizi örtmeniz ve güzelliknesnesi edinmeniz için katımızdan nimet olarak giysi maddeleri ve onlarıkullanma bilgisi verdik. Ama (örtünme emrimizi uygulamayı da içine alan) kulluk bilinci ve yaşamı olan Takva örtüsü daha hayırlıdır. İşte bu da, insanoğlunun öğüt alabileceği âyetlerden biridir."10
Zîneti AçığaVurmamanın/Örtünmenin Amacı Kadını Toplum Hayatından Dışlamak mıdır?
Yukarıdadeğinildiği üzere amaç, yaratılış sebebimiz olan ibadetin, giysiye ilişkinolanını yerine getirerek Rabbimizin egemenliği önünde eğilmek, Cennetlerinegirebilmektir. Bu ana gaye çizgisinde içgüdüleri aklın ve İslâm'ın kontrolünealarak özgün bir şahsiyet oluşturmak, aileyi koruyarak genel ahlâka katkısunmaktır.
Kadını toplumhayatından dışlamak, Allah'ın iradesine karşı çıkmaktır. Kadınların rûhî vebedenî duyarlılığı sebebiyle ilgi duymadıkları alanlar vardır. Ama Kur'ân veSünnet yasalarıyla erkeklere açık, fakat kadınlara kapalı alanlar yoktur.İstisnalar da pek azdır.
Erkeklerinyükümlü kılındığı namaz, zekât ve hac gibi görevlerle, içki, kumar ve zina gibiyasaklarla onlar da yükümlüdür. Erkekler gibi onların da eşlerini seçme, özelşartları içinde boşanma ve ekonomik görevleriyle uyumlu mîras alma haklarıvardır. Onların da üretime katılma, ticaret yapma, siyasi ve hukukî yöndenkendilerini ve diğer Müslümanları temsil ve tasarrufta bulunma hakları,gereğinde savaşlara katılma görevleri vardır.
Hz. Peygamberinuygulamalarına aykırılıkla kadınların İslâmî kurallara bağlı olarakyapabilecekleri sosyal atılımları bir tarafa, Cuma ve Bayram namazlarınakatılımlarını bile engelleyen yaklaşımlar, İslâm'ı değil sahiplerini bağlar.İnsanı en güzel kıvamda erkek ve kadın olarak yaratan ve onlara müşterekgörevler yükleyen Allah'ın ve bütün insanlara gönderilmiş Elçisinin kadınlaraleyhine ayırım yapması mümkün müdür?
İslâm'ınkadınlar için ev merkezli bir toplum hayatını önerdiği söylenebilir. Bu dadüşünebilen insanlığın büyük bedeller ödeyerek kavrayabildiği bir hakikattir.
Birilerininİslâm adına, diğerlerinin de laiklik adına haklarını ve hürriyetlerinikısıtladığı İslâm kadını,İslâmî çizgiden ödün vermeden ayağa kalkmayaçalışmalıdır.
c- Kadın giyimi ile ilgili üçüncü âyet Nûrsûresinin 60. âyetidir.
Kadın giyimininiman temelli ahlâkî bir konu olarak değerlendirilmesi gereğineişaret eden bu âyette Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
"Evlenme ümidi kalmamış yaşlı kadınların sözleri ve davranışlarıyla kadınsıtavırlar sergilememeleri koşuluyla siyablarını çıkarmalarındasorumlulukları/günahları yoktur.Ancak her şeye rağmen (siyablarınıçıkarmayarak)iffetli davranmaları kendileriiçin hayırlıdır.Allah her şeyi çok iyi işiten,çok iyi bilendir."
        SİYAB kelimesi Kur'ân'da elbiseanlamındaki sevb'in çoğulu olarakgeçmektedir.
"Siyabınıtertemiz kıl." Anlamındaki Müddessir sûresinin 4.âyetiyle, " ...Öğleyin istirahat için siyablarınızı çıkardığınız vakit..."anlamındakiNûr sûresinin 58. âyetinden hareketle Siyabı kişinin günlük çalışmalarında veinsanlar arası ilişkileri sırasında giydiği elbise anlamına geldiğini söyleyebiliriz.Bunagöre yaşlı kadınların elbiselerini çıkarmalarını iki şekilde anlayabiliriz.
        a-İnsanların, öğleyin istirahat halindeiken   giydikleri çalışma elbiseleriniçıkardıkları gibi onlar da elbiselerini namahremler(evlenebilecekleri) yanındaçıkarabilirler.
b-Onlar,diğer genç kadınların namahremler arasında giymekleyükümlü oldukları hımarı da içine alacak şekilde Cilbablarını çıkarabilirler.Ancak çıkarmamaları daha ahlâkîdir

Tesettürle ilgili ayet ve hadisler nelerdir?

Değerli kardeşimiz,

Tesettürle ilgili ayetler:

"Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin hanımlarına söyle, dışarı çıkarken üstlerine cilbablarını alsınlar. Bu, onların tanınmasını ve bundan dolayı incitilmemelerini sağlar. Allah, Gafûrdur, Rahîmdir." (Ahzab, 33/59).

"Mümin kadınlara da şöyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Zinet yerlerini açmasınlar. Bunlardan kendiliğinden görünen kısmı müstesnadır. Baş örtülerini yakalarının üstüne koysunlar. Zinet yerlerini kendi kocalarından, babalarından, kocalarının babalarından, oğullarından, kocalarının oğullarından, kendi erkek kardeşlerinden, kendi kardeşlerinin oğullarından, kız kardeşlerinin oğullarından, kendi kadınlarından, kölelerinden, erkeklik duygusu kalmayan hizmetçilerden veya henüz kadınların gizli yerlerine muttali olmayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizleyecekleri zinetleri bilinsin diye ayaklarını da vurmasınlar. Ey müminler! Hepiniz Allah'a tövbe edin. Böylece korktuğunuzdan emin umduğunuza nail olasınız." (Nûr, 24/31).

"Ay halinden kesilmiş ve evlenme için ümidi kalmamış olan yaşlı kadınlar zinet yerlerini erkeklere göstermemek şartıyla dış elbiselerini bırakmalarında onlar için bir günah yoktur. Bununla birlikte yine de sakınmaları kendileri için daha hayırlıdır." (Nûr, 24/60).

Tesettürle ilgili hadisler:

Umeys’in kızı Esma’dan nakledildi. Dediki:

Resulüllah (s.a.v) bir gün Hz. Aişe (r.anha)’nın evine girdi. Kızkardeşi Esma yanında idi. Üzerinde vücudunun hertarafını örten ve yenleri geniş bir elbise vardı. Resulüllah (s.a.v) onu görünce kalkıp dışarı çıktı. Hz. Aişe (r.anha) kızkardeşine “buradan uzaklaş Resulüllah (s.a.v) sende hoşlanmadığı bir şey gördü” dedi. Hz. Esma uzaklaştı arkasından Resulüllah (s.a.v) içeriye girdi.Hz. Aişe (r.anha) niçin kalkıp gittiğini sordu. Resulüllah (s.a.v) de elbisesinin yenini sadece parmakları görünecek şekilde ellerinin üzerine çekerek şöyle cevap verdi:

“Kızkardeşini görmedin mi? Müslüman bir kadın şurasından başkasını gösteremez." (Mecmeu’zzevâid nr:4168)

Bu hadis-i şerif’ten Hz. Esma’nın giydiği elbisenin bedenini örttüğünü, fakat kollarında açıklık olduğunu bunun üzerine Resulüllah (s.a.v) bu kıyafetinden hoşlanmadığını, ellerinin üstünün parmaklara kadarda örtünmesi gerektiğini islam alimleri anlamışlardır ve de böyle ifade etmişlerdir.

Usame b.Zeyd (r.a) nakletti. Dedi ki:

“Resulüllah (s.a.v) Dihye’tül- Kelbi’nin kendisine hediye ettiği mısır kumaşlarından sık dokunmuş bir elbiseyi bana giydirdi, ben de onu hanımıma giydirdim. Resulüllah (s.a.v) daha sonra bana sordu: ne oldu Mısırdan gelen elbiseyi giymiyorsun? Dedim ki, ey Allah’ın Resulü ben onu hanımıma giydirdim. Resulüllah (s.a.v) buyurdu ki, altına pijama türünden bir şey giymesini ona emreyle. Çünkü ben o elbisenin kemiklerinin hacmini belli etmesinden korkuyorum.” (Ahmet b. Hambel)

Ibn-i Abbas (r.anhuma)’dan dediki:

“Resulüllah (s.a.v) kadınlardan erkeklere benzeyenlere, erkeklereden de kadınlara benzeyenlere lanet etti.” (Buhari nr:5751, ebu Davut nr:4098, Ahmet b.Hambel nr:3149, Nesei nr:9161)

“Ümmetimin son dönemlerinde bir takım adamlar olacaktır. Erkekler gibi eğerlerin (bineklerin) üzerine binip cami kapılarına ineceklerdir. Hanımları ise giyinik uryandır, (giyinik çıplaktır), başları üzerinde arık deve hörgücü gibisi vardır. Onlara lanet edin. Zira onlar lanet olunmuşlardır.” (Ahmet b.Hambel - müsned nr.6786, Ibn-i Hibban sahih nr:5655-7347)

Hz. Âişe'den rivâyete göre, bir gün Hz. Ebû Bekir'in kızı Esmâ ince bir elbise ile Allah Resulunun huzuruna girmişti. Resulullah (s.a.s) ondan yüz çevirdi ve şöyle buyurdu:

"Ey Esma! Şüphesiz kadın erginlik çagına ulaşınca, onun şu ve şu yerlerinden başkasının görünmesi uygun değildir." Hz. Peygamber bunu söylerken yüzüne ve avuçlarına işaret etmişti." (Ebu Davûd, Libâs, 31). "Allah Teâlâ ergin kadının namazını başörtüsüz kabul etmez" (İbn Mâce, Tahâre, 132; Tirmizî, Salât, 160; Ahmed b. Hanbel, IV, 151, 218, 259).

"Erkeğin avret yeri göbeği ile diz kapağı arasıdır." (Ahmed b. Hanbel, II/187). "Diz kapağı avret yerindendir." (Zeylai, Nasbu'r-Raye, I, 297).

Sahih-i Müslim'de Ebû Hüreyre (r.a.} tarafından bir rivayette Peygamberimiz (s.a.s), giyindiği halde açık olan, yani ince ve şeffaf elbise ile dolaşan kadınların Cehennemlik olduklarını, Cennetin kokusunu bile alamayacaklarını bildirirler. (Müslim, Libas.-125.)

Harbın oğlu Züheyr bana anlattı: Bize Cerir Sehl’den o da babasından o da Ebu Hureyre (r.a)’den nakletti. Ebu Hureyre (r.a) dedi ki:Resulüllah (s.a.v) şöyle buyurdu:

"Ateşlik iki sınıf insan ki ben onları henüz görmedim. Yanlarında sığır kuyruğu gibi kamçılar olup insanları onlarla döven topluluk ve biri de bir takım kadınlar topluluğudur ki bunlar giyinik, çıplaktırlar. Görenleri yoldan saptıran ve kendileri de haktan sapanlardır. Başları bir tarafa sarkan deve hörgücü gibi olacaktır. Bunlar cennete giremiyecekler. Kokusu şu kadar, şu kadar yürüme mesafesinden alındığı halde, bunlar cennetin kokusunu da bulup alamayacaklardır." (Müslim - sahih bab: libas ve’l- zineh hadis nr.3971)

Alkame bin Ebi Alkame annesinin şöyle dediğini rivayet eder:

"Abdurrahman'ın kızı Hafsa'nın başında, saçını gösterecek şekilde ince bir başörtüsü olduğu halde Hz. Âişe'nin huzuruna girdi. Hz. Âişe başından örtüsünü alarak ikiye katladı, kalınlaştırdı." (Muvatta', Libas:4)

Hz. Ömer (r.a.) ise, cam gibi şeffaf olmasa da, giyindiği zaman altını iyice belli eden elbisenin kadınlara giydirilmemesi hususunda mü'minlere ikazda bulunmuştur. (Beyhakî. Sünen, 2:235)

İmam Serahsî bu nakilden sonra, kadının giydiği elbise çok ince de olsa yine aynı hükmü taşır, şeklinde bir açıklama getirir. Daha sonra da, "Giyindiği halde açık" olan mealindeki hadisi kaydeder ve şöyle der: "Bu çeşit bir elbise şebeke (ağ) gibidir, örtünmeyi temin etmez. Bunun için yabancı erkeklerin bu şekilde giyinmiş bir kadına bakması helâl olmaz." (el-Mebsût, 10:155)

"Kadın örtülmesi gereken avrettir. Dışarı çıktığı zaman şeytan ona gözünü diker." (Tirmizî, Radâ, 18).

Hz. Âişe (R.anhâ)'dan nakledilen;

"Allah Teâlâ erginlik çağına ulaşan kadının namazını başörtüsüz kabul etmez." (İbn Mace, Tahâre, 132; Tirmizî, Salât, 160) hadisi saçları da kapsamına alır.

Hz. Âişe (r. anhâ) ilk başörtüsü uygulamasını şöyle anlatır:

"Allah ilk muhâcir kadınlara rahmet etsin onlar; "Baş örtülerini yakalarının üstüne taksınlar..." (en-Nûr, 24/31) ayeti inince, etekliklerini kesip bunlardan başörtüsü yaptılar."

Yine Safiyye binti Şeybe şöyle anlatır: "Biz Âişe ile birlikte idik. Kureyş kadınlarından ve onların üstünlüklerinden söz ettik. Hz. Âîşe dedi ki:

"Şüphesiz Kureyş kadınlarının birtakım üstünlükleri vardır. Ancak ben, Allah'a yemin olsun ki, Allah'ın kitabını daha çok tasdik eden ve bu kitaba daha kuvvetle inanan Ensar kadınlarından daha faziletlisini görmedim. Nitekim Nûr sûresinde "Kadınlar başörtülerini yakalarının üstüne taksınlar..." ayeti inince, onların erkekleri bu ayetleri okuyarak eve döndüler. Bu erkekler eşlerine, kız, kız kardeş ve hısımlarına bunları okudular. Bu kadınlardan her biri etek kumaşlarından, Allah'ın kitabını tasdik ve ona iman ederek başörtüsü hazırladılar. Ertesi sabah, Hz. Peygamberin arkasında başörtüleriyle sabah namazına durdular. Sanki onların başları üstünde kargalar vardı." (Buharî, Tefsîru Sûre, 29/12; İbn Kesîr, Muhtasar, M. Alî, es-Sâbûnî, 7. Baskı, Beyrut 1402/1981, II/600).

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Kuran'da tesettür ayetleri! Tesettüre girmek farz mı? Erkeğin tesettürü...

Kuran'da tesettür ayetleri! Tesettüre girmek farz mı? Erkeğin tesettürü...

Günümüz şartları altında hakiki manada tesettüre girebilmek, birçoğumuzun içerisinde ukte kalan durumlardan biri olabilir. Peki dinimize uygun gerçek tesettür nasıl bir şey? Tesettüre uygun nasıl giyinilir? Dinimizde ve Kuranda örtünme ayetleri...

Müslüman bir kimsenin kılık kıyafetine dini açıdan baktığımızda ele alınacak en temel husus; tesettürü sağlamasıdır. El ve yüz dışında kalan her yerin örtülü olması, açık görünmemesi gerekir. Elbise giyilse dahi iç göstermeyecek kalınlıkta ve avret yerlerini kapatacak uzunlukta olması şarttır. Ayaklarının avret olup olmaması ise ihtilaflı olsa da sahih kabul edilen görüşe göre ayaklar avrete girmez. Bir diğer görüşte namaz dışında ayakların avret sayıldığı ile ilgilidir. Bu gibi durumlarda kendini sağlama almak isteyen herkes ayaklarını örtmesi daha uygundur.

HADİS-İ ŞERİF: “Resulullah (SAV) kadınlardan erkeklere benzeyenlere, erkeklerden de kadınlara benzeyenlere lanet etti.” (Buhari nr:5751)

TESETTÜRDE NELERE DİKKAT EDİLMELİ? PEYGAMBERİMİZ (SAV)'İN TESETTÜRDE DİKKAT ETTİĞİ NOKTALAR...

HATLARI BELLİ EDEN UZUN ELBİSE:

Hz. Âişe (r.a) rivayetine göre, kız kardeşi Hz. Esma Peygamberimiz (SAV)'in yanına gittiğinde üzerinde altını belli edecek ince bir elbise bulunuyordu. Efendimiz (SAV) onu görünce yüzünü çevirdi ve şöyle buyurdu:

"Ya Esma, bir kadın buluğ çağına erince -yüzünü ve ellerini göstererek- bunlardan başka bir tarafının görünmesi sahih olmaz." (Ebû Dâvud, Libas 31)

Usame b.Zeyd (r.a) naklettiklerine göre:

“Resulüllah (SAV) Dihye’tül- Kelbi’nin kendisine hediye ettiği mısır kumaşlarından sık dokunmuş bir elbiseyi bana giydirdi, ben de onu hanımıma giydirdim. Resulüllah (s.a.v) daha sonra bana sordu: ne oldu Mısırdan gelen elbiseyi giymiyorsun? Dedim ki, ey Allah’ın Resulü ben onu hanımıma giydirdim. Resulüllah (s.a.v) buyurdu ki, altına pijama türünden bir şey giymesini ona emreyle. Çünkü ben o elbisenin kemiklerinin hacmini belli etmesinden korkuyorum.” (Ahmet b. Hambel)

SAÇ GÖSTEREN İNCE BAŞÖRTÜ:

Alkame bin Ebi Alkame annesinin şu şekilde dediği nakledilmektedir:

"Abdurrahman'ın kızı Hafsa'nın başında, saçını gösterecek şekilde ince bir başörtüsü olduğu halde Hz. Âişe (ra)'nin huzuruna girdi. Hz. Âişe (ra) başından örtüsünü alarak ikiye katladı, kalınlaştırdı." (Muvatta', Libas:4)

YÜKSEK TOPUZ:

Sevgili Peygamber Efendimiz (SAV)'in giyinmiş çıplaklar ve deve hörgücü topuzların uygunsuz olduğuna dair şöyle buyurmuştur:

“Cehennemliklerden kendilerini dünyada henüz görmediğim iki grup vardır: Biri, sığır kuyrukları gibi kırbaçlarla insanları döven bir topluluk. Diğeri, giyinmiş oldukları hâlde çıplak görünen ve öteki kadınları kendileri gibi giyinmeye zorlayan ve başları deve hörgücüne benzeyen kadınlardır. İşte bu kadınlar Cennetʼe giremedikleri gibi, şu kadar uzak mesafeden hissedilen kokusunu bile alamazlar.” (Müslim, Cennet, 52)

GİYİNMİŞ ÇIPLAKLAR: Yalnızca süs için giyinip dışarı çıkan, hoş görünmek için renkli kıyafetler giyip kendini sunan ve vücut hatları belli olacak gibi dar, ince ya da şeffaf giyinen kimselerdir.

KURAN-I KERİMDE TESETTÜR AYETLERİ! TESETTÜRÜN KURALLARI

Ahzap Suresinde zikredilen ayet-i kerimede “Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına (bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman) dış örtülerini üstlerine almalarını söyle. Onların tanınması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah bağışlayandır, esirgeyendir.” (el-Ahzâb, 59) buyrulmaktadır.

Dış kıyafetler için ise, "Bir nikâh ümidi beslemeyen, çocuktan kesilmiş yaşlı kadınların ziynetlerini, (yabancı erkeklere) göstermeksizin, dış elbiselerini çıkarmalarında, kendilerine bir vebal yoktur. Yine de dış elbiseli olmaları, kendileri için hayırlıdır. Allah işitendir, bilendir." (Nur, 24/60)

DİNİMİZE GÖRE TESETTÜRE UYGUN NASIL GİYİNİLMELİ?

Dinimizde tek tip bir kıyafet biçimi yoktur. Sevgili Peygamber Efendimiz (SAV) bazen peştamal, bazen urba, bazen de elbise giyerdi. Konuyla ilgili Abdullah b. Cabir şöyle demektedir: "Vallahi ay ışığında üzerinde bir entariyle, gömleğiyle Allah Resulü'nü gördüm. Bir kimse üzerindeki giysiyle ancak bu kadar güzel olabilirdi." Başka örneklere baktığımızda ise sahabinin bir gün Efendimiz (SAV)'in sırtında gördüğü güzel gömleği ister. Allah Resulü de çıkarıp kendisine hediye eder.

Toplum içerisinde kabul edilen kıyafet şekli her ne ise Efendimiz (SAV) de birebirini ya da bir farklısını giyerdi. Bazen de bunu geliştirerek giyerdi. Efendimizin giyim şekline baktığımızda beyaz, kırmızı ve yeşil giydiği olurdu.

ERKEĞİN TESETTÜRÜ VAR MI? ERKEKLERDE TESETTÜR...

Tıpkı kadınlarda olduğu gibi erkeklerin de tesettürü vardır. Gözlerini haramdan sakınıp, iffetlerine sahip olmaları istenmiş; bu davranışın onları ruhen temiz kılacağı bildirilmiştir.

"Erkeğin avret yeri göbeği ile diz kapağı arasıdır." (Ahmed b. Hanbel, II/187). "Diz kapağı avret yerindendir." (Zeylai, Nasbu'r-Raye, I, 297).

''Mü’min erkeklere söyle. Gözlerini haramdan sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar. Bu, kendileri için daha temizdir. Şüphesiz Allah onların yapmakta olduklarından haberdardır.”  (Nûr, 24/30.)

Etek altında sadece iç çamaşırıyla namaz kılınır mı? Çorapsız namaz kılmanın hükmü

İLİŞKİLİ HABER

Etek altında sadece iç çamaşırıyla namaz kılınır mı? Çorapsız namaz kılmanın hükmüErkeklere ipek elbise ve altın neden haram? Altın ve ipek kullanımı ile ilgili hadisler

İLİŞKİLİ HABER

Erkeklere ipek elbise ve altın neden haram? Altın ve ipek kullanımı ile ilgili hadisler

Tesettür farzdır


Sual: Dinimiz, kadının nasıl kapanacağını açıkça bildirdiğine göre bunun tartışması niçin yapılıyor? Tesettürü inkâr eden dinden çıkmaz mı?
CEVAP
Kadınların tesettürü kesin olarak açıklanmıştır. Tesettürle ilgili âyet-i kerimeleri Peygamber efendimiz açıklamış, âlimler de bizlere bildirmiştir. Bu husustaki tartışmalar kasıtlıdır.

Kur'an-ı kerimde genel olarak her şey, kısa olarak bildirilmiştir. Bunları Peygamber efendimiz açıklamış, o günden beri uygulanmıştır.

Kur'an-ı kerimde mealen, (Sakın ana-babana öf deme) buyuruluyor. (İsra 23)
Bir kimse, ana-babasına öf demese, fakat sopa ile dövse, sonra da (Ben öf demediğim için, Kur'anın emrine uydum) dese, bu kimse Kur'ana uymuş mu oluyor? Âyet-i kerimenin manası, (Ana-babanızı üzmeyin hatta onlara öf bile demeyin) demektir. (Beydavi)

Bunun için Kur'an-ı kerimdeki bir âyetin hükmünü öğrenmek için Kur'an tercümesine bakmak çok yanlış olur. Herkes Kur'an-ı kerimden hüküm çıkarabilseydi, hadis-i şerifler lüzumsuz olurdu.

Hırsızlık suçtur. Bir hakim, kanunları esas almadan, sırf Anayasaya göre bir hırsıza ceza veremez. Çünkü hırsızlığın cezası açıkça Anayasada bildirilmemiştir. Birçok hükümler kanunlarla açıklanmıştır.

Bunun gibi, dinimizin bir hükmünü öğrenmek için herkes Kur'an-ı kerime bakıp anlayamaz. Kur'an-ı kerim, hadis-i şeriflerle açıklanmıştır. Hadis-i şerifleri de anlamak büyük ilim işidir. Bunları da İslam âlimleri açıklamıştır. Onun için hiç kimseye Kur'an tercümesi okumasını tavsiye etmiyoruz. Bir okuyucu "Kur'an tercümesi, okuyarak dinsiz oldum" diye acı bir itirafta bulunmuştu.

Tıp kitabı okuyarak, ilaç yapmak ve hastaya teşhis koymak yanlıştır. Kur'an tercümesinden hüküm çıkarmak bundan daha büyük yanlıştır. Çünkü yanlış ilaç kullanan ölebilir. Fakat yanlış hüküm çıkaran imanını kaybedip, sonsuz azaba düşebilir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kur'anı kendi görüşü ile açıklayan, doğru olsa bile, muhakkak hata etmiştir.) [Nesai]

(Kur'anı kendi görüşüne göre tefsir eden kâfir olur.) [Mekt.Rabbani]

Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Mümin kadınlara söyle: [Yabancı erkeklere bakmaktan] sakınsınlar, ırzlarını korusunlar, [el, yüz gibi] görünen kısmı hariç, ziynetlerini [Saç ve gerdan gibi ziynet takılan yerleri] göstermesinler, başörtülerini yakalarına kadar [saç, kulak ve gerdanlarını] örtsünler!) [Nur 31]

Bu âyet-i kerimeden kadınların başörtüsünü sadece yakasına örteceği, baş ve vücudunun diğer yerlerini örtmenin gerekmediği anlaşılabilir. Gözünü neden sakınacak, ırzını nasıl koruyacak, ziynetten maksat nedir? Kına, sürme boya mıdır, altın, gümüş gibi ziynetler midir? Bu hususlar açık değildir, hadis-i şerifle bildirilmiştir. Bir âyet-i kerime meali de şöyle:
(Ey Nebi, hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına [dışarı çıkarken] cilbablarını [dış kıyafetlerini] giymelerini söyle! Bu, onların tanınıp, eza görmemelerine daha uygundur.) [Ahzab 59]

Bu tercümeye bakıp "Kadın, tanınıp eza edilmemesi için dış elbise giyer. Tanınıp eza edilmezse, çıplak gezebilir" diyenler çıkmıştır. Bu âyetleri Resul aleyhisselamın nasıl açıkladığına bakmalıdır.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Kadının [yüz ve iki elinden başka] bütün bedeni avrettir.) [Mecmaul-enhür, El-mugni]

Bu hadis-i şerifte kadının tesettürü açıkça bildiriliyor. Kur'an-ı kerimin 17 yerinde Resulullaha (De ki, bana tâbi olun) buyuruluyor. Allahü teâlânın Resulüne tâbi olup Onun bildirdiği şekilde tesettüre riayet etmelidir!

Hazret-i Esma, ince elbise ile gelince, Resulullah efendimiz baldızına bakmadı. Mübarek yüzünü çevirip (Ya Esma, bir kız, namaz kılacak yaşa gelince, yüz ve elleri hariç, vücudunu erkeklere gösteremez) buyurdu. (Ebu Davud)

Hazret-i Âişe validemiz buyurdu ki:
(İlk muhacir kadınlara Allah rahmet etsin! Tesettür âyeti inince, hemen futalarını yırtıp başlarını örttüler) buyurdu. (Buhari, Nesai)

Kadın avrettir, tesettürü farzdır. Âyet-i kerimeyi kendi görüşüne göre tefsir edip bu farzı inkâr etmek küfürdür.

Bir kadın açık gezse kâfir olmaz. Fakat kapanmanın lüzumsuz olduğunu söylerse kâfir olur. Günah ile küfür farklıdır.

Sual: "Teferruat" diyerek saçları açmak uygun mu? Sokağa çıkarken peruk takabilir miyim?
CEVAP
“Teferruat” diyerek saçları açmak haramdır. Hele kapanmaya önem vermeyenin imanı gider. Sokağa çıkarken peruk takmak zaruretsiz caiz değildir. Erkekler arasında başını açmak zarureti olduğu zaman, kadının peruk kullanması caiz ve lazım olur. Zaruret, başka çare bulamamak demektir. Sadece zaruret halinde peruk takabilirsiniz.

Sual: Namaz, oruç, zekât ve hac ne zaman farz oldu? Tesettür ne zaman emredildi?
CEVAP
Beş vakit namaz, miladi 621 yılında ve hicretten bir yıl önce mirac gecesinde farz oldu. Mirac’dan önce, yalnız sabah ve ikindi namazı vardı.
Hicret, 622 de oldu.
Ramazan orucu, 624’te farz oldu.
Zekât da 624’te Ramazan ayında farz oldu.
Hac ise 631’de farz oldu.
625 ve 627 yılında kadınlara örtünme emri geldi.

Kadınların Peygamber efendimize gelerek sual sormaları, oturup dinlemeleri hicab âyeti gelmeden önce idi. Hicab âyeti gelince, kadın erkek artık bir arada oturulmadı. Kadınlar soracaklarını, ezvac-ı tahirattan sorup öğrendiler. Resulullah efendimiz ise 632’de vefat etti. Demek ki Peygamber efendimiz, tesettür âyetinden 5 yıl sonra vefat etti. Ondan önce tesettür yoktu. Önceki hayatını anlatıp, “Resulullah kadınlarla oturup konuşurdu, kadınlar açık gezerdi” demek yanlış olur.

Sual: Usul ve füru nedir? Farzlar ve haramlar için, füruat denir mi?
CEVAP
Hanefi mezhebinin âlimleri, itikatta İmam-ı Mâtüridi’ye tabi olmuşlardır; çünkü İmam-ı Mâtüridi, usul ve füruda, İmam-ı a’zamın mezhebindedir. Usul, itikat demektir. Füru, ahkâm-ı islamiyye demektir. (Milel ve Nihal)

Açıkça bildirilen farzlara ve haramlara inanmak, mesela içkinin, kumarın, domuz etinin haram olduğuna, beş vakit namazın, orucun, zekâtın, tesettürün farz olduğuna inanmak da usuldendir, füruat değildir. Bunların farz veya haram olduklarını inkâr etmek, küfür olur.

İmam-ı Şafii hazretleri, (Usul bilgileri; kitap, sünnet ve icma-i ümmettir. Bunlara inanmak şarttır) buyurdu. (Mizan-ül-kübra)

 
 
 

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası