Yüzdeki Beni Hangi Doktor Alır

Ben aldırma işlemi için araştırma yapanların en çok merak ettiği hususlardan biri “ben aldırma sonrası iz kalır mı?” şeklindedir. Bu sorunun cevabı, hizmet alacağınız doktorun ben aldırma konusundaki deneyimi ve uygulayacağı yönteme göre değişir.

Örnek: Tecrübeli bir hekim tarafından uygulanan lazer ya da radyofrekans yöntemi sonrası herhangi bir iz kalmazken, aynı cihazı kullanan kişinin tecrübesiz olması halinde ise maalesef çukurluk şeklinde iz kalır.

Sonuç: Ben aldırma sonrası iz kalmaması için, hizmet alacağınız doktorun ben aldırma tecrübesi ve uygulayacağı yöntem çok önemlidir. Bir diğer önemli husus ise ben aldırma sonrası iyileşme sürecidir. İz kalma riskini azaltıcı ve iyileşme sürecini hızlandırıcı etkisi bulunan Kutalin Krem kullanmanızı öneririm. (1,8).

Ben aldırma sonrası izin kalıp kalmayacağını anlamak için: cildin yapısı ve ben alımında uygulanan tekniklerle ilgili özet de olsa bilgi sahibi olmak gerekir. Bu konuda bilgi vermeye çalışacağım. İlk olarak cildin yapısına bakalım mı?

CİLDİN YAPISI

Deri ya da cilt: Gözle gördüğünüz en üst katman (epidermis) yanı sıra onun alt katmanı dermis ve hemen altında ise hipodermis ya da subkutanöz dediğimiz 3 kısımdan oluşmaktadır.

Benlerin oluşumunda önemli bir etkisi bulunan melanositler: Derinin en üst katmanı olan epidermis kısmında bulunmaktadır. Yani cildin mm altında diyebiliriz. (2).

Dermis: Cildimizin ihtiyacı olan birçok gereksinimi barındırmaktadır. Damarlar, kolajenler, sinirler, salgı bezleri vs. bu katmanda bulunmaktadır. Ben aldırma işleminde bu katmana zarar vermemek gerekir. Aksi halde iz ya da çukurluk kalmasına neden olunur.

Cildin yapısını en güzel şekilde anlatan videolardan birini sizlerle paylaşmak istiyorum. Khan Academy Türkçe servisi tarafından hazırlanan Videoda cildin yapısı 2 farklı video ile ele alınmaktadır.

İlk video: &#;Deri Nedir? Epidermisi Tanıyalım (Sağlık Bilgisi ve Tıp)&#;

İkinci videoda ise Dermis hakkında bilgi verilmektedir. &#;Epidermisin Altında Ne Var? Dermis ve Hypodermisi Tanıyalım (Sağlık Bilgisi ve Tıp)&#; Videoya göz atmak için aşağıda yer alan bağlantıya tıklayabilirsiniz. funduszeue.info?v=buqvZn_46h8

BEN ALDIRMA YÖNTEMLERİ

Ben alımı yöntemleri, iz kalıp kalmaması konusunda yine belirleyici olmaktadır. Ben aldırma için hangi bölüme gidilir? Şeklinde sorular karşınıza mutlaka çıkmıştır. Bu soruya: Genel Cerrahi, Dermatoloji ve Plastik Cerrahi bölümü şeklinde yanıt vermekteyiz. Tercih edeceğiniz uzmanlık alanı, size uygulanacak olan yöntemi de tayin etmektedir. (3).

Örnek: Dermatoloji bölümüne seçmeniz halinde %90 kriyoterapi (benleri dondurma yöntemi) uygulanacaktır. Hizmet almadan önce uzmanlık alanlarını ve uyguladıkları yöntemleri kısaca tanımalısınız. Ben aldırma videolarını mutlaka izlemelisiniz. Aşağıda bununla ilgili videolar paylaşacağım.

RADYO FREKANS (ÖNERİLİR)

Dakika gibi kısa sürede ben aldırma imkanı sunan Radyo Frekans (RF) iz kalmama konusunda en iyi yöntem diyebiliriz. Genel cerrahi uzmanlarının ben aldırma, siğil, nasır gibi cilt problemlerinde kullandığı bu cihaz ile benler buharlaştırılmaktadır. Cilde dokunduğu anda yüksek ısı ile cilt eritilmektedir. Cilt seviyesine kadar uygulanmakta ve daha derine (dermis) altına inilmemektedir. Dermis altına inilmediği için cildi besleyen hücreler zarar görmez. (4).

Aşağıda yer alan videoda, RF ile yapılan ben aldırma işlemini yakından görebilirsiniz. Her bir işlemin sadece 1 dakika gibi kısa sürede yapıldığını göreceksiniz.

Günlük geçici pembelikten sonra neredeyse belirgin bir iz kalmaz.

LAZER

Lazerle ben aldırma en çok aranan yöntemler arasında yer almaktadır. Plastik ve estetik cerrahi uzmanları yanı sıra bazı genel cerrahlar sıkça uygular. Bazen güzellik merkezlerinde de yapıldığını görürsünüz. En çok dikkat edilmesi gereken yöntemlerden biridir.

Lazer epilasyonda da kullanıldığı gibi ameliyat esnasında bistüri (neşter) yerine cildi kesmek içinde kullanılabilir. Bu nedene birçok lazer tipi bulunmakta: Renk ve dalga boyuna göre değişmektedir. Lazerle ben aldırma yapan uzmanın konuya son derece hakim olması gerekir. Uygun cihaz seçimi, uygun dalga boyunun belirlenmesi gerekir. Aksi halde uzun seanslar süren işlem ya da benin olduğu yerde çukurluk oluşabilir.

Lazer ışınlarının, derin dokuya hasar vermemesine özen göstermek gerekir. Dermis ve alt katmanı hipodermis kısmı hasar görmesi halinde iyileşme süreci gecikecek ya da iz kalmasına neden olacaktır. (5)

AMELİYAT

Plastik cerrahi uzmanlarının en çok uyguladığı yöntemlerden biri olan ameliyat ile ben aldırma da yine iz bırakması muhtemel yöntemlerden biridir. Ameliyat ile benin olduğu yerden kesilerek çıkarılır.

Kesim işlemi ben yanı sıra çevre dokuyu da etkilemektedir. Aynı zamanda derin bir kesi yapılmaktadır. Sonrasında dikiş atılarak kesik kapatılır.

Plastik cerrahların dikiş şekli: Medikal estetik şeklinde olduğu için çok büyük boyutlu iz bırakmaz. İnce çizgi şeklinde bir iz kalabilir.

Ameliyatı genel cerrah yapması halinde ise (medikal estetik uzmanı değilse, medikal dikiş bilmiyorsa) çok korkunç bir dikiş izi kalabilir. Bu hususu doktorunuz ile konuşmalısınız.

KRİYOTERAPİ

Dermatoloji (Cildiye) uzmanlarının en çok uyguladığı yöntemlerden biri de Kriyoetrapi dediğimiz: Benleri dondurma yöntemidir. Sıvı azot ya da benzeri spreyler ile ben dondurularak, ciltten koparak ayrılması beklenir. İşlem yapılarak gün beklenir. Kopma işlemi yetersiz kalması halinde tekrar uygulama yapılır.

Kopma işlemi bazen de derinden olabilir. Bu durumda maalesef çukurluk şeklinde iz kalacaktır. Bu yönü ile dikkatli olmak ve doktorunuzdan bu konuda bilgi almalısınız. (6).

EVDE BEN ALDIRMA (UZAK DURUN)

Halk olarak kendi işimizi kendimiz yapma konusunda biraz fazla istekli olduğumuz söylenebilir. Bunu bilen üreticiler, işe yarar, yaramaz birçok ürün geliştirmektedir. Ben aldırma konusunda da asit içeren sıvılar, spreyler vs. ürünler satılmaktadır. Ana maddesi asit olan bu ürünlerle benin erilmesi amaçlanır. (7).

Asit oranı ürünlere göre değişmektedir. Uyguladığınız asit cildinizin hangi katmanına kadar etki edeceğini asla kestiremezsiniz. Aynı zamanda sağlıklı dokuya da zarar vererek: Ben haricinde yanık izi oluşturabilir. Bu tür uygulamalara itimat etmemenizi öneririm.

REFERANSLAR

1. Kaya, A. (). Ben Aldırma Sonrası İz Kalır mı?. Kaya, A. Erişim adresi: funduszeue.info
2. Tepe, T., Yıldızdaş, H. Y., Yurdakul, G. B., Ece, Ü., Celiloğlu, Ö., & Karakaş, M. (). Konjenital yaygın epidermal nevüs. Cukurova Medical Journal, 43(1),
3. Altınsoy, A. (). Ben Aldırma Nasıl Yapılır? Hangi Yöntemler Uygulanır?. Erişim adresi: funduszeue.info
4. Dai, S., He, S., Huang, X., Chen, P., Li, Q., Guo, J., … & Zeng, K. (). Safety and effectiveness of 5‐aminolevulinic acid photodynamic therapy combined with fractional micro‐plasma radio‐frequency treatment for verrucous epidermal nevus: A retrospective study with long‐term follow‐up. The Journal of Dermatology.
5. Koç, E., Yeniay, Y., Yeşil, H., Çalışkan, E., & Açıkgöz, G. (). Epidermal ve dermal benin deri lezyonlarında ablatif fraksiyonel Er: YAG (Erbium: Yttrium-Aluminum-Garnet) lazer tedavisinin etkinliği: Retrospektif çalışma. TÜRKDERM-Deri Hastalıkları ve Frengi Arşivi, 48(1),
6. TARIM, G., Cantürk, T., Şentürk, N., & TURANLI, A. (). Dermatolojik tedavide kriyoterapi kullanımı. Journal of Experimental and Clinical Medicine, 17(3).
7. Milton, G. P., DiGiovanna, J. J., & Peck, G. L. (). Treatment of nevus comedonicus with ammonium lactate lotion. Journal of the American Academy of Dermatology, 20(2),
8. Şirin, S. (). Kutalin Krem Nedir?. Erişim Adresi: funduszeue.info

Op. Dr. Atilla Kaya

Op. Dr. Atilla Kaya, deneyimli bir genel cerrahi uzmanı olup aynı zamanda medikal estetik uzmanıdır. Özellikle proktoloji alanında uzmandır ve makat hastalıkları teşhis ve tedavisi konusunda önemli bir tecrübeye sahiptir.

Genetik faktörlerin oluşumunda etkili olduğu düşünülen et beni, deri dokusunun düzensiz gelişimine bağlı olarak gelişir. Saplı ben olarak da adlandırılan et beni, genellikle ağrısızdır ve kansere dönüşme riski taşımazlar. Peki, et beni için hangi bölüm/doktora gidilir? Bilinmesi gerekenleri haberimizde sizler için derledik…

ET BENİ NEDİR?

Çoğunlukla gençlik döneminde oluşan et beni, deri altında kökü olmayan ve ciltte çıkıntı oluşturar oluşumlardır. Tıp dilinde fibroepitelyal polip, akrokordon ya da molluscum pendulum olarak tanımlanır. Ağrısızdır, ciltte kansere dönüşme riski taşımazlar.

Et beni genetik geçişli olabildiğinden ailesinde et beni olanlarda oluşma riski yüksektir. Et beninin boyutları farklılıklar gösterebilir. 2 milimetreden (mm), 1 santimetreye (cm) kadar değişebilir ve bazıları 5 cm'ye ulaşabilir. Genellikle kaşınma, zedelenme ya da sürtünme olmadığında herhangi bir yakınma söz konusu değildir.

Et beni, vücutta çoğunlukla cildin katlandığı yerlerde (boyun, koltuk altı, kasık, genital bölge ve göz kapağı) ve nadiren sırt ve göğüste görülür.

Et beni kan damarları ve kalojen liflerinden oluşan bir yapıdır ve oluşumunda pek çok faktör rol oynar. En önemli faktör de bir protein türü olan kalojendir. Et beni çoğunlukla genetik geçişlidir yani ailesinde et beni olan kişilerin vücutlarının aynı bölgelerinde et beni görülme olasılığı yüksektir. Hamilelik süreçlerinde et beni görülme olasılığı da oldukça yüksektir. Bunun nedeni hormonlarda meydana gelen değişimledir. Bu süreç boyunca et beni sayılarında artış görülmesi sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Ayrıca obez olanlar, insülin direnci yüksek olanlar ve tip-2 diyabeti olan kişilerde et beni oluşma riski çok fazladır.

ET BENİ İÇİN HANGİ DOKTORA GİDİLİR?

Rahatsızsanız ya da bir hastalığa yol açacağını düşünüyorsanız et beni için, hastanelerin cildiye ve genel cerrahi bölümlerine başvurmanız gerekmektedir.

"Leke", ciltte oluşan her türlü izi ifade eden geniş bir terimdir ve çok sayıda leke türü vardır. Cilt lekelerine yol açan etkenlerin başında güneş ışınları gelmekte. Yaşla birlikte oluşan kahverengi lekelerin yanı sıra, gebelik, sivilce lekeleri de sıklıkla gözlenmektedir. Birbirinden farklı oluşumları olan lekelerden kurtulmak da mümkün. Peki, cilt lekeleri için hangi bölüm/doktora gidilir? Merak edilen tüm detaylar haberimizde…

funduszeue.info

Yayınlanma: - 09 Eylül Güncellenme:

Aşırı güneşe maruz kalma, hormonal değişiklikler, bazı enfeksiyonlar ve stres, lekelerin gelişiminde birincil katkıda bulunan faktörlerden bazılarıdır. Altta yatan duruma bağlı olarak bazıları kendi kendine yok olurken bazıları tedaviye ihtiyaç duyar. Peki, cilt lekeleri için hangi bölüm/doktora gidilir? Bilinmesi gerekenleri haberimizde sizler için derledik.

CİLT LEKELERİ İÇİN HANGİ BÖLÜM/DOKTORA GİDİLİR?

Cilt lekeleri şikayeti olanların Dermatoloji (Deri Hastalıkları – Cildiye) bölümüne başvurmaları gerekir. Uzman hekim öncelikle lekenin rengini, oluşumunu inceleyerek lekeye teşhis koyabilmek adına gerekli görüntüleme ve gerekirse patolojik incelemeleri sağlayarak buna uygun tedavileri sunacaktır.

CİLT LEKESİ NEDİR?

Leke, derideki herhangi bir iz için kullanılan terimdir. Aşırı güneşe maruz kalma, hormonal değişiklikler, genetik faktörler, beslenme bozuklukları, bazı enfeksiyonlar ve stres lekelerin gelişimine katkıda bulunan etkenlerden bazılarıdır. Bazı lekeler acil tıbbi tedavi gerektiren cilt kanseri gibi altta yatan daha ciddi bir durumun göstergesi olabilir. Çok sayıda leke türü vardır.

Foto: shutterstock

Bunlar:

– Yaş lekeleri: Karaciğer veya yaşlılık lekeleri olarak da adlandırılan lentijinler genellikle mm çapında düz, iyi huylu lezyonlardır. Bu lekeler, kahverengiden siyaha kadar değişebilir ve genellikle tekrar tekrar güneşe maruz kalmadan kaynaklı olarak orta yaşlarda ortaya çıkar.

– Melazma: Bazen kloazma olarak da adlandırılan melazma, genellikle yüzde kahverengi lekelerin görüldüğü bir durumdur. Genellikle hormonal değişikliklerle tetiklenirler ve sıklıkla bu nedenle hamile kadınlarda görülürler.

– Doğum lekeleri: Doğum lekeleri, normalde doğumda bulunan cildimizdeki renkli lekelerdir. Bazen bu lekeler kırmızı renkte olabilir. Bu durumdaki lekeler, genellikle “vasküler doğum lekesi” dir. Doğum lekeleri derideki anormal kan damarlarından kaynaklanır. Diğer ana doğum lekesi türüne “pigmentli doğum lekesi” denir. Bu tür doğum lekesi doğumda bulunur ve genellikle kahverengi, siyah veya mavimsi gri renklidir.

– Hemanjiyomlar: Kan damarlarının kümelenmesiyle oluşan iyi huylu lekelerdir. Genellikle deride veya bazen iç organlarda, özellikle karaciğerde görünürler. Normalde doğumda bulunurlar ve nadiren semptomlara neden olurlar.

– Seboreik Dermatit: Kırmızı, kaşıntılı ve pullu döküntülerin tipik olarak kafa derisi üzerinde ve aynı zamanda vücudun diğer bölgelerinde geliştiği bir cilt rahatsızlığıdır. Genellikle psoriazis, egzama veya alerjik reaksiyondan kaynaklanan döküntülere benzemektedir. Kızarıklık bulaşıcı değildir, ancak genellikle uzun süreli bir durumdur.

– Vitiligo: Derinin beyaz lekeler oluşturduğu bir hastalıktır. Melanosit hücreleri melanin üretmeyi bıraktığında ya da işlevlerini kaybettiklerinde ortaya çıkar. Durumun nedenleri belirsizdir, ancak otoimmün bir hastalık olduğu düşünülmektedir. Her yaşta ve vücudun herhangi bir yerinde görülebilir. Bazen beyaz yamalar vücudun her tarafına yayılır ve ilerleyen zamanlarda aynı büyüklükte kalırlar. Vitiligo genellikle, zamanla daha büyük bir yamaya dönüşür ya da deri üzerinde küçük soluk bir nokta olarak görülür. Vitiligo genellikle zararsızdır ve bulaşıcı değildir, ancak kozmetik görünümü, vitiligodan muzdarip olan kişilerde duygusal ve psikolojik sıkıntıya neden olabilir.

– Albinizm: Hipoigmentasyonun bir başka aşırı şeklidir ve melanin üretiminde gerekli olan enzim olan tirozinazın yokluğuna veya yokluğuna bağlı olarak deri, saç ve gözlerdeki pigmentasyonun kısmen veya tamamen yok olmasına neden olur. Dünyada her kişiden birinde görüldüğü tahmin edilmektedir. Doğumda tüm ırkları etkileyen bir genetik bozukluktur. Albinizm, melanin üretiminden sorumlu bir veya birkaç gendeki bir kusurdan kaynaklanır.

– Akne: Akne, sebum (yağ), bakteri veya kir saç foliküllerini tıkadığında ortaya çıkar. Akne bazen ciltte koyu lekeler veya yara izi bırakabilir.

– Dermatit: Dermatit, cildin iltihaplanmasıdır. Genellikle kaşıntılı bir döküntü ile şişmeye neden olur.

– Egzama: Egzama kişiden kişiye değişen ve birçok farklı biçimde ortaya çıkan bireysel bir hastalıktır. Hastalık bulaşıcı değildir. Hafif egzama vakalarında, cilt kuru, pullu, kırmızı ve kaşıntılıdır. Daha şiddetli vakalarda, deride döküntü, kabuklanma ve kanama meydana gelir. Sürekli kaşıma cildin parçalanmasına ve kanamasına neden olur. Bu durumda, cildi enfeksiyona açık bırakır.

– Sedef hastalığı: Bu, cilt hücrelerinin büyümesini hızlandıran kronik, otoimmün bir cilt hastalığıdır.

– Mantar enfeksiyonları: Bir mantarın neden olduğu cilt veya tırnakların enfeksiyonu

– Siğiller: Bunlar bir virüs cildin üst tabakasını etkilediğinde ortaya çıkan bulaşıcı, iyi huylu cilt büyümeleridir

– Uçuk: Herpes simpleks virüsünün neden olduğu ağız yakınında iltihaplı kabarcık

– Cilt kanseri: Cilt hücrelerinin kontrolsüz büyümesidir. Cilt kanserleri görünüm ve renk olarak değişebilir. Bazı cilt kanseri formları, düzensiz sınırları olan koyu benlere benzemektedir. Diğerleri sarı kabuklara veya kabarık kırmızı yumrulara benzer.

beyazcilt kanseriEgzamaeylemEylem AcargebelikgenetikGüneşhamileMaskesivilce