siyami ersek kalp ve damar hastalıkları hastanesi / Dr. Siyami Ersek Göğüs, Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Siyami Ersek Kalp Ve Damar Hastalıkları Hastanesi

siyami ersek kalp ve damar hastalıkları hastanesi

'Hayat Tarzını Değiştir, Kalbini Koru'

  • Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Cevdet Koçoğulları, kalp sağlığını korumak, kalp-damar hastalıkları ve inmeyi önlemek veya geciktirmenin bu hastalığa yol açan sebepleri ortadan kaldırmak ve çocukluktan itibaren kalp dostu beslenmeyle mümkün olacağını kaydetti.

    Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Cevdet Koçoğulları, kalp sağlığını korumak, kalp-damar hastalıkları ve inmeyi önlemek veya geciktirmenin bu hastalığa yol açan sebepleri ortadan kaldırmak ve çocukluktan itibaren kalp dostu beslenmeyle mümkün olacağını kaydetti.

  • Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Cevdet Koçoğulları, kalp sağlığını korumak, kalp-damar hastalıkları ve inmeyi önlemek veya geciktirmenin bu hastalığa yol açan sebepleri ortadan kaldırmak ve çocukluktan itibaren kalp dostu beslenmeyle mümkün olacağını kaydetti." dedi.

    Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Cevdet Koçoğulları, kalp sağlığını korumak, kalp-damar hastalıkları ve inmeyi önlemek veya geciktirmenin bu hastalığa yol açan sebepleri ortadan kaldırmak ve çocukluktan itibaren kalp dostu beslenmeyle mümkün olacağını kaydetti." dedi.

  • Doç. Dr. Koçoğulları 29 Eylül Dünya Kalp Günü dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, tüm dünyada yaşamı tehdit eden sağlık sorunları arasında ilk sırada yer alan kalp ve damar hastalıklarının, anne karnından başlayarak her yaş grubunda görüldüğünü anlattı.

    Doç. Dr. Koçoğulları 29 Eylül Dünya Kalp Günü dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, tüm dünyada yaşamı tehdit eden sağlık sorunları arasında ilk sırada yer alan kalp ve damar hastalıklarının, anne karnından başlayarak her yaş grubunda görüldüğünü anlattı.

  • Küresel olarak bir numaralı ölüm sebebi olan kalp-damar hastalıklarının Türkiye'de her yıl yaklaşık 300 bin kalp krizi ve 125 bin ölüme yol açtığına işaret eden Koçoğulları, hastalığın sııklığının dünyayla birlikte Türkiye'de de arttığını kaydetti.

    Küresel olarak bir numaralı ölüm sebebi olan kalp-damar hastalıklarının Türkiye'de her yıl yaklaşık 300 bin kalp krizi ve 125 bin ölüme yol açtığına işaret eden Koçoğulları, hastalığın sııklığının dünyayla birlikte Türkiye'de de arttığını kaydetti.

  • Koçoğulları, "Ülkemizde özellikle eğitim ve gelir düzeyinin artması, beslenme alışkanlıkların değişmesi, doğumda beklenen yaşam süresinde artış, bulaşıcı hastalık ve diğer hastalıklara bağlı ölüm oranlarında azalmayla birlikte kalp-damar rahatsızlıkları, inme ve şeker hastalığının görülme oranlarında artış olmuştur." diyerek, Dünya Sağlık Örgütü'nün, yaşam tarzı değişiklikleri ve düzeltilebilir risk faktörlerinin kontrol altına alınmasıyla kalp-damar hastalıklarına bağlı ölümlerinin yüzde 70 önlenebileceğini bildirdiğini aktardı.

    Koçoğulları, "Ülkemizde özellikle eğitim ve gelir düzeyinin artması, beslenme alışkanlıkların değişmesi, doğumda beklenen yaşam süresinde artış, bulaşıcı hastalık ve diğer hastalıklara bağlı ölüm oranlarında azalmayla birlikte kalp-damar rahatsızlıkları, inme ve şeker hastalığının görülme oranlarında artış olmuştur." diyerek, Dünya Sağlık Örgütü'nün, yaşam tarzı değişiklikleri ve düzeltilebilir risk faktörlerinin kontrol altına alınmasıyla kalp-damar hastalıklarına bağlı ölümlerinin yüzde 70 önlenebileceğini bildirdiğini aktardı.

  • Kalp-damar hastalıklarının bireysel genetik özelliklerin yanı sıra, beslenme ve yaşam tarzıyla doğrudan ilişkili olduğuna dikkati çeken Koçoğulları, şunları kaydetti:

    Kalp-damar hastalıklarının bireysel genetik özelliklerin yanı sıra, beslenme ve yaşam tarzıyla doğrudan ilişkili olduğuna dikkati çeken Koçoğulları, şunları kaydetti:

  • "Özellikle sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam tarzı ve bunun sonucu olan obezite, kan şekeri, kolesterol ve tansiyon yüksekliği, kalp-damar hastalıkları gelişiminde önemli rol oynamaktadır. Bunun yanında sigara, hava kirliliği, yoğun fiziksel ve ruhsal stres, alkol kullanımı risk faktörleri arasında sayılabilir. Kalp sağlığımızı korumak, kalp-damar hastalıkları ve inmeyi önlemek veya geciktirmek, bu hastalığa yol açan sebepleri ortadan kaldırmak ve çocukluktan itibaren kalp dostu beslenmeyle mümkündür.

    "Özellikle sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam tarzı ve bunun sonucu olan obezite, kan şekeri, kolesterol ve tansiyon yüksekliği, kalp-damar hastalıkları gelişiminde önemli rol oynamaktadır. Bunun yanında sigara, hava kirliliği, yoğun fiziksel ve ruhsal stres, alkol kullanımı risk faktörleri arasında sayılabilir. Kalp sağlığımızı korumak, kalp-damar hastalıkları ve inmeyi önlemek veya geciktirmek, bu hastalığa yol açan sebepleri ortadan kaldırmak ve çocukluktan itibaren kalp dostu beslenmeyle mümkündür.

  • Özellikle Akdeniz tipi diyet dediğimiz zeytinyağı, sebze, meyve ve balık zengin besinlerle beslenmenin bilimsel olarak kalp hastalıkları gelişimi üzerine olumlu etkileri gösterilmiş ülkemiz insanı için en yararlı beslenme tarzıdır. Bununla birlikte işlenmemiş tahıllar, baklagiller, az yağlı süt ürünleri, deniz ürünleri, fındık, ceviz ve badem gibi kuruyemişler soframızda yer almalı, kırmızı et tüketimi ve doymuş yağlar azaltılmalı, zeytinyağı ve diğer sıvı yağlara daha fazla yer verilmelidir."

    Özellikle Akdeniz tipi diyet dediğimiz zeytinyağı, sebze, meyve ve balık zengin besinlerle beslenmenin bilimsel olarak kalp hastalıkları gelişimi üzerine olumlu etkileri gösterilmiş ülkemiz insanı için en yararlı beslenme tarzıdır. Bununla birlikte işlenmemiş tahıllar, baklagiller, az yağlı süt ürünleri, deniz ürünleri, fındık, ceviz ve badem gibi kuruyemişler soframızda yer almalı, kırmızı et tüketimi ve doymuş yağlar azaltılmalı, zeytinyağı ve diğer sıvı yağlara daha fazla yer verilmelidir."

  • - Kan kolesterolü, kan basıncı ve kan şekeri yüksekliğine dikkat  <p>    Doç. Dr. Koçoğulları, kan kolesterolü yüksekliğinin, kan basıncı ve kan şekeri yüksekliğiyle kalp-damar hastalığı gelişimi için önemli bir risk faktörü olduğunu, hekim tarafından takibinin, gerekli olması halindeyse tedavisinin yapılması gerektiğinin altına çizerek, kan basıncı ve kan şeker düzeyinin özellikle 40 yaşın üzerindeki bireylerde rutin olarak kontrol edilmesinin, hipertansiyon ve diyabet saptanan hastaların uygun olarak tedavisinin korunmada önem arz ettiğini belirtti.

    - Kan kolesterolü, kan basıncı ve kan şekeri yüksekliğine dikkat

    Doç. Dr. Koçoğulları, kan kolesterolü yüksekliğinin, kan basıncı ve kan şekeri yüksekliğiyle kalp-damar hastalığı gelişimi için önemli bir risk faktörü olduğunu, hekim tarafından takibinin, gerekli olması halindeyse tedavisinin yapılması gerektiğinin altına çizerek, kan basıncı ve kan şeker düzeyinin özellikle 40 yaşın üzerindeki bireylerde rutin olarak kontrol edilmesinin, hipertansiyon ve diyabet saptanan hastaların uygun olarak tedavisinin korunmada önem arz ettiğini belirtti.

  • Özellikle günde 30 dakika hafif ve orta şiddette egzersiz yapmanın kiloyu kontrol etmenin yanında obezite ve diyabet gelişimini azaltarak genel sağlığa da olumlu katkılarda bulunacağını ifade eden Koçoğulları, "Ayrıca hayata karşı iyimser olmak, aile ve çevreyle kaliteli zaman geçirmek, uyku düzenini kontrol altında tutmak da önemlidir. Özetle kalp sağlığını korumak için, kalp dostu besinler tüketerek sağlıklı beslenin. Aktif olun, hareketli yaşayın. Tütün, sigara ve içki tüketiminden uzak durun. Sağlıklı vücut ağırlığınızı koruyun, fazla kilolarınızdan kurtulun. Kan basıncınızı ve kan şekerinizi kontrol altında tutun. Kan değerleri ölçümünüzü düzenli olarak yaptırın." tavsiyesinde bulundu.

    Özellikle günde 30 dakika hafif ve orta şiddette egzersiz yapmanın kiloyu kontrol etmenin yanında obezite ve diyabet gelişimini azaltarak genel sağlığa da olumlu katkılarda bulunacağını ifade eden Koçoğulları, "Ayrıca hayata karşı iyimser olmak, aile ve çevreyle kaliteli zaman geçirmek, uyku düzenini kontrol altında tutmak da önemlidir. Özetle kalp sağlığını korumak için, kalp dostu besinler tüketerek sağlıklı beslenin. Aktif olun, hareketli yaşayın. Tütün, sigara ve içki tüketiminden uzak durun. Sağlıklı vücut ağırlığınızı koruyun, fazla kilolarınızdan kurtulun. Kan basıncınızı ve kan şekerinizi kontrol altında tutun. Kan değerleri ölçümünüzü düzenli olarak yaptırın." tavsiyesinde bulundu.

  • - "Kardiyovasküler hastalıklar ve riskleri hakkında farkındalık çok önemli"  <p>  Sağlık Bilimleri Üniversitesi Haseki Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Kardiyoloji Eğitim Sorumlusu Doç. Dr. Mehmet Mustafa Can da "Son yıllarda, Türk toplumu küresel eğilimlere ayak uydurarak en yüksek kardiyovasküler sistem ve dolaşım sistemi hastalıklarına maruz kaldı." dedi.

    - "Kardiyovasküler hastalıklar ve riskleri hakkında farkındalık çok önemli"

    Sağlık Bilimleri Üniversitesi Haseki Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Kardiyoloji Eğitim Sorumlusu Doç. Dr. Mehmet Mustafa Can da "Son yıllarda, Türk toplumu küresel eğilimlere ayak uydurarak en yüksek kardiyovasküler sistem ve dolaşım sistemi hastalıklarına maruz kaldı." dedi.

  • Can, çoğunlukla sağlıksız bir yaşam biçimine atfedilen kalp-damar hastalıklarının dünya çapında önde gelen ölüm nedeni olduğunu vurgulayarak, TÜİK verilerine göre dolaşım sistemi hastalıklarına yakalanan hastalarda mortalite oranının kalp ve serebrovasküler hastalıklar arasında en yüksek olduğunu ifade etti.

    Can, çoğunlukla sağlıksız bir yaşam biçimine atfedilen kalp-damar hastalıklarının dünya çapında önde gelen ölüm nedeni olduğunu vurgulayarak, TÜİK verilerine göre dolaşım sistemi hastalıklarına yakalanan hastalarda mortalite oranının kalp ve serebrovasküler hastalıklar arasında en yüksek olduğunu ifade etti.

  • Dolaşım sistemi hastalıklarının önlenmesi için sigara içilmemesinin, alkol tüketiminin azaltılmasının, daha fazla fiziksel aktivite yapılmasının ve daha fazla meyve, sebze tüketmenin hayati öneme sahip olduğunu aktaran Can, şöyle devam etti:

    Dolaşım sistemi hastalıklarının önlenmesi için sigara içilmemesinin, alkol tüketiminin azaltılmasının, daha fazla fiziksel aktivite yapılmasının ve daha fazla meyve, sebze tüketmenin hayati öneme sahip olduğunu aktaran Can, şöyle devam etti:

  • "Kardiyovasküler hastalıkların hızındaki artışın ülkedeki hızlı yaşlanan nüfusa bağlı olduğunu ve bu hastalıkların yaşam beklentisinin ve diyabet vakalarının artması nedeniyle yakın gelecekte daha yaygın olacağı bilinmektedir. Türkiye'nin yaşlı nüfusunun oranı, son 5 yıl içinde yüzde 17,1 arttıktan sonra 2016 yılı itibarıyla 6,6 milyon kişiye ulaştı. Rakamlar, gittikçe daha fazla kişinin yerleşik bir yaşam tarzı izlediğini göstermektedir.

    "Kardiyovasküler hastalıkların hızındaki artışın ülkedeki hızlı yaşlanan nüfusa bağlı olduğunu ve bu hastalıkların yaşam beklentisinin ve diyabet vakalarının artması nedeniyle yakın gelecekte daha yaygın olacağı bilinmektedir. Türkiye'nin yaşlı nüfusunun oranı, son 5 yıl içinde yüzde 17,1 arttıktan sonra 2016 yılı itibarıyla 6,6 milyon kişiye ulaştı. Rakamlar, gittikçe daha fazla kişinin yerleşik bir yaşam tarzı izlediğini göstermektedir.

  • Sağlık Bakanlığı, bu olguyla mücadele etmek, halkı sağlıksız atıştırmalıklardan kaçınmaya ve daha sağlıklı gıdalara ve rutin egzersizlere yönelmeye teşvik etmeyi amaçlıyor. Bakanlığımız, şehir çapında ve ülke genelinde yürüyüşler organize ediyor ve insanları daha fazla fiziksel faaliyette bulunmaya teşvik etmek için bisiklet kullanımını teşvik ediyor. Sağlık yetkilileri, kırsal alanlardan şehir merkezlerine göçün insanların alışkanlıklarını değiştirdiğini, sağlıklı beslenme ve emek gücünün yerini fast-food ve ofis işleri almaya başladığını ve insanların tüketim kültürüne, yağ içeriği yüksek yemekler, düzenli egzersiz eksikliği ve kalabalık şehirlerde yaşamla ilişkili günlük hayatın stresleriyle uğraşmaya maruz kaldığını belirtiyor."

    Sağlık Bakanlığı, bu olguyla mücadele etmek, halkı sağlıksız atıştırmalıklardan kaçınmaya ve daha sağlıklı gıdalara ve rutin egzersizlere yönelmeye teşvik etmeyi amaçlıyor. Bakanlığımız, şehir çapında ve ülke genelinde yürüyüşler organize ediyor ve insanları daha fazla fiziksel faaliyette bulunmaya teşvik etmek için bisiklet kullanımını teşvik ediyor. Sağlık yetkilileri, kırsal alanlardan şehir merkezlerine göçün insanların alışkanlıklarını değiştirdiğini, sağlıklı beslenme ve emek gücünün yerini fast-food ve ofis işleri almaya başladığını ve insanların tüketim kültürüne, yağ içeriği yüksek yemekler, düzenli egzersiz eksikliği ve kalabalık şehirlerde yaşamla ilişkili günlük hayatın stresleriyle uğraşmaya maruz kaldığını belirtiyor."

  • Doç. Dr. Mehmet Mustafa Can, kalp ve damar hastalıkları bakımından da değiştirilebilir ve değiştirilemeyen risk faktörleri olduğunu anlatarak, "Etnik köken ve yaş modifiye edilemez ve değiştirilemez. Ancak tedavi edilebilir veya değiştirilebilen risk faktörleri, tütün ve alkol kullanımı, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol ve diyabet, egzersiz ve diyettir. Tansiyon algılanırsa ve kontrol altında tutulursa, hipertansiyon önlenebilir ve başarıyla tedavi edilebilir ve düzenli olarak egzersiz yaparak, sağlıklı bir diyetle değiştirerek kan lipit profilleri değiştirilebilir, kolestrol kontrol edilebilir." diye konuştu.

    Doç. Dr. Mehmet Mustafa Can, kalp ve damar hastalıkları bakımından da değiştirilebilir ve değiştirilemeyen risk faktörleri olduğunu anlatarak, "Etnik köken ve yaş modifiye edilemez ve değiştirilemez. Ancak tedavi edilebilir veya değiştirilebilen risk faktörleri, tütün ve alkol kullanımı, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol ve diyabet, egzersiz ve diyettir. Tansiyon algılanırsa ve kontrol altında tutulursa, hipertansiyon önlenebilir ve başarıyla tedavi edilebilir ve düzenli olarak egzersiz yaparak, sağlıklı bir diyetle değiştirerek kan lipit profilleri değiştirilebilir, kolestrol kontrol edilebilir." diye konuştu.

  • En büyük zorluğun, kardiyovasküler hastalık ve hipertansiyon, tanı konmamış diyabet ve zayıf kolesterol gibi gizli hastalıklara ilişkin bilinç eksikliği olduğunu dile getiren Can, kardiyovasküler hastalıklar ve riskleri hakkında farkındalık oluşturmanın çok önemli olduğunu sözlerine ekledi.

    En büyük zorluğun, kardiyovasküler hastalık ve hipertansiyon, tanı konmamış diyabet ve zayıf kolesterol gibi gizli hastalıklara ilişkin bilinç eksikliği olduğunu dile getiren Can, kardiyovasküler hastalıklar ve riskleri hakkında farkındalık oluşturmanın çok önemli olduğunu sözlerine ekledi.

  • APA ALPAY L, LAÇİN T, DOĞRUYOL T, BAYSUNGUR V, YALÇINKAYA İ (2015). Süreyyapaşa'da bir göğüs ve kalp ve damar cerrahisi uzmanı: Siyami Ersek. Türk Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Dergisi, 23(1), 199 - 203. Chicago ALPAY Levent,LAÇİN TUNÇ,DOĞRUYOL Talha,BAYSUNGUR Volkan,YALÇINKAYA İRFAN Süreyyapaşa'da bir göğüs ve kalp ve damar cerrahisi uzmanı: Siyami Ersek. Türk Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Dergisi 23, no.1 (2015): 199 - 203. MLA ALPAY Levent,LAÇİN TUNÇ,DOĞRUYOL Talha,BAYSUNGUR Volkan,YALÇINKAYA İRFAN Süreyyapaşa'da bir göğüs ve kalp ve damar cerrahisi uzmanı: Siyami Ersek. Türk Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Dergisi, vol.23, no.1, 2015, ss.199 - 203. AMA ALPAY L,LAÇİN T,DOĞRUYOL T,BAYSUNGUR V,YALÇINKAYA İ Süreyyapaşa'da bir göğüs ve kalp ve damar cerrahisi uzmanı: Siyami Ersek. Türk Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Dergisi. 2015; 23(1): 199 - 203. Vancouver ALPAY L,LAÇİN T,DOĞRUYOL T,BAYSUNGUR V,YALÇINKAYA İ Süreyyapaşa'da bir göğüs ve kalp ve damar cerrahisi uzmanı: Siyami Ersek. Türk Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Dergisi. 2015; 23(1): 199 - 203. IEEE ALPAY L,LAÇİN T,DOĞRUYOL T,BAYSUNGUR V,YALÇINKAYA İ "Süreyyapaşa'da bir göğüs ve kalp ve damar cerrahisi uzmanı: Siyami Ersek." Türk Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Dergisi, 23, ss.199 - 203, 2015. ISNAD ALPAY, Levent vd. "Süreyyapaşa'da bir göğüs ve kalp ve damar cerrahisi uzmanı: Siyami Ersek". Türk Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Dergisi 23/1 (2015), 199-203.
    Dr. Siyami Ersek
    Türkiye’de Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalının gelişmesine, emek vermiş önemli kişilerden biri olarak kabul edilen Prof. Dr. Siyami Ersek; 6 Haziran 1920’de Uşak’ta doğmuştur. Aslen İzmir’li olan ailesi, Yunan işgalinden dolayı bu şehre yerleşmiştir. Babası Yüzbaşı Arif Hikmet Bey, 1. Dünya Savaşı ve İstiklal Savaşı’na katılmıştır. Beş kardeşin dördüncüsü olan Ersek, ilkokulu İzmir İkiçeşme’de, ortaokulu İzmir Erkek Lisesi ve liseyi de İstanbul Erkek Lisesi’nde okumuştur. Her üç okulu da birincilikle bitiren Ersek, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni de 1944 yılında birincilikle tamamlamıştır. Parlak bir öğrencilik dönemi geçiren Ersek, henüz öğrenci iken, 1942-1944 yılları arasında Anatomi Enstitüsü’nde asistanlık yapmıştır. Mezun olduğu yıl, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Hastanesi Cerrahi Kliniği’nde Genel Cerrahi ihtisasına başlamıştır. Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Siyami Ersek, 1948 yılında Anesteziyoloji ve Akciğer Cerrahisi dalında staj yapmak için “British Council bursu” ile İngiltere’ye gitmiştir. İki yıl sonra geri dönen Dr. Siyami Ersek, 1951’den itibaren Sağlık Bakanlığı’na geçmiş ve Heybeliada Sanatoryumu’nda cerrahi şefi olarak göreve başlamıştır.

    Süreyyapaşa Hastanesi
    Süreyyapaşa Hastanesi; 1950 yılında Adalet ve Süreyya İlmen’in hibe ettiği, 1800 dönümlük “Narlıdere Çiftliği”nde yaptırılan küçük bir binada hizmet vermeye başlamıştır. Ardından, 30.11.1951’de bugünkü cerrahinin olduğu D blok inşa edilerek 20 hasta yatağıyla hizmete açılmıştır. Yine 1952 yılında ahşap bir bina olan “Harem Köşkü” restore edilerek, 50 yataklı hasta servisine dönüştürülmüş, “Selamlık Köşkü” de idari bina olarak kullanılmaya başlanmıştır. Kayıtlardan anlaşıldığı üzere, 1952-1958 yılları arasında çok sayıda akciğer hastası (5058 kişi) burada yatarak tedavi görmüştür. Hasta sayısındaki artış nedeni ile, 350 yataklı A blok inşa edilerek, 1957 yılında hizmete açılmıştır. A blokta göğüs cerrahi servisi faaliyete girmiş ve her türlü akciğer ameliyatları yapılmaya başlanmıştır (Şekil 1).

    Şekil 1: Süreyyapaşa hastanesi tarihi A-blok açılış töreni.

    Sağlık Bakanlığı tarafından göğüs hastalıkları dalında uzman yetiştirme yetkisi 1953 yılında tanınır iken, göğüs cerrahisine akciğer cerrahisi dalında asistan yetiştirme yetkisi 1958 yılında tanınmıştır.

    Türkiye’de göğüs cerrahisinin başlangıcı ile ilgili yazılı kaynak bulmak zor olmakla birlikte, ilk çalışmaların Prof. Dr. Burhanettin Toker ile başladığını görmekteyiz. Dr Toker “Akciğer tüberkülozunun cerrahi tedavisi” kitabını 1927 yılında yayınlamıştır. Yine 1938’de yayınladığı, “Akciğer Abseleri’’ kitabında, 1934-38 yılları arasında, Nissen ile birlikte olduğu klinikte, 59 akciğer ameliyatı yapıldığından bahsetmektedir. Bunların arasında, bir pulmoner arter ligasyonu, üç lobektomi, 27 torakoplasti bulunmaktadır.[1] Doç. Dr. Fahri Arel, İstanbul Üniversitesi’nin 81. yayını olarak, “Bronşektaziler ve Bronş fistülünün kapatılması” kitabını 1939’da yayınlamıştır.

    Ülkemizde 1950’li yıllardan önce pnömonektomi ile ilgili literatür eksikliği bulunmaktadır. İlk pnömonektomilerin birbirinden ayrı olarak 1951 yılında Dr. Orhan Bumin, (Ankara) ve Dr. Siyami Ersek (İstanbul- Heybeliada) tarafından gerçekleştirildiği kabul edilebilir.[2,3] Her iki olgu da akciğer kanseri nedeni ile pnömonektomi olmuşlardır.

    Göğüs cerrahisinde ilk büyük yayın ise Türk Tıp Cemiyeti Mecmuası’nda, 1956’da, 25 pnömonektomi ve 21 lobektomi olarak Dr. Siyami Ersek ve Dr. Faruk Ertuğ tarafından yayınlanmıştır.[4] Bu olgular, Dr. Siyami Ersek’in Heybeliada Sanatoryumundaki çalışmalarından oluşmaktadır. Seri olarak akciğer rezeksiyonlarının yapıldığından bahseden, ülkemizdeki ilk yayınlardandır.

    Dr. Siyami Ersek ve Süreyyapaşa Günleri
    Dr. Siyami Ersek 1958-1963 yılları arasında, Süreyyapaşa Hastanesi’nde iken, aralarında Dr. Kemal Beyazıt’ın da bulunduğu birçok göğüs, kalp ve damar cerrahi uzmanı yetiştirmiştir. Dr. Siyami Ersek, yine aynı yıllarda, toraks ameliyatlarını rutin hale getirmiştir. Hastane kayıtları ve özellikle asistan İlhan Akkuş’un uzmanlık tezinden ve o günkü ameliyat defterlerinden edinilen bilgilere göre, daha sıkça yapılan tüberküloz cerrahisi olguları dışında, akciğer kanseri ameliyatlarının da başarılı şekilde yapıldığı anlaşılmaktadır (Şekil 2, 3).

    Şekil 2: 1958 yılına ait bir ameliyat kaydı. Akciğer kanseri nedeniyle sol pnömonektomi yapılmış.

    Şekil 3: 1959 yılı ameliyatlarının dökümü.

    Dr. Siyami Ersek döneminde, Süreyyapaşa’da 915 toraks ameliyatı yapıldığı kayıtlardan anlaşılmaktadır (Tablo 1). Bu yıllar içinde hastaların %12.02’si (n=110) torasik tümörler nedeni ile ameliyat edilmiştir. 1950- 1960’lı yıllarda infektif nedenli göğüs cerrahisi işlemleri (özellikle tüberküloz cerrahisi) yoğun iken; Dr. Siyami Ersek, akciğer kanserindeki artışı fark ederek, kanser rezeksiyonlarına da başlamıştır. As. Dr. İlhan Akkuş’un bu çalışmaları içeren “Bronş Kanserlerinin Operabilite Hudutları” başlıklı uzmanlık tezi, bu konudaki ilk tezlerdendir. Tez; geriye dönük bir çalışma olup bu çalışmada, 1958-1960 yılları arasında Süreyyapaşa Sanatoryumu Göğüs Cerrahisi Servisi’nde, akciğer kanseri nedeni ile yapılan rezeksiyonların 16’sı ele alınmıştır. Olgulardan 11’ine pnömonektomi, beşine lobektomi (1 olgu daha sonra pnömonektomiye tamamlanmıştır) yapılmıştır.

    Tablo 1: Yıllara göre ameliyat ve kanama-revizyon dağılımı

    Dr. Siyami Ersek’in, Süreyyapaşa’daki çalışmaları gözden geçirildiğinde, akciğer kanseri olgularında, rezektabilite ve mortalite oranları açısından aynı dönemdeki batı kaynaklı literatürle benzerlik göstermektedir (Tablo 2).[5-8]

    Tablo 2: Süreyyapaşa ve dünyadaki diğer merkezlerin karşılaştırılması

    Yine bu yıllarda akciğer kanserinin cerrahi tedavisi genel kabul edilen pnömonektomiden, lobektomiye doğru kaymaktadır.[9,10] Bunun nedeni cerrahi mortalitede ve sağkalım analizlerinde anlamlı farklılık saptanmamasıdır.

    Johnson,[11] 1956 yılındaki çalışmasında pnömonektomi yapılan hastaların beş yıllık sağkalım oranını %20-25 olarak vermiştir. Aynı çalışmada akciğer kanserinin erken teşhisi için hastaların rutin akciğer grafisi ile takibinin öneminden bahsedilmiştir. Dr. Siyami Ersek’in o yıllarda Süreyyapaşa Hastanesi’nde yaptığı hemen tüm çalışmalarda akciğer grafisinin önemi vurgulanmış ve bronkoskopi ve bronkografi ile tanı yollarından bahsedilmiş ve bu yöntem tüm hastalara rutin olarak uygulanmıştır.

    Dr. Siyami Ersek, Süreyyapaşa sonrası 1962 yılında, bugün kendi adıyla anılan ve daha önce sanatoryum olan Haydarpaşa Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Merkezi’ni kurmuştur (Şekil 4). Bu hastanede 1963 yılında ilk açık kalp cerrahisini uygulayan Dr. Siyami Ersek, yine 1966 yılında bir ilki gerçekleştirerek, aynı hastada üç kalp kapakçığını birden değiştirmiştir. 1960 yılında Doçent, 1973 yılında Profesör olan Ersek; kuruluş yılından 1977 yılına kadar Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Direktörü olarak görev yaptığı hastaneden 1977-1979 yıllarında Alman Hastanesi Başhekimliği’ne geçmiştir. Prof. Dr. Siyami Ersek bu süre içerisinde Alman Hastanesi’nde Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Servisi’ni kurmuştur. 1979’da tekrar Haydarpaşa Göğüs Kalp Damar Cerrahisi’ne Başhekim olarak dönen Prof. Dr. Siyami Ersek, 1981- 1983 yılları arasında TBMM Danışma Meclisi üyeliği yapmıştır. Prof. Dr. Siyami Ersek 20 yıl Sağlık Bakanlığı Yüksek Sağlık Şurası üyeliğinde bulunarak, bu konuda “en uzun süre görev yapan üye ünvanı”nı almıştır. UNESCO’nun organizasyonu ile Pakistan, Hindistan ve İran’da seri konferanslar veren Prof. Dr. Siyami Ersek İngilizce, Fransızca ve Rusça biliyordu. TÜBİTAK Bilim Kurulu üyesi olan Prof. Dr. Siyami Ersek’in yayınlamış 4 kitabı ve 200’ün üzerinde makalesi bulunmaktadır. 26 Ekim 1993’de vefat eden bu değerli tıp adamının adı, vefatından bir ay sonra kurucusu olduğu Haydarpaşa Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Merkezine verilerek ebedileştirildi.

    Şekil 4: 1963 yılına ait bir resim: Siyami Ersek çalışma arkadaşları ile beraber (üstte, soldan yedinci sırada).

    Süreyyapaşa’nın ilk cerrahi klinik şefi olan, Prof. Dr. Siyami Ersek’in başlattığı kıvılcım, günümüze dek sürmüş ve sürmektedir (Şekil 5).

    Şekil 5: Op. Dr. Siyami Ersek sadece hekimliği ve cerrahisi ile değil, sosyal kimliğiyle de her zaman örnek olmuştur.

    Süreyyapaşa Hastanesi, 1976 yılında, B ve C Blok inşaatının tamamlanması ve hizmete katılması ile SSK bünyesinde toplam 1600 yataklı dev bir kurum haline gelmiştir. 1995 yılında Sanatoryum ismini bırakarak “SSK İstanbul Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi” adını almıştır.

    2001’de İstanbul’da SSK bünyesindeki ilk açık kalp cerrahisi ameliyatı bu hastanede yapılmıştır.[12]

    19.02.2005 tarihinde SSK’dan Sağlık Bakanlığı’na devredilen hastane, Ekim 2005 tarihinde Heybeliada Göğüs Hastalıkları Hastanesini, Mayıs 2006 tarihinde ise Beykoz Çocuk Hastalıkları Hastanesini bünyesine katmıştır.

    2009 yılında, ilk uzun dönem yaşayan “akciğer nakli” ameliyatı yine bu hastanede yapılmıştır.[13]

    Bugünkü durumu ile göğüs hastalıkları ve göğüs cerrahisi dalında, hizmet ve eğitim çalışmalarını sürdüren Süreyyapaşa, ülkemizin en büyük dal hastanelerindendir.

    AbstractConclusionReferences

    nest...

    çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası