Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır.Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.
Umre kelimesi, ziyaret etmek anlamına gelmektedir.
Dinî bir terim olarak umre, ‘Belirli bir zamana bağlı olmaksızın ihrama girerek Kâbe’yi tavaf etmek, Safâ ile Merve tepeleri arasında sa’y yapmak ve tıraş olup ihramdan çıkmak suretiyle yerine getirilen ibadet’ demektir.
Umrenin iki farzı vardır: İhram ve tavaf. Bunlardan ihram şart, tavaf rükündür. Vacipleri ise sa’y ile tıraş olup ihramdan çıkmaktır.
Müslümanın ömründe bir defa umre yapması Hanefî ve Mâlikî mezheplerine göre müekked sünnet, Şâfiî ve Hanbelî mezhebine göre ise farzdır.
Haccın ancak hac aylarında yapılabilmesine karşılık umre için belirlenmiş her hangi bir zaman yoktur. Arefe ve bayram günleri (teşrik tekbirlerinin getirildiği 5 gün) dışında her zaman umre yapılabilir.
Abdullah ibn Ömer’in bildirdiğine göre Peygamberimiz (sas) dört defa umre yapmış, umre yapılmasını teşvik etmiş ve; “Umre, daha sonraki umreye kadar, ikisi arasında işlenen günahlar için kefârettir. Allah katında makbul haccın karşılığı ise ancak cennettir.” (Tirmizî, Hac, 90)
Umre için aşağıdaki aşamalar sırayla yapılmalıdır.
İhram, hac veya umre yapmaya niyet eden kişinin, diğer zamanlarda mübah olan bazı fiil ve davranışları belirli bir süre boyunca kendi nefsine haram kılması anlamındadır. Normal zamanda helâl olan bazı fiiller ihramlı için yasak hâle gelir.
Niyet ve telbiye getirmek ihramın rüknüdür.
Kişi niyetle beraber telbiye getirmekle ihrama girmiş olur.
İhram giymek ise erkeklerin hac veya umre menâsikinin ifâsı sırasında giyilmek üzere hazırlanmış beyaz renkli bezlere bürünmesi anlamındadır.
Erkekler, atlet, kilot, çorap, elbise ve ayakkabılarını çıkarırlar. “İzâr ve ridâ” denilen dikişsiz iki parça havluya/beze bürünürler. Ridanın uçlarını birbirine bağlamak veya iğne ile tutturmak mekruhtur. Ayaklarına arkası ve üzeri açık terlik giyerler. Bele kemer bağlamada, sırta çanta almada ve şemsiye kullanmada bir sakınca yoktur.
Kadınlar için erkeklerde olduğu gibi özel bir ihram kıyafeti söz konusu değildir.
Kadınlar umre esnasında da elbise, başörtüsü, çorap, ayakkabı gibi her zaman giydikleri kıyafetlerini giyerler. Yalnızca yüzlerini örtmezler. Pegamberimiz (sas) şöyle buyurmuştur: “Kadının ihramlı oluşu yüzünü açması, erkeğin ihramlı oluşu ise başını açması ile (gerçekleşmekte) dir.” (Dârekutnî, Sünen, II, )
a) İhrama girmeden önce gerekiyorsa tıraş olmak, koltuk altı ve kasık kıllarını temizlemek, tırnakları kesmek.
b) İhramdan önce temizlik maksadıyla gusletmek, su bulunmaz veya suyu kullanma imkanı olmazsa abdest almak. Gusletmek abdest almaktan daha faziletlidir.
İhram için gusül temizlik maksadı ile yapıldığından, hayız ve nifas hallerinde bulunan kadınların, abdestli bulunanların ve ihrama girecek olan çocukların da gusletmeleri sünnettir.
Hz. Peygamber (sas) “Nifas ve hayız halinde olan kadınlar mîkâta geldiklerinde guslederler, ihrama girerler ve Kâ’be’yi tavaf etmek dışında bütün hac menâsikini yerine getirirler.” buyurmuştur.
İhrama girmeden önce iki rekat ihram namazı kılınır.
Bu namazın ilk rekatında Fatiha’dan sonra “Kâfirûn”, ikinci rekatında ise “ihlas” sürelerinin okunması efdaldir.
Niyeti dil ile (sesli olarak) yapmak. Telbiyeyi namazdan sonra yapmak gerekir.
Niyet edip telbiye getirerek ihrama girdikten sonra söz, fiil, davranış ve giyim ile ilgili bir takım yasaklara başlamaktadır. Umrecinin başkalarına zarar veren, kavga etmek, sövmek vb, kötü söz ve davranışların tamamından uzak durması gerekmektedir.
İhram yasaklarına uymak vâciptir. İhram yasaklarına uyulmaması halinde bazı cezalar gerekir.
Kadınlar ihram için özel bir kıyafete bürünmezler, normal elbiseleri, başörtüsü ve ayakkabısı ile ihrama girerler, ancak yüzlerini açık tutarlar. Erkeklerin ise, ihram örtülerinin dışında elbise giymeleri, başlarını ve yüzlerini örtmeleri, eldiven, çorap, ayakkabı giymeleri ceza gerektirir.
Ancak İhramlı iken erkeklerin, dikişli de olsa bele kemer ve kuşak bağlamak, boyunda çanta taşımak, kol saati, künye, yüzük ve benzeri şeyler taşımak, ceket veya pardesüyü giymeksizin omuza almak, başkalarına elbise giydirmek, şemsiye kullanmak, kadınların eldiven takmaları ve terlik bulunamaması halinde ayakkabının arka kısmının topuklarını ve aşık kemiklerini açıkta bırakacak şekilde kesilerek giyilmesi ceza gerektirmez.
İhramdan (niyet ve telbiyeden) önce vücuda güzel koku sürünmek müstehaptır. İhrama girdikten sonra bedende kokunun kalması ihrama zarar vermez. Elbiseye koku sürmek ise caiz değildir.
• İhramlı iken vücuda, yatılacak yere veya ihram örtüsüne koku sürmek, jöle, ruj, oje, briyantin, parfüm ve sprey kullanmak cezayı gerektirir.
• İhramlı iken el veya ayakların tırnaklarını kesmek cazayı gerektirir. Ancak kırılan tırnakların koparılması veya kesilip atılması ceza gerektirmez.
• İhramlı iken saç, sakal, bıyık, koltuk altı ve kasık tüyleri ile vücudun her hangi bir yerindeki tüyleri tıraş etmek veya her hangi bir şekilde gidermek ceza gerektirir.
• İhramlı iken cinsel ilişkide bulunmak cezayı gerektirir.
• İhramlı iken eşini şehvetle öpmek, okşamak, sarılıp kucaklamak gibi davranışlar dem gerektirir.
• Boşalma olsa bile şehvetle bakmak veya düşünmekten dolayı ceza gerekmez.
اَللّٰهُمَّ إِنِّي أُرِيدُ الْعُمْرَةَ فَيَسِّرْهَا لِي وَ تَقَبَّلْهَا مِنِّي
Allah’ım Umre yapmak istiyorum. Bunu bana kolaylaştır ve kabul eyle.
Umreci duayı okuyarak niyet eder ve aşağıda anlatıldığı şekilde telbiye getirir. Özel hallerinde bulunan hanımların da mutlaka niyet alması gerekir.
“Telbiye”, seferberlik emrine uyarak cephe için gerekli hazırlıklarını tamamlamış, üniformasını giymiş, silahını kuşanmış bir askerin, komutanının huzuruna çıkarak “Emret komutanım!” tekmili vermesine benzer. İhram zırhını giyen hacı, “Buyur Allah’ım, buyur! Emrindeyim buyur!” derken, Kâbe’sine çağıran Rabbinin karşısında, huzurunda olduğunu hisseder. “Davetini duydum, emrine uydum, huzuruna geldim, bütün benliğimle ve içtenliğimle emrindeyim!” der ve bunu birçok davranışıyla günlerce ispatlamaya çalışır.
Umre ve haccın en önemli sloganı ve şiarı olan telbiye ile Hz. İbrahim (as) vasıtasıyla kendisine yapılan ve Hz. Muhammed (sas) tarafından yenilenen çağrıya koştuğunu, kayıtsız şartsız, kaygısız ve endişesiz bir şekilde teslim olduğunu açıkça ifade etmiş olur.
لَبَّيْكَ اللَّهُمَّ لَبَّيْكَ، لَبَّيْكَ لاَ شَرِيكَ لَكَ لَبَّيْكَ، إِنَّ الْحَمْدَ، وَالنِّعْمَةَ، لَككَ وَالْمُلْكَ، لاَ شَرِيكَ لَكَ
“Lebbeyk Allahümme lebbeyk, lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk, innel hamde ve’n-ni’mete leke ve’l-mülk, lâ şerîke lek.” sözleridir.
Buyur Allahım buyur!
Emrindeyim buyur!
Senin hiçbir ortağın yoktur.
Emrindeyim buyur!
Şüphesiz hamd sana mahsustur.
Nimet de senin, mülk de senindir.
Senin hiçbir ortağın yoktur.
Kâ’be’ye varıncaya kadar her fırsatta yüksek sesle telbiye, tekbir, tehlîl ve salavât-ı şerife yüksek sesle getirerek yolculuğa devam eder.
Kadınlar telbiye, tekbir, tehlîl ve salavât-ı şerife’yi yüksek sesle söylemezler.
Mekke’ye yaklaşıp Harem bölgesine girince, “Allah’ım! Burası senin haremindir, emin kıldığın yerdir. Beni cehenneme girmekten koru. Kullarını dirilttiğin gün beni azabından güvende kıl, beni dostlarından ve itaatkâr olanlardan eyle” diye duaya devam edilir.
Mekke’ye abdestli girmek sünnet, gündüz girmek müstehaptır. Mekke’de otele veya eve yerleşip dinlendikten sonra mümkünse boy abdesti, mümkün değilse abdest alır, yaya veya vasıta ile Mescid-i Haram ’a gider.
Tekbir, tehlil ve salavat-ı şerîfe okuyarak yola devam eder.
“Allah’ım! Rahmet kapılarını bana aç ve beni kovulmuş şeytandan koru” diye dua ederek Mescid-i Haram ’a girer.
Beytullah’ı görünce üç defa tekbir ve tehlil getirir ve şu duayı okur.
“Allah, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Her türlü övgü Allah’a mahsustur, Allah’tan başka ilah yoktur. Allah en büyüktür. Allah’ım! Bu senin Evindir. Onu Sen yüceltin, Sen şereflendirdin, Sen değerli yaptın .Onun yüceliğini, şerefini ve değerini artır. Ya Rabbi! Onun değerini artıran, onu şereflendiren, ona saygı gösteren kimsenin şerefini, saygınlığını, heybetini, yüceliğini ve iyiliğini artır. Allah’ım! Sen selamsın ve selamet ancak sendendir. Bizi selametle yaşat ve selamet yurdun olan cennetine koy Ey Celal ve ikram sahibi Allah’ım! Sen her şeyden yücesin ve her şeyden üstünsün.”
Bildiği başka duaları da okuyabilir. Tavafa başlamadan önce telbiyeyi keser.
“Sonra manevî kirlerini gidersinler, adadıklarını yerine getirsinler ve Beyt’i Atîk’i (Kâbe’yi) tavaf etsinler.” (Hac, 22/29)
“Tavaf” sözlükte bir şeyin etrafında dönmek, dolanmak demektir.
Bir hac terimi olarak; Hacer-i Esved’in hizasından başlayarak Kâ’be’nin etrafında yedi defa dönmek demektir. Bu dönüşlerin her birine şavt denir.
Erkeklerin tavafın ilk üç şavtında daha heybetli yürümelerine “remel”, tavafta ihramlıyken sağ omuzlarını açık bulundurmalarına ise, “ıztıba” adı verilir.
Umre tavafı yapmaya niyet eder.
Niyetini, "Allah'ım! Senin için umre tavafını yedi şavt olarak yapmak istiyorum. Onu benim için kolaylaştır ve kabul eyle" diyerek yapması müstehaptır.
Tavafını, Ka'be'yi soluna alıp Hatim'in dışından dolanarak yapar.
Kâbe sola alınarak tavafa başlanır. Bunun da simgesel bir anlamı vardır. Nazargâh-ı ilahî olan insanın kalbi, ‘Beytullah’ yani Allah’ın eviyle karşı karşıya gelir tavafta.
“Allah sizin görünüşünüze ve malınıza mülkünüze bakmaz; yalnızca kalplerinize ve amellerinize bakar!” (Müslim, “Birr ve Sıla” 34) buyurmuştur.
Her şavtta Rükn-i Yemani ve Hacer-i Esved'i uzaktan "Bismillah, Allahu Ekber" diyerek istilamda bulunur. Hacer-i Esved'i istilam, sünnet, Rükn-i Yemani'yi istilam ise müstehaptır. Rükn-i Yemani öpülmez, diğer köşeler istilam edilmez.
Tavaf ederken mesnun olan veya bildiği duaları okur veya sessizce tekbir ve tehlil getirir veya Kur’an okur.
Tavafın ilk dört şaftı farz; tavaf’ı cünüp, adetli ve nifâs halinde değilken ve abdestli olarak yapmak, avret yerlerini örtmek, tavafı Kâ’be’yi soluna alarak yapmak, tavafa Haceri Esved hizasından başlamak, tavafı Hatîm’in dışından dolanarak yapmak, gücü yetenin tavaf yürüyerek yapması ve şavtı yediye tamamlamak vaciptir. Bunlardan biri terk edilirse dem gerekir. Tavaf’ta “ıztıbâ‘“ ve ilk üç şavtta “remel” yapar.
Tavaftan sonra eğer imkan varsa “Mültezem ”de ve Hatîm ’de dua eder. Yine mümkünse Makam-ı İbrahim ’in arkasında, değilse uygun bir yerde iki rekat “tavaf namazı ” kılar.
Her tavaftan sonra iki rekat tavaf namazı kılınır.
Bu namazın birinci rekatında fatiha’dan sonra Kâfirun, ikinci rekatında ise İhlas suresi okunur. Namazdan sonra şu duanın okunması müstehaptır:
“Allah’ım! Burası senin beldendir. Şu da Mescid-i Haram ve saygın evindir. Ben de senin kulunum ve kulunun çocuğuyum. Buraya Senin rızanı kazanmak için geldim. Sen de bunu bana lütfettin. Beni bağışla ve bana merhamet et. Şüphesiz sen her şeye gücü yetensin.”
Zemzem içerken e’ûzü besmele çekilir ve “Allah’ım! Senden yararlı ilim, bol rızık, her türlü dert ve hastalıktan şifa istiyorum” diye dua edilir.
Peygamberimiz (sas), “Zemzem hangi maksatla içilirse o maksat içindir.” (İbn Mâce, Menâsik, II, ) buyurmuştur.
Umrenin sa’yini yapmak üzere Safa tepesine gidilir.
Sözlükte; iş yapmak, yürümek ve koşmak anlamlarına gelen “Sa’y”; hac ibadeti ile ilgili bir terim olarak, hac veya umre için yapılan bir tavaftan sonra, Mescid-i Haram’ın doğu tarafında bulunan Safa ve Merve tepeleri arasında, Safa’dan başlayarak dört kere gidip üç kere gelmek demektir.
Safa’dan Merve’ye gidiş bir şavt, Merve’den Safa’ya dönüş de bir şavt olmak üzer sa’y toplam yedi şavttan ibarettir.
Sa’y; Hz. İbrahim’in eşi Hacer’in, oğlu İsmail’e su bulmak için Safa ve Merve tepeleri arasında yedi sefer gidip gelmesine dayanmaktadır. Onların hatırasına binaen bu iki tepe arasında sa’y yapılagelmiştir.
Peygamberimiz (sas),” Say edin, çünkü Allah sa’y etneyi size yazdı” buyurmuştur.
Umreci yönünü Kâ’be’ye döner, tekbir, tehlil, tesbih ve salat ü selam getirir, ellerini açıp dua eder, sonra “Allah’ım! Senin rızan için Safa ile Merve arasında yedi şavt olarak umrenin sa’yini yapmak istiyorum” diyerek sa’y yapmaya niyet eder.
Sa'yini yedi şavt olarak Safa'da başlayıp Merve'de bitirir. Sa'y yaparken mesnun duaları veya bildiği duaları okur ve sessizce tekbir ve tehlil getirir veya Kur'an okur.
Erkekler iki yeşil ışık arasında "hervele" yapar. (hanımlar hervele yapmaz.)
Umreci, Sa'yi tamamlayınca Merve'de dua eder.
Umre'nin sa'yi vaciptir. Terk edilirse dem gerekir.
Say’dan sonra saç tıraşı olunur.
Erkekler berberde veya evde veya otelde saç tıraşı olur veya saçlarını kısaltırlar. Hanımlar ise kapalı bir ortamda saçlarından parmak ucu kadar keserler. Böylece ihramdan çıkılmış ve bu şekilde umre ibadeti tamamlanmış olur.
Saçların tıraş edilmesi veya kısaltılmasında vâcip olan miktar, başın en az dörtte biridir. Başın sadece dörtte birinde veya daha az kısmında saç varsa, hepsinin tıraş edilmesi veya kısaltılması gerekir.
Saçların tamamının tıraş edilmesi veya kısaltılması ise sünnettir.
Erkeklerin saçlarını tıraş ederken veya kısaltırken sakal ve bıyıklarından da biraz almaları müstehaptır.
Saçı olmayanların tıraş aletini başlarının üzerinde dolaştırmaları vaciptir.
Peygamberimiz (sas) şöyle buyurmuştur:
“Kadınların saçlarını tıraş etmeleri gerekmez. Onlara düşen, saçlarını sadece kısaltmaktır.” (Ebu Davud, Menasik 79, II, ) Kadınların saçlarını parmak ucu kadar kısaltmaları yeterlidir
Adım Adım Umre Rehberi
Umre, Hz. Muhammed (s.a.v.)'in öğretilerine ve sünnetlerine dayanılarak gerçekleştirilen kutsal bir yolculuk ve Allah (c.c.)'a ibadet şeklidir. Yılın herhangi bir zamanında yapılabilen bu kutsal yolculukta Allah (c.c.)'ın Evi ziyaret edilir. Umre aynı zamanda "Küçük Hac" olarak da bilinir fakat Allah (c.c.)'ın gözünde değeri ve fazileti büyüktür.
Umre dört temel direkten oluşur:
Öncelikle Umre ibadeti için yapılması gereken farz ve sünnetlere geçmeden önce birkaç konuyu belirtmek isteriz. Bunlar ;
Sırası ile umre yapmak için;
Mekke-i Mükerreme’ye hac veya umre maksadıyla girmek isteyenlerin, ihrama girmeden geçmeleri caiz olmayan yerlere Mikat sınırı denir. Kabe-i Muazzama’yı çevreleyecek şekilde beş tane mikat yeri vardır. Bunları şöyle sıralayabiliriz.
Zü’l-Huleyfe (Abar-ı Ali): Medine tarafından gelenler, buraya geldikleri zaman şartlarını yerine getirdikten sonra ihrama girerler. Türkiye’den Medine’ye gelmiş olanlar, Medine’de bir müddet kaldıktan sonra Mekke’ye giderken burada ihrama girerler.
Havayoluyla Türkiye’den Cidde’ye gelenler ise, mikat sınırını havada geçecekleri için, Türkiye’de ki havalimanında ihrama girerler.
Türkiye’den Medine’ye gelip oradan da Mekke’ye geçenler Zü’l-Huleyfe (Abar-ı Ali)’de, Türkiye’den direk Cidde’ye gidenler ise havalimanında ihrama girerler, niyetlerini edip, namazlarını kılarlar. (Kerahat vakti haricinde her zaman kılınabilir) Niyet ettim Allah rızası için ihram namazını kılmaya deriz ve tekbirimizi alırız. Peygamber efendimiz, namazımızın ilk rekatında Fatiha’dan sonra Kafirun suresi , ikinci rekatında Fatiha’dan sonra İhlas suresi okumuştur. Dolayısıyla bu sureleri biliyorsak onun sünnetini yerine getirmek en doğrusudur. Eğer bilmiyorsak bildiğimiz herhangi bir sureyi okuyabiliriz. Namazımızı da kıldıktan sonra umre için niyet ederiz. “Allah’ım! Senin rızan için umre yapmak istiyorum, onu bana kolaylaştır ve onu benden kabul eyle” şeklinde niyetimizi ederiz ve artık bundan sonra bizim için ihram yasakları başlamıştır. |
İhram Yasaklarına dikkat edilerek, kadınlar sesini yükseltmeden, erkekler de belli olacak şekilde telbiye, tekbir, salavat-ı şerife okunarak yolculuğa devam edilir.
Telbiye :
‘’Lebbeyk, Allahümme lebbeyk, Lebbeyke lâ şerike leke lebbeyk. İnne'l-hamde ve'n-ni'mete leke ve'lmülke lâ şerike lek’’
Anlamı: “Emrine âmâdeyim Allah’ım, buyur! Emrindeyim buyur! Senin hiçbir ortağın yoktur. Emrine âmâdeyim! Şüphesiz hamd sana mahsustur. Nimet de senin, mülk de senindir. Senin hiçbir ortağın yoktur.”
Tavaf, bir şeyin etrafında dönmek anlamında olup, Hacer-i Esved’in hizasından başlayarak Kabe’nin etrafında yedi defa dönmektir. Bu dönüşlerin herbirine “şavt” denir. Tavafın Kabe etrafında yapılacağını “ ve Beyt-i Atik-i (Kabe’yi) tavaf etsinler.“ ifadelerini içeren ayetten anlamaktayız.
Tavaf’ın Mescid-i Haram içinde yani Kabe’nin etrafında yapılması gerekir. Kabe’nin etrafında tavaf yapılan yere Metaf (tavaf mekanı) denir. Burada tavaf yapıldığı gibi, mescidin üst katlarından, Kabe’nin çevresi dolaşılarak da tavaf yapılır. O zaman alan biraz geniş tutulmuş olur. Ancak Harem-i Şerif’in dışından dolaşanlar, tavaf yapmış sayılmazlar.
Tavaf’a başlamadan, öncelikle “Niyet ettim Allah rızası için umre tavafını yapmaya” diye niyet edilir. Kabe’yi sol tarafımıza alarak tavafın şavtlarına başlarız. Her şavta okunması gereken dualar vardır. Elimizde bir kitapçık yardımıyla bu duaları bakarak okuyabiliriz. Bunun yerine zikir, salavat, Rabbena dualarını da okuyabiliriz.
Kabe etrafında 7 kere dönüp tüm şavtlarımızı tamamladığımızda tavaf namazı kılmamız gerekmektedir. Tavaf namazını Makam-ı İbrahim’in arkasında kılmak müstehaptır. Orada yer olmadığı takdirde herhangi uygun bir yerde kılmakta caizdir. Niyet ettim Allah rızası için tavaf namazını kılmaya diye niyet edip namazımıza başlarız. Sünnet olan aynı ihram namazında olduğu gibi namazımızın ilk rekatında Fatiha’dan sonra Kafirun suresi, ikinci rekatında Fatiha’dan sonra İhlas suresini okumak sünnettir. Namazımızı da kıldıktan sonra tavafımız bitmiş olur.
Tavaf’ın Vacipleri
Tavaf’ın Sünnetleri
Sa’y kelimesi; koşmak, hızlı yürümek anlamına gelmektedir. Sa’y yapılan mekana Mes’a denir. Yürüme alanındaki uzunluğu ortalama metredir.
Hz. İbrahim (a.s) eşi Hacer ile oğlu İsmail’i Kabe’nin bulunduğu yere, Allah’a emanet ederek bırakmış, çocuklarının rızkını temin etmek için çalışmaya gitmişti. Hz. İsmail henüz küçücük bir bebekti. Annesi onu emziriyordu. Suları bitmişti ve bir an önce su bulunması gerekiyordu. Hz. İsmail için su arayan Hacer annemiz, Safa ile Merve tepeleri arasında su verecek kimse yok mu diye yedi defa bu tepelerde gidip gelmiştir ve sonunda Cebrail (a.s)’ın Zemzem suyunu çıkardığına şahit olmuştur. Safa ve Merve tepeleri arasındaki dört gidiş, üç gelişten ibaret olan Sa’y, yukarıdaki hatıraya dayanmaktadır.
Sa’y ın Yapılışı
Safa tepesine çıkılır. Kabe’de ki Hacer-i Esved tarafına dönülerek tavafın başlangıcında olduğu gibi, Kabe’ye doğru eller yukarıya kaldırılıp, ‘’Bismillah-i Allah’u Ekber’’ denilerek Kabe istilam edilir. Yani selamlanır.
Allah’ım! Senin rızan için Umre Sa’y ini yapmak istiyorum. Bunu bana kolaylaştır ve onu kabul eyle diye niyet edilir. Daha sonra Merve tepesine doğru yürünür. Bu andan itibaren isteyenler dua kitaplarındaki Sa’y ın her şavtında okunacak duaları okur. İsteyen de içinden geldiği gibi dua veya zikir çeker.
Yeşil ışıklı lamba ve direklerin oraya gelindiğinde, erkekler koşar adımlarla yürürler. Buna ‘’Hervele’’ denir. Kadınlar ise normal yürüyüşlerine devam ederler. Merve’ye varıldığı zaman bir şavt tamamlanmış olur. Burada yine Kabe’ye dönülerek İstilam (selamlama) yapılır. Daha sonra Safa’ya doğru gidilir. Safa’ya varınca ikinci şavt tamamlanmış olur. Diğer şavtlar da aynen bu şekilde yapılır.
Yedinci şavt tamamlandıktan sonra Merve’de Kabe’ye karşı dönülerek dua edilir. İsteyen dua kitabında ki Sa’y bittikten sonra okunacak duayı okur. İsteyen de kendi içinden geldiği gibi dua eder. Böylelikle Say’ı da bitirmiş oluruz.
En son Sa’y ımızıda bitirdikten sonra tıraş olunarak ihramdan çıkılır, tüm ihram yasakları kalkar ve umre ibadetimizi yerine getirmiş oluruz.
Tıraş olmaktan maksat, sakalın kazınması değil, saçların kesilmesidir. Saçların dipten kesilmesine ‘’Halk’’, kısaltılmasına da ‘’Taksir’’ denilir.
Hanefiler’e Göre: Saçların tıraş edilmesi veya kısaltılmasında vacip olan miktar, başın en az dörtte birindeki saçlardır. Başın sadece dörtte birinden veya daha az kısmında saç varsa, hepsinin tıraş edilmesi veya kısaltılması gerekir.
Şafiler’e Göre: En az üç-beş tel saçın kesilmesi veya kısaltılması, vacibin ifası için yeterli görülmüştür.
Maliki ve Hanbeliler’e Göre: Saçların tamamının tıraş edilmesi veya kısaltılması vaciptir.
Erkeklerin saçlarını dipten tıraş etmeleri, kısaltmalarından daha evladır. Kadınlar ise saçlarının uçlarından, parmak ucu boğumu (bir buçuk santim) uzunluğunda keserler.
Başında saç olmayan erkeklerin, bıçağı veya saç makinasını başlarının üzerinde dolaştırmaları kesme yerine geçer. Bunun mutlaka yapılması gerekir.
Saçı olmayan kadınların da makası başının üzerinde dolaştırması yeterlidir.
NOT: İhramdan çıkma aşamasına gelmiş ihramlı kimseler, birbirlerini tıraş edebilirler. Bu aşamaya gelmedikçe ihramlılar bir başkasını tıraş edemezler.
İhramdan çıkarken tıraş ile alakalı Peygamber Efendimiz’in Hadis-i Şerifleri ise şöyledir ;
Ebu Yüreyre (r.a)’ın kaydettiği bir rivayet şöyledir: Resulullah (sav): ‘’Ey Allah’ım, tıraş olanlara mağrifet et!’’ demişti, yanındakiler: ‘’Ey Allah’ın Resulü! Kısaltanlar için de dua ediver’’ dediler. Resulullah (sav) yine: ‘’Ey Allah’ım, tıraş olanlara mağrifet et!’’ buyurdu. Yanındakiler tekrar ’’Ey Allah’ın Resulü! Kısaltanlar için de dua ediver’’ dediler. Peygamberimiz üçüncü defa ‘’Ey Allah’ım, tıraş olanlara mağrifet et!’’ buyurdu. Sahabelerde üçüncü defa : ‘’Ey Allah’ın Resulü! Kısaltanlar için de dua ediver’’ dediler. Resulullah (sav) üçüncü talep üzerine: Kısaltanlara da! Dedi.
Peygamber Efendimiz (sav) başının tamamını tıraş edenlerin affı için üç defa istediği duayı kısaltanlara bir defa istemiştir. Dolayısıyla bu ince ayrıntıyı unutmamalıyız.
Tüm ince ayrıntıları ile “Umre nasıl yapılır?” Sorusuna cevap vermeye çalıştık. Umarız ki yardımcı olmuşuzdur.
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası