domatesin anavatanı / İşte Meyve Ve Sebzelerin Yüzyıllar Önceki İlk Halleri - Foto Galeri - Memurlar.Net

Domatesin Anavatanı

domatesin anavatanı

Domates

TARİHÇESİ VE ANAVATANI:

Domatesin anavatanı Orta ve Güney Amerika ( Peru’ da And dağları) ‘ dır. Kristof Kolomb’un Amerika’dan ikinci dönüşünde ( 1498 ) domatesi Avrupa’ya beraberinde getirdiği sanılmaktadır. Avrupa’da ilk yazı 1554 yılında İtalyan yazarlarından Matthioli tarafından yazılmış ve burada domatese ” Goldapfel ” adı verilmiştir. Diğer bir yazar domatesten ” Liebesapfel ” diye bahsetmiştir. Altın elma, aşk elması denilen domatesin İngiltere’ ye 1576 yılında girdiği ve hakkındaki ilk yazının 1597 yılında Gerade tarafından yazıldığı bildirilmektedir. Thompson’a göre domates tropik Amerika’nın yerli bir bitkisi olup Meksika kızılderili kabileleri ” Tomati ” demekte ve onu yemekte idiler. Avrupalı araştırıcılara göre, tomato adı verilen kızılderili olan tomati, tomatle,tomatos adlarının varyantıdır.

Domates 1812 yılında İtalya’da ve özellikle Sicilya adasında geniş ölçüde tarla ziraatı şeklinde yetiştirilmiştir. Avrupa’da domatesi ilk yiyenler ve yetiştirenler İtalyanlardır. İtalyanlardan 20-30 yıl sonra İngilizler,İspanyollar ve Orta Avrupalılar domates yetiştiriciliğine başlamış ve yemeklerinde kullanmışlardır. 18. yy’da artık Avrupa’da domates her yerde geniş ölçüde yetiştirilmeye başlanmıştır. Domatesin Türkiye’ ye Osmanlı İmparatorluğu zamanında Trakya’dan ve güneyden girdiği, 1900 yıllarında Adana’ya getirildiği sanılmaktadır.

DOMATESİN BESİN DEĞERİ VE İNSAN SAĞLIĞI BAKIMINDAN ÖNEMİ:

Domates en ucuz ve bol vitamin kaynağıdır. Dünya’da taze olarak yemeklerde diğer sebzelerle pişirilerek, dayanıklı domates suyu, konsantre domates suyu, turşusu,konservesi (soyulmuş,kübik kesilmiş,doğranmış )salçası, ketçapı, sosu, pulp ve püresi, dondurularak, kurutularak değerlendirilmektedir.

100 GR DOMATESİN BESİN İÇERİĞİ:

20-23 kalori, 1 gr protein, 0,3 gr yağ, 0,6 gr kül, % 93,8 – 96.0 su, 4 gr karbonhidrat, % 2.0 – 3,5 şeker ( % 1,1 glikoz, % 1,2 fruktoz) 0,6 gr ham elyaf ( selüloz), 7-21 mg kalsiyum, 17-28 mg fosfor, 96 mg demir, 1000-1100 IU A vitamini, 264-314 mg potasyum, 19-20 mg magnezyum , 24-69mg klor, 17-28 mg fosfor, 3-10 mg sodyum, 0,5-0,8 mg niacin 20-28 mg C vitamini (askorbik asit ), 0,09 mg thiamin, 0,03 mg riboflavin ve 0,40-0,80 mg K vitamini. Taze, olgun domateslerde % 0,02-0,07 elma asidi, % 0,26-0,50 limon asidi (sitrik asit ) bulunur.

Ham domateslerde ” solanin ” maddesi bulunur.Bu zehirli madde,baş ağrısı ve hafif sersemlik yapar.Bu nedenle olgunlaşmamış domatesleri yememek gerekir.

DOMATESİN FAYDALARI:

Domates suyu bağırsakların hareketi ve safra kesesinin çalışması üzerine müsbet etki yapar.Pekliği giderir.Mide useresini çoğaltır,damarları yumuşatır,kan tazyikini azaltır,kanı durultur,mineraller vasıtasıyla kanı alkalileştirir.Halk arasında çıban deşmede,arı sokmasında,vücuda batan diken ve camların çıkarılmasında,nasır ve siğillerin tedavisinde,sarılık hastalığında,adi ve güneş yanıklığına karşı kullanılmaktadır.Cildin genç ve güzel kalmasındaki etkisi dolayısıyla birçok tuvalet malzemelerinin terkibine girmiştir.Yüzün kırışık kısımlarına taze sıkılmış domates suyu sürülürse tazelik ve pembelik verir.Zayıflatıcı özelliği dolayısıyla perhiz yiyecekleri arasında yer alır.İçinde oksalat billurları bulunduğundan,oksalatların neden olduğu böbrek hastalığına yakalananların az yemesi gerekir.Domates üre miktarını düşürür.Vücudu gençleştirir.Kalp,karaciğer ve şeker hastaları için çok faydalıdır.Böbrekleri çalıştırarak bol idrar söktürür.Vücutta biriken üre asidi,ürat tuzlarını eriterek idrarla dışarı atar.Romatizma ve damla hastalığının iyileşmesine yardım eder.Hazmı kolaylaştırır.İştahsızlık çekenlere çok faydalıdır.Hamur işleri,pilav,kuru baklagiller yenirken kolay hazmolmalarını sağlar.Böbrek ve bağırsak iltihabı olanlar domatesi;domates suyu halinde almalıdır.

Domateste yüksek miktarda ” Likopen ” bulunur.Likopen (lycopen) yapı itibariyle diğer karotenoidlerden daha uzun,4 çift bağla birleşmiş,doymamış açık zincir içeren bir karotenoid olup,karoten’in izomeridir.Formülü ( C40 H56 ) karotenle aynı olmasına karşın, yapısı farklıdır.Likopen olgun kırmızı domateste parlak kırmızı rengi veren bir pigmenttir. Domateste meyve rengini klorofil ve karotenoid grubu renk maddeleri oluşturur.Olgunlaşma süresince klorofil parçalanıp süratle azalırken, karotenoid grubunda devamlı sentezleme ile birikim oluşur.Meyvede yeşil renkli klorofil ( ısı,ışık,CO2,etilen,bazı besin maddeleri,su ve hava nemi gibi ) faktörlere bağlı olarak sarı renkli ksantofil ( C40 H56 O2 ) ve sarı,turuncu,kırmızı renklerde olabilen Karoten (C40 H56 )’e ve kırmızı renkli likopen(C40 H56 )’e dönüşür.Ksantofil,karoten ve likopen’e ” Carotenoid = lipochrom ” renk maddeleri de denir.Karotenoidler bitki ve hayvanlarda yaygın şekilde bulunan kırmızı,sarı,kahverengi ya da portakal renginde lipid bileşiklerdir.Domatesde arzulanan kırmızı rengin oluşması karotenoid grubu renk maddelerinden özellikle likopenin birikimine bağlıdır.Likopen’in bir antioksidant olarak değişik kanser türlerine ve kalp hastalıklarına karşı koruyucu etkisi vardır. Yapılan araştırmalar sonucunda likopenin başta prostatkanseri olmak üzere, meme kanseri, mesane ve rahim kanserinin gelişmesini ( kardiyovasküler ) kalp hastalıklarını ve batı dünyasında yaşlı (65 yaş üzerindeki ) insanlarda çok yaygın olan yaşa bağımlı göz merceği dejenerasyonunu engelleyici etkisi olduğu saptanmıştır.Haftada iki defa domates ürünü tüketenlerde prostat kanseri riski, hiç tüketmeyenlere göre % 34 daha azdır.İncelenen 46 meyve ve sebze içinde sadece domates ürünlerinin prostat kanserini önlemede ölçülebilir bir ilişkiye sahip olduğu gözlenmiştir.Doğal likopen tüketen hastalarda tümörlerin küçüldüğü ve gerilediği görülmüştür.

Salça,sos,ketçap,meyve suyu gibi domates ürünlerindeki likopen vücut tarafından daha kolay alınır.Domates likopen açısından zengindir, fakat taze domatesin bir miktar yağ ile pişirilmesi, likopenin vücut tarafından daha kolay alınmasını sağlar.İşlem sırasında uygulanan farklı sıcaklıklarda likopenin kimyasal formu değişir, vücut tarafından daha kolay alınır.Domates salçasındaki likopen, taze domatese göre vücut tarafından 2,5 kat daha fazla absorbe edilir.Günde iki bardak ( en az 540 ml ) domates suyu tüketmek vücuttaki likopen seviyesini yükseltmekte, sağlıklı olmamızı sağlamaktadır.Likopeni insan vücudu üretmez. Vücut likopeni günlük besinlerden alır.Bunların başında yüksek oranda likopen içeren domates ve domates ürünleri gelir.

Sulu, çekirdekli ve lezzetli domates, Kolomb’un 1492 yılının 12 Ekim’inde Amerika kıtasını keşfinden sonra Avrupa’ya süs bitkisi olarak getirilip, uzun müddet süs bitkisi olduğu düşünülmüştür ve bu şekilde yetiştirilmiştir. Ancak domatesin bundan önce de bir yaşamı var. Güney Amerika’da domates yetişiyordu ama yabani türleri bulunmaktaydı.

 

Etimoloji olarak; Güney Amerika’nın belirli bir bölgesin de (özellikle Peru-Bolivya-Ekvator arasında kalan bölge) Lycıoersicon sp.(domates) bitkisinin meyvesi genel olarak ‘tomate’ olarak çağrılıyordu. Bunun sebebi ise yerlilerin çok çekirdekli ve sulu meyveleri adlandırdıkları ‘tomotl’ kelimesini kullanmalarından dolayıdır. Sulu ve çekirdekli meyve anlamına gelen bir kelime ile çağırdıklarına göre tüketiliyordu da. Dilimizdeki “domates”, İspanyolca “tomato” sözcüğünden geliyor. 16. Yüzyılda İtalyanlar için domates “pomo d’oro” yani “altın elma”dır; Güney Fransa’nın Provence bölgesine gelince ise “pomme d’amour”a dönüşür, yani “aşk elması” olur. 

 

Domatesin Kuzey Amerika’daki durumuna bakılırsa Güney Amerika’dan oldukça farklıdır. Domates Kuzey Amerika’da zehirli bir bitki olarak kayıtlara geçmiş. Kuzey Amerika’ya ulaşması ise Güney Amerika’dan Kuzeye göç eden yerliler sayesinde olmuştur. 1781’de Thomas Jefferson tarafından Virginia’da yetiştirilmiş, 1812’de güneyde New Orleans’da Fransız etkisiyle üretilmiş ve tüketilmiş, ancak 1840’lara kadar Kuzey Amerika’da zehirli olduğu düşüncesi ile gelişme gösterememiştir.

 

 

 

Domates 18’inci yüzyılın ortalarından itibaren İtalya’nın Napoli bölgesinde yaygın olarak yetiştirilmeye ve kullanılmaya başlanmıştır. 1800’lü yıllarda İngiltere’de yapılan seralarda çiçekler ile süs amaçlı domates yetiştirildiği bilinmektedir. 

 

Günümüzde ise neredeyse bütün dünya tarafından tüketimi yapılmaktadır ve ihracatı dünya ticaretinde önemli bir yer tutmaktadır. Domates üretimi konusunda ilk üç sırada Türkiye de bulunmaktadır. Sırası ile ABD, Çin ve Türkiye ilk üç sırayı almaktadır.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır