yunancada polis ne demek / Polis (şehir) - Vikipedi

Yunancada Polis Ne Demek

yunancada polis ne demek

Yunan Şehir Devleti (Polis)

If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *funduszeue.info ve *funduszeue.info adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

  • Yunan Şehir Devletleri, farklı siyasal yapı ve güçlerden oluşan çeşitli yönetim şekilleri geliştirmiştir.
  • Sömürgeleştirme, Yunanca'nın ve Yunan kültürünün yayılmasına neden olmuştur ancak aynı zamanda komşu Pers İmparatorluğu ile aralarında gerginlik yaratarak Pers Savaşları ile sonuçlanmıştır.
  • Atina'da demokratik kurumlar ortaya çıkmaya başlamış ve felsefe, bilim ve kültür alanlarında gelişmeler yaşanmıştır. Atina güçlü bir devlet haline gelmiş ve diğer şehir devletleriyle ittifak kurularak Attika-Delos Deniz Birliği oluşturulmuştur.
  • Özellikle Sparta başta olmak üzere, diğer Yunan şehir devletlerinin Atina'nın gücüne karşı çıkması Peloponez Savaşı'na yol açmıştır.
Yunanistan dağlık bir bölge olduğundan dolayı, antik Yunanistan, her biri kendi lehçesi, kültürel özellikleri ve kimliğe sahip küçük bölgelerden oluşuyordu. Bölgecilik ve bölgesel çatışmalar antik Yunanistan'ın belirgin bir özelliğiydi. Şehirler ağırlıklı olarak dağlar arasındaki vadilerde ya da kıyı ovalarında bulunuyordu ve etraflarındaki kırsal bölgelere hükmediyordu.
Verdiği tarihi bilgilerin doğruluğu tartışmalı olsa da, efsanevi şair Homeros'a göre Miken Uygarlığı, Anadolu'daki Truva şehriyle Milattan önce 'lerde Truva Savaşı'na girmişti. Homeros'un ünlü destanı İlyada'da yazdığı üzere savaş devam ederken, yabancı “Deniz İnsanları” Miken yerleşimlerini işgal etmeye başladı ve halk, Ege Adaları, Anadolu ve Kıbrıs'a göç etmek zorunda kaldı. O zamanlar yazı ortadan kaybolmuş gibiydi ve Yunan yarımadası ile çeşitli adaların belirgin özelliği çatışma ve istikrarsızlık olmuştu.
Yunan şehir devletlerinin ortaya çıkmasını sağlayan şey, bu istikrarsızlıktı. Güçlü ve merkezi bir devlet olmadığı için siyasi düzeni daha küçük yönetim birimleri sağlıyordu. Bu tip yönetim birimlerinden biri şehir devletleri yani polisler idi. Başlangıçta polis terimi, güçlendirilmiş bölgeler veya savaş zamanlarında koruma sağlayan kaleler için kullanılıyordu. Bu yapıların sağladığı güvenlikten dolayı insanlar buralarda toplanıp, topluluklar ve ticaret merkezleri kurdular. Zamanla polisler şehir merkezleri haline geldi ve kendilerine kaynak sağlayan ve vergi ödeyen komşu tarım bölgeleri üzerinde güç ve nüfuz sağladı.
MÖ 'lü yıllarda birbirinden bağımsız işleyen birçok polis vardı. Kendi bulundukları özel bağlam sonucunda her şehir devleti, monarşilerden oligarşilere, askeri toplumlardan proto demokrasilere; çeşitli yönetim şekilleri oluşturmuşlardı. Monarşiler, bazen belirli bir yasa dizisini izlemeyen tiranlar tarafından yönetiliyordu. Oligarşiler şehir devleti hükümetini idare eden güçlü kişilerden oluşan küçük gruplardı. Oligarşi yöneticileri ve tiranlar iktidara gelmek için sık sık rekabet ediyorlardı. Demokrasiler vatandaşların oy vermelerine ve devletle ilgili kararlara dahil olmalarına olanak sağlayan yönetim biçimiydi.
Atina, Sparta, İstefe, Korint ve Delfi en önemli şehir devletlerinden bazılarıydı. Bunlar arasında Atina ve Sparta en güçlü şehir devletleriydi. Atina demokrasiyle yönetiliyordu, Sparta'nın ise iki krallı oligarşik sistemi vardı. Yunan toplumunun ve kültürünün gelişmesinde ikisi de önemli rol oynamıştır.
Güçlü bir merkezi devlet olmamasının etkileri nelerdi?
Yunanistan'ın güneyinde bulunan Peloponez yarımadasının verimli bir bölgesinde yer alan Sparta'nın nüfusu MÖ ve yılları arasında giderek artmıştı. Sparta karmaşık ve güçlü bir ekonomi geliştirdiği için tüm Peloponez bölgesi boyunca gücünü arttırdı ve çevre köylerdeki insanları kontrolü altına aldı. Ancak köylerdeki insanlara Spartalılarla eşit statüler verilmedi. Bunun yerine bu insanlar, özgür olmayan ve çalıştırılan helotlar sınıfını oluşturdular. Özel olarak sahip olunan kölelerin aksine helotlar Sparta devletinin tebaası sayılıyordu. Aile kurabiliyorlardı ve bir dereceye kadar özgürlükleri vardı; ancak devletin topraklarına bağlı haldelerdi ve Sparta'ya yiyecek sağlamak zorundalardı.
Spartalılar isyanları engellemek ve bastırmak üzere, güçlü ve yapılandırılmış askeri araçlar geliştirmek için çok fazla kaynak harcadılar.
Spartalılar ile helotlar arasında çok keskin bir ayrım olmasına rağmen Sparta toplumu kendi içinde en azından teorik olarak karmaşık bir hiyerarşiye sahip değildi. Toplumsal statünün belirlenmesinde zenginlik yerine askeri başarılar rol oynuyordu. Çocukluktan itibaren güç ve disiplinin önemi vurgulanıyordu. Spartalı erkek çocukları yedi yaşında ailelerinden ayrılıyor ve askeri kışlalarda yaşamaya gönderiliyorlardı. Burada ciddi bir askeri eğitim görerek daha gençlik dönemleri bitmeden aktif hizmet verecek duruma geliyorlardı.
Sparta toplumunda katı bir toplumsal hiyerarşi olmamasına rağmen yine de nüfuz sahibi gruplar vardı. Tüm Yunan toplumları gibi Sparta da, erkek vatandaşlar tarafından yönetiliyor ve bunların en güçlüleri, seçilmiş bir aile grubundan geliyordu. Sparta'nın siyasi sistemi, iki farklı aileden birer kralı olması yönüyle alışılmadık bir yapıya sahipti. Bu hükümdarlar, özellikle bir tanesi ordunun başında sefere gittiğinde gayet güçlü oluyorlardı.
Krallar aynı zamanda Zeus'un rahipleriydi ve Sparta'daki en yüksek mahkeme olan ve gerousia denilen ihtiyarlar meclisinin başında yer alıyorlardı. Aynı zamanda, vatandaşlar meclisinden kurayla seçilen beş efordan oluşan bir yürütme kurulu vardı. Bu kurul yalnızca bir yıl görev yaptıktan sonra, bir daha başa geçemiyordu. Eforlardan ikisi, krallardan biri seferdeyken ona eşlik ediyordu. Bu iki farklı siyasi unsurun nasıl bir etkileşim içinde olduğu kesin olarak bilinmiyor, fakat devletin işlevini yerine getirebilmesi için belli bir derecede fikir birliğinin gerekli olduğu kesindi.
Sparta'daki kadınların diğer Yunan şehir devletlerindeki kadınlardan daha çok hakkı vardı. Sparta'da genellikle çeyiz ve miras yoluyla elde ettikleri mülklerin sahibi olabiliyorlardı. Bazı kadınlar ailelerindeki erkekler savaşta öldüğünde zengin olabiliyorlardı. Aslına bakılırsa kadınların, Sparta topraklarının neredeyse yarısı üzerinde kontrol sahibi olduklarını söylemek mümkündür. Bunan yanında Spartalı kadınlar, makul bir özgürlükle hareket edebiliyorlar, kısıtlayıcı olmayan kıyafetler giyebiliyorlar, atletik faaliyetler yapabiliyor ve hatta şarap bile içebiliyorlardı.
Spartalı helotların kölelerden ne farkı vardı?
Spartalılar'da toplumsal statü neye göre belirleniyordu?
MÖ altıncı yüzyılın sonlarına doğru Atina, Yunanistan'ın baskın ekonomik gücü haline geldi. Bu güç ve zenginlik çevredeki dağlarda keşfedilen gümüş sayesinde daha da arttı. Atina, diğer Yunan şehir devletleriyle yapılan etkili bir ticaret sisteminin merkezindeydi. Nüfus için yeterli miktarda tahıl üretecek tarımsal koşullar mevcut olmadığından, ticaret Atinalılar için çok önemliydi.
Atina'nın nüfusu deniz ticareti sayesinde büyüdükçe ve zenginleştikçe Atina farklı yönetim sistemlerinden geçerek değişim geçirdi. Bu zenginlik, aynı zamanda siyasi liderler olan, aristokrasinin birkaç üyesinin elinde toplanmıştı, bu da toplumun diğer üyelerini bazen borç köleliği yapmak zorunda kalınacak kadar borç altında bırakmıştı. Dahası şehrin yasalarında hissedilen derecede bir tutarsızlık da vardı.
Bu eşitsizliklere yönelik ilk yasalar serisi MÖ yıllarında Drako tarafından yazılmıştı ancak yasaların çok katı olduğu düşünülmüştü, yasalara uymamanın cezası çoğu zaman ölümdü! İngilizce'de "acımasız" anlamına gelen "draconian" sözcüğü de buradan çıkmıştır. Bu katı yasalarda düzenleme yapması ve değiştirmesi için Solon adında bir aristokrata başvurulmuştu; kendisi siyasi iktidar eşitliğini sağlamak için bir dizi yasalar hazırlamıştır. Solon'un yaptığı değişikliklerden ikisi borçların iptali ve borç köleliğinin kaldırılmasıydı. Ayrıca halktan bazı kişilerin Atina yönetimine katılmasını sağlamak için fırsatlar yaratmış ve bunu yaparak Atina'da demokrasinin temelini atmıştır.
Perikles, MÖ ve arasında Atina'yı yönetmiştir; kültür, felsefe ve bilimi desteklemesiyle ve halktan insanları savunmasıyla tanınan, çok sevilen bir lider olmuştur. Perikles liderliğinde Atina altın çağına girmiştir ve şehirde pek çok sayıda büyük düşünür, yazar ve sanatçı yaşamıştır. “Tarihin babası” Herodot, Atina'da yaşamış ve eserlerini burada yazmıştır. “Felsefenin babası” Sokrates, pazar yerinde eğitimler vermiştir. “Tıbbın babası” Hipokrat, çalışmalarını burada yapmıştır. Heykeltraş Fidias, Olimpiya'daki Zeus Tapınağı ve Akrapolis'teki Partenon'da kullanılacak olan büyük eserlerini burada vermiştir. Demokritos atomik bir evrenin hayalini burada kurmuştur. Eshilos, Euripides, Aristofanes, ve Sofokles ünlü oyunlarını burada yazmıştır. Bu miras, Platon sonradan MÖ 'te Atina'nın şehir duvarları dışındaki Akademisi'ni kurana ve hatta Aristoteles'in Lykeion'u şehir merkezinde kurulana dek devam etmiştir.
Ancak yine de Atina'da demokrasi erkek vatandaşlarla sınırlıydı. Yabancılar, köleler ve kadınlar bu kurumlara dahil edilmemişti. Kadınların rolü büyük ölçüde çocukları yetiştirdikleri ve ev işleri yaptıkları özel alanla sınırlıydı (evin imkanları iyiyse buna kölelerin bakımı da dahildi). Üst sınıflartaki kadınlar eğitimli olduğu halde çoğu, sadece ev işlerini yerine getirmeye yetecek kadar eğitim alıyordu. Kadınların dışarıda gezebilmeleri için yanlarında bir refakatçi erkek olması gerekiyordu.
Köleler siyasi işlerden uzak tutulsa da Atina ekonomisinin ayrılmaz birer parçasıydılar. Tarla ekip biçtiler, büyük inşaatlara katıldılar, taş ocağı ve madenlerde çalıştılar. Atina evlerinin büyük bir kısmında, köleler ev işlerini de yapıyorlardı.
"Drakon gibi" terimi nereden geliyor?

Kolonileşme ve Pers savaşları

Şehir devletlerinin nüfusunun giderek artması ve mevcut kaynakların yetersiz olması yüzünden birçok Yunanlı dışarıda arayışlara başladı ve Yunanistan ana karası dışında yerleşkeler kurdular. Sekizinci ve altıncı yüzyıllar arasında Akdeniz ve Karadeniz kıyılarında yüzlerce koloni kuruldu. Sonrasında topluluklar şimdiki Sicilya'ya, İtalya'nın güneyine ve hatta günümüz Fransa'sının güneyine kadar yerleştiler. Yerleşim süreci bittiğinde buralarda Yunanistan ana karasından daha fazla insan yaşar oldu.
Yunan sömürgeciliği, Akdeniz boyunca takas ve ticaret ağlarının canlılık kazanmasında etkili oldu. Yunan dili ve kültürü bu bölgede yayıldı. Fakat aynı zamanda Pers İmparatorluğu'yla aralarında çatışma ve gerginlikler yaratarak MÖ yılından yılına kadar yaklaşık yirmi yıl süren Pers Savaşları'nı başlattı. Pers İmparatorluğu Anadolu'da fethettiği topraklarda hakimiyetini güçlendirirken İyonya denilen bu bölgede yaşayan Yunanlar, Pers hakimiyetine direndiler. İyonyalı Yunanları desteklemek için Atinalılar güçlü donanmalarını gönderdiler, bu da Pers İmparatorluğu'nu intikam alması için kışkırttı. Meydana gelen çatışma başta Sparta olmak üzere diğer Yunan şehir devletlerini de içine aldı. Persler ve Yunanlar arasındaki çatışma yıldan fazla sürdü.

Attika Delos Birliği ve Peloponez Savaşı

Yunan şehir devletleri dış tehditlerle karşılaştıklarında bir ölçüde bir araya gelseler de, tehdit ortadan kalktığında şehir devletleri arasındaki çatışmalar yeniden canlanıyordu. Savaşların ardından Atina, Yunanistan'da denizcilikte en üstün güç olmuştu. Pers İmparatorluğu'nun gelecekteki saldırılarını engellemek amacıyla şehir devletleri arasında birleşik bir Yunan ağı oluşturmak için Attika-Delos Deniz Birliği kuruldu. Atina imparatorluğu, Perikles liderliğinde o kadar güçlendi ki Ege Adaları ve Attika'daki komşularının hepsinin yasalarını, geleneklerini ve ticaretini etkili bir şekilde kontrol edecek dereceye geldi.
Atina İmparatorluğu'nun gücü sebebiyle, Atinalı politika yapıcılar kibirlenerek diğer şehir devletlerine tahammül edememeye başladı. Atina helotlar tarafından başlatılan bir isyanı bastırmak için Sparta'ya askeri birlik gönderdiğinde, Spartalılar bu yardımı geri çevirdiler ve Atinalı askeri güçleri onurları kırılmış bir halde geri gönderdiler. Böylece uzun zamandır patlak vermek için hazır bekleyen savaşın çıkmasına neden oldular. Daha sonra MÖ 'te Sybota Deniz Muharebesi sırasında Atina, müttefiki Korkyra'yı—Korfu— Korint istilasına karşı savunmak üzere donanmasını göndermiştir, Korint, Sparta'nın müttefiki olduğu için bu hareket, Sparta tarafından yardım olarak değil saldırı olarak algılanmıştır.
Peloponez Savaşı, dolaylı veya doğrudan tüm Yunanistan'ı etkilese de, Atinalılar ile Spartalılar arasında yıllarında gerçekleşmiştir ve yenilen Atinalılar için bir felaketle sonuçlanmıştır: İmparatorluk ve varlıklar neredeyse tükenmiş, şehir duvarları yıkılmıştır. Fakat Atina'nın öğrenim ve kültür alanındaki şöhreti, şehirde yağmacılığı ve halkın esir alınmasını önlemiştir.
kaynağı değiştir]
  1. ^Lonis, R. (). La cité dans le monde grec&#;: Structures, fonctionnement, contradictions. Fac Histoire. s.&#;7. ISBN&#;&#;
  2. ^Henri van Effenterre, La Cité grecque. Des origines à la défaite de Marathon, Paris, Hachette,

Ayrıca bakınız[değiştir

Politika Kelimesinin &#;Poli&#; (Çok) ve &#;Tika&#; (Yüz) Kelimelerinden Türediği ve İkiyüzlülük Anlamına Geldiği İddiası

41,K

Politika Kelimesinin Kökeni İddia Edildiği Gibi Yunanca &#;Çok&#; Anlamına Gelen &#;Poli&#; ve &#;Yüz&#; Anlamına Gelen &#;Tika&#; Kelimelerinden Türediği İddiası Doğru Değildir

Politika kelimesinin Yunanca &#;poli&#; (çok) ve &#;tika&#; (yüz) kelimelerinden türediği ve ikiyüzlülük anlamına geldiği iddiası doğru değildir. Politika  terimi Yunanca&#;dan Türkçe&#;ye geçmiş olup, kökü şehir anlamına gelen &#;polis&#; kelimesidir, &#;poli&#; ve &#;tika&#; kelimelerinin bileşimi politika kavramının kökü değildir. 

Yanlış İddia

 

Sosyal medya ve gazete köşelerinde sıklıkla paylaşılan politika kelimesinin Yunanca &#;poli&#; (çok) ve &#;tika&#; (yüz) kelimelerinden türediği ve ikiyüzlülük anlamına geldiği iddia edilmektedir.

Müjdat Gezen&#;in &#;Yapabilirsin&#; adlı kitabına referans verilerek yapılan bu yanlış iddiayı içeren paylaşım metnişu şekilde:

&#; Poli : Çok

Tika : Yüz

Politika : Çok yüzlü demektir.

Ama bizde; Çok yüzsüz olanları bulunur.&#;

&#; Müjdat Gezen / Yapabilirsin

" Poli : Çok
Tika : Yüz
Politika : Çok yüzlü demektir.
Ama bizde;
Çok yüzsüz olanları bulunur."

&#; Müjdat Gezen / Yapabilirsin

— bulatt (@bulatt) February 3,

 

Politikacıların yalanla iştigalinin normal bir vatandaşınkinden daha fazla olduğu ve siyasetçilerin şahsi ve parti menfaatleri için &#;iki yüzlü&#; ya da &#;çok yüzlü&#; davranabildikleri algısı toplumların genelinde oldukça güçlüdür. Vaziyet böyle olsa da, politika teriminin kökeninin iki yüzlülükten hareketle oluşturulduğu iddiası doğru değildir. Politika kelimesinin kökeni Grekçe&#;de şehir anlamına gelen &#;polis&#; kelimesidir, &#;poli&#; ve &#;tika&#; sözcüklerinin bileşimi değildir.

TDK&#;ya göre politika kelimesi &#;Devletin etkinliklerini amaç, yöntem ve içerik olarak düzenleme ve gerçekleştirme esaslarının bütünü, siyaset, siyasa&#; anlamına gelmektedir ve Latince kökene sahiptir. Nişanyan Sözlük’te yer alan bilgilerde ise politika kelimesinin Fransızca politique, Latince politica kökeninden geldiği, kelime anlamının ise “şehir veya devlet yönetme sanatı” olarak yer aldığı görülmektedir.

Yunanca &#;poli&#; (πολύ) kelimesinin Türkçe &#;çok&#; anlamına geldiği bilgisi doğrudur. Ancak, Yunanca &#;tika&#; kelimesinin &#;yüz&#;, &#;surat&#;, &#;çehre&#; gibi anlamlara geldiği doğru değildir. Yaptığımız sözlük taramalarında &#;tika&#; şeklinde okunan ve Yunanca &#;τίκα&#; şeklinde yazılan bu kelimenin Türkçe bir karşılığının olmadığı anlaşılmaktadır.  Türkçe &#;yüz&#;, &#;surat&#; kelimelerinin Yunanca karşılığı &#;prósopo&#;dur (πρόσωπο).

Aristoteles&#;in de &#;Politika&#; (Πολιτικά, Politiká, Politics) adlı eserinin adının da &#;şehirle ilgili&#; anlamına geldiği bilinmektedir (Tevfik Uyar (). Safsatalar, Sf: ).

Politik, politika gibi kelimelerin etimolojik kökenine ilişkin güvenilir kaynaklarda yapılan açıklamalarda bu kelimenin anlamının &#;çok yüzlü&#; olduğuna dair bir atıf yer almaz. Bu iddianın kökeni internet forumları ve sözlükleridir. Politika kelimesinin kökenine ilişkin bu tip sanal kaynaklarda yapılan açıklamalarda yer alan Latincede &#;poli&#;nin &#;çok&#;, &#;tics&#; ekinin ise &#;kan emici parazit&#; anlamına geldiği, &#;politics&#; sözcüğünün çok yüzlü kan emici parazit anlamına geldiği iddiası da aynı  şekilde mesnetsizdir.

Bu yanlış bilginin yaygınlık kazanmasında Müjdat Gezen tarafından dile getirilmesinin etkin rol oynadığı anlaşılmaktadır. Müjdat Gezen&#;in bu iddiaya &#;Yapabilirsin&#; adlı kitabında aktardığı ve &#;politika çok yüzlü olmak demektir ama bizim politikacılarda ise hiç yüz yok&#; şeklinde mesaj verdiği iddiası ise kısmen doğru kısmen yanlıştır. Müjdat Gezen bu yanlış bilginin kaynağıdır ve bu hatalı iddiayı paylaşmıştır; ancak, iddia edildiği gibi &#;yapabilirsin&#; adlı kitabında değil. Bahse konu yanlış iddia Ahmet Çağan ve Mehmet Çağan tarafından kaleme alınan &#;Yok Olacakken Var Olmak&#; &#; Müjdat Gezen&#;le Düşünsel Bir Yolculuk&#; adlı kitabın (, Alfa Yayınları, 2. baskı) sayfasında &#;Çok Yüzlü&#; başlıklı bölümde Müjdat Gezen imzasıyla yer almaktadır.

Müjdat Gezen&#;in Politika Kelimesinin Poli ve Tika Kelimelerinden Üretildiği ve Çok Yüzlü Anlamına Geldiğine Dair İddiasına Yer Verdiği Kitap Sayfası

 

Politika Kelimesinin Kökeni Hakkında Yanlış Bilgi Sunan Yazarlar

Bu hatalı bilgiye köşelerinde yer veren kamyon dolusu köşe yazarını tespit ettik. Listeleyelim:

Habertürk Gazetesi yazarı Ümit Aktan&#;ın tarihli &#;Poli-Tika&#; başlıklı yazısından:

Antik Yunan’ın bugünkü ‘Helenistik’ dilinde hala daha yaşayabilen bir kelimedir. POLİ ‘çok’ demektir.. TİKA ise ‘yüz’ anlamına gelir..

Özgür Kocaeli Gazetesi yazarı M. Zeki Canşi&#;nin tarihli &#;Politika ve Siyaset&#; başlıklı yazısından:

Oysaki "poli" kelimesi "çok", "tika" da "yüz" manasına gelmektedir. Yani "çok yüzlülük" Politika Makyavelist düşünceyi önceler, maneviyattan yoksundur, çıkar esaslıdır.

Havadis Maraş Gazetesi yazarı Ahmet Sandal&#;ın tarihli &#;Bize Siyaset Değil İlm-i Siyaset Lazımdır&#; başlıklı yazısından:

Politika, Yunanca iki sözcüğün bir araya getirilmesinden türetilmiştir. “Poli” ile “tika” biraya gelmiş “politika” olmuş. Poli, çok manasındadır. Tika ise yüz manasındadır. Bu durumda politika çok yüzlülük, yalancılık gibi anlamlar taşımaktadır.

Türk Time Gazetesi yazarı M. Kürşat Türker&#;in tarihli &#;Mitomani ve Politika&#; başlıklı yazısından:

POLİTİKA : Yunan dilinde " Poli : çok , tika : yüz ifadesi " , olunca birleşiminden ortaya çok yüzlülük çıkar ki , kostüm deposunda ne kadar fazla sayıda yüz şekli ifadesi olduğu sorgusu , politika yapan kişinin mesleki başarısı ile bütünleşmeye gönderme olur..

Mersin Haberci Gazetesi yazarı Hediye Eroğlu&#;nun tarihli &#;Politika &#; İkiyüzlülük&#; başlıklı yazısından:

Siyaset, Latince Politika kavramının Türkçesidir. Politika ise ‘poli’ ve ‘tika’ kavramlarından türetilmiştir. Poli, Latincede "çok" anlamına gelir. Tika ise ‘yüz’ demektir.

Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi yazarı Sedat Balta&#;nın tarihli &#;İki Yüzlü Politika&#; başlıklı yazısından:

Politika halk arasında çok yüzlülük olarak da tarif edilir, Poli, Latincede “çok” anlamına gelir. Tika ise “yüz” demektir. 

Yıldız Haber Gazetesi yazarı Mustafa Öztürk&#;ün tarihli &#;Amaca Giden Her Yol Mübah Mıdır?&#; başlıklı yazısından:

Politika Latincede "poli" ve "tika" kavramlarından türetilmiştir. Poli, "çok" Tika ise "yüz" demektir: ÇOKYÜZ. Politika= Siyaset= Çokyüz.

Marmara Yerel Haber Gazetesi yazarı Sinan Çiftyürek&#;in tarihli &#;Merkezileşme-Yerelleşme Trendinde Siyaset/Politika&#; başlıklı yazısından:

Örnek, eski Yunanca da ‘poli’(çok) ile ‘tika’ (yüz anlamında) yani çok yüzlülük, yalancılık manasında da kullanılmıştır.(Sözlükten)

Aydın 24 Gazetesi yazarı Mehmet Kızılaslan&#;ın tarihli &#;Bu Seçimlerde 2+2=4 Etmeyecek&#; başlıklı yazısından:

Politika kelimesini özellikle yazıyorum. Günümüzde yapılan siyaset değildir, politikadır çünkü. (poli= çok, Tika= yüz, yani politika çok yüzlülük demektir)

funduszeue.info sitesi yazarı Ahmet Tahsin Erbilen&#;in &#;Siyaset Nedir? Siyasi Rejimler Nelerdir?&#; başlıklı yazısından:

“Poli” (Çok) ve “Tika” (yüz) anlamına gelen iki kelimenin birleşimi ile meydana gelmiştir.

Antakya Gazetesi yazarı Fatih Ertürk&#;ün tarihli &#;Çekildik İzzet ü İkbal ile Bab-ı Hükûmetten(Namık Kemal)&#; başlıklı yazısından:

Politika aslında Yunanca bir kelimedir. Aslı; “poli: çok tika: yüz” anlamına gelir.

Taraklı Ajans Gazetesi yazarı Enes Çınar&#;ın tarihli &#;Sıkıldım&#; başlıklı yazısından:

Şaka değil, Politika yunanca bir kelimedir. Filolojisini incelersek "Poli" çok, "Tika" yüz yani topla, çarp çıkar böl, eşittir bizim Türkçe'mizde "İki yüzlülük" olarak tercüme olunur.

Gazete İlk Sayfa yazarı Ahmet Fidan&#;ın tarihli &#;Siyaset, Politika ve Seçim&#; başlıklı yazısından:

Bilindiği gibi “Poli” çok, “tika” yüz anlamındadır. Politika çok yüzlülük anlamına gelmektedir. Politikanın siyasetin eş anlamı gibi algılanması yanlış ve anlamsızdır.

Mercek Haber Gazetesi yazarı Mehmet Zengin&#;in tarihli &#;Amaca Giden Her Yol Mübah Mıdır?&#; başlıklı yazısından:

Batı menşeli olan Politika, “poli-çok” ve “tika-yüz” kavramlarından türetilip Latince’de ‘çok yüzlü’ anlamına gelmektedir.

Üretici Gazetesi yazarı Mustafa Kaygısız&#;ın &#;Seçime Giden Yol Kriminadan Geçmesin&#; başlıklı yazısından:

Siyaset, Latince Politika kavramının Türkçesidir. Politika ise "poli" ve "tika" kavramlarından türetilmiştir. Poli, Latincede "çok" anlamına gelir. Tika ise "yüz" demektir. 

Gözlem Gazetesi yazarı Öcal Uluç&#;un tarihli &#;Nefret Ediyorum!..&#; başlıklı yazısından:

Yunancadan gelen” bir anlamının daha olduğu söylenir; “Poli / Çok, Tika / Yüz; yani “çok yüzlü!..”Bazı ansiklopedilere göre, “Tika”, Yunancaya “Hind” dilinden gelmiştir; “Hintlilerin alınlarına sürdükleri dini işaretin adıdır” Tika!..

Ege&#;de Sonsöz Gazetesi yazarı Mehmet Karabel&#;in tarihli &#;Akşener&#;in Partisi Tutar mı Tutmaz mı?&#; başlıklı yazısından:

Politika ise, "poli" ve "tika" kavramlarından türetilmiştir Latince'de poli "çok", tika ise "yüz" anlamına geliyor

funduszeue.info sitesi yazarı Mehmet Halil Arık&#;ın tarihli &#;Siyasetin Keklikleri&#; başlıkları yazısından:

İkinci kaynak Yunanca'dan Poli(Latince) = çok; Tika(Latince) = yüz (çehre; surat) Politika = Çok yüzlülük Politikayı yüzsüzlük sananlar yanılgıda

Küçük Menderes Gazetesi yazarı Selim Şahan&#;ın tarihli &#;Başkan Kim Olacak&#; başlıklı yazısından:

Komşumuz Yunanistan’da da siyaset (politika), polise veya devlete ait etkinlikler biçiminde tanımlanmış. Yunanca 'poli' çok, 'tika' yüz anlamına gelen eski yunanca kelime köklerinden oluşmuş.

Gündem Gazetesi yazarı Birol Ertan&#;ın &#;Siyaset İkiyüzlülük Müdür?&#; başlıklı yazısından;

Siyaset, Latince Politika kavramının Türkçesidir. Politika ise "poli" ve "tika" kavramlarından türetilmiştir. Poli, Latincede "çok" anlamına gelir. Tika ise "yüz" demektir.

Halkın Sesi Gazetesi yazarı Serhan Çınar&#;ın &#;Politika Nedir Bilmem&#; başlıklı yazısından:

Şu tesadüfe bakınız ki kelime kökü “poli” imiş. Anlamı Latin dilinde “çok”, tika da bizim bildiğimiz “Tik” kelimesinin Latince versiyonu, “Yüz” demek, yani çok yüzlülük…

Bölgede İlk Haber Gazetesi yazarı Fevzi Başoğlu&#;nun &#;Siyaset&#; başlıklı yazısından:

Poli' çok demek 'tika'(tik) da yüz ifadesi mimik anlamına gelir. Genel olarak çok yüzlülük, değişkenlik anlamındadır.

 

Politika Kelimesinin Kökeni İddia Edildiği Gibi Yunanca "Çok" Anlamına Gelen "Poli" ve "Yüz" Anlamına Gelen "Tika" Kelimelerinden Türediği İddiası Doğru Değildir

 

Antik Yunan'da ''Polis'' Sisteminin Ortaya Çıkışı

ÖZ Kent sakinlerinin bireysel, toplumsal varoluş düzlemlerini belirleyen sadece kentin fiziki koşulları değildir. yüzyılda kent; siyasetin, etiğin, estetiğin, ekonominin, gündelik yaşam kültürünün belirleyici uzamıdır. Bu açıdan kent, bireyin bilinci, insanlığın hafızasıdır. Tarihselliği açısından kent deneyimi, farklılaşma ve ayrışmanın yaşandığı sosyolojik düzlemi ifade eden bir kavramsallaştırma olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla kent, sadece fiziksel bir yeri veya toplumsal organizasyon biçimini ifade etmekle kalmaz. Kentin kamusal alanlarının niteliği, işlevi; kent hakkı kullanımı, kente aidiyet, kentlilik, kentsel yaşam biçimi bu kavramsallaştırmanın sosyolojik tezahürleri olarak karşımıza çıkar. Kent böylelikle farklılaşma ve ayrışmanın tarihsel sahnesi olmaktadır. Bu anlayışla çalışmada bağlamları ve etkileri bakımından kendi içerisinde katmanlı bir yapıya sahip olan kent sorunsalının çözümlenmesinde, farklı bakış açılarına dayalı tartışmalarda ontolojisini yitiren kent sorunları için, kent deneyimi kavramı temel alınmıştır. Çalışmada somut olarak gösterilmek istenen, bir farklılaşma ve ayrışma arenası olan kentin çağdaş sorunlar bakımından ele alınmasında "kent deneyimi" kavramının hem empirik ve de objektif bir kent anlayışında sosyal bilimcileri buluşturabileceğidir. Böylece kent deneyimi kavramsallaştırması çerçevesinde kentin tarihselliğini, bugününü ve geleceğini "konumlandırmak", pratiklerini "sorunsallaştırmak", insanlık tarihindeki önemini "anlamak" ve "kültürlerüstü bir nesnellik"le ele alınabilmesini sağlamak amaçlanmaktadır. Anahtar Sözcükler: Farklılaşma, ayrışma, soylulaştırma, kent deneyimi, yaşam biçimi.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası