Jitem Itirafçıları

PKK itirafçısı ve eski JİTEM elemanı Abdülkadir Aygan, Cizre'de JİTEM komutanlığı yapan ve pek çok yasadışı cinayette sorumluluğu olduğu iddia edilen Cemal Temizöz'ün özel olarak görevlendirildiği iddialarını destekledi. O dönem yüzbaşı olan Albay Temizöz, halen faili meçhul cinayetler nedeniyle yargılanıyor

'ların ilk yarısında Cizre belediye başkanlığı yapan Haşim Haşimi "Bölgede onlarca Temizöz vardı. Özel görevi olduğunu hissettiren asabi biriydi" dedi. bianet'e Haşimi, bilinenden çok daha fazla faili meçhul cinayet olduğunu öne sürdü.Haşimi, dönemin başbakanı Tansu Çiller ve Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş'in sorgulanması gerektiğini söyledi. İsveç'te yaşayan ve bianet'in sorularına e-posta üzerinden cevap veren Aygan da Haşimi'yi destekledi.

"Temizöz özel görevlidir veya kendisine o rolü yüklenmiştir. İnsani ilişki geliştirmezdi. MOSSAD'in çalışma yöntemlerini içeren kitabı okurdu daima."

arasında Cizre'de yasadışı JİTEM komutanı olan Temizöz Cizre'de 20 kişinin öldürülmesiyle ilgili 9 kez ömür boyu hapis istemiyle yargılanacak.

"Güven'i kayırdı, ona özür dilememi emretti"

Bu iddiasını doğrulamak isteyen Aygan, bir diğer JİTEM üyesi Abdulhakim Güven'le 'de Mersin Mezitli'de bir silahlı kavga yaşadıklarını belirtti ve Temizöz-Güven ilişkisinin olaya şöyle yansıdığını savundu:

"Ben sadece müdafaa yaptım. Olayda ilk silahı çeken ve göğsüme dayayıp tetiği çeken Abdulhakim'dir. Bana, kızımın ve başka bir kadının yanında ağza alınmayacak küfürler savuran yine kendisidir. Buna rağmen; Cemal Temizöz, Abdulhakim'in tarafını tuttu. Beni uzun sure silahsızlandırdı. Polislere ifade vermemem için beni günlerce JITEM binasında tuttu. Halbuki ben kendisinin memuruydum. Beni kollaması gerekirken asıl suçlu olan ve hiçbir resmi sıfatı olmayan Güven'i kayırdı. Güven'den özür dilememi emretti. Niçin? Çünkü Cizre ve o yörede Abdulhakim ile birlikte birçok kirli iş çevirmiş ve cinayetler işlemişlerdi. Bu yüzden Güven'in tarafını tutup beni mağdur etti."

"Mehmet Çakır infazlara katıldı"

JİTEM yapılanmasıyla ilgili daha önce nasname sitesine çeşitli açıklamalarda bulunan Aygan, teşkilatta yer aldığını bianet'e ifade ettiği Astsubay başçavuş Mehmet Çakır (Mahmut başçavuş), işçi olarak gözüken Hasan Adak ve Uzman çavuş Seçkin Pamukçu ile ilgili ek bilgiler verdi.

Ankaralı olarak tanıdığı Çakır'ın Batman'ın Karayün Köyü muhtarı Fellemez'in evinden bir gencin tuzağa düşürülerek yakalanıp infaz edilmesinden bildiğini ifade eden Aygan, gencin cesedinin de Batman-Silvan arasındaki bir tarlaya atıldığı, olayda JITEM komutanı Cem Ersever, Selahattin Görgülü, İbrahim Babat ve Batman JITEM timinden bazı görevlilerin de yer aldığını iddia etti.

Diyarbakır merkezden bir genç ve kadın arkadaşının gözaltına alınıp JITEM'de sorgulandı ve daha sonra Çakır'a teslim edildiğini savunan Aygan, "Mehmet Çakır ve başka görevliler onları Sivas taraflarına götürüp infaz ettiler ve yol kenarına attılar. Bayan'in ismi Fatma idi ve öğrendiğime göre Mersin'liymiş" dedi.

Aygan, Çakır'ın, Antalya'da infaz edilen Talat Ayyıldız davasında sanık olan Görgülü'yü duruşmalara götürüp getiren ve oradaki görevliler ile JITEM komutanı arasındaki irtibatı sağlayan kişi olduğunu da ileri sürdü.

"Adak'ın rahatlığı Aydın cinayetini bildiğinden olabilir"

Hasan Adak'ın işçi kadrosunda olmasına rağmen JİTEM'in gerçekleştirdiği infazlara katıldığını kaydeden Aygan, "İşkenceli sorgulamalara katıldı. Bu şahıs, mesai saatlerini takip etmemesine rağmen, komutanlar bir şey demiyorlardı" dedi; gerekçesiyle ilgili de, "Sanırım Vedat Aydın olayını bildiğinden dolayıdır" açıklamasını yaptı.

"Pamukçu JİTEM eylemlerinden haberdardı"

Pamukçu'nun herhangi bir eylemine tanık olmadığını söyleyen Aygan, "Fakat, JITEM'in bir çok eyleminden haberdardır. Daha çok şoförlük yapardı" diye savundu.

Gazeteci ve Kürt aydını Musa Anter'in öldürülmesiyle ilgili bulunduğu İsveç'ten geçmişte önemli açıklamalar yapan Aygan, daha önce yaptığı açıklamalarda Güven'in Temizöz ve diğer JİTEM elemanlar arasındaki ilişkiler şöyle geçiyordu:

"Şırnak ve Cizre'de ayrı bir ekip vardı. Abdulhakim Güven, Hıdır Altuk, Adem Yarkın, Hüseyin Bülbül isimli itirafçılardan kurulu bu ekip, oradaki İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Cemal Temizöz'ün emrindeydi. Yanlarına da bir-iki tane sivil uzman çavuş verilmişti. Bunlar orada terör estirdiler. Kimi insanları milis diye veya kardeşi dağda diye kuyulara atmışlardı, kimilerinin evlerinin altına anti-tank mayını koymuşlardı, kimisini sığınağa koyup, yani sığınağa baktırma bahanesiyle bomba atarak imha etmişlerdi."

Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi, Cizre ve çevresinde 20 kişinin öldürülmesinden sorumlu tuttuğu Temizöz ve koruculardan oluşan altı kişi yargılamaya 11 Eylül'de başlayacak. Temizöz için, dokuz kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. Ancak dava daha şimdiden tanıkların tanıklıklarından vazgeçmesiyle gündeme geldi. (EÖ)

Terör örgütü PKK’dan ayrıldıktan sonra itirafçı olup jandarma istihbarat elemanı olarak faaliyet yürüten ve birçok jandarma görevlisi hakkında İsveç’te itiraflarda bulunan Abdulkadir Aygan hakkında yeniden iade talepnamesi düzenlendi.

Özgür CEBE

Yayınlanma:

Türkiye'nin NATO üyeliği için İsveç ve Finlandiya'ya, suçluların iadesiyle ilgili verdiği koşullu desteğin ardından gözler iki ülkede barınan terör suçlularına çevrildi. Musa Anter cinayeti başta olmak üzere Güneydoğu'da işlenen çok sayıda faili meçhul cinayetlerle ilgili rütbeli jandarma görevlileri hakkında, sığınmacı olarak gittiği İsveç'te itiraflarda bulunan Abdulkadir Aygan'la ilgili yıllarında üç kez iade talebinde bulunuldu.

Diyarbakır Özel yetkili Başsavcılığınca düzenlenen iade talepnameleri Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü ile Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne gönderildi. Aygan'ın Güneydoğu'da işlenen faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması için Türkiye'de sorgulanıp yargı önüne çıkarılması, hakkında gıyabi tutuklu olarak dava açıldığı için iade edilmesi istendi.

“BİZDE ABDULKADİR AYGAN DİYE BİRİ YOK”

İsveç makamları üç ayrı iade talebini çeşitli gerekçelerle reddetti. İsveç, Aygan'la ilgili Türkiye'nin TCK'nın ilgili maddelerindeki çelişkilerine atıfta bulunmuştu. Diyarbakır Başsavcılığı, Abdulkadir Aygan'ın iadesini yeni TCK'nın /1 maddesini düzenleyen “Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak” suçundan istemişti. Buna karşı İsveç yüksek yargı makamları cevap olarak, “İade talebiniz çelişkilerle dolu.

madde ülkenizde PKK'lıların yargılanmış olduğu sevk maddesidir. Abdulkadir Aygan'ı, Musa Anter'in katil zanlısı olmaktan iadesini istiyorsanız, neden madde kapsamında talep ediyorsunuz. Bu kişiyi PKK'lı olarak mı, yoksa JİTEM elemanı olarak mı istiyorsunuz” diye sormuştu.

KIRMIZI BÜLTEN FORMU İPTAL OLMUŞTU

Başsavcılık bu kez Musa Anter'in öldürüldüğü 20 Eylül tarihinde eski TCK'nın yürürlükte olduğunu ve cinayet zanlısı Abdulkadir Aygan'ın bu olayı PKK adına gerçekleştirmediği için eski TCK'nın Maddesini düzenleyen “Kasten adam öldürmek” suçundan yeniden iadesini talep etti.

İsveç bu kez de “Ülkemizde Abdulkadir Aygan adında kimse yok, talep ettiğiniz kişinin kimlik bilgileri kayıtlarımıza göre Aziz Turan'dır” denilerek talebi geri çevirmiş, hakkındaki kırmızı bülten formu da iptal edilmişti.

‘SORU GÖNDERİN’ DEDİLER NORVEÇ DİLİ DEĞİL DİYE İADE ETTİLER

Adalet Bakanlığı bu kez de iki Cumhuriyet savcısını Aygan'ın ifadesini almak için İsveç'e göndermek istemiş, ancak “Bizim ülkemizde sorgu yapmanız doğru değil” denilerek “Sorularınızı gönderin, biz sorup size gönderelim” denildi. Faili meçhul cinayetler ve gözaltında kayıp iddialarıyla ilgili 70 soru hazırlanıp Aygan'ın cevaplaması için İsveç'e gönderildi. İsveç bu kez de, “Sorularınız Norveç dilinde değil.

Türkçe dilinde kabul edemeyiz. Konunun ciddiyetinin anlaşılması bakımından Norveç dilinde göndermenizi rica ederiz” diyerek soruları Adalet Bakanlığına iade etti. Son olarak da, “Musa Anter cinayetinin faili olduğuna dair yeterli kanıtınız yok” denilerek iade talebi geri çevrildi. Oysa Abdulkadir Aygan,  Anter cinayetini tüm ayrıntılarıyla itiraf etmiş ve onun itiraflarıyla soruşturma şekillendikten sonra olayın faili olmakla suçlanan Hamit Yıldırım tutuklanmıştı.

GÜNCELLENEN TALEPNAME İSVEÇ MAKAMLARINA İLETİLDİ

Abdulkadir Aygan'ın itirafçı olduktan sonra İçişleri Bakanlığı oluruyla tanık koruma kanunu kapsamında Vatandaşlık ve Nüfus Genel Müdürlüğünce kimlik bilgilerinin tümden değiştirildiği, Abdulkadir Aygan olan adının Aziz Turan olarak değiştirilmiş olması nedeniyle hakkında yeniden iade talepnamesi hazırlandı.

Güncellenen iade talepnamesinde itirafçı zanlı, bu kez Aziz Turan adıyla İsveç makamlarından talep edildi. İsveç makamlarına güncellenerek sunulan iade talepnamesinde, Aygan'ın, yılında PKK'ya katıldığı, yılında Siirt’te silahıyla güvenlik güçlerine teslim olduğu, verdiği bilgilerle 4 PKK'lının ölü, 12 PKK’lının sağ ele geçirilmesi üzerine pişmanlık yasasından yararlandırılarak 13 yıl hapis cezasına çarptırıldığı, yılında cezaevinden çıktıktan sonra İçişleri Bakanlığı’nın oluruyla kendisi ve ailesinin kimlik bilgilerinin değiştirilerek Aziz Turan adını aldığı bilgisi yer aldı.

Nüfus kaydının Şanlıurfa Suruç'tan Malatya iline alındığı, ancak kimlik bilgilerinin değiştirilmesini basın ve yayın organlarında deşifre edip terör örgütü PKK kontrolünde İsveç'e gidip burada iltica talebinde bulunduğu anlaşıldığından 5 Nisan 'da yine bakanlığın oluruyla hakkındaki koruma tedbirinin kaldırıldığı bilgisi yer aldı. Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı kayıtlarına göre, adı geçenin Aziz Turan adıyla askeri personel olup, görevden çıkarıldığı yer alıyor. Gözler İsveç resmi makamlarının vereceği karara çevrildi.

Adalet BakanlığıaskerlikCinayetÇocukdavaFaili meçhulFinlandiyaİçişleri BakanlığıİsveçKobaniNATOPKKTerörterör örgütüTSK

Gözaltında kaybedilenler için adalet mücadelesini sürdüren Cumartesi Anneleri, hafta nöbetinde 27 yıl önce kaçırılan ve bir daha kendisinden haber alınamayan Düzgün Tekin&#;in akıbetini sordu.

Düzgün Tekin sosyalist kimliğiyle bilinirdi ve DİSK Tekstil-İş sendikasının delegesiydi. İstanbul Güneşli Evren Mahallesi&#;ndeki akrabasının evinden Bayrampaşa’daki işyerine gitmek için çıktıktan sonra kendisinden haber alınamadı.

Yapılan açıklamada JİTEM itirafçısı Kasım Açık’ın Tekin hakkında verdiği ifadeye de değinildi. Açık, polis ve askerlerin de içinde bulunduğu bir ekiple Tekin&#;in sorgulanarak öldürüldüğünü ve Edirne yakınlarında askeri alan içinde bulunan Çadırkent çöplüğüne gömdüklerini anlatmıştı. Ancak herhangi bir soruşturma bile açılmamıştı.

Düzgün Tekin&#;in babası Veli Tekin oğlunun akıbetini öğrenemeden yaşamını yitirdi. Annesi Elif Tekin ise hala adalet arıyor. Açıklamada Elif Tekin&#;in &#;Oğlum Düzgün neredesin? Seni bulmak için Cumartesi Anneleri’ne katıldım. Cevapsızım, yönsüzüm!&#; sözleri de hatırlatıldı.

funduszeue.info