mithras tapınağı rockefeller / Anadolu’nun Mıknatısı: Mitras Tapınağı

Mithras Tapınağı Rockefeller

mithras tapınağı rockefeller

Amerika’nın tohumları Diyarbakır’da mı atıldı?

Aslında ben çok önce, çok sevdiğim bir arkadaşımın daveti üzerine gezmek için gitmiştim…

Yalnız da değildim.

İstanbul’dan yakın 5 arkadaşım da vardı.

Ama tesadüf işte hem Kültür Bakanlığı ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ile ortaklaşa düzenlenen Sur Kültür Yolu Festivali vardı…

Hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mitingi…

O nedenle de normalinden daha kalabalıktı Diyarbakır ve daha coşkulu.

Dolayısıyla da zaten çok sevdiğim bu şehir daha bir keyif verir olmuştu.

Ancak Cuma akşamı Bartın’da yaşanan maden kazası ne keyif bıraktı ne de coşku.

Haber duyulur duyulmaz önce festival kapsamında planlanan tüm müzik, eğlence etkinlikleri iptal edildi.

Sonra da Erdoğan’ın mitingi…

Öncelikle maden kazasında hayatını kaybeden tüm işçilere rahmet diliyorum.

Ailelerine de büyük sabır.

Çok büyük acı ve bu acıyı tarif etmeye hiçbir yazı, cümle, kelime yetmez!

Allah bir daha yaşatmasın böyle bir kader de, keder de bu topraklara.

Umarım son olur.

Umarım bundan sonra emekçilerin “can güvenliği” öncelik alınarak sürdürülür maden işletmeciliği.

Diyarbakır’a dönersek…

Ertesi gün sabah sokağa çıktığımızda bir gün öncesinin o şen, şakrak şehrinden eser kalmamıştı.

Kalabalıktı evet ama Bartın’daki facia tüm ülkede olduğu gibi Diyarbakır halkını da mateme boğmuştu.

Festivale uygun bir biçimde şehrin dört bir yanında çalınan tüm davullar, zurnalar ses kesmiş ve kent, kendi rutinine dönmüştü.

Biz de o rutin çerçevesinde devam ettik programımıza.

Önce Sur ilçesindeki Sülüklü Han’da kahvelerimizi içtik sonra Zerzevan’a doğru yola çıktık.

(Daha önce defalarca istemiş olmama rağmen bir türlü kısmet olmamıştı Romalılardan kalan kaleyi ve içindeki tapınağı ziyaret etmek. Çok çok etkilendim bu mirastan. Dahası duyduklarım ve öğrendiklerim neticesinde dehşete kapıldım. O yüzden onu ayrı bir bölümde anlatmak istiyorum.)

Şimdi biraz size yıllarındaki "Hendek Olayları" ile gündeme gelen ve Diyarbakır’ın esası, ilk yerleşim yeri olan Sur ilçesinden edindiğim izlenimleri aktarmak istiyorum.

Adını, Diyarbakır surlarından alır ve dini, tarihi yapıların çoğu da bu ilçe içerisindedir.

Bu yüzden de; “Tarihin taşlarla yazıldığı kent" denilir Sur için.

yılından evvel gittiğimde de çok çok etkilenmiştim ben bu ilçeden çünkü Türkiye’nin hiçbir yerinde çeşitli medeniyetlere, dinlere ait kalıntıları bir sokak üzerinde yan yana görmek pek mümkün değildir.

Bir İstanbul’da, Sultanahmet’te vardır bu benzerlik ama başka bir şehirde pek yoktur.

Sokağa giriyorsunuz karşınıza dünyanın en güzel 10 kilisesinden biri olarak kabul edilen Mar Pedyun Keldani Kilisesi çıkıyor mesela…

Oradan çıkıp birkaç adım sonrasında Ortadoğu’nun en büyük Ermeni Kilisesi Surp Giragos’u ziyaret edebiliyorsunuz. Oradan da çıkıp hemen yanı başındaki yıllık Osmanlı mirası Behrampaşa Hamamı’nı… Az ileride de halk arasında Kurşunlu olarak bilinen ilk Osmanlı Valisi’nin yaptırdığı Fatih Camii’ni…

Hülasa… Buram buram tarih, buram buram Anadolu’nun geçmişi kokuyor bu ilçede.

İşte yaklaşık 1 yıl süren “Hendek Olayları”, başta bu tarihi eserler olmak üzere bütün Sur'da korkunç tahribatlara yol açmıştı.

Çok çok üzülmüştüm.

O güzelim kiliseler, eski Diyarbakır konakları, sokakların görüntüleri Suriye’den ya da Irak’tan savaş sonrası yansıyan görüntülerden hiç farklı değildi.

Dahası sanki birebir aynısıydı.

Dolayısıyla inanamadım bu son karşılaştığım haline.

Çok mutlu oldum.

Diyarbakırlıların bazıları; “İnsansız ilçeye dönüştürdüler güzelim Sur’u” diyerek kızıyor falan bu yeni haline ama hiç kusura bakmasınlar yapılabilecek en güzel dokunuşlar yapılmış.

Bir kere restorasyonlar mükemmel olmuş.

Mükemmel ötesi hatta.

Daha iyisi olamazdı.

Doyamadım gezmeye.

O yüzden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı tebrik ediyorum.

Çünkü bütçe ve planlamalar onlara ait.

(Toplam 2 milyar milyon TL.)

Çok küçük bir kısmı Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nden karşılanmış.

Onu da İç Kale’yi gezerken karşılaştığımız Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Abdullah Çiftçi’den öğrendim.

Tam bir tarih ve kültür turizmi cennetine dönüşmüş Sur.

Çiftçi’den öğrendiğim kadarıyla 34 dönümlük alanda tescilli yani tarihi miras sayılan bina ile 90 konutun restorasyonu ile yeni konut, dükkan ve 9 otel yapılmış.

“Ve çalışmalar hala da devam ediyor” diyor.

Bu arada Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın mihmandarlığında düzenlenen “Sur Kültür Festivali” kapsamında birbirinden önemli, değerli sanat eserlerinin, restorasyonu tamamlanan yapılarda sergiye açılması da ayrı bir güzellik katmış yapılan çalışmalara.

Keçi Burcu’nda Devrim Erbil’i ya da Behrampaşa Hamamı'nda Dosso Dossi Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Eraslan’ın İtalyan ressamlara ait kişisel koleksiyonunu veya Keldani Kilisesi’nin duvarlarında Refik Anadol ve İsmail Acar’ın eserlerini görmek ayrı bir keyif veriyor ziyaret edene.

“Peki başka? Başka ne vardı Diyarbakır’da Sevilay? Her şey güllük gülistanlık mıydı?” dediğiniz duyar gibiyim…

Tabii ki değildi.

Bu güzelliklerin yanı sıra dert de çok.

Bir kere Türkiye’nin dört bir yanında olduğu gibi ekonomi büyük sıkıntıda.

Turistik yeme içme mekanları hariç

Festival dolayısıyla oralar hep dolup taşıyor ama geri kalan Diyarbakır esnafı çok mutsuz.

Mesela kentin en eski alışveriş mekânı Tarihi Yanık Çarşısı

Boydan boya gezdik arkadaşlarla.

Eskiden kalabalıktan çok zor yürünürdü bu çarşıda.

Çünkü bu çarşının fiyatları diğerlerine göre daha uygundur ve dolayısıyla da özellikle köylülerin, yöre halkının en çok rağbet ettiği alışveriş merkezidir.

Ama bomboştu…

Özellikle giysi satan dükkanlar…

İnsan dolup taşan o dükkanlarda kimsecikler yoktu bu defa

Sordum…

“Valla merkezde yaşayanlar zaten bize çok gelmez. E köylü de o kadar zorda ki, gelen giden yok abla” dedi tezgahtaki genç.

Hemen yanındaki Bakırcılar Çarşısı’na girdik.

Orada da yürürken kulaklarımızı kapatırdık hep.

Çünkü bakırcıların çalışmasından acayip gürültü olurdu.

Kendi sesini duyamazdı insan.

Ama şimdi öyle bir sessizlik çökmüştü ki bakırcılara…

Ölü toprağı serilmiş gibiydi.

Esnafla sohbet ettik.

Tabir-i caizse kan ağlıyorlar.

Mutsuzlar ve işin kötü tarafı bir de umutsuzlar…

O kadar bezmişler ki artık…

İnançları kalmamış bir şeylerin düzeleceğine…

Niye böyle peki?

Çünkü onların durumu Türkiye’nin diğer esnaflarının durumundan farklı.

İçlerinden biri o kadar net özetledi ki bu durumu; “Biz bahtsız esnaflarız abla… Önce hendek olaylarından, terörden vurgun yedik. Azıcık rahatlamıştık ki, virüs belası çıktı. Onu attık dedik ama şimdi de ekonomi battı. O kadar alıştık ki belalara… Hele bakalım sırada ne var diyoruz artık…”

Sadece esnaf mı mutsuz peki?

Değil.

Gençler de aynı.

Çünkü işsizlik çok kötü boyutlarda.

Sanayii öylece yerinde sayıyor.

Bir iş insanı; "Normal böyle olması çünkü 'Çözüm Süreci' döneminde yapılan yatırımların üzerine hiçbir şey ekleyemedik. Gençlerin istihdamını sağlayacak yatırımları devam ettiremedik" diyor.

Siyaset mi nasıl?

Onu hiç sormayın!

Çünkü o tarafta olay iyice karmaşık.

Onu da anlatacağım ama bugün değil.

O da artık başka bir yazıda

Anadolu’nun Mıknatısı: Mitras Tapınağı

Ciğer kebabını tatmaya gelmediler. Halı almaya niyetlenmediler. Hevsel Bahçeleri’nde kuş gözlemi yapmak akıllarında geçmedi. Dünyanın dört bir yanından insanları Diyarbakır’da buluşturan, bambaşka bir keşifti: Mithras Tapınağı.

Bilmeden bakıp geçenler için bir taş yığını. Oysa pek çokları için, burası “yüzyılın keşfi”. Peki bu yıkık taş duvarlar, neden bu kadar önemli?

Zerzevan Kalesi’nin En İyi Saklanmış Sırrı  

Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan 3 bin yıllık tarihi Zerzevan Kalesi, Roma İmparatorluğu'nun doğudaki sınır garnizonuna ev sahipliği yapmış ve yılında İslam ordularının fethine kadar kesintisiz kullanılmış. Bu tarihten sonra, burada adeta zaman donmuş.

’larda bir ailenin kaleye yerleştiği, sonrasında da buradaki yerleşimin 17 haneye ulaştığı biliniyor. ’de ise su sıkıntısı ve ulaşım zorluğu gibi nedenlerle köy halkı bugünkü Demirölçek Köyü’nü kurmuş. Kale yeniden sessizliğe gömülmüş.

metre uzunluğunda, 15 metre yüksekliğinde surlarla çevrelenmiş garnizonda, savaş olmadığı zamanlarda yaklaşık asker ve sivilin yaşadığı tahmin ediliyor. Surların dışında, yerleşime su sağlayan kanallar, sunu çanakları ve taş ocakları, nekropol alanında kaya mezarları ve tonozlu mezarlar var. Kamu yapılarının bulunduğu güney alanda, 21 metre yüksekliğinde gözetleme ve savunma kulesi, kilise, yönetim binası, arsenal, kaya sunağı gibi mimari kalıntılar bulunuyor. Kuzeyinde ise caddeler, sokaklar, su sarnıçları, yeraltı kilisesi, yeraltı sığınağı ve konutlar görülebiliyor.

metre yükseklikte ve 60 dönüm alanda kurulu Zerzevan Kalesi’nin henüz yüzde 1’i kazılmış. Ama bu sınırlı kazı, büyük bir sırrı ortaya çıkarmaya yetmiş: Roma’nın doğu sınırındaki ilk Mithras Tapınağı.

En iyi Korunmuş Mithras Tapınağı

Hint-Pers kökenli olan Mithras, bir güneş tanrısı; ışığın, savaşın, adaletin ve inancın simgesi. Öğretisi, dünyanın yaratılışı üzerine olduğundan evreni kontrol eden tanrı olarak da biliniyor.

Dünyadaki gizemli inanışların kaynağı kabul edilen Mithraizm, Milattan Sonra 2. yüzyılda, Pers ordularının seferleri ile Roma İmparatorluğu’na girip, askerler arasında yaygınlaşmış. Pagan Roma döneminde üst düzey askerler, tüccarlar, aristokratlar, devlet adamları, hatta bazı imparatorlar, gizem dini Mithraizm’i benimsemiş. Milattan Sonra 4. yüzyılda ise, Hıristiyanlığın yayılmasıyla birlikte bu inanış yasaklanmış.

Dini ritüel ve ayinleri son derece gizli yapıldığı için yazılı belgesi bulunmayan Mithraizm ile ilgili az miktardaki bilgiye arkeolojik kazılarda ulaşılmış. Çok zor girilebilen bir din olan Mitraizm’in bütün tapınakları, yer altındaki doğal mağaralarda veya yapay olarak inşa edilmiş. yılında Diyarbakır’da tesadüfen keşfedilen tapınak da bu gizli dinin öğretilerinin anlamlandırılması açısından oldukça önemli. Zira burası, dünya üzerinde bilinen 22 Mithras tapınağı içerisinde en iyi korunmuş olanı.

İlk Gökbilimciler

yıl önce inşa edilen tapınağın yeri, rastgele seçilmemiş. Mithrasçıların tümü, astronom ve uzay bilimci olarak tanınıyor. Taş tapınak duvarlarında, Mithras’ın yedi aşamasının simgesi var; her biri Merkür’den Satürn’e bir gezegeni sembolize ediyor. Burası, Mithras’a ait sembollerin en iyi korunduğu yer. Belli bir yıldız ve gezegenin hareketine göre yapılmış olduğu düşünülen Mitras Tapınağı’nda, nedeni bilinmeyen manyetik bir gücün olduğu iddia ediliyor. Bütün bunlar, ezoterik dünyanın dikkatinin Diyarbakır’a yönelmesinin de nedeni. Tapınak Şövalyeleri ve masonik yapıların atası kabul edilen Mithras’ın gizemi, İlluminati gibi gizli örgütlerin burada doğduğu iddiasıyla gitgide katlanıyor.

Tarih boyunca astronominin merkezi olan Mithras, bugün deTürkiye’de gökyüzü gözlemi yapılabilecek en iyi 10 noktadan biri olarak kabul ediliyor. Başka deyişle burası binlerce yıldır, Anadolu’dan uzaya açılan kapı

Bir yeraltı tapınağında bulunan taşlar, insanlığa gökyüzünü işaret etti. Dünyanın merakını Diyarbakır’a çevirdi. Uzun lafın kısası, taş deyip geçmemeli Siz de katalogumuza bakmadan geçmeyin:  seafoodplus.info


Diyarbakır’ın Çınar ilçesindeki Zerzevan Kalesi, Roma İmparatorluğu tarafından inşa edildi.

İlk inşa tarihi Asur dönemi olan sınır garnizonu, askerlerin yanı sıra sivillere de ev sahipliği yaptı.

Zerzevan Kalesi’nde ’te başlatılan arkeolojik kazı ve restorasyon çalışmalarının 4. yılında bir Mithras Tapınağı’nın keşfedilmesi, turistik açıdan kentte yepyeni bir dönemin başladığının habercisi oldu.

Zerzevan Kalesi genel seafoodplus.info

Surlarla çevrili yerleşimde gözetleme ve savunma kulesi, kilise, yönetim binası, silah deposu (Arsenal), kaya sunağı gibi mimari kalıntılar yer alıyor. Konutların bulunduğu alanda su sarnıçları, yer altı kilisesi, yeraltı sığınağı, Mithras Tapınağı (Mithraeum) ve henüz işlevi belirlenemeyen pek çok yapı bulunuyor / Zerzevan Kalesi / Fotoğraf: Independent Türkçe

Mithras Tapınağı’nın ismini aldığı tanrı Mithras kimdir?

Mithra inancı, M.Ö. 5’inci yüzyılda İran’da doğdu. Pers kökenli Mithras (Mithra), evreni kontrol eden güneş tanrısı olarak biliniyor. Adaletin, ışığın, inancın ve savaşın da simgesi. Anlaşma ve dostluk kavramlarının da tanrısı olan Mithras, “aracılık eden” anlamına geliyor.

Hristiyanlığın yayılmasıyla yasaklandı

M.Ö. 6. yüzyılda “yenilmez tanrı” olarak görülen Mithras önderliğindeki din, M.S. 2. ve 3. yüzyılda Roma İmparatorluğu’nda yaygınlaşsa da M.S. 4. yüzyılda Hristiyanlığın yayılmasıyla birlikte yasaklandı.

Bin yıllık tapınak

Bin yıl önce yapıldığı tahmin edilen tapınağın ’deki arkeolojik çalışmalar sırasında keşfi, Diyarbakır’ın dünyaya tanıtımının yanı sıra bölge tarihine de katkı sunuyor.

Zerzevan Kalesi foto duvar .jpg

Haçlı seferlerinin yolu üzerinde bulunan Zerzevan Kalesi, gizli bir tapınak olarak işlevini sürdürmüş. Tapınağın gizemli ziyaretçilerinin de bulunduğu belirtiliyor / Fotoğraf: Independent Türkçe

“Dünyada ortaya çıkarılan son Mithras Tapınağı'nı tesadüfen bulduk”

Hristiyanlığın kendisine rakip gördüğü dinin (gizli tarikat olarak da biliniyor) son tapınağı olan Mithras Tapınağı’nı ortaya çıkaran isim ise Dicle Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Aytaç Coşkun.

Kazı ekibinin başkanlığını da yapan Coşkun, tapınağın keşfedilişi ile ilgili Independent Türkçe’ye yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

Dünyada ortaya çıkarılan son Mithras Tapınağı'nı kazı çalışmalarının 4. yılı olan 'de tesadüfen bulduk. Daha önce Mithras Tapınağı'nın garnizonun içinde olduğu bilinmiyordu. Bin yıl önce tapınak kapatıldıktan sonra ilk defa biz ortaya çıkardık. Bu tapınak, kökeninin Pers olması, dünyada ortaya çıkarılan son Mithras Tapınağı olması ve en doğuda bulunması bakamından çok önemli. Mithras, Pagan Roma’da Güneş tanrısı. Evreni ve gezegenleri kontrol ediyor.

“Mithrasçıların hepsi astronom”

Tapınaktaki dini törenleri sorduğumuz Doç. Dr. Aytaç Coşkun, “Büyük bir gizlilik içinde yapılıyor. Dünya üzerinde açıklayan yok, yazılı belge yok. Arkeolojik bilgileri baz alıyoruz. Mithrasçıların hepsi astronom. Kurban ritüeline kadar tüm izler burada var. Fresk izleri var duvarda. Mithras’ın 7 aşamasının simgesi var, her biri Merkür’den Satürn’e bir gezegeni sembolize ediyor” yorumunu yaptı.

Doç. Dr. Aytaç Coşkun&#;la Zerzevan seafoodplus.info

Doç. Dr. Aytaç Coşkun, Independent Türkçe'den Lale Elmacıoğlu'nun sorularını yanıtladı / Fotoğraf: Independent Türkçe

‘İlluminati’nin doğduğu tapınak’ diyenler var

M. Ö. yılından itibaren burada yerleşimin olduğunu, yılında İslam ordularının fethine kadar yaşamın sürdüğünü söyleyen Coşkun, kimilerine göre İlluminati gibi gizli örgütlerin burada doğduğunu belirtti.

Sadece erkekler kabul ediliyor, 12 eziyet şartı bulunuyor

Tarihte Roma egemenliğindeki topraklarda özellikle askerler ve aristokratlar arasında yaygınlaşan Mithras dinine giriş ise kolay değil.

Bu dine girmenin çok zor olduğunu, bütün törenlerin gizlilik içinde yapıldığını söyleyen Doç. Dr. Aytaç Coşkun, törenlerin mağara ve tapınaklarda gizli şekilde yapıldığını, kadınların bu dine kabul edilmediğini ve katılımcıların 7 hafta sürecek 12 eziyetten geçmesi gerektiğini anlattı.

“İmparator olmanız bu dine girebileceğiniz anlamına gelmiyor”

Doç. Dr. Coşkun, sözlerini şöyle sürdürdü:

Roma’yı yönetenler, Mithras dinine üye. Üst düzey generaller, zengin tüccarlar, aristokratlar, hatta bazı Roma imparatorları bile bu dine üye. Ama imparator olmanız bu dine girebileceğiniz anlamına gelmiyor.

Giriş bölümünde yazıt ve sembollerin yer aldığı Mithras Tapınağı, 7 metre uzunluğunda ve 5 metre genişliğinde, yüksekliği ise 2,5 metreden oluşuyor. Oyulmuş sütunlar ve nişlerin bulunduğu tapınaktaki duvarlardan birinde, Mithras sembollerinden ışın tacının kazılı olduğu görülüyor. Alanda, tavanda uyuşturularak kurban edilen boğanın ayaklarından asıldığı 4 bağlama yeri, kanın aktığı çanak, havuz mevcut. Kanla yıkandıktan sonra bu kandan içen kişilerin günahlarından arındığına ve Mithras dinine girdiğine inanılıyor.

Mithrasçılar, tapınakta kendi derecelerine göre oturuyor, en üst seviye 7 olarak belirleniyor.

Bir tek ritüeller sırasında Mithras’ın boğayı kurban ettiği plaka eksik çünkü Hristiyanlıkta yasak.

Mithras Tapınağı iç bölüseafoodplus.info

Mithras Tapınağı'nın iç kısmı / Fotoğraf: Independent Türkçe

50 yıllık kazı çalışması

Henüz kazıların başlangıcında olduklarını belirten Aytaç Coşkun’a göre çalışmaların tamamlanması yarım asırı bulabilir.

3. kuşak temsilciler, BM yetkilileri, büyükelçiler…

Bazı ailelerin 3. kuşak temsilcileri, BM yetkilileri ve büyükelçilerin de yer aldığı pek çok isim, Mithras Tapınağı’nı görmek için Diyarbakır’a geldi.

Morgan Freeman belgesel çekecek

Yeni tip koronavirüs (Kovid) tehdidinin sona ermesinin ardından Oscar ödüllü oyuncu Morgan Freeman’ın National Geographic belgeseli çekmek için Diyarbakır’daki Mithras Tapınağına geleceği belirtiliyor.

Morgan Freeman seafoodplus.info

Morgan Freeman / Fotoğraf: Reuters

12 asırlık peynir tatlısı Globi

Doç. Dr. Coşkun, gezinin ardından süt, irmik, lor peyniri, susam, zeytinyağı ve balla yapılan bir Antik Roma tatlısı olan globiden de ikram ediyor.

Globi Zerzevan seafoodplus.info

Globi / Fotoğraf: Independent Türkçe

\n

Geçen hafta ilk bölümü yayımlanan yazımda dile getirdiğim bazı hususların arzu etmediğim yorumlara yol açabileceğini anladım. Bu nedenle, konuyu tamamlamaksızın ortada bırakmamak amacıyla, bu ikinci bölümde yaşadıklarımı, dinlediklerimi nakletmekten çok, Mithras dini (ya da tarikatı?) neymiş ve Zerzevan Kalesindeki son durum nedir gibi bazı bilgiler vermeyi hedefledim.

\n

Başlangıçta şunu da belirtmeliyim ki, Diyarbakır'a Kasım 'da yaptığımız ziyarete kadar, Zerzevan Kalesi ve Mithras konusunu duymuş olmama rağmen ne olduklarına ilişkin en ufak bir bilgim yoktu. O günden itibaren bende uyanan büyük merak sonucu (Mahlasımın \"Meraki\" olduğunu çok kişi bilir!) yerli yabancı pek çok makale ve kitap aradım, buldum, okudum; fakat ne yazık ki pandeminin hayatımıza getirdiği kısıtlar sonucu kazı alanına gidip tapınağı yerinde göremedim!

\n

\n

* * *

\n

Mithras deyince, kökenini Perslerden alan, Perslerle savaşan Roma orduları askerlerine ilginç gelen ve benimsenen (aynı Yeniçerilerin Bektaşi tarikatını benimsemeleri gibi - tek farkı bunun içe dönük/gizli olması), Avrupa'nın tamamına, Roma ordularının işgal edip yayıldığı tüm topraklara beraberlerinde taşıdıkları (İngiltere'nin İskoçya sınırına kadar), yüzlerce tapınağının inşa edildiği bir tarikattan bahsediyoruz. Bugün bunların sadece 23 tanesi bulunmuş. Sonuncusu ve coğrafik olarak en güneydoğudaki Diyarbakır'da, bir tanesi Gaziantep Doliche'teki doğal iki mağarada, bir tanesi de Trabzon Boztepe'de olmak üzere toplam üç tanesi Türkiye sınırları içinde. Tapınak Şövalyelerinin, Masonların, Illuminati'nin kökeninde Mithras'ın bulunduğu iddiaları var. Ne dereceye kadar doğru, bilinmez. Ama zaten ilk çıkış kaynağı dahil her yanı tartışmalı bir konu.

\n

İngiltere'nin günümüzde adı Carrawburgh olan (Romalılarda Brocolitia) yerleşim bölgesinde ve Hadrian Surları arasında yer alan, coğrafik olarak şimdiye kadar keşfedilmiş en kuzeybatıdaki Mithras Tapınağının kalıntıları.

\n

Persler'de Mithras \"Anlaşma ve Dostluk\" kavramlarının da tanrısıdır, \"Aracılık Eden\" anlamına gelir. Ayrıca ışığın, savaşın, adaletin ve inancın da simgesi. Öğretisi dünyanın yaratılışı üzerine ve evreni kontrol eden tanrı olarak da bilinir. Romalılarda aslen kült en yüce tanrı olan Güneş Tanrısı \"Sol\"a tapınmaya dayanır. Bulunan bütün tapınaklarda yer alan resimler, heykeller ya da kabartmalarda Tanrı Mithras ya bir kayadan çıkarak canlanırken ya da bir boğayı öldürürken betimlenmektedir. Bu \"Tauroctony\" olarak adlandırılmaktadır. Boğa, Sol'a kurban edilmektedir. Nitekim tüm tapınaklarda bir boğanın kurban edilmek üzere yerleştirildiği bir girinti ve akan kanının toplanacağı bir havuz bulunmaktadır. Farklı araştırmalarda tapınma sırasında kurban edilen boğanın kanının içildiği de belirtiliyor.

\n

Zerzevan Kalesi Mithras Tapınağındaki sunak

\n

Mithras dinine katılacak kişi on iki eziyeti çekmek zorundadır. Sadece erkeklerin kabul edildiği bu dine katılanlar yedi aşamadan geçmektedir. Dinsel törenleri gizli ve dışarıya kapalı olan Mithras'a ait yazılı hiçbir kaynak bulunmuyor; bu konudaki bilgiler ancak arkeolojik kalıntılar sayesinde elde edilmiş olanlar.

\n

Üst düzey generaller, zengin tüccarlar, aristokratlar, hatta bazı imparatorlar dahil Roma'yı yönetenler Mithras dinine üyeymiş. Ama imparator olmak bu dine otomatik olarak girmek anlamına gelmiyor. Diğer herkes gibi eziyetleri çekip, aşamaları geçmek şart.

\n

En inançlı Mithraist imparator olan Julian ise (M.S. ) başlangıçta ülkeyi yönetmeye Hıristiyan olarak başlamış, ama çabucak dönüp kendisini \"inanmış bir Mihtraist\" olarak ilan etmiş. Julian, Roma Panteon'unda bulunan Jupiter, Apollo, Dionysus, Horus, Sarapis ve bilhassa Mithras'ın aslında Güneş Tanrısı Sol'un (Yunan mitolojisinde Helios) farklı tezahürleri ve karakterlerini yansıttığını ve temelde aynı yüce varlığı oluşturduklarını kabul etmiş. Hatta İmparatorluk sarayında bir Helios-Mithras tapınağının olması, imparatorun bu tanrıya bağlılığını ortaya koymakta. Bana çok çarpıcı gelen bir husus da, zamanında imparatorluğun başkenti Roma'da 'e yakın Mithras Tapınağının bilinen varlığı!

\n

Roma'da, San Clemente Kilisesi'nin bodrum katında bulunan Mithras Tapınağı

\n

Ancak Julian aynı zamanda Mihtras dinini uygulayan son imparator olacaktır. Bu dine girişinden itibaren Konstantinopolis'te yaygınlaşması için çaba göstermesine rağmen pek çok şeyi gerçekleştirmeye ömrü yetmeyecek, Sasaniler'e karşı çıktığı bir seferde okla yaralanarak yaşamını yitirecek ve onun ölümüyle Batı'da Mithraizm'in ilerleyişi son bulacaktır.

\n

Kendisini, ahlaki değerlerini Helios/Mithrsa'dan alan bir rahip olarak tanımlayan İmparator Julian, 'Güneşe İlaheler' adlı kitabında, Mihtras'ın Güneş'i temsil ettiğini, Apollo, Hyperion ve Prometheus ile aynı yüce varlık olduğunu belirtmektedir. Diğer tanrıların ise Güneş'in değişik güçlerinden oluşan farklı görünümleri olduğunu söylemektedir.

\n

Sonrasında Hıristiyanlığın yayılması ve resmi din olmasıyla birlikte bütün Mithraeumlar kiliseye dönüştürülecek, Hıristiyanlık için büyük rakip olarak görülen Mithras dinine ait izler de büyük oranda bu dönemde yok edilecektir.

\n

Bütün bunlara ve sonradan farklı dinlere geçmiş olmalarına rağmen, zamanında Mithras'a tapan ailelerin soyundan gelen ve günümüzde gerek Avrupa gerek ABD'de yaşayan çok büyük sayıda kişi/ailenin varlığı biliniyor. Bunlara ünlü Rockefeller ve Rothschild aileleri de dahil. Şimdiden bazı temsilcilerini tapınağı görmek üzere gönderdiklerini ve aile büyüklerinin de gelebilmeleri için yakınlarda bir yerde bir helikopter pisti yapılması için girişimlerde bulunduklarını biliyorum.

\n

Zerzevan Kalesinde sürdürülen çalışmalar

\n

Bizim Diyarbakır'a gittiğimiz tarihlerde Zerzevan Kalesinde sürdürülen arkeolojik kazıların bilimsel yayını henüz yapılmamıştı. (Ekim 'de Zerzevan Bandı'nın[1] tamamlanarak yayımlanacağını öğrendim.). Buna rağmen stajyer ya da yüksek lisans/doktora çalışmaları için izin alıp gelen gençlerin makalelerin yayınlanması ve bunların medyaya yansımasıyla dünya âlem haberdar olmuş ve bunun etkisiyle ziyaretçi akını başlamış.

\n

* * *

\n

T24 Haftalık'ta bana tanınan ölçüleri çok aşmak istemiyorum. Bu nedenle konuyu günümüz itibariye kazılar ve Diyarbakır sınırları içindeki bu büyük arkeolojik değerle ilgili son durumu aktararak bitireceğim:

\n

- Dünya Turizm Yazarları ve Gazetecileri Federasyonu (FIJET) tarafından verilen ve turizm sektörünün \"Oscar\"ı olarak adlandırılan Altın Elma Ödülü 'de Diyarbakır'a verildi.

\n

- Mayıs 'de, Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi'nce (ICOMOS) hazırlanan \"ICORP On The Road Projesi\" kapsamında Diyarbakır Zerzevan Kalesi belgeseli çekildi ve Youtube üzerinden yayınlandı. Belgesel serisi, kültür miras alanları, yapılar ve somut olmayan değerlerin bulundukları çevrenin sürdürülebilir kalkınmasına sağladıkları katkının geniş çevrelere ulaştırılması amacıyla hazırlanmakta. \"Yeniden Gün Işığına Kavuşan Mithra\" başlıklı belgesel şuradan izlenebilir.

\n

- yılında Zerzevan Kalesi ve Mithras Tapınağı UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesine alındı. Asıl listeye 'de girebilmesi amacıyla yoğun çalışmalar sürdürülüyor.

\n

- Aynı yıl, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Yönetim Kurulu Başkanı Diyarbakırlı Nihat Özpınar olan Safir Tuz arasında imzalanan protokol uyarınca şirket Zerzevan Kalesi kazı çalışmalarına 20 yıllık sponsor oldu. Devlet adına destek vermesi kararlaştırılan GAP İdaresinin de katılımıyla ülkenin kültür ve turizmi açısından mihenk taşlarından biri haline gelen Zerzevan Kalesi ve Mithras Tapınağı çalışmalarının finansmanı garantiye alınmış oldu.

\n

- yılı T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından \"Zerzevan Kalesi Yılı\" olarak ilan edilecek.

\n

- Ziyaretçi sayısında büyük artış beklendiğinden \"Ziyaretçi Karşılama Merkezi Projesi\" hazırlandı. Merkez 'de hazır olacak.

\n

Gelişmeleri seafoodplus.info sitesinden izleyebilirsiniz.

\n

\n
\n

[1] Band, periyodik olarak yayımlanan kitaplar serisi demekmiş. Ben de bu vesileyle öğrendim.

\n

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir