Halsizlik Ve Sıcak Basması

Sıcak Havalarda Yaşanan Halsizlik ve Yorgunluktan Korunmak İçin Yapmamız Gerekenler

Yaz ayları birçok insana tatil, deniz, eğlence gibi pozitif durumları hatırlatsa da sıcak havalar aslında birçok olumsuzluğu da beraberinde getirebilmektedir. Yaz aylarında yüksek sıcaklıklar ve nem sebebiyle halsizlik, yorgunluk, baş ağrısı gibi şikayetler daha sık yaşanabilir. Vücudumuz bir yandan ısı değişikliğine bir yandan da değişen yaşam alışkanlıklarımıza uyum sağlamaya çalışır. Bunun sonucunda da kronik yorgunluk, bitkin hissetme gibi olumsuzluklar ortaya çıkabilir. Peki sıcak havalarda yaşanan halsizlik ve yorgunluktan korunmak için neler yapılabilir? İşte enerjinizi yükseltecek bazı öneriler!

Günün en sıcak saatlerinde dışarıda bulunmaktan kaçının

Güneşli havalar insanın enerjisini arttırsa da yüksek sıcaklıklar bunun tersine enerjimizi alıp götürür. Bu nedenle özellikle yaz aylarında günün en sıcak saatleri olan öğle vaktinde dışarıda bulunmaktan kaçınmak gerekmektedir. Bu saatleri evde veya kapalı alanlarda serin bir şekilde geçirmek, halsizlik probleminin ortadan kalkmasına yardımcı olabilir.

Yeteri kadar su tüketin

Sıcak havalarda yeteri kadar su tüketilmemesi durumunda vücut susuz kalabilmektedir. Bunun bir sonucu olarak ani sıcak basması, baş ağrısı, halsizlik gibi şikayetler ortaya çıkabilir. Bu nedenle yaz aylarında vücudumuzun suya daha fazla ihtiyacı olduğu hatırlanarak günde en az 10-12 bardak arası su içilmelidir.

Dengeli beslenin

Sıcak havalarda yorgunluğu önlemek adına günde 3 ana 3 ara öğün olacak şekilde beslenmek ve öğün atlamamak gerekmektedir. Vücudun aç bırakılması, halsizlik şikayetinin artmasına neden olacaktır. Böyle havalarda sıkça yaşanan iştahsızlık problemine karşı ise hafif ve su oranı yüksek besinlere öncelik verilebilir.

Su oranı yüksek ve serinleten meyveleri sofranızdan eksik etmeyin

Sıcak havalarda en fazla tüketilen meyvelerden olan karpuz ve kavun, vücuttaki toksinlerin atılmasına yardımcı olur, yüksek su içeriği ile vücuttaki suyu arttırır ve kişiye enerji verir. Tüm bunların yanı sıra serinletici bir özelliğe de sahiptir. Bu nedenle sıcak havalarda halsizliğin önüne geçmek için su tüketiminin yanı sıra bu türden besinleri tüketerek vücuttaki su oranını arttırmak gerekmektedir.

Açık renkli ve konforlu giysiler tercih edin

Sıcak havalarda giyilen konforsuz ve kalın giysiler, bunalma hissini arttırarak yorgunluğa neden olabilir. Bu nedenle böyle havalarda hem su kaybını arttırmamak hem de bunalmamak için açık renkli, pamuk ya da keten kumaştan yapılmış, bol giysiler tercih edilmelidir.

Hafif besinler tüketin

Sıcak havalarda ağır, yağlı, kızartılmış besinlerden uzak durmak gerekir. Bu türden besinler sindirimi zorlaştırır, kan şekeri dengesizliklerine neden olur ve sonuçta kişinin kendisini halsiz, yorgun hissetmesine yol açar. Bu nedenle yaz aylarında sağlıklı ve taze gıdalar tüketilmeli; besinler zeytinyağı gibi sağlıklı yağlar ile hazırlanarak tüketilmelidir.

Yoğun fiziksel aktiviteden kaçının

Sıcak havalarsa yoğun bir şekilde fiziksel aktivitede bulunmak halsizlik ve yorgunluk gibi istenmeyen durumlara neden olabilir. Bu nedenle egzersiz için sabahın erken saatleri veya akşamlar tercih edilmelidir. Bunun yanı sıra spor sırasında kaybedilen su göz önünde bulundurularak mutlaka bolca su tüketilmelidir.

Sık sık duş alın

Sıcak havalarda yaşanan halsizliğin nedenlerinden biri de vücut ısısının yükselmesidir. Bu nedenle vücut ısısını düşürmek için sıcak günlerde sıkça ılık duş almak gerekir. Eğer duş almak mümkün değilse eller, ayaklar, yüz ve ense soğuk su ile ıslatılarak ferahlama sağlanabilir, vücut ısısı düşürülebilir.

Ateş basması ya da sıcak basması, vücudun sıcaklığı gerektiği gibi düzenleyememesinden kaynaklanır.

Beynin hipotalamus bölgesi vücudun sıcak soğuk dengesini korumasını sağlar. Hava soğuduğunda beyne sinyal gönderip, titremeyi tetikler. Hava ısındıkça ise beyne sinyal gönderip, terlemeyi sağlar. Ter buharlaştıkça vücudu soğutur. Bazı durumlarda bu denge bozulabilir.

Menopoz döneminde görülen en yaygın belirtilerden biri de ateş basmadır. Ateş basması, belli aralıklarla ani gelen bazen çok kısa sürede ortadan kalkan, bazen de uzun süre etkili olan, yaygın olarak yüzde kızarıklık gibi etkilere sebep olan bir durumdur. Ateş basması yüz dışında vücudun diğer alanlarında da etkili olabilir. Özellikle üst bölümlerde daha etkili olur. Bu yaşandığında kadın üşüme, terleme, havasız kalma, daralma gibi duyguları da beraberinde yaşar. Ateş basmaları gün içerisinde birkaç defa yaşanabilir fakat çoğunlukla geceleri ortaya çıkar. Menopoz nedeniyle ortaya çıkan ateş basmaları, genellikle uygulanan hormon tedavisine cevap verir. Hormon tedavisine rağmen düzelme kaydedilmiyorsa diğer nedenlerin araştırılması gerekir.

Menapoz haricinde ateş basması, tiroid kanseri, böbrek tümörleri gibi birçok rahatsızlığın habercisi de olabilir.

Bazen kullanılan ilaçlar da ateş basması problemine neden olabilmektedir.

Ateş basması belirtileri nelerdir?

• Kişinin kendisini çok sıcak hissetmesi
• Terlemenin sıkıcı bunaltıcı ani ve bolca başlaması
• Kişide ateş basması atakları eşliğinde oluşan baş dönmeleri
• Kişinin kalp atışlarında hızlanma
• Kişide ateş basması sonucu oluşan bayılma hissi
• Mide bulantısı ve kusma
• Kişinin renginde kızarma görülmesi
• Kalp çarpıntısı
• Baş ağrısı
• Ciddi durumlarda göğüs ağrısı da kişide oluşmaktadır.

Ateş basmasının nedenleri:

• Menopoz
• Hiperprolaktinemi, prolaktin hormon yüksekliği
• Nadir görülen bir tümör olan feokromasitoma
• Karsinoid sendromu
• Tiroid kanseri
• Sistemik mastositozis
• Pankreas tümörü
• Omurilik yaralanmaları
• Migren
• Parkinson hastalıkları
• Anksiyete ve diğer psikolojik hastalıklar
• Vücutta alerji oluşumu
• Kan basıncının düşüklüğü
• Otonomik epilepsi
• Arsenik zehirlenme
• Lösemi çeşitleri
• Bronkojenik karsinom
• Nöroblastoma
• Rozase
• Kafein tüketiminin fazla olması
• Aşırı yağlı baharatlı ve acı yiyecekleri kişinin fazlaca tüketmesi
• Alkol kullanımı
• Dumping sendromu yani midenin hızlı boşalması
• Kullanılan bazı ilaçlar

Sıcak basması

Genel bilgiler

Sıcak basması, genellikle yüz, boyun ve göğüste en yoğun olan vücudun üst kısmında ani bir sıcaklık hissidir. Cildiniz kızarıyormuş gibi kızarabilir. Sıcak basması da terlemeye neden olabilir. Çok fazla vücut ısısı kaybederseniz, daha sonra üşümüş hissedebilirsiniz. Gece terlemeleri, geceleri meydana gelen sıcak basmalarıdır ve uykunuzu bölebilir.

Diğer tıbbi durumlar bunlara neden olabilse de, sıcak basmaları en yaygın olarak menopozdan kaynaklanır - adet dönemlerinin düzensiz hale geldiği ve sonunda durduğu zaman. Aslında, sıcak basması menopoza geçişin en yaygın belirtisidir.

Rahatsız edici sıcak basmaları için çeşitli tedaviler vardır.

Sıcak basmasının belirtileri

Bir sıcak flaş sırasında şunlara sahip olabilirsiniz:

• Göğsünüze, boynunuza ve yüzünüze yayılan ani bir sıcaklık hissi

• Kırmızı, lekeli cilt ile kızarık bir görünüm

• Hızlı kalp atımı

• Çoğunlukla üst vücudunuzda terleme

• Sıcak flaş hafiflerken soğuk bir his

• Endişe duyguları

Sıcak basmalarının sıklığı ve yoğunluğu kadınlar arasında değişiklik gösterir. Tek bir bölüm bir veya iki dakika veya 5 dakikaya kadar sürebilir.

Sıcak basmaları hafif veya günlük aktiviteleri bozacak kadar şiddetli olabilir. Günün veya gecenin herhangi bir saatinde olabilirler. Gece sıcak basmaları (gece terlemeleri) sizi uykudan uyandırabilir ve uzun süreli uyku bölünmelerine neden olabilir.

Sıcak basmalarının ne sıklıkta meydana geldiği kadınlar arasında değişir, ancak sıcak basmaları olduğunu bildiren çoğu kadın bunları her gün yaşar. Ortalama olarak, sıcak basması semptomları yedi yıldan fazla sürer. Bazı kadınlar 10 yıldan fazla bir süredir onlara sahiptir.

Ne zaman doktora görünmeli

Sıcak basmaları günlük aktivitelerinizi veya gece uykunuzu etkiliyorsa, tedavi seçeneklerini tartışmak için doktorunuzla görüşmeyi düşünün.

Sıcak basmasının nedenleri

Sıcak basmaları en yaygın olarak menopoz öncesi, sırası ve sonrasında hormon seviyelerinin değişmesinden kaynaklanır. Hormonal değişikliklerin sıcak basmasına nasıl neden olduğu tam olarak belli değil. Ancak araştırmaların çoğu, düşük östrojen seviyelerinin vücudunuzun termostatını (hipotalamus) vücut sıcaklığındaki hafif değişikliklere karşı daha duyarlı hale getirmesine neden olduğunda sıcak basmalarının meydana geldiğini öne sürüyor. Hipotalamus vücudunuzun çok sıcak olduğunu düşündüğünde, sizi soğutmak için bir olaylar zinciri başlatır - sıcak bir flaş -.

Nadiren, sıcak basmaları ve gece terlemeleri menopozdan başka bir nedenden kaynaklanır. Diğer potansiyel nedenler arasında ilaç yan etkileri, tiroidinizle ilgili sorunlar, bazı kanserler ve kanser tedavisinin yan etkileri yer alır.

Risk faktörleri

Menopoza giren kadınların hepsinde ateş basması görülmez ve bazı kadınların neden sıcak basmaları olduğu açık değildir. Riskinizi artırabilecek faktörler şunları içerir:

• Sigara içmek. Sigara içen kadınların sıcak basmaları olma olasılığı daha yüksektir.

• Obezite. Yüksek vücut kitle indeksi (BMI), daha yüksek sıcak basma sıklığı ile ilişkilidir.

• Yarış. Menopoz sırasında diğer ırklardan kadınlara göre daha fazla siyah kadın sıcak basması yaşadığını bildirdi. Ateş basmaları en az Asyalı kadınlarda rapor edilir.

Sıcak basmasının istenmeyen yan etkileri

Sıcak basmaları günlük aktivitelerinizi ve yaşam kalitenizi etkileyebilir. Gece sıcak basmaları (gece terlemeleri) sizi uykudan uyandırabilir ve zamanla uzun süreli uyku bozukluklarına neden olabilir.

Araştırmalar, sıcak basmaları olan kadınların, sıcak basmaları olmayan kadınlara göre daha yüksek kalp hastalığı riskine ve daha fazla kemik kaybına sahip olabileceğini düşündürmektedir.

Enfeksiyonlar vücudumuzun her bölgesinde meydana gelebilen, bakteri, virüs veya parazitler tarafından oluşturulan ve bir kısmı da bulaşıcı olabilen hastalıklardır. Günümüzde tanı ve yeni tedavi yöntemlerindeki ilerlemeler ile birçok enfeksiyon hastalığı teşhis ve tedavi edilebiliyor.

Hisar Hospital Intercontinental Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Ramazan Gözüküçük “enfeksiyonların meydana getirdiği olumsuzluklar”  hakkında bilgi verdi.

Enfeksiyon nedir?

Enfeksiyon, mikroorganizmaların insan vücuduna girdikten sonra, üreyip çoğalarak, istenmeyen belirtiler ve/veya hastalıklar oluşturmasıdır. Bu mikroorganizmalar bakteri, virüs, mantar ve parazitlerdir. Enfeksiyon hastalıklarının belirti ve bulguları çok farklı olabilmektedir. Ateş, üşüme, titreme, halsizlik, yorgunluk, iştahsızlık, ağrı, bulantı, kusma gibi genel şikayetlere ek olarak etkenin cinsine ve enfeksiyonun yerine bağlı olarak gelişen spesifik belirti ve bulgular; ishal, kabızlık, eklem ağrıları, vücutta döküntüler ve kızarıklıklar, öksürük, sarılık, bilinç bozuklukları olarak sıralanabilir.

Türkiye ve dünyada görülme sıklığı nedir?

Enfeksiyonların görülme sıklığı kişilerin bağışıklık durumu, yaş ve kanser-diyabet vb ek hastalıkların varlığına göre değişmektedir. Ülkemizde gelişmiş ülkelere benzer oranda birçok enfeksiyon hastalığı artık nadiren görülmekte olup, daha çok kış dönemlerinde influenza-grip salgını ve yine solunum yolu enfeksiyonları yaklaşık %30 oranında görülmektedir. Dünyada ise özellikle Afrika ve uzakdoğu gibi az gelişmiş ülkelerde hala belli enfeksiyonlar yüksek oranda görülmektedir. Yine HIV ve Hepatit gib enfeksiyonlarda ülkemizde çok düşük orandayken, farklı ülkelerde farklı oranlarda görülmektedir.

Türkiye ve dünyada enfeksiyon kaynaklı ölüm oranı nedir?

Türkiye’de enfeksiyon kaynaklı ölüm oranı yoğun bakım ve kanser hastaları dışında oldukça düşük oranlarda olup, dünyada ise özellikle Afrika gibi ülkelerde Sıtma vb bazı enfeksiyonlarda %50 lere ulaşabilmektedir.

Hangi hastalıklar enfeksiyon riskini artırır?

Bağışıklık sistemini baskılayan tüm hastalıklarda enfeksiyona yatkınlık artmaktadır. Özellikle hematolojik kanserler(Lösemi vb) ile Akciğer kanserleri, Kalp yetmezliği, Akciğer hastalıkları(KOAH, Astım-Bronşit-Sigara içiciliği), Kanser tedavisi, Romatizmal hastalıklar ve bu hastalarda kullanılan yeni nesil bağışıklık baskılayıcı ilaçlar, AİDS hastalığı, Diyabet(özellikle kan şekeri kontrolsüz ise) ile gebelik döneminde enfeksiyon riski artmaktadır.

Enfeksiyon en çok kimlerde görülür?

Bağışıklık sistemi yetersiz olan özellikle kanser hastaları en çok enfeksiyonun görüldüğü hastalar olup, ayrıca yoğun bakımda uzun süre yatan yada yatalak/felçli hastalar ile sigar içiciliği/pasif içilik ve allerji gibi kişisel durumlarda enfeksiyon görülme sıklığını artırmaktadır.

Hangi belirtiler kişide enfeksiyonun varlığını gösterir?

Ateş, üşüme, titreme, halsizlik, yorgunluk, iştahsızlık, ağrı, bulantı, kusma gibi genel şikayetlere ek olarak etkenin cinsine ve enfeksiyonun yerine bağlı olarak gelişen spesifik belirti ve bulgular; ishal, kabızlık, eklem ağrıları, vücutta döküntüler ve kızarıklıklar, öksürük, sarılık, bilinç bozuklukları olarak sıralanabilir.

Hangi tür enfeksiyon hangi hastalığın işareti olabilir?

Barsak enfeksiyonunda ateş, karın ağrısı-ishal, kabızlık, Solunum yolu enfeksiyonlarında öksürük,balgam-nefes darlığı, Hepatitlerde halsizlik- sarılık ve Menenjit gibi beyni etkileyen enfeksiyonlarda baş ağrısı-bilinç bozuklukları ve havale geçirme gibi belirtiler olabilmektedir.

Tedavisi en kolay ve en zor enfeksiyonlar hangileridir?

Tedavisi en kolay enfeksiyonlar daha çok üst solunum yolu enfeksiyonu gibi virüslere bağlı enfeksiyonlar olup, Tedavisi en zor enfeksiyonlar ise kanser hastaları ve yoğunbakım hastalarında olan antibiyotiklere dirençli Hastane enfeksiyonları ile tüberküloz-verem tedavisidir.

Tedavi edilmeyen enfeksiyon nasıl sonuçlanır?

Uygun şekilde tedavi edilmediğinde maalesef ölüm yada ağır sakatlıkla sonuçlanmaktadır.

Enfeksiyon nasıl teşhis edilir?

Teşhiste öncelikle iyi bir muayene ve hastanın hikayesinin alınmasına ilaveten, kan tetkikleri ve radyolojik tetkikler ile nadiren patolojik inceleme ile teşhis konulmaktadır.

Enfeksiyon tedavisinden anlamamız gereken nedir?

Enfeksiyon tedavisi, doğru ilaçların doğru dozda ve uygun sürede kullanılmasıdır. Hastaların şikayetlerinin geçmesi enfeksiyon tedavisinin biteceği anlamına gelmez, örneğin tüberküloz hastalarının şikayetleri 1 ay içinde düzelmesine rağmen tedavisi 6 ay sürmektedir.

Her enfeksiyonda antibiyotik kullanmak zorunlu mudur?

Sadece bakteriler ile bazı virüs ve mantar enfeksiyonlarında antibiyotik kullanmak zorunludur, her enfeksiyonda antibiyotiğe gerek yoktur.

Enfeksiyon tedavisine yönelik yeni nesil ilaç ve uygulamalar var mıdır?

Enfeksiyon tedavisinde yeni nesil ilaçlar çok az olup, özellikle bağışıklığı artırıcı uygulamalar ile aşı ile korunma gibi yöntemler ön plana çıkmaktadır. Örneğin Hepatit C, yeni nesil ilaçlarla artık %100 tedavi edilebilir hale gelmiştir. Ayrıca, hiperbarik oksijen tedavisi gibi bazı uygulamalar da bazı enfeksiyonlarda iyileşme sürecine katkı yapmaktadır.