gül hastalığı tedavi edilmezse ne olur / Gül Hastalığı Nedir, Belirtileri Nelerdir? Gül Hastalığı Tedavisi Nasıl Yapılır? - Sağlık Haberleri

Gül Hastalığı Tedavi Edilmezse Ne Olur

gül hastalığı tedavi edilmezse ne olur

Rozasea nedir?

HAstalık yüzde kızarıklık ve şişme şikayetleri ile seyreden yaygın rastlanan bir deri hastalığıdır. Sıklıkla erişkin aknesi olarak bilinir. Bill Clinton ve Prenses Diana rozaseası olan ünlülerdendir.

Hastalarda yanak, alın, çene ve burunda kızarıklıklar görülür. Bazen kulaklar, sırt ve göğüste hastalıktan etkilenebilir. Hastalık ilerlediğinde küçük kılcal damar genişlemeleri ve üzerinde sivilce benzeri küçük kırmızı kabartılar meydana gelir. Fakat sivilcede görülen siyah noktalar rozaseada bulunmaz.

Rozasea nasıl seyreder?

Hastalık ilk başladığında kendiliğinden iyileşip tekrar edebilir. Nadiren kendiliğinden gerileyebilen hastalık, genellikle yıllarca sürer ve tedavi edilmezse kötüleşir.

Rosaseanın karakteristik bulguları nelerdir?

Sık geçirilen kızarma nöbetleri

Kalıcı kızarıklık ve telenjiektazi denen kılcal damar genişlemeleri (ilk evre veya eritemotelenjiektatik rozasea)

Burun alın, çene ve yanaklarda kırmızı kabarcıklar, sivilce benzeri iltihaplı kabarıklıklar daha sonradan görülür. (enflamatuar veya papülopüstüler rozasea) Bu bulgular bazen göğüs ve üst kollara da yayılabilir.

Kuru ve pullu deri

Güneş ışığına maruz kalmak, sıcak ve baharatlı yiyecek ve içecekleri yeme ve içme  ile hastalığın alevlenmesi

Hassas deri: Yanma ve batma hissi. Makyaj malzemeleri, güneşten koruyucular ve kremlere karşı hassasiyet

Okuler rozasea (göz tutulumu): Göz kapaklarında kırmızı ağrılı kabarcıklar görülmesi (blefarit) ve ağrılı, yorgun kızarık gözler (konjuktivit, episklerit, keratit) Hastaların yaklaşık % 50’sinde göz bulguları vardır. Göz bulguları tedavi edilmezse, gözde ciddi reaksiyonlara neden olabilir.

Belirgin gözenekli ( sebase hiperplazi) büyük burun, burunda sertleşme ve kalınlaşma. ( rinofima ) Rinofimaya erkeklerde daha sık rastlanırken; kadınlarda nadir görülür.

Göz kapaklarında sert şişlikler ( blefarofima )

Yüzün üst kısmındaki lenf damarlarının tıkanmasına bağlı şişlik ve kızarıklık ( Morbihan hastalığı)

Rozasea kimlerde görülür?

Rozasea daha çok açık tenli kimselerde görülür. Erkek ve kadınlarda, herhangi bir yaşta, hatta çocukluk da bile gelişebilir. Fakat genellikle yaşlar arasındaki kadınlarda görülen bir hastalıktır. Bazen menopozda da başlayabilir. Rozasea genellikle uzun bir süreç içinde meydana gelir. İlk olarak yüz kızarıklığına eğilim, kozmetiklere olan hassasiyet ile başlar. Utanma gibi ruhsal olaylar ile kızarıklık tetiklenir.

Rozasea hayat kalitesini etkiler mi?

Kesinlikle evet. Rozasea uzun süren kronik bir hastalık olduğundan hastaların sadece deri ve gözlerini değil, hayatlarını da tamamı ile etkileyebilir. Yapılan çalışmalarda rozaseanın aşağıdaki problemlere sebep olduğu saptanmıştır.

Sosyal izolasyon
Kaygı bozukluğu
Düşük kendine güven
Çalışma hayatında zorluklar
Anksiyete (kaygı bosukluğu) ve depresyon

Rozaseanın sebebi nedir?

Rozaseanın genetik, çevresel, damarsal ve enflamatuar birçok nedeni olduğu düşünülmektedir. Ultraviyole ışığına uzun süreli maruz kalmaya bağlı deri hasarının hastalığın gelişiminde rol oynayabileceği düşünülmektedir.

Kathelisidin denen derinin mikroplara karşı doğal savunmasını sağlayan bir madde rozasealı deride oldukça yüksek saptanmıştır. Bu nedenle rozaseada doğal bağışıklık cevabının önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir. Kathelisidin deride nötrofil denen iltihap hücrelerin artmasına ve damarların genişlemesine neden olur. Nötrofiller nitrik asit salarak damarların genişlemesine neden olur. Genişlemiş damarlardan dışarı çıkan sıvı deride ödeme neden olur ve bu sırada salınan maddeler de enflamasyona neden olur.

Kıl köklerinde bulunan Demodex follikülorum denen bir parazitin de hastalık nedenlerinden biri olduğu düşünülmektedir.

Rozasea hastalarının midelerinde Helikobakter pilori denen bakterinin taşınma oranı daha fazla saptanmıştır, ama bu bakterinin rozaseanın nedeni olduğu düşünülmemektedir.

Bir takım kremler, merhemler, özellikle kortizon içeren kremler rosaeeayı şiddetlendirebilir.

Rozasea nasıl tanınır?

Birçok hasta için herhangi bir araştırma yapılmasına gerek kalmadan, klinik muayene ile tanı konulur. Nadiren kesin tanı için biyopsi almak gerekebilir.

Hangi durumlarda rozasea tetiklenir?

Rozaseayı tetikleyen durumlar kişiden kişiye değişir. Aşağıda rozaseayı tetikleyen olaylar sıklık sırasına göre azalan şekilde sıralanmıştır. Tüm hastalarda bu durumların hepsi tetikleyici olmayabilir. Hastalar bu listeyi inceleyerek, hastalıklarını tetiklediğini saptadığı etkenlerden uzak kalmalıdırlar.

Güneşte kalma
Psikolojik stres
Sıcak hava
Rüzgar
Ağır egzersiz
Alkol tüketimi (özellikle kırmızı şarap, bira, cin, votka ve şampanya)
Sıcak duş, banyo
Soğuk hava
Baharatlı gıda tüketimi
Nem
Sıcak iç ortam
Bazı cilt bakım ürünleri
Bazı kozmetikler
Sıcak içecekler (çay, kahve, sıcak çikolata)
Bazı ilaçlar (kortizon, damar genişleticiler)
Bazı hastalıklar ( menopoz, kronik öksürük, kafein bağımlılığı sendromu)
Marine et
Bazı sebze ve meyveler
Süt ürünleri

Hastalığı tetikleyen gıdalar nelerdir?

Karaciğer
Yoğurt
Ekşi krema
Peynir
Çikolata
Vanilya
Soya sosu
Maya ekstresi
Sirke
Patlıcan
Avokado
Ispanak
Nohut, bezelye, fasulye, bakla gibi baklagiller
Domates, muz, incir, kuru üzüm
Acılı ve sıcak gıdalar

Rozasea hastalarının yapması ve yapmaması gerekenler

RoZaseanın gerçek nedeni bilinmemektedir. En iyi korunma yolu yüzde kızarıklık oluşturan nedenlerden uzak kalmaktır.
Sıcak içeceklerden, baharatlı gıdalardan, kafeinli ve alkollü içeceklerden kaçınmalıdır.
Rozasea hastaları güneşten korunmalıdır. Güneşten korunmak için şapka takmalı ve 15 faktörün üzerinde yağsız güneşten koruyucular kullanmalıdır.
Sıcak ve soğuk hava hastalığın bulgularını arttırabileceğinden kaçınmalıdır.
Yüzü ovuşturmak ve masaj yapmaktan kaçınmalıdır. Yüzün ovuşturulması deriyi tahriş ederek kızarıklığı arttırır.
Serin ortamda egzersiz yapılmalı ve fazla sıcak ortamda kalınmamalıdır.
Tahriş edici, yağlı kozmetik ürünlerden kaçınmalıdır. Su bazlı makyaj temizleyiciler tercih edilmelidir.
Günlük kullanılan sabunlar, nemlendiriciler ve güneşten koruyucular alkolsüz olmalı, tahriş edici ajanlar içermemelidir.
Makyaj malzemesi olarak suya dayanıklı ürünler tercih edilmemelidir.
Erkek hastalar tıraş olurken tıraş köpüğü, tıraş losyonu kullanmamalıdır.
Saç spreyi kullanırken yüze gelmesinden kaçınmalıdır.
Sıcak duş ve banyo yapılmamalıdır.
Kortizonlu kremler, kısa süreli iyilik sağlasalar da kullanılmamalıdır. Bu tür kremlerin uzun kullanımı kalıcı kızarıklığa neden olabilir.

Tedavi seçenekleri nelerdir?

Birçok kişi hastalığı bilmediği için hastalığı erken dönemde fark edemez. Oysa rozaseanın başarılı tedavisi erken tanı ve tedavi ile yapılabilir. Tedavide ilk adım hastalığa tanı koymaktır. Daha sonra çeşitli kombine tedaviler uygulanabilir. Ayrıca Dermatoloji uzmanınızın uyarılarına da uymak önemlidir. Tedavinin amacı rozaseanın ilerlemesi ve tekrar etmesini engellemektir. Tedavi edilmezse rozasea kötüleşir ve hatta tedavi edilmesi zorlaşır.

Ağızdan antibiyotik tedavisi
Doksisiklin, minosiklin gibi tetrasiklin grubu antibiyotiklerin kullanımı enflamasyonu azaltır. Antibiyotiklerin kullanımı ile kızarıklıklar, sivilce benzeri bulgular ve göz bulguları geriler. Antibiyotikler hastalığın şiddetine göre hafta boyunca kullanılır. Antibiyotiklerin aralıklı olarak kullanımı hastalığın alevlenmelerinde gerekebilir. Dirençli olgularda metranidazol veya kotrimeksazol gibi antibiyotikler de kullanılabilir.

Antibiyotikler düşük dozda kullanılmalarına rağmen etki gösterirler, muhtemelen bu etki kathelisidin düzeyini düşürmelerine bağlıdır. Antibiyotik kullanımının dezavantajı antibiyotik direncinin gelişimidir, bu nedenle antibiyotikler düşük dozda verilirler.

Yüzeyel tedavi
Metranidazol içeren jel ve kremler hafif vakalarda aralıklı veya uzun süre, şiddetli vakalarda ise ağızdan antibiyotikler ile birlikte kullanılabilir. Azeleik asit hafif enflamatuar rozaseada faydalıdır. Brimonidin içeren kremler, kısa süreli damarlarda büzüşme yaptığından yüz kızarıklığını azaltmak için kullanılır. İvermektin içeren kremler papülopüstüler rozaseada kullanılır. İvermektin demodeks denen parazitin sayısını ve enflamasyonu azaltır.

Isotretinoin
Antibiyotikler etkisiz olduğunda veya yan etki geliştiğinde, ağızdan alınan isotretinoin tedavisi sivilce için genellikle kesin sonuç verirken, rozaseada düşük dozlarda yıllarca kullanımı gerekebilir. İlacın ciddi yan etkileri olabileceğinden dikkatli kullanımı gerekir.

Kızarıklık giderici ilaçlar 
Karvedilol (selektif olmayan beta blokerler) damarsal genişlemeye bağlı kızarıklığı azaltır. Kan basıncını düşürmesi, mide bağırsak rahatsızlıkları, göz kuruluğu, bulanık görme ve nabız düşüklüğü gibi yan etkileri olabilmesine rağmen hastalar tarafından iyi tolere edilebilir.

Antienflamatuar ilaçlar
Kortizonlu kremler rozaseadaki kızarıklığı azaltabilir. Bununla birlikte 2 haftadan uzun süre kullanılmaları önerilmez.

Ağızdan alınan diklofenak gibi antienflamatuar ilaçlar kızarıklık ve yangı hissini azaltmasına rağmen, mide ülseri, böbrek yetmezliği ve alerjik reaksiyonlara neden olabilmeleri nedeni ile uzun süre kullanılamaz.

Takrolimus veya pimekrolimus içeren kremler bazı hastalarda tedavi seçeneği olabilir.

Lazer tedavisi 
Kalıcı kızarıklığa neden olan kılcal damar genişlemeleri lazer veya IPL ışık kaynakları ile kolaylıkla tedavi edilebilir. Işık kaynakları etkili olmadığında koterizasyon veya skleroterapi tedavisi uygulanabilir.

Cerrahi tedavi 
Rinofima ise, elektrocerrahi veya CO2 lazer ile burun derisi soyularak tedavi edilebilir.

Kozmetik ürünler
Kozmetik amaçlı yeşil renkli fondötenler kamufle etmek için kullanılabilir.

&#;Rozasea (Gül Hastalığı&#; ile ilgili diğer konular:

Sivilce (Akne)
Perioral dermatit

&#;Rozasea (Gül Hastalığı&#; ile ilgili kaynaklar:

funduszeue.info
funduszeue.info
funduszeue.info

&#;Rozasea&#; ile ilgili sorular ve cevapları için tıklayınız.

Gül Hastalığı

Gül hastalığı, burun, çene, yanaklar ve alında tekrarlayan kızarma, kızarıklık, damarların genişlemesi, papüller veya püstüllerle kendini gösteren yaygın bir kronik enflamatuar hastalıktır. Genellikle deri ile sınırlı olmasına rağmen, gül hastalığı ile sistemik bazı hastalıkların bir ilişkisi olduğu bildirilmiştir. Kalıcı yara izi, kalıcı eritemi ve oküler sekel oluşumunu önlemek için hızlı tanı ve tedavi gereklidir.

Baskın belirtilere dayalı olarak gül hastalığının dört alt tipi vardır:

  • Eritematotelanjiektatik,
  • Papülopüstüler,
  • Fimatöz ve
  • Oküler.

Alt türler birbirini dışlamaz. Hastalar birden fazla alt tipin özelliklerine sahip olabilir. Gül hastalığı hastalarının yüzde elli ile yetmiş beşinde kuruluk, kızarıklık, yırtılma, karıncalanma / yanma hissi, yabancı cisim hissi, ışığa duyarlılık ve bulanık görme gibi belirtilerle birlikte göz tutulumu vardır. Gül hastalığı cilt ve göz semptomlarına ek olarak anksiyete, utanma, depresyon ve yaşam kalitesi üzerinde önemli bir etkisi olabilir.

Genellikle deri ile sınırlı olmasına rağmen, gül hastalığı ile 

  • Nörolojik hastalıklar,
  • İnflamatuar bağırsak hastalığı ve
  • Kardiyovasküler hastalıklar gibi sistemik bazı hastalıkların bir ilişkisi bildirilmiştir.

Gül Hastalığı Nedenleri Nelerdir?

Gül hastalığının kesin nedeni tam olarak anlaşılamamıştır. Gül hastalığı gelişimi için bilinen nedenler arasında genetik, immün reaksiyon, mikroorganizmalar, çevresel faktörler ve nörovasküler düzensizlik yer almaktadır. Ek olarak, ultraviyole (UV) maruziyetinin gül hastalığı için bir tetikleyici olarak bilinen etkisinin yanı sıra, hastalığın nedeni olarak da rol oynayabilir. Genetik yatkınlık, ailesinde gül hastalığı öyküsü olan hastalarda daha yüksek hastalık insidansı ile desteklenir. Ayrıca, gül hastalığı hastalarında spesifik insan lökosit antijeni (HLA) lokusları tanımlanmıştır.

Mikroorganizmalar arasında Demodex akarları, gül hastalığından etkilenen ciltte daha yüksek sayılarda görüldükleri için gül hastalığında rol oynuyor gibi görünmektedir, ancak bunun gül hastalığının bir nedeni mi yoksa sonucu mu olduğu net değildir. Helicobacter pylori, gül hastalığı ile ilişkili olduğu bildirilen başka bir organizmadır.

Gül Hastalığı Sıklığı Nedir?

Gül hastalığı tanısı esas olarak klinik yargıya dayandığından, çok sayıda hasta, özellikle hafif hastalığı olanlar, teşhis edilmemiş kalabilir. Dünya çapında gül hastalığı insidansının popülasyonun %5&#;inden fazla olduğu tahmin edilmektedir. 30 ila 50 yaş arasındaki yetişkinleri destekler, kadınları erkeklerden daha fazla etkiler ve daha çok açık tenli kişilerde (fototipler I ve II) teşhis edilir ve beyaz tenli kişilerin %10&#;undan fazlasını etkiler.

Gül Hastalığı Nasıl Oluşur?

Nörovasküler düzensizlik, bağışıklık sisteminin aktivasyonu ve Demodex akarları ile istila, gül hastalığı için öne sürülen patofizyolojik mekanizmalar arasındadır.

Gül hastalığında aşırı sıcaklıklara, baharatlara ve alkole maruz kalma ile lenfatik ve kan damarlarının genişlemesi gözlenmiştir.

Biyopsi Gerekir Mi?

Gül hastalığı klinik bir tanıdır ve biyopsi tipik olarak gerekli değildir. Gül hastalığının histolojik bulguları farklı alt tiplere göre değişebilir. Gül hastalığı tipik olarak yetişkinlikte ortaya çıkar, ancak çocukları nadiren etkileyebilir. Gül hastalığı, hastalık sırasında 4 farklı klinik alt tiple karşımıza çıkar. Aralıklı burun ve yanak kızarıklığı ile birlikte kalıcı eritem ile ortaya çıkan eritemattelanjiektatik alt tip, genellikle gül hastalığının ilk klinik bulgusudur.

Papülopüstüler formda, hastalar yüzdeki etkilenen bölgede papül ve püstül döküntüleri ile başvurur. Bu alt tip, lezyonların görünümündeki benzerlikten dolayı bazen “yetişkin akne” olarak adlandırılır. Özellikle, gül hastalığını komedonlardan yoksundur ve onu gerçek akneden ayırmaya yardımcı olur.

Fitatöz alt tip, yağ bezlerinin fibrozu ve hipertrofisi ile kendini gösterir. Tipik olarak erkek hastaların burnunda görülmekle birlikte yanakları, çeneyi ve glabellayı da etkileyebilir. Phyma tipik olarak gül hastalığının geç bir belirtisi olmasına rağmen, daha önce cilt değişikliği olmayan de novo vakalar bildirilmemiştir.

Oküler rozasea, yırtılma, kuru göz, sertlik hissi, kaşıntı, hordeola ve blefarit ile kendini gösterir.

Gül Hastalığı Nasıl Değerlendirilir?

Gül hastalığını klinik bir tanıdır. Hastalara potansiyel tetikleyiciler sorulmalıdır. Oküler semptomları olan hastalarda oftalmik değerlendirme gereklidir.

Gül Hastalığının Tedavisi 

Gül hastalığının tedavisinde ilk adım, hastaya UV ışığı, baharatlar, hava değişiklikleri ve alkollü içecekler gibi tetikleyicileri tanımlamasını ve sonra bunlardan kaçınmasını tavsiye etmektir. Gül hastalığı olan tüm hastalar için evrensel cilt bakımı önerileri arasında pH dengeli cilt temizleyicileri (sabunların aksine), SPF 30 veya üzeri geniş spektrumlu güneş koruyucu ve düzenli nemlendirici kullanımı bulunur.

Gül hastalığını genellikle cildin hassas ve huzursuz olmasına neden olur ve tahrişe neden olan ürünlerden kaçınılmalıdır. Yeşil pigment içeren kozmetikler, kalıcı eritemi maskelemek için en iyisidir. Terapi seçimi, her bir hasta için mevcut olan belirtilere göre yönlendirilir. Tedavilerin çoğu iltihabı azaltmayı amaçlar. Antiinflamatuar özellikler sağlamalarına rağmen, gül hastalığında topikal steroidlerden kaçınılmalıdır. Kalıcı eritem ve telenjiektaziler tamamen inflamasyona ikincil değildir ve sıklıkla brimonidin, oksimetazolin veya vasküler lazer gibi cilt damar sistemini hedef alan tedavi gerektirir. Gül hastalığının phymatous değişiklikleri, endike olduğunda cerrahi müdahale gerektiren ciltte geri dönüşü olmayan değişikliklere neden olur.

Elektrocerrahi

Hasta herhangi bir oküler tutulum, özellikle şiddetli semptomlar veya görme bozukluğu gösterirse, bir göz doktoruna sevk edilmesi önerilir. Hamile kadınlarda topikal tedavi önerilir. Azitromisin, eritromisin ve klaritromisinin, hafif-şiddetli inflamatuvar gül hastalığını hastası hamile kadınlarda güvenli olduğu düşünülmektedir. Sistemik tedaviler genellikle tek başına topikal tedaviye yanıt vermeyen alevlenmeler için kullanılır. Alevlenmeyi kontrol ettikten sonra remisyonu sürdürmek için topikal tedaviye devam edilmesi önerilir.

Hangi Hastalıklarla Karışır

Akne: İki hastalık papül ve püstülleri paylaşırken, komedonların varlığı sivilceye özgüdür ve ikisini ayırt etmeye yardımcı olur.

Seboreik dermatit, saçlı deri ve yüzde kızarıklık ve yağlı pullanma ile kendini gösterir. Yüzün nazolabial kıvrımlarına ve saç taşıyan bölgelerine daha fazla dağılma eğilimindedir. İki durum ortak olduğu için, birçok hasta hem seboreik dermatit hem de gül hastalığını ile kendini gösterecektir. Birinin tedavisi diğerinin maskesini düşürür.

Keratosis pilaris rubra tipik olarak, eritemli yamalar üzerinde lateral yanaklarda ve boyunda küçük foliküler papüller bulunan ergen hastaları etkiler.

Kızarma: Gül hastalığı&#;da kızarma genellikle yüzle sınırlıdır. Diğer alanları içeren yıkama, daha fazla dikkat gerektirir.

Akut kutanöz lupus eritematozus: Lupusun malar döküntüsü gül hastalığıya benzer görünebilir, ancak genellikle nazolabial kıvrımları korur ve papülopüstüllerden yoksundur.

İlaca bağlı akneiform döküntü: Başlangıç ​​genellikle anidir ve geçici olarak ilaç alımıyla ilgilidir. Lezyonlar tipik olarak monomorfiktir (aynı aşamadaki tüm papüller veya püstüller) ve gövdeyi tutar.

Düzelir Mi?

Gül hastalığının yaşamı tehdit eden bir hastalık değildir ve gül hastalığının genel prognozu iyidir. Ancak depresyon ve anksiyeteye yol açabilir. Tedavi edilmezse, hastalarda kalıcı yara izi ve kalıcı eritem gelişebilir. Son çalışmalar, gül hastalığının nörolojik, kardiyovasküler, endokrin ve gastrointestinal komorbiditelerle olası ilişkisini ayrıntılı olarak ele aldı. Gül hastalığının hastaları da bu komorbiditelerin dikkate alınması gerekli olabilir, ancak şu anda tarama için kanıta dayalı bir öneri oluşturulmamıştır.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası