görüntülenme
Cevap Ver
Soruyu Soranın Seçtiği Cevap
Merhaba, soruyu cevaplayan arkadaş sanırım Büyük Hun Devleti'ni yanlış anladı. Büyük Hun Devleti literatürde günümüzdeki Moğolistan civarında yaşıyan ve teşkilatlarının merkezini burada kuran Hun adı verilen topluluğa atfen kullanılır. Sorunun cevabına gelecek olursak eğer; Hunlar gibi konargöçer topluluklarda bu tarz net çıkarımlar yapabileceğimiz kayıtlar olmadığı ve yakın çağ olarak adlandırdığımız dönemden önce bulunan siyasi kurumların günümüzdeki devlet teşkilatlarından oldukça farklı oldukları için sorudaki gibi net tarih vermek mümkün olmamaktadır. Bu konuda bazıları belirli bir olayı dönüm noktası olarak belirleyerek vermektedir ki açıkçası bu durum anakronizmdir. Alanın uzmanı tarihçiler böyle durumlarda net bir tarih vermekten ziyade belirli bir tarih aralığı vermeyi tercih ederler.
Kaynakça konusunda ise, yukarıda genel bir durumdan bahsettiğim için cümle cümle kaynak belirtmem mümkün değil. Açıkçası sitenin bu konuda nasıl çalıştığını tam olarak bilemiyorum. Dolayısıyla kaynakça kısmında hun tarihiyle ilgili birkaç temel araştırmayı vermekle yetineceğim. [1][2][3][4]
Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
Macaristan Bölgesinde kurulmuş olan Avrupa Hun İmparatorluğu bölgedeki en önemli Türk devletidir. Kuruluş tarihi M.S. olan imparatorluk yılına kadar yaşamını sürdürdü.
NOT : [1]Büyük Hun imparatorluğu, Avrupa Hun devleti olarak geçiyor
Ana madde: Hunlar
Hunların kökeni ve diğer eski antik topluluklar ile ilişkileri hala kesinlik kazanmamış tartışmalı bir konudur. Akademisyenler Hunların kökenlerini Orta Asya'ya dayandırmakla beraber hangi kavimden türedikleri konusunda ortak bir fikre sahip değillerdir. Klasik kaynaklar Hunları yılı civarında Avrupa'da birden ortaya çıkan bir kavim olarak tanımlamaktadır. Pek çok Romalı yazar Hunların köklerini diğer bozkır göçebe toplumları ile bağdaştırmaya çalışmışlardır. Romalı yazarlar aynı zamanda Hunların Avrasya stepleri olarak adlandırılan bölgeden Kırım'a gelerek Gotlar'a saldırmalarını konu alan hikâyelerden funduszeue.infoes'in Getika eseri Gotların Hunları kötü ruhların ve cadıların soyundan gelen bir halk olarak gördüklerini belirtmiştir[14]
Dou Avrupa bölgesinin birçok bölümünü igal eden Avrupa Hun Devleti, Roma mparatorluu ve Hazar Denizi arasnda kalan bölgede kurulmutur. Karadeniz'in Kuzeyinde yer alan devlet, gelimi silah kullanm ve sava taktikleri ile güçlü mücadeleler sürdürmütür. Bunun yan sra Avrupa Hun Devleti, günümüz Avrupa'snn ekillenmesinde de etkili olmutur. Haçl Seferleri öncesindeki güçlü ve ykc savalarn da Avrupa Hun Devleti döneminde olduu görülmektedir.
M.S ylnda kurulan Avrupa Hun Devleti'nin kurucusu, Hun lider Balamir'dir. Dou ve Bat Gotlar üzerine düzenledii seferlerle dikkat çeken Balamir, kavimlerin göç etmesine etki etmitir. Böylece tarih seyrini deitirecek yeni bir süreç balamtr. Balamir'den sonra gelen hükümdarlarn da göstermi olduu baarlarla, Avrupa Hun Devleti snrlar genilemi ve bölgede siyasi otorite salanmtr.
Avrupa hun devleti ile ilgili bilgiler incelendiinde, devletin en parlak döneminin M.S ylnda Atilla zamannda yaand görülmektedir. Atilla, Avrupal toplumlar tarafndan "Tanrnn Krbac" olarak da adlandrlmtr. Atilla'nn ölümü sonrasnda yaanan taht kavgalar ve iç karklklar ise devletin dalmasna yol açmtr. Böylece M.S ylnda Avrupa Hun Devleti resmi olarak yklmtr. Avrupa Hun Devleti yar göçebe yaam tarzn benimsemitir. Romallarla ticari ilikiler kuran Avrupa Hun Devleti özellikleri ise u ekildedir:
Kurulduu bölgede iz brakan ve Türk tarihinin deimesinde etkili olan Avrupa Hun Devleti hükümdarlar u ekilde sralanr:
Karadeniz'in Kuzeyinde kurulan Avrupa Hun Devleti snrlar Sibirya bölgesine kadar uzanr. Vandallar, Saksonlar, Vizigotlar ve Burgondlar gibi Germen devletlerini yerlerinden eden Avrupa Hun Devleti, kurulduu bölgede etkili askeri güç olmay baarmtr. Bunun yan sra Avrupa Hun Devleti, Roma mparatorluu'na da seferler düzenlemi baz bölgeleri vergiye balamtr. Atilla döneminde ise devlet, Bat Roma bölgesine kadar ilerlemi ancak topraklar ele geçirmekten vazgeçmitir.
Avrupa Hun Devleti bayranda beyaz renkli flama üzerinde sar kartal figürü yer almaktadr. Beyaz zemin rengi güç ve adaleti simgeler. Bunun yan sra devletin bayra, corafi konumun etkisinde de kalmtr. Bayrak üzerindeki Kartal figürü de devletin gücünü ve kudretini yanstmaktadr. Baz tarihi kaynaklarda ise bayrakta yer alan kartal figürü "Hüma Kuu" olarak da geçmektedir. Devletin varl ve egemenlii beyaz zemin üzerine sar renk figürler ile yanstlmtr.
ANASAYFAYA DÖNMEK ÇN TIKLAYINIZ
Avrupa Hun İmparatorluğu ne zaman, nerede ve kim tarafından kuruldu? Avrupa Hun İmparatorluğu, yılında Ural dağlarından Tuna nehrine kadar uzanan Orta ve Doğu Avrupa topraklarında Balamir Han, Uldız ve Rua tarafından kurulmuştur.
Bu Yazının İçindeki Başlıklar:
Kuzey Hun İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra dağılıp batıya çekilen Hunlar, Ural ve Volga ırmakları arasına yerleşmiştir. Buradaki Türk boylarını da egemenlikleri altına almışlardır. ile yılları arasında Karadeniz’in kuzeyinden batıya doğru göçe başlamışlardır. Bu sırada Hunların tepesindeki kişi Balamirdi. Hunlar, önlerine çıkan ilk kavim olan Ostrogotları yenmiş ve egemenlikleri altına almışlardır. Hunların göçe zorlamış olduğu kavimler, bugünkü İtalya, Fransa ve İspanya topraklarına kaçmışlardır. Balamir’den sonra başa geçen Uldızın zamanında Hunlar, akınlara iki kol halinde devam etmişlerdir. Bir kol Karpat Dağları’nı aşarak Macaristan’a girdiği anda diğer kol Kafkasya’dan geçip Anadolu’ya giriyordu. Çukurova’ya kadar inen Hunlar, daha sonra yeniden Karadeniz’in kuzeyindeki yurtlarına geri dönmüşlerdir. Uldız ayrıca, Bizans üzerine akınlar yaparak onları vergiye bağlamıştır. Anadolu’ya yapılan bu Hun akınları sonucunda Türkler ilk defa Anadolu’ya ayak başmışlardır.
Atilla, sefer dönüşü tarihinde öldü. Bu sırada 60 yaşındaydı. Atilla tarihte ender yetişen, milletlerin hafızalarında ölümsüzlüğe ulaşmış şahsiyetlerden birisidir. Hatırası etrafında hemen bütün Avrupa milletlerinde ağızdan ağza dolaşan hikayeler oluşmuştur. Romancılara ressamlara, heykeltıraşlara konu olmuştur. Hakkında bir düzineye yakın opera bestelenmiştir. Çağındaki tarih kayıtları onu iyiliksever, babacan çok yüksek vasıfta hükümdar olarak belirtmektedir.
Atilla’nın üç oğlu vardı. Bunlar İlek, Dengizik ve İrnek idiler. Üçü de babalarının yerini tutamadı. Önce İlek imparator oldu. Fakat Germenlerle savaşta öldü. Daha sonra geçen Dengizik, cesurdu fakat ileri görüşlü değildi. Hun İmparatorluğunun birliğini kurmak için çok çalıştı. Sonuç vermeyen mücadelelere katıldı. Sonunda Bizanslıların kılıcı ile can verdi. İrnekse büyük kardeşleri öldüğü içi Orta Avrupa’da durmanın zorluğunu anlayarak savaşlarda yorgun düşen Hunlar’ın büyük kısmı ile Karadeniz’in Batı kıyılarına döndü. İrnek idaresindeki Hunlar Karadeniz’in Kuzeyindeki Ogur grupları ile birleşerek Bulgarları meydana getirdiler.
Avrupa Hun İmparatorluğunun siyasi tarihi nasıl gelişmiştir? Avrupa Hun İmparatorluğu hakkında bilgi verelim. Avrupa Hunları’nın kimlikleri tarihçiler arasında hep bir tartışma konusu olmuştur, kimi tarihçiler Moğol kökenli olduklarını iddia ederken kimi tarihçiler de Türk kökenli olduklarını iddia etmiştir. İslav, Fin-Ugor, Kafkas ve Germen olduklarını iddia eden tarihçilerde vardır. Coğrafi, linguistik ve kültürel deliller açısından Avrupa Hunlarının Türk olduğunu ve Asya Hunlarının torunları olduklarını söylenebilir.
Hunların Asya’daki varlıkları Kazakistan’a kaydı. Alan ülkesinin Hunlar tarafından alınması ile bu Türk topluluğu İtil Nehri civarında toplanmaya başladı. Yüzlerce yıl hazırlanan bu kavim Alanları istila etmesiyle, erken Orta Çağ döneminin en büyük savaşlarını meydana getirecek kıvılcımı ortaya çıkardı. Hun başbuğu Balamir Ostrogotların üzerine yürüdü. Küçük Hun grupları Ostrogotların zengin kasabalarında yağma faaliyetlerin giriştiler, bunun akabinde bütün Hun ordusunun gelmesi yaşlı Ostrogot kralını umutsuzluğa düşürdü. Bu duruma dayanamayan kral intihar etti ve ülkesi bir yıllık mücadelenin ardından Hunlara boyun eğmek zorunda kaldı.
Hunlar boyundurluğu altına aldığı kavimlerden asker açısından da faydalanmaktaydı. Alanların da Gotlara karşı girişilen mücadelelerde Hunların tarafında savaşması bu durumu kanıtlamaktadır. Ostrogotların yıkılmasından sonra Balamir, Vizigotların sınırına kadar gelmişti. Vizigotların kralı Hunlara karşı koymayı planlıyordu fakat Hunlar taktik ve manevralarıyla kazanan taraf olmuştu. Vizigotlar panikle dağılmaya başladı. Roma sınırını aştılar fakat bir Roma ordusu onları Balkan Dağları’nın dar geçitlerinde sıkıştırdı. Hunların bir müfrezesi sayesinde Roma ordusu geri çekildi ve bu geçitten çıkan Gotlar Trakya’yı yağmaya başladı. Bu sırada Hunlar tebaası olan birlikleri de yanına alarak Tuna Nehri’ne ulaşmayı başardı, Tuna Nehri’ne ulaştığı andan itibaren Hun öncü birlikleri Trakya bölgesinde keşif faaliyetlerine başladı.
Hunların ikinci dalga hücumları başbuğ Uldız döneminde başladı. Uldız bu dönemde imparatorluğun politikasını tatbik etmiştir. Bu politikaya göre Hunlar Batı Roma ile ortak düşmanlara karşı müşterek hareket edecek, Doğu Roma ise her daim baskı altında tutulacaktır. Bu dış politika Atilla’nın Galya seferine kadar devam etti diyebiliriz. Uldız, Radagais adlı barbarı hem otoritesini sağlamlaştırmak hem de Batı Roma ile olan müşterek durumu korumak amacıyla Feasuale muharebesinde mağlup etti.
Uldız’ın ölümünden sonra Hun İmparatorluğu’nun başına Karaton geçti. Bu dönemde daha çok doğu işleri ile uğraşıldığından dolayı bu dönemle ilgili pek bir bilgi bulunmamaktadır. Karaton’dan sonra Rua ve kardeşleri başa geçmişlerdir. Rua başbuğ olmak üzere, diğer iki kardeşi de iliglik görevi ifa etmekteydi. Rua döneminde Hunlar; karşı koyamayan Doğu Roma’nın, Hun ordusunda karmaşa çıkarmaya çalıştıklarını tespit ettiler veya böyle bir neden ürettiler. Rua bu durumun ardından Doğu Roma’ya sefer düzenledi. Bu sefer sonucunda Bizans yıllık vergi ödemeyi kabul etti. Bu sırada Batı Roma’da hükümdarlık krizi yaşanıyordu, bunu fırsat bilen Doğu Roma imparatoru 2. Theodosios Roma’ya sahip olma düşüncesi ile Batı Romaya sefere çıktı.
Bunun üzerine General Aetius, Rua’dan yardım istemek için Hun İmparatorluğuna gitti. Ona bu sefer sonucunda neler kazanabileceğini anlattı ve Rua’yı ikna etmeyi başardı. Rua’nın yola çıktığını duyan Doğu Roma imparatoru geri çekildi ve ağır bir savaş tazminatı ödemeyi kabul etti. Rua döneminde Hunlar artık Avrupa siyasetinde etkin bir rol oynamaya başlamıştı; Hunlar, Batı Roma’nın içinde bulunduğu durumdan dolayı, iç işlerine karışabilecek etkin bir müdahale mekanizması geliştirmişlerdi. Bu durumda ileride Atilla’nın en büyük düşmanı olacak General Aetius’un rolü büyüktür. yılının baharında Rua öldü ve yerine yeğeni Atilla geçti.
Atilla Hunların başbuğu olduğu sırada tıpkı amcası gibi yönetimde tek değildi. Amcaları Rua zamanında ki ilig görevlerine devam etmekteydi. Kardeşi Bleda ise daha çok eğlenceye düşkün bir şahsiyet olduğu için makro irade gücünü kardeşi Atilla’ya devretti. Atilla amcası ölmeden yola çıkan Doğu Roma heyetini atının üstünde karşıladı ve Margos Barışı imzalandı. Bu barışın şartlarına göre Doğu Roma yıllık libre ödemeyi ve Hun kaçaklarını iade etmeyi kabul etti. Kaçakları teslim alan Atilla ibret için kaçakların ölüsünü Karsus kalesinin duvarlarına astırdı, bu otoritesinin Avrupa gözünde güçlenmesine yardımcı oldu. Atilla bundan sonra doğu bölgelerinde teftiş yaptı ve Ogurların bir ayaklanmasını bastırdı. Margos barışına uymayan Doğu Roma, Hunlardan kaçan kişileri geri vermekten kaçınıyor ve vergi ödemede isteksizlik gösteriyordu. Bu gibi sebepler Atilla’yı tekrar Bizans üzerine yürümeye sevk ediyordu. ’de Hun birlikleri Büyükçekmece’ye kadar yerleşim yerlerini zapt ederek geldiler. İmparator başkentin kuşatılacağı endişesiyle Atilla’ya elçi yolladı. Elçilerle müzakere sonucunda Anatolios barışı imzalandı.
Theodosios eli kolu bağlı şekilde bu vasallık antlaşmasını mecburen kabul etmişti. İmparatorluğun vergi açısından kaldıramayacağı bu antlaşma için bir çare aranmaya başlandı. Doğu Roma’nın ileri gelenleri Atilla’ya suikast fikrini ortaya attı ve bu fikir kabul edildi. Elçilik heyetiyle beraber yola çıkan Bigila suikastı ifa etmekle görevliydi. Atilla, Edekon vasıtasıyla durumdan haberdar oldu. Bigila’yı yakalatıp bizzat sorgusunu kendisi yaptı ve suikastı itiraf ettirdi. Atilla, vassalı Doğu Roma imparatoruna hitap ettiği bir mektup yazdırdı.
Batı Roma İmparatoru 3. Valentinianus kız kardeşini Atilla ile nişanlamak istemiştir. Bunun için Atilla’ya yüzük göndermiştir. Atilla’da bunun karşılığı olarak çeyiz olarak Batı Roma İmparatorluğuna ait olan Honoria’nın yarısını istemiştir. Batı Romalılar cevap olarak “Hayır” demiştir. Bunun üzerine Atilla Galya Seferine çıkmıştır. Galya seferinde kimin galip olduğu bilinmemektedir. Atilla daha sonra İtalya üzerinde Batı Roma’ya tekrar bir sefer yapmıştır. Her ne kadar Atilla bu seferde başarı sağlamış olsa da Papa 1. Leo’nun isteği üzerine Atilla Roma’yı bağışlamıştır. Atilla Roma’yı şu sebeplerden ötürü bağışlamıştır:
Bu olaydan sonra Balkanlar ve Doğu Roma siyasetinde bir çıkarı kalmayan Atilla’nın batıya yönelimi başlamıştır. Şımarık prenses Honoria’nın Atilla’ya nişan yüzüğü göndermesi Atilla’nın batı seferinin meşru olması için bulunmaz bir fırsattı. Atilla önce Honoria’nın teklifini kabul ettiğini bildirdi ve Honoria’ya düşen çeyizden imparatorluğun yarısını talep etti. Bu teklifler Aetius ve Valentianus’un oyalamaları ve kesin retleriyle kabul edilmemiş oldu. Atilla ordusunu topladı. Bu orduda bin Türk bir o kadar da Slav ve Germenlerden oluşan bin kişi daha Atilla’nın ordusunu oluşturuyordu. Aetius’da yanına barbarlardan takviyeler yapıyordu, ordusu bin sayısına ulaşmak üzereydi. Champagne ovasında yapılan savaşta 24 saatte taraflar yenişemedi. Belirli kaynaklar Atilla’nın bozguna uğradığını söylemektedir, fakat Atilla büyük bir güçle bir yıl sonra İtalya seferine çıkacaktır. Bu yüzden Roma’nın bir galibiyeti olsa bile, bu galibiyeti Pyhrric Victory ile sınırlandırmalıyız.
Bu savaş sonrasında Roma Atilla’nın karşısına çıkacak bir kuvvet tatbik edememişti, bu da bu galibiyet anlayışımızı desteklemektedir. Atilla, İtalya seferi sonrasında çadırında 60 yaşında öldü.
Atilla’nın ölümü otoriteyi sarsmıştır. Oğulları imparatorluğu tekrardan canlandırmak için sayısız mücadele verdiyse de, bunda muvaffak olamamışlardır. Hunların Doğu Avrupa’daki macerası böylece bitmektedir. Hunların büyük bir kısmı asıl vatanları Karadeniz havzasına döndüler. Bunun akabinde ise Ogur grupları ile birleşerek Bulgarları meydana getirdiler. Böylece Hunların, bir asırlık hakimiyetinden sonra tarihe karışmıştır.
Balamir döneminde Doğu Roma İmparatorluğu baskı altında tutulmuştur. Tekrardan Balamir döneminde zayıfa karşı güçlüyü destekleme politikası uygulanmıştır. Balamir ile barışmak isteyen Bizans elçisine Balamir’in cevabı, onun ne kadar güçlü olduğunu göstermektedir. Rua döneminde Bizans vergiye bağlanmıştır. Atilla, Bizans’ı baskı altında tutarken Theodosios ile mücadele halinde bulunmuştur.
1. Theodosios’ın ölümüyle, Hun birlikleri iki koldan Doğu Roma’ya karşı harekete geçmişti. İki bölgeden gelişen harekatın küçük bir kısmını Balkanlar kapsarken, asıl ordu Kafkasya üzerinden imparatorluğun üzerine yürümüştü. Hun askerleri sırasıyla Erzurum, Karasu, Malatya, Kilikya, Urfa ve Antakya bölgelerinde ciddi bir yağmalama faaliyeti yaptıktan sonra daha da güneye inerek Sur’la, Kudüs’ü kuşattılar. Orta Doğu, tarihinin en süratli ve en çevik süvari hücumuna şahit oluyordu. Bu harekat sonucu Hunlar muzaffer oldular ve Doğu Roma Hunların karşısında ciddi tedbirler alamadı.
Bizans ile yapılan diplomatik müzakereler sonucu MS yılında Bizans ile Margus Barış antlaşması imzalanmıştır. Margus Barış antlaşmasına göre;
Fakat Bizans bu antlaşmaya uygun durmamış ve kaçakları himaye etmiş ve Atakir isyanını desteklemişlerdir. Bu olaydan sonra Atilla Avrupa Hun İmparatorluğunun çıkarlarını düşünerek 1. Balkan seferine çıkmıştır. Bu seferden sonra gene Bizans verdiği sözleri tutmaması üzerine Atilla 2. Balkan Seferine çıkmıştır. 2. Balkan Seferinden sonra Atilla Bizans’ın ödediği vergiyi 3 kat arttırmıştır.
Kavimler Göçünün yaşanmasından sonra Avrupa Hun İmparatorluğu kurulmuştur. Bu dönemde Avrupa Hun İmparatorluğunun başında hükümdar olan Uldız idaresi altında takip edilen dış politikaya göre Doğu Roma’yı baskı altında tutulması ve Batı Roma ile de iyi ilişkilerin kurulması tarzında bir strateji izlenmiştir. Bu siyaset en sonunda Avrupa Hun İmparatorluğunun lehine bir sonuca bağlanmış ve Doğru Roma vergiye bağlanmıştır. Uldız’dan sonra gelen Avrupa Hun İmparatorluğuna hükümdar olarak gelen Atilla ise Doğu Roma üzerindeki baskı ve hakimiyetini giderek arttırmıştır. Bunun sonucu olarak Doğu Roma’nın Avrupa Hun İmparatorluğunun hakimiyetini tanıdıkları bir antlaşma imzalamışlardır. Bu sebeple Avrupa Hun İmparatorluğu, Batı Roma ile dostluk ilişkileri geliştirmiştir.
Doğu Roma ise gerilimli baskıcı bir yöntem takip etmiştir. Bu siyasetin temel gayesi Doğu Roma’nın zamanla kuvvet kaybetmesine ve yıkılmasına neden olmuştur. Doğu Roma’yı baskı altında tutan Avrupa Hun İmparatorluğu’nun Batı Roma ile siyasi, iktisadi ve askeri olarak iyi ilişkiler kurmak istemesi, Doğu Roma’nın giderek zayıflamasını Avrupa Hun İmparatorluğu’nun da daha da güçlü hale gelmesini sağlamak amaçlıdır. Nitekim Doğu Roma, yüksek vergiler istenilmesi ve hem siyasi hem de askeri baskılar sebebiyle güçsüz düşmüştür ve belli bir zaman sonra da yıkılmıştır. Batı Roma ile sürdürülen iyi ilişkiler ve siyasi antlaşmalarsa devam etmiştir.
Dengizikten sonra Avrupa Hun imparatorluğu yönetilemez duruma geldi. Hem İmparatorluk gücü çok zayıfladı hem de daha önce Hunlara bağlı kavimler isyan ederek ayrı bir güç olarak Hunların düşmanı haline geldi. Bunun üzerine, Atillanın en küçük oğlu olan İrnek, Hun kabileleriyle birlikte bugünkü Karadeniz’in Kuzeyine doğru çekildi. İmparatorluk yıkılmıştı fakat bölgedeki Hun varlığı devam etti. İrnek’den sonraki Hun kabileleri Tingiz, Belkermek, Çuraş, Tarya, Buyan ve Çelbir tarafından yönetildi.
Avrupa Hun İmparatorluğu yıkılmıştı ancak Hunlar yok olmadı. Karadenizin Kuzeyinden yayılarak kabileler halinde varlığını devam ettirdi. Bugün dahi Avrupa’da, Kafkaslarda, Balkanlarda, Kırımda Hun izlerine rastlanılmaktadır.
İmparatorluğun yıkılmasıyla Bölgedeki Hunların bir kısmı Karadenizin Kuzeyinde varlığını devam ettirdi. Bir kısmı Hazar Denizine dönmek için Kafkaslara doğru ilerledi, bir kısmı bölgede oluşmaya başlayan diğer bir güç olan Avarlara katıldı, bir kısmıysa Güneye doğru inerek Balkanlara yayıldı. Balkanlara yayılan Hunlar, bugünkü Bulgaristanın temelini oluşturmuşlardır. Bulgar sözcüğü, Türkçe bir ifade olan Bulgamaktan gelmektedir.
Karadenizin Kuzey bölgesinde varlığını sürdürmekte olan Hunların bir kısmı Karpat dağları ve çevresine ilerleyerek bugünkü Macaristanın temelini oluşturdular. Zira Macaristanın ismi olan Hungary, Hunlardan miras kalmıştır. Bugün Macaristanda halen Türk kültürünün izlerine rastlanılmaktadır. Özellikle Gagağuzlar (Gökoğuzlar) Türk olduklarının ve Atillanın torunları olduklarının farkındadırlar. Karadenizi terk etmeyen Hunlar ise bölgede kalmıştırlar. Bu kabilelerse Kırım Türklerinin atalarıdırlar. Bölgedeki Hunların önemli bir kısmı Hazar Denizine dönmek üzere Kafkaslara doğru çekildiler.
Avrupa Hun İmparatorluğunun hükümdarları kimlerdir? Avrupa Hun İmparatorluğunun hükümdarları sırasıyla şöyledir.
Avrupa Hun İmparatorluğu; Avrupa’nın kültürünü ceket giyme, pantolon giyme, onluk sistem ve at koşum takımı kullanma konusunda etkilemiştir. Avrupalılar Atilla’ya Tanrı Kamçısı ya da Cesur Kavimlerin Efendisi demişlerdir.
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası