su sirke tuz ritüeli yapanların yorumları / Su, tuz, sirke ritüeli - Güncel Videoları

Su Sirke Tuz Ritüeli Yapanların Yorumları

su sirke tuz ritüeli yapanların yorumları

Evinizin bir köşesine bir bardak su, tuz ve sirke koyun olacakları görün

Enerji denildiğinde en çok sorulardan biri de negatif enerji konusundadır. Evimde negatif enerji var mı, varsa nasıl anlarım, yok etmek için ne yapabilirim soruları arka arkaya gelir.
Dünyada pek çok kültürde çağlardan beri enerjisel temizlikler yapılmakta. Kültürleri incelediğinizde pek çok enerji temizliği yöntemine rastlayabilirsiniz.

Uygulanan ve en fazla görülen 3 tanesi şöyle;

En çok bilineni Adaçayı

Adaçayı latince salvia yani iyileşmek kelimesinden geliyor. Yüksek bir titreşime sahip bu bitki tüm düşük titreşimleri üzerine toplar. Aynı zamanda adaçayının özü içerisinde bulunan sinirleri yatıştıran yağ bu maddeler yakılmasıyla ortaya çıkıyor. Müthiş derece sakinleştiren ve dinlendirici etkiye sahip bu yağ uyuşturmuyor tam tersi zihni açıyor. Adaçayına bilgelik bitkisi denmesinin sebebi de bu...

Alan negatif enerjiden temizlemek için Adaçayını bir kase içerisinde yakıyor ve çıkan dumanı o alana yayılmasını sağlıyoruz. Bu konuda sezgilerinize güvenin. Buna izin verirseniz sizi nerenin ve ne zaman temizlenmesi gerektiğine dair yönlendirecektir. Bunun dışında çok fazla kullanılan alanlar olabilir, özellikle koridorlar, salon ve yatak odaları, evinize herhangi bir misafiriniz gelip gittikten sonra kendinizi ağırlaşmış hissettiğinizde yapabilirsiniz.

İkinci uygulama

Cam bir bardak içerisine bir tatlı kaşığı tuz koyup yarıya kadar sirke doldurun. Aynı oranda su koyarak üstünü tamamlayın. Bu karışımı evinizde özellikle de görünmeyen bir köşeye koyun. 24 saatten sonra evinizdeki tüm negatif enerji bu suya çekilecek ve evinizin enerjisi temizlenecektir.

Neden görünmeyen bir köşe çünkü negatif enerji daha çok buralarda toplanır. Bu arada evde tozun biriktiği yerlerde negatif enerjiyi toplayan alanlardır.

Ne kadar zamanda bir yapılabilir?

Aslında suyun renginde bir değişim varsa (kararma ve lekelenme gibi) hiç bekletmeden dökün ve yenileyin. Ama herhangi bir değişim yoksa ilk haftalarda bir kaç günde değişin daha sonra bunu rutin haline getirdiğinizde evinizde fazla negatif enerji eskisi kadar olmayacağı için daha uzun aralıklarla yenileyebilirsiniz.

Bunun için de aynı şey geçerli sezgileriniz sizi yönlendirecektir aslında... Mesela evinize çok fazla arkadaşınız geldiğinde, evde tartışma olduğunda, üzücü bir olay yaşandığında, evde gerginlik hissettiğinizde gibi...

Limonlu çözüm

Ve son olarak bir limonu ikiye kesin. Yarısının içine tuz koyun ve bir kase içinde yine odanın bir köşesine koyun. Bu da yine mekanın enerjisini temizleyen, yükselten ve sizin ruh halinize pozitif yönde tesir eden müthiş bir uygulama.

Yatak odanıza başucunuza koyarsanız siz uyurken, gün boyunca üzerinizde biriken negatif enerjiyi temizleyerek taptaze bir enerji ile güne başlamanızı sağlar. Ve gerçekten mışıl mışıl, huzurla uykuya dalmanıza yardımcı olan sihirli bir formül bu.

Hatta limon tuzla etkileşime girdiği için odadaki mikropları da öldürdüğü söyleniyor.

Yaşam alanlarınızda düzenli aralıklarla bu uygulamaları yaparsanız emin olun evinizdeki ve kendinizdeki huzuru, dinginliği bariz hissedeceksiniz.

Pozitif enerji için bunları da yapmayı unutmayın

1- Sabahları mutlaka evinizi havalandırın. Bunu yaparken evinizde temiz ve huzurlu havanın dolaştığını ve negatif enerjinin dışarı çıktığını imajine edin.

2- Bir kaç dal ada çayını toprak veya cam bir kasede yakabilir ve evinizde bu hafif kokuyu dolaştırabilirsiniz. Ada çayının o huzurlu kokusu evinize dolsun.

3- Pozitif enerji için (yatılan odalar hariç) evinizde bitki yetiştirebilirsiniz. Aloe vera ve kaktüs negatif enerjiyi çeker ve evinize pozitif bir enerji verir. Ayrıca Aloe vera şans getiren bir bitkidir.

4- Himalaya tuz lambası aydınlatma olduğu kadar havayı temizlemesi ve iyot dengelemesi ile bilinir. Bu tuz lambası evinize pozitif enerji verir.

5- Evinizi sirkeli su ile silin. Haftada bir az bir sirkeli su ile evinizi ve yerlerinizi mutlaka silin. Büyüklerimizin çok uyguladığı bir yöntemdir.

6- Lavanta, gül veya sandal odunu yağı kullanarak evinizin kokusunu güzelleştirin. Bu kokular pozitif enerji verecektir.

7- Evinizdeki en büyük negatif enerji kaynağı düşüncelerimizdir. Eğer düşüncelerimizi pozitife çekersek ve pozitif enerji yayarsak her şey pozitif olur. Pozitif düşünmek ve pozitif yaşamak sağlığımıza iyi gelir.

ANASAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Başlık

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit, sed do eiusmod tempor incididunt ut labore et dolore magna aliqua. Ut enim ad minim veniam, quis nostrud exercitation ullamco laboris nisi ut aliquip ex ea commodo consequat. Duis aute irure dolor in reprehenderit in voluptate velit esse cillum dolore eu fugiat nulla pariatur. Excepteur sint occaecat cupidatat non proident, sunt in culpa qui officia deserunt mollit anim id est laborum.

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit, sed do eiusmod tempor incididunt ut labore et dolore magna aliqua. Ut enim ad minim veniam, quis nostrud exercitation ullamco laboris nisi ut aliquip ex ea commodo consequat. Duis aute irure dolor in reprehenderit in voluptate velit esse cillum dolore eu fugiat nulla pariatur. Excepteur sint occaecat cupidatat non proident, sunt in culpa qui officia deserunt mollit anim id est laborum.

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit, sed do eiusmod tempor incididunt ut labore et dolore magna aliqua. Ut enim ad minim veniam, quis nostrud exercitation ullamco laboris nisi ut aliquip ex ea commodo consequat. Duis aute irure dolor in reprehenderit in voluptate velit esse cillum dolore eu fugiat nulla pariatur. Excepteur sint occaecat cupidatat non proident, sunt in culpa qui officia deserunt mollit anim id est laborum.

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit, sed do eiusmod tempor incididunt ut labore et dolore magna aliqua. Ut enim ad minim veniam, quis nostrud exercitation ullamco laboris nisi ut aliquip ex ea commodo consequat. Duis aute irure dolor in reprehenderit in voluptate velit esse cillum dolore eu fugiat nulla pariatur. Excepteur sint occaecat cupidatat non proident, sunt in culpa qui officia deserunt mollit anim id est laborum. Kullanım Koşulları’nı ve Gizlilik Sözleşmesi’ni peşinen okumuş ve kabul etmiş sayılır.

Bizlerle ve diğer okurlarımızla yorum kurallarına uygun yorumlarınızı, görüşlerinizi yasalar, saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun şekilde paylaştığınız için teşekkür ederiz.

Her Şey Değişir Mi Gerçekten?

Uzun seneler kurumsal hayatta çalışan Anette bizim neslin bir çoğuna olduğu gibi, bir zaman sonra bu hayattan sıkılıyor ve mana arayışına giriyor. Dünyanın farklı yerlerine seyahatler edip, oralardan farklı uygulamalar ve düşünme, olma yöntemleri öğreniyor... Kitabında bu deneyim ve bilgilerinden elde ettiği uygulamaları, ritüeller adı altıyla yeninden yorumlamış. Bu kitabın ortaya çıkmasında amacı sorduğumda "Umutla, cesaretle, dilek dileyerek, harekete geçerek bulunduğumuz durumu değiştirip çözüm odaklı olarak bazı şeyleri değiştirebileceğimizi hatırlatmak istedim" diyor ve ekliyor "Tabii ki bazı şeyler değişmez. Ama bazıları da bizim elimizde."


Sizin anlattığınız manadaritüel nedir?

Ritüel aslında bir enerji alanı oluşturuyoruz orada. Kitapta bahsettim aslında her şey enerji. Hepimiz enerjiyiz bütün duygular enerji ve mutsuz olduğumuzda, üzüntülü olduğumuzda, yorgun olduğumuzda enerji alanımız düşüyor. O zaman ne yapıyoruz kanepede yığılıp kalıyoruz, mutsuz oluyoruz. Burada ritüel dediğimiz bir enerji alanı oluşturuyoruz ve seslerle, renklerle, olumlamalarla bilinç altına yönlendirdiğimiz kodlamalarla o enerji alanı sayesinde düşmüş olan enerji frekansımızı yukarı doğru çekmeye çalışıyoruz. Harekete geçmek için o düşük enerjimizi yukarıya çıkarmak için bir alan oluşturuyoruz aslında. Ritüel enerji alanı oluşturmak. Yukarıya doğru çekmek için bir takım yöntemlerle enerji alanı oluşturmak.





Peki bu sirkeli su, yok tuzlu bilmem ne falan esas olan bu mu yoksa esas olan insanın bunu yaparken niyeti mi?

İkisi beraber. Aslında bunlar atalarımızdan da bildiğimiz yöntemler bunlar tuz, elma sirkesi. Çünkü gerçekten üzerimizdeki negatif enerjiyi alıyor. Bu elimizde var zaten ama ikincisi niyet. Niyetimizi ortaya koyuyoruz, yaptığımız şeye odaklanıyoruz, düşünce yapımızı olumluya doğru döndürüyoruz. Yani beraber ilerliyorlar aslında kullandığımız renkler, sesler, ba en elementler. Aslında eski şaman adetlerinden de esinlendim ve onları biraz daha geliştirdim. Hepsi beraber bir paket program olarak düşünebiliriz aslında.


Siz bu bilgilere nasıl vardınız?

Son 10-15 senedir birçok eğitime gittim. Anadolu şifacılığından, şamanlığa, bilinçaltı dönüştürme eğitimleri, meditasyonlar. İşte yurtdışında Tayland’da, Hindistan'da tapınaklarda kaldım bir süre, ses eğitimleri, değerli taş eğitimleri aldım. Ve bunlardan işime yarayan parçaları aldım. Onları birleştirip, dönüştürüp böyle bir enerji alanı yaratma şeklinde de yeni bir oluşum sunmaya çalıştım.


Ne arıyordunuz bu eğitimleri alırken?

Hayatımı daha anlamlı hale getirmeyi arıyordum başlangıç olarak. Uzun yıllar borsada çalıştım. Orada tek konuştuğumuz şey daha çok para kazanmak. Ve bu bir süre sonra anlamını kaybetti benim üzerimde. Yani sadece hangisi kazandırır, hangisi kaybettirir insanların kazandıkça hepimizde olduğu gibi daha çok kazanma hırsı... Ve oradaki insanları gözlemleme fırsatı da buldum. Kendi zaaflarımı da aynı zamanda. Ve dedim ki: bunları dönüştürecek, hayatımı bir şey alıp satmaktan daha anlamlı kılacak, insanların ruhuna dokunacak onlara şifa verecek, her şeylerini kaybetseler bile bunun dünyanın sonu olmadığını gösterecek yada sıkışmış olduğu yerden çıkmalarına yardım edecek cesareti bulmak için bir şeyler yapmalıyım, dedim.

On sene çalıştım borsada; son iki senesi bıkmış olsam da cesaret edemedim o işten çıkmaya. Çünkü bir kariyerim vardı, tek bildiğim işti, yetkili olmuşum, iyi bir kurum, iyi bir ortam hani onu bırakmaya çalıştığımda etrafımdan "sana rahat mı battı?" tarzı çok eleştiri aldım. Ve 2 sene sadece bu yüzden devam ettirdim. Tabii ki bir sürü hastalık başladı: bağırsaklarım, boynum, sırtım. O kadar mutsuz ve stresliyim ki sürekli hasta olmaya başladım. Gitmek istiyorum cesaret edemiyorum böyle ağaca çıkmışım orada bir kedi gibi kala kalmışım aslında. Bazen insan kilitleniyor. İşte kilitlendiğimiz yerde "her şey değişir" hadi bir şey yap. Bakış açını değiştir, hadi çözüm odaklı ol. Hepimiz biliyoruz ama unutuyoruz. Düşük enerjiliyim, hastayım, sıkıntılıyım, stresliyim, cesaretsizim diyoruz. İşte sesi, rengi, tütsü ne ise o frekansı yükseltecek onları birleştirip harekete geçirmek ve o ilk adımı attırabilmek gerek.





Peki dönüşümün ilk adımı ne sizce?

Tekrar içinde yaşam enerjisinin kıpırtısını hissetmek. Çünkü ben kendimde de biliyorum o iki sene boyunca sanki hayat bitmiş gibi davrandım öyle olmadığı halde. Elimde bir sürü güzel şey var ama şükretmeyi unutmuşum.

Aslında elimizde o kadar güzel şeyler var ki ama unutuyoruz işte o yaşam enerjisi düşüyor. Sanki dünyanın tek sorunu bendeymiş yaklaşıyoruz. Değil halbuki. İnsanoğlu dediğinizde herkes çok benzer sınavlardan, deneyimlerden geçiyor. Bunu doğru bir şekilde ele almak, hep çözüm odaklı ele almak gerek.

Bütün kapılarım kapansa bile biliyorum ki benim için en hayırlı başka bir kapı açılacak. Onun farkına varabilmek belki de. İlk adım o bence yaşam enerjisini tekrar bir harekete geçirebilmek.


Bu sürekli olumlu olmak enerji yükseltmek falan bunlarda insanın üzerinde mesela diyelim ki ölümcül bir hastalığa yakalandınız zaten ölüyorsunuz üstüne üstlük vay ben olumlu olamadın o yüzden ölüyorum diye bir suçluluk hissi yaratıyor mu sizce?

Ben o durumdaysam ya da karşımdaki o durumdaysa o anki duygu durumuyla bilgisiyle becerisiyle elinden gelenin en iyisini yaptı. Ben artık öyle diyorum. Ben de bir sürü insana kızıyorum, kendime de kızıyorum mümkün değil bunları yapmamak. Zaten öğrenmek için buradayız. Sonra kendime hatırlatıyorum ben bilgi birikimimle becerimle o anki duygularımla tercihlerimle elimden gelenin en iyisini yaptım bu kadarmış. Bir şey öğrendim şimdi yola devam etme zamanı.


Bu yol ölüme de gidiyor olabilir fark etmez...

Her zaman her şeyi öğrenme fırsatı olarak aslında kullanmamız gerekiyor. Her ne olduysa oldu battım, çıktım, ayrıldım, boşandım, aldattım, aldatıldım yani ne olduysa oldu dersini al ve yola devam et. Belki bu bakış açısını bu şekilde ifade etmek daha doğru olacak. Ne olduysa oldu, ne yapayım yani insanım hata yapma lüksünü kendime tanımam gerekiyor çünkü her an doğru olmak mümkün değil. Keşke olsaydı ama mümkün değil. Ben de yataktan ağlayarak kalkıyorum, hata yapıyorum, insanları istemeden kırıyorum yapacak bir şey yok. Bu bir yolculuk insanız ve öğrenerek yola devam ediyoruz. Üç kere kırıyorum dördüncüde yumuşak bir şekilde söylemeyi öğreniyorum yapacak başka bir şey yok çünkü.


Peki en çok ilgi gören belli ritüeller var dediniz onlar hangileri?

Tuz ve sirke ile 21 günlük bir arınma.


Anlatır mısınız?

İlk tur 21 günlük bir arınma. İçine tuz ve sirke katılmış suyu . Ve "bütün üzerimdeki ağırlıkları negatif düşüncelerin olumsuzlukların bu suya da toplanmasına niyet ettim" diyoruz. Ertesi sabah suyu dökerken de "Tüm yollarımı, kilitlenmiş işlerimin artık açılmasını seçiyorum, seçiyorum, seçiyorum" diyoruz.


21 gün bir düşünceyi beynimize yerleştirmek için gerekli olan gün sayısı. Hem üstümden ağırlıkları alıyorum, hem de yollarımın açılmasıyla ilgili beynimi kodlamış oluyorum. Böylelikle iki taraflı bir temizlik yapılmış oluyor. Bu insanların çok hoşuna gitti ve çok olumlu sonuçlar. Bunların tabi hepsi vesile her şey Allah’tan sonuçta.






Neden bu kadar çok şifa arıyoruz?

Enerjimiz çok düşük sanırım her şey bize çok çabuk sunuldu bu dönemde. Yani bakıyorum işte kıyafet işte her yerde ayakkabı her yerde her şeye çok çabuk ulaşmak çok tatminsiz ve mutsuz etti sanırım. Annemle konuşuyoruz onun çocukluğunda şey diyor bizde ayakkabı alındı bana öyle bir bilgim yok diyordu. Ayakkabı palto bizde böyle bir şey yok. Ağabeyim ablamın eskilerini giyerdim onları da boyatırdık. İşte buydu dedi bizim her şeyimiz.


Yani tüketmek yüzünden mi düştü enerjimiz?

Her şeye çabuk ulaşabilmek; yani emek vermeyi unuttuk herhalde. Çünkü kişisel yolculuğum sırasında Datça’da bir çiftlik evinde kalmıştım. Gönüllü olarak çalışmıştım orada. Ve zeytin topladım, zeytinyağı yaptım. Ve orada o kadar emek veriyorsunuz ki o zeytinleri toplama bir ay bir buçuk aylık bir dönem. Yere düşmüş zeytinleri topluyorsunuz, ağaç dallarındaki zeytinleri topluyorsunuz onlar işte çuvallara konuyor işte sonra sıkılacak yere götürülüyor; o kadar emek verdim ki o bir damla zeytinyağı benim için inanılmaz kıymetli oldu. Çünkü ne olduğunu gördüm. Biz her şeyi gidiyoruz marketten pazardan oradan buradan bir şekilde alıyoruz. Halbuki onun altında o kadar büyük bir emek var ki. Onu unuttuk bence.


Ve bu bir şifa arayışına mı yol açıyor? Yani hasta mı hissediyor insan emek olmadığı için?

Tabii boşluktan. Boşluk bütün gün evde oturuyorsunuz yapacak hiçbir şey yok yani boşluk çok kötü bir şey. O yüzden insanın sürekli bir şey üretmesi gerekiyor. Zihni ve bedeni boş bırakmak hiç iyi değil. Kalk yürüyüşe çık, bir yemek yap, bir kitap oku, film yaz, onun üstüne konuş üretmek gerekiyor. Bu hayatı daha anlamlı kılmak için bir şey yapmak gerekiyor.


O zaman sizin bu önerdiğiniz ritüellerin içinde emek de yüksek bunu görüyorum siz anlatırken. 21 gün sadece su ve tuz da olsa bilmem ne de olsa orada belli bir hedef uğruna emek veriyorsunuz...

Tabii aynen öyle. İnsanı aslında bir disipline sokmaya çalışıyorum ben. Mesela sabahtan kalk ve yap onu. Yani bu bir disiplin sabah kalkınca ne oluyor, ne bileyim kalktın giyin bir yürüyüşe çık bir şey yap arkasından. Bu insanı disipline, emek vermeye işte şey diyor mesela bazılarında ritüel alanını oluşturmak için renklerden tabi faydalanıyorum. Tabii sarı karton al, kırmızı karton al diyorum. Başka renk olmaz mı, diyor. Hayır olmaz. Hem o frekansı kullanıyorum hem de bir emek gerek. Her şeyi yapıyoruz internetten artık. Dışarı çıkmaya bile gerek kalmadı. İki tuşa basıyoruz her şey evimize geliyor. Ama evde tek başına izole edilmiş bir hayat bizi anca mutsuzluğa sürükleyebilir. Bir kedi al; köpek al ne kadar emek aslında. Araştırmalar var evinde kedi köpek olanlar daha uzun yaşıyorlar. Onunla yürüyorsun, mama veriyorsun, veterinere götürüp getiriyorsun ne oluyor bir emek. Yani her şeyin başında bir emek ve yüreğinde taşıdığın sevgiyle bunları yapabilmek.


Size ne vesileyle sizden ve kitabınızdan haberdar olduğumu anlatmak isterim son olarak. Babamın Yalova’da bir evi var ve evin olduğu köyden bir komşumuz var. Nermin. Şahane bir kadındır. 3 tane çocuk büyütür, bağa bahçeye, hayvana, eve bakar. Bu kadının 18 yaşındaki oğlu geçen sene lösemi teşhisi aldı ve o gün bu gündür bir mücadele başladı hayatlarında. Bana dedi ki "Damla, böyle böyle bir kitap varmış. Ben burada bulamadım lütfen bana gönderir misin?" dedi. Ben de bu şekilde size ulaştım. Ona bir şey söylemek ister misiniz?

Ay ona gidip sarılıp öpmek isterim. Gerçekten çok duygulandım işte böyle şeyler beni çok duygulandırıyor. Çünkü işte morali bozuk doktorlara gidiyor tabi ki her türlü yardımı alıyor tabi ki pozitif bilim başımızın tacı. Bunlar tamamlayıcılar. Bir de moral çok önemli yani kendisi için oğlu için bir şey yapmaya çırpınıyor. İnşallah Allah yardımcısı olsun bu ritüellerle en azından moralleri yüksek olsun ve bir çıkış kapısı açılsın dilerim ki.


İnşallah. Teşekkürler...


nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır