faiz yiyenler allah savaş / Faiz ile İlgili Ayetler - Kuran Meali

Faiz Yiyenler Allah Savaş

faiz yiyenler allah savaş

Allah’a Savaş Açmak = “Tefecilik/Faiz”

 

Öyle bir savaş düşünün ki, kendisiyle savaşılan, Allah (cc) ve Resulü olsun…

Elbette ki bu savaşın sonucunu tahmin etmek pek de zor değil.

Ama ne gariptir ki sonucu ebedi hüsran ve zillet olan bu savaşa yeltenen haris insanlar ve devletler görüyoruz etrafımızda.

Kimlerden mi bahsediyorum?

Hırs-ı dünya ile kapitalistleşen, kapitalistleştikçe sömüren, sömürdükçe azgınlaşan, azgınlaştıkça ocakları söndüren Allah (cc)ve peygamber düşmanlarından bahsediyorum…

Yani ,“Tefeciler/Faizciler”den…

Faiz; diğer adlarıyla riba ve tefecilik; borç veren kişinin, alacağını tahsil ederken, verdiği değerden fazlasını tahsil etmesidir.

Allah (cc),  yüce kitabında, tefecileri/faizcileri şöyle vasıflandırıyor;

“Eğer fâizi(Tefeciliği) terk etmezseniz, bunun Allah’a ve peygamberine açılmış bir savaş olduğunu bilin…” (Bakara: )

Cahiliyenin tipik bir örneği olan “tefecilik” , günümüzde de varlığını devam ettirmektedir. Üstelik kendine “Müslüman” diyen, yeri gelince namaz kılıp, dinden dem vuran insanlar ve kurumların eliyle işlenmektedir bu melanet.

Hatta cahiliye döneminin meşhur, “kız çocuklarını diri diri toprağa gömme” hadisesinin nedenlerinden biri de, borçlarını ödeyemeyen borçluların, borçları nedeniyle kız çocuklarına, tefecilerce el konulacağını bildiklerinden, kızlarını tefecilere vermemek adına, diri diri toprağa gömüyorlardı.

Bugün de aynı cahili adet, çağdaş bir şekilde devam etmektedir.

Bugün, bu işin resmi ayağını bankalar yürütürken, gayri resmi ayağını ise tefeciler yürütmektedir.

Dün, kız çocuklarını diri diri toprağa gömenlere karşılık, bugün çocuklarının umutlarını ve geleceğini bankalardan ve tefecilerden aldıkları faizin taksitlerine gömen nice insan var.

Bugün vahşi kapitalizm altın çağını yaşıyor adeta. Akidesi, “Sen çalış ben yiyeyim” felsefesi üzerine kurulan bilumum kapitalist tefecilerin/faizcilerin  birer mabedi konumundadır bankalar.  İlginçtir ki, toplumun içinde bulunduğu borç bataklığını, uygun krediler(faizler) ile katmerleştiren bankaların bu tahribatı halen görmezden gelinmektedir.

Allah’a (cc) ve peygamberine savaş açanlara yine Allah(cc) şöyle soruyor;

“Fema asbere-humalâ en nâri”

“Sizler ateşe ne kadar da sabırlıymışsınız?”(Bakara)

Peki tefeciler/faizciler kötü de onlara bulaşıp faiz alanlar çok mu iyi?

Bakın ne buyuruyor Resulullah (sav);

“Allah fâizi yiyeni, yedireni, şahitlerini ve kâtibini lânetlemiştir.” (Tirmizi)

Bir gün bir adam İmam Malik’e giderek, içki içmenin bütün günahlardan daha büyük olduğunu talakla yemin ederek, ‘içki içmekten daha büyük bir günah varsa eşim benden boş olsun’ demiştir. İmam Malik de, ‘Git ben yarın sana cevap vereceğim’ der. Daha sonra İmam Malik o şahsa şöyle buyuruyor; ‘Kur’an-ı Kerim’e baştan sona kadar baktım. Faiz günahından başka büyük günah görmedim. Eşin senden boş oldu’ der.

 “Söz konusu para olunca gerisi teferruat.” Deyip tefeciliği/faizi küçümseyen borçlu kardeşim, galerici kardeşim, kuyumcu kardeşim, mütahit kardeşim…

Bir iş ki, Allah (cc) lanetleyip kendisine yapılmış bir savaş kabul etsin ve günahların en büyüğünden saysın, bir Müslüman da kalksın bu iş ile iştigal etsin, bu işe ticaret desin, akıl kârı mı ?

Yetkililer bir an önce, sosyal hayatın kanseri haline gelmiş faize/tefeciliğe  karşı bir önlem almalı bu manada alternatifler üretilmeli.

Tefecilerle mücadele yapıp, resmi tefecilik olan bankalara el atmayanlar şunu bilmeli;

Allah (cc)  ile savaşan ister şahıs olsun, ister  devlet olsun, zelil ve rüsvay olmaya mahkumdurlar.

Son olarak yazımızı Rabbimizin tefecileri/faizcileri ikaz eden şu ayetiyle sonlandırıyoruz;

 

“Faiz yiyenler, (kabirlerinden) ancak kendisini şeytan çarptığından deliye dönmüş bir adamın kalkışı gibi kalkarlar. Bu durum onların 'alışveriş de faiz gibidir' demelerinden dolayıdır. Oysa Allah alışverişi helal faizi ise haram kıldı. Kime Rabbinden bir öğüt gelir de (faiz yeme işine) son verirse onun geçmişte aldıkları kendinedir. Onun işi ise Allah'a aittir. Kim de yine (faiz almaya) dönerse işte bunlar cehennemliklerdir. Onlar orada sonsuza kadar kalıcıdırlar.”(Bakara)

Kadri HAZAL

Değerli dostlar! Kur’an-ı Kerim ile Hz. Peygamber’in (a.s.m.), Müslümanları şiddetle menettiği büyük günahlardan biride faiz yemek, yedirmek, aracılık ve reklamını yapmaktır. Kur’an da bu “Allah ve Resulüne harp açmak” olarak nitelendirilir. Konu ile ilgili ayetler şöyledir: “Faiz yiyenler mahşerde ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların, "Zaten alışveriş de faiz gibidir" demelerindendir. Oysa Allah alışverişi helal, faizi haram kıldı. Kime Rabb'inden bir öğüt gelir de faizcilikten geri durursa, geçmişi kendisinedir, onun işi Allah'a aittir. Kim faizciliğe dönerse, işte onlar cehennemliktir, onlar orada temelli kalacaklardır. Allah faizi eksiltir, sadakaları bereketlendirir. Allah pek nankör olan hiçbir günahkarı sevmez. İnanıp yararlı işler işleyenlerin, namaz kılıp, zekat verenlerin Rab'leri katında ecirleri vardır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. Ey İnananlar! Allah'tan sakının, inanmışsanız, faizden arta kalmış hesaptan vazgeçin. Böyle yapmazsanız, bunun Allah'a ve Peygamberine karşı açılmış bir savaş olduğunu bilin. Eğer tevbe ederseniz sermayeniz sizindir. Böylece haksızlık etmemiş ve haksızlığa uğramamış olursunuz.”[1]

Resulü Ekrem (a.s.m.) de ümmetini şiddetle faizden menetmiş ve faizcilerin lanetlik olduklarını ve ahrette büyük cezalara çarptırılacaklarını belirtmiştir. Konu ile ilgili bazı hadis-i şerifler şu şekildedir:

“İbn Mes'ûd (r.a.) dan: "Peygamber (s.a.v.) faiz (ribâ) yiyen, yediren ve şahitlik yapanla­ra ve bu muameleyi yazana lanet etmiştir."[2]

Resûl-i Ekrem:“İsra gecesinde yedinci kat göklere ulaştığım zaman başımın üze­rinde birtakım gök gürültüleri ve şimşekler duydum. Baktım, karın­ları evler gibi, içleri yılanlarla dolu ve dıştan görünür vaziyette bir­takım İnsanlar gördüm. Cebrail’e: “Bunlar kimlerdir?” diye sordum. Cebrail (a.s.): “Bunlar ribâ yiyenlerdir,” dedi.”

“Mağfiret edilmeyen günahlardan sakının. (Bunlardan birincisi:) Gulûl, ganimet malından bölünmeden almaktır. Kim böyle yaparsa kıyamet günü o mal ile mahşer yerine gelecektir. (İkincisi:) riba ye­mektir. Kim riba yerse kıyamet günü deli olarak dirilecektir.” buyur­du ve sonra da: “Riba yiyenler mahşerde ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar.” âyetini okudu.”

“Riba yiyenler kıyamet günü yanlarını sürükleyerek bozuk dü­zen içinde mahşer yerine gelirler” buyurdu sonra da: “Riba yiyenler mahşerde ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkacak­lardır” mealindeki âyeti okudu.  

“Ribâ yiyen, ölümünden başlamak üzere kıyamete kadar kan gibi akan bir kızıl ırmakta yüzmekle azâb edilecektir. Bu kimse (bu nehirde yüzerken) kenara gelir, ağzını açar ağzına bir taş atılır, yü­ze yüze karşıya geçer, tekrar ağzını açar taşı alır bir türlü karaya çıkamaz (azâbtan kurtulamaz). İşte kıyamete kadar böyle azâb edi­lir.”[3]

Faiz aynı zamanda dünyadaki bütün ihtilallerin, katliamların ve anarşizmin de sebebidir. Bu konuda Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri şunları söyler: İşârâtü'l-İ'câz'da ispat edildiği gibi, bütün ihtilâlât-ı beşeriyenin madeni bir kelime olduğu gibi, bütün ahlâk-ı seyyienin menbaı dahi bir kelimedir. Birinci kelime: "Ben tok olayım; başkası açlıktan ölse bana ne!" İkinci kelime: "Sen çalış, ben yiyeyim." Evet, hayat-ı içtimaiye-i beşeriyede havas ve avam, yani zenginler ve fakirler, muvazeneleriyle rahatla yaşarlar. O muvazenenin esası ise, havas tabakasında merhamet ve şefkat, aşağısında hürmet ve itaattir. Şimdi, birinci kelime havas tabakasını zulme, ahlâksızlığa, merhametsizliğe sevk etmiştir. İkinci kelime avâmı kine, hasede, mübarezeye sevk edip rahat-ı beşeriyeyi birkaç asırdır selb ettiği gibi, şu asırda sa'y, sermaye ile mübareze neticesi, herkesçe malûm olan Avrupa hâdisât-ı azîmesi meydana geldi. İşte, medeniyet, bütün cem'iyât-ı hayriye ile ve ahlâkî mektepleriyle ve şedit inzibat ve nizâmâtıyla beşerin o iki tabakasını musalâha edemediği gibi, hayat-ı beşerin iki müthiş yarasını tedavi edememiştir. Kur'ân, birinci kelimeyi, esasından "vücub-u zekât" ile kal' eder, tedavi eder. İkinci kelimenin esasını "hurmet-i ribâ" ile kal' edip tedavi eder. Evet, âyet-i Kur'âniye âlem kapısında durup ribâya "Yasaktır" der. "Kavga kapısını kapamak için ribâ kapısını kapayınız" diyerek insanlara ferman eder, şakirtlerine "Girmeyiniz" emreder.”[4]

Değerli dostlar! Üstad, Faizin faydasının insanların en fenalarına ve zalimlerine olduğuna da şu sözlerle dikkat çeker: “Ribânın kap ve kapıları olan bankaların nef'i, beşerin fenası olan gâvurlara ve onların en zalimlerine ve bunların en sefihlerinedir.”[5]

Bediüzzaman Said Nursi, bu dünyada mazlumlara büyük dehşetli zulümleri yapanları yenilgiye uğratmanın yolunun da faizi kaldırmaktan geçtiğini şu sözlerle ortaya koyar: "Şu âlemin ihtilâli nedir?" "Sa'yin sermaye ile mücadelesidir." "Acaba ikisini barıştırmak çaresi yok mudur?" "Evet, vücub-u zekât ve hurmet-i ribâ, karz-ı hasen şerâit-i sulhiyedir. Şu riba taşını altından çeksek, şu zalim medeniyet kasrı çökecektir."[6]

Neticeye gelirsek, maalesef bugün faizin yaygınlaşmasının en büyük sorumlusu Müslümanlardır. Çünkü Müslüman alimlerden bir kısmı çeşitli nedenlere dayanarak faizli kredilere fetva vermekte ve halkın faize bulaşmasına vesile olmaktadırlar. Yine bugün ülkemizdeki muhafazakar tv, radyo, gazete ve internet sitelerinin % 90 nı faizli bankaların reklamlarını yayınlamakta ve bu şekilde faiz lobilerine aracılık yapmaktadırlar. Ayrıca muhafazakar bildiğimiz bir çok işadamı faizli banka satın almakta ve faizli muamelede bulunmaktadırlar. Böylece Müslüman camia bu kesimler tarafından faizle zehirlenmekte ve harama girmektedirler.

Evet, eğer biz temiz ve namuslu bir toplum istiyorsak insanı her türlü kötülüğe sevkeden faizden, faizcilerden ve aracılarından uzak durmalıyız. Başka bir yazıda buluşmak dileğiyle Allah’a emanet olun.

[1] . Bakara Suresi:

[2] . Cem’ul Fevaid; , (Darüseafoodplus.info)

[3] . İbn Hacer el-Heytemi,İslam da Helaller ve Haramlar, Tercüme: Ahmet Serdaroğlu vd., Kayıhan Yayınları, İstanbul , sh.

[4] . Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul , sh.

[5] . Bediüzzaman Said Nursi, Mektubat, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul , sh.

[6] . Bediüzzaman Said Nursi, Rumuz, Eski Said Dönemi Eserleri, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul , sh.

Faiz, Allah ve Resulüne Açılmış Bir Savaştır

Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah (c.c)’a hamd ederim. Salât ve selâm, Peygamberimize âline ve sahabelerine olsun.

FAİZ; almayı ve vermeyi gerektiren sözleşmelerde, taraflardan birinin hakkı kabul edilen ve sözleşme sırasında şart koşulan karşılıksız fazlalıktır. Kur’an’da “riba” olarak zikredilir. Elmalılı Hamdi Yazır, riba ile faizin aynı anlama geldiğini belirtir ve: “faiz özel fazlalığın adıdır” der. Zamanla faiz miktarının azalması veya çoğalması, işlemin faiz olma niteliğini değiştirmez. Faiz, haramdır, zulümdür ve cezası çok ağır olan bir haramdır. BAKARA “Riba (faiz) yiyenler (kabirlerinden), tıpkı şeytan çarpmış kimselerin kalktığı gibi kalkarlar. Onların bu hali, alış-veriş (ticaret) de faiz gibidir, demelerindendir. Oysaki Allah, ticareti helal, faizi haram kılmıştır. Bundan sonra kime Rabbinden bir öğüt gelir de faizden vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir ve işi Allah’a kalmıştır. Kim tekrar faize dönerse, işte onlar ateş ashabıdır, orada devamlı kalırlar. Allah faizi yok eder. Sadakaları çoğaltır. Allah (günahta ısrar eden) günahkâr kâfirlerin hiçbirini sevmez. İman edenler, sâlih amel işleyenler, namaz kılanlar ve zekât verenler için Rableri katında mükâfatları vardır. Onlara korku yoktur, mahzun da olmayacaklardır. Ey iman edenler, Allah’tan korkun. Eğer gerçekten iman ediyorsanız faiz olarak artan miktarı almayın. Şayet (faiz hakkında söylenenleri) yapmazsanız, Allah ve Rasulü tarafından ilan edilmiş bir harp ile karşı karşıya olduğunuzu iyi bilin…” İBN MACE-TİCARET Ebu Hureyre›den, Hz. Peygamber›in şöyle dediği nakledilmiştir: “Miraç gecesi, karınları evler gibi (büyük) olan bir topluluğun yanına geldim. Onların karınlarında dışarıdan görünen yılanlar vardı. Cebrail (a.s)’e bunların kimler olduğunu sorduğumda; ‘Bunlar faiz yiyenlerdir’ cevabını verdi.” Allah’tan korkan ve yaptıklarının hesabını, hesap gününde Allah’a vereceğine inanan bir kimse, faiz başta olmak üzere hiçbir harama yönelmez. MÜSLİM-MÜSAKAT Cabir’den: “Allah Resulü (s.a.v), faizi yiyene, yedirene, kâtibine ve şahitlerine lanet etti ve onlar (günahta) eşittir dedi.” Bu ve benzeri deliller, inanan kimselerin faize dayalı bir düzene rıza gösteremeyeceğini ve bu düzeni yürüteceğini açıklayan bir siyasete de destek olamayacağını göstermektedir.

BİR ÖRNEK

Peygamberimiz bizim örneğimiz ve önderimizdir. “Faiz dünya gerçeğidir, kaldırmak mümkün değildir” diyenlerin bilmesi gereken gerçek, bunun mümkün olduğudur. EBU DAVUD-BÜYU 5: Amr b Ahfas şöyle anlatmıştır: Resulüllah›ı (s.a.v) Veda Haccında dinledim. Şöyle diyordu: “Haberiniz olsun, şüphesiz cahiliye dönemi faizleri tamamen kaldırılmıştır. Sermayeleriniz ise kendinize aittir. Siz zulmetmeyiniz, zulme de uğramayınız. Haberiniz olsun, şüphesiz cahiliye devrinin bütün kan davaları kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdülmuttalib›in oğlu Haris›in kan davasıdır. Haris, Beni Leys kabilesinde çocuğuna sütannesi aramakta idi, onu Huzeyl öldürdü.” Resulüllah (s.a.v): “Tebliğ ettim mi?” dedi. Sahabeler: “Evet tebliğ ettin” dediler ve üç kere tekrarladılar. Resulüllah (s.a.v): “Şahit ol Ya Rabbi, Şahit ol Ya Rabbi, Şahit ol Ya Rabbi” dedi. Peygamberimiz ve ashabı faiz dâhil bütün kötülükler ile mücadele ettiler ve sonunda başarılı oldular ve “adil bir düzen” kurdular. Onların yolundan yürüyenler olarak bizler de bütün kötülükler ile mücadele etmek ile mükellefiz. Bu görev, “olmuyor” diyerek terk edilecek bir görev de değildir. Dünya iktidarı için “faizci kapitalist nizamı” yürütmeyi içine sindirenler, yanlış yoldadırlar ve erinde geçinde yaptıklarının karşılığını mutlaka bulacaklardır.

ALLAH VE RESULÜ İLE SAVAŞ

Âlimler, kesin olarak haram kılınmış faizi ve düzenini yürütenlere beş çeşit cezanın verileceğini zikretmektedirler. 1. Şeytan çarpmışa dönmek. BAKARA ““Riba (faiz) yiyenler (kabirlerinden), tıpkı şeytan çarpmış kimselerin kalktığı gibi kalkarlar…” Bu önemli bir cezadır. 2. Yok edilmek. BAKARA “Allah faizi yok eder…” Yani faiz yoluyla elde edilen mal ve paranın bereketini Allah yok eder. 3. Allah’a karşı savaş açmış olmaktır. Bütün ilahi ve nebevi ikazlara rağmen, faiz ve düzeninden dönülmez ise, Allah bu davranışı kendisine ve peygamberine açılmış bir savaş olarak değerlendirmektedir. BAKARA “Eğer (faizden ve düzeninden) dönmezseniz, Allah ve Resulüyle savaşa girdiğinizi bilin…” Bu savaşı sebebiyle kul helak edilir. 4. İnkârcılardan sayılmak. Faiz ve düzeninde ısrar edenler için bu da önemli bir cezadır. BAKARA “…Allah, (faizcilikte ısrar eden) günahkâr kâfirlerin hiç birini sevmez.” Bu bakımdan Allah’ın, iman edenlere faiz ile ilgili olarak şu hitabı çok düşündürücüdür. BAKARA “Ey iman edenler, Allah’tan sakının ve eğer inanmışsanız, faizden artakalanı bırakın.” Yani Allah; faiz dünya gerçeğidir diyerek sürekli inkârcı Yahudilerin sömürü ve zulüm aracı olarak kullandığı faizi yürütenleri ve faiz yiyerek günaha dalmış olanları asla sevmez. İnanan bir insanın bu belgeleri okuduktan sonra yapacağı tek şey inancının gereği olarak faiz ile mücadele etmektir. 5. Cehennemde ebedi kalmaktır. Cehennem bütün inkârcıların, müşriklerin, münafıkların ve günahlarda ırar edenlerin yurdudur. Allah Teâlâ faizde ısrar edenler için de cehennemi işaret etmektedir. BAKARA “…Kim (faize ve düzenine) geri dönerse, artık onlar ateşin halkıdır, orada sürekli kalacaklardır.” Bu işin şakası yoktur. Fetvalar, haramı helal yapmadığı gibi insanı da cehenneme atılmaktan kurtarmaz. Âlimlerimiz «Faiz yiyen kimsenin şahitliği kabul edilmez, zira faiz yiyen kimse fasıktır” demişlerdir.

ÇARE VARDIR

Kur’an, inanan ve takva sahipleri için bir yol göstermektedir. Bu yol “adalet” yoludur. Bu yolun kapısını Milli Görüş-Saadet Partisi tutmuştur. Faizden ve bütün zulümlerden ancak Saadet İktidarı ile kurtulmak mümkündür. Selam hidayete tabi olanlara…

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir