En Son Okunma: -
Nazım Hikmetin, annesiyle Yahya Kemal arasındaki aşkı farkettiği an Celile Hikmet resimleri ile olduğu kadar güzelliği ile de tüm İstanbul’un diline destan bir kadındı İstanbul sosyetesinin en çok konuşulan kadınları arasındaydı yılında bu dillere destan güzellikte kadın Osmanlı’nın meşhur valilerinden Nazım Paşa’nın oğlu Hikmet Bey ile evlendi Türk şiirinin dünya çapındaki en önemli ismi olan Nazım Hikmet de bu beraberlikten doğacaktı ’ya gelindiğinde Celile Hanım‘la eşi Hikmet Bey arasında şiddetli bir geçimsizlik başladı
O günlerde Yahya Kemal, Bahriye’de okuyan genç Nazım Hikmet’in şiir hocası olarak eve gelip gitmeye başlamıştı
Nazım Hikmet’in annesi Celile Hanım’la, Yahya Kemal arasında filizlenen aşk kısa bir süre sonra Celile Hanım’ın anlaşamadığı eşinden boşanmasıyla sonuçlandı
Tutkuyla, ateşle, kıskançlıklarla dolu tarihin sayfalarının arasına gizlenen aşk başlıyordu
O aşkın aktörleri sadece Celile Hanım ve ünlü şair Yahya Kemal değildi
Nazım Hikmet, Necip Fazıl hatta Celile’nin yeğeni Oktay Rıfat’ın, yani Türk şiir dünyasının bütün ustalarının bir tarafından dahil oldukları bir aşktı o
***
Heybeliada’da okuyan genç Bahriyeli Nazım, hafta sonları okuldan çıkar annesinin yanına gelirdi
Yahya Kemal o günlerde genç birer Bahriyeli olan Nazım Hikmet ve Necip Fazıl’ın bulunduğu öğrenci grubuna şiir dersleri verirdi
Yahya Kemal hafta sonları “Genç Nazım Hikmet’e Türkçe ile şiir dersleri” verirken, İstanbul’un en güzel kadınlarından olan, ressam Celile Hanım’la yakınlaştı
Nazım’a verdiği derslerden arta kalan zamanlarda Celile Hanım ile Yahya Kemal sanat ve edebiyatla başlayan uzun sohbetlere başlamışlardı
Bir süre sonra bu ilişkinin kokusu Nazım’ın ve Necip Fazıl’ın öğrencisi olduğu Bahriye mektebinde duyuldu
***
Dedikoduların ayyuka çıkması üzerine Yahya Kemal bir süre okula gelmedi
Geldiğinde karşısına öğrencisi Necip Fazıl çıkacaktı
Hocası olan Yahya Kemal’e şöyle dedi:
“Hocam, kibrit suyu içerek intihara kalkıştığınızı duyduk Sınıfın bu durumdan duyduğu derin üzüntüyü size söylemek isterim”
Hocasına yönelik bu alaycı, ironik, dalga geçen tutum bir Deniz Harp Okulu öğrencisi Bahriyeli için kabul edilmez bir davranıştı
Necip Fazıl “Bu aşk ilişkisini alaycı bir şekilde ima eden” sözleri nedeniyle “Kodes” adı verilen tahta dolabın içinde cezaya gönderildi okulda
***
Ne ki bu Fransızcayı ana dili gibi konuşan, piyano çalan, natürmort resimler yapan dünyalar güzeli, sanatçı genç kadın Celile ile Yahya Kemal’in aşkı alevinden bir şey kaybetmiyordu
Olayı genç Nazım Hikmet de fark etmişti
Necip Fazıl’dan sonra bir gün Yahya Kemal’in siyah pardösüsünün cebine bir not bıraktı
Kâğıtta Yahya Kemal’e hitaben şöyle yazıyordu:
“Hocam olarak girdiğiniz bu eve babam olarak giremezsiniz”
Bu not üzerine ünlü şair, tedirgin oldu
Bir süre Celile Hanım’ın evine gelmedi
Genç Nazım’la karşılaşmaktan çekindi
Celile Hanım ise Yahya Kemal yüzünden kocasından boşanmış, bütün İstanbul’un kulaktan kulağa dedikodusunu yaptığı bir aşka “evet” demişti
Artık evlenmek istiyordu
Yahya Kemal bir taraftan kadını deliler gibi kıskanıyor, diğer yandan bu eviliğe yanaşmıyordu
***
Aşkını dile getirdiği olay inanılmazdı:
“ yılından yılına kadar bir kadına deli gibi aşık oldum
Bu kadın yazın adada otururdu
Ben de orada idim
Deli divane olmuştum
Sonbahar’da Nişantaşı’ndaki evini düzenlemek için İstanbul’a inerdi
Sonbaharı’nda yine İstanbul’a iniyordu
Ben müthiş muzdariptim
Artık vapur giderken iskeleden mendil sallamalar, ağlamalar
O gidinceye kadar Ada dopdolu idi
Gider gitmez benim için boşalıverirdi
Tam o günlerde Berlin Büyükelçisi Hakkı Paşa İstanbul’a dönecek lafı çıktı
Hakkı Paşa, benimkinin uzaktan akrabası oluyordu ve İstanbul’a geldiğinde geceler düzenler, İstanbul’un bütün güzel kadınlarını çağırırdı
Benimki de oralara gidecek diye içim burkuluyordu
Hatta kendisine bu endişemi söylemiştim
Gitmeyeceğine yemin etmişti
Bir gece Ada Oteli’nde otururken, yandaki iki kişinin ‘Berlin Büyükelçisi bu gece davet veriyor İstanbul’daki bütün güzel kadınlar davetli’ lafını ettiklerini duydum
***
Müthiş bir acıyla yerimden kalktım
İskeleye doğru gittim Son vapur çoktan kalkmıştı
Sert bir lodos esiyordu Deniz karmakarışıktı, ancak ne olursa olsun, sandalla Maltepe’ye geçmeye karar verdim
Sandalcılara gittim, yanaşmıyorlardı
Çok para verince biri ikna oldu
Açıldık, bir süre sonra lodos büsbütün arttı
Denizde çalkalanıp duruyorduk Sandalcı bana küfretmeye başlamıştı
Ölmek üzereydik, ama ben sadece sevgilimin katıldığı geceyi düşünerek müthiş bir kıskançlık duyuyor ve bir an önce orada olmak istiyordum
Sırılsıklam Maltepe’ye gelebildik
Hemen bir kahvehaneye gidip, araba bulmaya çalıştım
Yoktu
Bunun üzerine Maltepe’den Bostancı’ya yürümeye karar verdim
Tren yoluna çıkarak koşmaya başladım
Maltepe-Bostancı arasının bu kadar uzun olduğunu o zamana kadar fark etmemiştim”
***
“Kan ter içinde Bostancı’ya geldim
Vakit hayli geçti
Karakola gittim. ‘Bana bir araba bulunuz hastam var’ dedim
Aradılar taradılar birini buldular..
Yine bir sürü para verdim
Arabayla yola koyuldum
Kadıköy, oradan Üsküdar Karşıya geçtim. Doğru Nişantaşı!.. Sevgilimin oturduğu apartmanın kapıcısı ahbabımdı. Penceresini vurarak onu uyandırdım. ‘Benimki evde mi’ diye sordum?
Adam halime bakıp şaşırdı: ‘Evde, bu akşam çıkmadı!’ dedi, ‘Ne diyorsun diye bağırdım?’ Bütün katettiğim mesafe sanki başıma yıkılmıştı. Eve kaçta geldiğini araştırttım
Sözüne inanamıyordum. ‘Çık bir bak! Evde mi?’ diye adamı zorladım
Adam çarnaçar çıktı. Bir münasebetle hizmetçisine sormuş uyuyor! demiş Geldi haber verdi Sanki dünyalar benim oldu
Apartmanın karşısında bir arabacı meyhanesi vardı. Orada sabaha kadar içtim
Sabahleyin, doğru eve çıktım Benim halim berbat. Toz toprak içinde olduğumu görünce şaşırdı ve hemen anladı Sarmaşdolaş olduk”
***
Yahya Kemal deli gibi aşıktı, ama evlenmekten hayatı boyunca korkmuştu
Belki, böylesi bir kadına hiçbir zaman sahip olamayacağını bilmekten, belki o beraberlikte ters bir olaydan ürkmekten, belki de genç Nazım Hikmet’ten ve etraf ne der diye ürkmekten?..
O günlerde Celile Hanım, Yahya Kemal’e bir mektup yazdı, şöyle diyordu:
“Bugün Pazar belki gelirsin diye üç vapurunu pencerede bekledim
Gelmedin mahzun oldum
Verdiğin konferansa gelmedim, kalabalıktır memnun olmazsın diye, fakat hep aklım sende idi
Çok çok göreceğim geldi
Beni niye aramadın
Sana gücendim canımın içi, pek göreceğim geldi Ben o günden beri yani Salı gününden beri evdeyim, dikiş dikiyorum Evimiz için çalışıyorum”
Hiçbir zaman o evlilik olmadı
Yahya Kemal hep kaçtı o evlilikten ve beraberlikten
Uzun yıllar geçti bu olayın üzerinden
Nazım Hikmet büyük bir şair olmuştu
Sosyalistti
Dönemin iktidarı tarafından hapislerde süründürülüyordu
Celile artık yaşlanmıştı
O güzelliğinden eser kalmamış üstüne üstlük kör olmuştu
Oğlunun hapislerden kurtulması için Galata Köprüsü’nde açlık grevine başlamıştı o görmeyen gözleriyle anne yüreği
Tuhaf bir rastlantı sonucu, Celile açlık grevi yaparken, Yahya Kemal Galata Köprüsü’nden geçiyordu
Büyük aşkını gördü
Ama yanına gitmedi
Bir zamanlar “Hocam olarak girdiğin eve babam olarak girmeni istemiyorum” diyen genç Nazım Hikmet’in kurtulması için kör gözlerle açlık grevi yapan Celile’ye destek imzasını vermedi
Hızla uzaklaştı oradan
***
Öldüğünde evraklarının arasından içinde kurumuş iki yaprak bulunan bir zarf çıktı Yahya Kemal’in
Şöyle yazıyordu:
“Bu zarfın içindeki hatıra, 19 Ağustos ’da Sirkeci garında gece saat 10’da veda ettiğim aziz bir kadının göğsündeki çiçektendir Koparıp verdiği bu iki yaprağı daima muhafaza edeceğim”
Celile muhtemelen bu aşkın devam etmeyeceğini anladığı gece Paris’e giderken, Sirkeci Garı’nda vermişti Yahya Kemal’e göğsünde duran o iki yapraklı çiçeği
SESSİZ GEMİ
Yahya Kemal’in Sessiz Gemi’si “hep ölüme yazılmış bir şiir olarak” bilinir
Oysa demir alıp bu limandan kalkan gemi
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol dizeleri
Yahya Kemal’in hayatındaki en büyük aşkı olan Celile’sinin Ada’dan gemiyle İstanbul’a uzaklaşışı esnasında yaşadığı çaresizliği anlatır
Ölümdür elbette Sessiz Gemi’nin konusu
Ama aşkta aranan ölümdür ve Celile’nin ardından ada limanında bakakalan Yahya Kemal’den esintiler içerir
***
“Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli
Biçare gönüller!.. Ne giden son gemidir bu
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler
Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden
Birçok seneler geçti dönen yok seferinden”
SESSZ GEM
Artk demir almak günü gelmise zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmu gibi sessizce alr yol;
Sallanmaz o kalkta ne mendil ne de bir kol.
Rhtmda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.
Biçare gönüller. Ne giden son gemidir bu.
Hicranl hayatn ne de son matemidir bu.
Dünyada sevilmi ve seven nafile bekler;
Bilmez ki,giden sevgililer dönmeyecekler.
Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden.
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden
VUSLAT
Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
Ömrün bütün ikbalini vuslatta duyanlar,
Bir hazz tükenmez gece sanmakla zaman,
Görmezler ufuklarda, afak söktüü an
Gördükleri rü'ya ezeli bahçedir aka;
Her mevsimi bir yaz ve esen rüzgar baka.
Bülbülden o elencede feryad iitilmez;
Gül solmay; mehtab, azalp gitmeyi bilmez
Gök kubbesi her lahza, bütün gözlere mavi
Zenginler o cennette fakirlerle musavi;
Sevdalar hülyal havuzlarda serinler,
Sonsuz gibi, bir fskiye ahengini dinler.
Bir ruh, o derin bahçede bir defa yaarsa
Boynunda O'nun kollar, koynunda O varsa,
Dalmsa O'nun saçlarnn rayihasyle,
Sevmekteki efsunu duyar her nefesiyle.
Yldzlar, boydan boya domu gibi, varlk
Bir mucize halinde o gözlerdendir artk.
Kanmaz, en uzun buseye, öptükçe susuzdur
Zira, susatan zevk, o dudaklardaki tuzdur.
nsan ne yaratmsa yaratmtr o tuzdan
Bir sr gibidir azçok ilah olduumuzdan.
Onlar ki bu güller tutuan bahçededirler.
Bir gün nereden hangi tesadüfle gelirler?
Ak, onlar sevkettii günlerde, kaderden
Rüzgar gibi bir evk alr, olduklar yerden.
Geldikleri yol, ömrün ktan yoludur o!
Alemde bir akam ne semavi koudur o!
Dört atl o gerdüne, gelirken dolu dizgin,
Sevmi iki ruh ufku görürler daha engin,
Simalar her lahza parldar bu zeferle;
Gök, her tarafndan, donanr me'alerle!
Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
Varlkta bütün zevki o cennette duyanlar
Dunyay unutmu bulunurken o sularda,
-Zalim saat ihmal edilen vakti çalar da-
Bir an uyanrlarsa leziz uykulardan,
Batanbaa, heryer kesilir kapkara, zindan
Bir faciadr böyle bir alemde uyanmak
Günden güne, hicranla bunalm gibi, yanmak
Ey tali! Ölümden ne beterdir bu karanlk!
Ey ak! O gönüller sana maloldular artk!
Ey vuslat! O aklar efsuna ramet!
Ey tatl ve ulvi gece! Yllarca devam et!
Sessiz Gemi şiiri Yahya Kemal Beyatlının eseridir. Bu şiir, aslında sevdiklerinden ayrı kalan, sevdiklerine özlem duyan ancak kavuşamayanların şiiridir.
İlk mısrada şair, zamanı bir gemiye benzeterek artık o zaman gemisinin kalkış vaktinin geldiğini ifade etmektedir. Bu gemi ise meçhule yani bilinmezliğe gitmektedir. Yani her ne irademiz olsa da kaderde yazılı olanı kullar bilemez, bir bilinmezlik söz konusudur.
İkinci beyitte, bu geminin sessiz olmasına dikkat çeken şair, insanların bu dünyadaki yalnızlığını bu şekilde ifade etmiştir. Ayrıca burada bir tezat da söz konusudur. Hiç bir gemi hareket ederken sessiz olur mu? İşte burada tezat sanatını kullanarak aslında gürültü çıkarması gereken geminin sessiz olduğunu ifade etmiştir. Etraftaki insanlar yardım edebilir ancak bu her zaman böyle olmamaktadır. Yani her insan kendi içinde bir dünyadır ve o dünyada, her ne kadar etrafında insanlar olsa da tek başına yaşamaktadır. Çünkü mendil ve kol sallanmaz diyerek şair mendil ve onu tutan bir kolun yani insanların var olduğunu fakat sessiz kaldıklarını, yardımcı olmadıklarını ifade etmektedir.
Sözü daha fazla uzatmadan sizi bu muhteşem şiirle baş başa bırakalım. (Sessiz Gemi şiirine ait görsellere en alttan ulaşıp sevdiklerinizle paylaşabilirsiniz)
Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan,
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.
Bîçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu!
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.
Yahya Kemal Beyatlı
Sevip de kavuşamayanların, vazgeçtiklerine özlem duyanların, sevdikleri için pişman olanların şiiri. Yahya Kemal Beyatlı belki de kendi çektiği özlemi, yaşadığı pişmanlıkları ve tecrübelerini tarihe altın harflerle yazarak bizlere düşünmemiz ve ders almamız için unutulmaz bir eser bırakıyor. Sizler için Sessiz Gemi şiiri görselleri hazırladık. Sosyal medya hesaplarınızda paylaşabilirsiniz. Ayrıca Sakın terk-i Edepten ve Bu Şehri İstanbul Ki şiirleri ve açıklamalarına da göz atabilirsiniz.
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası