ciğerlerden gelen ses / Hışırtılı (Hırıltılı) Çocuk - Prof. Dr. Ersoy Civelek Çocuk Alerji Uzmanı

Ciğerlerden Gelen Ses

ciğerlerden gelen ses

Akciğer Zarında Sıvı Birikmesi (Pl&#;rezi)

Biri akciğerin dış yüzünü diğeri ise göğüs duvarının iç yüzünü saran 2 akciğer zarı (plevra) arasında kalan potansiyel boşlukta sıvı birikmesi olarak tanımlanan plörezi, birçok akciğer ve akciğer dışı hastalığa bağlı olarak ortaya çıkar. Normalde bu 2 plevra yaprağı arasında kayganlığı sağlayacak çok küçük miktarda sıvı mevcuttur. Bu sıvı akciğerin dış zarından salınır ve esas olarak akciğerin dış yüzünü örten iç zardan geri emilir. Yani plevra boşluğunda sürekli bir sıvı hareketi olmakla beraber salınan ve geri emilen sıvı denge halinde olduğundan sıvı miktarı yaklaşık 20 mililitre(ml) düzeyinde sabit kalmaktadır. Birçok akciğer ve akciğer dışı hastalığa bağlı olarak salınan sıvı miktarında artma ya da geri emilimde bir blokaj meydana geldiğinde, bu denge bozularak plevra boşluğunda sıvı miktarı artar ve plörezi adı verilen klinik tablo ortaya çıkar.

Plörezinin Belirti ve Bulguları

Plöreziye neden olan akciğer ya da akciğer dışı hastalığa ait belirtilerin dışında göğsün yan kısmında hissedilen batıcı tarzda ağrı, toplanan sıvının miktarına bağlı olarak değişen şiddette nefes darlığı en sık rastlanılan belirtilerdir. Ağrı bazı hastalarda omuz veya karında hissedilebilir. Sıvının ilk toplanmaya başladığı dönemlerde hastalar derin nefes alma esnasında, hasta tarafta bir gıcırtı sesi hissedebilirler. Bu ses 2 plevra yaprağının birbirine sürtünmesiyle oluşur ki hastaların muayenesi sırasında hekim tarafından da duyulabilir. Sıvı toplanmasına ait bu belirtilerin dışında altta yatan hastalığa ait şikayetlerin sorgulanması ayırıcı tanı yönünden önemli olabilir. Yüksek ateş, üşüme ve titreme ile başlayan hastalık tablosu daha çok akciğere ait bir enfeksiyon ve bunun komplikasyonu olarak gelişmiş plöreziyi düşündürürken, akciğer tüberkülozlu bir hasta ile teması olan ve iştahsızlık, kilo kaybı, gece terlemeleri, öksürük gibi yakınmaları olan hastada plevra zarının tüberküloz hastalığı akla gelmelidir.

Plörezi Tedavisi

Plörezide sıvı birikimine neden olan hastalığa yönelik olarak cerrahi veya tıbbi tedavi uygulanır.

Gastroenteroloji doktorlarımızdan muayene randevusu almak için, 77 99 nolu telefondan arayabilir veya e-randevu hizmetimizden yararlanabilirsiniz.

Sizde astım olduğunu öğrendiniz. Endişelisiniz, fakat üzülmeyin. Çünkü, astım kontrol altına alınabilir. Astımınızı kontrol etmeyi öğrenirseniz, astım hayatınızı yönlendirmez.

Öncelikle astım hastalığını ciddiye alın ve astım için doktorunuzun verdiği ilaçları düzenli kullanın. Kullandığınız ilaçlar astım belirtilerini ortadan kaldırmıyorsa ise derhal doktorunuza başvurun.

Astım belirtilerini tanıyın
- Soluk alıp verirken göğsümde ıslık sesleri işitiyorum.
- Göğsümde sıkışma hissi oluyor.
- Durup dururken nefesim sıkışıyor.
- Ard arda öksürüyorum
- Hareket ederken veya bir hareketten hemen sonra öksürüyorum
- Hareket ederken veya bir hareketten hemen sonra nefesim daralıyor.
- Geceleri devamlı öksürüyorum.
- Bu belirtilerin bir veya birden fazlası beni gece uykudan uyandırıyor.

Bu belirtilerin herhangi birisi sizde uzunca bir süreden beri bulunuyorsa astım hastalığınız seafoodplus.infoım belirtileri insandan insana değişir hatta aynı insanda farklı zamanlarda değişik belirtiler bulunabilir. Astım belirtileri kısa veya uzun bir süre devam ettikten sonra kaybolur. Belirtili dönemlere astım krizi veya astım nöbeti adı verilir. Nöbetler arasında şikayetler bulunmaz.

Dikkat! Göğüste hafif sıkışma hissi, hafif ıslık sesi, öksürük, uykuya dalarken huzursuzluk, sinirlilik, boğazda yanma ve gözde sulanma astım nöbetinin başlayacağını gösteren belirtilerdir. Öncü belirtilerinizi iyi tanıyın. Böylece erken önlem alma olanağını sağlayabilirisiniz.

Astım nöbetini başlatan etkenleri araştırın
Genellikle nefes yollarınızı tahriş eden herhangi bir etkenle karşılaşınca astım nöbetiyle ilgili şikayetler başlar. Astım nöbetlerini tetikleyen etkenlerin en önemlileri:
- Virüs infeksiyonları (soğuk algınlığı veya grip virüsü gibi)
- Üst solunum yolu infeksiyonları (anjin, bademcik iltihabı, kafa sinüslerinde iltihap, burun ve burun arkası iltihapları.)
- Alerjenler (ev tozları, çiçek tozları,küfler,evcil hayvanlar, hamam böcekleri vs.)
- Hava kirliliği
- Sisli hava
- Soğuk hava (kuru soğuk rüzgar, ani hava değişmeleri)
- İş yeri ya da evde zararlı gazlar (soba dumanı, kızartma dumanı gibi)
- Egzoz gazı
- Hızlı solumaya yol açan her türlü egzersiz
- Klima
- Sigara dumanı
- Her türlü kokulu maddeler
- Uyku (astım nöbetleri uykuda genellikle sabaha karşı olur)

İyi haber!
Astım nöbetlerinizi başlatan etkenleri öğrenirseniz bunlardan uzak kalarak nöbetlerinizi önleyebilir, astımınızı kontrol altına seafoodplus.infoşadığınız yerlerde: evinizde, işyerinizde bunları uzaklaştırmaya veya bunlardan uzak kalmaya gayret edin. Astımınızı tetikleyen faktörleri öğrenmek için ‘deri alerji testleri’ yaptırabilirsiniz. Sigara dumanı nöbeti başlatıcı en önemli etkendir. Eğer sigara içiyorsanız derhal bırakın. Doktorunuz size sigarayı bırakma hususunda çok yardımcı olabilir. Sigara içen ailelerin çocuklarında astım çok daha sık görülür, çocukta astım varsa çok daha ağır seyreder.

Astım her yaşta başlayabilir. Astım ilk defa bebeklik ve çocukluk yaşında başlayabildiği gibi orta ve ileri yaşlarda da ilk defa ortaya çıkabilir. Çocukluk yaşlarında başlayan Astım,yaş ilerledikçe hafifler ve erişkin yaşına gelince kaybolabilir.

Astım nöbetleri
Bazı astımlılarda nöbetler gerçekten çok hafiftir. Sadece birkaç dakika sürer. Haftada bir iki defa gelebilir. Aylarca nöbet gelmeyebilir. Bu kimseler yılda defa birkaç hafta süren kendilerinin soğuk algınlığı olarak tanımladıkları rahatsızlık dönemlerinden söz ederler. Bu dönemler gerçekte astım nöbetleridir. Fakat bu kimseler kendilerini hasta kabul etmezler. Gerçekte bu dönemlerde rahatsız ve huzursuzdurlar. Bu insanlarda astım tedavisi yapılırsa hiç bilmedikleri mutlu bir yaşamın var olduğunu hayretle keşfederler. İşte bu hafif astımı ortaya çıkartmak hekimin en önemli görevidir. Astım çok hafif belirtilerle beraber olsa bile mutlaka devamlı tedavi gerektiren bir hastalık olarak kabul edilmelidir.

Astımlının çektiği sıkıntıyı anlayabilmek için: burnunuzu elinizle tıkayın ve gazoz içmek için kullandığınız bir kamıştan nefes alıp vermeye çalışın. Astım nöbeti sırasında hastanın neler çektiğini hemen anlarsınız. Bir süre sonra kamışı bırakıp normal soluduğunuz zaman tedavi ile nefes yolu açılan astımlının mutluluğunu hissedebilirsiniz.

Astım kontrolünün amacı, nöbetleri tedavi etmek değil, nöbetlerin oluşmasını öseafoodplus.info bakımdan tedavinin esası enflamasyonu önleyici uzun süre düzenli, ilaç kullanmaktır.

Astım hastalığında önemli problem, erken dönemde tanı konulamamasıdır. Toplumda astım %’lara kadar varan çok büyük sıklıkta bulunur. Bunun en önemli sebebi hastaların şikayetlerini önemsemeyerek doktora başvurmaması veya grip oluyorum, bronşitim var diyerek doktoru yanlış yönde yönlendirmesidir. Diğer taraftan astım kelimesi hastaları çok ürkütmekte ve bu tanıyı kabul etmekten kaçınmaktadırlar. Doktor astımın çoğu zaman çok hafif seyrettiğini ve başarı ile kontrol altına alınabildiğini hastasına iyice açıklamalıdır.

Astım teşhisinde bronkoskopinin önemi
Başka akciğer hastalıklarından astım ayrımı yapılır. Astımla beraber ve/veya benzer şikayetler yapan KOAH, bronşit, akciğer kanseri, verem, fibroziz gibi başka akciğer hastalıklarının araştırılması yapılır. Astımlı hastada röntgen filmi normaldir. Astım hastalığı gerçekte sadece bronş dediğimiz hava yollarının içini örten zarın (mukozanın) hastalığıdır. Astımın kesin tanısı için akciğer hava yollarının, mukozanın  hücre konpoziz yonunu ve patolojik yapısının inceleyen bronkoskopi tetkiki, tanı için altın bir metottur. Göğüs röntgen filmi, kan tetkikleri, alerji deri testi ve solunum fonksiyon testleri, astım tanısını tamamlayıcı diğer testlerdir.

Bronkoskopi nedir?
Bronkoskopi, solunum şikayetlerinizin sebebinin bulunmasında veya hastalık durumunuzun gidişini değerlendirmede yardımcı olan ve bazı özel durumlarda tedavi olanağı sağlayan bir muayene yöntemidir. Bronkoskopi, gırtlağı (larenks), ana soluk borusunu (trakea), hava yolllarının dallarını (bronşlar) ve akciğerin bazı bölgelerini doktorun doğrudan doğruya görmesini sağlar.

Bronkoskopi işlemi bronkoskop adı verilen bir aletle yapılır. Bronkoskop, uzun, bükülebilir, ince bir kurşun kalem kalınlığında ucunda parlak bir ışık bulunan bir tüptür. Bu tüp bükülebilir olmasından dolayı burundan veye ağızdan kolaylıkla sokulur; ses tellerinin arasında geçerek gırtlağa, buradan traekaya ve sonra da bronşlara iletilir. Tüpün mercekli kısmından bakınca doktor solunum yollarının çeşitli bölgelerini gayet açık ve aydınlık bir şekilde görebilir. Böylece solunum yollarında veya akciğerde bir hastalığın bulunup bulunmadığı saptanır. Görüntü gerektiğinde bir televizyon ekranına yansıtılabilir, video kasedine kaydedilebilir veya fotoğrafı alınabilir.

Bronkoskopi sırasında gözleme ek olarak, aşağıdaki işlemler uygulanabilir:

- Bronkoskopun içinden geçen bir kanal aracılığı ile aspiratör adı verilen emici bir cihazla nefese yollarının içindeki balgam, kan ve salgılar emilerek dışarı çekilebilir. Kanala fizyolojik tuzlu su şırınga edilerek yıkantı sıvısı tekrar aspiratör ile emilir. Bu sıvı laboratuvara gönderilerek sitolik ve bakteriyolojik incelenmesi yapılır. Bu incelemeler çok önemli bir teşhis olanağı sağlar.

- Ucunda ufak bir pens bulunan bükülebilir bir telle bronşun çeperinden veya görülen hastalıklı bir odaktan ufak bir doku parçası alınır. Bu biyopsi diyoruz. Bu doku parçası laboratuvara gönderilerek mikroskopla tetkik edilir. Biyopsi ile elde edilen patolojik bulgu, hastalıkların, özellikle akciğer kanserinin teşhisinde çok önem taşır

Prof. Dr. Firuz Çelikoğlu
Bayındır Levent Tıp Merkezi Göğüs Hastalıkları Uzmanı 

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir