sevişememe hastalığı / Ağız Tadıyla Sevişememe ve Aldatma - Cem KEÇE - Psikoterapist & Yazar

Sevişememe Hastalığı

sevişememe hastalığı

Erkeklerde Cinsel Fonksiyon Bozuklukları

Erkek cinsel fonksiyonlarındaki en sık rastlanan sorunları ana başlıklar halinde özetlemek gerekirse

    Ereksiyon (peniste sertleşme) sorunları

    Boşalma sorunları

    Penisde ereksiyon esnasında eğrilik ve/veya ağrı

    Libido (cinsel istek) sorunları olarak sayılabilir.

Ereksiyon (Sertleşme Sorunları)

Erkekte penisin sertleşme sorunu (Erektil disfonksiyon), cinsel ilişki için yeterli sertliği başlatamama, sağlayamama ve devam ettirememe durumudur. Son yıllarda, yeni tanı ve tedavi yöntemleri uygulanmaya başlanmış ve hastalar bu sorun hakkında daha çok bilinçlenmişlerdir.

Erkeklerin hayatları boyunca sertleşme ile ilgili sorunlu dönemleri olabilir, ama 40 yaşın altında kalıcı sertleşme problemi nadirdir. Bu oran yaşla giderek artar ve 70 yaşındaki erkeklerde %65 oranında sertleşme problemleri vardır.

İlerlemiş yaşlarda yaşlılığa bağlı birtakım değişiklikler meydana gelse de, bu değişiklikler her zaman sertleşme sorununa neden olmaz. Çoğu erkek yaşlılıkta sertlik için daha çok penil stimülasyona (penisin dokunularak uyarılması) ihtiyaç duyar, penisin ereksiyon halindeyken olan sertlik derecesi azalır ve cinsel ilişki sırasında herhangi bir dikkat dağılması, sertliğin kaybına neden olur. Cinsel ilişki sıklığı azalmıştır, ama ilişki aynı oranda tatminkardır. Bu da erkeğin kendini iyi hissetmesi için çok önemlidir.

Ereksiyon Bozukluklarıyla İlgili Sık Görülen Nedenler 

Doğru beslenme, düzenli egzersiz, ölçülü miktarda alkol, sigara içmemek, sağlıklı bir yaşam tarzı cinsel sağlığın da korunmasına yardımcı olur.

Şeker Hastalığı

Şeker hastalığı genel olarak bir risk faktörüdür. Şeker hastası pek çok erkek aynı zamanda sertleşme bozukluğu da yaşar ve bu durum diğer erkeklere göre daha erken yaşta meydana gelir. Şeker hastası erkeklerde ereksiyon sorunları diğer erkeklere göre dört kat daha yüksektir ve yaklaşık 10 yıl erken başlar.

Yüksek Tansiyon

Yüksek tansiyon kan damarlarının daralmasına ve sertleşmesine neden olabilir. Sonuçta penise olan kan akımı azalır ve sertleşme sorunu oluşur. Bunun dışında yüksek tansiyon için kullanılan bazı ilaçlar da yan etki olarak sertleşme sorununa yol açabilirler.

Kalp Hastalıkları ve Yüksek Kolesterol Değerleri

Yüksek tansiyon gibi kalp hastalıkları ve yüksek kolesterol değerleri de penis içindeki kan akışını engelleyebilir. Kalp hastalıklarına sahip erkekler diğer erkeklere göre iki kat daha fazla sertleşme sorunu yaşar.

Psikolojik Nedenler

Stres, kaygı ve başarısızlık korkusundan kaynaklanan depresyon da aynı şekilde seretleşme sorununa neden olabilir. Diğer yandan bedensel nedenlerle sertleşme sorunu yaşayan erkekler kendilerini depresif, stresli veya kaygılı hissedebilirler.

Prostat Kanseri Ameliyatları

Cerrahi müdahaleler de ereksiyon bozukluklarına neden olabilir. Özellikle de prostat kanseri için uygulanan müdahaleler. Bunlar operasyonlar penise giden sinirlerin zedelenmesi riskini taşırlar. Ancak son yıllarda uygulanan sinir koruyucu yaklaşımlar ile bu sorun büyük ölçüde ortadan kaldırılmıştır.

Diğer hastalıklar,

    Böbrek yetmezliği

    Karaciğer yetmezliği

    Kronik alkol alımı

    Nörolojik hastalıklar (Omurilik zedelenmesi, multiple skleroz gibi)

Sizdeki ereksiyon bozukluklarının nedeni ne olursa olsun bilin ki yalnız değilsiniz. Dünyada milyondan fazla erkek aynı belirtileri yaşamaktadır. İyi haber: Ereksiyon bozuklukları tedavi edilebilmektedir. Ve uygulanabilecek tedavi yöntemlerinin sayısı giderek artmaktadır. Bunlar arasında çoğu erkek için hem etkin hem de kolayca uygulanabilecek yeni yöntemler de bulunmaktadır.

Teşhis Nasıl Yapılır?

Doktorunuz muhtemelen belirtiler, genel sağlık durumunuz ve yaşam alışkanlıklarınız hakkında çok sayıda soru soracaktır. Normalde ek olarak bir vücut muayenesi ve bazı laboratuar testleri de yapacaktır.

Ereksiyon Bozukluğunun Tedavisiyle İlgili Ne gibi Yöntemler Vardır? 

Günümüzde yaygın olarak kullanılan tedavi yöntemleri:

    İlişki öncesinde ağızdan alınan ilaçlar

    İğne tedavisi

    Cinsel organ yoluyla alınan ilaçlar

    Vakum pompaları

    Penis protezleri

Bir ereksiyon bozukluğu tedavi yöntemine başvurmadan veya denemeden önce mutlaka doktorunuzla konuşmalısınız.

Benim İçin Hangi Yöntemin En Uygun Yöntem Olduğunu Nasıl Öğrenebilirim? 

Önce doktorunuzla birlikte mevcut tüm tedavi yöntemleri hakkında konuşunuz ve sizin için en uygun yöntem olduğunu birlikte kararlaştırınız. Bazı durumlarda, özellikle son cinsel deneyimleriniz üzerinden uzun zaman geçmişse tedavi başlangıçta henüz iyi sonuç vermeyebilir. Eğer bir tedaviden umduğunuzdan aksine yeterli bir sonuç alınamadığında muhtemelen başka bir yöntemle daha iyi sonuçlar alabileceksiniz. Yani asla vazgeçmeyin! Üroloji uzmanınız size bu yolda rehber olacaktır.

Erken Boşalma Nedir?

Erken boşalma durumu, boşalma eğer ereksiyondan hemen sonra, hatta cinsel birleşmeden önce meydana geldiğinde söz konusudur. Normal boşalma süresinin rakamsal bir süresi yoktur. Erkeğin ve partnerin cinsel tatmininden önce gerçekleşen boşalma erken boşalma olarak değerlendirilmelidir. Genellikle genç erkekler izlenir.

Erken boşalmanın tedavisi, boşalmanın nasıl önleneceğine dair tekniklerin öğretildiği bir davranış tedavisidir. Boşalma kontrolünün sağlanmasına yardımcı ilaçlar (ağızdan alınan ilaçlar, kremler vs) tedavi başlangıcında oldukça olumlu neticeler vermektedir.

Erken boşalma hem erkeği hem de partnerin cinsel hayatını olumsuz yönde etkileyen bir hastalıktır ve tedavisi mümkündür. Bu hastalığa sahip olduğunuzu düşünüyorsanız, tedavi yöntemleri hakkında konuşmak için bir üroloji uzmanına başvurmalısınız.

Geri Boşalma Nedir?

Geri boşalma durumunda spermler penisten dışarı çıkmak yerine, tersine idrar torbasına geri gider. Semen bir sonraki idrar boşaltımında idrar ile karışık olarak dışarı atılır. Genellikle prostat ameliyatı olan erkekler, hatta bazı hallerde şeker hastaları bu durumdan etkilenirler. Aynı şekilde bazı ilaçlar da geri boşalmaya neden olabilir. Erkek kısırlığının tedavisi mümkün olan nedenlerinden biri olan bu hastalığa sahip iseniz bir üroloji uzmanına başvurmalı ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi almalısınız.

Priapismus Nedir?

Priapismus penisin saatten uzun süre ereksiyon halinin istemsiz olarak devam etmesi durumudur. Bu durum genellikle ağrılıdır ve penis içine kanın çok fazla akması ve az miktarda kanın boşalmasından kaynaklanır. Bu durum bir travma sonucu olabileceği gibi kullandığınız bir ilacın yan etkisi ya da orak hücreli anemi gibi ciddi bir sistemik hastalık durumunda yada penis içine verilen bir ilacın yan etkisi neticesinde de olabilir.

Acil müdahale gerektiren bir durumdur ve tedavi için zamanla yarışılmalıdır. Aksi takdirde penisde geri dönüşü olmayan kalıcı bir hasarlanma söz konusudur. Geç kalınmış vakalarda tek tedavi penis protezlerdir.

Libido(Cinsel İstek) Sorunu

Libido cinsel arzu ya da cinsel ilişkiye duyduğunuz ilgidir. Libido düşüklüğü yaşayan erkeklerin ereksiyon bozukluğu konusunda değil, sadece cinsel güdüleri konusunda sorunları vardır. Erkek libidosu aynı kadınlardaki gibi hormonlar tarafından uyarılır. Düşük cinsel güdünün en sık görülen nedenlerinden biri testosteron seviyesinin düşük olmasıdır. Bu durum bazı testis hastalıkları, beyindeki hormon salgılayan hipofiz bezi hastalıkları, yaşlanmayla birlikte ve aynı zamanda bir depresyon tarafından da meydana gelebilir.

Düşük libidonun tedavisinde eksik olan hormonun yerine konması tedavisi uygulanmaktadır. Testosteron tedavisi testosteron seviyesini arttırır, ki bu da cinsel güdüyü yeniden oluşturur. Ayrıca osteropozun önlenmesi ve kemik iliğinin güçlendirilmesi gibi başka avantajları da vardır. Ancak testosteron tedavisi mutlaka bir üroloji uzmanı denetiminde ve prostat kanseri testleri kontrolünde verilmelidir.

Peniste Ağrı ve Eğrilik: Peyroni Hastalığı Nedir?

Peyroni hastalığı, genelde orta yaştaki erkekleri etkileyen iyi huylu bir hastalıktır. Tam nedeni bilinmemektedir. Penis gövdesi boyunca, çevresindeki dokular gibi elastik olmayan sert dokular ("plaklar") oluşur, ki bunlar bir sertleşme halinde penisin bir yana doğru eğilmesine neden olmaktadır. Hastalığın ilk dönemlerinde ve ataklar esnasında ağrılı olan bu plakların boyutları ve sayıları her hastada farklılık gösterebilir. Bu hastalık ilerleyen ereksiyon sorunlarını da beraberinde getirir. Eğrilik derecesi normal bir cinsel birleşmeye izin vermeyecek duruma da gelebilir ki bu durumda cerrahi müdahale uygun tedavi seçeneğidir. Sertlikler (plaklar), bir muayene sırasında hissedilebilecek şekilde penisin yüzeyinde cilt altındaki sertlikler olarak ele gelirler.

Bu hastalığa sahip olduğunuzu düşünüyorsanız ve cinsel ilişki sırasında küçülme nedenlerini öğrenmek isterseniz bir üroloji uzmanına başvurmanız ve muayene olmanız gerekmektedir.

37 yaşına kadar sevişmeyen adam: Gençliğime baktığımda pişmanlık duyuyorum

Yatakta bir erkek çizimi

Ortalama bir insan bekaretini 20 yaşından önce yitirse de bu herkes için geçerli değil. Bugün 60 yaşında bir dul olan Joseph, yaşadıklarını öfke ve utanç kaynağı olarak görüyor. Joseph hikayesini BBC Radio 5'e anlattı.

30'lu yaşlarımın sonlarına kadar bakirdim. Bunun ne kadar sıra dışı bir şey olduğunu bilmiyordum ama her zaman utanç duyuyor, damgalanmış gibi hissediyordum.

Çok utangaç ve kaygılı bir insan olsam da izole değildim. Her zaman arkadaşlarım vardı fakat bunları hiçbir zaman özel bir ilişkiye dönüştüremedim.

Okulda çevremde kızlar ve kadınlar vardı fakat muhtemelen çok normal olan o hamleyi hiçbir zaman yapmadım.

Üniversiteye geldiğimde ise artık beklentilerim netti: Bir ilişki yaşamamak benim için beklenilen bir şeydi. Bu büyük ölçüde, öz güvenimin düşük olmasından ve insanların beni çekici bulmayacağı düşüncesinden kaynaklanıyordu.

Ergenliğimi ve 20'li yaşlarımın başını kimseyle çıkmadan geçirdim. Bu yüzden özgüven inşa etmemi sağlayacak "İnsanlar beni sever, şöyle sevgililerim oldu" hikayem yoktu. Bu çekici olmadığınız inancını kalıcılaştıran bir şey.

yıl boyunca ailem dışında kimse bana dokunmadı

Arkadaşlarımla bu konu hakkında hiç konuşmadım, onlar da hiç sormadılar. Dürüst olmak gerekirse, sorsalardı muhtemelen çok savunmacı davranırdım çünkü bundan utanıyordum.

Toplum sizi seks yapmadığınız için yargılamayabilir. Ama normalin dışına çıktığınızda toplum sizi bir tür sapkın olarak görebilir.

Kadınlar konusunda "başarılı" olmanın kültürel bir yatırım olarak görüldüğünü hissediyorum. Popüler şarkılar ve filmleri, gençlik filmlerini düşünürseniz, bunların çoğu ilk ilişkiler hakkındadır ve erkek olmak hakkında kültürel bir "şey" vardır. Frankie Valli'nin Oh What A Night (Oh ne geceydi) şarkısını düşünürseniz, orada kadının oğlanı alıp onu bir adama dönüştürmesinden bahsediyorum.

Bütün bunlar bende bir utanç hissi yaratıyordu.

Arkadaşlarımın çoğunun sevgilileri vardı. Onlar bir ilişkiye başlayıp sonraki yıllarda da evlenirken ben onları yedek kulübesinden izliyordum.

Bu da benim öz güvenimi her geçen gün daha da paslandırıyordu.

Yalnız ve depresyondaydım ama o zamanlar bunun farkında değildim. Bu hem bir cinsel ilişki, hem de kimseyle bir yakınlık yaşamamaktandı.

Geri dönüp baktığımda 15, belki de 20 yıl boyunca kimse bana dokunmamıştı, annem, babam ve kardeşlerim hariç.

Bunun haricinde herhangi bir yakın fiziksel temasım yoktu kimseyle. Yani sorun sadece seks değildi.

Hoşuma giden biri gördüğümde heyecanlanmıyor, haz duymuyordum. Aksine, mutsuz oluyor ve depresyona giriyordum. Bütün bunlar beni umutsuzluğa sürüklüyordu.

Reddedilme korkusu hissetmiyordum çünkü reddedilme fikrinin benimle alakası yoktu. Kimsenin ona yönelteceğim ilgiden memnun kalmayacağından emindim.

Bu benim tarafımdan bir savunma mekanizması olarak geliştirilmiş olabilir ama kadınlara ilgi göstermenin yanlış olabileceğine, bunun bir emrivakiye dönüşebileceğine dair derin bir hissim vardı. Asla kadınları "kullanan" türden bir adam olmayacaktım.

Kadınların günlük hayatlarında ve gece dışarı çıktıklarında kimse onlara yaklaşmadan eğlenme hakları olduğunu düşünüyordum.

Çekici bulduğum kadınlarla genelde arkadaş oluyordum. Bir çoğunun romantik hislerimden haberdar bile olmadığından eminim.

O dönemler hiçbir kadının beni istemediğine emindim. Bugün durduğum yerden baktığımda ise emin değilim. Gerekli çekicilik veya öz güvene sahip değildim diye düşünüyorum.

Hiçbir kadın da bana çıkma teklif etmemişti, etse ne güzel olurdu! Belki de o dönemler kadınların ilk adımı atması toplumda daha az kabul edilir bir durumdu.

30'lu yaşlarımın ortalarıyla sonları arasında klinik seviyede depresyona girdim, aile hekimime gittim ve antidepresan kullanmaya başladım. Aynı zamanda psikolojik danışmanlık da alıyordum.

İşte o zaman her şey değişmeye başladı.

Önce danışmanlık sayesinde öz güvenim birazcık arttı. Sonrasında da antidepresanların işe yaramış olabileceğini düşünüyorum, utangaçlığımı üzerimden attım.

Ayrıca biraz büyümüştüm de.

Kendimi bir anda birine çıkma teklif ederken buldum, sonrasında ilişkimiz ilerledi.

İlk buluşmamızda biraz gergin hissediyordum. Ama "Bu güzel, hoşuma gitti" dedim. Sonrasında onu bir kere daha buluştuk ve işler gelişti.

İlk buluşmamızdan yalnızca birkaç hafta sonra fiziksel olarak da yakınlaştık. Ergenlerin ilk sevişmelerindeki beceriksizlikleri hakkındaki klişeleri duymuşsunuzdur. Ben artık ergen değildim, neler yapmam gerektiğini bildiğimi fark ettim. Heyecan ve haz dolu bir deneyimdi. Bazıları ilk seferi güzel olmaz dese de güzeldi.

Ona bakir olduğumu söylemedim ama sorsa açık davranırdım.

O günden yaklaşık bir buçuk yıl sonra da eşimle tanıştım. İş yerimdeydi, onu hemen fark ettim. Güzel iri gözleri, hülyalı bakışları vardı.

Doğrudan çıkma teklif etmedim ama bir ortak arkadaşımıza sevgilisi olup olmadığını sordum. Arkadaşımız biraz çöpçatanlık yaptı.

İlk randevumuz doğum günümdeydi ve ondan bir buçuk yıl sonra evlendik.

Çok özel bir insandı.

Beni beğendiği için çok şanslıydım. Nadiren görülen bir şekilde koşulsuz aşkını verdi vana.

Cinsel geçmişimle ilgili konuştuğumuzda beni tamamen kabullendi ve yargılamadı. İlişkimiz duygusal olarak çok güçlüydü.

17 yıl evli kaldık. Maalesef yaklaşık üç yıl önce hayata gözlerini yumdu, çok travmatikti benim için.

Ona çok geç rastlayıp çok erken kaybettiğimi hissediyorum ama gençliğimde tanışsaydık da beni çekici bulacağından emin değilim.

Yaşanmamışlıkların yası

Gençliğime baktığımda pişmanlık duyuyorum.

Yaşanmayan şeylerin yasını tutuyor gibiyim.

Sevgi dolu anılarım yok ve belli tecrübeleri edinemedim.

Gençken aşık olmanın, ilk adımları karşı cinsten biriyle aynı anda atmanın, o deneysel ve eğlenceli zamanın nasıl olduğunu bilmiyorum ve bu bende pişmanlık uyandırıyor.

Bu yüzden benim durumumda olanlara söyleyeceğim ilk şey: Durumunuzu ciddiye alın.

Bu durumdaki insanlar, farkına vardıkları anda harekete geçmeli. Nasıl yapılır bilmiyorum, çünkü o dönemler biri bana sormuş olsa reddederdim.

Sorun şu ki, insanlar benim durumumdaki kişileri fark edip bir girişimde bulunmuyor. Genelde riskli şeyler yapan gençler hakkında endişe ediyorlar: Uyuşturucu kullananlar, bıçak suçları, erken yaşta seks gibi. Fakat hiçbir şey yapmayan bir kişi kimseyi harekete geçirmiyor.

Bugüne kadar hiç sevgilisi olmamış biriyle karşılaşırsanız bunun kendi tercihleri olduğunu varsaymayın. Destekleyici olmaya çalışın ama doğrudan da "Neden hiç sevgilin olmadı?" diye sormayın.

Cesaretlendirici olun ve herkesin ilk çıkma teklifini yaparken güvensiz hissedebileceğini anlatın.

Gergin olmak sorun değildir, biriyle birlikte olmak istemek de.

Bütün bu hisler insanlığın bir parçasıdır ve kendinizi reddederseniz insani varlığınızın bir kısmını da reddedersiniz.

23 Nisan'da Alek Minassian Kanada'nın Toronto kentinde bir minibüsle 10 kişiyi ezerek öldürdü. Kendisi "involuntary celibate" (mecburi bakir) olarak bilinen, "incel" olarak kısaltılan alt kültürle ilişkilendiriyordu. Bu çevrimiçi topluluğun üyesi olan erkekler asla seks yapmayacaklarını düşünüyor, cinsel başarısızlıkları için de kadınları suçluyor. Bu topluluk Joseph'i endişelendiriyor.

Toronto saldırısının ardından beni endişelendiren şey hâlâ aşkı arayan insanların utanç duyma, damgalanma ihtimali.

Bu durum, bugüne kadar aşkı bulamayan kişilerin toplumsal açıdan beceriksiz ve garip kişiler olarak etiketlenmelerine yol açabilir.

Eşimi bulmadan önce de bulduktan sonra da kendimi tamamen normal hissediyordum. Ben değişmedim, benimle ilgili sıra dışı hiçbir şey yok.

Etrafta aşkı arayan ve nefret dolu olmayan çok kişi var. İnsani ihtiyacını gidermek isteyen bu insanları Toronto saldırısını düzenleyen kişiyle ortak tutmak büyük bir hata olur.

Sevilmek ve aşkı bulmak bir hak değil fakat aşkı aramak hayatta geçerli bir dilek. Aşık olmamak kimsenin suçu değil, sadece bir durum.

Aşık Olmadan Sevişemem Diyenler Buraya: Bu 10 Maddeden 5'ine Katılıyorsanız Demiseksüelsiniz!

Haberler

Yaşam

İlişkiler

Cinsellik

Aşık Olmadan Sevişemem Diyenler Buraya: Bu 10 Maddeden 5'ine Katılıyorsanız Demiseksüelsiniz!

Sizin gibi pek çok insan olduğunu düşünmenize rağmen cinselliğinizi tanımlayamıyorsanız aradığınız cevap burada olabilir.

Seksüellik ve aseksüellik arasında tanımlanan demiseksüellik kısaca, bir kişinin güçlü duygularla bağlı olmadığı birine karşı cinsel çekim hissetmemesi durumunu ifade ediyor.

1. Bir ilişkiye başlamadan önce kuvvetli bir arkadaşlık ilişkisi kurmayı tercih ediyorsan:

2. Fiziksel teması düşününce hemen heyecanlanmıyorsan:

seafoodplus.info

3. Derin bir sohbetten keyif alıyorsan:

4. Sarılmaktan ve kucaklaşmaktan hoşlanıyorsan:

5. Tek gecelik ilişki fikrini rahatsız edici buluyorsan:

6. Dış görünüşten çok karaktere önem veriyorsan:

7. Birinden hoşlanmayı her zaman ciddiye alıyorsan:

8. Bağlılıktan korkmuyorsan:

9. Arkadaşlarının seni anlamadığını düşünüyorsan:

Flörtleşmenin sana göre olmadığını düşünüyorsan:

Demiseksüel olmak iyi ya da kötü diye bir yargıda bulunamayız. Bu yalnızca, duyguların cinselliğin önüne geçtiği bir ruh hali, bakış açısıdır. Tüm bunları okuduktan sonra siz ne düşünüyorsunuz? Kendinizi demiseksüel olarak tanımlar mısınız? Yorumlarda bizimle paylaşın!

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir