International Journal of Language Academy ISSN: Article History: DOI Number: funduszeue.info Received 28/07/ Received in revised form Volume 5/4 August 28/07/ Accepted p. / 10/08/ Available online THE CONCEPT OF AUTHORITY 15/08/ IN THE TEXTS OF MANICHAEAN PERIOD OF OLD UIGUR TURKIC Eski Uygur Türkçesinin Manihaist Dönem Metinlerinde Yetke Kavramı Hüsnü Çağdaş ARSLAN1 Abstract The concept of authority is the one of the most important phenomena of the system of a state, religions and social structure. Authority holder is the ruling and the ruled ones are people who obey the ruling. Obeying the ruling’s authority by the ruled is the fundamental quality of these systemsг цlso in religious meaningб the concept of authority is situated in the centre of the system, just as it is in political meaning. It is necessary for believers to obey the creator willinglyб to accept ьod’s authorityг This concept is also an important element of the oldest known periods of Turkish law. One of these ancient periods, in which the concept of authority was followed, is Manichaean period of Old Uigur Turkic. Uigurs, one of the Turkic peoples, accepted different beliefs in Central Asia such as Buddhism, Manihaism and Christianity. They have left many manuscripts about these beliefs. Determining the words formed the conceptual field of authority on the vocabulary of the texts of Manichaean period of Old Uigur Turkic named Huastuanift, Irk Bitig and Manichaean Uigur Texts, it has been our principal aim to determine the presence of this conceptual field and to reveal the place of authority in the mentality of this period. Initially the concept of authority, the aim and the method of this study were explained briefly. Then the formations about Uigurs, Manichaeism and the works of this period, later the formations were given about the lexical field (conceptual field) theory situated in the theoretical base of our work. Finally, all words determined in the works and formed the conceptual field of authority were categorized as tables including different meaning categories and gained some kind of conclusions regarding all information. Keywords: Old Uigur Turkic, Manichaean texts, authority, lexical field. Özet Yetke kavramıб devlet sistemininб dinlerin ve toplumsal yapının en önemli olgularından biridir. autorité чir bilimdeб bir sanat türünde en başarılı ve yargılarınaб görüşlerine güvenilir (kimse)” (чSTSдYaėın Terimleri Söėlüğü, )2г “a. жг Yaptırma ya da yasak etme hak ya da gücüб sultaб otoriteг зг ruhb. ) verilmiştirг иг Tespit edilmiş sözcük veya sözcüklerin anlamları (İdi: sahip) verilmiştirг йг Sözcük veya sözcüklerle ilgili gerekli görülen açıklamalar yapılmıştırг кг Tespit edilmiş sözcük veya sözcüklerin geçtiЛi metinlerden bir ya da birkaç örnek cümle verilmiştirг лг Örneklerin günümüz Türkçesine aktarımı yapılmıştırг Sözcüklerin metinlerde geçme sıklıЛı ise Tablo з’de verilmiştirг 1. Uygurlar Uygurlarб Tabgaçlar döneminde (инл) Kao-kü (Kao-chê) adı ile karşımıza çıkmış ve кг yüzyılın ikinci yarısında bir beylik kurmuşlardırг юг Köktürk KaЛanlıЛı devrinde Selenga 2 Türk щil Kurumu’nun “Sözlükler” sayfasındaki “чüyük Türkçe Sözlük” adlı veri tabanından elde edilmiştirг funduszeue.info?option=com_bts&arama=kelime&guid=funduszeue.info31d ъrişim tarihiп зкгемгзежмг International Journal of Language Academy Volume 5/4 August p. Mo-yen-çur’un yerine мко’da чögü KaЛan (мко-ммо) geçmiştirг Tibetlilerin saldırısına uЛrayan Çin’i korumak için P’u-kı эuai-en’in çaЛrısıyla чögü KaЛan’ın yaptıЛı Lo-yang seferi (мли) Türk kültür tarihi açısından önemli sonuçlar ortaya çıkarmıştırг чögü KaЛanб seferden dönerken dört Mani rahibini de yanında getirerek Uygurların yaşamlarında birçok deЛişikliЛe ve etkiye sahip olacak Mani dininin devlet dini olmasını ve yayılmasını saЛlamıştır (KafesoЛluб зеежб sг жни). 2. Manihaizm Manihaizmб Mezapotamya’da Mani tarafından MS юююг yüzyılda kurulmuşturг цsya’dan цvrupa’ya geniş bir coЛrafyada etkili olmuşturг Maniб MS зжкдзжл yılında чabil’in Mardinu köyünde soylu bir aileden gelen anne ve babanın çocuЛu olarak doЛmuşturг Мnanışa göre 5-л yaşlarındayken aЛaçlar onun önünde eЛilmişб ilk kez жз yaşındaykenб International Journal of Language Academy Volume 5/4 August p. Manihaizmin cemaat ya da topluluk düzeniб tıpkı diЛer inanç sistemlerinde olduЛu gibi bu diniдöЛretiyi öЛreten ve aynı zamanda yayan din adamlarıдseçilmişler (dėndarдdi[n]tar) ile öЛrenenдyayan inananlardan oluşurг щin adamları (seçilmişlerб dėndar[lar]дdi[n]tar[lar]) da farklı sınıf ve derecelerdedirг ъvlenmeleriб et yemeleriб içki ve süt içmeleri yanında mal mülk edinmeleri de yasaktırг Мnananlar ya da nigoşaklar International Journal of Language Academy Volume 5/4 August p. 3. Eski Uygur Türkçesinin Manihaist Dönem Metinleri Manihaist Uygur edebiyatı örneklerinden biri ve en önemlisi olan Huastuaniftб on beş bölümden oluşan bir tövbe duasıdırг юşık ve karanlık arasındaki savaşla başlarг эer bölümde ilkin dinî bilgi ve kurallar verilirг щaha sonra ise bu kurallara uyulmaması sonucu işlenebilecek günahlar sıralanırг чu günahlardan kurtulmak için ise tövbe edilirг Dr. Aurel Stein’in жоел’da Turfan çevresinde yaptıЛı araştırmalar esnasında bulunmuşturг Yirmiden fazla nüshası bulunan eser чerlinб Stг Petersburg ve Londra’da muhafaza edilmektedirг ъser üzerine yapılan ilk çalışma Wilhelm Radloff’a aittir (Özbayб , s. 15, ). Le Coq. Wiesbaden: International Journal of Language Academy Volume 5/4 August p. / Eski Uygur Türkçesinin Manihaist Dönem Metinlerinde Yetke Kavramı эarrossowitz Verlagг чu çalışma “girişб metin-çeviriб açıklamalar ve dizin” olmak üzere dört ana bölümden oluşmaktadırг ьirişб metin-çeviri kısımları цlmancaб açıklamalar bölümü Türkçeб dizin bölümü ise hem Türkçe hem de цlmancadırг 4. Manihaist Dönem Metinlerinde Yetkeyi Gösteren Kavramlar AĖ t(e)Ƈri: Tür. Manihaizmde цy tanrıг Manihaizmdeki “dört tanrı inancı”nda önemli bir yere sahiptirг эem щoerfer (жолк)’in eserinin ikinci cildinde (Band II) maddede (s. жме) hem шlauson (жомз)’un eserinde hem de DTS (жоло)’de sözcüЛün günümüzde de yaygın olarak bilinen ve kullanılan anlamları bulunmaktadırг шlauson (жомз)б eserinde International Journal of Language Academy Volume 5/4 August p. / Hüsnü Çağdaş ARSLAN “originally ‘the moon’р hence from the earliest period ‘a (lunar) month’р as an цdjг crescent shaped” (sг злк) şeklinde sözcüЛün yalnızca genel anlamlarından bahsetmiş ve aynı zamanda щoerfer’e atıfta bulunmuşturг DTS (жоло)’de ise sözcüЛün “AJ I жг б ( ) зг ( ). AJ II ( )” şeklinde genel anlamları verilmişр ayrıca sözcüЛün çalışmamıza girmesindeki temel neden olan dinî terim olarak da kullanılması örneklendirilmiştirп “aj täŋri г ” (цy Tanrı) (sг зй). Huastuanift’te geçen “tört yaruk tamga (dört ışık damgası)” ifadesiб Manihaizm ve ZerdüştlüЛün ortak anlayışlarının en belirgin özelliklerinden biridir ve Manihaizmdeki “dört tanrı” inancı olarak karşımıza çıkmaktadır (Özbayб зежйб sг жио)г цsmussen (жолк) dört tanrıyıб “dört ışık damgası”nı anlatırken “цy Tanrı”yı ve işaretlerini ыlügel’in ыihrist’indeki3 metinle birlikte düşünerek şu şekilde vermiştir (sг ззж)п Tablo 1 Asmussen’in “Dört Işık Damgası”nı Anlatımı I цllāh äzrua täŋri amranmaq II nūruhū kün ay täŋri kirtkünmäk III quwwatuhū küčlüg täŋriтbiš täŋri qorqmaq IV ḥikmatuhū burxanlar bilgä bilig Kaynak: Asmussen, , s. bey. Doerfer (), eserinin ikinci cildinde (Band II) önce нжнг maddede “( بىbï oder beį) ‘Titel für özbekische Stammeshäupter’ ← özbг biį oder älterem *beį idг с atüг bäg, s. بيكг“ (sг имм-имн) diyerek ъski Türkçe beg kelimesinden geldiЛini söylediЛi ‘beĖ’i, “Özbek boy reisi için unvan” olarak açıklar ve bu sözcüЛün tarihi gelişimi içerisinde Türk dilindeki çeşitli tanıklarını anlamlarıyla birlikte sunarг щaha sonra нзнг maddede “بيك (bēk) ‘ein цdelstitel’ ~ ← بگ ~ بك ~ بيگtüг (čagг) bek bzw. (seldschuk. karachanid.) bäg idг” şeklinde beg sözcüЛünü “bir asilдsoylu unvanı” olarak anlamlandırır ve farklı örnekler vererek uzunca bir açıklama yapar (sг ино). DTS (жоло)’de beg iki ayrı maddede açıklanmıştırп “BEG I жг б б б р ” (yöneticiдhükümdarб reis/lider, bekб prensр beyefendi) ve “BEG II: beg arslan г ” (özel isim) (sг ож)г 3 цsmussen’in faydalandıЛı eser için bkzг ыlügelб ьг (жнлз)г Mani, seine Lehre und seine Schriften. Leipzig. 4 щiЛer tanıklar için bkzг эU кзб лжб лкб жкзб зжзб зжнб зоо, ; UM , International Journal of Language Academy Volume 5/4 August p. / Eski Uygur Türkçesinin Manihaist Dönem Metinlerinde Yetke Kavramı шlauson (жомз) ise “the head of a clanб or tribeб a subordinate chief” şeklinde anlamlandırır ve “a subordinate chief (bir ast şef)” anlamı dışında yukarıdaki anlamlara benzer bir açıklama getirerek щoerfer (жолк)’e atıfta bulunur (sг изз)г шlauson (жомз)б ilerleyen satırlarda ise Uygur metinlerinden yola çıkarak “beġ occurs as the last component in the title of a subordinate ruler and as a title in bilġe beġ teŋri Mar Nev Manı” ve “ölüġüġ tiriġüġli beġ ay teŋri ‘the Moon ьodб the lord who brings the dead to life” (bir ast yöneticinin unvanında son tamlayıcıдbileşen ve unvanр Ölüyü hayata döndüren lord цy Tanrı) şeklinde açıklamıştır (sг изи)г Kul sabı begiŋerü ötünürб kuėgun sabı teŋrigerü Ėalbarurг Üėe Teŋri eşidtiб asra kişi bilti tirг An͡ça biliŋ : Edgü ol. IB 54 (Tekin, , s. 25). чilge b(e)g t(e)ŋri m(a)r nŪw mani m(a)histaka aĖ(a)gın bo ekiг UM йли (Özerturalб зеенб sг )) and presumably xan. The Chinese character was the one chosen to transcribe Buddha, and was pronounced approximately bur in NW шhina in vıı-vıııг” (Burxanб Çince fu ve herhalde xanın birleşimidirг чuda’yı tasvir etmek için seçilmiş bir Çince karakterdi ve Kuzeybatı Çin’de мг-нг yüzyıllarda aşaЛı yukarı bur diye telaffuz edilmiştiг) biçiminde açıklamaktadır (sг иле)г чu ilk cümlelerdeб ьiles’in Çince-İngiliėce Söėlük8 adlı eserini kaynak göstererek sözcüЛün Çince kökenliб birleşik bir sözcük olduЛunu ve ismin önüne konan bir unvan niteliЛi taşıdıЛını belirtmektedirг шlauson sözlerine şöyle devam ederп “This word corresponding properly to some phr. London. 9щiЛer tanıklar için bkzг эU йзб жеиб жмжб жнлб зжиб ззжб зйлб ижкр UM жкжб жмеб жмжб инкб йзиб , , International Journal of Language Academy Volume 5/4 August p. 91) Özbay (зежй)б yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesine şöyle çevirmiştirп “On emriб yedi sadakayıб üç nişanı kabul edene nigoşak (mümin) adını veririzг” (sг ок)г DŪn/din: < Sogd. ǒǑn veya Ar. دينdinг щoerfer (жолм)’de herhangi bir bilgiye rastlamamakla birlikte DTS (жоло)’de sözcük цrapça “inançб din” (sг жле) anlamıyla açıklanmaktadırг чurada dikkati çeken durum “DINTAR” (sг жле) maddesinde sözcüЛün SoЛdca kökenli olarak gösterilmesidirг чu yüzden her iki olasılık da göz önünde bulundurulmalıysa da ьharib’in Sogdian Dictionary (зеей) adlı eseri bu konuda yol gösterici olabilirг ъserin имкиг maddesinde sözcükб “δĖn Manicheanб чuddhist ēn (dynб ynб yyn) цvesta daēna ‘religionб belief’ (dinб inanç)” şeklinde açıklanmaktadır (sг жйн)г T(e)ŋri dŪn murwa üçünггг эU ийк (Özbayб зежйб sг ое)г Özbay (зежй)’ınб yukarıdaki örneЛi metin içinde günümüz Türkçesine açık bir şekilde çevirmediЛi görülmektedir (sг ок)г цncak “tanrıб dinб kehanet için…” şeklinde bir çeviri yapılabilirг DŪndar/di[n]tar: < Sogd. ǒĖnǒ’ r Mani dinine inananб dindarр rahipр seçilmişб seçkinг Gharib, Sogdian Dictionary (зеей) adlı eserinin иммзг maddesinde sözcüЛü şöyle açıklamaktadırп “δĖnδ’ʼr чuddhistб Manicheanб Sogdian ēn ār ( yn ’rб dnd’r) ‘religiousб priestб monkб electus’ (‘dindarб rahipб keşişб seçilmiş’) (sг жйо)г Edgü kılınçl(ı)g arıg dŪnḍar tŪp kŪrtkünmed(i)m(i)ė erserггг эU жео (Özbayб зеж4, s. 82). чars Ėılб ekinti aĖб bir Ėigirmike TaĖ-gün-tan manıstantakı kiçig di[n]tar burua guru eşid[ip] içimiė isig Sangun İtaçuk üçün bitidimг IB Hatime (Tekin, , s. 26). Meŋėeti Ėme dintar kişike s(e)vüg köŋül Ė(a)raşurг UM жкн (Özerturalб зеенб sг лл)г11 Yukarıdaki ilk örneЛi “iyi davranışlı temiz dindar deyip inanmadıysak…” şeklindeб ikinci örneЛi “Kaplan yılı(nda)б ikinci ayın on beşindeб Taygüntan manastırındaб (ben) genç dindar (mürit)б mürşit kâhinden işitipб aЛabeyimiz aziz Sangun Мtaçuk için (bu kitabı) yazdımг” (Tekinб зежиб sг ий) şeklindeб son örneЛi ise “benzer bir şekilde de dindarдseçilmiş (inanan) kişiye sevgili gönül yakışırг” şeklinde günümüz Türkçesine aktarabiliriz. 10 щiЛer tanıklar için bkzг эU зиеб зиоб ижзб изеб илнг 11 щiЛer tanıklar için bkz. HU , , , , , ; UM , , , International Journal of Language Academy Volume 5/4 August p. / Hüsnü Çağdaş ARSLAN Erklig: < Tür. erk + lig hükümdarр güçlüб kudretliг щoerfer (жолк) eserinin ikinci cildinde йлжг maddede “erk” sözcüЛünün içerisinde “erlik”ten de bahsetmiş ve erk sözcüЛünün anlamlarını ‘starkб gewaltig’ (güçlüб kuvvetli) olarak vermiştir (sг йй)г DTS (жоло)’de erklig sözcüЛüб “жг б ” (kudretliб iktidar sahibi) ve “зг a) б b) б ” (зг a) hükümdarб hakim b) sahipрefendiб sahip) şeklinde açıklanmaktadır (sг жне)г шlauson (жомз) da diЛerlerine benzer şekilde “güç ya da otoriteye sahip olanр güçlüб kudretli” anlamlarını vermektedir (sг ззй)г Çigil k(e)nt erkligi ulug türkdün pr(a)sda[nk]ı çigil arslan Ūl tirgökггг UM зии (Özerturalб , s. 72). SözcüЛün “hükümdar” anlamıyla karşılaştıЛımız yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesine şu şekilde aktarabilirizп “ÇiЛilkent hükümdarı ulu (ve) doЛudaki koruyucusu Çigil цrslan ėl tirgök…”г Ezrua: < Sogd. zrw Manihaizmde ilk insanın yaratıcısıр en büyük tanrının adıг DTS (жоло)’de “ З ” (Tanrı Zervan) şeklinde açıklanmaktadır (sг мл)г цyrıca Sanskritçe brahma anlamını karşıladıЛı da belirtilmektedirг ьharibб Sogdian Dictionary (зеей)’de зиилг maddede ele aldıЛı zrw için zrw kökünden geldiЛini belirtmiş ve sözcüЛü “Zurvan (Manihaizm)б чrahma (чudizm)” olarak açıklamıştır (sг ои)г жжйжкг maddede ise zrw için “z(a)rwā (zrwn) → zrwʼ Zurvan (Manihaizm), Brahma (Budizm)” şeklinde aynı anlamları vermiştir (s. ). Arıg Ė(a)ruk eėrua t(e)ŋrike neçe Ėaėıntım(ı)ė Ėaŋılt(ı)m(ı)ė erser… эU зз (Özbayб зежйб sг 79). Ol tıntura t(e)ŋriб ĖŪl t(e)ŋri Ė(a)ruk t(e)ŋriб suv t(e)ŋriб ot t(e)ŋriб bolar barça eėrua t(e)ŋri üėe kedilip birle katılıp erürlerг UM жзж (Özerturalб зеенб sг ко)г12 Özbay (зежй)б yukarıdaki ilk örneЛi günümüz Türkçesine şöyle aktarmıştırп “цydınlık ъzrua tanrıya karşı ne kadar günah işleyip hata yaptıysak…” (sг оз)г Мkinci örneЛi ise şöyle anlamlandırabilirizп “эava (esin) tanrıб rüzgâr tanrıб ışık tanrıб su tanrı (ve) ateş tanrıб bunlar hepsi ъzrua tanrı aracılıЛıyla (başka bir şekle) girerek karışarak bulunurlarг” ũlig: Türг hükümdarг щoerfer (жолк)б eserinin ikinci cildinde (Band II) maddede bu sözcükle ilgili olarak şunları söylemektedirп “( اي گēlig) ‘höchster Rang nach dem χaǑan’ ← tüг (karachanidг uigг) elig id. ) (sг жйж)г цyrıca шlausonб sözcüЛün belirli olmayan bir zamandaб çift l’li telaffuzla kullanımdan tek l’li kullanıma geçildiЛinden de bahsetmektedir (sг жйж)г чo üç Ūlig t(e)ŋriler kelmekin Ūnmekin erdemin bügüsin bügülenmekin k(a)ltı kelip kedilürг UM 1ее (Özerturalб зеенб sг кк)г13 12 щiЛer tanıklar için bkzг эU зжжб зжмб зйкр UM ожб жйиб жнмб жоег International Journal of Language Academy Volume 5/4 August p. / Eski Uygur Türkçesinin Manihaist Dönem Metinlerinde Yetke Kavramı Yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesine şu şekilde aktarabilirizп “чu üç hükümdar tanrı(lar) gelişiyleб aşaЛıya inişiyleб erdemiyleб gizemli gücüyle (ve bu gücü) kullanmasıyla gelip (farklı bir şekle) girerг” Han/kan: Tür. han, hükümdarб hakanг щoerfer (жоли)б eserinin birinci cildinde (Band I) зклг maddede sözcükle ilgili olarak “( قاآنqā ān) ‘ьroßchan (in шhina)’ (‘чüyük han (Çin’de)’) ~ ← قانmoг qahan ~ qa an idг щa dieses Wort in vielfältiger чeziehung zu den цusdrücken خانund خاقانsteht, wird es mit diesen Termini zusammen behandelt, cf. خان im tüг Teilг” diyerek özellikle qahan ve qa’an ile han ve hakan sözcükleri arasındaki ilişkiye dikkat çekmektedir (sг имо)г щaha sonra eserinin üçüncü cildinde (Band III, ) maddede sözcüЛü şöyle açıklamaktadırп “ ( خانān) ‘шhanб Königр später etwaп ьrafʼ ← tü. (atü. mtü.) χan (genauer: χān)б auch ‘эerrscher (allgemein)б эerr’г (зкл) ( قاآنqā ān) ‘ьroßchanб Kaiser’ ~ ← خاآن ~ قانwmmoг qa an id. < mo. qaǑan ← atüг mtüг χaǑanг” (sг жйж)г щoerfer’in burada da “büyük hanб hükümdarб efendi” anlamlarını verdiЛini görmekteyizг DTS (жоло)’de “QAN II б р р ” (sг йжм) ve “XAN ю б ” (sг лил)г DTS’de de yine “hanб hükümdarб yöneticiб reisдlider” anlamlarının verildiЛini görmekteyizг шlauson (жомз) ise ka:n maddesinde xa:na bakınız der ve sözcüЛü şöyle açıklarп “a title at first practically synonymous with xaЛanб qгvгб but later used mainly for a subordinate ruler; for the etymological connection between the two see xaЛanг” (başta uygulamada (bkzг xaЛan) kağanдhakan ile eş anlamlı bir unvandırб ancak daha sonra aЛırlıklı olarak “baЛımlı yöneticiдhükümdar” için kullanılmıştırр ikisi arasındaki etimolojik ilişki için “xaЛan”a bakınız) (sг лие)г Kan oluru͡pan ordu yapmiş. İli turmiş. Tört buluŋtakı edgüsi uyurı tirilipen meŋileyür, bedizleyür tir. An͡ça biliŋler: Edgü ol. IB 28 (Tekin, , s. 22). ũlig t(e)ŋri hanı eėrua t(e)ŋriniŋ amrak kıėı Ė(a)ltraglı Ėaşın t(e)ŋriçe… UM жнм (Özerturalб , s. 68) Yukarıdaki ilk örneЛi Tekin (зежи) günümüz Türkçesine şöyle aktarmıştırп “(чir) han tahta oturup (kendine bir) saray yap(tır)mışг щevleti ayakta kalmışг (Ülkesinin) has ve muktedir adamları (etrafında) toplanmışб (sarayını) neşe içinde süslüyorlarб derг Öylece bilinizп (чu fal) iyidirг” (sг ие)г Мkinci örneЛi ise günümüz Türkçesine şu şekilde aktarabilirizп “Ülke sahibi tanrı hükümdarı ъzrua tanrının deЛerli kızı parlayan şimşek tanrıça…” Hormuėta t(e)Ƈri: < Sogd. wrmzṭ а t(e)ŋri Türг Manihaizmde bir tanrı adıр ilk erkekб эürmüzг Zerdüştlükteki iyilik tanrısı цhuramazdaб Manihaizmde de iyilik ve ışık tanrısı olarak bulunurг SoЛdca kökenli olan sözcükб ъski Uygurcaya da geçmiş ve Uygur Manihaizminde ilk insan için kullanılmıştırг эormuzta tanrıб Manihaizmde ışıЛın kurtuluşu için kendini karanlıЛa feda eden ilk varlık olması bakımından önemlidirг Manihaistlerб yedi yimki bayramlarının ilkini de эormuzta tanrıya yani Мslâm tarihinde bilinen adıyla эürmüz tanrıya adamışlardır (Özbayб зежйб sг жзо)г ьharib (зеей)б eserinde maddede hormuzta sözcüЛünü şöyle açıklarп “xwrmzt y Manichean xurmazda- a i (xwrmzt ) (name of a) Manichean godб ыirst Man” (Manihaist bir tanrı adıб ilk insan) (sг йим)г İslâm Ansiklopedisi () 5. Cilt-жг kitapta bu sözcükle ilgili olarak şu açıklama yapılmıştırп “эürmüzб эurmuz (Ormazdб цhura Mazda)б Zerdüştîlerin en yüksek varlıЛa verdikleri addırг щaha sonraları яüpiter gezegeninin adı olarak da kullanılmıştırг цyrıca Sasani sülalesinde beş padişahın adıdırг” (sг лиж)г Hormuėta t(e)ŋri bŪş t(e)ŋri birle kam(a)g t(e)ŋriler söėinlüg(ü)n Ėekke süŋüşgeli k[el]tiг HU 1 (Özbayб зежйб sг мн)г 13 щiЛer tanıklar için bkzг UM ожб онб жжиб жнмб жоеб йзмб йинб йймб ккйб ккнб клмг 14 щiЛer tanıklar için bkzг юч ийр UM ожб з32, International Journal of Language Academy Volume 5/4 August p. / Hüsnü Çağdaş ARSLAN [O]lб [ho]r[muė]ta t(e)ŋri Ė(a)rl(a)kançuçı köŋüllüg ertiг UM ке (Özerturalб зеенб sг йн)г15 Özbay (зежй)б yukarıdaki ilk örneЛi günümüz Türkçesine şu şekilde çevirmiştirп “эormuzta tanrıб beş tanrı ile birlikte bütün tanrılar sözleşerek şeytanlarla savaşmak için geldilerг” (sг оз)г Мkinci örneЛimizi ise “Oб эormuzta tanrı iyi yürekli (merhametli) idi” şeklinde çevirebilirizг Hroştag t(e)Ƈri: < Pa. ĕrwštgб ĕrwšṯgб ĕrōštag çaЛrılmışр Manihaizmde ÇaЛrı tanrısıг Durkin-Meisterernst’in Dictionary of Manichaean Texts Project içerisinde Vol. III’de Part 1 olarak yayımlanan eseri Dictionary of Manichaean Middle Persian and Parthian (зеей) adlı eserinde sözcüЛün anlamları “calledр the divinity шall” (çaЛrılmışр ÇaЛrı tanrı) olarak geçmektedir (sг илй)г roşt(a)g p(a)dwa t(a)g t(e)ŋriб t(e)ŋrigerü bardaçı boşuntaçı bŪş t(e)ŋri Ė(a)rukın biė(i)ŋerü k(e)lürdi erser эU зли (Özbayб зежйб sг нм)г AnçulaĖuma hroştag t(e)ŋri horm(u)ėta t(e)ŋrike bŪş t(e)ŋrike kapagın aça bŪrtiг UM 11 (Özerturalб зеенб sг йи)г Yukarıdaki ilk örneЛi “эroştag Padvahtag tanrıб gökyüzüne doЛru ulaşacak özgür bırakılacak beş tanrı ışıЛıyla bize doЛru geldiyse…”б ikinci örneЛi ise “böylece эroştag tanrıб эormuzta tanrıya (ve) beş tanrıya kapıyı açıverdi” olarak günümüz Türkçesine aktarabilirizг Son örnek için bkzг UM жй (Özerturalб зеенб sг йй)г İdi: Tür. sahip. Doerfer (), eserinin ikinci cildinde (Band II) лилг maddede bu sözcük için ‘эerrб эerrgott’ (beyб hükümdarр tanrı) anlamlarını vermektedir (sг жмл)г щoerferб devamında yaptıЛı geniş açıklamada farklı kaynaklardan yola çıkarak bu sözcüЛün “efendiб sahip” gibi anlamlara geldiЛini de belirtmektedirг DTS (жоло)’de bu sözcük için şöyle denilmektedirп “жг б зг иг ( )” (жг efendiб sahip 2. sahip иг ъfendiдчey (tanrı ile ilgili olarak)) (sг зеи)г шlauson (жомз)б eserinde iḏi maddesinde bu sözcükle ilgili şunları söylemektedirп “properly ‘masterб owner’б but in Moslem texts often ‘the Lord’ (ьod)г” (uygun olarak ‘efendiб sahip’б ama Мslâmî metinlerde sıkça ‘ъfendi’ (Tanrı)) (sг йж)г Semiė at agėı katıg boltıг İdisi umaė tirг An͡ça biliŋler: Yablak ol. IB 65 (Tekin, , s. 26). Kutlug bolzun bo bi[tig] idisi UM жзл (Özerturalб зеенб sг ко)г Tekin (зежи)б yukarıdaki ilk örneЛi günümüz Türkçesine şöyle aktarmıştırп “Semiz atın aЛzı sertleştiг Sahibi (onu iyileştirmek için hiçbir şey) yapamıyorб derг Öylece bilinizп (чu fal) kötüdürг” (sг ий)г Мkinci örneЛi ise “kutlu olsun bu yazı(nın) sahibi…” şeklinde günümüz Türkçesine aktarabilirizг İşuĖ(a)ėd: < Pa. / Eski Uygur Türkçesinin Manihaist Dönem Metinlerinde Yetke Kavramı Yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesine “ъfendi(m) Tanrı Мsa öЛretmen üzerineб öyle ki büyük sevgiyle (ve) çok istekle yazdım” şeklinde aktarabilirizг Kam: Türг kamб şamanб büyücüг щoerfer (жолм)б bu sözcüЛü eserinin üçüncü cildinde (Band III) жйеог maddede geniş bir şekilde ele almış ve Türkçe kökenli olduЛunu belirttiЛi sözcüЛün “şamanб kamб kâhinб sihirbazб hekim” olarak yüklendiЛi anlamları vermiştir (sг ). DTS (жоло)’de QAM maddesinde “ ” (şaman) anlamı yanında “ б р б р б б б б р ” (hekimб iyileştirenр kâhinр büyücüб sihirbaz) anlamları da verilmektedir (s. ). Clauson () da ka:m maddesinde “sorcererб soothsayerб magician” (büyücüб kâhinб sihirbaz) anlamları yanında ‘physicianб healerб sageб wise man’ (hekimб iyileştiriciб bilgeб büyücü) anlamlarını vermektedir (sг лзк)г T(a)kı k(a)mag kamlar tŪr(i)lep neŋ tirgürmegeĖ ogul kıė berü umagaĖг UM иил (Özerturalб , s. 86). Yukarıdaki örneЛi шlauson (жомз)’da da görüyoruzг Onun çevirisi şu şekildedirп “and all the sorcerers when they assemble will certainly not bring him back to life” (ve tüm büyücüler bir araya geldikleri (toplandıkları) zaman onu kesinlikle yaşama geri getiremeyecekler) (sг лзк)г щevamını da şöyle aktarabilirizп “oЛl(u) kız(ı) bile (yaşama geri getirmeyi) başaramayacakг” KaƇ: Tür. baba, ilahi baba. DTS (жоло)’de QAƆ I maddesinde “ ” (baba) anlamını vermektedir (s. ). Clauson () kaƇ maddesinde ‘father’ (baba) anlamını verir ve şöyle devam ederп “the oldest Turkish word in this senseр it was gradually displaced in UyЛur language by ata and did not survive into Xakani language although kaŋdaş, kaŋsık didг” (bu anlamda en eski Türkçe sözcükр Uygur dilinde ata sözcüЛü gitgide yerine geçti ve эakaniye dilinde kaŋdaş, kaŋsık sözcüklerinin aksine varlıЛını sürdüremediг) (sг ). Oglı öginte kaŋınta öbkelepen teėipen barmişг Yana sakınmişб kelmişг Ögüm ötin alaĖınб kaŋım sabın tıŋlaĖınб tip kelmiş tirг An͡ça biliŋler: Edgü ol. IB 58 (Tekin, , s. 25). Ög arıg ĖŪl kaŋ(ı)m(ı)ė ulug Ūlig t(e)ŋri hanı ė(e)rua t(e)ŋriггг UM ое (Özerturalб зеенб sг кй)г16 Tekin (зежи)б yukarıdaki ilk örneЛi günümüz Türkçesine şöyle aktarmaktadırп “(ъvin) oЛlu babasına anasına öfkelenerek kaçıp gitmişг (Sonra) yine düşünmüşб (geri) gelmişг цnamın öЛüdünü alayımб babamın sözlerini dinleyeyim diye (geri) gelmişб derг Öylece biliniz: (Bu fal) iyidirг” (sг ии)г Мkinci örneЛi “anne(miz) temiz rüzgârб babamız ulu ülke sahibi tanrı hanı [ъ]z(e)rua tanrı…” olarak günümüz Türkçesine aktarabilirizг Katun: < Sogd. ĕwt’Ėn hatunб hükümdar eşiг щoerfer (жолм)б eserinin üçüncü cildinde (Band III) жжког maddede “ьattin eines шhansб späterп (einfache) ъdelfrau und sogar (schlichtweg) ыrau” (bir han eşiб daha sonraп (yalnız) soylu kadın ve hatta (sıradan) kadın) şeklinde anlamlarını verdiЛi ve ъski Türkçe olduЛunu söylediЛi sözcüЛü ayrıntılı bir şekilde açıklamaktadır (sг жиз). DTS (жоло)’de QATUN I maddesinde sözcükle ilgili olarak şöyle denilmektedirп “жг б б р б ” (hanımefendiб asil kadınб soylu bir kadınр hükümdar eşiб soylu biri) (sг йил)г шlauson (жомз) iseб xa:tun maddesinde ‘lady and the like’ (hanımefendi ve benzeri) diyerek sözcüЛün anlamını verdikten sonra sözcüЛü şu şekilde açıklamaktadırп “цlthough attempts have been made to connect this word etymologically with xağan/xan there is no reasonable doubt that it is taken from Sogdian ĕwat’Ėn (ĕwatŪn); in Sogdian ĕwt’Ė means ‘lordб ruler’ and ĕwt’Ėn ‘the wife of the lordб 16 щiЛer tanıklar için bkzг юч икр UM нзб изоб йзлг International Journal of Language Academy Volume 5/4 August p. / Hüsnü Çağdaş ARSLAN ruler’б which is precisely the meaning of xa:tun in the early periodг” (sг лез)г ьörüldüЛü üzereб шlauson bu sözcüЛün SoЛdcadan alınmış bir sözcük olduЛunu belirtmektedirг Kamış āra kalmişг Teŋri unamadu͜k. Abın͡çu katun bol͜zun tir. Aŋça biliŋler: Edgü ol. IB 38 (Tekin, , s. 23). Tekin (зежи)б yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesine şu şekilde aktarmaktadırп “(чir köle kız) kamışlar arasında (yalnız) kalmışг Tanrı (bunu) doЛru bulmamışг (чu köle kız) эatun olsun!б derг Öylece bilinizп (чu fal) iyidirг” (sг иж)г K(e)nig roş(a)n: < Pa. qnĖgrwšn юşık чakiresi (Manihaizmde bir tanrıça)г ьharib (зеей)б eserinin ймннг Maddesinde bu sözcüЛü “qnĖgrwšn Manichean kanig-rošn Parthianг Virgin of Light (Manichean godess)” (Manihaist kanig-rošn Partçaг юşık чakiresi (Manihaist tanrıça)) biçiminde açıklamıştır (sг жож)г щurkin-Meisterernst () de eserinde, qnĖgrwšn, knĖgrwšn, qnĖg rwšn maddesinde “Pa/MPдkanīg rōšnдnгprг fг ‘Maiden of Light’г Sunderman жомоб жее17 ‘Twelve Maidens’ and ‘Maiden of Light’г” (PaгдOг ыarг dişilб öėel ad ‘юşık чakiresi’г Sunderman (жомо)’da ‘On Мki чakire’ ve ‘юşık чakiresi’г) şeklinde açıklamaktadır (sг зел)г Öėi kim k(e)ntü ol k(e)nig roş(a)n t(e)ŋriг UM ой (Özerturalб зеенб sг кй)г18 Yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesine şöyle aktarabilirizп “Özü (varlıЛı) ki kendisi юşık чakiresi tanrıça(dır)г” Kigürsüg törö [törü]: < Tür. kir-gürаsüg törö [törü] uyulması gereken yasaдöЛretiр girilmesi gereken din. Gabain, Alttürkische ьrammatik (жоке) adlı eserinde bu sözcüЛü “kigür-б kirgür- einführenб hereinführen- içeri sok-“ şeklinde açıklamıştır (sг ижй)г ъraslan da Eski UĖgur Türkçesi ьrameri (зежз)’nde “kigür- (kir-gür-)п girdirmekб sokmak” şeklinde açıklamıştır (sг кнж)г Nomka kigürsüg törö bar ertiг эU злм (Özbayб зежйб sг нм)г Özbay (зежй)б yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesine şöyle aktarmaktadırп “TapınaЛa ulaştırmamız dinimizin gereЛiydiг” (sг ой)г Kun͡çuy: с Çin. 18 щiЛer tanıklar için bkzг UM жжйб жжмг 19 шlauson’un kullandıЛı eser için bkz. Giles, H. A. (). Chinese-English dictionary. London. International Journal of Language Academy Volume 5/4 August p. / Eski Uygur Türkçesinin Manihaist Dönem Metinlerinde Yetke Kavramı Yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesine şöyle aktarabilirizп “rahipler (seçilmişler)б hükümdar prensesб kumandan prenslerб elçi bilegeler…” Küçlüg t(e)Ƈri: Türг Manihaizmde güçlü tanrıг чu kavram için bkzг bŪş t(e)Ƈri s. Eėrua t(e)ŋrike kün aĖ t(e)ŋrike küçlüg t(e)ŋrike burhanlarka ınantım(ı)z. эU зжз (Özbayб , s. 86) Yukarıdaki örneЛi “ъzrua tanrıyaб ьüneş (ve) цy tanrıyaб güçlü tanrıya (ve) чudalara inandıkг” şeklinde günümüz Türkçesine aktarabilirizг Kün t(e)Ƈri: Türг Manihaizmde ьüneş tanrıг щoerfer (жолм)б eserinin üçüncü cildinde (Band III) maddede kün sözcüЛüyle ilgili “Tag” (gün)б “soleilб jourб éclairerб briller” (ьüneşб günб aydınlıkб parlaklık) anlamlarını vermektedir (sг лкк)г чenzer anlamların yanında щoerfer’den farklı olarak buradaki kün t(e)ŋri örneЛine de yer veren DTS (жоло)’de KÜN maddesi şöyle açıklanmaktadırп “жг (güneş) зг (gün) иг б (hergünб günden güne)” ve “ - ” (ьüneş tanrı) (sг изл)г шlauson (жомз) ise “originally ‘the sun’р henceб by extension ‘day’г” (orijinal olarak ‘güneş’р bunun yanında ek olarak ‘gün’г) ve “it means day as opposed to night” (gecenin karşıtı olarak günдgündüz demektir) anlamlarıyla birlikte “kün t(e)ŋri ‘the sun god’” (kün teŋri ‘ьüneş tanrı’) anlamını da vermektedir (sг мзк)г Kün aĖ t(e)ŋri ol. эU йл (Özbayб зежйб sг не)г Kün t(e)ŋri bo ĖŪr suv üėe tugarг UM киж (Özerturalб зеенб sг жжл)г21 Yukarıdaki ilk örneЛi “ьüneş (ve) цy tanrıdırг”б ikinci örneЛi ise “ьüneş tanrı bu yer su üzerinde doЛarг” şeklinde günümüz Türkçesine aktarabilirizг Mani: < Sogd. m’nĖ’ Mani, Manihaizmin kurucusu. DTS (жоло)’de MANI maddesi şöyle açıklanmaktadırп “ б – - б ” (Maniб Manihaizmin kurucusu – OrtadoЛu’da ortaya çıkan dinî-felsefî doktrinдöЛreti) (sг иил)г ьharib (зеей)б eserinde bu sözcüЛü кзжег maddede ele almakta ve “m’ny’ Manichaen māni (ym’ny)” şeklinde göstermektedir (sг ). Durkin-Meisterernst (), m’ny, m’nyy, mny, m’n’y, m’nyw maddesinde bu sözcüЛüб “PaдMP /Mānī/ funduszeue.info ‘Mani’г Name (Semitic) of the founder of Manichaeismг” (Pa./ funduszeue.info . /Mānī/ şahıs ismi ‘Mani’г Manihaizmim kurucusunun adı (Sami diline ait)г) şeklinde açıklamaktadır (sг ззл)г Kaŋı t(e)ŋri mani burhan inçe tŪp Ėarl(ı)kadıг UM нз (Özerturalб зеенб sг к3) Yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesine şu şekilde aktarabilirizп “чabası tanrı (olan) Mani peygamber böylece deyip buyurduг” Mar: < Pa. mrĖб m’rĖб m’rwб m’r(г)б mr hükümdarб efendiб beyг чu sözcükle ilgili en açıklayıcı bilgileriб щurkin-Meisterernst (зеей)’in eserinde mry, m’ry, m’rw, m’r(.), mr maddesinde bulabiliyoruzп “PaдMP дmār/ n. цramaic honoroficб literally ‘My Lord’ у ‘Lord’г Set before a nameб sometimes written together with itг” (PaгдOгыarг дmār/ isim цrami dilinde saygı ifadesiб tam olarak ‘чenim ъfendim’ у ‘ъfendi’г чir isimden önce koyulurб bazen onunla birlikte yazılmıştırг) (sг зиж)г Partçanın tarihi varlıЛınınб Orta ыarsça olarak adlandırılan dönemden daha eski olmasından dolayı sözcüЛü Partça kökenli kabul etmenin daha uygun olacaЛını düşünüyoruzг 20 щiЛer tanık için bkzг эU зйлг 21 щiЛer tanıklar için bkzг эU йеб кзб лжб лкб жкзб зжжб зжнб зйкр UM жиеб жнеб кежб кинг 22 щiЛer tanıklar için bkzг UM жке, , , International Journal of Language Academy Volume 5/4 August p. / Hüsnü Çağdaş ARSLAN M(a)r işuĖ(a)ėd m(a)histak üėeб kim Ėme ulug amranmakın agır küsüşün bitidimг UM (Özerturalб зеенб sг ми)г23 Yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesine “ъfendi(m) Tanrı Мsa öЛretmen üzerineб öyle ki büyük sevgiyle (ve) çok istekle yazdım” şeklinde aktarabilirizг M(Ū)şiha: < Pa. mšĖh’б mšĖh’ б mšĖh’’б mšĖ эazreti Мsaг щurkin-Meisterernst (), mšyh’, mšyh’ḫ, mšyh’’, mšyḫ maddesinde “Pa/MP /mašīhā/, /mšīhā/ and /mšīh/ funduszeue.info m. ‘Messiah’г цramaicг” (Pa./ funduszeue.info /mašīhā/, /mšīhā/ ve /mšīh/ şahıs ismi eril ‘Mesihдэazreti МsaдKurtarıcı’г цrami diline aitг) şeklinde açıklamaktadır (sг зии)г Edgü kılınçıg buşi küçün kılėunб Ėme m(Ū)şiha burhan kŪrtgünĖükг UM (Özerturalб , s. 93). Yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesineб “iyi davranışı sadaka gücüyle yapsınб Mesih (эazreti Мsa) peygamber de (buna) inandıг” şeklinde aktarabilirizг Možak: < Sogd. mwj’k öЛretmenб üstatг ьharib (зеей)б eserinin ккзйг maddesinde bu sözcüЛü ele almakta ve “mwj’k Manichean mōžāk teacher (öЛretmen)” şeklinde açıklamaktadır (sг ззж)г M(a)r w(a)hm(a)nhvarĖ(a)ėd… toh[rı]d[ın]kı ulug možakг UM зие (Özerturalб зеенб sг мз)г24 Yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesineб “ъfendi(m) Wahmanhvaryazd… Tohrı’daki ulu öЛretmen (üstat)г” olarak aktarabilirizг Nom: < Sogd. nwm (Skr. dharm) dinî öЛretiдyasaг DTS (жоло)’de NOM I maddesinde bu sözcüЛün anlamları şöyle açıklanmaktadırп “[ . nwm] жг р зг б б – б иг г б - г” (жг dinî öЛretiр dinî yasa зг kitapб yazmaб sutra – dinî antlaşmaб чudizmin kutsal kitabı иг dinî element, dharma – fiziksel ve zihinsel özelliklerin alt tabakalarındaki elementleri idealleri belirtmek için чudist felsefesinde terim) (sг иле)г ьharib de Sogdian Dictionary (зеей) adlı eserinde лжинг maddede sözcüЛü şöyle açıklamaktadırп “nwm(h) Manichean, Christian, Sogdian num, nom Gk. nomós lawб canon ‘ ن ا, شر, ’قانونг” (Manihaistб эristiyanб SoЛdca kanunб ilkeдkutsal kitap ‘sistem (düzen)б kuralб kanun’г) (s. зйл)г чunların dışında шlauson (жомз)’un sözcükle ilgili açıklamasıб “the ьreek word nomos properly ‘law’ was a loan word in Syriac and was adopted by the Manichaeans as a technical term with a rather wider meaning ‘lawб doctrine’б etcгр from this it passed to Sogdian as nwm and was used in Buddhist texts to translate Sanskrit dharma, which has an even wider range of meaningsг” (‘yasa’ (anlamına) uygun olarak Yunanca nomos sözcüЛüб Süryanicede ödünç bir kelimeydi ve Manihaistler tarafından teknik bir terim olarak ‘yasaб doktrin’ vbг daha geniş bir anlamla benimsendiр buradan SoЛdcaya nwm olarak geçti ve чudist metinlerde daha da geniş bir anlam alanına sahip olan Sankritçe dharmaya çevrilerek kullanıldıг) şeklindedir (sг ммм)г T(e)ŋri nomın söėleserг HU жже (Özbayб зежйб sг нз)г Nom kutı kim k(e)ntü ol k(a)mag nom Ūligiб Ėme siėlerke aĖu bŪrtimг UM он (Özerturalб , s. 54) 23 щiЛer tanıklar için bkzг UM ззоб йлиг 24 щiЛer tanık için bkzг UM йллг 25 щiЛer tanıklar için bkzг эU йзб жжзб жллб жмеб жнлб жокб жомб злеб злмб змеб зокб иееб изиб илзб , ; UM , , , , , , , , , International Journal of Language Academy Volume 5/4 August p. / Eski Uygur Türkçesinin Manihaist Dönem Metinlerinde Yetke Kavramı Yukarıdaki ilk örneЛi “Tanrı’nın öЛretilerini söylese…”б ikinci örneЛi ise “öЛretinin mutluluЛu ki tüm öЛretinin hükümdarı odurб ve sizlere söyleyiverdimг” şeklinde günümüz Türkçesine aktarabilirizг Nomçı: с Sogdг nwmаçı Türг vaiz, dharmayı açıklayan kişiб öЛretmenб vaizб din bilginiг чu sözcükб DTS (жоло)’de NOMČÏ maddesinde şu şekilde açıklanmaktadırп “П б ” (dinî yasaları yayanдvaizб din öЛretmeni) (sг иле)г шlauson (жомз) da nomçı maddesinde sözcüЛüб “from noпmр ‘preacher’б and the likeг” (nomdan (gelir)р ‘vaiz’ ve benzeriг) şeklinde açıklamaktadır (sг ). T(e)ŋriçi mŪn nomçı mŪnг эU жмй (Özbayб зежйб sг нй)г26 Yukarıdaki örneЛi “Tanrı’nın hizmetçisiyim (ve) vaizim” şeklinde günümüz Türkçesine aktarabiliriz. Ot t(e)Ƈri: Türг Manihaizmde ateş tanrısıр эormuzta tanrının çocuklarından beşincisiг Üçünç Ėme bŪş t(e)ŋrike horm(u)ėta t(e)ŋri oglanıŋa bir tıntura t(e)ŋriб ikinti ĖŪl t(e)ŋriб üçünç Ė(a)ruk t(e)ŋriб törtünç suv t(e)ŋri bŪşinç ot t(e)ŋriг эU мк (Özbayб зежйб sг нж)г27 Yukarıdaki örneЛiб “üçüncü olarak da beş tanrıya-эormuzta tanrının çocuklarına- bir(incisi) Hava (esin) tanrıб ikincisi Rüzgâr tanrıб üçüncüsü юşık tanrıб dördüncüsü Su tanrıб beşincisi цteş tanrı(dır)г” şeklinde günümüz Türkçesine aktarabilirizг Padvahtag: < Pa. pdw xtag, patwāxtag Manihaizmde шevap tanrısıр cevaplanmışг Durkin-Meisterernst (), sözcüЛü şu şekilde açıklamaktadırп “pdw’xtg Pa /padwāĕtag/ n. ‘replied’г pdw’ĕtg Ėėdп ‘ьod цnswer’г” (‘cevapla(n)mışг ‘шevap tanrısı’) (sг ). roşt(a)g p(a)dwa t(a)g t(e)ŋriб t(e)ŋrigerü bardaçı boşuntaçı bŪş t(e)ŋri Ė(a)rukın biė(i)ŋerü k(e)lürdi erser эU зли (Özbayб зежйб sг нм)г Yme hroştag p(a)dwahtag t(e)ŋri horm(u)ėta t(e)ŋriden t(a)mudan Ėokaru agduktaб ol üdün wadžiwantag t(e)ŋri ög t(e)ŋri t(e)rkleĖü k(e)ltilerг UM жй (Özerturalб зеенб sг йй)г Yukarıdaki ilk örneЛiб “эroştag Padvahtag tanrıб gökyüzüne doЛru ulaşacak özgür bırakılacak beş tanrı ışıЛıyla bize doЛru geldiyse…”б ikinci örneЛi ise “ve эroştag (ve) Padvahtag tanrıб эormuzta tanrı(dan itibaren) cehennemden yukarı yükseldiЛindeб o zaman Wadjiwantag tanrı ana tanrı acele ederek geldilerг” şeklinde günümüz Türkçesine aktarabiliriz. SaƇun: < Çin. s’ngwn yüksek askeri unvanб generalг щurkin-Meisterernst (), sözcüЛü “s’ngwn /sangun/ n. (Chin.-Turk.). Uighur title (from шhinese)г” (Çinceden [geçen] Uygurca unvan) şeklinde açıklamaktadır (sг иек)г чars Ėılб ekinti aĖб bir Ėigirmike TaĖ-gün-tan manıstantakı kiçig di[n]tar burua guru eşid[ip] içimiė isig Saŋun İtaçuk üçün bitidimг IB Hatime (Tekin, , s. 26). Tekin (зежи)б yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesine şöyle aktarmaktadırп “Kaplan yılı(nda)б ikinci ayın on beşindeб Taygüntan manastırındaб (ben) genç dindar (mürit)б mürşit kahinden işitipб aЛabeyimiz aziz Sangun Мtaçuk için (bu kitabı) yazdımг” (sг ий)г Suv teƇri: Türг Manihaizmde su tanrısıр эormuzta tanrının çocuklarından dördüncüsüг 26 щiЛer tanık için bkzг эU илзг 27 щiЛer tanıklar için bkzг UM мжб миб жзег International Journal of Language Academy Volume 5/4 August p. Ta [tât с *tar] а kan ъski Türklerde yüksek bir (askerî) unvanб vekilг щoerfer (), eserinin ikinci cildinde (Band II) нмог maddede sözcüЛü şöyle açıklamaktadırп “( ترخانtar ān) ‘anfangsп ъhrentitel (Privilegierter)б später auchп Steuerfreier (allgemein)’~ ( ~ طرخانmo.) ← درخانtüг tarχan idг ← ф” (‘başlangıçtaп saygı (onur) unvanı (imtiyazlı)б daha sonraп yönetici erkek (genel)’) (sг йле)г щoerferб bu sözcüЛü oldukça ayrıntılı bir şekilde açıklamaktadır (sг йле). DTS (жоло)’de sözcükб “TARΧAN ” (yönetici (hükümdar) unvanı) şeklinde açıklanmaktadır (sг кио)г шlauson (жомз) ise tarxa:n (darxa:n) maddesindeб bu sözcüЛün önemli çok eski bir unvan olduЛunuб muhtemelen Мlk Türkçe olduЛunu ve uzun uzadıya tartışıldıЛını щoerfer (жолк)’e atıfta bulunarak (Band II, madde) söylemektedir (sг кио)г цyrıca шlausonб Pulleyblank’ın sözcüЛü Çince bir kökene götürdüЛü düşüncesine deЛinmektedir (sг кио-кйе)г Şinasi Tekin (ж) de bu sözcüЛün Çince kökenli olduЛunu düşünerekб sözcüЛü “Tarkan (Çinг Ta [tât с *tar] + kan) yalnız bir unvan olup ‘vekil’ anlamına gelmektedir” şeklinde açıklamaktadır (sг н)г чir Ė(Ū)girminç aĖ bŪş otuėdaб bütürmiş tarkan tükeсtуdi nigoşaklarnıŋ suĖın Ėaėokın öküngü huastuan(i)ftг эU имм (Özbayб зежйб sг ож)г Çigil k(e)nt erkligi ulug türkdün pr(a)sda[nk]ı çigil arslan Ūl tirgök [alp] borguçan (ф) alp [t(a)r]kan beg UM зик (Özerturalб зеенб sг мз)г Özbay (зежй)б yukarıdaki ilk örneЛi günümüz Türkçesine şöyle aktarmaktadırп “On birinci ayın yirmi beşinde чütürmiş Tarkan müminlerin (dinleyicilerin) günahtan arınması için tövbe duasını bitirdiг” (sг ок)г Мkinci örneЛi ise “ÇiЛilkent hükümdarı ulu (ve) doЛudaki koruyucusu Çigil цrslan ėl tirgök [цlp] чorguçan (ф) цlp Tarkan чey…” şeklinde aktarabiliriz. Tensi: < Çin. t’ien-tzu göЛün oЛlu (Çin imparatorunun unvanı)г DTS (жоло)’de TÄNSI maddesinde sözcük şöyle açıklanmaktadırп “[ г б thien-tsi] ( )г” (Çin imparatorunun unvanı (aynen gökyüzünün oЛlu)) (sг кйй)г Tekin (зежи)б sözcüЛün kökenini “с Çince t’ien-tzu” şeklinde açıklamaktadır (sг лж)г Tensi menг Yarın kiçe altun örgin üėe oluru͡pan meŋileyür men. An͡ça biliŋler: Edgü ol. IB 1 (Tekin, , s. 19). 28 щiЛer tanık için bkzг эU мйг International Journal of Language Academy Volume 5/4 August p. / Eski Uygur Türkçesinin Manihaist Dönem Metinlerinde Yetke Kavramı Tekin (зежи)б yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesine şöyle aktarmaktadırп “ьöЛün oЛluyum (т Çin imparatoruyum)г Sabah akşam altın taht üzerinde oturarak mutlu oluyorumг Öylece bilinizп (чu fal) iyidirг” (sг зм)г TeƇri: Tür. tanrıр efendiр gökyüzüг DTS (жоло)’deб TÄƆRI maddesinde bu sözcük için şu anlamlar verilmektedirп “жг зг б иг йг б ” (жг gökyüzü зг tanrıб ilâh иг tanrısal йг hükümdarб efendi) (sг кйй)г шlauson (жомз) sözcüЛü şu şekilde açıklarп “teŋri: a very old Turkish word, probably pre-Turkish, which can be traced back to the language of the Hsiung-nu, III B.C., if not earlier. It seems originally to have meant ‘the physical sky’б but very early acquired religious overtones and came to mean ‘эeaven’ as a kind of impersonal deityб the commoner meaning in the earlier textsг” (çok eski bir Türkçe sözcükб МÖ иг yüzyılaб эsiung-nu diline kadar izlenebilirб muhtemelen Мlk (Ön) Türkçeб deЛilse daha eskidirг цslında ‘fiziksel gökyüzü’ anlamına sahip gibi görünürб ancak çok erken zamanda dinî imalar kazandı ve daha önceki metinlerde halk arasındaki anlamıб bir çeşit kişisel olmayan tanrı olarak ‘шennet’ anlamına geldiг) (sг кзи)г T(e)ŋrim söde berü [b]ilmetin t(e)ŋrike ig(i)deĖü montag ulug çulvu sav söėledim(i)ė erserггг HU ии (Özbayб зежйб sг не)г To͜kuz arlı sıgun kiyik men. Bed[ük] tiz üze ünüpen möŋreyür men. Üze Teŋri eşidti, asra kişi bilti. An͜tag küçlüg men tir. An͡ça biliŋlerп Edgü olг IB 60 (Tekin, , s. 25). чŪşinç oŋınta t(e)ŋri ĖŪriŋerü kapagın açdıг UM м (Özerturalб зеенб sг йи)г29 Yukarıdaki ilk örneЛi günümüz Türkçesine “Tanrım! ъskiden beri bilmeden Tanrı’ya yalan söyleyerek böyle büyük yalan söz söylediysek…” şeklinde aktarabilirizг Tekin (зежи)б yukarıdaki ikinci örneЛi günümüz Türkçesine şöyle aktarmaktadırп “щokuz çatallı boynuzu olan erkek geyiЛimг Yüksek dizlerimin üstüne çıkarak böЛürürümг (чeni) yukarıda tanrı işitmiştirб aşaЛıda insanoЛlu bilmiştirг Onca güçlüyümб derг Öylece bilinizп (Bu fal) iyidirг” (sг ии)г Son örneЛi ise “beşincisiб Tanrı saЛ elinde (eliyle)б yeryüzüne doЛru kapıyı açtıг” şeklinde günümüz Türkçesine aktarabilirizг TŪgin, tŪgit: Tür. prens, prensler ((1) prensler, tŪginin kalıplaşmış çoЛulu)г DTS (жоло)’de tŪgin sözcüЛü şu şekilde açıklanmaktadırп “TEGIN I б я р г” (hanın (kaЛanın) ailesinin genç üyelerinin isimlerine katılan unvanр prens) (sг кйм)г TŪgit sözcüЛü iseб DTS (жоло)’de şu şekilde açıklanmaktadırп “ г tegin г” (teginin çoЛul hâlinin MoЛolca biçimiб prensler) (sг кйн)г Dintarlarб t(e)ŋriken kunçuĖ [te]rken tŪgitler Ūlçi bilgelerг UM йло (Özerturalб зеенб sг жек)г Yukarıdaki örneЛiб “rahipler (seçilmişler)б hükümdar prensesб kumandan prenslerб elçi bilegeler…” şeklinde günümüz Türkçesine aktarabilirizг Tıntura t(e)Ƈri: Türг Manihaizmde hava (esin) tanrısıр эormuzta tanrının çocuklarından birincisi. DTS (жоло)’de bu sözcük “ б “ (havaдbatı rüzgârıб hafif rüzgârдesinti) şeklinde açıklanmaktadır (sг клн)г 29 щiЛer tanıklar için bkzг юч жкб жмб кйр эU жб зб лб мб нб жкб жлб жмб жоб ззб зйб зкб злб змб знб зоб 31, 32, 36, 40, 41, 45, 46, 47, 50, 52, 54, 57, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 78, 82, 86, 87, 88, 94, 99, , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ; UM 2, 12, 15, 18, 18, 21, 23, 24, 37, 51, 64, 70, 82, 91, 92, 94, 96, , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , International Journal of Language Academy Volume 5/4 August p. / Hüsnü Çağdaş ARSLAN Üçünç Ėme bŪş t(e)ŋrike horm(u)ėta t(e)ŋri oglanıŋa bir tıntura t(e)ŋriб ikinti ĖŪl t(e)ŋriб üçünç Ė(a)ruk t(e)ŋriб törtünç suv t(e)ŋri bŪşinç ot t(e)ŋriг эU мз (Özbayб зежйб sг нж)г30 Yukarıdaki örneЛiб “üçüncü olarak da beş tanrıya-эormuzta tanrının çocuklarına- bir(incisi) эava (esin) tanrıб ikincisi Rüzgâr tanrıб üçüncüsü юşık tanrıб dördüncüsü Su tanrıб beşincisi цteş tanrı(dır)г” şeklinde günümüz Türkçesine aktarabilirizг Törö/törü: Tür. yasaб öЛretiг DTS (жоло)’de sözcük için “жг б б зг б ” (жг düzenб kuralб kanun зг görenekдâdetб ritüel) anlamları verilmektedir (s. ). Onunç künke tört alkış eėrua t(e)ŋrike kün aĖ t(e)ŋrike küçlüg t(e)ŋrike burhanlarkaб bir biligin arıg köŋülün alkansıg törö bar ertiг эU зйн (Özbayб зежйб sг нм)г31 Özbay (зежй)б yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesine şöyle aktarmaktadırп “Onuncu olarak günde dört defa ibadetle ъzrua tanrıyaб ьüneş ve цy tanrılaraб güçlü tanrıyaб peygamberlereб içtenlikle ve temiz kalple dua etmemiz gerekliydiг” (sг ой)г Töėün: Tür. asil, soylu. DTS (жоло)’de sözcük için “ б ” (saЛduyuluдaЛırbaşlıдkendini tutabilenб soyluдasil) anlamları verilmektedir (sг кни)г Yme ol töėün er k(a)mag öėi tonı baştan adakсkуa t(e)gi kanka iriŋсkуe örgenipггг UM (Özerturalб зеенб sг жжж)г32 Yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesineб “ve o asil erkek (kişi) tüm kendi elbisesi baştan ayaЛa kana irine bulanıp…” şeklinde aktarabilirizг Wadžiwantag t(e)Ƈri: < Pa. w’djywndg bir tanrı adıг DTS (жоло)’de sözcük için yalnızca “ я ” (özel isim) olarak yazmakta ve “vadživanta maddesiyle karşılaştırınız” denmektedir (s. ). Durkin-Meisterernst, Dictionary of Manichaean Middle Persian and Parthian (зеей) adlı eserinde sözcüЛü “Pa(rtça) w’djywndg” şeklinde verir ancak herhangi bir anlam vermemektedir (s. ). Yme ög t(e)ŋri wadžiwantag t(e)ŋri olar bŪş t(e)ŋrilerig horm(u)ėta t(e)ŋride ar(ı)tсtуılarг UM зй (Özerturalб зеенб sг йй)г33 Yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesine şöyle aktarabilirizп “Ve цna tanrı (ve) Wadjiwantag tanrıб onlar beş tanrıları эormuzta tanrıda temizledilerг” Yalabaç/Ėalavaç: Türг elçiб mesaj taşıyanр peygamberг DTS (жоло)’deб bu sözcüЛün her iki farklı okunuşu da madde başı olarak yer almaktadırг JALABAČ maddesinde “ ” (büyükelçi) anlamı verilir ve “jalavač ile karşılaştırınız”б denilmektedir (sг ззм)г JALABAČ maddesinde iseб “жг б ” (ulakб büyükelçi) ve “зг б ” (peygamberб elçi) anlamları verilmektedir (sг ззн)г T(e)ŋri Ėalavaçı burhanlarkaг эU жеи (Özbayб зежйб sг нз)г Sarıg atlıg sabçıб Ėaėıg atlıg Ėalabaç edgü söė sab elti kelir tir. An͡ça biliŋ: Edgü ol. IB 11 (Tekin, , s. 20). Yme t(e)ŋri Ė(a)lavaçı burhan sumnag(a)dika (okuп sumag(a)dika) inçe tŪp Ėarl(ı)kadıг UM кйк (Özerturalб зеенб sг жжн)г34 30 щiЛer tanık için bkzг UM жжог 31 щiЛer tanıklar için bkzг эU жжзб жллб злжб злмб знйб золб ижжб изиб илог 32 щiЛer tanık için bkzг UM кежг 33 щiЛer tanık için bkzг UM жммг 34 щiЛer tanık için bkzг эU жемг International Journal of Language Academy Volume 5/4 August p. Yuşo/Yişo: < Pa. ĖĖšw , yyšw, yšw /yišō / эazreti Мsaг щurkin-Meisterernst (), eserinde bu sözcüЛü “PartçaдOrta ыarsça yyšw , yyšw, yšw /Ėišō д ‘яesus’г” (эazreti Мsa) olarak açıklamaktadır (sг имк)г чu sözcük DTS (жоло)’de iseп “JUŠO [ . г yšw]п jušo kanig я ” ([Orta SoЛdca yşw] yuşo kanig öėel isim) şeklinde açıklanmaktadır (sг знз)г чo Ūlig t(e)ŋriler kim k(e)ntü ol Ėuşo k(e)nig w(a)hm(a)n roş(a)n t(e)ŋriггг UM жжй (Özerturalб , s. 56). Yukarıdaki örneЛi günümüz Türkçesine şöyle aktarabilirizп “чu hükümdar tanrılar ki kendi(leri) (эazreti) Мsaб Kenig (чakire) ve Wahman юşık (roşan) tanrılar(dır)г” 6. Sonuç ъski Uygur Türkçesinin Manihaist dönem metinlerindeki Ėetke kavram alanını meydana getirdiЛi belirlenen йн kavramın yarısından fazlasının Türkçe kökenli sözcüklerden oluştuЛu görülmektedir (зй kavram Türkçeб ж kavram ise Türkçe а yabancı unsur)г чu kavram alanında yabancı etki en çok Partça ve SoЛdcadan kaynaklanmaktadır (н kavram Partçaб н kavram SoЛdcaб ж kavram SoЛdca а Türkçe)г щaha sonra sırasıyla Çince ve Sanskritçe etkileri görülmektedirг чurada dikkati çeken durumб Çince ve Sanskritçe 35 щiЛer tanıklar için bkzг UM кжб йзлб йзоб ййнб йлзг 36 щiЛer tanıklar için bkzг эU ззб миб илжб имиг 37 щiЛer tanık için bkzг UM жзег International Journal of Language Academy Volume 5/4 August p. rd w frwrdyn/prwrdyn /ardāw frawardīn/)б Rüėgâr (ĖŪl) tanrı (Pa./O. Far. w d, w d, w ǒ /wād/)б Işık (Ėaruk) tanrı (Pa./O. Far. rwšn дrōšnдб дrōšanд)б Su (suv) tanrı (Pa./O. Far. b, b /āb/) ve Ateş (ot) tanrı (Pa./O. Far. ĕrwštgб ĕrwšṯgб ĕrōštag (3), işuĖ(a)ėd < Pa. 8 ĖĖšw , yyšw, yšw /yišō /+yzd /yazad/ (1), k(e)nig roş(a)n < Pa. qnĖgrwšn (3), mar < Pa. mrĖб m’rĖб m’rwб m’r(г)б mr (3), m(Ū)şiha < Pa. mšĖh’б mšĖh’ б mšĖh’’б mšĖ (1), padvahtag < Pa. pdw xtag, patwāxtag (2), wadžiwantag < Pa. w’djĖwndg (2), ĖuşoдĖişo < Pa. ĖĖšw , yyšw, yšw /yišō / (1) Sanskritçe çahşapat с Skr. śikṣapada (6), şakim(u)n с Skrг 2 śākĖamuni (1) Soğdca dŪnдdin с Sogd. ǒĖn (1), dŪndarдdi[n]tar с Sogd. ǒĖnǒ’ r 8 (7), ezrua < Sogd. zrw (9), hormuėta [t(e)ŋri] с Sogd. wrmzṭ (14), katun < Sogd. ĕwt’Ėn (1), Mani < Sogd. m’nĖ’ (5), možak < Sogd. mwj’k (2), nom < Sogd. nwm (39) Soğdca+Türkçe nomçı < Sogd. nwm+çı Türг (з) 1 International Journal of Language Academy Volume 5/4 August p. : Almanca, bkz.п bakınızб C.: cilt, Çin.п Çinceб DTS: DrevnetĖurkskiĖ slovar’, Far.п ыarsçaб fel.: felsefe, Fr.п ыransızcaб funduszeue.infoп geliştirilmiş yeni baskıб HU: Huastuanift Manihaist UĖgurların tövbe duası, IB: Irk Bitig, İng.п Мngilizceб International Journal of Language Academy Volume 5/4 August p. / Hüsnü Çağdaş ARSLAN O. Far.п Orta ыarsçaб Pa.п Partçaб Ruhb.: Ruh bilimi terimi, s.: sayfa, Sgd.п SoЛdcaб Skr.: Sanskritçeб Tür.п Türkçeб UM: Der uigurische Manichäismus… (Manihaist UĖgur Metinleri), vb.: ve benzeri. Kaynakça Aksan, D. (). Her ĖönüĖle dil ana çiėgileriĖle dilbilimг 1.,2.,3. Ciltler. цnkaraп Türk щil Kurumu Yayınlarıг цrendzenб яг (жоже)г Manichæismг the Catholic encyclopedia (Vol. 9). New York: Robert Appleton Company. funduszeue.info ъrişim tarihi: Asmussen, J. P. (). Xuāstvānīftг Studies in Manichaeism. (Acta Theologica Danica, 12). Copenhagen: Munksgaard. Bang, W., A. V. Gabain (). Türkische Turfan-texte II. Manichaica. Berlin. Buswell, R. E. Jr. (Ed.). (). Encyclopedia of Buddhism (Volume 1 A-L). New York: Macmillan Reference USA. шaferoЛluб цг (жоои)г Eski UĖgur Türkçesi söėlüğü (иг bsг)г Мstanbulп ъnderun Kitabeviг Cin, R. (). Kavramlar dizini. цnkaraп Türk щil Kurumu Yayınlarıг Clauson, S. G. (). Notes on Irk Bitig. Ural-Altaische Jahrbücher, Volume Wiesbaden: Clauson, S. G. (). An etymological dictionary of pre-thirteenth-century Turkish. Oxford: Clarendon Press. Çetinб ъг (зеео)г Orhon yazıtlarında ‘itaat’ kavramıг Turkish Studies, Volume 4/8 Fall, Derleme Söėlüğü (2. bs.). (). C. 1-жзг цnkaraп Türk щil Kurumu Yayınlarıг щil щerneЛi (зеек)г Türkçe söėlük (зг bsг)г цnkaraп щil щerneЛi Yayınlarıг Doerfer, G. (, , ). Türkische und mongolische Elemente im Neupersischen Iб II, III. Wiesbaden: Franz Steiner Verlag. Dornseiff, F. (). Der Deutsche Wortschatz nach Sachgruppen. Berlin-New York: Walter De Gruyter. Durkin-Meisterernst, Desmond. (). Dictionary of Manichaean Middle Persian and Parthian. Brespols: Turnhout. Ercilasun, A.B., Z. Akkoyunlu. (Haz.) (). Kâşgarlı Mahmud Dîvânu Lugâti’t-Türkб giriş- metin-çeviri-notlar-dizin (зг bsг)г цnkaraп Türk щil Kurumu Yayınlarıг Erdal, M. (). Old Turkic word formation. A functional approach to the lexicon. Wiesbaden. Gabain, A. von (). Alttürkische grammatik (2. Verbesserte Auflage). Leipzig: Otto Harrassowitz. _______ (). Der Buddhismus in zentralasien. Religionsgeschichte des Orients in der Zeit der Weltreligionen, Leiden: The Netherland. Grousset, R. (). Stepler imparatorluğu Attilâб шengiė Hanб Timur (зг bsг)г эг Мnalcık (Çevг)г цnkaraп Türk Tarih Kurumu Yayınlarıг эançerlioЛluб Oг (жоои)г ыelsefe söėlüğü (gelгyгbsг)г Мstanbulп Remzi Kitabeviг KafesoЛluб Мг (зееж)г Uygurlarг Türk dünĖası el kitabı (иг bs)г шгжг цnkaraп Türk Kültürünü цraştırma ъnstitüsü Yayınlarıг жнз Kıranб Zгб цг ъziler Kıranг (зеже)г Dilbilime girişг цnkaraп Seçkin Yayınlarıг Ligeti, L. (). чilinmeĖen İç AsĖa (иг bsг)г Sг Karatay (Çevг)г цnkaraп Türk щil Kurumu Yayınlarıг Lyons, J. (). Semantics I. Cambridge: Cambridge University Press. Nadelyayevб Vг Mгб щг Mг Nasilovб ъг Rг Tenişevб цг Mг Şçerbakг (жоло)г Drevnetyurkskiy slovar’г Leningrad: Akademiya Nauk SSSR. Ölmezб Mг (зеек)г Türkçede dinî tabirler üzerineг Türk Dilleri Araştırmalarıб жк, International Journal of Language Academy Volume 5/4 August p. / Eski Uygur Türkçesinin Manihaist Dönem Metinlerinde Yetke Kavramı Önenб Yгб шг Zг Şanbeyг (жоои)г Almanca-Türkçe söėlük (жб з)г цnkaraп Türk щil Kurumu Yayınlarıп кйлг Özbayб чг (зежй)г Huastuanift Manihaist UĖgurların tövbe duasıг цnkaraп Türk щil Kurumu Yayınlarıг Özbentб Sг (зежи)г Sözlüksel alan teorisi ve çeviri. Diyalog, /2г Мstanbulг кк Özerturalб Zг (зеен)г Der uigurische Manichäismus Neubearbeitung von Teĕten aus Manichaica I und III von Albert v. Le Coq. Wiesbaden: Harrossowitz Verlag. Piltenб Şг (зежи)г Türk dilinde ıėdırap söė bilgisiб bir eş anlamlılık incelemesiг цnkaraп Türk щil Kurumu Yayınlarıг Seiffert, H. (). Einführung in die wissenschaftstheorieг Münchenп шгэгчeckг Tarama Söėlüğü (). C. 1-нг цnkaraп Türk щil Kurumu Yayınlarıг Tekinб Şг (жолз)г Mani dininin Uygurlar tarafından devlet dini olarak kabul edilişinin жзеег yıldönümü dolayısı ile birkaç not (млз). TDAY Belleten , цnkaraп Türk щil Kurumu Yayınlarıг Tekinб Tгб Mг Ölmezг (зееи)г Türk Dilleri giriş. Мstanbulп Yıldız щil ve Edebiyat. Tekin, T. (). Irk чitig eski UĖgurca fal kitabı. N. Demir, E. Yılmaz (эazг)г цnkaraп Öncü Kitap г _______ (). Irk чitig eski UĖgurca fal kitabıг ъг Yılmazб Nг щemir (эazг)г цnkaraп Türk Dil Kurumu. Tokyürekб эг (зежж)г Eski UĖgur Türkçesinde чudiėm ve Manihaiėm terimleriг Doktora tezi, ъrciyes Üniversitesiб Kayseriг Tokyürekб эг (зежз)г ъski Uygurca metinlere göre чudizmin Manihaizme etkisiг Turkish Studies, Volume 7/4, Fall, Trier, J. (). Über wort- und begriffsfelder. Der Deutsche wortschatz im sinnbezirk des verstandes-die geschichte eines sprachlichen feldes. L. Schmidt (Ed.). (). Wortfeldforschung zur geschichte und theorie des sprachlichen feldes içinde (sг ж- 38). Darmstadt: Wissenschaftliche Buchgesellschaft. Vásáryб юг (зеем)г Eski İç AsĖa’nın tarihiг Мг щoЛan (Çevг)г Мstanbulп Ötüken Yayınlarıг International Journal of Language Academy Volume 5/4 August p. /
ВТОРОГО
ИНОСТРАННОГО ЯЗЫКА
учебно-методический комплекс
(ТУРЕЦКИЙ ЯЗЫК)
Красноярск
ИПК СФУ
УДК
ББК
Ш47
Электронный учебно-методический комплекс по дисциплине «Лингвостранове-
дение второго иностранного языка (турецкий язык)» подготовлен в рамках реализа-
ции в г. программы развития ФГОУ ВПО «Сибирский федеральный универси-
тет» на – гг. по разделу «Модернизация образовательного процесса».
Рецензенты:
Красноярский краевой фонд науки;
Экспертная комиссия СФУ по подготовке учебно-методических комплексов дис-
циплин
Шенкал, Г. ..
Ш47 Лингвострановедение второго иностранного языка (турецкий язык). Вер-
сия [Электронный ресурс] : практикум / Г. Шенкал, Х. Ключук,
Е. М. Фейтельберг. – Электрон. дан. (6 Мб). – Красноярск : ИПК СФУ, –
(Лингвострановедение второго иностранного языка (турецкий язык) : УМКД
№ / рук. творч. коллектива Е. М. Фейтельберг). – 1 электрон. опт. диск
(DVD). – Систем. требования : Intel Pentium (или аналогичный процессор дру-
гих производителей) 1 ГГц ; Мб оперативной памяти ; 6 Мб свободного
дискового пространства ; привод DVD ; операционная система Microsoft
Windows SP 4 / XP SP 2 / Vista (32 бит) ; Adobe Reader (или аналогич-
ный продукт для чтения файлов формата pdf).
ISBN (комплекса)
Номер гос. регистрации в ФГУП НТЦ «Информрегистр»
от г. (комплекса)
Настоящее издание является частью учебно-методического комплекса по дисциплине «Лингвост-
рановедение второго иностранного языка (турецкий язык)», включающего учебную программу, мето-
дические указания к самостоятельной работе, контрольно-измерительные материалы «Лингвостранове-
дение второго иностранного языка (турецкий язык). Банк тестовых заданий», наглядное пособие «Лин-
гвострановедение второго иностранного языка (турецкий язык). Презентационные материалы».
Изложены основные сведения по географии, культуре, политике, экономике и культурной жизни
Турции на русском и турецком языке с соответствующим иллюстративным материалом. Приведен лек-
сический, грамматический комментарий к текстам на турецком языке, даны вопросы и задания для
контроля знаний.
Предназначен для студентов направления подготовки бакалавров «Лингвистика и меж-
культурная коммуникация» укрупненной группы «Гуманитарные науки».
Рекомендовано к изданию
Инновационно-методическим управлением СФУ
Редактор Л. Ф. Калашник
Введение 5
Модуль 1 6
Раздел 1. География турции. Türkiye coğrafyası 6
Тема Общая информация о географическом положении страны и ее
населении. Ülkenin coğrafisi ve nüfusu hakkında genel bilgiler 6
Тема Климат, флора и фауна Турции. Türkiye’nin iklimi. Bitki ve hayvan
örtüsü 12
Тема Сельское хозяйство и промышленность в Турции.
Türkiye’de tarım ve sanayi 19
Тема Административно-территориальное деление, главные города
страны. Türkiye’nin idari taksimatı. Ülkenin en önemli şehirleri 25
Раздел 2. История турции. Türkiye’nin tarihi 30
Тема Период до года. yılından önceki dönem 30
Ранняя история тюрок до принятия ислама 30
История тюрок от принятия ислама до образования Османской
империи 36
История Османской империи 44
Первая мировая война и Национально-освободительная война 51
Тема Период республики (от г. до наших дней). Cumhuriyet Dönemi
(’ten sonra Türkiye) 56
Раздел 3. Конституция и государственные
органы турции. Türkiye’nin anayasası ve yönetim
organları 63
Тема Место Турции в мире. Türkiye’nin dünyadaki yeri 63
Тема Внешняя и внутренняя политика Турции. Türkiye’nin iç ve dış
politikası 66
Тема Политическая система, выборы, партии, меджлис.
Türkiye’de seçim, meclis ve partiler 70
Раздел 4. Экономика турции. Türkiye’nin
ekonomisi 78
Тема Импорт и экспорт. İthalat ve ihracat 78
Тема Промышленность и иностранный капитал в стране. Sanayi ve
yabancı sermaye 82
Раздел 5. Туризм в турции. Türkiye’de turizm 89
Тема Исторические и туристические места. Türkiye’nin tarihi ve turistik
yerleri 89
Турция со спутника
Текст
Türkiye, Asya ve Avrupa kıtalarının buluştuğu yerde bulunan bir ülkedir.
Türkiye topraklarının bulunduğu yer, Asya karasının batıya doğru en büyük bir
yarımadası üzerinde yer almış. Türkiyenin yüzölçümü km2dir. Bu sayının
içinde göller de vardır. Yine bu sayı içinde Türkiye’nin km2lik arazisi
(bütün yüzölçümünün %3’ü) Avrupa karasında olup, ‘Trakya’ adı ile alınır.
Bu yeri ve bu durumu ile Türkiye, kimi kaynaklarda bir Asya devleti, kimi
kaynaklarda bir Avrupa devleti olarak belirtilmiştir. Türkiye, Avrupa ile Asya
arasında önemli yeri olan bir devlettir.
Türkiye’nin Avrupa’da Bulgaristan ve Yunanistan ile, Asya’da ise Surye,
Irak, İran, Ermenistan ve Gürcistan ile sınırları vardır. Türkiye 4 denizle çevrilidir:
kuzeyinde Karadenizi ile, batısında Marmara ve Ege denizleri ile ve güneyinde
Akdenizle çevrilidir.Türkiye’nin kıyılarının boyu funduszeue.info; bu yüzden Türkiye,
bir deniz ülkesi olma özelliğini kazanmıştır. İstanbul ve Çanakkale Boğazları
önemli bir deniz yoludur. Bu boğazlar ve Marmara denizi, komşu ülkelerle olan
ticaret bağlantıları için önemli bir yoldur. Bu önemli geçitleri üzerinde
bulunmasından olan siyasi önemi hiç bir zaman değerini kaybetmemiş, günümüzde
bu değer daha da artmıştır.
Türkiye toprakları içinde bulunan iki deniz boğazı (İstanbul Boğazı ve
Çanakkale Boğazı) var. Bu dar deniz yolları, memleketin her yanını birbirine iki
köprü kurulacak kadar yakın bir durum göstermektedir.
Türkiye’nin nüfusu 60 milyondur. Bu duruma göre, Türkiye’nin komşuları
olan beş Balkan devletinin nüfus toplamının, yaklaşık olarak yarısını geçen bir
nüfus sayısı vardır. Bu nüfusu ile Türkiye Avrupa’nın da çok nüfuslu
ülkelerindendir.
Coğrafi bakımından önemli yeri, geniş toprakları ve gittikçe artan nüfus
sayısı ile Türkiye, yer yüzünde ve özellikle dünyanın bu bölümünde güçlü bir
varlık ve değerli bir denge unsurudur. Bu bakımdan Türkiye, dostluğu ve ittifakı
her zaman bir kıymet taşımıştır.
Лексический комментарий
yarımada – полуостров;
yüzölçümü – площадь, площадь поверхности;
göl – озеро; acı göl – солёное озеро;
kara – суша, земля; karaya ayak basmak – ступить на землю, высадиться
на берег; karaya çıkarmak – высадить на берег; karaya düşmek – быть
выброшенным [волной, течением] на берег; karaya oturmak – сесть на мель;
karaya vurmak – биться о берег; karada ölüm yok – на суше смерти нет (после
всего пережитого невозможно встретиться со смертью на суше);
kaynak,ğı – источник родник; kaynak suyu – родниковая вода; gelir
kaynağı – источник дохода; ısı kaynağı – источник тепла; inanılır/güvenilir
Грамматический комментарий
1. Km2 читается как kilometre karе.
2. Проценты читаются как yüzde otuz (%30), yüzde elli (%50) и т. д. За-
помните, что в турецком языке знак «%» всегда ставится перед числом.
3. Обратите внимание на предложение Türkiye, bir deniz ülkesi olma
özelliğini kazanmıştır. Для того, чтобы сделать его перевод, необходимо разо-
браться в связях между словами, выраженных с помощью притяжательных
окончаний (изафета). Для этого сначала выделяем сказуемое (kazanmıştır) и
подлежащее (Türkiye); затем ищем словосочетания из двух существительных,
соединенных между собой с помощью изафета (deniz ülkesi и olma özelliği).
Переводим их, учитывая, что первое существительное всегда является опре-
делением второго: морская страна и свойство (право) быть (являться, на-
Вопросы и задания
1. Тщательно изучите географическое положение Турции, используя
при этом физическую карту Турции, политическую карту мира и любые дру-
гие географические карты. Подумайте, можно ли назвать географическое по-
ложение Турции выгодным с экономической и политической точки зрения?
Почему?
2. Оцените водные ресурсы Турции.
3. Учитывая рельеф и географическое положение страны, оцените зе-
мельные ресурсы Турции. Как география Турции влияет на развитие сельско-
го хозяйства? Почему?
4. Подумайте, по какой причине многие древние племена избирали для
создания государства именно территорию Анатолии? Какие географические
факторы могли обуславливать их выбор?
5. Изучите границы Турции, перечислите ее «соседей». Что вы знаете
об отношениях Турции с этими странами?
Альпийские луга
Полупустыня Ихневмон
Ястреб Каравайка
Важнейшие национальные парки: Олимпос-Бейдаглары, Кёпрюлю-
Каньон (охрана природных комплексов Западного Тавра), Дилек-Ярымадасы
(охрана флоры и фауны Эгейского побережья), Каратепе-Асланташ (охрана
Текст
Türkiye, çok çeşitli iklimlere sahiptir. Ülke sanki bir mozayik görünüşünde
iklim bölgeleri ve bölgecikleri ile doludur. Bir iklim bölgesinin özelliğini belirtmek
için iklim unsurlarını öğrenmek gerekiyor. Bu unsurlar, sıcaklık, yağış, basınç ve
rüzgârdır. Bu unsurları hesaba katarak Türkiye iklimleri, dört çeşide ayırılır.
1. Karadeniz iklimi. Bu iklim bölgesinde her mevsim yağışlıdır, yüksek dağ
yamaçları bu yağışların daha bol yağmasına imkân verir. Ara sıra don olayları olur,
sis belirir, kar yağar.
2. Akdeniz iklimi. Bu iklim bölgesinde yağış yüksek ise de, uzun yaz
kurakları vardır. Akdeniz kıyı bölgesinin kuzeyden dağlarla çevrili olmasından
dolayı, yüksek yaz sıcakları hüküm sürer. Kış ise geç başlar ve ılımlı geçer. Yağış
mevsimi kıştır.
3. İç bölge iklimi. Burası bir bozkır iklimidir. Yazları sıcak, kışlar soğuktur.
Bol yağışlar ilkbahardadır. Temmuz ve Ağustos, kurak ayılardır. Yaz aylarında,
kısa süreler içinde de yağış olur. Bu iklim en belirgin özelliğini Tuz gölü ve
çevresinde bulur.
4. Doğu Anadolu iklimi. Doğu Anadolu denizlerden uzak, dağlarla kapalı bir
bölgedir. Bu yüzden bu bölge, çok karasal iklim özelliklerini gösterir. Burada
sıcaklık oynamaları çok ve şiddetlidir (meselâ, Kars yaylalarında kış ile yaz aylık
oratamaları arasında sıcaklık oynaması vardır). Bu bölge karlı, soğuk
(den aşağı düşen sıcaklıklar fazla) ve kışlar pek uzundur.
İklim gibi, Türkiye’nin bitki ve hayvan örtüsü çok geniş çeşitlilik gösteriyor.
Türkiye’nin bitki örtüsü yaklaşık olarak tür bitki içine alır. Bunların üçte
birinden fazla çok eskidir ve bazı tepe bilezikleri gibi Türkiye’den başka yerlerde
rastlanmazdır. Karadeniz kıyısında yoğun meşe, kayın, gürgen, akçaağaç ve çınar
ormanları vardır. Şimşir ve yaban üzüm de sık sık rastlanır. Akdeniz bölgelerinde
defne, mersin, antepfıstığı ve zakkum ağaçları hakim bitkilerdir. Dağlara yakın
bölgelerde, ender Lübnan sediri, ardıç, çeşitli meşe ağaçları, zeytin, badem ve
ceviz ağaçlar bulunabilir. Anadolu yaylalarının bitki örtüsü ise bozkır ve yarı
çöldür.
Türkiye’nin hayvan örtüsü de çok özeldir. Dağ ormanlarında geyik,
alageyik, karaca, yaban domuzu, leopar, ayı, porsuk rastlanır. Bozkır bölgelerinde
ise çok kemirici ve engerek, Akdeniz kaplumbağası, kertenkeler gibi sürüngenler
vardır.
Лексический комментарий
tepe bileziği – астрагал;
meşe (ağacı) – дуб;
kayın – бук;
gürgen – граб;
akçaagaç,cı – клен;
Грамматический комментарий
1. Слово sahip «хозяин» в сочетании с дательным падежом способно
образовывать сочетание –e sahip olmak, то есть «обладать чем-либо».
2. С помощью восьмивариантного аффикса –cık, -cik, -cuk, -cük, -çık,
-çik, -çuk, -çük образуется уменьшительно-ласкательная форма: например,
kedicik «кошечка», anneciğim «моя мамочка», Ayşeciğim «моя милая Айше»,
incecik «тонюсенький», bölgecik «маленькая область, местечко» и т. д.
3. Сочетание аффикса условного наклонения –sa, -se с послелогом
da,de переводится как «хоть и, даже если». Например: Beni unutsan da, seni
asla unutmam «Даже если ты меня и забудешь, я тебя не забуду никогда».
Hava yağmurlu olsa da, dışarı çıkarım «Даже если будет дождь, все равно пой-
ду на улицу». Bu iklim bölgesinde yağış yüksek ise de, uzun yaz kurakları vardır
«Хоть в этой области доля осадков велика, летом случаются длительные за-
сухи».
4. Üçte bir – «одна треть», т. е. «один из трех». Остальные дроби чита-
ются по аналогичной схеме: dörtte üç «три четверти», т. е. «три из четырех»,
onda yedi «семь десятых» и т. д.
Текст
Türkiye’nin tarımı, sanayinin çok hızlı gelişmesine rağmen, ülkenin
ekonomisinin çok önemli unsurudur. Nüfusun yarısı çiftçilik, hayvancılık,
Лексический комментарий
toprak mülkiyeti – землевладение;
toprak sahibi – земельный собственник;
ücretli – наемный;
çiftçilik,ği – земледелие;
hayvancılık,ğı – животноводство, скотоводство;
balıkçılık,ğı – рыбный промысел, занятие рыбным промыслом; рыбо-
ловство;
tahıl – зерновые; хлебные злаки; зерно; хлеб (в зерне);
pamuk,ğu – 1) хлопок; pamuk atmak – чесать/трепать хлопок; 2) вата;
pamu,ğu – 1) хлопковый 2) ватный;
meyva ağaçları – плодовые деревья;
Регионы Турции
Как правило, или носят то же название, что и их административные
центры, также называемые центральным районом. Но из этого правила есть
исключения: или Хатай (административный центр – г. Антакья), Коджаэли
(административный центр – funduszeue.info) и Сакарья (административный центр –
г. Адапазары). Наиболее населённые или: Стамбул (более 10 млн.), Анкара
(более 4 млн.), Измир (более 3,4 млн.), Конья (более 2,2 млн.), Бурса (более
2,1 млн.), Адана (более 1,85 млн.).
Текст
İdari taksimat bakımından Türkiye 80 il ve ilçeye ayrılır. Bazı ilçeler ise
bucaklara ayrılırlar; toplam olarak Türkiye’de bucak sayılır. Bundan başka,
büyük şehirler mahallelere ayrılırlar. Bir ilin başı, validir. Valinin adaylığı İçişleri
Bakanlığı tarafından gösterilir, sonra vali Bakan Kurulu tarafından göreve alınır ve
Cumhurbaşkanı tarafından onaylanır.
Türkiye’nin meclisinden başka, ülke yönetimi problemleri özel görevli
mercileri (belediyeler) tarafından çözülür. Bu eyaletlere ait olan belediyelerin
bunun için gereken yetkileri ve görevleri vardır.
Türkiye’nin en büyük ve en önemli şehirleri, İstanbul, Ankara ve İzmir’dir.
İstanbul, yaklaşık yıl boyunca çeşitli imparatorluklara başkentlik
yapan, Türkiye’nin ve Avrupa’nın en kalabalık şehridir. Bazı kaynaklara göre,
İstanbul’un nüfusu 23 milyona yaklaşıyor. Türkiye'nin kültür ve finans merkezidir.
32 ilçeden oluşan şehir, İstanbul Boğazı boyunca ve Haliç’i çevreleyecek şekilde
Türkiye'nin kuzeybatısında kurulmuştur. İstanbul, batıda Avrupa yakası ve doğuda
Asya yakası olmak üzere iki kıtada yaşam merkezleri olan Dünya'daki tek şehirdir.
Dünya'nın en eski şehirlerinden olan İstanbu, M.Ö. yıllarında Oy-Urum
Atınların beyliği, - yılları arasında Roma İmparatorluğu, - ile
- yılları arasında Bizans İmparatorluğu, - arasında Latin
İmparatorluğu ve son olarak - yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu'na
başkentlik yapmıştır. İstanbul'un tarihi bölgeleri yılında UNESCO tarafından
Dünya Miras Listesi'ne alınmıştır.
Ankara, Türkiye’nin başkenti ve İstanbul'dan sonra ikinci büyük şehridir.
Eski adı Angora olan şehrin nüfusu verilerine göre 4 milyondan fazladır.
Лексический комментарий
органы самоуправления – özyönetim organları;
il – (название административной единицы в Турции) иль, вилайет,
губерния;
ilçe – (название административной единицы, соответствующей уезду,
району) ильче; ilçebay – начальник ильче;
mahalle – 1) махалле, квартал, район (населённого пункта); 2) все
жители [одного] махалле; mahalleyı ayağa kaldırmak — поднять на ноги весь
квартал, взбудоражить всю округу;
vali – вали, губернатор, начальник иля/вилайета;
aday – кандидат; aday göstermek – выдвигать кандидата;
İçişleri Bakanlığı – Министерство внутренних дел;
Bakan Kurulu – Совет министров;
meclis – 1) меджлис, турецкий парламент, палата, собрание; совет; Ayan
Meclisi – сенат; çift meclis sistemi – двухпалатная система; Millî Meclis – на-
циональное собрание (в Турции); belediye meclisi – муниципальный совет;
yönetim meclisi – административный совет; 2) собрание, встреча друзей;
meclis kurmak – собраться, организовать встречу;
merci -i – государственное учреждение, инстанция; son merci – послед-
няя инстанция;
belediye – муниципалитет; belediye başkanı – мэр; belediye meclisi – му-
ниципальный совет; belediye seçimleri – муниципальные выборы; belediye
suçları – действия, запрещённые уставом муниципалитета; belediye zabıtası –
муниципальная полиция;
eyalet – 1) область, округ; губерния; 2) эялет, провинция (в период Ос-
манской империи);
yetki – компетенция, правомочие, полномочие; yetkisini kullanmak –
воспользоваться своим правом; yetki vermek – предоставлять/давать пра-
во/полномочия;
yaka – 1) воротник, ворот; devrik yaka – отложной воротник; dik yaka –
стоячий воротник; kolalı yaka – накрахмаленный воротник; 2) петлица;
yakasına bir karanfil takmıştı – в петлице у него была гвоздика; yaka işareti –
знак различия; 3) берег (один из двух берегов); karşı yaka – противоположный
Грамматический комментарий
1. Сочетание –e ait olmak переводится как «принадлежать чему/кому-
либо». Глагол olmak в его составе используется для образования различных
видовременных форм, т.е. для настоящего времени он не нужен. Например,
bu bana ait, şu sana ait «Это принадлежит мне, а это принадлежит тебе»; bu
eyaletlere ait olmak «принадлежать (относиться к) этой области (губернии)».
2. Форма настоящее время на –makta переводится так же, как и обычное на-
стоящее время на –yor-; обычно эта форма используется при констатации простых
истин и фактов, например, Dünyada çok değişme olmaktadır «В мире происходит
множество изменений», как правило, в официальных и научных текстах.
Вопросы и задания
1. Вспомните названия территориально-административных единиц
Турции. В чем сходства и различия турецкой и русской систем территори-
ально-административного деления?
2. Перечислите семь регионов Турции. В чем смысл этого деления?
Покажите их на карте. В каких регионах находятся следующие города: Из-
мир, Анкара, Адыяман, Батман, Конья, Адана, Эскишехир, Сакарья, Синоп,
Карс, Бурса, Адапазары, Эдирне? Найдите их на карте.
3. Опишите систему органов местного самоуправления Турции. Срав-
ните ее с системой местного самоуправления в России: в чем сходства и в
чем различия?
4. Какова система назначения вали в Турции? Отличается ли она от
системы назначения губернатора в России?
5. Как вы думаете, почему для вступления Турции в Евросоюз необхо-
димо реформирование системы органов самоуправления? Что еще вы знаете
о процессе вступления Турции в Евросоюз? Знаете ли вы, какие реформы
еще необходимы для благополучного завершения этого процесса?
Список литературы
Уйгуры
В г. вслед за распадом империи гуннов в Азии в восточном предго-
рье Алтая возник Тюркский каганат, называемый по-турецки «Империя Гёк-
тюрк»: Гёктюрк переводится дословно как «небесные», или «голубые тюр-
ки». Эта народность впервые употребила слово «тюрк» в официальном на-
звании государства. Бильге Каган и Кюль Тигин вошли в историю как самые
мудрые и героические деятели тюркской государственности. Оба они, а так-
же Тонйукук, один из гёктюркских ханов, обессмертили свою деятельность
благодаря текстам, известным под названием орхоно-енисейские памятники,
считающимся первыми памятниками письменности на тюркском языке. Осо-
бенно важно отметить, что орхоно-енисейские памятники открыты в Туве и
Хакассии, т. е. относительно недалеко от Красноярска.
В г. уйгуры создали третье в истории тюркское государство. Одна-
ко оно распалось в результате нападения на столицу киргизских тюрок, кото-
рые жили на северо-западе.
Западные гунны, жившие в районах Аральского моря и Туркестане и
являвшиеся потомками азиатских гуннов, под натиском аваров были вынуж-
дены покинуть насиженные места и переселиться в западное Поволжье. Их
предводитель Баламир после нанесения поражения остготам начал наступле-
ние на западные племена этой народности. Тогда же визиготы, гонимые гун-
нами, стали двигаться на запад. Так начался период великого переселения
Текст
İslamdan önce Türk tarihi
Asya'da Türk siyasi tarihinin Hunlar ile başladığı kabul ediliyor. M.Ö. 3.
yüzyılda tarih sahnesine çıkan Hun Devleti, kurucusu Mete Han'ın yönetiminde
güçlü bir devlet haline gelmiş. Belli bir stratejisi olan Mete, Moğolları yenerek,
Çin'in Batı kapıları ile ticaret yollarını kontrol altına almış ve böylece önemli bir
ekonomik güç elde etmişti. Bu genişleme siyaseti, buğday ve erzak ambarı olan
Doğu Türkistan'ın da Hunlar'ın eline geçmesiyle sonuçlandı.
Asya Hun Devleti'nin yıkılmasından sonra bu devletin idari tecrübesinden
yararlanan Türk kavimlerinin oluşturduğu Göktürk adında yeni bir devlet ortaya
çıktı. Göktürk Devleti (), Türkler'in kurdukları ikinci büyük devlettir. Bu
devlette Hunlar'ın aksine kentleşmeye önem verilmiş, tarım reformu ve tohum
ıslahı gerçekleştirilmiş. Bilge Kağan ve Kül Tegin, Türk devlet adamlığının en
bilge ve en kahraman kişileri olarak tarihte yer aldılar. Onlar, yanlız savaşçılık ile
devletin yönetilemeyeceğini, kağanlığın aynı zamanda bilgeliği de gerektirdiğini
savunuyorlardı. Bu nedenle, her iki hakan ile yine Göktürk hakanlarından olan
Tonyokuk, icraatlarını birer yazıt ile ebedileştirdiler. "Orhun Yazıtları" adı verilen
bu yazıtlar Türk dilinin yazılı ilk metinleridir.
Bir yandan Çinliler'le mücadeleler, öte yandan Göktürk Devleti içinde
yaşayan Dokuz Oğuzlar, Karluklar ve Basmıllar gibi Türk kavimleri, Göktürk
Devleti'nin yıkılmasına neden olarak, Orhun ve Selenge vadilerinin yerli kavimleri
olan Uygur Türkleri üçüncü büyük Türk Devleti'ni kurdular. Ticarete önem veren
Uygur Devleti (), Göktürkler'in gelenek ve törenlerini devam ettirdi.
Resmi dini olan Mani'liğin etkisiyle ticaret gelişti, kurulan Mani dini tapınakları
zamanla pazar tapınakları haline geldi. Kültür ve ticaret bakımından gelişen
Uygurlar'ın savaşçılık yönleri zayıfladı. Kuzeybatılarında yaşayan Kırgız
Türkleri'nin Uygur başkentine düzenledikleri baskın sonucu Uygurlar dağıldı.
Batı Türkleri.
Hunlar'dan Batı'ya göç eden bir grup, önce Karadeniz'in kuzeyinde Tuna
nehrine kadar olan bölgede yerleşti. Kafkasya üzerinden İran ve Anadolu'ya
akınlarda bulunan Hunlar, ardından Doğu ve Batı Roma üzerine yürüdüler.
yılında Franklar'la mücadele ettiler ve iki yıl sonra bugünkü Hollanda ve
Danimarka'ya kadar ulaştılar. Avrupa'da kurulan ilk Türk devleti olarak bilinen ve
kendilerine Avrupa Hunları denilen Batı Hunları, Attila önderliğinde Ren nehri
kıyılarından Volga nehrine kadar uzanan çok geniş topraklarda büyük bir devlet
haline geldiler. Doğu uygarlığının Batı'ya taşınmasında rol oynayan bu devlet,
Attila döneminde İtalya'ya, Balkanlar'a ve Galya'ya seferler düzenledi. Batı Hun
Devleti, Attila'nın ölümünden kısa bir süre sonra dağıldı ().
Лексический комментарий
hunlar – гунны; Hun devleti – государство гуннов;
kurucu – 1) основатель, учредитель, создатель; gazetenin kurucusu – уч-
редитель газеты; 2) учредительный; kurucu meclis – учредительное собрание;
Грамматический комментарий
1. При чтении и переводе этого текста обратите особое внимание на
причастия: не забывайте, что с помощью причастий в турецком языке слож-
ноподчиненные предложения «сворачиваются» в про-
стые и на русский язык их можно перевести только с
помощью сложноподчиненных предложений. При этом
проще всего начинать с конца, то есть со сказуемого,
Государство Тимуров
Тадж Махал
В это время Шах Исмаил, создавший свое государство в Иране и отли-
чавшийся особой приверженностью к шиизму, со временем расширил его
границы. Однако когда он устремил взоры на Анатолию, был вынужден по-
мериться силой с османским правителем Явузом Султаном Селимом в Чал-
дыране. Это сражение, происшедшее в году, Исмаил проиграл. Все по-
следующие правители Сефевидов, также противостоявшие османам, проиг-
рали все войны. Закат государства Сефевидов пришелся на период правления
Шаха Надира.
Один из представителей династии Тимура Захируддин Бабюр, полу-
чивший известность своим трудом на турецком языке под названием Векяи
Бабюрнаме, основал империю Бабюров или Тюрко-индийскую империю
(– гг.). После его смерти на период нахождения у власти сыновей
Хумаюна и Экбера приходится период расцвета государства. Тогда значи-
тельная часть Индийского полуострова оказалась под его властью. В эпоху
Хюррем, в которую правил шах Джихан (шах Мира), в сфере политики и ис-
кусства был достигнут самый высокий уровень. Тогда был возведен в Агре
храм Тадж Махал, считающийся самым прекрасным архитектурным памят-
ником в мире. В его строительстве участвовали архитекторы Османской им-
перии.
Текст
İslamdan sonra Türk tarihi
Uygur Devleti'nin yıkılmasından sonra yerine Karluk, Çiğil ve Argul gibi
Türk boylarına tarafından Karahanlı Devleti kuruldu (). Karahanlılar devri
Türk tarihinde önemli bir dönüm noktası sayılır. Çünkü Karahanlı hükümdarı
Satuk Buğra Han zamanında İslamiyet resmi din olarak kabul edildi. Karahanlılar,
Orta Asya'da kurulan ilk Müslüman Türk devleti olmaları nedeniyle, Türk-İslam
kültür ve uygarlığı denilen tarihi gelişmenin temellerini attılar.
İlk yönetim merkezi Kaşgar ve kuzeydeki ikinci merkezi de Balasagun olan
Karahanlı Devleti, yılında Doğu ve Batı Karahanlı olmak üzere iki kardeş
arasında bölüşüldü. Bunlardan Doğu Karahanlı Devleti yılına kadar yaşadı ve
daha sonra Büyük Selçuklu Devleti'nin yönetimine girdi. Genellikle adil, dindar ve
kültürsever hükümdarlar tarafından yönetilen Karahanlı Devleti zamanında İslami
Türk edebiyatı gelişti, Kaşgar ve Balasagun birer kültür merkezi haline geldi.
Karahanlılar'ın hüküm sürdüğü dönemlerde başkenti Afganistan'daki Gazne
şehri olan ikinci bir Türk devleti daha bulunmaktaydı. Gazneli Devleti'nin
() en güçlü dönemi ilk kez "Sultan" ünvanını kullanan Gazneli Mahmud
zamanı oldu. Hindistan üzerine birçok sefer düzenleyen Gazneli Mahmud, buraları
Türk yönetimine alarak islamlaştırdı ve böylece bugünkü Pakistan Devleti'nin
temellerini atmış oldu. Gazneli Mahmud'dan sonra gelen hükümdarlar bu parlak
dönemi devam ettiremedi. Selçuklularla yaptıkları Dandanakan Savaşı ()
sonrasında Hindistan'a çekilmek zorunda kalan Gazneliler, sonunda Selçuklu
egemenliği altına girdiler.
Oğuzların Kınık boyuna mensup Selçuk Bey tarafından kurulan Selçuklu
Devleti () bir diğer büyük Türk devletidir. Selçuklu devletinin
kurulduğu sırada Karahanlılar ve Gazneliler gibi iki güçlü Türk devleti daha
bulunuyordu. Selçuklular bu iki Türk devletiyle üstünlük mücadelesine girdiler ve
Türk birliğini kurmayı başardılar. Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey, yılında
Abbasi Hilafet Merkezi Bağdat'a girerek Şii Büveyhi Devleti'ne son verdi. Bunun
üzerine halife tarafından kendisine "Dünya Hükümdarı" ünvanı verildi. Onun
yerine geçen Sultan Alparslan zamanında ülkenin sınırları daha fazla genişledi. Bu
dönemin en önemli olayı ise Bizans İmparatorluğu ile yapılan mücadeleydi.
Anadolu sınırlarına gelen Sultan Alparslan, Bizans İmparatoru Romanos
Diogenes'i yılında Malazgirt'te ağır bir yenilgiye uğrattı. Bu zaferle Türkler'in
Anadolu'da yerleşmeleri kesinlik kazandı.Selçuklular'ın büyük hükümdarlarından
Sultan Melikşah zamanında ise Selçuklu tarihinin askeri, siyasi, ilmi ve edebi
alanda en parlak dönemi yaşandı. Ülkenin her yerinde medreseler açıldı. Bunlardan
en önemlisi Nizamülmülk tarafından yaptırılan ve Batı üniversitelerinin
mimarisine temel olan Nizamiye Medreseleri'dir.
Лексический комментарий
devir -vri – 1) эпоха, пора; период; devir açmak – открыть [новую] эpy;
çocukluk devri – пора детства; o devirlerde – в те времена; Osmanlı devri –
период Османской империи; 2) вращение; кругооборот; devir adeti/sayısı –
число оборотов; devir merkezi – поворотная точка, точка вращения; devir
müddeti – период вращения, время вращения; Dünyanın devri – вращение
Земли; tekerleğin devri – вращение колеса; 3) перегрузка; перенесение,
перемещение;
dönüm noktası – 1) поворотный пункт; 2) перелом, поворот; переломный
момент; savaşın dönüm noktası – переломный момент в борьбе/войне;
uygarlık,ğı – цивилизация; культура;
bölüşmek -i, -lе – делить между собой, делиться с кем-либо;
adil – справедливый, правый; adil bir mahkeme – справедливый суд;
dindar – религиозный, набожный, верующий;
ünvan – титул, звание;
islâmlaştırmak -i – обратить в мусульманскую веру;
temel – 1) фундамент; основание; evin temeli – фундамент дома;
2) основа, база; temel atmak – заложить основу (чего-л.); temel kakmak –
упрочиться, укрепиться; обосноваться (где-л.); temel tutmak – укорениться,
пускать корни; 3) основной, главный; temel düşünceler – основополагающие
идеи; temel prensipler – основные принципы;
egemenlik,ği – 1) суверенитет; millî egemenliği savunmak – защищать
национальный суверенитет; 2) власть, господство;
mensup -bu, -e – 1) относящийся, входящий в состав; 2) mensup -bu –
представитель (какой-л. организации); parti mensubu – член партии; ordu
mensupları – военнослужащие; basın mensupları – представители печати;
halife – 1) халиф; 2) преемник; наместник;
medrese – медресе; духовное училище;
üs,ssü – база; üsler kurmak – строить базы; ana üs – главная/основная
база; askerî üs – военная база;
Грамматический комментарий
1. Именно-глагольная форма на –ma, -me («отглагольное существи-
тельное) по своему функционированию и значению сходна с английским ге-
рундием: она также сочетает в себе черты глагола и существительного. Как
существительное, оно способно принимать притяжательные и падежные аф-
фиксы и служить определением и подлежащим, а как глагол, оно способно
принимать аффиксы залога и отрицания. Для того, чтобы не перепутать от-
глагольное существительное без падежных и притяжательных аффиксов с
глаголом в отрицательной форме повелительного наклонения, необходимо
обратить внимание на его место в предложении: глагол, скорее всего, будет
стоять в конце, в то время как отглагольное существительное будет стоять
либо в начале, либо в середине и, не имея падежных окончаний, являться ли-
бо подлежащим, либо определением (то есть стоять перед определяемым
словом). Кроме этого, отглагольное существительное наравне с причастиями
используется для «свертывания» сложноподчиненных предложений в про-
стые, следовательно, это неизбежно отражается при переводе на русский
язык. Например, Karahanlılar, Orta Asya'da kurulan ilk Müslüman Türk devleti
olmaları nedeniyle, Türk-İslam kültür ve uygarlığı denilen tarihi gelişmenin
temellerini attılar «Так как государство Караханидов стало первым тюркским
мусульманским государством в Центральной Азии, именно в нем были зало-
жены основы тюркско-исламской культуры и цивилизации».
2. При возникновении затруднений с переводом некоторых глагольных
форм проведите их морфемный анализ. Например, durduramadı: dur-dur-a-
ma-dı, где dur- корень «стоять, останавливаться», -dur- аффикс понудитель-
Вопросы и задания
1. Вспомните, какое тюркское государство имело столицу в Афгани-
стане? Как оно называлось, как называлась его столица, как звали его прави-
теля? В чем еще заключаются его заслуги? Что стало результатом его много-
численных походов в Индию?
2. Когда и кем было основано государство Великих сельджуков? Что
произошло с ним после смерти Мелихшаха?
3. Столицей какого тюркского государства был Изник? Расскажите об
этом государстве – когда, где и кем оно было основано.
4. Время правления какого султана было признано для тюрок Анатолии
золотым? Почему? Как закончилось это «золотое время»?
5. Что произошло с тюрками Анатолии после монгольского нашествия?
Что такое бейлик?
6. Расскажите о группах Аккоюнлу и Каракоюнлу. В какое время они
возникли? Кем по национальности они являлись? Какова их роль в развитии
тюркской цивилизации в целом?
7. Что представляла собой Анатолия накануне образования Османского
государства? В чем предпосылки его образования?
Лексический комментарий
beylik,ği – 1) казённый, государственный; 2) стереотипный, трафарет-
ный; 3) удельные владения бея, княжество; 4) солдатское одеяло;
birleştirmek – присоединять, соединять, сочленять, объединять, стыковать;
Orta Çağ – средние века, средневековье;
ermek -er – 1) -e достигать чего-либо, доходить до чего-либо; 2) созревать;
dek – до, вплоть до;
hanedan – 1) династия; знатный род; Selçuk hanedanı – сельджуки, дина-
стия сельджуков; 2) а) знатный, родовитый; б) гостеприимный; хлебосоль-
ный;
teşkilat – организация;
maliye – финансовые дела, финансы; Maliye Bakanlığı – министерство
финансов;
keşif –şfi – 1) открытие; coğrafi keşifler – географические открытия;
2) раскрытие, обнаружение; 3) разведывание, разведка;
uymak -e – 1) подходить; соответствовать; гармонировать; bu renkler
birbirine uymaz – Эти цвета не сочетаются; 2) следовать чему-либо; соблю-
дать что-либо; поступать согласно чему-либо; iyi ki size uymadım – Хорошо,
что я вас не послушался; kurallara uymak – соблюдать правила; 3) приспосаб-
ливаться, приноравливаться; 4) быть одинаковым, совпадать, соответство-
вать;
leh – для, в пользу кого/чего-либо; за кого/что-либо; lehimde – в мою
пользу, за меня; lehte olmak – быть за кого/что-либо; lehte ve aleyhte – за и
против;
milliyetçilik,ği – национализм;
örgütlemek -i – организовать;
yenilgi – поражение, проигрыш;
çökmek – 1) оседать; toprak çöktü – Земля осела; 2) обвалиться, рухнуть;
taban çöktü – Потолок обвалился; 3) приседать на корточки; опуститься, при-
Грамматический комментарий:
1. Образованное с помощью аффикса –er числительное birer перево-
дится как «по одному», «каждый по отдельности». Аналогичным способом
можно образовать и такие формы, как ikişer «по двое, попарно», üçer «по три, по
трое», dörder «по четыре», beşer «по пять», altışar «по шесть», yedişer «по семь»,
sekizer «по восемь», dokuzar «по девять», onar «по десять» и т.д. Например,
fabrikayı onar onar gezdik «Мы ходили по фабрике группами по десять человек».
2. Сочетание двух временных аффиксов –mış и –tı представляет собой
сложное время Duyulan geçmiş zamanın hikayesi, давнопрошедшее (или преж-
депрошедшее) время, которое употребляется для обозначения действия,
имевшего место ранее какого-либо другого действия, также совершившегося
в прошлом (ср.: Past Perfect в английском). Чаще всего при переводе этой фор-
мы на русский язык используются такие слова, как давно, уже, еще раньше.
3. Сочетание двух временных аффиксов –acak и –tı представляет собой
сложное время Gelecek zamanın hikayesi, будущее-прошедшее время, обозна-
чающее действие, которому предстояло совершиться в прошлом. На русский
язык оно переводится как «собирался, намеревался, должен был, предстояло +
инфинитив».
Вопросы и задания
1. Когда и каким образом была образована Османская империя? Кто
был ее первым правителем?
2. Как Османская империя достигла своего величия? Какие земли были
ей завоеваны?
3. Назовите размер территории Османской империи во время ее рас-
цвета. Где располагались ее границы? Как складывались ее отношения: а) со
странами Европы; б) с Америкой; в) с Россией?
4. Вспомните школьный курс истории: сколько было русско-турецких
войн? Каковы были их причины, результаты?
Текст
1. Dünya savaşı ve Kurtuluş Savaşı
Birinci Dünya Savaşı'nda () Almanlar'ın yanında yer alan
Osmanlı Devleti'nin toprakları, mihver ülkelerin yenilmesi üzerine; yılında
imzalanan Mondros Mütarekesi'nin ardından İngiltere, Fransa, Rusya ve
Yunanistan'ın işgaline uğradı. Ülke topraklarının işgale uğraması ve İstanbul
Hükümeti'nin çaresiz kalması, Anadolu ve Trakya'daki Türk halkı için direnişten
başka seçenek bırakmamıştı. Yunan işgali, küçük savunma cephelerinin
kurulmasını, bölgesel direniş örgütlerinin oluşmasını hızlandırdı.
Osmanlı İmparatorluğu, altıyüz yıl boyunca yönetiminde bulunan farklı din,
dil ve ırktan insanları bir arada tutabildi, din ve vicdan özgürlüğü sağlayarak,
bünyesindeki ulusların kültür ve dillerinin korunmasına imkan verdi.
Ulusal Kurtuluş Savaşı ().
Ulusal Kurtuluş Savaşı, ömrünü tamamlamış bir imparatorluğun
yıkıntılarından çağdaş bir devletin ortaya çıkarılması çabasıdır. Türk direniş
çabalarının tam bir bağımsızlık savaşına dönüşmesi, Mustafa Kemal'in 19 Mayıs
'da 9. Ordu Müfettişi olarak Samsun'a ayak basması ile başladı ve çok zor
koşullarda, dünyanın büyük devletleri tarafından desteklenen ordulara karşı
başarıya ulaştı.
Osmanlı ordusuna 11 Ocak 'te yüzbaşı rütbesiyle katılan Mustafa
Kemal, Birinci Dünya Savaşı'nda askeri yeteneğini hemen hemen bütün cephelerde
kanıtlamıştı. Birinci Dünya Savaşı'nın ardından, Yıldırım Orduları'nın kaldırılması
üzerine İstanbul'a dönmüştü. İstanbul Hükümeti'nin baskısı altında işgalci güçlere
karşı siyasi açıdan bir sonuç elde edilemeyeceğini anlayan Mustafa Kemal
Anadolu'ya geçerek mücadeleyi oradan sürdürmeye karar verdi. Ulusal direnişi
örgütlemek için Anadolu'daki mevcut tüm birliklerle ve direniş örgütleri ile ilişkiye
geçti. 22 Haziran 'da Amasya'da yayınladığı genelge ile ulusal hareket için ilk
çağrısını yaptı, Erzurum ve Sivas Kongreleri ile bu savaşımı örgütleyerek resmi bir
konum kazandırdı. Sivas Kongresi'nde son şeklini alan Milli programına göre
Türker’in oturduğu yerler hiçbir biçimde parçalanamayacaktır.
Mustafa Kemal, Osmanlı Devleti'nin altı yüz yıllık hayat ve hakimiyetine
son verildiğini, Büyük Millet Meclisi'nin 23 Nisan 'de Ankara'da
toplanacağını açıkladı. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), 23 Nisan 'de
çalışmalarına başladı ve Mustafa Kemal Meclis Başkanı seçildi.
Ankara ve İstanbul arasındaki son bağlar 12 Ağustos tarihinde Sevr
Antlaşması'nın imzalanmasıyla kopmuştu. Anlaşmaya göre Türkler, Anadolu'nun
küçük bir parçasına egemen olabilecekler ve yabancı ülkelerin mali ve askeri
denetimi altında bulunacaklardı.
Sevr Antlaşması'na göre Doğu Anadolu'da bir Ermeni devleti kurulması için
başlatılan çabalar etkisiz duruma getirildi. 18 Kasım 'de yapılan ateşkes
Лексический комментарий
mihver – ось; mihver devletleri (ülkeleri) – державы оси;
mütareke – перемирие; Mondros Mütarekesi – Мудросское перемирие;
çaresiz – безвыходный, безнадёжный; çaresiz durum – безвыходное
положение; çaresiz kalmak – оказаться в безвыходном положении;
direniş – 1) сопротивление, противодействие, отпор; 2) бойкот;
cephe – 1) фасад; 2) фронт; cephe ateşi – фронтальный огонь; cephe[yi]
büyütmek – а) расширять фронт; б) развёртываться по фронту; cepheye girmek –
прибыть на фронт; 3) сторона; işin bu cephesi – эта сторона дела; 4) фронт;
millî kurtulmuş cephesi – фронт национального освобождения;
hızlanmak – набирать скорость, убыстряться, учащаться; усиливаться;
ırk – раса; beyaz ırk – белая раса; sarı ırk – жёлтая раса;
bünye – 1) строение, устройство, структура; 2) телосложение,
комплекция;
yüzbaşı -yı – капитан, ротмистр;
rütbe – 1) степень, ступень; 2) чин, ранг, звание;
kanıtlamak -i – доказывать, аргументировать, обосновывать доводами;
çağrı – 1) приглашение; вызов; 2) призыв, воззвание;
Грамматический комментарий
1. Наиболее яркий пример использования причастий при передаче
сложноподчиненных предложений – косвенная речь: например, Mustafa
Kemal, Osmanlı Devleti'nin altı yüz yıllık hayat ve hakimiyetine son verildiğini,
Büyük Millet Meclisi'nin 23 Nisan 'de Ankara'da toplanacağını açıkladı
«Мустафа Кемаль сообщил, что летнему существованию и гоподству
Османской империи положен конец и что Национальное собрание будет со-
звано 23 апреля года в Анкаре». Для того, чтобы осуществить перевод
подобного предложения, необходимо точно определить сказуемое (açıkladı) и
согласованное с ним подлежащее (Mustafa Kemal). Затем найти причастия в
форме винительного падежа; они будут сказуемыми подчиненных предложе-
ний, а согласованные с ними существительные или местоимения в родитель-
ном падеже – подлежащими подчиненных предложений (в данном случае –
Osmanlı Devleti'nin son verildiğini и Büyük Millet Meclisi'nin toplanacağını.
2. Сочетание –e göre переводится как «по мнению», «по словам», «со-
гласно чему-либо», «как говорится в…» и т. д.
Вопросы и задания
1. Расскажите о движении младотурок: что они представляли собой,
что они требовали, что стало результатом их движения. Как назывался коми-
тет, созданный ими? Когда и при каких обстоятельствах он пришел к власти?
2. Что толкнуло Османскую империю на участие в Трипольской, Бал-
канской, Первой мировой войне? С кем велись эти войны? На чьей стороне
выступали османы? Назовите даты начала и окончания этих войн, а также ре-
зультаты их проведения.
Сулейман Демирель
Текст
23 Nisan 'de TBMM'nin açılışı ile yeni bir devlet kuruldu. Ancak
Kurtuluş Savaşı devam ederken, milli birlik ve beraberliğin bozulmaması için re-
jimin adı konulmamıştı. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) 29 Ekim
'te Anayasanında ülkenin yönetim şekli cumhuriyet olarak belirlenmiştir.
yılları arasında Teşvik-i sanayi Politikası uygulandı ama dünyada
yaşanan ekonomik kriz nedeniyle yeterli yararlı olamamıştır.
'lu yıllar dünya tarihi açısından son derece önemliydi. Avrupa'da faşizm
yayılmakla birlikte Türkiye'nin doğu komşusu SSCB'de de sosyalist idare anlayışı
totaliter bir şekilde yayılmaktaydı. Dünyada ekonomik buhran vardı. Türkiye’nin
amacı, buhranı atlatabilmek ve hızla kalkınabilmekti.
Atatürk'ün ölümü üzerine 11 Kasım 'de cumhurbaşkanlığına seçilen
İnönü Cumhurbaşkanlığının yanı sıra CHP genel başkanlığına da geçip yönetim
üzerinde geniş otorite sahibi oldu.
26 Aralık ’de toplanan CHP Üçüncü Büyük Kurultayı'nda İsmet Paşa
genel başkan ve Milli Şef ilan edilmesiyle yaklaşık 12 yıl sürecek olan milli şeflik
dönemi başlamış oluyordu.
II. Dünya Savaşı () döneminde İnönü ülkeyi savaştan uzak tut-
maya çalıştı. II. Dünya Savaşı'nın bitmesiyle basında ve mecliste çok partili siyasal
sistemi savunan bir anlayış oluştu. Buna CHP genel başkanı ve cumhurbaşkanı
İsmet İnönü de yaptığı konuşmalarla destek verdi. 7 Ocak 'da Demokrat Parti
kuruldu. Parti genel başkanlığına Celal Bayar getirildi. Demokrat Parti birinci ikti-
dar dönemimde () liberalleşmede önemli adımlar attı. Yabancı yatırımlar
desteklendi. Ezanın Arapça okunması ve radyoda dini program yapılması yasağı
kaldırıldı ve okullara din dersi kondu. yılında Kore'ye asker gönderilmesin-
den sonra 'de NATO'ya girildi.
ta TSK yönetime el koydu ve Milli Birlik Komitesi'nin onayıyla Adnan
Menderes, Hasan Polatkan, Fatin Rüştü Zorlu idam edildi. Celal Bayar ve Refik
Koraltan ile 11 kişinin idam cezası ömür boyu hapse çevrildi. DP, 29 Eylül 'ta
kapatıldı.
11 Şubat 'de Demokrat Parti'nin devamı olarak kurulan Adalet Partisi
seçimlerine girerek %34,8 oy topladı. kişilik mecliste milletvekilini,
Senatoda ise senatörün 70'ini aldı. Cumhuriyet Halk Partisi-Adalet Partisi
koalisyonu kuruldu.
Лексический комментарий
anayasa – конституция, основной закон;
belirlemek –i – 1) определять, устанавливать; 2) сужать, ограничивать
(понятие);
teşvik -ki – поощрение, стимулирование;
SSCB – Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği – СССР, Союз Советских
Социалистических Республик;
totaliter – тоталитарный;
buhran – кризис;
CHP – Cumhuriyet Halk Partisi – Народно-республиканская партия;
otorite – авторитет, влияние;
şef – шеф, начальник;
ilan etmek – анонсировать, декларировать;
sıkıntı – 1) грусть, тоска, скука; томление; 2) трудность, затруднение,
затруднительное положение; maddî sıkıntıler – материальные затруднения; su
sıkıntısı – нехватка воды; 3) лишение, тяготы жизни, нужда; sıkıntı çekmek –
переносить тяготы жизни/лишения/трудности; sıkıntıya düşmek – испытывать
трудности (с деньгами и т. п.);
iktidar – 1) власть; iktidar başında bulunmak/olmak – находиться у власти;
iktidara gelmek – прийти к власти; iktidarda ikilik – двоевластие; iktidarı kötüye
kullanmak – злоупотреблять властью; iktidar partisi – правящая партия;
iktidardan düşmek – отойти от власти; 2) сила, мощь; iktidarı olmamak – быть
не в силах;
Грамматический комментарий
1. Форма –makla birlikte / beraber переводится как «вместе с …»; при-
соединение ile-падежа к инфинитиву становится возможным благодаря
именным качествам турецкого инфинитива.
2. Пассивный залог, помимо смещения отношений между субъектом и
объектом, используется в турецком языке для образования безличных и не-
определенно-личных предложений. Таким образом, предложение NATO’ya
girildi переводится просто как «Было осуществлено вступление в НАТО».
Вопросы и задания
1. Что такое Лозаннское соглашение? Когда оно было принято и что
оно утверждало? В чем его значение для современной Турции?
2. Какую позицию занимала Турция во время Второй мировой войны?
Отразилась ли война каким-либо образом на состоянии страны?
3. Когда пришла к власти Демократическая партия (ДП)? Кто являлся
лидером этой партии? Что изменилось в стране с приходом этой партии к
власти (особенно в аспекте отношений между Турцией и США)?
Список литературы
1. Вольский, Д. А. Турция: партнер, знакомый и незнакомый /
Д. А. Вольский (Политика. Бизнес. Культура. Туризм.). – М.,
2. Кинросс, Л. Расцвет и упадок Османской империи / Л. Кинросс. –
М. : Крон-Пресс,
3. Турция: карманная энциклопедия. – М. : Восток-Запад,
4. Турция: современные проблемы экономики и политики. – М.,
5. Хитцель, Ф. Османская империя / Ф. Хитцель. – М. : Вече,
6. Электронный ресурс funduszeue.info
7. Электронный источник: funduszeue.info
smihtml
8. Электронный источник: funduszeue.info
9. Электронный источник: funduszeue.info
Электронный источник: funduszeue.info
funduszeue.info
Текст
Türkiye'nin alan veya coğrafi konum açısından Asya ile Avrupa arasında bir
köprü durumunda ve batı kültürü arasında bir geçiş kuşağında yer almaktadır.
Coğrafi konum açısından kuzeydeki ülkelerin deniz yoluyla Akdeniz, Hint
Okyanusu, Atlas Okyanusu ile temas kurarak dünyaya açılması, boğazlar
vasıtasıyla Türkiye üzerinden geçmektedir. Aynı şekilde Avrupa'nın Orta Doğu'ya
kara yolu bağlantısı yine Türkiye'nin işgal ettiği Anadolu ve Trakya üzerinden
sağlanmaktadır. Bunun yanında Türkiye'nin bulunduğu kütle, Orta Doğu ülkeleri
için önemli bir hayat damarı halindedir. Başta Fırat ve Dicle'nin suları ile hayat
bulan Suriye ve Irak Anadolu yarımadasına sıkı şekilde bağlıdır.
Sadece bu noktalar ele alındığında Türkiye gerek batı gerekse orta doğu
dünyası için bir bakıma hayati çıkarlarının sağlandığı bu alemde birbirine
bağlayan, pekiştiren bir doğal köprü durumundadır. Stratejik açıdan ele alındığında
dünya petrolünün %60'ını oluşturan Orta Doğu ülkelerinde istikrarın sağlanması ve
bir bakıma batının petrol çıkarlarının devam etmesi açısından da Türkiye'nin
üzerine önemli görevler düşmektedir. Nitekim bu stratejik önem körfez krizi ve
savaşın müddetinde kendini güçlü olarak hissettirmiştir. Örnek olarak Birleşmiş
Milletlerin aldığı ambargo kararının Irak'a uygulanmasında Türkiye anahtar
durumunda olmuştur. Türkiye buna uymadığı takdirde ambargonun uygulanması
mümkün olmayabilirdi ve körfez savaşında müttefik kuvvetlerin sağladığı başarı
yine Türkiye'nin müttefiklerin yerine uyguladığı politika sayesinde olabilmiştir.
Batı dünyası ne güçlü ne de zayıf bir Türkiye funduszeue.info amaç uygun
olarak bazı batı ülkeler ve komşularımız terörist eylemler için adeta yataklık
yapmışlar ve hatta gizli yollarla destek bile sağlamışlardır. Hiç bir batı ülkesinin
kendi ülkesi siyasi ve demokratik düşüncesi aleyhinde çalışan bir örgüt
barındırmazken Türkiye'nin parçalanması ve bölünmesi için faaliyet gösteren
çeşitli örgütleri beslemekte ve onlara gizli yollardan her türlü desteği
sağlamaktadır.
Batı dünyası bu amacına uygun olarak ülkemiz için çoğu uluslar arası
safhalarda çifte standart uygulamıştıfunduszeue.info en tipik örneklerinden biri Kıbrıs’ta
Türk halkı katledilirken batının seyirci kalması anlaşmalardan doğan hakkımızı
kullanmakla da Türkiye'nin bir "istilacı ülke" olarak dünyaya tanıtılması başta
Amerikanın silah ve diğer ambargoları uygulamasıdır. Avrupa topluluğunu
Yunanistan politik nedenlerle alınırken Türkiye'nin bu topluluğa girmesini
zorlaştırıcı, engelleyici işlemlerinin sürdürülmesi de batının Türkiye üzerindeki
sevimsiz emellerini açıkça ortaya çıkarmaktadır. İnsan haklarına çok
Лексический комментарий
konum – положение; местоположение, местонахождение;
temas – 1) касание, прикосновение; 2) соприкосновение, контакт;
3) связь, сообщение;
vasıta – 1) средство; 2) посредник;
damar – 1) сосуды, вена; 2) прожилка (в дереве, мраморе и т. п.); 3) жи-
ла; altın damarı – золотоносная жила; petrol damarı – нефтеносная жила;
4) нрав, натура, характер; 5) жилка, склонность (к чему-то); şairlik damarı –
поэтическая жилка;
Dicle ve Fırat – Тигр и Евфрат;
istikrar – 1) утверждение, укрепление; 2) стабильность; устойчивость;
Birleşmiş Milletler – ООН;
ambargo – эмбарго;
terörist eylem – террористический акт;
safha – 1) стадия, этап, период; 2) грань, сторона, бок;
istilâcı – 1) захватчик, оккупант; 2) захватнический.
Yurtta Sulh, Cihanda Sulh – мир на родине, мир во всем мире: слова sulh
и cihan не употребляются в современном турецком языке, имея синонимы
barış и dünya.
Грамматический комментарий
1. Слово açıdan схоже по значению со словом bakımdan – «с точки зре-
ния, с позиции». При его применении следует обратить внимание на то, что
грамматическая форма этого слова зависит от того, стоит оно после сущест-
вительного или прилагательного, так как при взаимодействии с существи-
тельным будет возникать изафет: coğrafi açısından «с точки зрения геогра-
фии». Если же ему предшествует прилагательное, то по правилам граммати-
ки изафет возникать не будет: stratejik açıdan «со стратегической точки зре-
ния».
2. Hissettirmek является формой понудительного залога от глагола
hissetmek и может быть переведена как «заставить чувствовать, заставить по-
чувствовать».
3. При добавлении окончаний, начинающихся с гласного звука, к слову
Irak (или другим именам собственным, заканчивающимся на k), написание
слова не изменяется, однако читаться оно будет так, будто вместо k стоит ğ:
Irak’ın – [Irağın], Irak’a – [Irağa].
Вопросы и задания
1. Охарактеризуйте в целом место Турции в современном мире. Какое
место она занимает на Среднем и Ближнем Востоке? Как можно охарактери-
зовать ее отношения с европейскими странами?
2. В какие международные организации входит Турция? Когда она стала
членом каждой из этих организаций? Какие страны, помимо Турции, входят в
них?
3. Сколько времени продолжаются попытки Турции вступить в ЕС?
Что является причиной отказа Евросоюза? Какие реформы, какие изменения
необходимо ввести Турции, чтобы увеличить свои шансы?
4. Подумайте, какие выгоды и проблемы может принести Турция Евро-
союзу. Является ли вступление в Евросоюз для Турции выгодным со всех
сторон?
5. Объясните суть конфликта между Турцией и Грецией. Когда он на-
чался? Как он влияет на внешнюю политику обеих стран? Как он развивается
в настоящее время?
Лексический комментарий
çözmek -i – 1) распутывать; düğümü çözmek – развязать узел;
2) расстёгивать пуговицы; 3) распутывать (вопрос, проблему и т. п.);
4) разгадывать, расшифровывать;
tanınmak – быть узнаваемым, узнаваться, признаваться, быть признан-
ным;
su kullanımı – водопотребление;
kanun dışı – вне закона;
ilâç,cı – 1) лекарство, лечебное средство; ilâçla tedavi – медикаментоз-
ное лечение; ilâç yapmak/hazırlamak – приготовить лекарство; ilâç yazmak –
выписать лекарство; 2) средство (от чего-л.);
eroin – героин;
UNESCO Hoca Ahmed Yesevî Yılı anısına ve Bağımsızlıklarının Yılında Türk Cumhuriyetleri onuruna, Uluslararası Türk Akademisi ve Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığının destekleriyle hazırlanan “Tehlikedeki Türk Dilleri” kitabı 4 cilt olarak yayımlandı. “Tehlikedeki Türk Dilleri” projesi; dünya gündeminden nispeten uzak kalan az nüfuslu ve az konuşurlu Türk halklarını, onların dillerini ve kültürlerini bir arada, ortak ana başlıklar halinde ele almayı, tanıtmayı, bilgi ve belgeleri kamuoyu ile paylaşmayı ve bu yolla tehlikedeki Türk dilleri ve kültürleri konusundaki farkındalığı ve duyarlığı geliştirmeyi, sonraki kuramsal çalışmalar, dokümantasyon çalışmaları, yeniden canlandırma vb. diğer faaliyetler için müşterek bir akademik zemin ve platform oluşturma amacıyla yayımlanmıştır. Kitapta 26 ülkeden bilim insanının telif ve tercüme toplam özgün yazıyla yer aldığı 4 ciltlik kitap seti; süreli yayın, web sitesi vb. “Tehlikedeki Türk Dilleri” adlı geniş kapsamlı projenin bir parçasıdır. Kitap seti 3 ana bölümden ve 4 ciltten oluşmaktadır. Bu çalışmada yer alan “Tehlikedeki Türk Dilleri”ni belirlemede temel ölçüt olarak UNESCO’nun Tehlikedeki Dünya Dilleri Atlası (UNESCO Atlas of the World’s Languages in Danger) esas alınmıştır. Atlas’ta Rusya Federasyonu’nda konuşulan Türk dillerinin, Tatarca dışında, Başkurtça, Çuvaşça ve Yakutça dâhil, tamamı farklı düzeylerde tehlikede gösterilmiştir. Atlas’ta yer almayan Çin Kazakçası, Çin Kırgızcası, Avrupa’daki yerli ve göçmen Tatar ve Başkurt vb. Türk dilleri de aynı şekilde proje kapsamına dâhil edilmiştir. Öz deyişi “Son Sesler Kaybolmadan” olan projede, Çin’in kuzeydoğusundaki Fu-yü Kırgızcasından, Avrupa’nın en batısında Litvanya Karaycasına; Taymır yarımadasında konuşulan Dolgancadan, Basra körfezinin doğu kıyılarına yakın İran coğrafyasındaki Kaşgaycaya değin az nüfuslu, az konuşurlu Türk dilleri ele alınmaktadır. Yazıların tamamı bilimsel çalışma yaşamının önemli bir bölümünü bu projede ele aldığı Türk diline adayan yazarların kaleminden çıkmıştır. Yazarların önemli bir bölümü aynı zamanda ele aldığı dilin konuşurudur. Proje makalelerinin dilleri, sayı bakımından İngilizce başta olmak üzere Türkçe, Rusça, Kazakça, Özbekçe vd. Türk dilleridir. Tehlikedeki Türk Dilleri Editörler Prof. Dr. Süer Eker, Prof. Dr. Ülkü Çelik Şavk Yayın Koordinatörü Halil Ulusoy © Uluslararası Türk Akademisi Barış ve Uyum Sarayı Tauelsizdik Cad. No Astana / Kazakistan funduszeue.info • [email protected] Tel: +7 () © Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı Taşkent Cad. Şehit H. Temel Kuğuoğlu Sokak. No: 30 Bahçelievler/ANKARA Tel: 06 00 • Faks: 06 09 funduszeue.info • [email protected]
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası