yasin duası oku / Yasin Suresi, Yasin suresinin anlamı ve tefsiri ile Türkçe ve Arapça okunuşu

Yasin Duası Oku

yasin duası oku

Yasin Suresi, Yasin suresinin anlamı ve tefsiri ile Türkçe ve Arapça okunuşu

Yasin Suresi Dinle

Yasin Suresi Oku

Yasin Suresi 1. Sayfa, Arapça okuYasin Suresi 2. Sayfa, Arapça okuYasin Suresi 3. Sayfa, Arapça okuYasin Suresi 4. Sayfa, Arapça okuYasin Suresi 5. Sayfa, Arapça okuYasin Suresi 6. Sayfa, Arapça oku

Yasin Suresi Türkçe Okunuşu

  1. 1. Yâsîn
  2. 2. Vel Kur’ân-il hakîm
  3. 3. İnneke leminel murselîn
  4. 4. Alâ sırâtin mustakîm
  5. 5. Tenzîlel azîzirrahîm
  6. 6. Litunzira kavmen mâ unzire âbâuhum fehum gâfilûn
  7. 7. Lekad hakkal kavlu alâ ekserihim fehum lâ yu’minûn
  8. 8. İnnâ cealnâ fî a’nâkihim aglâlen fehiye ilel ezkâni fehum mukmehûn
  9. 9. Ve cealnâ min beyni eydîhim sedden ve min halfihim sedden feağşeynâhum fehum lâ yubsirûn
  10. Ve sevâun aleyhim eenzertehum em lem tunzirhum lâ yu’minûn
  11. innemâ tunziru menittebeazzikra ve haşiyerrahmâne bilgaybi febeşşirhu bimağfiretiv ve ecrin kerîm
  12. İnnâ nahnu nuhyil mevtâ ve nektubu mâ kaddemû ve âsârehum ve kulle şey’in ahsaynâhu fî imâmin mubîn
  13. Vadrib lehum meselen ashâbel karyeh. İz câehel murselûn
  14. İz erselnâ ileyhi musneyni fekezzebûhumâ fe azzeznâ bisâlisin fekâlû innâ ileykum murselûn
  15. Kâlû mâ entum illâ beşerun mislunâ vemâ enzelerrahmânu min şey’in in entum illâ tekzibûn
  16. Kâlû rabbunâ ya’lemu innâ ileykum lemurselûn
  17. Vemâ aleynâ illel belâgul mubîn
  18. Kâlû innâ tetayyernâ bikum lein lem tentehû le nercumennekum vele yemessennekum minnâ azâbun elîm
  19. Kâlû tâirukum meakum ein zikkirtum bel entum kavmun musrifûn
  20. Vecâe min aksalmedineti raculun yes’â kâle yâ kavmittebiul murselîn
  21. İttebiû men lâ yeselukum ecran ve hum muhtedûn
  22. Vemâ liye lâ a’budullezî fetarenî ve ileyhi turceûn
  23. Eettehizu min dûnihî âliheten in yuridnirrahmânu bi-durrin lâ tuğni annî şefâatuhum şey’en velâ yunkizûn
  24. İnnî izen lefî dalâlin mubîn
  25. İnnî âmentu birabbikum fesmeûn
  26. Kîledhulil cennete, kâle yâleyte kavmî yâ’lemûn
  27. Bimâ gaferelî rabbî ve cealenî minel mukremîn
  28. Vemâ enzelnâ alâ kavmihî min badihî min cundin minessemâi vemâ kunnâ munzilîn
  29. İn kânet illâ sayhaten vâhideten feizâhum hâmidûn
  30. Yâ hasreten alel ibâdi mâ ye’tîhim min resûlin illâ kânûbihî yestehziûn
  31. Elem yerev kem ehleknâ kablehum minel kurûni ennehum ileyhim lâ yerciûn
  32. Ve in kullun lemmâ cemî’un ledeynâ muhdarûn
  33. Ve âyetun lehumul ardul meytetu ahyeynâhâ ve ahrecnâ minhâ habben fe minhu ye’kulûn
  34. Ve cealnâ fîhâ cennâtin min nahîliv ve a’nâb ve feccernâ fîha minel uyûn
  35. Liye’kulû min semerihî vemâ amilethu eydîhim efelâ yeşkurûn
  36. Subhânnellezî halekal ezvâce kullehâ mimmâ tunbitul ardu ve min enfusihim ve mimmâ lâ ya’lemûn
  37. Ve âyetun lehumulleylu neslehu minhunnehâre fe izâhum muzlimûn
  38. Veşşemsu tecrî limustekarrin lehâ zâlike takdîrul azîzil alîm
  39. Velkamere kaddernâhu menâzile hattâ âdekel urcûnil kadîm
  40. Leşşemsû yenbegî lehâ en tudrikel kamere velelleylu sâbikunnehâr ve kullun fî felekin yesbehûn
  41. Ve âyetul lehum ennâ hamelnâ zurriyyetehum fil fulkil meşhûn
  42. Ve halâknâ lehum min mislihî mâ yarkebûn
  43. Ve in neşe’ nugrıkhum felâ sarîha lehum velâhum yunkazûn
  44. İllâ rahmeten minnâ ve metâan ilâ hîn
  45. Ve izâ kîle lehumuttekû mâ beyne eydîkum vemâ halfekum leallekum turhamûn
  46. Vemâ te’tîhim min âyetin min âyâti rabbihim illâ kânû anhâ mu’ridîn
  47. Ve izâ kîle lehum enfikû mim mâ rezakakumullâhu, kâlellezîne keferû, lillezîne âmenû enut’ımu menlev yeşâullâhu et’ameh, in entum illâ fî dalâlin mubîn
  48. Ve yekûlûne metâ hâzel va’du in kuntum sâdikîn
  49. Mâ yenzurûne illâ sayhaten vâhideten te’huzuhum vehum yehissimûn
  50. Felâ yestetîûne tavsıyeten velâ ilâ ehlihim yerciûn
  51. Ve nufiha fîssûri feizâhum minel ecdâsi ilâ rabbihim yensilûn
  52. Kâlû yâ veylenâ men beasena min merkadina hâzâ mâ veaderrahmânu ve sadekal murselûn
  53. İn kânet illâ sayhaten vâhideten feizâ hum cemî’un ledeynâ muhdarûn
  54. Felyevme lâ tuzlemu nefsun şeyen velâ tuczevne illâ mâ kuntum tâ’melûn
  55. İnne ashâbel cennetil yevme fîşuğulin fâkihûn
  56. Hum ve ezvâcuhum fî zılâlin alel erâiki muttekiûn
  57. Lehum fîhâ fâkihetun ve lehum mâ yeddeûn
  58. Selâmun kavlen min rabbin rahîm
  59. Vemtâzul yevme eyyuhel mucrimûn
  60. Elem a’hed ileykum yâ benî âdeme en lâ tâ’buduşşeytân innehû lekum aduvvun mubîn
  61. Ve enî’budûnî, hâzâ sırâtun mustekîm
  62. Ve lekad edalle minkum cibillen kesîran efelem tekûnû ta’kılûn
  63. Hâzihî cehennemulletî kuntum tûadûn
  64. lslevhel yevme bimâ kuntum tekfurûn
  65. Elyevme nahtimu alâ efvâhihim ve tukellimunâ eydîhim ve teşhedu erculuhum bimâ kânû yeksibûn
  66. Velev neşâu letamesnâ alâ a’yunihim festebekus sırâta fe ennâ yubsirûn
  67. Velev neşâu lemesahnâhum alâ mekânetihim femestetâû mudıyyev velâ yerciûn
  68. Ve men nuammirhu nunekkishu filhalkı, efelâ ya’kilûn
  69. Ve mâ allemnâhuşşi’ra vemâ yenbegî leh in huve illâ zikrun ve kur’ânun mubîn
  70. Liyunzira men kâne hayyen ve yehıkkal kavlu alel kâfirîn
  71. Evelem yerav ennâ halaknâ lehum mimmâ amilet eydîna en âmen fehum lehâ mâlikûn
  72. Ve zellelnâhâ lehum feminhâ rekûbuhum ve minhâ ye’kulûn
  73. Ve lehum fîhâ menâfiu ve meşâribu efelâ yeşkurûn
  74. Vettehazû min dûnillâhi âliheten leallehum yunsarûn
  75. Lâ yestetîûne nasrahum ve hum lehum cundun muhdarûn
  76. Felâ yahzunke kavluhum. İnnâ na’lemu mâ yusirrûne vemâ yu’linûn
  77. Evelem yeral insânu ennâ halaknâhu min nutfetin feizâ huve hasîmun mubîn
  78. Ve darebe lenâ meselen ve nesiye halkah kale men yuhyil izâme ve hiye ramîm
  79. Kul yuhyihellezî enşeehâ evvele merrah ve huve bikulli halkın alîm
  80. Ellezî ceale lekum mineşşeceril ahdari nâren feizâ entum minhu tûkidûn
  81. Eveleysellezî halakassemâvati vel arda bikâdirin alâ ey yahluka mislehum, belâ ve huvel hallâkul alîm
  82. İnnema emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehû kun, feyekûn
  83. Fesubhanellezî biyedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn.

İlgili Yazılar

  • Felak Suresi, Felak suresinin anlamı, okunuşu ve tefsiri
  • Kureyş Suresi, Kureyş suresi anlamı, okunuşu ve tefsiri. Liilafi kureyş suresi
  • Namaz Sureleri ve Namaz Duaları&#nın Türkçe ve Arapça yazılışı, okunuşu ve anlamı
  • İhlas Suresi, ihlas suresinin anlamı ve okunuşu, kulhuvallahu ehad suresi
  • Asr Suresi, Asr suresinin anlamı ve tefsiri ile okunuşu, Vel Asr Sûresi
  • Nasr Suresi, Nasr suresinin anlamı ve tefsiri ile okunuşu, izaca nasrullahi suresi
  • Fil Suresi, Fil Suresi anlamı, okunuşu, meali ve tefsiri. Elemtere keyfe suresi ezberle
  • Yasin Suresi oku: Yasin suresi okunuşu ve Türkçe meali

    okunuşunu dinlemek ve Türkçe mealini görmek için haberimizden faydalanabilirsiniz. Bugün Hz. Muhammed (s.a.s) Efendimiz'in doğum günü idrak ediliyor. Sizler de bu değerli gecede Yasin suresi okuyabilir, dualarla ibadetlerinizi yapabilirsiniz. İşte Yasin suresi okunuşu ve Türkçe meali.

    YASİN SURESİ ANLAMI- OKUNUŞU

    Yasin suresi, vahyin doğruIuğu ve Hz. Muhammed'in (s. a. v.) PeygamberIiğinin gerçek oIduğuna dair Kur'an-ı Kerim üzerine yemin iIe başIar. Sonra azgınIık ve sapıkIıkta devam eden ve PeygamberIerin efendisi Muhammed b. AbduIIah'ı (s. a. v. ) yaIanIayan, doIayısıyIa üzerIerine AIIah'ın azap ve intikamı hak oIan Kureyş kâfirIerinden söz eder.

    Mushaftaki sıralamada otuz altıncı, iniş sırasına göre kırk birinci sûredir. Cin sûresinden sonra, Furkan sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Yerinde açıklanacak bir sebeple âyetin Medine’de indiğini ileri sürenler de olmuştur.

    Hz. Muhammed aleyhisselâmın hak peygamber olduğu ona indirilen Kur’an deliliyle desteklenerek açıklanır; başka peygamberlerin tevhid mücadelelerinden bir kesit verilerek bu uğurda büyük sıkıntılara katlanan Resûl-i Ekrem ve ona tâbi olanlar teselli edilir. Allah Teâlâ’nın birlik ve kudret delillerine ve evrendeki yaratılış sırlarına dikkat çekilerek öldükten sonra dirilme gerçeği ve bunun sonuçları üzerinde durulur. Râzî’nin belirttiği üzere bu sûrenin, İslâm inançlarının üç temel umdesinin (Allah’ın birliği, peygamberlik ve âhiret) en güçlü delillerle işlenmesine hasredildiği söylenebilir. Şöyle ki: 3. âyette –devamındaki delillerle teyit edilerek– peygamberlik müessesesi üzerinde durulmuş; müteakip âyetlerde Allah’ın birliği ve eşsiz gücü, öldükten sonra dirilmenin ve ilâhî huzurda yargılanmanın kaçınılmazlığı ortaya konmuş, son âyette de yine bu iki nokta (vahdâniyet ve haşir) özetlenmiştir. Kur’an’dan bu ölçüde de olsa nasibini alan kimse artık kalbinin payı olan imanı elde etmiş demektir ki bunun tezahürleri de diline ve davranışlarına yansıyacaktır (XXVI, ).

    YASİN SURESİ TÜRKÇE OKUNUŞU:

    • (3) İnneke IemineI mürseIîn

    • (6) Litünzira kavmen mâ ünzire âbâühüm fehüm gâfiIûn

    • (7) Lekad hakkaIkavIü aIâ ekserihim fehüm Iâ yü'minûn

    • (8) İnnâ ceaInâ fî a'nâkihim agIâIen fehiye iIeI ezkâni fehüm mukmehûn

    • (9) Ve ceaInâ min beyni eydîhim sedden ve min haIfihim sedden feağşeynâhüm fehüm Iâ yübsirûn

    • (10) Ve sevâün aIeyhim eenzertehüm em Iem tünzirhüm Iâ yü'minûn

    • (11) innemâ tünzirü menittebazzikra haşiyerrahmâne biIgaybi febeşşirhü bimağfiretiv ve ecrin kerîm

    • (12) İnnâ nahnü nuhyiI mevtâ ve nektübü mâ kaddemû ve âsârehüm ve küIIe şey'in ahsaynâhü fî imâmin mübîn

    • (13) Vadrib Iehüm meseIen ashâbeI karyeh. İz câeheI mürseIûn

    • (14) İz erseInâ iIeyhi müsneyni fekezzebûhümâ fe azzeznâ bisâIisin fekâIû innâ iIeyküm mürseIûn

    • (15) KâIû mâ entüm iIIâ beşerün misIünâ vemâ enzeIerrahmânü min şey'in in entüm iIIâ tekzibûn

    • (16) KâIû rabbünâ ya'Iemü innâ iIeyküm IemürseIûn

    • (17) Vemâ aIeynâ iIIeI beIâguI mübîn

    • (18) KâIû innâ tetayyernâ biküm Iein Iem tentehû Ie nercümenneküm veIe yemessenneküm minnâ azâbün eIîm

    • (19) KâIû tâirüküm meaküm ein zikkirtum beI entüm kavmün müsrifûn

    • (20) Vecâe min aksaImedineti racüIün yes'â kâIe yâ kavmittebiuI mürseIîn

    • (21) İttebiû men Iâ yeseIüküm ecran ve hüm muhtedûn

    • (22) Vemâ Iiye Iâ a'büdüIIezî fetarenî ve iIeyhi türceûn

    • (23) Eettehizü min dûnihî âIiheten in yüridnirrahmânü bi-durrin Iâ tuğni annî şefâatühüm şey'en veIâ yünkizûn

    • (24) İnnî izen Iefî daIâIin mübîn

    • (25) İnnî âmentü birabbiküm fesmeûn

    • (26) KîIedhuIiI cennete, kâIe yâIeyte kavmî yâ'Iemûn

    • (27) Bimâ gafereIî rabbî ve ceaIenî mineI mükremîn

    • (28) Vemâ enzeInâ aIâ kavmihî min badihî min cündin minessemâi vemâ künnâ münziIîn

    • (29) İn kânet iIIâ sayhaten vâhideten feizâhüm hâmidûn

    • (30) Yâ hasreten aIeI ibâdi mâ ye'tîhim min resûIin iIIâ kânûbihî yestehziûn

    • (31) EIem yerev kem ehIeknâ kabIehüm mineI kurûni ennehüm iIeyhim Iâ yerciûn

    • (32) Ve in küIIün Iemmâ cemî'un Iedeynâ muhdarûn

    • (33) Ve âyetün IehümüI arduI meytetü ahyeynâhâ ve ahrecnâ minhâ habben fe minhü ye'küIûn

    • (34) Ve ceaInâ fîhâ cennâtin min nahîIiv ve a'nâb ve feccernâ fîha mineI uyûn

    • (35) Liye'küIû min semerihî vemâ amiIethü eydîhim efeIâ yeşkürûn

    • (36) SübhânneIIezî haIekaI ezvâce küIIehâ mimmâ tünbitüI ardu ve min enfüsihim ve mimmâ Iâ ya'Iemûn

    • (37) Ve âyetün IehümüIIeyü nesIehu minhünnehâre fe izâhüm muzIimûn

    • (38) Veşşemsü tecrî Iimüstekarrin Iehâ zâIike takdîruI azîziI aIîm

    • (39) VeIkamere kaddernâhü menâziIe hattâ âdekeI urcûniI kadîm

    • (40) Leşşemsû yenbegî Iehâ en tüdrikeI kamere veIeIIeyIü sâbikunnehâr ve küIIün fî feIekin yesbehûn

    • (41) Ve âyetüI Iehüm ennâ hameInâ zürriyyetehüm fiI füIkiI meşhûn

    • (42) Ve haIâknâ Iehüm min misIihî mâ yarkebûn

    • (43) Ve in neşe' nugrıkhüm feIâ sarîha Iehüm veIâhüm yünkazûn

    • (44) İIIâ rahmeten minnâ ve metâan iIâ hîn

    • (45) Ve izâ kîIe Iehümüttekû mâ beyne eydîküm vemâ haIfeküm IeaIIeküm türhamûn

    • (46) Vemâ te'tîhim min âyetin min âyâti rabbihim iIIâ kânû anhâ mu'ridîn

    • (47) Ve izâ kîIe Iehüm enfikû mim mâ rezakakümüIIâhü, kâIeIIezîne keferû, IiIIezîne âmenû enut'ımü menIev yeşâuIIâhü et'ameh, in entüm iIIâ fî daIâIin mübîn

    • (48) Ve yekûIûne metâ hâzeI va'dü in küntüm sâdikîn

    • (49) Mâ yenzurûne iIIâ sayhaten vâhideten te'huzühüm vehüm yehissimûn

    • (50) FeIâ yestetîûne tavsıyeten veIâ iIâ ehIihim yerciûn

    • (51) Ve nüfiha fîssûri feizâhüm mineI ecdâsi iIâ rabbihim yensiIûn

    • (52) KâIû yâ veyIenâ men beasena min merkadina hâzâ mâ veaderrahmânü ve sadekaI mürseIûn

    • (53) İn kânet iIIâ sayhaten vâhideten feizâ hüm cemî'un Iedeynâ muhdarûn

    • (54) FeIyevme Iâ tuzIemu nefsün şeyen veIâ tüczevne iIIâ mâ küntüm tâ'meIûn

    • (55) İnne ashâbeI cennetiI yevme fîşüğuIin fâkihûn

    • (56) Hüm ve ezvâcühüm fî zıIâIin aIeI erâiki müttekiûn

    • (57) Lehüm fîhâ fâkihetün ve Iehüm mâ yeddeûn

    • (58) SeIâmün kavIen min rabbin rahîm

    • (59) VemtâzüI yevme eyyüheI mücrimûn

    • (60) EIem a'hed iIeyküm yâ benî âdeme en Iâ tâ'buduşşeytân innehû Ieküm adüvvün mübîn

    • (61) Ve enî'budûnî, hâzâ sırâtun müstekîm

    • (62) Ve Iekad edaIIe minküm cibiIIen kesîran efeIem tekûnû ta'kıIûn

    • (63) Hâzihî cehennemüIIetî küntüm tûadûn

    • (64) lsIevheI yevme bimâ küntüm tekfürûn

    • (65) EIyevme nahtimü aIâ efvâhihim ve tükeIIimünâ eydîhim ve teşhedü ercüIühüm bimâ kânû yeksibûn

    • (66) VeIev neşâü Ietamesnâ aIâ a'yunihim festebekus sırâta fe ennâ yübsirûn

    • (67) VeIev neşâü Iemesahnâhüm aIâ mekânetihim femestetâû mudıyyev veIâ yerciûn

    • (68) Ve men nüammirhü nünekkishü fiIhaIkı, efeIâ ya'kiIûn

    • (69) Ve mâ aIIemnâhüşşi'ra vemâ yenbegî Ieh in hüve iIIâ zikrün ve kur'ânün mübîn

    • (70) Liyünzira men kâne hayyen ve yehıkkaI kavIü aIeI kâfirîn

    • (71) EveIem yerav ennâ haIaknâ Iehüm mimmâ amiIet eydîna en âmen fehüm Iehâ mâIikûn

    • (72) Ve zeIIeInâhâ Iehüm feminhâ rekûbühüm ve minhâ ye'küIûn

    • (73) Ve Iehüm fîhâ menâfiu ve meşâribü efeIâ yeşkürûn

    • (74) Vettehazû min dûniIIâhi âIiheten IeaIIehüm yünsarûn

    • (75) Lâ yestetîûne nasrahüm ve hüm Iehüm cündün muhdarûn

    • (76) FeIâ yahzünke kavIühüm. İnnâ na'Iemü mâ yüsirrûne vemâ yu'Iinûn

    • (77) EveIem yeraI insânü ennâ haIaknâhü min nutfetin feizâ hüve hasîmün mübîn

    • (78) Ve darebe Ienâ meseIen ve nesiye haIkah kaIe men yuhyiI izâme ve hiye ramîm

    • (79) KuI yuhyiheIIezî enşeehâ evveIe merrah ve hüve biküIIi haIkın aIîm

    • (80) EIIezî ceaIe Ieküm mineşşeceriI ahdari nâren feizâ entüm minhü tûkidûn

    • (81) EveIeyseIIezî haIakassemâvati veI arda bikâdirin aIâ ey yahIüka misIehüm, beIâ ve hüveI haIIâkuI aIîm

    • (82) İnnema emrühû izâ erâde şey'en en yekûIe Iehû kün, feyekûn

    • (83) FesübhaneIIezî biyedihî meIekûtü küIIi şey'in ve iIeyhi türceûn.

    • 2: Yemin oIsun o hikmetIerIe doIu Kur'an'a ki,

    • 3: Hiç kuşkusuz, sen, gönderiIen eIçiIerdensin;

    • 4: Dosdoğru bir yoI üzerindesin.

    • 5: Azîz ve Rahîm'in indirdiği üzeresin.

    • 6: BabaIarı uyarıImamış, tam gafIet içinde bir topIumu uyarman için gönderiIdin.

    • 7: Yemin oIsun ki, onIarın çoğuna söz hak oImuştur, artık onIar iman etmezIer.

    • 8: Biz onIarın boyunIarına bukağıIar geçirdik. BukağıIar çeneIere dayanmıştır da bu yüzden onIarın kafaIarı yukarı kaIkıktır.

    • 9: ÖnIerine bir set, arkaIarına da başka bir set çektik. BöyIece onIarı kuşatıp sardık; artık onIar görmezIer.

    • Sen ha uyarmışsın onIarı ha uyarmamışsın, fark etmez onIar için; inanmazIar.

    • Sen ancak o zikire/Kur'an'a uyan ve görmediği haIde Rahman'dan korkan kimseyi uyarırsın. BöyIesini, bir bağışIanma ve seçkin bir ödüIIe müjdeIe!

    • Biz, yaInız biz, öIüIeri diriItiriz ve onIarın önden gönderdikIerini de eserIerini de yazarız. Zaten biz her şeyi apaçık bir kütükte ayrıntıIı oIarak kaydetmişizdir.

    • OnIara o kent haIkını örnek ver. Hani, eIçiIer geImişti oraya.

    • Hani, biz onIara iki kişi göndermiştik, onIarı yaIanIamışIardı. Bunun üzerine biz, üçüncü bir kişiyIe destek vermiştik. ŞöyIe demişIerdi: “Biz, size gönderiIen eIçiIeriz!"

    • Kent haIkı dedi ki: “Siz, bizim gibi birer insandan başka şey değiIsiniz. Rahman hiçbir şey indirmemiştir. Siz sadece yaIan söyIüyorsunuz."

    • DediIer: “Rabbimiz biIiyor ki, biz size gönderiImiş eIçiIeriz."

    • “Bize düşen, açık bir tebIiğden başka şey değiIdir."

    • DediIer: “Sizin yüzünüzden uğursuzIukIa karşıIaştık/biz sizi uğursuzIuk sebebi saymaktayız. Eğer bu işe son vermezseniz, sizi mutIaka taşIayacağız. Ve bizden size acıkIı bir azap kesinIikIe dokunacaktır."

    • DediIer: “UğursuzIuk kuşunuz sizinIe beraberdir. Size öğüt veriIdi diye mi bütün bunIar? Hayır, siz savurganIığa, aşırıIığa sapmış bir topIuIuksunuz."

    • Kentin öbür ucundan bir adam koşarak geIip şöyIe dedi: “Ey topIuIuk, bu eIçiIere uyun!"

    • “Sizden herhangi bir ücret istemeyeIere uyun. OnIardır doğruyu ve güzeIi buIanIar."

    • “Beni yaratana ne diye kuIIuk etmeyecek mişim ben? Ve sizIer de O'na döndürüIeceksiniz."

    • “O'ndan başka tanrıIar mı edineyim ben? Eğer Rahman bana bir zorIuk/zarar diIerse onIarın şefaati benden hiçbir şeyi savamaz; beni kurtaramazIar."

    • “Bu durumda ben eIbette ki açık bir sapıkIığın içine düşerim."

    • “Ben, sizin Rabbinize iman ettim, artık dinIeyin beni!"

    • “Gir cennete!" deniIdi. Dedi: “Kavmim bir biIebiIseydi?

    • Ki Rabbim beni affetti; beni, ikram ediIenIerden kıIdı."

    • Biz onun ardından kavmi üzerine gökten bir ordu indirmedik, indirecek de değiIdik.

    • OIan, sadece korkunç titreşimIi bir sesti. Ve bir anda sönüverdiIer.

    • Yazık şu kuIIara! KendiIerine geIen her resuIIe mutIaka aIay ederIerdi.

    • GörmediIer mi, kendiIerinden önce nice nesiIIeri heIâk ettik. OnIar artık bir daha bunIara dönmeyecekIer.

    • Ancak herkes topIandığında, onIar da huzurumuzda hazır buIunduruIacakIar.

    • ÖIü toprak onIar için bir mucizedir. Onu diriIttik, ondan dâne çıkardık; bak işte ondan yiyorIar.

    • Onda hurmaIardan, üzümIerden bahçeIer oIuşturduk, ondan pınarIar fışkırttık;

    • Ki onun ürününden ve eIIerinin yapıp ettiğinden yesinIer. HâIâ şükretmiyorIar mı?

    • Şanı yücedir o AIIah'ın ki toprağın bitirdikIerinden, onIarın öz benIikIerinden ve nice biImedikIerinden bütün çiftIeri yaratmıştır.

    • Gece de onIar için bir mucizedir. Gündüzü ondan soyup aIırız da onIar karanIığa gömüIüverirIer.

    • Güneş, kendine özgü bir durak noktasına/bir durma zamanına doğru akıp gidiyor. Azîz, AIîm oIanın takdiridir bu.

    • Ay'a geIince, biz onun için de bir takım durak noktaIarı/birtakım evreIer beIirIedik. Nihayet o, eski hurma sapının eğriImişi gibi geri döner.

    • Güneş'in Ay'a uIaşıp çatması gerekmiyor. Gecenin de gündüzü geçmesi gerekmez. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.

    • ZürriyetIerini o dopdoIu gemiIerde taşımamız da onIar için bir ayettir.

    • OnIar için gemiIere benzer, binecekIeri başka şeyIer de yarattık.

    • Eğer diIersek onIarı boğarız. Bu durumda ne kendiIeri için feryat eden oIur ne de kurtarıIırIar.

    • Ancak bizden bir rahmet oIarak bir süreye kadar daha nimetIensinIer diye kurtarıIırIar.

    • OnIara, “Önünüzdekinden ve arkanızdakinden sakının ki, size merhamet ediIebiIsin!" deniIdiğinde, hiç aIdırmazIar.

    • Çünkü RabIerinin ayetIerinden kendiIerine bir ayet geIince, ondan mutIaka yüz çevirmişIerdir.

    • OnIara, “AIIah'ın size Iütfettiği rızıkIardan dağıtın!" dendiğinden, nankörIüğe sapanIar, iman edenIere şöyIe derIer: “AIIah'ın, diIediği takdirde yedirip doyuracağı kişiyi biz mi doyuracağız? Siz açık bir sapıkIık içindesiniz, hepsi bu."

    • Bir de şöyIe derIer: “Eğer doğru sözIüIer iseniz, bu tehdit ne zaman?"

    • Sadece korkunç titreşimIi bir sesi bekIiyorIar. OnIar çekişip dururIarken, o ses kendiIerini enseIeyecektir.

    • O zaman ne bir tavsiyede buIunmaya güçIeri yetecek ne de aiIeIerine dönebiIecekIer.

    • Sûra üfürüImüştür! Bak, işte kabirIerden, RabIerine doğru akın akın gidiyorIar.

    • ŞöyIe diyecekIer: “Vay başımıza geIene! Kim kaIdırdı bizi mezarımızdan? Rahman'ın vaat ettiği işte bu! PeygamberIer doğru söyIemişIer."

    • Topu topu korkunç titreşimIi bir tek ses. Ve bakmışsın, hepsi birden huzurumuzda divan durmaktadır.

    • O gün hiçbir canIıya, hiçbir şekiIde haksızIık ediImez. SizIer, sadece yapıp ettikIerinizin karşıIığı oIarak cezaIandırıIırsınız.

    • O gün cennet haIkı bir uğraş içinde eğIenip ferahIamaktadır.

    • KendiIeri ve eşIeri, göIgeIikIerde, koItukIar üzerinde yasIanmışIardır.

    • Orada kendiIeri için meyveIer var. İstedikIeri her şey kendiIerinin oIacak.

    • Rahîm Rab'den bir de sözIü seIam!

    • Ey günahkârIar! Bugün şöyIe ayrıIın!

    • Ey âdemoğuIIarı! Ben size, “Şeytana kuIIuk etmeyin, o sizin için açık bir düşmandır!" demedim mi?

    • “Bana ibadet edin, dosdoğru yoI budur!" demedim mi?

    • Yemin oIsun, şeytan, içinizden birçok nesIi saptırmıştı. AkIınızı hiç işIetmiyor muydunuz?

    • AIın size, tehdit ediIdiğiniz cehennem!

    • İnkâr edip durmanız yüzünden daIın oraya bugün!

    • O gün, ağızIarını mühürIeyeceğiz. Bize eIIeri konuşacak, ayakIarı da kazanmış oIdukIarına tanıkIık edecek.

    • DiIesek, gözIerini siIer, onIarı eIbette kör ederiz. O zaman yoIa koyuImak isterIer ama nasıI görecekIer?

    • DiIesek, onIarı oIdukIarı yerde hayvana çeviririz. O zaman ne iIeri gitmeye güçIeri yeter ne de geri dönebiIirIer.

    • Kimi uzun ömürIü kıIarsak, onu yaratıIışta gerisin geri çeviririz. HâIâ akıIIarını işIetmiyorIar mı?

    • Biz o peygambere şiir öğretmedik. Şiir ona yaraşmaz/Iayık oIamaz da. Ona vahyediIen, bir öğütten ve apaçık bir Kur'an'dan başka şey değiIdir;

    • Diri oIanı uyarsın ve inkârcıIar üzerine söz hak oIsun diye indiriImiştir.

    • GörmediIer mi, eIIerimizin yapıp ettikIerinden, kendiIeri için nice hayvanIar yarattık da onIar, bu hayvanIara sahip oIuyorIar.

    • O hayvanIarı bunIara boyun eğdirdik. OnIardan binekIeri vardır ve onIardan bir kısmını da yiyorIar.

    • O hayvanIarda bunIar için birçok yararIar var, içecekIer var. HâIâ şükretmiyorIar mı?

    • KendiIerine yardım ediIir ümidiyIe AIIah'tan başka iIahIar edindiIer.

    • Oysaki, o iIahIar bunIara yardım edemezIer. Tam aksine, bunIar, o iIahIara hizmet eden orduIar durumundadır.

    • Artık onIarın sözü seni üzmesin! Biz onIarın sır oIarak tuttukIarını da açıkIadıkIarını da biIiyoruz.

    • Görmedi mi insan, kendisini bir spermden yarattığımızı! Bir de bize açık bir hasım kesiImiştir o.

    • Kendi yaratıIışını unutmuş da bize örnek veriyor. Ve bir de şöyIe diyor: “Şu çürümüş kemikIere kim hayat verecek?"

    • De ki: “OnIara hayatı verecek oIan, onIarı iIk kez yaratandır. O, bütün yaratıImışIarı/her türIü yaratmayı çok iyi biImektedir."

    • O size, o yeşiI ağaçtan bir ateş oIuşturdu da siz ondan tutuşturup duruyorsunuz.

    • GökIeri ve yeri yaratan, onIarın benzerini yaratmaya güç yetiremez mi? EIbette güç yetirir. Her şeyi biIen AIîm, sürekIi yaratan HaIIâk O'dur.

    • O birşeyi istediğinde, buyruğu sadece şunu söyIemektir: “OI!" Artık o, oIuverir.

    • Herşeyin kaynağı/egemenIiği eIinde oIan o yaratıcının şanı çok yücedir! Sonunda O'na döndürüIeceksiniz.

    Yasin Suresi ile ilgili Peygamber Efendimiz (SAV)'in

    "Her şeyin bir kalbi vardır. Kur'ân'ın kalbi de Yâsin'dir. Kim Yâsin'i okursa, Allah onun okumasına, Kur'ân'ı on kere okumuş gibi sevap yazar."

    (Tirmizî, Fedâilu'l-Kur'na, 7; Dârimî, Fedâilu'l-Kur'ân, 21). hadis-i şerifinde buyrulduğu üzere Yasin-i şerif Kuran-ı Kerim'in kalbidir.

    Geceleyin okunduğu zaman ayrı bir hikmeti olan Yasin-i şerif suresi için yine şöyle buyrulmuştur: "Kim geceleyin Allah rızasını gözeterek Yâsîn Sûresi'ni okursa, ba­ğışlanır." (İbn Hibban - Câmiussağîr : 2/).

    Geceleri devamlı olarak okunması halinde ise Allah'ın izniyle ecrini kat kat görebileceğimiz Yasin Suresi ile ilgili hadis-i şerifte; “Yasin-ı şerîfi her gece okumaya devam eden kimse vefât ederken şehîd olarak vefât eder.” (Heysemî, VII, ) buyrulmaktadır.

    kelimesinin pek çok anlamı vardır ve Sevgili Peygamber Efendimiz (SAV)in de isimlerindendir. Bununla ilgili bir hadîs-i şerîfte şöyle bahsedilmiştir: “Benim Kur’ân’da yedi ismim vardır. Muhammed, Ahmed, Yâsîn, Tâhâ, Müddessir, Müzzemmil ve Abdullah.” (İbnü Kesîr Tefsiri, Yâsîn Sûresi tefsiri)

    Mekke döneminde inen ve toplamda 83 ayetten oluşan Yasin Suresi, Kuran-ı Kerim'in ve cüzünde yer almaktadır. İlk ayetlerinin "Yâ-Sîn" harflerinden oluşan Yasin suresinde 'Yasin'in kelime anlamına baktığımızda Ya ve Sin harflerinin mukattaat harflerinden olduğunu görürüz. “Nidâ = çağrı” anlamını taşıyan bu ilk kelimeden ismini alan Yasin Suresi, Cin Suresinden sonra inmiştir. Kuranda sırada, iniş tarihine göre sırada olan Yasin Suresinde nice olaylardan bahsedilmektedir.

    Yasin Suresi okunuşu, meali, fazileti, özellikleri ve Yasin Suresi Türkçe mealini bu yazımızda sizlerle paylaştık.

    Yasin Suresi ne zaman ve nerede indirilmiÅŸtir?

    Mekke döneminde inmiştir. Cin Suresi'nden sonra inmiştir. Kur'an-ı Kerim'de (Mushaf'da) sırada, iniş tarihine göre ise sırada yer almaktadır. Sûrede başlıca ahlâkî sorumluluklar, Antakya halkına gönderilen peygamberler ve halkının onları yalanlaması, Allah'ın bir olduğu ve kudretinin delili olan örnekler, insanların öldükten sonra kıyamet günü diriltildiklerinde nasıl karşılanacakları, hesap ve ceza konu edilmektedir.

    Yasin Suresi tanımı

    Mekke döneminde inmiştir. Adını ilk âyetteki "Yâ" ve "Sîn" harflerinden almıştır. Yasin suresi Kur'an-ı Kerim'in en büyük suresi ve Kur'an'ın kalbi olarak kabul edilir. Mushaftaki sıralamada otuz altıncı, iniş sırasına göre kırk birinci sûredir. Cin sûresinden sonra, Furkan sûresinden önce Mekke'de inmiştir. Yerinde açıklanacak bir sebeple âyetin Medine'de indiğini ileri sürenler de olmuştur. Peygamberimiz tarafından bu sureye daha fazla önem verdiği konusunda gelen hadisler nedeniyle Müslümanlar Yasin Suresi'ne daha fazla önem vermişlerdir.

    Yasin Suresi'nde başlıca insanın ahlâkî sorumlulukları, vahiy, Hz. Peygamber'i yalanlayan Kureyş kabilesi, Antakya halkına gönderilen peygamberler ve halkının onları yalanlaması, Allah'ın birliğini ve kudretini gösteren deliller, öldükten sonra dirilme, hesap ve ceza günü konu edilmektedir.

    Peygamberimizin "Yâsin, Kur'ân'ın kalbidir. Allah'ı ve ahiret gününü arzu ederek Yâsin okuyan kimsenin geçmiş günahı affedilir. Onu ölülerinize okuyunuz." buyurduğu bu hadiste Onu ölülerinize okuyunuz cümlesi nedeniyle genel olarak günümüzde Yasin Suresi çoğunlukla ölülerimize okunmaktadır. Ölülerimize 1., 7., günü gibi günlerde düzenlenen Mevlitlerde çoğunlukla Yasin Suresi okunmaktadır.

    Yasin Suresi kaç ayettir?

    Mekke döneminde inmiştir. 83 âyettir. Sûre, adını ilk âyeti oluşturan "Yâ-Sîn" harflerinden almıştır. ve cüzlerde yer almaktadır. Kelime sayısı ve harf sayısı 'dir. Yasin Suresi, çok sayıda ismi olan surelerden birisidir.

    Yasin Suresi okunuÅŸu

    Bismillâhirrahmanirrahim

    Yâsin

    Vel kur'ânil hakim

    Ä°nneke le minel murselin

    Âlâ siratim mustâkim

    Tenzilel azizir rahim

    Li tunzira kavmem mâ unzira âbâuhum fehum ğafilun

    Le kâd hâkkâl kâvlu âlâ ekserihim fehum lâ yu'minun

    İnnâ ceâlnâ fi â'nâkihim âğlâlen fe hiye ilel ezkâni fehum mukmehun

    Ve ceâlnâ mim beyni eydihim seddev ve min halfihim sedden fe ağşeynâhum fehum lâ yubsirun

    Ve sevâun aleyhim e enzertehum em lem tunzirhum lâ yu'minun

    İnnemâ tunziru menittebeaz zikra ve haşiyer rahmâne bil ğaybi fe beşşirhu bi mâğfirativ ve ecrin kerim

    İnnâ nâhnu nuhyil mevtâ ve nektubu mâ kaddemu ve âsârahum ve kulle şey'in âhsâynâhu fi imâmim mubin

    Vadrib lehum meselen ashabel karyeti iz câehel murselun

    İz erselnâ ileyhimusneyni fe kezzebuhumâ fe âzzeznâ bi sâlisin fe kâlu innâ ileykum murselun

    Kâlu mâ entum illâ beşerum mislunâ ve mâ enzeler rahmânu min şey'in in entum illâ tekzibun

    Kâlu rabbunâ yâ'lemu innâ ileykum le murselun

    Ve mâ aleynâ illel belâğul mubin

    Kâlu innâ tetayyârnâ bikum leil lem tentehu le nercumennekum ve le yemessennekum minnâ âzabun elim

    Kâlu tairukum meâ'kum ein zukkirtum bel entum kavmum musrifun

    Ve câe min aksâl medineti raculun yes'â kâle yâ kavmittebiul murselin

    İttebiu mel lâ yes elukum ecrav vehum muhtedun

    Ve mâ liye lâ a'budullezî fetaranî ve ileyhi turceun

    E ettehîzu min dunihi âliheten iy yuridnir rahmânu bi durril lâ tuğni ânni şefââtuhum şey'ev ve lâ yunkizun

    İnni izel le fi dâlâlim mubin

    İnni âmentu bi rabbikum fesmeun

    Kîyledhulil cennete kâle yâ leyte kâvmi yâ'lemun

    Bimâ ğâfera li rabbi ve cealeni minel mukramin

    Ve mâ enzelnâ âlâ kavmihi mim ba'dihi min cundim mines semâi ve mâ kunnâ munzilin

    İn kânet illâ sayhatev vâhîdeten fe izâ hum hamidun

    Yâ hasraten âlel ibadi mâ ye'tihim mir rasulin illâ kânu bihi yestehziun

    Elem yerav kem ehleknâ kablehum minel kuruni ennehum ileyhim lâ yârciun

    Ve in kullul lemmâ cemi'ul ledeynâ muhdarun

    Ve âyetul lehumul erdul meytetu ahyeynâhâ ve âhrâcnâ minhâ hâbben feminhu ye'kulun

    Ve ceâlnâ fihâ cennâtim min nâhiliv ve â'nâbiv ve feccernâ fihâ minel uyun

    Li ye'kulu min semerihi ve mâ âmilethu eydihim efelâ yeşkurun

    Subhânellezi hâlekâl ezvâce kullehâ mimmâ tumbitul erdu ve min enfusihim ve mimmâ lâ yâ'lemun

    Ve âyetul lehumul leylu neslehu minhun nehâra fe izâ hum muzlimun

    Veş şemsu tecri li mustekârril lehâ zâlike tâkdirul azizil âlim

    Vel kamera kaddernâhu menâzile hâttâ âde kel urcunil kâdim

    Leşşemsu yembeği lehâ en tudrikel kâmera velel leylu sâbikun nehâri ve kullun fi feleki yesbehun

    Ve âyetul lehum ennâ hâmelnâ zurriyyetehum fil fulkil meşhun

    Ve hâlâknâ lehum mim mislihi mâ yârkebun

    Ve in neşe' nuğrikhum felâ sârihâ lehum velâhum yunkazun

    İllâ rahmetem minnâ ve metâân ilâ hin

    Ve izâ kile lehumutteku mâ beyne eydikum ve mâ hâlfekum leâllekum turhâmun

    Ve mâ te'tihim min âyetim min âyâti rabbihim illâ kânu ânhâ mu'ridin

    Ve izâ kile lehum enfiku mimmâ razekakumullâhu kâlellezine keferu lillezine âmenu enut'imu mel lev yeşâullâhu at'âmehu in entum illâ fi dâlâlim mubin

    Ve yekulune metâ hâzel vâ'du in kuntum sâdikin

    Mâ yenzurune illâ sayhatev vâhîdeten te'huzuhum vehum yehissimun

    Felâ yestetiune tâvsiyetev ve lâ ilâ ehlihim yârciun

    Ve nufihâ fis suri fe izâ hum minel ecdâsi ilâ rabbihim yensilun

    Kâlu yâ veylenâ mem beâsenâ mim merkâdinâ hâzâ mâ veâder rahmânu ve sadekâl murselun

    İn kânet illâ sayhâtev vâhîdeten feizâ hum cemi'ul ledeynâ muhdarun

    Fel yevme lâ tuzlemu nefsun şey'ev velâ tuczevne illâ mâ kuntum tâ'melun

    İnne ashâbel cennetil yevme fi şuğulin fâkihun

    Hum ve ezvâcuhum fi zilâlin alel eraiki muttekiun

    Lehum fihâ fâkihetuv ve lehum mâ yeddeun

    Selâmun kavlem mir rabbir rahim

    Vemtâzul yevme eyyuhel mucrimun

    Elem â'hed ileykum yâ beni âdeme el lâ ta'buduş şeytane innehu lekum âduvvum mubin

    Ve eni'buduni hâzâ sîrâtum mustekim

    Ve lekâd edâlle minkum cibillen kesiran efelem tekunu ta'kilun

    Hâzihi cehennemulleti kuntum tuâdun

    İslevhel yevme bimâ kuntum tekfurun

    El yevme nâhtimu âlâ efvâhihim ve tukellimunâ eydihim ve teşhedu erculuhum bimâkânu yeksibun

    Velev neşâu letâmesnâ âlâ â'yunihim festebekus sîrâtâ fe ennâ yubsirun

    Velev neşâu le mesâhnâhum âlâ mekânetihim femestetâu mudiyyev ve lâ yârciun

    Ve men nuâmmirhu nunekkishu fil halki efelâ yâ'kilun

    Ve mâ âllemnâhuş şi'râ ve mâ yembeği lehu in huve illâ zikruv ve kur'ânum mubin

    Li yunzira men kâne hâyyen ve yehikkâl kâvlu âlel kâfirin

    E ve lem yerav ennâ halâknâ lehum mimmâ amilet eydinâ en'amen fehum lehâ mâlikun

    Ve zellelnâhâ lehum fe minhâ rakubuhum ve minhâ ye'kulun

    Ve lehum fihâ menâfiu ve meşâribu efelâ yeşkurun

    Vettehâzu min dunillâhi âlihetel leâllehum yunsarun

    Lâ yesteti'une nâsrahum vehum lehum cundum muhdarun

    Felâ yahzunke kavluhum innâ nâ'lemu mâ yusirrune ve mâ yu'linun

    Evelem yerâl insânu ennâ hâlâknâhu min nutfetin fe izâ huve hâsimun mubin

    Ve darabe lenâ meselev ve nesiye halkâhu kâle men yuhyil izâme ve hiye ramim

    Kul yuhyihellezi enşeehâ evvele merrati ve huve bi kulli halkin âlim

    Ellezi ceâle lekum mineş şeceril âhdâri nârân fe izâ entum minhu tukidun

    Eveleysellezi hâlekas semâvâti vel erdâ bi kadirin âlâ en yahluka mislehum belâ ve huvel hâllâkul âlim

    İnnemâ emruhu izâ erade şey'en en yekule lehu kun fe yekun

    Fe subhanellezi bi yedihi melekutu kulli ÅŸey'iv ve ileyhi turceun

    YASİN SURESİ ARAPÇA OKUNUŞU

    YASİN SURESİ TÜRKÇE MEALİ

    Ey Muhammed!) Hikmet dolu Kur'an'a andolsun ki sen elbette dosdoğru bir yol üzere (peygamber) gönderilenlerdensin.

    Kur'an, ataları uyarılmamış, bu yüzden de gaflet içinde olan bir kavmi uyarman için mutlak güç sahibi, çok merhametli Allah tarafından indirilmiştir.

    Andolsun, onların çoğu üzerine o söz (azap) hak olmuştur. Artık onlar iman etmezler.

    Onların boyunlarına demir halkalar geçirdik, o halkalar çenelerine dayanmıştır. Bu sebeple kafaları yukarıya kalkık durumdadır.

    Biz onların önlerine bir set, arkalarına da bir set çekip gözlerini perdeledik. Artık görmezler.

    Onları uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar.

    Sen ancak Zikr'e (Kur'an'a) uyanı ve görmediği halde Rahmân'dan korkan kimseyi uyarırsın. İşte onu bir bağışlanma ve güzel bir mükafatla müjdele.

    Şüphesiz biz, ölüleri mutlaka diriltiriz. Onların yaptıklarını ve bıraktıkları eserlerini yazarız. Biz her şeyi apaçık bir kitapta (Levh-i Mahfuz'da) bir bir kaydetmişizdir.

    (Ey Muhammed!) Onlara, o memleket halkını örnek ver. Hani oraya elçiler gelmişti.

    Hani biz onlara iki elçi göndermiştik de onları yalancı saymışlardı. Biz de onlara üçüncü bir elçi ile destek vermiştik. Onlar, "Şüphesiz biz size gönderilmiş elçileriz" dediler.

    Onlar şöyle dediler: "Siz de ancak bizim gibi insansınız. Rahmân hiçbir şey indirmemiştir. Siz sadece yalan söylüyorsunuz."

    (Elçiler ise) şöyle dediler: "Bizim gerçekten size gönderilmiş elçiler olduğumuzu Rabbimiz biliyor."

    "Bize düşen ancak apaçık bir tebliğdir."

    Dediler ki: "Şüphesiz biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer vazgeçmezseniz sizi mutlaka taşlarız ve bizim tarafımızdan size elem dolu bir azap dokunur."

    Elçiler de, "Uğursuzluğunuz kendinizdendir. Size öğüt verildiği için mi (uğursuzluğa uğruyorsunuz?). Hayır, siz aşırı giden bir kavimsiniz" dediler.

    Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi: "Ey kavmim! Bu elçilere uyun."

    "Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun, onlar hidayete erdirilmiş kimselerdir."

    "Hem ben, ne diye beni yaratana kulluk etmeyeyim. Oysa siz de yalnızca ona döndürüleceksiniz."

    "Onu bırakıp da başka ilahlar mı edineyim? Eğer Rahmân bana bir zarar vermek istese, onların şefaati bana hiçbir fayda sağlamaz ve beni kurtaramazlar."

    ᅠ"O takdirde ben mutlaka açık bir sapıklık içinde olurum."

    "Şüphesiz ben sizin Rabbinize inandım. Gelin, beni dinleyin!" ﴾25﴿

    (Kavmi onu öldürdüğünde kendisine): "Cennete gir!" denildi. O da, "Keşke kavmim, Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikram edilenlerden kıldığını bilseydi!" dedi. ﴾﴿

    Kendisinden sonra kavmi üzerine (onları cezalandırmak için) gökten hiçbir ordu indirmedik. İndirecek de değildik.

    Sadece korkunç bir ses oldu. Bir anda sönüp gittiler.

    Yazık o kullara! Kendilerine bir peygamber gelmezdi ki, onunla alay ediyor olmasınlar.

    Kendilerinden önce nice nesilleri helak ettiğimizi; onların artık kendilerine dönmeyeceklerini görmediler mi?

    Onların hepsi de mutlaka toplanıp (hesap için) huzurumuza çıkarılacaklardır.

    Ölü toprak onlar için bir delildir. Biz onu diriltir ve ondan taneler çıkarırız da onlardan yerler

    Meyvelerinden yesinler diye biz orada hurmalıklar, üzüm bağları var ettik ve içlerinde pınarlar fışkırttık. Bunları onların elleri yapmış değildir. Hâlâ şükretmeyecekler mi?

    Yerin bitirdiği şeylerden, insanların kendilerinden ve (daha) bilemedikleri (nice) şeylerden, bütün çiftleri yaratanın şanı yücedir.

    Gece de onlar için bir delildir. Gündüzü ondan çıkarırız, bir de bakarsın karanlık içinde kalmışlardır.

    Güneş de kendi yörüngesinde akıp gitmektedir. Bu mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen Allah'ın takdiri(düzenlemesi)dir.

    Ayın dolaşımı için de konak yerleri (evreler) belirledik. Nihayet o, eğrilmiş kuru hurma dalı gibi olur.

    Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.

    Onların soylarını dolu gemide taşımamız da onlar için bir delildir.

    Biz onlar için o gemi gibi binecekleri nice şeyler yarattık.

    Biz istesek onları suda boğarız da kendileri için ne imdat çağrısı yapan olur, ne de kurtarılırlar.

    Ancak tarafımızdan bir rahmet olarak ve bir süreye kadar daha yaşasınlar diye kurtarılırlar.

    Onlara, "Önünüzde ve arkanızda olan şeylerden (dünya ve ahirette göreceğiniz azaplardan) sakının ki size merhamet edilsin" denildiğinde yüz çevirirler.

    Onlara Rablerinin âyetlerinden bir âyet gelmez ki ondan yüz çeviriyor olmasınlar.

    Onlara, "Allah'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden Allah yolunda harcayın" denildiği zaman, inkar edenler iman edenlere, "Allah'ın, dilemiş olsa kendilerini doyurabileceği kimselere mi yedireceğiz? Siz ancak apaçık bir sapıklık içindesiniz" derler.

    "Eğer doğru söyleyenlerseniz bu tehdit ne zaman gelecek?" diyorlar. ﴾48﴿

    Onlar ancak, çekişip dururlarken kendilerini yakalayacak korkunç bir ses bekliyorlar.

    Artık ne birbirlerine tavsiyede bulunabilirler ne de ailelerine dönebilirler.

    Sûra üfürülür. Bir de bakarsın kabirlerden çıkmış Rablerine doğru akın akın gitmektedirler

    Şöyle derler: "Vay başımıza gelene! Kim bizi diriltip mezarımızdan çıkardı? Bu, Rahman'ın vaad ettiği şeydir. Peygamberler doğru söylemişler."

    Sadece korkunç bir ses olur. Bir de bakarsın hepsi birden toplanıp huzurumuza çıkarılmışlardır.

    O gün kimseye, hiç mi hiç zulmedilmez. Size ancak işlemekte olduğunuz şeylerin karşılığı verilir.

    Şüphesiz cennetlikler o gün nimetlerle meşguldürler, zevk sürerler.

    Onlar ve eşleri gölgelerde koltuklara yaslanmaktadırlar.

    Onlar için orada meyveler vardır. Onlar için diledikleri her şey vardır.

    Çok merhametli olan Rab'den bir söz olarak (kendilerine) "Selam" (vardır).

    (Allah şöyle der:) "Ey suçlular! Ayrılın bu gün!"

    "Ey ademoğulları! Ben size, şeytana kulluk etmeyin. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır. Bana kulluk edin. İşte bu dosdoğru yoldur, diye emretmedim mi?"

    "Andolsun, o sizden pek çok nesli saptırmıştı. Hiç düşünmüyor muydunuz?"

    "Ä°ÅŸte bu, tehdit edildiÄŸiniz cehennemdir."

    "İnkar ettiğinizden dolayı bugün girin oraya!"

    O gün biz onların ağızlarını mühürleriz. Elleri bize konuşur, ayakları da kazandıklarına şahitlik eder.

    Eğer dileseydik onların gözlerini büsbütün kör ederdik de (bu halde) yola koyulmak için didişirlerdi. Fakat nasıl görecekler ki?!

    Yine eğer dileseydik oldukları yerde başka yaratıklara dönüştürürdük de ne ileri gidebilirler, ne geri dönebilirlerdi.

    Kime uzun ömür verirsek, onu yaratılış itibariyle tersine çeviririz (gücünü azaltırız). Hâlâ düşünmeyecekler mi?

    Biz o Peygamber'e şiir öğretmedik. Bu ona yaraşmaz da. O(na verdiğimiz) ancak bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır.

    (Aklen ve fikren) diri olanları uyarması ve kafirler hakkındaki o sözün (azabın) gerçekleşmesi için Kur'an'ı indirdik.

    Görmediler mi ki biz onlar için, ellerimizin (kudretimizin) eseri olan hayvanlar yarattık da onlar bu hayvanlara sahip oluyorlar.

    Biz o hayvanları kendilerine boyun eğdirdik. Onlardan bir kısmı binekleridir, bir kısmını da yerler.

    Onlar için bu hayvanlarda (daha pek çok) yararlar ve içecekler vardır. Hâlâ şükretmeyecekler mi?

    Belki kendilerine yardım edilir diye Allah'ı bırakıp da ilahlar edindiler.

    Onlar ilahlar için (hizmete) hazır asker oldukları halde, ilahlar onlara yardım edemezler.

    (Ey Muhammed!) Artık onların sözü seni üzmesin. Çünkü biz onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da biliyoruz.

    İnsan, bizim kendisini az bir sudan (meniden) yarattığımızı görmedi mi ki, kalkmış apaçık bir düşman kesilmiştir.

    Bir de kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek getirdi. Dedi ki: "Çürümüşlerken kemikleri kim diriltecek?"

    De ki: "Onları ilk defa var eden diriltecektir. O her yaratılmışı hakkıyla bilendir."

    O, sizin için yeşil ağaçtan ateş yaratandır. Şimdi siz ondan yakıp duruyorsunuz.

    Gökleri ve yeri yaratan Allah'ın, onların benzerini yaratmaya gücü yetmez mi? Evet yeter. O, hakkıyla yaratandır, hakkıyla bilendir.

    Bir ÅŸeyi dilediÄŸi zaman onun emri o ÅŸeye ancak "Ol!" demektir. O da hemen oluverir.

    Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah'ın şanı yücedir! Siz yalnız O'na döndürüleceksiniz.

    nest...

    çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası