Organ Mafyası Fabrikası

"Biz bu zihniyeti gayet iyi tanıyoruz" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu zihniyet, PKK’lı teröristleri 'hendek kazan arkadaşlar' olarak tanımlayandır. Bu zihniyet, YPG’li teröristleri 'vatanlarını savunan oluşumlar' şeklinde takdim edendir. Bu zihniyet, FETÖ’cüleri 'haklarını arayan mağdurlar' gibi göstermeye çalışandır. Bu zihniyet, şehirlerimizi yakıp yıkan Gezicileri 'aydınlanma hareketi' olarak gösterendir. Bu zihniyet, Suriye’de zalim rejimi överken, hayatları ve istiklalleri için mücadele eden mazlumları terörist diye yaftalayandır. Bu zihniyet, Doğu Akdeniz’de Yunan ve Rum tezlerine sahip çıkarak, onların gazetelerine övgüyle manşet olandır. Bu zihniyet, Karadeniz’deki doğalgaz sevincimize ortak olamayandır. Bu zihniyet, Türkiye’nin Libya’daki, Karabağ’daki başarısından rahatsızlık duyandır. Bu zihniyet, Batılı yatırımcılara ve turistlere her fırsatta 'Türkiye’ye gelmeyin' mesajı verendir. Bu zihniyet, ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanına 'diktatör' diye bühtan ederken, kendi partisinde faşizmin en sefil şeklini uygulayandır. Bu zihniyet, seçilmiş milletvekillerini pazarda satışa çıkarırcasına zorla başka partilere gönderirken bile demokrasiden söz edebilendir. Bu zihniyet, ekonominin sıkıntıya girmesinden, salgının artmasından, terörün azmasından, hatta yaşanan kazalardan bile siyasi çıkar elde etmeyi umacak kadar alçalabilendir."

'Muhalefetin de yerli ve millisini ülkemize kazandırmak inşallah bize nasip olacaktır'

Erdoğan, "Bu zihniyetin temsilcisi olan zat işte dün çıktı, ülkemize yurt dışından ve yurt içinden kaynak kazandırmak için zaman zaman başvurduğumuz varlık barışı uygulamasını, uyuşturucu, fuhuş, organ ticaretiyle irtibatlandıracak kadar alçaldı ve düştü. Evet, bunun adı, o zatın kendi meşrebinde dahi düşkünlüktür. İşte bu, kendi ülkesine ve halkına husumeti siyasetinin merkezine oturtan zihniyeti, ona sufle verenlerle birlikte tarihe gömmek boynumuzun borcudur. Her şey gibi muhalefetin de yerli ve millisini ülkemize kazandırmak inşallah bize nasip olacaktır. Tarihimizin en önemli dönüm noktalarından birinden geçtiğimiz şu günlerde, Cumhur İttifakıyla birlikte ülkemizi önce ’e ulaştırmakta, ardından da çok daha güçlü şekilde yoluna devam ettirmekte kararlıyız. Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle bu hedefe ulaşana kadar hiçbirimize durmak, dinlenmek yoktur.  Şairin dediği gibi 'Şeb-i yeldayı müneccimle muvakkit ne bilir, Mübtela-yı gama sor kim geceler kaç saat.' Önceki gün vasıl olduğumuz en uzun geceye atfen yazılan bu mısralardan ilhamla diyoruz ki, ülkeye ve millete hizmetin tadını ancak, bizim gibi bunu 18 yıldır kesintisiz yaşayanlar bilir" dedi.

'Hala hangi yüzle o koltukta oturuyor bunu anlamak mümkün değil'

AK Parti olarak, kuruldukları günden beri girdikleri 15 genel ve mahalli seçimin, halk oylamasının, Cumhurbaşkanlığı seçiminin tamamından, milletin gönlünü kazanmayı başararak, birinci çıktıklarını belirten Erdoğan, "Tarihleri faşizmle, darbecilikle, milletin değerlerine husumetle, bugünleri ise taciz, tecavüz, hırsızlık iddialarıyla dolu olanların bu hazdan habersiz şekilde siyasetten silinip gidecek olmaları ne acı" diye konuştu.

Bütçe görüşmelerinde AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Efkan Ala'nın tüm rakamlarıyla bu süre içinde CHP'nin nereden nereye geldiğini çok açık net ortaya koyduğunu belirten Erdoğan, "Kendisinin televizyon programlarında nasıl sözler verdiğini, 'Eğer şu kadar oy alamazsam tabii ki durmam, çeker giderim' dediği halde hala nasıl, hangi yüzle o koltukta oturuyor bunu anlamak mümkün değil. Yüzüne baka baka Efkan Bey bunları söyledi. Meclis'te bunları söyledi mi, söyledi ama yüz ola yüz, yüz yoksa ne ola" dedi.

İktidarı, milli iradeye ram olmak yerine terör örgütlerinin arkasında, krizlerin gölgesinde, özellikle de dışarıdan kırpılan gözlerde aramaya devam ettikleri müddetçe, bu akıbetten kurtulamayacaklarını vurgulayan Erdoğan, "Rabbim kimseyi böyle nasipsizlerden eylemesin.  Biz, Rabbimizin yardımına ve milletimizin desteğine güvenerek yolumuza devam edeceğiz" diye konuştu.

'Sadece sağlık alanında değil, dış politikada da sancılı bir dönem geçirdik'

Erdoğan, " yılında koronavirüs salgını sebebiyle sadece sağlık alanında değil, dış politikada da sancılı bir dönem geçirdik. Doğu Akdeniz'den Libya'ya, Suriye'den Dağlık Karabağ'a uzanan geniş bir coğrafyada son derece çetrefil meselelerle yüzleştik. Karşılaştığımız tehditlerin büyüklüğü ne olursa olsun, kardeşlerimizin onurunu, ülkemizin menfaatlerini, aziz milletimizin hak ve hukukunu kimseye çiğnetmedik. Türkiye'nin çıkarlarını savunmak için gerektiğinde bedel ödedik, sıkıntı çektik, ama zalimler karşısında asla baş eğmedik" ifadelerini kullandı.

Türkiye denilince akla ilk insanlığın, adaletin, haysiyetli bir dış politikanın geldiğini söyleyen Erdoğan, "Ülkemiz, ilkeli, kararlı ve vicdani politikalarıyla, Afrika'dan Asya'ya tüm mazlum ve mağdurlara umut aşılıyor. Ay yıldızlı al bayrağımız, milletimizin istiklali yanında tüm dünyada zulme karşı direnişi, diklenmeden dik duruşu temsil ediyor" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin yıldızı yükseldikçe maruz kaldığı saldırıların şiddetinin arttığına dikkati çeken Erdoğan şöyle devam etti: "Satranç tahtasını andıran uluslararası arenada giderek daha etkili şekilde oyun kuran Türkiye gerçeği, çatışma ve kaostan beslenenleri rahatsız ediyor. Eksen tartışmalarından ülkemizin adının terör örgütleriyle yan yana getirilme çabalarına kadar pek çok zorlama ithamın gerisinde, bu rahatsızlık yatıyor. Oysa ne Türkiye'nin ekseninde bir kayma ne de ülkemizin terör örgütleriyle mücadelesinde bir zafiyet vardır. Ne dedik, 'Gabar'da da Cudi'de Bestler Dağları'nda da Kandil'de de bu teröristleri ezeceğiz, inlerinde vuracağız' dedik ve vuruyoruz. Ara vermek yok. Aynı kararlılıkla askerimizle, polisimizle, jandarmamızla, bütün gönüllü korucularımızla, bu mücadeleyi devam ettiriyoruz. Bu bir kararlılığın, bir inancın, bir azmin gereğidir. Hatta ülkemiz DEAŞ başta olmak üzere terör örgütleriyle pek çok farklı coğrafyada göğüs göğse çarpışan tek NATO üyesidir."

'Türkiye, hem Doğu Akdeniz meselesinde, hem de S'ler konusunda hak etmediği çifte standartlarla karşılaştı'

"Ülkemizin ne Doğu'ya, ne de Batı'ya sırtını dönme gibi bir lüksü olabilir" ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Avrupa ve Amerika ile ilişkilerimizi geliştirirken, Türk Dünyası'nı, Asya'yı, Latin Amerika'yı, Afrika'yı asla ihmal edemeyiz. Bununla birlikte tüm çabalarımıza rağmen , Avrupa ve Amerika ile ilişkilerimizin suni gündemlerle sınandığı bir yıl oldu. Türkiye, hem Doğu Akdeniz meselesinde, hem de S'ler konusunda hak etmediği çifte standartlarla karşılaştı. Yeni yılda, Amerika ve Avrupa'yla olan münasebetlerimizde yeni bir sayfa açmayı arzu ediyoruz. Çok yönlü siyasi, ekonomik ve askeri iş birliklerimizi, Amerika'yla köklü bağlarımızın alternatifi olarak görmüyoruz. Avrupa Birliği’nin de, Türkiye'yi kendinden uzaklaştıran stratejik körlükten bir an önce kurtulmasını ümit ediyoruz. Geçen hafta Sayın Merkel ve Sayın Michel ile yaptığımız görüşmeler, bu bakımdan önem arz ediyor. Amerika'nın yeni başkanı Sayın Biden'ın da, Türk-Amerikan ilişkilerine gereken özeni göstereceğine inanıyorum. Hiç kimseye karşı ön yargımız, husumetimiz, düşmanlığımız bulunmuyor. Bugüne kadar bize bir adım gelene, biz hep koşarak gittik. Bugün de aynı samimiyeti ve iyimserliği muhafaza ediyoruz. Uzattığımız eli tutan tüm dostlarımızla birlikte barış, adalet, refah, özellikle de bölgemizdeki gerilimlerin azaltılması için çalışmayı sürdüreceğiz. Günümüzün çatışmacı uluslararası ilişkiler denkleminde, bu 'altın oranı' yakalamanın zor olduğunu elbette biliyoruz. Ancak Türkiye, zoru başaracak dirayete, azme ve stratejik akla sahiptir. Önümüzdeki dönem inşallah, ekonomide, sağlıkta, güvenlikte olduğu gibi, dış politikada da Türkiye'nin şahlanış dönemi olacaktır."

Yeni kredi ve burs miktarları

Erdoğan, üniversite öğrencilerine bir müjde vermek istediğini belirterek, yeni kredi ve burs miktarlarını açıkladı.

Gençlik ve Spor Bakanlığı vasıtasıyla yılında öğrencilere verecekleri kredi ve burs miktarını belirlediklerini kaydeden Erdoğan, yılında lisans öğrencilerine lira, yüksek lisansta lira, doktorada lira olarak uyguladıkları kredi ve burs ödemelerinin toplam miktarının 9 milyar milyon lirayı bulduğunu belirtti.

Erdoğan, "Önümüzdeki yıl ise lisansta bu rakamı liradan liraya çıkarmış bulunuyoruz, yüksek lisansı liradan liraya, doktorada ise lira olan ödemeyi liraya çıkarmış oluyoruz. Bütün zorluklara rağmen, koronavirüs musibetine rağmen bizler tamamen elimizden gelen gayretle öğrencilerimize kredi ve bursla çok ciddi bir desteği vermiş oluyoruz. Bu ödemeler, milli sporcularımıza iki veya üç katı, üniversite sınavında ilk 'e girenlere de üç katı olarak yapılmaya devam edilecek. Ocak ayında, bin öğrencimizin hesabına burs, 1 milyon 11 bin öğrencimizin hesabına kredi olarak bu tutarlar yatırılacaktır" diye konuştu.

AİHM'in Demirtaş kararı: Tamamıyla siyasi bir adım

Erdoğan konuşmasında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Selahattin Demirtaşhakkında verdiği kararı da değerlendirdi. Esasen, AİHM'in, Türkiye mahkemelerinin yerine geçecek şekilde karar veremeyeceğine işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele ve Hudut Kapıları Şube Müdürlüğü ekipleri yasadışı organ nakli ticaretine yönelik olarak çalışma başlatarak İstanbul'da faaliyet gösteren özel bir hastanenin kayıtlarını mercek altına aldı. Söz konusu hastanenin incelenen kayıtlarında çok fazla yabancı uyruklu kişinin sahte belge ile organ nakli yapıldığı ortaya çıkarıldı.

Ekiplerin şahıslara ait belgelerin incelenmesi sonucu şahıslarla evrakların uyuşmadığını, şahısların aracılar vasıtası ile kendilerini karı-koca ve abi-kardeş olarak gösterdikleri belirlendi. Polis tarafından yapılan araştırmalarda nakil olmak için hazırlanan 3 grubun bulunduğu açıklandı.

12 BİN DOLARA SAHTE NAKİL İŞLEMİ ORGANİZE ETMİŞ

Emniyet ekiplerince yapılan ilk tespitte kendilerini karı-koca olarak tanıtan Filistin uyruklu böbrek alıcısı Y.I.A.A. isimli şahıs ile böbrek vericisi Filistin uyruklu A.F.A.A. isimli şahısların gerçekte eş olmadıkları, kendisini A.F.A.A. olarak tanıtan kadın şahsın aslında Tunus uyruklu K.M.N. olduğu belirlendi. Bunun üzerine şüpheli şahıslar ve Y.I.A.A., gerçek eşi olan A.F.A.A. yakalanarak gözaltına alındı. Araştırmalarda, Ürdün uyruklu M.M.H.A.Z. adlı şebeke liderinin 12 bin dolar karşılığında sahte nakil işlemlerini organize ettiği tespit edildi.

ABİ-KARDEŞ KILIĞINA GİRMİŞLER

Güvenlik güçlerince ikinci tespitte, kendilerini "abi-kardeş" olarak tanıtan Umman uyruklu böbrek alıcısı A.A.S.Q.A.A. ile böbrek vericisi S.A.S.Q.A.A. isimli şahısların gerçekte abi-kardeş olmadıkları, kendisini S.A.S.Q.A.A. isimli şahıs olarak tanıtan şahsın aslında Ürdün uyruklu H.H.H.A.S. olduğu ortaya çıkarıldı. Şüpheliler, A.A.S.Q.A.A.'nın gerçek ağabeyi olan S.A.S.Q.A.A. isimli şahıs ve işlemlerin gerçekleşmesine yardımcı olan kocası T.S.A.Q.A.A. yakalanarak gözaltına alındı. Organizasyonlarda başrol oyuncusu yine Ürdün uyruklu M.M.H.A.Z.'nin 60 bin dolar karşılığında, sahte nakil işlemlerini organize ettiği tespit edildi.

Operasyonun son ayağında ise Ürdün uyruklu böbrek vericisi A.A.S.B. isimli şahsın, Ürdün uyruklu bir şahıs ile 12 bin dolar karşılığında böbreğini vermek üzere anlaştığı, uygun bir alıcı için 4 gündür Esenyurt'ta bir adreste bekletildiği tespit edildiği belirtildi. Yasadışı organ ticaretine yönelik yürütülen çalışmaların devamında A.A.S.B. isimli şahıs yakalanarak gözaltına alındı.

ŞEBEKE'NİN KİLİT İSMİ ÜRDÜNLÜ

Yapılan tüm çalışmaların sonunda, suç işlemek amacıyla kurulduğu belirlenen örgüt tarafından Türkiye'de "Organ-Doku Ticareti" suçunun işlendiği, örgüt liderinin Ürdün uyruklu M.M.H.A.Z, örgüt yöneticilerinin ise Ürdün uyruklu M.T.H.B, Suriye uyruklu M.B. ile U.A. isimli Türk vatandaşı olduğu tek tek tespit edildi. Şebeke yöneticisi Suriye uyruklu M.B. ile organ verici ve alıcıları 30 Eylül'de yapılan operasyonlarda gözaltına alındı.Bu sırada örgüt lideri Ürdün uyruklu M.M.H.A.Z. ile örgüt yöneticileri Ürdün uyruklu M.T.H.B. ve U.A. isimli şahısların Sakarya'nın Sapanca ilçesinde bir adreste saklandıkları ve Antalya üzerinden yurt dışına kaçış hazırlığı içerisinde oldukları belirlendi.

10 KİŞİ TUTUKLANDI

Yapılan teknik ve fiziki takibin devamında düzenlenen operasyonda şüpheli şahıslar Isparta'nın Keçiborlu ilçesinde yakalandı. Yakalanan şüpheliler ile organ alış-verişindeki kişiler sorgulanmak üzere emniyete götürüldü.Emniyetteki işlemleri dün sona eren şüpheliler, adli makamlara sevk edildi. Mahkemeye çıkarılan 11 şüpheliden A.A.S.Q.A.A. isimli şahıs hakkında adli kontrol hükümleri uygulanırken, örgüt lideri ve yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 10 zanlı ise tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Son Dakika›3. Sayfa›İstanbul'da organ mafyası operasyonu! Organlarını satmak isteyenler de gözaltına alındı - Son Dakika

Samsun Valiliği, bir kadının 'organ mafyası' olduğu yönünde asılsız paylaşım yapan sosyal medya kullanıcıları hakkında adli işlem başlatıldığını açıkladı.

Valilikten yapılan açıklamada, “Bazı sosyal medya mecraları üzerinden bir kadın şahsın fotoğrafının bulunduğu görüntüye ‘Tüm milletin dikkatine bu kadın organ mafyasıdır. Samsun Yenidoğan Mahallesi'nde görülmüştür, dilenci kılığında geziyormuş, çocukları kaçırıyor' yazılı halde paylaşılan fotoğraflı gönderi hakkında idari yönden Kabahatler Kanunu'nun maddesi gereğince Samsun Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü İlkadım Gazi Polis Merkezi Amirliği'nce gerekli yasal işlem yapılarak, asılsız suç iddiası içerir bu paylaşımı yapan şahıs ya da şahıslarla ilgili olarak Samsun Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğümüzce adli işlemlere başlanılmıştır. Ayrıca söz konusu paylaşımın sadece ilimiz değil, farklı il isimleri kullanılarak sosyal medya mecralarında benzer içeriklerle paylaşıldığı ancak yapılan bu paylaşımların gerçeği yansıtmadığı anlaşılmış olup bu tip paylaşımları yapan kişi ya da kişilerin tespitine yönelik çalışmalara devam edilmektedir" denildi.

Muğla Fethiye'de yılında kaybolan ve kaybolduktan iki yıl sonra bulunan bir iskeletle kimliği belirlenen 35 yaşındaki Burhan Aykurt'ın organ mafyasına kurban gittiği ortaya çıktı. Olayla ilgili gözaltına alınan Yasin İkiz, Aykurt'la internet üzerinden kadınmış gibi yazıştığını ve ormanlık alana çağırdığını, yanındaki kişilerin de organları için cinayeti işlediğini itiraf etti

Fethiye'de yaşayan berber Burhan Aykurt, 29 Kasım tarihinde İzmir'e gideceğini söyleyerek evden ayrıldı. Bekar olan Aykurt'tan bir daha haber alamayan yakınları polise kayıp başvurusunda bulundu. İhbar üzerine emniyet, jandarma, Arama Kurtarma (AKUT), Afet ve Acil Durum (AFAD) Müdürlüğü, itfaiye ile Ulusal Medikal Kurtarma (UMKE) ekipleri, Aykurt'un son olarak Dalaman'da görüldüğü bilgisi üzerine bu çevrede arama-kurtarma çalışması yaptı. Uzun süren çalışmalara rağmen Aykurt bulunamadı.

ÇOBAN ORMANDA İSKELETİNİ BULDU

Dalaman'ın Kavacık Mahallesi'nde 21 Şubat tarihinde ormanda hayvanlarını otlatan bir çoban, insan iskeleti bulunca Acil Çağrı Merkezi'ne haber verdi. İhbar üzerine bölgeye gelen jandarma ekipleri, olay yerinde yaptıkları incelemede iskeletin yanında 15 aydır kayıp olan Burhan Aykurt'un kimliğini buldu. Aykurt'a ait olduğu değerlendirilen iskelete ait kemikler, savcının incelemesinin ardından Muğla Adli Tıp Kurumu Morgu'na kaldırıldı. Adli Tıp Kurumu'ndaki otopsi işlemlerinin ardından ölen kişinin Aykurt olduğu belirlenirken, cenazesi 16 ay sonra ailesine teslim edildi. Burhan Aykurt'un iskeleti, 15 Haziran tarihinde Fethiye'nin Karagedik Mahalle Mezarlığı'nda yakınları tarafından toprağa verildi.

Muğla Adli Tıp Kurumu'nda Aykurt'un ölümünün 'ateşli silah ile yaralanmasına bağlı kafatası kırıklarıyla birlikte kafa içi travmatik değişimler' sonucu meydana geldiği bildirilmesi üzerine Muğla İl Emniyeti Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği'nce soruşturma başlatıldı.

ORGAN TACİRLERİ TUZAK KURUP ÖLDÜRDÜ

Polisin fiziki ve teknik çalışmaları sonucunda şüpheli Yasin İkiz (36), dün Dalaman ilçesinde yakalandı. Gözaltına alınan Yasin İkiz, polisteki ifadesinde, tüyler ürperten cinayeti nasıl planladıklarını anlattı. Aykurt'a kurdukları tuzağı anlatan İkiz, "Burhan'a yakınlaşmak için kadın ismi ve fotoğrafıyla Facebook'ta hesap açtım. Bir süre yazıştıktan sonra Burhan'ı beraber zaman geçirmek için ormanlık alana çağırdım. Orada amcam ve yanındaki 3 kişi organ ticareti için cinayeti işledi" diyerek, suçunu itiraf etti.

Polisteki işlemlerinin ardından bugün adliyeye sevk edilen Yasin İkiz tutuklanırken, ifadesi doğrultusunda amcası Şeref İ. (55) de Fethiye'de gözaltına alındı. Amca Şeref İ.'nin polisteki işlemlerinin sürdüğü bildirildi.