dede korkut 13 hikaye pdf / Dede Korkut Hikayelerinin Özeti - Türk Dili ve Edebiyatı

Dede Korkut 13 Hikaye Pdf

dede korkut 13 hikaye pdf

Dede Korkut Hikâyelerinin Özeti

Tam adı,“Kitab-ı Dede Korkut Ala Lisan-ı Taife-i Oğuzan” (Oğuzların Diliyle Dede Korkut Kitabı)’dır. 12 hikâye ve bir önsözden oluşan, yüzyılda yazıya geçirildiği düşünülen Dede Korkut hikâyelerinin kısa özetleri aşağıda verilmiştir.

1- DİRSE HAN OĞLU BOĞAÇ HAN

Toy edilirken Karatağ&#;a oturtulan ve çocuğu olmayan Dirse Han&#;ın bir oğlu olur ve Bayındır Han&#;ın boğasını öldürdüğü için Dede Korkut tarafından &#;Boğaç Han&#; olarak adlandırılır, bey olur.

Dirse Han&#;ın 40 yiğidi, oğlanı babasına kötüler. Babası avda oğlunu oklar. Annesinin sütü ve kır çiçeği oğlanın yarasına derman olur.

Oğlan, kırk yiğit tarafından kaçırılan babasını kurtarır. Dirse Han oğluna taht verir.

2- SALUR KAZANIN EVİNİN YAĞMALANMASI

Salur Kazanoğlu Uruz Han&#;ın uyarısına rağmen, Oğuz beyleriyle ava çıktığı sırada, evine üç yüz yiğidi ve Uruz&#;u bırakmasına rağmen düşman gelir. Eşini, gelinini ve oğlunu esir alır. Gördüğü rüya üzerine avdan dönen Salur Kazan, düşman ellerine gider. On bin koyununu düşmana vermeyen çoban da (o istemese de) kendisiyle gelir. Oğuz beyleriyle birlikte düşmanı yener ve yurtlarına dönerler.

3- KAM BÜRE BEG OĞLU BAMSİ BEYREK

Bayındır Han&#;ın Oğuzları topladığı sohbete tüm beylerin oğullarıyla gelmesi üzerine, Büre Bey üzülür. Oğuz beyleri, Büre Bey için bir oğul, Bican Bey&#;e de doğacak oğlana vermesi için bir kız dilerler. Doğan oğlan büyüdükten sonra kendisine hediye getiren bezirgânları kafirlerden kurtarır ve &#;Bamsi Beyrek&#; adını alır. Banı Çiçekle evleneceği gece kafirler düğünü basarak Bamsi&#;yi esir alır. Banı Çiçek&#;in abisi Deli Karçar&#;a Yalancı oğlu Yaltacık&#;ın kanlı bir gömlek getirip &#;Bamsi öldü.&#; demesiyle Banı Çiçek Yaltacık&#;a verilir. Düğün gecesi esir bulunduğu kaleden, tekürün kızının yardımıyla kaçan Bamsi, yaşadığını Bani Çiçek&#;e bildirir. Sonra düğün yapılır.

4- KAZAN BEYİN OĞLU URUZ BEYİN TUTSAK OLMASI HİKÂYESİ

Kazan Bey, oğlunun henüz bir kan akıtıp, baş kesip isim sahibi olamayışına üzüldüğünü bildirir. Oğlu da babasından nasıl savaş edildiğini, kan döküldüğünü kendisine öğretmesini ister. Kazan Han bunun üzerine oğlunu ava çıkarır, bu sırada düşman gelir ve Kazan Han savaşmaya başlar. Oğluna sadece izlemesini söylemesine rağmen oğlan babasına fark ettirmeden savaşır. Babası, oğlunu bulamaz; evde de göremeyince düşmanla savaşılan yere gelir. Oğlunun kılıcını görünce onun esir düştüğünü anlar. Düşmanla tek başına savaşa giden Kazan Bey, yenilir. Bunun üzerine Hatun kırk kızla ve diğer Oğuz beyleriyle kafirleri yener. Oğuzlar yurtlarına dönerler.

5- KOCA DUHA OĞLU DELİ DUMRUL HİKÂYESİ

Duha Koca oğlu Deli Dumrul, bir kuru çayın üstüne köprü diker, geçenden de geçmeyenden de akçe alır. Bunun sebebini de erliğinin, yiğitliğinin yayılması olarak açıklar. Köprü üstünde birinin ölmesi üzerine Deli Dumrul, bu yiğidin canını alan Azrail&#;in gelip kendisiyle savaşmasını ister. Bu başkaldırı üzerine Allah, Azrail&#;i Deli Dumrul&#;un canını alması için yollar. Deli Dumrul, Azrail&#;i bir türlü yakalayamaz ve Allah&#;ın birliğine iman eder. Bir can getirmesi şartıyla canı bağışlanacak olur.

Annesi de babası da can vermeyi kabul etmez. Artık öleceğine inanan Deli Dumrul, karısıyla helalleşmeye gider. Karısının kendisine canını vermesini istemesi üzerine Allah&#;a &#;Ya ikimizin canını de canını al ya ikimizi de yaşat.&#; der. Allah ikisine de &#;ar yıl ömür verir. Annesi ve babasının da canını alır.

6- KANLI KOCA OĞLU KAN TURALI HİKÂYESİ

Kanlı Koca adında bir Oğuz eri kahraman oğlu Kan Turalı&#;ya onu evlendirmek istediğini söyler. Ancak oğlan, aradığı kadar kahraman, gözü pek bir kız bulamaz. Babası arar ve Trabzon tekürünün kızının tam oğlunun istediği gibi bir kız olduğuna kanaat getirir. Bir aslanı, bir boğayı ve bir deveyi öldürmek şartıyla verilecek olan kızı, Kan Turalı bu şartları gerçekleştirerek alır. Evlendikleri gece kafirlerin saldırısına uğrar ve savaşırlar. Savaş devam ederken Selcen Hatun eşini arar, bulamaz. Bulduğu yerde de yardım eder. Selcen Hatun&#;un düşmanı yendiği için övüneceğini düşünen Kan Turalı, Selcen&#;i öldürmeye karar verir. Ok çekerler; ancak Selcen, okunun başındaki demiri çıkartmıştır. Selcen&#;i böylece deneyen Kan Turalı ve Selcen, yurtlarına dönerler.

7- KAZICIK KOCA OĞLU YİĞENEK HİKÂYESİ

Bayındır Han&#;ın İç Oğuz beylerini sohbete çağırdığı bir gün, aralarından Kazılık Koca denilen bir bey Bayındır Han&#;dan akın ister. İzin alınır, Kazılık Koca yararlı ihtiyarlarla birlikte Karadeniz kenarındaki bir kaleye gider. Kalenin Tekürü Kazılık Koca&#;yı aklar ve esir alır. 16 yıl esir kalan Kazılık Koca&#;nın 16 yaşına gelmiş olan oğlu Bayındır Han&#;a giderek babasını kurtarmaya gideceğini söyler. Yanına 24 sancak beyini de alır. Yola çıkmadan gördüğü rüyada Dede Korkut&#;tan öğütler alan Yiğenek, Allah&#;a sığınıp dualar ederek tekürü yener. Babasını kurtarır.

8- BASAT&#;IN TEPEGÖZÜ ÖLDÜRMESİ HİKÂYESİ

Basat, Uruz Bey&#;in Oğuzlar&#;ın göçü sırasında düşürülüp bir aslan tarafından büyütülen oğludur. Uruz&#;un çobanı Oğuzlar&#;ın yaylaya göç ettikleri sırada bir peri kızıyla çiftleşir. Peri kızı, bunun acısını Tepegöz&#;ü (çobandan olan çocuğu) Oğuzlar&#;ın içine salarak çıkarır. Tepegöz, çocukların kulaklarını, burunlarını yer; adamları yiyerek öldürür. Basat&#;ın kardeşi Kıyan Selçuk da Tepegöz yüzünden ölmüştür. Basat gider ve kardeşi uğruna Tepegöz ile savaşır. Önce gözünü yok eder; sonra da öldürür.

9- BEGİL OĞLU EMREN&#;İN HİKÂYESİ

Bayındır Han, Gürcistan&#;dan haraç olarak bir kılıç, bir çomak, bir at geldiğini görünce kızar. Bunları yiğitlere, boylara veremeyeceğini söyler. Dede Korkut, bu üç haracın da bir yiğide verilmesi yönünde akıl verir. Begil Yiğit, bunları kabul eder. Haraçları alan Begil Yiğit, Gürcistan sınırına yerleşir. Oğuz&#;a geldiğinde Kazan Bey&#;in Begil Yiğide avda hünerli olduğunu; ancak bu hünerin ata bağlı olduğunu söylemesi üzerine darılır. Oğuzlara başkaldırışından onu ancak karısı döndürür ve ava çıkmasını söyler. Av sırasında sağ uyluğunu kıran Begil, bunu bir süre saklar. Açıklaması üzerine Tekür bunu duyar ve Oğuz üstüne yürür. Begil oğlu Emren direnir. Allah ona kırk er gücü verir, böylece kafirler yenilir.

UŞUN KOCA OĞLU SEĞREK HİKÂYESİ

Uşun Koca adında birinin Eğrek ve Seğrek adında iki oğlu vardır. Eğrek, bir gün beyleri çiğneyip Kazan Bey&#;in karşısına gelir, oturur. Ters Uzamış adında bir bey ona baş kesmediğini, kan dökmediğini, aç doyurmadığını, burada ne aradığını sorar. Eğrek, baş kesmenin, kan dökmenin hüner olduğunu öğrenince Kazan Han&#;dan akın diler. Kazan Han, kabul eder; üç yüzer verip gönderir. Bu akın sırasında esir düşer. Kardeşi Seğrek, onu kurtarmaya gider. Kafirler, Eğrek kardeşini tanımadığı için bir tuzak kurmak isterler. Seğrek&#;in bir deli olduğunu, yoldan geçenlerin ekmeğine el uzattığını, bunun üstüne yürürse onu serbest bırakacaklarını söylerler. Eğrek gidince bu kişinin kardeşi olduğunu öğrenir. Kafirleri yenerler. Yurtlarına dönerler.

SALUR KAZANIN TUTSAK OLUP OĞLU URUZUN ÇIKARDIĞI HİKÂYESİ:

Tarabuzan Tekürü Salur Kazana bir şahin gönderir. Salur Kazan şahincibaşına haber vererek ava çıkacağını söyler. Av sırasında şahin, Taman&#;ın Kalesine iner. Şahinin arkasından gittiği sırada Salur Kazanın uykusu gelir, 7 gün uyur. Taman, Salur Kazan&#;ın Oğuz beyi olduğunu öğrenince onu esir alır. Taman&#;ın eşinin isteği üzerine esir edildiği kuyudan çıkarılan Salur Kazan&#;dan kafirleri övmesi istenir, ama o övmez. Kardeşi ve oğlu olduğu için de öldürülemez. Oğlu Uruz, Salur Kazan&#;ı kurtarmaya gelir. Kazan ile oğlu savaştırılır ve Uruz babasını yaralar. Tam bu sırada Kazan Bey Uruz&#;a babası olduğunu açıklar. Uruz, babasının elini öper, yurtlarına dönerler.

İÇ OĞUZ DIŞ OĞUZ ASİ OLUP BEYREK&#;İN ÖLDÜĞÜ HİKÂYESİ:

Kazan 3 yılda bir İç ve Dış Oğuz beylerini toplar, helalini alır, nesi var nesi yoksa yağmalatırdı. Yine Kazan&#;ın evini yağmalattığı bir zaman Dış Oğuz beyleri gelmez, İç Oğuz beyleri yağma eder. Bunun üzerine Dış Oğuz beyleri Kazan&#;a düşman olur. Kılbaş adında bir bey Dış Oğuz beylerinden Aruz&#;un evine gider ve Dış Oğuz beylerinin Kazan Han&#;a kin beslediğini öğrenir. Kıbaş gittikten sonra Dış Oğuz beyleri yemin eder, Beyrek&#;in bu yemine katılmasını yoksa öldürüleceğini söylerler. Beyrek, kabul etmez, ancak Dış Oğuz beyleri de Beyrek&#;e kıyamaz. Aruz Bey, Beyrek&#;in sağ uyluğunu keser. Beyrek öleceğini anlayınca Kazan Han&#;a kanını yerde bırakmamasını vasiyet eder. Kazan Bey bunun üzerine İç Oğuz beylerini toplayarak Aruz&#;un evini yağmalar, kendisini öldürür. Kazan, Dış Oğuz beylerini affeder&#;

Ayrıca bakınız:

Dede Korkut'un 3. nüshası bulundu, kayıp efsane de ortaya çıktı

Dede Korkut Destanları Kolay Erişim Çizelgesi

TDH AÇIKLAMASI: 

Yeni nüshanın nerede bulunduğuyla ilgili bilgi açıklamalarda verilmemiştir. Gelişme olursa sizlere hemen duyuracağız.

***

Türk edebiyatı ve kültür tarihinin en büyük kaynaklarından biri kabul edilen Dede Korkut Hikayeleri’nin 3. nüshası bulundu. Almanya ve Vatikan'daki nüshalardan farklı olarak yeni kitapta kayıp destan da bulunuyor. destan, Salur Kazan’ın Ejderhayı Öldürdüğü Boy’u içeriyor.

Türk edebiyatının en önemli eserlerinden ve Türk kültür tarihinin de en büyük kaynaklarından biri kabul edilen Dede Korkut Kitabı’nın bütün dünyada bu güne kadar iki yazması bulunmaktaydı. Biri Almanya’nın Dresden şehrinde diğeri Vatikan’da olan nüshaların sayısı bu yeni keşifle 3'e çıktı. Türk tarihi için büyük önem taşıyan gelişmenin müjdesi, Türk Dil Kurumu, Bayburt Valiliği, Bayburt Üniversitesi ve Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Türkiye Milli Komisyonu iş birliği ile düzenlenen “Dünya Kültür Mirası Dede Korkut Uluslararası Sempozyumu”nda verildi. 

3. NÜSHA VE EFSANE DE VAR

Sempozyumda konuşma yapan tarihçi Prof. Dr. Metin Ekici, 12 hikaye (destan) içeren Dede Korkut Kitabı’nın destanı Salur Kazan’ın Ejderhayı Öldürdüğü Boy’u da içeren 3. nüshanın bulunduğunu açıkladı. 

Sempozuma katılan tarihçiler, Vatikan ve Almanya'da bulunan nüshalardan farklı olarak 3. nüshanın bulunmasının çok önemli olduğunu ancak bu nüshanın hikayeyi de barındırmasının keşfi daha da önemli hale getirdiğini belirtti.

SEPOZYUMDAN NOTLAR

Türk Dil Kurumu, Bayburt Valiliği, Bayburt Üniversitesi ve Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Türkiye Milli Komisyonu iş birliği ile düzenlenen “Dünya Kültür Mirası Dede Korkut Uluslararası Sempozyumu”, 25 Nisan’da Bayburt Üniversitesinde başladı. Sempozyumun açılışında Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selçuk Coşkun, Türk Dil Kurumu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Feyzi Ersoy, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkan Vekili Prof. Dr. Metin Ekici ve Bayburt Valisi Ali Hamza Pehlivan birer konuşma yaptı. Sempozyumda “4. Geleneksel Dede Korkut Bilim, Kültür, Sanat ve Edebiyat Ödülleri” de verildi. Türk Dil Kurumu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Feyzi Ersoy’a da toplantıya katılım ve katkılarından dolayı Rektör Coşkun tarafından ödül verildi.

44 BİLDİRİ SUNULACAK

UNESCO Dünya Somut Olmayan Kültür Mirası Listesi’nde yer alan Dede Korkut adına düzenlenen ve iki gün sürecek olan sempozyumda 10 oturumda 44 bildiri sunulacak. Sempozyum 27 Nisan’da Bayburt Kalesi, Dede Korkut Türbesi ve Bey Böyrek Mezarı’na yapılacak ziyaretle sona erecek.

DEDE KORKUT HİKAYELERİ YÜZYILDA YAZIYA AKTARILDI

Dede Korkut, Oğuz boylarının destanlaşmış hikayelerini derli toplu bir biçimde aktaran bir anlatıcıdır. Dede Korkutun anlattığı hikayeler ancak XV. yüzyılda yazıya geçirilebilmiştir.

Türk edebiyatının ilk ürünlerinden olan Dede Korkut Hikayeleri, Türk boylarının Kafkasya ve Azerbaycan yörelerindeki yerleşme, yurt kurma uğraşlarını ve akınlarını konu alır. Oğuz boylarının çeşitli kahramanlık öyküleri, akıncıların töreleri ve gelenekleri doğal çevre içinde hikaye edilmektedir. Dede Korkut hikayeleri yer yer şiir biçiminde yer yer düzyazı biçiminde yazıya geçirilmiştir. Bu eşsiz değerdeki yazılar Almanyanın Dresden Kitaplığında bulunmuş ve Türkçe'ye ilk kez Kilisli Rifat Bilge tarafından kazandırılmıştır. Mahir Ünlü ve Seyit Kemal Karalioğlu,

Dede Korkut adlı incelemelerinde tam metin ve konuya ilişkin ayrıntılı bilgiler vermektedirler. Kitabın asıl adı Kitab-ı Dede Korkut Ala Lisan-ı Taife-i Oğuzan'dır. Anlamı Oğuzların Diliyle Dede Korkut Kitabı'dır. Kitap on iki destansı hikaye ve bir mukaddimeden oluşmuştur. Hikayeler Kuzeydoğu Anadolu dolaylarındaki müslüman Oğuzların hayatını anlatır.

Fakat destanlar islamiyet öncesi dönemden de izler taşımaktadır. Bu yüzden destanların oluşmasının daha erken evrelerde olduğu tahmin edilmektedir. Kitapta, Salur Kazan ve Bayındır Han gibi kahramanların, mekanın ve zamanın ortak oluşuyla ve her hikayede Dede Kokut'un ortaya çıkışıyla on iki hikaye birbirine bağlanır. Bugün elimizdeki iki nüshanın Akkoyunlu Devleti'nin çökmeye başladığı dönemlerde yazıya geçirildiği tahmin edilmektedir. Nüshalardan biri tamdır ve Almanya Dresten Kitaplığı'nda bulunmaktadır. Altı hikayenin bulunduğu eksik bir nüsha ise Vatikan'dadır. Nüshalar üzerine ilk incelemeyi Alman Türkiyatçı Fr. Von diez Tepegöz Destanı'nı Almanca'ya çevirerek yapmıştır. Kilisli Rıfat (, eski yazı ile), Orhan Şaik Gökyay () ve Muharrem Ergin () de kitabı yurdumuzda yayınlamışlardır.

ŞİMDİYE KADAR İKİ NÜSHA VARDI

Elde bulunan iki yazma nüshanın biri Dresden'de, diğeri de Vatikan'dadır. Bu iki nüshanın ikisinde de bulunan ve besmele ile başlayan giriş yazısında, Dede Korkut veya Korkut Ata diye anılan bir şahsiyetten söz edilir, bunun ağzından deyişler ve atasözleri nakledilir. Sonra da zaman zaman Dede Korkut kimi olaylar içinde veya anlatılan şeylerin sonunda ortaya çıkar, olayları tatlıya bağlar, öğütler verir, dua eder, sözü bitirir. Bu yüzden de bu kitabın anlatıcısı olarak kabul edilir. Ama yazarı kimdir, bu iki yazma nüshasının aslı kim tarafından yazılmış, bu belli değildir. Bu belirsizlik de yine kimliği hakkında kesin bilgiler olmayan Dede Korkut'un menkıbelere karışmış kişiliği ile birleştirilerek açıklanmaya çalışılır. Akla en yatkın açıklama da budur.

Sözkonusu iki nüshanın sayısı yeni keşifle 3'e çıkmış oldu. 

Dede Korkut hakkında verilen bilgilerin çoğu; onun Köroğlu, Yunus Emre, Karacaoğlan ve Nasreddin Hoca gibidir.

Dede Korkut Hikâyelerinin Özellikleri

Eser, bir önsöz ile 12 hikâyeden oluşur.

Olağanüstü olaylarla gerçeğe uygun olaylar eserde iç içedir.

Türklerin eski yaşam tarzları ile ilgili ayrıntılar yanında İslam dini ile ilgili özellikler de vardır.

Eserde geçen "Dede Korkut" meçhul bir halk ozanıdır.

Hikâyelerde Oğuzlar'ın çevredeki boylar ile aralarındaki savaşlar ve kendi iç mücadeleleri yer alır.

Hikâyelerin konuları; aşk, yiğitlik gösterisi, kahramanlık, boylar arasındaki savaştır.

yy'da yazıya geçirilmiştir.

Eserin yazarı belli değildir.

Nazım ile nesir iç içedir.

Azerbaycan Türkçesi ile oluşturulmuştur,

DEDE KORKUT'UN HAYATI HAKKINDA KISA BİLGİLER

dede korkut hikayeleri özellikleri ve isimleri, 10 s&#x;n&#x;f edebiyat dede korkut hikayeleri özellikleri.

Konu: Dede Korkut, Dede Korkut hikayeleri, Dede Korkut Kimdir, Dede Korkut sözleri, Dede Korkut kimdir kısaca hikayesi, dede korkut hikayelerinin isimleri ve özellikleri, Dede Korkut destanları, dede korkut hikayeleri hakkında bilgi pdf, dede korkut hikayeleri hakkında bilgi maddeler halinde, dede korkut hikayeleri özeti, dede korkut hikayeleri oku, dede korkut hakkında ilginç bilgiler, dede korkut hikayeleri hakkında bilgi ve özellikleri, dede korkut hikayeleri özellikleri ve isimleri, 10 sınıf edebiyat dede korkut hikayeleri özellikleri.

Dede Korkut, geçmişten günümüze süregelen hikayeleri ile her dönem ayrı bir öneme sahip olmaktadır. Destanlar, hikayeler ve masal anlatımlarıyla göçebe kültürün unsurlarını yansıtan Dede Korkut, o dönemin toplumsal detaylarını gözler önüne sunan önemli bir bilgedir. İşte, Dede Korkut'un hayatı hakkında kısa ve detaylı bilgiler

Dede Korkut'un hayatı, kültürümüzün temellerini gözlemleyebilmek adına önem arz etmektedir. Kendisine ait olan özlü sözler ile her dönem eğitim materyallerinde yer alan Dede Korkut, düğünler, kız isteme gibi toplumsal uygulamaların uygulanmasında ise önemli bir faktör olmuştur. İşte, Dede Korkut'un hayatı hakkında bazı bilgiler

Dede Korkut; destan, hikâye ve masal anlatımlarında yüceltilen, köklerini göçebe bozkır hayatının geleneklerinden alan ve hâlen yerleşik hayatın gündelik pratiklerinde kendine yer bulan; doğum, evlenme ve ölüm geleneklerine yansımış özlü sözleri, anlatımları, müzik aletleri ve ezgileri ile toplum hayatında önemli bir yeri olan yarı efsanevi bir bilgedir.

Dede Korkut’un özlü sözleri, epik ve lirik düz şiirleri ve kendisinin yaşadığı olayların anlatıldığı Dede Korkut Kitabı, yüzyıldan günümüze iki yazma nüsha ile ulaşmıştır. Dede Korkut kültürü bu kitaptan köken almış ancak yazılı kaynaklardan ve sözlü kültürden olmak üzere iki yoldan ilerleyerek günümüze taşınmıştır.

Dede Korkut kültürü günümüz Türkiye’sinde; özlü sözler, sözlü anlatımlar, ezgisel müzik geleneği ile çeşitli inanç ve uygulamalarda yaygın bir şekilde yaşatılmaktadır. Ad verme, kız isteme, düğün, yas gibi toplumsal uygulamalar ile Hızır, belirli sayılar, ağaç kültü gibi pek çok motifin Dede Korkut kültürü ile ilgisi vardır. Dede Korkut hikâyelerinde yer aldığı biçimde cömertlik, misafirperverlik, cesaret, merhamet gibi değerler günümüzde de yaşatılmakta ve bunlar toplumun tüm kesimleri arasındaki diyaloğun, toplumsal barışın inşasında önemli bir rol oynamaktadır.

Dede Korkut kültürünün zengin içeriği ve çok çeşitli uygulamaları nedeniyle unsurun aktarımında toplumun her kesiminin aynı oranda katkısı bulunmaktadır. Sözlü kültürün aktarımında âşıklar, ozanlar ile meddahların önemli bir rolü olmasına karşın toplumsal uygulamaların yerine getirilmesinde kadınlar, çocuklar, gençler olmak üzere bütün halk etkin olmaktadır. Unsurun yazılı olarak aktarımı ise yüzyılda yazılmış, günümüze sadece iki kopyası ulaşabilmiş, Kitâb-ı Dedem Ḳorḳud Alâ Lisân-ı Tâife-i Oğuzhân ve Hikâyet-i Oğuznâme, Kazan Beğ ve Gayrı adlarıyla bilinen, kitapların varlığı sayesinde gerçekleşfunduszeue.info Korkut Kitabı olarak adlandırılan bu eserler, günümüz Türkçesine çevrilerek basılması ile yazılı aktarım, modern edebiyat ve kitabın eğitim müfredatında yer alması ile formal eğitim yoluyla gerçekleştirilmektedir.

Dede Korkut kültürü Türkiye’nin her bölgesinde yaşamasına rağmen Bayburt’un ve unsurun envantere kaydedilmesi için başvuru yapan Malatya’nın unsur için ayrı bir önemi bulunmaktadır. Dede Korkut hikâyelerinde yer alan masallar, efsaneler, hikâyeler, ağıtlar ve bunlarda bahsedilen toplumsal ve dinî değerler, Malatya sözlü geleneğinde ve kültürel belleğinde canlı bir biçimde yer almaktadır. Bayburt’ta ise şehir merkezi yakınındaki Masat köyünde Dede Korkut’a; Bayburt Kalesi’nin karşısındaki tepede Dede Korkut anlatmalarında adı geçen Bamsı Beyrek’e ait olduğu söylenen birer türbe bulunmaktadır. İlde her yıl düzenlenen Dede Korkut Şenlikleri’nde bu türbeler halk tarafından ziyaret edilmektedir. Ayrıca Bayburt’ta kurulan Baksı Müzesi’nde de Dede Korkut kültürüne özgü müzik aletleri sergilenmekte, dinletiler gerçekleştirilmektedir.

dede korkut hikayeleri özellikleri ve isimleri, 10 s&#x;n&#x;f edebiyat dede korkut hikayeleri özellikleri. dede korkut kimdir

TÜRK DESTANLARI KOLAY ERİŞİMİ

Türk destanları, İslamiyet’ten önceki Türk destanları, Altaylara ait destanlar, Yaratılış destanı, Sakalara ait destanlar, Şu destanı, Alp Er Tunga destanı, Hunlara ait destanlar, Oğuz kağan destanı, Attila destanı, Göktürklere ait destanlar, Bozkurt destanı, Ergenekon destanı, Uygurlara ait destanlar, Türeyiş destanı, Göç destanı, İslamiyet’ten sonraki Türk destanları, Karahanlı dönemi Türk destanı, Satuk buğra han destanı, Kazak -kırgız dönemi Türk destanı, Manas destanı, Moğol dönemi Türk destanı, Cengiz han destanı, Tatar kırım dönemi Türk destanı, Edige destanı, Timur destanı, Beylikler dönemi Türk destanı, Danişmend gazi destanı, Selçuklular dönemi Türk destanı, Battal gazi destanı, Osmanlılar dönemi Türk destanı, Köroğlu destanı,

MAKALELER/ARTICLES/LES ARTICLES DEDE KORKUT DESTANI: “SALUR KAZAN’IN YEDİ BAŞLI EJDERHAYI ÖLDÜRMESİ” BOYUNU BEYAN EDER HANIM HEY!* Dede Korkut Proclaims the Thirteenth Epic Story: “Salur Kazan Kills the Seven Headed Dragon” Prof. Dr. Metin EKİCİ** ÖZ Türk edebiyatının şaheserlerinden ve Türk dili, edebiyatı, sanatı, tarihi konusunda en temel kaynaklardan biri olan Dede Korkut Kitabı’nın bilinen iki nüshasından biri yılında Almanya’nın Dresden şehrindeki Kraliyet Kütüphanesinde ve diğeri de yılında Vatikan Kütüphanesinde bu- lunmuştur. Bu iki yazma nüshadan Dresden’de bulunan yazma bir mukaddime ve on iki destanî an- latma, Vatikan’da bulunan nüsha ise bir mukaddime altı destanî anlatma içermektedir. Dede Korkut Kitabı’nın ilk nüshası bilim dünyasına tanıtıldıktan bugüne kadar bu iki yazmanın dil, edebiyat, halk bilimi, sanat ve kültür tarihi alanları başta olmak üzere çeşitli özellikleri hakkında incelemeler yapıl- mış ve halen daha yapılmaktadır. Bir taraftan bu bilimsel inceleme ve araştırmalar sürdürülürken, bir taraftan da yazarı veya müstensihi bilinmeyen bu iki yazmanın kim tarafından, ne zaman, nerede ve neden bu eserleri yazdığı sorularına cevap aranmakta, diğer taraftan da bu anlatmaların kaynağının ne olduğu, başka bir yerden alıntılanıp, alıntılanmadıkları, bir başka yazılı eserden kopya mı yok- sa sözlü gelenekten derleme mi oldukları ve de daha başka yazma nüshaların bulunup bulunmadığı konularında da pek çok soruya cevap aranmaktadır. Bu soruların nedenlerinden biri anlatmalarda adı geçen kahramanlar hakkında kullanılan sıfatlamalar (epitetler) olup, bu sıfatlamaların ayrı birer anlatmaya işaret edip etmediği konusunda çeşitli görüşler mevcuttur. Mevcut yazmalar içindeki anlat- malarda kendisinden bahsedilen ve en çok sıfatlama kullanılan kahramanlardan biri hiç şüphesiz Sa- lur Kazan’dır. Dede Korkut Kitabı’nın mevcut nüshaları içindeki anlatmalarda Hanlar Hanı Bayındır Han’ın güveyisi, vekili ve Bayındır Han’dan sonra en önemli mevki sahibi kişi olarak karşımıza çıkan Salur Kazan Han, anlatmalarda; “Ulaş oğlu, ol erenler arslanı, tülü kuşuñ yavrısı, beze miskim umu- du, Amıt suyunuñ aslanı, Karacuğuñ kaplanı, koñur atıñ iyesi, Han Uruzuñ ağası, Bayındur Hanuñ güyegüsü, kalın Oğuzuñ devleti, kalmış yigit arhası Salur Kazan …” gibi sıfatlamalar (epitetler) ile ta- nıtılır (Gökyay 39). Bu ifadelerden anlaşılacağı üzere Salur Kazan, Oğuz beyleri arasında önemli bir yere sahip ve Oğuz içinde önemli bir kişidir. Bayındır Han hakkında kitabın mukaddimesinde ve “boy” adı verilen anlatmalarda çok sınırlı bilgi verilirken, Salur Kazan üç anlatmanın kahramanı ve diğer anlatmalarda da adı geçen kişi olarak karşımıza çıkar. Bugüne kadar hakkında oldukça önemli çalışmalar yapılan Salur Kazan’ın tanıtımında kullanılan sıfatlamaların birer anlatma hâlinde var olup olmadığı bugüne kadar tartışılan önemli konulardan biri olmuştur. Biz bu makalede ilk olarak, İran’ın Türkmen-Sahra adıyla bilenen bölgesindeki Gümbet-i Kavus şehrinde yaşayan kıymetli dostu- muz Yahya Vali Mehemmed Hoca tarafından bulunup bize elektronik ortamda pdf olarak gönderilen ve bizim “Türkistan/Türkmensara” nüshası adını verdiğimiz, üçüncü Dede Korkut nüshası el yazması hakkında tanıtıcı bilgi verecek, daha sonra “Salur Kazan’ın Yedi Başlı Ejderhayı Öldürmesi” adını verdiğimiz destanî anlatmanın Türkiye Türkçesi’ne aktardığımız metnini ilk defa bilim dünyası ile paylaşacağız. “Salur Kazan’ın Yedi Başlı Ejderhayı Öldürmesi” adını verdiğimiz bu destanî anlatma Dede Korkut anlatmalarının sayısını on üçe çıkarmaktadır. Bu yeni Dede Korkut boyunun on üçüncü boy, destan olarak anılması gerekmektedir. Yine bu boy, Salur Kazan ve diğer Oğuz beyleri için kulla- nılan sıfatlamaların birer anlatma olarak varlığının bir kanıtı olarak değerlendirilmelidir. Makalenin sonunda ise Dede Korkut Kitabı’nın mevcut nüshaları hakkında bir değerlendirme yapacağız. Anahtar Kelimeler Dede Korkut, On üçüncü Boy, Salur Kazan, Ejderha, Türkistan/Türkmensahra. * Geliş tarihi: 1 Mayıs – Kabul tarihi: 10 Haziran Ekici, Metin. “3. Dede Korkut Destanı: “Salur Kazan’ın Yedi Başlı Ejderhayı Öldürmesi” Boyunu Beyan Eder Hanım Hey!” Millî Folklor (Yaz ): ** Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü, Türk Halk Bilimi Anabilim Dalı Başkanı ve Öğretim Üyesi, İzmir/Türkiye, [email protected], ORCID ID: funduszeue.info 5 Millî Folklor, , Yıl 31, Sayı ABSTRACT One of the known two manuscripts of the Book of Dede Korkut, that has recognized as one of the masterpieces of Turkish literature and has been used as one of source books of Turkish language, literature, art, and history, was discovered in the Royal Library of Dresden, Germany, in The second manuscript was discovered in Vatican Library in The manuscript preserved in Dresden consists of an introduction and twelve epic stories, and the manuscript preserved in Vatican includes an introduction and six epic stories. Since the discovery of the first manuscript and introduced to the scholarly world by H. F. von Diez in , there has been number of research and publications on linguistic, literary, folkloric, art and cultural historical aspects of the book. There have many more re- search and publications expected to be come. On the one hand those scholarly works have been carried on, on the other hand the answers to the questions of when, where and why the unknown scripts and authors was wrote down those manuscript; whether they had collected from oral sources or copied from another book, and also are there more epic stories about the Oghuz heroes attributed to Dede Korkut have been discussed. One of the reasons rising for those questions is that frequent use of epithets while introducing a hero in any of the epic stories. Some scholars believe in that some of the epithets are the signal of some other epic stories. One of Oghuz heroes who is the main figure of three epic stories is Salur Kazan who is introduced with number of epithets. Salur Kazan, who is introduced in the Book of Dede Korkut as the son-in-law and the minister of the Bayındır Khan who is recognized as the khan of khans, has the most important place after Bayındır Khan. In the epic stories in two manuscripts he has been introduced as “the son Ulaş, the young of feathering bird, the hope of poor, the lion of Amıt stream, the tiger of Karacuk Mountain, the owner of the chestnut-brown horse, the father of khan Uruz, the son-in-law of Khan Bayındır, the pride of crowded strong Oghuz people, the support of young warriors in distress Salur Kazan …” (Gökyay 39). As understood from these epithets, Salur Kazan Khan has a very important place within the Oghuz nobles, and is important figure among Oghuz heroes. Al- though a little information provided about the Bayındır Khan in the manuscripts, Salur Kazan Khan appears as the main heroic figure of three epic stories. He is also mentioned some other epic stories. It has been a question and long has been discussed among the epic scholars whether those epithets of Salur Kazan are the messenger of some other epic stories related about him and other noble Oghuz heroes. In this article, first I would like to provide information on the third manuscript of Dede Korkut, which was discovered by Yahya Vali Mehemmed Hoca who lives in the city of Gümbet-i Kavus located in Turkmen-Sahra region of Iran. The manuscript was sent to me via internet in Pdf format that I named as “Turkistan/Turmensahra” manuscript of the Book of Dede Korkut. The second, I would like to share the contemporary Turkish translation of “The Story of Salur Kazan Kills the Seven Headed Dragon” by epic scholars for the first time. It has to be noted that with addition of “The Story of Salur Kazan Kills the Seven Headed Dragon” the number epic stories of Dede Korkut reaches to thirteen, and as a result of this new addition this epic story should be recognized as the thirteen epic story related to Dede Korkut. It should also be noted that this new epic story can be accepted as the proof for the epi- thets that used for introducing Oghuz heroes messengers of existence of some more epic stories. I will conclude this article with some general remarks on the known manuscripts of the Book of Dede Korkut. Keywords Dede Korkut, Thirteen Epic, Salur Kazan, Dragon, Türkistan/Turkmensahra. Türk edebiyatının şaheserlerin- ma, Vatikan’da bulunan nüsha ise bir den biri ve Türk dili, edebiyatı, sanatı, mukaddime altı destanî anlatma içer- tarihi konusunda en temel kaynaklar- mektedir. Dede Korkut Kitabı’nın ilk dan biri olan Dede Korkut Kitabı’nın nüshası bilim dünyasına tanıtıldıktan bilinen iki nüshasından biri yı- bugüne kadar bu iki yazmanın dil, lında Almanya’nın Dresden şehrinde- edebiyat, halk bilimi, sanat ve kültür ki Kraliyet Kütüphanesinde ve diğeri tarihi alanları başta olmak üzere çe- de yılında Vatikan Kütüpha- şitli özellikleri hakkında incelemeler nesinde bulunmuştur. Bu iki yazma yapılmış ve hâlen daha yapılmaktadır. nüshadan Dresden’de bulunan yazma Bir taraftan bu bilimsel inceleme bir mukaddime ve 12 destanî anlat- ve araştırmalar sürdürülürken, bir 6 funduszeue.info Millî Folklor, , Yıl 31, Sayı taraftan da yazarı veya müstensihi ve yaşadığı dönem hakkında önemli bilinmeyen bu iki yazmanın kim tara- tespitlerde bulunmuştur. Bu konuda fından, ne zaman, nerede ve neden bu dikkat çeken iki yeni çalışmanın birini eserleri yazdığı sorularına cevap aran- Gürol Pehlivan (Pehlivan makta, diğer taraftan da bu anlatma- ), diğerini de Sadettin Özçelik yap- ların kaynağının ne olduğu, başka bir mıştır (Özçelik ). yerden alıntılanıp, alıntılanmadıkları, Salur Kazan ve diğer Oğuz beyleri bir başka yazılı eserden kopya mı yok- için kullanılan sıfatlamaların (epitet- sa sözlü gelenekten derleme mi olduk- lerin) birer anlatma ile açıklanmış ol- ları ve de daha başka yazma nüshala- ması gerektiği fikrini ilk olarak Orhan rın bulunup bulunmadığı konularında Şaik Gökyay ortaya atmıştır. Gökyay; da pek çok soruya cevap aranmakta- çeşitli kaynaklara atıfta bulunarak, dır. Bu soruların nedenlerinden biri, bu konuda çeşitli menkıbeler bulun- anlatmalarda adı geçen kahraman- duğunu, ancak bunların zamanımıza lar hakkında kullanılan sıfatlamalar kadar gelmediğini bildirdikten sonra, (epitetler) olup, bu sıfatlamaların ayrı özellikle Salur Kazan hakkında kulla- birer anlatmaya işaret edip etmediği nılan sıfatlamalardan “ejderha öldü- konusunda çeşitli görüşler mevcuttur. ren” sıfatlamasını bu konuda şöyle ör- Mevcut yazmalar içindeki anlatmalar- nek gösterir: “Nitekim, Kazan Bey ken- da kendisinden bahsedilen ve en çok disini tutsak eden Tomanın kalesinin sıfatlama kullanılan kahramanlardan tekfuruna Dede Korkut kitabında ayrı biri hiç şüphesiz Salur Kazan’dır. deyişler halinde bulunmayan yararlı- Dede Korkut Kitabı’nın başkahra- lıklarla övünerek şöyle demektedir: manlarından olan Salur Kazan’ın kim- Yedi başlu ejderhaya yetüp var- liği, tarihi ve destanî kişiliği hakkında dum önemli ve ayrıntılı araştırmalar yapıl- Heybetinden sol gözüm yaşardı mıştır. Bunlar içinde ünlü Türk tarih- Hey gözüm, namerd gözüm, mu- çisi Zeki Velidi Togan “Salur Kazan hannes gözüm ve Bayındırlar” adlı yazısında Salur Bir yılandan ne var ki korhdun, Kazan hakkında ayrıntılı tarihî bil- dedüm (A)” (Gökyay gi vermiştir (Gökyay ). ). Orhan Şaik Gökyay da yazmış olduğu Yukarıda verdiğimiz alıntılardan “Dedem Korkudun Kitabı” adlı muh- da anlaşılacağı üzere, Oğuz beyleri teşem eserinde Salur Kazan hakkın- hakkında kullanılan sıfatlamalar öte- da oldukça önemli bilgiler vermiştir den beri dikkat çeken bir konu olup, (Gökyay ). Ali Duymaz, bunların belli olayları ifade etmeleri “Salur Kazan” adlı eserinde, Kazan’ın nedeniyle, bu sıfatlara konu olaylar- tarihi ve destanî kimliğini incelemiş la ilgili anlatmalarının olup olmadığı ve Kazan’ın nasıl bir Oğuz alpı oldu- tartışma konusu olmuştur. ğunu açıklamıştır (Duymaz ). Biz bu makalede ilk olarak İran’ın Ahmet Bican Ercilasun “Salur Kazan Türkmen-Sahra adıyla bilenen bölge- Kimdir?” (Ercilasun ) adlı sindeki Gümbet-i Kavus şehrinde ya- makalesinde Salur Kazan’ın kimliği şayan kıymetli dostumuz Yahya Vali funduszeue.info 7 Millî Folklor, , Yıl 31, Sayı Mehemmed Hoca tarafından bulunup nüsha hâlen şahıs elinde bulunduğu bize elektronik ortamda pdf olarak ve dostumuzun yaşadığı bölgenin de gönderilen ve bizim “Türkistan/Tür- kadim Türkistan coğrafyasında kal- mensahra” nüshası adını verdiğimiz, ması ve bunlardan daha önemlisi böy- üçüncü Dede Korkut nüshası el yaz- lesi bir yazma eser Türk Dünyasının ması hakkında tanıtıcı bilgi vereceğiz. tamamına ait olduğu için, bu yazmayı İkinci olarak bu yazmada yer alan “Türkistan/Türkmensahra” nüshası “Salur Kazan’ın Yedi Başlı Ejderhayı olarak adlandırmanın doğru bir tercih Öldürmesi” adını verdiğimiz destanî olduğunu özellikle vurgulayalım. anlatmanın günümüz Türkiye Türk- Yazma nüsha “talik hat” ile ve çesine aktarılmış metnine yer verecek genelde siyah mürekkeple yazılmış ol- ve Salur Kazan hakkındaki sıfatlama- masına rağmen, birkaç yerde kırmızı ların bir anlatıya dayandığının ispatı mürekkep kullanılmıştır. Yazmadaki ve yukarıda yer verdiğimiz sorulardan sayfalar çerçevelenmiş ve metinler bu bazılarına bir cevap niteliğinde oldu- çerçeve içine yazılmıştır. Her sayfada ğunu göstereceğiz. Makalenin sonun- genellikle 14 satırlık yazı bulunmak- da, Dede Korkut’a bağlanan destanî tadır. Yazmada ölçülü-nesir şeklinde anlatmaların yazıya geçirilmesinin yazılmış olan soylamaların hiç birin- nedenleriyle ilgili görüşlerimiz yer de başlık bulunmadığı gibi, “Salur alacaktır. “Salur Kazan’ın Yedi Kazan’ın Yedi Başlı Ejderhayı Öldür- Başlı Ejderhayı Öldürmesi” adını mesi” adını verdiğimiz destanî anlat- verdiğimiz aşağıda günümüz Türkiye ma da bir başlıkla gösterilmemiştir. Türkçesine aktararak paylaştığımız Yazmanın diğer özelliklerine ge- destanî anlatmaya yer vermeden, bu lince; kapak sayfası bulunmayan, bu metnin yer aldığı yazma nüsha hak- eserin tamamı 62 sayfa (31 varak) kında kısa bilgi vermek yararlı ola- olup, ilk sayfada “Münacaat” tarzında caktır. ölçülü-nesirle (prosimetrik) yazılmış Yahya Vali Mehemmed Hoca tara- bir “Soylama” bulunmakta, sonraki fından bulunup bize elektronik ortam- sayfalarda da bu tarz soylama metin- da pdf olarak gönderilen, bizim Tür- ler yer almaktadır. kistan nüshası olarak adlandırdığımız Yazmanın sayfasına kadar bu yazmanın yazarı, yazıldığı yer ve Dede Korkut Kitabı’nın Dresden ve tarihi hakkında şimdilik bir kayıt tes- Vatikan nüshalarında bulunan soy- pit edemedik. Ancak, dil ve üslup özel- lamalara benzer ölçülü-nesir tarzda likleri üzerinde yapılacak incelemeler- metinler yer alırken, sayfanın den sonra bu yazmanın tarihi ve diğer 7. satırından başlayarak yazılı son özelliklerinin ortaya çıkartılacağından sayfa olan sayfaya kadar “Salur eminiz. Bu yeni yazmanın Sirderya ile Kazan’ın Yedi Başlı Ejderhayı Öldür- Anadolu coğrafyası arasında yazılmış mesi” adını verdiğimiz anlatma bulun- olabileceğini, tahminen yüzyıl- maktadır. Bu anlatmadan önce Salur larda başka bir nüshadan veya sözlü Kazan’la ilgili başka bir boy anlatılı- gelenekten yazıya geçirilmiş olabile- yormuş gibi görünse de bu kısımda ceğini belirtelim. Söz konusu yazma Kazan’ın kısa bir savaşı kendi ağzın- 8 funduszeue.info Millî Folklor, , Yıl 31, Sayı dan anlatılmakta ve bu kısım Salur -Doksan bin düşman geliyor, de- Kazan’ın yedi başlı ejderha ile müca- yince, arkaya doğru kaydım, zırhımı delesine hazırlık özelliği arz etmek- giydim. tedir. Bu ilk kısım ayrı bir boy teşkil -Yüz bin düşman geliyor, deyin- edecek epizot yapısına sahip olmadığı ce, yüz çevirip gitmedim, akarsudan gibi, mevcut on iki boy ile karşılaştı- abdest aldım, alnımı yere koyup na- rıldığında da ayrı bir boy oluşturacak maz kıldım. Muhammed’i yaratan bir genişlikte değildir. Bu nedenle, biz bu Cebbar’a bağlılığımı bildirip; ‘Ya Mu- kısmı da Salur Kazan’ın Yedi Başlı Ej- hammed! Ya Ali, medet!’ dedim. derhayı Öldürmesi anlatmasının girişi O günde kimleri öncü süvari birli- olarak vermeyi uygun buluyoruz. Gü- ği başı yaptım; Adabasa yerinde, hey- nümüz Türkiye Türkçesine aktararak betiyle yer titreten, hasmına sert bak- yer verdiğimiz anlatmanın tam metni tığında yürek yaran, aç aslanın ciğer, şöyledir: bağrını kara sac içinde kavurup yiyen, “Salur Kazan’ın Yedi Başlı Ej- çaya girse çalımlı, kara kartal erdem- derhayı Öldürmesi” li, avcı kuşun çeviği, Türkistan’ın (Türkistan/Türkmensahra nüs- direği, Halep hanı, iki yaylı hadeng hası s. 48, satır-7) Kayser Salur aya- (s) oklu, Kara Göne yavrusu Kara sı, dumanlı dağ börüsi, Salur igi, Ey- Budak’ı öncü birliği başı yaptım. Sağ- mür sevinci, Dulkadir delisi, Bayındır dan kimi saldım; Bayındır Padişah Padişah’ın vekili Kazan der: “Beyle- için Biçen Padişahına elçi giden, var- rimle ala karlı, gök sümbüllü dağlara dığında Alay Han ile Bolay Hanı alt ava gitmiş, içer idim. Serhat beylerin- eden, Kıl Barağın başını kesen, geri den ulak geldi: dönerken kaplan yatağı geçidinde da- -Kazan ne içersin? On bin düşman yısı Konur Alp’in boynunu vuran, al üstüne geliyor. On bin düşman geldi- aygırı, Padişah Bayındır’ın hediyesi- ğini işitince kollarımı kavuşturup, ak ni kapan, savaş meydanlarının çiçeği, otağ içindeki evime girdim. avcı başı Han Afşar’ı sağdan saldım. -Yirmi bin düşman geliyor, deyin- Soldan kimi saldım; kızılca Tebriz’den ce, yerimden kımıldamadım. dökülüp göçen, Aras ve Kür suyunu -Otuz bin geliyor, deyince, (s. 49) yarıp geçen, Demir Kapı Derbend’i hiçe saydım. tepip alan, teptiğinde mızrağı ucunda -Kırk bin geliyor, deyince, kara er böğürden, Kumuklu’nun ödünü ya- gözümün ucundan sert baktım, çekin- ran, Şah Dağı üstünde gölgeliğini ge- medim. ren, Samur Suyu üstünde içki kuran, -Elli bin geliyor, deyince, el verip kara kış gününde Kabal’dan taze elma elleşmedim, ‘azdır’ dedim. alıp gelen, Pamukçunun on dört kö- -Altmış bin geliyor, deyince, yünden haraç alan, Mangışlak’a talan Allah’ı andım, atlanmadım. salan, (s. 51) Tabasaran Sultanı yirmi -Yetmiş bin geliyor, deyince, yel- dört bin yiğidin başı Kıyan Oğlu Deli tenmedim. Dündar’ı soldan saldım.” -Seksen bin geliyor, deyince, ür- Kazan der: “ Kendim dipte dur- permedim. dum. İç Oğuz beylerini sağdan saldım, funduszeue.info 9 Millî Folklor, , Yıl 31, Sayı Dış Oğuz ağalarını soldan buyurdum. (s. 53) Bir av avlayayım, yurduma av- Alagöz’ün ağzında, Şerencana düzün- sız gitmeyeyim. Yurduma, orduma sen de yüz bin kâfire karşı geldim. Rakip beni avsız gönderme.” tuttum, savaş yaptım, yedi gün yedi Bu yakarıştan sonra alçak yerle- gece o kâfirlere kılıç çaldım. Yedi gün- re göz gezdirip av aradı. Kara Dağ’ın den sonra etrafıma baktım, yedi kâfir eteğinde yedi yerde meşale gibi yanan kılıcım karşısında vuruşmaya girişme- ışıklar gördü. Yedi yerde koyu koyu yince yüz bin kâfirin kırıldığını ondan tütüp çıkan duman gördü. Kazan bu anladım. Aras ve Kars Kalesi’ni o se- ışıkları kendi ordusunun meşale ışık- ferde aldım. Başı Açık’tan esir aldım. ları sandı. Atının üstünde o ışıklara Akça Kale Sürmeli’de Lala Kılbaş’ı doğru, dağın tepesinden aşağıya, yola Daruga (Yönetici) yaptım. Beylerle koyuldu. Serhab Dağı’na seyre çıktım. Keyfimin Bu sırada, Kazan’ın askerleri yerinde olduğu sırada altı bey oğluna arasında olan Lala Kılbaş adındaki tuğra ve nekkare verip, kendim gibi Kazan’ın lalası işitti ki, Kazan yal- bey yaptım.” Kazan der: “O anda bile nız başına av yerinde kalmış. Bunu alpım, erim diyerek övünmedim.” öğrenir öğrenmez yerinde duramadı, Bir gün âdemler evreni, İslâm Kazan’ın ardınca gitti. dini kuvveti, Konur atlı, Salur iği, Bu sırada Kazan, ışıkların oldu- Eymür’ün sevinci, Dulkadir delisi, Sa- ğu yere yaklaşınca tepe gibi bir cismi valan Dağı yaylaklı, Sarıkamış kışlak- yatar gördü, meşe gibi kokan bir cismi lı, seksen bin er heybetli, kara çeliğin eser gördü. Yedi yer evreni bir ejder- keskini, sürcidanın (mızrağın) çeviği, haya rast geldi. Yedi yerde meşale gibi sahar okların temreni, Azerbaycan yanan o ejderhanın gözleriymiş. Yedi lengeri, Padişahın vekili, Ulaş Oğlu yerde koyu koyu tütüp çıkan o ejder- Kazan, kara yazın en sıcak günlerinde hanın ağzının salyasıymış. Meşe gibi ava çıkmış, tazısıyla av arıyordu. Ör- kokan o ejderhanın yalıymış. Ejderha- dekleri ürküttü, ala parsları kükretti, yı gören Kazan’ın yüreği doldu, taştı, üç yüz yiğidi alıp, Ak Minkan’a ava güm güm attı, Kazan’ın aklı başından gitti. Ak Minkan’da av avdı, kuş kuş- gitti. (s. 54) ladı, ikindi zamanı dedi ki: Kazan, ejderha ile dövüşmeye “Beylerim, kimse benimle gelme- niyetlendi. Tam bu sırada dönüp, ar- sin, hepiniz orduya geri dönün. Ben kasına baktı. Lala Kılbaş’ı arkası sıra yalnız başıma bir av avlayıp gelirim.” hazır gördü. Lalası ile konuşup, onun Askerlerini gönderdikten son- fikrini sordu: ra, Kazan, Konur atının üstünde Ak “Canım Lala, bu tepe gibi yatan Minkan’ın tepesine geldi, karanlık ejderhayı görür müsün? Bu ejderhanın bastı. Bu kadar yol gelmesine rağmen üstüne varalım mı, yoksa yan taraftan bir şey avlayamadı. sessizce savuşup, kaçalım mı? Bu ko- Perverdigâr’a el açıp; “Ben beyle- nudaki fikrin, en iyisi nedir?” rimden bir av avlarım diye ayrıldım. Lala düşündü ki: “Kazan dedikle- 10 funduszeue.info Millî Folklor, , Yıl 31, Sayı ri er yiğittir, mert yiğittir. Ejderhanın ranlar mahrum kalmaz. Kazan ki, Al- üstüne gitme desem, belki bana kızıp, lah’ına yalvardı, o anda onunla ejder- öfkelenir ve gazap eder.” hanın arasında bir otağ gibi bir kaya Lala dedi: “Beyim, karşı yatan peyda oldu. Kazan, o kayanın koru- Kara Dağ’ın gözbebeği sensin, taşkın naklı, kuytu tarafına geçince atından akan suların durgunu sensin, yılkının indi, mızrağını yere sapladı, kalkanını aygırı sensin, deve sürüsünün buğuru elinde hazır tuttu. Bir yiğit sağ olduk- sensin, koyunların koçu sensin, eren- ça bir silah can verir. O silah bir an, lerin serdarı sensin, yiğitlerin koçağı bir saat için bile o yiğide gerekli olur. sensin. Ejderha dediklerinin aslı bir Ejderha ne kadar çaba sarf edip, tek- yılandır. O yılanın üstüne gitmelisin” rar tekrar nefes çekip Kazan’ı yutma- dedi. ya çalıştıysa da, kalkan onun savrulup Kazan, Konur atının üstünde (s. ejderhanın ağzına doğru yuvarlanma- 55) ejderhanın yakınına geldi. Ejder- sına izin vermedi. Kazan o kayanın hayı ölü gibi yatar gördü. Kazan kendi kuytu yerinde tutundu. kendine düşündü: “Yatmış, uyurken Bu sırada, ejderhanın heybetin- er öldürmek mertlik olmaz. Hile ile bir den Kazan’ın bir gözü bulandı, kan kişiyi vurmak, er oğluna yakışan bir çanağına döndü. Kazan kendi gözüne vuruşma olmaz.” Sadağından sahar kızıp söylendi: “Mere sen benim na- bir ok çıkardı, oku ejderhaya atıp, onu mert gözüm! Kara çelik kılıcın kes- uyandırdı. kinliğinden korkmazdın, sahar oklar Uyanan ejderha kuyruğunu sa- (s. 57) temreninden bunalmazdın, on vurdu, dağı sarstı, ateş püskürttü altı batman kâfir gürzü başıma vurul- yerleri yaktı, bir nefes çekti her şeyi du pörtlemedin. Ejderha dedikleri bir sömürdü. Kuru deve dikeninin yelde yılandır, bunda ne var ki bulanırsın, savrulup, yuvarlanıp gitmesi gibi, Ka- kanlanırsın? Senin gibi namert göz, zan atının üstünde ejderhanın ağzına benim gibi mert yiğitte neyler?” doğru sürüklenmeye başladı. Hançerini çıkarıp, gözlerini oyma- Kazan bir nara atıp, Allah’ına yal- ya niyetlendi ancak: “Eğer ben kendi vardı: “Ey dilediğini göklere çıkaran gözümü oyarsam, Kazan ejderhayı gö- görklü Tanrı! Ey batırdığını sessizlik- rünce korkusundan başka bahane bul- lere gark eden ulu Tanrı! Çok kimseler mayıp, gözlerini çıkarmış derler.” diye seni gökte arar, müminlerin gönlünde- düşünüp vazgeçti. Hemen sadağında sin, sadıkların dilindesin. Allah Tanrı! bulunan okları çıkardı, seksen oku Sana bir diyenin ağzını öpeyim; iki di- önüne döküp, birbiri ardınca ejderha- yenin ağzını çarpayım, akar çaylar üs- ya attı. tüne köprü kurayım, kalmışların elin- Oklanan ejderhada daha sömüre- den tutayım, fakirlerin sırtını örteyim. cek hal kalmadı, can çekişmeye başla- Demesinler (s. 56) son çağında Kazan’ı dı. Kazan, kara çelik sağlam kılıcını bir yılan yuttu. Ey Perverdigar! Sen eline alıp, kılıcıyla ejderhanın üstüne bana bir kurtuluş yolu göster.” yürüdü ve yedi başını da boynundan Kötü günün olmasın, kötü günün kılıçla kesip, yere düşürdü. Ejderha- olsa Allah’ına yalvar. Allah’ına yalva- nın ağusu yere dökülünce, yeryüzü- funduszeue.info 11 Millî Folklor, , Yıl 31, Sayı ne alevler saçılıp, her yeri ateş sardı. ki, “İnsan nasıl ejderha olur?” demez- Kazan, ejderhaya hançerini sapladı, ler. Sağda, solda herkes konuşmaya kılıcını sapladı (s. 58), bıçağını sapla- başlayıp: “Kazan insan iken biz onun dı ve ejderhanın üstüne bağdaş kurup emrinden çıkmazdık. O şimdi ejderha oturdu. olmuştur, bizim hepimizi yutar. Bir te- Lala Kılbaş yerlere saçılan alev- peye çıkalım, yoldan geçerken onu ok leri görünce sandı ki ejderha Kazan’ı yağmuruna tutalım.” yuttu. “Ak ekmeğini çok yediğim be- Bayındır Padişah söylenenleri yim! Ah beyim!” diyerek, elinde kılıçla dinledi ve söze başladı: “Benim veki- ejderhanın yakınına geldi. Yakına ge- lim Kazan er yiğittir, iyi yiğittir. Belki lince ne görsün; ejderhanın yedi başını ejderhaya rast geldi ve ola ki onu öl- kara yerde yatar gördü, Kazan’ı ejder- dürdü. Ola ki ejderhanın donuna gir- hanın sırtında bağdaş kurmuş oturur di. Ola ki Kazan ejderha olmuştur, ne gördü. kavim ne kardeş tanır.” (s. 60) Lala dedi: “Barekallah ağam Ka- Kara Budak dedi; “Padişahım, zan! Erliğine, yiğitliğine aferin Ka- bana izin verin, gidip Kazan’ın karşı- zan!” dedi. sına durayım. Eğer ejderha olduysa, Kazan dedi: “Canım Lala! Ejder- evvela beni yutsun.” hayı ben öldürmedim. Senin bana ver- Kara Budak at oynattı, Kazan’ın diğin cesaret ve güç öldürdü. Hemen karşısına gitti. Sesi duyulacak yerde en iyi ustaları bul getir, bu ejderhanın durdu. Sadağından sahar bir ok çıkar- derisini yüzdür.” dedi. tıp, yayına taktı ve amcasına: “Senin Lala en iyi ustaları getirtip ejder- ejderha olduğunu söylüyorlar. Olma- hanın derisini yüzdürdü. Kazan, ejder- dıysan benimle gümbür gümbür söy- hanın derisinden, korkusuz bedenine leş. Söyleşmezsen sahar okun temre- giysi diktirdi; akça tozlu katı yayına niyle öldürürüm Kazan seni. Kara çe- kiriş gerdirdi; üç yelekli sahar okları- lik kılıcımın keskin tarafıyla doğrarım na sadak diktirdi; kara çelik sağlam Kazan seni. Eğer ejderha öldürdüysen, kılıcına kın yaptırdı; (s. 59) altı dilimli gazan mübarek olsun. Avından bir kubbe şeklinde gürzüne kılıf diktirdi; parça delili bana ver.” dedi. ala budak sürcidasına sap yaptırdı; Kazan atından indi. Kılıcını Kara kurt tokalı Konur atının eyerine örtü Budak’ın beline bağladı. Kara Budak diktirdi; gölgeliğinin yelkenlerini ej- ki kılıcına pehlivan, orda durdu dur- derha derisinden yaptırdı. Ejderhanın madı, hemen Bayındır Padişaha varıp: yedi başını hiç israf etmeden yüzdü- “Kazan ejderha öldürmüştür.” diye ha- rüp, ejderhanın iki kafa derisini Ka- ber verdi. zan kendi başına giydi. Atının örtüsü İç Oğuz’u Dış Oğuz’u çağırıp, ile kendisi de ejderha donuna girdik- Kazan’ı karşıladılar. (s. 61) Kazan ten sonra Padişah Bayındır’ı görmek meydana varınca atından indi, yet- için yola çıktı. miş adım yürüdü, Bayındır Padişah’ın Bayındır Padişah’a haber geldi ki, ayağına kapandı. Ejderha derisinden “Kazan ejderha olup, gelir.” Oğuz ile yapılmış gölgeliği dikti. Bayındır Pa- Türk temiz ve saf bir inanca sahiptir dişah gölgeliğin altında bağdaş kurup 12 funduszeue.info Millî Folklor, , Yıl 31, Sayı oturdu. Yedi gün, yedi gece burada dir. Bu tartışmaların, elimizdeki nüs- Padişah’ı konuk etti. hanın tamamı yayınladığı zaman daha Dedem Korkut der: “Kazan gibi ileri düzeye taşınacağını umuyoruz. koçak yiğit bu dünyadan geldi, geçti.” Sonuç KAYNAKLAR Abdulla, Kemal. Eksik El Yazması (Yarımçak El Bu makalede, yeni elimize ulaşan Yazması). Aktaran: Ali Duymaz; İstanbul: bir yazmayı ve bu yazmada yer alan Ötüken Yayınları, “Salur Kazan’ın Yedi Başlı Ejderhayı Duymaz, Ali. Bir Destan Kahramanı: Salur Ka- zan. İstanbul: Ötüken Yayınları, Öldürmesi” adını verdiğimiz destanî Ercilasun, Ahmet Bican. “Salur Kazan Kimdir?” anlatmanın metnini paylaşarak Salur Milli Folklor,56 (): ss. Kazan hakkındaki sıfatlamalarla ilgili Gökyay, Orhan Şaik. Dedem Korkudun Kitabı: Kitab-ı Dedem Korkut âlâ Lisan-ı Taife-i bir destanî anlatma bulunduğunu ka- Oğuzan. İstanbul: Kabalcı Yayınları, nıtlamış olduk. Bu konuda daha önce Özçelik, Sadettin. Dede Korkut –Dresden Nüs- görüş ortaya koyanların haklı olma- hası- Giriş, Notlar. Ankara: Türk Dil Kuru- mu Yayınları, sı bir yana, bu yeni anlatmanın “ Pehlivan, Gürol. Dede Korkut Kitabı’nda Yapı, Dede Korkut Boyu” olarak kabul edil- İdeoloji ve Yaratım- Dresden ve Vatikan mesi gerekir. Yine Kemal Abdulla’nın Nüshalarının Mukayeseli Bir İncelemesi. İs- tanbul: Ötüken Yayınları, “Yarımçık Elyazma” adlı romanının da Togan, Zeki Velidi. “Salur Kazan ve Bayındır- bir gerçeğe dönüştüğünü söylemek sa- lar.” Dedem Korkudun Kitabı: Kitab-ı De- nırım abartı olmayacaktır. dem Korkut âlâ Lisan-ı Taife-i Oğuzan. İs- Tanıttığımız bu yazmada bulu- tanbul: Kabalcı Yayınları, ss. Türkistan Yazması. “Dede Korkut Soylamaları nan “Salur Kazan’ın Yedi Başlı Ejder- ve Salur Kazan’ın Yedi Başlı Ejderhayı Öl- hayı Öldürmesi” adlı destanî anlatma, dürmesi.” ( yılında yayınlanacak). Oğuz beyleri hakkında pek çok boy bulunduğunu, bunlardan bazılarının yazıya geçirildiğini ve muhtelif yazma eserlerde yer aldığı gibi, Dresden nüs- hasının yazarının bunlar içinden on ikisini seçerek özgün bir eser oluştur- duğunu göstermektedir. Burada özel- likle Dresden nüshasını yazıya geçiren kişinin Kitab-ı Dedem Korkud adını kasıtlı olarak kullandığını da belirt- mek gerekir. Yazar veya müstensihin bu nüshanın adında “Kitap” sözünü kullanmak suretiyle “Türklerin Kutlu Kitabı”nı oluşturmaya çalıştığını söy- leyebiliriz. Yine Vatikan’da bulunan nüshanın ise bir “Kazan Bey Oğuzna- mesi” oluşturmaya çalıştığını belirt- mek yerinde olacaktır. Elimizdeki yeni nüsha ise bu iki yazma nüshada eksik kalan bilgileri tamamlayıcı mahiyette- funduszeue.info 13

Fear Of Daddy Destani "salur Kazan's Killing The Seven First Ejderhayi" Alex Olrik's Review In The Life Of The Epic Life

Dergi:  
Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi

DOI:  
/avrasyad

Özet:

Dede Korkut, which we can describe as the most working text on the Turkish world, is a historical source of primary importance in terms of both history and linguistics and folk sciences. The fact that Dede Korkut has been subject to hundreds of research through the value he carries in terms of being a world heritage, in recent days, the news of the Turkistan and Turkmen Sahra nishan, has created a great emphasis in the Turkish world and has been welcomed with the same great joy. We had some information about the existence of this neck before the publication of the 13th edition of Dede Korkut. The "Open Word" magazine, published by Azerbaijani nationalists in Berlin, was first published in In his number and the newspaper 'Bakinskiy Raboçiy' which is being released in Baku, on 4 August , in his number, Professor Bekir Çobanzade's Leningrad Charity Institute writings found the thirteen story of Dede Korkut. This study aims to study Dede Korkut's 13th "Satur Kazan's Killing the Seven Head Dragons" in the context of Alex Olrik's epic laws. In the study of the stories of different societies, the Alex Olrik Epic Laws, which have been revealed as a common method to be followed, aims to combine these stories in a common part and to be given to mankind as a world heritage. The newly found Turkmen Sahra Nüshası of Dede Korkut, which has a great importance in terms of Turkish culture, is intended to contribute to the Turkish culture and the world heritage by examining the framework of these laws.

Anahtar Kelimeler:

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası