kutahya genelevi / Şaşırtıcı Genelev Raporu

Kutahya Genelevi

kutahya genelevi

Genelevi'nden gelinlikle çıkan Ayşe'nin acı öyküsü herkesi ağlatıyor

Gaziantepli Ayşe Tükürükçü, Genelevinden telli-duvaklı gelinlikle çıkarak evlenmişti, ancak şimdi nasıl yaşıyor?

Gaziantepli Ayşe Tükrükçü, genelevlerde geçen hayatının intikamını evsizlere çorba dağıtarak alıyor.

Tükrükçü, 13 metre gelinliğiyle genelevden çıkış hikayesini,"Gelinlik giyindim 1996 Mayıs'ın 9'unda Kütahya'da düğün yaptım, 13 metreydi. Niye ölçtüm ben o gelinliği? Herkes o duvağı görsün, arkamdan benim gibi oradan çıksınlar diye, onlara bir örnek olsun diye."sözleriyle anlatıyor...Tükrükçü iki yıldır evsizlere çorba dağıtarak yaşamını sürdürüyor.

"KARA KIZ YAPTI!"

Ben Ayşe Tükrükçü... 1967 yılında Gaziantep'te doğdum. Rahmetli babam bekçiydi. Devletin memurunun kızıyım aslında. 68'in sonuna doğru babam istifa edip Almanya'ya gidiyor, 69'un ortalarında annem gidiyor. 71'de abimin cenazesi Türkiye'ye geldiğinde, ben dört buçuk yaşımdaydım. Bakır bir, şeyin, içerisine konmuş, tabutun...

Babam geldi, kucağında bakır bir şey. Nineme tek dediğim:"Nine, bu adam kim?" "Bu adam senin baban" dedi. Dört buçuk yaşımdayım, o adam benim babammış.

İki sene olmuş ben Almanya'ya gideli, sene 76. Babaannem bizi yeniden Türkiye'ye istemiş."Kim gidecek?" denilince,"Ben ebemin yanına giderim" dedim. İyi mi dedim? Evet. Kötü mü dedim? Ona da evet. Aslında buraya gelmekle kaderimi ben çizmiş oldum. Ben dokuz yaşımdayken, ablam 12'sini bitirmek üzereydi. Evde bana Ayşe demezlerdi ve ne olsa benden bilirlerdi. Bir şey mi düştü? "Kara kız düşürdü." "Tuncay bir şey kırdı." "Kara kız kırdı." "Şu iyi yıkanmadı, kim yıkamadı?" "Kara kız yıkamadı." Ben de Türkiye'ye dönüp babaanneme sığınmak istedim. Babaanne seni hiç dövmediği için sana farklı geliyordu, sevgi vardı.

KADERİMTÜRKİYE'DE DEĞİŞTİ

Türkiye'ye gelince, Ali Rıza, benimle kızını aldı, yola çıktık. Ali Rıza dediğim de amcam.Yolda şunu okuyabiliyordum: "A-da-na. Mer-sin. An-tal-ya."

Nereye gittiğimizi bilmiyoruz.

Sonunda Manavgat'a vardık. Orada, onun çamaşırını yıkayacak, yemek yapacaktım. Sürekli dışarıda yiyor diye, masraf oluyormuş. Bir gece yarısı yatıyoruz biz, Şengül'le aynı yataktayız. Üzerimde bir şey geziyor ama ne gezdiğini bilmiyorum. O dönem böyle lamba yok, gaz ocağımız var, yemeği onunla yapıyoruz. Gözümü açtığımda Ali Rıza ağzımı kapattı. Korkudan da ilk etapta gözümü açamıyordum. Hayatım nerede çalındı? Aslında orada.

Amca demeye kalmadı,Ali Rıza ağzımı kapattı, sustum. O gece üç defa tecavüz etti bana. Altından kaçmaya çalışırken, bıçağı benim sol tarafıma, sırtıma saplıyor, o anda da cinsel organı içime giriyor. Ezan okunuyordu ve Ali Rıza benim üstümdeydi. Ertesi gün uyandığımda sızlamayan hiçbir yerim kalmamıştı.

BİR KİMLİĞİM VAR BİR DE DEVLETİN VERDİĞİ VESİKAM

Ailem var diyorsun, ailen yok.

Kadın hakları diyorlar. Kadının adı var, kendi nerede? Evet, adım var benim ya. Atatürk'ün verdiği bir de kimlik var da, bir de devletin verdiği vesika var. Ben öldükten 40 sene sonra temizleniyor. Şu anda benim çocuğum olmuş olsa,"orospunun çocuğu" oluyor. İstediğim kadar ben o çocuğu yemeyeyim, içmeyeyim okutayım, devlet memurluğu yapayım ama çocuk o memuriyette çalışamaz.Asker olur ama astsubay olamaz. Niye?

Annesi orospu.

SOKAKLARDAN İNTİKAMINI ÇORBA DAĞITARAK ALDI

Ezik bir insan gördüğünde sorgusuz sualsiz çıkar bir sigara ver, "A yanlış yaktım ya. Al abi iç" de, "Al abla iç" de."Aç mısın?" diye sorma.AI bir dürüm, açmış gibi onun karşısında sen de ye.Tokluğu beraber yaşayın.

Haydi kalkın yürüyün kızlar! Daha helva yapacağız!"

Birgin Ferda paylaşmış sosyal medyada

KADIN ADAMLAR VAR BU DÜNYADA

Ayşe Tükrükçü, bir gurbetçi ailesinin kızı. 9 yaşında amcasının tecavüzüne uğruyor. Ne annesi ne babası ilgileniyor. Vücudunda 72 darp izine rastlandığı için, Almanya'da ailesinden alınıyor, yetiştirme yurduna veriliyor. Tecavüze uğradığı ancak 11 yaşında anlaşılıyor. Felaketler bununla da bitmiyor, dayaktan, aile baskısından kurtulmak için önüne çıkan ilk adamla evleniyor... Ama kocası onu geneleve satıyor! Başına gelmeyen kalmıyor. Günde 70 adamla yattığı oluyor.
Kütahya'da genelevde çalışırken bir müşterisi onunla evlenmek istiyor, içeriye olan borcunu ödeyip, düğün yapabilmek için ekstradan 700 küsur kişiyle yatmak zorunda kalıyor. Türk filmlerinin çok da hayal ürünü olmadığının bir kanıtı Ayşe'nin hayatı...
Ama o adamdan da ayrılıyor. Şefkat-Der kanalıyla 2007'de bağımsız milletvekili adayı oluyor. Her yerde, hayatsız kadınların yaşadığı sorunları anlatıyor. Şu anda herkesin saygı duyduğu bir sivil toplumcu.
Şefkat-Der olarak, 240 gündür her gece İstanbul'da evsizlere çorba dağıtıyor

Annem 11 yaşındaydım bana, "Sen gittin kendini orada burada, bilmem ne ettirdin, suçunu da amcanın üstüne atıyorsun. O..spusun sen!" dedi. Cümle bu. Hiç aklımdan çıkmaz. O günden sonra annemi asla affetmedim.

Bir genelev kadınının zevk alması mümkün mü?
-Hayır. O bir şehir efsanesi, bir fantezi. İğrenç şartlarda çalışıyorduk, yaşıyorduk. Oraya gelen erkeklerin de insanlıklarından utanması lazım. Çünkü bir kadının zavallılığından faydalanıyorsun, sen daha zavallısın!
-ALINTI-

Genelevden 13 metrelik gelinlikle çıktı

Ayşe Tükrükçü, genelevlerde geçen hayatının intikamını evsizlere çorba dağıtarak alıyor. OT Dergisi'nden Sinem Sal'a konuşan Tükrükçü, 13 metre gelinliğiyle genelevden çıkış hikayesini, "Gelinlik giyindim 1996 Mayıs'ın 9'unda Kütahya'da düğün yaptım, 13 metreydi. Niye ölçtüm ben o gelinliği? Herkes o duvağı görsün, arkamdan benim gibi oradan çıksınlar diye, onlara bir örnek olsun diye." sözleriyle anlatıyor... Tükrükçü iki yıldır evsizlere çorba dağıtarak yaşamını sürdürüyor.

İşte Ayşe Tükrükçü'nün ders olacak hikayesi:

"Ben Ayşe Tükrükçü. Çorbada Tuzun Olsun Derneği'ni evsizler konusunda farkındalık yaratmak amacıyla kurduk. Her akşam 20.30 ile 22.30 arasında evsizlere çorba dağıtıyoruz. Firuzağa'da üç katlı bir binada evsizlerin kalması için gönüllülerle ortak hareket ediyoruz. Sadece evsizler değil, düşkünler de burada. Alt katta büyük kazanlarda çorba kaynatıyoruz. Üst katlara da sığdırabildiğimiz kadar yatak sığdırıp elimizden geldiğince, insanlara ev açıyoruz.

"KARA KIZ YAPTI!"

Ben Ayşe Tükrükçü... 1967 yılında Gaziantep'te doğdum. Rahmetli babam bekçiydi. Devletin memurunun kızıyım aslında. 68'in sonuna doğru babam istifa edip Almanya'ya gidiyor, 69'un ortalarında annem gidiyor. 71'de abimin cenazesi Türkiye'ye geldiğinde, ben dört buçuk yaşımdaydım. Bakır bir, şeyin, içerisine konmuş, tabutun...

Babam geldi, kucağında bakır bir şey. Nineme tek dediğim:"Nine, bu adam kim?" "Bu adam senin baban" dedi. Dört buçuk yaşımdayım, o adam benim babammış.

İki sene olmuş ben Almanya'ya gideli, sene 76. Babaannem bizi yeniden Türkiye'ye istemiş."Kim gidecek?" denilince,"Ben ebemin yanına giderim" dedim. İyi mi dedim? Evet. Kötü mü dedim? Ona da evet. Aslında buraya gelmekle kaderimi ben çizmiş oldum. Ben dokuz yaşımdayken, ablam 12'sini bitirmek üzereydi. Evde bana Ayşe demezlerdi ve ne olsa benden bilirlerdi. Bir şey mi düştü? "Kara kız düşürdü." "Tuncay bir şey kırdı." "Kara kız kırdı." "Şu iyi yıkanmadı, kim yıkamadı?" "Kara kız yıkamadı." Ben de Türkiye'ye dönüp babaanneme sığınmak istedim. Babaanne seni hiç dövmediği için sana farklı geliyordu, sevgi vardı.

KADERİM TÜRKİYE'DE DEĞİŞTİ

Türkiye'ye gelince, Ali Rıza, benimle kızını aldı, yola çıktık.Ali Rıza dediğim de amcam.Yolda şunu okuyabiliyordum: "A-da-na. Mer-sin. An-tal-ya."

Nereye gittiğimizi bilmiyoruz.

Sonunda Manavgat'a vardık. Orada, onun çamaşırını yıkayacak, yemek yapacaktım. Sürekli dışarıda yiyor diye, masraf oluyormuş. Bir gece yarısı yatıyoruz biz, Şengül'le aynı yataktayız. Üzerimde bir şey geziyor ama ne gezdiğini bilmiyorum. O dönem böyle lamba yok, gaz ocağımız var, yemeği onunla yapıyoruz. Gözümü açtığımda Ali Rıza ağzımı kapattı. Korkudan da ilk etapta gözümü açamıyordum. Hayatım nerede çalındı? Aslında orada.

Amca demeye kalmadı,Ali Rıza ağzımı kapattı, sustum. O gece üç defa tecavüz etti bana. Altından kaçmaya çalışırken, bıçağı benim sol tarafıma, sırtıma saplıyor, o anda da cinsel organı içime giriyor. Ezan okunuyordu ve Ali Rıza benim üstümdeydi. Ertesi gün uyandığımda sızlamayan hiçbir yerim kalmamıştı.

AĞUSTOS AYINDA BİR KIRMIZI KAZAK

Eve döndüm,Almanya'dayım, babam şişman,Ali Rıza zayıftı; sima aynı ama.

Ağustos ayında kırmızı kazak giyilir mi? Mantığa sığmıyor ama giydim. Niye giyindiğimi kimse sormuyordu ama giyindim. Sırf 11 yaşıma geldiğimde oram buram, göğüslerim çıkıyor diye kendimi korumaya çalışıyordum.

Ondan sonra öğretmen farkına varıyor, lavaboya geliyor,"Ayşe neyin var?" dedi,"Bir şeyim yok hocam" dedim.

"Var, var" dedi, göğsümü açtı, dayak morluklarını gördü.

Hemen beni müdür odasına götürdüler, sivil polise, hastaneye, ambulansa haber verildi. Hastaneye götürüldüm.

GÜLÜMSEMEDİĞİM FOTOĞRAFLAR

Sadece külotum kalmıştı üzerimde ve 72 tane fotoğrafım çekildi.

Bütün vücudumda santim santim morlukları araştırdılar eski yeni ne varsa. İki gün beni hastanede tuttular, üçüncü gün hemen beni yurda verdiler, Çocuk Esirgeme Kurumu'na.

Bunun dokuz yaşındaki bir çocuğa yapılmaması gerektiğini öğretti yurt bana; bunun yanlış olduğunu öğretti. Ailen varken ailesiz büyümenin ne olduğunu öğretti yurt. Ayşe'nin ne kadar değerli bir insan olduğunu öğretti yurt. Yani bu sadece benim için değil ama o tarz insanlara nasıl yaklaşılacağını, o çocukların da ne kadar sevgiye ihtiyacı olduğunu gösteriyordu.

GENELEVE SATILDIM

Sene 92...Türkiye'ye geldim.

İyi mi yaptım? Evet, iyi yaptım.

Kötü mü yaptım? Hayatımın en büyük hatasını yaptım.

Haşan ile evlenip bir çocuk düşürmüştüm. Şiddete uğramıştım. Onun sonucunda, çocuğumu düşürdüm.Tuvalete. Orada kaldı oğlum. Ben o dönem mesela 25 yaşımdayım, Nedim Abi'nin orada tercümanlık yapıyorum. Orada Bahri'yle tanıştım. Hasan'la olan boşanma davam da sürüyor.

Uzun hikâyelerden sonra Bahri'yle evlendik. Üç ay sonra gezmelere başladık. "Nereye?" "Diyarbakır'a." "Niye?" "Akraba ziyaretine." "iyi, gidek." "Nereye?" "Bursa'ya." "Niye?" "Akraba ziyaretine." Akrabalarda da hep erkeklerle karşılaşıyoruz. Meğer genelev patronlarına gidiyormuşuz, haberim yok.

Adam 1993 yılının 11.ayının I8'inde Mersin genelevine beni 240 milyon karşılığında sattı. Satarken de işbirlikçisi polis. Zührevi Hastalıklar Hastanesi'nin komisyonunun ahlak polisi. Polis dahil buna, hepsinin işbirliğiyle Mersin genelevine satıldım.

KURTULUŞ ÇABALARI

Kafa bedenden ayrılır mı? Ayrılır.

Ölüyle yatar mısın? Yatarsın.

Genelevin kapısında polis bekler.Yüzde 20 de vergi keser. Örneğin 40 liralık vizitenin 8 lirası devlete gider. Çıkacağım dediğimde imama gittim, tövbe ettim. İmam dedi ki, "30 milyonunu alırım." Emniyete gittim dedim dilekçe verdim Zührevi Hastalıklar Hastanesi'nin komisyonuna, ben genelevden çıkmak istiyorum diye, kabul edilmedi. Sebep olarak ne gösteriyorlar? "Fahişeliğe dışarıda devam edeceksin" diyorlar.

O zamanın parasını demeyeyim, insan sayısını söyleyeceğim: 800 kişiyle yatacaksın.

Gelinlik giyindim 1996 Mayıs'ın 9'unda Kütahya'da düğün yaptım, 13 metreydi. Niye ölçtüm ben o gelinliği? Herkes o duvağı görsün, arkamdan benim gibi oradan çıksınlar diye, onlara bir örnek olsun diye. Hatta o dönem Emrah'ın bir şarkısı vardı: "Ayşe'yle Ahmet'in düğünü var" diye, tesadüfe bak.Ayşe, evet, bendim, Ahmet oydu. Adam beni genelevden çıkarıyor ki sokakta çalıştırmak için. Kıbrıs'a götürecekti. Ama polis bana dedi ki, "Sen beş sene Ahmet'le evli kalacaksın, bütün sicilin temizleniyor" dedi. Doğrudur, resmî sicilin temizleniyor ama benim sicilim temizlenmiyor. Devlete açacağım bütün davalar zamanaşımına uğruyor. Bak sen ya! Evet

Kütahya'da genelevde düğün yaparak çıktım, arkama asla dönüp bakmadım. Dönüp baksam şimdi burada olmazdım. Bunu da çok iyi biliyorum.

BİR KİMLİĞİM VAR BİR DE DEVLETİN VERDİĞİ VESİKAM

Ailem var diyorsun, ailen yok.

Kadın hakları diyorlar. Kadının adı var, kendi nerede? Evet, adım var benim ya. Atatürk'ün verdiği bir de kimlik var da, bir de devletin verdiği vesika var. Ben öldükten 40 sene sonra temizleniyor. Şu anda benim çocuğum olmuş olsa,"orospunun çocuğu" oluyor. İstediğim kadar ben o çocuğu yemeyeyim, içmeyeyim okutayım, devlet memurluğu yapayım ama çocuk o memuriyette çalışamaz.Asker olur ama astsubay olamaz. Niye?

Annesi orospu.

SOKAKLARDAN İNTİKAMINI ÇORBA DAĞITARAK ALDI

Ezik bir insan gördüğünde sorgusuz sualsiz çıkar bir sigara ver, "A yanlış yaktım ya. Al abi iç" de, "Al abla iç" de."Aç mısın?" diye sorma.AI bir dürüm, açmış gibi onun karşısında sen de ye.Tokluğu beraber yaşayın.

Haydi kalkın yürüyün kızlar! Daha helva yapacağız!"

Odatv.com

bütün şehirlerdeki genelev adresleri

+80-6

Istanbul: karakoyde malumunuz,
Ankara: Bentderesi Ulus, ankara kalesine yakın.

ESKiŞEHiR GENELEVi: borsa durağındaydı şehrin dışına taşıdılar karapınar veya kanlipinar köyunun karşısında
ankara yolu uzerinde. dolmuş kapıya kadar gidiyor.

KASTAMONU GENELEVi: kastamonu çamlık mevkii taksiyle gidilir

iZMiR: Meşhur izmir tepecik genel evi izmirin tepecik (yenişehir) semtinde
bulunur tren istasyonunun hemen arka sokağıdır
şehir içinde ulaşım kolaydır her türlü o güzergahtan giden
araçlar yakın geçer semt olarak pek nezih değildir ayrıca tehlikelidir
dikkat edilmesi gerekir içerisi kalablıktır ve pek güzel olduğu söylenemez

EDiRNE GENELEVi: merkeze çok yakın taksiye binin gidin çok az yazar.
ama yinede tarif edeyim sarayonunde kırkpınar gureslerinin
yapıldığı yere giderken.iki kopru var altından nehir geçen.
ilk koprunun yanında nehire paralel bir sokak var cami var başında sokağın.
200 metre sonrada genelevi gorursunuz.

KEŞAN GENELEVi: var ama bilmiyorum yerini

ÇORLU GENELEVi: otogardan kalkan tekirdağ arabalarına binin çorludan çıktıktan 2 km sonra,
yağ fabrikasının orada ineceğim diyin şöföre
zaten genelev fabrikanın arkasında.

NAZiLLi GENELEVi:aşağı naziiliye doğru giden 6 numaralı
şehiriçilerle gidebilirsiniz gıdı gıdı yolundan 300 mt aşaya yürüdüğün
zaman hemen köşede solda kırmızı renkli bina karşısında büfe var
sanayinin içinden önünden geçen yola sevgi yolu deniyor
şimdi eskiden gıdı gıdıydı. sümer fabriksı şimdiki sümer
kampüsüne giderken daha nasıl anlatim biraz ilerde sağ çaprazzında
sanayi halısaha havuz onun yanında nazilli spoar tesisleri var.
bunuda bulursunuz artık. vizite 25 karılar idare eder ama büyük değil.

YOZGAT GENELEVi: var diye biliyorum... gitmedim

MANiSA GENELEVi: merkezden 4 numaralı dolmuşlara binip son durakta inersiniz tam karşınızda.
yada
manisaya izmir girişinde eski yan yoldan otobüs
son durağının yanından dönün işte orada.
manisa girise yakın cezaevinin biraz önünde mezbahanın altı yol kıyısı.
açık adres verdim resmen be
alternatif tarif:Manisanın yukarı tarafından şehirdışına turgutuya doğru çıkınca
sırasıyla askeriye ve benzinlikleri geçince sağda
et entegre canlı hayvan mezbahası yazısı wardır
tabela onun orda şu ana kadar gittiklerim arasında 1 numaradır
bayanlar açısından fiyat açısından muamale açısından ve
doluluk oranı açısından çok geniş bir arazi üzerne kurulmuş olup
genelde sadece 10-15 müşteri oluyor yeternce oda ve
sayıda kız vardır IRAZ manken gibidir kendisi tavsie edilir
ve aslı diye bi afet var bir de banu diye biri var.
manisadakilere tavsiye ederim vizite 40 muameleye 10-20 ver
karıyı durduramıyosun .biraz detaylı oldu anlatım ama buna değer

AYDIN GENELEVi : Astim denen bi beldesinde, Astime Otogar tarafından dolmuşlar kalkıyor,
muavine çıtlatın sizi tam önünde indirir. zaten son durak.
Egenin bildiğim sağlam keranelerindendir.
aydın astimde ,astim minibüsüne binin indiğiniz yerde
kime sorsanız gösteriri

ÇORUM GENELEVi : Samsun Asfaltına çıkıyorsunuz,
4 Km gittikten sonra sağa bi sapan dönüyor ilerde camiyi geçince yeşil iki katlı bina.
çorum toptancı halı arkası ankara asfaltına yakın taksiyle gidilir.

AFYON GENELEVi: Tren istasyonuna giden sokağa dönün,
soldaki caddeden devam edin, ilerde en sonra çayırların arasında
pembe bi ev göreceksiniz orası, zaten kapısında yazar. geneldede sıra olur önünde.
afyon istasyon yanı tek bina var zaten.
tren istasyonuna giderken tcddy yanından sola döndüğünde 500 mt ilerde

KONYA GENELEVi : Merkezde yok Akşehirde var. istasyona gidiyorsunuz.
istasyondan konya merkeze giden yola çıkın, Sanayi gibi genelde Otomotiv tamircilerin olduğu bi sokak var,tam o arada.
merkezden tren veya otobüsle gidiliyor..
istasyon ya da otogardan taksiciler sizi zütürür..
taksiye binmem diyorsanız, istasyondan konya yoluna doğru yürüyün,
ara bir yol gelicek
oto tamircilerinin arkasında.. genelev tam orda..
konya-ereğlide de olabilir

ÇANKIRI GENELEVi : Çankırıya girişine gelmeden,
yani IL tabelasına gelmeden yaklaşık 3 kilometre önce hemen asfalta yakın 3 katlı pembe bina.

BALIKESIR GENELEVi :Merkezdeki saat kulesine giden ana cadde var.
orda yokuş çıkan bi yol var. sosyal dinlenme tesisleri diye tabela gösterir,
o yokuşa 300 metre kadar devam edin, askeri hastaneye yakın. Dinkçiler mahallesi diye geçiyordu.ama artık kapandı yok genelevi, yeniden açılmasıysa.

edit : balıkesirdeki edremit yolu 12. km de aga eğlence merkezi

NIGDE GENELEVi : Çevre yolundan Atatürk heykelinin olduğu meydana giderken,
yola döndükten 200-300 metre sonra sağda soluk renkli bi bina.
camdan bakıp duruyorlar zaten gidip gelene karılar, anlarsınız hemen.

DENIZLI GENELEVi : Organize sanayi çıkışında,
anayoldan biraz içerde. Organize Sanayi dolmuşuna binin,
son durakta inin, hemen arka sokakta kalıyor.
denizlide semti unuttum ama denizli org. sanayi dolmuşları gidiyor. son durak .
dolmuşlar otogarın arkasından kalkıyor.

ANTALYA GENELEVi : Varsak köprüsüne varmadan yaklaşık 700-800 metre önce,
orda bi hırdavatçı mı ne var. orayı bulursanız hemen arka tarafında kalıyor.
şöförler zaten çok yardımcı oluyor o tarafta, dolmuşta bayan yoksa.
çekinmeyin sorun yani.
Antalyada Varsak Sütçüler otobüs yada minübüsüne binin.
Çaktırmadan şöföre "abi varsak köprüsüne varmadan 1 km kadar
beride NiDA TiCARET diye inşaat malzemeleri satan
bi yer varmış ben orada inecem" derseniz, nida ticaret genelevin 50 metre yakını
Lisedeyken arkadaşlarla gitmiştik.
içeri nasıl girdiniz diye sormayın girdik işte.
yaklaşık bir 8 sene önceydi sanırım.
Aklımda kalanlar ortamın biraz batakhane olduğu ve
kadınların kalitesininde pek yüksek olmadığıydı.
Ayrıca genelevin bulunduğu bölge biraz sakattı.
etrafta yankesiciler, bul karayı al parayı'cılar filan cirit atıyordu
o zamanlar. güpegündüz soyacaklardı bizi kendimizi dolmuşa zor atıp kaçmıştık.

UŞAK GENELEVi: uşakta'ta genel ev var, bayan sayısı 2 - 3 sanırım fazla sürmez kapanır,
çünkü şehir içindeki malum evler geneleve fırsat vermiyor.
Genede nasıl gidilir derseniz tarifi zor ancak tarif etmeye çalışayım,
emniyetin iki sokak aşağısından yukarıya çıkan ve
bir süre sonra çok dikleşen yokuş yol, sürekli takip edilirse,
Belediye tv yansıtıcılarının yanından geçilerek, 5 km. sonra geneleve ulaşılır.

KARS GENELEVi : Tam emin değilim ama Digor ilçesine giderken
Toplu konut idaresi ve binalarının karşısındaymış.

ERZURUM GENELEVi : Yıldız Kent çıkışında, Paladöken yolunda,
dağ eteğine hemen varmadan. Boğaz mevkii diye geçiyor yerin adı.
palandöken boğaz mevkiisine dolmuş gitmez bir taksiye binip
mektep yada boğaz derseniz sizi zütürürler,

ADANA GENELEVi :adana-barkal. mersin yolunda otogarı geçince hedef ecza deposunun arkasında.
barkal-sosyalevler dolmuşuna binerseniz genelevin kapısında inersiniz.

VAN GENELEVi: özalp yolu üzerinde kapatılmış olabilirde

ADIYAMAN GENELEVi: gitmedim ama otogarın tam karşısında diye duydum.

DIYARBAKIR GENELEVi : Mardin şehirler arası yoluna çıkın.
diyarbakır-mardin yolu karpuzu geçince ilerle bulursun
arazi ortasındaki etrafı çevrili pembe binayı
Karpuz bi ilçe, kasaba gibi bi yer ,orayı geçince,
Belediye hizmet binası mı ne diye yazıyor, sapak veriyor, içeri girince 1 Km ilerde.

Amasya yok kapandı
Bursa yok kapandı
Kutahya yok kapandı
Isparta yok kapandı vya taşındı şehirin baya dışına
Bandırmada yok kapandı
Sakarya yok
Kocaeli yok
Konya yok
Kırşehirde yok

kütahya'nın pınarları

  • "ah ben ölürsem dünya sana kalır mı" sözleri ile insanın içine işleyen, kubat'ın yorumlaması ile bir başka olan türküdür.

  • sözleriyle birlikte enfes bir yorumu

  • bunun filmi çok komik. herkese seyretmesini tavsiye ederim. çeşme başındaki köylü kızın kalçalarını ağzı akarak seyreden adamın olduğu sahne favorimdir.

  • yorum olarak nazlı öksüz 'ün üstüne tanımam.

  • dertlerini dinleten türkü.

    insanın en büyük derdi kendiyledir. kendine zulmeder. kendini üzer. gönül, herkesi sevmek ister. herkesi sever. kendisini sevmez.

    ayakta kalmak, tutunmak gerek. bu bir oyun. bitene kadar öyle devam edecek.

  • büyük usta, özay gönlüm 'ün anlatımı ile kütahya'nın pınarları türküsünün hikayesi...

    türkü dediğin, yüzyıllardır halk dilinde dizile dizile, saz telinde süzüle süzüle gelir... bir olay olur. halkın yüreğine vurur. halk bunu içinde oğdurur. dilden dile, kulaktan kulağa dolaşır. sonunda türkü olur...
    işte kütahya'lı asalı köylü vehbi'nin öyküsü, türküsü de bunlardan biri... asalı köylü vehbi insanın hası, yiğitlerin başıymış... altın soylu, fidan boylu, yavuz huyluymuş... bir de hikayemizde çakırt nazife var... kütahya genelevi'nde... yenik düşmüş kötü kaderine... derken; vehbi, nazife'yi görmüş, yüreğinde bir zelzele olmuş... birbirlerini sevmişler... yüreklerini birleştirmişler... bizim vehbi: "nazife" demiş... "seni buradan çıkarayım... evimin kadını ol... yeniden başlayalım, sıfırdan... yuva kuralım. mutlu olalım"... bu sözler nazife'nin başını göğe erdirmiş... başı göğe ermiş... ve... kötü kaderini silmeye karar vermiş... iyi, iyi de... genelev patronu cingen selim koyuverecek mi ya?.. parayı kazanan, sırtından para kazanan, o'nu sömüren, o'nu çalıştıran, şeytanın boynuzuna salıncak kurdu mu 40 yıl sallanan, domuzun biriymiş selim... "sizi birleştirmem" demiş... ve... vehbi'yi ortadan kaldırmaya karar vermiş... yonca pınar'ı denen yerde pusu kurmuş... silahını ateşlemiş... dağ gibi yiğidi yere sermiş... vehbi al kanlar içinde yere serilmiş... musalla taşına dayanmış... sonra halk denen büyük usta, bi türkü yakıvermiş bu hususta... yıllar yılı çalınsın, söylensin diye... buyrun, vehbi'nin türküsünü dinlemeye...

    kütahya'nın pınarları akışır.
    zaptiyeler kol kol olmuş bakışır.
    asalı'ya mavi şalvar yakışır...

    aman aman vehbi böyle şöyle olur mu?
    haydi ben ölürsem dünya sana kalır mı?

    salım geldi musallaya dayandı.
    kar beyaz teni al kanlara boyandı.
    seni vuran cingen selim nasıl dayandı?

    aman aman vehbi böyle şöyle olur mu?
    haydi ben ölürsem dünya sana kalır mı?

  • bu türküyü bir de sevinç eratalay'dan dinlemeli. ağır bir zeybek havası.
    eğer olur da ileride evlenirsem düğünümde bu türküyle zeybek oynayacağım.
    edit:
    nasıl mı zeybek oynanır, işte böyle buyrun.

    video

  • ağıttır.

    zeybek, ağıtta oynanmaz. bu yüzden yerel oyunlarda kütahya'nın pınarları kullanılmaz.

  • gelmiş geçmiş en iyi türkülerden biridir.

  • eklemedir koca konak ile birlikte top 5 türkü listeme girer. televizyon reklamlarında klarnetli gitarlı bir yorumu dolanıyor ki uzun versiyonunu bulsam loopa alacağım.

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır