belgrat antlasmasi / Sobiad Atıf Dizini - Anasayfa

Belgrat Antlasmasi

belgrat antlasmasi

İ̇lhan Türkmen

Anahtar Kelimeler: Belgrad, Semendire, Osmanlı

Giriş

Belgrad Osmanlılar için jeo-stratejik konumu itibariyle önemli bir şehir ve kaledir.[1] Osmanlıların “yayılma- fetih” hem de “savunma- muhafaza” stratejilerinde önemli rol oynamıştır.[2] Osmanlı orduları için belli bir dönem ileri harekât üssü konumunda olmuştur.[3] Osmanlıların askerî açıdan zayıf düştükleri dönemlerde çok kritik hale gelen “savunma derinliği”nin nirengi noktası olmuştur. yılında Habsburglular şehri ele geçirince Balkanların içlerine kadar ilerleme fırsatı bulmuşlardır. Böğürdelen Belgrad, Semendire, Vidin’in üzerinde bulunduğu kuzey savunma hattının merkezi durumundadır.[4]

Yüzyılda Avusturya ve Rusya Osmanlı Devleti’nin elindeki bazı bölgeleri ele geçirerek bir Akdeniz devleti olmayı amaçlamışlardır. Avusturya Pasarofça Antlaşması () ile Belgrad’ı Osmanlılardan almış olmasına rağmen İtalya karşısında başarılı olamadığından dolayı, Bosna- Hersek ve Balkanlar’a doğru ilerlemeyi kendi politikaları açısından daha uygun görmüştür.[5] Rusya ise tarihî politik emelleri doğrultusunda İstanbul’u ve boğazları ele geçirmek istemektedir.[6] Ancak Avrupa ülkeleri arasında siyasî rekabet ve çekişmeler Avusturya ve Rusya’nın amaçlarını gerçekleştirmesini engellemiştir.

Avrupa’daki siyasî gelişmeler çerçevesinde Avusturya; ezeli rakibi Fransa ve yeni gelişmekte olan Prusya’ya karşı destek aramıştır. Politik çıkarlarına çok uygun olmasa da Osmanlıları Avrupa’dan uzaklaştırarak Balkan topraklarını Rusya ile paylaşmaya razı olmuştur.[7] Bu amaçla yılında Rusya ile Avusturya Osmanlı Devleti’ne karşı ittifak antlaşması imzalamışlardır.[8] Antlaşmaya göre önce Rusya daha sonra da Avusturya Osmanlı Devleti’ne karşı savaş açacaktır.[9]

Osmanlı Devleti’nin İran seferleri ile meşgul olduğu sırada Rusya müttefiki Avusturya ile beraber Prut ve Edirne muahedelerinin hilafına Lehistan’a askerî müdahalede bulunmuşladır. III. Augustus’u Lehistan kralı seçtirmişlerdir. Ayrıca Ruslar’ın Azak kalesine taarruz etmesi, Don nehrine gemi çıkarmaları, Kabartay arazisinden geçerek İran’daki Osmanlı kuvvetlerine yardım götürecek olan Kırım kuvvetlerinin geçişinin engellenmesi iki ülke arasındaki ilişkilerin gerilmesine neden olmuştur.[10] Kısa bir süre sonra Rus orduları Or-Kapu’yu[11] teslim aldıkları gibi Kırım ve Bahçesaray’ı da yakmışlardır.[12]

Bu sırada yeni sadrazam olmuş olan Serdâr-ı ekrem Silahdar Mehmed Paşa Osmanlı ordusu ile Baba Dağı’na gelmiştir. Kaptan-ı derya Canım Hoca ise Kırım’a ulaşmak maksadıyla donanma ile Karadeniz’e açılmıştır. Osmanlı dış siyasetinde bu gelişmeler yaşanırken Avusturya elçisi Leopold von Talman İstanbul’da Osmanlı’yı türlü sebeplerle oyalamakla meşguldür.[13] Fransa Avusturya’nın ikili siyasetinden Sadrazam Fındıklılı Mehmed Paşa’yı haberdar etmişse de bu ikaz itibar görmemiştir.[14]

Hazırlıklarını tamamlayan Avusturya üç koldan Osmanlı topraklarına saldırmıştır. (Temmuz ). Avusturya kuvvetlerinden bir kol Niş üzerine, Sava’yı geçen diğer kol Banyaluka ve İzvornik üzerine yürümüş, diğer kol ise Eflak üzerinden Bükreş’i zabtetmiştir. Diğer taraftan Ruslar ise Özi’yi ele geçirmişlerdir.[15] Bu esnada yeni sadrazam olan Muhsinzâde Abdullah Paşa[16] Köprülüzade Ahmet Paşa’yı Niş’in geri alınması için görevlendirmiştir. Hekimoğlu Ali Paşa’yı da Bosna’nın müdafaasına göndermiştir.[17] Ahmet Paşa Niş’i geri almayı başarmıştır.[18] Ali Paşa ise Avusturyalıları iki kere bozguna uğratmıştır. Vidin yakınlarında da İvaz Mehmed Paşa bir diğer Avusturya ordusunu yenilgiye uğratmıştır. Sadrazam Yeğen Mehmed Paşa’da[19] Sebeş ve Lugoş kalelerini tazyik ederek Adakale’yi zapt etmiş ve Belgrad’a akınlar yapmıştır.[20]

Rus cephesinde ise Numan Paşa Kırım kuvvetleri ile beraber Aksu ve Dinyester boylarında Rus ilerlemesini durdurmuştur. Osmanlı donanması da Karadeniz’de Rus donanmasını saf dışı bırakmıştır.[21] Özi ve Kılburun kaleleri alınarak Ruslar karşısında da üstünlük elde edilmiştir. Bu arada Fransa’nın tavassutu ile Avusturya ve Rusya sulh yapılmasına olumlu yaklaşmıştır. Vidin seraskerliğinden sadarete getirilen İvaz Mehmed Paşa baharında ordunun başında Belgrad üzerine yürümüştür. Osmanlı orduları Belgrad önlerinde Avusturya ordularını ağır bir yenilgiye uğratmıştır. Bu arada Rusya Hotin’i ele geçirmiş olsa da Avusturya’nın ittifaktan çekilmesi, Rusya’yı da sulh yapmaya mecbur bırakmıştır.[22] 18 Eylül yılında İvaz Mehmed Paşa ile Kont Neipperg arasında Belgrad Antlaşması imzalanmıştır. İki ülke arasında Tuna ve Sava nehirleri sınır olurken Belgrad yeniden Osmanlı topraklarına katılmıştır.[23] Aynı tarihte Fransa sefiri Marquis de Villeneuve’nin arabuluculuğu ile Rusya ile de 15 maddelik bir antlaşma imzalanmıştır.[24] Bu ikinci Belgrad Antlaşması ile Azak Kalesi yıkılarak tarafsız hale getirilmiş ve Kabartay bölgesi Osmanlı topraklarına dahil edilmiştir.[25]

Osmanlı Devleti Belgrad Antlaşmaları ile Karlofça ve Pasarofça Antlaşmalarındaki bazı kayıplarını telâfi etmiştir. Ayırca Avusturya ve Rusya gibi devrin iki büyük devleti ile baş ederek hala güçlü olduğunu ispat etmiştir.[26] Avusturya ve Rusya ile yapılan Antlaşmalarda arabuluculuk yapan Fransa’ya verilen kapitülasyonlar daha da genişletilerek yenilenmiştir.

Belgrad’ın yeniden Osmanlı topraklarına katılmasından sonra hicrî (m) yılında tahrir edildiği arşiv kaynaklarından anlaşılmaktadır.[27] Bu çalışmada Tapu Dairesi Arşivi Başkanlığı’nda Kuyûd-i Kadime Arşivi kataloğunda yer alan 18 numaralı mufassal tahrir defterinin verdiği bilgiler çerçevesinde Yüzyıl Belgrad’ının idarî durumu, nüfus ve yerleşim durumu ayrıca iktisadî hayatı hakkında bilgi verilecektir.[28] 18 numaralı mufassal tahrir defterinin Belgrad’ın Avusturya’dan geri alınmasından hemen sonra yapılan bir tahrir olması da ayrıca defteri önemli kılmaktadır. Belgrad ile ilgili Osmanlı arşivlerinde Yüzyıla ait bir tahrir defteri tespit edilememiştir. Bu yüzyıla ait tespit edilen tahrir defterleri tımar kayıtları ve Belgrad’a irsal olunan mühimmat listelerinin tutulduğu defterlerden oluşmaktadır. Yüzyılda ise Belgrad Semendire Sancağı içerisinde tahrir edilmiştir.[29]

Belgrad’ın yeniden tahrir edilmesi için yılında defterhane-i âmire katiplerinden Sıdkı Abdurrahman ve Ali Abdi Efendiler görevlendirilmiştir.[30] Defter mufassal olarak düzenlenmiş olup bir nüshası da baş muhasabeye verilmek üzere tahrir olunmuştur.[31] Defterde kaydedilen yerleşim yerleri şunlardır: Nahiye-i Belgrad-ı dâr’ul- cihad, Nahiye-i Havale, Nahiye-i Jelejnik, Nahiye-i Pirlep, Nahiye-i Galubara, Nahiye-i Lumniçe, Nahiye-i Lefçe, Nahiye-i Lepaniçe, Nahiye-i Valyeva, Nahiye-i Morava-i Rudnik’tir. Belgrad defterde numaralı sayfalar arasında kayıtlıdır.

1. Belgrad’da İdarî Durum

Belgrad, Yüzyıl tahrir defterlerinde Semendire Sancağı’na bağlı olarak tahrir edilmiştir. Yüzyılda bir kaza olarak teşkilatlanmıştır.[32] Aynı durumun Yüzyılda da devam ettiği anlaşılmaktadır. Semendire Sancağı’na bağlı bir kaza olarak teşkilatlandığı anlaşılmaktadır. Fakat incelenen defterde Belgrad’ın kaza olarak değil nahiye olarak kaydedildiği görülmektedir.[33] Yüzyılın sonlarına doğru da aynı durumun devam ettiği ve Belgrad’ın nahiye olarak kaydedildiği anlaşılmaktadır.[34] Köy ve mezraa gibi küçük birimlerin idarî ve coğrafî sınırlarla çevrili bölgelere taksim olunmasıyla tesis edilen nahiyeler umumiyetle kazanın bir parçasını oluştururlar. Ancak her bölge için her zaman bu geçerli değildir.[35] Taşra teşkilatında livâ (sancak) adıyla bilinen askerî ve idarî birimlerin alt bölümünü ifade eden bir anlam kazanması XV. Yüzyılda görülür. İdarî bakımdan bir sancak beyinin yönetiminde bulunan livalarla bir kadının yetki sahasına inhisar eden kazalar idarî ve coğrafî açıdan içinde muhtelif sayıda köy, mezraa ve aşiret gruplarının bulunduğu bölgelere taksim edilmekte ve bu bölgeler genelde nahiye olarak adlandırılmaktaydı. Nahiyeler esas itibariyle tımar sistemi çerçevesinde ortaya çıkan ve coğrafî bir bütünlük gösteren bölgelerdi. Bu bakımdan nahiye ve kaza birimleri biri askerî diğeri hukukî anlamda birbirini tamamlayıcı özellik gösteriyordu. Kadının hukukî yetki alanı olan kaza bölgesi içerisinde askerî ünite durumundaki nahiyeler bulunabilirdi. Sancaklara ait tahrir defterleri tımar sistemini ortaya koymak için hazırlandığından bu tür defterlerde kaza birimi değil nahiye esas alınıyordu. Dolayısıyla kaza birimi bazen nahiye olarak gösteriliyordu.[36] Belgrad Kazası ile ilgili de aynı durum geçerlidir. Bu durumun nedeni nahiyeler idarî, askerî ve coğrafî fonksiyonları itibariyle Osmanlı taşra teşkilatında daha belirgin bir hiyerarşik yapılanma içine girmiş olmasından kaynaklanmaktadır.[37] Yüzyıl Belgrad tahrir kayıtlarında bakıldığında köyler kaydedilirken “nahiye” mahalleler kaydedilirken genelde “kaza” tabiri kullanılmıştır. tarihli defterde köyler kaydedilirken “nahiye-i Belgrad” şeklinde kaydedilmiştir.[38] İncelenen tarihli defterde ise kaza yerine nahiye kullanılmıştır.[39] Osmanlı’nın taşra idarî yapısında kazalar kadılıkla idare edilmektedir. Belgrad’da bir kaza olarak teşkilatlandığından idarî yapısı kadılıktır. Belgrad kadısı “mevleviyet” payeli bir kadılıktır. Mevleviyet payeli kadılar Osmanlı teşkilat yapısı içerisinde büyük şehirlere atanmaktadır.[40] Evliya Çelebi Belgrad kadılığı için “ akçelik mevliyete sahip” demektedir.[41] Bu şekli ile bakıldığında Belgrad Kadılığı en yüksek mevliyete sahip bir kadılıktır. Mevliyet konumundaki kadılara “molla” da denilmektedir. Mollalar kendilerine bağlı kaza veya nahiyelere “nâip”ler gönderebilirler. Belgrad kadısına da bir kayıtta “molla” şeklinde hitap edilmesi, Belgrad kadılığının “mevleviyet” konumunda olduğunu göstermektedir.[42]

2. Nüfus ve Yerleşme

a. Şehir Merkezi Nüfus ve Yerleşme

tarihinde Belgrad’ın nüfusu şehir ve köy nüfusu olarak tasnif edilerek ele alınacaktır. İncelenen defterde şehir nüfusu “Nefs-i Belgrad-ı Dâr’ul- Cihad”[43] başlığı altında verilmiştir. ’da Belgrad’ın geri alınmasından sonra yapılan bir tahrir olduğundan dolayı Müslüman nüfusun fazla gayr-i müslim nüfus (gebran) ise azdır. Bunun en önemli nedeni savaştan dolayı gayr-i Müslim nüfusun şehri terk etmesidir. Ayrıca yüzyıl sonlarında defterlerde kayıtlı olan mahallerin pek çoğu yılındaki tahrirde yoktur.[44] tahrirde bazı mahallelerin savaştan dolayı tahrip olduğu ve tamir edildiği anlaşılmaktadır. Mahallenin kim tarafından tamir edildiği mahalle isminin yanına yazılmıştır.[45] Mahallede oturanların isimlerinin altına statü veya durumunu belirtir herhangi bir kayıtta düşülmemiştir. Bu sebeple mahallelerdeki tahminî nüfus hesaplanırken herkesi müzevvec hane olarak kabul edip hesaplama yapılmıştır. Mahallelerdeki mücerred nüfus veya vergiden muaf olduklarını bildiğimiz imam, hatip veya pîri fânilere kayıtlarda rastlanılmamaktadır.

Gayr-i müslim mahalleler Yüzyıl sonlarında Belgrad’da 7 iken yılında sadece bir gayr-i müslim mahalle kaydı vardır.[46] Bunun dışında gayr-i müslim nüfus cemaat olarak kaydedilmiştir.[47] Mahallelerin Belgrad’ın hangi tarafında olduğu konusu da kayıtlarda mevcut değildir. Müslüman mahallelerden Bayram Bey Mahallesi Yüzyıl tahrirlerinde de geçmektedir. Bu kayıtlarda Bayram Bey mahallesinin yeri Belgrad varoşudur.[48]

Defterde nefs-i Belgrad başlığı altında kayıtlı ilk mahalle Turgud Bey mahallesidir.[49] Bu mahalle 54 hanedir. Müslüman bir mahalledir. Tahminî nüfusu ’dir.[50] Diğer bir mahalle Abdi Paşazade Ali Paşa mahallesidir.[51] Mahallede vergiye tâbi hane kayıtlıdır. Tahminî nüfusu ’dur. Kayıtlardaki Müslüman mahallelerden bir diğeri Hacı Pîri mahallesidir.[52] tarihinde Belgrad’daki en kalabalık mahalledir. hane kayıtlıdır. Mahalle ’da Belgrad Avusturya’dan geri alındıktan sonra Belgrad defterdarı Ahmed Efendi tarafından tamir edilmiştir. Mahallenin tahmini nüfusu ’dur. Kayıtlarda yer alan bir diğer mahalle Bayram Bey mahallesidir. Yüzyıl tahrir kayıtlarda bu mahalle mevcuttur. Hacı Pîri mahallesinden sonraki en kalabalık ikinci mahalledir. hane kaydı vardır. Tahmini nüfusu ’dir. Bayram Bey mahallesi savaşından sonra Atik Mustafa Efendi tarafından tamir ettirilmiştir.[53] Belgrad’a kayıtlı bir diğer mahalle Kayayaran (?) mahallesidir. Müslüman bir mahalle olup hanedir. Tahminî nüfusu ’dır. Kayayaran mahallesi Katip Mustafa Efendi tarafından tamir ettirilmiştir.[54] Tabahane mahallesi kayıttaki son Müslüman mahallesidir. Mahallenin savaştan dolayı yıkılan yerleri mîriden tamir edilmiştir. hane olup tahminî nüfusu ’tir.[55]

Gayr-i müslim mahalle kaydı defterde bir tane olup Sava mahallesidir. Mahallenin isminin yanına oturanların gayr-i müslim (gebrân) olduklarına dair kayıt düşülmüştür. Mahallede vergiye tâbi hane sayısı 5’tir. Tahminî nüfusu 25’tir. Kayıtlarda diğer gayr-i müslim unsurlar cemaat olarak kaydedilmiştir. Bu cemaatler Yahudi, kıptî ve gebran olarak deftere yazılmıştır. Cemaatler içerisinde en kalabalık olanı 45 hane ile Yahudilerdir. Kayıttan Belgrad varoşund a oturdukları anlaşılmaktadır.[56] Kıptî cemaati[57] 2, “cemaat-i gebrân der- varoş” şeklinde kaydedilen gayr-i müslim hane ise 3’tür.[58] Belgrad’da şehir merkezine Müslüman olmayan hane sayısı 55’tir. Tahminî nüfus ’tir.

b. Köy Nüfusu ve Yerleşme

Belgrad’da köy nüfusunda şehir nüfusunda olduğu gibi yazılan isimlerin müzevvec veya mücerred olup olmadıkları belirtilmemiştir. Bu sebeple tahmini köy nüfusu çıkarılırken tüm isimlerin bir haneye karşılık geldiği kabul edilmiştir. Boş olan köylerin fazlalığı dikkat çekicidir. Bunun nedeni savaşın etkisi ile bu köylerin boşalmış olmasından kaynaklanmaktadır. Kayıtlarda geçen 64 köyden 14 köy boşalmış köy durumundadır.[59] Boşalmış (hâli) köyler dışında mezraa olarak kaydedilen yerler de kayıtlarda vardır. Bunlar genelde yazıldığı köyün ekinliği olarak kaydedilmiştir. Dolna Ostrujniçe köyünün iki mezraası vardır. Bu mezraalar Dolna Ostrujniçe köyünün ekinliği olarak yazılmıştır.[60] Bazı köylerde kıptîlerin de yaşadığı tespit edilmiştir. Bu köyler Dolna Ostrujniçe[61] ve Vişiniçe[62] köyleridir. Ayrıca Çağlan köyünde kaydedilmiş dört kişi Velika köyünde oturmaktadır.[63] En kalabalık köy 54 hane ile Vişiniçe[64] köyüdür. Dolna İslaniç[65] 32 hane ile en kalabalık ikinci köydür. Geliri en fazla olan akçe ile Vişiniçe köyüdür. akçe ile de Vinçe köyü en fazla geliri olan ikinci köydür. Vinçe köyünün hane sayısı 26’dır. Yüzyıl tahrir defterlerinde Belgrad köylerinde “baştina” çiftliklerinin fazlalığı dikkat çekmektedir. Fakat yılındaki bu tahrirde ise baştina kaydı tespit edilememiştir.

Belgrad’ın toplam 64 köyünde hane bulunmaktadır. Toplam tahmini nüfusu kişidir.[66] Şehir nüfusuna kıyasladığımızda kır nüfusunun çok az olduğu anlaşılmaktadır. Bunun en önemli nedeni savaştan dolayı köylerde can ve mal güvenliğinin kalmamasıdır. Köy halkı bundan dolayı kendi güvenliğini sağlayabilmek için şehir merkezine veya savaştan uzak olan bölgelere göç etmiştir. Köylerle ilgili bir diğer husus hiç Müslüman köy kaydının olamamasıdır. Kayda göre; Müslüman nüfusun tamamı şehir merkezindedir. Şehir merkezi ve köylerde toplam gayr-i müslim hane sayısı ’tir. Bu haliyle tahmini gayr-i müslim nüfus ’dır. Gayr-i müslim nüfusun ’i köylerde ikamet etmektedir. Şehir merkezinde Müslüman hane sayısı ’dur. Bu şekliyle tahmini Müslüman nüfus ’tir.[67] Gayr-i müslim nüfusun toplam nüfus içerisindeki oranı %20’dir. Belgrad’ın Avusturya’dan iki yıl önce alındığı düşünülürse şehir merkezine ciddi bir mülüman nüfus gelmiş olmalıdır. Ayrıca gayr-i müslim nüfus Müslüman nüfusa göre çok azdır. Belgrad ve civarının gayr-i Müslimlerin yoğun yaşadığı bir yer olduğu düşünülürse, savaşın gayr-i müslim nüfusun azalmasında önemli bir etken olduğu söylenebilir.

3. İktisadî Durum

Belgrad’ın iktisadî yapısına bakıldığında şehir merkezinde de tarımsal faaliyetlerin yapıldığı anlaşılmaktadır.[68] Ayrıca şehrin civarındaki bağlarda bağcılık faaliyetleri yapılmaktadır. Şehir civarındaki bağlardan bir kısmının askerlere verildiği kayıtlardan anlaşılmaktadır.[69] Şehir merkezinde alınan mukataa gelirlerine de bakılırsa sınaî üretim kolları da yılında Belgrad’da yaygındır.[70]

a. Mukataalar

tarihinde Belgrad’da en fazla gelir getiren mukataa[71] Belgrad İskelesi’ndeki gümrüktür.[72] Gümrükten yıllık yılında akçe gelir elde edilmektedir.[73] Belgrad bir tarafı ile Sava diğer tarafı ile Tuna nehrine bakan yüksekçe bir tepe üzerinde kurulmuş bir şehirdir. İki büyük nehrin kıyısında kurulmuş olmasından dolayı askerî ve sivil taşımacılığın yapıldığı önemli bir limana sahiptir.[74] Bu liman üzerinde kurulmuş olan gümrükten gelen giden her türlü mal ve diğer nesnelerden vergi alınmaktadır. İskele ve gümrük gelirleri toplam mukataa gelirleri içerisinde %46’lık bir paya sahiptir. Mukataa gelirlerinden ikinci büyük geliri tahmîs (kahve) mukataası oluşturmaktadır.[75] Belgrad’ın bir geçiş güzergâhı olması bu mukataa türünün yüksek olmasında etkili olmuştur. Doğudan veya Afrika taraflarından gelen kahvenin Tuna üzerinden Avrupa’ya sevk edilmesi sırasında Belgrad’da ki limanında kullanılması bu mukataanın önemini artırmıştır.[76] Tahmîs mukataası Belgrad mukataa gelirleri içerisinde %27’lik bir orana sahiptir.

tarihinde Belgrad’daki diğer mukataa gelirleri bazargân mukataası[77] , şemhane (mumhane) mukataası[78], bâc-ı siyah ve bâc-ı pazar mukataası[79], ihtisap mukataası[80], kantar[81] ve kapan mukataası[82], boyahane[83] ve mahsul-i mâhî-i Tuna[84] mukataasıdır.[85] tarihinde Belgrad mukataalarından elde edilen toplam gelir akçedir. Mukataa gelirleri Belgrad gelirleri içerisinde en büyük paya sahiptir. Şemhane ve boyahane gibi mukataaların olması Belgrad’da sınaî faaliyetlerin de icra edildiğinin kanıtıdır. Ayrıca nehirlerde yapılan balıkçılık faaliyetlerinin de mukataa gelirleri içerisinde önemli bir paya sahip olduğu görülmektedir. Balıkçılık ile ilgili nehirlerden alınan mukataa gelirleri Belgrad mukataa gelirleri içerisinde %8’lik paya sahiptir. Mukataa-i kantar ve bâc-ı siyah ve bâc-ı pazar mukataaları da yine %8’lik bir orana sahiptir.

b. Ziraî Üretim ve Öşür Durumları

Hububat Öşür ve Üretim Durumları

Belgrad köylerinde ve şehir merkezi civarlarında yoğun olarak tarımsal faaliyetler yapılmaktadır. Tarımsal faaliyetler içerinde en fazla üretim hububattadır. Hububat ürünleri içerisinde üretimi en çok olan gendum yani buğdaydır. tarihinde Belgrad’da toplam kile ( kg) buğday üretimi yapılmıştır. kile buğdaydan öşür alınırken bunun akçe olarak tutarı akçedir.[86] Buğday üretiminde Dolna İslaniç ve Vinçe köyleri kg üretim ile en fazla üretim gerçekleştiren köylerdir. Belgrad merkezinde de kg’lık üretim gerçekleşmiştir. Belgrad merkezin buğday üretimi kırsaldaki hiçbir köyde gerçekleşmemiştir. Bu da Belgrad ve civarında kayda değer bir tarımsal üretimin olduğunu göstermektedir. Vişiniçe, Velikasele, Gorna Moştaniç ve Sirmiç kg üretimde en fazla üretim yapan diğer köylerdir. (Liste:2)

Buğdaydan sonra üretimi en çok yapılan hububat şair (arpa)’dir. yılında Belgrad’da ( kg) kile üretim gerçekleşmiştir. Belgrad merkezin üretimi kg’dır. Köyler içerisinde Dolan İslaniç ve Vinçe kg ile en fazla üretimi olan köydür. Kumodrag, Vişiniçe, Velikasele, Gorna Moştaniç köylerinin üretimi aynı olup kg’dır. Şair üretimi Belgrad’da çok yaygındır. Köylerden şair üretimi olamayan köy yoktur. Şairden öşür olarak kile alınmış olup bunun nakdî bedeli akçedir. (Liste:2)

Çavdarın üretimi tarihinde Belgrad’da kile ( kg)’dir. Belgrad şehir merkezinin çavdar üretimi kg’dır. Çavdardan alınan öşür miktarı kile ( kg)’dir. Toplam çavdardan elde edilen gelir akçedir. kg ile en fazla üretim yapan köy Dolna İslaniç’tir. Kumodrag ve Vinçe, Vişiniçe ve Velikasele diğer en fazla üretim yapan köylerdir. (Liste:2)

Erzen üretimi yılında toplamda kile ( kg)’dir. Toplam erzenden alınan öşür miktarı kiledir. Toplam elde edilen akçedir. Belgrad merkezin erzen üretimi akçedir. Erzen Belgrad’da yaygın şekilde üretimi yapılan bir üründür. Üretim yapmayan köy yoktur. Erzen üretiminde de en çok üretimi Dolna İslaniç ve Vinçe köyleri yapmıştır. Her iki köyünde üretim miktarı aynı olup, kg’dır. (Liste:2)

18 numaralı mufassal tahrir defterinde “hınta-i mısrî maa fasulye” şeklinde bir ürün kaydı daha bulunmaktadır. Hınta-i mısrînin tam olarak hangi ürünü karşıladığı tespit edilememiştir. Fasulye ise baklagiller grubunun önemli bir ürünüdür. Bu ürün grubu deftere sadece öşür miktarı olarak kaydedilmiştir. Yani bu ürünlerden ne kadarlık bir üretim yapıldığı tespit edilememektedir. Hınta-i mısrî maa fasulyeden tarihinde akçe gelir elde edilmiştir. Belgrad merkezde de üretimi yapılan bu üründen akçe öşür alınmıştır. Dolan İslaniç ve Vinçe köyleri en fazla öşür alınan köylerdir. Her iki köyden de toplam akçe öşür alınmıştır. (Liste:3)

Şıra Üretimi ve Bağcılık

Belgrad’da şıra üretimi oldukça yaygındır. tarihli mufassal tahrir defterinde tespit edilen 64 köyden 12 tanesinde bağcılık yapılmayıp şıra üretimi de mevcut değildir.[87] Diğer köylerin tamamında bağcılık ve şıra üretimi yapılmaktadır. Bölgenin gayr-i müslim olmasından dolayı halk şıra üretimini daha çok şarap yapımında kullanmaktadır. Bu sebeple bağcılık bölgede yoğun olarak yapılmıştır. Eldeki defterin verdiği bilgilerin çok kısıtlı olmasından dolayı bağ başına ne kadar vergi alındığı tespit edilememektedir. Fakat şıradan alınan öşür ve üretim miktarını tespit etme imkânımız vardır. Belgrad şehir merkezinin civarında da bağcılığın yaygın olduğu tespit edilmiştir. Şehir merkezinin civarındaki bağlardan bazıları askerî görevlilere verilmiştir. Bu bağlardan bazılarının yeri de defterde ayrıca belirtilmiştir. Şehir merkezi yakınlarındaki bazı bağların da gayr-i müslimler tarafından kullanıldığı tespit edilmiştir. tarihinde Belgrad’da medre ( kg) üretim gerçekleşmiştir. Öşür olarak alınan şıra miktarı medredir. Toplam şıradan alınan öşür miktarı ise akçedir. Köyler içerisinde en fazla üretimi kg ile Vişniçe köyü gerçekleştirmiştir. İkinci en fazla üretim Boraka ve Vinçe köylerine aittir. Boraka’nın üretimi kg’dır. Belgrad merkezin şıra üretimi ise kg’dır. (Liste:2 ve Çizelge:6)

Kendir Kelem ve Piyaz Üretimi ve Öşrü

tarihli mufassal tahrir defterinde bu üç ürün beraber kaydedilmiştir. Ayrıca öşür miktarı para olarak deftere kaydedildiğinden üretim miktarı da hesaplanamamıştır. Bu ürünleri tüm köyler üretmektedir. Köyler içerisinde en fazla öşür miktarı Dolna İslaniç, Kumodrag ve Vinçe köylerine aittir. Dolna İslaniç’ten , Vinçe’den , Kumodrag’dan akçe alınmıştır. Belgrad merkezinden ise akçe alınmıştır. Kendir, kelem ve piyazdan toplam alınan öşür miktarı alçedir. (Liste:3)

Bostan, Hîme ve Kettan Üretimi ve Öşrü

Bu ürünlerde deftere beraber olarak kaydedilmişlerdir. Belgrad’da bostan, hîme ve kettân öşrü olarak toplam akçe öşür alınmıştır. Köylerde en fazla üretim yapan köylerden Dolna İslaniç’ten ve Vinçe köylerinden akçe; Kumodrag, Velikasele, Gorna Moştaniç, Sirmiç köylerinde de akçe öşür alınmıştır. (Liste)

Meyve Üretimi ve Öşrü

Belgrad’da meyve üretimi kaydına tüm köylerde rastlanılmamıştır. Tespit edilen 64 köyden 24 tanesinde meyve üretimi vardır. Deftere meyve “öşr-ü meyve” şeklinde kaydedilmiştir.[88] Deftere kaydedildiği şekliyle bakıldığında Belgrad’da ne kadarlık bir meyve üretimi yapıldığı ve alınan öşrün ne kadarlık bir üretimin karşılığı olduğu konusu çözülememektedir. Çünkü meyve üretimi ile ilgili deftere sadece alınan öşür miktarı kaydedilmiştir. Bir diğer husus tüm meyvelerin bir kalem altında “öşr-ü meyve” şeklinde verilmesidir. Bundan dolayı meyve cinsleri de tespit edilememektedir. Belgrad’da yılında alınan tüm meyve öşrü akçedir. Belgrad merkezden alınan meyve öşrü akçedir. Köyler içerisinde ise en fazla meyve öşrü alınan yerler Boraka[89], Ruşan[90], Vinçe[91], Rakofça[92]’dır. Boraka’dan akçe diğer köylerden ise akçe öşür alınmıştır. (Çizelge)

Bal Üretimi

tarihli mufassal tahrir defterinde Belgrad’a bağlı tüm köylerde arıcılık faaliyetinin yapıldığı görülmektedir. Çünkü tüm köylerde bal üretimi vardır. Bal üretimi de deftere kaydedilirken alınan öşür miktarı kaydedilmiştir. Dolayısıyla gerçek üretim miktarını hesaplama imkanı yoktur. Belgrad’ın tamamından alınan bal öşrü miktarı akçedir. Köyler içerisinde en fazla öşür alınan akçe ile Dolna İslaniç[93] köyüdür. Vinçe[94] köyünün verdiği öşür miktarı akçedir. Vişiniçe[95] , Kumodrag[96], Velikasele[97] ve Gorna Moştaniç[98] köyleri ise akçe öşür vermektedirler. En az üretim yapan köy 28 akçe öşür veren Dirlupe köyüdür. Dolna İslaniç köyünde üretim en fazla iken Gorna İslaniç[99] köyündeki üretim ise en az üretim yapan ikinci köydür. Gorna İslaniç köyünden alınan bal öşür 40 akçedir. (Çizelge)

c. Belgrad’da Alınan Diğer Vergiler

İncelenen tarihli mufassal tahrir defterinde şahsa bağlı alınan vergilerden ilki ispenç resmidir. İspenç resmi veya “kapu resmi” diye zikredilen bu resim zımmî (Hristiyan, Yahudi vs.) reayadan alınan vergidir.[] Birçok yerde evli olup olmadığına bakılmaksızın alındığı gibi bazı yerlerde sadece evli gayr-i Müslimlerden alınmıştır.[] Bir gayr-i müslimin ispenç resmini verebilmesi için reâyanın cizye verebilme kabiliyetine sahip olması yani en az akçelik malı olması gerekmektedir.[] Hatta ispenç resmi ile cizye bazı bölgelerde tek bir vergiyi ifade etmekte olup ayrı ayrı toplanmamaktadır. İncelenen tahrir defterinde bu duruma benzer bir durum söz konusudur. Gayr-i müslim reayadan resm-i ispenç alınmışken, kayıtlarda cizye vergisine rastlanılmamıştır.[] tarihinde Belgrad’ın merkezi de dahil olmak üzere alınan toplam ispenç resmi akçedir. Kişi başı 25 akçe alınmıştır. Belgrad’da alınan ispenç resminde mücerred müzevvec ayrımı kayıtlarda mevcut değildir. Dolayısıyla kayıtlarda mücerred varsa bile tespit etme imkanı yoktur. Alınan ispenç resmi mücerred, müzevvec herkesten 25 akçe olarak alınmıştır.[] (Çizelge)

tarihinde Belgrad’da alınan bir diğer vergi hayvancılıkla ilgili olan “bid’atı maa pojik” vergisidir. Bu bazı defterlerde “bid’at-ı hınzır” yani domuz vergisi olarak da geçmektedir.[] Pojik (bujik) domuz salhanesi yani kasaphanesi anlamındadır.[] Aynı zamanda pojik özellikle Balkan Hristiyanlarında funduszeue.info’nın doğumu olarak kutlanılan bir bayramdır.[] Bu vergiye pojik denmesinin sebebi bu verginin pojik vaktinde yani yılbaşında alınmasından dolayı olsa gerektir. Belgrad’da hem boğazlanan hem de beslenen hınzırdan vergi alınmaktaydı.[] tarihinde Belgrad’da alınan hınzır vergisi akçedir. Belgrad merkezden alınan hınzır vergisi akçedir. Vinçe[] köyü , Kumodrag[] köyü akçe hınzır vergisi vermektedir.[] (Çizelge)

Belgrad’da tarihli mufassal tahrir defterinde kaydedilen bir vergide “mahsul-i göl” vergisidir. Üretilen veya avlanan balıktan alınan vergidir. Belgrad’ın iki tarafının nehir olması bazı köylerin nehir kenarında bulunmasına rağmen balıkçılık çok yaygın gözükmemektedir. Bu vergi sadece Belgrad merkezde ve Velikasele[] köyünden alınmıştır. Her iki yerde de alınan vergi öşrü akçedir. (Çizelge)

Belgrad’da otluk, Yoncalık ve çayırlık alanlar hayvansal etkinliklerde kullanılmaktadır. Bu sebeple de bu araziler belirli oranlarda vergiye tâbidirler. Hayvanlarını otlatmak için çayırlardan istifade etmek isteyenler çayır vergisi vermektedir. tarihli mufassal tahrir defterinde de çayır vergisi (resm-i çayır, mahsul-i çayır) adları altında alınmıştır. Belgrad merkezi dahil toplam 32 köyde çayır vergisi alınmıştır. Toplam alınan çayır vergisi akçedir. Köyler içerisinde en çok çayır vergisini akçe ile Beline[] köyü daha sonrada akçe ile Homeska[] köyü vermektedir. Resm-i çayırla aynı doğrultuda kullanılan bir diğer vergi kalemi “mahsul-i bellût” vergisidir. Bazı defterlerde “mahsul-i koru” olarak da geçmektedir. Kopan Sancağı’nda bu vergi otlatılmaya götürülen her baş domuzdan alınmaktadır.[] Bellût vergisi tarihinde Belgrad’da 11 köyden alınmıştır. Toplamda akçe bu vergiden gelir elde edilmiştir. (Çizelge)

Osmanlı’da su veya yel ile dönen un değirmenlerinden alınan vergiye resmi âsiyâb denir.[] Bu verginin miktarı muhtelif zamanlarda ve yerlerde farklılık göstermiştir. Bazı yerlerde hububat üzerinden alınırken bazı yerlerde ayda 5 akçe üzerinden yılda kaç ay dönerse o miktarda vergi tahsili yapılmaktadır. Miktar yine bölgelere göre farklılık göstermektedir.[] Tam yıl yürüyen değirmenden 60 akçe, 6 ay yürüyen değirmenden 30 akçe alınmaktadır.[] Üç ay dönerse 15 akçe alınırdı.[] tarihinde Belgrad’daki değirmenler altı ay yürüyen değirmenlerdir. Çünkü değirmenlerin bâb sayıları da verilmiş ve bâb başı 30 akçe alınmıştır. En büyük değirmen Belgrad merkezdedir. 10 bâblı olan bu değirmenden akçe vergi alınmaktadır. Mislotin[] ve İstoynik[] köylerinde ikişer değirmen vardır. Benu Sava[] köyünde 3 bâblı 90 akçelik bir değirmen bulunmaktadır. Velikasele[] köyünde 4 bâblı akçe vergi veren bir değirmen mevcuttur. Belgrad’da alınan toplam değirmen vergisi akçedir. (Çizelge)

Belgrad’da alınan bir diğer vergi türü de arızî vergilerdir. Bu vergiler zuhurata tâbi vergilerdendir. Yani ne zaman tahakkuk edip tahsil edileceği belli olmayan vergilerdir. Bu yüzden tahmini olarak deftere yazılabilirler. Ayrıca tahrir defterlerinde “tayyârât” adıyla da geçmektedir.[] Bu vergilere bâd-ı hevâ türü vergiler denilmektedir. tarihinde bâd-ı hevâ türü vergiler 18 numaralı mufassal tahrir defterinde “bâd-ı hevâ ve resm-i arus ve resm-i fuçı ve cürm-i cinayet” şeklinde kaydedilmiştir.[] Yani bâd-ı hevâ türü vergiler tek tek verilmeyip topluca verilmiştir. Bâd-ı hevâ türünden vergiler yılında Belgrad’ın toplamında akçe toplanmıştır. Köyler içerisinde Bariç[], Kumodrag[], Gorna Moştaniç[], Velikasele[] , Vişiniçe[], Sirmiç[] ve Çağlan[] köyleri akçe üzerinde bâd-ı hevâ türü vergi alan köylerdir. Belgrad merkezde ise bu vergi türü akçe olarak alınmıştır. (Çizelge)

Adet-i deştbâni vergisi “cerâim-i hayvanat” olarak da bilinir. [] Herhangi bir şahsın at veya davarı başka bir kişinin ekinine girdiğinde ödediği cerîme yani para cezasıdır. Zarar gören ekin sahibine hayvan sahibi tazminat ödediği gibi hayvanlarına sahip olamayarak başkasının malına zarar verdiğinden dolayı kendisine “beşer ağaç dahi” vurulması da emredilmiştir.[] yılında deştbâni vergisi incelenen defterde Belgrad için kaydedilmiştir. Belgrad’ın toplamında adet-i deştbâni vergisi olarak akçe vergi tahsil edilmiştir. (Çizelge)

Bir şehre gelen ve yerleşik olarak oturmayan ve bir yerden bir yere gezen bir nev’i göçebe hayat yaşayan insanlardan mahsul-i haymengâh (konar- göçerler- çadırlılar) vergisi alınmıştır. İncelenen tarihli mufassal tahrir defterinde de haymengâh vergisi kaydedilmiştir. Tespit edilen köyler içerisinde toplamda dokuz köyde bu vergi türü alınmıştır. Resnik köyü[], Bele- virele köyü[], Banu- Sava köyü[] , Belo-Potik köyü[], Ripeşte köyü[] 30 akçe, Edinova köyü[] akçe, Kumograd köyü[] 50 akçe, Yayinçe köyü[] 40 akçe mahsul-i haymengâh vergisi vermiştir. yılında bu vergi Belgrad toplamında akçe olarak tahsil edilmiştir. Göçebelerden yerleştikleri yerlerde ziraat yapan olursa onlardan da tapu resmi alınmaktadır. Bunun haricinde çiftlik tasarruf eden reaya sipahisine resm-i tapu adı altında miktarı mahalline göre değişen bir defaya mahsus olmak üzere bir resim ödemek zorundadır. Bu çoğunlukla arazinin bir yıllık mahsulatı olarak telakki edilmiştir. Tapuyu ödeyen reaya ölünceye kadar çiftliğini tasarruf eder sonra oğluna bırakabilir. Ölenin oğlu sipahiye tekrar tapu resmi vermez. Ölen reayanın oğlu yoksa çiftlik kardeşlerine paylaştırılırdı. Bu durumda kardeşler sipahiye tapu resmi verirler. Tapu resmini ödeyen toprağın mülkiyetini değil yalnızca tasarruf hakkını elde etmiştir.[] yılında Belgrad’da Gorna İslançe[], Süha-Jelejnik[], Dolna Dolan[] ve Manastır-ı Vavdine[] dışındaki tüm köylerde tapu resmi alınmıştır. Toplamda alınan tapu resmi miktarı akçedir. (Çizelge)

Belgrad’da üretiminden öşr-ü şıra” bağcılık yapılan tarladan da resm-i âveng adı altında vergi alınmaktadır. Bağ üretimi neticesi öşrünü veren raiyyet ayrıca bağı için 2 akçe âveng vergisi verir. Bu vergi dönüm başı verilmektedir.[] Bu vergi yılında Belgrad’da dokuz köyden alınmıştır. Bu köylerden en fazla resm-i âveng veren Rozaniç[] köyüdür. Rozaniç köyü akçe âveng resmi vermiştir. Belo- Potik[] köyü ise 60 akçe, Resnik[], Kumodrag[], Yayinçe[], Bele- Virele[], Ripeşte[], Benu- Sava[] köyleri ise 20 akçe resm-i âveng vermişlerdir. Toplamda akçe âveng vergisi toplanmıştır. (Çizelge: )

yılında Belgrad’da arızî vergiler içerisinde değerlendirilen ve deftere “Beytü’l-mâl ve mâl-i gâib ve mâl-i mefkûd ve yave ve kaçgun ve avalak” adı altında vergi toplanılmıştır. Bu vergiden tarihinde Belgrad’da akçe toplanmıştır. Mirasçısı bulunmayan tereke beyt’ül-mâlden sayılır, vâris üç aya kadar ortaya çıkmazsa mirasa hazine el koyar. Ancak mirasçı, tereke hazinede de olsa mirasçılığını ispatlarsa bunu almaya hak kazanır. Mirasçı ülke içinde ise mâl-i gâib, başka ülkede olup yeri bilinmezse mâl-i mefkûd hükmüne girer. Tereke, beytü’l-mâlciye bu durumda bir sene bekletildikten sonra verilir.[] Bir tımar arazisinde başı boş olarak tutulan hayvan demektir.[] Böyle hayvanlar bir ay bekletildikten sonra sahibi çıkmazsa bulana ait olur ve ondan resm-i yave veya resm-i kaçgun adında bir vergi alınır.[] Belgrad merkezde beytü’l-mâl vergisi akçe toplanmıştır. Dolna İslaniç ve Vinçe köyleri akçe, Kumodrag, Velikasele, Vişiniçe, Gorna Moştaniç ve Sirmiç köyleri ise akçe beytü’l-mâl vergisi toplamışlardır.[] (Çizelge)

tarihinde Belgrad’da mukataa gelirlerinden elde edilen miktar akçedir. Şehir merkezinden gelen gelir ise akçedir. Köylerden alınan vergi miktarı akçedir. Belgrad’ın yılındaki toplam geliri mukataa gelirleri dahil akçedir. Mukataa gelirleri hariç Belgrad merkez ve köylerinin geliri ise; akçedir. Mukataa gelirleri hariç tutulduğunda Belgrad merkezi ve köylerden elde edilen akçelik gelir içerisinde en fazla pay alan şıra üretimidir. Şıra öşrü akçedir. Toplam gelir içerisindeki payı %25,4’tür. Gelir içindeki en fazla gelir getiren diğer vergi beytü’l-mâl türü vergilerdir. Beytü’l-mâl türü vergilerden elde edilen toplam gelir akçe olup toplam gelir içerisindeki oranı %23,8’tir. Zarurî tüketim ürünlerinden olmasına rağmen buğdayın üretimi hem az hem de toplam gelir içerisindeki payı düşüktür. Buğdaydan alınan akçe gelirle toplam gelir içerisindeki oranı %’tır. Hububat ürünleri içerisinde “hınta-i mısrî maa fasulye” üretiminin fazla olması da dikkat çekicidir. Hınta-i mısrî maa fasulyenin toplam gelir içindeki payı %8,7’dir. Elde edilen gelir ise akçedir. Köylerden ve Belgrad merkezinden elde edilen akçelik (mukataalar hariç) gelirin %17’lik kısmı Belgrad şehir merkezinden %83’lük kısmının ise köylerden elde gelir oluşturmaktadır. Mukataalar Belgrad gelirleri içerisinde en fazla olan gelir kalemidir. Belgrad merkezinden ve köylerinden elde edilen akçe gelir mukataa gelirlerinin ancak %31’lik bir kısmına tekabül etmektedir. Dolayısıyla mukataa gelirleri Belgrad açısından büyük önem arz etmektedir. Üretimin düşük olmasında savaştan yeni çıkılmış olmasından dolayı bazı köylerin boşalmış olması ve halkın köylerden daha güvenli yerlere göç etmiş olması da etkilidir. (Çizelge: )


Sonuç

yılında imzalanan Belgrad anlaşmasıyla Belgrad yeniden Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Belgrad’ın alınmasından sonra kale ve çevresinin tamir ve imar işleri yapıldığı gibi, aynı zamanda Belgrad ve civarındaki köylerle ilgili tahrir çalışması da yapılmıştır. Yüzyıl sonlarına doğru Osmanlı tahrir geleneğinin sona ermeye başladığı düşünülürse, makalede bahse konu tahrirlerin önemi daha iyi anlaşılacaktır. Üretimde en fazla gelir elde edilen kalem şıradır. Belgrad’ın Hristiyan olması, halkın üzüm şırasını şarap yapımında kullanması şıra üretiminin fazla olmasında etkili olmuştur. Ayrıca alınan vergi kalemlerinde en fazla pay beytü’l-mâl vergisidir. Fakat üretimin Belgrad’da savaştan dolayı düşük olduğu düşünülmektedir. Halkın en önemli tüketim ürünlerinden birisi olan buğdayın toplam üretim içindeki payı %5,6’dır. Halbuki Yüzyılda Belgrad’da en fazla üretimi yapılan ürün Buğdaydır. Üretimdeki azalmanın nedeni uzun süren Osmanlı- Avusurya savaşları ve can güvenliğinden dolayı halkın köylerini terk etmesidir. tarihinde Belgrad’ın gelirlerinde mukataalar en önemli gelir kalemi olmuştur. Mukataa gelirleri içerisinde “Gümrük ve İskele” mukataası akçe ile en büyük paya sahiptir. Yüzyıl tahrir kayıtlarında tespit edilemeyen “Tahmis” (Kahve) mukataası tarihli tahrir defterinde kaydedilmiştir. Mukataa gelirleri içerisinde gümrük ve iskele mukataasından sonra akçe ile en fazla gelir elde edilen ikinci kalemdir.





KAYNAKLAR

Arşiv Kaynakları

Kuyûd-i Kadime Arşivi

17 Numaralı Mufassal Tahrir Defteri

18 Numaralı Mufassal Tahrir Defteri

Numaralı Mufassal Tahrir Defteri

Başbakanlık Osmanlı Arşivi

Numaralı Mufassal Tahrir Defteri

Numaralı Mufassal Tahrir Defteri

82 Numaralı Mühimme Defteri

93 Numaralı Mühimme Defteri

Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi

Numaralı Evkaf Defteri ( Sayfa, Sıra)

Kitaplar

Akdağ, Mustafa, Türkiye’nin İktisâdî ve İçtimâî Tarihi, c.1, Ankara,

Akgündüz, Ahmet, Osmanlı Kanunnameleri ve Hukukî Tahlilleri, c.5, İstanbul,

Emecen, Feridun, XVI. Asırda Manisa Kazası, Ankara

Gürsel, Haluk F., Tarih Boyunca Türk Rus İlişkileri, İstanbul

İlgürel, Mücteba, “I. Mahmud” Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, C, Çağ Yayınları,

İnalcık, Halil, Osmanlı İmparatorluğu’nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi, C.1, Eren Yayıncılık

Jorga, Nicolea, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, C.4, Yeditepe Yayınları,

Kankal, Ahmet, Yüzyılda Çankırı Sancağı, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Doktora Tezi).

Kanunname-i Ali Osman, haz: Abdülkadir Özcan İstanbul

Karagöz, Hakan, Osmanlı- Avusturya Harbi ve Belgrad’ın Geri Alınması, Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta

Kurat, Akdes Nimet, Türkiye ve Rusya, TTK, Ankara,

Kurt, Yılmaz, XVI. Yüzyılda Adana Tarihi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Doktora Tezi),

Özen, Şükrü, “Abdullah Paşa (Muhsinzade)” Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, C.1, Yapı Kredi Kültür Yayınları,

Roider, Karl, Austria’s Eastern Question , New Jersey,

Sami ve Şakir ve Suphi; Tarih, İstanbul,

Şem’dânizâde Fındıklılı Süleyman Efendi, Tarih-i Mür’it- Tevârih, (Neşr. M. Münir Aktepe), C.I, İstanbul

Toksoy, Cemal, “Mehmed Paşa (Yeğen)” Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlı Ansiklopedisi, C.2, Yapı Kredi Kültür Yayınları,

Türkmen, İlhan, XVI. Yüzyılda Belgrad Kazası, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara,

Ünal, Mehmet Ali, XVI. Yüzyılda Harput Sancağı (), TTK,

Zinkeisen Johann, Wilhelm, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, C.5, Yeditepe Yayınları,

Makaleler

Altun, Erman, “Tekirdağ Adetlerinde Bocuk Gecesi ve Sedenka” Türk Kültürü Araştırmaları Dergisi, Prof. Dr. Şükrü Elçin Armağanı, Y/, Ankara , s

Aslantaş, Selim, “Belgrad-ı Dâr’ul-Cihad” Türkiyat Araştırmaları, Hacettepe Üniversitesi, Sayı, Güz

Barkan, Ömer L., “Tarihi Demografi Araştırmaları ve Osmanlı Tarihi”, Türkiyat Mecmuası TM,X, , s

Bulduk, Üçler, “ Yüzyılda Çorum Sancağı’nın İdarî Yapısı” Türk Kültür Tarihi İçerisinde Çorum Sempozyumu, Çorum , s

Çoban, Erdal, “Kopan Sancağı’nın (Macaristan) Yüzyıldaki Ekonomik Gelişmesi Üzerine” OTAM, Sayı, Ankara , s

Gökbilgin, M. Tayyip, “Nahiye” İslam Ansiklopedisi, C. IX, s

Kallek, Cengiz, “Kile” TDVİA, C,

Genç, Mehmet, “Mukataa”, TDVİA, C, s

N. Çağatay, “Osmanlı İmparatorluğu’nda Reâyadan Alınan Vergi ve Resimler” AÜDTCFD, V/5, , s

Sahillioğlu Halil, “Bâd-ı Hevâ” TDVİA, C.4, , s

Sevinç, Tahir, “Belgrad Kalesi’nde Tamir ve İmar Faaliyetleri ()”, SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: 32, Ağustos

Şahin, İlhan, “Nahiye” TDVİA, C, , s

Taşkın, Ünal, “Osmanlı Devleti’nde Hayvanlardan Alınan Vergiler”, I. Ulusal Veteriner Hekimliği Tarihi ve Mesleki Etik Sempozyumu Bildirileri 30 Mart-1 Nisan , (edt: Abdullah Özen), Elazığ , s

Taşkın, Ünal, “Rüsum-ı Örfiye”, Tarih Okulu, 14, , s

Türkmen, İlhan, “ Yüzyılda İskilip Kazası”, Dünü Bugünü ve Yarını İle İskilip Sempozyumu, Ekim (Basımda).

Dipnotlar

  1. İlhan Türkmen, XVI. Yüzyılda Belgrad Kazası, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, , (Yayınlanmamış doktora tezi) s.
  2. Selim Aslantaş, “Belgrad-ı Dâr’ul-Cihad” Türkiyat Araştırmaları, Hacettepe Üniversitesi, Sayı, Güz , s. 13 .
  3. Türkmen, Belgrad Kazası, s.
  4. Aslantaş, “Belgrad” s.
  5. Hakan Karagöz, Osmanlı- Avusturya Harbi ve Belgrad’ın Geri Alınması, Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta , s.
  6. Akdes Nimet Kurat, Türkiye ve Rusya, TTK, Ankara, , s. 21; Haluk F. Gürsel, Tarih Boyunca Türk Rus İlişkileri, İstanbul , s. 55; Karagöz, Belgrad’ın Geri Alınması, s.
  7. Karl Roider, Austria’s Eastern Question , New Jersey, , s. 6.
  8. Karagöz, Belgrad’ın Geri Alınması, s.
  9. Mücteba İlgürel, “I. Mahmud” Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, C, Çağ Yayınları, , s.
  10. Johann Wilhelm Zinkeisen, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, C.5, Yeditepe Yayınları, , s. ; İlgürel, “I. Mahmud” s.
  11. Zinkeisen, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, C.5, s; Nicolea Jorga, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, C.4, Yeditepe Yayınları, , s.
  12. Şem’dânizâde Fındıklılı Süleyman Efendi, Tarih-i Mür’it- Tevârih, (Neşr. M. Münir Aktepe), C.I, İstanbul , s.
  13. Zinkeisen, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, C. 5, s.
  14. Sami ve Şakir ve Suphi; Tarih, İstanbul, , s. 93,
  15. Tarih-i Mür’it- Tevârih, I, s.
  16. Bkz: Şükrü Özen, “Abdullah Paşa (Muhsinzade)” Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, C.1, Yapı Kredi Kültür Yayınları, , s.
  17. Jorga, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, C.4, s.
  18. Niş’in düşmesi Avusturya tarafında ciddi endişelere yol açmıştır. Niş’in düşmesinden sorumlu tutulan General Doksat ve Niş Muhafız subayları Belgrad’a gelince hemen tutuklanmışlardır. Savaş mahkemesinde yargılanan General Doksat idam edilmiş ve servetine el konulmuştur. Bkz: Zinkeisen, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, C.5, s.
  19. Bkz: Cemal Toksoy, “Mehmed Paşa (Yeğen)” Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlı Ansiklopedisi, C.2, Yapı Kredi Kültür Yayınları, , s.
  20. İlgürel, “I. Mahmud” s.
  21. Jorga, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, C.4, s.
  22. Jorga, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, C.4, s.
  23. Zinkeisen, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, C.5, s.
  24. Zinkeisen, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, C.5, s.
  25. Tarih-i Mür’it- Tevârih, I, s.
  26. Jorga, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, C.4, s.
  27. Belgrad’ın tekrar Osmanlı hakimiyetine alınmasından sonra Belgrad tahrir edildiği gibi aynı zamanda savaştan dolayı hasar gören Belgrad Kalesi’de tamir edilmiştir. Bu husus Tahir Sevinç’in makalesinde işlendiği için burada tekrar konu edilmemiştir. Savaştan sonra Belgrad Kalesi’nin tamiri ve kalenin tamiri için vazife alan hizmet erbabı için bkz: Tahir Sevinç; “Belgrad Kalesi’nde Tamir ve İmar Faaliyetleri” SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı: 32, Ağustos , s.
  28. 6. ve Yüzyıllarda Semendire Sancağı içerisinde kaza olarak tahrir edilmiştir. Yüzyılda da durum farklı değildir. Aynı yıl Semendire ve diğer kazalarının da tahrir edildiği tespit edilmiştir. İlgili tahrir Kuyûd-i Kadime arşivinde 17 numaralı mufassal tahrir defteridir. Bu defterde Belgrad ile ilgili bilgiler mevcut değildir. Belgrad 18 numaralı mufassal tahrir defterinde kaydedilmiştir. 17 numaralı mufassal tahrir defterinde kaydedilen yerleşim birimleri şunlardır: Nahiye-i Resava, Nahiye-i Pojarefçe (Luçiçe), Nahiye-i Omol, Nahiye-i Boreçe, Nahiye-i Milava, Nahiye-i İzvizd, Nahiye-i Güvercinlik, Nahiye-i Hram’dır. Bkz: TADB. TTD (Tapu Arşivi Dairesi Başkanlığı), 17, s.
  29. Belgrad ile ilgili tahrir defterleri hakkında bilgi için bkz: Türkmen, XVI. Yüzyılda Belgrad Kazası, s.
  30. TADB. TTD, 18, s. 2.
  31. “Bir sureti liecli’t-te’yîd ba’de’l-kayd Baş Muhasebeye dahi kezâlik kayd içün Divândan ilmü haber olmak üzere aynı bir sureti muhasebe-i merkûmeye virilmek fermân-ı âlî buyuruldığı işbu defter-i mufassalla sebt olundı tahriren fi’lyevmü’s-sânî ve’l-işrîn min şehr-i Cemaziyelevvel sene erbaa ve hamsîn ve miete ve elf ” (hicri ) (m.6 Ağustos ). Bkz: TADB. TTD, 18, s. 3.
  32. Türkmen, XVI. Yüzyılda Belgrad Kazası, s. 41 vd.
  33. Defterde “Nahiye-i Belgrad-ı Dâr’ul-Cihad” şeklindedir. Bkz: TADB. TTD, 18, s. 4.
  34. “Derdest-i Liva-i Semendire, Nahiye-i Belgrad” şeklindedir. Bkz: TADB. TTD, , s. 1.
  35. Feridun Emecen, XVI. Asırda Manisa Kazası, Ankara , s. ; Üçler Bulduk, “ Yüzyılda Çorum Sancağı’nın İdarî Yapısı” Türk Kültür Tarihi İçerisinde Çorum Sempozyumu, Çorum s; M. Tayyip Gökbilgin, “Nahiye” İslam Ansiklopedisi, C. IX, s; İlhan Türkmen, “ Yüzyılda İskilip Kazası”, Dünü Bugünü ve Yarını İle İskilip Sempozyumu, Ekim , İskilip, s. 2.
  36. İlhan Şahin, “Nahiye” TDVİA, c, , s.
  37. Türkmen, XVI. Yüzyılda Belgrad Kazası, s.
  38. BOA (Başbakanlık Osmanlı Arşivi), TT, , s.
  39. TADB. TTD, 18, s. 4.
  40. Kanunname-i Ali Osman, haz: Abdülkadir Özcan İstanbul , s.
  41. Mevleviyetin en düşüğü Devriye Mevleviyeti idi ki; Maraş, Anteb, Bosna, Sofya, Belgrad, Bağdad bu tür mevleviyetlerden bir kaçıydı. Dolayısıyla Belgrad’daki kadı mevleviyet payesinde olup Mevleviyetin en alt pâyesi olan Devriye Mevleviyeti pâyesinde idi. Bunlara bağlı ayrıca kazalar vardı ki, “molla” durumundaki büyük kadılar buralara “nâipler” gönderirler idi. Bkz. Mustafa Akdağ, Türkiye’nin İktisâdî ve İçtimâî Tarihi, c.1, Ankara, , s.
  42. “Belgrad Monlasına ve Budin Eyaletindeki kadılara hüküm ki” Bkz. BOA. MD, 82, hk (M) ayrıca Bkz. BOA. MD, 93, h:
  43. TADB. TTD, 18, s.
  44. tarihinde Belgrad’da 25 müslüman mahallesi, 7 gayr-i müslim mahallesi kaydı vardır. Bkz: TDAB. TTD, , s. a vd.
  45. “Mahalle-i Cami-i Şerif Bayram Bey tamiriyesine Atik Mustafa Efendi” Bkz: TADB. TTD, 18, s. 28; “Mahalle-i Cami-i Şerif Hacı Pîri Belgrad Defterdarı Ahmed Efendi ta’mir etmiştir” Bkz: TADB. TTD, 18, s.
  46. “Mahalle-i Sava cemaat-i gebrân” şeklindedir. Bu mahallede 5 hane kayıtlıdır. Bkz: TADB. TTD, 18, s.
  47. Bu cemaatler defterde şunlardır: “Cemaat-i kıptiyân (2 hane), Cemaat-i gebrân der varoş (3 hane), Cemaat-i yahudiyân der varoş-ı Belgrad (45 hane)” TADB. TTD, 18, s.
  48. “Mahalle-i Cami-i Şerif Merhum Bayram Bey der Varoş” şeklindedir. Bkz: TADB. TTD, , s. b.
  49. “Mahalle-i Cami-i Şerif Turgud Bey Ağa-i Dâr’us-saade” şeklindedir. Bkz: TADB. TTD. 18, s.
  50. Barkan’ın bir hâne için teklif ettiği 5 çarpanı Belgrad Kazası’nın nüfusunu tahmini olarak tespit etmemizde de kullanılmıştır. Buna göre haneler 5 ile çarpılmış ve varsa mücerred nüfus buna ilave edilmiştir. Bkz: Ömer L. Barkan, “Tarihi Demografi Araştırmaları ve Osmanlı Tarihi”, Türkiyat Mecmuası TM,X, , s.
  51. “Mahalle-i Cami-i Şerif Abdi Paşazade Ali Paşa” şeklindedir. Bkz: TADB. TTD, 18, s.
  52. “Mahalle-i Cami-i Şerif Hacı Pîri Belgrad defterdarı Ahmed Efendi tamir etmiştir” şeklindedir. Bkz: TADB. TTD, 18, s.
  53. TADB. TTD, 18, s.
  54. “Mahalle-i Cami-i Şerif Kayayaran dest-i el-Küttâb Mustafa Efendi tamir etmiştir” şeklindedir. Bkz: TADB. TTD, 18, s.
  55. “Mahalle-i Cami-i Şerif Tabahane hal-i taraf-ı mîriden tamir olmuştur” şeklindedir. Bkz: TADB. TTD, 18, s.
  56. “Cemaat-i Yahudiyân der- Varoş-ı Belgrad” şeklindedir. Bkz: TADB. TTD, 18, s.
  57. “Cemaat-i Kıptiyân” şeklindedir. Bkz: TADB. TTD, 18, s.
  58. TADB. TTD, 18, s.
  59. Boşalmış olan köyler Zetun, Suha- Jelejnik, Ustublene, Homeska, Brusnik, Gorna İslaniçe, Hüseyinofça, Sokolok, Vidokoyça, Modavaç, Dolan Dolan, Gorna Dolan, Direnevaç ayrıca birde Vavdine adındaki manastır akçe gelire sahip olsa da boş olarak kaydedilmiştir. Bkz: Liste
  60. “Mezraa-i Zeman karye-i mezburenin ekinliğidir 20” “Mezraa-i Tumak (?) karye-i mezburenin ekinliğidir 20” Bkz: TADB. TTD, 18, s.
  61. Toplam 16 haneden 4 hane kıptîdir. Bkz: TADB. TTD, 18, s.
  62. Toplam 54 haneden 2 hane kıptîdir. Bkz: TADB. TTD, 18, s.
  63. TADB. TTD, 18, s.
  64. TADB. TTD, 18, s.
  65. TADB. TTD, 18, s.
  66. Bkz: Liste
  67. Bkz: Çizelge
  68. Şehir civarında buğday, şair, çavdar, alaf, erzen, fasulye, kendir, kelem, piyaz, balcılık, meyve, bostan üretimi yapılmaktadır. Bkz: TADB. TTD, 18, s.
  69. “Bağ, Mehmet, Kethüda-i Dizdar, 7 Vukiyye” “Bağ, Ali Ağa, Ser- Barutciyan-ı Yerlüyan, 12 vukiyye”, “Bağ, İbrahim, Miralay-ı Varad, Kaya Burç, 4 vukiyye” Bkz: TADB. TTD, 18, s.
  70. TADB. TTD, 18, s.
  71. Mukataa XV. Yüzyılın ortalarından başlayarak XIX. Yüzyılın ortalarına kadar geçerli olan mukataa terimi; devlete ait bir kısım vergi ve resimlerin belirli bir meblağ karşılığında iltizama verilmesidir. Özellikle XVI. Yüzyılda mukataa devlete ait çeşitli gelir gruplarının özel şahıslar ya da kurumlar eliyle belli bir zaman dilimi ve meblağ mukabilinde toplanması ve devlet hazinesine teslimini ifade eder. Bkz: Mehmet Genç, “Mukataa”, TDVİA, C, s. ; Türkmen, XVI. Yüzyılda Belgrad Kazası, s.
  72. (.h) tarihli Ahmed Efendi İbn-i İbrahim Efendi Vakfı’na ait Belgrad İskelesi’nde gümrük binaları olarak kullanılan dükkan ve han bulunmaktadır. Vakfiye’de “…mahruse-i Belgrad’ın birun varoşunda vaki’etraf-ı erba’ası lede’l-ahali ve’l-ciran ma’lümu’l-hudud kırk bir aded fevkânî oda ve on beş bab mağazalı dükkân ve otuz aded sade dükkân ve bir kahvehane ve bir kebir ahır ve bir sağır ahuru müştemil gümrük hanı demekle ma’ruf bir kıt’a mülk hanımı ve yine mahrusa-i mezburede vaki’ birun varoşunda Nehr-i Tuna canibinde etraf-ı erba’ası lede’l-ehali ve’l-ciran ma’lumu’l-hudud halen gümrük olan sekiz bab tahtanî oda ve dört matbah ve vasatında dört bab oda ve ittisalinde dört bab fevkanî oda ve iki tahtanî oda ve iki matbah ve mukabilinde Nehr-i Tuna’ya varınca…” şeklinde geçer. Bkz: VGMA, , sayfa 11, sıra
  73. “Mukataa-i Gümrük-i İskele-i Belgrad fî sene kıymet ” şeklindedir. Bkz: TADB. TTD, 18, s. 40
  74. İncelenen tarihli tahrir defterinde Tuna’dan ve Sava’dan öte yakaya geçişlerde ne kadarlık bir vergi alınacağı hususu kaydedilmemiştir. Fakat tarihli tahrir defterindeki kanunnamede “Engürüs vilayetinden gemi ile su yüzünden meta’ gelse ve gitse…” denilerek her türlü geliş ve gidişte vergi alınacağı kaydedilmiştir. Bkz: BOA. TT, , s. 3; Türkmen, XVI. Yüzyılda Belgrad, s.
  75. “Mukataa-i Tahmîs fî sene kıymet ” şeklindedir. Bkz: TADB. TTD, 18, s.
  76. 6. Yüzyıl tahrir defterlerinde Belgrad mukataaları arasında tahmîs geçmemektedir.
  77. “Mukataa-i Bazargân fî sene kıymet ” şeklindedir.
  78. “Mukataa-i Şemhane fî sene kıymet ” şeklindedir.
  79. “Mukataa-i bâc-ı siyah ve bâc-ı Pazar fî sene kıymet ” şeklindedir.
  80. “Mukataa-i ihtisab ve eczâiye fî sene kıymet ” şeklindedir.
  81. “Mukataa-i Kantar fî sene kıymet ” şeklindedir.
  82. “Mukataa-i Kapan fî sene kıymet ” şeklindedir.
  83. “Mukataa-i Boyahane fî sene kıymet ” şeklindedir.
  84. “Mukataa-i mahsul-i mâhî-i Tuna-i Belgrad’da Tekürdelen ile nehr-i Pojeça’da dörtte bir alınur fî sene kıymet ” şeklindedir.
  85. Mukataa türleri ile ilgili ayrıntılı bilgi için bkz: Türkmen, XVI. Yüzyılda Belgrad, s.
  86. tarihli tahrir defterinde ürünlerden alınacak öşür miktarı belirtilmemiştir. Bundan dolayı daha önceki tahrir defterlerine müracaat edilmiştir. tarihli mufassal tahrir defterinde Belgrad’daki hububat öşrü ile ilgili olarak “bir raiyyet yazıldığı karyede ziraat eylese buğdayda ve darıda ve arpada ve çavdarda yedide veya sekizde bir öşür verir” demektedir. Şayet köylü bağcılık yapıyorsa ve şıra öşrü verecekse aynı defterde “bir raiyyet yazıldığı köyde bağ dikse on medrede bir medre öşür verüb…” demektedir. Bkz: BOA. TT, , s Buna göre hububat üretiminde 1/8, şıra üretiminde 1/10 öşür alınmıştır. tarihli mufassal defterde öşrün hangi oranlarda alındığı kaydedilmediğinden dolayı bu çalışmada hububat ürünleri için 1/8, şıra üretimi için 1/10 öşür miktarı olarak kabul edilmiştir. Tarihli mufassal tahrir defterinde öşür miktarları kile olarak, şıra ise medre olarak alınmıştır. Yüzyıl tahrir defterinde Belgrad için kullanılan öşür ölçütü loknadır. Yüzyılda ise bu ölçütün değiştiği görülmektedir. Fakat defterde Belgrad’da (Semendire Sancağı) kullanılan kilenin kaç İstanbul kilesine denk geldiği kaydedilmiştir. Fakat 15 ve Yüzyıllarda Semendire kilesi İstanbul kilesine eşittir. Bkz: Cengiz Kallek, “Kile” TDVİA, C, s İstanbul kilesi de 18 okka, dirhem= 24, kg’a denk gelmektedir. Bkz: Halil İnalcık, Osmanlı İmparatorluğu’nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi, C.1, Eren Yayıncılık İlgili çalışmada bu sebeple hububatta üretim hesaplanırken İstanbul kilesi kullanılmıştır. Şıra öşründe kullanılan bir medre= 10 pinte= 44 okka= 56,32 kg’dır. Bkz: Ahmet Akgündüz, Osmanlı Kanunnameleri, C. 5, s.
  87. Şıra üretimi yapılmayan köyler; Zetun, Suha-Jelejnik, Ustublene, Homeska, Gorna İslaniçe, Brusnik, Hüseyinofça, Sokolok, Vidokoyça, Modavaç, Dolna Dolan ve Manastır-ı Vavdine.
  88. TADB. TTD, 18, s.
  89. TADB. TTD, 18, s.
  90. TADB. TTD, 18, s.
  91. TADB. TTD, 18, s.
  92. TADB. TTD, 18, s.
  93. TADB. TTD, 18, s.
  94. TADB. TTD, 18, s.
  95. TADB. TTD, 18, s.
  96. TADB. TTD, 18, s.
  97. TADB. TTD, 18, s.
  98. TADB. TTD, 18, s.
  99. TADB. TTD, 18, s.
  100. N. Çağatay, “Osmanlı İmparatorluğu’nda Reâyadan Alınan Vergi ve Resimler” AÜDTCFD, V/5, , s.
  101. Türkmen, XVI. Yüzyılda Belgrad Kazası, s.
  102. N. Çağatay, “Osmanlılarda Reayadan Alınan Vergiler” s.
  103. Bu durum Belgrad’a ait Yüzyıl tahrir defterlerinde de aynıdır. Gayr-i Müslim reayadan resm-i ispenç alınmıştır fakat ilgili kayıtlarda cizye resmine rastlanılmamıştır. Bkz: Türkmen, XVI. Yüzyılda Belgrad Kazası, s. vd.
  104. İncelenen 18 numaralı mufassal tahrir defterinde köylerde Müslüman kaydına rastlanılmamıştır. Bu sebeple de resm-i çift kaydı defterde yoktur. Ayrıca defterde mücerred ve bennak kaydına da rastlanılmamıştır.
  105. Türkmen, XVI. Yüzyılda Belgrad Kazası, s.
  106. N. Çağatay, “Osmanlılarda Reayadan Alınan Vergiler” s.
  107. Erman Altun, “Tekirdağ Adetlerinde Bocuk Gecesi ve Sedenka” Türk Kültürü Araştırmaları Dergisi, Prof. Dr. Şükrü Elçin Armağanı, Y/, Ankara , s.
  108. Türkmen, XVI. Yüzyılda Belgrad Kazası, s.
  109. TADB. TTD, 18, s.
  110. TADB. TTD, 18, s.
  111. İncelenen 18 numaralı mufassal tahrir defterinde koyun vergisi olarak da bilinen adet-i ağnam vergisine hiç rastlanılmamıştır. Belgrad’da halkın çoğunluğunun gayr-i müslim olmasından dolayı hınzır besiciliği çok yaygındır.
  112. TADB. TTD, 18, s.
  113. TADB. TTD, 18, s.
  114. TADB. TTD, 18, s.
  115. Erdal Çoban, “Kopan Sancağı’nın (Macaristan) Yüzyıldaki Ekonomik Gelişmesi Üzerine” OTAM, Sayı, Ankara , s. 9.
  116. Mehmet Ali Ünal, XVI. Yüzyılda Harput Sancağı (), TTK, , s.
  117. N. Çağatay, “Osmanlılarda Reayadan Alınan Vergiler” s.
  118. Yılmaz Kurt, XVI. Yüzyılda Adana Tarihi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), , s.
  119. Ahmet Kankal, Yüzyılda Çankırı Sancağı, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), s.
  120. TADB. TTD, 18, s.
  121. TADB. TTD, 18, s.
  122. TADB. TTD, 18, s.
  123. TADB. TTD, 18, s.
  124. Halil Sahillioğlu, “Bâd-ı Hevâ” TDVİA, C.4, , s.
  125. TADB. TTD, 18, s.
  126. TADB. TTD, 18, s.
  127. TADB. TTD, 18, s.
  128. TADB. TTD, 18, s.
  129. TADB. TTD, 18, s.
  130. TADB. TTD, 18, s.
  131. TADB. TTD, 18, s.
  132. TADB. TTD, 18, s.
  133. N. Çağatay, “Osmanlılarda Reâyadan Alınan Vergiler” s.
  134. Yılmaz Kurt, Adana Tarihi, s.
  135. TADB. TTD, 18, s.
  136. TADB. TTD, 18, s.
  137. TADB. TTD, 18, s.
  138. TADB. TTD, 18, s.
  139. TADB. TTD, 18, s.
  140. TADB. TTD, 18, s.
  141. TADB. TTD, 18, s.
  142. TADB. TTD, 18, s.
  143. Türkmen, XVI. Yüzyılda Belgrad Kazası, s.
  144. TADB. TTD, 18, s.
  145. TADB. TTD, 18, s.
  146. TADB. TTD, 18, s.
  147. TADB. TTD, 18, s.
  148. Türkmen, XVI. Yüzyılda Belgrad Kazası, s.
  149. TADB. TTD, 18, s.
  150. TADB. TTD, 18, s.
  151. TADB. TTD, 18, s.
  152. TADB. TTD, 18, s.
  153. TADB. TTD, 18, s.
  154. TADB. TTD, 18, s.
  155. TADB. TTD, 18, s.
  156. TADB. TTD, 18, s.
  157. Sahillioğlu, “Bâd-ı Hevâ” s.
  158. Ünal Taşkın, “Rüsum-ı Örfiye”, Tarih Okulu, 14, , s.
  159. Ünal Taşkın, “Osmanlı Devleti’nde Hayvanlardan Alınan Vergiler”, I. Ulusal Veteriner Hekimliği Tarihi ve Mesleki Etik Sempozyumu Bildirileri 30 Mart-1 Nisan , (edt: Abdullah Özen), Elazığ , s.
  160. Bu vergilerin dışında sadece Belgrad’ın merkezinde “resm-i dönüm-i bagat-ı müslümanân” toplanmıştır. tarihinde Belgrad’da bu vergi akçe olarak alınmıştır. TADB. TTD, 18, s.

Şekil ve Tablolar

kaynağı değiştir]

Dış bağlantılar[değiştir kaynağı değiştir]

Osmanlı-Avusturya Savaşı

Dış kaynaklar[değiştir

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası