el ihtiyar kimin eseri / MEVSILÎ, Abdullah b. Mahmûd - TDV İslâm Ansiklopedisi

El Ihtiyar Kimin Eseri

el ihtiyar kimin eseri

HANEFİ MEZHEBİ LİTERATÜRÜ

I. Zahiru’r-Rivaye: İmamı Azam() ve talebeleri İmam Muhammed() ve İmam Ebu Yusuf’un() tevatür yolla gelen görüşleri

1.el-Asl: İmam Muhammed’in ilk yazdığı kitap. İmam Muhammed’in en geniş kitabı olduğu için Mebsut da denir.

2.el-Camiu’s-Sağir: Ebu Yusuf aracılığıyla İ. Azam’dan gelen görüşler.

Leknevi buna bir şerh yazdı: en-Nafiu'l-Kebir. Tek cilttir.

3. el-Camiu’l-Kebir: İmam Muhammed'in direk İmam-ı Azam’dan aldığı görüşlerini içerir.

4. es-Siyeru’s-Sağir: Uluslar arası hukukla ilgili bir eser. İNDİR

5. es-Siyeru’l-Kebir: İmam Evzaî,Siyeru’s-Sağir’i görünce “Kufeliler ne anlar bu işten” deyip funduszeue.infoed'i eleştirmesi üzerine İmam daha kapsamlı bu eseri hazırladı.

6.ez-Ziyadat: Bütün bu beş kitaba yapılan ziyadelerdir.

II. Nadiru’r-Rivaye: İmamı Azam ve talebelerinin bize ahad yolla gelen rivayetleridir. Bunlar:

İmam Muhammed’in Eserleri:

1. el-Hücce ala ehli’l-Medine: İmam Muhammed, Medine dönüşü bazı fikirleri değişti. Bu kitapta değişmeyen düşüncelerini İmam Malik’e karşı savunmak için yazdı. 4 cilttir.

2.Kitabu’l-Asar: İmamı Azam’ın rivayetleri var. Hadis sayısı azdır. Daha çok sahabe sözleri var. Tek cilt.

3. Kitabu’l-Kesb: Kazanç ve ticaretle ilgili bir kitap.

İmam Ebu Yusuf’un Eserleri:

1.Kitabu’l-Asar: İmamı Azam’ın rivayetleri.

2. İhtilafuEbi Hanife ve İbniEbi Leyla: İlk yazılan hilaf kitaplarındandır.

3. Kitabu’l-Harac: Harun Reşid için yazdığı vergi hukuku ile ilgili bir eser.

III. Temel Metinler ve Şerhleri.

Hanefi mezhebinde el kitabı mahiyetinde ilk eser Ebu Ca'fer et-Tahavî'nin(/) el-Muhtasar'ıdır.

Hakimü’ş-ŞehidMervezi, Zahirü’r-Rivaye’yi alıp tekrarları çıkarmak suretiyle el-Kafî adlı eserini meydana getirdi. Şemsu'l-Eimme es-Serahsî() bu eseri el-Mebsutadıyla şerhetti.

Kudurî(/), Hanefi mezhebinin en meşhur el kitaplarından biri olan el-Muhtasar'ı telif etti. Hanefi literatüründe Kitab deyince Kudurî'nin bu kitabı kastedilir. Bu eser üzerinde 30 civarında şerh çalışması yapılmıştır. En meşhur şerhleri;

1- Ebu Bekir el-Haddad'ın el-Cevheretu'n-Neyyire ve es-Siracu'l-Vehhac adlı şerhleri

2- Abdulğanî el-Meydanî'nin el-Lübab fi şerhi'l-Kitab adlı şerhi

Alaeddin es-Semerkandî'nin(/) Tuhfetu'l-Fukaha adlı eseri Kudurî'nin el-Muhtasar'ına dayanmakla birlikte o zamana kadar kaleme alınan eserlerden farkı bir sistematiğe sahiptir. Kudurî'nin eserini ikmal, izah ve delillerle temellendirme maksadıyla kaleme alınan Tuhfetu'l-Fukaha tertip usulu ve terminolojinin geliştirilmesi bakımından ileri bir merhaleyi temsil eder.

Semerkandî'nin talebesi olan Kasanî(), bu eseri tertip ve metot bakımından örnek alarak Bedaiu's-Sana'î'yi telif etti. Hanefi tabakat kitablarında bu eser Tuhfetu'l-Fukaha'nın şerhi olarak gösteriliyorsa da aslında klasik şerhlerle benzerliği bulunmayan Kasanî'nin eseri orjinal bir çalışma olup gerek muhteva gerekse metot bakımından Semerkandî'nin eserini aşmıştır.

Kasanî'nin çağdaşı Burhaneddin el-Merğınanî'nin el-Hidaye adlı kitabı, müteahhirin devri Hanefi uleması arasında en çok rağbet gören eserlerin başında gelir. Eser, aynı müellifin Şeybanî'nin el-Camiu's-Sağir'i ile Kudurî'nin el-Muhtasar'ına dayanarak telif ettiği Bidayetu'l-Mübtedî'nin şerhidir.

el-Hidaye üzerine altmış civarında şerh ve haşiye yazılmış olup en meşhurları şunlardır;

1- Bedreddin el-Aynî, el-Binaye

2- İbnu'l-Hümam, Fethu'l-Kadir

3- Ekmeleddin el-Babertî, el-İnaye

4- Celaleddin el-Kurlanî, el-Kifaye

el-Hidaye'nin tahricleri arasında en meşhurları ise şunlardır;

1- Zeylaî, Nasbu'r-Raye

2- İbn Hacer, ed-Diraye

3- Aladuddin İbn Türkmanî(), el-Kifaye fi Marifeti Ehadisi'l-Hidaye

Mütunu Erbaa olarak bilinen Müteahhirun devri Hanefi alimleri arasında meşhur olan dört eser;

1- Abdullah b. Mahmud el-Mevsilî(/), el-Muhtar. Ebu Hanife'nin görüşleri esas alınarak yazılmış bir muhtasardır ve yine müellifi tarafından el-İhtiyar li-ta'lili'l-Muhtar adıyla şerhedilmiştir.

2- Muzafferuddin İbnu's-Saatî(/), Mecmau'l-Bahreyn. Kudurî'nin el-Muhtasar'ı ile Ebu Hafs Necmeddin en-Nesefî'nin el-Manzumetu'n-Nesefiyye'si esas alınarak teli edilmiştir.

3- Ebu'l-Berekat en-Nesefî(/), Kenzu'd-Dekaik. Otuz civarındaki şerhleri arasında en meşhurları;

a-Fahreddin Osman b. Ali ez-Zeylaî(), Tebyinu'l-Hakaik

b-Bedruddin el-Aynî, Remzu'l-Hakaik

c-Ebu'l-Kasım es-Semerkandî, Mustahlasu'l-Hakaik

d-Zeynuddin İbn Nüceym(), el-Bahru'r-Raik

e-Molla Miskin, Şerhu Kenzi'd-Dekaik

4- Tacu'ş-Şeria, Vikayetu'r-Rivaye. Tac'ın torunu Sadru'ş-Şeria Vikaye'yi ihtisar edip en-Nukaye adıyla yeni bir eser yazdı. Molla Aliyyu'l-Karî, Nukaye'yi Fethu babi'l-İnaye adıyla şerhetti.

Hicri VII. yüzyılda yazılan bir diğer muhtasar metin de Şemseddin Konevî'ye ait Düreru'l-Bihar'dır. İbnu's-Saatî'nin Mecamu'l-Bahreyn'ine Ahmed b. Hanbel, Şafii ve Malik'in görüşlerinin ilavesiyle telif edilen eser üzerine çok sayıda şerh yazılmıştır.

Hicri IX ve X. yüzyılda kaleme alınan, Osmanlı Devletinin bir nevi yarı resmi hukuk külliyatı olarak rağbet görmüş, asırlarca kadı, müftü ve müderrislerin müracat kitapları olan iki metin vardır.

a- Molla Hüsrev, Düreru'l-Hükkam. Bu eser müellifin Ğureru'l-Hükkam adlı eserinin şerhidir. Dürer'in yirmiye yakın şerhi vardır. Bunlar arasında Mehmed Vanî Efendi, Şürünbilalî, Nuh b. Mustafa, Abdulhalim b. Pir Kadem ve Ebu Said el-Hadimî'ye ait olanları önemlidir.

b- İbrahim el-Halebî, Mülteka el-Ebhur. Mütunu Erbaa'dan derlenen Mülteka'nın şerhleri arasında Şeyhizade'nin "Damad" diye meşhur olan Mecmau'l-Enhur'u ile Haskefî'nin ed-Dürrü'l-Münteka'sı yer almaktadır.

Şemseddin et-Timurtaşî(/) Tenviru'l-Ebsar adlı bir eser yazdı. Haskefî bunu ed-Dürrü'l-Muhtar adıyla şerhetti. Bu şerhe iki haşiye yazıldı;

a- Ahmed b. Muhammed et-Tahtavî, Haşiye ale'd-Dürri'l-Muhtar

b- İbn Abidin(/), Reddu'l-Muhtar ale'd-Dürri'l-Muhtar. Bu eser, başlangıçtan müellifin zamanına kadar kaleme alınmış hemen bütün temel Hanefi kaynaklarına dayanması, hükümlerin dayandığı delilleri göstermesi, mezhepteki zayıf, sahih ve muteber görüşlere işaret etmesi bakımından önem taşır.

IV. Fetava, Vakıat, Nevazil Kitapları: Bu gruba giren eserler, Ebu Hanife ve talebelerinin ardından ictihad asrının sonlarına kadar gelen müteahhirin müctehidlerinin kendi zamanlarında ortaya çıkan ve mezhep imamı ve talebelerinden herhangi bir rivayet bulamadıkları yeni meseleler hakkında verdikleri hükümleri ihtiva etmektedir.

Bu türdeki ilk eser, bilindiği kadarıyla Ebu'l-Leys es-Semerkandî'nin(/) en-Nevazil adlı eseridir. Belli başlı diğer eserler ise şunlardır;

Ebu'l-Abbas en-Natıfî, el-Vakıat ve el-Ecnas

Suğdî, en-Nütef fi'l-Fetava

Muhammed b. İbrahim el-Hasırî, el-Havî fi'l-Fetava

Yusuf b. Ali el-Cürcanî, Hizanetu'l-Ekmel

Sadru'ş-Şehid, Vakıatu'l-Hüsamî, el-Fetaval-Kübra ve el-Fetava's-Süğra

Ebu'l-Feth el-Velvalicî, el-Fetava'l-Velvaliciyye

İftiharuddin Tahir b. Ahmed el-Buharî, Hülasatu'l-Fetava

Rükneddin Abdurrahman b. Muhammed el-Kirmanî, Cevahiru'l-Fetava

Radiyyuddin es-Serahsî, el-Muhitu'r-Radavî

Ahmed b. Musa el-Keşşî, Mecmau'n-nevazil ve'l-havadis ve'-vakıat

Kaynaklar; Hayreddin Karaman, İslam Hukuk Tarihi; Osman Keskioğlu, Fıkıh Tarihi ve İslam Hukuku; Ahmet Özel, TDVİA, "Hanefi Mezhebi" mad

EL- HİDAYE İSİMLİ KİTAP HAKKINDA BİLGİ VERİR MİSİNİZ?

E1-Hidâye, tanıtmaya çalıştığımız el-Merginâni`nin yine kendi yazdığı "Bidâyetü`1-Mübtedî" adlı kitabın şerhidir. Ama aslında Kudûrî`nin ((/) Muhtasarı ile Imâm Muhammed`in (/) el-Câmiu`s-Sağir`inin bir araya getirilmiş açıklamalı şeklidir. (Hacı Halîfe; Kesfu`z-zunun 2)) Ayrı ayrı dört cüz ya da iki büyük cilt halinde bir kaç defa basılmıştır. Ayrıca başta Kemalûddîn ibn Hümâm`in Fethu`1- Kadîr`i olmak üzere, bazı şerhleriyle beraber de, yine birkaç defa basılmıştır. Hidâye ayrıca çeşitli dünya dillerine terceme edilmiştir.(bk. funduszeue.info Kavakçı, Karahanlılar Devrinde Islam Hukukçuları s)

Osmanlı medreselerinde yıllarca ders kitabı olarak okutulan Hidaye için: "Zamanın gözü bir ikincisiyle sürmelenmediği değerli bir kitap" (Taşköprüzade, Miftâhu`s-sa`ade 2/l) denmişfunduszeue.infoâye`yi yazışının hikâyesini müellif şöyle anlatır: "Ilk tahsil yıllarımda istiyordum ki, fıkıhta hacmi küçük, fonksiyonunu büyük ve her konudan sözeden bir kitap bulunsun. Derken zaman geçti ve Kudûrî`nin Muhtasar`ının en güzel, en az ve en öz kitap olduğunu, küçük-büyük herkesin el-Câmiu`s-Sağîr`i ezberlemeye teşvik edildiğini görünce, ikisini birleştirmeye ve zorunluluk olmadıkça da, onlarda olandan başkasını almamaya karar verdim. Ortaya çıkan kitaba "Bidâyetü`1-Mübtedî - Ilk Heveslilere Bir Başlangıç" adını verdim ve sonra da bunu "Kifâyetü`1-Müntehî Sona Varanlara Yeterli" adıyla şerh etmeye muvaffak oldum."( Lüknevî, Fevâid, s. ll Kifâye adlı bu Şerhin bazı kaynaklar`da seksen cilt olduğundan (bk. Taşköprüzâde, Mevzuâ`tü`l-ulum I/, bazılarında ise sekizcilt olduğundan (bk. IA Merginân md.l sözedilir. Seksen cilt diyenler, ya fasıkül halindeki cüzleri kastetmiş olmalı, ya da bir hatâ sonucu "sekizi, seksen" diye okumuş bulunmalıdırlar. Çünkü müellifin önsözündeki "bir nebze uzun oldu" ifadesi, ancak sekizcilt için yerinde bir ifadedir. Seksen cilt olsaydı "çok uzun oldu" demeliydi.) Bitirince biraz uzun olduğunu gördüm ve bu yüzden kitabın terkedileceğinden endişe ederek, gayretleri "Hidâye" isimli bir başka şerhe yönelttim. Bundan ana rivayetleri ve sağlam içtihatları alarak, her konudaki fazlalıkları bıraktım, uzun olmasından kaçındım."( Merginânî, Hidâye, (Mukaddime) I/N.)

Ruhi Özcan merhum, Hanefi mezhebinde sistematiği ve tertibi en güzel olan fıkıh kitabının Hidâye olduğunu söylemişler ve otuz yılda bitmek üzere plânladığı fıkıh külliyatını onun tertibi üzere belirlemişlerdi. Şimdiki adıyla "Ümmü`1-Kurâ" Üniversitesinde doktorasını tamamlamak üzere olan bir arkadaşımız da, hocalarından bir Arap fıkıhçının "Beni üç tane Mütenebbî Divanı yazmakla, Hidâye`nin üç sayfası gibisini yazmak arasında muhayyer bıraksalar, Mütenebbî Divani gibisine göz kestiririm de, Hidâye`nin üç sayfası gibisine cesaret edemem" dediğini anlatmıştı. Buna rağmen ibaresinin "her talebe tarafından anlaşılabilecek sehlü`1-mümtenî" kabılinden" olduğu söylenir.(Taşköprüzade age.1 /)

Hidâye üzerine onlarca şerh, hâsiye, şerhe hâsiye, ihtisâr, tahriç ve tâ lik yapılmış (bk. Kâtip Çelebi, age. 2/ vd.; Bu Şerhlerden özellikle, Fethu`l-kadîr, elnihâye, el-Binâye ve tahriçlerden de Nasbu`r-râye meşhurdur. Fethu`l Kadîr üzerine Aliyyü`l- Kârî`nin bir hâşiyesinden söz edilirki, mevcut olması halinde çok değerli bir kitap olmalıdır. Yine Fethu`l-Kadîr`e Ibrahim el-Halebînin de tenkitli bir ihtisarından söz edilir. (bk. agk.)) ve bu özelliğiyle de o, Hanefi mezhebinde ilk sıralarda yer almıştır. Merginânî`nin kendi oğlu Imâmüddin, Hidâye için: "Hidâye, Beleynini hidâyete götürür ve siler körlügü. / Artık ey aklı olan, ondan ayrılma ve onu belle / Ki, kim bunu elde ederse, / En uzak arzuyu elde etmiştir." anlamında bir dörtlük söylemiş, birbaşkası da: "Hidâye Kur`ân gibi neshetti,/Kendinden önce yazılan şeriat kapılarını. / Öyleyse koru kıraatini, sarıl tilâvetine / Ki, sözün hatâ ve yalandan uzak olsun" demiştir.(Taşköprüzade age. I/)Hidâye`de Merginânî`nin kendine özgü bir terminoloji ve metodu vardır ki, onu okuyanların bunları bilmesinde sayısız yararlar mevcuttur:

El İhtiyar Talilil Muhtar Tercümesi, 5 Cilt Takım


Kitap            El İhtiyar Talilil Muhtar Tercümesi
Yazar            Abdullah bin Mahmud el Mevsili
Yayınevi       Nuh Yayınları           
Tercüme       Ahmet Oğuz, Dr. Mustafa Bülent Dadaş, Tahir Tural
Kağıt  Cilt      Ivory Kağıt, Kalın Ciltli , 5 Cilt Takım, Özel Kutulu
Sayfa  Ebat    Sayfa - 16x cm
Not                Arapça metinli ve türkçe tercümesi birarada
 

İmam Mavsili El İhtiyar Muhtar Tercümesikitabını incelemektesiniz.
Nuh Yayınları 5 cilt El İhtiyar kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
 
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı.Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak
 

Tercüme Heyeti : Ahmet Oğuz - Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı,  Dr. Mustafa Bülent Dadaş - Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı, Tahir Ural - Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı

Tashih: 
Dr. Mehmet Canbulat - Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi, Mahmut Yurdakul, Mehmet Zeki Dinçarslan, Yunus Can
 
 
"El İhtiyâr” isimli bu kitap, İslam âleminde büyük bir şöhrete haiz olduğu gibi, ülkemizde de ilim ehli tarafından benimsenmiş ve Hanefî mezhebinde haklı bir kabule mazhar olmuştur. Kitabın, orijinal dilinin Arapça olması ve fıkıh diliyle yazılmış olması, özellikle Arapçayı bilmeyen ya da bilse de fıkıh ilmiyle özel olarak iştigal etmediği için anlamakta zorlanan kesimlerin bu hazineden mahrum kalması sonucunu doğurmuştur. Bu itibarla, ilim ehlinden himmet sahibi bir heyet, bu eksikliği telafi etmek üzere gayret göstererek kitabı dilimize çevirmiştir.

Tercümede, yanlış anlaşılmaya müsait olan yerler ile izaha ihtiyaç duyulan hususlarda gerek metin içinde gerekse dipnotlarla ilave bilgi verilmiştir. Tercümedeorijinal metne azami ölçüde bağlı kalınmakla birlikte, meselelerin daha net anlaşılması için herkesin kolaylıkla anlayabileceği bir dil ve üslup kullanılmıştır. Dolayısıyla, genel olarak normal bir okuyucunun anlayacağı bir anlatım tarzı tercih edilmiştir. Tercümenin, bu özelliğiyle doğrudan Türkçe çeviriye müracaat eden okuyuculara fayda sağlayacağı gibi, Arapça bilip de orijinal metni çeviriyle karşılaştırarak okumak isteyenlere de faydalı olacağında kuşku yoktur.
 
Tanıtım Bülteninden
 
 
El İhtiyar Li-Ta’lil-Muhtar
 
 
Fıkıh İlmi, İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe hazretlerinin tari­fiyle, kişinin, (amel ba­kımdan) lehinde ve aleyhin­de olan şeyleri bilmesinin adıdır. Bu yönüyle fıkıh ha­yatın tamamını kuşatmak­tadır. Fıkhın bir bölümünü teşkil eden ibadetlerle ilgili hükümlerin en azından temel esaslarının öğrenilmesi, her Müslüman için farzdır. Bunun yanında Müs­lüman bir tacirin, İslâm'ın ticaretle ilgili koymuş olduğu temel prensipleri; evlen­mek isteyen bir Müslümanın, evlilikle ilgili temel hükümleri, mirası taksim et­mek isteyen aile fertlerinin mirasla ilgili hükümleri okuyarak ya da sorup öğren­mesi gerekir. Buna göre hiçbir Müslüma­nın belli bir düzeyde de olsa fıkıh ilmin­den müstağni kalması mümkün değildir.
 
İslâm'ın ilk dönemlerinden itibaren Müslümanlar, dini hükümleri ya bizzat iç­tihat ederek ya da sorup öğrenerek eldeetmişlerdir. İçtihat eden âlimlere müçtehit adı verilir, ilk dönem­den itibaren toplumun ço­ğunluğu, Kur'an'ın "Bilmi­yorsanız zikir ( Kitap ) ehline sorun" (Nahl 16/43; En­biya 21/7) emrine uyarak dini konularda müçtehitlere sorarak buna göre amel edegelmişlerdir. İslâm tarihinde is­tisnalar bir tarafa bırakılacak olur­sa, Müslümanların tamamının içtihatla mükellef olduğunu, bir müçtehidi taklit etmek suretiyle dini yaşamanın yasak olduğunu benimseyen olmamıştır. Buna binaen müçtehitler, Ebû Hanîfe gibi mez­hep imamları döneminden itibaren ya doğrudan ya da öğrencileri vasıtasıyla en­gin anlayışları ile Kur'an ve Sünnetten çı­karttıkları hükümleri yazarak kitap haline getirmişlerdir. İmam Şafiî'nin deyimiyle fıkıhta âdeta bütün âlimlerin üstadı olan Ebû Hanîfe hazretleri de kendi görüşlerini öğrencileri vasıtasıyla kitaplaştırmış müçtehitlerdendir. Onun en güzide öğrenci­lerinden biri olan İmam Muhammed bin Hasen eş-Şeybânî (v. /), hocası Ebû Hanîfe ve ders arkadaşları olan Ebû Yûsuf'un kimi zaman da Ebû Hanîfe'nin seçkin talebelerinden İmam Züfer'in gö­rüşlerini bir araya getirerek sonraki dö­nem Hanefi kitaplarının temel kaynağı olan eserlerini vücuda getirmiştir.

 

 
İmam Muhammed'in telif etmiş olduğu kitaplardan "zâhirurrivâye" diye bilinen ve mezhepte en güvenilir görüşleri bir araya geti­ren; el-AsI (el-Mebsût), el-Câmi'u's-sağîr, el-Câmi'u'l-kebîr, ez-Ziyâdât, es-Siyerü'l-kebîr ve es-Siyerü's-sağîr adlı altı kitap, özellikle de hicri üçün­cü asırda ilim talebelerinin ezberlemesi ve temel görüşle ri hatırlatması amacıyla özetlen­miş, sonraki asırlarda ise yapılan bu özetler farklı üsluplarla şerh edilmiştir. Bu alanda yazılan muhtasar kitaplardan dör­dü üslubu ve mezhebin temel görüşlerini en sağlıklı bir şekilde yansıtmış olması bakımından mezhep âlimleri tarafından özellikle benimsenmiştir. Mutûn-i erbaa (dört metin) olarak bilinen bu muhtasar kitaplardan birisi de Abdullah bin Mahmud el Mevsili tarafından kaleme alınan el-Muhtâr adlı kitaptır.Mevsıli bu kitabındamezhebin kurucu imamı olan Ebû Hanîfe hazretlerinin görüşleri­ni bir araya getirmiştir. Muhtar kaleme alındığı günden itibaren ilim camiasında haklı bir şöhrete kavuşmuş, üzerine pek çok şerh yazılmıştır. Bu şerhlerden biri de bizzat metnin yazarı olan Mevsılî'nin ken­di şerhidir. Mevsılî, El-İhtiyâr adını verdiği bu şerhinde metinde yer verdiği görüşle­rin gerekçelerini yazmış, Ebû Hanîfe'nin öğrencileri olan Ebû Yûsuf, imam Muham­med ve Züfer'in görüşlerini de ilave ede­rek mezhep içi tartışmalara gayet özlü bir şekilde değinmiştir. El-İhtiyâr, tıpkı metni el-Muhtâr gibi islâm âleminde bü­yük bir şöhreti haiz olmuştur. Bu şöhrete binaen kitap pek çok ilim ehli tarafından tahkik edilmiş ve yayınlanmıştır.
 
El ihtiyâr, ülkemizde de ilim ehli tarafından benim­senmiş, Hanefî mezhebinde yazılmış diğer kitapların edi­nemediği bir kabule mazhar ol­muştur. Kitabın, orijinal dilinin Arapça olması ve üst düzey teknik bir dil kulla­nılarak kaleme alınmış olması, Arapçayı bilmeyen ya da bilse dahi fıkıh ilmiyle özel olarak iştigal etmediği için anlamakta zorlanan kesimlerin bu hazineden mah­rum olması sonucunu doğurmuştur. Bu itibarla, ilim ehlinden himmet sahibi bazı kimseler, bu eksikliği telafi etmek üzere gayret göstererek kitabı dilimize çevirmiş­tir. Ancak burada şunu ifade etmek gere­kir ki, özellikle de fıkıh ve usul-i fıkıha ait kavramları, diğer dillere aktarmanın zor­luğu bir yana, bu eserlerin, çoğu defa ancak fıkıhla iştigal eden kimselerin anlayıp kavrayabileceği bilgileri ihtiva etmesi se­bebiyle tercüme edilmesi bir takım sıkın­tıları da beraberinde getirmiştir. Nitekim bu zorluğu dikkate alarak bazı ilim adam­ları temel kaynak sayılan bu tür kitapların tercüme edilmesine pek sıcak bakmamış ve tercümelerin yol açacağı bir takım za­rarlardan söz etmiştir. Kanaatimizce söz konusu ilim ehlinin bütünüyle haksız ol­duğu da söylenemez. Bununla birlikte en azından bazı temel eserlerin tercüme edilmesi bir takım riskleri taşısa da faydası zararından daha fazladır. Elimizdeki ter­cüme de bu mülahazalarla ortaya çıkmıştır.
 
Bu çalışmada, el-İhtiyâr gibi Hanefî fıkhında kaleme alınmış en güzide eserlerinden birinin tercüme edildiği hiçbir şe­kilde hatırdan çıkartılmamış, imkân dâhilinde tercümenin ortaya çıkartacağı sıkıntıları aşma gayreti elden bırakılma­mıştır. Buna binaen, özellikle de yanlış anlaşılmaya müsait gerekli yerlerde ya da izaha ihtiyaç olduğu mülahaza edilen hükümlerde mutlaka dipnot şeklinde ila­ve bilgiler verilmiştir. Tercümede orijinal metne azami ölçüde bağlı kalınmakla bir­likte, mananın daha net ve anlaşılır ifade­lerle anlatılması daha çok önemsenmiştir. Genel olarak normal bir okuyucunun an­layacağı bir anlatım tarzı tercih edilmiştir. Tercüme, bu özelliğiyle doğrudan Türkçe çeviriye müracaat eden okuyucuya fayda sağlayacağı gibi, Arapça bilen ve orijinal metinle çeviriyi karşılaştırarak okuyacak olanlara da fayda sağlayacaktır. Anlatım üslubunda tercih edilen bu metodun ya­nında, çeviriyi eserin diğer çevirilerinden ayırt edecek aşağıdaki hususlara da yer verilmiştir:
 
funduszeue.infoa hükümlerin gerekçeleri olarak zikredilen hadis-i şeriflerin asli kaynaklardaki yeri gösterilmiştir. Teknik tabiriyle "tahrîç" denilen bu iş­lem yapılırken çalışmanın bir tercüme olduğu dikkate alı­narak abartıya gidilmemiş, imkân dâhilinde ümmetin  nezdinde büyük bir kabu­le mazhar olan en sahih kaynaklar zikredilmekle yetinilmiştir. El-İhtiyar'da geçen hadis-i şerifler genel itibarıyla diğer Hanefî kitaplarında da yer aldığı için hadislerin kaynakları hususunda daha geniş bilgiye sahip olmak isteyen okuyu­culara Cemâlüddîn ez-Zeylaî'nin muhte­şem eseri "Nasbur'rrâye"ye müracaat etmeleri tavsiye edilir.
 
2.El-İhtiyâr'ınyayımlanmış orijinal metinlerinde kimi zaman basımından kaynaklanan bir takım problemler gözlemlenmiştir. Örneğin; harf ya da kelime hatası, vaktiyle müstensihlerin dikkatsizliği sebebiyle kelime ve kelimelerin düşmüş olması ya da muhakkiklerden kaynaklanan kimi hatalar bunlardan bazıla­rıdır. Bu tür hataların tercümeye olumsuz etkisinden korunmak için kitabın yazma nüshaları da dâhil diğer nüshalarına ve Çîvîzâde'nin el-Muhtâr üzerine yazmış olduğu şerhe müracaat edilmiştir. Ayrıca söz konusu hatalardan kimisinin telafisi için Hanefî mezhebinde telif edilmiş di­ğer kaynak eserlere bakılmış ve olası ha­taların önüne geçilmeye çalışılmıştır.
 
3. Kitapta ismi geçen bazı âlimlerle bunların eserleri hakkında imkân dâhilinde izahlar yapıl­mıştır.
 
Tercümede riayet edi­len yukarıdaki hususları arz ettikten sonra burada oku­yucu için önemli olduğunu düşündüğümüz bir noktaya işaret etmenin faydalı olacağını mülahaza ediyoruz.
 
Bilindiği gibi fıkıh ilminin temel kay­nakları diğer İslâmî ilimlerde olduğu gibi Allah'ın kitabı Kur'an-ı Kerîm ve Hz. Peygamber'in SAV söz, fiil ve takrirlerini ih­tiva eden hadis-i şerifleridir. İcmâ, kıyas ve diğer şer'î deliller meşruiyetini bu iki kaynaktan alır. Tabiatı itibarıyla fıkıh, ken­di bünyesinde değişmez hükümleri barın­dırdığı gibi, zaman ve şartların değişmesi ile değişebilen hükümleri de barındır­maktadır. Nitekim fıkıh kitaplarının özel­likle de bey', icâre vb. muamelatla alakalı bölümlerinde yer alan bazı hükümler, örf gibi değişebilen esaslara dayandırılmıştır. Gerek örf ve âdete dayanan hükümler ge­rekse, zaruret, umumu'l-belvâ, siyaset-i şer'iyye veya maslahata dayandırılan hü­kümler hükmün mesnedi olan örfün de­ğişmesi ya da zaruret ve umumu'l-belvâ halinin sona ermesi ile değişebilmektedir. Ayrıca bazı meseleler var ki, bunlar doğru­dan dini nitelikli olmayıp o günün tıp veya diğer bilimlerine dayanılarak ortaya ko­nulmuştur. Dolayısıyla, eserde bu günün bilimsel verilerine aykırı düşen bu hususlarla karşılaşıldığında bun­lar yadırganmamalı ve bunlar sebebiyle dönemin âlimle­ri suçlanmamalıdır. Haliyle fıkıh kitaplarında yer alan hükümleri mesnetleri bakı­mından böyle bir ayrıma tabi tutmak, ancak bu ilimle ciddi bir şekilde uğraşan hatta ömrünü bu ilme adayan kimseler için müm­kün olabilmektedir. Ayrıca fıkıh ve usûl-i fıkıh gibi ilimler, sadece ilgili kitaplara mü­racaat ederek öğrenilebilecek ilimlerden olmayıp mutlaka bir üstadın ders halka­sında bulunmakla tahsil edilebilecek ilim­lerdendir. Bu nedenle herhangi bir fıkıh kitabınınçevirisine bakarak ya da fıkıh tedrisatı yapılmamışsa, eserin Arapça ori­jinaline müracaat ederek fetva vermeye kalkışmak doğru olmaz.

Nitekim günü­müzde örneklerine çokça rastladığımız gibi, İslâm tarihinde de şaz sayılabilecek görüşleri dillendiren ve asırlardır kabul edilmiş temel görüşlere muhalefet eden kişilere bakıldığında bunların bir üstat­tan değil de daha çok hocasız bir okuma yaparak ilim tahsil ettiklerini görebiliriz. Bu hususa işaret eden büyük fakih Ebû İshâk eş-Şâtibî (v. /), ilmine ve fetvasına güvenilebilecek âlimlerin özel­liklerini sayarken mutlaka bir hoca ted­risatında ilim elde etmenin gerekliliğine vurgu yapmış, bu metodu takip etmeyen­lerin daima şaz görüşlere sahip oldukla­rını dile getirerek bu tür âlimlere örnek olarak da İbnHazm ez-Zâhirîyi (v. /) vermiştir.1
 
 
Sonuç olarak elimizdeki kitabı yuka­rıda zikredilen hassasiyetlere riayet ede­rek okumanın gerekli olduğunu düşün­mekteyiz. Bu tür bir okumanın da gerek farz-ı ayn sayılan malumatları öğrenmek isteyenlere gerekse fıkıh ilmi tahsil et­mek isteyen okuyuculara fayda sağlaya­cağını ümit ediyoruz. Kitap El İhtiyar Talilil Muhtar Tercümesi, Abdullah bin Mahmud el-Mevsili, Nuh Yayınları, Tercüme Ahmet Oğuz, Mustafa Bülent Dadaş, Tahir Tural, 5 cilt takım, Özel Kutulu, Yayın Yılı  )


 
 
Nuh Yayınları 5 cilt İmam Mavsili El İhtiyar Muhtar Tercümesi kitabını incele diniz.
Diğer Özellikler
Stok Kodu
MarkaNuh Yayınları
Stok DurumuVar

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası