reaktif hipoglisemi tanısı / Hipoglisemi: Nedir, Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi | Anadolu Sağlık Merkezi

Reaktif Hipoglisemi Tanısı

reaktif hipoglisemi tanısı

kaynağı değiştir]

Ulusal Sağlık Enstitüleri NIH'e göre “Çoğu reaktif hipoglisemi vakalarının sebeplerii halen tartışmaya açıktır. Bazı araştırmacılar, bazı kişilerin hipoglisemi semptomlarının çoğuna neden olan hormon olan epinefrininin normal oranda salgılanmasına "daha" duyarlı olabileceğini ileri sürmüşlerdir.. Ama diğer araştırmacılar, glukagon sekresyonundaki bozuklukların reaktif hipoglisemiye yol açabileceğinine inanmaktadırlar.[1]

Kortizol, büyüme hormonu ve seks hormonları dahil olmak üzere öteki pek çok hormonlar, vücudun insüline yanıtınının düzenlenmesinden sorumludurlar. Adrenal yetmezlik (ayrıca bkz. Addison hastalığı[11]) ya da büyüme hormonu eksikliği[12][12] gibi hormonal bozukluklarının tedavi edilmemesi ya da yetersiz tedavi edilmeleri bazen insülin hipersensitivitesine ve reaktif hipoglisemiye neden olabilir.

Mide baypas cerrahisi veya kalıtsal fruktoz intoleransının, nadir de olsa, reaktif hipoglisemiye neden olduğuna inanılmaktadır.

Birkaç çeşit reaktif hipoglisemi vardır:[13]

  1. Sindirim sistemi hipoglisemisi (damping sendromunun sonucu; mide ameliyatı geçiren kişilerin yaklaşık&#;% 15'inde görülür)
  2. Hormonal hipoglisemi (örn., Hipotiroidizm)
  3. Helicobacter pylori ile indüklenen gastrit (bazı raporlar bu bakterinin reaktif hipoglisemi oluşumuna katkıda bulunabileceğini düşündürmektedir)[14]
  4. Konjenitalenzim eksiklikleri (kalıtsal fruktoz intoleransı, galaktozemi ve çocukluk çağı lösin hassasiyeti)[15]
  5. Geç hipoglisemi (okült diyabet; erken glukoz tolerans testi sırasında hipergliseminin başlangıçta çok yükselmesiyle sonuçlanan, pankres beta hücrelerinden "erken" insülin salınımındaki bir gecikme ile karakterizedir)[16]

"İdiyopatik reaktif hipoglisemi" artık kullanılmayan bir terimdir, çünkü araştırmacılar artık reaktif hipogliseminin altında yatan nedenlerini biliyorlar ve teşhislerini doğrulayacakları ve patofizyolojik verileri açıklayacakları araçlara sahiptirler.[13]

Semptomlar ortaya çıktığında bunun gerçek hipoglisemi olup olmadığını anlamak için, ne bir oral glukoz tolerans testi ne de bir kahvaltı testi etkili değildir; bunun yerine, bir hiperglusidik kahvaltı testi (12 saatlik açlık sonrasında yaklaşık KKal'lik bir kahvatının ardından yapılan bir test) veya ambulatuar (ayaktan) glukoz testi yapılması mevcut standarttır.[13][17]

Vücut normal işleyişini sürdürebilmesini için, karbohidratların sindirilmesi sonucunda ortaya çıkan şekerlerden elde edilen nispeten sabit bir glukoz girdisine ihtiyaç duyar. Glukagon ve insülin, insan vücudunda normal glukoz seviyesini sağlayan hormonlar arasındadır.[18] Bir öğünün tüketilmesi üzerine, kan şekeri normal olarak yükselir ve bu da pankreas hücrelerinin insülin üretmesini tetikler. Bu hormon, sindirilen glukozun, glikojen olarak depolanması için ya da metabolize edilmesi için karaciğere girmesine sebep olur. Böylece kandaki glukoz seviyelerini düşürür. Aksine, glukagon hormonu pankreas tarafından normalden düşük kan şekeri seviyelerine bir yanıt olarak salınır. Glukagon kandaki glukoz seviyelerini arttırmak için karaciğerde depolanan glukojenenin glukoz olarak kan dolaşımına salınmasını sağlar.[19] Gün içerisinde ara sıra alınan yüksek karbonhidratlı atıştırmalıklar ve yemekler şeker krizlerinin ortaya çıkmasının spesifik nedenleri olarak kabul edilirler. Bir kişinin "şeker krizi" hissetmesi, yüksek şekerli gıdaların tüketimininin ardından kan şekeri seviyesinin hızlı bir şekilde yükselmesi ve sonrasından aniden düşmesi yüzündendir. Ve bu durumun sebebi, şekerli yüyeceklerin hızla tüketilmesi sonucunda, aslında ihtiyaç duyulandan daha fazla insülünin salgılanmasının bir sonucudur.

Tedavi[değiştir
REAKTİF HİPOGLİSEMİ UZMANI

 REAKTİF HİPOGLİSEMİ  UZMANI

REAKTID HIPOGLISEMI VARSA PROF DR METIN OZATA YA BAŞVURUNUZ

PROF DR METİN ÖZATA NIn METABOLİZMA DİYETİ KİTABINI OKUYUNUZ

Yemek sonraları kan şekeri düşüklüğü, yaşamı çok kötü etkileyen, enerjiyi düşüren, halsizlik, yorgunluk ve baş dönmesi yapan, iş verimini düşüren ve sizi kızgın, öfkeli, sabırsız bir hale getiren bir durumdur. Çok sık olmasına rağmen üzerinde pek durulmayan önemli bir hastalıktır. Kilo veremeyen kişilerin çoğunda reaktif hipoglisemi vardır.

Gün içinde acıkma atakları oluyor ve şekerli gıdalara saldırıyorsanız; öğleden sonraları baş ağrısı varsa; uykudan birkaç saat sonra gece yarısı uyanıyor ve zor uyuyabiliyorsanız; kötü rüyalar görüyor ve devamlı bir yorgunluk varsa; öğleden sonra canınız şeker veya kahve içmeyi çok istiyorsa; baş dönmeleri varsa; yemek yiyinceye kadar halsizlik ve yemek gecikince kendinizi bitkin hissediyorsanız; halsizliğiniz yemek yiyince düzeliyorsa; yemek gecikince ellerde titreme ve çarpıntı oluyorsa; çok duygusalsanız, çabuk sinirleniyor ve kontrolünüzü kaybediyorsanız; yemek önceleri çok huzursuzsanız; yemeklerden sonra uyku basıyor ve gün boyu uyukluyorsanız, bu belirtiler kahvaltı öncesi de oluyorsa, kan şekerinizde düşüklük olabilir. Bunun başlıca nedeni de dengesiz beslenme, fazla karbonhidratlı, nişastalı gıdalar ve şeker yeme, stres ve aşırı kafein alımı (kahve, çay, kola) veya ailenizde şeker hastalığı olmasıdır. Stresli kişilerde kortizol ve adrenalin hormonları fazla salgılanarak insülin direnci gelişmesine yani insülinin etki edememesine neden olurlar. Kanda potasyum düşüklüğü de insülin direncine neden olabilir. İnsülinin iyi çalışması için kanda potasyum düzeyi 4 mEq/L den fazla olmalıdır.

Kilolu kişilerde hipoglisemi atakları daha fazla görülürse de, normal kilolu ancak egzersiz yapmayan ve depresyon yaşayan kişilerde de kan şekeri düşüklüğü olabilir. Bu kişilerin bir kısmı psikolog ve psikiyatrlarda depresyon tedavisi görürler. Kan şekerinde düşme, genellikle sabah saat ve öğleden sonra saat civarında daha sık olur.

Bu hastalar bu saatlerde biraz daha yorgun olurlar, hafif baş ağrısı, depresyon ve derin bir açlık hissederler. Bu nedenle de, bu saatlerde çikolata, kek, pasta, kurabiye yer veya kola içerler. Bu gıdaları alan kişinin şikayetlerinde hafif bir düzelme olur. Sabah saat ’de oluşan kan şeker düşüklüğünün nedeni sabah kahvaltıda yenen şekerli ve nişastalı gıdalardır. Öğle yemeğinde yenen tatlı ve nişastalı gıdalar da öğleden sonra, saat ’da kan şekeri düşmesine neden olur. Buna karşılık sabah ve öğleyin proteinli gıda alanların kan şekerinde pek düşme olmaz. Kan şekeri düşünce yenen şekerli gıdalar dakika süreyle bir rahatlık sağlar, ama daha sonra kan şekeri tekrar düşer. Sonunda bu kişiler gün içinde kan şekerinde yükselme ve düşmeler yaşar ve bol miktarda şeker, çikolata ve buna benzer şekerli gıdalar tüketirler. Bu kişiler sabah kalktıklarında huzursuzdurlar, kavga etmeye ve tartışmaya eğilimlidirler. Bir şeyler yedikten sonra rahatlarlar

Bazı kilolu kişiler ise diyete başladıktan sonra, baş dönmesi ve açlık atakları ortaya çıktığı için diyeti bırakırlar. Bunun nedeni kan şekerinin düşmesidir. Kan şekerinin düşmesini önlemek için, tam tahıl ürünleri (tam buğday ekmeği, çavdar gibi), sebze ve meyve yemelidir. Bu kişiler diyet yaparken üç ana öğün üç ara öğün yemek yemelidirler.

Hipoglisemi-şeker düşmesi ataklarının olması stres hormonlarını yani adrenalini artırır ve anksiyete, panik atak ve depresyon gibi psikoloji sıkıntılar ortaya çıkar.

Kısaca özetlersek, kan şekeri düşmelerine tıp dilinde hipoglisemi denir ve bu kişilerde şu belirtiler ortaya çıkar:

• Halsizlik, bitkinlik
• Psikolojik durumda değişiklik
• Sinirlilik
• Baş ağrısı
• Ellerde titreme
• Bulantı
• Görmede bulanıklık veya çift görme
• Soğuk terleme
• Çarpıntı, kalp atımlarını hissetme
• El ve ayakta çözülme, iç titremesi ve kas ağrıları
• Baş dönmesi
• Soluk ve terli bir görünüm
• Ani başlayan bir yorgunluk hissi
• Şiddetli yorgunluk
• İç ezilmesi ve yeme isteği
• İsteksizlik
• Anksiyete, depresyon ve kontrolü kaybetme
• Allerjiler (astım, saman nezlesi ve ciltte alerjik bulgu eğilimi)
• Bazı şeylerden korkma (fobi)
• Uykusuzluk
• Şekerli gıdalara saldırma
• Unutkanlık
• Sebepsiz yere ağlama
• Şiddetli kan şekeri düşmelerinde bayılma ve koma

Geceleri uykuda kan şekeri düşüyorsa şu belirtiler görülebilir:

• Huzursuz bir şekilde uyanmak
• Pijama, gecelik ve yastık kılıflarının terden ıslanması
• Hızlı kalp çarpıntısı ile uyanma
• Huzursuzluk ve uykuya dalamama
• Sabah baş ağrısı ile uyanma
• Unutkanlık
• Üşüme ve ellerde soğukluk
• Bazen karın ağrısı ve kilo alamama da olabilir
• Sersem bir şekilde uyanma veya sabah uyanmada zorluk

Bu tür şikayetleri olan kişilerin gece, sabaha karşı civarında kan şekerini ölçmek gerekir.

Kan şekeri düştüğünde hemen kesme şeker yenmesi gerekir. Durum bununla düzelmiyorsa, hemen bir acil servise başvurulmalı ve serum takılmalıdır.

Yukarıdaki belirtileri sık sık yaşayan kişilerde hipogliseminin nedeni araştırılmalıdır.

Hipogliseminin nedenleri şunlar olabilir:

• Kanda insülinin yüksek olması (insülin direnci)-aşırı kilo
• Kortizol düşüklüğü (böbrek üstü bezinin az çalışması)
• Tiroid bezinin az çalışması (hipotiroidi)
• Pankreasta insülinoma denen tümör olması veya pankreas iltihabı (pankreatit)
• Böbrek ve karaciğer hastalığı
• Beyinde bulunan ve birçok hormon salgılayan Hipofiz bezinin az çalışması
• Şeker hastalığının başlangıcında
• Mide ameliyatı geçirmiş olmak
• Alınan şekerli gıdaya reaksiyon olarak (reaktif hipoglisemi)
• Çok alkol almak
• Uzun süre stres altında kalmak
• Çok düşük kalorili diyet yapmak
• Kısa zamanda çok kilo vermek
• Şekerli gıdaları çok yemek
• Yetersiz gıda alıp aşırı egzersiz yapmak
• Aşırı sigara içmek
• Kafeinli içecekler (kahve,çay, kola) ve fazla çikolata yemek

Bu nedenlerin araştırılması ve nedene uygun tedavi yapılması gerekir. Uzun süreli şeker yükleme testi (Oral glukoz tolerans testi) (OGTT) teşhiste faydalı bir yöntemdir. Bu testte kişiye önce 75 gram glukoz içirilir ve yarım saat, 1 saat, 2 saat, 3 saat sonra kan şekerine bakılır. Alınan bu kanlarda, kan şekerinin 80 mg/dl’nin altına inmesi reaktif hipoglisemi olduğunu gösterir. Normal bir kişide OGTT sırasında şeker içildikten yarım saat sonra, kan şekeri mg/dl civarında, 1 saat sonra mg, 2 saat sonra mg civarında olur ve 3. ve 4. saatlerde açlık seviyesi olan mg/dl’ye düşer. Kan şekeri düşünce mide ve bağırsaklarda ritmik kas kasılması başlar ve açlık hissedilir. Anormal açlık hissinde kasılma daha fazla olur ve kramp ve ağrı yapabilir.

Kan şekeri düşüklüğünden kurtulmak için Gİ diyeti uygulamak gerekir. Bu kişilere önerilerimiz şunlardır:

• Yemekler az ve sık yenmeli, proteinden zengin, ancak düşük glisemik indeksli karbonhidratlar (kan şekerini yükseltmeyen) yenmelidir
• Şeker düşmesi atakları sık oluyorsa, yemek aralıkları üç saatten fazla olmamalıdır (Günde 3 ana öğün 3 ara öğün alınmalıdır)
• Rafine gıdalar (beyaz ekmek, patates püresi ve şeker gibi) gıdalar yenmemelidir
• Protein alımı (beyaz et, balık) biraz artırılmalıdır ve özellikle kahvaltıda yumurta, et, peynir ve balık gibi proteinler alınmalıdır.
• Tam tahıl, bakliyat, sebze ve meyveye dayalı bir beslenme uygulanmalıdır. Ceviz, badem tüketimi artırılmalıdır (diğer gıdalardan az yiyerek), yulaf ezmesi yiyebilirsiniz
• Kahve, çay, sigara, kola gibi kan şekerini düşüren içeceklerden uzak durmalıdır
• Yatmadan önce hafif bir ara öğün alınmalıdır
• Süt ve süt ürünleri azaltılmalıdır
• Günde bardak su içilmelidir
• Egzersiz yapılmalıdır
• E vitamini, B6 vitamini ve C vitamini alınması, avokado yenmesi kan şekeri düşüklüğüne faydalı olur. Özellikle B6 vitamini bu konuda çok faydalıdır.
• Kan krom ve magnezyum düzeylerinde eksiklik varsa, bunlar ilave olarak alınmalıdır. Krom alımını artırmak için mantar, brokkoli, tavuk, sert peynirler diyette olmalıdır.

   
© Prof. Dr. Metin ÖZATAWeb Tasarım

Reaktif Hipoglisemi Nedir ? Belirtileri ve Tanı Yöntemleri

Reaktif  Hipoglisemi kan glukoz yani kan şekeri değerinin yemekten sonra düşmesi olarak tanımlanabilir. Tip 2 (erişkin tip) Diyabet ortaya çıkmadan önce, insülin hormonunun olması gerekenden daha  fazla salınmasıyla  ortaya çıkan, kan şekeri düşüklüğü bulguları ile kendini gösteren ve kolay olarak tanı koyulamayan bir sağlık problemidir.

Reaktif hipoglisemiyi, ileride gelişebilecek bir diyabetin habercisi olarak da tanımlayabiliriz. Bir başka deyişle reaktif hipoglisemi, diyabet teşhisinden önce toklukta görülen kan şekeri düşüklüğüdür.
Reaktif Hipoglisemi sık  karşılaşılan görülen bir sağlık problemi olmakla birlikte yeterince bilinmemektedir. Reaktif hipoglisemi büyük oranda , pankreastan  insülin salgılanmasındaki bozuklukluğa bağlı olarak başlamakla birlikte, tiroid ve böbreküstü bezlerinin hormon salgılamasındaki bozukluk da buna yol açabilmektedir.

Reaktif Hipoglisemi hastalarında ortak bulgular,  beslenme saatlerindeki düzensizlik, uzun süren açlık periyotları  ve sonrasında glisemik yükü yüksek gıda alımıyla, saat sonra yaşanan hipoglisemi (kan şekeri düşüklüğü)  dönemidir. Reaktif  hipoglisemi sırasında, bu sağlık sorununu yaşayan bireylerde  ani terleme, halsizlik, çarpıntı, bulantı ve  tatlı yeme arzusu ortaya çıkar. Bu  belirtiler  karbonhidrat içeren gıda alımıyla son bulur. Besin alımını takiben insülin salgılanır, kanda yüksek düzeyde  bulunan insülin şeker düşüklüğüne sebep olup, tekrar tatlı krizi meydana gelir.

Reaktif hipoglisemi sorunu olanlar, gece yatağından kalkıp  çikolata, reçel gibi kan şekerini hızlı yükselten yiyecekler yeme ihtiyacı duyarlar. Bu süreçte yaşanan kısır döngü ise  obeziteye  yol açabilir.

Reaktif Hipoglisemi Tanısı Nasıl Koyulur ? Tanıda Hangi Testler Kullanılır ?

Tanı amaçlı olarak,  75 gr glukoz ile şeker yükleme testi uygulanır. İnsülin ve glukoz tahlilleri yapılır. İnsülin değerinin normalden  yüksek,  glukoz değerinin ise normalin altında olması tanı koymada yardımcıdır.

Reaktif Hipoglisemi Hastaları Nelere Dikkat Etmelidirler ?

  1. Diyetisyen kontrolünde  uygun beslenme programı ve  düzenli egzersiz belirtilerin düzelmesinde yardımcıdır.
  2. Öğün atlanmaması ve ara öğünlerin de ihmal edilmemesi gerekmektedir.
  3. Beslenmeye örnek olarak; günde 3 ana, 3 ara öğün ile beslenme, yani saat aralarla gıda alımı önerilmektedir.
  4. Alınan gıdaların  şeker içermemesi, beyaz un, nişasta oranları düşük olan  karbonhidratlardan seçilmesine önemlidir.
  5. Metabolizma üzerine olan olumlu etkileri gözardı edilmemelidir.
  6. Düzenli spor ve egzersizin de metabolizma üzerinde olumlu etkisi bulunmaktadır.
  7. Hekimler gerek görürse ilave olarak ilaç tedavisi de verebilmektedirler.

Bu konuya dair bir sorunuz varsa siz de uzmanlarımıza 7/24 Soru sorabilirsiniz.Soru sormak için tıklayın.

Yorumlar

Yorum yapabilmek için giriş yapmış olmanız gerekmektedir.

Popüler Blog Yazıları

Işık Terörü ve HastalıklarEnfeksiyon Nedir?Kuduz Nedir?Erkekte Hidrosel Nedir? Nasıl Oluşur?Gebelikte Hafif Burun Kanamaları DoğaldırKatarakt Körlüğe Sebep OluyorÇocuk Yaz İshallerini Asla Hafife Almayın!Tırnak Batması Nedir? Tedavisi Nasıldır?Mide Ekşimesi Nedir?Artrogripozis Nedir?Depresyon Belirtileri Nasıl Anlaşılır?Histriyonik Kişilik Bozukluğu Nedir? Belirtileri Nelerdir?

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır