çevreyle ilgili kurum ve kuruluşlar / Doğayı ve çevreyi koruyan örgütler | Yaşam

Çevreyle Ilgili Kurum Ve Kuruluşlar

çevreyle ilgili kurum ve kuruluşlar

SON YAZILAR

Bu çalışma ülkemizde ve yurt dışında faaliyet gösteren çevre kuruluşları, çevre bildirgeleri ve çevre sözleşmeleri hakkında bilgi toplamak amacıyla yapılmıştır. Çevre kuruluşları faaliyet merkezine göre ülkemizde ve yurt dışında olmak üzere iki başlık altında toplanmıştır.

  1. 1.    Türkiye’deki Çevre Kuruluşlar

Ülkemizdeki çevreyi koruma ve geliştirme konusunda en yetkili kurum Çevre ve Orman Bakanlığı’dır.  Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı da ülkemizde çevrenin geliştirilmesi, korunması konusunda faaliyet gösteren diğer bakanlıklardır. Ülkemizde gönüllü kuruluş anlayışı içinde dernek ve vakıf olarak kurulmuş birçok çevre kuruluşu mevcuttur.

1.1.       Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA)

1992 yılında kurulan TEMA Vakfı, toprakları tehdit eden erozyon ve çölleşme tehlikesine dikkat çekmeyi ve bunun devlet politikası haline gelmeye katkı sağlamayı amaçlamaktadır. TEMA Vakfı, toprakla birlikte su, orman, biyoçeşitlilik gibi tüm doğal varlıkların korunması ve insan kaynaklı iklim değişikliğine dair toplumsal bilinç oluşturulmasına katkı sağlayıcı çalışmalar yapmaktadır.

1.2.       Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı (ÇEVKO)  

ÇEVKO, cam, metal, plastik, ve kağıt/karton türü evsel nitelikli ambalaj atıklarının değerlendirilmesi için sağlıklı, çevre kirliliğini en aza indiren bir geri kazanım sistemi oluşturmayı hedeflemektedir. Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından her çeşit ambalajlı atığın geri kazanımı konusunda yetkilendirilmiş kuruluştur.

1.3.       Çevre Koruma ve Araştırma Vakfı (ÇEV-KOR)

Doğal, tarihi ve kültürel varlıkların korunması, geliştirilmesi ve yaşatılması, toplumun her kesiminde çevre bilincinin arttırılması ve bu konuda eğitim çalışmalarının yapılmasını amaçlamaktadır.

1.4.       Türkiye Çevre Koruma Vakfı (TÜÇEV)  

İnsan sağlığının ve çevrenin korunması, iyileştirilmesi, çevre kirliliğinin önlenmesi, ülkenin doğal bitki ve hayvan varlığı ile tarihi zenginliklerin korunması için maddi ve manevi katkıda bulunmak ve yeni kaynaklar temin etmek amacıyla kurulmuştur.

1.5.   Türkiye Çevre Eğitim Vakfı (TÜRÇEV)

1993 yılında Turizm Bakanlığı önderliğinde “Mavi Bayrak Programı”nın ülkemizde başlatılabilmesi amacıyla kurulmuştur. Mavi Bayrak; gerekli standartları taşıyan nitelikli plaj ve marinalara verilen ödüldür. TÜRÇEV, Çevrenin Genç Sözcüleri, Eko Okullar, Okullarda Orman gibi programlarıyla okullarda çevre bilincini geliştirme faaliyetlerini sürdürmektedir.

1.6.    Çevre ve Kültürel Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı(ÇEKÜL)

Doğal kaynakları, kültürel mirası ve insanı bir bütün olarak ele alan ÇEKÜL, doğal ve kültürel çevreyi korumak için “kent-havza-bölge-ülke” ölçeğinde projeler geliştirmektedir.

1.7.    Doğa ve Çevre Vakfı (DOÇEV)

1996 yılında Denizli’de işadamı İsmet ABALIOĞLU önderliğinde kurulan vakıf; ağaçlandırma, erozyonla mücadele, ağaçlık alanlarda yaban hayatını destekleme, çevreye zararlı elektronik atık, pil toplama ve geri dönüşüm gibi birçok alanda çevreyi koruma hizmeti sunmaktadır.

1.8.       Türkiye Deniz Araştırmaları Vakfı (TUDAV)

Deniz bilimleri konusunda araştırmalar yapmak, deniz yaşamını korumak, deniz kültürü ve deniz sevgisini gelecek kuşaklara taşımak ve korumak amacıyla 1997 yılında kurulmuştur. Avrupa denizlerindeki çöpleri temizleme, Akdeniz ısınmasının nedenlerini araştırma, palamut balıklarının uygun yaşama yerleri gibi aktif projeleri bulunmaktadır.

1.9.     Doğal Hayatı Koruma Derneği (DHKD)

Derneğin amacı, Türkiye’nin zengin bitki ve hayvan türleri ile bunların yaşam alanlarının değerinin önemsenmesi ve koruma altına alınmasıdır. Bu amaçla koruma projeleri yürüten dernek, kamu ve özel sektördeki şirketlerle işbirliği yapmaktadır.

1.10.         Türkiye Çevre Koruma ve Yeşillendirme Kurumu (TÜRÇEK)

1972 yılında ülkemizin ilk gönüllü çevre kuruluşlarından birisi olarak İstanbul’da kurulmuştur. Her türlü çevre kirliliğinin önlenmesi, doğal varlıkların ve yaşama ortamlarının korunması için çalışmalar yapmaktadır.

1.11.         Doğa ile Barış Derneği

Toplumun birleşik gücünü, insan ve doğa sevgisinde odaklaştırarak çevreciliği yaşama biçimi kabul eden, bilinçli üreten ve tüketen toplum oluşturma amacını taşımaktadır.

1.12.        Deniz Temiz Derneği (TURMEPA)

Denizlerimizin ve kıyılarımızın kirlenmesini önlemek, kirlilikle mücadeleyi özendirme, geliştirmek ve halk katılımını sağlamayı amaçlayan TURMEPA, özellikle okullarda öğrencilere ve öğretmenlere bu konuda eğitim ve saha çalışmaları imkanı sunmaktadır.

1.13.        Kuş Araştırmaları Derneği

1998 yılında kuşları araştırmak, korumak ve bu konuda halk bilinci geliştirmek amacıyla kuş gözlemcileri ve araştırmacıları tarafından kurulmuştur. Dernek EURİNG(Avrupa Kuş Halkalama Birliği) üyesidir.

  1. 2.    Uluslararası Çevre Kuruluşları, Programları ve Belgeleri

2.1.            Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN)

IUCN, 1948 yılında küresel çapta kurulmuş en eski ve en büyük çevre örgütüdür. 200’ü hükümet 900’ü sivil olmak üzere 1200’den fazla üyesi vardır. Biyoçeşitliliğin korunması IUCN’nin en önemli misyon merkezidir. IUCN, ayrıca iklim değişikliği, sürdürülebilir kalkınma ve gıda güvenliği gibi önemli sorunları ele almakta ve çözümler sunmaktadır.  IUCN Red List(Kırmızı Liste) bitki ve hayvan türlerinin dünyadaki en kapsamlı küresel koruma durumu envanteridir. Kırmızı Liste, kesin ölçüt kullanılarak, binlerce tür ve alt türlerin nesillerinin tükenme riskini değerlendirmektedir.

2.2.   Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF)

1961’de Londra’da kurulan örgütün ülkemiz de dahil olmak üzere 50’den fazla ülkede şubesi vardır. WWF’nin temel amacı, dünyanın doğal ortamının bozulmasını durdurmak ve insanın doğayla uyumlu bir şekilde yaşadığı bir gelecek oluşturmaktır. Dünya çapında 100’ü aşkın ülkede, iklim değişikliği, ormanlar, tatlı sular, denizler ve türler ile ilgili projeler yürütmektedir.

2.3.   Doğal Hayatı Koruma Derneği (WCS)

20. yüzyılın başlarında dünyada ilk defa yapay döllenme programı uygulayarak Kuzey Amerika bizonunun soyunun tükenmesini engellemiştir. WCS, hayvanat bahçelerinin doğal hayatın korunması için aktif çalışması gerektiği düşüncesinin öncüsüdür.

2.4.   Greenpeace  

1971’de Amerika’nın Alaska’da yapacağı nükleer denemelere karşı kurulmuştur. Etkili protesto yöntemleriyle çevre sorunlarını gündemin üst sıralarına taşıması, Greenpeace’nin en büyük gücüdür.

2.5.   Uluslararası Kuşları Koruma Konseyi (Birdlife International)

Dünyadaki kuşları koruma örgütlerinin bir araya gelmesiyle oluşmuş bir yardımlaşma ağıdır. Merkezi Cambridge’de bulunan konsey, 100’den fazla ülkede kuş türünün korunması ve kuş çeşitliliği için önemli alanların belirlenmesine ilişkin çalışma yapmaktadır.

2.6.   Kraliyet Botanik Bahçeleri (KEW)  

Londra’da bulunan KEW, bitki genlerinin kopyalanması, soyu tehlikede olan bitkilerin yetiştirilmesi, ekonomik açıdan önemli bitkiler hakkında bilgiler toplanması, sürdürülebilir kalkınma gibi alanlarda çok önemli çalışmalar yapmaktadır. 120 dönümlük arazi üzerine kurulu KEW’de 38 binin üzerinde bitki çeşidi bulunmaktadır.

2.7.     Durrel Doğal Hayatı Koruma Birliği (DWCT)

Hayvanat bahçelerinin tehlikedeki türlerin üremesi ve doğaya geri dönüşlerine hizmet eden yerler olarak çalışmaları düşüncesine öncülük etmiştir.

2.8.    Kyoto Protokolü

Küresel ısınma ve iklim değişikliği konusunda mücadeleyi sağlamaya yönelik 11 Aralık 1997’de Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi içinde imzalanmıştır. Bu protokolü imzalayan ülkeler, küresel ısınmaya sebep olan – karbon dioksit, metan, nitröz oksit, kükürt heksaflorür, HFC‘ler ve PFC‘ler- gazların salınımını azaltmayı kabul etmişleridir. Protokol, antlaşmayı imzalayan ülkelerin atmosfere saldıkları karbon miktarını 1990 yılındaki düzeye düşürmelerini öngörmektedir. Protokol 2005 yılında Rusya’nın katılımıyla yürürlüğe girmiştir. Bunun sebebi; protokolün yürürlüğe girebilmesi için, onaylayan ülkelerin 1990’daki emisyonlarının yeryüzündeki toplam emisyonun %55’ini bulması şartıdır. Kyoto protokolünü Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 160 ülke imzalamıştır. Sözleşmeye göre; endüstriden ulaşıma ısıtmadan kaynaklanan sera gazlarını azaltmaya yönelik mevzuatlar yeniden düzenlenecek, az enerji harcayarak daha uzun yollar alan teknolojiler geliştirilecek, çöp depolama ve çevrecilik temel ilke olacak, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelinecek, fosil yakıtların yerine bio yakıtların tercihi sağlanacak, yüksek enerji tüketen ve çevreyi kirleten ağır sanayi kuruluşlarında düzenlemeler yapılacak, protokole aykırı davranan ülkelere vergi artırımı ve para cezası gibi yaptırımlar uygulanacaktır. Başta ABD olmak üzere, üretimin azalmasından kaynaklanacak milyar dolarlık maliyetten dolayı bazı ülkeler protokolü imzalamamıştır.

2.9.    Stockholm Çevre Bildirgesi: 

1972’de İsveç-Sotckholm’de İnsan Çevresi Konferansının başladığı gün olan 5 Haziran, Dünya Çevre Günü olarak birçok ülkede kutlanmaktadır.  Stockholm Çevre Bildirgesi, aşağıdaki hususlara vurgu yapmaktadır:

–          İnsanın yaşama hakkı başta olmak üzere temel haklarından yararlanması için, insanların refahını ve kalkınmalarını arttırmak için çevrenin korunması ve geliştirilmesi bütün insanların özlemi, bütün hükümetlerin görevidir.

–          Gelişmekte olan ülkeler açlık, barınma, eğitim ve sağlık sorunlarını çözmek için kalkınma yönünde çaba gösterirken çevrelerini korumalı ve iyileştirmelidir.

–          Birtakım olumsuz faktörlerin etkisiyle tehlikeye düşmüş olan yaban hayatı korunmalıdır.

–          Ekosistemde onarılmaz bozukluklara yol açan zararlı maddelerin çevreye yayılması engellenmelidir.

–          İnsan ve çevresi nükleer silahların ve diğer toplu imha araçlarının etkisinden korunmalıdır.

2.10.        Çevre ve Kalkınma Konusunda Rio Bildirgesi

1992’de Rio de Janerio’da toplanan Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı, Stockholm’de kabul edilen bildirgeyi onaylayarak ve onu geliştirmeyi amaçlayarak, devletlere, toplumların anahtar sektörleri ve insanlar arasında işbirliği olanakları yaratarak, yeni ve eşitlikçi bir küresel ortaklık kurmayı hedeflemektedir. İnsanların sağlıklı ve verimli bir yaşam hakkına sahip olduğunu savunur ve ülkelerin egemenlik hakları çerçevesinde kendi doğal kaynaklarını kullanmalarını ve çevre politikalarını oluşturmalarını öngörür. Ancak, devletlerin kendi egemenlikleri dışındaki bölgelerin çevresine zarar vermeme zorunluluğunu taşıdığını vurgulamaktadır.

Konferanstan çıkan sözleşmelerden biri olan Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin amacı; biyolojik çeşitliliğin korunması, bu çeşitliliğin unsurlarının sürdürülebilir kullanımı, genetik kaynakların kullanımından doğan yararların adil ve hakkaniyete uygun paylaşımıdır.

2.11.         CITES Sözleşmesi

Dünyanın küresel yabani bitki ve hayvan ticaretini kontrol eden veya engelleyen en büyük uluslar arası sözleşmedir. Tehlikede olan veya ticareti yasaklanan bitki ve hayvan türlerinin listesi sözleşmenin eklerinde yer almaktadır.

2.12.        Ramsar Sözleşmesi

1971’de İran’ın Ramsar kentinde kabul edilen bu sözleşme, özellikle su kuşlarının yaşama ve üreme alanları için büyük öneme sahip olan sulak alanların korunmasını öngörmektedir.

2.13.         Basel Antlaşması

Sanayi atıklarının çevre ve insan sağlığına yol açabilecek zararlarına karşı yönetimi, bertaraf edilmesi ve taşınmasına ilişkin önlemler alınarak uluslar arası düzeyde devam eden çalışmaları öngörmektedir.

2.14.        Bern Sözleşmesi

Avrupa Konseyi’ne üye devletlerin imzaladığı bu sözleşme, yabani flora ve faunayı korumayı, bunların yaşam ortamlarını muhafaza etmek, özellikle birden fazla devletin iş birliğini gerektiren koruma sağlamayı amaçlamaktadır.

2.15.        Marpol Sözleşmesi

Bu sözleşeme petrol ve zararlı maddelerle deniz çevresinin kasıtlı olarak kirlenmesinin tamamen ortadan kaldırılmasını ve bu maddelerin bir kaza neticesinde denize boşaltımını en aza indirgemeyi hedefleyerek dünya denizlerini korumayı öngörmektedir.

2.16.   MontrealProtokolü

Bu protokol, ozon tabakasında incelmeye sebep olan cfc(klorofolorokarbon) gazlarının üretiminin ve kullanımının belirli bir zaman içinde kısıtlanması için kesin kurallar getirilmesini öngörmektedir.

KAYNAKÇA

Torunoğlu, E. (2012).Uluslararası Çevre Koruma Politikaları . Çevre Sorunları ve Politikaları. Ü. B. Öğütveren (Editör). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Web-Ofset.

Özey, R. (2009). Çevre Sorunları.(Üçüncü Baskı). İstanbul: Aktif Yayınevi.

URL1. http://megep.meb.gov.tr/mte_program_modul/modul_pdf/850CK0087.pdf          adresinden 03.03.2013 tarihinde erişilmiştir.

URL2. http://www.tema.org.tr/web_14966-2_1/neuralnetwork.aspx?type=22  adresinden 03.03.2013 tarihinde erişilmiştir.

URL3. http://www.cevko.org.tr/cevko/Ic-Sayfa/Cevko/Cevko-Vakfi/Vizyon-ve-Misyon.aspx  adresinden 03.03.2013 tarihinde erişilmiştir.

URL4.  http://www.xn--trev-1oa8j.org.tr/icerikDetay.aspx?icerik_id=11 adresinden 03.03.2013 tarihinde erişilmiştir.

URL5. http://www.docev.org.tr/docev.aspx adresinden 03.03.2013 tarihinde erişilmiştir.

URL6. http://www.greenpeace.org/turkey/tr/about/faq/  adresinden 03.03.2013 tarihinde erişilmiştir.

Bunu beğen:

BeğenYükleniyor...

Yayımlanmış

BİRAZ DA TÜRKİYE’DEN 

Bir doğa sever olarak her gün gündemden düşmeyen çevre ve doğa haberleri maalesef beni de çok üzüyor. Gün geçmiyor ki, katledilen bir doğa, yanan orman haberlerini duymayalım ya da geçerken çöplüğe çevrilmiş bir doğa güzelliği görmeyelim. 

Çevre ve doğa konuları sanırım günümüzün en önemli konusu… İklim değişikliği ve küresel ısınmanın da etkisiyle artık bu konular, birkaç bölgenin sorunu olmaktan çıkarak tüm toplumları ilgilendiren bir hal aldı… Uzmanlara göre modernleşmenin getirdiği bu sorunlara karşı, çok acil önlemlerin alınması gerekiyor.

Bana göre en büyük görev bireysel olarak her birimize düşüyor. Doğaya saygı, temiz çevre, bilinçli tüketim, geri dönüşüm gibi yapabileceğimiz çok şey var. Ama sanırım asıl iş devletler ya da hükümetlerin… Var olanın korunmasının yanı sıra hem gerekli yasaların çıkartılması hem de çevre bilincinin artırılması için bir an önce bir şeyler yapılması lazım… Yapılanlar var belki ama maalesef yeterli değil…  Hatta bazen korumak bir yana tekrar sahip olamayacağımız birçok doğal zenginliğin kendi elleriyle yok edilmesine izin veriyorlar. 

Hem kişilerin farkındalıklarını artırmak hem de hükümetleri ve daha üst uluslararası organizasyonları harekete geçirebilmek için dünyada ve ülkemizde büyük uğraşlar veren birçok sivil toplum kuruluşları (STK) var. Çoğunluğu kendi yarattıkları kaynaklarla çalışan bu STK’lar su kaynaklarından, ormanlara, nesli tükenen hayvanlardan petrol arama çalışmalarına kadar birçok konuda faaliyet gösteriyorlar. Birçoğunun tek gelir kaynağı ise üyelerinden topladıkları aidat veya bağışlar… Bazen sadece bir imza atmak bile en büyük desteklerden biri olabiliyor onlar için… 

İlham veren çalışmalarıyla bu alanda faaliyet gösteren uluslararası ve ulusal birkaç önemli organizasyona bu yazıda yer vermek istedim. Ancak güçleri birleştirirsek daha büyük adımlar atabileceğimize inanıyorum. Ne şekilde olursa olsun yapacağımız ufak bir destek geleceğimiz için çok şey ifade edecektir eminim…

ULUSLARARASI ORGANİZASYONLAR

Greenpeace

Doğa ve çevre için çalışan sivil toplum kuruluşları

Ormansızlaşma, sürdürülebilir gıda ve okyanuslar başta olmak üzere birçok farklı alanda çalışmalara imza atıyorlar. Plastik kirliliği, açık deniz sondajı, kutupları koruma konularında oldukça aktifler… 

1971’de faaliyete başlayan küçük grup, şu an 50 ülkenin üzerinde sürdürdüğü çalışmalarıyla bugün dünyanın en yaygın organizasyonlarından biri… 2,8 milyon üyesinden aldığı bireysel bağışlarla çalışmalarını sürdürüyorlar. 

Özellikle ses getiren eylemleriyle dikkat çeken bu organizasyon, doğa katliamları, hayvanların avlanması, nükleer enerji santrallerinin kurulması ve bunun gibi pek çok konuda özel eylemler düzenleyerek adını duyuruyor.

World Wildlife Fund (Doğal Hayatı Koruma Vakfı)

WWF

Daha iyi bildiğimiz haliyle WWF’yi ikonik panda logosuyla daha iyi hatırlayacaksınız. 45 yıllık vakfın 1,2 milyonu ABD’de olmak üzere 5 milyonun üzerinde üyesi var. WWF, çalışmalarında odak olarak doğayı ve doğaya ait her türlü varlığın korunmasını alıyor. 

Türkiye’de de kelaynakların korunması, Sultan Sazlığı’nın koruma altına alınması, Dalyan’da karettaların yaşam alanındaki turizm yatırımının durdurulması, Kaçkar Dağları, Hatila Vadisi ve Karagöl-Sahara milli park ilan edilmesi gibi birçok projede aktif rol oynadılar. 

Environmental Defense Fund (Doğayı Savunma Vakfı)

Environmental Defense Fund

Tüm dünya üzerindeki insanları etkileyen ekoloji konularına odaklanan vakıf, temiz enerji, sürdürülebilir balıkçılık, ekosistemi yeniden düzenleme ve kirlilik gibi konular üzerine çalışmalar yapıyor. 

Farklı disiplinlerle iş birliği içinde çalışan vakıf, özellikle el atılmamış konulara odaklanarak ve başkalarınca ele alınan konulara çok dokunmamaya çalışıyor. 2 milyon üyesi ve 700 bilim adamı olan organizasyonlarında aynı zamanda birçok uzman, ekonomist ve hukukçu var. Üyelerinden aldıkları bağış sistemiyle ayakta kalmayı başarıyorlar. 

National Geographic Society (National Geographic Topluluğu)

NG

130 yıllık bir geçmişe sahip olan topluluk, en yaygın, en bilinen ve en büyük parasal fonu sahip çevre için çalışan organizasyonlardan biri… Yılda 1,2 milyar dolarlık bir geliri var. Bilimsel araştırmalara, keşif gezilerine ve koruma çalışmalarına öncülük ediyor. 40’ın üzerinde yerel dilde çıkan dergileri ve TV kanalları en büyük güçleri…

Aynı zamanda, 22 Nisan 1970 yılında başlattıkları “Earth Day” ile çevre ve canlılarla ilgili konulara dikkat çekmeye çalışıyorlar. Bu sayede birçok zararlı kimyasallar ve zirai ilaçların yasaklanması, nehirlerin temizlenmesi, balinaların korunması, nesli tükenmekte olan hayvanlara dikkat çekilmesi, ozon standartlarının oluşturulması, iklim yasalarının getirilmesi, temiz içme suyu, akbabalar gibi bir sürü alanda aktif rol oynuyorlar.  

Center for Biological Diversity (Biyolojik Çeşitlilik Merkezi)

Center for Biological Diversity

1989 yılında kurulan grup, en genç oluşumlardan biri… Bitki ve hayvanların korunması için yaptıkları çalışmalarda yerel uzmanlar, biyolojik data ve vatandaşlardan topladıkları imzalar en büyük güçleri…. Bugüne kadar gündeme getirdikleri davaların %93’ü kazanmışlar. Bu sayede aktif oldukları bölgeleri ve çalışanlarının sayılarını artırmaya çalışıyorlar. Greenpeace’in bağış toplama usulüyle çalışarak fon yaratıyorlar. 

Göz ardı edilen kurtların ve diğer yırtıcı hayvanların korunması ile ilgili çalışmaları ABD’de yaptıkları en son imza kampanyalarından biriydi…  

350.org

350

Dünyadaki iklim değişikliği aktivistlerini bir hareket altında toplamak amacıyla kuruldu. 189 ülkede faaliyetler gösteriyorlar. Yaratıcı ve cesur projeler, kampanyalar yaratarak aktif olmaya çalışıyorlar. Fosil yakıtlarının kullanımının durdurulması, yeni ve daha eşitlikçi düşük karbona dayalı bir ekonominin yaratılması, hükûmetlerin karbon salınımına kısıtlamalar getirmesi odaklandıkları en önemli konular. 

Türkiye’den Güney Afrika’ya, Brezilya’dan İngiltere’ye kadar birçok ülkede çalışmalar sürdürüyorlar. 

The Nature Conservancy (Doğayı Koruma)

Nature Conservancy

1951 yılından beri yürüttükleri çalışmalarla 120 milyon dönümden fazla kara ve binlerce millik nehrin korunması için çaba gösteriyorlar. Bünyelerinde bir milyonun üzerinde üye ve 600 bilimi adamı var. ABD’nin 50 eyaletinin yan ısıra 30’un üzerinde ülkede etkileyici projeler yapıyorlar. 

Hükümetler, ortak organizasyonlar ve influencer’larla çalışarak aktif oldukları alanlarda değişiklik yaratmaya çalışıyorlar. Bağış, hediye, katkı her şeye açıklar. 

Friends of the Earth (Yeryüzü Kardeşliği)

Friends of the Earth

Kendilerini “yeryüzü ve adalet için cesur ve korkusuz ses” olarak tanımlıyorlar. Son kampanyaları arıların ölümüne neden olan zirai ilaçların durdurulması, petrol çıkarma ve palm yağı üretimiyle ilgiliydi. 

Extinction Rebellion

Extinction Rebellion

Hükümetleri iklim ve çevre konularında bir an önce aksiyon almaya davet eden grup, gösterilerinde özelikle şiddet içermeyen protestoları tercih ediyorlar. Kısaltılmış haliyle XR, 2018 yılından beri İngiltere başta olmak üzere birkaç ülkede gösteriler düzenledi. 

XR’cıların hükümetten istekleri şu şekilde: 

  • Bir an önce acil iklim ve ekoloji konularında önlemlerini açıklamaları ve ilgili kurumlarla ortak çalışmalara başlamaları.
  • İngiltere’de doğal yaşam kayıplarının durdurularak 2025’e kadar karbon salınımını 0’a indirmeleri. 
  • Toplum temsilcileri ve uzmanlardan oluşan bir grupla çözüm önerilerinin hazırlanması.

The Climate Mobilizatione

Climate Mobilization

Küresel iklim ve türlerin yok olması ile ilgili dünya çapında ve hatta dünya savaşı etkisi yaratacak büyüklükte bir hareket başlatarak insanlığı ve doğayı iklim faciasından korumak istiyorlar. Oluşturulacak kanun taslakları, mesajlar ve organizasyonel yaklaşımlarla dünya üzerinde herkesin acil durum planına geçmesini istiyorlar. 

Friday for Future (Gelecek için Cumaları) 

Friday for Future

İsveçli 15 yaşında bir öğrenci olan Greta Thunberg’in başlattığı bu hareket artık dünya çapına bir hareket dönüştü. Thunberg, Ağustos 2018’de okulunu kırarak üç Cuma üst üste İsveç Parlementosu’nun önüne giderek oturma eylemi yaptı. Eylül ayından itibaren her Cuma eylemlerine devam etti. Amacı İsveç hükümetinin iklim krizi konusunda önlemler almasını sağlamaktı. Instagram ve Twitter sayesinde yaptığı bu eylem dünyayı hızlıca sardı. 

Almanya’da 2018 Aralık ayında 3000 gencin katıldığı bir yürüyüşün ardından 18 Ocak’ta 2019’da 50’den fazla şehirde 30 bin gencin, 24 Mayıs’ta ise dünya çapında 1,4 milyon gencin katıldığı protestolar gerçekleşti. Gençlerin en büyük istekleri; hükümetlerin iklim krizine bir an önce dur demeleri ve karbon salınım oranlarının aşağıya çekilmesi için kısıtlamaların getirilmesi…

TEMA Vakfı (Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı)

TEMA

TEMA’nın öncelikli amacı, tüm kamuoyuna toprak erozyonunun nedenlerini, vahim sonuçlarını ve ülkenin çöl olma tehlikesini anlatmak… 

Var oluş nedenlerini ise şu şekilde açıklıyorlar: “Kaybolan geleceği kurtarmak, açlık ve yoksulluğu gidererek topraktan gelen toplumsal barışı sağlamak için; Erozyon, çoraklaşma, çölleşme, kirlilik, hatalı tarım teknikleri ve amaç dışı arazi kullanımını önlemek; Doğal varlıkların tahribine yönelik, ulusal ve uluslararası her türlü idari, siyasi ve ekonomik baskılara karşı mücadele etmek ve sorunlara çözüm üretmek, Biyolojik çeşitlilik, toprak, su ve diğer doğal kaynakların korunması, verimli kılınması ve sürdürülebilir yönetimini gerçekleştirmek; Doğal varlıkların korunmasına yönelik politikaların, hükümetlerce üretilmesini, gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını, uygulanmasını ve uluslararası anlaşmalara uyulmasını sağlayacak, bilinçli ve etkin kamuoyu oluşturmak.”

Bu amaçla da ağaçlandırma projeleri, kırsal kalkınma projeleri, yasal çalışmalar, eğitim çalışmaları ve uluslararası çalışmalar sürdürüyorlar.  2004 itibariyle 80 ilde, 389 ilçe gönüllü sorumlusu ve 85 köyde TEMA Gönüllü Teşkilatı var. 

ÇEKÜL (Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı)

Doğa ve çevre için çalışan sivil toplum kuruluşları

1990 yılında kurulan ÇEKÜL, adından da anlaşılacağı gibi çevrenin yanı sıra kültürel mirasın korunması ile ilgili de çalışmalar yürütüyor. 

Doğayı, kültürü ve insanı bir bütün olarak ele alan ÇEKÜL, bunların bir arada korunması gerektiğine inanıyor. Bu amaçla Türkiye’nin birçok köşesinde projeler yürütüyor. 7 Bölge 7 Kent, GAP Bölgesi’nde Kültürel Mirasın Gelişimi, 92 Ormanı Projesi, Havza Koruma Çalışmaları, Çevre Seminerleri, Biyoçeşitlilik ve Doğal Kaynaklar Yönetimi önemli çalışmalarından birkaçı…

Doğal doku kaybolmaya başladığında insanın yaşam alanının da tükendiği, kültürel mirasını da yitirmeye başladığı bilinciyle hareket ederek, toprağı, yeşili korumak ve çoğaltmak için İstanbul’da başlattığı ağaçlandırma çalışmalarını Anadolu’nun her köşesine yaymaya çalışıyor. 

Doğa Derneği

Doğa Derneği

2002 yılında kurulan Doğa Derneği, doğanın sorunları için yapıcı ve yerinde çözümler üretmeyi ilke edinmiş. Türkiye’de önemli doğa alanlarının korunması, hayvanların doğal yaşama alanlarına saygı duyulması ve kuş gözlemciliği gibi birçok alanda çalışmalar sürdürüyor. 

Burdur Gölü, Hasankeyf, İstanbul, Gediz Deltası, Urfa Bozkırları, Orta Anadolu ve Doğu Karadeniz Dağları, Seferihisar, Antakya ve Beypazarı derneğin başlıca çalışma alanları… 

Dernek, “Hedef: Sıfır Yok Oluş” kampanyasıyla pek çok canlının neslinin tükenmesini engelledi. Kelaynaklar, ceylanlar, flamingolar, endemik bitkiler, çizgili sırtlanlar, boz ayılar ve akbabalar derneğin, neslinin tükenmemesi için çalıştığı canlılardan yalnızca birkaçı. Kampanyalarında Tarkan, Orhan Gencebay gibi ünlü isimleri kullanarak daha çok insana ulaşmaya çalışıyorlar. 

Buradan da BENİM YEŞİL HİKAYEM‘i okuyabilirsiniz.

Serhat etmeyi seviyorsanız gezilerden fotoğraf ve güncel bilgiler kaçırmamak için instagram sayfamı takip etmeyi unutmayın: Figen Kokol

İlgili Yazılar

Outdoor Türkiye:

Türkiye’nin Outdoor Sayfası olarak sürdürülebilir doğanın outdoor faaliyetleri için vazgeçilmez olduğunu düşünüyoruz. Ekoloji serimizle başlayan doğa ve doğa koruma yazılarımız devam ediyor.

Ekoturizmin ilkeleri nelerdir, sürdürülebilir ekoturizm, doğaya dayalı turizm ve macera turizmi nedir başlıklı yazılarımıza da göz atabilirsiniz. Outdoor’un Felsefesi başlıklı yazımızda Aristo’dan İbni Haldun’a giden yolda felsefe ve outdoor ilişkisini, Outdoor’un sosyolojisi yazımızda ise outdoor aktivitelerine katılan bireylerin akademik incelemelerini ortaya koymuştuk.

Doğayı Ve Çevreyi Koruyan Sivil Toplum Örgütleri

Türkiye’de faaliyet gösteren çevreci sivil toplum örgütleri aşağıdaki liste ile sınırlı değildir. Aşağıdaki listede Türkiye’deki çevreci kurum ve kuruluşların belli başlı, uzun zamandır faaliyet gösteren, kurumsallaşmasını tamamlamış veya en aktif olanları yer almaktadır.

Şunu ifade etmek gerekir ki Türkiye’deki çevreci kuruluşlar bu liste ile sınırlı değildir ve gündemin durumuna göre kurulup dağılan sosyal medya tabanlı çevreci akımlar da son dönemde aktif olarak çalışmaktadırlar. Çevre Koruma vakıfları neredeyse her ilde en azından tabela şeklinde de olsa bulunmakta ise de aktif faaliyet gösteren kurum sayısı çok azdır.

Eğer bu yazıyı okuyan çevreci bir sivil toplum kuruluşu üyesi veya yöneticisi iseniz listeye kurumunuzu ekletmek üzere Outdoor Türkiye sayfası http://www.turkeyoutdoor.org sitesi ile lütfen irtibata geçip, kurumunuzu tanıtan yazınızı gönderiniz.

Ekoloji ve doğa koruma ile ilgili olarak ekoloji başlığı altında topladığımız şu yazılarımıza da göz atabilirsiniz:

Sivil Toplum Kavramı:

Küreselleşme çağı denilen günümüzde sivil toplum örgütleri toplumları yönlendiren, çalıştıran emel faktör olarak düşünülmektedir. Son dönemlerdeki popüler kavramlardan birisi olan sivil toplum, sosyolojide de ilgi odağı olmayı başarmıştır.

Sivil toplum, bireylerin kendi arzularıyla oluşturdukları ortak yaşam alanını ifade etmektedir.

“Sivil” sözcüğü, Latince “civis” kökünden türetilmiştir ve “yurttaş veya kenttaş” anlamına gelir. “Sivil toplum” ise, Fransızca’daki “société civile”den gelmektedir. Bütün bu kullanımlarına dayalı olarak, sivil kelimesi, aslında, vatandaş ya da vatandaşlık kelimesi ile eş anlamlı olmaktadır. Bir bakıma buradaki anlamıyla, sivil toplum, yurttaşlar toplumu olmaktadır.

Esas olarak, sivil toplum nedir diye düşünüldüğünde, iki kriter söz konusu olmaktadır. Bunlardan birisi, devletin dışında olma; ikincisi ise, kendi içinde demokratik bir işleyişin olmasıdır. Genel hatlarıyla, sivil yönetimin hâkim olduğu toplum olarak tanımlanabilen sivil toplum, bir başka ifade ile, birimi yurttaş olan toplum türü, yurttaşlık düzenidir.

Neo liberal politikalar ile sivil toplum ya da hükümet dışı organizasyonlar daha fazla önem kazanmaya başlamıştır. Dünyadaki bu gelişmeden doğal olarak Türkiye de etkilenmiştir. Fakat Türkiye’de sivil toplum kuruluşları (STK) gelişmiş ve sanayileşmiş toplumlardaki etkinlik düzeyine sahip değildir. Gelişmiş toplumlarda STK’lar toplumda itici güç olarak önemli bir role sahiptir. Türkiye’de, STK’ların yapısının ya zayıf ya da dış ilişkiler sistemine bağımlı olması gerçeğinden dolayı, durumun bu şekilde olduğu söylenemez.

Devlet örgütü dışında, birtakım siyasal, kültürel, ekonomik ve sosyal faaliyetleri yürüten gönüllü kuruluşlara sivil toplum adı verilmektedir. Bütün çağdaş dünya toplumlarında sivil toplum kuruluşları mevcuttur ve mevcudiyetinin ötesinde toplumsal hayattaki ağırlıklarını günden güne daha fazla hissettirmektedirler.

Bir başka ifadeyle, çağdaş toplum olmanın göstergelerinden biri olan STK’lar çok önemli kuruluşlardır. Genellikle, ileri düzeyde sanayileşmiş ve gelişmiş toplumlarda karşılaşılan bu oluşumlar, demokrasinin egemen olup olmaması ile doğrudan bağlantılıdır. ani, demokrasi egemenliği arttıkça sivil inisiyatif grupları, kurum ve kuruluşlarının etkisi artmaktadır. Bu durumun sebebi, halk katılımının sağlanması ile her büyük işin üstesinden gelinebileceği gerçeğine dayanmaktadır.

Sivil Toplum Kavramının Ortaya Çıkışı:

Gelişmiş toplumlarda sivil örgütlenmenin daha etkin ve yaygın bir biçimde olmasının bir başka sebebi, sivil toplumun çoğunlukla şehirleşmenin olduğu, şehirli insanların, şehirli kimliklerin ortaya çıktığı ve serbest pazarın oluştuğu bir ortamda meydana geliyor olmasıdır. Bunun haricinde, toplumu oluşturan insanların birey olmayı başarıp başaramaması sivil inisiyatifin ortaya konulmasında etkili olabilmektedir.

Batılı toplumlarda, bu birey olma süreci, eskiden var olan aristokrat sınıfa karşı verilmiş bir mücadelenin ürünü olarak sivil inisiyatif gruplarının faaliyetleri ile tamamlanmıştır. Buna karşılık, eski yapılarında aristokrat kesime sahip olmayan toplumlarda, bu sürecin devlet eliyle bir modernleşme projesi şeklinde başlatılabilme mecburiyeti vardır.

Sivil Toplum Örgütlerinin Gücü:

Son dönemlerdeki ilginç değişimi yansıtan sivil toplum olgusu, ekonomiden politikaya, kültürden sosyal hayatın bütün yönlerine kadar geniş bir yayılma alanına sahip olmaya başlamıştır. Bu sebeple, artık, herkesin olayları daha iyi algılayabilmek için, devlet dışı sosyal organizasyonlar olarak da ifade edilebilecek olan sivil örgütlenmeleri dikkate alması gerekmektedir.

Bu gerekliliğin sosyolojik analizler için de geçerli olduğunu söyleyebilmek mümkündür. Dünyadaki yeni gerçekler sivil toplum örgütlerinin; finans kuruluşları, çok uluslu şirketler ve medya ile beraber en önemli güç kaynaklarından biri olduğunu ortaya koymaktadır. Öyle ki, günümüzde, sivil toplum örgütleri, iktidarları belirleyecek ve hatta onların devamlılığını sağlayacak faktörlerden biri olarak rol oynamaktadırlar. Bu gerçekten dolayı, resmi ve gayri resmi platformlarda daha fazla ciddiye alınmaktadırlar.

Sivil Toplum Örgütlerinin Sosyal ve Siyasal Rolleri:

Günümüz dünyasında sivil örgütlenmeler, iktidarlar ile güç paylaşan rollere sahip oldukları gibi, yeşil örtü kampanyası, hayvanları koruma kampanyası, Avrupa Birliği projeleri, sokak çocuklarını koruma projeleri vs. gibi çok yönlü projeler ile de sahneye çıkabilmektedirler.

Sivil Toplum Örgütlerine Katılım Motivasyonu:

Sivil örgütlenmenin esasında dostluk, arkadaşlık, birlikte bir şeyler başarma duygusu, kollektiflik ve insanların gönüllü olarak bir araya gelip bir şeyler yapmaya çalışması gibi etkenler vardır.

Bir sinerji ve güç birliği duygusunu içeren sivil toplum, insanların tek tek yapamadıkları şeyleri beraber yapması anlamına gelen bir şey. O anlamda, sivil toplum, bir birlikteliği, gönüllülüğü, dayanışmayı temsil ediyor.

Bu sebeple, bu tür kuruluşlar, büyük oranda, faydacı ve paracı olmaktan çok dayanışmacı, gönüllü ve idealist çalışma yapabilecek insanlardan kadro kurmaktadır. Çünkü altından kalkılabilmesi güç olan işleri başarmak için bu bir zorunluluktur.

Sonuç olarak, günümüzde, dünyanın çok önemli olgularından birinin de sivil toplum örgütleri olduğunu söyleyebilmek mümkündür. Çünkü, günümüz dünyasında yaşanılan durumların simgesel ismi olan küreselleşmenin en temel saç ayaklarından birini sivil yapılanmalar oluşturmaktadır.

Sivil Toplum Örgütlerinin fonksiyonları:

  • Sivil toplum kuruluşlarının tespit edilmiş işlevleri şu şekilde sıralanabilir:
  • Kamuoyu oluşturmak yolu ile, bireylerin taleplerinin dile getirilmesine yardımcı olmak,
  • Çoğulcu toplum yapısının oluşumunu sağlamak suretiyle piyasadaki metalaşmaya ve egemen piyasa değerlerine karşı dengeleyici bir unsur olmak,
  • Kendi içlerinde oluşturdukları katılımcı ve çoğulcu bir kültürle beslenmiş ve aynı zamanda yönetim deneyimi de edinmiş bireylerin yetişmesini sağlamak,
  • Pilot projeler üretmek, bu projelere kaynak bulmak ya da bu projeleri uygulamaya geçirmek yoluyla eğitim, sosyal refah ve istihdam konularında hükümet politikalarına paralel ya da alternatif sorumluluklar alabilmek.

Sivil Toplum ve Eylem:

STK’ları adeta var eden faktörler eylemleri / aktiviteleridir. Aktivitesi olmayan STK’nın taban bulması ve doğal olarak da yaşaması mümkün değildir. STK’ları yaşatan aktiviteleri; halk sağlığı ve eğitimi aktiviteleri, sağlık krizlerini ortaya çıkarma, ortak sosyal problemler, çevre olayları, ekonomik değişkenler, gelişme ve ilerleme çalışmaları, kadın sorunları şeklinde gruplandırılabilir.

Çevreci Sivil Toplum Örgütleri:

Hava, su ve topraklarımızın her geçen gün artan oranlarda kirlenmesi ve önemli bir kısmının kullanılamaz hale gelmesi, özellikle büyükşehir ve sanayi bölgelerinin çevre kirliliği sebebiyle yaşanamaz hale gelmesi, ozon tabakasının delinmesi, yerkürenin giderek ısınması, doğal kaynakların hızla tüketilmesi; çevreyi korumak amaçlı çevreci kuruluşlar, dernekler ve vakıfların kurulmasına neden olmuştur.

Çevreci Sivil toplum Kuruluşları:

Dünyanın geleceği için çalışan birçok Çevreci sivil toplum kuruluşu bulunuyor. Çevre alanında yıllardır çalışan vakıf ve dernekler küresel ısınma, iklim krizi, temiz gıda, ekolojik yaşam ve sürdürülebilirlik konularında projeler yürütüyor. Destek verebileceğiniz belli başlı ulusal çevreci kuruluşlar ile uluslar arası çevre kuruluşlarının listesini hazırladık. Çevreci kuruluşlar hangileridir, çevreci hareketler nelerdir, çevreci kuruluşlar nelerdir, çevreci kuruluşların amaçları nelerdir, türkiye’deki çevreci kuruluşlar listesi, sivil toplum ne demektir, çevreci sivil toplum kuruluşları nelerdir, ülkemizdeki çevreci kuruluşlar nelerdir, çevreci kuruluşlar hangileridir, Türkiye’de faaliyet gösteren çevreci dernek ve vakıflar nelerdir gibi soruların cevaplarını aşağıdaki yazımızda bulacaksınız. Çevreci siteler ile ilgili ayrıca bir yazı yazacağımızdan burada sadece Çevreci sivil toplum örgütlerinin internet sayfalarını verdik.

Aşağıda ülkemizdeki çevreci kurum ve kuruluşlar Çevreci sivil toplum denilince ilk akla gelen kurum ve kuruluşlardır. Tanıtılan çevreci kurumların isimleri, amaçları ve çevreci sivil toplum örgütlerinin internet sitelerine dayanılarak tanıtılmıştır. aşağıda Türkiye’deki çevreci kurum ve kuruluşlar listesi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı haricinde alfabetik olarak sıralanmıştır.

30 Çevreci Kurum ve Kuruluş:

  1.   T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
  2.    Avrupa Çevre Ajansı
  3.    Birleşmiş Milletler Çevre Programı
  4.    Boğaziçi Dernekleri Platformu
  5.    Bölgesel Çevre Merkezi
  6.    Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği
  7.    ÇEKÜD (Çevre Gönüllüleri )
  8.    ÇEKÜL (Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı)
  9.    ÇEVKO (Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı)
  10.    ÇEVKOR (Çevre Koruma ve Araştırma Vakfı)
  11.    Deniz Temiz Derneği (TURMEPA)
  12.    Doğa Derneği:
  13.    Doğa ile Barış:
  14.    Doğal Hayatı Koruma Vakfı WWF Türkiye
  15.    Eco-Schools:
  16.    Ege Çevre ve Kültür Platformu
  17.    Hayata Artı Gençlik Programı
  18.    İzmit Atık ve Artıkları Arıtma Yakma ve Değerlendirme A.Ş.
  19.    Su Vakfı
  20.   Sürdürülebilir Yaşam Derneği
  21.   TEMA Vakfı
  22.   TÜDAV (Türkiye Deniz Araştırmaları Vakfı)
  23.   TÜRÇEK  (Türkiye Çevre Koruma ve Yeşillendirme Kurumu)
  24.   TÜRÇEV (Türkiye Çevre Eğitim Vakfı)
  25.   Türkiye Çevre Vakfı
  26.   Uluslararası Küreselleşme Forumu
  27.   WiserEarth.org :
  28.   WWF Dünya Doğayı Koruma Vakfı
  29.   Yeşil Barış / Greenpeace
  30.   Yeşil Ekran yesil.ntvmsnbc.com/

T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı: (https://csb.gov.tr/)

Çevre ve Orman Bakanlığı olarak 01.05.2003 tarihinde kabul edilen ve 08.05.2003 tarih ve 25102 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 4856 Sayılı Yasa ile belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde, Çevre ve Orman Bakanlıklarının birleştirilmesi suretiyle kurulmuş bir bakanlıktır. Sonrasında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı adını almıştır. (https://sifiratik.gov.tr/) adresi üzerinden çevre koruma programı yürütülmektedir.

Misyonu: Doğal çevreyi korumak, sürdürülebilir şehirler ve yerleşmeler oluşturmak üzere; şehirlerimizin kimliğini canlandıran ve yatay mimariyi esas alan planlama, dönüşüm, güvenli yapılaşma, taşınmaz yönetimi ve konut sektörü ile çevreye yönelik tüm hizmetleri düzenleyici ve denetleyici bir anlayışla yapmak.

Vizyonu: Sürdürülebilir Çevre, Medeniyetimizi Yaşatan Şehirler

Amaçları:

  • Çevrenin korunması ve iyileştirilmesi,
  • Kırsal ve kentsel alanda arazinin ve doğal kaynakların en uygun ve verimli şekilde kullanılması ve korunması,
  • Ülkenin doğal bitki ve hayvan varlığı ile doğal zenginliklerinin korunması ve geliştirilmesi,
  • Her türlü çevre kirliliğinin önlenmesi,
  • Ormanların korunması, geliştirilmesi ve orman alanlarının genişletilmesi,
  • Ormanların içinde ve bitişiğinde yaşayan köylülerin kalkındırılması ve bunun için gerekli tedbirlerin alınması,
  • Orman ürünlerine olan ihtiyacın karşılanması ve orman ürünleri sanayinin geliştirilmesi, şeklinde özetlenebilir.

Avrupa Çevre Ajansı

Avrupa Çevre Ajansı, kısaca AÇA (İngilizce: EEA), çevre ile ilgili sağlıklı, bağımsız bilgiler vermekle görevli Avrupa Birliği kurumudur.

Çevre politikalarını geliştirme, benimseme, uygulama ve değerlendirme alanlarında çalışanlar kadar kamu için de önemli bir bilgi kaynağıdır.

Avrupa Çevre AjansıTarihçe:

AÇA’yı kuran tüzük Avrupa Birliği tarafından 1990 yılında kabul edildi. Tüzük AÇA’nın yerinin Kopenhag olması kararının hemen ardından 1993’ün sonlarında yürürlüğe girdi. Gerçek anlamda çalışmalara 1994’te başlandı. Tüzük ile birlikte Avrupa Çevre Bilgi ve Gözlem Ağı (EIONET) da kuruldu.

Avrupa Çevre Ajansı Üye ülkeleri

AÇA bir Avrupa Topluluğu kurumu olmasına rağmen üyelik hedefleri paylaşan AB üyesi olmayan ülkelere de açıktır. EEA’nın şu anda 32 üye ülkesi vardır: AB’nin 27 üye ülkesinin tümü, İzlanda, Lihtenştayn, Norveç, Türkiye ve İsviçre. Arnavutluk, Bosna-Hersek, Hırvatistan, Makedonya Federal Yugoslav Cumhuriyeti Sırbistan ve Karadağ da üyelik için başvuruda bulunur.

Türkiye, Avrupa Birliğine giriş sürecinde, Haziran 1999 üyelik başvurusunu yapmış, 18.03.2003 tarih ve 25052 sayılı resmi gazetede anlaşma yayımlanmış, 1 Mayıs 2003 tarihinde de Avrupa Çevre Ajansına tam üye olmuştur.

Avrupa Çevre Ajansı Çevresel Bilgi Ağı:

Çalışmalarda mevcut bilgi örgütlerinden yararlanılır; onlarla iş birliği yapar, çalışmaları Avrupa düzeyinde koordine eder ve aynı işin tekrarlanmasını önlemeye çalışır. Farklı ülkelerden mevcut en iyi çevresel bilgiyi bir araya getirir. Verileri iyice derledikten ve kurumsal ağ (EIONET) aracılığıyla doğruladıktan sonra bilgiler çeşitli yollarla sunduğu raporlarla kullanıcıların ulaşabileceği bir duruma getirilir.

AÇA, EIONET dışında bazı çevreye ilişkin ağlar içerisinde yer almaktadır. Bu ağlar için veri üretmekte, üretilen verileri kullanarak farklı ürünler oluşturmaktadır.

AÇA’nın web sayfasında dijital haritalar üzerinden gerçek zamanlı çevresel bilgiye ulaşma imkânı ve interaktif haritalara ulaşma imkânı da bulunmaktadır. Bunlar;

  • Ozon haritası,
  • Avrupa Kirletici emisyonları haritası,
  • EUNIS_ Biyololojik çeşitlilik veritabanı ve haritası
  • WISE_Su veritabanı ve haritası
  • Seragazı veri tabanı
  • Çevresel teknoloji atlası
  • Hava kirliliği emisyonları veri görüntüleyicisi
  • Arazi Kullanım Durumu haritası
  • Çevre ansiklopedisi
  • Çevre terimleri sözlüğü

AÇA tarafından ilköğretim öğrencilerine yönelik hazırlanan internet üzerinden oynan iki adet de oyun bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi 6-12 yaş grubuna yönelik Honoloko adlı bir oyundur. Honoloko adlı hayali bir adada geçen oyun,çocukların sağlığın ve çevrenin iyileşmesine katkı bulunacak kararları vermesine istemektedir. Burada çocuklara yaptıkları her şeyin çevre üzerinde etkileri olduğunu anlatmaktır.

Diğer bir oyun ise daha kapsamlı 8-17 yaş grubu daha büyük çocuklar için hazırlanan Eco ajan adlı oyundur. Çevre şuurunun zihinlerde küçük yaşlardan itibaren yer etmesinin sağlamak ve duyarlılığı artırmak amacıyla yapılan bu oyunda çevre gönüllüleri çevreyi korumak için teşkilatlanarak maceradan maceradan koşmaktadırlar.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (www.unep.org)

Birleşmiş Milletler çevre aktivitelerini koordine eden, gelişmekte olan ülkelere çevre politikaları konusunda yardımcı olan ve çevreye duyarlı kalkınma yöntemleri öneren BM kuruluşu. Haziran 1972’deki İnsan Çevresi üzerine Birleşmiş Milletler Konferansı sonrasında kuruldu. Merkezi Kenya Nairobi’dedir.  UNEP’in ayrıca altı bölge ofisi ve çok sayıda ülke ofisi vardır.

Boğaziçi Dernekleri Platformu

Boğaziçi Dernekleri Platformu (Kısa adı: BODEP); İstanbul Boğazı kıyısında bulunan semt derneklerinin 2011 yılında oluşturduğu, merkezi İstanbul’da bulunan bir sivil toplum kuruluşudur. Platforma üye 11 semt derneği bulunmaktadır.

Amacı

Boğaziçi Dernekleri Platformu’nun amacı; İstanbul Boğaziçi’nin doğal ve tarihi kültür varlıklarına sahip çıkmak, korunmasını ve gelecek kuşaklara taşınmasını sağlamaya çalışmaktır.

Platformu oluşturan kuruluşlar (alfabetik sırayla )

  • Anadoluhisarı Turizm Kalkındırma Derneği,
  • Bebekliler Derneği,
  • Belgrad Ormanı Koruma Gönüllüleri Derneği,
  • Beylerbeyililer Derneği,
  • Boğaziçi Arnavutköylüler Derneği ,
  • Büyükdere Çevre, Kültür ve Güzelleştirme Derneği,
  • Emirganı Sevenler Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği (ESD),
  • Kandilli Derneği,
  • Kuzguncuklular Derneği,
  • Rumelihisarı Koruma ve Güzelleştirme Derneği,
  • Sarı Platform Derneği

Bölgesel Çevre Merkezi (www.rec.org.tr)

REC’in en yeni ülke ofisi Mayıs 2004 tarihinde Ankara’da resmi olarak faaliyete geçmiştir. Avrupa Birliği Çevre Ödülleri’nin sekreteryasını yürütüyor.

REC Türkiye, siyasi görüşlerden ve çıkar gruplarından bağımsız, kâr amacı gütmeyen uluslararası bir kuruluş olan Orta ve Doğu Avrupa için Bölgesel Çevre Merkezi’nin (REC) Türkiye’deki temsilcisidir.

10 yılı aşkın süredir ülkemizde faaliyet gösteren REC Türkiye olarak, Türkiye’nin çevre konusundaki hukuki, kurumsal, teknik ve yatırım kapasitesini güçlendirmeyi; böylelikle AB Çevre Müktesebatının etkin ve hızlı bir şekilde uygulanmasını sağlamayı hedefliyoruz.

Bu amaç doğrultusunda, farklı finansal kaynaklar kullanarak yürütmekte olduğumuz çalışmalarla, hükümetler, kamu yönetimi, sivil toplum kuruluşları, özel sektör ve diğer tüm paydaşlar arasında işbirliği, bilgi paylaşımı ve ortak karar alma süreçlerini güçlendirmek için çalışmaktadır.

Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği (www.bugday.org)

Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği kısaca bilinen adıyla Buğday Derneği; Türkiye’de ekolojik yaşamın öncülerinden, Buğday Hareketi’nin kurucusu ve 2011 yılında aramızdan ayrılan Victor Ananias’ın 30 yıl önce başlayan çalışmaları 2002 yılında dernek çatısı altında birleşmesiyle kuruldu.

1990 yılında Bodrum pazarında tam pirinç, zeytinyağı, adaçayı, kekik, deniz tuzu satan küçük bir tezgahla başlayan yolculuk, ertesi yıl Bodrum’da Başak Doğal Ürünler Dükkanı ve Başak Naturcafe ile sürdü ve nihayetinde derneğe dönüştü, çevrecilerin buluşma noktalarından biri oldu.

Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği; bugüne kadar yürüttüğü birçok yayın ve projenin yanı sıra Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı, %100 Ekolojik Pazar ve Tatuta Tarım Turizm Takas adı altında Ekolojik Çiftlik Ziyaretleri ile katılıma açık birçok güncel proje ile geleneksel süreçlerdeki üretimin korunması ve desteklenmesi, insan gereksinimlerinin ekosistem döngülerine uyum içinde yeniden tanımlanması, bireyin doğa ve çevresi ile uyum içinde yaşayabilmesi için bilgilendirilmesi ve becerilerini geliştirebilmesi amacıyla faaliyet alanları yaratılması amacıyla çalışıyor.

ÇEKÜD:

Çevre Gönüllüleri olarak da bilinen dernek, 1999 yılında İstanbul’da kurulmuştur.

Amacı; doğal, kültürel ve sosyal çevrenin korunması, güzelleştirilmesi ve geleceğe güvenle aktarılması amacıyla, sivil toplum ve Kamu kuruluşlarıyla dayanışma halinde; kritik ve analitik düşünce yapısında, kültürel değerlere bağlı, yüksek ahlak ve çevre bilincine sahip insanlardan meydana gelen bir toplum oluşmasına katkıda bulunmaktır.

ÇEKÜL Vakfı (Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı)

Prof. Dr. Metin Sözen tarafından 1990 yılında kurulan ÇEKÜL (Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı) ülkemizin doğal, tarihsel ve kültürel varlıklarını Koruma-değerlendirme-yaşatma amacıyla projeler yürütüyor.

Doğa-kültür-insan arasındaki yaşamsal uyumun savunucusu olduğunu ifade eden ÇEKÜL, “Doğa ve Kültürle Varız” sloganıyla yaşama geçirdiği proje ve programlar hayata geçirdi. Orman ve ağaçlandırma projelerinin yanı sıra doğal miras, kültürel miras ve Anadolu Araştırmaları çalışmalarının yanı sıra 2009 yılında kurulan ÇEKÜL Akademi bünyesinde çeşitli eğitimler veriliyor.

ÇEVKO Çevre Koruma Ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı (www.cevko.org.tr)

ÇEVKO, 1 Kasım 1991 tarihinde evsel atıkların değerlendirilmesi için sağlıklı, temiz ve ülke gerçeklerine uygun bir geri kazanım sistemi oluşturulması amacıyla kurulan vakıf; ambalaj atıklarının geri kazanımında Türkiye’nin önde gelen yetkilendirilmiş kuruluşu olarak kalmak vizyonunu öngörmektedir. İstanbul’da yerleşik bir sivil toplum kuruluşudur.

Türkiye’deki ambalaj atıklarının, sanayinin önderliğinde toplum ve yerel yönetimlerin işbirliği ile, sürdürülebilir bir sistem içinde geri kazanılması ve geri dönüştürülmesini amaçlayan Çevko; cam, metal, plastik, ve kâğıt-karton türü evsel nitelikli ambalaj atıklarının değerlendirilmesi için sağlıklı, temiz ve ülke gerçeklerine uygun bir geri kazanım sistemi oluşturulmasında temel unsurların bu atıkların kaynağında ayrı toplanması, geri dönüşüm sanayii ve kapasitesinin yaratılması ve tüketici eğitimi ve katılımının sağlanması gerekliliğine inanarak bu doğrultuda etkinlikler hedefliyor.

Çevre ve Orman Bakanlığı’nın 31.03.2005 tarihli kararı ile, her çeşit ambalaj atığının geri kazanımı konusunda yetkilendirilmiş Kuruluştur. Çevko; cam, metal, plastik, ve kâğıt/karton türü evsel nitelikli ambalaj atıklarının değerlendirilmesi için sağlıklı, temiz ve ülke gerçeklerine uygun bir geri kazanım sistemi oluşturulmasında temel unsurların bu atıkların kaynağında ayrı toplanması, geri dönüşüm sanayi ve kapasitesinin yaratılması ve tüketici eğitimi ve katılımının sağlanması gerekliliğine inanarak bu doğrultuda etkinlikler hedefliyor.

ÇEVKOR Vakfı (Çevre Koruma ve Araştırma Vakfı):

1991 yılında Ege ve Dokuz Eylül üniversitelerindeki öğretim üyeleri tarafından kurulan vakıftır.

Amaçları:

Toplumun her kesiminde çevre bilincinin aşılanması ve bu konuda eğitim çalışmalarının yapılması, çevre kirliliği meydana getirmeyecek sistemlerin teşvik edilmesi ve geliştirilmesi; doğal, tarihi ve kültürel varlıkların korunması, geliştirilmesi ve yaşatılması şeklinde özetlenebilir.

Deniz Temiz Derneği TURMEPA (www.turmepa.org.tr)

Deniz Temiz Derneği / TURMEPA, 8 Nisan 1994 tarihinde Rahmi Koç’un kurucu başkanlığında Deniz Ticaret Odası ve bir avuç deniz sevdalısıyla birlikte başlatılmış bir sivil toplum hareketidir. Gelecek kuşaklara yaşanabilecek bir çevre bırakabilmek, onların denizlerin; ekonomiye, sağlığa ve refaha katkılarından yararlanabilmelerini sağlamak amacıyla kişisel sağlık, refah ve ekonomik geleceğimiz için oluşan önemli riskler hakkında kamusal farkındalığı arttırmak, halkı deniz ve sahil çevresinin süregelen tahribatına karşı uyarmak ve faaliyete geçmeleri için teşvik etmek için çalışıyor.

Derneğin 1995 yılında yayınladığı “Denizleri Koruma Deklarasyonu” BM Çevre Programı, IMO, UNEP, The Club of Rome, ICS and IUCN gibi organizasyonların uluslararası platformlarda desteğini almış olup, günümüzde 800’ü aşkın gerçek ve tüzel üyeyi kapsamaktadır.

Amacı

Dernek, deniz ve kıyılarımızın kirletilmemesini ve bu konuda ulusal ve uluslararası kanun ve anlaşmaların uygulanmasını sağlayacak en etkili güç olmayı amaçlamaktadır.

Gelecek kuşaklara yaşanabilecek bir çevre bırakabilmek, onların denizlerin; ekonomiye, sağlığa ve refaha katkılarından yararlanabilmelerini sağlamak amacıyla kişisel sağlık, refah ve Türkiye’nin ekonomik geleceği için oluşan önemli riskler hakkında kamusal farkındalığı arttırmak, halkı deniz ve sahil çevresinin süregelen tahribatına karşı uyarmak, faaliyete geçmeleri için teşvik etmek şeklinde açıklanabilir.

DenizTemiz Derneği amaç ve hedeflerini, gelecek kuşaklara yaşanabilecek bir çevre bırakabilmek, onların denizlerin; ekonomiye, sağlığa ve refaha katkılarından yararlanabilmelerini sağlamak amacıyla kişisel sağlık, refah ve Türkiye’nin ekonomik geleceği için oluşan önemli riskler hakkında kamusal farkındalığı arttırmak, halkı deniz ve sahil çevresinin süregelen tahribatına karşı, müsamaha göstermemeleri konusunda, faaliyete geçmeleri için teşvik etmek şeklinde açıklamaktadır. TURMEPA, Bakanlar Kurulu’nca 19.06.2000 tarihinde alınan kararla, kamu yararına çalışan dernek statüsünü elde etmiştir

Faaliyetler

Dernek ulusal ve uluslararası projelerin yanı sıra online eğitimler ve sürdürülebilirlik eğitimleri sunuyor. Turmepa’nın faaliyetleri üç ana başlık altında incelenebilir:

Projeler:

  • Eğitim Projeleri
  • Koruma Projeleri
  • Farkındalık Projeleri

Doğa Derneği (www.dogadernegi.org)

Doğa Derneği, 2002 yılında kurulmuş merkezi Ankara’da bulunan ulusal bir sivil toplum kuruluşudur. Kısa adıyla DD, doğa ve insanı birbirinden ayrı görmeyerek, önemli doğa alanları başta olmak üzere tüm Türkiye’de doğanın yaşatılması için çalışmaktadır. 2002 yılından beri faaliyet gösteren dernek, Ankara’daki merkezinin yanı sıra, İstanbul ofisiyle de iletişim ve kampanya çalışmalarını yürütüyor. Derneğin Bursa, Burdur, Hasankeyf ve Birecik’te de temsilcilikleri bulunuyor.

Amaçları:

Türkiye doğasının sorunlarına yönelik yapıcı ve yerinde çözümler getirmeyi kendine ilke edinmiş dernektir. Doğa ve insanı bir bütün olarak ele alır ve başta “Önemli Doğa Alanları” olmak üzere tüm Türkiye’de doğanın yaşamasına katkıda bulunur.

Faaliyetleri:

Doğa Derneği, bugüne kadar yaptığı onlarca projenin yanı sıra Seferihisar Orhanlı köyünden başlayarak sınırsızlık ilkesi ile çalışan Doğa Okulu’nun kurucularından biri olarak Anadolu ve dünyada doğa kültürü ve geleneksel yaşam biçimleriyle ilişkili konularda heyecan duyan herkesi bünyesine çağırıyor. Anadolu’nun farklı yerlerinde doğayla bir arada yaşayan Alakır Nehri Kardeşliği gibi topluluklarla birlikte imece usülü gelişen bu topluluğa birçok şekilde katılıp destek olmak ve tecrübelerinden faydalanmak mümkün.

Türkiye’de su kaynaklarının ve sulakalanların korunması için yürüttüğü çalışmalar sonucunda DD Türkiye’deki kuş gözlem topluluklarıyla da yakın iş birliği içerisinde çalışmaktadır. İzmir ve Urfa illeri başta olmak üzere 16 farklı ilde yerel teşkilatı bulunan dernek, kelaynak, flamingo, bozayı, ceylan, telli turna, dağ horozu, sırtlan, likya orkidesi, içsu balıkları gibi pek çok canlı türünün yaşatılması için alan bazında çalışmalar yürütüyor.

Atlas Dergisi ve CNN Türk ile birlikte yaptığı, Türkiye’de 2010 yılına kadar canlıların soyunun tükenmesini engellemeyi maçlayan “Hedef: Sıfır Yok Oluş Kampanyası” ile adını duyurmaya başlayan dernek başta Buğday olmak üzere pek çok sivil toplum kuruluşuyla iş birliği içinde çalışmaktadır.

Gönüllülük sistemini yenileyen Doğa Derneği; kuş araştırmaları, Önemli Doğa Alanları (ÖDA) izleme, savunuculuk, teknik destek, lojistik destek, iletişim desteği, Yavaş Dükkan için çalışmak ve Doğa Kütüphanesi için çalışma gibi birçok şekilde gönüllülük desteği verebilirsiniz.

Doğa ile Barış:

1993 yılında kurulan dernek insanlığı doğa ve barışa davet eden gönüllülerden oluşmaktadır.

Dünya’da ki doğal kaynakların tükenebilir olduğu bilinci ve çevre sorunlarının sınır tanımaması, olayın küresel ölçekte düşünülmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır. Tüketim ise neredeyse çılgınlık seviyesindedir. Küresel anlamda çevre sorunlarının çözümü İNSANIN DOĞA İLE BARIŞ’ından geçmektedir.

Yaygın Yapılanmayı hedefleyen Doğa İle Barış Hareketi 20.12.1992 tarihinde duyarlı insanlarımızın katılımı ile başladı. 9 Haziran 1993’te DOĞA İLE BARIŞ DERNEĞİ kuruldu. Şu anda 134 aktif üyesi 4000 gönüllüsü ile çalışmalarına devam etmektedir.

AMAÇ: YAYGIN YAPILANMA’dır DOĞA ILE BARIŞ HAREKETİNİN başarılı olması için, yaygın bir yapılanma gereklidir.

Doğal Hayatı Koruma Derneği (www.dhkd.org)

Derneğin amacı; Türkiye’nin olağanüstü zengin bitki ve hayvan türleri ile bunların doğal yaşam alanlarının değerinin farkına varılmasını, koruma altına alınmasını sağlamak. Bu amaçla koruma projeleri yürütmekte; toplumla, yerel/merkezi yöneticiler ve şirketlerle işbirliği yapmaktadır.

WWF Türkiye – Doğal Hayatı Koruma Vakfı

1975 yılında bir grup sanatçı ve aydın tarafından kurulan ve doğa koruma alanında çalışan Doğal Hayatı Koruma Derneği (DHKD), 2000’li yıllarda vakıf kurarak ve WWF’nin Türkiye’deki temsilcisi olarak WWF-Türkiye unvanını aldı.

Denizler, tatlı su, ormanlar, yaban hayatı, gıda, iklim ve enerji alanlarında birbirinden farklı projeler yürütüyor. Özellikle iklim değişikliği, sulak alanlar, ormanlar, nesli tehwwf logolike altındaki türler ve hassas yaşam alanları konusunda çalışan vakıf, stratejilerini sürdürülebilir ilkeleriyle uyumlu hale getirmek isteyen şirketlerle de Yeşil Diploma Programı tarzı çalışmalarla işbirliği kuruyor. Destek olmak isteyenler için en bilinen bağış uygulamalarından biri, özel günlerde tehlike altındaki bir türü evlat edinme seçeneği.

Eco-Schools:

1992 yılında kurulan kuruluş ile dünyanın her yerindeki okullarda öğrenciler hem çevresel konularda bilgi edinirler, hem de ailelerini, yerel yönetimleri ve sivil toplum kuruluşlarını çevresel konularda bilinçlendirmede etkin rol alırlar. Program, okullarda ISO 14001/EMAS üzerine kurulmuş bir çevre yönetim sistemi uygulamasını da içerir.

Ege Çevre ve Kültür Platformu

Ege Çevre Ve Kültür Platformu Derneği (EGEÇEP),   çevre bilinci edinmiş bir grup gönüllü tarafından kurulan bir sivil toplum kuruluşudur.

EGEÇEP, 25 Aralık 2005 tarihinde 32 STK temsilcisinin katılımıyla sağlıklı çevrede yaşama hakkı temelinde oluşturulmuştur. Platformun kuruluş kongresinde; Allianoi ve kültür varlıklarının korunması, Bergama, Kışladağ, Efemçukuru örnekleri ve altın madenciliği, İzmir kuş cenneti ve sulak alanların korunması, İnciraltı’nın imara açılması, jeotermal enerjinin kullanımı, tarım topraklarının amaç dışı kullanımı, kıyıların yağmalanması ve amaç dışı kullanımı, kent içi taşımacılığın yarattığı çevresel sorunlar, İzmir Körfezi’nin yeniden kirlenmeye başlaması ve temizliği, yurttaşlara ve kurumlara, plastik kullanılmaması için uyarı, enerjinin etkin kullanımı, baz istasyonlarının kapatılması, cep telefonları iletişiminin uydu ile yapılması, Yatağan Termik Santrali gibi konularda çalışmalar yapılması kararları alındı.

Amacı

Ege Çevre ve Kültür Platformu’nun amacı; doğal ve kültürel varlıkların, çevre sağlığı ve canlı yaşamının korunması konusunda çalışmalar yapan, sendika, dernek, meslek odası, sivil inisiyatif, platform ve diğer insan topluluklarının ve tek tek bireylerin çalışmalarını, sorunları ortaklaştırmak, güç birliğini sağlamak, bu oluşumların sözcülüğünü üstlenmek, gerekli yasal, bilimsel ve örgütsel destekleri sağlamak üzere çalışmalar yapmak şeklinde özetlenebilir.

Platformu oluşturan kurum ve kuruluşlar

  1. Alaçatı Çevre Koruma Derneği,
  2. Allianoi Girişim Grubu,
  3. Ayvalık Çevre Koruma Derneği,
  4. Bergama-Yortanlı Kurtarma Derneğİ,
  5. Çağdaş Hukukçular Derneği İzmir Şubesi
  6. Çiğli-Harmandalı Çevre Platformu,
  7. DİSK- Tüm Emekli Sen Bornova Şubesi
  8. DİSK-Emekli-Sen İzmir 3 Nolu Buca Şubesi,
  9. EFESÇED-Efes Çevre, Doğa ve Kültür Derneği
  10. Ege Doğa Derneği,
  11. Gerence Körfezi Sivil İnisiyatifi
  12. İzmir 78.liler Derneği,
  13. İzmir-Bergama, Eşme Sivrihisar Havran Küçükdere Elele Hareketi,
  14. İzmir Veteriner Hekimler Odası ,
  15. Karaburun Sivil İnisiyatif,
  16. Karaburun Yarımadası YG21,
  17. Karaburun Yerel Fok Komitesi,
  18. Karaot’lular Tohum Derneği,
  19. Küresel Isınma İzmir Çalışma Grubu,
  20. Menemen Emiralem Çevre Platformu,
  21. Mülkiyeliler Birliği İzmir Şubesi
  22. Özdere Çevre Koruma Dayanışma ve Geliştirme Derneği,
  23. Tehlikeli Gemi Sökümünü Önleme Girişimi,
  24. TEMA Vakfı İzmir Temsilciliği,
  25. TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Ege Bölge Şubesi
  26. TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Ege Bölge Şubesi
  27. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi
  28. Turgutlu Toplumsal Dayanışma ve Kültür Merkezi Çevre Komisyonu,
  29. Yeşiller İzmir Grubu,
  30. Uşak İnay Vicdan Hareketi,
  31. Aday üye: GÜLDER-Güzelbahçe Kültür, Çevre ve Güzelleştirme Derneği
  32. Aday üye: Resim Heykel Müzelerine Destek Kültür Sanat ve Eğitim Derneği

Hayata Artı Gençlik Programı

Hayata Artı Gençlik Programı, Coca-Cola Hayata Artı Vakfı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Yaşama Dair Vakıf (YADA) işbirliğiyle 2005’ten bu yana devam eden bir programdır.

Hayata Artı Gençlik Programı, 2005 yılından bu yana Türkiye’nin dört bir yanından gelen 18-30 yaş arasındaki gençleri, çevre ve toplum sorunlarını düşünmeye, çözüm için projeler geliştirmeye teşvik ediyor. Gençlerin çevre projelerini destekleyen Türkiye’deki ilk, tek ve en uzun soluklu program olan Hayata Artı, yerel çevre sorunlarının çözümünde onların yol arkadaşı oluyor. “Hayata Artı” projeleri bugüne kadar çiftçilerden balıkçılara, belediyelerden bakanlıklara kadar birçok kişiyi ve kuruluşu etkiledi. Bütün bu kişiler ve kuruluşların yanında proje sahibi gençleri de sivil toplum liderlerine dönüştürdü, ailelerinin ve toplumun gururu haline getirdi.

Hayata Artı Gençlik Programı kapsamında bugüne kadar; Trabzon, Kocaeli, Van, Mardin, Siirt, İstanbul, Mersin, Bursa, Adana, Konya, Kahramanmaraş, Batman, İzmir, Mersin, Bitlis, Hakkâri, Şırnak, Çankırı, Ankara, Amasya, Erzurum, Manisa, Balıkesir, Antalya, Kırşehir, Uşak, Hatay, Kütahya, Muğla, Isparta, Artvin, Diyarbakır, Kırklareli, Elazığ illerinde toplam 52 proje hayata geçirildi.

Hayata Artı Gençlik Programı Amacı

Hayata Artı Gençlik Programı, gençlerin tespit ettikleri çevre ve toplum sorunlarına çözüm üretmeleri konusunda teşvik unsuru olmayı amaçlıyor. Çözüm önerileri içerisinde sadece maddi destek olmak yerine, işin içine girip projelerini geliştirmelerine ve nihai sonuçlar elde etmelerine de yardımcı oluyor.

İzmit Atık ve Artıkları Arıtma Yakma ve Değerlendirme A. Ş.

İzmit Atık ve Artıkları Arıtma Yakma ve Değerlendirme A.Ş. (kısa adı: İzaydaş), İzmit Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı bir kuruluştur.

İzaydaş, 1993 yılı başında hazırlanarak resmi gazetede yayımlanan öncelikli bir proje uyarınca 1996 yılı Mayıs ayında İzmit Entegre Çevre Projesi kapsamında kurulmuştur.

Amaç ve görevi

Kuruluş, Avrupa Birliği standartlarında çevre ve sanayi dostu en büyük atık yok etme merkezi olmak temelinde, yasal yakma lisanslı yetkili kurum olarak çevre bilinciyle hareket ederek kaliteli bir şekilde teknolojik gelişmelere açık toplumsal görev anlayışıyla sanayiden kaynaklanan tehlikeli atıkların ve evlerden üretilen evsel atıkların bertarafını sağlamak amacını gütmektedir.

İzaydaş, bu doğrultuda; evsel ve endüstriyel atıkların düzenli depolanarak yokedilmesi, endüstriden kaynaklanan tehlikeli ve tıbbi atıkların özel fırınlarda yakılarak ortadan kaldırılması ve enerji üretimi konularında etkinlik gösterir. Bu etkinlikler; insana ve geleceğine saygı çevreyi korumak ilkesi çizgisinde yürütülür.

Etkinlikleri

  • Klinik ve Tehlikeli Atık Yakma
  • Evsel atıklar için düzenli depolama
  • Enerji üretimi
  • Atık pil toplama
  • Lisanslı atık taşıma
  • Danışmalık müşavirlik mühendislik
  • Ücretli laboratuvar analizleri ve
  • Gemi atıkları alım hizmetleridir.

İzaydaş’a Karşıtlıklar

Kuruluşundan beri, çevre yanlısı Greenpeace örgütü, İzaydaş’a karşı bir politika izlemiştir. Kocaeli Çevre Eğitimi ve Koruma Derneği’nin de desteklediği bu politikanın temelinde; yasal atık bertaraf yöntemleri arasında yer alan, ancak yatırım ve işletme maliyetleri çok yüksek olan yakma yönteminde, en gelişmiş teknolojilerin uygulanmasında dahi Dioksin ve Furan gibi son derece toksik özelliğe sahip emisyonların arıtımlarının halen yeterli düzeyde sağlanamadığı, bu emisyonların ölçüm ve izlenmelerinin son derece pahalı olduğu, bu nedenlerle tüm dünyada bu yöntemden vazgeçilmeye başlandığı görüşleri yatmaktadır.

Çevreciler bu doğrultuda 1997 Ağustos’undan başlamak üzere, 4 yıl süren bir eylemler serisine başlamış; bu eylemler sonucunda 29 Ocak 1999 tarihinde tesisler kapatılmışsa da 17 Ağustos 1999 Depremi’nin hemen ardından tesis “geçici olarak” işletme kararı almıştır.

Su Vakfı http://www.suvakfi.org.tr

İklim değişikliği, küresel ısınma, su, temiz enerji konularında yoğunluklu ve bilimsel çalışma yapan sivil toplum kuruluşudur.

Sürdürülebilir Yaşam Derneği Dernek, sürdürülebilir yaşam kapsamında, dünyamızın daha yaşanabilir hale getirilmesi amacıyla sınırlı kaynakların daha verimli kullanılabilmesi ve gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakmak için bilgiler üretip, bu bilgileri yaşam pratiğine dönüşme hedefiyle 2018’de kuruldu. Sürdürülebilir gıda sistemleri, sürdürülebilir yaşam biçimi alışkanlıkları, çevre koruma, toplumun bilinçlenmesinde yaşam boyu öğrenme gibi konuları ele alan 1.Uluslararası Sürdürülebilir Yaşam Kongresi 2019’da yapıldı. Evlerin mutfaklarında ortaya çıkan organik atıkların değerlendirilmesi/geri kazanımına yönelik kompost çalıştayı, hemen ardından sürdürülebilir tarımın temelini oluşturan permakültür tasarım kursu gibi çalışmalar tasarlıyorlar.

TEMA Vakfı (Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı) (www.tema.org..tr)

“Toprak Dede” Hayrettin Karaca ve “Yaprak Dede” A. Nihat Gökyiğit’in birlikte kurduğu Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı TEMA, yılda 743 milyon toprağın erozyona uğradığı ülkemizde erozyon ve çölleşme tehlikesine dikkat çekmek, toprakla birlikte üzerindeki ekosistemi oluşturan su, orman, biyolojik çeşitlilik gibi tüm doğal varlıkların korunması amacıyla 1992’den beri çalışıyor.

Türkiye’nin, çölleşme ve erozyonla mücadelesini birincil amaç edinmiş Türkiye kamuoyunda önemli bir yer edinmiş sivil toplum örgütüdür. Ağaçlandırma projeleri, kırsal kalkınma projeleri, çölleşmeyle mücadele projeleri yürütüyor.

Erozyonla mücadeleyi esas alan Vakıf, çöl olma tehlikelisine dikkat çekiyor. TEMA, siyasi güçleri, doğal varlıkların yok edilmesi ve erozyon sorununa çare bulmadan iktidar olamayacaklarına inandırma çabasında.

TÜDAV (Türkiye Deniz Araştırmaları Vakfı):

Türkiye’de deniz bilimleri konusunda araştırmalar yapmak ve deniz yaşamını korumak amacıyla 1997 yılında kuruldu. Pek çok bölgede hizmet veren bu vakıf, sadece denizcilik ile ilgili değil, bir çok konuda faaliyet yapmaktadır.

TÜRÇEK (Türkiye Çevre Koruma ve Yeşillendirme Kurumu):

1972 yılında Türkiye’nin ilk gönüllü çevre kuruluşu olarak İstanbul’da kurulan ve giderek yoğunlaşan çevre sorunları karşısında faaliyetlerde bulunan kuruluştur.

TÜRÇEV (www.turcev.org.tr)

Kısa adı Türçev olan Türkiye Çevre Eğitim Vakfı, 1993 yılında Turizm Bakanlığı’nın girişimiyle Mavi Bayrak Programı’nın Türkiye’de de başlatılabilmesi amacıyla kurulmuş olup, başta Antalya İzmir ve Muğla olmak üzere ülke çapında etkinlik göstermektedir. Türkiye Çevre Eğitim Vakfı, merkezi Ankara’da olan bir sivil toplum kuruluşudur.

 Vakıf, Uluslararası Çevre Eğitim Vakfı (Foundation for Environmental Education, FEE) üyesidir. Lise çağındaki öğrenciler için oluşturduğu Çevrenin Genç Sözcüleri programıyla, gençlerde çevre bilinci yaratmayı ve daha temiz bir dünya için işbirliği olanaklarını arttırmayı hedefliyor.

Amacı

Bulunduğumuz Dünya’yı çevrece zenginleştirmek ve korumak.Uluslararası çevre örgütleriyle birlikte çalışıp Türkiye’nin doğal güzelliklerini tanıtmak amacıyla kurulmuştur. Sağlıklı yüzme suyu, donanımlı plaj ve iyi bir çevre yönetimi ile, çevre bilinçlendirme etkinliklerini içeren Mavi Bayrak’ın turizm ve çevre açısından da önemli olduğu konusunda kamuoyunu bilinçlendirmeyi hedefler. Türçev, nitelikli plaj ve marinalar oluşturmaya çalışmakta, temiz, bakımlı, donanımlı, güvenli bir çevre bilinci oluşması yolunda etkinlikler göstermektedir.

Türkiye Çevre Vakfı (TÇV):

Daha temiz bir çevrede yaşamamız için yapmamız gereken çok şey var.” Hedefiyle, 1978 yılında yola çıkan gönüllü bir sivil toplum örgütüdür. http://www.cevre.org tr adresi üzerinden faaliyetleri takip edilebilir.

Uluslararası Küreselleşme Forumu

Uluslararası Küreselleşme Forumu ya da bilinen kısaltmasıyla IFG (International Forum on Globalization), dünyanın en önde gelen aktivistleri, bilim adamları, ekonomistleri, araştırmacıları ve yazarlarının katıldığı San Francisco merkezli eğitim ittifakıdır. Forum, 1994 yılında, giderek artmakta olan küreselleşme olgusuna bir tepki olarak doğmuştur.

Uluslararası Küreselleşme Forumu, çevre koruma projeleri ve sürdürülebilir tarım üzerine çalışmalar yapmaktadır.

WiserEarth.org :

Sosyal ve çevre hareketi için kullanıcılar tarafından oluşturulmuş, bütün dünyadaki kâr amacı gütmeyen kuruluşları takip eden çevrim içi bir topluluk alanıdır.

Site, iklim değişikliği yoksulluk, çevre, barış, su, açlık, sosyal adalet, koruma, insan hakları ve daha fazla küresel sorunu ele alan sivil toplum kuruluşlarının (STKlar), şirketlerin, devletlerin, grupların ve bireylerin konumlarını belirler ve onları bir araya getirir.

WISER, World of Social and Environmental Responsibility (Dünya Sosyal ve Çevresel Sorumluluk Endeksi)’nin kısaltmasıdır. WiserEarth, Natural Capital Institute’ün maddi olarak desteklemekte olduğu bir projesidir.

WiserEarth.org, 2007 yılının Dünya Günü’nde (22 Nisan), Paul Hawken’ın kitabı Blessed Unrest’te de yer verdiği 100.000’den fazla kuruluşun bulunduğu çevrim içi bir rehber olarak çalışmaya başladı. Yıllar içinde binlerce kuruluştan topladığı kartvizitlerin bir koleksiyona dönüştüğünü fark eden yazar, sosyal adalet ve çevre alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının tamamının listelendiği kapsamlı bir rehberin olmadığını gördü.

Toplam sayılarının bir milyonun çok üstünde olduğunu tahmin eden Hawken, bu kuruluşların yapmakta olduğu çalışmalarda izlenen yolu görmeye yardımcı olacak çevrim içi bir rehber olarak WiserEarth.org’u ortaya çıkardı. Bugün, WiserEarth.org, daha fazla işbirliği imkânı sağlayabilmek için, grup oluşturma ve mesajlaşma araçları gibi sosyal ağ özellikleri de içermektedir. Uygulama Programlama Arayüzü (API) 11 Ağustos 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

2010 Nisan ayı itibarıyla, WiserEarth dünya çapında 111.000’den fazla kuruluş, 37.000’den fazla kayıtlı kullanıcı ve 1.900’den fazla grup için bir rehber hizmeti sağlamaktadır.

WWF Dünya Doğayı Koruma Vakfı (World Wide Fund for Nature):

Doğanın zarar görmesini durdurmayı ve verilen zararları onarmayı amaçlayan uluslararası bir sivil toplum kuruluşudur. 1961’de World Wildlife Fund (Dünya Doğal Yaşamı Koruma Vakfı) olarak kurulan kuruluş, genişleyen çalışma alanıyla adını, “Dünya Doğayı Koruma Vakfı” olarak değiştirmiştir.

Yeşil Barış / Greenpeace http://www.greenpeace.org/turkey

Greenpeace Avrupa, Amerika, Asya ve Pasifik’te 40 ülkede faaliyet gösteren, kâr amacı gütmeyen bir çevre kuruluşu. 1971’den bu yana dünyanın dört bir yanında çevre katliamlarına karşı güçlü bir mücadele veren Greenpeace, çalışmalarını bağımsız olarak sürdürmek için devletlerden, şirketlerden ya da siyasi partilerden bağış ve sponsorluk kabul etmiyor; tüm çalışmaları sadece bireylerden aldığı maddi ve manevi destekle yürütüyor.

Greenpeace, dünyamızın çevre sorunlarına şiddet içermeyen doğrudan, barışçıl eylemlerle tanıklık eder ve bunları basın aracılığıyla kamuoyuna duyurup çevre sorunlarına dikkat çeker. Bilimsel verilere dayanan kampanyalar yürütür.

Yeşil Ekran yesil.ntvmsnbc.com/

Haber ve kültür kanalı NTV’nin çevreci kuşağı Yeşil Ekran bir süredir çevre gündeminden belgeseller, haberler ve sohbet programlarıyla doğal hayatın korunmasına destek veriyor.

Her türlü görüş, düşünce, öneri, istek ve geri dönüşleriniz bizim için değerlidir. Lütfen sadece okuduğunuz makale değil outdoor ve doğaya dair yayınlanmasını ve irdelenmesini istediğiniz her konu hakkında bize yazın. http://www.turkeyoutdoor.org

Tags:çevre etiği, çevre günü, çevre koruma örgütleri, çevre nedir, çevrebilim, çevreci örgütler, çevrecilik, çevresel bilinç, çevreye etik yaklaşımlar, doğa, doğal çevre, doğayı ko, ekoloji ne demektir, ekoloji terimleri nelerdir, ekolojik dengeleri bozan etmenler, ekolojik kavramlar, ekosistem, ekosistem ne demektir, ekoturizm, ekoturizm endüstrisi, ekoturizm etiği, ekoturizmin ilkeler, outdoor, outdoor çevre ilişkisi, outdoor türkiye, outdoor ve çevre bilinci, outdoorun çevreye etkileri, sivil toplum örgütleri, türkiye outdoor, Türkiye'nin Outdoor Sayfası

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası