yeni çıkmış ve cartoon networkde yayınlalan grafi tarafından yapılmış bir türk çizgi filmidir
youtube da gördüm bunu tam bölüm halinde yayınlanıyor gumball benzeri bir çizgi film
yorumları okudum ama çokda kötü değil esprileri falan çok komik sadece çizimleri kötü koşma animasyonları sanki yukardan kuklayı oynatıyorlarmış gibi ama onun dışında güzel
çizgi filmin hikayesi şu
bizim şakir denen bi çocuğumuz var bu ana karakter kendisi bi aslan çoğu olay normal olarak bunun etrafında gelişiyor ilgimi çeken bu çocuk babasıyla oyun falan oynuyor ulan hep istediğim olaydır
ailesi:
babasıda şakir gibi aslan oyun oynamayı seven bankada çalışan bi adam oğlundan daha aptal işler yapıyo o ayrı mesele
annesi bi kedi klasik ev hanımı rolü oynuyor her bölümde görülmez ama evde sözü geçen birisi onu unutmamak lazım
bide kız kardeşi var canan diye buda bi kedi annesi gibi işte buda klasik kız tavırları sergileyen kızlardan siz anladınız işte neyse yani ailede erkek olan babadan dişi olan anneden çekmiş
bide fil necati var
çok saf bi karakter şakirin babasının en iyi arkadaşıdır hani götündenmi anlıyon terimi varya bu adam tam bunu uyguluyor çok saçma esprileri
falan var izlersiniz anlarsınız
bende yeni başladım gayet eğlenceli izlemenizi tavsiye ederim
gayet güzel bir çizgi filmdir. birde tekrarları gösterilmese daha güzel olacak. gece sahur vakti yaklaşık 1 saat 45 dakika bölüm arka arkaya gösteriyor.
tam da "negzel dizi lan, on numero göndermeler var" diye entry girecektim ki ekşi sözlük hiçbir siki beğenmeme timi nin buralara da uğradığını görünce vazgeçt
şaka lan güzel çizgi dizi, çerezlik ama. ufaklıklar izlerken gördüm. şöyle bir sahne geçiyordu.
necati camdan bakar "eskiciiieeğğğ" diyen bir adamın sesi duyulur. bizim necati de keyifle "necatieeeğğğğ" diye bağırır. sonra yanındaki arkadaşı da "dur oğlum. adam işinin gereği öyle yapıyor" gibi bir şey söyler. bizim necati de " ben herkes kendi ismini bağırıyor sanmıştım. hee tamam o zaman" der safça.
baya güldüm bu sahneye, bi gumball kadar beğendim yani. devam etmeli.
sırf necati için bile izlenesi çizgi film.
ayrıca, sus ve cıstaklı müziğimin tadını çıkar: nakarat yok'u dinleyin, dinlettirin, bu ne muhtişim şarkıdır
eglenceli, komik, izlerken buyukleri sıkmayan kisacasi lömpen bi cizgi filmdir.
(bkz: gulyabani hunters)
(bkz: fil necati)
geçen gün denk geldiğim çizgi funduszeue.info kaliteliydi.sözlüğü açtığım zaman ise herkes bi laf atmasi cidden üzdü.bi sanat eserinin bence tek amacı insana haz funduszeue.infoşka şeyler tefferuat neymiş çakmaymış funduszeue.info izleyince eğleniyosan gerisini düşünmenin anlami yok.
grafi yıllarından bu yana berk tokay ve ekibinin kendilerini bir adım dahi öteye taşıyamadıklarının göstergesi, sadece türk ve orta doğu kültüründe yetişmiş yaş arası çocuklara hitap eden, espri anlayışıyla irrite eden rezalet çizgi dizi.
begenmeyen yazarlar, sen hayatinda ne yapabiliyorsun? yalniz o yaptigini turkiyede 20 kisi felan yapabilecek. cevap entry girmek ise, koca bir siktiri hakediyorsun. bok atmadan once bir dusun
funduszeue.info : Ekonomi ve Borsa Forumu > Dünya > Yaşam > funduszeue.info KoMiK > Gulelim Guldurelim, Komik, Ilginc Fikra ve Hikayeler
PDA
View Full Version : Gulelim Guldurelim, Komik, Ilginc Fikra ve Hikayeler
Pages : [1]
bikmisbroker
,
Diyarbakır Devlet Hastanesi'nce çıkarılan dergide, doktora
şikayetlerini anlatan hastaların şiveli ve ilginç sözlerle dile
getirdikleri şikayetler yer alıyor.
Hastane hizmetleri ile sağlık konularının yer aldığı ve Diyarbakır Devlet
Hastanesi'nce çıkarılan dergide, doktorlara çeşitli şikayetlerini anlatan
hastaların şiveli ve ilginç sözlerle dile getirdikleri şikayetler şöyle
yer aldı:
'' Doktor bey bacaklarımda valiz var (varis)
Tansiyonum yukarı gelmeyi
Başım yaniy
Bende süpertansiyon var
Bizim çocuk ortalık derdine tutulmuş (Grip)
Yarım yarım öksürüyem
Bende Habitat B var mı? (Hepatit B)
Propostodan ameliyat oldum (Prostat)
İdralim ayni ayran gibi
Kanımda bi değişiklik hissediyom
Ara sıra kalbim çarpıştırıyor
Arakere çarpıntım oluyor
Kafamda bi çırlama var
Benim bağırsaklarım zehirli gaz yapıyo
Doktor bey benin şikayetim bir şu mıntıkadan, şu mıntıkaya kadar
Karnım gırıl gırıl
Boğazlarım gıdık gıdık gıdıklanıyi
Tüm tüy diplerim ağrıyo
Vücuduma vakitsizlik geliyor doktor bey (Halsizlik)
Nefesimi aşağıdan alıp yukarı veremiyom
Bugün bağırsaklarım sürekli kıvırıyo
Doktor bey ben zagor kullanıyom
Doktor bey 3 günde zor durdurdular benim tansiyonumu
İdrarımı yaparken zonklama oluyor
Damarlarımın içi yanıyor
Yaş 73 öbür taraftan çağırıler, ama gene de canım gitmek istemiyi
Dün gece çok yüreğim dövündü
Kanımda pörtüleşme var (Pırtılaşma)
Midemde hıkır hırık baloncuklar oluşiyi
Bu gözümnen yukarı baktığımda önünden sanki incecik bi kıl geçiyor ucunda
da bi böcek var
Benim sinirlerim var
Nefesimi çeviremiyom
Doktor bey bunun tansiyonu geziyor (Karısını gösteriyor)
Kemiğim yanıyor
İçimde pırıltı var (Çarpıntı)
Vücudum rüzgarlanıyor
Kaburgalarım üşüyor
Bende kavator var mı? (Guatr)''
Sevgili Babo bu işin içinden olduğumuzdan belkideben hiç gülemedim..
Yanlış funduszeue.info okuyanlar tabiki gülecektir ama bu yurdum insanının çilesinin ve çektiği sıkıntıların ne kadar vahim boyutta olduğunu gösteriyor..
O bölgelerde görev yaptığım kısa dönemlerde bile onlara yakın olabilmek için onların dilinden öğrenmeye çalıştım..
İki kelime bile aramızda sıcak ilişkiler kurmaya yetti
Dertlerini bile anlatamayan hastalara yardımcı olabilmek,onları tedavi etmeye çalışmak
İşte esas acı ve komik olan gerçek budur
Belki yazının içine ettim ama neyapayım o günlerden aklımda kalan ve halen yaşadığımız gerçekler beni hep hüzünlendirir
dreissena
,
İş mülakatlarından örnekler
- Bu kuruma ne katabilirsiniz?
- Bir katalizör gibi çalışarak sistem sinerjisinin arttirilmasinda
operasyonlarin ölçülebilir hale getirilmesi ve geri besleme
faaliyetlerinde elde edilen bulgularin deierlendirilmesi süreçlerinde istatistiklerin kategorize edilmesi, ayrica beyin firtinasi çalismalarinda ortaya çikan fikirlerin dogrusal programlama analizlerinin yapilmasi vasitasiyla verimliliginin yükseltilmesi
- ha?
- Pek rahat bir insana benziyorsunuz. Bizi ciddiye almadiğinizi veya
bu konuda çok uzman olduğunuzu düşünebilir miyiz sizce?
-hepinizi çiplak düşündüğümden böyleyim yoksa çalişip yapicam bir
şekilde, bakicaz
- Peki size neden güvenelim bu işi yapabileceğinize dair?
- Siz bu konumda kimseye güvenemezsiniz, deneyip göreceksiniz! (İşe alındı bunu diyen kişi)
- Peki ucret olarak ne istersiniz, kafanizda ne var?
- $
- Ama bu çok fazla!
- Peki milyona da olabilir :-P
soru : Şu andaki işinizden neden ayrilmak istiyorsunuz?
cevap :Çaliştiğim yerde gelebileceğim en üst noktaya funduszeue.info
kendimi tekrarlamaya başladiğimi ve şirkete de katkimin azaldiğini
düşündüğüm için ayrilmak istiyorum. (daha çok para istiyom ben daha
çok daha)
- Kendinizi bir iki kisa cümleyle tanimlar misiniz?
- Tanimlayamam , böyle bir soruya hazirlik yapmadim.
-"İşim,ailem,ülkem,ben" bir siraya koyarmisiniz..
- para para para..
-bilgisayar kullanmayi biliyor musunuz
-evet ileri derece..
a) tamam o zaman uzak durun bilgisayardan(ho?)
b) peki o zaman her gun tozunu alirsiniz.(?)
(human resources şirketlerinden biriyle yaptiğim bir görüşmede)
- hmm ingilizceniz için iyi seviyede yazmişsiniz , let's have
a short conversation than . tell me about yourself
- This is ridiculous , ask me about my skills
- hmm
- hmm
- siz de 1 milyar istediniz, herkes 1 milyar istiyor bu is için,
neden acaba?
- eöö ben emin degildim ücretleri bilen bi arkadasa sordum o 1 milyar
iste dedi o yüzden öyle dedim ben de
o ana kadar süper gitmeme ragmen bu öküzlügün ardindan isi alamadim
dogal olarak
- dunya sadece siyah ve beyaz renklerden olussaydi, sizce neler
degisirdi?
- su sacma morcivert kravatinizi takmamis olurdunuz..
- Neden bizim isyerimizde çalismak istiyorsunuz?
-evime yakin oldugu için.
- ingilizce metinlerden çeviri yapabilir misiniz?
- ah evet, tabii eger o metni =james+joyce> yazmamissa.
- ahhaha o zaman edebiyati da yakindan takip ettiginizi not
alabilirim. (not almaktan çok ismimin üzerinin çizilmesine benzer bir
kalem funduszeue.info söylememeliydim, bunu söylememeliydim.)
isveren: neden aluminyum boru ve kontraplak sektörü? Sizi bu sektöre
çeken nedir?
aday: aluminyum kontraplaklar küçüklügümden beri benim hayatimin
anlamidir çünkü. hayatimi kontraplaklar arasinda geçirmek, burada
sabahlamak, kontraplaklarla gülmek, aglamak ve bu isi yaparken ölmek
istiyorum !!
isveren: (!! vay be ! ii ! )
iiveren: neden aliminyum boru ve kontraplak sektörüi sizi bu sektöre
çeken nedir?
aday: eiiek
iiveren: efendimi
aday: hiç yok biiey, sigara içebilir miyim?
iiveren: pekii sirketimize neler katabilirsiniz?
aday: neye katarim !.
isverecek: geç kaldiniz?
iialacak: hi hi ivet. asansörü kaçirdim
-bos zamanlarinizi nasil degerlendirirsiniz?
-degerlendirilen zaman bos zaman degildir. (yasanmistir, isi alamadim o ayri konu)
isveren: su aralar en çok hangi sarkilari dinliyorsunuz?
niye söyletecek misiniz?
takim çaliimasina inanir misiniz?
-inanmam.
hangi takimlisiniz?
- besiktas.
- peki yakamdaki fenerbahçe rozetini görmüyor musunuz?
- görüyorum.
- ama ben simdi sizi direk ise almam (sakaci ifade)
- almazsan alma!
- peki gercek hayatta bu durum basiniza gelse hangi yatirim aracini
seçerdiniz kalasnikof bey?
- ikisini de seçmezdim
- peki ne seçerdiniz.
- valla yaris ati satin alirdim hayvan gibi para var.
özgeçmisinizi inceledim. bizim sektörden ziyade, filanca sektörde
sansiniz daha fazla olabilir. neden bizim firmaya basvurdunuz?
- keyif benim degil mi, canim nerde isterse orda çalisirim.
- hemen sinirlenmeyin. mülakatlarda sivri cevaplar dogru mu sizce?
- vermeye gönlün yoksa, almaya da çagirmayacaksin!
- gerçekleitirdiginiz en büyük basari
- bu noktaya kadar size tahammül etmek
- vardiyali calisabilir misiniz?
- evet, ama sadece gunduz vardiyasinda calismak istiyorum.
karsidaki esprili birine benzemektedir. mülakata kot pantalon ve t-shirt ile gidilir, ilk soru standarttir:
- burasi bir satis iirketi. mülakata böyle geldiyseniz müsteriye nasil gideceksiniz?
- mülakatta benim zekami, yeteneklerimi,sosyalliiimi, ii bilgimi
ölçeceginizi zannetmistim. ben bunlari kravatimda veya pantalonumun
cebinde tasimam ki, burada tasirim (kafa gösterilir. karis taraf kravat ve pantalon sahibi bir genel müdür olarak biraz gerilir).
- kurallara aykiri olmayi seven bir kisisiniz galiba?
- kurallari kimin koyduguna kurallarin kendisinden daha çok dikkat
ederim.
- Diyelim ki, sizce mülakata gelirken takim elbise giyme kuralini kim
koymustur?
- her seyden anladigini düsünen ukala bir amerikali isletme "uzman" 'I olmasin sakin?is alinir, güzel güzel de çalisilir.
banka personel genel mudur yardimcisi mulakata alir:
gmy-cocuk yapmayi dusunuyor musunuz, malum bayansiniz.
mm-hayir dusunmuyorum.
gmy-malum bayansiniz, istersiniz bir ara?
mm-esimle simdilik dusunmuyoruz beyefendi.
gmy-olur mu, hayatin nese kaynagi onlar.. bakin bende uc tane var. siz de ileride istersiniz. malum bayansiniz.
mm-oldu olacak seviselim, ureyelim, bitsin bu mulakat isterseniz.
kendinizde en begendiginiz ve en begenmediginiz özelliginiz nedir?
- en begenmedigim is görüimelerinde salak soru soranlari makinali
tüfekle taramam!!
- himmm!!!
Alıntı : Fatih Demirtas - - Industrial Engineer. (TOEFL GRE GMAT Prep Expert)
"All our dreams can come true, if we have the courage to pursue them."
"If you dream, there is nothing you can achieve; If you brave,
everything is possible."
"Never say never, never say forever"
"The only thing constant in nature is change"
bikmisbroker
,
Sevgili Babo bu işin içinden olduğumuzdan belkideben hiç gülemedim..
Yanlış funduszeue.info okuyanlar tabiki gülecektir ama bu yurdum insanının çilesinin ve çektiği sıkıntıların ne kadar vahim boyutta olduğunu gösteriyor..
O bölgelerde görev yaptığım kısa dönemlerde bile onlara yakın olabilmek için onların dilinden öğrenmeye çalıştım..
İki kelime bile aramızda sıcak ilişkiler kurmaya yetti
Dertlerini bile anlatamayan hastalara yardımcı olabilmek,onları tedavi etmeye çalışmak
İşte esas acı ve komik olan gerçek budur
Belki yazının içine ettim ama neyapayım o günlerden aklımda kalan ve halen yaşadığımız gerçekler beni hep hüzünlendirir
Hic olurmu sevgili Aritmik? Olayin bir de bu yonu var tabii, ishin ilginci ben tip okumak istedim ama funduszeue.info babam, amcalarim ve o generasyon beni vazgecirdiler bu funduszeue.info o generasyon sayesinde sizin yasadiklarinizi ben de yasadim, yaz tatillerinde muayenehanelerde (yakinlarimin ve babamin) ya da eczanelerde (yine amca-dayi) Calisarak gecirdigim icin ne demek istediginizi COK iyi anliyorum.
Ishin ilginci eczanelerdeki o igneciler var birde, bilirsiniz, bu genelde Eczaci Kalfasidir ama Ishlerin yogun oldugu eczanelerde "AYRICA" igneciler turemistir, o igneciler varya? Onlarin itibari (Koylunun gozunde) eczaci kadar yuksektir.
Bir de ani;
Eczanede calisirken gelen doktor recetelerininde Doktorum adini ve yazdigi funduszeue.info ilaci birisi okurdu, diger ilaclari vs diger CIRAK Raftan cikarir tezgahin ustune dizerdi. :D :D (Kendimize bir oyun gibi yapmistik-hatasiz ilaclari dizmeye calisirdik)
Bu da funduszeue.infondan ishin acikli yonu tabii.. (Cunki adamcagizin hastalarina verdigi tip recete ve tip ilac vardi)..
Alternatif receteleri ciktiysada ben gormedim..(dediklerim den onceki donemler icindir!!)
oğlum dr olmak istiyordu hemen vazgeçfunduszeue.infoılarınıza teşekkürler.
einstein
,
Bu yazı anet mizahdan alıntıdır
GENÇ Parti Genel Baskani Cem Uzan'in Cubuklu Sadak Sitesi'ndeki villasina
Mali Polis baskin düzenler.
Mali Polis Sefi: Kipirdamayin. Kime satiyorsunuz bu kadar kontürü?
Cem Uzan: Aslaaaa satmak yok, (yanindaki partililere seslenerek)
satiyormusunuz len? Satmak falan yok amirim biz satici degiliz kullaniciyiz.
(yanindaki partililere aglamakli seslenerek) Yüklesenize olum birer tane cep
telefonunuza.
Mali Polis Sefi: Alin sunlari sunu da alin
Cem Uzan:Kardesim bizi nie reklam ediyorsunuz ya (Telsim kontürleri
göstererek) biraz ürünü ön plana cikarsaniza.
Cem Uzan Yalakasi: Sayin baskan yaktin bizi
Cem Uzan: Olayi medyaya tasimasalardi cok iyi olacakti ama medyaya
tasidilar. Televizyona cikarsak kötü..
bu yazıda güzelmiş kaçırmışıfunduszeue.infoçıranlara
sebayrak
,
KEPEK EKMEGI
Yaslari 70 ile 80 arasinda degisen üç arkadas Temel İdris ve Tursun kahvede otururlarken Tursun'un en küçük torunu kosarak kahveden içeri girer ve bagirir.
-"Kos dede kos ninem çoçugunu doguruyor"
Temel sasirmis Tursun'a sormus
-"Hayirdur usagum, bu nasil oldii"
Tursun cevaplamis;
-"Kepek ekmegindendur da"
Temel hemen firina gitmis. Tezgahtar kiza;
-"Kizum, hemen bana oradan 50 kepek ekmegi ver" demis.
Kizcagiz önce sasirmis, sonrada Temel'e;
-"Beyfendi aksama kalmaz tas gibi olur.."
Temel'de kendi kendi söylenmeye baslamis
-"ULAN, HERKESIN HABERI VARMIS TA PI BENUM YOKMUS
sebayrak
,
OLUYU DIRILTME
Temel ile Fadime artik çok yaslanmislardir.
Birgün evde yalniz kaldiklarinda Fadime Temel'e dönerek demis ki
-"Uy Temel haçan hatirlar musun eskiden biz senle yanliz kaldigumuzda ne ederdik.?"
Temel istemeye istemeye ;
-"Heee hatirlaydum.."
Fadime:
-"Haçan o zaman ben simdi yatak gidiyrum, sende pesimdan cel.." demis.
Neyse aradan biraz zaman geçmis.
Temel'in yanina gelmedigini gören Fadime içeriden seslenmis:
-"Ula Temel gelsene Pak sehvatim kaçayi da."
Temelden hiç ses yok.
Biraz daha zaman geçmis Fadime yine bagirmis:
-"Ula Temel, haçan gelsene artik bak sehvatim kaçti kaçacak"
-"i-ih"
Temel'den yine ses yok
Biraz daha zaman geçmis Fadime birkez daha seslenmis:
-"Temel, nerdesunn sehvatim kaçiyi kaçiyii."
Bunun üzerine Temel dayanamamis ve karsilik vermis :
-"Haçan ne bagarim duruysin da, sen orada mezari açmis bekliysun, ben burada ölüyü diriltmeye çalisiyrum."
sebayrak
,
3 KARDES
Temel bir gün avrupaya gider.
Temel'in kötü bir aliskanligida vardir, sürekli içki içer.
Birgun bir bara girip barmenden üç bira ister ve hepsini içer.
Üç-bes defa böyle yapinca barmen merak eder ve sorar;
-"Niye hep üç tane bira içiyorsunuz?
Temel cevap verir;
-"Ben, Dursun ve Hamdi bizler üçüzüz. Hepimiz dünyanin farkli yerlerindeyiz. Hepimizde bara girdigimizde birbirimizin yerine bira içeriz, öteki iki birayi o yüzden içiyorum" der.
Yine günlerden bir gün Temel bara gelir ve iki bira ister, barmen verir.
Temel biralari içtikten sonra tam kalkarken barmen sorar;
-"Allah rahmet eylesin efendim, kardesinizin biri öldü heralde?" deyince Temel cevap verir;
-"Hayir ben içkiyi biraktim da.."
sebayrak
,
DURSUN ALMAMISTIR
Temel bir gün çok büyük bir define bulur.
Ne yapayim, nasil saklayayim diye düsünürken defineyi bir yere gömmeye karar verir.
Derken defineyi gömer ve kimse anlamasin diye üzerine
-"Burada define yoktur." yazar.
Bunu gören Dursun olayi çakar ve defineyi alir. O da üzerine :
-"Buradaki defineyi Dursun almamistir." yazar.
Bankada Calisan Ziraat Muhendisi Kredi icin gittigi bir koyden donerken,
yolda arabasi bozulmus. Ne yapacagini dusunurken ileride bir kulube gormus.
Kapiyi calmis. Kapiyi genc ve cok guzel bir kadin acmis.
Adam " Ben Ziraat Muhendisiyim. Bankada Calisiyorum. Arabam bozuldu. Bana
yardimci olabilirmisiniz? " demis. Kadin "kocam askerde, bu gece burada
kalabilirsiniz" demis. Muhendis bey tesekkur edip, iceri girmis. Kadin
"kocam askerde benden bir isteginiz var mi?", Muhendis " Zahmet olmazsa
yiyecek birseyler verebilirmisiniz?' Kadin yemek hazirlamis, yemekten sonra
uzerindeki yelegi cikrarak "kocam
askerde benden bir isteginiz var mi?", Muhendis " Zahmet olmazsa cay " Kadin
cay hazirlamis ve elbisesinin bir dugmesini acarak, "kocam askerde benden
bir isteginiz var mi?", Muhendis " Zahmet olmazsa bir bardak su " sorular ve
istekler boyle devam etmis. En sonunda kadin seksi geceligini giymis ve
""kocam askerde benden bir isteginiz var mi?", Muhendis "Yorucu bir gundu.
Ben artik yatayim" demis ve uyumus. Sabah uyandiginda, avluya cikmis. Kadin
tavuklara yem veriyor. Ancak bir tavuk 5 tane de horoz var. Muhendis bey
sasirmis. " Hic bir tavuga 5 horoz olur mu?" diye somus kadina.
" Kadin siz onlara bakmayin. Onlarin sadece bir tanesi gercek horoz.
Otekiler Ziraat muhendisi.'" :)))))))
bikmisbroker
,
> Azrail
>
> Huzurevinde arka arkaya gelen ölümlerden moralleri bozuk üç arkadaş
> aralarında dertleşiyorlarmış..
> Biri "Azrail'i kandırmak lazım.." demiş.. Öbürleri nasıl, diye
> sorunca tezini açıklamış..
> "Bu Azrail can almaya geliyor ya! Onunla göz göze geldiğimizde
> bebek taklidi yapalım.. Bunların yaşı küçük, bir yanlışlık olmalı
> der, çekip gider.."
> Yaşlılığa ikinci çocukluk demeleri boşuna değil. Bu çocukça fikir
> diğerlerinin de aklına yatmış.. Başlarına kötüsü geldiğinde ne
> yapacaklarını birbirlerine belletmişler..
> Aradan zaman geçmiş.. Bir gece Azrail, aynı odayı paylaşan üç
> kafadarı gece yarısı ziyaret edivermiş..
> Orağını yere tak tak tak diye vurduğunda kafadarların üçünün birden
> gözleri açılmış..
> Bakmışlar ki Azrail hazır.. Birinden birini, belki de üçünü
> götürecek.. Hemen belirledikleri A plânını uygulamaya geçmişler..
> Üçü birden bebek taklidi yapmaya başlamış..
> Biri "Aguuu.." sesleri çıkarırken öbürü parmak emiyor, üçüncüsü de
> "Mama.. Mama.." sesi çıkarıyor.. Azrail bir süre seyretmiş
> hallerini.. Sonra elini gülerek başına vurmaya başlamış:
>
> "HADİ BAKALIM ATTAA :)) "
>
bikmisbroker
,
Ahmet Tulgar
[emailprotected]
Çiçek almak
Kaldırımda ya da otomobildeyken; sokak satıcılarından ya da dükkanlardan çiçek alanlara bakın. Bir bakın. O alışveriş; o satıcı ile alıcı arasında süren ilişki; çiçeklerin kime, niçin alındığını tahayyül etmeye çalışmadan, öylece baktığınızda bile, bakın nasıl iyi gelecektir size de. Size bile, bu alışverişle hiç alakası olmayan, sadece alaka gösteren size bile.
Başka bir şeye benzemez çiçek alışverişi çünkü. Başka bir alışverişe benzemez. Günün ve şehrin ortasında yumuşatıverir sert olan her şeyi. Çiçek alıcısıyla çiçek satıcısı arasındaki; güzellik üzerinden kurulan bu ilişkinin çiçek tozları yayılır ortalığa. 'Kelebek etkisi' yaparak açar ruhlarını yakından geçenlerin de.
Çiçek almak; sokak satıcısı bir kadınla ya da adamla şakayla karışık pazarlık yapa yapa ya da her zaman uğradığınız çiçekçi dükkanına uğrayıp tavsiyeler ala ala, elinizdeki kolunuzdaki paketlerin arasına, zamanın arasına bir demet de çiçek sıkıştırmak, gündelik, mütevazı ama önemli bir dünyayı kurtarma girişimidir. Dünyanın ne kadar güzel olduğunu, olabildiğini, ama güzelliğin de ne kadar nazik, ne kadar ince, ne kadar kırılgan bir şey olduğunu; güzelliğin de, hayatın da geçici ama yine de durup bakmaya, üzerine titremeye, gidebildiği yere kadar gitmesi için uğraş vermeye değer şeyler olduklarını hatırlamak ve hatırlatmak için bir vesile.
Çiçek alanların, çiçek alırken yüzlerine bir bakın. O çiçekleri kime aldıklarından ya da birine mi, kendilerine mi aldıklarından bağımsız olarak bir özgüven, bir kendinden, hayatından memnuniyet ifadesi olur bu çehrelerde. Hepsinde. O geçici çiçeklerin, o boynunu eğmeye, solmaya temayüllü hayatın içinde güzelliği bulmuş olmanın sevinciyle biraz şımarık, biraz gururlu, hadi onu da söyleyelim, handiyse kibirlidir halleri. O sırada, o alışveriş anında başkalarının uğraştığı sıradan işlerden ellerini eteklerini çekmiş olmanın, inceliklerle meşgul olmanın, güzellikle iştigal etmenin zarif züppeliği.
Böylesi bir durumdaki, böylesi bir konumdaki biri o zaman satıcının nezdinde de herhangi bir müşteri değildir. Artık. O kalabalığın arasından sıyrıldığı, tezgahına yanaştığı, dükkanından içeri adım attığı için, sadece bunun için, çiçeklerin tülümsü yapraklarına gösterilen özenin aynısına layık birisidir çiçekçinin müşterisi.
Çiçekçi esnafının ilk fiyatı yüksek tutması, böyle bir fiyat vermesi, ilk verdiği ama sonra da kolayca indiği o yüksek fiyat bile işte sanki, ya tutarsa deyip fazladan kara geçmeyi denemek için değil de, bir ilişki başlatmak, ticareti bir iletişime, oyunbaz, çiçek alıcısının dirençli bir şımarıklık yapmasına olanak sağlayan bir iletişim platformuna dönüştürmek için bir ilk girişimdir. Oyunun provokasyonu, törenin ilk adımıdır.
Çiçek alıcısı da zaten gidici değildir. Çiçek almaya karar verilmiştir çünkü bir kere. Çiçek, fiyatta anlaşamayıp vazgeçilecek bir ihtiyaç değildir. Çiçek, bir karardır. İhtiyaç dahilinde olduğu için değil karar verildiği için alınır. Tam almaya karar verildiği o anda da vazgeçilemez bir ihtiyaç olur artık çiçek.
Çiçek müşterisi çekip gitmez yani. Böyle birine rastlarsanız; fiyatı öğrenip, ilk fiyatı öğrenip de yürüyüp gidene, anlayın ki o, çiçeklere bakmamıştır bile. O, dünyayı pazarla karıştıran, hayatı fiyatlarla ölçen, aslında cüzdanı da gün be gün şişen biridir.
İşte onun arkasından seslenmez çiçekçi, fiyatı aşağı çekmez. Bırakır gitsin.
İnsan sarrafı olmuştur çiçekçiler. Çiçeğe acil ihtiyacı olanı hemen tanırlar. Bedavaya bile tutuştururlar bir gülü, bir demet fulyayı adamın eline.
bikmisbroker
,
> > >
> iki emekli, güvercinlere yem atarken biri;
> Sunlara ne zaman yem versem siyasetçileri hatirliyorum.." demis..
> Digeri ;
> "Neden?.." diye sormus
> Oteki ;
> "Yerde dolasirken elimizden yiyorlar,havalaninca kafamiza ediyorlar..!"
> > >
bikmisbroker
,
Dostlar atışır da yiğitler susar mı?
Elma ilen armut, biftek yerini tutar mı?
Adem olan light marul yutar mı?
Er kişi hazzetmez kepekten, liften
Zarar gelmez hiç ufak bir göbekten
Doymuş ile doymamış bir olur mu?
Sıratta kaloriden sual olur mu?
Hiç nutrasweetten baklava olur mu?
Er kişi hazzetmez kepekten, liften
Zarar gelmez orta boy bir göbekten
Coşar su deli gönül börek, mantı , pizzayla
Ürkütme gözünü hiç hacimle enle boyla
Elastik bir heyvandır mide olur yayla
Er kişi hazzetmez kepekten, liften
Zarar gelmez hiç tahterevan bir göbekten
Çiçek dalda güzeldir, et şişte
Üç beyazı tartışmak boş bu işte
Fikirler değişir her yiyişte
Er kişi hazzetmez kepekten, liften
Zarar gelmez kimseye muhteşem bir göbekten.
bikmisbroker
,
Once okuyun, sonra resme bakin :)
Uc adam barda oturmus konusuyorlarmis.
Birincisi demis ki, "karima oyle bir hediye aldim ki, 6 saniyede 0'dan
'e cikiyor."
Digerleri anlamamislar.
"Ne aldin?" diye sormuslar.
"Beyaz bir Porsche aldim.
Cok mutlu oldu." diye cevap vermis.
Ikinci adam demis li,
"Ben de geçen dogum gununde karima 4 saniyede 0'dan 'e cikan bisey almistim."
Hemen anlamislar tabi ki:
"Heey, yoksa Ferrari mi aldin?"
Adam gulumsemis:
"Evet, kipkirmizi bir Ferrari aldim.
Gercekten de ona cok yakisiyor" demis.
Bu sefer ucuncu adama sormuslar:
"Peki sen ne aldin karina?"
Adam demis ki:
"Ben oyle bisey aldim ki; sadece 2 saniyede 0'dan 'e cikiyor."
Adamlar sasirmislar:
"Atiyosun!" demiser,
"Oyle bir araba olmaz ki?!"
Adam cevap vermis:
"Araba aldigimi kim soyledi?
Iste bunu aldim" demis ve ekteki resmi gostermis :))))))))))))))))))
>.
>.
>.
.
.
.
.
..
.
..
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
..
.
.
.
.
.
funduszeue.info
varyemez
,
Yasli ve zengin bir adamin hepsi birbirinden zeki üç oglu varmis.
Birgün
amansiz bir hastalikla yataga düsen yasli adam verasetini açiklamak
için
ogullarini yanina çagirmis.
- ogullarim benim vaktim geldi artik, ecel kapida. ben ölünce tabi ki
mallarimin hepsi sizin ve siz çok zekisiniz ama siz mallarimi
bölüseceksiniz diye birbirinize düsmemeniz için sehrin kadisina gidin.
o
kadiya benim selamimi söyleyin o size mirasinizi bölüstürür.
Ve adam ölür ogullari da babasinin istegi üzerine kadiya gitmek için
yola düserler. tabi yesillik yerlerden, gölden, yagmurdan, çamurdan
felan geçerler. derken önlerine bi adam çikar ve bizim 3 biradere
sorar;
- efendiler ben devemi kaybettim siz yolda bir deve gördünüz mü? der.
büyük kardes sorar;
- tek gözü kör müydü
adam "evet" der.
ortanca kardes sorar;
- kuyrugu kesik miydi
adam "evet" der
küçük kardes sorar;
- bir ayagi topal miydi
adam ona da "evet" der.
bu sorulardan sonra 3 birader devesini kaybeden adama biz senin deveni
görmedik derler. adam birden sinirlenir. "yaa nasil olur. hem bütün
özelliklerini bildiniz hem de görmedik diyorsunuz. bende sizinle
beraber
gidecem ve gittiginiz yerdeki kadiya sizi sikayet edecegim" der.
biraderlerde "olur gel" derler.
ve sonunda kadinin yanina varirlar, huzuruna çikarlar. 3 birader der
ki;
- efendim bizim babamiz vefat etmeden önce mirasi bölüsmemizigin size
gelmemizi söylemisti. biz de bu yüzden geldik. kadi devesini kaybeden
adama döner ve; -sen niye geldin. der adam da : efendim ben devemi
kaybettim. yolda bunlari gördüm. onlara devemi gördünüz mü dedim
onlarda
devemin bütün özelliklerini bildikleri halde görmedik dediler. ben
bunlardan süpheliyim - der.
kadi biraderlere döner ve sorar:
- sen nerden bildin tek gözünün kör oldugunu.
- efendim, yolda gelirken yesillik yerden geçtik. baktim ki
yesilliklerin hep bi tarafindan yenilmis öbür tarafina yanasmamis bile.
tek gözünün kör oldugunu oradan anladim.
- peki sen nerden bildin kuyrugunun kesik oldugunu.
- efendim, yolda gelirken deve pisligi gördüm. devenin pislikleri hep
daginik düsmüs. halbuki kuyrugu olsaydi hep toplu düserdi. oradan
bildim
kuyrugunun olmadigini.
- peki sen nerden bildin bi ayaginin topal oldugunu.
- efendim, gelirken gölden geçtik. baktim ki devenin 3 ayaginin tam izi
bir de yarim ayak izi var. tek ayaginin topal oldugunu oradan anladim.
kadi devesini kaybeden adama döner ve "kardesim bunlar senin deveni
görmemisler" der. kadi o adami gönderir ve düsünür "ulan bunlar benden
zeki ben bunlara nasil miras bölüstürecegim. neyse ben bunlara bi
ziyafet vereyim sonrada kapi arkasindan dinleyeyim bakalim ne
konusuyorlar" diye düsünür ve bizim 3 biraderi evine götürür hanimina
güzel bi ziyafet hazirlattirir yemek gelir ve kadi "siz yemeginizi
yiyin
ben bi yere varip gelecegim" der ve kapi arkasina geçer.
büyük kardes der ki;
- yaa kuzu çok iyiymiste, keske köpek emmeseydi.
kadi sasirir.
ortanca kardes der ki;
- yaa sarap iyiymiste, keske mezar topragindan yapmasalardi. kadi iyice
sasirir.
küçük kardes de der ki;
yaa kadı iyiymiste, keske ococugu olmasaydi.
kadi bu lafi duyar duymaz gelenlerin zeki oldugunu düsünerek hemen
arastirmaya gider.
kuzuyu aldigi adama "bu kuzu ne emdi" diye sorar. adamda "kuzunun
annesi
öldüydü ben de kapinin önünde yatan köpege emzirttim" der. daha sonra
sarabi aldigi adama gider ve "bu sarabin topragi nerden" diye sorar.
adamda "valla bizim burada en güzel toprak mezarlikta var, ben de mezar
topragindan yaptim" der.
kadi "ulan bunlar ikisinide bildi" diye düsünerekten annesinin yanina
gider ve "benim babam kim" diye sorar. annesi de "oglum baban savasa
gittiydi bende iste biriyle gönül eyledim" der.
kadi bu saskinliklar içinde bizim 3 biraderin yanina gider ve baslar
sormaya.
büyük kardese;
- söyle bakalim kuzunun köpek emdigini nerden bildin.
- nerden olacak. bak kuzunun budunun bu kenarinda yag olmaz. ama köpegi
emdigi için burada yag var.
ortanca kardese;
- söyle bakalim sarabin mezar topragindan oldugunu nerden bildin.
-nerden olacak. içiyorum içiyorum zevk yerine keder veriyor.
ve küçük kardese sorar;
- söyle bakalim sen benim o çocugu oldugumu nerden bildin.
- nerden olacak, o çocuğu olmasan girişte kapıyı
dinlemezdin:)))))))))
bikmisbroker
,
"- Yeni trendler neler?
- Son zamanlarda kasıklarındaki tüylere isim yazdıranlar çoğaldı
- Nasıl yani?
- Sevgilisinin baş harfini istiyor. 'A' diyor, 'C' diyor. Onlar tabii yapması kolay harfler
- Yapması zor harfler de mi var?
- Olmaz mı? A, O, C bunlar kolay. Gel bir de M yap! Ben zaten dalga geçiyorum: 'Gözünüzü seveyim, kendinize kolay isimli bir sevgili bulun!' diyorum.
- O harfleri yaparken kendinizi sanatçı gibi hissediyor musunuz?
- Ne yalan söyleyeyim, evet. Ben normalde bir kağıda kuş resmi bile çizemem ama kendimi mesleğime öyle bir vermişim ki, o harfleri seri halde yapıyorum. 15 dakikada bitiyor. Pek de güzel oluyor."
Oh, misler gibi!.. Ayşe Arman sonunda ağdacısıyla da röportaj yapıyor
bikmisbroker
,
funduszeue.info
bikmisbroker
,
Dünyada mevcut kadar devlet arasında, bazı durumlarda kaçıncı
sırada olduğumuzu merak ettiniz mi?
Fındık üretimi 1.
İncir üretimi 1.
Koyun sütü üretimi 1.
Keçi sütü üretimi 1.
Bor rezervi 1.
Krom rezervi 1.
Toryum rezervi 1. İ
israf etme 1.
Altın rezervi 2.
Orman tahribatı 2.
Trafik kazası 2.
Kumar oynama 2.
Karpuz üretimi 2.
Zeytin üretimi 2.
Alkollü içki tüketimi 3.
Tekstil ihracatı 3.
Futbol Milli Takımı 3.
Zeytinyağı üretimi 4.
Ay çiçeği üretimi 4.
Sigara tüketimi 4.
Sebze üretimi 4.
Çay üretimi 5.
Koyun üretimi 5.
Keçi üretimi 5.
Ordu gücü 5.
Pamuk üretimi 5.
Soğan üretimi 6.
Üzüm üretimi 6.
Yün üretimi 6.
Bal üretimi 7.
Limon üretimi 7.
Civa üretimi 7.
Katır üretimi 7.
Buğday üretimi 7.
Tütün tüketimi 7.
Hububat üretimi 8.
Çavdar üretimi 8.
Merkep üretimi 8.
İnek sütü üretimi 8.
Endüstri payı 9.
Mısır üretimi 9.
Arpa üretimi
Portakal üretimi
At üretimi
Tereyağı üretimi
Ham çelik üretimi
Sigara üretimi
Sığır üretimi
Çimento üretimi
Patates üretimi
Taşıt aracı sayısı
Pazarlarda büyüme
Turist çekme
Kömür üretimi
Nüfus
Ekonomi
İhracat
turkishwarrior
,
iyiyiz dimi amane güzel istanbul bee
varyemez
,
Alkollü içki tüketimi 3.
Sigara tüketimi 4.
bunlar çok kötü maalesef
bikmisbroker
,
israf etme 1.
Orman tahribatı 2.
Trafik kazası 2.
Kumar oynama 2.
Bunlar da COK kotu??
San Francisco
,
Çevra Bakanı makam Arabası böyle olmalı ama dimi)
YASanMIS TraFiK ANONSLARI :):)
kiziltoprak kirmizi isiklarda duran trafik polisi ters yönden gelen araba söförüne seslenir:
- 34 gv !
- bugün çok para kazandin herhalde ?
- acelem var, sanslisin
- phhh!adanali devam et!
- phsss!funduszeue.infoi kime diyom devam eeeeyyyt!
- aaaauueee!funduszeue.info kulaana salgam mi kaçti kime diyom yürüsene! ( phhh & phsss ; megafondan çikan tiz sesler )
- 34 vg sagaaa çekhh
- 34 vg sagaaa çekhh
- sola demedik öküzzzzzzz saga çekhh
göztepe soyak site'sinin önünden yürüyorumbirden polis bir bmw'yi durdurdupolislerden biri indi digeri de icerden bakiyor, ben de yana döndüm bakiyorum öyle, enteresan geldi adam sarhos falandi, biraz bakiyim eglenirim diye düsündümiçerideki polis birden megafonla ;
-" önüne dön, önüne dön, kendi tipine bak sen soytari " dedi..
mecidiyeköy'de bir sabah erken,polis otosu arabanin tekine sesleniyor ;
- " zabahinan ceza yazdirma zabahinan " (sabah ile demek istiyor)
Söförün biri trafik sıkısık iken park yasagi olan yere direksiyonu kirar ve dururpolis ;
- "beyaz uno çek kardesim park yasak" gibilerinden bir anons yapar söför el kol hareketleri yardimiyla
- "abi ekmek almaya geçiyom hemen çikacam" der !
yarim saat kadar sonra elini kolunu sallaya sallaya çikinca polis anonsu patlatir
- "beyaz uno ekmek nerde lan ?"
polisler arabayi sürenin tipine göre hitap etmesini de bilirler ;
- sarisin bayan saa çeker misiniz diyorum lütfen..
- beyefendi biyikli bekleme yapma
- deri ceketli.. et benli.. hade..
- duymuyormusun lan gözlüklü zibidi
olay çankaya'da geçiyorankarada patates sogan satan megafonlu bir kamyonet,polis anons yapiyor
mn ilerleeeeeee
kamyonetin megafonundan cevap geliyor
-okeyyyyyy
kadikoy kusdili'ndeki dort yol agzinda trafik çok sikisik oldugu için surekli polis otosu bekler. trafik polisleri megafonla bagirarak trafigi idare ediyolar iste. neyse bagiriyo eleman
-"34 pts lutfen saga çek"
o sirada ordan geçmekte olan oteki trafik otosu megafonla espiri yapiyor bunlara:
- "lutfenini yiyim senin, bu ne kibarlik lan mistafaa?"
atakoy'de bir arkadasimda sabahlamistim. sabah otobuse bincem ama mekani bilmedigim için duragi sorcak birilerini ariyorum. kimseler geçmiyo, neyse sonunda bir polis otosu gordum. tarif ettiler duragi:
- "su bakkali gec ilerle, agacin ordan saga kir ordan sola"
tesekkür edip yurumeye basladim. biraz yürümemistim ki arkadan bir megafon:
-"oglum agacin ordan sola kirsana lan, bak bak bak dinniyomu hiç, huss alooo"
duragi bulana kadar ekip otosu arkamdan bagirip durdu.
bir trafik polisi incisi dahabu sefer ankara'dayiz, ziya gokalp'deki ust gecitten gecmekteyiz. altimizda, pamukbank'in önünde duran ekip otosunun megafonundan cikanlar aynen soyle:
-" ticari devam etms devam et! isitme engelli devam et!"
(bilmeyenler için: isitme engelli vatandaslarimiz in arac plakalarinda ozel bir isaret bulunmakta!)
Osmanli Karizmasi
Osmanli zamaninda bizans donanmasi ile osmanli donanmasi savasacaklar.
Bizans 10 gemilik muhtesem bir donanma hazirlar ve denize açilir.
Donanmanin basinda Andropolos vardir.
Andropolos en öndeki geminin burcunda elleri gögsünde heybetli bir
heykel gibi durmaktadir ve hemen arkasinda yaverleri vardir. Hep
birlikte Osmanli donanmasini
beklemektedirler.
Yukaridan gözcü bagirir: "Komutanim Osmanli donanmasi 3 gemiyle göründü".
Komutan yaverine döner ve "bana kirmizi gömlegimi getirin savasta
yaralanirsam kanim belli olup da askerlerin morali bozulmasin" der.
Hemen kirmizi gömlegi giyer ve ayni ihtisamiyle yerinde durur.
Gözcü yine bagirir: "Komutanim o 3 geminin ardindan 30 gemi daha
göründü" Andropolos tekrar yaverine döner ve:
"Bana kahverengi pantolonumu getirin."
varyemez
,
daha önce geldimi hatırlamıyorum ;)
'Bir babanin dogum gününde
ogluna mektubudurGorulmustur'
Sevgili oglum
Bugün tam on yedi yasindasin
Görüyorum ki artik
Her seyin farkindasin
Ama ne zaman ararsam seni
Ya diskoda,barda
Ya televizyon karsisinda
Ya da stadyumdasin
Haklisin oglum
Devir artik bu devir
Sen de çemberini çagina göre çevir
Senin neyine
Resim roman siir
Senin neyine
Sanat vesair
Ne diyor meshur televizyon buyukleri
Vur patlasin cal oynasin
Devir artik bu devir
Nasilsa
Son dügmesi de koptu insanligin
Vefa can cekisiyor arka sokaklarda
Umut mendil salliyor giden trenlerin ardindan
Onur, adres ariyor mezarliklarda
Dostluklar cöp tenekelerinde sahipsiz
Ve anahtar teslimi asklar satilik kose baslarinda
Hem de uc kurus mutluluklara
Ama sen de haklisin
Sana mi kaldi
Kurtarmak vatani
Sana mi kaldi
Uyandirmak yatani
Sana mi kaldi
Duvara yapistirmak
Bu memleketi satani
Anasini aglatani
Gel gör ki oglum
Senin de kurtulusun yok bu gidisten
Ne etsen- ne yapsan
Bir dügün
Bir bayram
Bir lale devri
Hangi ekrana baksan
Kim kiminle evleniyor
Kim kiminle cildiriyor
Kim kime daldan dala
Gelinim olur musun diyor
Kimisi sahte gelin
Kimisi zengin bir prens
Kimisi de insanliktan bir yudum bir nefes
Bekliyor da bekliyor
Bak her gün ayri bir kanalda
Bambaska bir 'unluler ciftligi'
Her kanalda sohret olmanin dayanilmaz hafifligi
Ve iste boyle
Pazara dokuluyor bir bir
Herkesin yumak yumak ipligi
Yillar var ki oglum
Birileri iste
Bizi hep boyle gozetliyor
Ve sen de gorüyorsun ki
Bu sahneler
Bizi ne de güzel ozetliyor
Kimin umurunda yarinlar
Kimin umurunda cocuklar
Kimin umurunda bu isyankar cigliklar
Bir kavgadir
Bir yaristir
Bir rezalettir gidiyor.
Kime sorsan
Cevaplar dunden hazir
Halk boyle istiyor oglum
Halk boyle istiyor
Gel gor ki
Bir reyting ugruna
Ne 'gunesler batiyor' oglum
Ne gunesler batiyor
Ahmet Selcuk ILKAN
İii eğlenceler
"Zırrrrrrrnnnnnnnnnnnnnn"
Telefon açılır.
"Alooo"
"Canım merhaba, ben baban, anneni verir misin?"
"Baba şimdi olmaz, o Ahmet Amca'yla yukarda"
"Ahmet Amca mı, ama senin bildiğin bir Ahmet Amca yok ki"
"Var, var; hem de şimdi yukarıda yatak odasında"
Kısa bir duraksama
"Peki canım, şunu yapmanı istiyorum: Ahizeyi masaya bırak, bir koşu yukarı çık, annene babanın arabayı park ettiğini ve yukarı çıkmak üzere olduğunu söyle, oldu mu?"
"Tamam baba, hemen koşuyorum"
Bir kaç dakika sonra ufaklık yine telefona gelir.
"Tamam baba, dediğini yaptım"
"Peki sonra ne oldu"
"Anlamadım, annem çok korktu, yataktan çırıl çıplak fırladı, halıya takılıp düştü, başını gardroba çarpıp kanlar içinde yere yığıldı. Hiç hareket etmiyor"
"Nee? Tanrım!! Peki Ahmet Amca?"
"O da annem gibi çırıl çıplak fırladı ve korku içinde arka pencereden yüzme havuzunun içine atladı. Her halde havuzun temizlik için geçen hafta boşaltıldığını unutmuş; betona düşüp kafasını kırdı, ölmüş olmalı"
Kısa bir duraksama
Uzuuun bir duraksama daha
"Yüzme havuzu mu? orası 98 76 değil mi?"
1. 9 kadinin 1 bebegi 1 ayda dogurabilecegini soyleyen kisiye PROJE MUDURU denir.
2. 1 bebegin 18 ayda ancak dogacagini soyleyen kisiye PROJE GELISTIRME MUDURU denir.
3. Tek bir kadinin 1 ayda 9 bebek dogurabilecegini soyleyen kisiye PLANLAMA MUDURU denir.
4. Bebegin uretim seklinin ille de yanlis oldugunu soyleyen kisiye KALITE MUDURU denir.
5. Dunyada hic kadin ve erkek kalmasa o bebegi kendinin doguracagini soyleyen kisiye PAZARLAMA MUDURU denir.
6. Bebek falan istemedigini soyleyen kisiye MUSTERI denir
>>>Iki arkadas, sigara icerken Incil okunup okunmayacagi
>>>konusunda
>>>tartismaya
>>>baslamislar. Sonuc alamayinca Papaya sorup
>>>izin
>>>almaya karar vermisler.
>>>
>>>
>>>Ikisi de Papanin yanina gidip sirayla
>>>sormuslar.
>>>Bir tanesi izin almayi basarirken, digeri
>>>basaramamis.
>>>
>>>
>>>Izin alamayanin sordugu soru:
>>>
>>>"Papa Hazretleri, ben Incil okurken canim
>>>sigara
>>>icmek istiyor. Icebilir miyim?"
>>>Papanin cevabi: "Oglum Incil
>>>okurken Tanri'yla ilgilenmen
>>>lazim. Tanri'yla ilgilenirken de dikkatin
>>>dagilmamasi
>>>lazim. O nedenle,
>>>Incil okurken sigara icilmez."
>>>
>>>
>>>Izin alabilenin sordugu soru ise:
>>>"Papa hazretleri, sigara icerken canim Incil
>>>okumak
>>>isterse okuyabilir
>>>miyim." Papanin cevabı ise: "Oglum, her
>>>nerede
>>>ve ne kosulda olursan ol
>>>İncil okuma istegi duyarsan
>>>okuyabilirsin."
>>>
>>>
>>>SORU SORMAYI BiLMEK LAZIM:)
SÜTCÜYE MESAJ
Amerikalilarin her sabah siparişlerini kapilarina getiren sutculere
biraktiklari notlardan derlenmiştir, hepsinin gercek oldugu iddiası
mevcuttur:
"Sayin sutcu.. benim bi bebegim oldu, lutfen bi tane daha istiyorum"
"Lutfen artik bize sut birakmayin.. icmekten başka işe yaramiyor.."
"Sutcu lutfen cikarken bahce kapisini kapatmayi unutma.. yoksa kuşlar
iceri
gelip sut şişelerinin kapaklarini gagaliyolar.."
"Dunku notu yanliş birakmişim kusura bakma, 1 yumurta + 12 şişe sut
diil tam
tersi olacakti"
"Lutfen geldiginiz zaman kapiyi bi calar misiniz, sizinle goruşmem
gerekiyor.. televizyonum bozuk oldugu icin dun Yalan Ruzgari`ni
seyredemedim
siz seyrettiyseniz neler oldugunu bana anlatir misiniz?"
"Sut şişelerini biraktiktan sonra yatak odamin camini tiklatsana dun
sabah tesadufen pencereden gordum seni, popon muhteşem"
"Kizim milkshake istiyor.. siz mi yapip getirirsiniz ben kendim mi
yapmaliyim?"
"Bebegimiz icin sut gerekiyor.. babasindan bu konuda bi hayir yok"
"Lutfen yarindan itibaren bana gun aşiri 2 şişe sut birakin, 3 gunde
bir de
tek şişe sut birakin, ama Perşembe ve Cumartesi haric cunku onlar sut
icmek
istemedigim gunler.."
"Arka kapi acik.. sutu buzdolabina koy, cekmeceden parani al, lutfen
paranin
ustunu bozuk ver akşam bingo oyniycaz.."
"Lutfen bugun icin sut birakmayin.. bugun derken yarini kastediyorum
cunku
ben bu notu dun yazdim yoksa bugun mu?"
"Sutu birakmaya geldiginizde lutfen ocaktaki yemegin altini sondurun,
kopegi
dişari cikartin, gazeteyi iceri alin.. Not: sut istemiyorum"
"Sut istemiyoruz.. 14 numaraya da sut birakma cunku sevgilisi dun gece
kadini testereyle dogradiben biliyodum zaten adamin manyak oldugunu,
bakişlari bile bi tuhafti.."
funduszeue.info
funduszeue.info
funduszeue.info
funduszeue.info
funduszeue.info
funduszeue.info
funduszeue.info
***
****
****
:evil:©
:evil:©
METRODA İLGİNÇ ANONSLAR
Londra`da metro istasyonlarinda makinistler bazen hoparlorlerden oyle
ilginc anonslar yapiyorlarmiş ki.. işte bunlardan bazilari: (Ben hiç duymadım ama)
"Sayin yolcularimiz.. gecikme icin hepinizden ozur diliyoruz.
Biliyorum akşamin bu saatinde hepiniz bir an once evinize gitmek icin
sabirsizlaniyorsunuz, tabi benim eski karimla evli diilseniz.. oyle
olsaydiniz zaten şu anda evin tam ters istikametine giden Westbound
trenine binmiş olurdunuz.."
"Sayin yolcularimiz.. Tren durdugu zaman duydugunuz zil sesinin
anlami, -kapilar az sonra acilacak-demektir.. -cantanizi kaptiginiz
gibi sagi solu iterek deli gibi kapilardan firlayin- diil"
"Ikinci bolume gecmeye calişan uzun boylu kir sacli biyikli ve gri
pardesulu beyefendi, `KAPILARDAN UZAK DURUN` cümlesinde
anlayamadiginiz nokta nedir?"
"Şu anda Baker Street`e yaklaşiyoruz. gordugunuz gibi Baker Street
kapali.. şunu onceden haber verseler iyi olmaz miydi diycem ama, tabi
biz adam diiliz ki biz alt tarafi bi makinistiz bizim ne haddimize
onceden bilgi istemek.."
"Sayin yolcularimiz, once iyi haberi mi duymak istersiniz kotu haberi
mi? Iyi haber, dun benim dogumgunumdu ve arkadaşlarim surpriz bir
parti hazirlamişlar hayatimda hic bu kadar duygulandigimi
hatirlamiyorum.. kotu haber, Stratford-East Ham hattinda bir sorun
yaşadigimiz icin ne yazik ki gideceginiz yere 3 saat gecikeceksiniz"
"Bayanlar baylar, Victoria istasyonuna sahte bomba ihbari yapildigi
icin guvenlik nedeniyle saat bir gecikme yaşayacagiz. Ama Şimdi
bunlari boşverelim, haydi hep birlikte soyleyelim, cause
mayybeeeeeeeee you`re gonna be the one that saves
meeeeeeeeeeeee"
:evil:©
> >THY DİALOGLARI
> > >
> > > -Iyi günler danisma..
> > > -Iyi günler bugün nereden bilet alabiliriz ?
> > > -Sadece Taksim ve havalimani açik bugün.
> > > -Anladim. Taksim'deki havalimaninin telefonunu alabilir miyim?
> > >
> > >-Semiha Yanki Havalimani'nin telefonunu alabilir miyim ? (Sabiha
> > >Gökçen demek istiyor )
> > >
> > >-Diyarbakir'a yer var mi acaba ?
> > >-Maalesef yok efendim ?
> > >-O zaman beni yedek kulübesine yazar misiniz ?
> > >
> > >-Iyi günler iç hatlar..
> > >-Bant kaydi misiniz, yoksa gerçek mi ?
> > >-Gerçegim hanimefendi
> > >-Iyi o zaman iyi günler.
> > >
> > >-Istanbul'a son uçak kaçta?
> > >-Nereden ?
> > >-Buradan
> > >-Nereden ariyorsunuz ?
> > >-Sehir içinden
> > >-Nereden?
> > >-Erzurum'dan..
> > >
> > > Trabzon'dan bir yolcu havaalanini arar ve sorar:
> > >-iyi aksamlar hanfendi trabzon-istanbul arasi ne kadar sürüyor acaba?
> > >-(hatun adami beklemeye alir) bi saniye efendim -tamam
> > >tesekkürler,iyi aksamlar (telefonu kapatir)
> > >
> > >-Ne kadar kalicaksiniz almanya da?
> > >-Neden soruyorsunuz??
> > >-ona gore bilet kesecegim onun için
> > >-e olsun ben ucakta kalmiycam ki otelde kalicam
> > >
> > >-cocugumla ben ucucam ogluma cocuk fiyati istiyorum ne kadardi.
> > >-cocugunuzun 12 yasini asmamasi gerekiyor kac yasindaydi
> > > yasinda..
> > >
> > >- telefona ingilizce hat geldigini ekrandan goren personel :
> > >- reservation may i help you??
> > >- aa ben yanlis funduszeue.info ingilizce bastim diye ingilizce mi
>konusmam
> > >gerekicek??
> > >
> > >- cocugun adini alabilir miyim?
> > >- mustafa ibrahim suheyl isabeyogluhayvan babasi boyle bi isim
>vermis.
> > >sanki arap seyhi ufacik cocukdayisiyim cok uzuluyorum da cocuga.
> > >afedersin yani hanfendi..
> > >
> > >-hiç yer yok malesef
> > >-ama ben askerim?
> > >-hiç yer yok malesef
> > >-hiç mi yok?
> > >-hiç yer yok malesef
> > >-ben yere otursam?
> > >
> > >-bizans class a rezervasyon istiyorum?
> > >
> > >Uçak yolcu alirken henüz bir yolcu telefon açar
> > >-"beyefendi kapatin telefonunuzu"
> > >-"tamam be üff"(konusmaya devam eder) arkadan gelen baska bir yolcu,
> > >tam bir çamyarmasi herifin bogazini sikarak:
> > >-"ulan sen benim hayatimla nasil oynarsin , kapat lan
> > >telefonu".
> > > > >
> > >Adana ucaginda yolcu karsilayan host koltugunu bulamayan yolcuya
> > >sorar;
> > >- hangi numarada oturuyorsunuz beyfendi?
> > >- sanayi mahallesi 14
> > >
HANGISINI BESLERSENIZ O KAZANIR
Yasli Kizilderili Reisi kulübesinin önünde torunuyla oturmus, az ötede birbiriyle bogusup duran iki köpegi izliyorlardi.
Köpeklerden biri beyaz, biri siyahti ve oniki yasindaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler dedesinin kulübesi önünde bogusup duruyorlardi.
Dedesinin sürekli göz önünde tuttugu, yanindan ayirmadigi, iki iri köpekti bunlar. Çocuk, kulübeyi korumak için biri yeterli görünürken niye ötekinin de oldugunu, hem niye renklerinin illa da siyah ve beyaz oldugunu anlamak istiyordu artik. O merakla sordu dedesine.
Yasli reis, bilgece bir gülümsemeyle torununun sirtini sivazladi.
"Onlar," dedi, "benim için iki simgedir evlat."
"Neyin simgesi?" diye sordu çocuk.
"Iyilik ile kötülügün simgesi. Aynen su gördügün köpekler gibi, iyilik ve kötülük içimizde sürekli mücadele eder durur. Onlari seyrettikçe ben hep bunu düsünürüm. Onun için yanimda tutarim onlari."
Çocuk, sözün burasinda, mücadele varsa, kazanani da olmali diye düsündü ve her çocuga has bitmeyen sorulara bir yenisini ekledi:
"Peki, sence hangisi kazanir bu mücadeleyi?"
Bilge reis, derin bir gülümsemeyle bakti torununa:
"Hangisi mi evlat? Ben hangisini daha iyi beslersem!
BU OLAYLARIN HEPSİ FIKRA GİBİ GÖRÜNSEDE GERÇEKTE YAŞANMIŞ VE GENELDE GAZETELERDEN TOPLANMIŞ OLAYLARDIR
Olay Göztepe başı büyük hattında gerçekleşiyor( yada Erenköy detay tam bilinmiyor)
Kadını biri durakta bekleyen minibüsün kapısından şoföre sesleniyor;
- Başıbüyük mü ?
Evet.
Hemen kalkıyor mu?
Evet
Adamın biri lokantaya girer ve müşterilerin yeni kalktığı üzerinde atıkların olduğu bir masaya oturur. Garson gelir ;
- Ne alırsınız ?
- Önce önümdekini kaldır, arkadan döner verirsin
İki tane kadın dolmuşa biniyorlar. Ama bir önde bir arkada yer var. Neyse biri öne oturuyor kadınların biri arkaya. Öndeki çıkarıyor hemen iki kişilik parayı uzatıyor. Arkadaki de para vermeye yeltenince, öndeki arkaya bağırıyor: "Neclaaa ben önden verdim zaten, bir de sen arkadan vermeee!!"
Bir gün sokakta bir minibüs kaza yapmış sebebi ise; Minibüs şoförü kapıyı açıp dışarı sümkürürken dengesini kaybedip minibüsten düşüyor. Minibüs yoluna devam ediyor. Ne derseniz hala salak kalmış olsa bile tahminimce artık en azından çevreci olmuştur.
Birkaç arkadaş arabaları ile yolda giderlerken, kötü şans bu ya, bir kedi arabanın önüne atlıyor, bunlar da kediye "küüt!" diye çarpıyorlar, hemen iniyorlar, bakıyorlar ki yolun kenarında bir kedi hoplayıp zıplıyor, "ulan" diyorlar, üzülüyorlar, "bari can çekişmesin, öldürelim" diyorlar. Arabadan bir beysbol sopası alıp başlıyorlar kediye vurmaya. O sırada kenardaki binadan bir kadın olayı görüyor ve basıyor çığlıkları, "ne yapıyorsunuz kedime! Niye vuruyorsunuz? Hayvan düşmanları! (Kalay)". Adamlar olayı kadına anlatmaya çalışıyorlar, ama kadın açıklama dinleyecek durumda değil, feryat figan Kadın polis çağırıyor, hemen polis geliyor (Demek ki yabancı bir ülkede geçiyor olay!).. Neyse polis olayı soruyor. Adamlar da anlatıyorlar. "Kediye çarptık, can çekişiyordu, acıdık, can çekişmesin dedik, sopa ile öldürdük". diyorlar. Polis de " kediye çarptığınızı ispat edebilir misiniz?" diyor. Adamlarda, "nasıl ispat edelim" derken. Biri uyanıklık edip "kediye çarptıysak belki arabanın üzerinde kan izleri falan vardır herhalde, gelin memur bey, arabaya bakalım, kan izi herhalde ispatımız olur" "tamam" diyorlar, arabaya gidiyorlar Bakıyorlar: Arabanın önüne yapışmış, pestili çıkmış bir KEDi!
Sayın Cumhurbabamız Süleyman Demirel'in geçmiş bir tarihte düzenlediği bir basın toplantısından
-Ege bir Yunan golü deeldir.
-Ege bir Türk golü de deeldir.
-Binanaleyhh Ege bir gol deeldir..
Olay Odtü de geçiyor 5 öğrenci bir sınava girmiyorlar hepsi anlaşmalı olarak hocalarına gidip "Hocam lastiğimiz patladı o yüzden sınava yetişemedik lütfen bize yardımcı olur musunuz? " Hoca okeyi çekiyor 5 genci yeniden sınava alıyor geçme notu Öğrencilere sınav kağıtlarını dağıtıfunduszeue.info sayfada 4 soru var hepsi 10 ar puan sayfanın arkasında tek bir soru var o soru 60 funduszeue.info "Hangi lastik patladı?"
Adamın birisi Ankara'ya yeni gelmiş. Yoldan bir adam çevirip soruyor.
-"Pardon Ankaraya ilk kez geldim acaba Karum nerede?"
-"Hiltonun arka tarafında" deyip adam yoluna devam ediyor.
Olay Karadeniz de geçiyor Amcamın bir tanesi ( adının Temel olduğunu tahmin ediyorum Binasında yıkmak istediği bir duvar var (Bilirsiniz bizde dükkana yer açacağım diye binanın kirişini kolonunu kimse fazla takmaz ) ve bu duvarı yıkmak için bizim Karadenizli arkadaşımız dinamit kullanıyor. Amcam duvarı yıkmada başarılı oluyor ama olay bu kadarla kalmıyor tüm mahalleyi yıkmış yan yana bina yerle bir oldu ve şans eseri hiç kimse ölmemiş bu olayda. (tüm gazetelerde baş sayfada çıkmıştı 80li yıllarda)
Gene Karadeniz de olan yeni bir olay; Adamın birisi ev taşıyor buzdolabını çıkaracaklar dışarıya adamın abisi de yardımcı oluyor taşımada aşağıdan bağırıyor (ikinci kat ) Sen at ben tutarım ve kardeşte dolabı aşağıya atıyor ve kaçınılmaz son; tutucu hastanelik oluyor.
Çok sayıda yerel gazetenin yayınlandığı küçük bir sahil kasabamızda, gazete sahiplerinden birinin, diğeri ile arası açılmış. Olayın sebebi de bunlardan birinin, diğerinin bir yakını aleyhine tazminat davası açmasıymış
Davalının yakını gazete sahibi, davacı gazete sahibini davasından vazgeçirmek için bir sürü yol denemiş, araya tanıdıklar sokmuş, hiçbiri işe yaramamış. En sonunda çok gıcık olduğu için gazetesini kullanarak adama saldırma kararı almış.
Gazetesinde 8 sütuna aynen şöyle bir manşet atmış:
"SEN BİR HOMOSEKSÜELSİN!"
Baslığın altında da bu haberin "toplumun kirlenmesini önlemek!" için yazıldığı anlatılıyormuş.
Tabii ertesi gün diğer gazete sahibi 8 sütuna manşet başka bir haberle cevap hakkını o da kendi gazetesinde kullanmış.
"HOMOSEKSÜEL SENSİN!"
Bunun üzerine davalının yakını gazete sahibi bir sonraki gün, davacı meslektaşının başına küçükken nasıl bir iş geldiğini ayrıntılı olarak anlatan bir yazıyı yine sekiz sütuna manşetle basmış:
"KORKMUYORSAN HAYDİ MUAYENEYE!"
Yazının altına da önemli bir not düşmeyi ihmal etmemiş: "Türkiye'nin her yerinde tam teşekküllü bir hastane de muayeneye razı mısın? Ben razıyım"
Davacı gazete sahibi bu manşete yanıt vermemiş. Ama konuyu değiştirerek
toplumu ilgilendiren (!) çok başka bir manşetle saldırıyı sürdürmüş:
"SEN BİR KAÇAKÇISIN!"
Bu haberin içeriğinde, davalının yakını olan gazetecinin, otomobiliyle denizde bulunan bir motordaki kaçakçılara sinyal verdiği iddia ediliyormuş.
Bu haber üzerine işler iyice çığırından çıkmış ve düello çağrıları başlamış:
"YİĞİTSEN RIHTIMA GEL!"
Bu başlığın yanına da küçük bir not düşülmüş: "Silahını da alabilirsin"
Ertesi gün "RIHTIM SENİN ÇÖPLÜĞÜN!" üst baslığı ile manşetten verilen
yanıt şöyle olmuş:
"ERKEKSEN SEN KİLİSENİN YANINA GEL!"
Medya mensupları toplumsal(!) sorunları bu haberlerle çözerken, gazetelerin baskı sayıları da tarihlerinde rastlanmadık şekilde artmış. Bu arada işin çığırından çıktığını gören Kaymakam arabuluculuk yapıp, gazete sahiplerini barıştırmak istemiş, olmamış. Barıştırma işini bu defa Gazeteciler Cemiyetinin gedikli başkanı Lütfü Ağabey'e vermişler. Lütfü Ağabey kendi gazetesinden, iki gazeteci meslektaşına seslenerek ılımlı olmaları için çağrıda bulunmuş ve kendi gazetesinden manşet atmış:
"ARTIK AYIP OLUYOR BEYLER!"
Diğer iki gazeteci bu haber üzerine sanki aralarında sözleşmişler gibi, ertesi gün kendi gazetelerinde aynı başlığı atarak Gazeteciler Cemiyeti'nin Gedikli başkanı Lütfü Ağabey'e cevap vermişler:
"SEN KARIŞMA LÜTFÜ!.."
BİRAZDA YABANCILARIN YAPTIKLARI SALAKÇA İŞLERE BAKALIM ;
Jake Fen isimli Macar adam, eşini korkutmak için kendini asmış pozu verirEve gelen eş kocasını o halde görünce bayılıfunduszeue.infoıyı açık gören komşu kadın içeri girince iki cesetle karşılaştığını sanıp evi funduszeue.infoıkları ile kaçarken Jake kadına bir tekme atar. Cesedin canlandığını sanan kadın korkudan ölür. Jake beraat eder.
New York'ta 5'inci caddede bir adama araç hafifçe çarpar. Adama birşey olmamıştır. Şoförle konuşur ve kalkacakken olayı gören biri yanına gelerek, kalkmazsa sigortadan para alabileceğini söyleyince yeniden aracın önüne yatar. Araç sürücüsü ise adamın gittiğini düşünerek gaza basar ve adam ölür
Bayan Carson Amerika'nın New York kentinde yaşar. Bir gün eğlenmek için cenaze işleri yapan bir şirketle anlaşır. Şirket eve telefon eder ve bayan Carsonın kalp krizi geçirip öldüğünü söyler. Aile hemen koşar. Bu sırada tabutun içinde yatan bayan Carson birden doğfunduszeue.info kızı o anda kalp krizi geçirip ölür
Romollo Ribaldo işsizdir. Pisa kentinde oturan 42 yaşındaki bu İtalyan bir gün, tabanca ile intihar etmeye hazırlanır. Eşi onu engellemek için dil döker. Sonunda Romolo ağlamaya başlar ve intihardan vazgeçip silahını yere fırlatır. Ateş alan tabancadan çıkan mermi eşine isabet eder ve eşi ölür.
fıkra değil, gerçek
GÖREV ŞEHİDİ AVUKAT
Olay yeri Ankara Bahçelievler semtinde lüks bir apartman dairesi. Yatak odasında bir erkek, kalp krizi geçirip ölmüş. Erkek çırılçıplak. Savcı Nihat Artıran, bir an donup kalır zira ölen yakın arkadaşı bir avukat. Polis memurları savcıyı bilgilendirir: Ev yan odada bulunan bayana ait. Beyefendi arkadaşıymış. Biz maktulün eşine ulaşıp haber verdik. Savcı, kadından bilgi alırken, polis kulağına eğilir: Maktulün karısı ve oğlu geldi. Ne yapalım? Savcı, kadını boş bir odaya kapatıp sessiz olmasını ister. Avukatın eşine ceset teşhis ettirilir. Ama kadın merak içindedir. Savcı gayet sakin, Başınız sağolsun, kocanız görev şehidi oldu. Odada bulunan bütün polisler şaşkın. Eşiniz rahmetli, bu eve icralık olan malları kaldırmak için gelmiş. Ancak sanırım heyecandan olacak kalp krizi geçirmiş.
San Francisco
,
Blgisayarınızı biri sizden habersiz parmaklıyormu !!!
Ne kadar ayıp..
Bilgisayarı sık sık parmaklanan aylakın birinin aklına aşağıdaki buluş gelmiş.
Yapılan buluş gerçek ama
Adı Finger Key olan aleti bilgisayarınıza takıyorsunuz ve bilgisayarınız açılıyor. Bilgisayarda işiniz bitince parmak anahtarı söküp cebinize atıyorsunuz
Ondan sonra kimse bilgisayarınıza parmak basamaz.
:D :D :D
varyemez
,
Sabah : Biz Öldük
Anadolu Ajansı : Kıyamet koptu (A.A)
Zaman : Biz demiştik, böyle olacağı belliydi
Dünya Gazetesi : IMKB' de endeks bir daha yükselmeyecek.
Hafta Sonu : Ayhan Işık ile Hülya Avşar gizlice
buluştular?
Erkekçe : Ayın hurisi
Fanatik Gazetesi : Bu maçın galibi yok
Cumhuriyet : Sonunda Ata'miza kavuştuk.
Bilim Teknik : Evren hakkinda bütün bilmediklerimiz
Oyun dergisi : Game Over
Elle : Yargı gününde anında 10 kilo verin
Para : Kıyametten kâr yapmanın yolu
Star Gazetesi : Şok Kandırıldık, Şeytan aslında iyiymiş
Aktüel : Mahşer günü yanınızda olması gereken 2 şey :
Sevaplar ve Isıya dayanıklı elbise
Auto Show : Sırat köprüsünde saniyede km ye ulaşan
son model arabalar
Arena Ugur Dündar : Cennete rüşvetle kaçak giren
günahkarlarin tüyler ürperten dosyasi
Hürriyet Ertugrul Özkök : Iyimserligi elden
bırakmayalım,hiç olmazsa cehennemde ısınmak için yakıt parası yok
Milliyet Meral Tamer : Zebaniler, delik kazanların
üreticisini şeytan'a şikayet etti.
Radikal : Yeni dosyayi açıyoruz: Yeşil itiraf ediyor.
Aslında kıyametten Susurluk çetesi sorumlu.
Reha Muhtar : Sayın Zebani, kazanların yanında terlemiyor musunuz?
Haberturk Hakan Aygün : Mahşer yerinde Fordculuk çok
yaygın, izliyorsunuz sayın seyirciler, bıyıklı bey, nasıl arka saflarda çalışıyor
Kanal 6 : Izliyorsunuz sayın seyirciler, kazanların
içi bir volkan gibi insanlar bağrış çağrış yanıyor, kızarıyor..
varyemez
,
fıkra değil, gerçek
GÖREV ŞEHİDİ AVUKAT
Olay yeri Ankara Bahçelievler semtinde lüks bir apartman dairesi. Yatak odasında bir erkek, kalp krizi geçirip ölmüş. Erkek çırılçıplak. Savcı Nihat Artıran, bir an donup kalır zira ölen yakın arkadaşı bir avukat. Polis memurları savcıyı bilgilendirir: Ev yan odada bulunan bayana ait. Beyefendi arkadaşıymış. Biz maktulün eşine ulaşıp haber verdik. Savcı, kadından bilgi alırken, polis kulağına eğilir: Maktulün karısı ve oğlu geldi. Ne yapalım? Savcı, kadını boş bir odaya kapatıp sessiz olmasını ister. Avukatın eşine ceset teşhis ettirilir. Ama kadın merak içindedir. Savcı gayet sakin, Başınız sağolsun, kocanız görev şehidi oldu. Odada bulunan bütün polisler şaşkın. Eşiniz rahmetli, bu eve icralık olan malları kaldırmak için gelmiş. Ancak sanırım heyecandan olacak kalp krizi geçirmiş.
isimler burada yazıldığına göre acıga çıkmış herhalde,pek işe yaramamış
varyemez
,
tıklayın bi siteye gercekten süper
< funduszeue.info>
camarors
,
tıklayın bi siteye gercekten süper
funduszeue.info
bøyle daha iyi sanirim
San Francisco
,
ödül almış bir flash
funduszeue.info
New York'ta bir bankanın önünde duran son model Rolls-Royce otomobilden inen hızlı adımlarla bankaya girdi ve önüne çıkan ilk görevliye, bireysel kredi için başvuruda bulunmak istediğini söyledi.
Görevli ono, müşteri temsilcisine götürdü. Adam çok acele bir iş için Avrupa'ya gitmek zorunda olduğunu ve bu nedenle bir hafta vadeli beşbin dolar krediye gereksinim duyduğunu söyledi. Müşteri temsilcisi kısa bir araştırma yaptıktan sonra döndü. "Ticari ve mali sicilinizi inceledik. Bu krediyi almanız için bir engeliniz yok" ve ekledi. Fakat bir konuyu belirtmeliyiz. Bizim bankamızla daha önce hiç çalışmamışsınız. Banka olarak sizi resmen tanımıyoruz.
Bu nedenle krediyi verebilmemiz için bize teminat göstermelisiniz. Adam cebinden Rolls-Royce'un anahtarını çıkardı ve bunu teminat olarak alın dedi. Kredi işlemleri çok hızlı bir şekilde halledildi.
Müşteri temsilcisi, kişisel merakını gidermek için bir hafta boyunca adama araştırdı ve çok büyük bir işadamı ve çok büyük servet sahibi olduğunu öğrendi.
Bir hafta sonra adam yeniden gelip, borcunun ana parası $ la bir haftalık faizi $ ı ödedikten sonra, müşteri temsilcisi bir türlü yenemediği merakının dürtüsüyle sordu. "Sizin, çok büyük bir işadamı ve çok büyük bir servetin sahibi olduğunuzu öğrendim" dedi. Yanlızca kişisel merakımdan soruyorum lütfen söylermisiniz sizin için çok küçük bir miktar olan $ lık krediye neden gereksinim duydunuz"?
Adam hafifçe gülümseyerek " Siz de bana lütfen söylermisiniz ? dedi
" Böyle lüks bir Rolls-Royce otomobili, New York ta hangi kapalı garaja, bir hafta boyunca $ a bırakabilirsiniz.
San Francisco
,
-Senden çocuğum olsun istiyorum Aysel
-Ben de senden arabam olsun istiyorum Vedat, ama hala tık yok -Tamam
lan kendi kendime yaparım ben çocuğu
-Senden çocuğum olsun istiyorum Tarık
-Onu benim söylemem gerekiyordu Yeşim
-E be pez yıllardır niye söylemedin o zaman kötü kötü
konuşturuyosun beni
-Senden çocuğum olsun istiyorum
-Ben de az evvel bir bardak su istemiştim ama daha hala getirmedin
Çiğdem.
-Önce çocuk sonra su İsmail
-Lan deli karı şimdi çalışmalara başlasak, tohumun tutması, ceninin
oluşması, gelişmesi, doğması 10 ayı bulur.. öldürecen mi lan beni sen
susuzluktan
-Senden çocuğum olsun istiyorum Özlem
-Bu cümleyi kaç kıza söyledin Hilmi?
-Babası olduğum 6 çocuğun da annelerine söylemiştim
-Senden çocuğum olsun istiyorum
-Kaç kilo istersin Cemal? istersen suyundan da koyayım, tam olsun haa..
-Senden çocuğum olsun istiyorum Belma
-Efendim
-Senden çocuğum olsun istiyorum dedim
-Pardon tanışıyor muyuz?
-Ayyy çok özür dilerim, ben Belma ile karıştırdım sizi.. özür dilerim..
ama sizden de bir çocuk yapabiliriz eğer isterseniz..
-Senden çocuğum olsun istiyorum Gülşen
-Ben kısırım Ali Rıza
-Yavv, en azından bir deneseydik
-olmuyo Ali Rıza olmuyooo
-Lan bari bir ön sevişme yapsaydık.. Tövbe tövbeee
-Senden çocuğum olsun istiyorum
-Buyur burda yapılmışı var.. zahmetsiz, uğraşmadan..
-Nerden buldun lan bu bebeği
-Aynı cümleyi daha evvel de duymuştum.. ondan sonra nasıl olduysa bu
oldu
> * Internet
> Abi resimler var, yazýlar var, aradlgln herseyi
> buluyormussun. Yani
> ben daha bulamlyorum ama söylüyorum buluyorlar.
> Manita resimleri desem
> offff, offff. Tofas'ln bile sayfasl var. Bi de bunun
> denizde yaplllasl
> varmls, sörf, mörf gibi, onu da arastlrlyorum.
>
> * www
> Bunlar her gördükleri yere www yazýyorlar. Bir
> bilgisayar görür görmez
> hemen bu ecnebi harfe 3 kere basln. Beni
> utandlrmayln.
>
> * Nikneym
> Alemde bi yamukluk olmasln diye kendilerine takma
> isim allyolar.
> Gazoz Ömer'in gazozu, Patinaj Ali'nin patinajl
> funduszeue.info yaklsmazzz,
> ben "Davut".
>
> * Çet
> Simdi burada bir sürü akll evel birbiriyle tanlslp
> saatlerce geyik
> yaplyorlar, yengelerle tanlslyorlar, bi nevi
> muhallebici yani.
>
> * Site
> Bildiginiz site iste uzatmayln.
>
> * Tlklamak
> Abi laf bana çok ters geliyo. Ne o öyle oraya tlkla,
> buraya tlkla.
> Erkek adam tlklamaz, BASAR. Ne öyle tlk tlk.
>
> * Emesen
>
> Çet'te tanlstlgýmlz yengelerimizle özel durumlarda
> konusmak için
> icad edilmiþ. iyi alet de, ne o öyle kelebek ayagl?
>
> * Davlod (indirmek)
> Bakmayln klzlyorum ama habire "sunu indirdim, bunu
> indirdim" diyip
> duruyolar. Henüz bi vukuatlarlna sahit olmadlm ama..
>
> * imeyl
> Posta kutusu gibi bir yer. Ama pek ise yaramlyo. 10
> gün önce bizim
> memlekete bi mektup attlm bununla hala almamlslar.
>
> * Hit
> Bu kesin ingilizce'dir dedim. Açtlm sözlügü baktlm.
> Bu herifler
> dövüldükçe seviniyorlar.
evlilikprotokolü.jpg ( KB)
varyemez
,
OLAĞANÜSTÜ (YAŞANMIŞ) BİR OLAY !
Bu olay Kayseri'nin Bünyan ilçesi'nde yasandı.
Olay Alfred Hitchcock'un meşhur korku filmlerini bile çok gerilerde bırakacak kadar tüyler ürpertici. Gece bindiğiniz otomobilde direksiyonda kimse yoksa ne yapardınız?
Kendisi Bünyanlı olmayan, politikayla uğraşmis ve halen Kayseri'de yaşayan işadamı, 22 Şubat tarihinde Bünyan sınırında, Kayseri Malatya kara yolu üzerinde, bir benzin istasyonuna funduszeue.infoaya oturur ve orada kalabalık toplulukla birlikte bir ufak rakı içer. Yürüyüş mesafesindeki Bünyan'a gitmek için, lokantadan çıkar. Ancak dışarısı hem zifiri karanlik hem de korkunç bir kar-tipi fırtınası baslamıştır. Benzin istasyonuna yaklaşık metre mesafedeki, Bünyan'a dönüs yolu kenarına varır. Oradan geçen bir arabaya binip, Bünyan'a ulasma derdindedir. Fırtına daha da şiddetlenir. Adam bir-kaç adım ötesini bile görememektedir.
Gelip-geçen bir araba da yoktur. Nihayet karanlıklar içerisinde, hayalet gibi yavas yavas yaklasan bir arabanin iki farıni fark eder. Arabanin, tam önünde yavaslamasıyla birlikte hemen arka kapıyı açar ve arabaya biner. Kapıyı kapatır, araba yeniden hareket eder. İçeridekilere merhaba demek
ister. Ama o da ne?
Araba da kimse olmadığı gibi, direksiyonda da kimse yok. Birden paniğe kapılır. Korkuyla, hemen arabadan atlayıp,oradan kosarak uzaklasmak ister ama hem araba hızlanmış, hem de korku ile dizleri baglanmış, hareket edemez hale gelmiştir. Araba keskin bir viraja dogru yaklaşır. Adam dua etmeye baslar.
Tüm günahlari için tövbe eder. Arabayın durdurması için Allaha yalvarır. Tam
bu esnada, pencereden bir el uzanır ve direksiyonu kıvırarak, sert virajdan arabanın dogru yola dönmesini sağlar. Her tehlikeli dönemece yaklaştıkça, Allah'a yalvarış ve yakarışı artar ve her seferinde de bir el dişarıdan uzanıp, direksiyonu çevirir.
Sonunda kendisini biraz toparlar, ayaklarını kımıldatır. "Ya Allah koru beni" deyip, kapıyı açmasıyla birlikte,kendisini arabadan dişarı fırlatır. Bir kaç takla attıktan sonra,
şarampolde kendisine gelir.
Defalarca üç Kulfu-bir Elham okuyarak,Bünyan'a yürüyerek ulaşırr ve bir kahvehaneye girer. Üstübaşı ıslak ve şok haldedir. Kendisini tanıyanlar hemence sobanın başına alırlar. Eline bir çay verirler.
Bir müddet sonra kendisine gelip, sesi titreyerek, başına gelen doğa üstü ve korkunç olayı anlatır. Olayı dinleyenler inanmak istemeseler de, anlatan kişinin aklı başında ve toplumsal sorumluluk taşıyan bir pozisyonda olduğunu bildiklerinden, herkeste derin bir sessizlik olusur.
Yaklaşık yarım saat sonra, aynı kahvehaneye Koyunabdal Köyü'nden iki kişi girer. Bir masaya oturur ve iki bardak çay söylerler. Bu arada, gelenlerden
birisi, diğerine şunları söyler :
-Ahmet baksana, şu sobanin başında oturan geri zekalı, bizim araba yolda kalınca, biz arabayı iterken, arabaya binip-inen kişi değil mi?-
Çoban'ın biri dere kenarında koyunlarını otlatıyormuş. Tam o anda,yanına bir Cherokee Jeep yanaşmış. Brioni gömlek, Cerruti ayakkabılar giyen, Ray-Ban gözlüklü ve YSL kravatlı bir sürücü aşağıya inmiş ve çobana sormuş.
- Eğer kaç tane koyunun olduğunu bilirsem bana onlardan bir tanesini verir misin? Çoban bir adama birde koyunlarına bakmış, "Tamam" diye cevap vermiş.
Genç adam arabasını park etmiş, telefonunu bilgisayarına bağlamış bir NASA sitesine girmiş, GPS'ini kullanarak yeri taramış, bir database ve logaritma ile doldurulmuş 60 excel tablosunu açmış ve sayfalık bir rapor basmış.
Çoban'a dönmüş,
- "Tam olarak det koyunun var" demiş. Çoban "Doğru" diye cevap vermiş, "Koyununu alabilirsin." Genç adam koyunu almış ve jeep'inin arkasına koymuş. Bu sefer çoban genç adama dönmüş, - "Eğer senin ne iş yaptığını bilirsem koyunumu geri verirmisin?" diye sormuş. Adam, "Evet neden olmasın" diye yanıtlamış. "Sen Dunya Bankasi'nda Danışmansın" demiş çoban. Adam sormuş,
"Nasıl oldu da bildin?". Çoban "Çok basit" diye cevap vermiş. " Buraya
çağrılmadan geldin, bu bir.. İkincisi benim bildiğim bir şeyi bana
söylemek için benden bir koyunumu istedin. Üçüncüsü yaptığın hiçbir şeyden anlamıyorsun çünkü köpeğimi aldın!"
radikal gazetesi'nden
"N'aapacaksın Shubuo'nun Finans Paketi'ni? Yatırımların mı var?"
(Anne, dört yaşlarındaki kızına sokakta bağırıyor.)
küçük hanım iş yaşamına erken başlamış, korkulur bu yeni kuşaktan.:p
Kadiköy camiinde vaaz vermekte olan O. Demirci hocaya
* Hocam diye sormuslar. At nalini evimizin kapisina asarsak ugur getirir mi?
Demirci hoca :
* Zannetmiyorum, diye cevap vermis. O nallardan her atta dört tane var amma, bütün gün kamçi yiyip duruyorlar
Mevlana, müridlerinden biriyle giderken, birkaç köpegin sarmas dolas uyuduklarini görür.
Müridi: Güzel bir kardeslik örnegi der. Keske insanlar da bunlardan ibret alsa.
Mevlana, tebessüm ederek karsilik verir.
Aralarina bir kemik ativer de gör kardesliklerini
Amerikali is adami, Çinliyle alay ederek sormus:
* Mezarlarina koydugunuz pirinçleri ölüleriniz ne zaman yiyecek?
Çinli basini kaldirmadan cevap vermis:
* Sizin ölüleriniz koydugunuz çiçekleri kokladigi zaman
Ingiliz garson Türk müsteriye:
* Çanakkale de çok askerimizi öldürdügünüz için sizleri pek
sevmeyiz,deyince.
Bizimkinden gayet soguk kanli su cevabi almis:
* Orada ne isiniz vardi?
Lafi uzatanlara ne yapmak lazim diye Farabi'ye sormuslar, söyle
demis:
* Uzun konusani kisa dinlemeli.
Materyalist ögretmen ögrencisine:
* Söyle bakalim Allah nerede? Eger bilirsen bir portakal verecegim.
Ögrenci:
* Siz bana O'nun olmadigi yeri gösterin, ben size bir bahçe dolusu
portakal vereyim.
Tabu dan alintilar:
>
>Kelime: DEMEC
>
>- Ben simdi masada oturdum veriyorum
>- Nasi yaaa ??
>- Ya iste masada oturdum fotograf çekip yazi yazan tiplere falan
>veriyorum.
>- Neee???
>- Ya alla alla masada oturdum böyle herkese veriyorum!
>- Pas be pas! of.. demeçti lan geri zekalilar
>
>Kelime: BARAJ
>- Hani futbolcular kalenin önüne kurar maçta..
>- Pusu
>- Yuh!
>- Yuhh sana lan deve.
>
>
>Kelime: HELIKOPTER
>- Savasta yaralilari kurtarir!
>- Doktor!
>- Degil
>- Sihhiye!
>- Degil, yukardan gelen bir sey
>- Ee Allah?
>
>Kelime: DERGAH
>- Hani böyle insanlar ulvi bir amaç için bir araya gelir ayni
>mekanda
>- Grup seks!
>- Çarpilirsin valla!
>- Ha Tamam trafo!
>
>- Yav Allah'im yav.
>
>Kelime: KADINBUDU
>- Olm sen nesin ?
>- Erkek !
>- Tersi ?
>- Kadin !
>- Onun yeneni ?
>- Çitir.
>
>-Siktir lan.
>
>Kelime: ESKIMO
>- Kutupta yasarlar
>- (Hep bir agizdan) Ayiiiiiiiiiiii !
>-Yok insan olanlari
>- Heeee Eskimo !
>
>Kelime: REPERTUAR
>Anlatan, sarki söylemeye merakli bir hatundur ve kelimeyi görür görmez
>bu özelligini iyi bilen hatun arkadasina dönüp sorar:
>- Benim neyim genis ?
>- Kalçan !
>
>Kelime: TRAVMA
>- Hani düsüp kafani kaldirim tasina vurursun da bi sey geçirirsin?
>- Film seridi?
>Grup: Çüsssssssss !
>
>Kelime: TERLIK
>- Neyle yürürsün ?
>- Ayak !!!
>- Heh hani böyle ayaklarin üsür altinda onlar olur böle yumsak yumsak
>- Koyun !!!
>- Yuh onun daha küçügü ya, koyun dedi hödük!
>- Kuzu !!!
>- Allah belani versin pas!
>
>Kelime: DIZ
>- Pantolonu nereye giyeriz ?
>- Bacaga ?
>- Hah, bacaklarimizin ortasinda ne vardir ?
>- Oha !
>
>- Ya Allahim ya Rabbim ?
>
>Kelime: ZEBANI
>- Allahin meleklerinden biri.
>- Cebrail.
>- Ilk üç harfi çizgili bir hayvani çagiristiriyor.
>- Zebrail? Ne oldu ? Olmadi mi ?
>
>Kelime: DUVAK
>- Kadinla erkek birlesmeden önce, erkegin kaldirdigi sey ?
>- Oha!
>
>- Ne oldu lan ?
>
>Kelime: ISKALAMAK
>- Dart oynarken neye atarsin ?
>- Hedef tahtasina
>- Attin vuramadin mesela n'oldu?
>- Hedefi vuramadim
>- Tamam da nedir yani o olay ?
>- Tutturamamak, kaçirmak.
>
>- Hayir nedir baska ismi var onun ?
>- Tam 12'den vuramamak!..
>- Oldu, tamam. Ne yapalim abi, yoksa sabaha kadar sacmalayacak.
>
>kelime: TELEPATI
>- Hani ben sana bir seyi anlatmaya çalisiyorum ama sözle degil beyin
>dalgalariyla falan
>- ihihih neydiiii.. Teletabi..!
>-Tamam tele'si kalsin kedilerin eline ne denir?
>- Buldum, telepence.
>
>- Offf beee bi kere de bil be
>
>kelime: TIMSAH
>- Abi bööle hani kertenkele nedir?
>- Hayvan
>- Ne cins hayvani ?
>- Sürüngen
>- Ok abi bu kertenkelenin birkac beden büyügü
>- Ejderha
>- ?!???!!(yuhhh)
>
>- Afferin lan. Bildin.
>
>Son kelime eger bilinirse oyun ve hesap girecektir.
>Süre son 10 saniye.
>
>
>kelime: LAMBADA
>ekip1 bakan kisi: Aha sictiniz.
>ekip2 anlatan kisi: Sen öyle san. Söyle bakalim Alaaddin'in cini nerede
>yasar?
>ekip2 anlayan kisi: Lambada.
>ekip1 toptan: haskktirr
>
>kelime: MIRAS
>- Simdi diyelim Misir'da deden var, bu artik yasamiyor, sana ne
>birakir?
>- Piramit. ( Dedesi Tutankamon ya, onun icin pramit birakiyor )
>
>kelime: CUMHURIYET
>- Atatürk ne kurdu?
>- Kitap kurdu.
>
>>kelime: MISIR
>kiz: Keops nerde??
>Emre: Etiler'de !!!
>kiz: Allah cezani versin Emre
>
>Emre: N'ooldu lan ?
>
>
>kelime: OKUL
>- Biz nereye gideriz hergün ?
>- Bara diskoya sinemaya cafeye bowlinge
>alisverisegezmeye
>- Ay olmuyo bööle baska sekilde anlat.
>- Ailemiz bizi nereye gidiyo biliyor ?
>- Haaa okulaaa
>
>kelime : ANNELER GüNü
>- Cennet kimin ayaklari altinda ?
>- Anne
>- Tamam , hani onlarin özel bi zamanlari var , ne o ?
>- Adet
>
>
>yemekler yenmis tabu basina oturulmustur
>kelime: doymak
>- abi biz demin naptik?
>- yemek yedik
>- hah, yemek yeyince nasil olursun?
>- tok?
>- evet, onu mastar yap simdi
>- tokmak!!!
>________________________________________
>
>kelime : sigara
>
>- kanser olmanin en kisa yolu
>- funduszeue.infoi..
>- peki
>___________________________________________
>
>kelime : eczane
>: hafiz simdi vermidon ne
>: agri kesici
>: ya tamam da yani prozac, diazem felan ne bunlar (boyle ilaclar
>secersem)
>: ha, hap lan eheh. kafa mi ne, duman, esrar,
>: yok be hafiz iste hap. nerden aliriz biz hapi?
>: buldum lan torbaci
>__________________________________________
>
>kelime-timsah
>
>-- abi boöle hani kertenkele nedir
>hayvan
>--ne cins hayvani
>surungen
>--ok abi bu kertenkelenin birkac beden buyugu
> ejderha
>--?!???!!
>_____________________________________________
>
>kelime : mustehcen
>
>erkek: hani sen benim izlememe kiziyosun ya?!
>kiz : o?
>kizlar :ohaa!
>erkek:hee, onun genel adi?
>kiz :sanat?
>______________________________________________
>
>kelime : susi
>+ hani olum varya ya gozleri cekik kim onlar
>- caponn !
>+ hah !. ne yer bunlar abi
>- iiiih, neydi la tsunami..
>___________________________________________
>
>son kelime eger bilinirse oyun ve hesap girecektir. sure son 10 saniye
>
>kelime: lambada.
>
>ekip1 bakan kisi: aha sictiniz
>ekip2 anlatan kisi:** sen öyle san. söyle bakalim alaaddinin cini
>nerede yasar.
>ekip2anlayankisi: lambada
>ekip1toptan: haskktirr
>___________________________________________
>
>kelime: van gogh
>
>-abi bu kisi bir organini kesen bir sanatci (kulak tabu kelimedir)
>-bülent ersoy!!!
>________________________________________________
>
>anlatan "tavuk"tan bir yere ulasmak gayesindedir.
>
>anlatan: yumurtayi yapan?
>anlayan: anne!
>sonuç: toplu dagilma.
>_________________________________________________
>
>kelime: kurbaga
>
>- canliyi siniflandirir boyle bitki
>-hayvan!
>-tamam abi, bi hayvan var hani opunce daha yakisiki oluyo -at!
>________________________________________________
>
>(kelime:katir)
>- simdi bu bir hayvan bole dana gibi ama ibne!
>
>_________________________________________________
>
>(kelime:göcmen)
>-ördekler kisin ne yapar?
>-göc eder.
>-adamin ingilizcelisini bunun sonuna getir.
>-ordekmen?
>-error verdim!!!
>__________________________________________________
>kelime: kara delik
>anlatan*: ya bu boyle cok buyuk, hup diye icine cekiyor
>anlayan*: tarkan!!!
>__________________________________________________ __
>
>kelime : homeros
>
>anlatici : hani gecenlerde tarihi bi film oynadi dinleyen : truva
>anlatici : hah çabuk bulacaz bu kez.. truva kimin yazdigi bir destan?
>dinleyen : ne bileyim bee
>anlatici : hay allah.. peki, erkekten hoslanan erkege ne denir?
>dinleyen : ipne
>anlatici : sensin o ! baska ne denir olum ?
>dinleyen : gay
>anlatici : baska baska !!
>dinleyen : homo
>anlaticl : hah ! ingilizcede gul ne demek dinleyen : roz anlatici :
>birlestir iste !
>dinleyen : homoroz !!
>
>( kopmaya burdan baslayin !! )
>__________________________________________________ _
>
>kelime: ugur dundar
>
>anlatan: tv de program yapiyo hani yillardir
>anlayan: reha muhtar? ali kirca?
>anlatan: yok yok sarisin mavi gozlu
>anlayan: ataturk?
>biz: iptal!
>__________________________________________________ _
>
>kelime: kramp
>
>anlatan: hani futbolculara girer
>dinleyen: krampon
>gülme sesleri kesildiginde sure coktan bitmistir
>__________________________________________________
>
>kelime : hostes
>
>a ve b turk dili ve edebiyati okumaktadirlar.
>
>a : gok goturu konuksal avrat
>b : hostes
>
>grup : 15 saniyelik error verdikten sonra. "nasil laaaaaan ??!?!?!?!"
>__________________________________________________
>
>kelime: tabela
>
>ben: boyle otoyol kenarlarinda olur, merte araliklarla filan?
>oyunla ilgisi olmayan ve orgu oren anne : orospu!
>hepbirden: ohaaa
>__________________________________________________ _
>
>kelime: kontrol kulesi
>anlatan: biz neyle seyahat ederiz,
>x kisi: otobus
>an.: baska
>funduszeue.infos.: ucak
>an.: ucagin inis kalkisina kim yon verir
>g.m.: kule
>an: ne kulesi
>x: galata kulesi
>
>tabu kartlari kahkaha esliginde havalarda ucusur
>________________________________________________
>kelime:sehvet
>
>- tecavuzcu coskun nasil tecavuz eder?
>- ooo.. atlar, parcalar, bacak omuza
>- hayir hayir, bi seyle yaa neyle tecavuz eder?
>- yok artik!
>- ulen ib*eler sure akiyoooo!!!
>__________________________________________________
>kelime:pelus
>-hani dogum gunlerinde, sevgililer gununde falan alirsin.
>-kalpli yastik.
>-hayir ya. ustunde seni seviyorum falan yazar. ayili, tavsanli falan
>olur?
>-doldurulmus hayvan.
>etrafta ne kadar adam varsa yarilir
>__________________________________________________ _
>kelime: gayrimesru
>
>rakip cift (evli)
>
>k: eeee simdi ben baskasindan hamile kalsam ne olur?
>e: orospu !??!
>__________________________________________________
>kelime : tren (anlatma konusunda kendini asmis bir arkadasin
>agzindan)
>
>-abi simdi bu bir cesit geyik.
>-ren
>-heh, tut onu aklinda, hani teknik cizim dersinde bi cetvel kullanilir,
>nedir?
>-t cetveli,
>-ulan aslansiniz, birlesitirin simdi ikisini!
>-toren, taren, teren
>-allah cezanizi vermesin, ulan sirkeciden ne kalkar?
>-vapur!
>-allahim oldur beni!
>-treeeeeeeeeeeeeeeen, tren tabi ya, olley!
>-aferim bide sevinin tabi!!!
>__________________________________________________ _
>kelime: otomatik pilot
>
>erkek bir miktar anlattiktan sonra sorar; -e iste o havada hareket eden
>alet onu süren kisi olmadan giderse ne dersin?
>kiz:oha derim!
>
>
URFALI SAFARİDE
Şanlı urfa'lı Ağa nın biri dünyayı gezip göreyim demiş.her
yolculuğundan
sonra köylüyü, kahvede etrafına toplayıp, gezip gördüklerini anlatırmış
ki
marabasının da vizyonu genişlesin yine bir yolculuk sonrası kahvede
koylusunu etrafına toplamış.
Köylü başlamış sormaya
-Ağam bu sefer nere getti?
-Afrike ye getmişem
-Agam efrike de ne yaptin?
-Safari ya cığmişem.
-Hele bu sefari ne ola ki?
-Hele arabaya biniysen, araziye ovaya çıhiysen. Bi
heyvan
goriysen,
peşinden arabayı suriysen. Heyvana yetişip tüfek ile
vuriysen.
-Agam sen hiç heyvan vurdiin?
-Heee vurdim
-Ne vurdin?
-Zebra vurdim
-Agam hele bu zebra ne ola ki?
-Eşegi biliysen?
-Hee..
-Aha, eşegin siyah beyaz çizgili olani
funduszeue.info başka ne vurdin?
-Zürefa vurdim.
-Hele bu zürefa ne ola ki?
-Eşegi biliysen?
-Hee..
-Aha, eşegin bacakları iki metre, boynu 3 metre
olani >
funduszeue.info başka ne vurdin?
-Gergedan vurdim.
-Hele bu gergedan ne ola ki?
-Eşegi biliysen?
-Hee..
-Aha, eşegin derisi biraz kalın olani, bir de
burnunda iki
tane boynuz
vardir
funduszeue.info başka ne vurdin?
-Piton vurdim.
-Agam bu piton ne ola ki?
-Eşeği biliysen?
-Hee.
-Eşegin şeyini bilisen ?
-Heee..
-Aha, onun 4 metre olani. Ama eşek yoktir
-ahmet! tahtaya kalk sözlüsün!
-eveet?
-söyle bakıyım yavrum
-eveeet!?
-çin duvarı neden yapılmıştır?
-taştaaan!!!!
- sen kalk yılmaz!
- buyur hocam!?
- söyle yavrum?
- neyi hocam!?
- nil nehri nerededir?
- sayfada hocam!!!!?
varyemez
,
TÜRK USULÜ IHALE
Meclis Genel Kurul Salonu'nun giris kapisinin tamiri
gerekiyormus. Konuyla ilgili bürokrat, iki ayri firmadan marangoz davet
ederek kapiyi göstermis, fiyat istemis. . . Birinci marangoz: " milyon liraya olur bu is. " demis. . . " milyon malzeme, milyon isçilik, milyon da kâr. . . "
Bürokrat ikinci marangoza dönmüs:
"Siz ayni isi kaça yaparsiniz? "
"2, 5 milyar lira. . . "
"Nasil olur bu kadar fiyat farki? "
"1 milyar bana, 1 milyar size. . . " demis ikinci marangoz, " milyonu da bu
arkadasa veririz kapiyi yapar. . . "
Uğursuz Bir Günde
Barda oturmuş, bir saate yakın bir süredir düşünceli bir biçimde önündeki içki bardağını seyreden çelimsiz bir adamın yanına iri yarı bir adam geldi ve hiçbir şey söylemeden adamın içkisini aldı, bir yudumda içiverdi.
Bir saattir içkine bakıp duruyorsun, arkadaş dedi. İçki dediğin öyle düşünerek değil, bardağı boğazından bir yudumda boşaltarak içilir.
Çelimsiz adam, önce iri yarı adama baktı, sonra da başını ellerinin arasına alarak hıçkırarak ağlamaya başladı.
İri yarı adam onun bu durumunu görünce elini omuzuna dayadı ve özür diledi:
Aslında sana şaka yapmak istedim dedi. Ne de olsa bardayız. Hemen yeni bir içki söylerim sana Lütfen böyle üzülme
Çelimsiz adam, içkisini içen iri yarı adama acıyarak baktı.
Mesele bambaşka, dostum dedi ve anlatmaya başladı:
Bugün her işimde bir uğursuzluk var Sabah çalar saatim bozulmuş, geç uyandım. İşe geç gittiğim işin patron bağırdı, çağırdı ve beni kovdu. Üzgün bir biçimde otobüs durağına geldim ama otobüsü kaçırdım. Bir taksiye bindim eve gittim. İndikten sonra cüzdanımı takside unuttuğumu anladım. Evde, masanın üstünde eşimden bir mektup duruyordu. Bana daha fazla dayanamayacağını ve bu yüzden evi terk ettiğini yazıyordu. Benim için yaşamın artık bir anlamı kalmamıştı. Bir eczaneden güçlü bir zehir aldım ve buraya geldim, bir içki söyledim. Zehiri içki bardağıma boşalttım ve karşısına geçip, yaşamımı gözden geçirmeye başladım. Sonra da bardağı kafama dikeceğim sırada, bir uğursuzluk daha geldi başıma, sen çıktın karşıma, içkimi, bir dikişte içiverdin. Ne uğursuz bir günümdeyim, bugün
bikmisbroker
,
İYİLİK VE VEFA
Bir kurdu avcilar fena halde sıkıştırmıştır.
Kurt ormanda oraya buraya kaçmakta, ancak peşindeki avcilari bir türlü ekememektedir.
Canini kurtarmak için deli gibi koşarken bir köylüye rastlar.
Köylü elinde yabasiyla tarlasina girmektedir.
Kurt adamin önüne çöker ve yalvarmaya başlar:
"Ey insan ne olur yardim et bana, peşimdeki avcilardan kaçacak nefesim kalmadi, eğer sen yardim etmezsen biraz sonra yakalayip öldürecekler.
" Köylü bir an düşündükten sonra yanindaki boş çuvali açar, kurda içine girmesini söyler.
Çuvalin ağzini bağ lar, sirtina vurur ve yürümeye devam eder.
Birkaç dakika sonra da avcilara rastlar.
Avcilar köylüye bu civarda bir kurt görüp görmediğini sorarlar, köylü "görmedim" der ve avcilar uzaklaşir.
Avcilarin iyice uzaklaştiğindan emin olduktan sonra köylü sirtindaki torbayi indirir, ağzini açar, kurdu dişari salar.
"Çok teşekkür ederim" der kurt, "Bana büyük bir iyilik yaptin"
"Önemli değil" der köylü ve tarlasina gitmek üzere yürümeye baslar.
"Bir dakika" diye seslenir kurt: Çok uzun zamandir bu avcilardan kaçiyorum, çok bitkin dü ştüm, açim, kuvvetimi toplamam için bir şeyler yemem lazim ve burada senden başka yiyecek bir şey yok."
Köylü şaşirir:
"Olur mu, ben senin hayatini kurtardim."
"Yapilan iyiliklerden, verilen hizmetlerden daha çabuk unutulan bir şey yoktur" der kurt.
"Ben de kendi çikarim için senin iyiliğini unutmak ve seni yemek zorundayim.
" Bir süre tartiştiktan sonra, ormanda karşilarina çikacak olan ilk üç kişiye bu konuyu sormaya ve ona göre davranmaya karar verirler.
Karşilarina önce ya şli bir kisrak çikar.
" Ne vefasi " der kisrak ,
"Ben sahibime yillarca hizmet ettim, arabasini çektim, taylar do ğurdum, gezdirdim.
Ve yaşlanip bir işe yaramadiğimda beni böylece kapiya koydu
" Bir sifir öne geçen kurt sevinirken bir köpe ğe rastlarlar.
"Ben hizmetin değerini bilen bir efendi görmedim" der köpek, " Yillardir sadakatle hizmet ederim sahibime koyunlarini korurum, yabancilara saldiririm, ama o beni her gün tekmeler, sopayla vurur"
Kurt köylüye döner,
"İşte gördün" der. Köylü de son bir çabayla
"Ama üç diye konuşmuştuk, birine daha soralim , sonra beni ye" diye cevap verir.
Bu kez karşilarina bir tilki çikar .
Başlarindan geçenleri, tartişmalarini anlatirlar.
Tilki hep nefret ettiği kurda bir oyun oynayacaği için keyiflenir.
"Her şeyi anladim da" der tilki
"Bu küçücük torbaya sen nasil siğdin?
" Kurt bir şeyler söyler, tilki inanmamiş gibi yapar:
"Gözümle görmeden inanmam
" İşin sonuna geldiğini düşünen kurt torbaya girer girmez, tilki köylüye işaret eder ve köylü torbanin ağzini sikica bağlar.
Köylü eline bir taş alir ve
"Beni yemeye kalktin ha nankör yaratik" diyerek torban in içindeki kurdu bir süre pataklar.
Sonra tilkiye döner
"Sana minnettarim beni bu kurttan kurtardin " der.
Tilki de "Benim için bir zevkti" diye cevap verir.
O an köylünün gözü tilkinin parlak kürküne takilir , bu kürkü satarsa alacaği parayi düşünür ve hiç beklemeden elindeki taşi kafasina vurup tilkiyi öldürür.
Sonra da torbanin içindeki kurdu ayağiyla dürter:
"Hakliymişsin kurt, yapilan iyilikten daha çabuk unutulan bir şey yokmuş"
CAN DÜNDAR
bıkmışa teşekkürler bu yazıyı buraya aktardığı için
bikmisbroker
,
ÇOCUK GIBI DÜŞÜNMEK
O gun hava cok kotuydu.. Durmadan gok gurluyor, bardaktan bosanir gibi yagmur yagiyordu kucuk kiz yine de her sabahki gibi annesinin
sesiyle uyanmis, kahvaltisini etmis ve her gun yuruyerek gittigi Okuluna dogru yola koyulmustu
ancak gokyuzunde simsekler birbiri ardina ve o kadar gurultuyle cakiyordu ki, kucuk kizin annesi "yavrum bu havada yolda yururken
korkmasin?" diye telaslandi..
Arabasina atladigi gibi yolda kizini aramaya basladi, bakti, kucuk kizi az funduszeue.info minik adimlarla yuruyor, ama ne zaman simsek
caksa durup gokyuzune bakiyor ve gulumsuyorduAnnesi once bir anlam veremedi ama kizin niye boyle yaptigini cok merak etmisti, nihayet
arabayla ona yaklasip sordu:
Yavrum hic korkmadin mi bu havada yalniz yurumekten? Hem ne zaman simsek caksa durup yukari bakarak oyle napiyorsun?"
Kucuk kiz cevap verdi:"Gulumsuyorum cunku Tanri fotografimi cekiyor"
Gene Karadeniz de olan yeni bir olay; Adamın birisi ev taşıyor buzdolabını çıkaracaklar dışarıya adamın abisi de yardımcı oluyor taşımada aşağıdan bağırıyor (ikinci kat ) Sen at ben tutarım ve kardeşte dolabı aşağıya atıyor ve kaçınılmaz son; tutucu hastanelik oluyor.
Karadenizliler hakkında bir çok yazı yazılır ama burada Karadenizlilere haksızlık yapılıfunduszeue.infoıda bulunan olay İzmir Bayraklı'da oldu.
O haberi çok iyi hatırlıfunduszeue.infoede sargılar içinde bir adam ve polisin yanında başka biri
Sargılı olarak yatan kişiye muhabir soruyor "ne oldu?" (bu arada bu bölümde ev taşıma şeklinde yazılmış yani bu da hatalı)adamın söylediğine göre tek katlı evin üzerinde çatı yok,üst taraf düz.Yıllardır kullanılmayan eşyalar burada birikmiş bunlarda eşyaları hurdacıya satmaya karar vermişler ,aklımdayken onu da yazayım bu iki kişi kardeş.Biri yukarıdan atacak diğeri aşağıdan tutacak."abi (muhabire abi olarak hitap ederek)şimdi, yukarıdan eşyaları atıyordu ama en son buzdolabını tam tutacakken ayağım kaydı tutamadım" (dikkat edin adam hatayı kendinde buluyor) Muhabir sonradan polisin yanındaki kişi ile görüşmeye funduszeue.info aynı şekilde "üst tarafta bulunan eski eşyalardan temizlemek istedik eşyaları ben atıyordum o ise tutuyordu" dedikten sonra ekledi "buzdolabını istese tutardı ama olmadı" (bu adamda hala hatalı olduklarını kabul etmiyordu)
Burası yeri değil ama, bana zaten bildiğim bir gerçeği hatırlatan bir yayın izledim. Discovery Channel'da Myth Busters (Efsane Avcıları) isimli bir program var.
Progralardan birinde efsanelerden birini test etmek için küçük uçan balonlardan bir demet yapıp, bununla 20 kiloluk bir çocuğu havaya kaldırmanın mümkün olup olmadığını göstermek istiyorlar. Başlangıçta 25 adet balon şişirip bunun 2 dakika 20 saniye sürdüğünü ve balonu şişirmek için geçecek süreyi hesaplamak istediler. Programa renk katmak için sonradan işe alınmış iki bayan vardı ve bunlardan biri "x dakika mı? Aman tanrım günler sürecek" dedikten sonra aklının biraz karışmış olduğunu farkedip "Ben daha önce öğretmendim, umarım öğrencilerim izlemiyordur" dedi.
Amerikada yaşamış, kalmış arkadaşlarım daima söylemişlerdir "Sıradan bir Amerikalı gerizekalı bir yaratıktır."
>
> Bir universite profesoru ogrencilerine su soruyu
> sorar:
> "Var olan herseyi Tanri mi yaratti?"
>
> Cesur bir ogrenci ayaga kalkar ve yanitlar: "Evet
> herseyi Tanri yaratti!"
>
> Profesor sorusunu yineler ve ogrenci yine "evet
> efendim" diye yanitlar.
>
> Profesor devam eder: "Eger herseyi yaratan Tanri ise
> ve seytan var
> olduguna gore seytani da Tanri yaratmis olur ve
> calismalarimizda uyguladigimiz 'kesinlestirme'
> prensibine gore de Tanri þeytandir."
>
> Ogrenci boyle bir onerme karsisinda sasirir ve
> yerine oturur.
>
> Profesor ise ogrencilerine bir kez daha Tanri'nin
> icindeki kaderin bir efsane oldugunu kanitlamaktan
> oturu oldukca mutludur.
>
> Bu arada bir ogrenci ayaga kalkar ve: "Bir soru
> sorabilirmiyim profesor?" der. Profesorde
> sorabilecegini soyler.
>
> Ogrenci ayaga kalkar ve "Soguk var midir?" diye
> sorar.
>
> Profesor: "Nasil bir soru bu boyle, tabi ki vardir"
> diye yanitlar.
> "Sen hic soguktan usumedin mi?"
>
> Ogrenci: "Aslinda, fizik yasalarina gore soguk
> yoktur. yasamda/realitede biz sogugu sicakligin
> yoklugu olarak dusunuruz. Herkes veya nesneler o
> enerji oradaysa veya bir sekilde enerji
> iletiyorsa onu deneyimler. Ornegin, Absolute 0 (
> derece F) sicakligin kesin yoklugudur (hic olmadigi
> seviyedir). Tum maddelerin bu seviyede reaksiyon
> verme ozellikleri bozulur ve degisir. Soguk yoktur,
> o yalnizca sicakligin yoklugunda duyumsadiklarimizi
> tarif etmek icin yarattigimiz bir kelimedir" der
>
> ve devam eder; "Profesor, karanlik var midir?"
>
> Pofesor: "Tabiki vardir".
>
> Ogrenci yanitlar: "Korkarim gene yaniliyorsunuz
> efendim. Cunku,
> karanlik da yoktur. Yasamda/realitede karanlik
> isigin yoklugudur. Biz
> isik uzerinde calisabiliriz ama karanligi
> calisamayiz. Gercekte, biz Newton'un prizmasini
> kullanarak beyaz isigi kirar ve renklerin cesitli
> dalga uzunluklari uzerinde calisabiliriz. Ama
> karanligi
> olcemeyiz. Bir basit isik isini karanlik bir mekani
> aydinlatarak karanligi kirmis olur yani karanligi
> gecersiz kilar. Siz belli bir mekanin/uzayin ne
> kadar karanlik oldugundan nasil emin olursunuz?
> Isigin miktarini olcersiniz! Bu dogrudur degil mi?
> Karanlik insanlik tarafindan, isigin olmadigi
> yer/mekan icin kullanilan bir kelimedir. Son olarak
> ogrenci profesore gene sorar:
>
> "Efendim seytan var midir?"
>
> Bu kez profesor pek emin olamamakla birlikte
> yanitlar: "Tabi ki,
> acikladigim gibi, biz onu her gun, her yerde onu
> goruruz. Seytan/kotuluk bir kisinin baska bir kisiye
> her gun sergiledigi
> insaniyetsizliginin bir ornegidir. O , dunyadaki
> islenmis tum suclarda, siddette yer alir. Bunlarin
> tumu seytanin kendisinden baska bir sey de
> degildir." der.
>
> Ogrenci devam eder: "Seytan yoktur efendim. Yani o
> kendi basina
> yoktur. Seytan basit olarak Tanrinin yoklugudur. O
> aynen karanlik ve soguk ta oldugu gibi insanin
> tanrinin yoklugunu tarif etmek uzere yarattigi bir
> kelimeden ibarettir. Tanri seytani yaratmadi.
> Seytan/kotuluk insanin tanrisal sevgiyi yureginde
> duyumsamadigi zaman
> deneyimlediklerinin bir sonucudur. O aynen
> sicakligin olmadigi yere gelen soguk ya da isigin
> olmadigi yere gelen karanlik gibidir.
>
> Profesor yerine oturur. Genc ogrencinin adi Albert
> Einstein'dir.
>
>
>
>
onkel 3 üçüncü baskı ama güzel ismi albertmi dedin .tanıdık geldi de akinolumu acaba??
KURNAZ AVUKAT
Bir avukat adam ve bir sarisin kadin Newyork'tan Los Angeles'a giden ucakta yan yana oturuyorlarmis.
Yolculuk uzun surdugunden avukat gecen zamani eglenceli kilmak icin bir oyun dusunmus ve kadina dogru egilerek;
- "bir oyuna ne dersin?" diye sormus. Kadin yorgun oldugundan avukati kibarca reddetmis ve uyumak icin gozlerini kapamis.
Ancak adam israrla kadina;
- "oyun cok kolay, ve eglenceli. Sana bir soru soracagim. cevabi bilemezsen bana $5 vereceksin, bilirsen ben sana, sonra sen soracaksin."
Kadin yine kibarca reddetmis ve uyumaya calismis. Adam, kadin sarisin oldugu icin oyunu kolayca kazanacagini dusunerek israrlarini arttirmis. Bir teklif daha yapmis
-"Eger cevabi sen bilemezsen bana $5 verirsin, eger ben bilemezsem sana $50 veririm" demis. Kadin israrlara dayanamayarak bu yeni teklifi kabul etmis.
Adam ilk soruyu sormus.
- "Ay ile dunya arasindaki uzaklik ne kadardir?"
Kadin tek soz soylemeden cantasindan $5 cikarip adama uzatmis.
- "Simdi sira bende" diyerek sorusunu sormus;
- "Tepeye uc ayakla tirmanip dort ayakla asagiya inen sey nedir?"
Adam kadina saskin saskin baktiktan sonra laptop bilgisayarini cikarmis, kayitli bilgilerinden arastirmis, yok. Internetten arastirmis, funduszeue.info ile tum arkadaslarina sormus, yok. Bir saat sonra adam yenilgiyi kabul ederek cevabi aramaktan vazgecmis ve cuzdanindan $50 cikarip kadina uzatmış Kadin kibarca parayi alip cantasina koyduktan sonra uyumak icin hazirlanirken, adam yenilmenin verdigi aciyla sormus;
- "cevap ne?".
Kadin yine tek kelime etmeden cantasini acmis ve $5 cikarip adama uzatmis ve uyumaya devam etmis.
varyemez
,
Açilan resmi kendi haline birakin ve izleyin.
funduszeue.info
Augustlobster
,
Açilan resmi kendi haline birakin ve izleyin.
funduszeue.info
gavır yapıo kardeşim..
Bilmiyordum?
Coca Cola'nın pazarlama temsilcilerinden biri Ortadoğu'daki
görevinden büyük bir hayalkırıklığıyla dönmüş.. Bir arkadaşı ona
sormuş:
"Sence Araplar üzerinde niye başarılı olamadınız?"
"Beni Ortadoğu'ya ilk gönderdiklerinde kendime çok güveniyordum,
bir tek sorun vardı o da arapça bilmememdi.. O yüzden onlara vermek
istediğim mesajı yanyana 3 poster halinde düzenledim..
1. posterde kızgın bir çölde kumların üstünde sürünen, susuzluktan
kavrulmuş bir adam
2. posterde adam yerde bulduğu Coca Cola alıp içiyor..
3. posterde ise adam diriliyor ayağa kalkıyor ve capcanlı oluveriyor.."
"Eee bu harika bir reklam, niye işe yaramadı?"
"Arapların sağdan sola dogru okuduklarını bilmiyodum ki?!"
Kekeme bir adam bir gün Tophane'de bir at ölüsüne rastlamış. Polisi aramış:
-İiiiiii iiiiiiyi gügügünlerBubububrarada bir aaaat öölüsü var
Polis:Nerede?.. demiş
Kekeme: Tototototototooop
Polis: Topkapı'da mı? demiş.
Kekeme: Haaayır
Polis: Aman be! demiş ve çat diye kapatmış.
Biraz sonra kekeme tekrar aramış:
-İiiyi günlelelerBuburaradada bibir at ölülüsü vaaar. ..
Polis: Nerede kardeşim? demiş.
Kekeme: Tooooooop tototoptop
Polis: Topkapı'da mi? demiş.
Kekeme:Hahahaaayır
Polis: Yeter be! deyip,tekrar kekemenin yüzüne kapatmış.
Aynı konuşma 9 defa geçmiş aralarında,aynı şekilde biterek
Kekeme aramayı bırakmış.Polis Oh! Be diye rahatlamış.
İki saat sonra telefon çalmış.Polis açmış.Karşıda bir ses:
-iiiiiyiyi gügüfunduszeue.infoda bibir aaat ölüsü vavar
Polis: Nerede?diye sormuş.
Kekeme: funduszeue.info
Polis: Topkapı'da mı,kardeşim? demiş.
Kekeme: Ooooraraya gögötürdüm
Eyvallah!
varyemez
,
Modern bir ilan- ak
Sevgili P[emailprotected] Seni ram'inin alamayaca kadar &#;ok seviyorum.
Zipsiz, zapsz olduun gibi
Seni ilk g&#;rd&#;&#;m anda formatlandm.
Bana &#;yle bir sistem transfer ettin ki, hi&#; bir komut artk beni senden ayramaz.
Seninle &#;oklu ortamlar da dahil, her ortamda mutlu olabileceimi biliyorum.
Senin megahertz'in beni de ateliyor.
Baklarn beni taa derinden scan ediyor.
Sana &#;ok g&#;veniyorum, bu mektubumu bakasna forward etmeyeceini de &#;ok iyi biliyorum.
Ben, seninle evlenecegim P[emailprotected]
Evleninceye kadar da s&#;z; sana hi&#;birey insert etmeyeceim.
Evlenmeden &#;nce DR NORTON'dan randevu aldm, ikimiz de usulen bir virus taramasndan ge&#;ecegiz.
Merak etme hi&#; bilmediim software'lerle ilikim olmad.
Senin i&#;in hardware'i ta gibi diyorlar, ancak biliyorsun ki benim i&#;in software g&#;zellii hardware g&#;zelliinden &#;nde gelir.
P[emailprotected], seninle biz &#;ok dvd'ler seyredeceiz.
Sana evlilik yld&#;n&#;m&#;nde 24 hzl rewritable dvd alacam.
Pembe slotlu kasamz, i&#;inde nurtopu gibi hard disklerimiz olacak.
Tatillerimizde ikimiz de birer windows gezgini olacaz.
Daha sonra da ver elini internet.
Sana g&#;zel g&#;r&#;nmek i&#;in &#;yle &#;ok &#;alacam ki, &#;&#; hafta sonra karna yirmibir inch plazma ekran gibi &#;kacam.
Ondan sonra istersen beni duvarna bile asabilirsin.
Akamlar dizlerinin &#;zerinde bir laptop gibi yatacam.
Asla uyku moduna ge&#;meyeceim P[emailprotected]
Biz seninle klar kapatp kucaklarmzda klavye
sabahlara kadar chat edeceiz.
Ancak ilk yllarda senden biraz tasarruflu olman isteyeceim, onun
i&#;in screen saver, standbye modu vs. anlarsn ya a&#;k dikkatli olman
isteyeceim.
Salonumuzun ba k&#;esine babamn eski 10 megabaytlk bilgisayarn
koyacam, malum ark k&#;eleri bana hep &#;ok scak gelmitir, yanna da
5,25lik disketler. O bi&#;im nostalji olacak.
Hatta ylba akamlar tetris falan oynayabiliriz.
Kendimizi hep gelitireceiz, zaman hangi ram'i gerektiriyorsa uyacaz.
Birbirimizden fikir download'unu bir gurur meselesi yapmayacaz.
Aramzda ayr gayr olmayacak, herkes birbirinin s&#;rf&#;ne sayg duyacak.
O seni istemeye anasn g&#;nderen herifin sitesini crack ettim, anasn da hack edeceim.
Ben geleneklere sadk kalmak istiyorum eker P[emailprotected]gm.
TV kartn kz taraf alrm. Seni, &#;eyiz sandndaki emek emek doldurduun cd-rom'larla bekliyorum.
Ben de sana funduszeue.info dan be tal bir y&#;z&#;k sparii verdim bile.
Nikahmzda da real player &#;alacak
Home page'indekilere de &#;ok selam, her baytn &#;p&#;yorum.
BULL MARKET
,
>
> Bir universite profesoru ogrencilerine su soruyu
> sorar:
> "Var olan herseyi Tanri mi yaratti?"
>
> Cesur bir ogrenci ayaga kalkar ve yanitlar: "Evet
> herseyi Tanri yaratti!"
>
> Profesor sorusunu yineler ve ogrenci yine "evet
> efendim" diye yanitlar.
>
> Profesor devam eder: "Eger herseyi yaratan Tanri ise
> ve seytan var
> olduguna gore seytani da Tanri yaratmis olur ve
> calismalarimizda uyguladigimiz 'kesinlestirme'
> prensibine gore de Tanri þeytandir."
>
> Ogrenci boyle bir onerme karsisinda sasirir ve
> yerine oturur.
>
> Profesor ise ogrencilerine bir kez daha Tanri'nin
> icindeki kaderin bir efsane oldugunu kanitlamaktan
> oturu oldukca mutludur.
>
> Bu arada bir ogrenci ayaga kalkar ve: "Bir soru
> sorabilirmiyim profesor?" der. Profesorde
> sorabilecegini soyler.
>
> Ogrenci ayaga kalkar ve "Soguk var midir?" diye
> sorar.
>
> Profesor: "Nasil bir soru bu boyle, tabi ki vardir"
> diye yanitlar.
> "Sen hic soguktan usumedin mi?"
>
> Ogrenci: "Aslinda, fizik yasalarina gore soguk
> yoktur. yasamda/realitede biz sogugu sicakligin
> yoklugu olarak dusunuruz. Herkes veya nesneler o
> enerji oradaysa veya bir sekilde enerji
> iletiyorsa onu deneyimler. Ornegin, Absolute 0 (
> derece F) sicakligin kesin yoklugudur (hic olmadigi
> seviyedir). Tum maddelerin bu seviyede reaksiyon
> verme ozellikleri bozulur ve degisir. Soguk yoktur,
> o yalnizca sicakligin yoklugunda duyumsadiklarimizi
> tarif etmek icin yarattigimiz bir kelimedir" der
>
> ve devam eder; "Profesor, karanlik var midir?"
>
> Pofesor: "Tabiki vardir".
>
> Ogrenci yanitlar: "Korkarim gene yaniliyorsunuz
> efendim. Cunku,
> karanlik da yoktur. Yasamda/realitede karanlik
> isigin yoklugudur. Biz
> isik uzerinde calisabiliriz ama karanligi
> calisamayiz. Gercekte, biz Newton'un prizmasini
> kullanarak beyaz isigi kirar ve renklerin cesitli
> dalga uzunluklari uzerinde calisabiliriz. Ama
> karanligi
> olcemeyiz. Bir basit isik isini karanlik bir mekani
> aydinlatarak karanligi kirmis olur yani karanligi
> gecersiz kilar. Siz belli bir mekanin/uzayin ne
> kadar karanlik oldugundan nasil emin olursunuz?
> Isigin miktarini olcersiniz! Bu dogrudur degil mi?
> Karanlik insanlik tarafindan, isigin olmadigi
> yer/mekan icin kullanilan bir kelimedir. Son olarak
> ogrenci profesore gene sorar:
>
> "Efendim seytan var midir?"
>
> Bu kez profesor pek emin olamamakla birlikte
> yanitlar: "Tabi ki,
> acikladigim gibi, biz onu her gun, her yerde onu
> goruruz. Seytan/kotuluk bir kisinin baska bir kisiye
> her gun sergiledigi
> insaniyetsizliginin bir ornegidir. O , dunyadaki
> islenmis tum suclarda, siddette yer alir. Bunlarin
> tumu seytanin kendisinden baska bir sey de
> degildir." der.
>
> Ogrenci devam eder: "Seytan yoktur efendim. Yani o
> kendi basina
> yoktur. Seytan basit olarak Tanrinin yoklugudur. O
> aynen karanlik ve soguk ta oldugu gibi insanin
> tanrinin yoklugunu tarif etmek uzere yarattigi bir
> kelimeden ibarettir. Tanri seytani yaratmadi.
> Seytan/kotuluk insanin tanrisal sevgiyi yureginde
> duyumsamadigi zaman
> deneyimlediklerinin bir sonucudur. O aynen
> sicakligin olmadigi yere gelen soguk ya da isigin
> olmadigi yere gelen karanlik gibidir.
>
> Profesor yerine oturur. Genc ogrencinin adi Albert
> Einstein'dir.
>
>
>
>
Yahu bu einstein okumadı diye biliyodum ben, yoksa tarih mi yalan yazıyor, adam küçükken okula gitmekten vazgeçmiş diye biliyodum, ilkokulu ancak bitirmişmiydi yoksa bitirmemişmiydi orasını hatırlayamayacağım ama küçük yaştada profösörlen falan ders ilişkisi de pek mantıklı değil gibi geldi bana, forumdaşlar ne dersiniz, bu hikayeler biraz daha destekli olmalı değil mi? Yada en azından einstein yerine başka bir isim bulmak daha iyi olurdu, mesela thomas edison gibi, ampul filan icat etti ya, şeytanıda kovmayı en iyi başarabilen dünyalılardan olarak hani diyorum uygun olmaz mı?:confused:
Din dersi öğretmeni,öğrencilere bütün insanların Adem ve Havva'dan geldiğini söfunduszeue.info öğrenci söz aldı:
Bu doğru değil.
Nasıl yani? dedi öğretmen.
Babam bize maymundan geldiğimizi söyledi.
Sevgili çocuğum,dedi öğretmen,sizin özel aile tarihiniz bizi hiç ilgilendirmiyor
Temel uzun zamandır görmediği Cemal'le İstanbul'da karşılaşır:
Uşak, nasılsun pakayum?
İyiyum.
Çocuklarun nasuldur?
Onlarda iyidur.
Ha karin nasildur?
Temel böyle sorunca ,Cemal'in birden yüzü değişir Temel arkadaşının karısının geçen yıl öldüğünü hatırlayıp,hemen şöyle der.
Yani aynı mezarda mi yatayü!!!
varyemez
,
("Fornication Under Control of the King") anlam
Kral kontrol&#;nde zina Ingiltere tarihinin en kanli ve dramatik zamanlarindan biri kral funduszeue.info zamanidirVeba, katliam, savaslar, uzak diyarlarda somurgelere gidenler, orada kaybedilenler ve buna benzer sebeplerle &#;lkenin n&#;fusu neredeyse yari yariya dusmus, Kral ulkesinin geleceginden ciddi bir
bicimde endiselenmeye baslamistir. Ama yaptirdigi arastirmalar sonucunda
&#;lke hapishanelerinde &#;ok sayida serseri, hirsiz katil vs. ve cok sayida
fahise oldugunu tesbit etmis ve nufus artisini saglayabilmek amaciyla
kral kontrol&#;nde hapisanelerde ciftlesmeler organize etmistir. D&#;nyaya
getirilen cocuklari da Ingiliz Kraliyeti, yetistirme
ve topluma katma isini ustlenmistir. Bu nufus arttirma islemine
"Fornication Under Control of the King" yani "Kral kontrol&#;nde zina"
denmis ve FUCK olarak kisaltilmistir. Bu Fuck islemleriyle Ingiltere nufusu
10 yil icersinde 2ye katlanmistir. "Fuck" kelimesi de ingilizceye
buradan girmistir. Bu olayin Tarih kitaplariyla sabiti dogrudur. Buradan
bizim anladigimiz da Ingiliz halkinin yarisi o &#;ocugudur!:))
varyemez
,
mam ve tanr
br k&#;y&#;n camsnde mam cemaate vaaz vermektedr.
anszn cer dalan br k&#;yl&#; k&#;y&#; sel basmakta oldugunu haber verr.
butun cemaat hemen kendlern dsar atp, kacar. sadece mam butun srarlara ragmen k&#;y&#; terketmey reddeder ve tanr'nn kendsn koruyacagn
soyleyerek, camde kalr.ksa br sure sonra sular camye ulasr, mam caresz
mnareye ckar. sular mnarenn lk katna yukselrken br tekne mam kurtarmaya gelfunduszeue.info dn butun mam, tanr'nn kendsn koruyacagn soyleyerek tekneye bnmez. sular yukselr, mam knc kata ckmak zorunda kalr.br tekne daha gelr, ancak mam yne tanr'nn kendsn koruyacagna nancnn tam oldugunu soyleyerek tekneye bfunduszeue.info yce yukselr. mam artk mnarenn en tepesndedr. br helkopter yaklasr. cndekler durumun kotu oldugunu anlatarak mama helkoptere gelmes konusunda srar eder. mam helkoptere bnmey de reddeder.br sure sonra sular yce yukselr ve mam bogularak olur. kendsn cennetn kapsnda melekler karslar
-melek: hosgeldnz. cennette k&#;sk&#;n&#;z hazrland.buyrun.
-mam: cennete grmek stedgmden emn deglm.
-melek: neden?
-mam: tanr'ya braz krgnm.
-melek: ne oldu k?
-mam: ben hayatm badet ederek gecrdm. nsanlara hep ylk yaptm,
gunahtan uzak durdum. yasadgm koyu sel bast, herkes kact ama
tanr'nn ben kurtaracagna nandgmdan kaldfunduszeue.inforsunuzk smd burdaym
tam bu srada yukardan tanr'nn ses duyulur:
-salaga k tekne br helkopter gonderdk!!!!!!!!!!!
PATRON TABELASI
Bir şirketin patronu, çalışanlarının onu ciddiye almamasından ve saygı
göstermeden her zaman kafalarına göre çalışmalarından yakınıyormuş.
Bir gün şirketten içeri elinde koca bir tabelayla girmiş.
Tabelanın üstünde
"Burada Patron Benim" yazıyormuş.
Onu kapısının üstüne asmış ve dışarı toplantıya gitmiş.
Döndüğünde tabelanın üstünde söyle bir not varmış :
- "Karınız aradı, tabelasını geri istiyormuş.."
Sevgililer Günü rüyasi
Sevgililer Günü kadin sabah uyanir uyanmaz; ''Kocaciiiiiiim'' demis
''Rüyamda ne gördüm biliyor musun, aksam eve geldiginde çok güzel
paketlenmis bir kutuyla geliyorsun. Ben de paketi heyecan içinde açiyorum
ve içinden ne çikiyor biliyor musun
BIR INCI KOLYE! Sence bunun anlami ne olabilir?
Adam gülümsemis:
''Bu aksam ögrenirsin sevgilim''
Ve adam aksam eve gelmis, elinde gayet güzel paketlenmis bir kutu
Kadin gözlerine inanamamis; ''Kocaciiiiiiimmmm sen bir harikasin!..''
diye paketi alelacele açmis
Ve kutunun içinden ne çikmis dersiniz?
RÜYA TABIRLERI KITABI
CERİYAN
Neriman Hanıma gelen misafir, evin kızını ortalıkta göremeyince sormuştu:
-Ayşe nerede, göremedim?
Ev sahibi hava akımını kastederek:
-Geçen gün sizin evde ceriyana kapılmış, hesde yatir içerde.
Bu söz üzerine misafir hanım öfkeyle:
-Viyh torpah başıma, bizim evde ceriyan ne arir? Sen de bülirsen ki biz kaz
lambasi gullanirih!
HURDA NENE
Çeşitli hastalıklar, kazalar geçirmiş, bir gözünü kaybetmiş, romatizmadan beli bükülmüş, parmakları çarpılmış olduğundan mahalleli bu yetmişlik ihtiyara Hurda Nene adını takmıştı. Rahmetli o haliyle bile herkesle şakalamayı, espri yapmayı severdi.
Hastalanmış ,hastaneye kaldırılmıştı. Sabahleyini, nabzını ve ateşini kontrol eden doktor der ki:
-Teyze maşallah çok iyisin. Nabız normal, ateş de yok. Vücut sıcaklığın 37 derece.
-Tohtor beğ oğlum, der Nene, bir türli ıssınamirem. Soyuhdan donirem. sen o otuz yedi dereceyi kırka elliye çıkart. Ücreti mühüm değil.
ELEYSE NİYE DURDUN
Erzurum'lu bir hanım telaşla koşarak belediye otobüsünü durdurmaya uğraşıyor. Halk ıslıklıyor. Şoför acı bir frenle duruyor.
Kadın:
-Gardaş bu otubus İlice'ye gidir mi?
Şoförün canı burnunda, araba dolu, zor durmuş, kızgınlıkla
-Heyir baci, getmez!
Kadın:
-Vış! eleyse niye durdun!
varyemez
,
ALBAYIN VERDG SOZLU EMIR
Albay, Binba'ya
Yarin g&#;ne tutulacak. Bu her zaman g&#;r&#;len
bir olay deildir. Erleri talim elbiseleri ile
Alay'in talim meydanna getirin de olay g&#;rs&#;nler.
Ben de orada bulunup, kendilerine gereken bilgiyi
vereceim. ayet yamur yaarsa, tabii bir ey
g&#;remeyiz. O zaman erleri, &#;st&#; kapal olan
talimgaha g&#;t&#;r&#;n.
Binba, Y&#;zba'ya
Albay'n emri ile yarin sabah saat 'da
g&#;ne tutulacak. Bu her zaman g&#;r&#;len bir olay
deildir. ayet hava kapal olursa bir ey
g&#;r&#;lmeyecektir. Bu halde tutulma, kapal talimgahta
talim elbisesiyle yaplacaktr.
Y&#;zba, Temen'e
Albay'n emri ile yarin sabah saat 'da
talim elbisesi ile g&#;ne tutulmasnn a&#;l
merasimi yaplacaktr. ayet yamur yaarsa -ki bu
durum pek g&#;r&#;len bir olay deildir- Albay kapal
talimgahta gereken bilgiyi verecektir.
Temen, Ba&#;avu'a
Yarin sabah hava g&#;zel olursa, talim kyafeti
ile Albay tutulacak. kapal talimgahta yamur
yaarsa, Alay'n meydannda manevra yaplacak. &#;&#;nk&#;
her zaman g&#;r&#;len bir olay deildir.
Ba&#;avu, Askere
Yarin sabah saat 'da kapal talimgahta
Albay' tutacaz. Sabahleyin hepiniz talim
te&#;hizatyla hazr olun.
Askerler kendi aralarnda
Yarin sabah saat 'da bizim Ba&#;avu,
Albay' tutuklayacakm.
varyo pehhh:gulen:
bikmisbroker
,
S&#;f&#;r&#;n biri trafik sksk iken park yasagi olan yere direksiyonu kirar ve durur
polis ; - "beyaz uno &#;ek kardesim park yasak" gibilerinden bir anons yapar
s&#;f&#;r el kol hareketleri yardimiyla -"abi ekmek almaya ge&#;iyom hemen &#;ikacam" der !
yarim saat kadar sonra elini kolunu sallaya sallaya &#;ikinca polis anonsu patlatir
Polis; -"beyaz uno ekmek nerde lan ?"
bikmisbroker
,
polisler arabayi s&#;renin tipine g&#;re hitap etmesini de bilirler ;
- sarisin bayan saa &#;eker misiniz diyorum l&#;tfen..
-beyefendi biyikli bekleme yapma
- deri ceketli.. et funduszeue.info.
-duymuyormusun lan g&#;zl&#;kl&#; zibidiD:D:D
bikmisbroker
,
Kadikoy kusdili'ndeki dort yol agzinda trafik &#;ok s k k oldugu i&#;in
surekli polis otosu bekler. trafik polisleri megafonla bagirarak t rafigi idare ediyolar iste.
Neyse bagiriyo eleman;
-"34 pts lutfen saga &#;ek" o sirada ordan ge&#;mekte olan oteki trafik otosu megafonla espiri yapiyor bunlara;
- "lutfenini yiyim senin, bu ne kibarlik lan mistafaa?"
Temel 10 katlı bir binada kapıcıyken, asansör bozulmuş.
Temel bu, halkı bilinçlendirmesi gerekli tabi hemen, asmış
asansörün kapısına:
-"Asansör pozuktur, en yakın asansör 35 metre ileride,
Hikmet Bey Apartmanundadur."
================================================== =======
Çok uyanık geçinen bir genç, hastalanmış. Bir doktorun
ofisinin kapısında "eski hastalaradan yarım ücret alınır"
ibaresi varmış. Hemen doktorun adına bakmış ve ofisine
girmiş:
-"Aydın Bey, nasılsınız? Yine ben geldim! Hatırladınız değil
mi beni?"
-"Ooo! Hatırlamaz olur muyum, hoşgeldiniz!"
Bir sessizlikten sonra genç yine konuşmuş:
-"Eeee? Muayene etmeyecek misiniz beni?"
Doktor kurnaz kurnaz gülümsemiş:
-"Hayır, gerek yok. Siz en iyisi size en son verdiğim
ilaçları kullanmaya devam edin!"
CERYAN
Neriman Hanma gelen misafir, evin kzn ortalkta g&#;remeyince sormutu:
-Aye nerede, g&#;remedim?
Ev sahibi hava akmn kastederek:
-Ge&#;en g&#;n sizin evde ceriyana kaplm, hesde yatir i&#;erde.
Bu s&#;z &#;zerine misafir hanm &#;fkeyle:
-Viyh torpah bama, bizim evde ceriyan ne arir? Sen de b&#;lirsen ki biz kaz
lambasi gullanirih!
HURDA NENE
&#;eitli hastalklar, kazalar ge&#;irmi, bir g&#;z&#;n&#; kaybetmi, romatizmadan beli b&#;k&#;lm&#;, parmaklar &#;arplm olduundan mahalleli bu yetmilik ihtiyara Hurda Nene adn takmt. Rahmetli o haliyle bile herkesle akalamay, espri yapmay severdi.
Hastalanm ,hastaneye kaldrlmt. Sabahleyini, nabzn ve ateini kontrol eden doktor der ki:
-Teyze maallah &#;ok iyisin. Nabz normal, ate de yok. V&#;cut scakln 37 derece.
-Tohtor be olum, der Nene, bir t&#;rli ssnamirem. Soyuhdan donirem. sen o otuz yedi dereceyi krka elliye &#;kart. &#;creti m&#;h&#;m deil.
ELEYSE NYE DURDUN
Erzurum'lu bir hanm telala koarak belediye otob&#;s&#;n&#; durdurmaya urayor. Halk slklyor. of&#;r ac bir frenle duruyor.
Kadn:
-Garda bu otubus lice'ye gidir mi?
of&#;r&#;n can burnunda, araba dolu, zor durmu, kzgnlkla
-Heyir baci, getmez!
Kadn:
-V! eleyse niye durdun!
SU&#;UMUZ NE?
Tebrizkap'da kaldrma yaslanarak zorla durabilen kamyonu g&#;r&#;nce Trafik Polisi hemen yanat:
-Hoop hemerim, burada durmak yasak!
-Aman terpetme gurban olim, frennerim dutmir.
-Senin farlarn da krk?
-Mehellenin pijleri
-Silecekler de yok?!
-V, ahan ben de yeni g&#;rd&#;m.
-Ehliyet ruhsat l&#;tfen.
-Vallah r&#;hset yok, ne yalan diyim. Ehliyet de emim de.
-Peki, sana elli lira ceza yazyorum.
-Gurban olim polis bey, ahan vermesine verah da, su&#;umuz ne?
DALIMIZ GIZSIN
Erzurumlu cehennemi boylamtr ama ikayet&#;i deildir. Hatta memnundur. Kapy sk sk a&#;an ve a&#;k brakanlara rica eder:
-Aman, nevolur kapyi m&#;kkem &#;rt&#;n de bir dalmz gzsn.
FARZET K
Erzurum'da birisi tandk bir k&#;yl&#; dostuna misafirlie gider. Ev
sahibi izzet ikramda bulunur. Yemekten sonra misafirin &#;n&#;ne bir kalbur yer
elmas getirir. Bu kadar &#;ok ikramdan mahcup olan misafir :
-Aa ne zehmet ettin, bunlara ne l&#;zum vardi, deyince, k&#;yl&#;:
- Ne zehmeti efendi farzet ki m&#;s&#;rl&#;ge t&#;hm&#;em &#;k&#;zler yiyir
SAKO
Bir k gecesi Emin Hafizin kaynbiraderi &#;ocuklaryla gezmeye gelir. Gece uzundur, ikram izzet gerekir ama evde hi&#; bir ey yok! Emin Hafiz, karsna "sen misafirlerle ilgilen" der, hemen asl olan kaynnn "sako"sunu ald gibi en yakn kahvede onbe liraya okutur. Et, meyve, &#;erez ne lazmsa alr gelir. Kars da sevin&#;le piirir, ikram eder. Yer i&#;erler. Ge&#; vakitte kalkmak funduszeue.infonbirader seslenir:
-Baci hele sakomi getir biz gahah.
Kadn arar ama sakoyu bulamaynca:
-Aabegi senin sakon var miydi?
-Eeggzi, zehmeri g&#;ni caket gatna mi geldi, der.
Birden herkesin jetonu d&#;er ve hep birden Emin Hafiz'e bakarlar. Emin Hafiz istifini bozmadan:
-Gavatn oli dolmalari &#;&#;er &#;&#;er yudanda eyiydi hem
END&#;RD&#;&#;&#;&#;Z
Tortum k&#;ylerinden birinde yats namazn on rekat klyorlarm. Ba bah&#;e ilerinde yorulduklarndan bu bile fazla geldiinden on rekat daha aa indirmek i&#;in M&#;ft&#;ye bir heyet g&#;nderirler. K&#;yl&#;ler derdini anlatr ama M&#;ft&#;n&#;n cevab a&#;ktr:
-On rekattan baka &#;&#; rekat da vitr-i vacip klacaksnz. Aas hi&#; olmaz.
Heyet k&#;ye d&#;nerken k&#;yl&#;ler de hayrl bir haber almak i&#;in mezaln yanna kadar gelmilerdir. &#;lerinden biri heyet uzaktan bar:
-End&#;rd&#;&#;n&#;&#;&#;z?!
-Poh end&#;rd&#;h, &#;&#;de ftrifcr klacayuh!
HE&#; BELLM OLMAZ
Tortum'lu iki karde, yan k&#;yden kz ka&#;rm, kendi k&#;ylerine d&#;n&#;yorlard. Arazi malum patika! B&#;y&#;k karde &#;nde kz ortada k&#;&#;&#;k karde arkada. Kz hangi kardee ka&#;rldn merak edip arkadaki k&#;&#;&#;e yanat ve sordu:
-Bahasan beni hang&#;ze ka&#;rdz?
K&#;&#;&#;k karde &#;yle bir byklarn burduktan sonra :
-Oras he&#; bellim olmaz! Hele bir eva gidah!
DUA
Erzurumspor yenilirse k&#;me d&#;ecek, berabere kalr ya da yenerse ligde kalacaktr. Hoca'dan dua etmesini isterler:
- Hocam bi dua et de takm yensin, he&#; degilse berabere galsn.
Hoca dua eder. Ma&#;n 90 dakikas berabere biter ama Erzurumspor uzatmalarda bir gol yer ve k&#;me d&#;er. Taraftarlar:
-Ne bi&#;im dua ettin" diye Hoca'ya &#;krlar. Hoca:
- Ula uah ben 90 dekke i&#;in dua ettim. Ne b&#;lim gavat uzadacah
ALBAYIN VERDİGİ SOZLU EMIR
Albay, Binbaşı'ya
Yarin güneş tutulacak. Bu her zaman görülen
bir olay değildir. Erleri talim elbiseleri ile
Alay'in talim meydanına getirin de olayı görsünler.
Ben de orada bulunup, kendilerine gereken bilgiyi
vereceğim. Şayet yağmur yağarsa, tabii bir şey
göremeyiz. O zaman erleri, üstü kapalı olan
talimgaha götürün.
Binbaşı, Yüzbaşı'ya
Albay'ın emri ile yarin sabah saat 'da
güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir olay
değildir. Şayet hava kapalı olursa bir şey
görülmeyecektir. Bu halde tutulma, kapalı talimgahta
talim elbisesiyle yapılacaktır.
Yüzbaşı, Teğmen'e
Albay'ın emri ile yarin sabah saat 'da
talim elbisesi ile güneş tutulmasının açılış
merasimi yapılacaktır. Şayet yağmur yağarsa -ki bu
durum pek görülen bir olay değildir- Albay kapalı
talimgahta gereken bilgiyi verecektir.
Teğmen, Başçavuş'a
Yarin sabah hava güzel olursa, talim kıyafeti
ile Albay tutulacak. kapalı talimgahta yağmur
yağarsa, Alay'ın meydanında manevra yapılacak. Çünkü
her zaman görülen bir olay değildir.
Başçavuş, Askere
Yarin sabah saat 'da kapalı talimgahta
Albay'ı tutacağız. Sabahleyin hepiniz talim
teçhizatıyla hazır olun.
Askerler kendi aralarında
Yarin sabah saat 'da bizim Başçavuş,
Albay'ı tutuklayacakmış.
:) :) :) :p :p :p
KADIN- Bugün kiminle karşılaştım biliyor musun?
ADAM- Bilmiyorum, orada değildim.
KADIN- Eski karınla.
ADAM- Ya? Nerede?
KADIN- Markette. Daha doğrusu biz karşılaşana kadar orası marketti; birdenbire cenaze levazımatçısına dönüştü. Hani sanki birbirimize uygün mezartaşı bakıyormuşuz da karşılaşmışız gibi oldu. Birbirimizi öyle abartılı görmezden geldik ki o sıra göbek atmaya başlasak bu kadar dikkat çekmezdi. O hemen büyük omomatik kutularının arasına kafasını gömdü, ben de deli gibi domates seçmeye başladım.
ADAM- Bu yüzden mi şu anda dolapta altı kilo domates var?
KADIN- Ne yapayım? Geri mi verseydim? Seçmiş bulundum bir kere. Benim yine iyi; eski karın altı tane beş kiloluk omomatik aldı. Sinirden ne yapacağını şaşırdı. Elinin titremesinden omolar köpürdü. Hem de ambalajın içindeyken ve bir damla dahi suyla temas etmemişken.
ADAM- Sen ne yaptın, salça mı?
KADIN- Hayır efendim, ben o kadar rahattım ki. Zaten benim rahatlığım onu deli etti.
ADAM- Tabii tabii. O kadar rahattın ki bütün yaz idare edecek kadar domates aldın.
KADIN- Ne demek istiyorsun sen?
ADAM- Bir şey demek istemiyorum. Ama belli ki sen de rahatsız olmuşsun işte.
KADIN- Ben rahatsız filan olmadım. Sadece karının çok gereksiz agresif tavırları beni güldürdü o kadar.
ADAM- Gülerken biraz domates toplayayım diye düşündün
KADIN- Daha ne kadar uzatacaksın bu domates konusunu?
ADAM- Yavrum ne var bunda, karımla karşılaşmışsın, bu da normal şartlarda gergin bir durumdur.
KADIN- Bir dakika, bir dakika Sen şimdi bana?yavrum?eski karına?karım?dedin değil mi?
ADAM- Bilmiyorum Öyle mi dedim?
KADIN- Bırak şimdi. Bal gibi biliyorsun öyle dediğini.
ADAM- Dedimse dedim, ne var bunda?
KADIN- Allahım bu adamın genişliği beni öldürecek Ne söylesek?Ne var bunda? ?Yani benimle konusurken eski karından?karım?diye söz etmen normal mi?
ADAM- Yavrum niye takıyorsun böyle detaylara bu kadar?
KADIN- Rica etsem bana yaşamın içinden bir tane gerekli detay söyler misin? Senin için her şey gereksiz. Ekmeği dilimleyip sofraya getirmek, yemeğe aynı anda başlamak, bir yemeğe giderken ikimizin aynı tarzda giyinmesi ve buna ilave edebileceğimiz bütün vesaireler gereksiz. Hatta sana kalsa eve filan da gerek yok, nezih bir mağara da işimizi görür aslında.
ADAM- Mağara mı? Nereden nereye taşıyorsun tartışmayı?
KADIN- Ne yani, ekmeği elinle parçalama adetin yok mu?
ADAM- Eee ne var bunda?
KADIN- Açıklayayım. Ekmek ilk yapıldığında, yani bundan binlerce yıl önce gerçekten senin yöntemin uygulanıyordu. Yani kabilenin iri yarı erkekleri ekmeği parçalara ayırıp dağıtıyordu. Sonra insanlık bıçağı buldu. Hatta bununla da yetinmedi, bıçak konusunda da derinleşip özel ekmek bıçağını buldu. Hani şu keskin yeri tırtırlı olan, hatırladın mı? Ama sen atalarımızın bu çabalarını hiçe sayıp hâlâ ilk çağdaki yöntemi kullanıyorsun!
ADAM- Yahu sen ne zaman karımla karşılaşsan biz kavga etmek zorunda mıyız?
KADIN- O SENİN ESKİ KARIN!!!
ADAM- Bağırma!
KADIN- Bağırmıyorum. Sadece biraz sesimi yükselttim o kadar.
ADAM- Tamam işte, buna Türkçe'de bağırmak diyoruz ve kesinlikle hoşlanmıyoruz. Mümkünse manyaklaşma.
KADIN- Bak Bunun karınla bir ilgisi yok.
ADAM- Eski karımla!
KADIN- Hoşuna gider diye öyle söyledim, hâlâ onu seviyorsun ya
ADAM- Haydaaaa
KADIN- Ne bu şimdi, haydaaa! Halay mı çekiyoruz?
ADAM- Nereden çıktı karımı sevdiğim?
KADIN- Sürekli karım demenden olacak.
ADAM- Onu sevseydim boşamazdım.
KADIN- Öyle olmadı zaten, o seni boşadı. Biz de bu vesileyle tanıştık hatırlarsan. Bana ilk altı ay karını anlattın ve toplam bir yıl boyunca da karının adıyla seslendin.
ADAM- Her şeyi bu kadar abartmasan olmuyor değil mi? Bir kere boşanmayı isteyen bendim ve sana taş çatlasa iki kere karımın adıyla seslenmişimdir Eski karımın yani
KADIN- Hayret. Boşanmak isteyen biri bu isteği olumlu karşılandı diye neden ağlıyor?
ADAM- Ben mi ağladım?
KADIN- Aralıklarla altı ay boyunca. Ne zaman eski karını hatırlatacak bir şeyle karşılaşsan ağladın. Hatta bu konuyu bir ara öyle abartmıştın ki az kalsın deliriyordum. Ekmek görsen, o da ekmek yerdi, gazete görsen, karım o kadar iyi bulmaca çözerdi ki, görsen Şiar Yalçın'ı yerdin, diyip diyip ağlamadın mı?
ADAM- Ya, sen hakikaten ne acaip kadınsın ya! Nereden uyduruyorsun sen bunları? Evet, tamam gerçekten çok iyi bulmaca çözerdi, bu doğru Hatta bazen öyle zor soruları bilirdi ki, şaşar kalırdım. Mesela bir keresinde ben çözüyorum bulmacayı, bir soruya takıldım kaldım, tamam mı? Soru da öyle kritik bir yerde ki, onu bulsam bütün bulmaca çözülüyor, öyle de stratejik bir yerde Yani nereden baksan altı kelime o soruya bağlı. Soru da üç harflik bir şey, bir tibet öküzü mü, sığırı mı öyle bir şey işte Ulan düşün düşün, yok! Tibet neresi bilmiyorum Zaman içinde öküzlerle karşılaşmışım ama hiçbirine memleketini sormamışım. Hani birader isim nedir, sizin orada size ne diyorlar şeklinde bir muhabbetim olmamış hiçbiriyle. Tibet'te hayvancılık ne durumdadır bilmiyorum Ona da soramıyorum, çok iyi çözüyor ya. Ben de ona karşı, ne var canım senin kadar ben de çözerim tribine girmişim. O da güya benimle ilgilenmiyormuş gibi yapıyor. Ama gözucuyla da nasıl kıvrandığımı görüyor. Yalnız bu arada söyleyeyim ondaki gözucu da kimsede yoktur ha Öyle dikkatlıdir ki kafayı yersin Neyse bir ara kahve getirdim bahanesiyle geldi, tam kahveyi önüme koyarken yine gözucuyla hangi soruya takıldığımı tesbit etti, tamam mı? Bak dikkat et, kahveyi koyarken yani maksimum dört sanıye içinde baktı ve hangi soruya takıldığımı anladı ve aniden YAK dedi Meğer Tibet sığırının adı Yak'mış. Bunun üzerine bir sinirimiz bozuldu, neredeyse bir saate yakın?vallahi bravo YAK diye bildin?diye diye gülmüştük. Olacak şey değil yani, sen tut o arada gör ve Yak diye Aşkım! Hayatım, nereye gitti bu be? Sevgiliiiim! Neredesin? Allah allah! Ne oldu yahu? Ben şimdi kötü bir şey mi söyledim buna?
Yılmaz Erdoğan
bikmisbroker
,
> > IKI DENIZCI
> > Iki denizci oturmus sohbet ediyorlar; - Sana iki
> > haberim var, biri iyi, digeri kotu.- Once kotusunu
> > soyle. - Biz seninle zamanimizin cogunlugunu seferde gecirirken
> > karilarimizin dostlugu cigrindan cikti, ikiside lezbiyen oldu!. -
> > Vay canina!, Peki iyi haberin nedir?. - Senden hoslaniyorum!
bikmisbroker
,
>
>Pakize Suda / H&#;rriyet
> > >
> > >
> > >* B&#;t&#;n kadinlar birbirlerini rakip olarak g&#;r&#;rler. Birbirlerini
> > >kiskanmalari i&#;in ayni meslekten olmalariyla da menfaatlerinin
> > >&#;atismasi falan sart degildir. Ortalikta kendilerinden
>baska
> > >kadinlarin da dolasiyor olmasi, kiskanmalari i&#;in yeterli bir
> > >sebeptir. Yolu kadinlarin g&#;rev yaptigi bir yere, &#;rnegin bir banka
> > >subesine
>d&#;sen
> > >bir kadin, g&#;rd&#;g&#; muameleden bunu sip diye anlayabilir.
> > >
> > >
> > >* B&#;t&#;n kadinlarin mutlaka kosulacak sartlari vardir. "Seninle
> > >evlenirim ama", "dedigini yaparim ama"
> > >
> > >
> > >* Nedense b&#;t&#;n ask siirleri, en duygulu sarki s&#;zleri hep erkekler
> > >tarafindan yazilmistir. &#;ok duygulu olduklari s&#;ylenen kadinlarin
> > >bu sirada ne yaptiklari merak konusudur. Bence kadinlar o
>sirada
> > >diger kadinlari incelemekle mesguld&#;rler. "Ne giymis, ne takmis,
> > >benden g&#;zel mi?" Vs
> > >
> > >
> > >* Erkekler (eger ruh hastasi degillerse) eslerini &#;ok yakin
> > >arkadaslarindan, akrabalarindan, yani olur olmaz herkesten
> > >kiskanmazlar. Oysa kadinlar, hi&#; ayrim yapmaksizin, &#;m&#;r boyunca,
> > >istisnasiz her disiden kiskanirlar kocalarini.
> > >
> > >
> > >
> > >* Kendisinden 30 yas b&#;y&#;k bir kadinla, sirf parasi i&#;in evlenen
> > >pek az erkek vardir. Buna karsilik etraf, babasi, hatta dedesi
> > >yasinda, ama mutlaka zengin erkeklere asik olan(!) kadinlarla
> > >doludur.
> > >
> > >
> > >* Hi&#;bir kadin &#;alistigi yerde &#;st&#;n&#;n kadin olmasini istemez.
> > >Vallahi
>bunu
> > >ben s&#;ylemiyorum, anketler &#;yle diyor.
> > >
> > >
> > >* Erkekler kadinlardan ilgi, sefkat, sevgi disinda pek bir sey
>beklemezler.
> > >Kadinlara bunlar asla yetmez, ilave olarak iki bilezik, bir y&#;z&#;k
>gerekir
> > >&#;ogu zaman.
> > >
> > >
> > >* Gelin-kaynana &#;ekismesinin fikralara ge&#;tigi &#;lkemizde hi&#;
> > >damat-kayinpeder &#;ekismesine tanik oldunuz mu? "Elti gemisi
> > >y&#;r&#;mez" diye bir s&#;z vardir da neden bacanaklar i&#;in s&#;ylenmis
> > >benzer bir laf yoktur?
> > >
> > >
> > >* Evli kadinla iliskiye giren &#;ok az erkek vardir. Buna karsilik
> > >evli erkekle hi&#; d&#;s&#;nmeden iliskiye giren kadin sayisi benim
> > >bildigim, g&#;rd&#;g&#;m, duydugum kadariyla bir hayli kabariktir.
> > >
> > >
> > >* Erkekler bir araya geldiklerinde isten, politikadan, futboldan
> > >bahsederler genellikle. Kadinlar bir araya geldiginde ise vay o
> > >anda orada olmayan diger kadinlarin haline!
> > >
> > >
> > >* Eslerinden, "yorgunum", "basim agriyor" bahanesiyle m&#;mk&#;n
> > >oldugunca ka&#;an kadinlar, ortaya ikinci bir kadin &#;iktigi zaman
> > >aniden kocalarini &#;ok sevdiklerini(!) fark ederler.
> > >
> > >
> > >* Kocasi tarafindan aldatilan kadinlar genellikle bosanmak yerine,
> > >bir &#;ocuk daha yapmayi tercih ederler. Tersi durumda ise erkekler
> > >kadinlar kadar akilli olmadiklari i&#;in bunu gurur meselesi
>yapar
> > >ve kadini hemen bosamaya kalkarlar.
> > >
> > >
> > >* Kadinlar evde aksama kadar istedikleri gibi yasarlar. Ne
> > >karisanlari
>ne
> > >de g&#;r&#;senleri vardir. Erkeklerin aksamdan aksama geldikleri
> > >evlerinde
>pek
> > >de &#;zg&#;r olduklari s&#;ylenemez. Kendilerine durmadan oraya
> > >oturmamasi, sigarasinin k&#;l&#;ne dikkat etmesi, ayakkabisini
> > >&#;ikarmasi hatirlatilir. Kadinlar aksama kadar kocalarinin bilgisi
> > >disinda istedikleri arkadaslarini misafir ederler. Oysa hi&#;bir
> > >erkek karisindan izin almadan eve bir erkek arkadasini getiremez.
> > >Hatta izin alarak bile
> > >
> > >
> > >* Kadinlar her istediklerinde eslerinden izin almadan annelerini
> > >ziyaret edebilirler. Erkekler ne haberli, ne habersiz, yanlarinda
> > >esleri olmadan asla annelerine ugrayamazlar.
> > >
> > >
> > >* Kadinlar b&#;t&#;n iliskilerinde hesap kitap i&#;indedirler. Asla
> > >seffaf degildirler. Hoslanirlar, hoslanmaz gibi davranirlar,
> > >isterler, istemez gibi yaparlar. Esleriyle sorunlarini &#;&#;zmede
>bedenlerini
> > >silah olarak kullananlar bile vardir.
> > >
> > >
> > >* V&#;cutlarini g&#;stermeye bayilirlar. A&#;ik, dar, seffaf, kisa
> > >giyerler. Sonra da "neden bakiyorsunuz?" diye sinirlenirler.
>Aslinda
> > >ama&#;lari baktirmaktir, ama bunu asla kabul etmezler. &#;zg&#;rl&#;kten,
> > >rahatliktan, medeniyetten falan s&#;z ederler. Nereden biliyorsun,
> > >derseniz, ben de kadinim oradan biliyorum.
> > >
> > >
> > >NOT: Istisnalar kaideyi bozmaz.
> > >
> > >(Bu yaziyi okuyan b&#;t&#;n kadinlar kendini istisna olarak kabul
>edecektir.)
bikmisbroker
,
HER EYN DAHA Y ANLATILABLECE BR YOL VARDIR
NewYork'ta, Brooklyn K&#;pr&#;s&#; &#;zerinde dilenen k&#;r
bir dilenci birg&#;n, birairin dikkatini &#;eker.
Dilencinin boynunda asl bir tabela vardr.
air, dilenciye g&#;nl&#;k kazancnn ne kadar
olduunu sorar.
Dilencide
sekiz - dolar kadar olduunu s&#;yler. Bunun &#;zerine
air, dilencinin boynuna asltabelay
ters &#;evirerek bireyler yazar;
'imdi buraya senin kazancini arttracak bireyler
karaladm. Bir hafta sonra yanna geldiimde
bana sonucu s&#;ylersin' der
ve oradan ayrlr.
air, bir hafta sonra dilencinin yanna urayp kendini tantnca dilenci; 'Baym size ne kadar teekk&#;r etsem azdr. Bir haftada kazancm ikiye katland. &#;ok merak ediyorum tabelaya neler yazdnz?' Bunu &#;zerine air g&#;l&#;mser ve: Tabelada
- Doustan k&#;r&#;m, yardm edin - yazyordu.
Bense
- 'Bahar gelecek, ama ben yine g&#;remeyeceim diye yazdm' der.
-komşu nasılsın
-ben bilmem beyim bilir
-he
-ozaman beyini çagır
-sevgi kocan nasıl
-ben bilmem beyim bilir
-peki anan nasıl
-tamam söleme beyin bilir
-yok iyi diyecektim
- iyi günler hanımefendi, bir anket yapıyoruz evde hangi deterjanı kullanıyorsunuz?
- ben bilmem beyim bilir
- nassı yani?
- nassılını da ben bilmem beyim bilir
- hanımefendi ben ana çocuk sağlığından geliyorum.
- hoşgeldin buyır içeri
- doğum kontrol yöntemleri hakkında bilgi verecektim de
- buyır, otur.
- kaç çocuğunuz var?
- on iki dene.
- buradaki dört tanenin dışında da var yani?
- hee onlar okuldalardır
- nasıl korunuyorsunuz?
- ben bilmem beyim bilir
- belli oluyor
- teyze, sen ask nedir bilir misin?
- ben bilmem beyim bilir.
- hö?
-buyır selami abey?
-merhaba neriman abla. ya benim anahtar kaybolmuş da. kapıyı çalıyorum çalıyorum açan yok. benim hanım nerde biliyon mu acaba?
-valla ben bilmem beyim bilir.
-amanın..
-Şey affedersiniz Ayşe Hanım bir fincan kahve var mı sizde bizde bitmiş de
-Ben bilmem beyim bilir
-Sor beyine o zaman
-Ben de beyin ne gezeeeerrrr,ben bişey bilmem beyim bilir
-çocuğunuz kaç yaşında hanımefendi?
-ben bilmem, beyim bilir
-o mu doğurdu çocuğu?
-ne dedin?
-neyse yok bişi, beyine selam söyle.
elinde koskoca klasorle bir kiz, ya$ en fazla
- ne icin basvuruyorsunuz siz?
- evlendim
- yerlesim mi yani
- eeeeeeemmmmmmmmmm
- hanfendi yerlesim mi
- (saga sola bakar)
- hanfendi.. size diyorum, size
- kocama sorsak?
- nasi yani soru $u bakin, bi daha tane tane soruyorum: ne i-cin gi-di-yor-su-nuz?
- ayhh cok heycanliyim da ben.. beyime sorsak?
- hadi bi sorun bakalim
- (kalabaliga dogru:) reeeeeceeeeepppppp!!!! geh bi geh
- (herif gelir) buyrun bayan?
- kariniza soruyorduk da.. ne icin gidiyor diye.. bilmiyor.. siz bilirmi$siniz. ihtimal var mi?
- anlamadim? neyi?
- hasbinallah.. neden geldiniz siz bugun?
- muracaata?
- tamam iste ben de onu soruyorum.. ne vizesi istiyorsunuz diye
- oturum
- hah, $ukurler olsun
- bagyan bana sorsaydiniz ya!!! bunun boyuna bakmayin siz, akil ya$i 12 bunun
- "bu"?
- hanim yani. cok akilli degil
*Hocam .. Benim basim agriyo ..
-Okuyup üfleyelim ..
*Okuyup üflemek mi?
-Eet..
*Beyime bi sorayim ..
-Neden?!
*Ben bilmem, beyim bilir!
-En iyisini allah bilir evladim, gel bi üfliyim ..
sen kilo mu aldın?
-ben bilmem,beyim bilir.
-yok yok zayıflamışsın
-ben bilmem,beyim bilir.
-peki ben nasılım,zayıflamış mıyım?
-ben bilmem,beyim bilir
Aynanın ilk icadı
Köylü adamın biri iş icabı kasabaya inmiş.
Dönerken karısına hediye olsun diyede bir ayna satın almış.
Eve geldiğinde de daha önce hıç ayna görmeyen karısına aynayı vermiş.
karısı aynaya bakınca ağlaya ağlaya anasının yanına koşmüş,
ana ana bak oğlunun yaptığına bunca yıldan sonra üzerime kuma getirmiş diyerek aynayı anasına uzatmış.
Anası aynaya bakınca
"tü gözün kör olmasın damat bu karı hem yaşlı hem çirkin"
isim koyma
Temelin oğlu olmuş ve isim koyması için imamın yanına gitmiş :
- Hocam şu pizum oğlana bi isim koyarmısun?
- Temel şimdi çok isim var sen git kuran dan bi isim bul koy
Neyse Temel gidip bi isim bulmuş ve koymuş. Temel ertesi gün yolda yürürken Hocaya rastlar Hoca sorar :
- Ne isim koydun oğluna?
- Büdü koydum hocam
- Kuran da Büdü diye bir isim var mı?
- Hocam iyyakenabüdü varya
Araba Yarışı
Temel, yıllar sonra kavuştuğu elden düşme Murat arabasıyla yolculuk yaparken bir anda araba arıza yapar.
Yolun kenarına çeker. Motor kapağını açar, ne olduğunu anlamaya çalışırken bir Ferrari yanına yanaşır.
"Hemşerim, arabanın nesi var? Dilersen senin arabayı benimkine bağlayalım,çekeyim seni ilk tamirciye kadar." der.
Çok sevinir Temel Hemen Murat' i kalınca bir halatla Ferrari' nin arkasına bağlarlar.
Ferrari' nin sahibi genci uyarır, "Ben hız yapmayı çok severim.
Eğer farkında olmadan aşırı hız yaparsam,şen selektör yapar beni uyarırsın!"
Delikanlı "Tamam!" der ve yola koyulurlar.
Bir süre sonra Ferrari gaza basmaya başlar, 60,80, derken Murat arkadan selektör yapar.
Ferrari durumu hatırlar ve yavaşlar, bir süre sonra Ferrari tekrar gaza başar,
70, 80, Murat tekrar hatırlatır.
Ferrari yavaşfunduszeue.infoına böyle devam ederlerken bir Lamborghini Ferrari' ye yaklaşır ve Kapışalım mi?" der.
Ferrari yanıtlar,
-"Nesine?"
-Lamborghını " km. ötedeki benzinliğe ikinci varan, ilk varanın deposunu doldurur."
Ferrari kabul eder ve yarışa başlarlar.
, , , Gaza basmaktadırlar.
O arada trafiği kontrol eden polis helikopterinde görevli polis Genel merkeze bilgi vermektedir,
"Komiserim, şehrin kuzeyindeki yolda trafik güvenliği tehdit altında!!!3 araç yarış yapıyor.
Bir Ferrari ile bir Lamborghini saatte km hızla yanyana gidiyorlar,
arkadan da bir Murat onları geçmek için 10 dakkadır selektör yapıyor!".
Lamba Cini
Temel yolda yürürken, yerde eski püskü bir lamba görür ve bir tekme sallar,
lamba 10 metre ileri yuvarlanır. Birdenbire lambanın içinden devasa bir cin
çıkar ve bütün heybetiyle Temel' e sorar :
- Dile benden ne dilersen !
Temel cevap verir :
- Özür dilerim
Bardak
Bizim temel uyumadan önce herzaman yanına bir dolu
bardak birde boş bardak alırmış. bir gün karısı fadime
dayanamamış ve sormuş"yav temel dolu bardak ne için"
temel:uykumda ya susarsam?
fadime: e boş bardak niye?
temel:ya susamazsam?
Otelci
Otelci Temel'in kapısını bir gece bir İspanyol asilzadesi çalmış.
-Boş odanız var mı?
-Kimsunuz?
-Jose de Santana de Monte Cristo de Santa Cruzo.
-Haa, pu kadar uşağu alacak yerum yok!
YOLDA ORDA BURA HIC BASKALARININ KONUSMALARINA KULAK MISAFIRI funduszeue.info BIKAC ORNEK
*.yer: bagdat caddesinde bir mekan
yeni tanışmış bir cift muhabbet kurmaya calismaktadır:
caddecan: ya sen telefon numaranı versene bana mesaj
olayına falan akarız.
verengül: yani şimdi ben haftada
5 hat deistiriyorum versem bile ulaşamazsın.(!?!?!?!)
*.kadıkoy minibusundeim :
1.kız : ayyy pelin biliomusun omeri gordum cok yakısıklı olmus.
2. kız : hadı yaa!!hanı su eskı mahelledekı karga burunlu omer mi?
1. kız : eveeettt!oha fln oldum yanii !!! oha oha bin kere ohaaaaa!!!
ustunde tommy gomlek boleee, altında tommy panti, dızel ayakkabı offff! bana merhaba dedi biliomusun!!
2. kız : hadi yaa! oha yaa o cok cirkindi
1.kız : halen cirkin ama cok yakısıklı olmus!!!
*.mekan: taksim burger king tuvaleti
aynanın karşısında iki tiki durmaktadır. pembe puma ayakkabılı şişman tiki:
(kikirdeyerek) ayyy şimdi ben fatihi mi erdemle aldatıyorum yoksa erdemi mi fatihle aldatıyorum anlayamadım gitti yane!
İsviçre Laboratuarlarında;
4 kavanoza 4 barsak solucanı atmışlar,
funduszeue.info Alkol varmış, solucan hemen ölmüş.
funduszeue.info Nikotin varmış, solucan hemen ölmüş.
3.sünde Sperm varmış, solucan hemen ölmüş.
4.sünde Yeşil yapraklar varmış, solucan üremeye başlamış.
Deney Sonucu:
Alkol alıp, Sigara içtiğiniz ve Seks yaptığınız sürece
barsaklarınızda kurt olmaz.
Ot gibi yaşarsanız her tarafınız kurtlanır .
Yıl Aylardan Mayıs. Osmanlı ordusu Bizans kapılarına dayanmış.
allah allah sesleri duyulur.
fakat fetih işi zora saplanmış. İstanbul'un fethinde sorunlar yaşanıyor. Fatih Sultan Mehmet havlu mu atıyor ne? Allahtan Valide Sultan dişli bir dişi. Her güçlü erkeğin arkasında dişli bir dişi vardır. İnanmayan tarihe baksın. Tarihte devam mecburiyeti ve seçmeli dersler vardır. Temize çekerken olayları ak sakallı tarihçiler, unutmuşlar kadınları yazmayı. Oysa her vaka-i hayriyede Hayriye gibi bir kadın vardır.
FATİH : Fethetmiyorum ulan fethetmiyorum. İstanbul'u artık hiç fethetmiyorum. Israr etme Valide, fethetmiyorum.
VALİDE : Aman devletli evladım, streslere gark olmayasuz. İstanbul'u fethetmeye mecbursun. Bu hususta muvaffak olamazsan koca Osmanlı'da herkes karalar bağlayacak. O kadar siyah elbiseyi nereden bulacağız. Sevgili yavrum, bizi Neslihan Yargıcı'ya mahkum etmeyiniz. Çok kazıkçı diyorlar.
FATİH : Mahfoldum Valide, ne gecem kaldı, ne gündüzüm. Pazar günleri bile açığım. Yirmi bir yaşındayım ben Valide, millet boğazda rakı içecek diye kendimi çar çur edemem. Bu ne yaman çelişki Valide.
VALİDE : Aman Padişahım. Mehmedim, ikinci Mehmedim. Kapris yapmayasuz. Siz şol İstanbul'a artist olmak için gelmediniz. Siz bu fethi eylemezseniz ikinci köprüye kimin adı verilecek.
FATİH : Yok ya? Koskoca İstanbul'u şeyimizden ter atarak fethedeceğiz, ondan sonra içine edecekler. Yok öyle yağma.
VALİDE : Nereden bilirsin evladım içine edileceğini.
FATİH : Ben mallarımı tanırım Valide. Aha, şuraya yazıyorum. Şu Haliç var ya Haliç, önce orayı maffedecekler. Biri diyecek Haliç "benim gözüm gibi olacak" diğeri diyecek, "yok, asıl benim gözüm gibi olacak." Göreceksin sonunda Haliç, benim GÖZÜM gibi olacak.
VALİDE : Sükut evladım sükut. Böyle laflar yakışıyor mu size? Zinhar böyle şer beyanlarda bulunmayasuz. Fethedesiniz Konstantiniye'yi, orta çağ kapana, yeni çağ açıla. Tebamız çağ atlaya.
FATİH : Fethetmiyorum Valide, fethetmiyorum.
VALİDE : Tarihi değiştirmeye muktedir değiliz haşmetli evladım. İstanbul'u almak senin alnına yazılmış. Bak (Fatih'in alnından okur.) Al Mehmet al, Mehmet İstanbul'u al.
FATİH : (Çok şaşırır.) Yapma ya? Öyle mi yazıyor hakkatten? Dikkatli bak Valide, daktilo hatası falan olmasın.
VALİDE : Hayır evladım. İlahi yazılarda hata olmaz inanmazsan al kendin oku. (Bir ayna tutar Fatih aynadan okur.)
FATİH : La temhem la, ulubnatsi temhem la. Ne demek oluyor bu Valide.
VALİDE : Evladım ayna olduğu için tersten okuyorsun. Doğrusu, "al Mehmet al, Mehmet İstanbul'u al"
FATİH : Öyle ya O halde alacağız Konstantiniye'yi başka yolu yok. Fakat Valide, bir terslik olur da, İstanbul'u başka bir Padişah alacak olursa, çok mühim bir vasiyetim olacak.
VALİDE : Nedir evladım söyle?
FATİH : Topkapı Sarayı'nı Topkapı'ya kurmasınlar, sapa kalıyor. Oraya otogar
yapılsın, Tatlıses Turizme yer ayrılsın.
VALİDE : Başüstüne evladım. Vasiyetine ekleyecek başka birşey var mı?
FATİH : Var Valide var. Vasiyetim daha bitmedi. Derhal İstanbul'a felç halinde bir trafik eylensin, tebam yollarda fıtkı olsun. Denizlerin içine edilmek suretiyle balıklar telef eylensin, balıklardan boşalan yere koyunlar konuşlansın. Boğaz sırtları Arap kardeşlerimize verilsin. Rus, Bulgar, Romen ve bilcumle Şark blokuna mensup kadınlar Laleli'ye yerleştirilsin. Sokak ve caddeler devamlı kazılsın ve kat'a doldurulmasın. İSKİ'nin çukuru PTT'ninkinden alçak olsun. Suların akmasına mahal verilmesin. Buna rağmen sular inatla akmaya devam ederse derhal bütün oylar Refah'a verilsin. Gecekondulara önce tapu verilsin, seçimden sonra hepsi yıkılsın. Bütün mafyalar illere göre adilce dağıtılsın. Pazar mafyası Malatyalılara, hamal mafyası Maraşlılara, arazi mafyası Çorumlulara, otopark mafyası Tokatlılara verilsin. Bütün tiyatrolar yıkılsın. Yerlerine birahaneler yapılsın. Tebam temsil seyredeceğine, devamlı bira içip, devamlı çişe gitsin. İstanbul'a tramvay yapılsın. Sonra tramvay kaldırılsın. Sonra tekrar tramvay yapılsın. Sonra tramvay kaldırılıp yerine yine tramvay yapılsın. Sonra tramvay yine kaldırılıp yerine bir türlü metro yapılamasın. İstanbul'un bilimum pazarcı esnafı, tedris ve terbiye edilsin. Sabahın erken saatlerinde, bilhassa tebam en derin uyukudayken "Patates soğaaaaaan!" diye bağırtılsın. "Patates soğaaaaan! Kurabiye bunlaaaaar! Patates soğaaaaan Aygaaaaaz " Çok istiyorsan fethedeyim konstantiniye'yi Valide ama olacağı bu haldir. BEN MALLARIMI TANIRIM
adamn biri ormanda gezerken birden arkasnda kocaman bir ay belirmi ve onu kovalamaya baslam. adam b&#;t&#;n g&#;c&#;yle ka&#;yormu ama her arkasna bakta aynn daha yaklam olduunu farkediyormu. dakikalarca s&#;ren bir ka&#;n sonunda adamn aya yerdeki dala taklm, ay adamn &#;zerine atlam, pen&#;esini kaldrm. tam vurmaya hazrlanrken adam "allah!!!" diye barm. bir anda zaman durmu, ay donmu, ormandaki nehir bile akmaz olmu
orman kararmis ve g&#;ky&#;z&#;nden bir isik h&#;zmesi adamin &#;zerine parlamis. &#;ok derinden gelen ilahi bir ses adama: "yillarca bana inanmadin, yaratilisi kozmik bir kazaya bagladin, sana bu durumda yardim etmemi mi istiyorsun? seni sevgili bir kulum mu saymaliyim?" demis.
Adam kna skna: "Biliyorum bunca yildan sonra dindar biri olmayi istemem haksizlik, ama belki ayy dindar yapabilirsiniz." demis.
Ses: "Peki." diye karsilik vermis ve isik kaybolmus.
nehir tekrar akmaya baslamis. hersey eski haline d&#;nm&#;s. ayi pen&#;esini indirmis, iki pen&#;esini de g&#;ge dogru &#;evirmis, ve konusmaya baslamis:
- "ya rabbi, senin rzknla orucumu a&#;yorum, hamdolsun verdiin nimetlere"
mpalalarn, avrolelerin tedav&#;lde olduu d&#;nemlerde ge&#;iyor olay.
Alemci bir abi, arabann arkasna davul zurnacy alm geziyor
Davulcu ve zurnac d&#;nemin arklarn, t&#;rk&#;lerini, oyun havalarn &#;alyor
Abi de bir yandan arabay kullanrken, bir yandan da birasn i&#;iyor
Arka koltuk orkestras kvamna gelmi, coku i&#;inde &#;almay s&#;rd&#;r&#;rken
Birden m&#;zik kesiliyor, davul-zurnac susuyor.
Abi birasndan bir yudum, sigarasndan bir nefes &#;ekiyor
Dikiz aynasndan orkestrasna bakp soruyor:
"N'oldu lan? Niye sustunuz?"
Adamlar abiye cevap veriyorlar:
"Abi Mezarln &#;n&#;nden ge&#;iyoruz da"
Abi, "Haaaaa" diyor, "Fatiha'y &#;aln lan o zaman!.."
Çevra Bakanı makam Arabası böyle olmalı ama dimi)
bizimkilerin ki böyle olur ama!
Girin internete a&#;in portlarinizin hepsini. Hi&#; bi yere sifrede koymayin. Erkenden yatin uyuyun sabah ge&#; kalkin veya kapersky 6 yi zone alarm ve webroot SS varken kurun
Hi&#; bilemediniz bi ka&#; hacker sitesine statik ip ile girip &#;kn, bol bol da admin ve modlarla dalasin oldu bittiiiiiiii
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası