KİTABIN KONUSU:
Milii Mücadele Dönemi’nde Anadolu ve Rumeli’de işgal kuvvetlerinin insanlık dışı davranışlarından dolayı halkın yaşadığı acı verici olaylar.
KİTABIN ÖZETİ:
İnterneti daha hızlı dolaşın. Google Araç Çubuğuyla birlikte Firefoxu da alın
Yazar, kaleme aldığı bu eserinde yılları arasında yaşanan Milli Mücadele Dönemi’nde vukuu bulan bazı acıklı ve trajedik olayları okuyuculara aktarıyor.
Hepimizin de çok iyi bildiği gibi Milli Mücadele Dönemi Türk halkı için bir kahramanlık ve ızdırap dönemi olmuştur. Yazar da bunu eserinde ustaca ele almış olduğu olay ve hikayelerle sade ve açık bir şekilde okuyuculara iletiyor.
Yazar kitabında genelde Ege Bölgesi’nde meydana gelen olayları ele alıyor. Özellikle, Türk tarihi için büyük bir felaket olan güzel İzmir’in işgali ve düşman kuvvetlerinin buradaki halka yapmış oldukları zulüm ve hakaretler büyük bir yer alıyor yazarın “Milli Savaş Hikayeleri” adlı eserinde. Bu işgaller karşısında çaresiz kalan halıkın aciz durumu da tüm açıklığıyla ortaya konuluyor.
Kitapta bulunan bazı hikayelerde de Yunan kuvvetlerinin Batı Anadolu’yu işgali sırasında yerli halka yapmış oldukları insanlık dışı işkenceler tanıklarıyla belirtiliyor.
Yunan askerlerinin çoluk çocuk, kadın erkek ayrımı yapmadan sadece Türk olduklarından dolayı suçsuz insanlara yapmış oldukları işkenceler, tecavüzler, gasplar, dramatik bir şekilde bu hikayelerde yerini buluyor.
Ayrıca, bu dönemde Türk Halkının içine düşmüş olduğu çaresizlik, yoksulluk, umutsuzluk bu hikayelerde çeşitli tasvirlerle işleniyor. Ama tüm hikayelerin sonunda Türk insanının doğuştan sahip olduğu kahramanlık ve vefakarlık gibi erdemlerde konu ediliyor.
Bu zor dönmede yaşanan bazı ihanetler de kaçmıyor yazarın kaleminden. Yüzlerce yıl Türk topraklarında rhat bir hayat yaşayan, hatta maddi durumlarını yerli halktan kat kat daha iyi bir duruma getiren yabancı uyruklu vatandaşların (!) memleketi soydaşlarına nasıl şerefsizce peşkeş çektiklerini, yıllarca beraber yaşadıkları yerli halka olan ihanetleri yazar tarafından aleni bir şekilde anlatılıyor.
Kısacası, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun bu eserinde işlenen ana tema bütün bu işkencelere, ihanetlere ve yoksulluğa karşı Türk halkının vermiş olduğu kurtuluş Mücadelesidir. Çekmiş olduğu tüm eziyetlere rağmen vatanseverliğinden, namusundan ve onurundan bir nebze de olsa ödün vermemiş bu insanların çileleri, hasretleri, özlemleri ve acıları bu eserde en çarpıcı örneklerle yansıtılıyor.
KİTABIN ANAFİKRİ:
Türk Halkının düşman işgalinden ve yoksulluktan dolayı çektiği çileye rağmen kendini ezdirmeyişi, bağımsızlık ve vatan uğruna gerekirse canını seve seve verecek kadar vefakar olduğu.
KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Yazar yılları arasında yaşanan Milli Mücadele Devri’nde halkın içinde bulunduğu kötü durumu ele alıyor. Olaylar genelde ızdırap ve acı verici hadiselerden oluşuyor. Kitabı genel olarak ele alacak olursak, dokuz yaşında bir kız çocuğunun yaşadıklarından, yetmiş yaşında bir dedenin hayatını vatan için kahramanca feda etmesine kadar bir çok olay ve şahıs yer alıyor.
KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER:
Kitabı okuduuğumda kendimi olayların içinde, sanki olayları yaşıyrmuş gibi hisettim. Bu da yazarın ne kadar iyi bir uslüp kullandığını ortaya koyuyor. Ayrıca olayları sade ve açık bir şekilde ifade edişi de esere ayrı bir güzellik katıyor. Okurken duygulanmamamk ise elde değil. Gerçekten geçmişimizi öğrenmemiz açısından okunması gereken bir yapıt.
KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ:
27 Mart da Kahirede doğdu. İlköğrenimine ailesiyle birlikte gittiği Manisada başladı. te İzmir İdadisine girdi. Babasının ölümünden sonra annesiyle yine Mısıra döndü, öğrenimini İskenderiyedeki bir Fransız okulunda tamamladı. de başladığı İstanbul Hukuk Mektebini bitirmedi. da arkadaşı Şehabettin Süleyman aracılığıyla Fecr-i Âti topluluğuna katıldı. da tedavi olmak için gittiği İsviçrede üç yıl kadar kaldı. Mütareke yıllarında İkdam gazetesindeki yazılarıyla Kurtuluş Savaşını destekledi. de Ankaraya çağrıldı ve bazı görevler verildi.
te Mardin, de Manisa milletvekili oldu. Bir yandan da gazeteciliğini ve roman yazarlığını sürdürdü. Kadro Dergisi de Vedat Nedim Tör, Şevket Süreyya Aydemir, Burhan Asaf Belge ve İsmail Hüsrev Tökin ile birlikte Kadro dergisinin kurucuları arasında yer aldı. Savunduğu bazı görüşler aşırı bulunduğu için Kadro dergisinin te yayımına son vermek zorunda kalmasından sonra Tiran elçiliğine atandı. Daha sonra te Prag, da La Haye, de Bern, da Tahran ve de yine Bern elçiliklerine getirildi. 27 Mayıs tan sonra Kurucu Meclis üyeliğine seçildi. Siyasal hayatının son görevi arasındaki Manisa milletvekilliği oldu. 13 Aralık te Ankarada öldü
ESERLERİ
Roman: Kiralık Konak, Nur Baba, Hüküm Gecesi, Sodom ve Gomore, Yaban, Ankara, Bir Sürgün, Panaroma, 2 cilt, Hep O Şarkı. Hikaye Bir Serencam, Rahmet, Milli Savaş Hikâyeleri.
Anı: Zoraki Diplomat, Anamın Kitabı, Vatan Yolunda, Politikada 45 Yıl, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları.
Diğer Roman Özetleri
Kitap Özetleri
« Anamın Kitabı Özeti Yakup Kadri KARAOSMANOĞLUSodom ve Gomore Özeti Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU »
Alt Kategoriler:PDF
Yakup Kadri Karaosmanoğlu, (d. 27 Mart , Kahire, Mısır ö. 13 Aralık , Ankara) Romancı, gazeteci, şair ve diplomat.
A. HAYATI
Yakup Kadri Karaosmanoğlu, 27 Mart da Kahirede doğar. Babası Karaosmanzâdelerden Abdülkadir Bey, annesi İkbal Hanımdır. Yakup Kadri asır sonlarında ismi tarihimize karışan, Karaosmanoğullarının erkek kuşaktan gelen torunlarındandır. Ailesi Yakup Kadri 6 yaşındayken Manisaya yerleşir ve yaklaşık 7 yıl burada kalır. Yakup Kadri için Manisa çok önemlidir. Çocukluğunun bir döneminin geçtiği bu yeri şöyle anlatır:
Küre-i arzın hiçbir suyu bana bunun kadar, munis ve aşina değildir; çocukluğumun en ferahlı günleri Gediz Çayının kenarında geçti Herhangi bir derme çatma tekneye atlayarak bu adaların aralarında dolaşmak en sevdiğim eğlencelerden biriydi.
Yakup Kadri burada Çaybaşı Feyziye Mektebinde ilköğrenimine başlar (). İlkokul devresinde bile büyük bir okuma hevesine sahiptir. Evleri kitap dolu varlıklı bir ailenin çocuğudur. Annesi onun tahsil ve terbiyesine önem vermiştir. Bütün Türk analarının kendisine benzemesini istediği anası, ona kış gecelerinde Ekmekçi Kadın, Monte Cristo gibi romanlar okur. Bunların kendisinde edebiyat aşkı uyandırdığını söyler. Annesinin okuduğu Monte Cristo onda derin etkiler bırakır.
Aile yılında İzmire taşınır. Yakup Kadri burada İzmir İdadisine devam eder. İzmirde tanıdığı Akhisarlı Abdullah Rahmi, Yakup Kadriyi edebiyata yönelten kişidir. İzmir İdadisinde okursa da () bitiremeden babasının vefatı üzerine annesiyle birlikte Mısıra döner. İskenderiyede Fransız Frerler Mektebinde ve İsviçre Lisesinde okuyarak ortaöğrenimini tamamlar (). II. Meşrutiyetten biraz evvel ailesiyle Türkiyeye gelip İstanbula yerleşir. de Mekteb-i Hukuka kaydolarak üçüncü sınıfa kadar okur.
İzmirden arkadaşı Şahabeddin Süleymanın teşviki neticesinde, Refik Halid (Karay), Ali Faik (Ozansoy), Celal Sahir (Erozan) ve Müfit Ratipin toplantılarına katılır. Bu toplantılar Fecr-i Âtinin kuruluşunu hazırlar. yılına kadar Yakup Kadri, edebiyatta ferdiyetçi bir tutum sergiler.
Osmanlı için yıkımın ve acıların yaşandığı yılları arasında, edebiyatta millîleşmenin ortaya çıktığı görülür. yılından itibaren Yakup Kadri, acıları, savaşları içeren hikâyelerini İkdamda neşretmeye başlar. yıllarında Üsküdar idadisinde edebiyat ve felsefe muallimliği yapar.
Daha sonra İsviçrede bir süre tüberküloz tedavisi görür. İstanbula döndüğünde ikdam gazetesi yazarı olarak Millî Mücadeleyi destekleyen yazılar kaleme alır (). Daha sonra Ergenekon adlı kitabında toplayacağı bu yazılarından dolayı de Ankara hükümetinin çağrısı üzerine Anadoluya geçer. Savaştan sonra Tedkik-i Mezâlim Heyetinde görevli olarak Kütahya, Simav, Gediz, Eskişehir, Sakarya civarını dolaşır. II. Büyük Millet Meclisine önce Mardin () daha sonra da Manisa ( ) milletvekili olarak girer.
Milletvekilliği süresince Hâkimiyet-i Milliye, Cumhuriyet ve Milliyet gazeteleriyle, imtiyaz sahipliğini yaptığı Kadro dergisinde edebî ve siyasî yazılar kaleme alır. Kadro, Kemalist devrimleri yanlış yorumladığı ve temel ilkelerin saptırılmak istendiği iddialarından dolayı kapatılır. Kadro dergisi ve Yakup Kadriyle ilgili Adile Ayda edebî hatıralarında şunları aktarır:
Yakup Kadrinin kayınbiraderi Burhan Belge ve arkadaşları aralarına Yakup Kadriyi de alarak Kadro adlı bir dergi çıkartmağa başlamışlardı. Dergi bugünkü deyimiyle solcu bir dergi idi ve herkes Yakup Kadrinin bu işe karışmasına şaşıyordu. Atatürkün bu dergiye çok sinirlendiği söyleniyordu. yılında Atatürkün sabrı tükendi ve dergi kapatıldı. Gazi mecmuayı kapatmakla iktifa etmedi. Çıkaranları çil yavrusu gibi dağıttı. Yakupa da sefirlik şeklinde piyango isabet etti. Amma kim ne derse desin. Bu bal gibi sürgündür
Böylece Yakup Kadri ün sonlarından itibaren Tiran, Prag (), Lahey (), Bern (), Tahran () ve tekrar Bern () elçilik görevleriyle zoraki diplomatlık mesleğine girmiş olur. te emekli olarak Türkiyeye döner.
27 Mayıs İhtilâlinden sonra kurucu meclis üyesi ve Cumhuriyet Halk Partisi Manisa milletvekili () olur. de Atatürk ilkelerinden uzaklaştığını ileri sürerek partisinden ayrılır. te siyasî hayata tamamen veda eden Karaosmanoğlunun son resmî vazifesi Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu başkanlığıdır. 13 Aralık te Ankarada ölen Yakup Kadri, istanbul-Beşiktaşta Yahya Efendi Mezarlığına annesi ikbal Hanımın yanına defnedilir.
B. ŞAHSİYETİ VE SANATI
Hasan Ali Yücel, Yakup Kadrinin karakter özellikleri hakkında şunları söyler:
Zaman zaman kendisini zedeleyen, hırpalayan beden yıkımları ve acıları, bu narin vücut içinde, onun sinirlerini en korkunç sarsıntılara dayanır hale getirmiştir. Istırap, Yakup Kadrinin bütün hayatında zekasını ve duygusunu biledi. Eserlerindeki ve hayatındaki şimşekler, daha çok menfi elektrik yüklü bulutların çakışlarıdır. Fakat bu hal, onu hiçbir zaman somurtkan bir insan yapmamıştır. Çünkü içi hayat doludur, hareket doludur.
Çocukluğunun ilk yılları Kahirede geçtiğinden Mısırın egzotik havası onun hayal iklimini etkiler. Burada Batı ve Doğu sanatçılarını, âlimlerini okuyup tanıma fırsatı bulur. İzmirde Akhisarlı Abdullah Rahmi ona edebiyat aşkını aşılar. Ahmed Midhat, Muallim Naci, Recaizade Mahmud Ekrem ve Abdülhak Hamid Tarhanın eserlerini okur. O günleri bir yazısında Yakup Kadri şöyle dili getirir:
Baha Tevfik, Şehabeddin Süleyman ve ben birbirimizden hiç ayrılmaz coşkun şiir meczubu idik. İzmir askeri kıraathanesi ve Kemeraltında Giritli Ali Efendinin kütüphanesi her günkü içtimai yerimizdi. Baha Tevfik mühtehzi ve reybi, Şehabeddin Süleyman coşkun ve gürültücü; ben, utangaç ve sükûtî akşamüstü mektepten çıkar çıkmaz koltuğumuz altında bir yığın kitap, bizi bekleyen genç zabit Ömer Seyfettin ile görüşmeye giderdik.
yılında Şehabeddin Süleymanla Ümit dergisini çıkarır. İbsenin Hortlaklar eserine nazire olarak Nirvana adlı tiyatrosunu yazar. Yazı hayatının başlarında daha ziyade tenkitleriyle tanınan Yakup Kadrinin çeşili yazıları Çığır, Dergâh, Genç Kalemler, Güzel Sanatlar Mecmuası, Hayat, İctihad, İnci, Jale, Meydan, Muhit, Musavver Muhit, Musavver Eşref, Musavver Hâle, Peyâm-ı Edebî, Nevsâl-i Millî, Resimli İstanbul, Rübâb, Servet-i Fünûn, Şebâb, Şiir ve Tefekkür, Tercüman, Tercüman-ı Hakikat, Türk Yurdu, Varlık, Yeni İstanbul, Yeni Mecmua, Yeni Nesil gibi gazete ve dergilerde yayımlanır.
yılında Fecr-i Âti topluluğu içinde yer alır. İlk defa bir edebiyat topluluğu içinde yer alan Karaosmanoğlu, bunun verdiği heyecanla atılgan, yöneltilen eserlere hararetle cevap verir. Yahya Kemalin neo-klasik bir edebiyat ortaya koyma gayretlerinin neticesi olan nev-Yunânîlik bir müddet onu etkilemiştir. Yakup Kadri, Balkan Harbine dek, sanat şahsî ve muhteremdir düsturu ile yazılar yazar; ancak memlekette düşman top sesleri işitilmeye başlandıktan ve yakılan köyleri gördükten sonra, sanatın şahsiliğinden sıyrılarak toplumsal olana yönelir.
yılında Kadroda çıkan yazısında, Garp emperyalizmasının kandan ve yağmadan gözü dönmüş kurt sürüleri, bütün vahşeti ile bizim zavallı ağıllarımız üstüne de saldırdı ve ortada, ne edebî cemiyetlerden ne mukaddes sanat davalarından eser kaldı. O zaman bütün acı ve serahatiyle anladım ki, istiklali uğrunda o derece ter döktüğüm sanat, evvela bir cemiyetin, bir milletin ifadesi diyerek sanat görüşündeki değişimi açıklar.
Yakup Kadri kendi sanatındaki bu değişimi, Kiralık Konakın şair kahramanı Hakkı Celise de söyletir:
Mensup oldukları milletin itikadarını, gazalarını, hezimetlerini, elem ve neşatını terennüm eden o büyük halk ve millet şairleri, benim için daima mübarektirler.
I. Dünya Savaşı ve yaşanılan hüsranlar, Karaosmanoğlunu, romantizme, ardından mistisizme yönlendirir. Erenlerin Bağından isimli eserini bu hislerle kaleme alır. Sürekli bir arayış içinde olan yazar, İstiklal Harbinden sonra ümitsiz ve karamsar halinden kurtulur. Naturalizmin ağır bastığı bir anlayışı benimser. Eserlerinde geçmişinden sürekli yararlanır. Bir röportajında hatıralarının eserlerine nasıl yansıdığını anlatır.
Zaten ben bütün romanlarımı hatıralarımla yazdım. Gördüklerimin ve duyduklarımın hatırası. Ben muhayyilesi zayıf bir insanım. Öyle zannediyorum ki, bende en kuvvetli olan taraf duygu hafızasıdır. Duymuş, yaşamış olduğum hisleri çok iyi hatırlarım ve işte eserlerimde hep onları anlatırım.
Yakup Kadri, Millî Mücadele yıllarında Tetkik-i Mezalim Heyetiyle memleketi dolaşırken gördüğü manzaralardan sonra, millî edebiyatın vatanını Anadoluda bulacağını anlar. Millî Savaş Hikayelerinde ve Yabanla başlayan roman serisinde bundan sonra hep bu toprakların hikmetini dile getirecektir:
Hiç iğrenmeden, hiç korkmadan, çekinmeden, bu tozlara, bu topraklara doğru eğileceğiz; onları terimiz ve gözyaşlarımızla yuğuracağız ve hasretini çektiğimiz güzellik abidesini işte bu çamurdan ve bu hamurdan yapacağız.
Sanatkârâne ifadeyi hiç bırakmamakla beraber, Yakup Kadri, üslûbunun gücü ile gerçeğin trajedisini birleştirir. Millî Mücadelenin bir destan olduğuna inanır. O günlerde yazılmış makalelerini ve hikâyelerini Ergenekon adı altında toplaması bu arzusunun ifadesidir.
Geniş kültür birikiminde birbirinden farklı pek çok şahsiyet ve akımın izleri bulunan Yakup Kadrinin mensur şiir tarzı denemeleri başta olmak üzere eserlerinde tasavvufi hikmetler, Kitâb-ı Mukaddesten kıssalar, Yûnus Emre, Fuzûlî, Karacaoğlan gibi yerli şairlerin yanında İbsen, Maeterlinck, Proust, Nietzsche, Bergson gibi Batılı yazar ve filozofların da tesirleri görülür.
Kendisinin de kabul ettiği gibi Fransız realist ve natüralistlerini benimsemiş olan Yakup Kadrinin romanları bu akımlara uygunluk gösterir. Bunlarda daima bozulan cemiyet ve fertleri konu almış, kahramanlarını da muhayyilelerinde canlandırdıkları ile cemiyet gerçeğinin çarpışmasından doğan hayal kırıklığına uğramış kişilerden seçmiştir. Bilhassa erkek kahramanların hayat karşısında bedbin, tatminsiz, hatta psikopat olmaları, hayatı ızdırap verici ve çekilmez kabul etmeleri daima kötüyü tahlile çalışan naturalizm akımına uygun düşmektedir. Daha ilk hikâyelerinden başlayarak kötülüklere, musibetlere, günaha mahkûm, çoğunlukla irade yoksulu olarak çizilen kahramanlar Yakup Kadrinin mizacına uygun düşen fatalizmden (kadercilik) kaynaklanmaktadır. Kenan Akyüz, onun eserlerinde kullandığı üslûbu hakkında şunları söyler:
Bütün romanlarını -Bir Serencamdaki ilk hikayeleri hariç- bütün hikayelerini sosyal temalara dayandıran Karaosmanoğlunda sağlam bir gözlem yeteneği vardır. Sağlam bir üsluba sahip olan yazar, karakterlerini eserlerinde başarılı olarak canlandıran ve fikir bakımından yüklü olan roman, hikayelerini bu kuruluktan kurtarabilmek için birer aşk eklemiştir. Fakat ikinci planda kalan bu aşk olaylarından başka, roman ve hikayelerini cazipleştiren asıl mühim âmil, onun titiz bir üslûbçu oluşudur. Gerçekten onun üslûbu, Halid Ziyadan sonra, son devir Türk romanında görebildiğimiz en sağlam üslûbtur.
C. ESERLERİ
Romanları
arasında 9 romanı yayımlanmış olan Yakup Kadrinin bu eserlerinin en belirgin özelliği bir devir romanı (nehir roman) oluşlarıdır. Türk toplumunun 75 yıllık tarihini sıraya koymak istediği için romanları böyle nitelendirilmiştir. O, bir çöküş dönemi romancısıdır. Bu seçim onun kötümser dünya görüşüne uygun olmakla birlikte, o aynı zamanda yaşadığı dönemin tanıklığını da üstlenir. Her bir romanı, çöken Osmanlıyı oluşturan bir kurumun yozlaşmasını ele alır.
Yakup Kadri topluma, kişilere ve olaylara kendi mizacı ve fikirleri açısından bakan bir romancıdır. Romanını besleyen kaynaklar, yazarın özel hayatı, duygu, fikir ve hatıraları ile toplumun geçirdiği tarih dönemleri ve büyük hadiselerdir.
Millî Mücadeleye kadar yazdığı romanlarındaki kahramanlar kötümser ve pasifken, daha sonra yazdıklarında bu kahramanların mücadeleci ve aktif oldukları görülür. Romanlarının çoğunda kendine benzer tipler oluşturur: Kiralık Konakta Hakkı Celis, Nur Bahada Macit, Yabanda Ahmet Celal, Yakup Kadri gibi düşünür ve davranırlar.
Kiralık Konak (): Tanzimattan I. Dünya Savaşının sonuna kadar yetişmiş üç neslin düşünüş ve yaşayışlarındaki değişiklikleri ele alarak ailenin çöküşünü anlatır. Üç nesli barındıran konak, Osmanlının sembolüdür. Seniha, Faik, Hakkı Celis hiçbir sağlam değere sahip değillerdir.
Nur Baba ():Anadolunun Türkleşmesinde ve İslamlaşmasında büyük önem taşıyan tekkelerin toplum için zararlı bir hale dönüşmelerini ele alır. Yakup Kadrinin en çok eleştirilen eseridir.
Hüküm Gecesi (): Politik bir romandır. Yakından tanıdığı siyaset ve basının yozlaşmasını anlatır.
Sodom ve Gomore (): İşgal altındaki Osmanlının başkenti olan İstanbul anlatılır. İstanbul artık Tanrının lanetine uğrayan şehirlere dönmüştür. Bu eserde kendi basit çıkarları için Türk zaferine sırt çevirmeye çalışan insanları eleştirel bir dille ele alır ve bu şehrin ancak ateşle temizleneceğine inanır.
Yaban ():Yakup Kadrinin de Tetkik-i Mezalim Heyeti ile Anadoluda yaptığı tetkik gezisinin ürünü olan bir eserdir. Bu eseriyle CHP Roman Ödülünü kazanmıştır. Yakup Kadri, aydını, devrinin halkına yabancı ve işe yaramaz şekilde ele alır. Bu roman aslında bir aydının kendini ve diğer aydınları eleştirisidir. Halk-aydın farkı üzerine kurulan köyü köylüyü işleyen eserde Yakup Kadrinin yaklaşımı alışılagelenin dışındadır.
Ankara ():Savaş Ankarası, Cumhuriyet Ankarası ile on yıl sonrası Ankarası hakkında hayallerini Ankara adlı eserinde yazar.
Bir Sürgün (): Bu eser Batı hayranlığıyla yetişen, kendi kültür ve milliyetinden habersiz bir paşa çocuğunun İstanbuldan İzmire sürgün edilişi, Parise kaçışı ve oradaki fikir ve buhranlarının anlatıldığı bir dramdır.
Panorama I-II: Yakup Kadri bu romanlarında inkılâpların yakın tarihine ait değerlendirmelerde bulunur. Panorama-1 yılları arasında Yeni İstanbul gazetesinde; Panorama-II yılında Cumhuriyet gazetesinde tefrika edilmiştir.
Hep O Şarkı (): Son romanı olan bu eserde, geçmişe roman aracılığıyla bakar.
Mensur Şiirleri
Karaosmanoğlu, edebiyat dünyasında adını önce mensur şiirleriyle duyurur. Bu eserlerinde üslûp titizliği ön plandadır. Edebiyat-ı Cedide döneminde başlayan mensur şiir türünün XX. yüzyıldaki en önemli temsilcisidir.
İlk mensur şiiri Yıldızların Bikesliğidir. Kadınlık ve Kadınlarımız, Bir Huysuzun Defterinden daha sonra da Erenlerin Bağından () ve Okun Ucundan () adlı eserlerinde nesirlerini toplar. Bu eserlerinde kaderci, rind, isyankâr ve bedbin bir ruhu ahenkli bir Türkçe ile dile getirir.
Tevrat, İncil, Kuran, kısas-ı enbiya, Yunan mitolojisi ve Fransız parnasyenlerden değişik Türk ediplerine kadar yaygın etkilerin görüldüğü mensur eserlerinde, dinî vecd yerine dinî kaynaklardan gelen duygu ve üslûp unsurları hâkimdir.
Denemeleri
Karaosmanoğlunun mektup tarzında yazılmış Miss Chalfrinin Albümü () ile Alp Dağlarından () adlı denemeleri vardır. Miss Chalfrinin Albümü adlı eserde, bir İngiliz kızının bakış açısından Türk toplumu ve Doğu tenkit edilir. Alp Dağlarındanda ise Türk gözüyle Batının eleştirisini yapar.
Hikâyeleri
Ahmed Midhat Efendinin hikâyeleri Yakup Kadriyi dil, fikir ve konu bakımından etkiler. Onun hikâyeciliğini iki döneme ayırmak yanlış olmaz. Bir Serencam ve Rahmet teki hikâyeleri Edebiyat-ı Cedide anlayışını yansıtır. Bu hikâyelerde ferdî ve ailevî konuları işler. Yazar, toplum-fert çatışmasını temel alır. yılları arasında Maupassantın da tesiriyle yazdığı hikâyelerinde yavaş yavaş sanat anlayışı değişir ve sade bir dille daha gerçekçi bir çizgide yol almaya başlar.
Sanat anlayışında köklü bir değişime yol açan siyasî ve sosyal problemler ikinci dönemdeki hikâyelerinin konularını da değiştirir. Yakup Kadri, Millî Mücadele yıllarında düşman mezaliminden çok canlı sahneler taşıyan Millî Savaş Hikâyelerinde () artık ferdî ızdıraplardan sıyrılarak toplum meselelerine yönelir. İzmirden Bursaya Tedkik-i Mezâlim Heyeti adına Millî Mücadele sırasında Batı Anadoludaki Yunan zulmünü sergilemek için kaleme alınmış hikâyelerden meydana gelmiştir. Kitapta Yakup Kadriye ait beş metin vardır. Kurtuluş Savaşı ile alâkalı bu iki kitaptaki hikâyelerde Bir Serencamda kısıtlanan ferdî hürriyetin yerini yok edilen insanlık duygusu alır.
Yakup Kadrinin İçtimaî ve millî meselelere yönelişi dan itibaren yayımladığı diğer hikâyelerinde de görülmektedir. Kitaplarına girmeyen 20 hikâyesi Niyazi Akı tarafından Hikâyeler () adıyla yayımlanmıştır.
Tiyatroları
Yakup Kadrinin 4 tiyatro eseri vardır. İbsen etkisinin görüldüğü Nirvana () ve Veda () tiyatrolarında içki ve sefahatin aileleri nasıl yıktığı üzerinde durur. Sağanakta () inkılâpları ve kadının sosyal hayatta yer almasını istemeyen muhafazakârların mücadelelerini anlatır. Yazar son tiyatro eseri olan Mağarada () ise aşkın ve kader karşısında kaybedişini işler.
Monografileri
Yakup Kadri monografi türünde de Ahmet Haşim () ve Atatürk () adlı eserleri kaleme almıştır. Bu eserlerde Atatürk ve Ahmed Haşim birer roman kahramanı gibi ele alınmışlardır.
Hatıraları
Zoraki Diplomat () adlı eserinde hariciye mesleğinde geçen günlerini; Anamın Kitabında () çocukluk günlerini; Vatan Yolundada () Millî Mücadele hatıralarını; Politikada 45 Yıl () adlı eserinde Türk siyasetinin yaşadığı zikzakları; Gençlik ve Edebiyat Hatıralarında () döneminin önemli edebiyatçılarını, onların yaşadığı edebiyat ortamını okuyucuya kendi bakış açısıyla anlatmaktadır.
Roman:
Hikâye (Öykü):
Mensur Şiir:
Tiyatro:
Hatıra (Anı):
Monografi:
Makale-Deneme:
Ayrıca bakınız ⇒Yakup Kadrinin Tüm Romanları ve Kısa Özetleri
Kaynakça:
İletişim Yayınları Yaban
57,60 TL
İletişim Yayınları Kiralık Konak
61,20 TL
İletişim Yayınları Sodom ve Gomore
81,00 TL
İletişim Yayınları Gençlik ve Edebiyat Hatıraları
77,40 TL
İletişim Yayınları Hikayeler- Yakup Kadri Karaosmanoğlu
56,20 TL
İletişim Yayınları Ankara
70,95 TL
İletişim Yayınları Vatan Yolunda
60,15 TL
İletişim Yayınları Nur Baba
60,50 TL
İletişim Yayınları Tiyatro Eserleri
55,80 TL
İletişim Yayınları Milli Savaş Hikayeleri
59,80 TL
İletişim Yayınları Alp Dağları'ndan ve Miss Chalfrin'in Albümünden
54,75 TL
İletişim Yayınları Politikada 45 Yıl
74,20 TL
İletişim Yayınları Bir Sürgün
92,20 TL
İletişim Yayınları Panorama - Bütün Eserleri - 18
,60 TL
İletişim Yayınları Hüküm Gecesi
86,40 TL
İletişim Yayınları Atatürk
61,60 TL
İletişim Yayınları Hep O Şarkı
60,04 TL
Milet Yayınları Stepmother Earth
54,75 TL
Toker Yayınları Yakup Kadri Karaosmanoğlu
73,00 TL
İletişim Yayınları Ergenekon Milli Mücadele Yazıları
75,25 TL
20 üründen 20 ürün görüntülediniz
Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Ankara, Yaban, Kiralık Konak ve daha birçok klasik esere imza atmış yazar Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun biyografisi.
"Sanki benim ağızımla onun kulağı arasındaki mesafe beş on kilometredir."
-Yaban, Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Yakup Kadri Karaosmanoğlu yılında Kahire, Mısır’da dünyaya gelmiş yazar, gazeteci ve diplomattır. Karaosmanoğlu; roman, öykü ve şiirleriyle Tanzimat Dönemi’nden itibaren geçirilen değişikleri anlatmış önemli yazarlardandır.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Fecr-i Ati (Geleceğin Şafağı) adlı edebi topluluğun kurucu üyeleri arasında yer almaktadır.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu eğitim hayatına Manisa’da başladı; ancak babasının ölümünden sonra annesiyle birlike Mısır’a dönen Karaosmanoğlu, eğitimini İskenderiye Fransız Okulu’nda tamamlandı. Yazar, yılında İstanbul Hukuk Mektebi’ne girmiştir ancak buradaki eğitimini yarıda bırakmıştır.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Şehabettin Süleyman aracılığıyla Fecr-i Ati topluluğunun kurulmasında büyük rol oynadı. Fecr-i Ati topluluğunun sanat kişiseldir görüşünü paylaştığı bu dönemlerde Nirvana adlı bir oyun ve makalaler yazmaktaydı.
Yazar Yakup Kadri Karaosmanoğlu yılında rahatsızlanarak tedavi amacı ile İsviçre’ye gitti ve burada 3 yıl kaldı.
Yazar, Cumhuriyet’in ilanından sonra ’de Manisa, yılında da Mardin Milletvekili seçilerek meclise girmiştir. yılında Vedat Nedim, Şevket Süreyya, Burhan Asaf ve İsmail Hüsrev ile birlikte Kadro isimli dergiyi kurmuşlardır. Ancak dergi savunduğu görüşler yüzünden yılında kapatılmıştır.
Yakup Kadri bir süre Ulus gazetesinde başyazarlık görevinde çalışmalarına devam etti. Daha sonra Anadolu Ajansı yönetim kurulu başkanlığı görevinde yer aldı.
Yazar Yakup Kadri Osmanoğlu, 13 Aralık tarihinde vefat etmiştir.
Yakup Kadri Osmanoğlu Eserleri:
• Kiralık Konak
• Nur Baba
• Hüküm Gecesi
• Sodom Ve Gomore
• Yaban
• Ankara
• Bir Sürgün
• Panaroma
• Hep O Şarkı
• Bir Serencam
• Rahmet
• Milli Savaş Hikayeleri
• Erenlerin Bağrından
• Okun Ucundan
• Nirvana
• Zoraki Diplomat
• Anamın Kitabı
• Vatan Yolunda
• Politikada 45 Yıl
• Gençlik ve Edebiyat Hatıraları
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası