sait faik abasıyanık mahalle kahvesi özeti / Mahalle Kahvesi Özeti - Sait Faik Abasıyanık

Sait Faik Abasıyanık Mahalle Kahvesi Özeti

sait faik abasıyanık mahalle kahvesi özeti

Mahalle Kahvesi - Sait Faik Abasıyanık Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Mahalle Kahvesi kimin eseri? Mahalle Kahvesi kitabının yazarı kimdir? Mahalle Kahvesi konusu ve anafikri nedir? Mahalle Kahvesi kitabı ne anlatıyor? Mahalle Kahvesi kitabının yazarı Sait Faik Abasıyanık kimdir? İşte Mahalle Kahvesi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar:Sait Faik Abasıyanık

Yayın Evi: İş Bankası Kültür Yayınları

İSBN:

Sayfa Sayısı:

Mahalle Kahvesi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"(!) Mahalle çocuğu, Sait'in hikâyelerinde bir iki tane değildir; birçoktur. Bunu, onun bu yaşa kadar değişmemiş mizacına veriyorum. Bence Sait Faik ne genç hikâyecidir, ne ihtiyar. Bence o, kırkını aşmış bir mahalle çocuğudur.

Ama sakın bu hükmü onu kötülemek için söylenmiş bir

söz sanmayın. Çocuk deyişim ona gençlikten daha genç

bir yaş biçişimden, mahalle çocuğu deyişim de onu, ekseri mahalleden yetişenler gibi, halktan bir insan, halka bağlı bir insan sayışımdan ileri geliyor.

-Orhan Veli Yaprak-, 1 Şubat

Mahalle Kahvesi Alıntıları - Sözleri

  • "İnsanın içinden bir başka insanın kalkıp yürüdüğü görülür."
  • Şu uyku insanın sevgilisi gibi bir şey, gelmeyince sinirlendiriyor.
  • Yanımda birisi olsaydı ağlayacak kadar mesut olurdum. Kimsesiz, terk edilmiş, işsiz, serseriydim..
  • "Karanfil satan adam gülüyor. Ötede simitçi gülüyor. Benden başka hepsi mesut. Topunuzun Allah belasını versin!"
  • "Bu şehir laubaliliğin, kötülüğün, ikiyüzlülüğün kaynaştığı bir şehir. İyi insanlar yok mu? Dolu. Ama nasıl çekilmişler, nasıl ürkmüşler nasıl kapanmışlar bir yere? Neredeler?
  • Karanfil satan adam gülüyor. Ötede simitçi gülüyor. Benden başka hepsi mesut. Topunuzun Allah belasını versin!
  • Bugün kimse ölmesindi. Bugün dövüş edilmesin, bugün kimse ağlamasındı.
  • Şu uyku insanın sevgilisi gibi bir şey, gelmeyince sinirlendiriyor.
  • Ölüye ağlayamayan insanların huzursuzluğu içindeyim.
  • "Kitaplar bir zaman bana insanları sevmek lazım geldiğini insanları sevince tabiatın, tabiatı sevince dünyanın sevileceğini,oradan yaşama sevinci duyulacağını öğretmişler. Hayır, şimdi insanları kitapların öğrettiği şekilde sevmiyorum."
  • Ama ah! Yatağın sıcacıktır. Yatağın ne güzel kokuyordur senden!
  • Karanfil satan adam gülüyor. Ötede simitçi gülüyor. Benden başka hepsi mesut. Topunuzun Allah belasını versin!
  • Beni yaşamaya çağıran hiçbir şey yoktu.
  • - Annen var mı senin? - Var tabii. - Ne iş yapar? - Çamaşıra gidiyor. - Sen ne olacaksın büyüyünce? - Ben mi? dedi. Gözlerini gözüme kaldırdı. İkimiz de mavi mavi baktık. -Ben, dedi, boyacı olacağım. - Ne boyacısı? - Kundura boyacısı. - Neden kundura boyacısı? - Ya ne olayım? - Doktor ol, dedim. - Olmam, dedi. - Neden? - Olmam işte. - Neden ama? - Doktoru sevmem ki. - Olur mu ya? Bak, dedim. Doktor sevilmez olur mu? - Tabiî sevmem, dedi. Annem hasta oldu. Evimize geldi. Kumbaramızı kırdık. Bütün yirmi beşlikleri ona verdik. Sonra çeyrekler kaldı. Onlarla da reçeteyi yaptırdık. O da zorlan. - Ama annen iyileşti. - Annem iyileşti ama paramız gitti. İki gün, yemek yemedim ben. - Peki, dedim, öğretmen ol. - Ben mektebe gitmiyorum ki. - Neden? - Öğretmen beni dövüyor. - Neden? - Yaramazlık ediyorum da ondan. - Sen de yaramazlık yapma. - Ben yaramazlık ne demek bilmiyorum ki. - Öğretmenin yapma dediği şey, dedim. - Belli olmuyor ki!. Bir gün arkadaşımın biri "Çamaşırcının piçi" dedi. Ben de döğdüm onu. Öğretmen de beni döğdü. Ondan sonra hep çamaşırcının piçi diye çağırdılar. Hiç kimseyi döğmedim. Yaramazlıkmış diye. Bir kaç gün sonra yanımdaki arkadaşın iki kalemi vardı. Birini aldım. Hırsızsın sen diye döğdüler. Benim kalemim yoktu aldım. Sonra o da yaramazlıkmış, hem de çok fena bir şeymiş. Bir daha kimsenin kalemini almam dedim. Defterini aldım. Bu sefer hem döğdüler, hem mektepten koğdular. - Çok fena yapmışsın. - Fena yaptım. Ben adam olmak istemiyorum ki. - Ne olmak istiyorsun ya? - Boyacı olacağım dedim ya.
  • ‘’Ne hakkımız var, değil mi sevgilim, herhangi bir adam hakkında, peşin hükümler sahibi kesilmemize?’’

Mahalle Kahvesi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Uzun zaman olmuştu Sait Faik okumayalı. Sait Faik'i çok seven bir arkadaşım var ve en çok sevdiği kitabı da bu. Özellikle bu kitabı seçmemin sebebi de bu arkadaşım oldu. Kitabı okurken arkadaşımı düşündüm, hatırladım sık sık, neden çok sevdiğini anladım kitabı, çünkü o da bir çok hikâyede üzerinden geçen nice seneye rağmen muzipliği, orijinalliği eskimemiş anlatıcımız yani Sait Faik kadar gerçekti, onun gibiydi işte, hayata o da öyle muzipçe bakıyordu, gülüyordu bir başkasının insanca debelenişlerine. Kitap basılalı 67 sene olmuş. Çünkü, hakikaten de, bizim gibi, zayıfların, edebiyata sığınmışların başka çaresi yok. Sesi büyük büyük çıkanlardan değiliz hiç birimiz, çünkü sesi kısık, ve hikâyelerden birindeki o kambur gibiyiz, ya da otuz sene öncesi aşık olduğu kızı düşleyen o masum, ve kitabı yazarken artık yaşlanmaya başlamış Sait Faik gibi, kelimelerle dönüyor başımız. Bu ülkede, bu şehirlerde güvende miyiz artık, bir gün bir bombanın ya da kurşunun masum bedenimize neler yapabileceğini hayâl edemesek de akıl edebiliyoruz ve artık hiç bir şey bize imkânsız görünmüyor. Hayatımız boyunca hep beraber, elimizden geldiğince yaşamaya çalıştık hepimiz ve sevdiklerimizin arasına nice buram buram edebiyat kokan hayâli ama yine de gerçek arkadaşlar eklediksek de aynen Zeze gibi, Âdli gibi, Tsukuru gibi, ya da Gabriel gibi, ömür de geçti artık ve edebiyat bile hayatın ürkütücülüğünü yok edemiyor, çünkü her yanımızda hayâl edemeyen, edebiyat okumamış insanlar var, edebiyat kitaplarının tadını bilmeyen ve bir kitabın kokusunu hatıraya dönüştürememiş insanlar var, hayat sanki bir emirmiş gibi, klişelerle yaşayan ve buna hayat diyen insanlar var ve hepsi ölümüne öfkeliler ve hepimize haykırıyorlar. Oysa bizler, yani biz edebiyatı sevenler, yani biz edebiyata, kitaplara tutunup onlara gömülenler ve orada soluk alıp verenler, biz hakikaten başkalarının öfke ve nefretinin, haklı ya da haksız davasının kurbanları, hepimiz, olsak olsak bir cılız ama hakkaniyetli bir sesiz, ve bu insanlardan tek bir tanesi tek bir kez Sait Faik okumuş olsaydı elbet, bir kez olsun, başka türlü bakması için binbir sebebi olacaktı hayata her birinin, ama okumadı hiç biri, ve Sait Faik'in insan ve hayat sevgisi dolu sesi sadece bizim dünyalarımızda yankılanıp duruyor o yüzden. Sait Faik'in her hikâyesinde baktığı o insanlar şu anda yok dünyada, belki o muzip çocuk yaşıyordur kimbilir, ama diğerleri, hepsi ölüp gittiler; ama kalemi öylesine incelikli güzel anlatıyor ki sanki hepsi buradaydı okurken, ve bütün o güleçliğiyle, huysuzluğuyla insanlar, yokuşlardan aşağı ya da bir sandalda beklerken ümitle, veya çok eski bir zamanın kaygısıyla hatırlarken çok eskiden sevilmiş birini, gerçekten de sayfalarda canlanarak bize birbirine benzemeyen nice isim, görünüş ve sıfat altında o aynı, büyük damarın içinden hayatın çağlayarak aktığını haber veriyor. Edebiyat hayattır derken, bir abartı olamazdı bu, ve değil de zaten. İyileşmek için edebiyat gerek derken, asla abartmıyoruz ki hiçbirimiz, çünkü gerçekten edebiyat iyileştirir insanı, yaşadığımız ve artık günlük hayatımızın parçası olan bütün zulümlerin içerisinde direnmemizi ve ümit etmemizi sağlayarak edebiyat iyileştirmiyor mu bizleri? Yoksa şu an oturmuş yağmurun camlara vuruşunu dinleyerek bunları yazarken ben, yoksa ben kendi kendimi mi iyileştirmeye çalışıyorum bunca zamandır? Hastayım çünkü nicedir ve kırk beş yıllık hayatıma bir merhem gibi geliyor edebiyat, iyileştiriyor beni; edebiyat çünkü iyileştirir ve çünkü edebiyat gerçekten de hayattır. O yüzden, bu hayat dolu damardan kana kana içmek ve iyileşmek için, gecikmeden, Sait Faik'in bu yıllanmış ama zerre eskimemiş davetine mutlaka icabet etmeli.. (CemCBG)

Yazar hayatın içinden olayları sade bir dille o kadar güzel anlatmış ki.Öyküler tekrar tekrar, bugün de yarın da okuduğunuzda size bir şeyler verecek türden. (Ayşe Mollahüseyinoğlu)

Sait Faik, tam bir mahalle çocuğu olduğunu, kitabına işleye işleye nakşetmiş. Kitaptaki 22 hikayenin yarısı içkiyle bağlantılıydı. Yer yer İslam’a uygun olmayan kelimeler, cümleler kullanmıştı. Açıkçası içkiyi fazlaca dillendirmesi ve İslam’a uygun olmayan cümleleri çokca kullnmışSait Faik, bir mahalle çocuğu olarak duygularını çok iyi yansıtmıştı. (Hande gunkut)

Kitabın Yazarı Sait Faik Abasıyanık Kimdir?

Sait Faik Abasıyanık ya da Sait Faik (18 Kasım, 22 Kasım ya da 23 Kasım Mayıs ), Türk öykü, roman ve şiir yazarıdır. Türk hikâyeciliğinin önde gelen yazarlarından sayılan Abasıyanık, çağdaş hikâyeciliğe yaptığı katkılarla Türk edebiyatında bir dönüm noktası sayılır. Modern Türk hikâyeciliğinin öncülerinden olan Sait Faik, getirdiği yeniliklerle "kökü kendisinde olan" bir yazar olarak kabul edilir.

Klasik öykü tekniğini yıkarak doğayı ve insanları basit, samimi, hem iyi hem kötü taraflarıyla oldukları gibi fakat şiirsel ve usta bir dille anlatmıştır. Bunu yaparken diğer çoğu Cumhuriyet sonrası sanatçısı gibi Batı'daki gelişmelere bağlı kalmamış, hiçbir edebî anlayışın etkisinde hareket etmemiş ve belli bir tarzın takipçisi olmamıştır. Toplumun problemlerine değil bireyin toplum içindeki sorunlarına yönelen yazar, öykülerinde çoğunlukla kendisinden yola çıkıp bireyler hakkında yazarak insan gerçeğini anlamaya çalışır. Çoğunlukla şehirli alt sınıfın hayatını yazan Abasıyanık, balıkçı, işsiz, kıraathane sahibi gibi karakterleri anlatır. İnsanların yaşama biçimlerini, isteklerini, tasalarını, korkularını ve sevinçlerini irdeleyerek, toplum meselelerinden çok "insanı ele alan sanatçılar" sınıfında yer alır.

'larda başladığı yazı hayatı boyunca "sorumlu avare", "gözlemci balıkçı", "çakırkeyf sirozlu", "küfürbaz şair", "müflis tacir", "züğürt yazar", "hamdolsun diyemeyen rantiye", "anadan doğma çevreci" gibi sıfatlarla anılan Abasıyanık'ın tüm yazdıkları bir şair duyarlılığı içermektedir. Hikâye, roman, şiir yazan, çeviriler ve röportajlar yapan sanatçı bütün bu türleri kendine özgü tarzı ile kaynaştırmıştır. Yazarın, anlık heyecanlarını yansıtan izlenimci ve fovist ressamların üslubunu anımsatan bir tarzı olduğu söylenmiştir. Kendi özgün dilini oluştururken André Gide, Comte de Lautréamont, Jean Genet gibi isimlerden etkilenen Abasıyanık, kendisinden sonra gelen Ferit Edgü, Adalet Ağaoğlu, Demir Özlü gibi pek çok yazara da öncülük etmiştir. Ölümünün ardından Burgaz Adası'ndaki evi müzeye dönüştürülen yazar adına her sene öykü ödülü de verilmektedir.

Sait Faik Abasıyanık Kitapları - Eserleri

  • Mahalle Kahvesi
  • Semaver
  • Şahmerdan
  • Havuz Başı
  • Lüzumsuz Adam
  • Seçme Hikayeler
  • Havada Bulut
  • Sarnıç
  • Kayıp Aranıyor
  • Alemdağ'da Var Bir Yılan
  • Son Kuşlar
  • Büyüyen Eller
  • Hikâyecinin Kaderi
  • Mahkeme Kapısı
  • Karganı Bağışla
  • Şimdi Sevişme Vakti
  • Kumpanya
  • Sevgiliye Mektup
  • Medarı Maişet Motoru
  • Bir Sonbahar Akşamı
  • Semaver Sarnıç
  • Yaşamak Hırsı
  • Balıkçının Ölümü / Yaşasın Edebiyat
  • İstanbul Öyküleri Antolojisi
  • Tüneldeki Çocuk
  • Sait Faik'ten Çocuklara Hikayeler
  • Havuz Başı - Son Kuşlar
  • Alemdağda Var Bir Yılan / Az Şekerli
  • Az Şekerli
  • Açık Hava Oteli
  • Bitmemiş Senfoni Ve Sait Faik Kaynakçası
  • Tüneldeki Çocuk - Mahkeme Kapısı
  • Müthiş Bir Tren
  • Mahalle Kahvesi - Havada Bulut
  • Kumpanya - Kayıp Aranıyor
  • Bütün Eserleri
  • Toplu Öyküler 1
  • Öyle Bir Hikâye
  • Stelyanos Hrisopulos Gemisi

Sait Faik Abasıyanık Alıntıları - Sözleri

  • Gelmeyeceğini çok iyi biliyorum. Onu beklemek , bilhassa güzel… (Az Şekerli)
  • “Kafa dediğin eskir, ihtiyarlar, ölür bile insan ölmeden, dedi. Sonra kalbini gösterdi: — Eskimeyen, eksilmeyen şey buradadır.” Alıntı: Sait Faik Abasıyanık. “Alemdağ'da Var Bir Yılan”. Apple Books. (Alemdağ'da Var Bir Yılan)
  • Dünyada her şeyle alay edilir , şaka yapılır ama şiirle asla ! (Az Şekerli)
  • Sevgilim sen, sen de mi şu havayı kokluyorsun? (Mahalle Kahvesi - Havada Bulut)
  • Gülmek, dünyanın en güzel şeyidir. (Bitmemiş Senfoni Ve Sait Faik Kaynakçası)
  • Zaten dünya kan ağlıyor, birde biz ağlatmayalım. (Kumpanya)
  • Atatürk'ü Niçin Severiz? Atatürk'ü, 'niçin severiz' diye düşünmeden sevmeliyiz (Açık Hava Oteli)
  • Ben bir acayip oldum. Gözüm kimseyi görmüyor, kimsenin kapımı çalmasını istemiyorum (Lüzumsuz Adam)
  • O sevilmek için yaratılmışların en mükemmeliydi. (Kumpanya)
  • Yalnızlık dünyayı doldurmuş.Sevmek,bir insanı sevmekle başlar her şseafoodplus.info her şey bir insanı sevmekle bitiyor. (Alemdağ'da Var Bir Yılan)
  • Keyfim kaçmış, üzgün, ağlamaklı gibiydim. Canım bir taraftan acı bir türkü söylemek çekiyordu. (Sait Faik'ten Çocuklara Hikayeler)
  • ' Mühim ' diyoruz ama, bu kendi kendimize verdiğimiz bir peşin hükümden başka bir şey değildir. (Medarı Maişet Motoru)
  • "Bırakın beni ey hakikatler! Yürümek istiyorum." Cennetlerin olduğu yere doğru." (Bütün Eserleri)
  • "Uzun bir yoldan sonra denizi görmek gibisin" (Bir Sonbahar Akşamı)
  • "İnsanın içinden bir başka insanın kalkıp yürüdüğü görülür." (Mahalle Kahvesi)
  • Aklıma sanki bir yerde bir şey unutmuşum, birisine bir söz vermişim, hani bir ismi unuturuz da ararız bulmadan rahat edemeyiz. Öyle bir hal oldum. Evet bu unutulmuş bir isim değildi, ama bunun ne olduğu hakkında da kafamda hiçbir fikir yoktu. (Müthiş Bir Tren)
  • Anası: -Ali be, günah be yavrum, dedi. Günah yavrucuğum, yapma! Ali: -Allah affeder ana, dedi. Sonra saf, masum sordu: -Allah hiç gülmez mi? (Öyle Bir Hikâye)
  • Kimse kimsenin aslını, kafatası içinin meselesini anlamak için uğraşmıyordu. (Kayıp Aranıyor)
  • - Nasıl bir dünya arzuluyorsunuz? - Nasıl bir dünya mı? Haksızlıkların olmadığı bir dünya İnsanlarının hepsinin mesut olduğu, hiç olmazsa iş bulduğu, doyduğu bir dünya Sokaklarda sefillerin bulunmadığı bir dünya Kafanın, kolun çalışabildiği zaman insanın muhakkak doyabildiği, eğlenebildiği bir dünya İçinde iyi şeyler söylemeye, doğru şeyler söylemeye salahiyetle kıvranan bir adamın, korkmadan ve yanlış tefsir edilmeden bu bir şeyleri söyleyebildiği bir dünya (Havada Bulut)
  • Dünyada hiçbir şeyden, zalimlikten iğrendiğim kadar iğrenmem. İnsanoğlunun en büyük savaşı zalimliğe karşı açılmalı. (Kayıp Aranıyor)

© Tüm Hakları Saklıdır.
Sitedeki içerikler izinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Yayınlanan yazı ve yorumlardan yazarları sorumludur. seafoodplus.info ile bir bağlantı kurulamaz, site sorumlu değildir.

Mahalle Kahvesi Özeti - Sait Faik Abasıyanık


Ekleyen: seafoodplus.info Sait Faik Abasıyanık" src="seafoodplus.info">

Anlatıcı genç adama çay ısmarlamak istemiş fakat her nedense kahveci bunu kabul etmemiştir.  Az sonra kahveye bir adam daha gelir ve kahvede oturan adamlardan bazılarını çağırır.  Zavallı genç ölen kişinin babası olup olmadığını sormuş, kahveci bu soru karşında sinirlenmiş, o gence ters ters cevap verip sakın geve gitme diyerek azarlamıştır.  

Mahalle Kahvesi Eser Özeti </p>
            <span class=nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.