selam aleyküm türkçe anlamı / Esselamu aleykum yada selamun aleykum ne demektir? anlamı nedir?

Selam Aleyküm Türkçe Anlamı

selam aleyküm türkçe anlamı

Selamün Aleyküm Anlamı - Selamün Aleyküm Türkçe Anlamı Ne Demek? Selam Vermenin Faziletleri

Müslümanlar arasında selamlaşmak önemli bir yere sahiptir. Karşılaşan iki kişiden birisi diğerine ''Selamün Aleykum'' diyerek selam verir. Bir diğer adı ise es-selâmü Aleykum olarak söylenir. İslam âlimlerine göre selam vermenin sünnet olduğu belirtilirken, selamı almanın ise farz olduğu söylenmiştir. Hadis kaynaklarında yer alan bilgilerde selam vermenin ve almanın önemi hakkında da bilgiler yer almaktadır. Selamün Aleykum ne demek sorusu ise birçok kişi tarafından araştırılmaktadır. Selamün Aleykum Türkçe anlamı nedir? Selamün Aleykum ne anlama geliyor?

SELAMÜN ALEYKUM NE DEMEK?

Müslüman âlemi için selam vermek mühim bir yere sahiptir. Hadis kaynaklarında selam vermenin ve verilen selamı almanın önemi ile ilgili pekçok bilgi yer almıştır. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s) selâm vermeyi sevap kazandıran ve cennete girmeye vesile olan önemli amellerden biri olarak tarif etmiştir. Müslümanların çokça selâmlaşmasının karşılıklı sevgiyi arttıracağını, hayır ve bereket getireceğini ve insanı Allah'a yaklaştıracağını bildirmiştir.

Selamün Aleykum Türkçe Anlamı: Allah'ın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun

SELAMÜN ALEYKÜM DEMENİN FAZİLETLERİ

Selam vermek ile ilgili birçok hadis bulunmaktadır. Bu hadislerde çokça selam vermenin önemine vurgu yapılmıştır.

Hz. Peygamber selâm vermeyi sevap kazandıran (Buhârî, "Îmân", 20) ve cennete girmeye vesile olan (Tirmizî, "Ḳıyâme", 42), önemli amellerden biri olarak tarif etmiş müslümanların çokça selâmlaşmasının karşılıklı sevgiyi arttıracağını (Müslim, "Îmân", 93; Ebû Dâvûd, "Edeb", ), hayır ve bereket getireceğini (Tirmizî, "İstiʾẕân", 10) ve insanı Allah'a yaklaştıracağını (Ebû Dâvûd, "Edeb", ) bildirmiş, selâm vermekten kaçınmanın bir tür cimrilik olduğunu söylemiştir.

Herkesin birbirine selâm vermesini istediği için yolda karşılaştığı çocuklara da selâm vermeye özen gösteren Resûl-i Ekrem (Müslim, "Selâm", 14, 15) küçüklerin büyüklere, binekli, atlı veya arabalı olanların yayalara, yürüyenlerin oturanlara, arkadan gelenlerin önlerinde gidenlere, iki grup karşılaştığında az olanların çok olanlara selâm vermesini tavsiye eder (Buhârî, "İstiʾẕân", 4, 5, 6, 7; Müslim, "Selâm", 1), mescidde kadınlardan oluşan bir cemaat gördüğünde onlara uzaktan selâm verir, selâm verdiği anlaşılsın diye de eliyle işaret ederdi (Müsned, VI, ). Resûlullah, sadece yolda karşılaşılan veya başkasının evine misafir giden kimselerin değil kendi evine girenlerin de evde bulunan anne, baba, eş, çocuk ve akrabasına selâm vermesini emretmiş (Tirmizî, "İstiʾẕân", 10), "Evlere girdiğiniz zaman kendinize selâm verin" (en-Nûr 24/61) âyeti, evde kimse olmasa da evine giren kişinin kendi kendine selâm vermesi gerektiği şeklinde yorumlanmıştır (İbn Kesîr, VI, ). İki grup insan birbiriyle karşılaştığında içlerinden birinin selâm vermesi, diğer gruptan da bir kişinin verilen selâmı alması yeterli görülmüş (Ebû Dâvûd, "Edeb", ), bir meclisten veya birinin yanından ayrılan kişinin ayrılırken de selâm vermesi istenmiştir (Tirmizî, "İstiʾẕân", 15). Selâm verirken veya alırken eğilmek doğru görülmemiştir.

Selamlaşma ve "Selamün aleyküm" demek konusunda bilgi verir misiniz? Selamın aslının "Salom aleyküm" olduğunu duydum, doğru mudur?

Değerli kardeşimiz,

Selam; Allah'ın (c.c.) 99 güzel isminden biridir. Her çeşit ârıza ve hâdiselerden sâlim kalan; her türlü tehlikelerden kullarını selâmete çıkaran; cennetteki bahtiyar kullarına selâm eden manasındadır. Bu nedenle İslamiyet'ten önce olan bir şeyin İslamiyet'te de devam etmesi diğer peygamberlerin uygulamasının aynen devam ettirilmesidir. Bunları başka milletlere ve kavimlere bağlamak yerine, bütün peygamberlerin aynı kaynaktan beslendiğini; aynı vahyi aldıklarını anlamak ve kabul etmek gerekir.

Selam terimi Arapça "selime" kökünden bir mastar olup, sözlükte; maddî ve manevî sıkıntılardan kurtulmak, barış ve esenliğe kavuşmak demektir. "es-Selamu", isim olarak ise; selam, selamet, sulh ve güven anlamına gelir. Bir fıkıh terimi olarak selam; karşılaşan iki Müslümanın birbirine yaptıkları dua cümlesinden ibarettir. Selam veren "es-selamu aleyküm (Allah'ın selamı sizin üzerinize olsun)" der, selamı alan ise "ve aleykümü's-selam ve rahmetullah (Allah'ın selamı ve rahmeti sizin üzerinize olsun)" diyerek ilaveli duada bulunur.

Kur'an-ı Kerîm'de şöyle buyurulur:

"Bir selam ile selamlandığınızda, siz de ondan daha güzeli ile selamlayın veya aynı île karşılık verin." (Nisa, 4/)

Selam, aynı zamanda Cenab-ı Hakk'ın doksan dokuz güzel isimlerinden birisidir.

Selamlaşmanın "selam" sözcüğü ile yapılması gerektiğini bildiren pek çok ayet ve hadis vardır. Bunlardan bir kaç tanesini zikredeceğiz:

"Ayetlerimize inananlar sana geldiğinde onlara deki: Size selam olsun." (En'am, 6/)

"Elçilerimiz (melekler) İbrahim'e müjde getirdiler ve "sana selam olsun" dediler." (Hûd, 11/69; örnekler için bk. Meryem, 19/15, 33, 47; Taha, 20/47; el-Kasas, 28/55; es-Saffat, 37/79, , , , )

Ahiret hayatında da selamlaşmanın aynı kelimelerle yapılacağı belirtilir.

"Melekler: "Sabrettiğinize karşılık size selam olsun" derler." "İman edip de iyi işler yapanlar, Rablerinin izni ile içinde sonsuza kadar kalacakları altından ırmaklar akan cennetlere sokulacaklardır. Orada birbirleriyle karşılaştıkça söyledikleri söz "selam"dır." (İbrahim, 14/23; bk. Yunus, 10/10)

"Onlar meleklerin "size selam olsun. Yapmış olduğunuz iyi işlere karşılık cennete girin" diyerek, tertemiz bir şekilde canlarını aldıkları kimselerdir." (Nahl, 16/)

Hadiste "Selam, cennet ehlinin selamlaşma şeklidir.» buyurulur, (bk. A. Hanbel, IV, )

Yahudiler Medine döneminde Hz. Peygamber (asm) ile karşılaşınca "Sana ölüm olsun." anlamına gelen "Es-samu aleyke" şeklinde selam veriyorlardı. Hz. Peygamber (asm) onların bu kaba selamlarına "aleyküm "(size olsun) diye cevap vermekle yetinir, edepli ve yumuşak tavrını değiştirmezdi. Bu arada inen bir ayetle Yahudilerin bu tavrı kınandı ve onların cehenneme girecekleri bildirildi. (bk. Mücadele, 58/8.) Ashabı kiramdan kimilerinin Yahudilere, aynı sözlerle, hatta "ölüm, kınama ve lanet size olsun" gibi ilavelerle cevap vermesi üzerine Allahın Rasulü ehli kitapla olan selamlaşmayı şu şekilde belirledi:

"Size Ehl-i kitaptan birisi selam verince "aleyke veya aleykum (sana veya size de olsun)" şeklinde cevap veriniz." (Buharî, İsfi'zan, 22, Murteddîn, 4; Müslim, Selam, 9, 87; Malik, Muvatta', Selam, 3; A.b. Hanbel, II/9, III/99; İbn Kesîr, a.g.e., III/)

Hz. Peygamber (asm)'in ve ashab-ı kiramın birbirleriyle "es-selamu aleyke" veya "es-selamu aleykum" (Allah'ın selamı sana veya size olsun) sözlerini kullanarak selam verdikleri tevatür derecesine ulaşan hadislerle sabittir. ( bk. Buharî, İsti'zan, 1,3, 28; Tefsiru Süre, 33/8; Enbiya, 1; Müslim, Edeb, 37; Ebü Davud, Akdıye, 21, Libas, 24 45; A. b. Hanbel, l, 85, )

Nitekim Allah Teala, Adem (a.s)'ı yarattığında, ona; "Git, meleklere selam ver, nasıl selam alacaklarını dinle, bu senin ve neslinin selamlaşma örneği olacaktır." dedi. Bunun üzerine Adem (a.s) meleklere; "es-Selamu aleykum (Allah'ın selamı size olsun)" dedi. Onlar da; "es-Selamu aleyke ve rahmetullah (Allah'ın selamı ve rahmeti sana olsun)" diyerek karşılık verdiler. ( Buharî, Halku Adem, 2, IV, ; Tecrîd Sarîh, Terc. IX, 46, H. No: ; el-Kurtubî, a.g.e, XX, )

Selam başta belirtme takısı olmaksızın "Selamün aleykum" şeklinde de ifade edilebilir. (Buharî, İsti'zan, 9; A.b. Hanbel, I, )

Kimi zaman selam yerine "merhaba" denildiği, özellikle dışarıdan gelen kimseye karşı "hoş geldin" anlamında bu ifadenin de kullanıldığı nakledilmiştir. (bk. Buharî, İman, 40, İlm, 25, Salat, 4; Müslim, İman, 24, Misafirin, 82; İbn Mace, Mukaddime, 22; Ebu Davud, Zekat, 6) Merhaba; bolluk ve genişlik dileme, başımızın üstünde yerin var,.. gibi anlamları kapsar.

"Musafaha" konusunu incelerken, Medineli Ensar kadınların biat için toplandıklarında Hz. Ömer'in Selamım "Rasülulah'a ve Rasulultah'ın elçisi Ömer'e merhaba." sözleri ile cevapladıklarını belirtmiştik. Günümüzde kullanılan "hayırlı sabahlar", "hayırlı akşamlar", "iyi günler", "iyi akşamlar", "günaydın" veya "tünaydın" gibi deyimler, selam verilenler üzerinde huzur, güven ve esenlik meydana getirebilirse de "İslam'a ait selam"ın yerini tutmadığında açıklık vardır. Belki bu deyimler asıl selamlaşmadan sonra dua ve temenni niteliğinde söylenebilir.

Selamı vermek sünnet, almak farzdır. Çünkü ayette, "Size selam verilince, ona ondan daha güzeli ile veya aynı ile karşılık verin." buyurularak, selam alma emir siygası ile ifade olunmuştur. Diğer yandan Allah'ın Rasulü, Müslümanın Müslüman üzerindeki haklarını sayarken, ilkinin verilen selamı almak olduğunu belirtmiştir. (İbn Mace, Cenaiz, 1; A. b. Hanbel, II/, VI/)

Selamın İslam toplumunda yaygınlaştırılmasını emreden Allah elçisi, bir hadisinde bunun toplumsal sonucunu şöyle açıklamıştır:

"Ruhumu kudret elinde tutan Allah'a yemin olsun ki, siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir ameli size haber vereyim mi? Aranızda selamı yayınız." (Müslim, iman, 93; Ebu Davud, Edeb, ; Tirmizî, Sıfatu'l-Kıyame, 54, İsti'zan, 1; ibn Mace, Mukaddime, 6; A. b. Hanbel, l, ; bk. Buharî, Nikah, 71, Eşribe, 28, İsti'zan, 8; Nesaî, Cena'iz, )

Selam ve dua ile
Sorularla İslamiyet

Yaz&#;ya “Selamün Aleyküm diye ba&#;lasak, baz&#; bilgi yoksullar&#; çok sevap ald&#;&#;&#;m&#;z&#; dü&#;ünebilirler. Ama öyle de&#;il.

‘Selamün Aleyküm’ diye selam vermekle, ba&#;&#;na sonuna bir tak&#;m ‘es’ tak&#;s&#; koymakla, devam&#;n&#; süslü sözcüklerle doldurmakla, üstüne basa basa vurgulamakla daha fazla Müslüman olunmuyor.

Çünkü ‘Selamün Aleyküm’ sözcü&#;ü Arapça veya &#;slam orjinli de&#;il. Sümerlere dayanmakla birlikte günümüzde A&#;kenazi Yahudileri taraf&#;ndan kullan&#;lan “&#;alom Aleichem” sözcük selam&#;ndan türedi. En yak&#;n tarihiyle Musevi kökenli. &#;branice de “Bar&#;&#;(sa&#;l&#;k-esenlik) seninle olsun”, kar&#;&#;l&#;&#;&#;nda ise “Bar&#;&#; seninle de olsun” anlam&#;nda. Dinlerin tarihsel kronolojik s&#;ralamas&#;na bakt&#;&#;&#;m&#;zda bir çok Arap-&#;slami de&#;erlerin Musevilikten geçti&#;ini rahatl&#;kla görürüz.

&#;shak Haleva.
Türkiye Musevileri Hahamba&#;&#;s&#;. Ve bir din adam&#;. ‘Türkiye Newsweek’ dergisinin 21 Haziran tarihli say&#;s&#;n&#;n 28 nci sayfas&#;nda Müslümanlar&#;n selamla&#;mak için ‘Selamün Aleyküm’ derken, Musevilerin ise selamla&#;mak için ‘&#;alom Alehem’ dedi&#;ini belirtiyor. Kudüs’e gidin, Yahudilerin ‘&#;alom Alehem’, ’&#;alom Alekem’ veya ‘&#;alom Aleyk’ diye selamla&#;t&#;&#;&#;n&#; görürsünüz.

T24’den Eray Görgülü’nün haberine göre Diyanet &#;&#;leri Ba&#;kan&#; Ali Erba&#; daha önce yazd&#;&#;&#; ve bas&#;m masraf&#;n&#; Diyanete ödetti&#;i “Ramazan Günlükleri” adl&#; kitab&#;nda “Cahiliye döneminde insanlar, ‘Sabah&#;n&#;z hayat olsun’ gibi sözler söylerlerdi. Bizde baz&#; kimselerin kulland&#;&#;&#;, ‘Günayd&#;n, tünayd&#;n’ ifadelerine benzer ifadelerdi bunlar” ifadesini kulland&#;” &#;eklinde bir söz sarf etmi&#;. Öncelikle bir Diyanet &#;&#;leri Ba&#;kan&#; kendi yazd&#;&#;&#; bir kitab&#;n bas&#;m masraf&#;n&#; neden devlete ödetir ki?
Bu haram de&#;il midir?

Her neyse. Bunlara art&#;k al&#;&#;t&#;k da, hemen belirtelim ki “Günayd&#;n” sözcü&#;ü öz Türkçe. Ve Türkler de hiçbir zaman “Cahiliye dönemi” ya&#;amad&#;lar. Co&#;rafya olarak bu mümkün olmad&#;.

Ali Erba&#;’&#;n böyle cümleler yazmas&#;, Devletin paras&#;yla halk&#;n haf&#;zas&#;n&#; zehirlemekten ba&#;ka bir &#;ey de&#;il. E&#;er helal ve haram, günah veya sevap aranacaksa burada aranmal&#;d&#;r. Sözcüklerde veya selamlarda de&#;il.

Her insan her istedi&#;i dilde selam verir, o ayr&#; konu.
Ama benim Diyanetim, benim Türkçe selam&#;m&#; bana karalayamaz. Böyle bir hakk&#; yoktur. Elbette bütün dinlere sayg&#;m var. Ama benim milletime sald&#;rmad&#;&#;&#;, benim dilimi ve kültürümü bozmad&#;&#;&#; ve kendi diyanetinde ve mabedinde kald&#;&#;&#; sürece.

Recep Tayyip Erdo&#;an’&#;n “Dindar nesil” vurgusunu yapt&#;&#;&#; Ak Parti Büyük Gençlik Kongresinde “Bu ülkede Selamünaleyküm diyenler a&#;a&#;&#;land&#;!” &#;eklinde bir cümle kullanm&#;&#;t&#;. Ne kadar yanl&#;&#; bir ifade. Bu yanl&#;&#; bilgi s&#;radan bir insan taraf&#;ndan söylendi&#;inde s&#;k&#;nt&#; yok. Ama bir Ba&#;bakan taraf&#;ndan söylendi&#;inde olay tehlikeye dönü&#;üyor. Bu ülkede Arap-Yahudi selam&#; verenler hiçbir zaman a&#;a&#;&#;lanmad&#;. Bilakis yüceltildi.

Yahudilikten &#;slamiyet’e geçen sadece selam de&#;il elbette; Sünnet, ezan, kurban, çar&#;af(örtünme), namaz takkesi v.s. tamamen Yahudi kültürüdür. Bunlara &#;ahsen kar&#;&#; de&#;ilim tabii ki. Kar&#;&#;l&#;kl&#; sayg&#; ve hukuk çerçevesinde isteyen istedi&#;ini yapar. Öte yandan “Merhaba” da Fars diline Araplardan geçmi&#; bir sözcük. O da Türkçe de&#;ildir. Türkçe selam; Günayd&#;n’d&#;r.
Gününüz ayd&#;n olsun demektir.

Amac&#;m burada Antisemitizm, bir kitle ya da bir din kar&#;&#;tl&#;&#;&#; yapmak de&#;ildir. Ama ben bir Türk’üm. Kimse benim dilimi ve kültürümü karalayamaz. Bana ba&#;ka milletlerin kültürünü ve dilini dayatamaz.
Bu devlet veya diyanet eliyle bile olsa, hiç fark etmez

 

 

Yazıyı Paylaş:

Selamün Aleyküm Sözünün Anlamı Nedir?

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır.Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası