korkusuz manşet / (PDF) TEMEL TÜRKÇE KELİME VE KELİME GRUPLARINI ÖĞRENME KILAVUZU | Mustafa Arslan - Academia.edu

Korkusuz Manşet

korkusuz manşet

1 MELDA ŞENEL RUS DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ ANATOLİY RIBAKOV'UN ARBAT ÇOCUKLARI ÜÇLEMESİNDE TOPLUMSAL GERÇEKLİK MELDA ŞENEL ŞUBAT 2017 RUS DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI ŞUBAT 2017

2

3 ANATOLİY RIBAKOV UN ARBAT ÇOCUKLARI ÜÇLEMESİNDE TOPLUMSAL GERÇEKLİK Melda ŞENEL YÜKSEK LİSANS TEZİ RUS DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ŞUBAT 2017

4

5

6 iv ANATOLİY RIBAKOV UN ARBAT ÇOCUKLARI ÜÇLEMESİNDE TOPLUMSAL GERÇEKLİK (Yüksek Lisans Tezi) Melda ŞENEL GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ Şubat 2017 ÖZET Çalışmamızın konusunu Sovyet döneminin önemli yazarlarından Anatoliy Naumoviç Rıbakov un ( ) Arbat Çocukları adlı üçlemesinin toplumsal gerçeklik bağlamında incelenmesi oluşturmaktadır. Sovyet yüzyılının ilk yarısına damga vuran İosif Stalin dönemini tüm gerçekliğiyle anlatan ilk yapıtlardan biri olması ve özellikle İ. Stalin ile ilgili ilk roman olarak değerlendirilmesiyle çok yankı uyandıran yapıt bu bağlamda tarihi, siyasi bir belgesel roman niteliği taşımakta, dönemin topluma yansımalarını ise Moskova nın Arbat Sokağı nda yaşayan sekiz gencin ve 1917 Ekim Devrimi ni yapan devrimci kuşağın yaşamları üzerinden ortaya koymaktadır. SSCB nin kuruluşundan yıkılışına kadar geçen süreç gerek dünya tarihi, gerekse Rusya tarihinde derin izler bırakmıştır. Özellikle İ. Stalin yönetimi döneminde yaşanan siyasi, ekonomik ve toplumsal gelişmelerin Sovyet tarihi üzerindeki etkisi çok büyük olmuştur. Çarlık Rusya sının geleneklerinden ve geri kalmışlığından uzak, sanayileşmiş, yeni, ileri, aydınlık bir ülke ve toplum ideallerinden yola çıkılan bu süreçte ise toplumsal birçok soruna tanıklık edilmiştir. Yeni bir ülke yaratmanın heyecanı içindeki sosyalizme bağlı, dürüst ve idealist insanlar, inandıkları sistemin, kendilerini yok edecek bambaşka bir sisteme dönüştüğünü anlamanın hayal kırıklığını yaşamıştır. Dönem gerçeklerini yazarın kendisinin de yaşamış olması ise yapıtı otobiyografik bir zemine oturtmuştur. İyi bir eğitim alan, sosyalizme bağlı ve ülkesi için severek çalışmanın gururunu duyan yazarın yaşamı, dönemin diğer idealist insanları ve üçlemenin başkahramanı gibi hapishane, Sibirya sürgünü ve savaşla birleşmiştir. Tezimizin amacı yıllarını içine alan Anatoliy Rıbakov un Arbat Çocukları üçlemesini dönemin topluma yansımaları bağlamında incelemek, sosyalizmle birlikte yeni kurulan toplumun yaşadığı tüm çıkmazları roman kahramanlarının yaşamlarından yola çıkarak ortaya koymaktır. Anatoliy Rıbakov bu romanıyla, 1917 Ekim Devrimi ni yapan devrimci kuşağın, devrimin ilk çocukları diye adlandırılan gençlerin ve yeni toplumun, İ. Stalin döneminde yaşadığı tüm çelişkilere açıklık getirmekte, Moskova nın Arbat Sokağı ndan, Sibirya ya uzanan çok geniş bir coğrafyada Sovyet toplum yaşamına ışık tutmakta, dönemin topluma yansımalarını çok gerçekçi ve çarpıcı bir dille aktarmaktadır. Bilim Kodu : Anahtar Kelimeler : Rıbakov, Arbat Çocukları, Toplumsal Gerçeklik, Stalin, Sosyalizm, Arbat, Sibirya, Sürgün, Savaş, Aşk, Hapishane. Sayfa Adedi : 189 Tez Danışmanı : Prof. Dr. M. Özlem PARER

7 v SOCIAL REALITY IN THE TRILOGY CHILDREN OF THE ARBAT BY ANATOLY RYBAKOV (M.A Thesis) Melda ŞENEL GAZİ UNIVERSITY INSTITUTE OF SOCIAL SCIENCES February 2017 ABSTRACT This study aims to analyse the trilogy Children of the Arbat by Anatoly Naumovich Rybakov ( ) who is one of the foremost authors in Soviet period within social reality context. The novel as one of the earliest novels expressing the whole reality the Joseph Stalin s era which marked the first half of the Soviet century is assessed to be the first novel about Stalin. In this context it is both a historical and political documentary novel that equally displays the reflections of the period on the society over the lives of eight youngsters living in the Arbat street of Moscow and the revolutionary generation who made the 1917 October Revolution. The period from the foundation to the collapse of the USSR left deep traces in both World history and Russian history. In particular, the influence of political, economic and social events experienced during the Joseph Stalin administration on Soviet history has been great. Many social problems have been witnessed throughout; driven by industrialized, new, advanced, bright country and society ideals, away from the traditions and backwardness of Tsarist Russia. Socialist, honest and idealist people who were excited to create a new country lived got disappointed when they understood the system they believed had turned into a completely different system that would destroy them. The fact that the writer himself lived the facts of the period has put the work on an autobiographical basement. The life of this well-educated writer who is proud of socialism and fond of working for his country has been merged with imprisonment, Siberian exile and war similar to the other idealist people of the time and the main character of the trilogy. The aim of our thesis is to examine Anatoly Rybakov s Arbat trilogy during the years , in the context of reflections of the period on the society and to put forth all the dilemma of newly formed society out of the lives of the characters of the novel. With this novel Anatoly Rybakov makes clear all the contradictions of the revolutionary group that made the 1917 October Revolution, the young people who were named after the first children of the revolution and the new society in Joseph Stalin s era. Furthermore, he sheds light on the life of the Soviet society in a very wide geographical region extending from Moscow's Arbat Street to Siberia and conveys the reflections of the period on the society using a very realistic and striking language. Scientific Code : Key words : Rybakov, Children of the Arbat, Social Reality, Stalin, Socialism, Arbat, Siberia, Exile, War, Love, Prison. Page Number : 189 Thesis Supervisor : Prof. Dr. M. Özlem PARER

8 vi TEŞEKKÜR Tezimi yazma sürecinde desteğini ve anlayışını esirgemeyen, sabırla bana yardımcı olan, beni yönlendiren çok değerli danışmanım Prof. Dr. M. Özlem PARER e, ihtiyaç duyduğum kaynaklara ve daha fazlasına ulaşmamı sağlayan sevgili Nienell MELKADZE ye, bu süreçte bana çok destek olan kıymetli hocam Öğr. Gör. Remzi Settar HAVUÇÇUOĞLU na, yüksek lisans eğitimim boyunca üzerimde emeği bulunan tüm hocalarıma ve beni hep motive eden, yüreklendiren, her zaman yanımda olan, anlayış ve sevgi dolu canım anneme ve babama, beni yalnız bırakmayan değerli arkadaşlarıma teşekkürü bir borç bilirim.

9 vii İÇİNDEKİLER Sayfa ÖZET... iv ABSTRACT... v TEŞEKKÜR... vi İÇİNDEKİLER... vii RESİMLERİN LİSTESİ... ix GİRİŞ BÖLÜM ARASI SSCB YE BAKIŞ, ANATOLİY RIBAKOV UN SANAT YAŞAMI VE ARBAT ÇOCUKLARI ÜÇLEMESİ ARASI SSCB DE TARİHSEL VE TOPLUMSAL YAPILANMA ANATOLİY RIBAKOV UN YAŞAMI VE YAPITLARI ( ) ARBAT ÇOCUKLARI ÜÇLEMESİ BÖLÜM ARBAT IN GENÇ VE YAŞLI KUŞAĞI 2.1. GENÇ KUŞAK İDEALİSTLER SAŞA PANKRATOV VARYA İVANOVNA NİNA İVANOVNA MAKSİM KOSTİN LENA BUDYAGİNA KARİYER DÜŞKÜNLERİ

10 viii Sayfa YURİY ŞAROK VADİM MARASEVİÇ VİKA MARASEVİÇ YAŞLI KUŞAK İVAN BUDYAGİN MARK RYAZANOV SOFYA ALEKSANDROVNA AŞHEN BUDYAGİNA BÖLÜM ÜÇLEMEDE TOPLUMSAL YAŞAM 3.1. ARBAT TA YAŞAM AŞK SAVAŞ HAPİSHANE VE SİBİRYA SÜRGÜN YAŞAMI SONUÇ KAYNAKÇA ÖZGEÇMİŞ

11 ix RESİMLERİN LİSTESİ Resim Sayfa Resim 1.1. Anatoliy Rıbakov ve Tatyana Rıbakova Resim 1.2. Üstten üçüncü fotoğraf: Arbat Çocukları 1987 yılında Drujba Narodov dergisinde yayımlandığı zaman Resim 1.3. En alttaki fotoğraf: Anatoliy Rıbakov ölmeden 1 hafta önce, New York Resim 1.4. Sırasıyla: Rıbakov un Moskova daki çalışma odası

12

13 1 GİRİŞ Anatoliy Naumoviç Rıbakov un, Sovyet Rusya nın en sancılı dönemlerinden olan 1930 lu yıllardan başlayan, İkinci Dünya Savaşı nın da büyük bir kısmını içine alan Arbat Çocukları adlı üçlemesi, İ. Stalin dönemini anlatan ilk yapıtlardan biri olması ve dönemin gerçeklerini çok çarpıcı bir dille ortaya koyması bakımından büyük önem taşımaktadır. Dönemin tarihsel ve siyasal olaylarının yanında, bu olayların toplum üzerinde yarattığı derin etkiyi de yapıt kahramanları üzerinden güçlü bir şekilde gözler önüne seren Anatoliy Rıbakov un, bu güçlü anlatımında dönem olaylarını kendisinin de yaşamış olmasının payının büyük olduğu düşünülmektedir. Üç bölümden oluşan tezimizin ilk bölümünde arası dönemde SSCB de yaşanan tarihsel, siyasal ve toplumsal süreçler ele alınacak, Anatoliy Rıbakov un yaşamı ve sanat hayatı, sonrasında ise Arbat Çocukları üçlemesi genel hatlarıyla işlenecektir. Yazarın yaşamı ele alınırken, Rıbakov un ölmeden bir yıl önce yayımlanan Anı- Roman (Roman-Vospominanie, 1997) adlı son yapıtı ve yazarın yaşamıyla ilgili önemli bilgilerin yer aldığı kitaplar, yayınlar ve makaleler detaylı bir şekilde incelenmiş, yazarda iz bırakan insanlar, onun karakterini ve yaşamını şekillendiren eğitim süreci, yazarın yapıtlarıyla birlikte, yaşamının önemli olayları ortaya konmuştur. Yazarın eşi Tatyana Rıbakova nın Mutlusun Sen, Tanya! (Sçastliva Tı, Tanya, 2005) ve Yekaterina Starikova nın Anatoliy Rıbakov un Sanatı (Anatoliy Rıbakov Oçerk Tvorçestva, 1977) adlı yapıtları yazarın biyografisi için kullanılan önemli kaynaklardandır. Arbat Çocukları üçlemesiyle ilgili bilgilerin verildiği kısımda, üçlemenin genel içeriği, SSCB de yayımlanışı ve ülkede uyandırdığı ilgi gibi detaylara yer verilmektedir yılları arasında SSCB nin içinden geçtiği tarihsel ve toplumsal sürecin anlatıldığı kısım ise yapıtın daha iyi anlaşılması için önemli olmaktadır. Bu kısımda Sovyet tarihini ve dönemin toplumsal yaşamını anlatan kitaplara olduğu kadar, özellikle yapıtın yayımlandığı Drujba Narodov dergisine gönderilen dönem tanıkları olan okur mektuplarına da yer ayrılmıştır. Entelektüel bir ailenin çocuğu olarak 1911 yılında Ukrayna nın kuzeyindeki Çernigov şehrinde dünyaya gelen Anatoliy Naumoviç Rıbakov un gerçek soyadı, Aronov dur. Eğitimli, entelektüel bir ailenin çocuğu olarak, kitaplarla erken yaşta tanışan

14 2 yazarın edebiyat tutkusu da, yine çocukluk dönemlerinde başlamaktadır. Lise sonrası fabrika stajlarında temizlik işçisi, hamal olarak çalışan ve sürücü belgesi alarak şoför olan yazar, eğitimine teknik alanda devam ederek ulaşım enstitüsünün karayolları fakültesine girer, ancak en büyük arzusu yazmaktır. Nitekim, yazar ilk öykü denemelerini, ulaşım enstitüsünden atılarak sürgüne gönderildiği yirmili yaşlarında yazmaya başlar. Kendini tam olarak yazmaya verdiği yıllar ise İkinci Dünya Savaşı sonrasında olur. Yazarın ilk yapıtı bir çocuk öyküsü olan Kama (Kortik, 1948) yayımlandığında, çocukların ve eleştirmenlerin büyük beğenisini toplar. Anatoliy Naumoviç Rıbakov, neredeyse otobiyografik diye adlandırdığı çocuk öykülerinin dışında yazdığı romanlarında da kendi yaşam öyküsünden oldukça yararlanır. Yazar, yapıtlarında anı ile kurguyu birleştirdiğini ifade etmektedir. Yazarın yaşamının, yaşamında karşılaştığı insanların ve sosyalizm yanlısı görüşlerinin sanatında önemli etkisi olduğu söylenebilir. Birçok sanatçının olduğu gibi yazarın yaşamında da Ekim Devrimi nin büyük önemi vardır. Sosyalizme inanan biri olarak, Rıbakov un ilk yapıtları sosyalist realizm örneklerini oluşturmaktadır. Ancak ülkenin içinden geçtiği sancılı süreç ve yazarın kendi yaşadıkları, yazarı ülke gerçekleriyle yüzleşmeye götürerek, sistem eleştirisi olarak nitelendirilebilecek Arbat Çocukları üçlemesinin ortaya çıkışına zemin hazırlar. Özellikle İ. Stalin döneminde insan özgürlüğünü hiçe sayan sistem, yazarın sosyalizme duyduğu inançların da sarsılmasına neden olur. Demokratik sosyalizm yanlısı yazar, sosyalizmin demokrasi ve özgürlükle birleşmesi gerektiği düşüncesindedir. Eleştirel muhalif tavrını özellikle Arbat Çocukları yapıtıyla ortaya koyan yazar, dünyada insan onurundan daha önemli hiçbir şey olmadığını düşünmekte, insana insanca yaşam hakkı veren demokratik sosyalizmi değerli bulmaktadır. Rıbakov, Sovyetler Birliği döneminde, yaşarken yapıtları yayımlanamamış yazarlara göre şanslıdır, çünkü hayattayken tüm yapıtlarının basımını görür, ancak 1960 lı yıllarda yazdığı Arbat Çocukları nın basım sürecinde türlü zorluklar yaşar, romanında Stalin ile ilgili bazı bölümleri çıkarmak zorunda kalarak, romanın basılabilmesi için yirmi yıl bekler. Ancak Gorbaçov döneminde yeniden yapılanma (perestroyka) süreciyle 1987 yılında Drujba Narodov dergisinde yayımlanabilen Arbat Çocukları (Deti Arbata, 1987), yazarın en önemli ve en çok yankı uyandıran yapıtıdır. Sadece Rusya da değil, uluslararası arenada da çoksatar listesine girmeyi başaran roman toplamda elli iki dile çevrilmiştir. Anatoliy Rıbakov un Arbat Çocukları üçlemesi, üçlemenin ikinci cildi Dehşet (Strah, 1991) ile devam etmekte, üçüncü cildi Kül ve Duman (Prah i Pepel, 1994) ile ise sona ermektedir.

15 3 Ancak üçlemenin en çok ilgi gören cildi Arbat Çocukları olmaktadır. Yapıtın, 2004 yılında çekilen televizyon dizisinin, yapıta olan ilgiyi tekrar artıracağı öngörülse de, beklenenin olmadığı, filmin yapıta göre eksik ve zayıf kaldığı ifade edilmektedir. Yapıtın farklı düzlemlerde ilerleyen, çok katmanlı yapısının, filmde tek bir düzlemde verildiği ve içinde birtakım değişiklikler yapılarak izleyiciye sunulduğu söylenebilir. Tezimizin ikinci bölümünde Arbat Sokağı nın genç ve yaşlı kuşağı üzerinden dönemin topluma yansımaları ele alınacaktır. Bu bölümde Arbat Çocukları üçlemesindeki yapıt kahramanları, içinde yaşadıkları dönem olgusuyla işlenecek, toplumun yaşadığı çelişkiler ortaya konacak, dönemin toplumsal yaşama yansımasının ne şekilde olduğu irdelenecektir. Arbat ın genç kuşağı bölümünde alt başlıklar altında incelenen idealist ve kariyer düşkünü tipler, Ekim Devrimi ile yeni oluşan toplumdaki temel çelişkiyi ortaya koyması açısından önemli olmaktadır. Bir tarafta dürüst ve devrime tüm idealleriyle bağlı çıkarsız bir gençlik portresi çizilmekte, diğer tarafta devrim ideallerini bambaşka bir sistemin çıkarları olarak kullanan otoritenin çıkarcı uzantılarını oluşturan gençlik resmedilmektedir. Arbat ın yaşlı kuşağı başlığında ise devrimi yapan ve güçlü devrimci ideallerle yola çıkan kuşağın, nasıl yok edildiği ve ülkede yaşananlarda bu kuşağın ne kadar payı olduğu gibi sorular yapıt kahramanları üzerinden sorgulanmaktadır. Bu bölüm ve son bölümde Arbat Çocukları ile ilgili eleştirilerin çoğunun yer aldığı en kapsamlı ve temel kaynak sayılabilecek içinde birçok edebiyat eleştirmeninin makalelerinin yer aldığı Farklı Bakış Açılarından Anatoliy Rıbakov un Arbat Çocukları (S Raznıh Toçek Zreniya-Deti Arbata-Anatoliya Rıbakova, 1990) adlı yapıttan yararlanılmıştır. Özellikle üçlemenin başkahramanı Saşa Pankratov ve diğer kahramanlarla ilgili olumlu ve olumsuz yapılan değerlendirmeler objektif olarak ilgili yerlerde kullanılmıştır. Bu bölüm yapıt kahramanlarının ve genel olarak toplumun yaşadığı çelişkilere ışık tutmaktadır. SSCB deki toplumsal yaşamın incelendiği tezimizin üçüncü bölümünde ise toplumsal yaşam bağlamında üçlemenin geçtiği 1930 lu yılların Arbat Sokağı ndaki değişim irdelenmekte, aşk ve savaş ile birlikte, hapishane, Sibirya sürgünü gibi olgular üçleme kapsamında dönemin toplumsal gerçekleri olarak ele alınmaktadır. Yapıta da adını veren Moskova nın sosyo-kültürel bağlamda en önemli sokaklarından biri olan Arbat Sokağı, buradaki yaşam ve sanayileşme yolunda ilerleyen ülkede yaşanan değişimin bu sokağa

16 4 yansımaları işlenmektedir. Yapıtta aşk ve savaş temalarıyla da bağlantılanan Arbat, hem yapıt kahramanlarının aşklarına sahne olan, hem de kimi yazarlarca savaş siperi olarak adlandırılan yerdir. Hapishane ve Sibirya sürgünü ise Arbat tan Sibirya ya uzanan geniş bir yelpazedeki insan yaşamlarına tanık olunan, dönemin ülke gerçekliğine vurgu yapılan önemli bölümlerden biridir. Stalin dönemini anlatan ilk yapıtlardan biri olması ve Sovyet tarihinin en karanlık dönemine ışık tutması bakımından çok önemli bir yerde duran böyle bir yapıtla ilgili Türkiye de daha önce bir araştırma ve çalışmanın yapılmamış olması, bu konunun işlenmesinde temel motivasyon olmuştur. Arbat Çocukları üçlemesi, sadece üçlemenin Arbat Çocukları adlı ilk cildiyle ve Dehşet adlı ikinci cildin ilk yarısının 1935 Yılı ve Sonrası adıyla Rusça aslından Uğur Büke tarafından çevrilmesiyle Türkçe de yerini almıştır. Bu iki kitap Türkiye de sırasıyla 1988 ve 1990 yıllarında Cem Yayınevi tarafından yayımlanmıştır. Üçlemenin ikinci cildinin diğer yarısı ve son cildi ise henüz Türkçe ye çevrilmemiştir. Tezimizde edebiyat biliminin metne dayalı araştırma tekniklerinden faydalanılmıştır. Üçlemeden yapılan tüm alıntılarda yapıtın Rusça aslı kullanılmış, bununla birlikte diğer kaynaklardan yapılan alıntılar da tarafımca çevrilmiştir. Üçleme ile ilgili yazılmış edinebildiğimiz tüm Rusça ve İngilizce kaynaklardan, var olan görüş ve makalelerden yararlanılmıştır.

17 5 1.BÖLÜM ARASI SSCB YE BAKIŞ, ANATOLİY RIBAKOV UN SANAT YAŞAMI VE ARBAT ÇOCUKLARI ÜÇLEMESİ ARASI SSCB DE TARİHSEL VE TOPLUMSAL YAPILANMA 1917 Ekim Devrimi, 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren kapitalistleşmeye başlayan Rusya ve bu anlamda doruğa ulaşmış Avrupa ve daha geniş açıdan bakıldığında dünya tarihinde yepyeni bir sistem denemesini oluşturmaktadır. Vladimir İlyiç Ulyanov, daha çok bilinen adıyla Vladimir Lenin önderliğindeki Bolşeviklerin Ekim Devrimiyle yönetimi ele geçirmesiyle ve yılları arasında patlak veren, Beyaz ve Kızıl Ordu arasında yaşanan büyük çarpışmalara sahne olan iç savaştan Kızıl Ordu nun galip çıkmasıyla sosyalist devletin temelleri de atılmış olur. Ancak iç savaş dönemi toplumsal açıdan çok sancılı geçmiştir yıllarında iç savaş döneminde ortaya çıkan, ticaret ve özel mülkiyetin yasaklandığı, şehirlerin ve Kızıl Ordu nun gıda ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için köylülerden tüm ürünlerinin alındığı, emeğin verimliliğinin düştüğü ve yaşamın her alanında krizin, açlık ve sefaletin hüküm sürdüğü, milyonlarca insanın öldüğü savaş komünizmi yılları toplumda büyük bir infial yaratmıştır. Bu infiali telafi etmek ve ülkede ekonomiyi canlandırmak amacıyla Yeni Ekonomi Politikası nın (Novaya Ekonomiçeskaya Politika, NEP) 1921 de yürürlüğe girmesiyle, özel mülkiyete ve ticarete izin verilmesi, halkın elinden tarım ürünlerinin zorla alınmasının nihayet bulması, para reformunun getirilmesi ekonominin çoğu sorununun çözülmesini sağlamıştır yılında ise birinci beş yıllık planın onaylanmasıyla, NEP in yürürlükten kaldırıldığı resmen kabul edilmemiş, küçük ölçekli özel sanayi ürünlerinde ve tarımda serbest piyasa varlığını sürdürmüş ancak birinci beş yıllık planın dayattığı ilkeler bu politikanın kalıntılarını istisnai ve tehlikeli bir konuma sokmuştur. 1 Büyük bir sanayi hamlesi olarak nitelendirilebilecek birinci beş yıllık planın ( ) ekonomik açıdan ülkenin kendine yeterli hale gelmesi, makine ve ekipman ithal 1 Carr, E. H. (2013). Lenin den Stalin e Rus Devrimi, (İkinci Basım). İstanbul: Yordam Kitap, 223.

18 6 eden bir ülkeden bunları üreten bir ülkeye dönüşme, ülkenin sanayileşmesinin temeli olarak üretim araçları üretiminin maksimum düzeyde geliştirilmesi gibi hedefleri vardır. 2 Bu bağlamda uzunluk ve havza alanı bakımından Avrupa nın üçüncü büyük nehri olan, Rusya, Belarus ve Ukrayna devletlerinin toprakları boyunca akan Dnyeper nehri üzerinde Dneprostroy adıyla kurulan büyük baraj ve hidroelektrik santrali, devrimden önce otomobil üretimi olmayan ülkede kurulan otomobil fabrikası ve otomobil üretiminin yanında, tarımsal üretimi artırmak için traktör üretimine de geçilmesi, demiryolları ve doğuda büyük demir-çelik fabrikalarının açılması 3 her ne kadar sanayide büyük bir atılım olarak değerlendirilse de bu noktada köylü ve işçinin büyük zorluklarla ve açlıkla mücadele ettiği de bir gerçektir. Rus halkı kendini bir ikiz devrimin endüstriyel ve tarım- içinde bulur ve bu ikiz devrim halkın kaderini Ekim Devrimi nden bile daha çok etkiler. 4 Ekim Devrimi nde büyük halk toplulukları hareketin merkezinde yer alsa da, bu devrim tamamen devlet kontrolü altındadır, bu sefer değişiklikleri isteyen tepedekiler, baskı altında olan ise halktır. 5 Özellikle bütün beş yıllık planın temellerinden biri olan tarımsal üretimde, köylünün kolektifleştirilmesi hem yoksul köylü hem de kulaklar (zengin köylü) için büyük sorunlara neden olmuştur. İktidar 1920 li yılların sonunda karşılaştığı tahıl tedarik kriziyle, ülke tarım topraklarındaki kolhoz (kolektif çiftlik) ve sovhoz (devlet tarım işletmesi) adı altındaki tarım çiftliklerini artırmış ve yönetimin bölgelere göre oluşturulan tahıl toplama kotası tüm köylüler üzerinde büyük bir baskı oluşturmuştur. Köylüler ellerinde ihtiyaçtan fazla bulunan ürünleri serbest pazarda satmak için saklama yöntemleri geliştirmiştir. Ürün saklamak ise resmen suç unsuru oluşturmuş, yasal olan ticaretle yasadışı olan spekülasyon arasındaki sınır belirsizliğini korumuştur. 6 Başta açıklanan orta ve yoksul köylüye baskı uygulanmaması niyeti kısa sürede amaca engel olmaya başlamış, rejimin düşmanı olarak kabul edilen kulaklara insaflı davranılmayarak, kolektifleştirilmeye direnen, kulak olmakla ya da kulaklarla işbirliğine girmekle suçlanabilecek tüm köylüler aynı cezalara çarptırılmış, on binlerce kulak evlerinden ve topraklarından çıkartılıp uzak bölgelere sürülmüş, 2 A.g.y., A.g.y., 216, 217, 218, Vernadsky, G. (2011). Rusya Tarihi. (İkinci Basım). İstanbul: Selenge, A.y. 6 Carr, a.g.y., 225.

19 7 hayvanları, araçları ve makineleriyse kolhozlara devredilmiştir. 7 Hayvanlarını vermek istemeyen çoğu köylü onları kesmiş ve bu, ülkede uzun vadede bile giderilemeyen hayvan ihtiyacına neden olmuştur. Bunda köylünün besleyemediği için gittikçe daha fazla hayvan kesmesinin de payı vardır. Sonrasında baskı azaltılsa da bu, açlığın önüne geçememiş, 1931 ve 1932 yıllarındaki hasatlar felaketi iyice büyüterek, kesin olarak bilinmese de tahminen bir milyon ile beş milyon arasında insanın ölümüne yol açmıştır yılında Ukrayna yı saran kıtlık, yıllarında kuzey Kafkasya ve Kazakistan kadar orta Rusya nın ana tahıl yetiştiren merkezlerine de yayılmıştır. 9 Köylerde durum neredeyse on yıllık süreç içinde bir nebze iyileşme göstermiştir. Birinci beş yıllık plan ( ) dönemi siyasal açıdan birtakım kırılmaların da yaşandığı bir zaman dilimidir nin sonunda sol muhalefet ve bundan birkaç yıl sonra da sağ muhalefet mağlup edilmiş, bu da Stalin kültüne giden yolun başlangıcını oluşturmuştur. Gizli polis, kulak (zengin köylü) tasfiyelerini ve diğer cezaları artırmış ve bu yıllarda eski bir çarlık uygulaması olan idari sürgün geri gelmiş ve sanayiye işgücü sağlayarak büyük katkıda bulunacak GULAG (Glavnoye Upravleniye İspravitelno-Trudovıh Lagerey i Koloniy) adında Kamplar Genel İdaresi kurulmuştur. 10 Bu idare, ceza infaz sisteminde yer alan kamp, tutukevleri ve kolonilerin denetimini sağlamıştır. 11 Bu dönemin büyük sorunlarından biri de on milyondan fazla köylünün şehirlere taşınarak işgücüne katılmasıyla şehirlerde oluşan ev bulma krizi olmuştur. İnsanlar geçici olduğu düşünülen ama sonradan Sovyet yaşamının bir parçası haline dönüşen komün dairelerde 12 küçücük odalara sıkışmak zorunda kalmıştır. Özellikle kıtlık zamanında bu göç hareketi öylesine kontrol edilemez bir hale gelmiştir ki devlet devrimden beri ilk kez iç kimlik sistemi 7 A.g.y., A.g.y., Fitzpatrick, S. (2000). Everyday Stalinism, Ordinary Life in Extraordinary Times: Soviet Russia in the 1930s. Oxford University Press, A.g.y., Lewin, M. (2008). Sovyet Yüzyılı. (Birinci Basım). İstanbul: İletişim Yayıncılık, Devlete ait ve devletin konut sağlama normlarına bağlı olarak insanları yerleştirdiği Komunalka kısaltmasıyla bilinen bu dairelerde birkaç aile ya da birey birlikte yaşar. Her aile ya da bireye (kişinin ailevi durumuna ve dairenin durumuna bakılmaksızın) bir ya da birkaç oda verilir. Banyo, tuvalet, mutfak, koridor ve giriş gibi alanlar ise herkes tarafından ortak kullanılır. Web: adresinden 10 Haziran 2016 da alınmıştır.

20 8 kurarak, şehir ikamet izninden oluşan bir sistem organize etmiştir 13 ve köylülerin dışındaki insanların sosyal sınıfı tıpkı çarlık dönemindeki gibi kimliğe işlenmeye başlanmıştır. Göç hareketini denetim altında tutabilmek için oluşturulan bu şehir ikamet sistemi toplum yaşamı üzerinde büyük zorluklara neden olmuştur, ancak toplumun yaşadığı kıtlıkla beraber, yavaş işleyen, en temel ihtiyaçların karşılanmasının bile büyük bürokratik formalitelere dönüştüğü, içinde kişisel ilişkilerin kullanıldığı ve kayırmaların bulunduğu bürokrasiyle de mücadele etmek zorunda kalışı sorunları daha da büyütmüştür. Özellikle yönetici elit kesimin her şeye daha kolay ulaşması durumu, milyonlarca sıradan vatandaş için eşitsizlik duygusu yaratmıştır. Bunun yanı sıra genç bir işçi yüksek eğitim görmede, komünist parti üyeliğinde ayrıcalığa sahipken, bir soylunun ya da rahibin oğlu birçok sınırlamalarla karşılaşmış, geçmişlerini saklamak için sınıflarının proleter ya da fakir köylü olarak geçmesi için çaba sarfetmişlerdir. 14 Parti kendini proleteryanın gücü olarak tanımlamış ve proleter terimi sosyal bir durum olmaktan çok, politik soyluluk ve ideolojik doğruluk anlamına gelmiş, burjuva ya da küçük burjuva ise politik güvenilmezlik ve ideolojik sapmayı temsil etmiştir. 15 Aslında bu döneme yeni ve eskinin savaştığı bir dönem de denilebilir. Eskiden nasıldı, şimdi nasıl? sorusuna verilen yanıt, önceden işçi ve köylü çocuklarının eğitim olanağına sahip olmadığı, ama artık bu çocukların mühendis bile olabildiğidir. Eskiden köylüler toprak beyleri tarafından sömürülmekteyken, şimdi toprak beylerinin yok olmasıyla köylüler toprağı kolektif biçimde işlemektedir. Önceden işçiler işveren tarafından suistimal edilirken, şimdi işçilerin kendisi işveren olmaktadır. Rahipler insanları aldatıp, onların beyinlerini uyuştururken, şimdi insanların gözleri bilime ve aydınlanmaya açılmaktadır. 16 Toplumda eski ve yeni sistem arasında bu karşılaştırmalar yapılırken, devlet yönetimi ise iki ayrı koldan idare edilmektedir. Devlette, devlet bürokrasisini temsil eden mülki idare ve parti aygıtını temsil eden apparat adında iki iktidar organı bulunmaktadır ve henüz 1920 de parti aygıtı üyelerinden tepedekiler ve tabandakiler arasında büyüyen eşitsizlik hem sıradan üyeler 13 Fitzpatrick, a.g.y., A.g.y., A.y. 16 A.g.y., 10.

21 9 hem de liderler tarafından ciddiye alınır olmuştur. 17 Siyaset sosyoloğu olan ve 1923 te Ukrayna hükümetinin başında bulunan Hristian Rakovskiy in teşhisi ise partinin içinde bulunduğu durumu özetler niteliktedir: Parti artık yüzbinlerce bireyin toplamıdır. Bu insanları birleştiren ortak bir ideoloji değil, herkesin kendi paçasını kurtarma telaşıdır. Sorun, bu kadar amorf bir kitleden nasıl yeniden komünist bir parti yaratılacağıdır. Tek yol parti içi demokrasiyi yeniden tesis etmektir. 18 Üst düzey kadrolar arasında yaşanan bu hayal kırıklığı, sıradan parti üyeleri arasında da yaşanmıştır ve yılları arasında yaklaşık bir buçuk milyon kişi, çoğunlukla üye aidatlarını ödemeyerek partiden ayrılmıştır, daha da önemlisi ise partiden ayrılan bir buçuk milyon kişinin yıllarında yaşanan büyük terör dalgasında kendi kendini ihbar eden halk düşmanı havuzu oluşturmasıdır yıllarında ise ikinci beş yıllık plan uygulamaya konulmuştur yılında özellikle kıtlıkla savaşan toplumda adeta yiyecek bolluğu olsa da bu, toplumsal anlamda büyük yıkım yaşanan büyük terör ün de döneme damgasını vurduğu bir yıl olmuştur. Devlet idaresi, parti aygıtı, ordu içinde ve aydınlar arasında muhalif olmakla suçlanan yönetici, komutan, Politbüro üyelerinin ölümleriyle sonuçlanan, İçişleri Halk Komiserliği (NKVD) çalışanlarını herhangi bir sebeple rahatsız eden sıradan vatandaşların da kitlesel ölümlerini içine alan bu büyük terör dönemi genel olarak yılları arasında gösterilmektedir. Leningrad Parti Örgütü yöneticisi Sergey Mironoviç Kirov un 1934 yılında öldürülmesi büyük terör e giden yolun başlangıcı olmuştur. Rus devrimci, Lenin ve Stalin in silah arkadaşlarından Grigoriy Zinovyev ve Lev Kamenev asıl suçlu olarak Troçkist-Zinovyevci terörist merkez kurmaktan, Kirov u öldürmekten, Stalin i ise öldürmek için komplo tasarlamaktan 1936 da yargılanarak kurşuna dizilmiştir ve bu Moskova duruşmaları nın ilkini oluşturmuştur. 20 Bu duruşmaların ikincisi 1937 de gerçekleşmiş, Sovyet karşıtı paralel Troçkist merkez üyeleri olarak adlandırılan aralarında Karl Radek, Yuriy Pyatakov, Grigoriy Sokolnikov un da olduğu on yedi kişi 17 Lewin, a.g.y., A.g.y., A.g.y., İnternet: Bolşoy Terror, Web: adresinden 15 Temmuz 2016 da alınmıştır.

22 10 yargılanmış, bunlardan on üç kişi kurşuna dizilmiş, geri kalanı da kısa süre sonra ölecekleri kampa gönderilmiştir yılında yapılan üçüncü duruşmada ise, Sağ-Troçkist blok üyeleri olarak adlandırılan Nikolay Buharin, Aleksey Rıkov un da aralarında bulunduğu 21 üye yargılanmış, üçü dışında hepsi idam edilmiş, kalan üç kişi de 1941 de kurşuna dizilmiştir. 22 Orduda yapılan tasfiye ise Mareşal Mihail Tuhaçevskiy in de dahil olduğu Kızıl Ordu nun yüksek rütbedeki asker grubu üzerinde gerçekleşmiş, bu grup vatana ihanetten, Alman casusluğundan ve askeri darbe planlama gibi suçlardan kurşuna dizilmiştir. 23 Bu dönemde sıradan insanların çoğu ise karşıdevrimci suçlardan hüküm giymiş ve suçlarını itiraf etmeleri için her türlü işkenceye maruz kalmıştır. Üstelik düşman sayısının önceden bir kotayla belirlendiği, ancak bu rakamın üzerine çıkmaya da izin verildiği, geriye sadece suçluların adını belirlemenin kaldığı ifade edilmektedir. 24 Bazı kaynaklara göre yıllarında kişi tutuklanmış ve bunlardan si kurşuna dizilmiştir, Nikita Sergeyeviç Kruşçev in 1957 de Merkez Komite genel kuruluna verdiği rakamlar ise tutuklananların sayısını bir buçuk milyonun üzerinde, kurşuna dizilenlerinkini ise olarak göstermektedir den 1953 ortasına kadarki 33 yıllık sürede karşıdevrimci suçlarla itham edilenlerin toplam sayısı dır. Bunların i ölüme mahkum edilmiş, si kamplara, kolonilere ve hapishanelere gönderilmiş, si belli bir yerde ikametten menedilmiş (vısılka) ya da belli bir yere sürgüne (ssılka) gönderilmiştir kişinin ise diğer kategorisine girdiği ifade edilmektedir dönemine ilişkin kaynaklar ise, tutuklananların sayısını , kurşuna dizilenlerinkini olarak vermektedir. 27 Stalin kurbanlarının büyük çoğunluğunun, % 70 i veya daha fazlasının, komünist parti üyesi veya diğer Sovyet elitlerinden değil sıradan vatandaş lardan oluştuğu belirtilmektedir. 28 Stalin rejimi döneminde yılları arasında öldürülenlerin gömüldükleri toplu mezarların da 1990 lı yılların başında ortaya çıktığı ifade edilmekte, Moskova yakınlarındaki Komunarka kasabasındaki toplu 21 A.g.m. 22 A.g.m. 23 A.g.m. 24 Lewin, a.g.y., A.g.y., A.g.y., A.g.y., Cohen, S. F. (2012). The Victims-Return Survivors of the Gulag after Stalin. (Birinci Basım) London-New York: I.B. Tauris, 2.

23 11 mezarla ilgili 8 ciltlik kitap yazan Ludmila Aleksievna Golubkova nın ifadesiyle, özellikle Moskova yakınlarındaki Butovskaya bölgesindeki toplu mezarda kişi bulunduğunun tespitinin resmen yapıldığı ortaya konmaktadır. 29 Büyük terör sırasında kitap yayımlamış olan en az altı yüz yazar da tutuklanmıştır. Bu sayı Sovyet Yazarlar Birliği üyelerinin üçte birini oluşturmuştur ve o her yere hakim olan korku, kuşku, belirsizlik atmosferi, büyük terör de yaşanan salgın halindeki istihbarat ve otosansür ortamı, ahlak iklimini ölümcül şekilde zehirlemiştir. 30 Ancak bu dönemin toplam kurban sayısı ve dönemin sebep, sonuçlarıyla ilgili tüm olgular hala tam olarak aydınlanabilmiş değildir. 31 Bu terör ortamı ise 1938 lerin sonunda azalma göstermeye başlamıştır, bunun nedeni olarak ise Stalin in iktidar mücadelesini kazanması ve hedeflerine ulaşması gösterilmektedir. Ülkede normalleşme sürecinin NKVD nin başı Yejov un 1939 da tutuklanması ve 1940 yılında kurşuna dizilmesiyle olduğu söylenebilir. Bundan sonra da parti üyelerine ve masum yurttaşlara saldırmakta çok ileri giden NKVD içindeki muhbir öldürülecek ve bu, pek çok insanın içini rahatlatacaktır. 32 Bundan sonra Sovyet toplumunu bekleyen ise 1930 lu yılların kayıplarından daha fazla insani kaybın yaşanacağı İkinci Dünya Savaşı dır lu yıllarda Rus ordusunda Tuhaçevskiy gibi en iyi komutanların yok edilmesi, savaş öncesi Rusya yı güçsüz bir konumda bırakmış, buna güvenen Almanya 22 Haziran 1941 de Rusya ya saldırmıştır. Almanya nın kısa sürede zafere kavuşacağı inancı, Rusların direnişiyle karşılaşmış ve kışın başlamasıyla soğuk kış şartları Almanları zor durumda bırakmış, Almanların Moskova cephesinde ilk gerilemeleri ise 6 Aralık 1941 de görülmüştür ve 1943 yılları boyunca Rusya cephesinde yoğunlaşan büyük çarpışmalar, Almanlar 1942 yazında büyük bir saldırıya geçince hızlanmış, ancak Ruslar 1942 Kasımı ile 1943 Şubatı arasında Almanları geri dönmeye zorlamıştır. Almanlar 1943 yazında yeniden saldırı girişiminde 29 İnternet: Stalin rejiminin kurbanları anıldı. Web: adresinden 27 Ekim 2016 da alınmıştır. 30 Volkov, S. (2010). Büyülü Koro Lev Tolstoy dan Aleksandr Soljenitsin e XX. Yüzyıl Rus Kültür Tarihi. (Birinci Basım). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, A.y. 32 Lewin, a.g.y., McNeill, H. W. (2007). Dünya Tarihi. (Onikinci Basım). Ankara: İmge Kitabevi, 709.

24 12 bulununca, Ruslar hızla durumu tersine çevirip kendileri saldıran taraf olmuş, bundan sonra Almanlar, Rus topraklarından adım adım çekilerek hep savunma durumunda kalmışlardır yazının sonlarına doğru ise Rus orduları savaş öncesi sınırları geçip Berlin e doğru bastırmaya başlamış, savaşın bitimi 1945 te gerçekleşmiştir. 34 İkinci Dünya Savaşı nda arası insan kaybı, fazladan ölümler milyon, doğum açığı ise 12 milyon olarak toplamda 38 milyon olarak tahmin edilmektedir. 35 Ancak arasında 26 milyonluk, arasında 38 milyonluk bir nüfus kaybı ortaya çıkmış, Stalinist sanayileşme de ağırlığı 1933 yılındaki kıtlık sırasında olmak üzere en az 10 milyon fazladan ölüme yol açmış, böylece arası vakitsiz ölüm ve doğum açıklarından kaynaklanan toplam nüfus kaybı 74 milyonu bulmuştur. 36 Sovyetler Birliği nde yılları arasında yaşanan tarihsel ve toplumsal olayların özetinin sunulduğu bu giriş bölümüne, bu tezde incelenen Anatoliy Rıbakov un Arbat Çocukları yapıtının yıllarını kapsaması bağlamında, o dönemi yaşayan ve yapıtı okuduktan sonra Drujba Narodov dergisine olumlu ve olumsuz yönde mektup gönderen okurların bu mektupları da eklenmiştir. Derginin ifadesine göre gelen olumlu mektup sayısı, olumsuzlara göre altı kat fazladır. Drujba Narodov dışında Ogonyok dergisinden de alıntılanan bu mektupların, dönemin toplumsal olaylarını yaşayan kişilerin yazdığı mektuplar olması sebebiyle oluşturulan giriş bölümüne katkı yapacağı düşünülmektedir. Olumlu bir mektupta, kitapta anlatılanları yaşadıklarını ifade eden Leningradlı bir grup şöyle söylemektedir: ( )Size, bu korkunç dönemi yaşayan gerçek Leningradlı bir grup yazmaktadır. Aramızda bu olayların dokunmadığı; gerçek komünistleri, ülke vatanseverlerini, yakınlarını, akrabalarını, kaybetmeyen bir aile yok ve bu yaralar hiçbir zaman iyileşmeyecek( ) 37 Bir okur ise hem kendi ailesinin hem de eşinin ailesinin bu trajediyi yaşadığını anlatarak, bunları şöyle ifade etmektedir: 34 A.g.y., Lewin, a.g.y., A.y. 37 Zayonçik, M. (1988). İz poçtı jurnala Drujba Narodov Pisma çitateley Anatoliyu Rıbakovu po povodu romana Deti Arbata. Drujba Narodov. No: 2, 262.

25 ( )Ne yazık ki bizim ailelerimizin kaderi de trajik oldu yılında babam tutuklandı, sonra halk düşmanı ilan edilen Sovyetler Birliği Devlet Planlama Teşkilatı nın başındaki V. M. Mejlauk ile birlikte o dönemki tüm yöneticiler gibi kurşuna dizildi. Pravda nın yayın kurulunda çalışan ve Arbat ta yaşayan dayım da tutuklanıp kurşuna dizildi (onların ölümünü çok sonradan öğrendik). Baba tarafından akrabamız ve önemli bir gazeteci olan Mihail Koltsov da öldü. Annemi halk düşmanı karısı olarak 1938 yılında tutuklayıp, ona 8 yıl kamp cezası verdiler. Ben Harkov da çocuk yuvasına düştüm. Orada, Ukrayna ve Belarus un çoğu eski yöneticilerinin oğulları ve kızlarının da aralarında bulunduğu, baskıya maruz kalan çocukların takımında eğitim aldım. ( )1947 yılında eşimle evlenerek ister istemez halk düşmanları çocuklarının çiftini oluşturduk ki bu o zamanlar durumumuzu kötüleştiriyordu. Ama inanın ne bizim hayatta kalan akrabalarımız ne de biz, her şeye rağmen dünyaya küsmedik, olanlardan partiyi ve vatanımızı suçlamadık, eskisi gibi her zaman sosyalizmin ideallerine sadık kaldık. Stalin hayattayken ona inanıyorduk ve ona bir önder olarak sadıktık. Temelsiz bir şekilde ailelerin ve diğer insanların baskıya maruz kalmasını kendimize İçişleri Bakanlığı organlarındaki (Yagodacı, Yejovcu) çarpıklık ve sabotaj olarak açıklıyorduk. Stalin in her şeyi bilmediğini, onu yanlış yönlendirdiklerini vs. düşünüyorduk. Onun kendisinin bu baskı organizasyonuna katılmadığını varsayıyorduk. Sonradan özellikle 1953 ten sonra her şeyin Stalin in bilgisiyle olduğunu anlamaya başladık. Partinin 20. kongresi çoğu şeyde gözlerimizi açtı, uzun zamandır beklenen bir rahatlama getirdi ve adaletin yeniden yapılanmasının başlangıcı oldu( ). 38 Bir okur da teşekkür dolu mektubunda şu ifadeleri kullanmaktadır: Saygıdeğer Anatoliy Naumoviç! Yeteneğinizin daima hayranı oldum. Ama bu kitap bende özel bir izlenim bıraktı. Burada o dönemin tüm dünyası gösterilmekte ve kahramanların kaderleri heyecanla takip edilmektedir. Okumaya başladıktan sonra, ayrılmak zor. Roman yayınlanırsa, bu, yanlışlarının şimdi de dile getirildiği dönemin değerlendirilmesinde ve politikamızda büyük bir adım anlamına gelecektir. Roman neyi iyi, neyi kötü değerlendirmemiz gerektiği konusunda bize rehber oldu. Bu yarattığınız şey sanatsal kahramanlık ve vatandaşlık kahramanlığıdır. Size sıhhat diliyorum. 39 Olumsuz değerlendirmelerden birinde ise şu ifadeler yer alır: Arbat Çocukları romanını okudum. Yazar dönemi kinle ve nefretle göstermiştir (muhtemelen Stalin tarafından zarar gördü). Bu, benim gençlik yıllarım. Ateşin başında toplanır, hem komsomol 40 toplantılarımız, hem hiçbir alkollü içecek olmaksızın harika akşamlarımız olurdu, hem de romanın yazarının iddialarının aksine hiçbir korku yaşamazdık( ) 41 Bir diğer okur mektubunda ise İ. Stalin i sevdiklerinden, onun otoritesini ve kalplerindeki Stalin sevgisini kimsenin yıkamayacağından bahsedilir: Borilin, L. B., Bazilevskaya V. B., a.g.d., Yefremov, O. (1987). Deti Arbata pisma Anatoliyu Rıbakovu. Ogonyok. No:27, Rusça açılımı Kommunistiçeskiy Soyuz Molodyoji olan, Komünist Gençler Birliği nin yaygın olarak kullanılan kısaltmasıdır. 41 Vorobyeva, M. Ya. (1988). İz poçtı jurnala Drujba Narodov Pisma çitateley Anatoliyu Rıbakovu po povodu romana Deti Arbata. Drujba Narodov. No: 2, 257.

26 14 Arbat Çocukları romanını okudum tüm Moskova ondan bahsediyor. Stalin döneminde yetişen bizlerde onun otoritesini sarsmayı başaramayacaksınız. Biz Stalin i seviyorduk, bunu anlamak gerek! Bizim içimize bu sevgiyi kimse sokmadı! Belki de her şey yazdığınız gibi olmadı! Halk neden sustu? Kişi kültü mü? Ya onu kim yarattı? Her şeyde tek suçlu olan Stalin değil En iyisi ölüyü rahat bırakmak. Hoş değil 42 Bu mektupların dışında Stalin in diş doktoru Maksim Savelyeviç Lipets ile yapılan bir röportaj da yaşanılan dönemin, Lipets in kendisi de dahil olmak üzere insanlarda ne kadar büyük bir korku yarattığını açıkça göstermektedir. Kremlin hastanesinden Stalin in emriyle kovulan Lipets in sözleri şu şekildedir: ( )Stalin in çevresinden gelen tüm hastaları kabul etmeme yasak koydular ve sıradan bir doktor oldum. Açıkça söylemek gerekirse emekliliğe kadar korku içindeydim. Meslektaşlarımı, Kremlin hastanesinin ünlü doktorlarını Vinogradov u, Grinşteyn i, Popova yı, Preobrajenskiy i, beyaz önlüklüler davasında tutukladıkları zaman 1950 lerin başlarında özellikle korkuyordum.( ) Stalin Rusya nın en iyi insanlarını yok etti. O ve onun taraftarları ise daha yaşarken cezalandırıldılar: Onların kendisi de güvensizlik ortamında yaşadı, insanlar üzerindeki iktidar bilinci ise onları insani ilişkilerin gerçek mutluluğundan mahrum etti. 43 SSCB deki yılları arası dönemle ilgili yapılan tüm incelemeler ve dönemin tanıklarının da anlatımları göz önünde bulundurulduğunda, 1920 li yılların sonundan itibaren özellikle 1930 lu yılların toplum belleğinde travma halinde derin izler bıraktığı söylenebilir. Ülke sanayileşmesinin büyük insani kayıplar üzerinde yükseldiği, kıtlığın, sefaletin ve korkunun ülkenin her yerinde kol gezdiği bu yıllar, toplumsal bir paranoya atmosferinin de oluşmasına neden olur. İkinci Dünya Savaşı ise yaşanan insani kayıplara rağmen, toplumu tek amaç için bir araya getiren, insanlara yeniden onurla mücadele etme şansı tanıyan ve sonu zaferle biten bir destan yazma olanağı sunan bir dönem olarak tarihe geçer ANATOLİY RIBAKOV UN YAŞAMI VE YAPITLARI ( ) Anatoliy Naumoviç Rıbakov 14 Ocak 1911 tarihinde Ukrayna nın kuzeyindeki Çernigov şehrinde bir Yahudi ailesinde dünyaya gelir. Yazar kendini Rusya da, Ruslaşmış 42 Morozovaya, L. V. a.g.d., Konstantinova, Ye. (2010). Deti Arbata: Sekret doktora Lipmana. Voprosı Literaturı (Mart-Nisan),

27 15 bir ailede büyümüş, Rusya için savaşmış bir Yahudi olarak ifade eder. 44 Yazarın gerçek soyadı Aronov dur. 45 Ancak yükümlülüğünün Aronov soyadıyla kaldırılması nedeniyle NKVD ile sorun yaşamamak için yazar, yazın dünyasına annesinin soyadı olan Rıbakov ile girer. 46 Rıbakov un, Çernigov un Derjanovka köyündeki içki fabrikasının yöneticiliğini yapmakta olan babası Naum Borisoviç Aronov, başarılı bir mühendistir. Yazarın sosyal demokrat kesimden entelektüel bir ailesi vardır. Yazar, yazmaya geç başlasa da, beş yaşından itibaren okumaya başlamasında annesi Dina Abramovna Rıbakova nın kendisini okumaya teşvik etmesinin büyük önemi olduğunu, annesinin okumayı çok sevdiğini, harika bir sesi ve müziğe yeteneği olduğunu söylemektedir. 47 Yazarın ailesinin evinde büyük bir kütüphane vardır ve yazar çocukluğunda çok güzel kitaplar okuduğu için kendini mutlu hissetmektedir. İyi bir yazar olabilmek için öncelikle tutkulu bir okur olmak gerektiğini düşünmektedir. 48 Rıbakov un kız kardeşi Raya Rıbakova ise çizim-tasarım okulu mezunu, Moskova Proje Bürosu nda (Mosproyekt) çalışmış, Moskova ve başka bazı ülkelerde inşa edilen birçok binanın projesine imzasını atmış başarılı bir uzmandır ve Moskova aydınlar topluluğuna mensuptur. Yazarın kız kardeşiyle yolları daha gençlik yıllarında ayrılmıştır. Yazar kendini işçi sınıfına ait hissederken, kız kardeşi Sovyet yaşamına küçümseyerek bakmaktadır. Yazar, annesini çok severken, babasına karşı aynı duyguları beslememektedir. Babasının hem yazarda hem de yazarın kız kardeşi ve annesinde uyandırdığı tek his korkudur. Anatoliy Rıbakov kaleme aldığı yaşam öyküsünde bunu babasına ait ilk anıları olarak şöyle ifade eder: Bir gün köyün toprak beyi bize içinde canlı balık olan bir sepet gönderdi ve babam anneme bu balıkla ilgili bir şeyler söyledi. Annemle ilgili ilk anım, onun korkmuş yüzüydü; babamla ilgiliyse, onun kötü bir alayla kıvrılmış dudaklarıydı. Canlı gümüş balıklarını gördüğümde duyduğum sevinç ölmüştü. Bir gün de babam beni fabrikaya gezmeye götürdü, ne için bilmiyorum, ne beni ne de kız kardeşimi severdi. Biz de onu sevmezdik, korkardık ondan İnternet: Rıbakov, A.N. Roman-Vospominanie, 158 Web: adresinden 5 Nisan 2016 tarihinde alınmıştır. 45 Nikolayev, P.A. (2000) Red. Russkiye Pisateli 20 Veka, Moskova: Randevu-Am, Nuzov, V. Tatyana Vinokurova-Rıbakova:Anatoliy Naumoviç Znal Cebe Tseny. Web: adresinden 6 Mart 2017 tarihinde alınmıştır. 47 Rıbakov, A. N. (1978). Dlya detey i dlya vzroslıh., Vsluh pro sebya: sbornik statey i oçerkov sovetskih detskih pisateley (Kniga vtoraya). Moskova: Detskaya Literatura, Smirnova, V. (1979). İz raznıh let stati i vospominaniya. (Vtoroe izdanie). Moskova: Sovetskiy Pisatel, İnternet: A.g.y., 1.

28 16 Yazarın annesi ise sessiz sakin, eşinin tüm kötü ve geçimsiz tavırlarına katlanmak zorunda kalan, kendi halinde bir kadındır. Anatoliy Rıbakov baba tarafından olan dedesi ve babaannesini hiç tanımazken, onunla ve annesiyle ilgilenen anne tarafından dedesi ve anneannesiyle iyi ilişkilere sahiptir. Yazarın yaşamında dedesi Avraam Rıbakov un önemli bir yeri vardır. Gençken demir yolu inşaatında çalışan, sonradan nalburluk ve hırdavatçılık yaparak ticaretle uğraşmaya başlayan dedesinden, yazar övgüyle bahseder. Yazarın anlatımından, dedesinin; iyi, dürüst, çalışkan, güçlü, cesur, çabuk öfkelenen, adil ve sadakate çok önem veren, tutumunu ve idaresini bilen ama bir o kadar da yardımsever biri olduğu çıkarımını yapmak mümkündür. Genellikle şehrin zenginlerine verilen Sinagog başkanlığı görevi bile, şehrin en zengini olmamasına rağmen saygıdeğer ve bilge kişiliğinden dolayı Avraam Rıbakov a verilmiştir. Rıbakov dedesini çok sevmektedir. Onun türlü zorluklar, parasızlık, işsizlik içinde bile kendi kişiliğinden ödün vermeden ve daha güzel bir geleceğe olan inancını kaybetmeden yaşamasını çok takdir eder ve anılarında bunu şu sözlerle dile getirir: Emek ve görev adamı dedem, iyilik yapıp, adil olabildi ve daha iyi bir geleceğe inancını asla kaybetmedi. Yaşam deneyiminde bu basit adam, benden daha fazla bilgelik ve direniş gösterdi. Okumuş biri değildi ve içinde var olan dünyayla yaşıyordu. Bu, içinde iyiliğin ve dürüstlüğün olduğu bir dünyaydı. Bense okumuş biri olarak, beni çevreleyen dünyayla yaşıyordum ve onun yalanlarına, adaletsizliklerine de her zaman karşı koyabilmiş değilim. 50 Anatoliy Rıbakov için, emek, görev bilinci, cesaret ve dürüstlük insani değerlerin ilk ölçütleridir ve o bu değerleri ilk çocukluk günlerinden almıştır. 51 Yazar, annesiyle birlikte 1919 yılına kadar Çernigov eyaletinin küçük bir şehri olan Snovsk ta dedesinde yaşar yılında ise annesi, babası ve kız kardeşiyle Moskova da bulunan Arbat Sokağı ndaki 51 nolu eve taşınır ve Hvostovskiy Lisesi nde eğitimine başlar. Rıbakov, devrimden sonra evlerinde yaşayan ve annesine ev işlerinde yardım eden bir Fransız dan, Fransızca dersleri alır ve bu dili çok uzun yıllar sonra bile hatırlayacak kadar iyi öğrenir. Kız kardeşiyle birlikte piyano dersleri de alan Rıbakov müziğe karşı içinde hiçbir yetenek ve istek hissetmez. Ayrıca o dönem piyano çalıp, Fransızca çalışmayı 50 İnternet: A.g.y., Starikova, E. (1977). Anatoliy Rıbakov Oçerk Tvorçestva. Moskova: Detskaya Literatura, 90.

29 17 burjuva işi ve zaman kaybı olarak gördüğü için de bırakır. 52 Aynı dönemde Sverdlov isimli fabrikanın öncü 53 takımına (V.İ. Lenin Öncü Teşkilatı Birliği-Vsesoyuznaya Pionerskaya Organizatsiya imeni V.İ. Lenina) katılır. Yazar 1926 yılında 7. sınıfı bitirene kadar Hvostovskiy Lisesi nde okur. Bu okul eğitimine devrim öncesinde olduğu gibi devam etmiştir; Latince, eski Yunanca, Fransızca derslerinin yanı sıra salon danslarının da öğretildiği okul, Sovyet tarzı bir okula dönüştürülememiş, ancak dokuz yıllık eğitimi yedi yıla indirildikten sonra tamamen tasfiye edilmiştir. 54 Yazar, eğitim yaşamına Moskova nın en iyi okullarından biri olarak kabul edilen Moskova Uygulamalı Yatılı Okulu nda (Moskovskaya Opıtno-Pokazatelnaya Şkola- Kommuna, MOPŞKA) devam eder. Kıdemli bir Bolşevik olan Lepeşinskiy tarafından iç savaştan dönen Komünist Gençler Birliği üyelerinin bir komünü olarak kurulan bu okulda, yazar, 8. ve 9. sınıfları okur. 55 Ancak yazar burdaki eğitimin, Hvostovskiy Lisesi nden farklılık gösterdiğini; Hvostovskiy de temel dersler olan edebiyat, tarih, yabancı diller, resim, müzik, dans, diksiyon gibi derslerin, Moskova Uygulamalı Yatılı Okulu nda burjuva işi sayılarak göz ardı edildiğini, sosyal bilimlerin beğenilmediğini ifade eder. 56 Yazara göre artık her şey sosyalizme ve dünya devrimine yararlılığı bakımından ele alınmaya başlanmış ve estetik değerler ihmal edilmiştir. 57 Sadece edebiyatta ve tarihte iyi olduğunu söyleyen yazar, o dönem bu estetik eğitim eksikliğini çok okuyarak, tiyatro ve sinemaya giderek ve birtakım sanatsal faaliyetlerin içinde yer alarak aşmaya çalıştığını ifade eder. Yazar okumayı çok sevmektedir ve iyi de bir edebiyat bilgisine sahiptir. Puşkin, Balzac, Tolstoy, Gogol, Çehov, Yesenin, Stendhal, Maupassant en sevdiği yazarlar arasındadır. 58 Sanatsal eksikliklerine rağmen bu okulun yazara ahlaki değerler bağlamında çok şey kattığını da yazar eski mezunlar buluşmasında yaptığı şu konuşmayla dile getirir: Hayatımın iki yılını bu sıralarda geçirdiğim için mutluyum. Devrimin yarattığı bu okula bize verdiği her şey için, aşıladığı ahlak ve onur anlayışı, özgür düşünebilme, 52 İnternet: A.g.y., Rusçası Pioner (Öncü Teşkilatı Birliği Üyesi) olan, 1922 yılında Moskova da kurulan komünist çocuk teşkilatının üyelerine öncü denmektedir.bknz: Bolşaya Sovetskaya Entsiklopediya: Web: adresinden 25 Ağustos 2016 da alınmıştır. 54 A.g.y., A.y. 56 A.y. 57 A.y. 58 Rıbakov, a.g.y., 330.

30 18 konuşabilme yetisi ve gayesi verdiği için minnettarım. Acımasız dönem çoğu insanı bunun için cezalandırdı. Onlara bırakabileceğimiz en iyi hatıra, içinde yetiştirildiğimiz değerleri kalplerimizde saklamaktır, bu değerlerden asla vazgeçmeyeceğiz, dönmeyeceğiz. 59 Yazar, Moskova Uygulamalı Yatılı Okulu nu 1928 yılında bitirir ve üretim bölümünde staj yapmak için Dorogomilovsk adında bir kimya fabrikasında temizlik görevlisi olarak işe girer. 18 yaşını doldurduğunda ise aynı bölümde kalarak önce hamallık yapar, sonra da sürücü belgesi alarak şoför olur. Rıbakov, sıradan bir işçi olarak çalışmaktan gururlu olduğunu, insanın hayatta yaşadığı zorlukların karakterinin şekillenmesinde ve yaşam mücadelesinde ona yarar sağladığını şu sözlerle ifade eder: Yeni insanların sahip oldukları yaşamla benim kuşağımın temelleri üzerinde büyüdükleri şeyler çoktan boş sözlere dönüştü. Ben onların arasında olmadığım ve sıradan bir işçi gibi çalıştığım için gururluyum. Bu, karakterimin oluşmasını sağladı. Sürgün sonrası oradan oraya göçebe hayatımda, kendi halkımı onun yükünü taşıyarak tanıdım. 60 Yazar 1930 yılında 22 yaşındayken Moskova Ulaşım-Ekonomi Enstitüsünün, Karayolları Fakültesine girer. Bu okuldaki eğitim düzeyi yazara göre pek de iyi değildir. Çeşitli kurumlardan gelen mühendis ve ekonomistlerden oluşan eğitim kadrosunu, yazar yetersiz görmektedir. Marksizm-Leninizmin temellerinin neredeyse muhasebe ve İngilizce derslerinde bile işlenmesini eleştirir. Yazarın, Arbat Çocukları (Deti Arbata, 1987) yapıtında da bu durumdan bahsettiği, Rıbakov un kendi yaşadıklarını bizzat atfettiği roman kahramanı Saşa Pankratov un da muhasebe hocasıyla tartışmaya girdiği ve bu derste gerçek muhasebe bilgisi almadıklarından yakındığı tezimizin ilerleyen bölümlerinde görülecektir. Yazarın yaşamıyla paralel bir yaşam örgüsü içinde olan Saşa nın okulun duvar gazetesine yazdığı epigramlar ve bazı başka nedenler onun, karşı devrimci damgası yemesine, okuldan atılıp hapse, sonrasında da sürgüne gönderilmesine neden olmuştur. Yazar enstitüde okuduğu yılları, okuldan atılması dışında pek de kayda değer bulmaz. Yazarın ifadesine göre enstitüdeki öğrencilerin hepsi taşralıdır; çoğu yedi yıllık eğitim almış ya da teknik okul mezunudur, hızlandırılmış kurslarla enstitüye girmişlerdir ve yazar tarafından çoğu hiçbir şahsiyet taşımayan, pasif ve itaatkar insan topluluğu olarak değerlendirilir. Yazar aralarında Moskovalı bir entelektüel olarak yalnız kendinin olduğunu 59 İnternet: A.g.y., A.g.y., 35.

31 19 ifade eder. Yazarın enstitü yıllarıyla ilgili tek net hatırladığı enstitüden atılmasıdır, onun dışında bu okulda yaşadığı yıllar ona çok tekdüze ve sıkıcı görünmektedir. Yazar, enstitüde okurken yarı zamanlı olarak da bakanlar kurulunda yapı işleri komitesinin planlama bölümünde ekonomist olarak çalışır. Buranın atmosferi yazara enstitünün sıkıcı havasına göre daha farklı gelir, çevresindeki okumuş, entelektüel insanlardan da etkilenir. Hatta komiteden Mihail Yuryeviç Panov adındaki bir ekonomistle de uzun yıllar sürecek bir arkadaşlık kurar. Mihail Yuryeviç ile tezimizin ilerleyen bölümlerinde Arbat Çocukları (Deti Arbata, 1987) üçlemesinde Saşa Pankratov un daire komşusu olarak karşılaşılmaktadır. Yazarın okuldan atılıp, hapse gönderildiği dönem bahsedildiği gibi Rıbakov un enstitü yıllarına rastlamaktadır. Yazar 5 Kasım 1933 tarihinde tutuklanır ve devrim karşıtı propaganda yapmaktan 58/ maddeye göre yargılanarak üç yıllık sürgün cezasına çarptırılır. Yazarın sürgün yeri Sibirya nın Angara bölgesidir. Bu sürgün yılları Arbat Çocukları (Deti Arbata, 1987) üçlemesinde detaylı bir şekilde işlenmektedir. Yazarın öykü yazmaya başladığı yıllar sürgün dönemine rastlamaktadır, bu dönemde Rıbakov birkaç öykü yazar ama yazdıklarını beğenmez ve bir kenara atar. Sonra Moskova özlemi ve belki de yalnızlıktan tekrar yazmaya koyulur. Yazarın ilk edebi deneyimlerinde Arbat Sokağı, evi, evlerinin avlusu, arkadaşları ve okulu ile ilgili yazdığı anıları vardır ve kaleme aldığı her şeyi Moskova ya annesine gönderir. 62 Bunları sonradan tekrar okuduğunda yine beğenmez. Ancak onları okurken çocukluğunda kendisine hediye edildiğini düşündüğü kamayı hatırlar. Bu kama yazarın yazacağı Kama (Kortik, 1948) adlı öyküsünün konusuna da ilham kaynağı olacaktır. Yazar sürgünün bittiği 1936 yılından yılında Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti ceza yasasının 58. maddesi, karşı devrimci faaliyetlere engel olmak için 25 Şubat 1927 de yürürlüğe girmiş, birkaç kez gözden geçirilmiştir. Özellikle 58/1 in alt bendleri yenilenmiş ve bunlar 8 Haziran 1934 te yürürlüğe girmiştir. 58/10. maddeye göre; Sovyet iktidarının güçten düşürülmesine, baltalanmasına, devrilmesine ya da diğer karşı devrimci suçların işlenmesine (58/2, 58/9) yönelik çağrı içeren ajitasyon propaganda, aynı içerikteki edebiyat eserlerinin hazırlanması, saklanması ve yayılması en az altı aylık mahkumiyet sebebidir. Kitlesel eylemlerde, kitlelerin dinsel ya da ulusal önyargıları kullanılarak, savaş durumunda ya da savaş durumunun ilan edildiği bölgelerde yapılan aynı faaliyetlerin cezası 58/2. maddedeki gibidir. 58/2. madde ise, iktidarı ele geçirmek amacıyla silahlı isyan ya da istilanın cezasını, kurşuna dizilmek, Federal Cumhuriyet in ve bununla birlikte Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği nin vatandaşlığından çıkarılarak, SSCB sınırlarından temelli kovulmak, mal varlığına el konularak emekçilerin düşmanı olarak ilan edilmek şeklinde vermekte, hafifletici sebeplerin kabul edilmesiyle, mal varlığının bir kısmına ya da hepsine el konularak en az üç yıllık mahkumiyet cezasına hükmetmektedir. Alt bendler hariç toplamda 14 fıkradan oluşan 58. maddenin, çoğu fıkrasındaki cezalar 58/2 deki gibidir. Web: adresinden 7 Kasım 2016 tarihinde alınmıştır. 62 A.g.y., 84.

32 20 sonra da 58/10. maddeden hüküm giymiş biri olarak adeta sabıkalıdır, nereye gitse bu damga da kendisiyle birlikte gitmektedir. Büyük şehirlerde yaşama hakkı da bu damga yüzünden elinden alınmıştır. Yazar sürgün yıllarından sonra ülke içinde gerek şoför gerekse de tesviyeci olarak, ikamet kaydının gerekmediği şehir yakınlarında ve civar köylerde dikkat çekmeden yaşamaya başlar. Sonrasında Ryazan da, Anastasiya Tısyaçnikova ile tanışır ve 1939 yılında da onunla evlenir. Yazarın bu evlilikten Aleksandr adında bir oğlu olur. Rıbakov eşi ile hapishane, sürgün ve sürgün sonrası şehir şehir savruluşlarından sonra adeta sessizliği aradığı bir dönemde tanışır. Bu huzuru ve sessizliği de köylü bir aileden gelen, sadık, güvenilir bir eş olacak Anastasiya da bulacağını düşünür. Ancak onun sessizliği zamanla yazarı ondan uzaklaştırır ve bu yaşam artık yazarı fazlasıyla sıkmaya başlar. Sonrasında Büyük Anayurt Savaşı nın başlaması ve Rıbakov un orduya girmesiyle aralarına dört yıllık bir ayrılık girer. Savaş sırasında yazarın yaşamına başka kadınlar da girer, özellikle Marina adında bir kadına aşık olur, ama Anastasiya dan ayrıldıktan sonra onunla evlenmez. Rıbakov ikinci kez evlenip bir çocuk sahibi daha olsa da, mutluluğu Tatyana Rıbakova da bulur ve ömrünün sonuna kadar da ona büyük bir aşkla bağlı kalır.

33 21 Resim 1.1. Anatoliy Rıbakov ve Tatyana Rıbakova Rıbakov, Büyük Anayurt Savaşının başladığı 1941 yılında ise cepheye gider. Er olarak katıldığı savaşı, 4. muhafız nişanı kolordusu otomobil hizmetleri müdürü göreviyle Berlin de binbaşı rütbesiyle bitirir. 63 Büyük Anayurt Savaşı nın Vistül-Oder ve Berlin taarruzlarında gösterdiği başarıdan dolayı 1. ve 2. dereceden iki nişan alır. 64 Rıbakov zorlu 63 Starikova, a.g.y., İnternet: a.g.y., 82.

34 22 savaş yıllarının türlü imkansızlıklarında büyük yararlılıklar gösterir ve askeri bir mahkemede sicilindeki hükümlü ibaresinin kaldırılmasına karar verilir. Yazara göre 4. muhafız nişanı kolordusu komutanının dilekçesinin bu hükmün kaldırılmasında önemi büyüktür. Bu hüküm kaldırıldığı için yazar artık Moskova ya dönebilmiştir. Bundan sonra kendini yazmaya verecektir. Yazar, sessiz sakin bulduğu, kendini yazma işine tümüyle verebileceğini düşündüğü Moskova yakınlarındaki Kuzminka adında bir köye yerleşir ve terhis edilmeye yakın başladığı Kama (Kortik, 1948) adlı öyküsünü bitirene kadar burada kalmaya karar verir yılında bitirdiği öykü, çocuk yayınevi olan Detgiz de 1948 de yayımlanır. Kuzminka dan ayrılan ve eski bir arkadaşı olan Mihail Yuryeviç in Moskova Nikitskaya da bulunan evine yerleşen yazar, ara vermeden Şoförler (Voditeli, 1950) adlı romanını yazmaya koyulur. Roman 1950 yılında yayımlandığında hem okuyucular hem de entelektüel çevre tarafından çok beğenilir. Yazar, bu sayede 1951 yılında Yazarlar Birliğine kabul edilir. Birliğe girerken de daha önce yargılanıp yargılanmadığını, yargılandıysa ve hükümlülüğü kaldırıldıysa da bunu belirtmesini isteyen bir anketle karşılaşır. Sorunun yasal olmadığını düşündüğü ve hükümlülüğü de kaldırıldığı için o bölüme hayır yanıtını verir. Bu anket daha sonra Yazarlar Birliğinin, Parti Merkez Komitesine Rıbakov un Oktyabr dergisinin yayın kuruluna alınması yönündeki teklifinde de yazarın karşısına çıkacaktır. Ancak yazar bu teklifi kabul etmez; çünkü daha önce hüküm giydiği gerçeğini eskisi gibi ne saklayabilecek ne de söyleyebilecektir. Söylese daha önce bunu saklamış olduğu gerçeği ortaya çıkacaktır. Bu nedenle yazar, teklifi bir takım hastalıklarını bahane ederek reddeder. Daha önce hüküm giymiş biri olarak yaşamak, her ne kadar hükümlülüğü kaldırılmış olsa bile, sürekli geçmiş sicilini soran anketlerle karşılaşmak yazar için çok zor olmuştur. Ama tüm bunlar Şoförler (Voditeli, 1950) romanının Stalin Devlet Ödülünü almasına engel olamaz. Her ne kadar Stalin in, bakanlar kurulunda Rıbakov un daha önce 58. maddeden yargılandığını söylediği ve yazarın bunu saklaması nedeniyle yazarı samimiyetsizlikle suçladığı yönünde ifadeler yer alsa da Şoförler romanını iyi bir roman, geçen yılın en iyi romanı diyerek övdüğü söylenir. Bakanlar kurulunda yaşandığı

35 söylenen bu olayı, yazar Anı-Roman (Roman-Vospominaniye, 1997) adlı yapıtında, kurulda bulunan kişilerin söylediklerine itimat ederek bu şekilde anlatır Yazar, sonraki yazı çalışmalarına Yekaterina Voronina adlı romanıyla devam eder. Yapıtının ilk adı Yalnız Kadın (Odinokaya Jenşina) dır. Yazar romanı bitirip Znamya dergisine götürdüğünde redaktör yapıtı beğenmez ve romanda bahsedilen işçileri proleter bulmadığını ve yazara kitabı tekrar yazması gerektiğini söyler. Rıbakov un romanı Novıy Mir dergisine götürmesiyle roman burada 1955 yılında Yekaterina Voronina adıyla yayımlanır. İ. Stalin in ölümünden sonra başa geçen Kruşçev in partinin 20. kongresinde yayımladığı rapor herkes için olduğu kadar yazar için de çok önemlidir yılında kişi kültü raporuyla Kruşçev, ülkedeki Stalin kültüne büyük bir darbe indirir ve bu rapordan sonraki dönemde de ülkede bir özgürlük havası esmeye başlar ve sonrasında Rıbakov, Çam Ormanlarında Bir Yaz (Leto v Sosnyakah, 1964) isimli romanıyla yazın yaşamına devam eder. Romanın ilk adı Lilya olarak düşünülürken, değiştirilir ve son adıyla 1964 yılında Novıy Mir dergisinde yayımlanır. Yazar, artık açık bir şekilde, herhangi bir şifrelemeye ihtiyaç duymadan da Arbat Çocukları (Deti Arbata, 1987) nı yazmaktadır. Yazar Arbat Çocukları romanını ilk kez Otuz Üçüncü Yıl (God Tridsat Tretiy) olarak adlandırır. Kendi kuşağının gençlik romanı olarak tasarladığı yapıtını, İosif Stalin olmadan anlatamayacağını düşünen yazar, Stalin üzerine geniş araştırmalar yapar. Stalin ile ilgili tüm yayımları okur, Gürcistan a Stalin in doğduğu Gori ye, sonrasında da Stalin in eğitim gördüğü Tiflis e gider. Stalin in hapiste yattığı Bakü deki Bailovskiy hapishanesinde bulunur. 66 Stalin i tanıyan insanlarla konuşma fırsatı yakalar. Yazar Arbat Çocukları ndaki Saşa Pankratov un dayısı olarak karşımıza çıkan Mark Ryazanov karakterini, başarılı bir mühendis olan, Komsomolsk-na-Amure şehri inşaatının müdürü Kattel in anlattıklarına göre kurguladığını ifade eder. Stalin in diş doktoru Maksim Savelyeviç Lipets ile de röportaj yapan yazar; yapıtta Lipets i, Lipman adıyla karşımıza çıkarır. Eski bir Bolşevik olan ve Kruşçev in, Leningrad Bölge Komitesi sekreteri Kirov un öldürülmesiyle ilgili yürütülen soruşturmaya, komisyon yöneticisi olarak atadığı Şatunovskaya da Rıbakov a 65 A.g.y., A.g.y., 137.

36 24 yardım eder ve komisyonun, Kirov un bizzat Stalin in emriyle öldürüldüğü sonucuna vardığı belgeleri de Rıbakov ile paylaşır. Bu belgelere göre Stalin in suçu ispat edilmiştir. 67 Yazar, Brejnev döneminde bu belgelerin çürütülüp, yok edildiğini ifade etmektedir. Rıbakov un okuduğu tüm yayımlar, Stalin i anlatan, ezilmiş ve rehabilite edilmiş insanlarla konuşması yazarda bir Stalin imgesinin oluşmasını sağlar. Yazar artık onun davranışlarının sebebini, düşünce sistemini, insanlara acımasızlığını anlayabilmektedir ve adeta Stalin gibi akıl yürütebilecek kadar Stalin i içselleştirmiştir. Bununla ilgili olarak yazar, anılarında şöyle bir olay paylaşır: Makalelerinden birinde Kaverin şöyle yazdı: Akşamı Stalin ile geçirdik. Rıbakov Stalin di. Kaverin in yazlığındaki o akşamı hatırlıyorum. O günkü politik bir olayı tartışıyorduk. Oraya yazı masasından kalkıp gitmiştim, Arbat Çocukları nı yazıyordum ve romanın etkisindeydim, kahramanlarımın düşündüğü gibi düşünüyordum ve konuşmanın konusunu Stalin nasıl tartışırdıysa öyle tartışmaya başladım. Herkes bana bakıyordu. Çünkü Stalin in konuşmalarını iyi hatırlıyorlardı. O sıralar romanda Stalin monologlarını yazıyordum ve onun düşündüğü gibi düşünmeye başlamıştım. 68 Yazar Arbat Çocukları nı 1960 lı yıllarda bitirir. Ancak 1964 yılında Brejnev yönetiminin başa geçmesiyle romanın yayımlanması imkansızlaşır, çünkü Kruşçev döneminde esen özgürlük havası Brejnev yönetimiyle yerini yine Stalin kültüne bırakmaya başlamıştır. Stalin e yeniden övgüler yağdırılan bir döneme girilmiştir. Rıbakov romanını Novıy Mir dergisine götürdüğünde, Tvardovskiy in yönetimindeki dergide Arbat Çocukları beğenilmesine rağmen, romanın sansürden geçemeyeceği de anlaşılır. Tvardovskiy üst kademelerde sözü geçen ve saygı duyulan büyük bir isim olmasına rağmen, Rıbakov a romanın yayımlanmasının zor olduğunu ifade eder. Yazar Arbat Çocukları üçlemesinin ikinci kitabı olan Dehşet (Strah, 1991) üzerinde çalışırken 1970 yılında Meçhul Asker (Neizvestnıy Soldat, 1970) öyküsü Yunost dergisinde yayımlanır. Bu öykü, Kroş un Maceraları (Priklyuçeniya Kroşa, 1960), Kroş un Tatili (Kanikulı Kroşa, 1966) öykülerinin sonuncusunu oluşturmakta ve üçlemeyi tamamlamaktadır. Bu üçleme gençlere yönelik macera öykülerinden oluşmaktadır. Bu üç öykü de Yunost dergisinde sırasıyla 1960, 1966 ve 1970 yıllarında yayımlanır. 67 İnternet: a.g.y., A.y.

37 Rıbakov un Arbat Çocukları da dahil olmak üzere neredeyse tüm yapıtlarının sinema ve televizyon filmleri yapılmıştır ve bu filmlerin senaryolarını da Rıbakov yazmıştır Yazarın diğer yapıtlarından Kama (Kortik, 1948), Bronz Kuş (Bronzovaya Ptitsa, 1956) öykülerinin devamı olan Atış (Vıstrel, 1975) ise 1975 yılında yayımlanır, filmi ise Çocukluğun Son Yazı (Posledneye Leto Detstva) adıyla çekilir. Yazar bu üçleme öyküsünde devrim idealleriyle büyüyen çıkarsız, temiz çocukları anlattığını ifade eder. 70 Rıbakov, sonraki romanı Ağır Kum u (Tyajolıy Pesok, 1979) 1975 yılında yazmaya karar verir. Romanın ilk adı Rahil dir. 71 Adını sonradan İncil den aldığı Ağır Kum 72 ismiyle değiştirir. Bu romanın öyküsü, yazarın Ryazan da yaşadığı dönemde tanıştığı Yahudi arkadaşı Robert in ailesinin yaşam öyküsünden esinlenilerek oluşturulur. Robert in annesi ve babası diğer Simferopollü Yahudilerle birlikte Almanlar tarafından kurşuna dizilmiştir. Rıbakov bu temayı kendi doğduğu büyüdüğü topraklar olan Snovsk a uyarlayarak yazar. Bu romanının basılmasında da yazar büyük zorluklar yaşar. Yazardan romanda birtakım değişiklikler yapması istenir ve roman 1979 yılında Oktyabr dergisinde yayımlanır. Birçok ülkede çevirisi yapılan roman, yirmi altı ülkede yayımlanır ve uluslararası arenada büyük bir ün kazanır. İngiliz-Amerikan yayınevi Penguen ile büyük bir antlaşma imzalanır ve Rıbakov ile eşi Tatyana Rıbakova Londra ya davet edilir. 73 Yazar ve eşi ilki Şimon Perez in davetiyle, ikincisi de Tel-Aviv Üniversitesinin Rıbakov a verdiği felsefe bölümü onursal doktor diploması nedeniyle iki kez İsrail e gider. 74 Romanın tanıtımı için de yazar ve eşi Avrupa nın çoğu ülkesini görme fırsatı yakalar. Bu romanın başarısı Oktyabr dergisine Arbat Çocukları nı da yayımlama ilhamı verse de Arbat Çocukları nın yayımlanma süreci çok daha zor olacaktır. Romanın, 1979 yılında basılacağı duyurulmuş olsa da bu gerçekleşmez. Yazarı çok sancılı bir süreç beklemektedir. Yazar şansını 1981 yılında Drujba Narodov dergisinde dener, roman 69 Nikolayev, a.g.y., İnternet: a.g.y., Rahil, Eski Ahit te, Yahudilerin atası olarak kabul edilen Yakup un kuzeni ve en sevdiği karısıdır. İslamiyet te peygamber olarak geçen Hz. Yakup un on iki oğlundan Hz. Yusuf ve Bünyamin in de annesidir. Web: adresinden 7 Kasım 2016 tarihinde alınmıştır. 72 Rıbakov, Ağır Kum adını, İncil in Eyüp bölümünden aldığını ifade etmekte ve o bölümü de şu şekilde vermektedir: «Üzüntüm tartılabilse, acılarımla birlikte teraziye konulabilseydi, denizlerin kumundan ağır gelirdi, bu yüzden sözlerim böylesine yakıcı». Bknz: İnternet: a.g.y Ayrıca İncil e bakınız. 73 A.g.y., A.g.y., 172.

38 26 beğenilse de dönemin politikası Stalin karşıtı eserlerin basılmasına sıcak bakmaz. Yazara ülkenin, Stalin yanlıları ve karşıtları diye ikiye bölünmesinden endişe duyulduğu söylenir. Yazar, tarihi olayları tahrif ettiği yönündeki ithamlar nedeniyle, düzeltme adı altında romandan toplamda iki yüz iki sayfayı çıkarmak zorunda kalır. Bunlar özellikle Stalin ile ilgili bölümlerdir. Yazar kitabının basılması için yirmi yıl beklemek zorunda kalmış, yurt dışından, Amerika dan basım teklifleri almasına rağmen, romanın önce Rusya da basılmasını istediği için tüm bu teklifleri reddetmiştir. Çünkü ona göre bu roman ilk önce Rusya ya gereklidir. Roman zorlu basım sürecinden sonra nihayet Gorbaçov döneminde 1987 yılında Drujba Narodov dergisinde yayım sürecine girer ve yayımlandığı günden itibaren ülkede büyük bir sansasyon yaratır. Arbat Çocukları ülkede popülerlikte ilk sıraya yerleşir. Herkes romanın devamını bekler. Yüz bin abonesi bulunan derginin abone sayısı milyona ulaşır. Film yapımcıları yazara, romanı ekrana taşımayı teklif eder. Amerika dan, Almanya dan çeşitli ülke televizyonları Rıbakov ile röportaj yapmak ister. İnsanlarda büyük bir coşku ve heyecan başlamıştır. Kütüphanelerdeki sıra birkaç yıl sonrayı bulmaktadır, dergi adeta karaborsaya düşmüştür.

39 27 Resim 1.2. Üstten üçüncü fotoğraf: Arbat Çocukları 1987 yılında Drujba Narodov dergisinde yayımlandığı zaman. Yazara ülkenin çeşitli yerlerinden romanla ilgili çoğunluğu övgü dolu olmak üzere birçok mektup gelir, içlerinde olumsuz ve tehdit içerikli mektuplar da vardır ama yazar bunun oranının olumlulara göre çok daha az olduğunu ifade eder. Roman, Yazar Hakları Ajansının (VAAP) çıkardığı birtakım sorunlara rağmen, sonunda anlaşmaları imzalamasıyla elli iki ülkede yayımlanır. Yazar, Arbat Çocukları üçlemesinin ikinci kitabı olan Dehşet i

40 28 (Strah, 1991) yazarken, gizli arşivleri açık olmadığı için kullanamadığını ancak resmi edebiyat yayımlarından ve olayları yaşamış kişilerin anlattıklarından faydalandığını söyler. Bu dönemde Yazarlar Birliğinin Moskova bölümünün eski sekreteri olan ve tüm yaşamı boyunca KGB de çalışmış, generalliğe kadar yükselmiş Viktor İlyin in de kendisine çok yardımcı olduğunu ifade eder. Viktor İlyin, politik gizlilik gerektiren bölümde çalışmış biri olarak hem olaylara hem de kişilere çok vakıftır. Yazar Dehşet ve üçlemenin son kitabı Kül ve Duman ı (Prah i Pepel, 1994) yazarken çalışmalarıyla bağlantılı olduğu için Fransa ve Amerika da yaşar. Paris te Rıbakov, eşiyle bir aydan fazla kalır ve kahramanlarını konumlandıracağı yerleri dikkatle gezer. Kül ve Duman ı Amerika da Columbia Üniversitesinde iki yıl içinde bitirir. Yazar 1992 yılında eşi Tanya ile gittiği Amerika dan 1994 te Moskova ya döner. Üçlemenin ilk kitabı Arbat Çocukları 1987 yılında, ikincisi Dehşet 1991, Kül ve Duman ise 1994 yılında yayımlanır. 75 Yalnız bu üçlemeyle ilgili şöyle bir bilgi de verilmesi gerekmektedir. Yazar Arbat Çocukları ndan sonraki kitabı Dehşet üzerinde çalışırken Drujba Narodov dergisi yazara, roman bitmese bile romanın en azından ilk yarısını yayımlama teklifinde bulunur, yazarın teklifi kabul etmesi üzerine bu ilk kitap Otuz Beşinci Yıl ve Diğerleri (Tridsat Pyatıy i Drugie Godı, 1989) adıyla 1989 yılında, kitabın ikinci yarısı ise 1990 yılında yayımlanır. Bu iki ayrı yayım halindeki kitap ise Dehşet adı altında tek kitap halinde 1991 yılında yayımlanır. Yazar bu üçlemeyi bitirdiği son kitabı Kül ve Duman ile ilgili olarak da şu ifadelerde bulunur: Benim kuşağımın tarihi savaşla sona erdi. Hapishanelere, kamplara, sürgünlere düşmeyenler savaş meydanında öldü. Üçlemeyi de bununla bitirmeliydim. 76 Yazarın yaşamında Arbat Çocukları nın önemi çok büyüktür. Yazar yayımlanabilmesi için yirmi yıl beklediği gibi, redaksiyon sürecinde de türlü zorluklar yaşamıştır. Yazar yaşadığı tüm zorlukları Anı-Roman adlı yaşam öyküsünde detaylı şekilde anlatmaktadır. Bu anılarından, romanın basılması için New York Times dergisinde bile Gorbaçov a rica mektubu yayımlandığı bilgisine ulaşılmaktadır. Roman her ne kadar yirmi yıl basılamasa da, yazar romanından her yerde her fırsatta bahsettiğini ve tanıdıklarına okuması için verdiğini ifade eder. Önceden de bahsedildiği gibi yazar romanın Amerika da basım teklifini bile almış, aslında artık önemli çevrelerce tanınan bir yazar olmuştur. Yazar 75 Nikolayev, a.g.y., İnternet: a.g.y., 260.

41 29 Amerika dan Harvard ve Stanford Üniversiteleri dahil olmak üzere dünyanın en prestijli on üniversitesinden, bu okullarda birkaç aylığına ders vermesi için davetler aldığını, ancak ülkeden çıkabilmesinin bile o dönem çok zor olduğunu ifade eder, çünkü onun yurt dışına gitmesi hükümet çevrelerini rahatsız etmektedir. Ancak yazar sonunda izin alarak, eşi Tanya ile Amerika ya gider. Hem Amerika yı hem de Avrupa nın çoğu şehrini görme fırsatı yakalayan Rıbakov, birçok üniversitede dersler verir. Yazar bunların yanı sıra Rusya nın da artık dünyanın tek demokratik yazar organizasyonu olan Pen-Kulüp e girmesi için elinden gelen çabayı gösterir, hatta bunun için Kulüp e bir konuşma da yapar. İlk etapta bu kurum istemese de, sonunda Rus Pen- Merkezi, Uluslararası Pen-Kulüp e kabul edilir ve başkanlığını da iki yıl Rıbakov yapar. Yazarın siyasi görüşlerine ve hayata bakış açısına da biraz değinilecek olursa, yazar demokratik sosyalizm yanlısıdır. Sosyalizmin özgürlükle birleşmesi gerektiğini düşünür. İnsani, ahlaki değerlere çok önem verir. Yüksek ideallerle yetişmiştir ve en zor şartlarda bile bu idealleri kendinde korumaya çalışmıştır. İnsan ona göre onuruyla yaşamalı, var olmalıdır. Hatta yazdığı eserlerle iktidara hizmet edip etmediğini bile sorgulamıştır ve anılarında bunu şöyle ifade etmiştir: Kitaplarımızla, piyeslerimizle, tablolarımızla iktidara yardım ettiğimizin farkında mıydım? Farkındaydım. Ama kendimi şu düşünceyle avutuyordum: Sadece iktidara değil, uğruna savaştığım ülkeme de, halkıma da, onun kültürüne de hizmet ediyordum ama hizmetçilik değil bu. İktidara sadakat gösterilerinde yer almıyordum. Şoförler, dürüstçe yazılmış bir kitap, Kama ise devrimle ilgili bir öykü: Stalin e hizmet etmiyor aksine onun yıktığı düşünceye hizmet ediyor. 77 Yazar, eserlerini yazarken hiçbir politik ve ideolojik amaç gütmediğini sadece insanları canlı bir şekilde ve kaderlerini de doğru bir şekilde tasvir etmeye çalıştığını ifade eder. Ona göre çıkarımı yapması gereken okurdur, ki bu çıkarımı da okur Stalin lehine yapmamıştır, yazar kendisi için bunun yeterli olduğunu söyler. 78 Yazar, 1994 yılında eşi Tanya ile Moskova ya dönerken artık seksen üç yaşına gelmiştir ancak röpörtajlar, imza günleri, adına düzenlenen gecelerle birlikte yazar son 77 İnternet: a.g.y., A.g.y., 259.

42 30 anlarına kadar bile çok aktif bir yaşam sürmüştür. Yaşam enerjisi yüksek, çalışmayı, okumayı, yazmayı, üretmeyi çok seven biridir. Nitekim Moskova ya dönünce de Anı- Roman (Roman-Vospominanie, 1997) adını verdiği anılarını ve yaşamını kaleme aldığı bir roman yazar ve romanı 1997 yılında Vagrius Yayınevi tarafından yayımlanır. Bu yapıtından hemen sonra yazar yeni romanını tasarlamaya başlar. Anılarını yazdığı kitabının sonunda şöyle demektedir: Artık yeni bir romana başladım. Zor. Öyle ya da böyle yaş seksen altı oldu. Zamanım yetecek mi? 79 Ancak yazarın yeni romanı için zamanı yetmemiştir, kalp rahatsızlığı vardır ve yazar eşiyle New York a döndüğünde ve muayene edildiğinde kendisine kalp pilinin takılacağı bir operasyon geçirmesi gerektiği söylenir. Yazarın sözleri ise şu şekildedir: Operasyondan da acıdan da korkmuyorum, altı yıl daha yaşamam lazım, tasarladığım kitabı yetiştirmem gerek. 80 Kalp pili operasyonu başarılı geçse de yazarın damarları tıkalıdır ve yeni bir operasyon daha geçirmesi gerekmektedir. Yazara bu operasyon da yapılır ancak operasyon sonrası düzelmeye başladığında, katıldığı bir kabulde kaptığı bir virüs yüzünden ateşi çıkar, öksürmekten yatamaz haldeyken bile yazı masasına gidip gazetelerini okur, izlemeyi istediği bir film, yazmayı istediği bir de makale vardır. Son anlarına kadar bile yaşama ve yazma tutkusundan vazgeçmeyen yazar, altı yıl daha yaşamak isterken, rahatsızlığının son günlerinde altı gün bile yaşayamamış, 23 Aralık 1998 tarihinde New York ta yaşamını yitirmiştir. Kabri Moskova da yeni Kuntsevo mezarlığındadır A.g.y., Rıbakova, T. (2005). Sçastliva Tı Tanya. М.: Vargius, Nuzov, V. Tatyana Vinokurova-Rıbakova:Anatoliy Naumoviç Znal Cebe Tseny. Web: adresinden 6 Mart 2017 tarihinde alınmıştır.

43 Resim 1.3. En alttaki fotoğraf: Anatoliy Rıbakov ölmeden 1 hafta önce, New York. 31

44 32 Resim 1.4. Sırasıyla: Rıbakov un Moskova daki çalışma odası. Rıbakov un kitapları elli iki dile çevrilmiştir. Rıbakov un Kuntsevo mezarlığındaki kabri ARBAT ÇOCUKLARI ÜÇLEMESİ Anatoliy Rıbakov un Arbat Çocukları (Deti Arbata, 1987) üçlemesi ile 1930 lu yılların Moskova sına ve İosif Stalin döneminde yaşanan tüm siyasal, tarihsel olayların atmosferinde, Moskova nın Arbat Sokağı nda yaşayan sekiz gencin yaşamlarına ve onlarla

45 33 birlikte ülkenin geçirdiği değişime tanık olunmaktadır. Üstelik yapıt zemin olarak sadece Moskova ile sınırlı kalmamakta, romanın başkahramanı Saşa nın sürgünü ile Sibirya ya, siyasal komplolar gereği Avrupa ya kadar uzanmaktadır. Üçlemenin ilk kitabı Arbat Çocukları, tarihi bir kişilik olan Leningrad Parti Örgütü yöneticisi Sergey Mironoviç Kirov un 1 Aralık 1934 te öldürülmesiyle sona ermektedir ve bu olay, Arbat çocuklarının masum gençlik yıllarının bitiminin de temsili gibidir. Çünkü çok daha acımasız bir dönem, İ. Stalin in büyük terör dönemi başlamıştır. Üçlemenin ikinci kitabı Dehşet te (Strah, 1991) bu terör dönemi detaylarıyla işlenmekte, İ. Stalin in eski muhalifleri yok ederek yaptığı kadro devrimi, düşünceleri onun bilinç akışından verilerek, okuyucuyu adeta sürecin içinde hissettirmektedir. İlk etapta Zinovyev ve Kamenev in öldürülüşü; ikinci etapta Pyatakov, Radek, Sokolnikov, Serebryakov ve diğer Troçkistlerin yok edilişi; üçüncü etapta Buharin, Rıkov, Tomskiy, Uglanov ve üyeleriyle diğer sağ kanadın ortadan kaldırılması ve son etapta da ülkenin en büyük komutanlarından Tuhaçevskiy ve onun başkanlığındaki diğer önemli askerlerin komplocu sıfatıyla yok edilmesi, yapılan işkenceler tüm detaylarıyla ikinci kitapta verilmektedir. Üçlemenin son kitabı Kül ve Duman (Prah i Pepel, 1994) da ise İ. Stalin in muhalifi Troçki nin öldürülüşü, SSCB den Avrupa ya Avrupa dan Latin Amerika ya kadar kurulan güçlü muhbirlik sistemi, Sovyetler Birliği nin İkinci Dünya Savaşına girmeden önce yaptığı diplomatik görüşmeler, dönemin diplomatik olayları ve bürokratları ile SSCB de savaşın başladığı 1941 yılından 1943 e kadar olan savaş süreci roman kahramanlarını da içine alarak işlenmektedir. Yapıt, İ. Stalin dönemi Rusyası nın siyasal, tarihsel ve toplumsal gerçeklerine ışık tutmanın yanı sıra; onunla birlikte ülkede yaratılan acımasız korku sisteminde insanın, değerlerini kaybetmeden, insan olarak kalabilmesinin önemine vurgu yapmaktadır. Tezimizin konusunu da romanın tarihsel ve siyasal gerçeklerinden çok, İ.Stalin döneminin toplumsal gerçekliği oluşturmaktadır. Yapıtın sekiz genç kahramanı da Ekim Devrimi ile yaratılan yeni sosyalist toplumun temsilcileridir. Başkahraman Saşa Pankratov; devrim idealleriyle yetişmiş, devrime ve partiye gönülden bağlı, ülkeye hizmeti kendi çıkarlarının çok üstünde gören, inanç dolu, güçlü değer yargılarına sahip bir gençliğin temsili iken, Saşa nın çocukluk arkadaşı Yuriy Şarok, bu değerlerin ayaklar altına alınışının ve kariyer düşkünlüğü bağlamında ülkenin yeni gerçeklerinin temsili, İ. Stalin in yürüttüğü Makyavelist politikanın gereklerinin acımasız bir uygulayıcısıdır. Saşa Pankratov, İ. Stalin in

46 34 yıktığı düşünceyi temsil ederken, Yuriy Şarok bizzat İ. Stalin sisteminin temsilidir. Yapıtın diğer kahramanlarından olan Varya, yiğitliği, korkusuzluğu ve bu korku çarkında insan olarak kalabilme mücadelesi bağlamında Saşa ya çok benzemektedir. Rıbakov, öz yaşam öyküsünde Saşa ile Varya nın kendisinin en sevdiği kahramanları olduğunu ifade etmektedir. Varya nın ablası Nina da devrim ideallerine bağlı, ülke çıkarlarını kendi çıkarlarından üstün tutan biridir. Ancak o da Saşa gibi ülkenin yeni gerçeklerinden habersizdir ve o da Saşa gibi bir anda kendini bu yeni gerçekliğin içinde bulacaktır. Profesör Maraseviç in iki çocuğundan biri olan Vadim Maraseviç ise kalemiyle bu acımasız gerçekliğe hizmet edecek, suçu ise bu sistemi yaratanlarda bulacaktır. Kardeşi Vika Maraseviç yapmak zorunda kaldığı muhbirlikle bu çarkın içine girecek ama kendi çıkarlarından hiçbir zaman taviz vermeyecektir. Eski bir elçi kızı olan Lena Budyagina da bir gün farkında olmadığı acımasız gerçeklikle yüzleşecek, zamanında Saşa nın yazgısına duydukları kayıtsızlığın bedeli olarak bu acıları yaşadıklarının sonucuna varacaktır. Yapıtın kahramanlarının hepsinin yaşamı farklı yollara evrilse de kendilerini bekleyen son çok da farklı değildir. Kimi bu yollardan onuruyla, yiğitçe, insanlığını kaybetmeden geçecek; kimi içinse bu mümkün olmayacaktır. Önemli olan en zor şartlarda bile insanın onurunu, kişiliğini kaybetmeden yaşayabilmesidir ve her zaman insan onurunu yücelten, insana insanca yaşama hakkı veren bir düzen kurulmasıdır. Yapıt ilk olarak, yazar tarafından, başkahramanın anlatımıyla ve onun başından geçen olayların birleştirildiği yedi roman olarak düşünülmüştür. Çünkü yazar yapıtını devrim çocukları diye adlandırdığı yedi genç üzerine kurmuştur. Rıbakov, her ne kadar yapıtını yedi genç üzerine kurmuş olduğunu ifade etse de, tezimiz Arbat ın sekiz genci üzerinden ele alınmaktadır. Yazar bu gençlerin arasına Vika Maraseviç i almamıştır, ancak dönemi bir başka açıdan yansıtması açısından bu karakterin de ele alınmasının tarafımızca daha doğru olacağı düşünülmüştür. Bu gençler, Arbat Sokağı nda yaşayan, birbiriyle komşuluk ve dostluk ilişkileri kuran, en gizli düşünce ve şüphelerini birbiriyle paylaşan sınıf arkadaşlarıdır. 82 Rıbakov un da ifadesine göre, bu gençleri bekleyen yaşam tam olarak aynı olmasa da çok da karşıtlık göstermeyecektir. Yazar savaş öncesi 1933 yılından 82 Jeleznova, N. (1990). Eto, soglasites, postupok., Ş. G. Umerov. (Sostavitel). S raznıh toçek zreniya-deti Arbata- Anatoliya Rıbakova. Moskova. Sovetskiy Pisatel, 9.

47 35 başlayarak yazdığı yapıtını, savaş ve savaş sonrası ilk yıllara kadar uzatmak, 1950 li yılların ortasına kadar getirmek niyetindedir. 83 Ancak yazar yapıtını 1943 yılında bitirerek toplamda üç roman oluşturmuştur. Yirmi yıl basılmayı bekleyen ve sonunda Sovyetler Birliği nde yeniden yapılanma (Perestroyka) döneminde 1987 yılında yayımlanabilen Arbat Çocukları ülkede büyük bir sansasyon yaratmıştır. Drujba Narodov dergisi Arbat Çocukları nı yayımlayacağını duyurduğunda abone sayısı 100 binden bir milyona fırlamış, kitabın toplam baskısı 10.5 milyon adeti bulmuştur. 84 İnsanlar kitabı okuyabilmek için kütüphanelerde sıraya girmiştir. Ancak üçlemenin diğer yapıtları aynı ilgiyi görmemiştir. 83 A.y. 84 Volkov, S. (2010). Büyülü Koro Lev Tolstoy dan Aleksandr Soljenitsin e XX. Yüzyıl Rus Kültür Tarihi. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 283.

48 36

49 37 2. BÖLÜM ARBAT IN GENÇ VE YAŞLI KUŞAĞI 2.1. GENÇ KUŞAK İDEALİSTLER SAŞA PANKRATOV Saşa Pankratov ve İosif Stalin Rıbakov un ifadesine göre yapıtın iki başkahramanıdır ve yazar, romanını özellikle bu iki karakterle ilgili yazdığını belirterek şunları söylemektedir: Saşa ve Stalin ile ilgili bir roman yazdım. Çünkü dönemin temel çelişkisini bu iki karakterin karşıtlığında gördüm. 85 Yapıtın iki ekseni vardır. İlk eksende Saşa ve arkadaşlarıyla birlikte toplumun yaşadığı süreçle karşı karşıya kalınırken, diğer eksende Stalin önderliğinde ülkenin ve dönemin bürokratlarının içinden geçtiği siyasi-tarihsel süreçlere tanıklık edilmektedir. Ancak yapıt belgesel niteliğinde bir siyasi tarih kitabı olarak en çok Stalin bölümleriyle dikkat çekmektedir. Özellikle, Rıbakov un Stalin in düşünce dünyasına nüfuz ettiği ve yapıtta oluşturduğu Stalin monologları, tarihi bir kişilik olan Stalin in gerçekte bunları söyleyip söylemediğine varan tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Hatta yapıtta Stalin bölümleri olmasaydı Arbat Çocukları nın dikkat çekmeyeceğini söyleyen Margaret Ziolkowski, yapıtın başkahramanı Saşa Pankratov u sosyalist realist örnekleri fazlasıyla hatırlatan donuk bir karakter olarak tanımlamakta ama Rıbakov un Stalin inin okurun ilgisini çekmekte daha başarılı olduğunu vurgulamaktadır. 86 Ancak, eleştirmen N. İvanova yapıtta Saşa yı da en az Stalin kadar tarihi bir kişilik olarak görmekte, kazananın ise elinde büyük bir güç ve iktidarı bulunduran Stalin e rağmen, yirmi iki yaşındaki sürgün Saşa Pankratov olduğunu ifade etmektedir. 87 Eleştirmenlerin kimi, yapıtı sadece Stalin 85 Jeleznova, a.g.y., Ziolkowski, M. (1991). A modern demonology: Some literary Stalins. Slavic Review, 50(1), İvanova, N. (1987). Otsı i deti epohi. Voprosı Literaturı. No: 11, 75.

50 38 figürüyle çarpıcı bulsa da, kimi Saşa yı da en az Stalin kadar dikkat çekici bir figür olarak görmektedir Ekim Devrimi ile yeni ideallerle, yeni bir toplum oluşmaya başlamıştır. Arbat çocukları devrimin ilk çocuklarıdır. 88 Ülkenin çıkarlarını, kendi çıkarlarından üstün tutan, idealist ve yeni bir ülke yaratmanın heyecanı içinde olan bir gençliği Saşa Pankratov temsil etmekte, Stalin in Makyavelist politikalarının bir uygulayıcısı ve romanda ahlaki anlamda Stalin in bir yansıması olarak da Yuriy Şarok ile karşılaşılmaktadır. Bu iki genç, dönemin iki ayrı gerçeğini temsil etmektedir. Devrim idealleriyle yetişen, insan ahlakı ve onurunu her şeyin üstünde tutan insanların içinde yaşadığı gerçeklikle tüm bu kavramları yıkan Stalin sisteminin dayattığı gerçeklik bambaşkadır. Eleştirmen Yevgeniy Şklovskiy, Rıbakov un romanının gücünü, insan onurunun aşağılanması ve onun yüceltilmesi şeklindeki iki gerçeğin çatışmasında gördüğünü ifade etmektedir. 89 Yapıt özellikle dönemin bu iki ayrı gerçeği üzerinden ele alınacaktır. Saşa Pankratov Moskova nın Arbat Sokağı nda yaşayan, yirmi iki yaşında ve ulaşım enstitüsünde okuyan, entelektüel bir gençtir ve yapıtta adaleti, vicdanı, insan onurunu ve ahlakı temsil etmekte, sadece kişilik olarak değil, fiziksel olarak da sağlam ve güçlü bir insan portresi çizmektedir ve yapıtta bu şöyle ifade edilir: Güçlüsün sen, kızlar belki de seviyordur seni, ama dikkatsizsin (...) Сильный ты, любят тебя, наверно, девки, только неосторожный (...) 90 Saşa nın fiziksel ve manevi gücüne tanık olunan satırlar yapıtta şu şekilde verilir: Karşı cinse duyulan istek onda erken uyanmıştı, ama o bunu bastırıyordu. Bu zayıflık erkeğe yakışmazdı. On üç yaşındayken böyle düşünüyordu. Avludaki çocuklar kızlar hakkında utanmadan konuşurlar, yalanlar söyler, övünürlerdi. Bu konuşmalar Saşa ya tersti. Kızlarla öpücük iddiasıyla oyun oynamazdı: Alçaklık, küçük burjuvalık! İnsanın başka türlü daha yüce ilgileri olmalı! Gururlu bir çocuktu, korkak ve zayıf görünmek istemezdi. Okulda, avluda onu güçlü ve cesur sayarlardı. Ama bunun ona neye mal olduğunu, kendi içinde nelerin üstesinden geldiğini kimse bilmezdi. 88 Anninskiy, L. (1990). Otsı i Deti Arbata., Ş. G. Umerov. (Sostavitel). S raznıh toçek zreniya-deti Arbata- Anatoliya Rıbakova. Moskova. Sovetskiy Pisatel, s Şklovskiy, Ye. (1987). Samoe glavnoe-problemı gumanizma v sovremennoy proze. Literaturnoe Obozrenie. No: 11, Rıbakov, A. N. (1988). Deti Arbata. Moskova: Sovetskiy Pisatel, 7.

51 Желание проснулось в нем рано, но он подавлял его эта слабость недостойна мужчины, так он думал тогда, в свои тринадцать лет. Мальчишки во дворе цинично говорили о девчонках, врали, хвастались, эти разговоры были Саше противны, он не играл в фанты с поцелуями пошлость, мещанство, у человека должны быть другие, более высокие, интересы. Он был гордый мальчик, не хотел выглядеть слабым, трусливым. В школе, во дворе его считали сильным, отважным, никто не знал, чего это ему стоит, что он преодолевает в себе. 91 Saşa, çocukluktan itibaren hem fiziksel hem de manevi olarak kendini güçlendirmeye çalışmıştır. 39 Saşa nın karakteri ve yaşamı, Rıbakov un yaşamı ve karakteriyle fazlasıyla örtüşmektedir. Yazar, Arbat Çocukları nın otobiyografik olduğunu söylerken kastettiğinin; Saşa nın yaşadığı olaylarla, kendi başından geçen olayların tümüyle olmasa da birbiriyle tesadüf etmesi olduğunu ifade etmekte ve yapıtlarının her birinde anı ile kurguyu birleştirdiğini söylemektedir. 92 Yazarın anılarını ve yaşamını kaleme aldığı Anı-Roman (Roman-Vospominanie, 1997) adlı son yapıtı da incelendiğinde, Arbat Çocukları nın neredeyse otobiyografik olduğu söylenebilir. Saşa da Rıbakov gibi Arbat Sokağı nda büyümüş, ikisi de Moskova Uygulamalı Yatılı Okulu nda (Moskovskaya Opıtno- Pokazatelnaya Şkola-Kommuna, MOPŞKA) okumuş, hapishane ve sürgün hayatı yaşamış, Büyük Anayurt Savaşı na katılmıştır. Rıbakov un anı-roman şeklinde yazdığı özgeçmişine bakıldığında okuduğu okul olan MOPŞKA nın, yazarın karakterine ve manevi gelişimine çok katkıda bulunduğu söylenebilir. Aynısının Saşa için de geçerli olduğunu yazar şu sözlerle ifade etmektedir: Kader olarak bana yakın biri Saşa Pankratov. Kahramanım gibi ben de Arbat ta büyüdüm. Onun gibi, MOPŞKA adında harika bir okulda okudum. ( ) Hiçbir şartta ödün vermeyerek, sorumluluk duyarak düşünme yetisini, ikimiz de her şeyden önce, bizdeki ahlaki özü eğiten bu toplumsal çevreye borçlu olduğumuzu düşünüyorum. Ahlak ise doğrunun dışında yaşamaz. Bu nedenle Saşa nın kaderi, romanda betimlendiğinden farklı olamaz. Fikirlerine, ideallerine, arkadaşlarına ihanet edemeyen doğru, dürüst bir insan o, karakter yaratmama gerek kalmadı. 93 Arbat Çocukları nın henüz ilk sayfalarında yazar okuru, Saşa Pankratov un yaşayacağı olaylar silsilesinin ilkiyle karşılaştırır. Buna Saşa nın karşılaştığı ilk ülke 91 A.g.y., Jeleznova, a.g.y., A.g.y., 11.

52 40 gerçekliği de denilebilir. Saşa nın okulunda yapılan bir toplantıda, enstitünün müdür yardımcısı Krivoruçko ya, yurt inşaatının sekteye uğratılması, küreklerin Magnitka ya gönderilmesi ve bu nedenle öğrencilerin donmuş toprağı elleriyle kazmak zorunda bırakılması gibi çeşitli suçlamalar yöneltilir. Grubun Komsomol (Kommunistiçeskiy Soyuz Molodyoji: Komünist Gençler Birliği) sorumlusu Saşa Pankratov a da konuyla ilgili sorular sorulur. Saşa, tüm sorulara dürüstlükle cevap verir; küreksiz çalışmadıklarını ayrıca yurt inşaatı için de gerekli malzemelerin olmadığını ifade eder. Bu ifadelerinden dolayı ise Krivoruçko nun avukatlığını yapmakla suçlanır. Sonrasında Doçent Azizyan ın Saşa hakkındaki bildirisi gelir. Azizyan bu bildiride Saşa yı, muhasebe biliminin Marksist temellerine karşı çıkmakla suçlamaktadır. Halbuki Saşa nın karşı çıktığı, derste ne muhasebe dersinin ne de onun sosyalist temellerinin anlatılıyor olmasıdır. Azizyan dersi bu temelleri tahrif edenler üzerinden anlatmaktadır. Sorgulayan, düşünen bir genç olarak Saşa buna karşı çıkmış ama sonuç olarak apolitik olmakla suçlanmıştır. Sovyetler Birliği Komünist Partisine ve komünizme gönülden bağlı politik bir genç olarak apolitiklikle suçlanması Saşa nın yaşadığı ilk çelişkidir. Saşa nın bu durumunun okul müdürü Glinskaya nın önerisiyle Komsomol organizasyonuna devredilmesine karar verilir. Ancak bu süreçte bile başka bir oyunun olduğunu D. Ustyujanin yazdığı makalesinde şöyle ifade eder: Demokratik mi göründü? Ancak burada Saşa nın da en başında şüphe duymadığı başka bir oyunun kuralları devreye giriyor: İlk mesele, dar bir çevrede yargılamak ve parti bürosu adına cezalandırmak; diğer mesele ise herkesin içinde itiraf ettirmek ya da açık bir yargılamada bulunmak ve sonra kitlelerin öfkesine dayanarak karar almak. O zamanlarda böyle bir formül vardı. 94 Saşa nın politikaya bakış açısını anlamamız açısından dayısı Mark Ryazanov ile aralarında geçen diyaloğu görmek yararlı olacaktır. Mark Ryazanov, Saşa için çok önemlidir. Babası Saşa yı ve Saşa nın annesi Sofya Aleksandrovna yı terk edip gitmiştir ve bu anne oğula yaşamlarındaki en yakın kişi Mark Ryazanov olmuştur. Mark doğuda yürüttüğü inşaatla efsaneleşmiş biridir ve yapıtın kurgusunda dönemin Ağır Sanayi Halk Komiseri Orconikidze nin de en değer verdiği kişilerden biri olarak gösterilmektedir. Saşa 94 Ustyujanin, D. (1988). Eti neprostıe 30-e godı. Statya 2-ya: Estafeta pokoleniy- estafeta pamyati (Roman A. Rıbakova Deti Arbata ). Literature v Şkole, No: 2, 9.

53 ile Mark Ryazanov un sohbetleri sırasında aralarında geçen diyalog hem Saşa nın hem de Mark Ryazanov un politikaya bakış açısını anlamamız açısından önemlidir. 41 mu? Saşa: Lenin in Stalin ile ilgili olarak kaba ve güvenilmez olduğunu yazdığı doğru Mark: Nereden biliyorsun? Saşa: Ne fark eder. Biliyorum. Yazdı mı öyle? Mark: Bunlar özellikle kişisel nitelikler, dedi Mark, temel değildir. Temel olan politik çizgidir. Saşa: Bunlar birbirinden ayrılabilir mi, diye karşı çıktı Saşa, o an Baulin ve Lozgaçev i hatırlayarak. Mark: Bundan şüphen mi var? Saşa: Öyle düşünmemiştim. Ben de Stalin in yanındayım. Ama daha az yüceltilmesini isterdim. Kulak tırmalıyor. Mark: Henüz anlaşılmayan bir şey, yanlış değildir, diye cevap verdi Mark, Partiye ve onun bilgeliğine inan. Zor dönemler başlıyor. Правда, Ленин писал, что Сталин груб и нелоялен? Откуда ты знаешь? Какая разница Знаю. Писал ведь?! Это качества сугубо личные, сказал Марк, они не главное. Главное политическая линия. Разве это можно разделить? возразил Саша, вспомнив в эту минуту Баулина и Лозгачева. Ты в этом сомневаешься? Как-то не думал. Я ведь тоже за Сталина. Но хотелось бы поменьше славословий режут ухо. Непонятное еще не есть неправильное, ответил Марк, верь в партию, в ее мудрость. Начинается строгое время. 95 Saşa nın, politikaya da insana da bakışı vicdani ve adildir. Leonid İonin yazdığı makalede Lenin in, parti yöneticileri ve devrimciler söz konusu olduğunda ahlaki nitelikleri, mesleki niteliklerinden ayırmadığını vurgularken, Stalin in uygulamalarının bu 95 Rıbakov, (1988). A.g.y., 13.

54 42 disipline aykırı olduğunu ifade etmektedir. 96 İnsanın karakterini, politik çizgisinden ayrı tutmayan Saşa nın yaşadığı çelişki aslında dönemin çelişkisidir. Bu diyaloğu tamamen başka bir açıdan ele alan edebiyat eleştirmeni Vadim Kojinov; Saşa ile amcası Mark Ryazanov arasında geçen konuşmada sadece tarihsel bir uzlaşmazlığın olduğuna dikkati çekmektedir: "Ryazanov un şaşkınlık dolu sorusu (Sen nereden biliyorsun?) tamamen anlamsız. Böyle bir rütbedeki görevli; onun Saşa ile bu diyaloğundan altı yıl önce, 2 Kasım 1927 tarihinde Pravda da, birçok kez büyük tirajlarla yeniden basılan Stalin in konuşma metninden habersiz olamaz. ( ) Yakında Merkez Komite üyesi olacak birinin bu şaşkınlık dolu sorusu absürd. Bu arada, Rıbakov un romanındaki bu, aslında saçma konuşma, neredeyse yapıtın temel konusunun korkunç başlangıcını ortaya koymaktadır: Çok az kişinin bildiği Lenin in Stalin ile ilgili ünlü değerlendirmesini gizlice öğrenen Saşa, özellikle bu nedenle Stalinist güçlerle dramatik bir anlaşmazlığa düşer. 97 Buna ek olarak Kojinov, bu diyaloğun ancak; Saşa nın o zamanlar her Komsomol öğrencisi için gerekli olan Stalin kitaplarını okumaması ve bunu Ryazanov un bilmesi ve Saşa nın bunu bir devrim karşıtından duymuş olabileceğinden şüphelenmesi durumunda mazur görülebileceğini ifade etmektedir. 98 Ancak bu diyalogda vurgu yapılan, Saşa nın bunu nerden duyduğunun öğrenilmeye çalışılması değil - böyle olsaydı devam eden konuşmada Ryazanov ısrarla Saşa nın bunu kimden duyduğunu öğrenmeye çalışırdı ve diyaloğun temel odağı bu şüphe üzerine kurulurdu Saşa ile Stalin i ayıran temel özelliğin ve dolayısıyla hem dönemin hem de yapıtın temelindeki çelişkinin daha ilk satırlarda gözler önüne serilmesidir. Diyaloğun geçtiği dönem ile ilgili bahsedilen tarihi uyuşmazlık ise bu noktada daha geri planda kalmaktadır. Bu konuya başka bir açıdan bakan eleştirmen S. Rassadin ise, Saşa nın altı yıl önce daha çocuk olduğu, 1927 den sonraki yıllarda ise Stalin in yarı itiraf niteliğindeki Lenin'in kendisiyle ilgili bu sözlerinin propagandasının neredeyse hiç yapılmadığı ve onunla ilgili konuşmanın güvenli olmadığı göz önünde bulundurulursa, Ryazanov un bu sorusunun haklı olduğunu düşünmektedir. 99 Saşa nın okulda yaşadığı ikinci olay, arkadaşlarıyla birlikte okulun duvar gazetesinde çıkarttıkları epigramlardan dolayı suçlanması ve gazetenin kaldırılmasıdır. 96 İonin, L. (1987). Kogda Deti Arbata stali dedami. Novoe Vremya. No:30, Kojinov, V. (1990). Pravda i İstina., Ş. G. Umerov. (Sostavitel). S raznıh toçek zreniya-deti Arbata- Anatoliya Rıbakova. Moskova. Sovetskiy Pisatel, 134, A.y. 99 Rassadin, S. (1988). Vsyo podelit? Ogonyok. No:2, 15.

55 43 Epigramlarda yazılan sebatlı çalışma ve emek moda 100 ifadesi ile emekle dalga geçildiği, epigramların özellikle emekçiliği 101 aşağıladığı düşünülmüş ve epigramlarda Stalin ve Ekim Devrimi ile ilgili başyazının yazılmaması da bir suç unsuru olarak görülmüştür. Bunun nedenini eleştirmen Natalya İvanova kaleme aldığı makalesinde şöyle ifade etmektedir: Duvar gazetesindeki bazı epigramlar yüzünden çok saçma görünen Saşa nın başına gelenler, büyük bir devlet mekanizmasının çığ gibi büyüyen karşı hareketine neden olmakta, bu mekanizmanın başında ise Stalin durmaktadır. Bu iktidar, en küçük itaatsizliğe bile tahammül edemez. Bu nedenle duvar gazetesinde başyazının olmamasına, herkesin istisnasız uygulaması gereken genel ritüelin bozulması olarak bakılmakta ve Saşa, aslında istemeden iktidar mekanizmasına karşı çıkmaktadır. 102 Epigramların yazılmasını da başyazı konmamasını da öneren Saşa dır. Ancak, Saşa bunu kötü niyetle değil, yazdıkları gazetenin diğer gazetelerden farklı olması ve okunacak eğlenceli bir şeyler ortaya çıkarmak için teklif etmiştir. Saşa okuldaki muhasebe dersiyle ilgili söylediklerinden ve Krivoruçko yu savunmasından sonra yaşadığı bu epigram meselesiyle parti büro sekreteri Baulin tarafından adeta mimlenmiş, takip altına alınmış, parti karşıtı ve politik kundakçı olmakla suçlanmış, epigramları birlikte yazdıkları arkadaşlarıyla birlikte sorguya alınmıştır. Saşa nın arkadaşlarından bir tek redaktörlüğü yapan Runoçkin dik durabilmiş ve bunu kendince bir hata olarak görmediğini ima etmiştir. Saşa ise Komsomol sekreteri olarak tüm sorumluluğu kendi üstlenmiş, arkadaşlarını savunmuş, politik kundakçılık suçlamasını reddetmiştir. Bunların yanı sıra Saşa, ne kadar zor durumda olsa da bir başkasından yardım umacak kişilikte biri olmamasına rağmen, enstitüde yaşadığı olaylardan dolayı üst makamlara başvurmakla da suçlanmıştır ve sonuç olarak okuldan ve Komsomol den atılmıştır. Tek istediği okula geri dönmek ve suçsuzluğunu kanıtlamaktır. Karşılaştığı bu olaylar Saşa ya aslında kendi iç potansiyelini gerçekleştirme imkanı vermektedir. 100 Rıbakov, (1988). A.g.y Rusçası udarniçestvo dur. Emeğin verimliliğinin artırılması, üretim sürecinin iyileştirilmesi için SSCB emekçilerinin oluşturduğu kitle hareketine denir ve SSCB de sosyalist rekabet biçimlerinden biridir. Web: 0%95%D0%A1%D0%A2%D0%92%D0%9E adresinden 15 Ağustos 2016 da alınmıştır. 102 İvanova, a.g.y., 76.

56 44 Eleştirmen A. A. İvanova ve V. K. Puhlikov Saşa nın başına gelen olayları kaderin tesadüfü olarak görmekte ancak tüm bu tesadüflerin de Saşa nın karakterini gerçekleştirmesine yardımcı olduğu fikrini savunmakta ve bunu şöyle ifade etmektedir: Pankratov un başına gelenler tesadüfidir: Fazlasıyla önemli bir rol oynayan duvar gazetesi düşüncesi tesadüfendir. Saşa nın kaderine trajik olarak giren Krivoruçko, Glinskaya ve diğer çoğu insanla karşılaşması tesadüfendir. Fakat özellikle bu tesadüflerin toplamı, gerekli olarak, temiz düşünceler içindeki, sosyalizme sadık bir genç olan Pankratov un karakterini gerçekleştirmektedir. 103 Değişen ülke şartlarında yapıtın her kahramanı aslında kendi iç potansiyelleri doğrultusunda kendini gerçekleştirmektedir. Krivoruçko ve duvar gazetesi ile ilgili suçlamalara dürüstçe cevaplar vererek, suçsuzluğunu otoritenin gözünde de ispat etmek için yasal yollara başvuran Saşa zorluklar karşısında karakterini ortaya koymaya başlamıştır. İlk olarak okuldan ve enstitüye girmeden önce çalıştığı fabrikadan referans alır. Referansı iyidir çünkü enstitüye girmeden önce fabrikada, kendisine verilen vagon yükleme işiyle ilgilenmiş, bu işi de yapacak birilerine gereksinim duyulduğunu düşünerek, fabrikada canla başla çalışmış, seksen kiloluk boya varillerini sırtında taşımaktan gocunmamıştır. Hatta tarih bölümünde okumak istediği halde, ülkenin mühendise ihtiyacı olduğunu düşündüğü için mühendisliği seçmiştir. Fabrikada okumuş tahsilli biri olarak hem hamallık hem de şoförlük yapmıştır. Bununla ilgili olarak yapıtta şu sözlere yer verilir: İlk gün onu vagonları acil yükleme işine gönderdiler. Reddedebilirdi. Örneğin Yurka Şarok reddetti ve onu mekanik işine, torna başına stajyer olarak gönderdiler. Saşa ise gitti, onu unuttular ama o kendini hatırlatmadı: Birilerinin de vagonları yüklemesi gerekiyordu.( ) Çadır bezinden ceketi ve eldiveniyle yağmurda ve karda, sıcakta ve ayazda, yükleme avlusunun açık alanında vagonları yüklüyor ve boşaltıyor, ülkesi için gerekli bir şey yapıyordu. Sıcak, aydınlık bir bölüme yerleşen temiz Yurka yı küçümsüyordu. В первый же день его послали на срочную погрузку вагонов. Он мог отказаться, Юрка Шарок, например, отказался, и его отправили в механический, учеником к фрезеровщику. А Саша пошел, о нем забыли, и он не напоминал: комуто надо грузить вагоны. ( ) В брезентовой куртке и брезентовых рукавицах, под 103 İvanova, A. A., Puhlikov, V. K. (1988). Problema çeloveçeskogo suşestvovaniya v romane A. Rıbakova Deti Arbata. Voprosı Filosofii, No:1, 99.

57 дождем и снегом, в жару и мороз он разгружал и нагружал вагоны на открытой площадке товарного двора, делал то, что нужно стране. Презирал чистенького Юрку, устроившегося в теплом светлом цехе. 104 Verilen işi ülkeye gerekli olduğu için kaçınmadan yapan Saşa nın fabrikadan aldığı referans da iyidir. Aldığı referansla semt komitesindeki sorguya giden Saşa, sorguda Krivoruçko nun adının eski bir muhalefette geçtiğini duyar ve Saşa ya Krivoruçko yu neden savunduğu sorulur. Saşa her şeyi olduğu gibi tüm gerçekliğiyle anlatır. Saşa ya fabrikada referans veren Malov da Saşa yı dürüst ve çalışkan bir Komsomol üyesi olarak tanımlar ama bunların hiçbiri dikkate alınmaz. Saşa resmen okuldan atılmıştır. 45 Saşa, bu durumdan bir kurtuluş yolu olarak Stalin e yazmayı bile düşünür. O zamanlar Saşa için Stalin algısı farklıdır. Her ne kadar onun çok fazla yüceltilmesini hoş karşılamasa da onu sarsılmaz ve güvenilir bir otorite olarak görür. Saşa, dönemin yeni gerçeklerinin farkında değildir. Yapıtta Saşa nın düşünceleri şu şekilde verilir: Stalin e yazmak mı? Stalin ülkeye yarı eğitimlilerin değil, uzmanların gerekli olduğunu anlamakta, gevezeleri küçümsemektedir. Azizyan ise geveze. Stalin, kariyer düşkünlerini sevmez. Lozgaçev ise kariyer düşkünü. Zorbalardan nefret eder. Baulin ise zorba. Kendi mizah anlayışıyla Stalin bu masum epigramları doğru değerlendirirdi. Ama özel bir iş için Stalin e başvurmak nezaketsizlik. Написать Сталину? Сталин понимает, что стране нужны специалисты, а не недоучки, презирает болтунов, а Азизян болтун, Сталин не любит карьеристов, а Лозгачев карьерист, ненавидит держиморд, а Баулин держиморда. Со своим чувством юмора Сталин правильно бы оценил эти невинные эпиграммы. Но обращаться к Сталину по личному делу нескромно. 105 Saşa nın Stalin ile ilgili bu algısı, aslında dönemin çoğu insanının algısını temsil etmektedir. Bu noktada şair, müzisyen Bulat Okudjava şöyle söylemektedir: Ben de o dönemde yaşadım. Benim kuşağımdaki çoğu insan gibi ben de önceden Stalinciydim. Şaşacak bir şey yok. İlk başta her türlü şüphe olasılığı bir baskıydı ve bu, korkuya neden oluyordu. Korku kökleşti ve yeni bir insan tipi yarattı. Annem ve babam baskıya maruz kaldı. Ama ben onların bir şeyden dolayı suçlu olduğunu düşündüm çünkü 104 Rıbakov, (1988). A.g.y., A.g.y., 61.

58 46 bizim muhteşem çekistlerimiz 106 hata yapmazdı. İki kez arandım, başımdan gece tutuklamaları geçti ve o zaman çoğu insan gibi korkunun getirdiği ağırlıkla yaşıyordum. Buna insan olma, başımızdan geçenlerin iyi olduğuna ve bunların kendi içinde bir sebebi olduğuna inanma isteği karışıyordu. En korkunç olana da inanmak istiyordum. Kör bir romantiktim ve tipik dönem ürünüydüm. Stalin kültüyle ilgili en kaygı verici olguları bile kendime çok basitçe açıklıyordum. Bütün olanların Stalin in dışında gerçekleştiğini düşünüyordum. Çünkü o ciddi işlerle, yeni devletin kurulmasıyla ve inşaasıyla meşguldü. 107 Okudjava nın bu ifadeleri, insanların o dönem farklı bir gerçeklikle karşı karşıya olduklarını özetler niteliktedir. İnandığı gerçeklerin, bambaşka bir gerçekliğe evrildiğinden henüz habersizken, Saşa için de kör bir romantik yorumu yapılabilir. Okuldan atıldığı dönemde bile partiye olan inancını yitirmeyen, komşuları Mihail Yuryeviç in, Moskova dan ayrılıp babasının ya da dayısının yanına gitmesini öğütlediği Saşa suçsuzluğunu kanıtlamak ve okula geri alınmak niyetindedir ve bunun için Merkez Denetim Komisyonu nda Solts ile görüşür. Çok kısa sürede görüşme şansı yakalasa da vicdanen kendini rahatsız hisseder. Çünkü Solts un kırk metre tel için sekiz yıl yiyen adam ın cezasını onaylamak zorunda kalışındaki duyduğu öfkeyi görmüş, o insanın işinde yazgısal bir rol oynadığını düşünmüş ve ona gösterilecek merhameti çaldığı için kendini suçlu hissetmiştir. 108 Yapıtta bahsedilen Solts gerçekte de yaşamış tarihi bir kişiliktir ve adı Aron Aleksandroviç Solts olarak geçmektedir, yapıttaki gibi partinin vicdanı olarak görülen ve ülkenin her yerinden adalet arayan insanların son bir umutla başvurduğu Merkez Denetim Komisyonu üyesi Solts un 109 Rıbakov tarafından doğru bir şekilde yansıtıldığını ifade eden eleştirmen V. Kavtorin, Solts un Saşa nın kaderine dahil olmasının onun durumunda bir değişiklik yaratmayacağını düşünmekte, bunu da kesilen bir örümcek ağının yeniden büyüyerek içinden çıkılmaz bir durum oluşturacağı betimlemesiyle ifade etmektedir Karşı devrim ve sabotajla mücadele için kurulan olağanüstü komisyon çalışanı. İnternet: x&to=ru&did=&stype=0 adresinden 10 Ağustos 2016 tarihinde alınmıştır. 107 Şklovskiy, a.g.m., Rıbakov, (1988). a.g.y., Solts Aron Aleksandroviç, web: adresinden 10 Kasım tarihinde alınmıştır. 110 Kavtorin, V., Çubinskiy V., (1988). Roman i istoriya-dialog v pismah. Neva, No:3, 160.

59 Solts un emriyle Saşa nın okula alınmasını Vadim Kojinov, yazdığı makalesinde dönemin kanunsuzluğu olarak şu şekilde açıklar: 47 Pankratov un haksız yere atıldığı açık. Ama konu tamamen bunun dışında. Acaba yazar, Solts un işi çözme yönteminin kendisinin garip bir tehlike taşıdığını anlamıyor mu? Solts un diktatörce davranışı ndan hemen sonra Saşa Pankratov u yine de tutukluyorlar, bu olay özünde kesinlikle aynı davranışın temelinde gerçekleşiyor.( ) Solts un aslında işi etraflıca öğrenmeden tamamiyle kendi görüşüyle bazı sorgu kararlarını iptal edebileceği gerçeği, hem o dönemin hem de sonraki dönemlerin tüm atmosferini açıklamaktadır. Ama ne Saşa nın ne de bu çok gariptir ki- yazarın kendisinin aklına, onları böylesine üzen o olayların kökeninde özellikle bunun yattığı gelmiyor. 111 Vadim Kojinov, böyle ifade ederek aslında Solts un da dönem ürünü olduğunu anlatmak istemektedir, ancak bu noktada şunu da unutmamak gerekir: Solts deneyimli ve içinde bulunulan yargı sisteminin acımasızlığının farkında biridir ve kırk metre tel için sekiz yıl yiyen adam ın cezasını onaylarken öfke duymaktadır. Sistemi bilen biri olarak, Saşa nın suçsuzluğunu idrak edip böyle bir sonuca varması, onun da diktatörce davrandığı anlamına gelmemelidir. Ayrıca Solts un Saşa nın okuldan atılmasıyla ilgisi bulunanlarla yaptığı toplantıda, epigramlarda karşı devrim niteliğinde bir şey bulamadığını ifade etmesi ve gençliğin gülmeye de hakkı olduğunu söylemesi 112 yaptığı tahkikatın bahsedildiği gibi yüzeysel olmadığını, konuyu araştırdığını da ortaya koymaktadır. Vadim Kojinov a göre, Stalin in baskıları nedeniyle değil de dünya tarihinin bir akışı sonucu oluşan bu atmosferde herkes kendi doğruluğuna inanmaktadır ve romanın olumlu karakterlerinden Budyagin gibi devrimcilerin de zamanında gelecek nesle yol açmak için suçlu suçsuz herkesi yok ettiğini ve o zaman bunun bir sorun oluşturmadığını, Rıbakov un sevdiği insanlar bu kıyıma maruz kaldığında ise Rıbakov un suçu iktidardaki Stalin ve Yuriy Şarok gibi karanlık ellere yüklediğini ifade etmektedir. 113 Ancak dönemin devrim zamanındaki gibi değerlendirilmesi doğru bir yaklaşım değildir. Devrim tamamlanmıştır ve bundan sonra halka gerekli olan adil bir sistemin varlığıdır. Amaç; sosyal adaletin sağlandığı, halkın devlete ve sisteme inandığı, korku ve şüphe duymadan özgürce kendini ifade edebildiği ve insan onurunu yücelten bir sistemin yaratılması olmalıdır. 111 Kojinov, a.g.y., 168, Rıbakov, (1988). A.g.y Kojinov, a.g.y., 169.

60 48 etmektedir: Vadim Kojinov Saşa yı Stalin in karşıtı olarak görmemekte ve bunu şöyle ifade Saşa Pankratov, özellikle romanda öyle gözükmeliyse de Stalin in karşıtı değildir. Onun davranışlarının ve bilincinin içsel temeli Stalinizm den hiçbir şekilde ayrılmamaktadır. Edebi çalışmalarda gayrıihtiyari bazı söylemler az olmamakla birlikte şu yöndedir: Belki de kahramanını Pankratov olarak adlandırarak yani, eski Yunancada her şeye gücü yeten - yazar onun özünü ortaya çıkarmıştır. Saşa Pankratov un eninde sonunda, henüz gençliğinde neredeyse her zaman anlaşmazlık içinde olduğu sistemde kendi yerini bulacağı tamamen yerinde bir öngörüdür. 114 Vadim Kojinov un bu öngörüsü gerçekleşmemiştir ve Saşa bu acımasız sistemin bir parçası olmamıştır. İlk zamanlarda farklı bir gerçekliğin içinde yaşayan ve bu acımasız sistemin henüz farkında olmayarak Stalin i destekleyen Saşa, gerçekte ülkede neler yaşandığını ve inandığı sistemin aslında Stalin tarafından neye dönüştürüldüğünü anladığında, bu sistemle anlaşmazlığa düşmüştür. Saşa nın yan masalarında oturan kızı fahişelikle suçlayıp bunun ahlaksızlık olduğunu, insanı hayvandan ayıran özelliğin de ahlak sahibi olmasında saklı olduğunu 115 söyledikten sonra o kıza sataşan sarhoşları dövmeye kalkması onun güçlü karakterine bir örnek teşkil ederken, Anatoliy Lanşikov da yazdığı makalesinde Saşa yı kabalığı ve sertliğiyle tipik bir dönem ürünü olarak görmekte ve onu küçük Napolyon olmakla itham etmektedir. 116 Ancak Saşa dönemin gerçeklerini anladıktan sonra kendisinin de bir komünist olarak zamanında insanların gözünde korku yarattığını ve kendisinin de tipik bir dönem ürünü olduğunu itiraf etmekte hatta bunu şu sözlerle dile getirmektedir: Ben, komsomol üyesi olarak, onun için, korku üzerine kurulmuş sistemi temsil ediyordum. Bu korkuyu ona ben aşıladım. Suçum bunda. Я, комсомолец, олицетворял для нее систему, основанную на страхе. Этот страх я ей внушал, и в этом моя вина. 117 Ayrıca dönemin gerçeklerinden habersizken ve Stalin e inanırken de, Yuriy Şarok gibi insanlar güçlerini iktidardan alırken; Saşa gücünü kendi değerlerinden ve özünden almaktadır. 114 A.g.y., Rıbakov, (1988). A.g.y Lanşikov, A. (1990). Mı vse glyadim v Napoleonı., Ş. G. Umerov. ( Sostavitel). S raznıh toçek zreniya-deti Arbata- Anatoliya Rıbakova. Moskova. Sovetskiy Pisatel, Rıbakov, A.N. (1994). Prah i Pepel. Moskova: Terra, 164.

61 Nitekim, Saşa okula geri alındığında ve kendisiyle Krivoruçko ya karşı bir işbirliği kurulmak istendiğinde onun buna karşı çıkması Saşa nın manevi özünü ortaya koymaktadır. Krivoruçko da Saşa gibi dürüst bir insandır ancak kurulan siyasi oyuna göre, Krivoruçko okulda parti karşıtı muhalefet oluşturmakta, Saşa nın parti karşıtlığıyla suçlanması da bunu kanıtlar nitelikte olmaktadır. Baulin ve Lozgaçev partinin Krivoruçko gibilerden arındırılması gerektiğini söylediğinde Saşa nın cevabı nettir: Hepsinden önce kariyer düşkünlerinden.( )Ben, bir kariyer düşkününün, partiye eski Bolşevik Krivoruçko nun hatalarından daha çok zarar vereceğini söylüyorum. Krivoruçko partiyi düşünerek o hataları yaptı. Ama bir kariyer düşkünü için değerli olan sadece kendi çıkarı ve kendi koltuğudur. От карьеристов прежде всего.( )Я говорю: один карьерист наносит партии больше вреда, чем все ошибки старого большевика Криворучко. Криворучко их совершал, болея за дело партии, а карьеристу дороги только собственная шкура и собственное кресло. 118 İşbirliğini reddeden Saşa yı bekleyen ise hapis ve sürgün yaşamıdır. Bu noktada Natalya İvanova; Saşa nın kaderinin farklı olabilirliğini sorgularken yanıtı kendisi şöyle vermektedir: Böyle beklenmedik ve saçma biçimde Saşa nın ve arkadaşlarının başına bunlar gelmeseydi ve Saşa dönemin kurallarına uysaydı, acaba kaderi o yıllarda farklı olabilir miydi? Hayır. Romanın tüm sanatsal mantığı da buna tanıklık etmektedir. Bu olmasa, başka bir şey Saşa yı mutluluk dolu Arbat yaşamından koparırdı.( )Tarihsel olarak 30 lı yıllarda Saşa içinde tutuklanmaların, aramaların, hapishane ve sürgün yaşamının olduğu kendi yoluna mahkum edildi. 119 Nitekim gece evinde yapılan aramalarla evinden alınıp götürülen Saşa nın kendini bulduğu yer Butırka Hapishanesidir ve Dyakov adında bir sorgucu tarafından sorguya alındığında, devrim karşıtı konuşmalar yapmakla suçlanır, ancak Saşa böyle bir konuşmayı kimseyle yapmamıştır. Sadece Stalin in bu kadar övülmesinden hoşlanmamaktadır ve bundan da sadece dayısı Mark a bahsetmiştir. Saşa, onun da tutuklandığını düşünmeye başlamış ve kendisinden dayısına karşı bir ifade vermesini beklediklerini zannetmiştir. Hatta bu ifadeyi Budyagin e karşı istediklerini bile düşünmüştür. Ülke gerçeklerinden habersizdir Rıbakov, (1988). A.g.y., İvanova, a.g.y., 76.

62 50 Saşa, diğer sorgularında da neyle karşı karşıya olduğunun farkında değildir. Krivoruçko adı söylendiğinde ise ne yapacağını şaşırmıştır. Onun vicdanını rahatsız eden tek şey, Krivoruçko nun odasına gittiğinde onun kendisine Stalin için söylediği: Bu aşçı acı yemekler pişirecek. Сей повар будет готовить острые блюда 120 sözleridir. Bu sözleri gizlediği için parti karşısında rahatsızlık duymakta ama Krivoruçko yu da ele vermek istememektedir. Peki Saşa aslında neden tutuklanmıştır? Saşa, olaylar-kişiler zincirinde sadece küçük bir parçayı oluşturmaktadır. Saşa, yapıtta anlatılan siyasi komplo sürecinin bir parçasıdır. Yapıtta ifade edilen bu siyasi komplo sürecine göre; Komintern in eski yöneticilerinden Lominadze, Stalin ile fikir ayrılığına düşünce, kendisiyle ilgili bir dava açılır; sözde Lominadze yeni bir Enternasyonel kurmak niyetindedir ve bu dava için onunla bağlantılı birçok insanın ismi ortaya atılır. Bu isimlerden biri de Polonya Sosyal Demokrat Partisi eski yöneticilerinden, sürgündeyken Lenin e çok yardımı dokunan Glinski dir. 121 Glinski nin karısı Glinskaya ulaşım enstitüsü müdürüyken, sözde okulda Glinskaya nın yardımcısı işçi muhalefetinin eski katılımcılarından Krivoruçko başkanlığında gizli bir muhalefet oluşturulmuştur. 122 Saşa nın sorguda devrim karşıtı konuşmaları, Krivoruçko adının verilerek, kimle yaptığının itiraf ettirilmeye çalışılması boşuna değildir: Saşa, Lominadze davasına inandırıcılık kazandırılması için kurulan komplo zincirinin küçük bir parçasını oluşturmaktadır, üstelik Saşa nın Krivoruçko yu savunması, Saşa önderliğinde parti düşmanı bir duvar gazetesinin çıkarılması, hem Saşa nın hem de Krivoruçko nun davasının aynı zamana denk gelmesi de sorguyu yürüten Dyakov için karşı devrimci örgütün oluşturulduğuna dair bir kanıt oluşturur. 123 Rıbakov un yaşam öyküsünü ve anılarını yazdığı Anı-Roman adlı yapıtı incelendiğinde, yapıtta adı geçen enstitü müdürü Glinskaya nın gerçek adının Ganetskaya olduğu ve yapıtta Glinski adıyla geçen kocasının gerçekte de Lenin in arkadaşı Polonyalı 120 Rıbakov, (1988). A.g.y., A.g.y A.g.y A.y.

63 51 devrimci Ganetskiy olduğu anlaşılmaktadır. Yapıttaki enstitü müdür yardımcısı olarak adı geçen Krivoruçko nun ise gerçekte de eski bir Bolşevik ve adının Kaplan olduğu anlaşılmaktadır. O da yurt inşaatını baltalamaktan dolayı gerçek hayatta tutuklanmıştır. Enstitü müdürü Ganetskaya, kocası ve oğlu, enstitü müdür yardımcısı Kaplan gerçek yaşamda kurşuna dizilerek öldürülmüştür. Yazar yaşamındaki bu gerçek kişileri yapıtta farklı bir adla okuyucu karşısına çıkarmıştır. Yapıtta kurgu ile o dönem gerçekte yaşananlar ve Rıbakov un yaşadıkları fazlasıyla iç içe geçmiştir. Yapıtta ifade edilen Saşa nın habersiz olduğu bu komplo sürecinin içinde Saşa dan beklenen, Krivoruçko nun okulda yarattığı parti karşıtı politika atmosferinden dolayı duvar gazetesinin çıkarıldığını ve kendisinin Krivoruçko yu savunmasının da politik bir hata olduğunu itiraf eden yazılı bir tutanak imzalamasıdır. Ancak Saşa bunu kesinlikle reddeder. Bundan sonra Saşa yı bekleyen ise Sibirya sürgünüdür. Saşa Sibirya da Krasnoyarsk bölgesi, Kansk şehrinin, Boguçanı köyüne sürgüne gönderilir. Dönemin atmosferinin ve başına bunların neden geldiğinin farkında olmayan, hapishaneden, hala partinin ve vicdanının önünde temiz olarak çıkmayı umut eden, suçlamaları kabul etmeyen Saşa, sürgün hayatına başlayacağı ilk günlerde de başına gelenleri asla kabullenmemiştir. Ancak birilerinden bir yardım ummanın Dyakov gibi sorgucuların haklı olduğunun bir göstergesi olabileceğini düşünmüştür. Yapıtta bu, şu sözlerle ifade edilir: Nereye gönderirlerse oraya gidecek, belirledikleri yerde yaşayacak. Bir şeyler elde etmek, Dyakov ların onu burada tutma hakkını kabul etmek anlamına gelir. O, onlara bu hakkı tanımıyordu. Он поедет туда, куда пошлют, будет жить там, где назначат. Добиваться чего-либо значит признать право дьяковых держать его здесь. Этого права он за ними не признавал. 124 Saşa nın sürgünde Kansk ta tanıştığı ilk arkadaşı Moskova lı Boris Soloveyçik tir. O da 58. maddeden karşı devrimcilik suçlamasıyla sürgüne gönderilmiştir. Saşa ile başka bir sürgün olan İgor hakkında konuştukları sırada, Saşa nın İgor hakkında öğrendiği şey, babasının beyaz göçmenlerden olduğu ve İgor un Paris ten SSCB ye döndüğünde sürgüne 124 Rıbakov, (1988). A.g.y., 181.

64 52 gönderildiğidir. Ancak İgor un neden sürgüne gönderildiğine Saşa bir anlam verememektedir çünkü hala yaşanılan acımasız dönemin, Stalin in kurduğu sisteme en ufak tehdit oluşturan insanların yok edildiğinin farkında değildir. Nitekim kendi tutuklanışının gerçek sebebini de bilmemekte, Krivoruçko davası yüzünden olduğunu düşünmekte, hapishanede ve sürgün döneminde hala aklanma umudunu taşımaktadır. Boris, deneyimli ve kurulan yeni sistemin farkında olan biri olarak, Saşa nın İgor un neden sürgünde olduğu sorusuna şu cevabı vermiştir: Safça sorular soruyorsunuz. İsyanı doğmadan ortadan kaldırıyoruz.( )Siz yanlış bir duvar gazetesi çıkarmışsınız; yarın yeraltı dergisi, öbür gün de bildiri basarsınız. Duvar gazetesi için üç yıl vermeleri insancıl bile. Bildiri içinse kurşuna dizilirdiniz. Yaşamınızı kurtarmışlar. İgor, Paris te büyümüş, göçmen çocuğu, yani devrim yüzünden acı çekmiş birinin çocuğu, ondan her şey beklenir. Demek ki onu kendi yararı için soyutlamak gerek. Вы задаете наивные вопросы. Уничтожаем крамолу в зародыше.. Вы выпустили неправильную стенгазету, завтра издадите подпольный журнал, послезавтра листовки. Это даже гуманно: за стенгазету вам дали три года, а за листовки пришлось бы расстрелять вам сберегли жизнь. Игорь вырос в Париже, сын эмигранта, то есть человека, пострадавшего от революции, от него можно ждать чего угодно. Значит, его надо изолировать для его же пользы. 125 Saşa, Kansk tan, sürgün edildiği Angara ya doğru yola çıkarken yanına Boris in dışında yeni yol arkadaşları da katılmıştır. Bunlardan Volodya Kvaçadze, çalışma kampı cezası bitmeye yakın beş yıl ceza almış, Stalin karşıtı biridir ve bu konuda Saşa ile tartışırlar, çünkü Saşa hala partinin ve Stalin in yanındadır. İvaşkin ise matbaadaki altı kişiyle birlikte, Stalin in konuşmasındaki açığa çıkarmak sözcüğünü, açığa çıkarmamak olarak dizdikleri için Sibirya ya sürülmüştür. Aralarında bir de yaşlı ve hasta, Kartsev adında biri vardır. Volodya nın Kartsev e olan katı ve sert tutumu Saşa yı çok şaşırtır, her ne kadar Volodya, Kartsev i ihanetle suçlayarak ona kötü davransa da, Saşa valizindeki çamaşırlarını ona verecek kadar da merhametli ve yardımseverdir. En zor şartlarda bile insanın insana yardım etmesi gerektiğini düşünür. Her ne kadar Volodya, Kartsev i muhbirlikle suçlayarak ona kötü davransa da; Saşa, böyle bir Kartsev tanımamıştır, onun gördüğü, acılar içinde bir hastadır. Hatta Kartsev iyice kötüleşince Boris ile birlikte onu 125 A.g.y. 185.

65 hastaneye götürürler. Ancak bu fayda vermez, Kartsev ölür ve onu defneden de yine Saşa ve Boris olur. 53 Saşa nın bu defin sırasında düşündükleri Saşa nın yaşamındaki manevi yolculuğun da ipuçlarını vermektedir. Saşa, o an kişisel acıların önemsizliğini, bundan daha büyük insani ortak acıların olduğunu düşünür. Kütüphane görevlisi, Şaşa ya kulak vermiş; Saşa da başka insanların acısına kulak vermiştir. Yapıtta Saşa nın düşünceleriyle ilgili şu ifadelere yer verilir: Acı ve sevinç dolu bir şey saplandı Saşa nın içine. İç sıkıntısı ve umutsuzluk içinde, terk edilmiş mezarlıkta dururken, birden kişisel acıların ve sıkıntıların önemsizliğini tamamen açık bir şekilde hissetti. Bu yüce sonsuzluk, şimdiye kadar uğruna yaşadığı şeylerden daha yüce şeylere olan inancını güçlendirdi. İnsanları sürgüne yollayanlar, bu şekilde insanı yıkabileceklerini düşünerek yanılıyorlar. Öldürebilirler ama yıkamazlar. Что-то горькое и радостное пронзило Сашу. В тоске и отчаянии, стоя на заброшенном кладбище, он вдруг совершенно ясно ощутил незначительность собственных невзгод и страданий. Эта великая вечность укрепляла веру в нечто более высокое, чем то, ради чего он жил до сих пор. Те, кто отправляет людей в ссылки, заблуждаются, думая, что таким образом можно сломить человека. Убить можно, сломить нельзя. 126 Bu noktada Varya ile Saşa nın düşünceleri büyük bir benzerlik taşımaktadır. Yaşanılan zor dönemde insanlara yardım ederek özgürleşen ve insan olarak kalabilen Varya gibi, Saşa da bu özgürlüğü ve sonsuzluğu, yaşanılan ortak acılara kayıtsız kalmayarak duyumsayacaktır. Saşa, başına gelen felaketlerden, ilk zamanlarda Sovyet iktidarını sorumlu tutmaz, sorumluluğu bu iktidarı kötüye kullananlarda görür ve bazen kendini sorgular. Saşa nın bu sorgulamaları, yapıtta şu şekilde verilir: Niye onun başına gelmişti? Kendisi de suçlu değil miydi? Krivoruçko hakkında konuşsaydı şimdi özgürdü. O ise konuşmamış, bunu ahlaksızlık olarak görmüştü. Peki ahlak nedir? Lenin, proleteryanın çıkarlarına olan şey ahlakidir, demişti. Ama proleterler de insan, proleter ahlakı da insan ahlakıdır. Oysa çocukları karda bırakmak insani değil, dolayısıyla ahlaksızcadır. Başkasının yaşamının uğruna, kendininkini kurtarmak da ahlaksızca. 126 Rıbakov, (1988). A.g.y., 250.

66 54 Почему это обрушилось на него? Не виноват ли он сам? Расскажи про Криворучко, был бы на свободе теперь. А он не рассказал, посчитал безнравственным. А что такое нравственность? Ленин говорил: нравственно то, что в интересах пролетариата.но пролетарии люди и пролетарская мораль человеческая мораль. А оставлять детей в снегу бесчеловечно и, следовательно, безнравственно. И за счет чужой жизни спасать собственную тоже безнравственно. 127 Saşa bu satırlarda geçen ahlak sorgulamasını yapıt boyunca yapmaktadır. İnsancıl olanın, vicdani olanın yanındadır. Ama yaşadığı çelişki; partinin, sosyalizmin, nasıl da bu kadar acımasız olabildiğidir. insani değerlerine inandığı Saşa bunu özellikle sürgün döneminde anlayacaktır. Kurulan sisteme, Sibirya köylüsünün yaşamına, kolhozlara, yaşamın gerçekliğine sürgünde tanık olacaktır. Sürgün olarak kendilerini götüren arabacı Nil Lavrentyeviç i Saşa, sürgünden dönerken bambaşka bir insan olarak görecektir. Saşa Kejma ya, ordan da sürgün yeri olarak Mozgova ya gönderilir. Saşa Mozgova ya geldiğinde başına gelen ilk olay, kaldığı evin büyük oğlu Timofey ile ettiği kavgadır. Timofey, Saşa yı ve genel olarak şehirlileri kıskanmakta, bir köylü olarak şehirlilerin yükünü köylünün çektiğinden yakınmaktadır. Ancak sonrasında muhalif bir Troçkist olmakla suçladığı Saşa yı öldürme hakkını bile kendinde görecek kadar ileriye gitmiştir. Zaten öldürse de muhalif Troçkist bir sürgünü öldürdüğü için kimse onu cezalandırmayacaktır. Edebiyat eleştirmeni Andrey Nemzer e göre Timofey in bu davranışının sebebi, iktidardan aldığı güç ve Saşa nın Rus köylüsü önünde duyduğu suçluluktur. 128 Saşa, cahil halkı temsil ettiğini düşündüğü ve onun karşısında her Rus aydını gibi duyduğu suçlulukla Timofey e o zamana kadar hep sabırlı davranmış olsa da 129 böyle bir durum karşısında kendini ezdirmemiş, Timofey e attığı yumrukla cevap vermiştir. 127 A.g.y., Nemzer, A. (1990). Versiya Saşi Pankratova., Ş. G. Umerov. (Sostavitel). S raznıh toçek zreniya - Deti Arbata- Anatoliya Rıbakova. Moskova. Sovetskiy Pisatel, Rıbakov, (1988). A.g.y., 308.

67 Bu noktada edebiyat eleştirmeni Lanşikov un Saşa hakkındaki sözleri şu şekildedir: 55 ( )Saşa Pankratov a alçak denilemez. O, genel olarak, özgür düşünmeye ve sürekli kendi onurunu korumaya çalışan biri ama tipik bir dönem ürünü. Tüm entelektüelliğine rağmen sabırsız, kaba ve hatta sert. 130 Eleştirmen bunun kanıtı olarak, Saşa nın sürgünde yalanını yakaladığı aşçıyı ve ev sahibinin oğlunu dövmeye kalkmasını göstermektedir. Saşa nın, bir Rus aydını olarak, Rus köylüsü önünde duyduğu suçluluğun Saşa da Timofey i öldürme duygusunu uyandırdığını ifade etmekte, bunu yapmamasının nedeni olarak da duyduğu sorumluluk korkusunu göstermektedir. Lanşikov a göre, ilk önce halka nasıl yaşayacağını anlatmak, sonra yaşamında ona yardım etmek için giden aydınlar şimdi onu dövmek için gitmektedir. Üstelik bunu öylesine değil, politik çizgiden ve kabalıkları yüzünden yapmaktadır. Bu noktada Lanşikov şunları söylemektedir: Hayır, Stalin sadece Yuriy Şarok larla bu kadar ileri gidemezdi; ona yetenekli, öznel anlamda hatta dürüst ama halkın bütün olarak, her insanın da ayrı ayrı sadece oyun figürü olduğu politik oyunlardan insanı koruyan ahlaki egemenlikten yoksun Saşa Pankratov lar da gerekliydi. 131 Lanşikov hatta Saşa nın İçişleri Halk Komiserliğinde çalışması durumunda Yuriy Şarok gibi davranacağını ve insanları temiz bir vicdanla kurşuna dizmekten geri durmayacağını da ifade eder. Lanşikov buna bir kanıt olarak da Saşa nın arkadaşı Boris Soloveyçik in Saşa ya mektubunda sürgündeki Napolyan a ifadesini kullanmasını ve yapıtta geçen, Saşa nın başka hiçbir düşünce biçimini kabul etmemesini gösterir. Son olarak da şu ifadeleri kullanır: Büyük Napolyonlar tarihte, mareşal sopasının vuruşuyla sarhoş olan, küçük Napolyonlar eksik olmadığında ortaya çıkıyor ve yükseliyor. 132 Bu noktada edebiyat eleştirmeni Alla Latınina, Rıbakov un, Saşa nın ikizini İçişleri Halk Komiserliğinde (NKVD) çalışan biri olarak tasarlamasının da mümkün olmayacağını 130 Lanşikov, A. (1990). Mı vse glyadim v Napoleonı., Ş. G. Umerov. ( Sostavitel). S raznıh toçek zreniya - Deti Arbata- Anatoliya Rıbakova. Moskova. Sovetskiy Pisatel, A.g.y., A.g.y. 76.

68 56 çünkü gerçek bir komünistin Yuriy Şarok gibi acımasız bir NKVD ci gibi davranmayacağına vurgu yapmaktadır. 133 Ancak Lanşikov un ifade ettiği gibi Saşa nın, tüm bu kabalıklarının dayanağı politik çizgisi olsaydı; partiye ve Stalin e inancını kaybettiğinde ve bahsedilen politik çizgiden ayrıldığında da tüm bu kabalıklarına son vermesi gerekirdi. Yapıtın başından sonuna kadar Saşa aynı cesareti göstermektedir. Enstitünün Komsomol sekreteriyken arkasında iktidarın gücünü hissettiği zaman gösterdiği cesareti, okuldan atılıp sürgüne gönderildiğinde ve sürgün sonrası yaşamında da aynı oranda göstermektedir. Saşa bu sertliğini iktidardan değil, kendi özünden almaktadır. Bu özde, yanlış karşısına kaya gibi dikilen güçlü, eğilmez, sağlam bir irade vardır. Saşa bu iradenin altında ise yumuşak bir kalp taşımaktadır. Sürgünde insanlara yardım etmek için, hiçbir maddi karşılık beklemeden köyün separatör onarımı işiyle uğraşmaya başlamış, ama kolhoz başkanı İvan Parfenoviç tarafından separatörü kırmakla suçlanmıştır. Halbuki Saşa onu kırmamış, eskiyen yayın değiştirilmesi gerektiğini köylü kadınlara söylemiştir. Kolhoz başkanı, bu raporu, kendisine vermesi gerektiğini söyler, Saşa yı sabotajcılıkla suçlar ve lanet Troçkist sözleriyle aşağılamaya kalkar. Bir sürgün olarak ülkede yaşamak zordur çünkü insanlar bir sürgüne karşı her türlü aşağılamada bulunma hakkını kendilerinde görmektedir ve sürgün hep susmak zorundadır. Kendini savunma hakkı bile yoktur. Özellikle iktidarı temsil eden kişiler güçlüdür ve sürgün, bir sürgün olarak zavallıdır. Ancak Saşa nın aşağılanmaya tahammülü yoktur. İvan Parfenoviç, Saşa yı aşağılayarak şöyle demiştir: ( ) Lanet Troçkist! Kimin karşısında duruyorsun sen? Троцкист проклятый! Ты перед кем стоишь?! 134 Saşa nın buna cevabı ise şu yöndedir: 133 Latınina, A. (1990). Dogovorit do kontsa. Ş. G. Umerov. (Sostavitel). S raznıh toçek zreniya-deti Arbata- Anatoliya Rıbakova. Moskova. Sovetskiy Pisatel, Rıbakov, (1988). A.g.y., 318.

69 Bir aptalın karşısında duruyorum, anladın mı?- dedi Saşa, İvan Parfenoviç in yüzüne karşı zoraki gülümseyerek- Böyle de hatırla: Bir aptalın karşısında. Я перед дураком стою, понятно? усмехаясь в лицо Ивану Парфеновичу, сказал Саша. Так и запомни: перед дураком. 135 Bu olaydan sonra Saşa, Kejma NKVD yetkilisi Alferov tarafından çağırılır. Çünkü hem separatörü sabotaj niyetiyle bozmakla hem de kolhoz başkanına hakaretle suçlanmaktadır. Saşa, Alferov a kolhozda çalışmadığını, insanlara sadece yardım niyetinde olduğunu, eskiyen yayın değiştirilmesi gerektiğini de söylediğini, kendisinin kırmadığını ifade ederken bunu orda bulunan herkesin doğrulayacağını da söyler. Çünkü Saşa, herkesi kendi gibi dürüst görmektedir. Çünkü o olsa, aynı şeyi yapacağından emindir. 57 Alferov, Saşa nın dürüstlüğü ve savunması karşısında şaşırır ve onu henüz farkında olmadığı başka gerçekliklerle de yüzleştirir. Saşa nın her şeyi doğrulayacağını söylediği kadınlar, cahil köylülerdir ve ne bunları ifade edecek beceridedirler ne de buna cesaretleri vardır. Üstelik buna cesaret etseler bile, üzerlerine vazife olmayan işlere girişmekle suçlanacaklardır. Üstelik separatörün o an çalışıyor olması da onlar için yeterlidir. Bunu kolhoz başkanına söylemesi gereken kişi Saşa dır. Sorun da bu kadınlar mahkemeye çıktıklarında kimin yanında duracaklardır. Alferov, Saşa ya şöyle der: Evet, Pankratov siz saf bir insansınız. Düşünün ki bu kadınları mahkemeye çağırıyorlar. Birincisi, onların ad ve soyadlarını söyleyebilecek misiniz? Kuşkulu. İkincisi, hepsi mahkemeden ölüm derecesinde korkar, gelmekten her türlü yolu deneyerek kaçacaklardır. Yine de iki- üç kadın mahkemeye getirilebilirse, aynı şeyi tekrar edecekler; hiçbir şey bilmiyoruz, hiçbir şey duymadık, görmedik. Terazinin bir yanında siz-karşı devrimci sürgün; diğer yanında- kolhoz başkanı, yani güç, iktidar ve onların kaderlerinin sahibi. Kim için şahitlik yapacaklar? Gökyüzünden inin Pankratov ve durumunuzu doğru değerlendirin. Да, Панкратов, наивный вы человек. Представляете себе, вызывают на суд этих баб. Во-первых, сумеете ли вы назвать их имена и фамилии? Вряд ли. Вовторых, все они смертельно боятся суда и всеми способами будут уклоняться от явки. Если все же удастся вытащить на суд двух-трех баб, то они будут долдонить одно: ничего не знаем, ничего не слыхали, ничего не видали. На одной чаше весов вы ссыльный контрреволюционер, на другой председатель колхоза, 135 A.y.

70 58 он сила, власть, хозяин их судьбы. За кого они будут свидетельствовать? Cпуститесь с небес, Панкратов, и правильно оцените свое положение. 136 Alferov bunların yanında, halkın yüzyıllardır sadece baltayı bildiğinden, teknik makinalarla yeni tanıştığından dolayısıyla bu konudaki bilgisizliğinden bahseder. Üstelik bu makinalar için büyük paralar ödendiğinden ve köylünün onu kırmaması, ona gözü gibi bakmasını sağlamak amacıyla sabotaj korkusunun içlerine dolması gerektiği için cezaların çok ağır ve caydırıcı olduğunu söyleyerek, Alferov ülkenin sanayisinin ve geleceğinin ancak böyle kurtulacağını ifade eder. Üstelik Saşa, bir de iktidarı temsil eden güce hakaret etmiştir. Bunun cezası da köylüleri korkutmak adına caydırıcı olmalıdır. Şu durumda Saşa nın kaderi Alferov a bağlıdır. Alferov aydın biridir ve karşısında duran Saşa nın da dürüst, aydın bir genç olduğunu görür ve dönemin ülke ve sürgün gerçeklerine böylesine yabancı olan bu genci uyarma ve onu koruma gereksinimi duyar. Bütün bunları ona anlatma nedeni bundan ibarettir. Ama Saşa nın partiye ve devlete inancı o kadar büyüktür ki bunlara inanmak istemez ve Alferov a şöyle yanıt verir: Hiçbir hakkım olmadığını, bana ne istenirse yapılabileceğini, sabotajla ve prestiji zedelemekle yargılayabileceklerini, hakaret edebileceklerini ve yüzüme tükürebileceklerini anladım. Ama hakarete hakaretle; tükürüğe tükürükle cevap vereceğimi dikkate alın. Dahasını da isterseniz - diye devam etti Saşa - sabotaj konusundaki düşüncelerinizi ahlaka aykırı sayıyorum. Hata yapıldığını var sayıyorum, çok fazla hata, kendimden de buna inandım. Ama sabotajcılığın devlet ve parti politikasının bir yöntemi olarak uydurulduğuna, buna inanamam, bu olasılığı kabul etmek partiye inanmayı bırakmak demektir. Bense, başıma gelen her şeye rağmen partiye inanıyorum. Я понял, что я бесправен, со мной можно сделать что угодно, можно судить за вредительство, за подрыв престижа, можно меня оскорблять и плевать мне в лицо. Но учтите, на оскорбления я буду отвечать оскорблением, на плевок плевком. И еще, если вам угодно, продолжал Саша, ваши рассуждения о вредительстве я считаю аморальными. Допускаю, что совершаются ошибки, много ошибок, на себе убедился. Но, что вредительство придумано как метод государственной, партийной политики, в это я не могу поверить, допустить такую возможность значит перестать верить в партию, а я, несмотря на все, что со мной произошло, верю в партию A.g.y., A.g.y., 322.

71 59 Saşa, hala içinde var olan gerçeklikle yaşamaktadır. Alferov u bu çok şaşırtır. Belki de bu zamana kadar böylesine dürüst ve böylesine güçlü bir inançla partiye bağlı birini görmemiştir. Saşa nın ceza almasını istemediği ve kendince onu korumak için, şikayet dilekçesini hemen işleme koymak niyetinde değildir ve ona şöyle söyler: Mozgova ya dönün. Ama başkanın sizi aptal lafından bağışlamayacağını dikkate alın. Davranışlarınız üzerinde düşünün, hayallerinizden vazgeçin, kimseyle çatışmayın. Возвращайтесь в Мозгову. Но учтите, председатель не простит вам «дурака». Обдумайте свое поведение, расстаньтесь со своими иллюзиями, ни с кем не конфликтуйте. 138 Saşa, Alferov dan ayrıldıktan sonra içinde büyük bir acı duymaya başlar, çünkü bundan sonra onu nasıl bir yaşamın beklediğini Alferov sayesinde acıyla anlamıştır. Korkarak, kaçarak mı yaşayacaktır? Yaşayacaksa eğer, böyle bir yaşama ne kadar yaşam denebilir? Hapishanedeyken kurtulma umudunu taşıyan, sürgün dönemi başlayınca da bunu tamamlaması gereken bir süreç olarak gören Saşa, dönemin gerçeklerinin yeni yeni farkına varmaktadır. Bu gerçekler, Saşa nın içinde yetiştirildiği değerleri taşımamakta, dönem kendi gerçeklerini onun yüzüne vurmaktadır. Yapıtta Saşa nın düşünceleri şu şekilde verilir: Unutmak, her şeyi unutmak! İçinde yetiştiği düşüncelere Baulinler, Lozgaçevler, Stolperler sahip çıktılar. Bu düşünceye karşı geliyorlar, ona sadık insanları eziyorlar. Önceden, bu dünyada güçlü kollara ve eğilmez bir iradeye sahip olmak gerektiğini, yoksa yok olup gideceğini düşünürdü. Şimdiyse özellikle güçlü kollar ve eğilmez iradeyle de yok olunacağını anlıyordu. Zira iraden daha eğilmez bir iradeyle karşılaşıyor, ellerin ise iktidarı ellerinde bulunduran daha güçlüleriyle İktidar onlarda. Hayatta kalmak için başka bir iradeye, güce boyun eğmek, sakınmak, koşullara uymak ve çalılıktan çıkmaya korkan bir tavşan gibi yaşamak gerek. Fiziksel olarak kendini ancak böyle koruyabilir. Böyle yaşamaya değer mi? Забыть, все забыть! Идеей, на которой он вырос, овладели баулины, лозгачевы, столперы, они попирают эту идею и топчут людей, ей преданных. Раньше он думал, что в этом мире надо иметь сильные руки и несгибаемую волю, иначе погибнешь, теперь он понял: погибнешь именно с сильными руками и несгибаемой волей, ибо твоя воля столкнется с волей еще более несгибаемой, твои руки с руками еще более сильными в них власть. Для того чтобы выжить, надо подчиниться чужой воле, чужой силе, оберегаться, приспособляться, жить 138 A.g.y., 324.

72 60 как заяц, боясь высунуться из-за куста, только такой ценой он сможет сохранить себя физически. Стоит ли так жить? 139 Saşa nın Mozgova da tanışıp arkadaş olduğu kişilerden Saşa gibi Moskovalı bir sürgün olan Vsevolod Sergeyeviç in, Saşa nın yaşadığı tatsız olaydan sonra Saşa ile ilgili tespitleri, hem Saşa nın hem de dönemin anlaşılması açısından önemlidir: Siz, Saşa, şüphesiz insansınız! Gerçek bir insan! Sovyet insanı! Bu bir iltifat değil, tespit. Gerçek, idealist bir Sovyet insanı olmak muhteşem. Ama siz, sizin özel durumunuzda bile öyle kalmak, Sovyet insanının davranması gerektiği gibi davranmak istiyorsunuz. Bu ise mümkün değil Saşa. Çevreniz için siz Sovyet insanı değilsiniz, Sovyet karşıtısınız. Size ve hareketlerinize de burada sadece bu açıdan bakıyorlar. Sokakta yürüyor ve separatörün çalışmadığını görüyorsunuz, separatörü bilen biri olarak hızlıca gidip onu onarıyorsunuz. Kolhoz başkanı, yetkili olan ise Alferov u değil; bir başkasını, sıradan olanını kastediyorum, daha başka düşünürler: Ne için separatörün başına geçti? Açık ki, onu bozmak için! Вы, Саша, безусловно, человек. Настоящий человек! Советский человек! Это не комплимент, а констатация. Это прекрасно быть настоящим, идейным, советским человеком. Но вы хотите таковым оставаться даже в вашем особом положении, хотите поступать так, как должен поступать советский человек. А этого нельзя, Саша: для окружающих вы не советский человек, вы антисоветский. И только с этой точки зрения здесь рассматривают и вас, и ваши действия. Вы идете по улице и видите сепаратор не работает, вы, зная устройство сепаратора, немедленно подходите и чините его. А председатель колхоза, а уполномоченный, я имею в виду не Алферова, а другого, обычного, они думают иначе: зачем он полез в сепаратор? Ясно, чтобы сломать его. 140 Saşa, suçsuz olduğu halde karşı devrimcilik suçlamasıyla mahkum edilmenin üzüntüsünü yaşarken, böyle bir suçlamanın insanlarda yarattığı önyargıyla da mücadele etmek zorundadır. Dönem onu, olmadığı biri gibi davranmaya itmektedir ve bu dönem insanlara insanlıklarını unutturacak kadar acımasızdır. Saşa nın bildiği gerçekler de değişmeye başlamıştır. Acaba Saşa bu acımasız süreçten kendi gibi, namuslu bir insan olarak çıkabilecek midir? dürüst, adil ve Saşa Vsevolod Sergeyeviç dışında Pyotr Kuzmiç, Mihail Mihayloviç Maslov adında sürgünlerle de tanışır. Her sürgünün ayrı bir öyküsü vardır ve her öykü ülkenin başka bir gerçeğini ortaya koymaktadır. Örneğin, Pyotr Kuzmiç, bir tüccar çocuğu olarak evladının 139 A.g.y., A.g.y, 351.

73 61 nasıl kendisini reddetmek zorunda kaldığını, hatta tüccar babasıyla ilişkisini kesmediği gerekçesiyle nasıl Komsomolden ve okuldan atıldığını anlatırken; sürgünler arasında geçen diyalogda dönemi en güzel özetleyen Mihail Mihayloviç Maslov olur: Devlet vatandaşlarını korumalıdır. Sizin devletiniz ise onlarla savaşıyor- dedi Mihail Mihayloviç. Benimle, sizinle, Pyotr Kuzmiç ile, devleti ayakta tutan köylüyle savaşıyor. Hatta- Saşa yı gösterdi- kendi adamlarıyla savaşıyor. Ben Rusum, ben de Rusya dan yanayım ama böylesinin değil. Государство должно защищать своих граждан, ваше государство с ними воюет, сказал Михаил Михайлович, со мной, с вами, с Петром Кузьмичом, воюет с мужиком, на котором государство стоит, даже вот, он кивнул на Сашу, со своими и то воюет. Я русский, я тоже за Россию, но не за такую. 141 Saşa nın, sabotajcılıkla suçlanması onun için büyük önem taşırken, köylüler için bu pek de önemli değildir. Eskisi gibi Saşa ya selam vermeye devam ederler. Bu Saşa için yeni bir gerçeklik olsa da, yaşananlar köylülerin alışkın olduğu bir durumdur, böyle birçok sürgün görmüşlerdir. Saşa, artık kimseye yardım etmeyeceğini söylemesine rağmen, arkadaşı Fedya yı kırmayıp, bisikletini tamir ederken, bu bisikletle çocukluğundaki yazlık anılarına da geri dönecektir. Saşa bu çocukluk anılarını düşündükçe üzülmeye başlayacak ve içinden şunları geçirecektir: ( )İradesini ne için geliştirmiş, karakterini ne için şekillendirmişti. ( )для чего воспитывал волю, для чего ковал характер? 142 Böylesine güçlü bir karakter için, korkarak yaşamak dayanılmazdır. Sürgün süresi bittikten sonra da kimliğindeki mahkumiyet damgası nedeniyle Moskova ya dönme hakkı olmayacak ve şehir şehir dolaşması gerekecektir. Bu durumdan kurtulması için Saşa nın köyde ilişki içinde olduğu tek kadın olan entelektüel, aydın köy öğretmeni olan Zina, Saşa ya sürgünü bittikten sonra birlikte Tomsk a gidip, evlenmeyi teklif eder. Böylelikle Saşa, Zina nın soyadını alacak ve mahkumiyetinin yazılı olmadığı temiz bir kimlik sahibi olacaktır. Saşa, bunu kesinlikle reddeder çünkü bu, bir kadının arkasına sığınıp korkarak yaşamaktan farksızdır: 141 A.g.y., A.g.y., 358.

74 62 Hayır hamamböceği gibi yaşamak niyetinde değil. Onu hamamböceği yapamayacaklar. Нет, тараканьей жизнью он жить не намерен. Тараканом его не сделают. 143 Saşa nın güçlü karakterinin yanında, yumuşak bir kalbi, iyiliğe, adalete, emeğe inanan güçlü değer yargıları da vardır. Bu değerlerle yetişmiştir; dürüst, entelektüel, yardımsever, adil, iyi bir insandır. Ancak karakteri politikaya göre değildir. Saşa nın aynı evde oturduğu komşusu Mihail Yuryeviç, Saşa ile ilgili zamanında şu yorumda bulunmuştur: Politika için Saşa, fazla dürüst ve güven dolu. Orada başka özellikler gerekli. Enstitüden atıldığında babasının ya da dayısının yanına gitmesini tavsiye etmiştim. Bu, onu kurtarırdı ve onu unuturlardı. Beni dinlemedi, adalete tüm yüreğiyle inandı. İşte saflığının bir kanıtı daha. Для политики Саша слишком простодушен, доверчив, там нужны другие качества. Когда его исключили из института, я советовал ему уехать к отцу, к дяде, это бы его спасло, о нем бы забыли. Он меня не послушался, свято верил в справедливость вот вам еще одно доказательство его простодушия. 144 Saşa nın iyi niyetine ve adalet duygusuna, Mihail Mihayloviç Maslov un karısı Olga Stepanovna nın büyük zorluklarla Kalinin den sırf sürgün kocasını görmek için geldiğinde, Maslov u karısıyla olan sert konuşmaları nedeniyle eleştirdiğinde de şahit olunmaktadır. Kocasına böylesine sadık bir kadına karşı, Maslov un davranışları Saşa için kabul edilebilir değildir. Vsevolod Sergeyeviç, bu kadının kocasına sadık olup olmadığını bilmediklerini söylediğinde ise Saşa tıpkı hasta Kartsev i koruduğu gibi, bu kadını da koruyarak, Vsevolod Sergeyeviç in söylediklerini dayanaksız bulur çünkü Saşa nın gördüğü, bu kadının Maslov u terk etmediği ve onu görebilmek için ne kadar yol geldiğidir. Vsevolod Sergeyeviç de Saşa yı saflıkla suçlar ve ona şöyle der: Siz romantiksiniz, Saşa- iyi niyetle itiraz etti Vsevolod Sergeyeviç. Ama sizi bunun için seviyorum. Saflığınızda öncekilerin çıkarsızlığından bir şeyler var Olga Stepanovna, kuşkusuz fedakar bir kadın. Bu da kadının en yüce hali. Ama unutmayın, o iki çocuk annesi ve çalışmak zorunda. Bizim işveren de devrim karşıtlarına, onların eşlerine ve çocuklarına hiç acımaz. İşte bir düşün, sevgili Saşa! Özellikle çocuklar yemek yemek istediklerinde, 143 A.g.y., A.g.y., 410.

75 hem de günde bir değil, üç kez. Sevgili dostum, gerçek yaşamı bilmiyorsunuz, hala bulutların üstündesiniz. Вы романтик, Саша, беззлобно возразил Всеволод Сергеевич, за это я вас, впрочем, и люблю. В вашей наивности что-то от бескорыстия тех, первых Ольга Степановна, безусловно, женщина жертвенного склада, а это высший тип женщины, но не забывайте, она мать двоих детей, она должна работать, а наш работодатель не жалует контриков их жен и их детей. Вот и задумаешься, дорогой Саша! Особенно когда дети хотят есть, причем, заметьте, не раз в день, а три. Вы еще, дорогой мой, не знаете истинной жизни, все еще витаете в облаках. 145 Vsevolod Sergeyeviç, konuşmasına şöyle devam eder: Size şaşıyorum, Saşa- dedi Vsevolod Sergeyeviç. Sizin kuşağınıza özgü olmayan kavramları korumuşsunuz. Bu yüzden de buraya düşmediniz mi? Her zaman mı böyleydiniz, yoksa burada mı böyle oldunuz? Я вам удивляюсь, Саша, сказал Всеволод Сергеевич, вы сохранили несвойственные вашему поколению понятия. Не потому ли и попали сюда? Вы всегда были таким или стали таким здесь? 146 Saşa nın cevabı ise şu şekildedir: Diğer yoldaşlarımdan daha mükemmel değilim- diye itiraz etti Saşa- Bizi tanımıyorsunuz. Lenin de içinde büyüdüğü ebedi gerçekleri yadsımamıştı. Özel sınıf ahlakı hakkındaki sözleri, o anın gereklerindendi. Devrim, savaştır. Savaş da acımasızdır. Ama özünde düşüncelerimiz insancıldır. Lenin için sert bir gerekliliğin ortaya çıkardığı geçici olan şeyleri Stalin sürekli ve ebedi hale getirip, dogmalaştırdı. Во мне нет ничего отличного от моих товарищей, возразил Саша, просто вы нас не знаете, Ленин тоже не отрицал вечных истин, он сам на них вырос. Его слова об особой классовой нравственности были вызваны требованиями момента, революция это война, а война жестока. Но в своей сути наши идеи человечны и гуманны. То, что для Ленина было временным, вызванным жестокой необходимостью, Сталин возвел в постоянное, вечное, возвел в догму. 147 Vsevolod Sergeyeviç in Saşa ya tavsiyesi ise can alıcıdır: Tüm asaletinize karşın bir zayıflığınız var: İnancınızın parçalarından başka bir kap yapmak istiyorsunuz. Ama olmaz! Parçalar sadece eski şeklinde birleşirler. Ya inancınıza dönün ya da onu sonsuza kadar reddedin. При всем вашем благородстве, Саша, у вас есть одна слабинка: из осколков своей веры вы пытаетесь слепить другой сосуд. Но не получится: осколки Rıbakov, (1988). A.g.y., A.y. 147 A.y.

76 64 соединяются только в своей прежней форме. Или вернетесь к своей вере, или отвергнете ее навсегда. 148 Alferov, Saşa yı yanına bir kez daha çağırdığında, Saşa nın en yakın arkadaşı Boris Soloveyçik in sürgün yerinden kaçtığını söyleyerek Saşa dan, kendilerine yardım etmesini istediğinde, Saşa yine bunu ahlaka aykırı bularak reddetmiştir. Hatta Alferov un uyarılarına karşın, Boris e yardım bile etmiş dolayısıyla sisteme bir kez daha karşı gelmiştir. Boris in bu kaçışı ise yaşadığı yerdeki tüm sürgünlerin başka yerlere sürülmesine neden olmuştur. Kaçan sürgünün cezasını geride kalan sürgünler çekmektedir. Mozgova ya da böyle iki sürgün gönderilmiştir. Bunlardan biri Lidiya Grigoryevna Zvyaguro adında bir kadındır. Yanında altı yaşında bir oğlan çocuğuyla Saşa nın yanına Boris in aracılığıyla geldiğini söyleyen bu kadına da Saşa yardım ederek, onun iyi bir eve yerleşmesini sağlamıştır. Lidiya Grigoryevna ile ilgili olarak Saşa ile Vsevolod Sergeyeviç in aralarında geçen diyalog dikkate değerdir, çünkü bu konuşmalar Saşa nın insanlığa ve insaniyete olan inancını bir kez daha gözler önüne serer. Saşa, Vsevolod Sergeyeviç ten, bu kadının yanındaki çocuğun toprak sahiplerinden birinin oğlu olduğunu öğrenir. Bu kadının, bu çocuğu yetiştirmek için almasını yiğitçe bir davranış olarak görür. Vsevolod Sergeyeviç in bunun bir yaşam amacı edinme davranışı olduğunu söylemesi üzerine Saşa şöyle cevap verir ve aralarında şöyle bir diyalog geçer: Davranışının sebebi ne olursa olsun- dedi Saşa, o soylu ve insancıl. Bana kişisel olarak umut aşılıyor. Bu vahşi koşullarda bile yüksek insani değerleri onaylıyor. Merhamet bunlardan biri. Gerçeğimizin başkalaştığını düşünüyorum- dedi sıra kendisine gelince Vsevolod Sergeyeviç - Belki de Lidiya Grigoryevna zamanında Tarasik in ailesini tasfiye etti ve onları Sibirya ya sürdü. Şimdi ise kendisi Sibirya da ve onların oğlunu yetiştiriyor, bu yüzden acılara ve kayıplara sabrediyor. Bu gerçek, kefaret tezini kuvvetlendirmiyor mu? Hristiyanlık öğretilerini iyi bilmiyorum diye cevap verdi Saşa - Ama Lidiya Grigoryevna yı başkaları uğruna kendini feda etmek gibi bütün din ve düşüncelerin daha üstünde bir şeyin yönlendirdiğini düşünüyorum. Bunun burada bile olması, tüm bunlar, tekrar ediyorum, umut aşılıyor. İnsanın içindeki insani duygular öldürülmemiş ve hiçbir zaman öldürülmeyecek. 148 A.y.

77 Чем бы ни был продиктован ее поступок, сказал Саша, он благороден и человечен. В меня лично он вселяет надежду: даже в этих диких условиях утверждаются высшие человеческие ценности. Сострадание одно из них Я думаю о метаморфозах нашей действительности, сказал, в свою очередь, Всеволод Сергеевич, не исключено, что в свое время Лидия Григорьевна раскулачила родителей Тарасика и выселила их в Сибирь. А теперь сама в Сибири и воспитывает их сына, терпит из-за этого муки и лишения. Не подкрепляет ли этот факт тезис об искуплении? Я плохо знаю христианское вероучение, ответил Саша, но Лидией Григорьевной, думаю, двигало то, что выше всех религий и идей, способность жертвовать собой ради других. И то, что это проявляется даже здесь, все это, повторяю, вселяет надежду: человеческое в человеке не убито и никогда не будет убито. 149 Eleştirmen Lanşikov ise Saşa nın bu insani değerlendirmelerine karşı çıkmaktadır. Saşa nın sürgünde karşılaştığı Lidiya Grigoryevna nın eski toprak beylerinden birinin çocuğunu evlat edinmesini Saşa çok insani bulurken, Lanşikov şu soruyu sormaktadır: 65 Tarasik in ailesini Lidiya Grigoryevna tasfiye ettiğinde ve onları küçük yaşta oğullarıyla kovduğunda acaba onu buna ne itmişti? Başkalarının uğruna yine kendini feda etme yetisi ve merhamet mi? 150 Lanşikov, Saşa ve Vsevolod Sergeyeviç arasında geçen diyaloğu da ahlaki hiçbir noktaya değinmeyen, tutkudan yoksun, soyut bir konu üzerine yapılan soyut bir konuşma olarak değerlendirir. 151 Yapıtın ilk cildi Arbat Çocukları, 1934 yılında Sergey Mironoviç Kirov un öldürülmesiyle, zor dönemlerin başladığını Saşa ya, Vsevolod Sergeyeviç in şu sözlerle haber vermesiyle sonlanmaktadır: ( ) Saşa, size tam bir inançla diyebilirim ki kara günler geliyor. ( )Саша, могу сказать вам с полной уверенность: наступают черные времена A.g.y., Lanşikov, a.g.y.,70, A.g.y., Rıbakov, (1988). A.g.y., 473.

78 66 Rıbakov un yapıttaki ifadesinde, Kirov un öldürülmesiyle kara günlerin geliyor olmasına, Anatoliy Lanşikov yazdığı makalede yine karşı çıkmaktadır. Yapıtı farklı bir açıdan değerlendiren yazara göre, kara günler Kirov un öldürülmesiyle değil, 1920 li yılların sonunda gelmiştir ve insanların bataklıklara gönderildiği tarih, Saşa nın gönderildiği tarihten üç dört yıl önceye rastlamaktadır. 153 Yapıtın ikinci cildi Dehşet (Strah, 1991) Saşa nın gelecek postayı günlerce beklemesiyle başlamaktadır. Bu ıssız sürgün yerinde Moskova dan gelen mektuplar ve gazeteler Saşa nın tek avuntusudur. Postanın neden gelmediğini Vsevolod Sergeyeviç e sorduğunda aldığı yanıt, Saşa yı yine başka bir gerçeklikle yüzleştirir. Kirov u işçi sınıfının düşmanlarının öldürdüğü propagandası yapılırken, işçi sınıfı düşmanı olarak görülen Saşa gibi sürgünlere posta göndermek, onlara bu cinayetten sıyrılabilme manevrası sağlayabileceği için Saşa nın posta beklemesi saçmadır. Vsevolod Sergeyeviç, işçi sınıfı düşmanlarına, iktidarın tüm Rusya yı sarsacak bir karşı darbe hazırlayacağını ve bunun diğer düşmanlara da bir gözdağı olacağını ifade eder. 154 Vsevolod Sergeyeviç e göre Saşa Krasnoyarsk a gönderilmediğine neredeyse sevinmelidir. Ülkede binlerce soylu, burjuva ve çocukları Leningrad tan gönderildiğinde, insanlar mitingler düzenleyerek onların kurşuna dizilmelerini istemektedir. Vsevolod Sergeyeviç e göre gazetelerde yazanlara ve mitinglerde söylenenlere gerçekten inanarak, o insanların kurşuna dizilmelerini isteyenler de, çocuklarının geleceğini düşünerek inanmadığı halde oy verenler de vardır. Vsevolod Sergeyeviç, Saşa ya, burada olduğuna şükretmesi gerektiğini yoksa kendisinin de bu mitinglerde o insanların kurşuna dizilmeleri yönünde oy vermek zorunda kalabileceğini söylediğinde, Saşa ona kendi fikrini sorar. Vsevolod Sergeyeviç, belki de kendisinin de el kaldırarak bu yönde oy vereceğini, tek karşı oyun hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini, üstelik kendisinin de onlarla birlikte kurşuna dizileceğini, bu insanların pişman olup itirafta bulunmaları halinde ise böyle zayıf insanlar için ölmeye değer olmayacağını, şimdi kurşuna dizilecek olanların da zamanında başka masumları ölüme gönderdiğini söyleyerek fikrini ifade eder. Saşa ise çocukların kimseyi ölüme göndermediğini en azından onların yaşamını kurtarmak gerektiğini söylediğinde Vsevolod 153 Lanşikov, a.g.y Rıbakov, A. N. (1991). Strah. Moskova: Knijnaya Palata, 7.

79 Sergeyeviç ile Saşa nın arasında geçen konuşma Saşa nın insana, topluma bakış açısını ve ondan beklediklerini anlamamız açısından büyük önem taşımaktadır ( ) Ciddi bir meseleyi ortaya atıyorsunuz. Çok ciddi ve çok güncel. Ama sizin için güncel Saşa, benim için değil. Benim önüme böyle bir ikilem hiçbir zaman çıkmayacak. Ben diğer yörüngedeyim. Sizse Saşa, tam bu devletin döndüğü yörüngedesiniz. Siz onların yörüngesindesiniz ve ondan çıkamazsınız. Bu sorun da sizin karşınıza çıkacak. - Ne yapalım, dedi Saşa, karşıma çıktığında, çözerim o zaman. Ama sizin kararınız bana uymuyor. -Düşünülmemiş bir karardan olduğu gibi, cayıyorum kendi kararımdan, dedi Vsevolod Sergeyeviç, sadece benim yerimde olsa her akıllı insanın nasıl davranacağını söyledim: O, elini kaldırır, herkes nasıl davranıyorsa öyle davranırdı. Bunda Rusya nın trajedisi. Bunda Rus halkının trajedisi ve ben hiç kimseyi yargılamıyorum. İnsan var, insan var. -Ya halkın özel boyun borcu, ya onun özel misyonu nedir? Onun Hristiyan, Ortodoks özü nasıl? - Saşa, bu ilkel sorularla bizim ya da şöyle diyelim, benim felsefemi mi çürütmek istiyorsunuz? -Ben filozof değilim diye, itiraz etti Saşa, hiçbir halkın Mesih rolü ve Mesih görevinin olmadığı inancına varıyorum. Üstün ulus, üstün halk yoktur. İnsanlar vardır: İyi insanlar ve kötü insanlar. Hiçbir gücün insanları kötü olmaya zorlamayacağı bir toplum yaratmak gerek. -Mükemmel toplumla ilgili her düşünce, Saşa, bir hayaldir. -Evet, mükemmel toplum yok, olması muhtemel değil. Ama mükemmel olmaya çalışan toplum, zaten muhteşem bir toplumdur, dedi Saşa. - Bizim toplumumuzun buna çabaladığına dair bir şey gözükmüyor. Toplum insanlardır, bizse onları insanlıktan çıkarıyoruz. -Вы поднимаете серьезный вопрос, Саша, серьезный и актуальный. Но он актуален для вас, Саша, а не для меня: передо мной такой дилеммы никогда не встанет я на другой орбите. А вы, Саша, на той самой орбите, по которой кружится это государство, вы на их орбите, и вам с нее не сойти, и эта проблема перед вами встанет. -Ну что ж, сказал Саша, когда она передо мной встанет, тогда я буду ее решать. Но ваше решение меня не устраивает. -Я отказываюсь от своего решения, как от необдуманного, сказал Всеволод Сергеевич, просто я говорил о том, как поступил бы на моем месте любой разумный человек: он поднял бы руку, он поступил бы так, как поступают все. В этом трагедия России, в этом трагедия русского народа. И я никого не осуждаю, люди есть люди, человек есть человек.

80 68 -А как же «особое предназначение народа», а как же его «особая миссия»? Как же его «христианское, православное начало»? - Саша, вы хотите такими примитивными вопросами опровергнуть нашу или, скажем так, мою философию? -Я не философ, возразил Саша, но я прихожу к убеждению, что ни у какого народа нет мессианской роли, мессианского назначения. Нет сверхнации, нет сверхнародов, есть люди: хорошие люди, плохие люди. И нужно создать общество, при котором никакие силы не могли бы заставить их быть плохими. -Всякая идея о совершенном обществе это иллюзия. -Да, совершенного общества нет и вряд ли может быть. Но общество, которое стремится стать совершенным, это уже прекрасное общество, сказал Саша. Что-то не видно, чтобы наше общество к этому стремилось. Общество это люди, а мы их превращаем в нелюдей. 155 Saşa ve Vsevolod Sergeyeviç arasında geçen bu konuşma, yapıtın felsefi özüne de vurgu yapmaktadır. Yapıtta genel olarak iyiliğin ve kötülüğün savaşı görülmektedir. Bir tarafta her türlü kötülük karşısında insani ve adil olanı desteklemek gerektiği irdelenirken, diğer tarafta insanın yozlaştığı bir sistemde bunun nasıl yapılacağı tartışılmaktadır. Kurulan sistem, insanları insanlıklarından çıkaracak kadar korku temellidir. Böyle bir ortamda bile tüm kötülüklere karşı iyi ve adil bir insan olarak kalabilmenin önemi yapıtta sıklıkla vurgulanmaktadır. Nitekim, tekrar başka bir yere sürülen Vsevolod Sergeyeviç in, Saşa ile vedalaşmadan önce, Saşa ya tavsiyeleri yapıtın bu insani ve felsefi özüne vurgu yapması açısından önemlidir: Vedalaşırken, Saşa, size söylemek istediğim şey, sizle ayrılacağıma üzgünüm, gerçekten söylüyorum sevdim sizi. Şimdilerde söylendiği gibi sizinle barikatın farklı taraflarında olsak da, sizi seviyor ve size saygı duyuyorum. İnancınızdan vazgeçmediğiniz için değil saygım, öylelerinden hala çok insan var. Ama sizin inancınız başkalarınınkine benzemiyor. Sizin inancınızda insani bir şeyler var; o, sınıf ve partiyle sınırlı değil. Siz inancınızı, belki kendiniz de farkında olmadan, insani tüm gerçek ideallerin çıktığı yerden alıyorsunuz. Bunu sizde çok değerli buluyorum. Ama ben sizden daha yaşlı ve deneyimliyim. İdealiste dönüşmeyiniz. Yaşama daha yakın olunuz. Yoksa yaşam sizi yok eder ya da daha da korkuncu parçalar sizi, o zamansa Doğrudan söylediğim için beni 155 Rıbakov, (1991). A.g.y.,

81 bağışlayın: İdealistler bazen azizlere dönüşürler ya da çoğunlukla tiranlara ve tiranlığın koruyucularına Dünyada yüksek ideallerle örtülen ne kadar kötülük var, ne kadar alçakça davranış bu ideallerle aklanmakta. Bana kırılmıyorsunuz ya? -Siz ne diyorsunuz Vsevolod Sergeyeviç! İnsanın düşüncelerine kırılınır mı? Sizin teorinizle tartışmaya kalkışmıyorum. Kendi geleceğim için de garanti veremem. Sadece tek şey söyleyeceğim: Ben dünyada yaşıyorum ve dünya insanıyım. Özellikle bu nedenle sizin anlayışınızda bir idealist değilim. Ben benim anlayışımda bir idealistim: İnsanın düşünceleri sorgulaması gerektiği kanısındayım ama insani, adil olan düşünceleri. Hapishane, nakil ve sürgünle geçen bu yıl içinde hala vardığım sonuç şu ki dünyada insan yaşamı ve insan onurundan daha değerli ve kutsal hiçbir şey yoktur. İnsan yaşamına tecavüz eden her kimse o suçludur; insanda insanı yok eden kimse o da suçludur. Что я вам хочу сказать, Саша, на прощание. Мне грустно расставаться с вами, правду говорю, полюбил вас. Хотя, как теперь говорят, мы с вами по разные стороны баррикады, но я вас люблю и уважаю. Уважаю не за то, что вы не отступились от своей веры таких, как вы, еще много. Но ваша вера не похожа на веру других в ней есть что-то человеческое, в ней нет классовой, партийной ограниченности. Вы, может быть, сами не сознавая, выводите свою веру оттуда, откуда выходят все истинные идеалы человеческие. И это я в вас очень ценю. Но я старше, опытнее вас. Не превращайтесь в идеалиста.будьте ближе к жизни. Иначе жизнь уничтожит вас или, это еще страшнее, сломает вас, а тогда Простите меня за прямоту: идеалисты иногда превращаются в святых, но чаще в тиранов и охранителей тиранства Сколько зла на земле прикрывается высокими идеалами, сколько низменных поступков ими оправдывается. Вы не обижаетесь на меня? -Что вы, Всеволод Сергеевич! Разве на рассуждения человека можно обижаться? И с вашей теорией я спорить не собираюсь. И за свое будущее ручаться не могу. Скажу только одно: я живу на земле, я земной человек. Именно поэтому я не идеалист в вашем понимании. Я идеалист в моем понимании: я считаю, что человек должен исповедовать идеи, но идеи человеческие, гуманные, справедливые. И еще к чему я пришел за этот год тюрьмы, этапа, ссылки: нет ничего на свете дороже и святее человеческой жизни и человеческого достоинства. И тот, кто покушается на человеческую жизнь, тот преступник, кто унижает человека в человеке, тот тоже преступник. 156 İnsanda insanı yok eden kişinin suçlu olduğunu vurgulayan Saşa, hala Stalin sisteminin yanlışlarının farkında değildir. Bazen Lidiya Grigoryevna ya uğrayan Saşa, onunla Stalin ve ülke gerçekleri ile ilgili de birtakım konuşmalar yapar. Lidiya Grigoryevna, Kirov u eski muhalif kanattan olan Zinovyev, Kamenev ve diğer parti adamlarının öldürdüğüne kesinlikle inanmaz. Ona göre Kirov un ölümü sadece bir kişinin işine yaramaktadır; o da Stalin dir. Stalin i tiranlıkla ve insanları yok etmekle suçlar. Saşa, A.g.y., 21.

82

::AzeriTriColor-Форум:: > Азеритриколор > Международная панорама > Турция > Турция


PDA

Просмотр полной версии : Турция


Страницы :1 [2] 345


spectator

05.01.2010, 22:28

может не совсем в тему но все же

Забавно. А они не помнят, сколько турков было изгнано из Болгарии относительно недавно, в 70-80-е прошлого века? И сколько турков заставили менять имена (типа Наим Сулейманов на Наум Шоломонов)?

А ведь это было до распада СССР и соцсистемы, так что все нормально отражено в западной прессе (я читал в Экономист). Не боятся обратного и намного большего иска? Отважные булгары :)


spectator

07.01.2010, 14:19

Отважные булгары
Оказывается, не все: Премьер-министр Болгарии пригрозил увольнением министру, требующему у Турции 20 миллиардов долларов (http://www.1news.az/world/20100107110430260.html)


Премьер-министр Болгарии пригрозил увольнением министру, требующему у Турции 20 миллиардов долларовХорошо хоть на высшем уровне понимают всю абсурдность этой идеи. :)


thundergirl

08.01.2010, 00:27

Оппозиция требует досрочных выборов осенью 2010 года.

Bahçeli bu kez açık açık "seçim" dedi (http://www.cnnturk.com/2010/turkiye/01/07/bahceli.bu.kez.acik.acik.secim.dedi/558449.0/index.html)

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Süreç 2010 sonbaharında seçimi zorluyor" dedi.
(CNNTURK.COM) -- Bahçeli, MHP Merkez Yönetim Kurulu toplantısında alınan "AKP'den ve '7-K'sından Kurtuluş Günü" kararı hakkında yazılı bir açıklama yaptı.

Açıklamada, "Zamanında yapılması halinde 556 gün sonra, 17 Temmuz 2011'de veya bugün olgunlaşmış siyasal sürecin zorladığı 2010 yılı sonbaharında yapılması muhtemel olan Milletvekilliği Genel Seçimlerinde bugün itibariyle, “tek başına iktidar” hedefi ile yola çıkılmıştır. Bu tarihten sonra bütün siyasi hazırlıklar, olağanüstü şartlar yaşamaya başlayan ülkemizde ihtiyaç duyulacak her an seçime girilecek ve iktidara ulaşılacak hazırlık, eğitim (http://www.cnnturk.com/guncel.konular/egitim/185/index.html), donanım ve teşkilat yapısına yönelik olacaktır" denildi.

Açıklamada, "Adalet ve Kalkınma Partisi ile geride kalan kayıp yılların özetinin artık bir AKP klasiği halini almış olan “Kriz, Kargaşa, Kaos, Korku, Kutuplaşma, Kavga, ve Karanlık” dan oluşan “7-K”lı tahribat zinciri olduğu" kaydedildi.

2010 yılının ilk toplantısını yapan Milliyetçi Hareket Partisi Merkez Yönetim Kurulu, toplantı tarihi olan 7 Ocak 2010 tarihini "AKP’nin yedi huzmeli ampulünün "7-K"sından "kurtuluş" günü" ilan etti.
Bahçeli, geçtiğimiz salı günü partisinin grup toplantısında erken seçimi işaret etmiş, "millet iradesine müracaat etmenin zamanı geliyor (http://www.cnnturk.com/2010/turkiye/01/05/bahceli.de.secimi.isaret.etti/558069.0/index.html)" demişti.


Oğuz

08.01.2010, 12:02

In the next decade, “Turkey will be a transregional superpower.” (http://www.setadc.org/index.php?option=com_content&view=article&id=213&catid=34)

Оппозиция, нужно вперёд смотреть, а не под ногами путаться...


Oğuz

08.01.2010, 13:13

http://medias.lemonde.fr/mmpub/img/lgo/lemondefr_pet.gif (http://www.lemonde.fr/)


Госсекретарь Британии по европейским делам Христофер Брайант:

"Те, кто хотят, чтобы Европа оставалась христианским клубом, меня раздражают» (http://www.lemonde.fr/europe/article/2010/01/06/christopher-bryant-ceux-qui-veulent-que-l-europe-reste-un-club-de-chretiens-me-mettent-en-colere_1288068_3214.html)

Христофер за расширение Европы, он считает, что ЕС должен принять Турцию в свои ряды. По его мнению, интеграция Турции в Европу имеет стратегическое значение для Евросоюза. Госсекретарь уверен, что в союзе с Турцией Европа увеличит свою энергетическую безопасность. Брайанта выразил убежденную уверенность, что Турция «будет азиатским тигром Европы в будущие годы»

Указывая на положение мусульман в Испании, и на их влияние, британский госсекратарь резко осудил тех, кто намерен оставить ЕС христианским клубом.


In the next decade, “Turkey will be a transregional superpower.” (http://www.setadc.org/index.php?option=com_content&view=article&id=213&catid=34)

Оппозиция, нужно вперёд смотреть, а не под ногами путаться...

А вдруг они просто льстят и усыпляют бдительность? :buba:


А вдруг они просто льстят и усыпляют бдительность? :buba:
Не вдруг ,а именно так и делают.
Не о каких благородных порывах речи быть не может,если дело касается англичан.
Чистая прагматика,конкретный интерес,так было всегда.
Просто в отличии от остальных ведущих народов Европы,скованных стереотипами и бесконечными рамками,англичане оставались свободными в прямом смысле этого слова,потому наверное и переигрывали тех же немцев с французами.
И здесь тот же случай,они так же видят тупик в русских энергетических потоках как и французы с немцами,но тем трудно перебороть страх и предрассудки.
Англия всю историю спотыкала Россию чужими ногами,сегодня выбор пал на турков.


Oğuz

08.01.2010, 15:21

А вдруг они просто льстят и усыпляют бдительность? :buba:

А если вдруг…? (http://enemycorp.at.ua/publ/a_esli_vdrug/1-1-0-30)

Ответ ужасно прост:secret:: турки пойдут строить бункера... :buba:


А если вдруг…? (http://enemycorp.at.ua/publ/a_esli_vdrug/1-1-0-30)

Ответ ужасно прост:secret:: турки пойдут строить бункера... :buba:



Зачем? Зачем сначала свалять дурака, чтобы потом лезть в бункер?

Вот этот малый с турецкой стороны пишет:
Overall, in the 1990’s, the lost decade of Turkey was essentially lost because of the war with the PKK, with no room for democratization while the country was fighting the war, he said. Erdogan and Gul, during the 2002-2005 era were the main determiners of what needed to be done. With the EU vision, these were their golden years.
Почему девяностые - потерянное десятилетие? Для кого потерянное? Для курдских совков? Да! Для них десятилетие было провальным.

В 90-ые Турция сполна воспользовалась развалом СССР, вошла на рынки стран СНГ и развила легкую, строительную и туристическую индустрию до мирового уровня. Собственно, в 90-ые Турция стала экономическим "тигром".

В 90-ые Труция победила в войне против партизан ПКК, опровергнув аксиому, что войну против партизан выиграть невозможно.

И вот теперь... всё коту под хвост. А потом в бункер.


Оказывается, не все: Премьер-министр Болгарии пригрозил увольнением министру, требующему у Турции 20 миллиардов долларов (http://www.1news.az/world/20100107110430260.html)
http://news.bakililar.az/img/80_in.gif http://news.bakililar.az/img/80_in.gif
Болгария извинилась перед Турцией за высказывания госминистра (http://news.bakililar.az/news_bolqariya_izvinilas_pered_30156.html%20%20%20 %D0%91%D0%BE%D0%BB%D0%B3%D0%B0%D1%80%D0%B8%D1%8F%2 0%D0%B8%D0%B7%D0%B2%D0%B8%D0%BD%D0%B8%D0%BB%D0%B0% D1%81%D1%8C%20%D0%BF%D0%B5%D1%80%D0%B5%D0%B4%20%D0 %A2%D1%83%D1%80%D1%86%D0%B8%D0%B5%D0%B9%20%D0%B7%D 0%B0%20%D0%B2%D1%8B%D1%81%D0%BA%D0%B0%D0%B7%D1%8B% D0%B2%D0%B0%D0%BD%D0%B8%D1%8F%20%D0%B3%D0%BE%D1%81 %D0%BC%D0%B8%D0%BD%D0%B8%D1%81%D1%82%D1%80%D0%B0)
Божидар Димитров публично принес свои извинения перед Турцией за требование денег в обмен на поддержку вступления последней в Евросоюз.


(http://news.bakililar.az/news_bolqariya_izvinilas_pered_30156.html)


Turku Kettola

08.01.2010, 17:17

Интересно, если в 90-е в Турции все было так хорошо, то почему кончилось избирательной катастрофой для всех ведущих и традиционно представленных в политической жизни страны партий, которых обвинили в некомпетентности,слабости, коррупционности и т.д. ?

И до сих пор к сожалению не видно серьезной и внушительной оппозиционной силы ?


В 90-ые Труция победила в войне против партизан ПКК, опровергнув аксиому, что войну против партизан выиграть невозможно.

Ну, если победила, то кто воюет с Турцией сейчас?


Oğuz

08.01.2010, 18:02

Зачем?

А вдруг?


Зачем сначала свалять дурака, чтобы потом лезть в бункер?

Как зачем? А вдруг завтра война будет? Что будут делать?


Почему девяностые - потерянное десятилетие? Для кого потерянное? Для курдских совков? Да! Для них десятилетие было провальным.

В 90-ые Турция сполна воспользовалась развалом СССР, вошла на рынки стран СНГ и развила легкую, строительную и туристическую индустрию до мирового уровня. Собственно, в 90-ые Турция стала экономическим "тигром".


Смотря, в каком масштабе воспринимается факт: в узком диапазоне масштабов, может и ты прав, а вот в глобальном - никак.

Турция экономическим "тигром" станет, когда хотя бы Италию догонит. Может эта фраза в 90-ые годы звучала бы как "пантюркистин фантастик арзулары", а сегодня - вполне реально досягаемая цель, в ближайшие 10 лет.

Вчера Турция была 26-ой, сегодня она 17-я, завтра будет в первой десятке, а послезавтра… Не буду лезть в чужое ремесло - да и фантазировать как ты, мне не удастся…


В 90-ые Труция победила в войне против партизан ПКК, опровергнув аксиому, что войну против партизан выиграть невозможно.

Вчерашние партизаны сегодняшние террористы. А терроризм, как партизанство без поддержки извне не возможное явление... Значит, в целях искоренения этой беды следует принять соответствующие меры, то есть, нейтрализовать эту поддержку - очаги, что и делается.

Конечно же, некоторые наружные и внутренние враги сильно обеспокоены положением. Камень преткновения многолетней давности целенаправленно уничтожается. Вся гадость, которая десятилетиями удобно приютилась под этим камнем, в переполохе вышла наружу с «караулом».

И вот теперь...

Когда ни будь, это должно было произойти. Турция должна была очиститься от всякой мрази. Уничтожается многослойные чужые системы, введенные в глубь всех инфраструктур. Теперь всяким там масонам, евангелистам, бильдербергцам, гладиоистам, вообщем всем тем, кому удавалось в каком-то роде управлять Турцией, придется забыть прошлое. Правда, этот демонтаж идет очень болезненно. Конечно, никто так просто, добровольно не желает терять рычаги воздействия.


всё коту под хвост.

Если тебе удастся приподнят этот хвост, непременно заметишь, там свой режим… Жаль, что тебе никогда не удастся понять, простую истину: именно этот режим и тюркский национализм (в каком формате мы его воспринимаем) & господство антинародного авторитаризма и подлинная демократия находятся в несовместимом антагонизме. Как день и ночь они не могут быть одновременно.

А потом в бункер


"любишь кататься, люби и саночки носить" - о чём нибудь говорит?

---------------------------------------------------------------------

Может, в 11:11 на страниц 11 из 11 что ни будь получиться, попробуй... а я попробуют тоже самое сделать, только следующего утра... :)


Если тебе удастся приподнят этот хвост, непременно заметишь, там свой режим… Жаль, что тебе никогда не удастся понять, простую истину: именно этот режим и тюркский национализм (в каком формате мы его воспринимаем) & господство антинародного авторитаризма и подлинная демократия находятся в несовместимом антагонизме. Как день и ночь они не могут быть одновременно.

---------------------------------------------------------------------

Может, в 11:11 на страниц 11 из 11 что ни будь получиться, попробуй... а я попробуют тоже самое сделать, только следующего утра... :)

Здесь слишком много мистики. Я понимаю всё намного приземленней.


thundergirl

09.01.2010, 00:22

Интересно, если в 90-е в Турции все было так хорошо, то почему кончилось избирательной катастрофой для всех ведущих и традиционно представленных в политической жизни страны партий, которых обвинили в некомпетентности,слабости, коррупционности и т.д. ?



Инфляция, она изматывала страну и людей. Как пришла к власти АКП инфляция чудесным образом исчезла за несколько месяцев. Фокус!Коррупционые скандалы вдобавок.
Катастрофа? Да, в каким то смысле. Но АКП набрала 35% и из-за 10% -го барьера (который, кстати, ввели для того чтобы не пропустить исламистов в парламент :) - не рой другому яму) стала правящей партией. Хотя суммарно традиционные партии набрали тогда гораздо больше ( более 55%), чем АКП.

И до сих пор к сожалению не видно серьезной и внушительной оппозиционной силы ?

Это вопрос? Будет видно на будущих выборах.


к сожалению
:yes:


Oğuz

09.01.2010, 10:36

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Ulusa sesleniş ... (http://www.youtube.com/watch?v=9VCrCpMuVtA) 9 мин. - 30 июл 2009

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Ulusa Sesleniş ... (http://www.youtube.com/watch?v=dY1dVyaB2wo) 10 мин. - 27 авг 2009

YouTube - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Ulusa Sesleniş Konuşması ... (http://www.youtube.com/watch?v=tvB47GEdFs0) 29 Aralık 2009 - 3/3


Oğuz

09.01.2010, 11:16

Kimse seçim rüyası görmesin

Muhalefetin başlattığı 'erken seçim' tartışmalarına Başbakan Erdoğan'dan cevap geldi. Seçimlerin Anayasa'nın öngördüğü zamanda yapılacağını yineleyen Başbakan, Baykal ve Bahçeli'ye 27 Mart'ta yapılan mahallî seçim sonuçlarını hatırlattı. Erdoğan, CHP liderinin açıkladığı anket sonuçlarını ise şöyle değerlendirdi: "Söylediği yüzde 20'li rakamları ikiye çarpın."
Başbakan Tayyip Erdoğan, muhalefetin son günlerde ısrarla gündeme getirdiği 'erken seçim' tartışmalarını bitirdi. Seçimlerin zamanında yapılacağını vurgulayan Erdoğan, "Kimse seçim rüyası görmesin. Bizim ağzımızdan söz çıktığı zaman o söz aynen nakittir. İlan edilen neyse, seçim o zamanda yapılacak." dedi. Başbakan, "AK Parti'nin oyu yüzde 20'lerde." diyen CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a da şu sözlerle cevap verdi: "AK Parti'nin oy oranını kendisine dert edindi, sağ olsun. Biz bundan sonra kamuoyu araştırmacılarına para vermeyeceğiz. Çünkü Baykal yapıyor bu işi. Ama siz Baykal ne diyorsa onu en az 2 ile çarpacaksınız." Partisinin Kadın Kolları Ar-Ge Başkanlığı tarafından yürütülen eğitim programının açılışında konuşan Başbakan Erdoğan, MHP ve CHP liderlerini, güreşte yenilgiye doymayan pehlivanlara benzetti. 9 ay önce yapılan mahallî seçim sonuçlarını hatırlatan Erdoğan, "El insaf, haliniz ortada. Yani siz güreşe doyacaksınız diye her yıl seçime gidemeyiz ki." ifadelerini kullandı.
AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Ar-Ge Başkanlığı koordinatörlüğünde yürütülen eğitim programının açılışında uzun bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, erken seçim yapmayacaklarını şu sözlerle dile getirdi: "Birkaç gündür Sayın Baykal bir yandan, Sayın Bahçeli bir yandan seçim kelimesini telaffuz etmeye başladılar. Yahu el insaf, daha 9 ay önce ülkede seçim yapıldı ve haliniz ortada, sonuçlar ortada. Yenilen pehlivan güreşe doymazmış. Yani siz güreşe doyacaksınız diye her yıl seçime gidemeyiz ki. Aslında bizim Cemil Bey'in (Çiçek)... Erzurumlu neydi o, Teyyo Pehlivan o hikaye var ya... Cemil Bey zaman zaman onu anlatır, biz de neşeleniriz. Anayasa ne diyor? 'Seçimler 4 yılda bir yapılır'. Şimdi kaç yıl oldu? 2,5 yıl. Daha 1,5 yıl var. Bırakınız seçim yapmayı, seçim kelimesini telaffuz etmenin dahi bu ülkenin ekonomisi üzerindeki etkilerini bunlar düşünmüyorlar. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde erken seçim mantığı yok. Bu, geri kalmışlığın alametidir."
Erdoğan özetle şu mesajları verdi:

BİZİM SÖZÜMÜZ NAKİTTİR:

Eskiden Türki-ye'de ortalama 16 ayda bir hükümet değişirdi. Altını çizerek ifade ediyorum, kimse seçim rüyası görmesin. Biz, alışılmış liderlerden değiliz. Kusura bakmasınlar bizim ağzımızdan söz çıktığı zaman o söz aynen nakittir. Seçimler Anayasa'mızın öngördüğü çerçevede, zamanında yapılacaktır. AK Parti hâlâ açık ara öndedir, hâlâ açık ara birinci partidir."

BU ÜLKEYİ KARIŞTIRAMAYACAKSINIZ:

Bunlar, 'ne yapalım da ülke karışsın' diyorlar. Ama karıştıramayacaklar. Ne yaparsanız yapın, karıştıramayacaksınız. İster Ergenekon'un avukatı olun, ister bilmem neyin avukatı olun, çetelerin avukatı olun, mafyanın avukatı olun, bu ülkeyi karıştıramayacaksınız. Bu ülke her geçen gün daha iyiye gidecek.

MHP 3,5 YILDA KAÇIP GİTMİŞTİ:

CHP'ye bir şey diyemeyeceğim, çünkü hayatında tek iktidar yok. MHP, kenarından, köşesinden bizden önce iktidar ortağıydı. Onların döneminde ülkede nelerin olduğu belli, şimdi 'erken seçim' diyor. Ya hangi yüzle 'erken seçim' diyorsun 5 yıllığına milletim sana iktidar yetkisi verdi, 3,5 yıl dayanabildin, bırakıp, kaçıp gittin. Niye bırakıp gittin? Bırakmasaydın, çalışsaydın senin de olurdu.

BİR YANAĞIMIZA VURDUKLARINDA ÖBÜR YANAĞIMIZI DÖNMEYECEĞİZ:

Bizi eleştiriyorlar. Bir yanağımıza vurduklarında öbür yanağımızı da kusura bakmasınlar dönmeyeceğiz. Bunlar orta sahada top çeviriyor. Ama golü atan atmış. Bu muhalefet Türk siyasi tarihinin en tembel muhalefetidir. Çalışmak, yol göstermek, yapacağını söylemek, böyle bir dertleri yoktur. Bu liderlerin tek derdi, tek kaygısı kendi koltuklarını, kendi makamlarını, kendi ikballerini düşünmektir.

BİZ BURADA FİLM Mİ ÇEVİRİYORUZ?:

(Milli birlik ve kardeşlik projesi) Bu proje, bu süreç AK Parti'nin değildir. Bu proje, bu süreç devletindir. Tek yaptıkları engel olmak, tek bildikleri sorun çıkarmak, gel oturalım konuşalım, kabul etmezler. Öbürü 'kamera getirin kamerayla birlikte yapalım' der. Biz film mi çeviriyoruz? Bu ne gayriciddiliktir? Eflatun'un her zaman söylediği bir sözünü bir kez daha hatırlatıyorum: 'Korkaklar, zafer anıtı dikemezler.' On yıllardır tekrar tekrar üretilen korkulara kulak asarak, varabileceğimiz hiçbir yer yok.

Baykal ne diyorsa en az ikiyle çarpın Baykal, bu ara çıktı bir şeyler daha söylemeye başladı. 'AK Parti'nin oy oranı şuralara düştü' diyor, aynı şeyi 29 Mart seçim sürecinde de yaptı. Kendi partisinin oy oranlarını bir kenara bıraktı, AK Parti'nin oy oranını kendisine dert edindi, sağ olsun. Biz bundan sonra kamuoyu araştırmacılarına para vermeyeceğiz. Çünkü, Baykal yapıyor bu işi. Ama siz Baykal ne diyorsa onu en az 2 ile çarpacaksınız. Sayın Baykal, sen bırak AK Parti'nin oy oranlarını, senin partinin oy oranları nerede, sen neredesin? 7 yılda girdiğin 3 seçimde partini nereden nereye getirdin?


Oğuz

09.01.2010, 12:48

Мой совет тем, кого интересует Турция. Постарайтесь изучить противостояние сторон как одно целое - сопоставьте позиции, аргументации, факты всех сторон и реальное (прошлое) положение, чтоб вас не обдуривали политики и их фанаты.

Не забывайте, Турция не постсоветская республика. Там абсолютно иные понятия, многовековой опыт государственности.

Абсурдность нашего положения в том, что «граждане» (выходцы) маленькой, слабенькой страны, где у людей отсутствует государственное мышление, где нация насильно отстраненa от всех институтов, которые по существу должны выражать исключительно волю (интересы) народа, без стыда и совести берутся решать судьбу Турции - где, государство и есть нация, нация государство.

Нам в первую очередь следует избавиться от своих кавычек - «гражданин»а и субарендатора государства. Потом, может быть, быстрыми темпами наберем такого опыта, на базе чего можно было бы указать верную дорогу гражданам братской страны. А мы то, ни только подобного опыта, даже морального права на это не имеем.

Короче, özünə umac uma bilməyən, başqasına əriştə kəsə bilməz. Kəssə də, vay onu yeyənin halına...

Это так, просто на заметку.


Oğuz

09.01.2010, 15:16

http://image.samanyoluhaber.com/Images/News/201018/98177_g.jpg (http://atc.az/forum/ShowVideo.aspx?ID=7971)

Türkiye'ye görülmemiş övgü - Video (http://atc.az/forum/ShowVideo.aspx?ID=7971)

Dünya Türkiye'nin gücünü konuşuyor. Türkiye, hem dünyayı boğan ekonomik buhrana hem de içeride yaşanan tüm çalkantılara rağmen 2009'u başarıyla noktaladı. Son övgü dünyanın en saygın dış politika dergilerinden olan Foreign Affairrs'dan geldi.

TÜRKİYE KÜRESEL GÜÇ OLACAK

Foreign Affairrs kapak yazısında Türkiye'yi dünya ekonomisine yön verecek 6 ülke arasında gösterdi. Ve Türkiye'nin 2050 yılında dünya ekonomisini yönlendirecek büyük bir güç olacağına işaret etti.

AB'NİN TÜRKİYE'YE İHTİYACI VAR

Türkiye'nin en hızlı büyüyen ve en sağlam ekonomiye sahip ülkelerden biri olduğuna vurgu yapan dergi, Avrupa Birliği'nin Türkiye'nin üyeliğine ihtiyacı olduğunu ifade etti. Baş makalede, Türkiye'nin üyeliğinin AB'ye gençlik katacağı ve tüm müslüman ülkelere eşitlik mesajı vereceği vurgulandı.

08.01.2010 00:49:15


Turku Kettola

13.01.2010, 12:04

Заместитель министра иностранных дел Израиля оскорбил посла Турции




Между Израилем и Турцией произошел очередной дипломатический скандал. Как сообщает АПА со ссылкой на агентство «Джихан», 11 января посла Турции в Израиле Огуза Челиккола вызвали в Министерство иностранных дел Израиля. Заместитель министра иностранных дел Дани Аялон выразил официальный протест послу Турции в связи с тем, что в транслируемом в Турции телесериале идет пропаганда, направленная против Израиля и евреев. По информации израильских медиа, что на встрече произошел дипломатический скандал. Так, на встрече О. Челиккола посадили на диван, который был ниже кресла, на котором сидел Д. Аялон. Кроме того, несмотря на просьбы фоторепортеров пожать послу руку, Аялон демонстративно отказался это делать.

А затем в присутствии посла проинструктировал на иврите собравшихся журналистов: «Главное, покажите, что он сидит внизу, а я наверху, что на столе только один флаг». Некоторые источники сообщают, что, произнося эти слова, Д. Аялон забыл о том, что работают камеры. Но газета «Гаарец» пишет, что это поведение являлось политикой министра иностранных дел Авигатора Либермана. Как пишет газета, таким образом, А. Либерман пытался воспрепятствовать официальному визиту в Турцию министра обороны Эхуда Барака, который должен состояться на следующей неделе.

В. Аялон в своем интервью журналистам 12 января заявил, что не собирался унижать турецкого посла. Но также добавил, что не будет просить прощения: «Просить прощение за слова Эрдогана и телесериал должна Турция».





Турция отозвала посла из Израиля




Турция отозвала своего посла Огюза Челыкколя из Израиля, пишет The Jerusalem Post.
По информации газеты, такое решение связано с «постыдным поведением» замминистра иностранных дел Даниэля Яалона во время его встречи с послом.
Как удалось выяснить MidEast.RU, суть возникшего между двумя странами скандала в следующем. В понедельник Огюз Челыкколь был вызван к заместителю министра иностранных дел Израиля Даниэлю Яалону для объяснений в связи с выходом на турецких телеканалах фильма, который в Израиле сочли антисемитским. При этом Яалон якобы заставил посла долго ждать приема, а во время встречи отказался пожать ему руку.
Во вторник МИД Турции распространило коммюнике, в котором говорится, что «обхождение с турецким послом Огюзом Челыкколем не соответствует дипломатическим традициям». Анкара потребовала от Тель-Авива официальных извинений, а также разъяснения по поводу поведения замминистра Дэнни Аялона.

В коммюнике МИД Турции подчеркивается, что посол Израиля в Анкаре Габи Леви обязан предоставить объяснения. «Мы надеемся, что израильское министерство иностранных дел, которое позволило себе недипломатичные отношения в своих заявлениях, впредь будет соблюдать правила дипломатической вежливости. Турция помогала евреям много раз на протяжении своей истории. Сосуществование Турции и евреев основывается на взаимном уважении и терпимости», - говорится в заявлении внешнеполитического ведомства Турции.

Челыкколь уже сообщил члену израильского парламента Талиба ас-Санаа, что он отозван в Турцию для консультаций, и добавил, что пока ничего не знает о своем возвращении в Израиль.
Бахрам Батыев

vesti.az

--------------------------------

Совсем зарвались израильские власти.
Возомнили себя пупом земли что ли ?
И на каком основании ?
Сюжет телесериала не понравился видите ли.
И это претензии к демократической стране со свободой СМИ ?

Да-а, маленькая страна, живущая практически на дотации США с ограниченными ресурсами, территорией, дипломатическим потенциалом.
А претензий на весь мир у израильского правительства - через край.


Scarlett

14.01.2010, 04:19

Россия и Турция собираются отменить визовый режим


О начале мероприятий по переходу на безвизовый режим договорились Россия и Турция в ходе сегодняшних переговоров в Москве.

Об этом сообщил премьер-министр России Владимир Путин по итогам переговоров с премьер-министром Турции Реджепом Тайипом Эрдоганом, пишет «Газета.Ru».

Как заявил сегодня, 13 января, турецкий премьер Реджеп Тайип Эрдоган, работа в этом направлении уже идет. «Мы приступили к работе по отмене визового режима», – сказал Эрдоган, пребывая в Москве.

Его коллега Владимир Путин также высказался по этому вопросу. «Мы договорились о том, что начинаем процесс, который должен завершиться подписанием межправсоглашения о безвизовых обменах при поездках граждан РФ в Турцию и турецких граждан в Россию», – сказал российский премьер.

В свою очередь, Эрдоган выразил надежду на то, что процесс отмены виз будет завершен к предстоящему визиту в Турцию президента РФ Дмитрия Медведева, который, по его словам, может состояться в мае-июне, сообщает «Корреспондент.Net».

Как известно, ныне для россиян действует упрощенный режим въезда в Турцию: виза оформляется в любом пункте въезда.


Prosecutor

14.01.2010, 06:12

Совсем зарвались израильские власти.
Возомнили себя пупом земли что ли ?
И на каком основании ?
Сюжет телесериала не понравился видите ли.
И это претензии к демократической стране со свободой СМИ?

Знаете, уважаемый Турку, просто интересно как далеко зайдут обе стороны. Я лично думаю, что Эрдоган "пасанет" первым, когда ему дяди из Ю-Эс погрозят пальчиком.

Да-а, маленькая страна,

Но удаленькая. И заносчивые арабы все попрятались в свои норы и эта маленькая страна крутит и вертит ими, как хочет.

живущая практически на дотации США

Я бы не стал так характеризовать Израиль. Израильтяне имеют хорошие связи, предприимчивы, образованы и умеют зарабатывать деньги - строительный сектор, ВПК и т.д. Если же вы про ежегодную помощь от Конгресса, то почти ровно столько же получает и Египет - американцы платят им обеим, чтобы те не воевали. Израиль, я думаю, обошелся бы и без американской помощи, но деньги, как известно, лишними не бывают.

с ограниченными ресурсами, территорией, дипломатическим потенциалом.

Все это щедро перекрывается наличием богатой общины за пределами Израиля. И насчет дипломатии, я бы не сказал, что у израильтян она слабая.

А претензий на весь мир у израильского правительства - через край.

Еще больше претензий, например, у армян. Так сложилось. Нет в мире справедливости, есть прагматика, интересы и расчет. Вот и сосуществуют мирно "демократическое мировое сообщество" и израильский апартеид, армянский фашизм, американская оккупация Ирака и Афганистана и еще много чего несправедливого.


Turku Kettola

14.01.2010, 11:33

Prosecutor


Я лично думаю,

я думаю


Я не собираюсь дискутировать с Вашими "думами", наверняка давно уже сформировавшимися по тем или иным причинам и обстоятельствам.

Замечу лишь, что лингвистический оборот "Эрдоган пасанет" в данном случае звучит неуважительно прежде всего к Турции как стране. Ибо оскорблена именно страна в лице ее посла. Причем здесь какие-то конкретные имена и фамилии ?

Что касается Израиля как страны - субьекта (территория, внутренние ресурсы, экономический потенциал) , то это страна с очень ограниченными возможностями.
И не имея (к примеру) льготного режима - доступа на американский потребительский рынок, не получая всевозможную помощь от США(военную, экономическую) и Евросоюза страна вряд ли могла бы функционировать. Кстати насчет равной помощи Египту и Израилю. Одна маленькая деталь. В Египте - 80 млн. населения, в Израиле 7-8 млн. Согласитесь, обьемы на душу населения несопоставимы. Даже знаменитая военная мощь ЦАХАЛА дает сбои.Недавние военные действия в Ливане и Палестине продемонстрировали это. Дипломатия тоже в минусе. Да и нет никакой дипломатии. Практическая изоляция израильской позиции по палестинскому вопросу в мире не дает возможности говорить о какой-либо дипломатии. Оскорбления послов - это дипломатия ?
Конечно, евреи - талантливый, предприимчивый и работящий народ и достойны всяческого уважения. Но речь не о них - речь о государстве и его потенциале.


Natiq Ceferli

14.01.2010, 11:48

Россия и Турция собираются отменить визовый режим


О начале мероприятий по переходу на безвизовый режим договорились Россия и Турция в ходе сегодняшних переговоров в Москве.

Об этом сообщил премьер-министр России Владимир Путин по итогам переговоров с премьер-министром Турции Реджепом Тайипом Эрдоганом, пишет «Газета.Ru».

Как заявил сегодня, 13 января, турецкий премьер Реджеп Тайип Эрдоган, работа в этом направлении уже идет. «Мы приступили к работе по отмене визового режима», – сказал Эрдоган, пребывая в Москве.

Его коллега Владимир Путин также высказался по этому вопросу. «Мы договорились о том, что начинаем процесс, который должен завершиться подписанием межправсоглашения о безвизовых обменах при поездках граждан РФ в Турцию и турецких граждан в Россию», – сказал российский премьер.

В свою очередь, Эрдоган выразил надежду на то, что процесс отмены виз будет завершен к предстоящему визиту в Турцию президента РФ Дмитрия Медведева, который, по его словам, может состояться в мае-июне, сообщает «Корреспондент.Net».

Как известно, ныне для россиян действует упрощенный режим въезда в Турцию: виза оформляется в любом пункте въезда.

Бизимкилер утаныб ере гирсинлер бундан сонра....


Oğuz

14.01.2010, 11:59

Бизимкилер утаныб ере гирсинлер бундан сонра....

Бизимкилер? :acute:


Oğuz

14.01.2010, 12:00

http://haberturk.com/2010/01/14/resim/erdoganozur.jpg


Natiq Ceferli

14.01.2010, 12:08

Бизимкилер? :acute:

Нейлейим дост, адлары бизим - ени Азербайджанын узериндеди, малисеф....


Oğuz

14.01.2010, 12:12

Россия и Турция ставят перед собой амбициозные цели и намерены диверсифицировать сотрудничество в энергетической сфере. Об этом заявили президент России Дмитрий Медведев (http://www.vesti.ru/doc.html?id=291708) и премьер-министр Турции Реджеп Тайип Эрдоган. Встреча состоялась в подмосковной резиденции в Барвихе.
Медведев подчеркнул, что "российско-турецкие отношения (http://www.vesti.ru/doc.html?id=335438) находятся на подъеме". "Это действительно отношения стратегических партнеров. Несмотря на то, что прошлый год выдался непростым, тем не менее для наших отношений он был удачным", - сказал Медведев
"Мы успешно развивали торгово-экономическое сотрудничество, которое, несмотря на некоторое падение объемов, все-таки является весьма и весьма значительным, и даже поставлены амбициозные цели на ближайшую перспективу", - отметил он.
Медведев напомнил, что Россия и Турция реализуют крупные проекты, в частности в энергетике, а также в других сферах. "Мы этому очень рады, считаем, что здесь у нас очень серьезная большая кооперация", - сказал Медведев.
Как передает ИТАР-ТАСС, Медведев выразил надежду на то, что в ходе нынешнего визита Эрдогана Россия и Турция смогут сделать еще один шаг, "чтобы упрочить отношения между нашими странами". "Это необходимо для решения очень сложных проблем, в том числе региональных проблем, по которым мы с вами ведем постоянные консультации. Наши страны - соседи, и от того, насколько близки наши позиции, зависит микроклимат в нашем регионе", - подчеркнул президент России.
В свою очередь Реджеп Тайип Эрдоган отметил, что отношения Турции и России достигли кульминационной точки. "Наблюдается диверсификация направлений этих отношений. В политическом, экономическом, оборонном плане развивается целенаправленное сотрудничество", - отметил премьер-министр Турции. "Вы правильно отметили, что сфера энергетики имеет очень важное значение. В этом плане у нас наблюдается образцовое сотрудничество. Мы верим, что сможем развить разнообразное сотрудничество в различных направлениях - не только в природном газе, но и в сфере нефти, нефтепродуктов есть целая серия возможностей", - подчеркнул он.
Эрдоган также отметил, что в двустороннем сотрудничестве предстоят "очень важные шаги в сфере создания и сооружения инфраструктуры".


Oğuz

14.01.2010, 12:15

Сюжет: Визит премьер-министра Турциив Россию (http://www.rian.ru/trend/Erdogan_Russia_13012010/)


Oğuz

15.01.2010, 14:53

Erken seçim isteyen muhalefete soğuk duş


15 Ocak 2010 Cuma, 00:30 POLİTİKA (http://atc.az/politika/)

http://91.93.103.35/haber/100115-010853-238231-C.jpg

SARIGÜL’ÜN TDH’Sİ VE DERSİM KATLİAMINA DESTEK CHP’ DE BÜYÜK DÜŞÜŞE NEDEN OLDU

Metropoll ve GENAR araştırma şirketlerinin ayrı ayrı yaptığı iki anketin sonuçları “AK Parti’nin oyu yüzde 20” diyen CHP lideri Baykal ile “AK Parti eriyor, erken seçim kaçınılmaz” diyen MHP lideri Bahçeli’yi üzecek

NEŞE SARIDOĞAN ERDİNÇ AKKOYUNLU

Metropoll Araştırma Merkezi’nin Ocak ayı itibariyle 31 ilde bin 614 kişi üzerinde yaptığı anket çarpıcı sonuçlar ortaya çıkardı. Ankete göre, ‘kararsızlar/sandığa gitmeyecek/cevap yok’ oyları dağıtılınca AK Parti yüzde 38.7 ile birinci parti oldu. CHP yüzde 19.4’ye düşerken, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün kuracağı partinin oyu son iki ayda yüzde 0.9’dan yüzde 6.9’a yükseldi. MHP’ye ise 17.3 oranında oy çıktı.

CHP 3 PUAN KAYBETTİ

http://91.93.103.35/icerik/100115-010823-p1k.jpgPKK’lıların Habur’dan giriş yapması, muhalefetin oylarını tırmandırırken, açılımda alınan mesafe ile son iki ayda CHP ve MHP’nin oyları düşüşe geçti. Kasım 2009’da CHP’nin oyu yüzde 23.1 iken, Ocak 2010’da yüzde 19.4, MHP’nin oyu ise yüzde 18.4’ten yüzde 17.3’e düştü. Son iki ayda AK Parti’nin oylarında belirgin bir değişim olmadı.

Dersim ve Sarıgül CHP’yi vurdu

Metropol Araştırma Şirketi Başkanı Özer Sencar, anket sonuçlarını değerlendirirken vatandaşın demokratik açılıma tepkili olduğunu dile getirdi. Demokratik açılım yeterince ve doğru şekilde halka anlatılamadığını söyleyen Sencar, şunları kaydetti: “Halka tanıtılamadı ve anlatılamadı. AK Parti Habur ile ilgili olarak 7 puan oy kaybetti. Öymen’in Dersim konuşması CHP’nin oyunu 7 puan düşürdü. Sarıgül’ün TDH’si CHP’de Dersim’e öfkeli kişilerin gidebileceği yeni bir parti oldu.”

AK PARTİ YÜZDE 20

CHP lideri Deniz Baykal AK Parti’nin oyunun yüzde 20 olduğunu iddia etmişti. Baykal, “AKP’nin yüzde 20’lere düşeceği tahmini değerlendirmesini ben değil herkes yapıyor. En iyimserler bile yüzde 30-32 olarak görüyor. Kendilerinin yaptığı araştırmalar bile bunu gösteriyor” demişti.


http://91.93.103.35/icerik/100115-010819-p1k2.jpg29 Mart yerel seçimlerinde il genel meclisi için oy kullanan seçmen sayısı ile milletvekili seçimlerinde oy kullanan seçmen sayısı aynı. Bu nedenle GENAR ve Metropol anke tlerinin sonuçları, 29 Mart seçimleri sonuçlarıyla mukayese edildi.

SEÇİM 7 MART 2010’DA OLUR

MHP lideri Devlet Bahçeli seçimlerin 2010 sonbaharında yapılması gerektiğini söyleyerek, “Siyasal sürecin zorladığı 2010 yılı sonbaharında yapılması muhtemel olan seçim...” demişti. Genel Başkan Yardımcısı Deniz Bölükbaş da seçim tarihini 7 Mart 2010 olarak ilan etmişti.

AK Parti en yakın rakibi CHP’ye 14 puan fark attı

http://91.93.103.35/icerik/100115-011345-p1k3.jpgGENAR’ın “Türkiye Toplum ve Siyaset 2009 4. Çeyrek Araştırması”na göre bugün yapılacak bir seçimde sandıktan birinci parti olarak yüzde 36.5 oy oranıyla AK Parti çıkıyor. AK Parti’yi yüzde 22.9 oranıyla CHP takip ederken yüzde 10’luk seçim barajını geçen üçüncü parti ise yüzde 18.8 ile MHP. 17 ilde 2 bin 95 kişiyle yapılan anket sonuçlarına göre, Türkiye’de en beğenilen siyasetçiler sıralamasında Başbakan Erdoğan yüzde 28.5 ile birinci, Devlet Bahçeli yüzde 9.5 ile ikinci, Deniz Baykal yüzde 8.3 ile üçüncü, TDH Başkanı Mustafa Sarıgül yüzde 7.4 ile 4. sırada yer aldı.

AK Parti bir çok cephede ayrı ayrı mücadele veriyor

GENAR Başkanı İhsan Aktaş partiler arasında fazla oy değişimi olmadığını, MHP’nin oy oranını yüzde 2 arttırdığını söyledi. Aktaş, “AK Parti birçok cephede mücadele ediyor. Kürt açılımı çok ağır bir konu, biraz hassasiyet durumunu göz önünde bulundurmak gerek” dedi.


Turku Kettola

21.01.2010, 13:13

Турки не хотят в ЕС и выступают против санкций для Ирана



Согласно последним данным Центра стратегических и социальных исследований "МetroPOLL", большинство турок поддерживает внешнеполитический курс правящей Партии Справедливости и развития (ПСР), - сообщает Today's Zaman. В исследовании "МetroPOLL" приняло участие 1614 человек, проживающих в разных регионах Турции.

Более 56% респондентов считают внешнюю политику ПСР "успешной. Среди них - 12.3% - оценивают внешнеполитический курс правительства Турции "очень успешным".

Приблизительно 33 % респондентов считают, что ПСР не преуспела в вопросах внешней политики.
10% - заявили, что находят внешнюю политику правительства, "очень неудачной".
2.3% - затруднились ответить.

Турция-ЕС

Относительно возможного членства Турции в ЕС, участники социологического исследования выразились следующим образом:
- около 50% респондентов в случае проведения референдума по вопросу присоединения Турции к ЕС поддержали бы эту идею;
почти 35% - проголосовали бы против присоединения Турции к ЕС;
- более чем 14% - сказали, что не уверены в том, какую позицию они бы заняли на референдуме;
- 1.3% затруднились ответить.
По сравнению с прошлогодним исследованием, поддержка турками вступления страны в ЕС значительно снизилась - тогда 62% выразилось за объединение с Европой.

Уровень демократии в Турции

Также оказалось, что турки не удовлетворены демократическими преобразованиями в стране на протяжении 2009 года. Так, согласно данным исследования, 37.9% респондентов заявили, что в 2009 году турецкая демократия была ослаблена.
24.5% - считают, что уровень демократии в Турции вырос.
37.6% - сказали, что за минувший год никаких изменений не произошло.

Турция-Иран

Участников соцопроса попросили выразить свое мнение относительно того, должна ли Турция поддерживать, или же противиться, возможному введению экономических санкций (силовых действий) против Ирана, в связи с его ядерной программой.
60.2% респондентов заявило, что Турция должна выступать против введения санкций против Ирана.
26% - Турция должна поддерживать введение санкций или военное вмешательство.
13.8 % - затруднились ответить.
Однако, большинство респондентов, а именно 57.6%, согласны с тем, что факт наличия у Ирана ядерного оружия может создавать угрозу для Турции.
Более чем 34% - полагает, что никакой угрозы в данном случае не будет.

Будущее страны

66% турок пессимистично оценивают будущее Турции.
30% - заявили, что их страна "направляется к светлому будущему".




По сообщению газеты Радикал, турецкое правительство принимает меры для пресечения вывода из национальной экономики «серых» капиталов.


Министерство финансов разрабатывает механизм, который затруднит проведение транзакций в офшорные зоны Виргинских, Каймановых и Багамских островов, острова Джерси.

Кроме того, газета отмечает, что в рамках сотрудничества по предотвращению двойного налогообложения достигнуто соглашение с Люксембургом и Швейцарией о предоставлении информации по находящимся в этих странах банковским счетам турецких физических и юридических лиц. Ожидается, что в марте-апреле с этими странами будут подписаны соответствующие межправительственные договоры. Продолжаются консультации по этим вопросам с Австрией и Бельгией. В дальнейшем министерство планирует значительно расширить круг зарубежных партнеров по переговорам.

По мнению экспертов, на сегодня турецкое законодательство в области финансового регулирования является одним из наиболее «мягких» в мире.



Ливни: Турция должна сделать свой выбор


Лидер оппозиции Ципи Ливни сказал, что Анкара должна сама сделать свой выбор между умеренными режимами и исламским радикализмом.

«Каждая страна в регионе должна сделать выбор, это касается и Турции, - сказала Ципи Ливни в четверг. – Выбор лежит не между Израилем и палестинцами или евреями и арабами, а законной палестинской автономией, Египтом, Иорданией и миром радикального ислама».

По мнению Ливни, трансляция сериала «Волчья долина», в которой агенты «Мосада» представлены как похитители людей и хладнокровный детоубийцы, может привести к обострению насилия. «Слова Эрдогана внушают серьезные опасения», - сказала Ливни.

При этом она осудила поведение заместителя министра Дани Аялона: «Если кто-то думает, что игра в стулья может защитить израильские интересы, он совершает стратегическую ошибку», - сказала Ливни.
По мнению обозревателей «Дебки», добившись капитуляции Иерусалима, Эрдоган планирует кампанию новых нападок на Израиль, подыгрывая радикалам в Тегеране, дамаске, Бейруте и Газе.
Кризис в отношениях между Израилем и Турцией только временно приглушен. Не очень умный маневр, придуманный министром иностранных дел и его заместителем, чтобы унизить посла Турции, был использован Анкарой для раздувания дипломатического скандала.

«Нетаниягу, вместо того, чтобы уволить министра или его заместителя, проявил слабость, поддался давлению и выполнил ультиматум Турции. Не только Турция, но и ее новые союзники – Сирия, Иран, «Хизбалла» и ХАМАС – внимательно следили за развитием событий и сделали свои выводы», - пишет «Дебка».

Отказ Израиля признать, что Турция уже сделала свой выбор и вступила в коалицию с Ираном и Сирией, означает, что «премьер-министр Нетаниягу выбил почву из-под ног умеренного арабского ближневосточного бока, поощрив радикальную турецко-сирийскую коалицию, которая поддерживает ХАМАС в ущерб ФАТХу».

Высокопоставленный турецкий деятель сказал корреспонденту «Дебки»: Я не знал, что израильтяне такие глупые. Вы исполнили самую заветную мечту Эрдогана».
Израильское военно-политическое руководство (как и администрация Обамы) отказываются признать, что Эрдоган не останется другом и союзником Израиля, так как он стремится в объятия радикальных антизападных правителей, таких как Махмуд Ахмадинеджад, Башар Асад и Уго Чавес. Он отказался от союза с прозападными арабскими странами и создает «Северный исламский альянс» вместе с Ираном, Сирией, «Хизбаллой» и ХАМАСом.

При этом Минобороны Израиля не обрывает сотрудничество с турецкой армией и продолжает поставлять ей новейшее израильское вооружение, в том числе и беспилотники.

Сотрудники РАФАЭЛя иногда говорят не то в шутку, не то всерьез: «Хорошо, что исламская революция произошла в Иране в 1979 году, а не несколькими годами позже, иначе аятоллы сразу получили бы ядерное оружие».

7 канал
www.7kanal.com





Стамбул — культурная столица Европы



В Стамбуле широко отметили официальное приобретение городом статуса культурной столицы Европы 2010 года, - сообщает газета Радикал. В этом году таких столиц будет три — наряду с крупнейшим городом Турции этот титул на протяжении года будут носить германский Эссен и венгерский Пешт.

Событие было отмечено грандиозным салютом и, несмотря на холодную для стамбульцев погоду, многими массовыми мероприятиями на улицах и площадях мегаполиса: на набережной Золотого Рога, на центральных площадях Султанахмет и Таксим, в районах Кадыкей, Пендик, Багджылар и Бейликдюзю. Официальное начало «года культуры» прошло в конгресс-центре на берегу залива Золотой Рог, где собралось около 5 тысяч зрителей, в присутствии президента, премьер-министра, других высших государственных функционеров, зарубежных делегаций.

Открывший церемонию председатель исполнительного комитета Агентства по проведению года культуры Шекип Авдагич призвал присутствующих «еще раз открыть для себя Стамбул». Премьер-министр Реджеп Тайип Эрдоган заявил, что избрание Стамбула, который он назвал «общим наследием человечества», культурной столицей Европы лишний раз подтверждает то факт, что Турция принадлежит к Европе. Премьер подчеркнул, что Стамбул, вобравший в себя черты многих других городов мира, дает возможность развиваться культурам разных наций, составляющих его население.

Затем состоялся грандиозный концерт, в котором приняли участие более трех сотен артистов и музыкантов, танцоров. Сценами для выступлений популярных турецких артистов стали в этот вечер многие площади города. Народные гуляния продолжились до глубокой ночи. В подготовке празднования было задействовано полторы тысячи человек, обеспечением безопасности на мероприятиях занимались три с половиной тысячи полицейских.

Газета напоминает, что инициативная группа по объявлению Стамбула культурной столицы Европы была создана в 2000 году, а в 2006 Европейский комитет по выборам культурной столицы решил предоставить этот титул Стамбулу на 2010 год.

(www.radikal.com.tr)




Агджа на свободе




Турецкие газеты рассказывают об освобождении из анкарской тюрьмы террориста, связанного с ультранационалистической организацией «серые волки», Мехмета Али Агджи, отбывавшего наказание за убийство известного турецкого журналиста Абди Ипекчи. По обвинению в этом преступлении, а также в покушении на папу римского Иоанна Павла II Агджа провел за решеткой в общей сложности 30 лет.

После того, как экс-террорист вышел из ворот тюрьмы, он был отправлен на медицинское освидетельствование в военную больницу на предмет выяснения годности к армейской службе, которую он так и не успел пройти. Врачи признали 52-летнего Агджу негодным для призыва в армию по состоянию здоровья. Газета отмечает, что аналогичное заключение уже было сделано в 2006 году, но тогда оно было опротестовано Министерством обороны Турции.

Бывшего узника на всем пути следования из тюрьмы в больницу, а оттуда - в гостиницу сопровождала армия журналистов, отметивших, в частности, что на тесноту и давку Агджа реагировал короткими высказываниями на английском и итальянском языках. С самим виновником ажиотажа представителям прессы пообщаться не удалось, но адвокат Агджи рассказал, что его подзащитный уже получил предложение из Голливуда о съемках фильма, рассказывающего о жизни экс-террориста.

Адвокат распространил среди журналистов письменное заявление Агджи, в котором тот называет себя «вечным Мессией, Божественным Логосом, облаченным в плоть» и объявляет о скором конце света.

(www.radikal.com.tr)


материалы от www.turtsia.ru


Израильское военно-политическое руководство (как и администрация Обамы) отказываются признать, что Эрдоган не останется другом и союзником Израиля, так как он стремится в объятия радикальных антизападных правителей, таких как Махмуд Ахмадинеджад, Башар Асад и Уго Чавес. Он отказался от союза с прозападными арабскими странами и создает «Северный исламский альянс» вместе с Ираном, Сирией, «Хизбаллой» и ХАМАСом.

Турки не так глупы, как обрисовали их израильские газеты...


Удивительно, как быстро восстанавливается турецкая экономика после кризиса. Приятная неожиданность:

"Earth Times": Оптимистичный прогноз для экономики Европы и ЦентрАзии (http://www.centrasia.ru/newsA.php?st=1264409880)
11:58 25.01.2010

Экономика Европы и Центральной Азии будет расти быстрее в 2010 году, заявляет ЕБРР

Брюссель. Экономические системы Восточной Европы и Центральной Азии будут расти быстрее в 2010 году, чем ожидалось, но восстановление после кризиса остается нестабильным, заявил в пятницу Европейский Банк Реконструкции и Развития (ЕБРР). По сравнению с октябрьскими прогнозами, которые предсказывали 2,5% рост внутреннего валового продукта (ВВП) в этом регионе, ЕБРР теперь предполагает 3,3% рост в текущем году. В 2011 году он ожидает дальнейшее увеличение регионального ВВП на 3,8 %.
Направленная на рост ревизия произошла из-за "более значительных, чем ожидалось, достижений в четырех крупных экономических системах в регионе: Польше, Турции, России и Казахстане, в противовес значительным ценам на сырьевые товары и возобновлению притока капитала в страны с большими рынками, находящимися в кризисе", разъясняет пресс-релиз.
Тем не менее, ожидается, что восстановление будет медленным в "небольших странах, которые не занимаются экспортом сырьевых товаров", в то время, как страны Балтии и Венгрия будут все еще оставаться в процессе рецессии. "Восстановление в регионе остается нестабильным, с большими вариациями в разных странах", прокомментировал главный экономист ЕБРР Эрик Берглоф.
Звездами среди лучших исполнителей станут Туркменистан (+13% роста), Азербайджан (+9%) и Монголия (+7,2%). У России, согласно прогнозам, рост составит 4,2%, у Турции 4,2% и у Польши - 3%.
В результате глобального экономического кризиса экономические системы региона пострадали на 6,1% от ВВП в 2009 году после нескольких лет стабильного роста. ЕБРР является финансовым институтом, которым владеет общественность, чья основная задача заключается в оказании помощи переходу бывших коммунистических стран к рыночной экономике. Он охватывает широкий регион, который тянется от Венгрии до Монголии, охватывая Центральную и Восточную Европу, Балканы, постсоветские страны и Кавказ, а также и Турцию.

"Earth Times", 23 января 2010 года
Перевод –

Я такой прыти не ожидал: Турция - чемпион по темпам восстановления роста среди несырьевых стран Европы и Центральной Азии.


Turku Kettola

10.02.2010, 15:19

Стрэтфорский центр о перспективах Турции

В опубликованном Стрэтфорским аналитическим центром докладе, посвященном перспективам мирового развития на период 2010-2020 годов говорится о том, что Турция может стать мощным региональным лидером, обладающим сильной экономикой и армией. В то же время не исключается, что столкновение прокемалистских сил и исламистских традиционалистов может привести ее к политическому хаосу. - пишет газета Радикал.

Предпочтение авторы доклада отдают первому варианту. По их мнению, усилению роли Турции в мире и регионе способствует вся динамика развития событий в регионе, включающем Восточное Средиземноморье, Ирак, Кавказ и Центральную Азию. Масштабного внутреннего столкновения между кемалистами и исламистами, скорее всего, удастся избежать, хотя не исключается и такой ход развития событий.

Авторы доклада предполагают дальнейшее сближение между Турцией и Египтом, который станет для первой источником дешевой рабочей силы и рынком сбыта ее продукции; предрекают сложные поиски политического равновесия между Израилем, с одной стороны, и усилившимися Египтом и Турцией, с другой. США будут стремиться поддержать установившееся равновесие сил.
В докладе говорится о том, что радикальные исламисты продолжат вносить дисбаланс в международную расстановку сил, чему станут препятствовать и Израиль, и Турция, и Египет. США скорее всего в большой мере устранятся из ближневосточной политики.
В Европе прогнозируется сохранение напряженности в отношениях между «старыми европейцами» и переселенцами из Турции и стран Северной Африки. Вопрос возможного принятия Турции в ЕС в докладе не рассматривается.

(www.radikal.com.tr (http://www.radikal.com.tr))

Турция активизируется на Балканах

Вчера, 9 февраля, при посредничестве Турции в Анкаре прошла встреча глав МИД Сербии и Боснии и Герцеговины Вука Еремича и Свена Алкалая. Как заявил журналистам после встречи глава МИД Турции Ахмед Давудоглу, "Турция не только уже реализует политику "ноль проблем с соседями", но и намерена добиться окончательной стабильности в регионах, окружающих ее", - сообщает CNN-Turk.

По его словам, "проведение этой трехсторонней встречи само по себе говорит, что отношения между странами Балканского региона начинают улучшаться. Наши народы с надеждой смотрят на эту встречу, и Турция очень довольна ее проведением".

"Балканы должны стать регионом мира и процветания. Это наш дом, и мы все должны работать во благо этого региона", - сказал Давудоглу. В свою очередь, глава сербского МИД Вук Еремич сообщил, что Сербия согласилась принять нового посла Боснии и Герцеговины в Белграде. "Могу подтвердить, что Сербия дала официальное согласие на приезд в Белград посла Боснии и Герцеговины", - сказал министр на совместной пресс-конференции. Еремич назвал решение сербских властей "прорывом в дипломатических отношениях" двух стран.
Глава МИД Боснии и Герцеговины в свою очередь заявил, что считает шаг официального Белграда "важным для нормализации дипломатических связей с Сербией".

Отметим, что с 2007 года место посла Боснии и Герцеговины в Белграде оставалось вакантным, поскольку Сербия отказывалась давать агреман Борису Арнауту, который теперь все же стал послом.
Министров сегодня также принял премьер-министр Турции Реджеп Таййип Эрдоган. В ходе встречи Эрдоган отметил, что шаг, направленный на открытие боснийского посольства в Белграде, является положительным. "Я верю, что и в дальнейшем шаги будут направлены на установление дружественных отношений на Балканах", - подчеркнул турецкий премьер.

REGNUM

Израиль не понимает внешней политики Турции

Во время визита в Азербайджан глава МИД Израиля А.Либерман в интервью местному телевидению обвинил Турцию за антиизраильскую позицию. При этом он заявил, что, несмотря на это, официальный Тель-Авив приложит все усилия для восстановления стратегических отношений с Анкарой, - сообщает Hurriyet Daily News.

«Каждую неделю они (Турция) осуждают Израиль в геноциде палестинцев, называют операцию по защите своего населения преступлением против человечности… Эта резкая антиизраильская линия не может повторяться каждую неделю», - подчеркнул А.Либерман, ссылаясь на военную операцию ЦАХАЛа в Секторе Газа зимой прошлого года.

«На протяжении 10 лет мы поддерживали с Турцией очень близкие и дружеские отношения. Недавние изменения во внешней политике Турции были неожиданными и не полностью понятными для нас. Мы делаем все возможное для того, чтобы сохранить отношения на их предыдущем, очень доверительном, уровне», - добавил он. Глава МИД Израиля выразил надежду на внесение Турцией поправок в понятия своей внешней политики.

С 1996 года Турция была близким союзником Израиля, но отношения между двумя странами испортились после военной операции израильской армии в Секторе Газа зимой прошлого года. Анкара резко раскритиковала Тель-Авив за многочисленные жертвы среди мирного населения.
А.Либерман сегодня начал трехдневный визит в Азербайджан, в ходе которого он проведет встречи с президентом И.Алиевым и другими должностными лицами.

www.flot2017.com/ru (http://www.flot2017.com/ru)

Турция ожидает увеличения потока российских туристов

По данным статистики, в 2009 году снижение турпотока из России в Турцию составило 6% против ожидаемых 20-25%. В общей сложности в стране отдохнули 2,7 миллиона россиян.

В посольстве Турецкой Республики в РФ рассчитывают, что в этом году поток российских туристов вернется на докризисный уровень и число гостей достигнет 3 миллионов.

Всего в 2009 году Турцию посетили более 27 миллионов иностранных туристов - почти на 3% больше, чем в 2008 году. В этом году власти страны намерены увеличить рекламный бюджет, чтобы привлечь больше путешественников из-за рубежа. При этом приоритетным направлением станет культурный туризм. В частности, будут активно продвигаться туристические возможности Стамбула, который в этом году стал одной из культурных столиц Европы, сообщает Интерфакс.

Travel.Ru
www.travel.ru (http://www.travel.ru)

Картины турецких художников дорожают

Как сообщает, ссылаясь на Анатолийское агентство, газета Джумхуриет, рынок картин турецких художников на сегодня оценивается в 45-50 миллионов долларов США. Наиболее дорогим из современных полотен стала «Голубая симфония» Бурхана Доганчая, проданная на аукционе за полтора миллиона долларов. Эти данные приведены в интернет-журнале CNBC-e Business.

Интернет-издание представляет обзор турецкого художественного рынка, составленный на основе обработки данных по 13 тысячам картин турецких живописцев. Авторы обзора обращают внимание на то, что в стране начал формироваться круг искушенных, высокоинтеллектуальных коллекционеров, внимательно отслеживающих тенденции рынка произведений искусства.

Все чаще покупателей находят дорогостоящие полотна, более того, по мере роста стартовой цены лота возрастает вероятность того, что он найдет своего покупателя. Как результат — расширение рынка. Если в 2005 году он оценивался в 14,5 миллионов долларов, к 2010 его объем увеличился до 45-50 миллионов, догнав, например, художественный рынок Канады.

Наиболее «дорогим» турецким художников остается Осман Хамди бей, чьи работы «Черепаший смотритель» и «Дама из Стамбула» в последнее десятилетие были проданы за 3,5 и 3,4 млн. долларов соответственно. В прошлом году на одном из аукционов картина современного художника Бурхана Доганчая нашла своего покупателя за 1,5 млн. долларов.

(cumhuriyet.com.tr)


spectator

23.02.2010, 10:27

Более 50 офицеров арестовано вчера в Турции, 21 из ни генералы и адмиралы. Они обвиняются в подготовке провокации с целью свержения правительства. Утверждается, что готовились сбить турецкий же военный самолет и вызвать вооруженный конфликт с Грецией.

Over 50 Turkish commanders held over coup plot (http://www.washingtonpost.com/wp-dyn/content/article/2010/02/22/AR2010022201802.html)


thundergirl

23.02.2010, 14:38

http://www.hurriyet.com.tr/_np/3551/9953551.gif
Их задержали, а не арестовали. Пока. Сегодня выяснится, кого арестуют, а кого отпустят.

Эрдоган, получив поддержку Запада, планомерно делает все, чтобы ослабить турецкую армию.

"Balyoz" operasyonu dünya basınında (http://www.cnnturk.com/2010/dunya/02/23/balyoz.operasyonu.dunya.basininda/564866.0/index.html)

New York Times: “Laik Silahlı Kuvvetler'e karşı bugüne kadar girişilen operasyonların en büyüklerinden biri olan son operasyon, hükümetle yargı arasındaki çatışmadan dolayı tırmanan siyasi bir kriz endişelerini daha da artırdı. AB (http://www.cnnturk.com/guncel.konular/avrupa.birligi/72/index.html) üyesi olmayı bekleyen NATO (http://www.cnnturk.com/guncel.konular/nato/223/index.html) üyesi Türkiye, kökeni siyasi İslam'a uzanan AK Parti ile ordu ve yargı içinde kümelenen muhafazakar, ulusalcı laikler arasında uzun zamandır yaşanan iktidar mücadelesine kilitlenip kaldı. 1960'tan beri dört hükümet deviren orduda karşı girişilen gözaltıların daha önce düşünülmesi bile mümkün değildi."


Forbes: “Son gözaltılar hükümetin 1960'tan beri dört iktidar deviren ve Mustafa Kemal Atatürk (http://www.cnnturk.com/guncel.konular/ataturk/489/index.html)'ün Osmanlı İmparatorluğu'nun küllerinden laik cumhuriyeti kurduğu günden beri etkili olan orduya karşı inisiyatifi ele geçirmeye çalıştığının bir göstergesi olarak yorumlanıyor. Güçlü seçmen desteğinin yanı sıra Avrupa Birliği'nin desteğini de arkasına alan Başbakan Tayyip Erdoğan ordunun gücünü zayıflattı ve generalleri daha da dizginleyeceğini işaretlerini verdi."


Доиграется этот козел


Prosecutor

23.02.2010, 16:43

«Аль-Каида» обвиняет Турцию в предательстве интересов исламского мира
02-23 14:54


Один из лидеров террористической организации «Аль-Каида» Айман аз-Завахири обвинил Турцию в предательстве исламского мира и поддержке оккупации Афганистана.

Как сообщает 1news.az со ссылкой на CNN-Turk, аудиозапись с голосом аз-Завахири была размещена на сайте террористической организации.

По его словам, если Турция хочет уважения к себе со стороны исламского мира, то она должна отозвать своих солдат из Афганистана.

Отметим, что недавно в Турции были задержаны 120 человек, подозреваемых в причастности к деятельности турецкой ячейки международной террористической сети «Аль-Каида» (http://1news.az/region/Turkey/20100124033129621.html).

В результате обысков, в домах подозреваемых было изъято большое количество оружия и взрывчатки, а также важная документация, касающаяся деятельности и планов «Аль-Каиды».

З.Р.


Oğuz

23.02.2010, 17:10

Доиграется этот козел

Байкал? - точно!



Azər bəy, :secret: qaza gəlmə - buna çalışanlar çoxdur.

Türkiyəni qarışdırmağa, sabitliyi pozmağa, qarşıdurma yaradıb yenidən bu böyük dövləti əl quzusuna döndərmək üçün hər namussuzluğa əl atmağa müntəzir ünsürlər son zamanlar olmazın oyunlardan çıxırlar... (Təfsilatına keçsəm, gərək bir kitab yazam...)

Bro, aldanma! Türkiyənin tərkibindəki – dövlət içindəki yad “dövlət” sökülür, onun qolları qırılır, xidmətçiləri təmizlənir...

Ya, bu proses ağrılı da olsa, uğurla sona çatdırılacaq və Türkiyə biz arzuladığımız səviyyəyə yüksələcək, yaxud bu ölkə yenidən buyruq quluna döndəriləcək – kənar müdaxilə, idarəetmə mexanizmi öz işini görməkdə davam edəcək. (NATO-nun gladio təşkilatı haqqında bildiklərini yenilə...)

Təəssüf edirəm ki, Türkiyə üçün həlledici bu illərdə bəzi siyasi partiyalar, xüsusilə onların başabəla liderləri, ələlxüsus da bu qoca tüllab Baykalla, düşkün Baxçalı və onların tərəfdarları bulanıq suda balıq tutmaq sevdasına düşüblər (yahu, bəlkə, bu, elə onların əsil simalarıdır?!.), qırmızı xətti də çoxdan ayaqlayıblar...

Fəndinə uyduğun ... xanımın korporativ partiya maraqlarına Türkiyəni qurban vermək olmaz! Bu proses hökumət işi deyil, dövləti əhəmiyyətlidir. Yəni dava təkcə AKP iqtidarını, Ərdoğanı devirmək deyil, Türkiyəni qalxdığı yüksək uçuş zolağından endirmək, qırmaqda olduğu buxovara təkrarən otuzdurmaqdır...

Kimsəyə etibar etmə, özün bir müddət (buna aylar deyil, illər gərəkdir...) ölkəni öyrən, proseslərin məğzinə var - əsil həqiqəti gör.

Ərdoğana gəlincə: Türkiyənin gəlmiş getmiş ən böyük siyasi-dövlət xadimlərindən biridir. Yaxın bir-iki ildə Türkiyədə hərbi çevriliş və ya hər hansı fövqəladə hadisə baş verməzsə, sən özün bunun şahidi olacaqsan...

Vəziyyət heç də təqdim olunduğu kimi vahiməli və acınacaqlı deyil, amma təhlükəlidir...

Bu qədər :bye:


Natiq Ceferli

23.02.2010, 17:57

Более 50 офицеров арестовано вчера в Турции, 21 из ни генералы и адмиралы. Они обвиняются в подготовке провокации с целью свержения правительства. Утверждается, что готовились сбить турецкий же военный самолет и вызвать вооруженный конфликт с Грецией.

Over 50 Turkish commanders held over coup plot (http://www.washingtonpost.com/wp-dyn/content/article/2010/02/22/AR2010022201802.html)



Darbe istəyən AKP...


Artıq 2 gündür ki, qardaş Türkiyədə “Balyoz” darbe planı adlanan bir ittihamla 40-dan artıq yüksək rütbəli zabitləri savcılar göz altına alıblar, və Türkiyədə kafaları qarışdırıblar. Kimin haqlı, kimin haqsız olması, bu əməliyyatın hüquqa və məntiqə uyğun olub olmaması, və ya AKP zihniyyəti ilə cümhuriyyətçi atatürkçülərin savaşı olması Türkiyə gündəmini zəpt edən əsas mövzuya çevrilmişdir.

Bütün gəlişmələri, bu hadisəyə qədər olub – bitənləri analiz etdikdə belə bir nəticəyə gəlmək olar ki, bu əməliyyətla AKP bir neçə hədəfi birdən vurmaq istəyir:


1. Kürd açılımının fiaskoya uğramasını ört-basdır etmək

İqtisadiyyatda olan problemləri, atran işsizliyi arxa plana keçirmək
AKP-yə yaxın yarqı yaratmaq və ölkədə tansiyonu yüksəltməklə, əsgəri bəzi addımlara, hətda darbeye təhrik etmək, bu da olmasa, Ana Yasa məhkəməsini AKP-ni kapatmağa zorlamaq.


Əgər bular baş versə, əsgər təhtik olunsa, və ya, məhkəmə kapatma davası açsa, bu işdən ən karlı çıxan AKP olacaq. İndi öz səslərini və tərəfdarlarını sürətlə itirən AKP anlayır ki, seçimlərdən artıq tək iqtidar partiyası olaraq çıxmaq şansı yoxdur. Amma ordu təhrik olunarsa, qapatma məsələsi gündəmə gəlsə, və müəyyən addımlar atalarrsa, AKP yenidən madur, məzlum, və əzilən durumuna düşəcək, bu isə ona (artıq AKP bunu sınaqdan bir neçə dəfə çıxarıb) hən tərəfdarlar, həm də səslər qazanacaq. Çünki, bu günün dünyasında, Türkiyə kimi ölkədə darbe mümkün deyil, və bu baş tutamaz, amma, darbəyə təşəbbüs olsa, bu AKP-nin mövqelərini çox möhkəmlədər.

Beləliklə, bu gün qardaş Türkiyədə tək AKP darbə təhrikçisi olaraq ön plana çıxır və bu ancaq AKP-nin işinə yarayır...


http://natiqceferli.blog.ru/87485923.html


thundergirl

24.02.2010, 00:43

Balyoz Darbe Planı ile ilgili açıklama yapan TSK, "Türk Silahlı Kuvvetleri'nde görevli bütün Orgeneral ve Oramirallerin katılımı ile bir toplantı icra edilmiştir" denildi. (http://www.cnnturk.com/2010/turkiye/02/23/genelkurmaydan.balyoz.aciklamasi/565026.0/index.html)


spectator

24.02.2010, 12:55

Balyoz soruşturmasında komutanların gözaltına alınmasının ardından bir Başbakan Yardımcısı’nın Karargah’a davet edildiği ve komutanların tutuklama halinde ’toplu istifa etme’konusunun gündeme getirildiği iddia edildi. (http://www9.gazetevatan.com/Genelkurmay_Karargahinda_BALYOZ_gerilimi/289433/1/Manset)


Turku Kettola

24.02.2010, 13:03

Турция - зрелое правовое государство с укрепляющимися демократическими инструментами и будем надеятся что органы правопорядка и суды во всем разберутся.


Один из лидеров террористической организации «Аль-Каида» Айман аз-Завахири обвинил Турцию в предательстве исламского мира и поддержке оккупации Афганистана.

По его словам, если Турция хочет уважения к себе со стороны исламского мира, то она должна отозвать своих солдат из Афганистана.

Исламский мир это прежде всего Турция, последний халифат и спаситель арабского мира от крестоносцев...может и без уважения аз-Завахири прожить...


Natiq Ceferli

24.02.2010, 13:35

АКП сейчас сознательно нагнетает обстановку. Причем, уже делает это топорно. Это очевидно. Последние событие. Были спланированы очень топорно. Эрдоган уезжает в Испанию, до этого, специально нагнетают обстановку вокруг ареста Джумхуриййет Савчысы, которого арестовывают по надуманным обвинениям, а как только его самолет приземляется в Испании, начинают аресты генералов и офицеров по тупым обвинениям.

Где это видано, что переворот был расписан в 5000 страницах, и был подготовлен с участьем 147 офицеров, которые были участниками семинара в 2002-м году. Это же нелепая глупость. АКП прекрасно это знает. Но, специально нагнетает обстановку. Хочет, что бы армия что-то предприняла, или же, суд опять начал процедуру закрытие АКП, что бы играть на чувствах народа. Эта раньше давали дивиденды АКП, и сейчас думают, что даст. В стране каждый 4-й безработный, есть проблемы в экономике, Курд Ачылымы провалился, и этой обстановке, АКП просто меняет ГЮНДЕМ в стране, и продолжает компанию против армии. Очень глупо.

За два дня получил несколько писем от своих друзей в Турции, даже сторонники АКП, уже начали понимать СУТЬ игры. Одним словом, АКП, с треском проиграет выборы, если они были бы сейчас. Они это знают. Вот и лихорадить их. Там и США давит, что бы закончить начатое, и дать курдам автономию, единственная преграда перед этим, это армия.

Но, я сторонник того, что армия не должна вмешаться политику, это однозначно, но, я так же противник тому, что бы из армии сделали бы орудие для ведение своей политики. АКП занят сейчас именно этим.


АКП сейчас сознательно нагнетает обстановку. Причем, уже делает это топорно. Это очевидно. Последние событие. Были спланированы очень топорно. Эрдоган уезжает в Испанию, до этого, специально нагнетают обстановку вокруг ареста Джумхуриййет Савчысы, которого арестовывают по надуманным обвинениям, а как только его самолет приземляется в Испании, начинают аресты генералов и офицеров по тупым обвинениям.

Где это видано, что переворот был расписан в 5000 страницах, и был подготовлен с участьем 147 офицеров, которые были участниками семинара в 2002-м году. Это же нелепая глупость. АКП прекрасно это знает. Но, специально нагнетает обстановку. Хочет, что бы армия что-то предприняла, или же, суд опять начал процедуру закрытие АКП, что бы играть на чувствах народа. Эта раньше давали дивиденды АКП, и сейчас думают, что даст. В стране каждый 4-й безработный, есть проблемы в экономике, Курд Ачылымы провалился, и этой обстановке, АКП просто меняет ГЮНДЕМ в стране, и продолжает компанию против армии. Очень глупо.

За два дня получил несколько писем от своих друзей в Турции, даже сторонники АКП, уже начали понимать СУТЬ игры. Одним словом, АКП, с треском проиграет выборы, если они были бы сейчас. Они это знают. Вот и лихорадить их. Там и США давит, что бы закончить начатое, и дать курдам автономию, единственная преграда перед этим, это армия.

Но, я сторонник того, что армия не должна вмешаться политику, это однозначно, но, я так же противник тому, что бы из армии сделали бы орудие для ведение своей политики. АКП занят сейчас именно этим.

Ну... Ещё чуть-чуть! Давай-давай!

Ещё немного и мы найдём поразительное сходство двух братских режимов - несмотря на разницу в способах прихода к власти.


Oğuz

24.02.2010, 14:11

Исламский мир это прежде всего Турция, последний халифат и спаситель арабского мира от крестоносцев...может и без уважения аз-Завахири прожить...

Кроме всего, во-первых, Турция не участвует в боевых операциях, во-вторых, турецкий военный контингент единственный, кому афганский народ доверяет полностью, более того – любит. В Афганистане только турецкие военные (офицеры) могут себе позволить безоружное патрулирование. Народ по всем вопросом смело обращается исключительно туркам.

Порой, военные из других стран, чтоб обезопасить себя, на мундирах военные атрибуты меняют на турецкие символы.

Террор и Ислам несовместимые понятия. Следовательно, Аль-Каида не исламская организация.


Хикмет Гаджи-заде

24.02.2010, 14:56

Байкал? - точно!

Azər bəy, :secret: qaza gəlmə - buna çalışanlar çoxdur.

Türkiyəni qarışdırmağa, sabitliyi pozmağa, qarşıdurma yaradıb yenidən bu böyük dövləti əl quzusuna döndərmək üçün hər namussuzluğa əl atmağa müntəzir ünsürlər son zamanlar olmazın oyunlardan çıxırlar... (Təfsilatına keçsəm, gərək bir kitab yazam...)

Bro, aldanma! Türkiyənin tərkibindəki – dövlət içindəki yad “dövlət” sökülür, onun qolları qırılır, xidmətçiləri təmizlənir...

[

Ну, так може успокоются наконец-то военные? Бравые вояки мнят себя спасителями нации и готовы перебить половину этой нации для ее же спасения, а Эрдогану нужно считаться с каждым генералом, который смещает правительство и назначает выборы как только пожелает левая нога этого генерала?

Любить Турцию и любить АКП - это разные вещи

Как я посмотрю, АКП постепенно превращается в КПСС

Парламент, президент, новая бюрократия в министерствах

как сообщают мне друзья из Турции постепенно все крупные СМИ Турции переходят под контроль близких к АКП сил

Из гос. радио и ТВ удаляются журналисты не АКП--иного мировозрения

свободные СМИ перекупаются

Средний образованный класс постепенно маргинализируется.

Улицы заполнены крестьянами с кучами детей...

Абсолютная власть развращает абсолютно!

А кто же будет противовесом такой тотальной власти?

Если, например, у Эрдогана крыша поедет (если уже не...), кто скажет ему: Айа, кири! Ойан!

Осталась армия как оплот рационализма и с ней хотят покончить

Это очень опасно

А Разве АКП думает об Азербайджане?

Им арабы милее

Не исе, еджеб йерде геджеледик


Oğuz

24.02.2010, 15:00

Натик,

очень слабо. (инджиме)

Ты абсолютно не прав! Ты очень далек от истины. Мне кажется, что не возможно быть универсальным эксперт политиком по всем вопросам одновременно и решать все - политические, экономические, общественные проблемы всего мира с помощи одного трафарета…

Твой азербайджанский «мастер-ключ» не в состоянии открыть турецкую дверь, кстати, она тяжела для некоторых тут присутствующих, которые тупо и упорно бьются лбом об нее.

А твое видение не выдерживает никакой критики. Поэтому, как и некоторым, не счел нужным отвечать тебе пунктуально. Без обид, лучше займись своими (местными) проблемами, турки сами разберутся, в отличие от нас они являются хозяевами своего государства, где разделение властей является характерной чертой, признанным атрибутом правового демократического государства, каковым в целом является Турция.

P.S Не всегда Зло уродливо, Добро красиво, бывает и наоборот, последнее время очень даже часто…


Oğuz

24.02.2010, 15:17

Хикмет Гаджи-заде,

Турция не Азербайжан, АКП не ЯП, Эрдоган не Улу ондер. Все, что вы написали, ваша информация безосновательна и не соответствует действительности.


Как я понял, основанием для обвинений АКП со стороны Натика и Хикмета Гаджизаде служат мнения друзей из Турции...)


Turku Kettola

24.02.2010, 16:00

SILENT

Салам Алейкум !

Вы вот находитесь непосредственно в Турции, как я понял.
Лицо обьективное и незаинтересованное во внутренней политической коньюктуре Турции. Горячий сторонник азербайджано-турецкого сближения. Скажите, как Вам видится ситуация ? Не ослабляют ли все эти процессы государственность Турции как таковой ?


Turku Kettola

24.02.2010, 16:06

Как я понял, основанием для обвинений АКП со стороны Натика и Хикмета Гаджизаде служат мнения друзей из Турции...)

Либералы-безбожники против либералов- т.н. "исламистов".

И куда податся бедному консерватору ?
Между молотом и наковальней.:)


Хикмет Гаджи-заде

24.02.2010, 16:16

Хикмет Гаджи-заде,

Турция не Азербайжан, АКП не ЯП, Эрдоган не Улу ондер. Все, что вы написали, ваша информация безосновательна и не соответствует действительности.





Это что за ответ?

Теперь я должен сказать, что - НЕТ ЭТО ВАША информация безосновательна?

Вы, пожалуйста, ответьте на мой тезис о том, что АКП постепенно становится всеохватывающей силой в стране и убирает все противовесы себе в государстве...

Есть что возразить?


Turku Kettola

24.02.2010, 16:19

Borat

Вы знаете друг мой, если скажем АКП пытается укрепиться или продвинуть своих людей в различные области общественной жизни - то ничего в этом удивительного нет. Нормальная деятельность любой политической силы, у которой есть амбиции,средства и главное - возможности. Главное - сохранение устойчивости государственности и нормального функционирования ветвей власти. Однажды по какому-то турецкому каналу один аналитик сказал, что дескать в Турции на самом деле существует только две партии. Та, которая у власти и та, которая в оппозиции. И действовать они будут плюс-минус примерно одинаково. Лишь с небольшими нюансами. Наше дело - желать братской стране выходить из сложных ситуаций с наименьшими потерями и еще более окрепшей.


Вы, пожалуйста, ответьте на мой тезис о том, что АКП постепенно становится всеохватывающей силой в стране и убирает все противовесы себе в государстве...

Есть что возразить?
Вы согласны с тем, что в Турции проходят свободные выборы?
Если да, то это естественный процесс укрепления (вертикаля:yes:) власти и государственности. Выступать против АКП из-за того, что она выиграла выборы и тем самым контролирует ситуацию в стране, не логично...им по вашему нужно стесняться полученных мест в парламенте и правительстве и самораспуститься по причине: вдруг подумают, что у них слишком много власти и они обнаглели..))
Что касается меня, мне все равно кто у власти: "исламист", генерал или либерал. Мне нужна сильная Турция...


Natiq Ceferli

24.02.2010, 17:10

Как я понял, основанием для обвинений АКП со стороны Натика и Хикмета Гаджизаде служат мнения друзей из Турции...)


Уважаемый, только в прошлом году, я сам 5 раз был в Турции, через 20 дней, иншАллах, опять поеду, есть там много друзей, особенно среди журналистов. Не скромно, но, я неплохо знаю Турцию, очень люблю Турцию, и мне понятны, какие процессы там идут.

АКП сейчас переживает синдром единоличной власти. Они понимают, что в следующих выборах, они, в одиночку, не смогут придти к власти. Это они осознают. Все действие сейчас, продиктованы этим синдромом. АКП, как правильно заметил Хикмет бей, превращается в КПСС, не зря Эрдогана с Путиным сравнивают.

Почему-то, АКП процесс демократизации видит только в том, что бы наехать на армию, которая сейчас, по действующей конституции, является законным гарантом республики. Демократизация должна быть во всем, если по приходи АКП людей месяцами держат в тюрьмах без суда, это уже не демократия. Если Эрдоган открыто говорит народу, какие газеты читать, а какие нет, какие ТВ смотреть, а какие нет - это не демократия. Если АКП решил взять контроль над всеми ветвями власти в стране - это точно не демократия. Когда Булент Арынч, замиститель Эрдогана в правительстве, нагло вторгается в комнату заместителя председателя парламента, и орет на неё - это не демократия, а вмешательство исполнительной власти, в дела законодательной. А такого, в Турции несколько лет назад, не возможно было представить. Как и то, что другой заместитель Эрдогана, Джемил Чичек, позволил себе позвонить прокурору (тому, кого арестовали) и приказать ему отпустить тех религиозных деятелей (Исмаил джамааты, люди Фатуллы Гюлена), которых арестовал этот прокурор. Эта разве демократия?

В стране растет безработица, цены растут, АКП вынуждена была идти на повышение цен на бензин, на газ, на свет, провалила пенсионную реформу, увеличила зависимость экономики от иностранного капитала, заварила кашу с курдским вопросом, без готового плана и шагов, начало этот процесс, тем самым, вызвала шквал недовольство среди народа.

Все последние исследование показывают, что АКП не может даже набрать 30%, хотя, партия держалась на уровне 45-47%, то есть, АКП теряет голоса и поддержку.

Поэтому, нужны потрясение, что бы АКП мог отыграть эти моменты, АКП хочет опять стать в глазах общество и народа ВЕЛИКОМУЧЕННИКАМИ (они не раз так делали, и это помогало), поэтому, АКП провоцирует армию и конституционный суд, что бы они что-то предприняли против них. Но, армия и конституционный суд, поняли эту игру, вчера была экстренное заседание в главке армии, были генералы, которые предлагали серьезные действие, но, Главком не пошел на это, и его поддержали. АКП увидел, что план не работает, решили ещё больше усилить напряжение, Джемил Чичек, заместитель Эрдогана, сам пошел к главкому, и нагло предложил всем подать в отставку. То есть, хотел спровоцировать. Но, не смогли. Игра АКП уже стало понятным. Они сейчас в смятении, не знают, что дальше предпринять.


Уважаемый, только в прошлом году, я сам 5 раз был в Турции, через 20 дней, иншАллах, опять поеду, есть там много друзей, особенно среди журналистов. Не скромно, но, я неплохо знаю Турцию, очень люблю Турцию, и мне понятны, какие процессы там идут.

АКП сейчас переживает синдром единоличной власти. Они понимают, что в следующих выборах, они, в одиночку, не смогут придти к власти. Это они осознают. Все действие сейчас, продиктованы этим синдромом. АКП, как правильно заметил Хикмет бей, превращается в КПСС, не зря Эрдогана с Путиным сравнивают.

Почему-то, АКП процесс демократизации видит только в том, что бы наехать на армию, которая сейчас, по действующей конституции, является законным гарантом республики. Демократизация должна быть во всем, если по приходи АКП людей месяцами держат в тюрьмах без суда, это уже не демократия. Если Эрдоган открыто говорит народу, какие газеты читать, а какие нет, какие ТВ смотреть, а какие нет - это не демократия. Если АКП решил взять контроль над всеми ветвями власти в стране - это точно не демократия. Когда Булент Арынч, замиститель Эрдогана в правительстве, нагло вторгается в комнату заместителя председателя парламента, и орет на неё - это не демократия, а вмешательство исполнительной власти, в дела законодательной. А такого, в Турции несколько лет назад, не возможно было представить. Как и то, что другой заместитель Эрдогана, Джемил Чичек, позволил себе позвонить прокурору (тому, кого арестовали) и приказать ему отпустить тех религиозных деятелей (Исмаил джамааты, люди Фатуллы Гюлена), которых арестовал этот прокурор. Эта разве демократия?

В стране растет безработица, цены растут, АКП вынуждена была идти на повышение цен на бензин, на газ, на свет, провалила пенсионную реформу, увеличила зависимость экономики от иностранного капитала, заварила кашу с курдским вопросом, без готового плана и шагов, начало этот процесс, тем самым, вызвала шквал недовольство среди народа.

Все последние исследование показывают, что АКП не может даже набрать 30%, хотя, партия держалась на уровне 45-47%, то есть, АКП теряет голоса и поддержку.

Поэтому, нужны потрясение, что бы АКП мог отыграть эти моменты, АКП хочет опять стать в глазах общество и народа ВЕЛИКОМУЧЕННИКАМИ (они не раз так делали, и это помогало), поэтому, АКП провоцирует армию и конституционный суд, что бы они что-то предприняли против них. Но, армия и конституционный суд, поняли эту игру, вчера была экстренное заседание в главке армии, были генералы, которые предлагали серьезные действие, но, Главком не пошел на это, и его поддержали. АКП увидел, что план не работает, решили ещё больше усилить напряжение, Джемил Чичек, заместитель Эрдогана, сам пошел к главкому, и нагло предложил всем подать в отставку. То есть, хотел спровоцировать. Но, не смогли. Игра АКП уже стало понятным. Они сейчас в смятении, не знают, что дальше предпринять.
Думаю, у народа Турции, в отличии от других народов, есть право выбора. Он выбрал АКП, плохо это или хорошо, решать ему...и на выборах, а не на форумах или в штабах генералов...


Думаю, у народа Турции, в отличии от других народов, есть право выбора. Он выбрал АКП, плохо это или хорошо, решать ему...и на выборах, а не на форумах или в штабах генералов...
Ай лэ, сёз гюлешдирирсен аа...Не ферги вар Хесен Кечел, я Кечел Хесен?

АКП обвиняет все это время армию. Нолду э...eле бир дене киши АКП олду, о бойда орду фыс чыхды?


Natiq Ceferli

24.02.2010, 17:52

Думаю, у народа Турции, в отличии от других народов, есть право выбора. Он выбрал АКП, плохо это или хорошо, решать ему...и на выборах, а не на форумах или в штабах генералов...


Согласен с Вами, именно выборы и должны решить все проблемы, досрочные выборы. Уже и CHP и MHP, потребовали проведение досрочных выборов. И это будет правильным шагом. Но, на данном этапе АКП не хочет идти на выборы, знает, что потеряет единоличную власть. Я же написал, что все действие АКП, сейчас продиктованы этим.


Мое мнение: я алхамдулиЛах, мусульманин, но я думаю, что религию вмешивать в гос-дела невозможно.

Даже берем пример самого халифата. Богопротивные действия омейядов привели всю умму на грань окончательного раскола и гибели страны. Пришли аббасиды. Были тоже не ахти, но их спасение было в том, что армия была не в их руках. Именно этой армии (а это тюрки) благодарим, что сейчас не крестимся на армяно-греческий лад.

Второй пример, шах Исмаил. Если бы он не смешал бы религию с правлением, то возможно был бы одним из великих государей.

А так... результат налицо.

Да здравствует турецская армия, а мулл надо в мечети посылать. Пускай заботятся о духовном положении народа.

ПС: молладан киши олмайыб, олмаяджаг да.


Natiq Ceferli

24.02.2010, 17:54

Ещё один мотив АКП – это месть, простая месть их духовного лидера, Фатуллы Гюлена, которого выжила из страны армия.


Ещё один мотив АКП – это месть, простая месть их духовного лидера, Фатуллы Гюлена, которого выжила из страны армия.
Я ж говорю, моллакратия. Их надо на самом деле гонять строевым маршем целыми днями, щоб поумнели


Ай лэ, сёз гюлешдирирсен аа...Не ферги вар Хесен Кечел, я Кечел Хесен?
Форумун есас тейинаты еле сёз гюлешдирмекди да, гюйа бурда башга несе бир шей елейирик ки..)))

АКП обвиняет все это время армию. Нолду э...eле бир дене киши АКП олду, о бойда орду фыс чыхды?
4 госпереворота...угроза 5-го...каждый переворот отбрасывает страну назад...зачем? кишилик намине?..))
Будут выборы, тогда и избиратели решат: кто хороший, а кто бяка...пока хорошие это ребята из АКП..))
И военным надо с этим смириться и заниматься охраной государства от внешней угрозы, а не госпереворотами заниматься...


Форумун есас тейинаты еле сёз гюлешдирмекди да, гюйа бурда башга несе бир шей елейирик ки..)))

Бунунла пашти разы

4 госпереворота...угроза 5-го...каждый переворот отбрасывает страну назад...зачем? кишилик намине?..))
Кишилик намине хеле о да азды, ай лэ. 4 госпереворот неди ки... хеш не

И военным надо с этим смириться и заниматься охраной государства от внешней угрозы, а не госпереворотами заниматься...
Они и защишают. И от внешних, и от внутренних


Natiq Ceferli

24.02.2010, 18:07

4 госпереворота...угроза 5-го...каждый переворот отбрасывает страну назад...зачем? кишилик намине?..))
Будут выборы, тогда и избиратели решат: кто хороший, а кто бяка...пока хорошие это ребята из АКП..)) И военным надо с этим смириться и заниматься охраной государства от внешней угрозы, а не госпереворотами заниматься...

Этот аргумент очень часто приводят сторонники АКП. Но, почему-то забывают, что последний переворот, был 30 лет назад, да и тогда, был другой мир, другие обстоятельство. Сейчас переворот в Турции НЕВОЗМОЖНО осуществить, и народ, тоже не поддержит переворот. А вот в 1980-м, народ поддержал, потому, что страну лихорадила. Левые, правые, курды, либералы, все воевали друг с другом. Тогда и страна была другим, а главное, и мир был совсем иным. АКП сейчас отчетливо понимает это, знают, что переворот невозможен, но, разговоры об этом, дают дивиденды АКП, причем, не плохие, и позволяют отвести внимание народа и общество от реальных проблем в стране.


Согласен с Вами, именно выборы и должны решить все проблемы, досрочные выборы. Уже и CHP и MHP, потребовали проведение досрочных выборов. И это будет правильным шагом. Но, на данном этапе АКП не хочет идти на выборы, знает, что потеряет единоличную власть. Я же написал, что все действие АКП, сейчас продиктованы этим.
Генерал план по госперевороту пишет, а партийные оппоненты, закончив кусать локти от досады проигранных выборов, требуют проведение новых...не вар-не вар Эрдоганын сол гашы бунларын хошуна гелмир...)
Здесь есть специалисты-экономисты и могут дать реальную оценку экономики Турции, руководимой "муллами"...


Этот аргумент очень часто приводят сторонники АКП. Но, почему-то забывают, что последний переворот, был 30 лет назад, да и тогда, был другой мир, другие обстоятельство. Сейчас переворот в Турции НЕВОЗМОЖНО осуществить, и народ, тоже не поддержит переворот. А вот в 1980-м, народ поддержал, потому, что страну лихорадила. Левые, правые, курды, либералы, все воевали друг с другом. Тогда и страна была другим, а главное, и мир был совсем иным. АКП сейчас отчетливо понимает это, знают, что переворот невозможен, но, разговоры об этом, дают дивиденды АКП, причем, не плохие, и позволяют отвести внимание народа и общество от реальных проблем в стране.
Мир никогда не бывает одинаковым даже на минуту..."Все течет, все меняется" (с)...
А то, что народ поддержит-не поддержит это нужно не гадать на госпереворотах, а решать на свободных выборах...что и делает АКП...


Они и защишают. И от внешних, и от внутренних
Ну, если они и внутри будут искать врагов народа, то это мы уже проходили..)


Turku Kettola

25.02.2010, 11:10

SILENT

У меня к Вам еще один конкретный вопрос.
По телику сказали, что вроде суд вынес решение об аресте некоторых задержанных офицеров. Неужели все это блеф и суд в Турции уже ручной и без серьезных оснований может творить беспредел и напраслину ?


Natiq Ceferli

25.02.2010, 11:11

Мир никогда не бывает одинаковым даже на минуту..."Все течет, все меняется" (с)...
А то, что народ поддержит-не поддержит это нужно не гадать на госпереворотах, а решать на свободных выборах...что и делает АКП...

Ок, согласен, надеюсь, ближайшие выборы в Турции, все и всех, расставит по своим местам...

Но, кто бы не пришел во власть в Турции, внешняя политика этой страны почти не изменится, а вот во внутренной политике, будут изминение. Будет новая конституция, это необхадимо для Турции.


Turku Kettola

25.02.2010, 11:17

Что касается меня, мне все равно кто у власти: "исламист", генерал или либерал. Мне нужна сильная Турция...

Хорошо сказано. За исключением последнего словца. С либералами как серьезной общественно-политической силой в Турции напряженка.

Неско тыщ интеллигентов (ну, которые вышли на улицы со слоганом "Хапымыз ерменииз" после убийства Динка), шоу дивы да газета TARAF с братьями Алтанами. И те кучкуются недалече от АКП. Ибо АКП единственная реальная сила, которая отличается либеральными евро-замашками.


Oğuz

25.02.2010, 12:46

SILENT

У меня к Вам еще один конкретный вопрос.
По телику сказали, что вроде суд вынес решение об аресте некоторых задержанных офицеров. Неужели все это блеф и суд в Турции уже ручной и без серьезных оснований может творить беспредел и напраслину ?

Начну с этого.

Конечно, НЕТ! Все обоснованно. Все документы подлинные, был подобный план! И все это не вчера выяснилось! Одни из задержанных генералов в отставке, днями не выходил из студий разных телеканалов, убеждая народ в том, что якобы этот план (барёз) типа какая та военная игра. Он же перед самым задержанием готовился удрать, успел купить даже билет на самолет…

Вопрос в другом, кто и с какой целью подставляет армию, тем самым провоцирует противостояние между органами разных властей?

Хроника последнего дела: Какая та газета получает копии военных документов… естественно печатает материал. И это естественно вызывает интерес у судейской власти, и она начинает расследование… Военные, имя которых проходили по делу, в спешке кинулись оправдывать свое ведомство. План – дело прошлого, но это не снимает ответственность. Подставлены в основном военные в отставке. В Турции не возможно умереть на генеральских креслах, там карусельная система, никто не может отсидеть больше положенного срока.

АКП вообще не имеет никакого отношения к этому делу! Обвинение, направленное против правительства косвенное, типа, хара бахыр хёкумет, бес везиййетин пислешмесине хокумет джавабдехдир, типичная истерика оппозиции.


Oğuz

25.02.2010, 13:10

SILENT

Салам Алейкум !

Вы вот находитесь непосредственно в Турции, как я понял.
Лицо обьективное и незаинтересованное во внутренней политической коньюктуре Турции. Горячий сторонник азербайджано-турецкого сближения. Скажите, как Вам видится ситуация ? Не ослабляют ли все эти процессы государственность Турции как таковой ?

Əleyküm-əsslam, уважаемый Turku Kettola!

Нет, я нахожусь в Баку. Давно в Турции не был, к сожалению. (я помню ваш другой пост, в другой теме, которому по сей день, не смотря на долгий срок, так и не ответил, за что извиняюсь...об этом другой раз..)

Не могу похвастаться тем, что Турцию знаю превосходно, тем не менее.., просто я не подхожу к вопросам однобоко, предварительно заняв место близкой мне объекту или субъекту по убеждению. Получаю непрерывную информацию обо всем ото всех, с внутри и наружи страны. Думаю, в таком обилии информации, всякого рода набранной в течение 15-и лет повседневно, параллельно изучая историю страны, государства, политических течений, отдельных событий, деятелей, людей можно оценить ситуацию объективно, а не по случайно попавшимся кадрам, эпизодам так сказать… Кроме того, находясь, а тем более живя в Турции не возможно соблюдать нейтралитет. Турция лучше всего видна со стороны, она очень прозрачна, хотя имеет неимоверно сложную государственную структуру.

Отвечу на ваш вопрос: Процесс имеет опасные, острые углы, но он неизбежен: Турция или должна избавиться от системы вмешательства, регулирования и управления во внутренние & государственные дела извне – а она имеется, начиная от военных ведомств, до общественных, гражданских институтов, или опять сдаться воле этой системы и вернутся в то атрофированное аморфное состояние, в котором находилась долгое время, в ожидании погоды… А она наступила!

Интересно, что почти всем, кому было не лень (это - американцы, русские, европейцы, израильтяне) удавалось создавать подобных систем - так сказать, лоббированную сеть внутри Турции.

Самая сильная и страшная - американская, натовская, гладио называется…


После второй мировой НАТО (читай: США) создал и ввел в организм натовских стран организованную скрытую военную структуру. Турция не исключение. Это как спящий вирус-софт, просыпается и работает по приказу хозяина, когда это необходимо...

Но Турция, как я уже отметил, имеет очень сложную государственную структуру и это не удивительно – за спиной тысячелетний славный опыт...

Естественно, в годы холодной войны, период советской угрозы Турция вынуждена была жить с этим вирусом, порой охотно подыгрывала ему – интересы этого требовали. Но времена изменились, изменились и истоки угроз – теперь вчерашний «союзник» несет самую большую угрозу, чем бывший грозный враг – коммунизм... А «союзник» опьянев от военного триумфа в Ираке и Афганистане, начал точить конкртно зубы на Турцию и не на шутку… Сравните ситуацию десятилетней давности и теперешнюю. Турция была в окружении, в кольце огня – Афганистан, Ирак – американский фронт, Иран, Сирия, Армения – российский, Ближний Восток – общемировой…

Может кто то забыл, напомню: когда победа в Ираке не вызывал сомнения, американцы уже начали виртуально делить земли Турции и Ирана. Укрепившись в Ираке США пошла бы и на Иран! Чм все это грозил Турции, понять не сложно. Только глупый может поддерживать военную экспансию вокруг себя, против своих соседей...

Некоторые думают, что Турция стоит смирно перед США. Это абсолютно не так. Именно усилиями Турции (и не только) военная машина США застряла в Ираке и в Афганистане. А там ее ждет судьба советов. Это другой разговор...

Турция самый удачный момент вышла на сцену и начала играть свою независимую, взвешенную политику, которая каждым днем еще больше обеспечивает ее безопасность.


Вот настал момент Турции, когда глубокая государственность страны всплыла, как глубоководная субмарина и начала беспощадно топить судна противников…

Идет масштабный демонтаж чужих систем, введенные вглубь государства, имеющих возможность вмешаться буквально во все и процесс этот идет довольно удачно, раз столько визга… Но гадила так просто не сдается… Поэтому каждым днем еще больше и больше подбрасывает на сцену новые силы, кстати, тем самым и себя разоблачает…

Конкретно по случаю: АКП занимает исполнительную власть. Военных задержала другая ветка государственной власти – судейская власть, которая не имеет партийность! Она вообще не имеет никакого отношения к АКП и правительству.

Кто-то явно накаляет обстановку, в чем правительство не может быть заинтересован, утверждать обратное – нонсенс. А цел одна: вызвать хаос, противостояние, когда военное вмешательство покажется необходимым. Возможен и другой вариант: заставить правительство пойти на преждевременные выборы. Но, до этого надо его (правительство) еще и сильно опорочить, очернить и опять таки, загнать АКП безвыходное положение…

Народное доверие к АКП, если не столь высокое, но и не так слабое, как предоставляется – если сегодня проводить выборы, она минимум 35% наберет. Это факт!

Но, то ядро, которое ведет игру, а оно глубоко государственное, будет вести свою линию - ох яйдан чыхыб: или & или… другого варианта нет…


Oğuz

25.02.2010, 13:54

Это что за ответ?

Теперь я должен сказать, что - НЕТ ЭТО ВАША информация безосновательна?

Вы, пожалуйста, ответьте на мой тезис о том, что АКП постепенно становится всеохватывающей силой в стране и убирает все противовесы себе в государстве...

Есть что возразить?

Да, есть! Подобное явление, не только не имеет место в государственной жизни Турции, но и не может по существу!

Речь идет о правовом государстве, где любая подобная инициатива приведет к немедленному краху правительства, это вам не алиевщина.

На подобные антиконституционные, антидемократические действия в Турции способны только военные (точнее, особая сеть, введенная в организм ведомства, которую спец. органы Турции однозначно намерены демонтировать…) которые сопротивляются, не по своей воле… Враг всегда сидит близко к сердцу…

Со стороны вам кажется, в Турции политический, общественный.., всякий кризис? На самом деле, никакого кризиса, обстановка как всегда подконтрольно стабильная, более того - каждым днем дела идут к лучшему!

Турция взяла верный курс, и не намерена сдаться в полпути и вернуться в старое аморфное положение, от которого отказалась напрочь – и это не партийный курс, а государственный... Хотите верьте, хотите нет - ваше ультра либеральное дело. Пожелайте большому кораблю большое плавание…


thundergirl

25.02.2010, 14:31

Уважемый Силент, Ваши симпатии к АКП настолько сильны, что мешают Вам здраво мыслить.
Вот Вы пишите

Начну с этого.

Конечно, НЕТ! Все обоснованно. Все документы подлинные, был подобный план! И все это не вчера выяснилось!

А чуть ниже добавляете

Хроника последнего дела: Какая та газета получает копии военных документов… естественно печатает материал. И это естественно вызывает интерес у судейской власти, и она начинает расследование…

Это было бы только смешно, если бы не было так серьезно. :)

На основании какой-то статьи и КОПИИ документа (самого документа никто искать и не собирается) начинается громкое судебное разбирательство, затрагивающее цвет нации - генералов и полковников, имеющих выдающиеся заслуги перед Турцией. Это и есть суть политики АКП.

Исламисты, пользуясь своим административным влиянием и своими ставленниками в правоохранительнительных органах, а также очевидными пробелами в судебной системе, вот уже несколько лет наглым образом занимается преследованием своих политических противников.

Возьмем тот же Эргенекон. До сих пор ни одному из содержащихся под арстом так и не предъявили конкретные обвинения. Есть сотни и тысяч страниц, в которых только сплетни и нет ни одного документа, доказывающего вину хоть одного обвиняемого. Собственно, АКП и не нужны доказательства, с тем чтобы завершить дело. До судебного решения по их мысли и не следует доходить, тем более, что никаких доказательств вины и нет.Целью исламистского правительствтва во главе с Эрдоганом является нагнетание страха, а не установнение справедливости и порядка в стране. Это уже стало очевидно.

Одни из задержанных генералов в отставке, днями не выходил из студий разных телеканалов, убеждая народ в том, что якобы этот план (барёз) типа какая та военная игра. Он же перед самым задержанием готовился удрать, успел купить даже билет на самолет…


Выдержки из бульварной печати.
Вчера смотрела NTV, куда звонила жена этого генерала. У них дочь с семьей живет в США и они каждый год ездят туда на день рождения своего внука. Каждый год. И каждый год они, естественно, покупают билеты на самолет. Между прочим этот генерал был одним из руководителей кипрской операции. Теперь ему мстят ничтожные людишки вот такими сплетнями.

АКП вообще не имеет никакого отношения к этому делу! Обвинение, направленное против правительства косвенное, типа, хара бахыр хёкумет, бес везиййетин пислешмесине хокумет джавабдехдир, типичная истерика оппозиции

:crazy: Не стесняйтесь, Силент, продолжайте.


Oğuz

25.02.2010, 15:33

Уважемый Силент, Ваши симпатии к АКП настолько сильны, что мешают Вам здраво мыслить.


:crazy: Не стесняйтесь, Силент, продолжайте.


Моя симпатия к АКП никогда не перевесит вашу слепую любовь СНР. Разочарую вас, вы никогда игтидаром не будите, зря надеетесь…

Ваш подход типично демагогичный – отбрасывать суть сказанного, который вам не на руку, цепляться отдельно взятым словам, заняться нудным буквоедством – ваш конек. В этом дело я вам не оппонент – не раз предупреждал вас. Извольте. И на последок: запомните, я никогда чужое мнение за свои не выдаю, тем более выдержки из бульварных газет, более того, каждое мое слово имеет под собой неоднократно проверенную подоплеку.

Не убивайтесь, проводимая вами грязная партийная кампания против правительства Турции бесплодная.

Вы с таким призрением произносите слово «исламисты», незнающий подумает, наверно в какой то христианской стране исламисты узурпировали власть и уничтожают местные ценности.

Но, ведь вы прекрасно знаете, что АКП, как политическая партия не может по закону вести религиозную линию. Будь, хоть что-то похожее на это, Байкал перед Конституционным Судом спал бы день и ночь. Ничего религиозного – партия как партия!

С другой стороны, вы же точно знаете, что судебная власть Турции независима, что к арестам правительство не имеет никакого отношения, то есть Турция не Азербайджан, чтоб по заказу, необоснованно людей сажать. (естественно Турцию я не идеализирую, но совесть тоже хорошая вещь) (копии подлинных документов - такое выражение вас устроит?

Вы еще прекрасно знаете, что военный режим после себя оставил достаточно много антидемократического хлама.

Вы прекрасно знаете, что Турция не может дальше идти с этой военной Конституцией, что ее не обходимо менять. Ведь оппозиция тоже этого хочет, и не один год, и что же так она сопротивляется? Что, корпоративные интересы выше национального? – Вот за что я не люблю ваши оппозиционные партии, Байкала и прочих…

Кстати, этот Байкал вчера с неба свалился? Почему ему никогда не удавалась достичь то, что удалось Эрдогану – АКП? Я то прекрасно помню его прошлое, ему бы на сцене Большого Театра выступит, мир такого талантливого артиста потерял, а он в политику подался, народу мозги пудрить?

Да и перестаньте ехидничать, типа, ":crazy: Не стесняйтесь, Силент, продолжайте", на что последний раз отвечаю: thundergirl,
стыдитесь, и не продолжайте... :secret: тут вы голосов не наберете.... :lol:


Turku Kettola

25.02.2010, 17:27

SILENT

Вы знаете, насколько я знаю ничего так сказать "исламистского" нынешняя правящая партия в Турции так и не сварганила. Пытались вот девушек в хиджабе впустить в ВУЗы - но не смогли. Причем в этом деле их поддерживали большинство демократических и либеральных сил. И по большому счету - это было больше не чисто мусульманское, а скорее обще-демократическое стремление. Кстати, если Вы заметили - на последних выборах в Турции выросла поддержка партии "Саадят" Эрбакана. На несколько процентов, если память мне не изменяет. А за счет кого выросли проценты ? Скорее всего за счет оттока голосов от АКП тех, кто разочаровался в "мусульманстве" акп-шников. Вообще мне кажется у некоторых наших юзеров некоторое непонимание "сути вещей".

Практикующие мусульмане ("исламисты" - если угодно) присутствуют в Турецкой общественно-политической жизни широко. К примеру по партиям :

1. Партия Саадят - ее пожалуй приблизительно можно назвать "исламистской".

2. AKП - много практикующих мусульман, для которых (по части религ.самосознания) общемусульманское (и общечеловеческое) видение превалирует над национальными чувствами. Отсюда немалое количество курдов,лазов и т.д. - члены этой партии.

3. МНР - внушительное количество практикующих мусульман (с женами в хиджабах), для которых тюркское самосознание превосходит чувство общей мусульманской самоидентичности.

4. ББП (Беюк Бирлик Парти) - много практикующих мусульман откололись от МНР. Скажем так - ближе к мусульманской самоидентификации, чем к национальной. Как бы между МНР и Саадят.

Помимо этого и в других партиях есть немалое количество практикующих мусульман.

Пожалуй только СНР наиболее ярко противоположно и оппонентски выглядит в этом плане.


Turku Kettola

25.02.2010, 17:35

thundergirl

Насколько я понял Вы тоже (как и SILENT) интересуетесь внутриполитическими процессами в Турции. Позвольте Вас спросить -
Неужели в современной Турции на основе нелепостей и бульварных статей в печати Суд может санкционировать аресты ? Если дело обстоит так - то это и в самом деле очень плохо.


Oğuz

25.02.2010, 17:50

Kritik zirve sonа erdi (http://haberturk.com/haber.asp?id=209205&cat=110&dt=2010/02/25)

Köşk'te devlet zirvesi 3 saat sürdü (http://haberturk.com/haber.asp?id=209205&cat=110&dt=2010/02/25)

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ile Çankaya Köşkü'ndeki görüşmesi son erdi. Kritik zirve üç saat sürdü. Görüşmede son günlerde yaşanan gelişmeler ele alındı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Erdoğan ve Başbuğ'a bir de yemek verdi.


VİDEO İÇİN TIKLAYIN (http://video.haberturk.com/video/index/40942)

İŞTE KÖŞK'TEN YAPILAN AÇIKLAMA

"Görüşmede son günlerde kamuoyunda tartışılan konular ayrıntılı bir şekilde ele alındı. Gündemdeki meselelerin anayasal düzen ve kanunlar
çerçevesinde çözüme kavuşacağından vatandaşlarımız emin olmaladır. Bu süreçte kurumların yıpranmaması için herkesin sorumluluk bilinciyle hareket etmesi hususları vurgulanmıştır."

KÖŞK'TE KRİTİK ZİRVE

Balyoz Eylemi Planı'nın basın organlarında yer almasının ardından planda ismi geçen bazı orgeneral ve oramiraller gözaltına alınması sonrasında, Genelkurmay Başkanlığı'nda generallerin katıldığı toplantı düzenlenmişti.

Toplantı sonrasında kısa bir açıklama yapılmıştı. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ise toplantının olduğu günde Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Arslan Güner'le bir görüşme yapmıştı.

Dün akşam saatlerinde ise Cumhurbaşkanı Gül başkanlığında üçlü zirve yapılacağı açıklanmıştı. Üçlü zirvede, Balyoz Eylemi Planı kapsamındaki gözaltılarla ilgili gelişmelerin değerlendirilmesi bekleniyor.


Это было бы только смешно, если бы не было так серьезно. :)
Оооо...вам позавидовал бы любой детектив...вы нашли, что копии это не оригиналы...)
Думаю, юристы в Турции и сами догадаются предоставить оригиналы в суд, а не в газету...

На основании какой-то статьи и КОПИИ документа (самого документа никто искать и не собирается) начинается громкое судебное разбирательство, затрагивающее цвет нации - генералов и полковников, имеющих выдающиеся заслуги перед Турцией. Это и есть суть политики АКП.
Интересная логика, если имеешь заслуги и погоны, то имеешь право свергать правительство, выбранное народом...причем это завещал Ататюрк...а если в правительстве кто-то совершает намаз в мечети по пятницам, то свергать такое правительство просто гражданский долг этого генерала да еще и под улюлюканье "светских и поэтому более образованных" неудачников, проигравших выборы...и главное, тыкать везде портретом Ататюрка и ссылаться на конституцию: там армия, верховные жрецы, сами решат, что для народа важнее...

Исламисты, пользуясь своим административным влиянием и своими ставленниками в правоохранительнительных органах, а также очевидными пробелами в судебной системе, вот уже несколько лет наглым образом занимается преследованием своих политических противников.
кто такие исламисты? можно расшифровку? а то вразные картины нарисовываются в моем богатом воображении...)

Целью исламистского правительствтва во главе с Эрдоганом является нагнетание страха, а не установнение справедливости и порядка в стране. Это уже стало очевидно.
Полистайте интернет про очевидные факты в науке...Каждый день развинчиваются устоявшиеся мифы, выдаваемые за очевидное...тем более в политике...)

Выдержки из бульварной печати.
Вчера смотрела NTV, куда звонила жена этого генерала. У них дочь с семьей живет в США и они каждый год ездят туда на день рождения своего внука. Каждый год. И каждый год они, естественно, покупают билеты на самолет. Между прочим этот генерал был одним из руководителей кипрской операции. Теперь ему мстят ничтожные людишки вот такими сплетнями.
Ну да...если человек часто ездит за границу, значит, он никогда не способен убежать за границу...это так убеждает..))


thundergirl

26.02.2010, 00:21

thundergirl

Насколько я понял Вы тоже (как и SILENT) интересуетесь внутриполитическими процессами в Турции. Позвольте Вас спросить -
Неужели в современной Турции на основе нелепостей и бульварных статей в печати Суд может санкционировать аресты ? Если дело обстоит так - то это и в самом деле очень плохо.

Да, в сегодняшней Турции дело обстоит именно так.

До сих пор нет НИ ОДНОГО факта, НИ ОДНОГО документа, например, по делу «Эргенекон», который публикуется в печати, вокруг которого создается громкий скандал, затем по нему арестовывают десятки людей, но когда дело доходит до суда, то следствие тихо «забывает» об этом «документе». Например, «план» генерала Сенера Эруйгура. Этот «план» был опубликован с мельчайшими подробностями. Но во время суда, начавшегося в конце октября 2008 года следствие даже не вспомнило о нем, хотя арестовали его именно предъявив именно «копии» этого «плана». И вообще в 2500 страничном уголовном деле не было ни одного доказательства вины обвиняемых. И тем не менее обвиняемых не отпустили, всего лишь дело отправили на доследование, благо что турецкий процессуальный кодекс позволяет очень долго «мотать» дело, чем с удовольствием пользуется нынешняя власть в своей борьбе с инакомыслием.

Сейчас уже под арестом есть люди, сидящие более 2,5 года. Некоторые при странных обстоятельствах умерли в тюрьме, так и не дождавшись суда и обвинительных документов. Из 10 арестованных обычно 7-8 суд отпускает. Но 2-3 арестовывают и волынят дело вдоволь. Интересный метод, не правда ли? Но главная цель достигнута – нагнетание страха в обществе, чтобы каждый знал, что его также могут запросто задержать и, если он будет вести себя не «правильно», то вполне может и задержаться в тюрьме.

Вот и теперь.
Бульварная газета публикует «копию» документа, на основании которого производятся аресты. Самого документа никто не видел и никогда не увидит – его просто нет. Но аресты проводятся. Большая часть арестованных офицеров будет конечно отпущена на свободу уже сегодня. Но часть будет все же арестована. Потом, конечно, на суде станет ясна их невиновность, арестованных оправдают, но скорее всего этот суд состоится через несколько лет судебной волынки. Но и те и другие в глазах некоторой части общества будут, во первых, замазаны в «преступлении», а во вторых, люди будут считать, что АКП всемогушая и может арестовывать и поступать с людьми как ей заблагорассудиться. Кто часто ездит в Турцию и общается с турками может подтвердить именно такие настроения.

Это и надо Эрдогану и КО. Ему надо до выборов 2011 года расправиться со своими оппонентами самыми грязными методами. Он понимает, что эти выборы он проиграет с треском. Точно также как о опозорился с курдским ачылымом, АКП не наберет на этих выборах и четверти всех голосов. Вот нагнетает обстановку, надеясь набрать хоть какие-то очки в мутной воде.


thundergirl

26.02.2010, 00:42

Оооо...вам позавидовал бы любой детектив...вы нашли, что копии это не оригиналы...)
Думаю, юристы в Турции и сами догадаются предоставить оригиналы в суд, а не в газету...


Можете показать хотя бы один случай, когда на подобных судах, к примеру в деле "Эргенекон", приводились оригиналы документов, ранее опубликованных в газетах?


Ну да...если человек часто ездит за границу, значит, он никогда не способен убежать за границу...это так убеждает..))


Демагогия чистой воды. Про этого генерала сплетничают - вот видите, он купил билеты на самолет. Значит собрался удрать! Очень убедительно. АКПшная логика.
А этот генерал каждый год ездит в эти дни к своей дочери. Откуда ему было знать, что Эрдогану именно в эти дни вздумается еще раз раскачать Турцию?


Интересная логика, если имеешь заслуги и погоны, то имеешь право свергать правительство, выбранное народом...причем это завещал Ататюрк...а если в правительстве кто-то совершает намаз в мечети по пятницам, то свергать такое правительство просто гражданский долг этого генерала да еще и под улюлюканье "светских и поэтому более образованных" неудачников, проигравших выборы...и главное, тыкать везде портретом Ататюрка и ссылаться на конституцию: там армия, верховные жрецы, сами решат, что для народа важнее...



Эта ненависть к Ататюрку вполне в духе Эрдогана и КО и его почитателей.
И не мечтайте, не пройдет.


Полистайте интернет про очевидные факты в науке...Каждый день развинчиваются устоявшиеся мифы, выдаваемые за очевидное...тем более в политике...)


Мои представления о науке более предметные и не из интернета, как, должно быть, у Вас. :)


Полчаса назад смотрел по евроньюсу коментарий какого то турецкого социолога.
Мысль его речей сводилась -если раньше при очередном перевороте народ молчал и принимал за данность новых ставленников,то сегодня он народ активен в выборе своей судьбы ну в смысле демократия мол у нас уже и ещё он восторженно спрашивал -разве такое возможно было бы 20,30 лет назад?
Такое впечатление,что отчёт перед европой,вот видите какие мы прилежные становимся.
Если так пойдёт дальше то или прилижут турков под пуделя или всё таки поднимет армия их на штыки,одно из двух.


Бред дилетанта. Керим прав.


thundergirl

26.02.2010, 01:42

Ну вот, главных подозреваемых, то есть генералов, которые якобы разработали так называемый “Balyoz Planı” и должны были возглавить переворот, отпущены на свободу.

Fırtına, Saygun ve Örnek serbest bırakıldı


Eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Ergin Saygun ve eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, savcılık sorgularının ardından serbest bırakıldı. Serbest bırakılan emekli Org. Fırtına 'Balyoz planı yanlış anlaşıldı. Hukuki yanlışlıkları gidermek için buradaydım. Şimdi aranızdayım' dedi.


“Balyoz Planı” iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınan eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Ergin Saygun ve eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek'in savcılık sorguları tamamlandı.

Beşiktaş (http://www.hurriyet.com.tr/index/beşiktaş/)'taki İstanbul (http://www.hurriyet.com.tr/index/istanbul/) Adliyesine sabah saatlerinde getirilen emekli orgeneraller Fırtına, Saygun ve Örnek'in savcılıktaki ifade verme işlemleri yaklaşık 5,5 saat sürdü.
Eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Ergin Saygun ve eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, savcılık sorgularının ardından serbest bırakıldı.
Fırtına: Şu an aranızdayım
İbrahim Fırtına, "Gerek şahsıma, gerek Hava Kuvvetlerine, gerekse kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerine yönelik doğruymuş gibi gösterilen hususlardaki eksiklikleri, yanlışlıkları açıklamak için, yapılmakta olan hukuki bir sürecin aydınlatılması için buradaydım. Bunu yeteri kadar yaptığıma inanıyorum ve şu an aranızdayım" dedi.
Saygun'a yurtdışı yasağı
Savcı, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Ergin Saygun hakkında denetimli serbestlik uygulanmasını istedi, mahkeme yurtdışı çıkış yasağı koydu.
Tanyeri adliyede
Balyoz operasyonunda gözaltına alınan eski Genelkurmay (http://www.hurriyet.com.tr/index/Genelkurmay) Başkanlığı Stratejik Araştırmalar ve Etüt Merkezi (SAREM) Başkanı emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri, Adli Tıp kurumu'nda sağlık kontrolünden geçirildi. Bir süre içeride kalan Tanyeri, kontrolün ardından Beşiktaş (http://www.hurriyet.com.tr/index/beşiktaş/)'taki İstanbul (http://www.hurriyet.com.tr/index/istanbul/) Adliyesi'ne götürüldü.

И несмотря на то, что главные подозреваемые отпущены, около 20 офицеров арестованы, в основном полковники.

Сегодня Башбуг сидел злой у Гюля, даже не смотрел на Эрдогана. Но компромисс был достигут. Некоторый. Временный. Посмотрим, как TSK сможет защитить всех своих офицеров от огульных обвинений и тем самым защитить честь армии.

А между тем, курс лиры резко упал...


thundergirl

26.02.2010, 02:01

запомните, я никогда чужое мнение за свои не выдаю, тем более выдержки из бульварных газет, более того, каждое мое слово имеет под собой неоднократно проверенную подоплеку.


Да Вы только бульварными сплетнями и занимаетесь. Еще не было случая, чтобы Вы конкретно ответили на вопрос. У Вас нет своего мнения, только АКПшные клише.

Задумайтесь над тем, куда ведет Турцию эта власть? Поезжайте наконец в Турцию, побеседуйте с гражданами. И Вы увидите, что положение вовсе не такое, как Вам видится через гюленовские издания.

Что касается СНР, в принадлежности к которой Вы меня все время "подозреваете", :) то успокойтесь, я в этой партии не состою. И мне все равно, какая партия придет в Турции к власти. Но сейчас, через 9 лет правления АКП, после позора курдского ачылыма, якшания с террористами, почти открытого проявления ненависти к своей армии, стала совершенно очевидна антинародная , антитюркская сущность руководства этой партии.
Видимо Зиядлы прав, сидеть Эрдогану на нарах, рядом с его подопечным террористом.


Видимо Зиядлы прав, сидеть Эрдогану на нарах, рядом с его подопечным террористом.
С удовольствием сбил бы с него пыль. Наши про-акп-шные гагаши немного путаются. Им кажется, что именно Эрдоганские замашки а ля халифат туркам в пользу


Хикмет Гаджи-заде

26.02.2010, 05:17

С удовольствием сбил бы с него пыль. Наши про-акп-шные гагаши немного путаются. Им кажется, что именно Эрдоганские замашки а ля халифат туркам в пользу

Забанить бы их (Эрдоган, Геренфиль и Ко) на месяц

Белке агыла гелдилер

А?


QafqazWolf

26.02.2010, 06:29

indi biz kimin terefin tutaq? MHP?


Мои представления о науке более предметные и не из интернета, как, должно быть, у Вас. :)
А вы не знали, что все научные журналы имеют в интернете свои странички?...тогда выгляните в окно, щас 2010...)


С удовольствием сбил бы с него пыль. Наши про-акп-шные гагаши немного путаются. Им кажется, что именно Эрдоганские замашки а ля халифат туркам в пользу
Я ни одного предметного аргумента не услышал от противников АКП или Эрдогана...на кол посадить, власть узурпировали, генералов обидели...причем я бы понял это, если бы про это говорили датские или голландские либералы...но вы, тюрки азербайджанцы, о чем говорите? вам ли рассуждать об узурпации власти, армии и т.д.?
Что касается образа исламиста, в Турции и Эрдоган исламист и Байкал исламист и генералы тоже...как она была мусульманской, так и останется ИншеАллах даже при генералах...


indi biz kimin terefin tutaq? MHP?
Türklərin tərəfini


Oğuz

26.02.2010, 12:05

Thundergirl,

Oturun oturduğunuz yerdə, bozbaşınızı bişirib Gülün və ya Ərdoğanın arvadının qeybətini edin. Sizlik deyil bu işlər.

Mən sizə heç cürə anlada bilmədim ki, Türkiyə mövzularını siyasi mənsubiyyət, partiya baxışları prizmasından müzakirəyə çıxarmaq yanlışdır.

Əqidə mübadiləsi, mübahisəsi ilə bir yerə varılmaz. Burada baş alıb gedən demaqogiyanın, yanlış mövqeyin formalaşmasında sizin də müstəsna xidmətləriniz var.

Siz qərəzlisiniz. Və bu qərəz nifrətlə müşayiət olunur. Səbəb? – Hakimiyyətə can atan yaxınlarınız var. Siz CHP-li olmadığınızı söyləməklə tərəf olmadığınızı vurğulamaq istəsəniz də, əslində bu belə deyil. Şübhə etmirəm ki, hakimiyyətə gəlməsini dördgözlə, intizarla gözlədiyiniz sizə yaxın biriləri var... Deməli, həm də səmimi deyildiniz.

Azərbaycanlılarda Türkiyə dövləti, hökuməti haqqında mənfi rəy formalaşdırmaqla nəticəyə varacağınızımı sanırsınız? Ya üç-beş nəfərin baxışlarını zəhərləməklə nəyinsə dəyişəcəyinə ümid edirsiniz?

Təvazökarlıqdan kənar olsa da, Türkiyənin dünənini, bu gününü, proseslərin çölünü-içini, həssas, gizli məqamlarını dərindən bildiyimi əminliklə söyləyə bilərəm.

Sizin cəfəngiyatlarınıza konkret cavab verməmişəm, verməyəcəyəm də. Təklif etdiyiniz səviyyə mənlik deyil: söz güləşdirmək ki, bəs, bu yaxşıdır, bu pisdir – türk demiş, demaqogi yapmaq? Mən axı sizə demişdim, fərz edin ki, tam haklısınız... amma unutmayın ki, bu əsla belə deyil! Və mən sözün molekuyar analızini inanın ki, sizdən qat-qat daha dərindən apara da bilərdim... Sizə cavab vermirəmsə, qoltuğunuz qarpızlanmasın... Nə isə...

Qlobal yanaşın məsələlərə, bu qədər cılızlaşmayın:

Türkiyənin 10 il bundan qabaqkı halı ilə indikini müqayisə edin. Müqayisə olunmaz uğrular mövcuddur! Mənə fərq etməz, bu kimin xidmətidir. Məni Türkiyənin güclənməsi, möhkəmlənməsi, hərtərəfli inkişafı, regional və dünyəvi nüfuzu tam qane edir!

Yazıqlar olsun, Türkiyənin ayağına badalaq vurmaq istəyənlərin tərəfindəsiniz. Hakimiyyət hərisliyi gözlərinizi qapadıb.

Bu gün yaxasını cırıb seçki istəyənlərdə heç həya-abır yox imiş. Axı bunlar dünən Türkiyəyə nə verdilər ki, sabah nə versinlər?

Hər 1,5 ildən bir seçki olar? Məqsəd yalnız seçkidir mi? Tutalım, nə olacaq ki?

Mənə Türkiyəyə gəlib vətəndaşlarla söhbət etməyi məsləhət görürsünüz. Məni avantüranıza şərik edirsiniz. Nə ehtiyac var ki, vətəndaşlarla görüşməyə, fərz edək ki, gündə 1000 adamla görüşüb dərdləşdim. Bu gerçək reallığı təsəvvür etməyə yetəcəkmi?

Bəlkə, bütün ölkə üzrə bütün seçki və ictimai sorğu nəticələrinə baxaq, bu daha akademik, həqiqətə yaxın araşdırma olmazmı?

Mənim dərdim sizin kimi partiyaçılıq oyunu oynamaq, AKP – asılmalıdır, müxalifət gəlməlidir, ordu son nicatımızdır kimi cəfəngiyatlarla məşğul olmaq deyil.

Türkiyə çoxpartiyalı sistemə malikdir. Kəndli və ya ziyalı olmasından asılı olmayaraq insanların ictimai, ən başlıcası ilə dövlətçilik şüuru kifayət qədər yüksəkdir. (Buna ancaq qibtə etmək olar)

Bizlərdən, özünə umac uma bilməyib qonşuya yekə-yekə əriştə kəsməyə çırmanan zavallılardan fərqli olaraq, Türkiyə və xalqı nə etdiyini, hara, necə getdiyini çox yaxşı bilir.

Siz ağ rəngin üzərində təbii ki, istədiyiniz qədər qara ləkə tapa bilər, eləcə də, bəziləri kimi, zil qaranın simasını ağ mikro dənəciklərlə ağarda bilərsiniz... Bununla reallıq dəyişməyəcək.

Tək siz olsaydınız nə vardı ki... Biz heç düzü əyridən, dostu düşməndən ayırmağı öyrənə bilmədik... Ən təhlükəlisi də elə budur. Türkiyə öz dərdlərinin çarəsinə baxacaq, buna əmin ola bilərsiniz (ümid etməyin, sizinkilər hakimiyyət üzü görməyəcək...), vay bizim halımıza...

Türkiyədə kök atmış müəyyən stereotiplər mütləq dəyişməlidir. Mütləq. Bu dəyişiklik Türkiyənin tərəqqisini daha da genişləndirəcək, ölkə daha güclü və böyük olacaq.

Təbii ki, yeni, daha yüksək fazaya keçid bəzi xarici və daxili düşmənləri narahat etməkdə, əks təpki doğurmaqdadır. Mən bir daha vurğulayıram: proses hökumət formatlı deyil, dövlət səviyyəlidir.

Əvvəldə dediyim kimi bu iş sizlik deyil... Missiyanızı yerinə yetirin – по больше захэрмара, народ требует.


Oğuz

26.02.2010, 12:07

Türklərin tərəfini

Daha dəqiq söyləsək: TÜRKİYƏNİN!


Thundergirl,

Oturun oturduğunuz yerdə, bozbaşınızı bişirib Gülün və ya Ərdoğanın arvadının qeybətini edin. Sizlik deyil bu işlər.

Стильно. :ae::ae::ae:


Siz qərəzlisiniz. Və bu qərəz nifrətlə müşayiət olunur. Səbəb? – Hakimiyyətə can atan yaxınlarınız var. Siz CHP-li olmadığınızı söyləməklə tərəf olmadığınızı vurğulamaq istəsəniz də, əslində bu belə deyil. Şübhə etmirəm ki, hakimiyyətə gəlməsini dördgözlə, intizarla gözlədiyiniz sizə yaxın biriləri var...

Как ты быстро ее раскусил. Респект

Тандер, признайтесь, что ваша фамилия Байкал.


Türkiyədə kök atmış müəyyən stereotiplər mütləq dəyişməlidir. Mütləq.
Мэсэлен: эрмени ачылымы


thundergirl

26.02.2010, 14:47

Тандер, признайтесь, что ваша фамилия Байкал.

Ну да признаюсь, Байкалы из наших, Кенгерли. 400 лет назад расстались, просто на новом месте они сменили фамилию, вспомнив самсем древние времена.:yes:


thundergirl

26.02.2010, 14:51

''Balyoz Planı'' iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında Emekli Org. Çetin Doğan ve Org. Engin Alan ve emekli Albay Altan Batıbay adliyeye sevk edildi. (http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=117732&kw=Emekli+askerler+adliyede)


İstanbul (http://www.cumhuriyet.com.tr/?yer=kent&aranan=%DDstanbul)- ''Balyoz Güvenlik Harekatı Planı'' iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınan eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, Org. Engin Alan ve emekli Albay Altan Batıbay Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne getirildi. Org. Engin Alan, Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirilişi sırasında operasyonu yöneten kişi olarak biliniyor


thundergirl

26.02.2010, 14:54

Tutuklananlar

* Tümgeneral İhsan Balabanlı
* Tümgeneral Bekir Memiş
* Tümamiral R. Cem Gündeniz
* Tümamiral Semih Çetin
* Tuğamiral Turgay Erdağ
* Tuğamiral Aziz Çakmak
* Albay Yüksel Gürcan
* Albay Recep Yıldız
* Albay Mustafa Öncel
* Albay Murat Özçelik
* Dz. Kurmay Albay Ali Türkşen
* Kurmay Albay Taylan Çakır
* Albay Hasan Basri Arslan
* Albay Abdullah Zafer Arısoy
* Yarbay Hanifi Yıldırım
* Yarbay Levent Çehreli
* Yarbay Ertuğrul Uçar
* Yarbay Ali Rıza Sözer
* Korgeneral M. Yavuz Yalçın
* Koramiral Ali Feyyaz Öğütçü
* Tümamiral Ali Deniz Kutluk
* Tümamiral Özer Karabulut
* Tuğgenerel Süha Tanyeli
* Tuğgeneral İzzet Ocak
* Tuğgeneral M. Kaya Varol
* Kurmay Albay Bülent Tunçay
* Albay Ümit Özcan
* Albay A.İhsan Çuhadaroğlu
* Albay Emin Küçükkılıç
* Albay Suat Aytin
* Albay Kubilay Aktaş


Tutuksuz yargılanmak üzere serbest kalanlar

* Albay Mehmet Yoleri
* Orgeneral Halil İbrahim Fırtına,
* Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek
* Emekli Orgeneral Ergin Saygun


Adliyeye sevk edilenler

* Emekli Org. Çetin Doğan
* Emekli Korgeneral Engin Alan
* Emekli Albay Altan Batıbay
26 Şubat 2010


Ну да признаюсь, Байкалы из наших, Кенгерли. 400 лет назад расстались, просто на новом месте они сменили фамилию, вспомнив самсем древние времена.:yes:
Я так и знал. Эти нахчыванцы везде захватили власть.

Вы курд? И наверное езид))) Кенгерлян-Байкалзуни


QafqazWolf

27.02.2010, 03:57

AKP - Aldatma ve Kandirma partisi (c) Bahceli


thundergirl

28.02.2010, 00:11

Çetin Doğan ve Engin Alan tutuklandı (http://www.cnnturk.com/2010/turkiye/02/26/cetin.dogan.ve.engin.alan.tutuklandi/565367.0/index.html)

http://cdn1.cnnturk.com/handlers/file.ashx?FileID=313476&Width=292&Height=0&BlackWhite=False http://cdn1.cnnturk.com/handlers/file.ashx?FileID=313217&Width=292&Height=0&BlackWhite=False
Balyoz soruşturması kapsamında gözaltına alınan, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan ve emekli Korgeneral Engin Alan, savcılık sorgularının ardından çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Emekli Albay Altan Batıbay, iki muvazzaf subay ile bir sivil memur (http://www.cnnturk.com/guncel.konular/memur/434/index.html) ise serbest bırakıldı.


Doğan, Alan ve Batıbay sabah saat 08.50'de Beşiktaş (http://www.cnnturk.com/guncel.konular/besiktas/61/index.html)'taki İstanbul Adliyesi'ne sevk edildi.

Balyoz darbe planının altında imzası olduğu ileri sürülen emekli Orgeneral Çetin Doğan, sabah saat 10.30'da sorguya alındı. Savcı Bilal Bayraktar tarafından yaklaşık 7 saat sorgulanan Doğan 30 sayfalık ifade verdi.

Emekli Korgeneral Engin Alan ve emekli Albay Altan Batıbay'ın da ifadelerine başvuruldu.

Sorgulamanın ardından Doğan ve Alan tutuklama talebiyle İstanbul Nöbetçi 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sevk edildi.

Çetin Doğan ile emekli Korgeneral Engin Alan çıkarıldıkları mahkemece, 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini, şiddet (http://www.cnnturk.com/guncel.konular/siddet.olaylari/166/index.html) ve cebir kullanarak ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçlaması ile tutuklandı.

Tutuklama kararı beklemediği belirtilen Çetin Doğan'ın kararın açıklanmasının ardından "Mücadele yeni başlıyor" dediği öğrenildi.

Ayrıca Çetin Doğan'a sorulmak için 100 soru hazırlandığı ancak Doğan'a 60 soru sorulduğu kaydedildi.

Öte yandan Doğan ve Alan cezaevine götürülmek üzere polis aracına bindirilirken, dışarıda bekleyen yakınları tarafından alkışlandı. İki emekli asker Metris Cezaevi'ne götürüldü.

Emekli Albay Altan Batıbay ise savcılık sorgusunun ardından serbest bırakıldı. Aynı soruşturma kapsamında adliyeye sevk edilen iki muvazzaf subay ile bir sivil memur (http://www.cnnturk.com/guncel.konular/memur/434/index.html) da serbest.

Tutuklananlar

Soruşturma kapsamında şimdiye kadar gözaltında alınan muvazzaf ve emekli askerlerden 33'ü tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Beşiktaş (http://www.cnnturk.com/guncel.konular/besiktas/61/index.html)'taki İstanbul Adliyesinde savcılık sorgularının ardından Nöbetçi 10. Ağır Ceza Mahkemesine çıkarılan Tümamiral Ramazan (http://www.cnnturk.com/guncel.konular/ramazan/536/index.html) Cem Gündeniz, Tuğamiral Aziz Çakmak, emekli Tuğgeneral Mehmet Kaya Varol, emekli Tümamiral Ali Deniz Kutluk, emekli Tümamiral Özer Karabulut, emekli Kurmay Albay Ümit Özcan ve emekli Kurmay Albay Ali İhsan Çuhadaroğlu tutuklandı. 24 Şubatta gece geç saatlerde savıcılıktaki sorgularının ardından adliyeye çıkartılan ve aralarında eski Kuzey Deniz Saha Komutanı emekli Koramiral Feyyaz Öğütçü'nün de bulunduğu 7 kişi savcılık sorgularının ardından mahkemeye çıkarıldı.

Mahkemece Öğütçü'nün de aralarında bulunduğu 5 şüpheli tutuklanırken, emekli Albay Musa İstek serbest bırakıldı, bir muvazzaf subay hakkında da denetimli serbestlik hükmü uygulandı. Aynı gece mahkemeye çıkarılan 5 muvazzaf subay ile emekli Tuğgeneral İzzet Ocak, emekli Korgeneral Metin Yavuz Yalçın ve emekli Albay Kubilay Aktaş'ın da tutuklanmalarına karar verildi.

Son olarak dün gece adliyeye sevk edilen Tümamiral Semih Çetin ile Tuğamiral Turgay Erdağ'ın da aralarında bulunduğu 9 muvazzaf asker ile eski Genelkurmay (http://www.cnnturk.com/guncel.konular/genelkurmay/175/index.html) Başkanlığı Stratejik Araştırmalar ve Etüt Merkezi Başkanı emekli Tuğgeneral Süha Tanyeli ile emekli bir asker daha tutuklandı.

http://cdn1.cnnturk.com/Handlers/File.ashx?FileID=313212

Dün sabah saatlerinde adliyeye getirilen eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına ile eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı nezaretinde yapılan savcılık sorgularının ardından serbest bırakıldı. Adliyeye sevk edilen eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Ergin Saygun'un ise savcılık sorgusunun ardından denetimli olarak serbest kaldığı öğrenildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı, bu gelişmelerin ardından emekli Orgeneral İbrahim Fırtına ve emekli Oramiral Özden Örnek'in serbest bırakılmasına ilişkin, "Aralık ayında yine ifadelerini alıp serbest bırakmıştık. Delilleri karartma teşebbüslerine rastlamadık. Dolayısıyla 2-3 ay (http://www.cnnturk.com/guncel.konular/ay/362/index.html) önce serbest bıraktığımız halde adreslerini terk etmedikleri için bu gerekçeyle kaçmayacakları düşüncesiyle serbest bıraktık" açıklamasını yaptı.

Gazetecilerin, "Haklarındaki soruşturma devam ediyor mu?" sorusu üzerine, Çolakkadı, "Tabii devam ediyor. Sadece serbest bıraktık, soruşturma sürüyor. Şu an için içeriğine giremiyorum. Yani serbest bırakma gerekçemiz bu..." dedi.


thundergirl

28.02.2010, 00:18

cetin dogan ve engin alan kimdir?

Çetin Doğan ve Engin Alan'ın isimleri Balyoz iddialarında nasıl geçiyordu? İşte detaylar... (http://video.cnnturk.com/2010/haber/2/27/cetin-dogan-ve-engin-alan-kimdir)


thundergirl

28.02.2010, 00:32

Balyoz Planı iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında tutuklanan eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan ile emekli Korgeneral Engin Alan, cezaevine gönderildi. Operasyon kapsamında 33 kişi tutklandı. (http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=118032&kw=Komutanlar+Silivri'de)

Emekli Orgeneral Doğan'ın avukatı Celal Ülgen, gazetecilere yaptığı açıklamada, ''yoğun bir hukuk uğraşısından sonra Çetin Doğan ve Engin Alan'ın tutuklanmasına karar verildiğini'' söyledi.

Türkiye'de ciddi hukuki sorunlar olduğunu ve hukukun ciddi bir biçimde tehlike altında bulunduğunu iddia eden Ülgen, şöyle konuştu:
''Ülkemizin başta gelen sorunu, yargının bağımsızlığıdır. Bu konuda ciddi sorunlar var. Yargılamanın içeriğini etkilememek için bu aşamada herhangi bir şey söylemiyoruz, ama kamuoyunun bilmesi gereken bir şey var; ortada iki tane plandan bahsediliyor. Birisi sahte, kurmaca ve belli bir merkez, belli bir oligarşik güç tarafından hazırlanmış plan. Diğeri resmi, Genelkurmayın bilgilerinde olan plan. Bu iki plan arasında birtakım benzerliklerden yararlanılarak birtakım sorularla karşılaştık, ancak içten, samimi, ayrıntılı açıklamalarımıza karşın bir sonuç alamadık.''
Tutuklanan müvekkili emekli Orgeneral Doğan ile emekli Korgeneral Alan'ın 1. Ordu bünyesinde görevli olduklarına dikkati çeken Ülgen, 1. Ordu'nun görev alanının Trakya'dan Adapazarı'na kadar olduğunu, isnat edilen ''hükümeti cebir ve şiddet yoluyla devirmek'' suçunun, Tekirdağ'dan İstanbul'a kadar olan bölgeden Ankara'yı devirmek anlamına geldiğini belirtti. Ülgen, ''Böyle bir şey olabilir mi?'' diye sordu.
Ülgen, ''Demokratik çabamızla mücadelemizle tüm halkın demokrasiye olan sevdasıyla Türkiye mutlaka aydınlık günlere ulaşacaktır. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın'' dedi.
''Doğan'ın sorguda ne dediği'' yönündeki soruyu da Ülgen, ''Ne savcılıkta, ne de sorgu sırasında kendisine karşı somut bir suçlama, yalnız Çetin Doğan'a değil, Engin Alan arkadaşımıza, komutanımıza karşı da somut bir suçlama yok. 'Siz şunu dediniz, siz şunu yaptınız' yok. Sadece ve sadece 'falan şunu, filan bunu demişti' gibi laflar var'' diye yanıtladı.
Bir gazetecinin, ''Genelkurmayda onaylanan bir belgeden söz ettiniz. Hangi belge bu?'' sorusuna karşılık da Ülgen, ''Onaylanan değil, Genelkurmay kayıtlarında olan resmi jenerik plandan bahsediyoruz. Seminer... 'Balyoz' diye bir plan yok. 'Balyoz' diye plan kurmaca, sahte. 11 sayfalık belge, işte 'Balyoz' dedikleri kurmaca belge. Onun altında şöyle bir imza var; 'Balyoz Sıkı Yönetim Komutanı' ve bizim müvekkilin ismi var. İmza değil, isim'' diye konuştu.

''Islak imza ve ses kaydı örneği alınmadı''

Emekli Orgeneral Doğan'ın tutuklanma gerekçesi olarak ''kuvvetli suç şüphesinin'' gösterildiğini aktaran Avukat Celal Ülgen, sorgulamada ıslak imza ve ses kaydı örneği de alınmadığını belirtti.
Avukat Ülgen, ''askeri savcıdan sorgulama savcılığına gönderilen bilirkişi raporuna'' ilişkin soru üzerine de ''Askeri savcıdaki bilirkişi raporunun sadece sahte olan 'Balyoz' planıyla ilgili olduğunu söyleyeyim. Bugün de televizyonlarda aynı konuda açıklama yaptılar'' dedi.
Türkiye'de ciddi hukuk sorunu olduğu görüşünü yineleyen Ülgen, ''Savunmaya ne kadar az şey gösterirsek, o kadar yararlıdır düşüncesi var. Bize hiçbir belge, hiçbir şey gösterilmedi'' diye konuştu.
Ülgen, tutuklama kararıyla ilgili itirazda bulunacaklarını ve hukuku sonuna kadar zorlayacaklarını ifade ederek, sorguya İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı'nın girmediğini de söyledi.
Sorguda 100'den fazla sorudan yaklaşık 60'ının sorulduğunu bildiren Ülgen, Çetin Doğan'ın tutuklandığını öğrendiğinde, ''Mücadele şimdi başladı'' dediğini ifade etti.


thundergirl

28.02.2010, 00:37

Askeri savcılık "darbe planı" iddiasını yalanladı (http://www.cnnturk.com/2010/turkiye/02/26/askeri.savcilik.darbe.plani.iddiasini.yalanladi/565513.0/index.html)

Birinci Ordu Askeri Savcılığı, "Bugüne kadar yapılan inceleme ve araştırmalar sonucunda 'Balyoz darbe planı'nın ve bu plana dayanak teşkil eden çeşitli eylem planlarının gerçek olduğuna dair Askeri Savcılıkça herhangi bir tespite varılamadığını" bildirdi.


Birinci Ordu Askeri Savcılığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, "Bugün bir gazetede ve bu gazete haberine dayalı olarak bazı televizyon kanallarında Askeri Savcılık tarafından görevlendirilen bilirkişinin de 'Balyoz darbe planını doğruladığı' şeklinde haber ve yorumlara yer verildiği" belirtildi.

Askeri Savcılıkça başlatılmış olan soruşturmanın halen devam ettiği vurgulanan açıklamada, "Ancak, bugüne kadar yapılan inceleme ve araştırmalar sonucunda adı geçen darbe planının ve bu plana dayanak teşkil eden çeşitli eylem planlarının gerçek olduğuna dair Askeri Savcılığımızca herhangi bir tespite varılamamıştır. Dolayısıyla söz konusu seminer faaliyetlerinin darbe planı teşkil ettiğini söylemek mümkün değildir" görüşüne yer verildi.

Açıklamada şunlar kaydedildi: "Yapılmakta olan soruşturma kapsamında seminer faaliyetlerine yönelik teknik bilgiye ihtiyaç duyulmuş ve bu maksatla bilirkişi görevlendirmesi yapılmıştır. Bilirkişi; bu konudaki raporunu hazırlarken temin edilen söz konusu üç adet DVD, bir adet CD'de herhangi bir sahtecilik yapılmadığı düşüncesi altında, içeriğindeki bilgilerin gerçek olduğu, söz konusu plan seminerinin icrası kapsamında kullanıldığı faraziyesine dayanarak hareket etmiş, bu durum bilirkişi raporunun üçüncü maddesinde de açıkça belirtilmiştir.

Ancak, bilirkişi raporu kamuoyunu yanıltacak tarzda haber konusu yapılarak söz konusu dokümanların gerçek olduğu izlenimi yaratılmaya çalışılmıştır. Haber konusu edilen bilirkişi raporu, İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine, kendilerinin görevlendirdiği memurlara yürütülen soruşturmanın gizliliği esas alınarak 24 Şubat 2010 tarihinde teslim edilip gönderilmiştir."


thundergirl

28.02.2010, 00:47

CHP Lideri Deniz Baykal, "Sen tutacaksın, Habur'da PKK'li teröristlerin ayağına hakimleri taşıyacaksın, bunu yazanları da korkutacaksın" diyerek Başbakan'ı eleştirdi. (http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=118124)


thundergirl

28.02.2010, 00:52

Я так и знал. Эти нахчыванцы везде захватили власть.


:crazy:

Мы вездесущи!!!:3dflagsdotcom_azerb:bayrak-anim2:


Natiq Ceferli

01.03.2010, 13:08

"Смена парадигм" в турецком обществе, или Сможет ли "эрдогановская демократия" стать антитезой "кемалистской"?


http://www.zerkalo.az/2010-02-27/politics/7488-tandem-demokratiya-ad


spectator

02.03.2010, 15:25

...This is a confrontation that Mr Erdogan must win. It is unacceptable in a would-be EU member for the army to be immune from civilian courts, have a veto over policy, block a settlement in Cyprus, or intimidate the Government...
Это противостояние, которое Эрдоган должен выиграть. Для страны, претендующей на вступление в ЕС, не приемлемо иметь армию, не подлежащую гражданскому суду, имеющую право политического вето, препятствующую решению кипрского вопроса, представляющую угрозу власти.


High Noon in Turkey
The confrontation between Ankara and the army could prove catastrophic (http://www.timesonline.co.uk/tol/comment/leading_article/article7044665.ece)


Это противостояние, которое Эрдоган должен выиграть. Для страны, претендующей на вступление в ЕС, не приемлемо иметь армию, не подлежащую гражданскому суду, имеющую право политического вето, препятствующую решению кипрского вопроса, представляющую угрозу власти.


High Noon in Turkey
The confrontation between Ankara and the army could prove catastrophic (http://www.timesonline.co.uk/tol/comment/leading_article/article7044665.ece)

Т.е. сильная Турция не нужна. Нужна управляемая Турция. Управляемая кем?


Baltazar

02.03.2010, 17:26

http://www.google.com/url?sa=t&source=web&ct=res&cd=1&ved=0CAYQFjAA&url=http%3A%2F%2Fwww.silkroadstudies.org%2Fnew%2Fd ocs%2Fsilkroadpapers%2F0908Ergenekon.pdf&ei=zRaMS9_3JozF4gaY7_2tDw&usg=AFQjCNG5mdOApCv5TuaBRPUjz1W7eXyBGA&sig2=DihXeAJJGqCow4mP96ZsPw


Т.е. сильная Турция не нужна. Нужна управляемая Турция. Управляемая кем?
Ну, сильная или слабая-это термины для сравнения...с кем будем сравнивать? с UK? Турция слабее UK, несмотря что армия в UK подконтрольна и испольнительной и законодательной власти...


Ну, сильная или слабая-это термины для сравнения...с кем будем сравнивать? с UK? Турция слабее UK, несмотря что армия в UK подконтрольна и испольнительной и законодательной власти...
Да. Но UK и USA, и даже все эти Германии, Франции это одна шайка-лейка. Их интересы одниковы в целом. Но интересы Турции разве совпадают с ними?

И если Турция будет управляема ими, то кому это выгодно? Туркам?


Baltazar

02.03.2010, 20:15

ISTANBUL — The detention of top military officers in Turkey last week was nothing less than a quiet piece of history. The military, long considered untouchable in Turkey, was pushed from its political pedestal with startling finality.
The moment, years in the making, was more whimper than bang. But it still raises an existential question for this NATO member: What sort of country will Turkey be?
The question goes to the very heart of modern Turkey, a Muslim democracy whose military was a potent force in the country’s political life for most of its 86-year history. Its strictly secular ideology permeated all aspects of public life, including the education system, the judiciary and the bureaucracy. The military, long considered the ultimate guardian of that secularism, has overthrown elected governments to protect it.
Not only has the military been politically defanged, but it has also proved unable or unwilling to fight back. Dozens of officers were detained last week, and several senior ones were arrested. Top military leaders met and managed to produce only a brief statement, never mind a coup.
“What came out of that?” said Baskin Oran, a professor of international relations at Ankara University. “A big nothing. This is finished. Turkey has crossed the border.”
Now the country is shedding its skin, sloughing off an outdated doctrine, but nervous about what will take its place.
“The old ideology is bankrupt, that much we know,” said Soli Ozel, a professor of political science at Bilgi University. “But what are we going to be putting in its stead? How will we filter the world around us? How will we see ourselves?”
Turkey is moving into uncharted territory, causing deep anxiety among millions of secular Turks who fear that the country’s domineering prime minister, Recep Tayyip Erdogan — a former Islamist who won 47 percent of the vote in the last election and now controls many of the country’s institutions — will trample their rights.
That worry deepened Monday, when the Turkish authorities made two more controversial arrests — of an active duty general and a state prosecutor who had investigated Islamic networks, Turkey’s Anatolian News Agency reported.
How Turkey resolves this identity crisis will reverberate well beyond its borders. The country has the second largest army in NATO after the United States. It is strategically placed, with the former Soviet Union to the north and the Middle East to the south. It is a candidate for membership in the European Union. Decades of growth have made it the seventh largest economy in Europe.
Last week’s detentions and arrests capped a month of high political drama that began in January, when a small independent newspaper, Taraf, published what it said were military documents from a 2003 meeting describing preparations for a coup.
The documents were brought in a suitcase, Taraf’s editors said, and included diagrams of two Istanbul mosques that were to have been bombed, creating an emergency that would justify a military takeover.
The military acknowledged that a meeting had taken place, but said that it was focused only on external threats. The army chief vehemently denied plans for bombings or a coup.
Even so, on Monday of last week, the Turkish authorities began detaining military officers and by the end of the week had more than 60 in custody, including two top retired generals.
“Now the army is completely pacified, eliminated as a power from the political scene,” said E. Haldun Solmazturk, a retired general. “Now the military is touchable.”
That is a profound historical change. Modern Turkey was founded in 1923 by an army general, Mustafa Kemal Ataturk, who imposed radical changes in language and habits on a largely illiterate, agrarian society. The military, together with the judiciary and state bureaucracy, wielded immense power, guarding Turkish democracy “as if the country was a perpetually immature child,” said Halil Berktay, a history professor at Sabanci University in Istanbul.
“The military came to acquire a sense of, ‘this is our land, this is our Republic,’ ” he said. It deposed elected governments four times, most recently in 1997.
That role began to change with the rise of Mr. Erdogan, a tough-talking Istanbul mayor representing a rising underclass of religious Turks. He was a confounding mix, from a background of political Islam, but with an agenda of bringing Turkey into the European Union, where his supporters did most of their business.
Although he was despised by the secular establishment, his party, Justice and Development, won a national election in a landslide in 2007.
The election vastly diminished the military’s role in politics, but that was changing anyway. None of the alleged coup plots cited by prosecutors ever came to pass because the top leadership stopped them.
And the fact that the military has not responded to the arrests — which include a sprawling legal proceeding against 200 people that began in 2007 — reflects a leadership that is opposed to intervention. The current chief of the army, Gen. Ilker Basbug, has spoken out against military meddling and is believed to have had good relations with Mr. Erdogan.
But to Mr. Erdogan’s critics, the arrests look suspiciously like raw efforts to silence the opposition. And now that he has control over most of the levers of power — the presidency, the government bureaucracy and Parliament — they worry that his impulses will be unchecked.
Many believe that the police and prosecutors have been hijacked by an Islamic network led by Fetullah Gulen, a Turkish preacher who lives in the United States. Nedim Sener, a journalist who has written a book on the network, said the involvement of Mr. Gulen’s followers was an “open secret.”
A looming fear is that the last remaining institution with any power to oppose him, the judiciary, will soon fall to his Islamic supporters, who are unlikely to be less ideological than their rigidly secular predecessors.
Even those who are happy to see Mr. Erdogan prevail say he is a flawed leader with autocratic tendencies. His biggest critic, Aydin Dogan, a businessman and publisher, was slapped with a giant fine last year, and journalists who work for his newspapers say spunky criticism is dead.
Mr. Ozel, the political scientist, described Mr. Erdogan’s party as “a democratizing force, but not necessarily a democratic one.”
Yildiray Ogur, an editor at Taraf who worked on the exposé that led to last week’s arrests, defended the legal cases, saying today’s Turkey was a slow-motion version of the Soviet Union in 1991, when idols fell and people came out of the woodwork confessing secrets.
For better or worse, Mr. Ozel says, former Islamists like Mr. Erdogan are the only ones engaged in the project of creating a new Turkey, with the secularist party “either incapable or unwilling to be part of the process,” routinely blocking legislation required for European Union membership.
But Mr. Sener fears this new Turkey will exclude people like him. “They say this is about democracy, but it ends up increasing their hold on power,” he said.
Mr. Oran of Ankara University dismisses those fears. Borrowing a thought from Marx, he noted that Mr. Erdogan’s supporters, once Islamist and working class, had grown comfortable, sowing the seeds of the party’s transformation. “It has become bourgeois,” Mr. Oran said. “They will always be Muslims, but they won’t be Islamists.”


thundergirl

03.03.2010, 01:38

İşsiz sayısı 860 bin kişi arttı (http://www.cnnturk.com/2010/ekonomi/genel/03/02/issiz.sayisi.860.bin.kisi.artti/565841.0/index.html)

Tüm dünyanın olduğu gibi Türkiye'nin de en büyük sorunu olan işsizlik (http://www.cnnturk.com/guncel.konular/issizlik/258/index.html), 2009 yılında yakıcı boyutlara ulaştı. İşsizlik krizin de etkisiyle 3 puan birden artarak yüzde 14'e çıkarken, genç işsizliği yüzde 25.3 ile yeni bir rekor kırdı. Kentsel bölgelerde durum daha da kötü. Kentlerde yaşayan her 100 gencin 28'i işsiz.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2009 Aralık ayı işsizlik (http://www.cnnturk.com/guncel.konular/issizlik/258/index.html) rakamlarını açıkladı.

2008 yılında yüzde 11 olan işsizlik (http://www.cnnturk.com/guncel.konular/issizlik/258/index.html) oranı 2009 yılında 3 puan artarak yüzde 14'e yükseldi.

Böylece Türkiye genelinde işsiz sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre 860 bin kişi artarak, 3 milyon 471 bin kişiye yükseldi.

2009 yılında, Türkiye'de kurumsal olmayan nüfus, bir önceki yıla göre 818 bin kişilik bir artışla 70 milyon 542 bin kişiye, kurumsal olmayan çalışma çağındaki nüfus ise 914 bin kişi artarak, 51 milyon 686 bin kişiye ulaştı.

Söz konusu dönemde istihdam edilenlerin sayısı, bir önceki yıla göre 83 bin kişi artarak 21 milyon 277 bin kişiye yükseldi.

Tarım sektöründe çalışan sayısı 238 bin kişi artarken, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı da 155 bin kişi azaldı.

2009'da istihdam edilenlerin yüzde 24,7'si tarım, yüzde 19,4'ü sanayi, yüzde 5,9'u inşaat, yüzde 50'si ise hizmetler sektöründe yer aldı.

Önceki yılla karşılaştırıldığında, tarım sektörünün, istihdam edilenler içindeki payı 1 puan, hizmetler sektörünün payı 0,5 puan yükseldi, buna karşılık sanayi sektörünün payı 1,6 puan azaldığı, inşaat sektörünün payının değişmediği görüldü.

Genç nüfusta işsizlik (http://www.cnnturk.com/guncel.konular/issizlik/258/index.html) oranı yüzde 25,3

Türkiye genelinde işsiz sayısı da 2008 yılına göre 860 bin kişi artarak, 3 milyon 471 bin kişi oldu. İşsizlik oranı yüzde 14 seviyesinde gerçekleşti.

2009 yılında kentsel yerlerde işsizlik (http://www.cnnturk.com/guncel.konular/issizlik/258/index.html) oranı 3,8 puanlık artışla yüzde 16,6, kırsal yerlerde ise 1,7 puanlık artışla yüzde 8,9 oldu.

Türkiye'de tarım dışı işsizlik (http://www.cnnturk.com/guncel.konular/issizlik/258/index.html) oranı bir önceki yıla göre 3,8 puanlık artışla yüzde 17,4 seviyesinde gerçekleşti. Bu oran erkeklerde geçen yılın aynı dönemine göre 3,7 puanlık artışla yüzde 16'ya, kadınlarda ise 3,8 puanlık artışla yüzde 21,9'a yükseldi.

Genç nüfusta işsizlik (http://www.cnnturk.com/guncel.konular/issizlik/258/index.html) oranı yüzde 25,3 olarak açıklandı. 2008 yılında söz konusu oran yüzde 20,5 düzeyindeydi.


Turku Kettola

03.03.2010, 11:57

Если эти арестованные офицеры виновны и суд докажет их вину- то пусть отвечают перед законом.

Однако главное - не перегнуть палку.
"Победа" проатлантически настроенных генералов над проевразийски (считай-независимо) настроенными высшими офицерами может привести к ослаблению армии,ее подлинной управляемости из Вашингтона, а отсюда ослаблению устойчивости Турции как государства. Видимо представители АКП решили играть в многомерную игру и с развитием отношений с Россией собой заменить расформирующуюся (про-евразийски настроенные офицеры) структуру. Опасная игра...


Oğuz

03.03.2010, 12:55

Видимо долго – целую вечность придется ждать, пока ангелочки корпоративной справедливости оповещать форум, расскажут о важнейших новостях, хотя бы, чтоб выглядеть последовательным, очистить свою совесть. Спасибо – убедили, что ее у вас нет!

Языглар олсун!

И так: Военная Прокуратура Турции подтвердила подлинность документов, подписей и признал, что все это план военного переворота!

АРМИЯ призналась!

Оппозиция оказалась в глубокой заднице!

Askeri bilirkişiden çarpıcı tespitler (Askeri bilirkişi - военный эксперт-специалст)

İşte askeri savcılık tarafından hazırlatılan o rapor (заключение военной прокуртуры)

02.03.2010 10:13 Salih AYDIN - AHT

Türkiye'nin günlerdir tartıştığı Balyoz Darbe Planı iddalarıyla ilgili olarak Askeri Savcılık tarafından yaptırılan bilirkişi raporunda şok tespitler yer aldı. Kurmay Binbaşı Ahmet Erdoğan tarafından hazırlanan 34 sayfalık bilirkişi raporda, balyoz planının sıkıyönetim döneminde uygulanacak tedbirlerin ötesinde plan ve faaliyetleri içerdiği ve hükümeti devirip devlet idaresine el koymayı ön gördüğü belirtiliyor.

KARA KUVVETLERİNDEN GİZLENDİ

Kurmay Binbaşı Ahmet Erdoğan, belgelerin orjinalleri üzerinden yaptığı inceleme sonucunda 34 sayfalık bilirkişi raporu hazırladı. Binbaşı Erdoğan, 5-7 Mart 2003 tarihlerinde 1'inci Ordu Komutanlığı'nda yapılan 26'sı general 121'i subaydan oluşan 147 personelin katıldığı seminerle ilgili raporunda çok çarpıcı tespitlere yer verdi. Bilirkişi Erdoğan'a göre, Balyoz Harekat Planı'nın konuşulduğu ileri sürülen seminerde, "Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryo"nun Kara Kuvvetleri Komutanlığı'ndan gizlendiği belirtildi; üst komutanlığın emrine rağmen toplantıya katılan general ve subaylar emri yerine getirmedi.

SEMİNER AMACINDAN SAPTI

Bilirkişi raporuna göre plan semineri, 1. Ordu Komutanlığı tarafından Yunanistan'a karşı Trakya Bölgesi'nde düzenlenecek bir harekatta kullanılması planlandı ancak amacından saptı. Seminerde Kara Kuvvetleri Komutanlığı emrine rağmen Alternatif Harekat Planlarına ağırlık verildi. Böylece "Kolordu plan tatbikatlarının ordu plan seminerinin başlangıçta konulan maksatlardan uzaklaştığı" belirtildi. Bu durumun Seminer Uygulama Emri ile Seminer Sonuç Raporundaki farklılıklardan tespit edildiği de vurgulandı.

GÖZLEMCİLER DE MÜDAHALE ETMEDİ

-Askeri bilirkişiye göre, Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryo'nun (OEYTS) uygulandığı gizli seminere 3 general ve 12 subay gözlemci olarak katıldı. Ancak bu gözlemciler, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın aksi yöndeki emrine rağmen "Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryo"nun konuşulmasına herhangi bir müdahalede bulunmadı. Gözlemci general ve subayların müdahale ettiklerini gösteren bir kayda da rastlanmadı.

ALTERNATİF SONUÇ RAPORU HAZIRLANDI

-Askeri bilirkişi Binbaşı Erdoğan, OEYTS'nin seminerde kullanıldığının gizlendiğini de vurgulayarak "Alternatif bir başka seminer sonuç raporunun hazırlandığının tespit edildiği ancak bunun yayınlanıp yayınlamadığını tespit edemediğini" belirtti.

PLANLAR BİRBİRİNE BENZİYOR

-Binbaşı Ahmet Erdoğan, 5-7 Mart tarihli seminerden sonra Kara kuvetleri Komutanlığı'nın bu seminerle ilgili herhangi bir değerlendirme yaptığını gösteren bir yazışmaya rastlanılmadığını da raporunda ifade etti. OEYTS'nin incelendiğinde, Balyoz Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından "Balyoz Güvenlik Harekat Planı" adıyla hazırlanan harekat planına ait olduğunu ve bu planın basında yer alan Balyoz Darbe Planı'na benzediği de vurgulandı.

SİLAHLI KUVVETLERİN YETKİSİ DIŞINA ÇIKILDI

Askeri savcı seminerde yapıldığı belirtilen ses kayıtlarını ve dökümanları da inceledi ve bu inceleme ile ilgili raporunda şok bir tespite yer verdi.. Binbaşı Erdoğan, seminerde bazı siyasetçilerin fotoğraflarının kullanıldığını kayda geçirdikten sonra, "Silahlı Kuvvetler'in yetki alanı dışına çıkan konuşmalara rastlanması nedeniyle seminerde Balyoz Güvenlik Harekat Planı'nın ifşa olmayacak bir seviyede görüşülmüş olabileceği"ni raporuna yazdı.

'BALYOZ SIKIYÖNETİMİN BİLE ÖTESİNDE'

Binbaşı Erdıoğan'ın rapordaki en çarpıcı tespiti ise, "Balyoz Harekat Planı'nı hükümeti devirip devlet idaresine el koymayı öngören bir plan" olarak tanımlaması oldu. Binbaşı Ahmet Erdoğan, bu tespiti yapmadan önce Sıkıyönetim Uygulamaları Yönergesi'ni de inceledi ve raporunda şu ifadelere yer verdi: "Balyoz Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından hazırlandığı anlaşılan Balyoz Güvenlik Harekat Planı'nın ise Sıkıyönetim Uygulama Esasları'nın ötesinde tedbirleri ve faaliyetleri içeren bir plan olduğu ve Hükümeti devirip devlet idaresine el koymayı öngören bir plan olduğu..."

SINIRLI SAYIDA PERSONEL KATILDI

Bilirkişi 'ÇARŞAF' , 'SAKAL' , 'ORAJ' ve 'SUGA' adlı kaos planlarında yer alacağı iddia edilen personel listesini de inceledi. Askeri bilirkişi, listede seminer çalışmalarına katılan ancak plan çalışmasına katılmayan isimler olduğunu belirterek, "Sınırlı sayıda personelin katılımı ile icra edileceği anlaşılmaktadır" dedi.

KOZMİK BÜRODA SAKLANMA EMRİ YERİNE GETİRİLMEDİ

Askeri bilirkişi Erdoğan, plan seminerinde askeri hiyerarşi ve usüllerin de toplantıya katılanlar tarafından ihlal edildiğini raporunda yer verdi. Seminerde kullanılan evrakın üst makamların emrine göre kozmik büroda saklanması ve seminere ait bilgilerin bilgisayarlardan silinmesi yönündeki emre rağmen, birliklerden bu emirlerin yerine getirildiği gösteren yeterli sayıda resmi yanıt verilmediğini söyledi...

SEMİNER PLANI DA 'PLANLI' KAÇIRILDI

Значение слова "ütmek" в словаре турецкий языка

НОВОСТИ, В КОТОРЫХ ВСТРЕЧАЕТСЯ ТЕРМИН «ÜTMEK»

Здесь показано, как национальная и международная пресса использует термин ütmekв контексте приведенных ниже новостных статей.

AK Parti'ye kaybettiren 3 madde

MHP'den daha çok Devlet Bahçeli'nin konuşulduğunu söyleyen Yıldız şu açıklamalarda bulundu. Oynamaktan maksat ütmek derler bizim buralarda. Seçime ... «Sonsayfa, Окт 15»

'Kayseri'de vaziyet bıçak sırtı'

'Oynamaktan maksat ütmek derler bizim buralarda' merak ediyorum sözü nereye getirecek. 'Seçime girmekten bir maksat mevcut. Seçime iktidar olmak için ... «Aktif Medya, Окт 15»

Taner Yıldız: Kayseri'de durum bıçak sırtı

'Oynamaktan maksat ütmek derler bizim buralarda' merak ediyorum sözü nereye getirecek. 'Seçime girmekten bir maksat var. Seçime iktidar olmak için ... «Vatan, Окт 15»

Demircilerin "kelle Paça" Mesaisi

Demirciler, dünden bu yana demir dövdükleri ocaklarını bu defa kelle ütmek için yakıyor. Bayramyeri'ndeki tarihi Kaleiçi Çarşısı Demirciler Caddesi'ndeki ... «HABERTURK, Сен 15»

Bu şehirde 'Kelle Ütmek' yasaklandı!

Bu şehirde 'Kelle Ütmek' yasaklandı! Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığına bağlı ekipler kelle üten demircileri denetledi. Zabıtalar, demircilere ihtar ... «Sabah, Сен 15»

Kelle ütmek yasaklandı

Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı'na bağlı ekipler, kelle üten demircileri denetledi. Zabıtalar, demircilere ihtar vererek, Kurban Bayramı'nda kelle ... «Güncel Gazete, Сен 15»

Yok artık Fuat Avni…3 ay önce bu tweeti attı…Ne dediyse çıktı …

Baykal'ı çağırmak ve Davutoğlu'nun önünü açıyor gibi yapmak, milleti ütmek ve CHP'yi birbirine düşürmekten öte bir şey değil. 14. Baykal'la görüşme yapma ... «Taraf, Сен 15»

Korkusuz'dan Manşet: Davutoğlu Seçim Startını Türkeş'in Mezarında …

... göre HDP'nin 1 Kasım'daki seçimlerde baraj sorununun olmayacağını ortaya çıkması sonrası AKP'nin Milliyetçi oyları ütmek için MHP'yi hedefe koyacağı iddia ... «Aktif Haber, Сен 15»

Davutoğlu'ndan Bahçeli'ye ÇOK AĞIR SÖZ: Yüzünde Hayat Emaresi …

Yeniçağ Gazetesi Yazarı Ahmet Takan da Saray ve AKP'nin milliyetçi oyları ütmek için bu seçimlerdeki hedefinin MHP olacağını yazmıştı. İşte tam da bu ... «Aktif Haber, Авг 15»

Kamu görevlileri toplu sözleşmesindeki memur zammı "fos" çıktı

Yani çıkan tabloda Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın ifadesine göre "Siyasetçinin görevi oy ütmek" ise de bu tablonun baş sorumlusu AKP iktidarı için ... «Millet, Авг 15»


ССЫЛКИ

« EDUCALINGO. Ütmek [онлайн]. Доступно на <https://educalingo.com/ru/dic-tr/utmek>. Июн 2023 ».

Снимки экрана

Описание

Türkçe Gazeteler: İngiltere ve Almanya'daki en çok satan gazete uygulaması artık Türkiye’de.

Türkçe Gazeteler: Yurt, Karar, Ortadogu, Cum Huriyet, Dirilis Postasi, Gunboyu, Yeni Asir, Şok, AA, Aydinlik Gazete, Türkiye, Hürriyet, Korkusuz, Turkey Gazete, Aljazeera, Istanbul Post, Radikal, Haber 3, Ekonomi, Hürriyet Aile, Evrensel, Hürriyet Daily News, Yenica Gazetesi, Dokuz Sutun, National Turkey, Good morning Turkey, Akşam, Yeni Mesaj, Yeni Birlik, Yeni Asya, Daily Sabah, NtvMsnbc, Tekno Kulis, Yeni Şafak, Haberler, Mynet Haber, ATV, Sabah, Turgutly Yanki, Gazete Ankara, CPJ, Takvim, Aujourd'hui la Turquie, Sözcü, A Haber, Tech Blitz, TRT World, İnternet Haber, Star, En Son Haber, Vatan, Şalom, Istiklal, Pas Fotomaç, Property Turkey, Made in Turkey, Milliyet, Milli Gazete

Uygulamanın bazı özellikleri:

+ Türkiye’de yayımlanan onlarca belli başlı gazeteye erişim, mükemmel kullanıcı arayüzü, iPhone/iPad üzerinde evrensel uygulama.

+ Her gazeteyi bölümlerine göre okuyabilirsiniz: Dünya, Yerel, Siyaset, Spor, Ekonomi, Teknoloji, Bilim, Sağlık, Sanat, Seyahat vb…

+ Makalenizi tek bir dokunuşla Facebook, Twitter, Instapaper, Pocket, Evernote’ta paylaşabilirsiniz. Ya da makaleyi kopyalayabilir, eposta ve SMS ile gönderebilir, Safari’de açabilirsiniz.

+ Tüm gazeteleri/blogları iPhone/iPod Touch cihazlarınıza tek bir dokunuşla indirebilirsiniz. Tüm gazete haberlerini internet bağlantısı olmaksızın okuyabilirsiniz (sadece başlıklar ve özetler).

+ Gazetelerinizi/bölümlerinizi ön sayfada arzu ettiğiniz gibi organize edebilirsiniz

+ Görme engelli kullanıcılarımız için seslendirme erişimi desteği vardır

Uygulamaya ilişkin bazı görüşler:

+ “Haber kaynaklarının harika bir derlemesi olmuş; ilgimi çeken haberlere erişmek çok kolay. Basit bir Kullanıcı Arayüzü tasarımı var, her şey sadece tek bir dokunuş kadar uzakta.”

+ “Harika bir uygulama, ülkemdeki olaylardan haberdar olmak için her gün kullanıyorum.”

Sizin de düşüncelerinizi duymak isteriz, lütfen bize mesaj göndermekten çekinmeyin: [email protected] ya da isterseniz AppStore üzerinde kolayca görüşünüzü yazabilirsiniz.

SSS: https://www.sunflowerapps.eu/faq
Gizlilik Politikası: https://www.sunflowerapps.eu/privacy_policy
Şartlar ve Koşullar: https://www.sunflowerapps.eu/terms

Версия 3.1.0

Uygulamanın kullanıcı deneyimini önemli ölçüde iyileştirin
Uygulamayı Türk Gazetelerini takip etmek için en iyi haber uygulaması yapmak için hata düzeltmeleri ve performans iyileştirmeleri içerir

Конфиденциальность приложения

Разработчик Hoang Pham указал, что в соответствии с политикой конфиденциальности приложения данные могут обрабатываться так, как описано ниже. Подробные сведения доступны в политике конфиденциальности разработчика.

Связанные с пользова­телем данные

Может вестись сбор следующих данных, которые связаны с личностью пользователя:

Не связанные с пользова­телем данные

Может вестись сбор следующих данных, которые не связаны с личностью пользователя:

  • История поиска
  • Данные об использова­нии
  • Диагностика

Конфиденциальные данные могут использоваться по-разному в зависимости от вашего возраста, задействованных функций или других факторов. Подробнее

Информация

Провайдер
Hoang Pham

Размер
53 МБ

Категория
Новости

Совместимость
iPhone
Требуется iOS 10.0 или новее.
iPad
Требуется iPadOS 10.0 или новее.
iPod touch
Требуется iOS 10.0 или новее.
Mac
Требуется macOS 11.0 или новее и компьютер Mac с чипом Apple M1 или новее.

Возраст
4+

Copyright
© Newsstand Today

Цена
Бесплатно

Другие приложения этого разработчика

Вам может понравиться

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir