kadın da yumurtlama kac gun surer / VÜCUDUNUZU TANIYIN | HAMİLE KALMAYA ÇALIŞIRKEN | Predictor®

Kadın Da Yumurtlama Kac Gun Surer

kadın da yumurtlama kac gun surer

Kadınlarda üreme sisteminin çalışması, gebe kalınabilmesi için en önemli koşul yumurtlamanın gerçekleşmesidir. Yumurtlama, yumurtalıkların birinden bir veya daha fazla sayıda yumurtanın bırakılması, korumasız cinsel ilişki halinde sperm için döllenebilmeye hazır olmasıdır. Yumurtlama, iki adet dönemi arasında üremeye elverişli olunan zamanın sonuna doğru gerçekleşir. Yumurtalıkların içinde her ay 3 – 30 yumurta olgunlaşır, bunlardan en olgun yumurta içinde olduğu folikül adlı kesecikten dışarı bırakılır ve fallop tüplerinden birine doğru yollanır. Fallop tüpleri yumurtalıkları rahme bağlayan kanallar şeklindedir. Bu tüpler aracılığıyla o ay yumurtalıktan çıkan yumurta spermle buluşabilir.

Yumurtlama her ay olur mu?

Yumurtlama, üreme çağındaki kadınların ortalama her ay yaşadıkları rutin bir fonksiyondur. Genellikle ideal olan 28 günlük adet döngüsünün 14. gününde bu yumurtlama işlevi gerçekleşir. Bu esnada bir yumurta yumurtalıkların birinden dışarı salınır ve fallop tüpü aracılığıyla rahme ulaşır. Yumurtalıkların yumurta bırakma işlemi, rutin olarak gerçekleşen bir olay değildir. Çünkü yumurtlama işlemi çok farklı faktörlerden etkilenmektedir. Sağlıklı çalışan yumurtalıklardan birindeki folikül, adet döngüsünün 6. ve 14. günleri arasında olgunlaşmaya başlar. Bu sürecin 10. ve 14. günleri civarında, bu foliküllerden birinde bir yumurta oluşur, olgunlaşır. Olgunlaşan yumurta daha sonra 14. günde yumurtalıktan salınır. Bu 14. günü belirlemek için en son adet döneminde kanamanın başladığı günden itibaren sayarak 14. güne ulaşılır. Gebe kalmak için yumurtlama döneminde korumasız cinsel ilişkiye girmek gerektiğinden, gebe kalmak isteyen kadınların bu yumurtlama dönemini takip etmeleri ve adet kanamasının başladığı günden itibaren sayarak 14. güne ulaşmaları gerekir. Zira gebelik için en uygun dönem bu 14. günü de içine alan 4 – 5 günlük süreçtir. Üreme çağındaki bir kadının yumurtlamaya engel bir sağlık sorunu yoksa ortalama her ay mutlaka yumurtlama gerçekleşir ve bu süreç genellikle 3 – 5 gündür.

Yumurtlama işlemi sırasında ne olur?

Üreme çağında yumurtlama sürecinde genellikle her ay bir yumurta yumurtalıktan dışarı bırakılır. Ancak bazı kadınlar yumurtanın salındığı bu 24 saat içinde birden fazla yumurta bırakabilir. Yumurtlama gerçekleştikten sonra, korumasız cinsel ilişki ile vajinaya dökülen spermlerden en kaliteli ve hareketli olanı olgun yumurtayı döller ve böylece gebelik oluşur. Bir çift her gün korumasız cinsel ilişki yaşasalar da yumurtlama dönemi değilse gebelik olmaz, kadınlar gebelik için ayda sadece birkaç gün verimli olabilir.

Yumurtlama her ay ne kadar sürer?

Normal bir yumurtlama döngüsü, yani yumurtanın yumurtalıktan salınması işlemi her ay yaklaşık 24 saat sürer. Bir yumurta yumurtalıktan salındığında, spermle karşılaşmaz ve döllenmezse ortalama 24 saat içinde ölür veya çözünür. Bu durumda yumurta ve olası gebelik için hazırlanmış olan rahim astarı dökülür. Bu durumda da yaklaşık iki hafta sonra adet kanaması yaşanır.

Yukarıda anlatıldığı gibi yumurtlama her ay bir günlük bir olay olmakla birlikte, kadının hamile kalmak için ayda sadece bir gün uygun olduğu söylenemez. Yumurtanın yumurtalıktan çıkmasından sonraki ömrü genellikle 24 – 30 saat arasındadır. Ancak spermler kadın vücudunda yaklaşık 72 saat canlı kalabilmekteler. Bu bakımdan yumurtlama gününü de içine alan 4 – 5 günlük süreç içinde herhangi bir günde gebe kalabilmek mümkün olur. Yumurtlamadan birkaç gün önce korumasız cinsel ilişki olması ya da yumurtlama sırasında yumurta fallop tüpünden geçerken bir sperm ile karşılaşması durumunda da gebelik olabilir. Bu bakımdan döllenme rahimde değil, fallop tüpünde gerçekleşir. Yumurta döllendikten sonra fallop tüpünün altından rahme doğru ilerler döllenmeden 8- 10 gün sonra rahme tutunur.

Yumurtlama belirtileri nelerdir?

Yumurtlama bazı kadınlarda fark edilir bir belirti yaratmazken, bazı kadınlar belirtileri çok daha net hissedebilir. Bu bakımdan gebe kalmak isteyen kadınlar belirtilerden çok yumurtlama dönemini hesaplayarak takip etmeliler ve ona göre korumasız cinsel ilişkiye girmeliler. Ancak bunun yanında yumurtlama belirtilerini izlemek de faydalı olabilir.

  • Yumurtlama döneminde vajinal akıntılar artar!

Üreme çağındaki kadınlarda sık sık az ya da çok vajinal akıntı olur. Ancak yumurtlama döneminde bu akıntının miktarı ve formu değişebilir. Vajinal akıntının artması yumurtlamanın bir işareti olabilir ya da birkaç gün içerisinde yumurtlama olacağı şeklinde yorumlanabilir. Yumurtlama döneminde vajinal akıntı berrak veya lifli gibi, yumurta akına benzer olabilir.

  • Yumurtlama döneminde vücut ısısı artar!

Yumurtlama işlemi, vücut ısısını birkaç derece yükseltir. Bu bakımdan yumurtlama dönemi yaklaştığında bazal vücut ısısını, yani dinlenme durumundaki vücut ısısını kontrol etmekte fayda var. Ancak vücut ısısı kontrolü bazı kadınlarda yumurtlamayı göstermeyebilir. Çünkü bazı kadınların vücut ısısında yumurtlama döneminde artış olmayabilir.

  • Yumurtlama döneminde karın ağrısı olabilir!

Üreme çağındaki yaklaşık beş kadından birinde yumurtalık çevresinde, karın bölgesinde hafif ya da orta şiddette ağrı olabilir. Bu ağrının şiddeti kadının acı eşiğine göre değişebilir. Bazı kadınlarda yumurtlama döneminde tek taraflı bel ağrısı olurken, bu ağrılar birkaç dakikadan birkaç güne kadar sürebilir. Yumurtlama döneminde olan ağrı hissi her ay yaklaşık aynı günlerde, günün aynı saatlerinde olur. İşte bu dönemde vajinal akıntıyı takip etmekte fayda var. Yumurtalık ve karın bölgesindeki ağrı, üremeye müsait olduğunun göstergesi olabilir.

  • Yumurtlama döneminde kadınlar daha seksi hisseder!

Yumurtlama döneminde bazı kadınlar kendini daha çekici hisseder ve seks için daha istekli olur. Yumurtlama döneminde cinsel istekte ani artış olması sık yaşanan bir durumdur. Yumurtlama döneminde kadınlar çoğunlukla daha iyi görünme ve hissetme eğilimindedir. Bu süreçte farkında olmadan başkaları için de daha çekici olabilir.

  • Yumurtlama kitleri yardımcı olabilir!

Yumurtlama dönemini tespit edebilme amaçlı kitler eczanelerde satılmaktadır. Bazı kadınlar, gebelik için en verimli zamanlarını bulma amacıyla yumurtlama kitleri kullanır. Yumurtlama kitlerinin çoğu, yumurtalıktan yumurtanın bırakılmasının gerçek tetikleyicisi olan luteinize edici hormonun vücuttaki seviyesini ölçer. Bu sayede de yumurtlama dönemini öğrenmek çok daha kolay olur. Çünkü yumurtlama döneminde vücuttaki LH seviyesi artar.

Yukarıda sıralanan belirtilerle birlikte; kasık bölgesinde kasılmalar, göğüslerde hassasiyet, karında şişlik gibi işaretler de yumurtlama belirtileri olabilir.

Hamilelik şansını artırmak mümkündür!

  • Haftada 2 – 3 kez seks yaparak en iyi hareketliliğe sahip sperm bulmak ve onun yumurtlama döneminde yumurtayı bulması kolay olur. Yumurtlama dönemi boyunca da 2 günde bir korumasız cinsel ilişki en iyi hamile kalma şansını sunacaktır.
  • Vajinal akıntının miktarı arttığında spermleri yumurtaya ulaştırma şansı da artar, seks yapmak da daha zevkli olur. Yumurtlama döneminde vajinal akıntının miktarında artış olduğu unutulmamalıdır.
  • Üreme çağında olan sağlıklı çiftlerde, her adet döngüsünde % 20 ve % 25 arasında hamile kalma şansı bulunur. Bunun için en uygun olan hafta boyunca 2 – 3 kez korumasız cinsel ilişki yaşamak gebeliğin 3 – 6 ay arasında gerçekleşmesini sağlayabilir.
  • Doğum kontrol hapları kullanmadan, yani korumasız cinsel ilişkiyi düzenli aralıklarla yaşayan 40 yaşın altındaki 10 tane kadından 8 tanesi bir yıl içinde hamile kalır. Bir yıl geçtiği halde hamile kalmayan kadınların üremeye yardımcı tedavilere başvurması önerilir.

Yumurtlama Dönemi Nedir, Kaç Gün Sürer, Belirtileri Nelerdir?

Kadın Sağlığı

Yumurtlama Dönemi Nedir, Kaç Gün Sürer, Belirtileri Nelerdir?

"Bebek sahibi olmak isteyen çiftler için en doğru zaman, yumurtlama dönemidir. Bir kadın adet döngüsü sırasında hamile kalabilir. Peki, yumurtlama dönemi kaç gün sürer, belirtileri nelerdir? Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Pınar Kadiroğuları, bu konu hakkında bilgi verdi."

Yumurtlama dönemi nedir?

Yumurtlama dönemi, sağlıklı kadınlarda görülen, ergenlik döneminde başlayarak, menapoz dönemine kadar devam eden, yumurtanın içinde bulunduğu folikül adı verilen kesecikten tüplere bırakılması ile oluşan dönemdir. Özellikle gebelik planlayan çiftler için önemli olan bu dönem, üreme çağında her ay gerçekleşen adet döngüsü içinde gerçekleşir. Yumurtlama döneminde, rahmin içine açılan tüplerde bulunan yumurta, erkek üreme hücresi olan sperm ile bir araya geldiğinde döllenme gerçekleşir ve embriyo meydana gelir. Döngünün bu aşamasında kadın vücudu sinyali alır ve salgılanan hormonların etkisi ile kendini oluşan gebelik için hazırlamaya başlar. Gebelik oluşmadığı, döllenme olmadığı durumlarda adet döngüsü devam eder ve her ay yumurtlama dönemi tekrar ederek olası bir gebelik için hazırlanır. Kadın yumurtlama dönemini daha net anlayabilmek için adet döngüsünde neler yaşandığını bilmek gerekir.

Yumurtlama dönemi nasıl gerçekleşir?

Kadın yumurtlama dönemi, yumurtalık rezervinde bulunan ve hormonların etkisiyle olgunlaşan yumurtanın, ortalama olarak 28 günde bir olan adet döngüsünün tam ortasına denk gelen zamanda tüplere bırakılması ile gerçekleşir. Yumurtaların olgunlaşması, ilk gün görülen adet kanamasını takip eden 6. günde başlayarak salınımın gerçekleştiği 14. güne kadar devam eder. Her ay yaklaşık olarak 3 ila 30 yumurta olgunlaşır ve içlerinden en olgun yumurta salınır. Gebelik için gerekli olan yumurtanın salınımı 24 saat surer. Yumurtlama dönemi boyunca çoğunlukla tek bir yumurta tüplere salınsa da bazen 24 saat içinde birden fazla yumurta da salınabilir. Yumurta, döllenmenin gerçekleşmediği durumda yaklaşık 12 ila 24 saat kadar canlı kalabilir. Ancak bu durum gebeliğin yalnızca bu 24 saatte oluşacağı anlamına gelmez. Bu durumda akla ‘’Yumurtlama dönemi dışında hamile kalınır mı?’’ sorusu gelir. Erkek üreme hücresi sperm, kadın vücudunda 4 ya da 5 gün kadar canlı kalabilir. Yumurtlama döneminden önceki 5. günde girilen cinsel ilişki sonucunda da, fallop tüplerinde bulunan sperm hücresi, salınan yumurtayı dölleyebilir. Yani, yumurtlama dönemi dışında da hamile kalınabilir. Döllenmenin gerçekleşmemesi durumunda ise 24 saat canlı kalabilen yumurta, vücut içinde çözünür. Yaklaşık olarak 14 gün sonra oluşan adet kanaması sırasında rahim dokusu ile birlikte vücuttan atılır.

Yumurtlama dönemi belirtileri nelerdir?

Yumurtlama dönemi belirtileri her ay düzenli olarak hissedilen bir durum olmamakla birlikte, belirtilerin olmaması yumurtlamanın gerçekleşmediği anlamına da gelmez. Bazı kadınlar bu belirtileri daha yoğun hissederken, bazıları hiç hissetmeyebilir. Karnın alt bölgesinde ağrı, yumurtlama döneminde ki kadınlar arasında yaygın olarak hissedilir. Yumurtanın olgunlaşması ve içinde bulunduğu folikül yüzeyini germesi ile oluşan bu ağrıya, bazen yumurtanın fallop tüplerine atılması sırasında oluşan yanma hissi de eşlik edebilir. Yumurtlama dönemini takip edenlerin sıklıkla başvurduğu bir yöntem de sabah uyanır uyanmaz yapılan vücut sıcaklığı ölçümüdür. Bazal vücut ısısı olarak adlandırılan ısı, progesteron hormonunun etkisiyle bir miktar artar. Yumurtlamayı takip eden 24 saat boyunca normalde olduğundan yaklaşık olarak 0,5 derece daha yüksektir. Yumurtlama döneminde görülen bir diğer değişim de servikal mukus olarak tanımlanan vajinal akıntıda görülen değişimdir. Adet döngüsünün ortasına denk gelen yumurtlama dönemi yaklaştıkça, vajinal akıntının hacmi artar; kaygan, şeffaf ve uzayan yapıdadır. Diğer yumurtlama dönemi belirtileri; memelerde hassasiyet, cinsel istek artışı, karın bölgesinde şişlik, tat ve kokulara karşı hassasiyet, rahim ağzı açıklığında görülen artışdır.

Yumurtlama dönemi kaç gün sürer?

Yumurtanın olgunlaşıp içinde bulunduğu folikülden çıkması ve mobilize olması 6 gün kadar sürse de, yumurtlama yaklaşık olarak 24 saat surer. Yumurta, folikülden çıkıp fallop tüplerine ilerledikten sonra yaklaşık 24 saat canlı kalabilir. Bu yüzden gebe kalmak isteyenlerin adet döngülerini dikkatli takip etmeleri önemlidir. Yumurtlama dönemi hesaplama işlemi için ovulasyon takvimi tutmak son derece önemlidir. Her 28 günde bir düzenli olarak adet gören bir kişide yumurtlama, adet periyodunda görülen ilk kanamanın ardından geçen 14. günde gerçekleşir. Kişi, gebe kalmak istiyorsa adet kanamasını takip eden 9. günden itibaren cinsel ilişkiye girmelidir. Bu, yumurta ile spermin karşılaşma şansını artırır. Kadın vücudunda 4-5 gün canlı kalabilen sperm hücresi, yumurtlamanın gerçekleştiği gün yumurtayı dölleyerek gebelik sağlayabilir. Bu noktada takip edilmesi gereken hususlardan biri, adet döngüsünün kaç günde bir gerçekleştiğidir. 21 ila 35 gün arasında görülen adet kanamaları normal kabul edilir. Bu yüzden kişinin kendi adet döngüsünü detaylı olarak takip etmesi, yumurta dönemini hesaplamak için ovulasyon takvimi üzerinde not alması önemlidir. Yumurtlama döneminde oluşan belirtiler üzerinden tahminde bulunmak yanıltıcı olabilir.

Yumurtlama dönemi nasıl hesaplanır?

Yumurtlama zamanını takip etmek ve gebelik için ideal zamanı yakalamak için başvurulan bir diğer yöntem de yumurtlama testidir. Ovülasyon gerçekleşmeden önceki 24 ile 36 saat içinde idrarda artış gösteren luteinizan hormon (LH) düzeyinin ölçümü ile yapılan test sayesinde, doğurganlığın yüksek olduğu dönem belirlenebilir. Uzman hekime başvurarak da Yumurtlama dönemi takibi konusunda yardım alınabilir. Kabaca ovulasyon takvimi tutulurken bilinmesi gerekenler; kadınlar arasında veya aynı kadında adet döngüleri değişkenlik gösterebilir. Eğer değişken döngüler varsa ortalama döngü uzunluğu hesaplanabilir. Örneğin döngü uzunlukları 28, 32, 27 gün olduysa, 29+31+27=87, 87 gün 3’e bölününce, 29 gün bu hastanın ortalama döngü uzunluğudur. Kabaca yumurtlama dönemini hesaplamak için, yumurtlamanın adetten 14 gün önce gerçekleştiğini bilmek önemlidir. Örneğin; 28 günlük döngüsü olan bir kadın için, yumurtlama günü 14. gün, olup en üretken dönemi 12, 13, 14. günlerdir. Ya da 21 günlük döngü varsa, yumurtlama 7.günde (21-14=7) gerçekleşir ve üretken dönemi, 5,6,7. günlerdir. Çok düzensiz adet gören kadınlar için, fertil dönemi hesaplamak kolay değildir. Bu durumda 2-3 günde bir beraber olmaları önerilir.

False

Yumurtlama Belirtileri

Ovulasyon Günü (Dönemi) Olduğunu Nasil Anlaşilir?

Kadınlarda yumurtlama (ovulasyon) belirtileri nelerdir? Yumurtlama gününün yaklaştığını nasıl anlarım? Yumurtlamanın gerçekleştiğini nasıl anlarız? Yumurtlamanın olduğu veya olmadığı nasıl anlaşılır? Yumurtlama nasıl belli olur? gibi sorular özellikle gebelik (hamilelik) planlayan çiftler tarafından en çok sorulan, en çok merak edilen sorulardır.

Yumurtlama yani ovulasyon tarihi hesaplama, ne zaman, hangi günler yumurtlama olur gibi konularda ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Bu yazıda yumurtlamanın belirtileri, işaretleri, yumurtlama döneminde hissedilen şikayet ve belirtiler anlatılacaktır.

Yumurtlama (ovulasyon) öncesi ve sonrası belirtiler:

Kadınlar Neden Adet Görür?

İki adet kanamasının ilk günleri arasında kalan ve döngünün amacı rahmi gebeliğe hazırlamaktır. Bu döngünün düzenli olarak işlemesine hem fizyolojik hem de ruhsal süreçler katkıda bulunur: Her adet kanamasının ilk gününde beyinde bulunan hipofiz adlı salgı bezinden salgılanan bir hormonun etkisiyle yumurtalıklardan birinin içinde bir yumurta hücresi olgunlaşmaya ve östrojen hormonu üretmeye başlar. Bu hormon rahim iç tabakasının kalınlaşmasından ve gebelik için ön hazırlıkların tamamlanmasından sorumludur. 14 gün süren bu kalınlaşma döneminde yumurta hücresi etrafında sıvı birikimi olur ve yumurtalık yüzeyinde yaklaşık 18-20 mm. çapında içi sıvı dolu olan ve folikül adı verilen sıvı kesesi ortaya çıkar. Bu olaylar esnasında hipofizden salgılanan diğer bir hormonun kanda seviyesi belli bir aşamaya yükseldiğinde bu gelişen folikül çatlar ve içindeki olgunlaşmış yumurta hücresi serbest kalır. Bu hücre Fallop tüpü içine girerek burada ilerlemeye başlar. Fallop tüpü içinde yumurta hücresi bir sperm hücresiyle karşılaşır ve döllenme gerçekleşirse gebelik başlar.

Yumurtlama gerçekleştikten hemen sonra kanda östrojen hormonuna ek olarak progesteron hormonu da yükselmeye başlar. Bu hormon rahim iç tabakasını döllenen yumurtanın yerleşmesi ve gebeliğin devam etmesi için uygun hale getirir ve bir anlamda östrojen hormonunun burada yaptığı ön hazırlıkları tamamlar. Gebelik oluşmazsa kanda hormon seviyelerinin düşmesiyle belli bir süre sonra rahim iç tabakası dökülmeye başlar. Bu dökülme kanamayla birlikte olur. Adet kanaması adı verilen bu kanamayla birlikte rahim iç tabakası yeni adet döngüsündeki muhtemel bir gebelik için tekrar hazırlanmaya başlar ve yukarıdaki olaylar yeniden başlar.

Kadının 28 Günü

Üreme çağında olan bir kadında ortalama 28 günde bir tekrar eden sürece adet döngüsü adı verilir. Adet döngüsü veya siklus, son adet tarihinin ilk gününden bir sonraki adet tarihinin ilk gününe kadar geçen zamanı ve bu zaman içinde kadın vücudunda gerçekleşen olayları ifade eder.

Bir adet döngüsü kadında genellikle 28 gün sürmekle birlikte 21 ile 35 gün arası normalin alt ve üst sınırlarıdır. Adet kanaması ortalama 4 gün devam eder ve 1 ile 7 gün arası normalin alt ve üst sınırları olarak kabul edilir. Adet kanaması esnasında 20 ile 80 mililitre arasında miktarda kan kaybedilir.

Adet döngüsü ergenlik döneminden, yumurtalıklarda olgunlaşabilecek yumurta hücrelerinin tümüyle tükendiği menopoz dönemine kadar devam eder. Bu zaman dilimi içerisinde gebelik döneminde ve emzirmenin devam ettiği sürenin büyük kısmında geçici olarak duraklar.

Adet görememe: Üç aylık period boyunca hiç adet görememektir.Gebelik, yumurtlama düzensizliği,yeme bozuklukları (anoreksia veya blumiya), çok fazla egzersiz yapma,tiroit bezi hastalıkları ve obezite (şişmanlık) neden olarak gösterilebilir. Nedeni saptandıktan sonra uygun tedavilerle adet düzeni sağlanmaktadır. Aksi takdirde rahim kanseri riski artmaktadır.

Düzensiz Adet Görmenin Zararları

Adet (regl) düzensizliği çok çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Bu altta yatan nedene göre zararlı sonuçları olabilir veya stres, depresyon, aşırı kilo alma, aşırı zayıflama, ilaç kullanımı gibi nedenlerden oluşan zararsız bir adet düzensizliği de olabilir. Bu tür durumlarda adet düzensizliğinden çok buna sebep olan stres, kilo gibi durumlar hastaya zarar verebilir. Bu sebeplerin düzenlenmesi gerekir. Ancak adet düzensizliğinin sebepleri arasında myom, polip, hormon düzensizliği, yumurtlama bozukluğu gibi durumlar varsa bunlar da zararlı olabilir. Bu tür durumların netleştirilmesi, ilaçla veya gerekli ise ameliyatla tedavileri gerekir. Eğer sebep erken teşhis edilmezse ve tedavi geciktirirse örneğin adet düzensizliğine neden olan bir myomun büyümesi ileride daha fazla sıkıntılara yol açabilir. Adet düzensizliği olan hastaların bir kısmında yumurtlama düzensizliği vardır bu da hamile kalmayı engelleyici veya geciktirici etki gösterebilir.

Adet düzensizliği her zaman zararlı bir durum değildir hatta bazı hallerde adet düzensziliği normaldir. Örneğin adet görmeye başlanan ilk yıllarda (15-17 yaşlarda), emziren annelerde, korunma iğnesi kullananlarda adet düzensizliği normal ve beklenen bir durumdur.

Aşırı miktarda adet görme: Adet süresinin yedi günü aşması veya adet döneminde günlük ped kullanımının artması ile tarif edilebilir. Şiddetli kanama nedeniyle kansızlık ve buna bağlı halsizlik ve günlük aktivitelerin yerine getirilememesi görülebilir. Hormonal dengesizlikler, rahim urları, rahim içi veya ağzında olabilecek polip denen yapılar, anormal gebelikler, rahim içi aracı, karaciğer böbrek ya da tiroit hastalıklarına bağlı olabilir.Muayene, laboratuar, ultrasonografi ve gerekirse biyopsi ile tanı konulduktan sonra uygun medikal veya cerrahi yollarla tedavisi uygulanmaktadır.

Sık adet görme: Adet döngüsünün 21 gün altına düşmesi

Seyrek adet görme: Adet döngüsünün 35 gün üzerine çıkması

Ara kanamalar: İki adet döngüsü arası anormal kanamalar.

Amenore (Adet Görememe)

14 yaşına gelmiş ve meme gelişimi veya pubik tüylenme gibi sekonder seks karekterleri gelişmemiş bir genç kızın henüz adetlerinin başlamaması primer amenore olarak adlandırılır. Eğer meme gelişimi ve pubik tüylenme başlamışsa primer amenore diyebilmek için beklenmesi gereken yaş sınırı 16’dır.

Daha önce adet görmüş bir kadının 6 ay süreyle adetlerinin kesilmesine sekonder amenore denir.

Düzenli adet gören bir kadında hipotalamus, hipofiz, over ve uterus tamamen normal çalışmaktadır. Beyinde bulunan hipotalamus ve hipofiz FSH ve LH hormonları ile overleri (yumurtalıkları) uyarır. Uyarılan yumurtalıklar östrojen ve progesteron hormonu salgılar. Östrojen ve progesteron hormonu da uterus (rahim) iç tabakasını yani endometriyumu uyararak adet kanamalarının gelişmesini sağlar. Bu organlar arasındaki ardışık mekanizma normal ve her ay düzenli bir adet kanaması için gereklidir. Bu mekanizma herhangi bir aşamada bozulduğunda adet görememe ya da adet düzensizliği oluşur. Adet kanaması olabilmesi için bu mekanizmalar dışında kanın akış yolunda (rahim ağzında, vajinada, kızlık zarında) herhangi bir nedenle tıkanıklık olmaması gerekir.

Premenstrüel Sendrom (Adet Öncesi Gerginlik)

Bir çok kadın adet döngüsü süresince sinirlilik, gerginlik, depresyon, halsizlik ve yorgunluk hissi; çeşitli sindirim sistemi sorunları (karında şişkinlik,bulantı-kusma, kabızlık); yaygın şişkinlik ve kilo alma; ciltte akne oluşumu gibi sorunlar yaşar. Bu durumun önlenmesi için düzenli egzersiz; posalı besinlerden zengin, tuz, şeker ve kafeinden fakir bir diyet;düzeli uyku önerilmekte ancak ileri derecede şikayeti olan hastalara tıbbi tedavi önerilmektedir.

Rahim ve Yumurtalıkta Urları

Miyomlar rahimin en sık görülen tümöral oluşumlarıdır ve %99’dan fazlası iyi huyludur. Anormal kanamalar, ağrı, idrar torbasına baskı nedeniyle sık idrara çıkma ve ağrılı cinsel ilişki şeklinde şikayetlere neden olabilir. Büyüklüğüne ve yarattığı şikayetlere ayrıca hastanın yaşına ve çocuk istemine göre tıbbi veya cerrahi tedavi seçenekleri değerlendirilir. Yumurtalık urları ise muayene, ultrason bulguları ve tümör belirteçleri ile birlikte değerlendirilerek takip yada cerrahi tedavi önerilir.

Rahim Ağzı Sorunları

Rahim ağzının smear testi ile taranması tüm kadınlara yapılmaktadır. Test sonucuna göre daha ileri tetkikler (kolposkopi ve gerekirse biyopsi) kliniğimizde yapılmaktadır.

Cinsel Organ Siğilleri

Cinsel organ üzerinde veya anüs etrafında ağrısız ve sert siğiller HPV denilen bir virüs nedeniyle oluşur ve cinsel geçiş gösteren bir hastalıktır. Siğiller üzerine sürülen kremlerle tedavi edilebilir. Ya da krioterapi/koagulasyon  uygulanabilir.

İdrar Yolu Yakınmaları

Sık idrara çıkma, tuvalete yetişememe ve kaçırma, idrar yaparken yanma ve kesik kesik idrar yapma gibi şikayetler değerlendirilmekte ve gerekirse ürojinekoloji birimimize yönlendirilmektedir.

Sistit Belirtileri ve Korunma Yolları

Daha çok kadınlarda görülen sistit hastalığı, sık sık ve az miktarda idrara çıkma isteği ve idrar yaparken ağrı ve yanma gibi belirtilerle ortaya çıkıyor. Tedavi edilmeyen sistitlerin böbrek iltihabına yol açabileceği, sistite yakalanmamanın en iyi yolu yeterli miktarda su içmektir.

Kadınların yüzde 20

Sistit belirtileri

Sistite yol açan nedenler

Sistitin en sık nedeni bakteriyel enfeksiyonlardır. En sık görülen enfeksiyon çeşidi ise bağırsak bakteri ile olan tipidir. Nedenleri içinde;

Kadınlarda Vajinismus ve İlişkiye Girememe Sorunu

Vajinismus tüm kadınların yaklaşık %1’inde ortaya çıkan bir durumdur ve vajinanın dış 1/3’lük kısmında yeralan kaslarda, penis, parmak, vajinal tampon ya da muayene spekulumu yerleştirme girişimi olduğunda ortaya çıkan istemsiz kasılmalardır. Bu kasılmalar gerçek bir girişim yanında yanlızca girişimin hayal edilmesiyle bile ortaya çıkabilir.

Bazı durumlarda vajinismus o kadar ağır olur ki, gerçek bir cinsel ilişki mümkün bile olmaz. Hatta muayene esnasında da kasılmalar ortaya çıktığından böyle bir durumda normal vajinal doğum bile mümkün olmayabilir. Vajinismusu olan kadınların büyük kısmında cinsel istek ve uyarılma tamamen normaldir ve orgazm da olabilirler. Bazı kadınlarda vajinismus baştan beri vardır, bazılarında ise sağlıklı bir cinsel yaşamı takiben sonradan ortaya çıkar. İkincil vajinismus adı verilen bu durum genellikle disparoniye (ilişki esnasında ağrı) bağlı olarak gelişir.

Vajinismusu olan kadınların özgeçmişinde çok ender olarak cinsel taciz gibi ciddi bir psikolojik travma olabileceği gibi ağrılı bir jinekolojik muayene, ilk ilişkinin çok ağrılı olması gibi psikolojik tahribat yapmış bir durum söz konusu olabilir. Katı dini inançlar ve cinsel yönelimde bozukluklar da söz konusu olabilir.

Vajinismusu olan kadınların bazılarının genital bölgeleri ve vajinalarının boyutları hakkında yanlış inançları vardır. Bu yüzden de vajinalarının içine herhangi birşey giremeyecek kadar ufak olduğuna inanabilirler.

Endometriozis, kronik enfeksiyonlar, kızlık zarının gergin olması gibi durumlar da vajinismus nedeni olabilir ve bunlar ancak komple bir jinekolojik muayenede ortaya çıkarılır. Vajinal muayenenin eşinin de refakatinde yapılması çiftin genital anatomi ve vajinanın boyutları hakkındaki önyargıları yıkmalarına katkıda bulunabilir.

Tedavide istemsiz olarak ortaya çıkan kasılmaların engellenmesine çalışılır. Kadının genital anatomiyle ilgili temel bilgileri edinmesi için eğitim yapılır. Vajinal giriş öncesi gevşemesi için teknikler gösterilir.

Hiçbir Yakınması Olmayan Kadınların Yıllık Olağan Takipleri ve Gebelik Planlayan Kadınların Gebelik Öncesi Muayeneleri

Polikliniğimize başvuran kadınlara jinekolojik muayene ve pap smear testi uygulanmaktadır. Pap smear rahim ağzı hastalıklarının teşhisinde çok önemli yer tutar. Özellikle rahim ağzı kanserlerinin erken teşhisinde çok önemli yer tutar.

Dermoid Kist

Embryonik yaşamın başlarında kabaca 3 hücre tabakası bulunur. Bu tabakalar farklılaşarak değişik hücre ve doku gruplarını, sonunda da organları oluştururlar. Bu tabakalara germ hücre tabakaları adı verilir. Germ hücreleri kadınlarda yumurtalık, erkeklerde ise testislerde bulunur ve yumurta ile sperm hücresinin yapımından sorumludur. Bu hücrelerden gelişen tümörler pek çok değişik dokuyu barındırma yeteneğine sahiptirler. Genelde baskın olan germ tabakası ektoderm adı verilen tabakadır. Bu tabakadan başta deri ve deri ekleri olmak üzere değişik dokular gelişir. Bu nedenle yumurtalıkta görülen iyi huylu germ hücre tümörleri “dermoid kist” olarak adlandırılmaktadır.

Dermoid kist bütün germ hücrelerinden parçalar taşıyabilir ancak genelde baskın olan ektoderm tabakasıdır. Bu nedenle deri ve deri eklerine ait kısımlar daha fazla görülür. Deride bulunan sebase salgı bezleri dermoid kist içinde de bulunduğundan kist sıvısı koyu kıvamlı, sarı-kahverengi renkli, yağlı, yoğun bir sıvıdır. Kist içinde çoğu zaman saç, kıl, diş, kemik, kıkırdak, sinir gibi dokular bulunur. Boyutları çok değişkendir. Birkaç santimetreden yarım metreye kadar değişebilir.

Klinik ve Tanı

Dermoid kist genelde belirti vermez ve başka bir nedenle yapılan muayene, ultrason incelemesi, radyolojik inceleme ya da ameliyatlar sırasında tesadüfen fark edilir. Olguların yaklaşık %65′inde herhangi bir yakınma yoktur. Belirti varlığında en sık karşılaşılan yakınma karın ağrısıdır. Bunun yanısıra karında şişkinlik ve anormal uterin kanama görülebilir. Daha nadir karşılaşılan yakınmalar ise idrar ya da dışkılama problemleri ile sırt ağrısıdır.

Tedavi

Dermoid kistin tedavisi cerrahidir. Fark edildiği anda çıkartılması uygun olur. Operasyon laparoskopik ya da açık ameliyat şeklinde yapılabilir. Ancak uygun vakalarda laparoskopik yaklaşım tercih edilmelidir. Genelde üreme çağındaki kadınlarda görüldüğünden yumurtalık dokusunun korunmasına özen gösterilmeli ve sadece kist çıkartılmalı, yumurtalık alınmamalıdır. Operasyon sırasında kist rüptüre olursa karın boşluğu dikkatlice temizlenmeli, karın içinde kist içeriğine ait materyal kalmamasına büyük özen gösterilmelidir. Aksi taktirde kimyasal peritonit ortaya çıkabilir. Bu açıdan dermoid kist operasyonları özel deneyim ve dikkat gerektiren operasyonlardır.

Yumurtalık Kistinin Patlaması (Yırtılması) – Over Kist Rüptürü

Yumurtalık (over) kistleri büyüdükçe içlerinde bulunan sıvı da artar ve kistin gerginliği giderek artarak sonunda kist çeperinde yırtılma veya patlama diye tabir edilen durum oluşabilir buna over kist rüptürü denir.

Yumurtalık kistinin patlaması her zaman çok önemli problemlere yol açmaz. Bazen küçük bir kist yırtılır ve hasta bunu hiç farketmeyebilir ve normal hayatına devam edebilir. Bazen de yırtılan (rüptüre olan) kist bölgesinden kanama oluşabilir. Bu kanama bazen bir süre sonra kendiliğinden durabilir ve bir probleme yol açmaz fakat bazen bu kanama durmaz ve karın içerisine aşırı miktarda kanama olabilir ve hastada ağrı, bayılma, göz kararması, şok gibi hayatı tehtid edecek derecelere kadar durum ilerleyebilir, acil ameliyat gerekebilir. Bu nedenle özellikle yumurtalık kistinin olduğunu bilen bir hasta ağrı, göz kararması, baygınlık hissi, baş dönmesi gibi şikayetleri başlar başlamaz acilen doktora başvurmalıdır; kist rüptüre olmuş veya burkulmuş (torsiyon) olabilir.

Over kistleri bazen kendiliğinden rüptüre olurken bazen cinsel ilişki sırasında veya başka günlük aktiviteler sırasında rüptüre olurlar ve hasta şiddetli kasık veya karın ağrısı hisseder. Ağrı dışında hastanın bulantı, kusma gibi şikayetleri olabilir. Kist karın içerisine fazla kanama yaparsa halsizlilk, baş dönmesi, göz kararması, bayılma gibi şikayetler de eklenebilir. Bazen kist rüptürü olmasına rağmen karın içerisine kanama olmaz sadece kist içerisindeki sıvı akar veya kanama olsa da kısa sürede kendiliğinden durur ve hasta ağrı veya başka bir şikayet hissetmez.

Over kist rüptüründe tanı muayene ve ultrasonografi ile genellikle kolayca konur. Ultrasonla patlamış olan kist ve etrafına akan sıvı veya kanlar görülebilir. Aşırı kanama olan durumlarda hastanın tansiyonu ve kan değerleri düşük olarak ölçülür. Karın ağrısı yapabilecek diğer hastalıklarla ayırıcı tanısının yapılması önemlidir.

NABOTH KİSTLERİ (Naboti kisti, Naboth folikülü, Nabothian kist)

Naboth kisti rahim ağzı (serviks) dokusunda bulunan gözle görünmeyecek kadar küçük salgı kanallarının tıkanması sonucu biriken salgıların oluşturduğu küçük kistlerdir. Boyutlar 2 mm ile 10 mm arasında değişir. Bu kistlerin içi mukus salgısı ile doludur. Rahim ağzında bir tane veya birden fazla sayıda naboth kisti bulunabilir. Çoğunlukla muayene sırasında gözle farkedilmelerine rağmen bezen muayenede görülemez sadece ultrason sırasında tesadüfen farkedilirler. Genellikle üreme çağındaki ve doğum yapmış kadınlarda görülürler. Rahim ağzı iltihabı yani servisit ile beraber nabothi kistleri görülebilir.

Herhangi bir şikayete neden olmazlar muayenede veya ultrasonda tesadüfen görülürler.

Naboth kistleri kadında görülen normal oluşumlardan birisidir. Yani patolojik bir durum veya hastalık değildir. O yüzden hiçbir tedavi yapılmaz. Çoğu hasta doğal olarak buradaki “kist” kelimesinden dolayı endişeye kapılmakta ve Naboth kistini yumurtalık kisti gibi önemli ve tedavi gerektiren bir durum sanmaktadır. Naboth kistlerinin tedavisi veya takibi gerekmez, daha büyük boyutlara ilerlemezler, başka bir hastalığa veya kansere dönüşmezler. Fakat naboth kisti olsun ya da olmasın her kadının yılda bir jinekolojik muayene ve smear testi kontrollerinden geçmesi gereklidir.

Bartholin Kisti (Absesi)

Bartholin bezleri vaginanın girişinde bulunur ve mukus salgılar. Bezlerden birisinin kanalı tıkandığında kist denilen şişlik oluşur. Kist enfekte olursa püy içeren abse oluşur. Genellikle tek taraflıdır. Bartholin guddesinin dışa açılan kanallarının iltihabıdır.

Nedenler

Olguların çoğunda neden olan organizma gonokoksik (Bel soğukluğu)’dir. Diğer mikroorganizmalarda bu tabloya neden olabilir. İnfeksiyon başlarsa kanallar tıkanır, cerrahatli salgı dışarıya akamaz ve kanallarda birikir.Gudde dokusu abseleşmeye her zaman iştirak etmeyebilir.

Şikayetler

Akut devrede asıl ve en bariz belirti, bezin şiş ve ağrılı olmasıdır. Pürülan bir akıntı yumuşak bir bası ile kanaldan dışarı çıkabilir veya kendi kendine akabilir. Kendini flüktüasyon ile belli eden abse sık rastlanılan bir bulgudur ve eşlik eden ödem tüm vulvanın şişmesine neden olabilir.

Tedavi

Abse oluşumu kesin ise ameliyathane koşullarında ve genel anestezi altında (zira oldukça ağrılı bir işlemdir) insizyon yapılarak drenaj gereklidir.Tekrarlayan olgularda kesenin marsupyalizasyonu yapılmalıdır. İnsizyon kenarlarının abse kesesi kenarlarına dikilmesi işlemi olup hem bez fonksiyonlarının koruyan hem de nüksler oluşmasının engeller.Cep yapmak anlamına gelen bu olguda bezin salgıladığı sıvının dışarıya akması sağlanır.

Bazen ameliyat sırasında kist boşluğuna bir gazlı bez tampon olarak konulur.Bu tampon kistin akmasını sağlar ve tekrar kapanmasını engeller. Ertesi gün tampon çekilir.Diğer bir yöntem kist açılır boşaltılır içi oksijenli su ile yıkandıktan sonra içine küçük bir gümüş nitrat kalemi konulur ve kistin iki ucu krome katgüt ile sütüre edilirek sütürler 1 cm uzunluğunda bırakılır. 2-3 gün sonra uzun bırakılan bir sütür materyali çekilirse kolayca tüm kapsül dışarıya alınır.

Ameliyat sonrası ağrı kesicilerle ağrılar kontrol edilir.

Hastanede ortalama 24 saat kalınır ve 1-2 gün içerisinde normal aktivitelere dönülür.

Anormal Rahim Kanamalar

Kadın için adet kanamasının yedi güne kadar sürmesi normaldir. Eğer adet dönemi düzenli değilse, kanama süresi normalden uzun ve fazla ise, kanama dönemleri, değişiklik gösterir ise, anormal rahim kanaması anlamına gelir . Bu bölüm, anormal kanama nedenlerini, nasıl tanı konacağını, nasıl tedavi edileceğini açıklayacaktır.

Adet dönemi sırasında yumurtalıklardan salgılanan östrojen ve progesteron hormonu rahmin iç yüzeyini kaplayan endometrium dediğimiz tabakada değişikliklere neden olur. Her ay, adetin başlamasından yaklaşık 12-14 gün sonra yumurtalıklardan herhangi birisinden yumurta serbest bırakılır. Bu olaya yumurtlama adı verilir. Yumurta fallopian tüp denilen kadın kanalından herhangi birisinin içine girerek sperm ile dölleneceği yere ulaşmaya çalışır. Eğer yumurta döllenmez ise gebelik oluşmaz ve hormon düzeyleri azalmaya başlar.Bu azalma devam edince rahim içinde gelişen doku dökülecektir. Bu dökülme aylık adet kanaması dönemini ifade eder.

Adet dönemi kanama döneminin ilk gününden itibaren başlar ve gelecek adet döneminin ilk gününe kadar devam eder. Adet dönemi yaklaşık 28 gün sürer, fakat bundan daha uzun ve kısa olabilir. Eğer dönem 35 günden daha fazla veya 21 günden kısa ise anormal olarak düşünülmelidir. Adet döneminin, 3 normal dönem boyunca yada 6 ay boyunca olmamasına amenore denir. Normal olmayan bu durumun, çeşitli nedenleri olabilir.Eğer adet döneminiz gecikir ise doktora başvurmanız gereklidir.

Anormal rahim kanamaları:

Anormal kanama herhangi bir yaşta olabilir. Kadının hayatında adet dönemlerinin anormal sayılabilecek şekilde düzensiz olduğu bazı dönemler vardır. Adet döneminin ilk başladığı 9-16 yaşlar arasındaki adet dönemleri, böyle olup düzenli değildir. Yaklaşık 35 yaş gibi çok erken zamanda başlayabilen ve yaklaşık 50 yaş civarına kadar devam eden perimenopozal dönem de böyle bir süreçtir Bu dönemde her adet döneminin giderek kısalması normaldir. Aynı zamanda adetlerin gecikmesi ve kanamanın azalması bu dönemde normal olabilir. Ama kanamanın fazla olması her şekilde araştırılmalıdır.

Nedenler

Anormal kanamanın birçok nedeni vardır. Doktorunuz bulunduğunuz yaş gurubunda en sık görülen anormal kanama nedenlerini kontrol ederek kanama nedeninizi daha kolay saptayabilir. Bu nedenlerin bazıları ciddi olmayıp kolayca tedavi edilebilir. Bazıları ise ciddi olabilir. Mutlaka hepsi kontrol edilmelidir. Bazı kadınlardaki anormal veya fazla kanamanın nedeni hormonal olabilir. Bu durum belli hormonların, vücut tarafından fazla veya az üretilmesi ile ilişkili olabilir. Bazen de troid bezindeki sorunlar (guatr) yada bazı ilaçların kullanımına bağlı olarak ortaya çıkabilir.

Anormal Kanamanın Diğer Nedenleri

Tanı

Anormal kanama tanısını doktorunuzun koyabilmesi için ilk yapılacak şey hastanın kişisel ve ailesel sağlık öyküsünün alınmasıdır. Bunun için:

Doktorunuz aynı zamanda adet düzeninizi de soracaktır. Bunun için bir takvim üzerinde adet başlama ve kanama zamanlarının işaretlenmesi size yardımcı olacaktır. Takiben fizik muayene olacaksınız. Kan sayımı, eğer gebelik varsa bunları gösteren kan testleri yapılacaktır. Sizin yakınma ve bulgularınıza göre aşağıda sıralanan testlerden bir veya daha fazlasına gereksinim duyulabilir.

Bu testlerin çoğu doktorun ofisinde yapılabilirken, bazıları, hastane koşullarında gerçekleştirilebilir.

Tedavi

Anormal kanamanın tedavisi, nedeni, hastanın yaşı, kanamanın şiddeti, çocuk isteyip istemediği gibi, birçok faktörlere bağlıdır. Hormon tedavisi veya diğer ilaç tedavileri kullanılabileceği gibi, cerrahi de uygulanabilir. Doktor verdiği tedavinin etkinliğini, ancak birkaç adet döneminden sonra değerlendirebilir. Eğer gebe olduğunuzu düşünüyorsanız, doktorunuz herhangi bir tedaviye başlamadan önce, gerekli testleri tekrar yapmaya gereksinim duyabilir.

Hormonlar

Doktorunuz adetlerinizin daha düzenli olması için, doğum kontrol hapı reçete edebilir. Bu yaklaşım diğer yakınmaların da düzelmesine yardımcı olur. Progesteron, endometrial hiperplazi denen rahim içi kalınlaşmasının, tedavisini ve önlenmesini sağlar. Hormonların kanamayı kontrol altına almaları birkaç ay sürer. İlk aylarda fazla olan kanamalar, takip eden aylarda hafifler. Hormon tedavisini sizin gebelik isteyip, istemediğinize göre verilecektir.

Diğer İlaç Tedavileri

İbuprofen’ne benzer nonsteroidal antiinflamatuar ilaçlar ağır kanamaları kontrol etmemize yardımcı olabilir. Bunlar ayrıca adet sancılarını azaltırlar. Bir başka tedavi seçeneği pıhtılaşmaya etki ederek tedavi olanağı sağlayan ilaçlardır (traneksamik asit). Eğer enfeksiyon var ise antibiyotik de verilecektir.

Cerrahi

Bazı kadınlarda anormal uterin kanamaya neden olan myom veya polip gibi anormal yapıların çıkarılması için cerrahiye gereksinim duyulabilir.Bu histeroskopi yardımıyla yapılabileceği gibi, bazen de açık cerrahiye gereksinim duyulabilir. Endometrial ablasyon da anormal uterin kanamanın tedavisinde kullanılır. Endometrial ablasyon, elektrik, lazer, ısı , veya dondurma yollarından herhangi birisi ile rahim içinin tahrip edilmesidir. Bu durum kanamanın kalıcı olarak ortadan kaldırılması istendiğinde yeğlenir. Tedaviden önce mutlaka endometrial biyopsi alınmalıdır. Kadın bu işlemden sonra genellikle hamile kalamaz.

Histerektomi (rahmin alınması) anormal kanamanın tedavisinde sıklıkla kullanılan bir başka girişimdir. Kadın bundan sonra gebe kalamayacaktır. Tedaviye karar vermeden önce bu seçeneklerin düşünülmesi gerekir.

Sonuç olarak;

Eğer adetlerinizin düzensiz olduğunu fark ettiyseniz, doktora başvurunuz. Anormal kanamanın birçok nedeni vardır. Doktorunuz sizi muayene etmeden, anormal kanamanın nedenini söyleyemeyecektir. Eğer, kanama nedeni bulunursa, anormal kanama da başarı ile tedavi edilecektir. Eğer tedaviye rağmen devam eder ise yada tekrarlar ise, doktorunuzun sizi tekrar görmesini öneririz.

Dismenore Sancılı Adet Görme

Adet gören kadınların yarısından fazlasının kanamalarının ilk bir iki günü ağrısı olmaktadır. Genelikle bu ağrı hafiftir. Bazen günlük aktivelerini kısıtlayacak kadar şiddetli olabilir. Bu şiddetli ağrı dismenore olarak adlandırılır.

Adet döngüsü vajinal kanamanın ilk günü ile başlar ve bir sonraki vajinal kanama zamanına kadar sürer. Bu süre ortalama 28 gündür, bu döngü boyunca ağrı yaygın bir problemdir ve çoğu kadında tedavi edilebilir. Adet dönemi hormonları (östrojen ve progesteron) yumurtalıklar tarafından üretilir. Bu hormonlar rahim duvarında muhtemel gebeliğe hazırlayacak değişikliklere neden olur. Ortalama 14. günde yumurta yumurtalıktan (over) atılır, bu olay ovulasyon (yumurtlama) olarak adlandırılır. Ardından yumurta fallop tüpünde ilerler, burada sperm tarafından döllenebilir ve döllenirse birleşmiş olan yumurta ve sperm fallop tüpü boyunca ilerler, rahime yapışır ve gebelik oluşur. Eğer yumurta döllenmezse hormon seviyeleri azalır ve bu uyarı adet döngüsünü başlatan kanamaya neden olur. Bazı kadınlarda bu adet kanamaları hafif kramplara, bazılarında şiddetli ağrılara neden olur.

Mensturel Ağrının Nedeni

Rahim bir kas dokusudur, tüm kaslar gibi kasılır ve gevşer. Kanama süresince daha şiddetli kasılır ve ağrı olarak hissedilir.

Prostaglandinler rahim tarafından üretilen kimyasal maddelerdir. Prostaglandinlerin etkisi ile rahim kasları kasılır. Kanama öncesinde bu maddelerin düzeyi artar. Döngü başında prostaglandin düzeyleri yüksektir. Mensturasyon (adet kanaması) sırasında düzeyleri azalır, bu durum ağrının neden ilk birkaç günden sonra azalma eğiliminde olduğunu açıklar.

Dismenore Bulguları

Dismenore Tipleri

Primer (birincil) ve sekonder (ikincil) olmak üzere iki tip dismenore vardır.

Primer Dismenore

Primer dismenore prostaglandinlerin doğal üretimi sonucu oluşan pelvik ağrıdır.

Bu genellikle ilk adet siklusları sırasında başlar ve çoğu olguda ağrı atakları yaşlanmayla daha az ağrılı hale gelir.

Sekonder Dismenore

Sekonder dismenore doğal prostaglandin salınımına bağlı oluşan ağrılar dışındaki ağrılardır. Primer dismenoreye göre daha geç yaşlarda başlar. Sekonder dismenorede ağrılar normal kramplardan daha uzun sürer. Mensturasyon başlamadan ağrılar başlayabilir ve periyod sırasında daha da şiddetlenip bittikten sonra da devam edebilir. Sekonder dismenorenin en sık nedenlerinden bazıları endometriozis ve myomlardır.

Endometriozis uterusun iç tabakasının overler ve fallop tüpleri gibi uterus dışı dokularda yer almasıdır. Bu dokular bulundukları yerde aylık hormonal değişikliklere cevap vererek kanar ve dökülür. Uterus ve vajina dışında olan bu kanama özellikle periyod öncesinde olmak üzere, periyod sırasında ve sonrasında da ağrıya neden olabilir.

Myomlar uterus dışında içinde ve duvarında gelişebilen iyi huylu kas tümörleridir. Bu tümörler kanser değildir fakat ağrıya ve şiddetli menstruel kanamaya neden olabilir.

Tanı

Dismenorenin nedeni hastanın semptomları (bulgu) ve adet dönemlerini içeren tıbbi hikayesi ve pelvik muayenesi ile saptanabilir. Bunların sonuçlarına dayanarak rahim ağzından sürüntü alaınması (smear), laboratuvar testleri ve ultrason muayenesi gibi bazı ek testler istenebilir. Bazı olgularda laparoskopi olarak adlandırılan cerrahi işlem uygulanabilir. Bu işlemde göbekten küçük bir kesi yapılır ardından laparoskop olarak adlandırılan ışıklı ince bir boru şeklindeki alet ile karın içine girilir. Laparoskop doktorun pelvik organları incelemesini sağlar. Laparoskopi genellikle genel anestezi ile hastane koşullarında yapılır. Bazen dismenore nedeni bulunabilirken sıklıkla etken tanımlanamaz.

Tedavi

Dismenorenin tedavisi ilaçları ve ağrıyı azaltan teknikleri içerir. Doktor tarafından hormonal tedavi veya ilaç tedavisi önerilebilirken bazı olgularda cerrahi işleme gerek duyulabilir.

İlaç Tedavisi

Nonsteroid anti inflamatuarlar olarak adlandırılan ilaçlar prostoglandin üretimini baskılar. Böylece krampların şiddeti azalır. Bu ilaçlar bulantı ve kusma gibi yakınmaları da önleyebilir. İbuprofen ve naproksen gibi nonsteroid antiinflamatuar ilaçların çoğu reçetesiz alınabilir. Bu ilaçlar siklusun ilk günü alınırsa daha etkili olur. Genellikle bir iki gün almak yeterlidir ve beraberinde alkol almaktan kaçınılmalıdır. Kanama bozukluğu, karaciğer hastalığı, mide hastalıkları ve ülseri olan hastalar tarafından kullanılmamalı veya dikkatle kullanılmalıdır.

Hormonal Kontrosepsiyon

Doğum kontrol hapları, ağrıyı azaltır. Bazı vakalarda hormonal rahim içi araçlar önerilebilir. Bu hormonlar rahimden üretilen prostoglandin düzeylerini azaltarak kasılmaları, kanamayı ve ağrıyı, ayrıca myom ve endometrozis gelişimini azaltır. Ancak tedavinin kesilmesiyle bunlar tekrar büyüyebilir.

Cerrahi

Myomlar ağrıya neden olursa rahimi besleyen damarların özel yöntemlerle kanlanmasının durdurulması yöntemi önerilebilir. Endometriozis tedavisinde laparoskopi önerilebilir. Rahim dışında büyüyen ancak rahimin iç tabakasından köken alan doku bölgeleri laparoskopi veya ameliyat ile yok edilebilir.

Şiddetli olgularda rahim alınabilir, bu tedavide son seçenektir.

Diğer Tedaviler

Egzersiz: Aerobik, bisiklet, yürüyüş, yüzme gibi egzersizler ağrıyı kesen kimyasalların üretimine neden olur.

Sıcak uygulama: Sıcak banyo, batın üzerine uygulanan sıcak su torbaları ve pedler

Uyku: adet döngüsü öncesinde ve sırasında uykunuzu aldığınızdan emin olun.

Rahatlama: Meditasyon veya yoga uygulamaları.

Sonuç olarak menstruel periyod sırasında ağrı kadınlarda yaygın bir sorundur. Bu ağrıların çoğu hafiftir ve reçetesiz alınabilen ilaçlarla tedavi edilebilir. Bazen bu ağrılar çok şiddetli olabilir ve ek tedaviler gerekebilir. Eğer 2-3 günden daha uzun süren menstruel kramplar varsa doktora danışılmalıdır.

HPV Aşıları

HPV Aşılarıyla ilgili TCSB Kanser Dairesi Başkanlığı, FDA (Food and Drug Administration) ve ACIP (Advisory Committee on Immunization Practices) önerileri tamamen aynı olup hastanemiz Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği de bu konuda bilgilendirmeyi görev bilmiştir. Halen etkinliği bilinen iki ayrı firmaya ait HPV aşısı vardır. Bunlardan birisi GSK firmasına ait ikili aşı Cervarix® ve diğeri MSD firmasına ait dörtlü aşı Gardasil®’dir.

Bu iki aşı için de mümkünse seksüel ilişki öncesi olmak üzere 11-12 yaş kız ve erkek çocukları; ancak seksüel ilişki söz konusu olsa da 9-26 yaş kızlara ve kadınlara HPV testi yapılmaksızın üç doz halinde aşı yapılabilir. Ayrıca 43 yaşa kadar kadınlarda yapıldığında aynı etkinin var olduğu gösterilmiştir.

Kanser için her iki aşıda HPV 16 ve 18’e karşı antijen vardır ki bu iki tip rahim ağzı kanserlerinin %70-80’inden sorumludur. Aşılar içerisinde bulundurdukları bu iki HPV tipine karşı korurlar. Dörtlü aşıda (Gardasil®) ayrıca siğillerin %90’ından sorumlu olan HPV 6 ve 11’e karşı koruma da söz konusudur. Aşı yapılsa da diğer tiplerle kanser gelişebileceğinden Pap smear taramasına devam edilecektir.

Her iki aşı da etkili olabilmesi için üç doz kas içerisine (kol veya kalçadan) yapılmalıdır. Dörtlü aşı aşının ilk dozu yapıldıktan sonraki 2. ve 6. aylarda tekrarlanmalıdır. İkili aşı ise ilk dozdan sonraki 1. ve 6. aylarda tekrarlanmalıdır.

Gebelerde başlanmamalıdır. İlk doz yapıldıktan sonra gebe kalındıysa gebelik sonrası sıfırdan başlanmalıdır. İki doz yapıldıktan sonra gebelik söz konusu ise üçüncü doz emzirme döneminde doğumdan sonraki 6. haftadan itibaren güvenle yapılabilir. Gebe olduğu bilinmeden aşı yapılmış ise gebeliğin sonlandırılmasına gerek yoktur; doğumsal özür artışı gösterilmemiştir. Emzirme döneminde güvenle yapılabilir.

Bugünkü bilgilerin ışığında rapel (tekrar doz) gerekli değildir.

Bu aşılar canlı veya ölü virus bulundurmadığından yan etki olarak HPV enfeksiyonu, HPV ilişkili kanser veya ölüme neden olamazlar. Sadece aşı yerine bağlı kızarıklık, ağrı ve şişlik gibi tüm aşılarda var olan basit yan etkileri görülebilir.

Büyük özel sağlık sigortaları dışında geri ödeme kurumları tarafından aşının ücreti ödenmemektedir

Myom Nedir?

Rahim yumruları (myomlar) rahimdeki selim (iyi huylu, kanser olmayan) büyümelerdir. Kadın pelvisinde ( leğen kemiği bölgesi, kasık) görülen en sık büyüme tipidir. Tüm kadınların yaklaşık % 25-50’sinde bulunur. Myomları olan pek çok kadın bundan haberdar değildir, çünkü bu yumrular küçük kalabilirler, belirti veya sorun oluşturmazlar. Ancak bazı kadınlarda myomlar büyüklük, sayı ve yerleşimlerinden dolayı sorun yaratabilir. Tüm anormal büyümeler gibi, myomlar bir doktor tarafından incelenmelidir. Bu bölüm

Myom Çeşitleri

Myomlar kadınlarda oldukça sık görülen iyi huylu büyümelerdir. 35 yaş üzerindeki yaklaşık her dört yada beş kadından biri bunlara sahiptir. Rahim yumruları rahmin kas tabakasını oluşturan hücrelerden gelişen büyümelerdir.

Myomların büyüklüğü, şekli ve yerleşimi büyük farklılıklar gösterebilir. Rahmin içerisinde duvarında veya dış yüzeyinde görülebilirler.

Myomlar büyüklük bakımından değişkenlik gösterir. Bezelye kadar küçük olabileceği gibi tüm karnı dolduracak boyutlara ulaşabilir. Büyüdükçe rahmin dışı kadar içini de bozabilir.

Bir kadında sadece tek bir myom veya değişik büyüklükte çok sayıda olabilir. Uzun bir süre çok küçük kalabilir, birden hızla büyüyebilirler, veya yıllar boyunca yavaş yavaş büyüyebilirler.

Nedenleri

Myomlar 30-40 yaşlarındaki kadınlarda en sıktır, ancak her yaşta görülebilirler. Myomlar oldukça sık olmalarına rağmen onlara neyin neden olduğu hakkında çok az şey bilinmektedir. Kadın hormonu östrojen büyümelerini artırıyor gibi gözükmektedir. Vücuttaki östrojen düzeyleri doğal olaylara bağlı olarak artabilir yada azalabilir. Örneğin, gebelik östrojende artışa sebep olur, menopoz ise düşüşe. İlaçlar da östrojen düzeylerinde değişikliğe yol açabilir.

Belirtiler

Myomların çoğu, büyük olanlar bile, hemen hiç belirti vermezler. Belirtiler olursa, bunlar sıklıkla şöyledir:

Adetlerde değişiklikler

Ağrı

Baskı

Rahimde ve Karında Büyüme

Düşükler ve Kısırlık

Bu belirtiler başka sorunların da işareti olabilir. Bu yüzden herhangi bir belirti durumunda doktorunuzu görmelisiniz.

Tanı

Myomların ilk işaretleri rutin bir jinekolojik muayene sırasında tespit edilebilir. Myomlar hakkında daha fazla bilgi verebilecek birtakım incelemeler vardır:

Görüntüleme tetkikleri, magnetik rezonans görüntüleme (MRI) ve bilgisayarlı tomografi (BT) gibi, kullanılabilir, ancak nadiren gerekir. Bazen bu tetkikler veya diğer işlemler başka bir tıbbi sorunu veya belirtileri incelemek için kullanıldığında rastlantısal olarak myomlar saptanabilir.

Sorunlar

Myomların çoğu sorun oluşturmamasına karşın nadiren komplikasyonlar gelişebilir. Rahme bir sap ile bağlı olan myomlar sap etrafında dönebilir. Bu ağrı, bulantı yada ateş yapabilir. Myomlar enfekte olabilir (iltihaplanabilir). Pek çok olguda bu ancak o alanda zaten bir enfeksiyon varsa olur. Çok nadir olgularda myomun hızlı büyümesi ve diğer belirtiler kanseri gösterebilir.

Çok büyük bir myom karnın şişmesine sebep olabilir. Bu tam bir jinekolojik muayene yapmayı zorlaştırabilir.

Myomlar ayrıca kısırlığa neden olabilir. Ancak myomlar bir çiftin kısırlığının nedeni olarak düşünülmeden önce diğer faktörler araştırılmalıdır.

Tedavi

Belirtilere yol açmayan, küçük olan veya menopoza yaklaşan bir kadında görülen myomlar sıklıkla tedavi gerektirmez. Ancak, belli yakınmalar ve belirtiler tedavi gerekliliğini işaret edebilir:

Myomlarınız varsa veya geçmişte olduysa, düzenli kontroller yaptırdığınızdan emin olun. Myomların belirtilerine sahipseniz hemen doktorunuzu görün. Myomlar ilişki sırasında ağrıya sebep olmadıkça cinsel aktivitenizi kısıtlamaya gerek yoktur.

Myomlar ilaç veya cerrahi ile tedavi edilebilirler. İlaçlar, gonadotropin salgılayıcı hormon (GnRH) agonistleri gibi, myomları cerrahiye hazırlık için geçici olarak küçültmede ve kanamayı kontrol etmede kullanılabilirler. Tedavi seçimi sizin kendi istekleriniz ve doktorunuzun myomların büyüklüğü ve yerleşimi hakkındaki tıbbi önerileri gibi etkenlere bağlıdır.

Myomektomi

Myomektomi rahmi yerinde bırakarak myomların cerrahi çıkarılmasıdır. Kadın rahmini muhafaza ettiği için çocuk sahibi olabilme şansı vardır. Bir kadın gerçekten myomektomiden sonra gebe kalırsa sezaryanla doğum yapması gerekebilir (bebek annenin karnına ve rahmine yapılan cerrahi bir kesiden doğurtulur). Ancak bazen myomektomi kısırlığa yol açabilecek rahim içi veya dışı yara izlerine neden olur.

Myomlar çıkarıldıktan sonra tekrar gelişebilir. Tekrarlamanın olasılığı myom sayısı ile yakın ilişkilidir.

Myomektomi birkaç değişik yolla yapılabilir:

Kullanılan metod myomların yerleşimi ve büyüklüğüne bağlıdır. Laparotomi için karına bir kesi yapılır. Myomlar daha sonra bu kesiden çıkarılır. Myomlar ayrıca karnın içini görmede kullanılan laparoskop yoluyla da çıkartılabilir.

Histeroskopi rahim boşluğunun içine doğru çıkıntı yapmış myomları çıkarmada kullanılabilir. Myomlar rezektoskop ile, elektrik gücü kullanan ince bir tel halka, veya lazer ile çıkarılabilir. Bu aletlerin her ikisi de histeroskoptan içeri yerleştirilebilir. Rahmin duvarlarında derindeki myomları çıkartamasa da bu yöntem sıklıkla bunların sebep olduğu kanamayı kontrol edebilir. Vakaların çoğunluğunda gece hastanede kalmak gerekmez.

Uterin Arter Embolizasyonu

Myomları tedavi etmede bir diğer yol uterin arter embolizasyonu (UAE) diye adlandırılır. Bu yöntemle rahme giden kan damarları tıkanır. Bu, myomların büyümesine olanak sağlayan kan akışının kesilmesine yardımcı olur.

Bu uygulama genellikle bir hastanede özel olarak eğitilmiş bir radyolog tarafından gerçekleştirilir. Bazı vakalarda ayaktan bir uygulama şeklinde yapılır. Diğer durumlarda, hastanede bir gece geçirmeniz gerekebilir.

Kendinizi rahatlamış hissetmenizi sağlayacak ilaçlar verilir. Kasık bölgenize küçük bir insizyon (kesi) yapılır. Daha sonra kateter denen küçük bir tüp rahmin iki arterinin (atardamar) her birinden geçirilir. Kateter ile myoma kan taşıyan arterlerin içine küçük partiküller (yaklaşık kum tanesi büyüklüğünde) enjekte edilir. Bu myoma olan kan akışını durdurur ve küçülmesine neden olur.

Pek çok kadın işlemden sonra birkaç saat ağrılı kramplar yaşar. Bazı kadınlarda bulantı veya ateş olur. İlaçlar sıklıkla bu belirtilerin tedavisine yardımcı olur.

Nadir olsa da UAE ile bazı komplikasyonlar olabilir. Komplikasyonlar enfeksiyon ve rahmin yaralanmasını içerir. Kadınların çoğunda düzenli adet periyotları işlemden kısa süre sonra geri döner. Ancak nadir durumlarda adet yeniden başlamaz ve menopoz başlar. Bu, uygulama zamanında 45 yaş ve üzerinde olan kadınlarda daha sıklıkla görülür. UAE’nun bir kadının üretkenliği, çocuk sahibi olması üzerindeki etkileri bilinmemektedir. Çocuk sahibi olmayı isteyebilecek kadınlar diğer tedavi şekillerini düşünmek isteyebilirler. Bu yöntem her tür myoma uygulanamaz. Bu seçeneği denemek isteyen hastaların bu yönteme uygunlukları açısından bir Kadın-Doğum uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerekir. Doktorunuzla UAE’nun sizin için bir seçenek olup olmadığını konuşunuz.

Histerektomi

Histerektomi rahmin çıkarılmasıdır. Yumurtalıklar çıkarılabilir veya çıkarılmayabilir.

Bu işlem için, rahim karındaki bir kesiden veya vajinadan çıkartılabilir. Kullanılan yöntem myomların büyüklüğüne dayanır. Ağrı duyulmaması için, genel anestezi verilebilir, bu sizi uyutur, yada bölgesel anestezi kullanılabilir, bu vücudunuzun alt tarafındaki duyu hissini ortadan kaldırır. Bu işlemden sonra birkaç gün hastanede kalmanız gerekebilir.

Histerektomi aşağıdaki durumlarda gerekebilir:

Doktorunuz histerektomi yapılmanız gerektiğini düşünürse, öncelikle endometriumun (rahmin iç tabakası) hastalıkları gibi rahimle ilgili diğer sorunları dışlayacaktır. Histerektomi yapıldıktan sonra bir kadın artık çocuk sahibi olamaz.

Myomlar ve Gebelik

Gebe kadınların küçük bir kısmında myomlar vardır.

Gebelik sırasında myomların boyutunda artma olabilir. Bu büyümenin büyük kısmı rahme gelen kan akımından kaynaklanır. Gebeliğin vücut üzerine yüklediği diğer taleplerle de birleşerek, myomların büyümesi rahatsızlık, baskı hissi, yada ağrı oluşturabilir. Hastaların çoğunluğunda gebelikten sonra myomların boyutunda küçülme olur.

Myomlar şunların riskini artırabilir:

Nadiren, büyük bir myom rahim ağzını kapatabilir yada bebeğin doğum kanalından geçişini engelleyebilir. Bu durumda sezaryen doğum yapılır. Olguların çoğunda, büyük bir myom bile gebelik sırasında rahim genişledikçe bebeğin yolundan çekilecektir. Büyük myomları olan kadınlar doğumdan sonra daha fazla kan kaybı yaşayabilirler.

Sıklıkla, myomların gebelik sırasında tedavi edilmeleri gerekmez. Ağrı yada rahatsızlık gibi belirtileriniz oluyorsa, doktorunuz istirahat verebilir. Bazen myomları olan gebe bir kadının ağrı, kanama yada erken doğum tehdidi nedeniyle bir süre hastanede kalması gerekebilir.

Sonuç Olarak

Myomlar kadınlarda oldukça sık görülen iyi huylu büyümelerdir. 35 yaş üzerindeki yaklaşık her dört ya da beş kadından birinde bulunur. Myomlar hiçbir belirtiye neden olmayabilir ve tedavi gerektirmeyebilir.

Myomlarınız varsa ya da geçmişte olduysa, doktorunuz tarafından düzenli bir şekilde kontrol edilmelisiniz. Düzenli kontroller yaptırmak ve uyarıcı belirtiler hakkında dikkatli olmak tedavi gerektirebilecek değişikliklerden haberdar olmanıza yardımcı olacaktır.

Doğum Kontrol Hapları İle İlgili Önemli Noktalar

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası