intibah olay örgüsü / Edebiyat Etkinlikleri: sayfa 54-58 11. Sınıf Edebiyat İntibah romanı

Intibah Olay Örgüsü

intibah olay örgüsü

İNTİBÂH Yâhud SERGÜZEŞT-İ ALİ BEY (NAMIK KEMAL)
roman
Namık Kemal (d. 21 Aralık 1840 - ö. 2 Aralık 1888)

ISBN: 978-9944-237-87-1


İntibah ya da diğer adıyla Sergüzeşt-i Ali Bey, Namık Kemal’in Kıbrıs/Magosa’daki sürgün döneminde kaleme aldığı “ilk edebi roman” olma özelliği taşıyan eseri. Roman, ilk defa 1876 yılında Vakit gazetesinde tefrika edilmiştir. Orhan Okay, İntibah’ın ilk iki basımının 1876 diğer ikisinin ise ona yakın yıllarda olmak üzere dört defa basıldığını ifade eder. 1944 yılında yeni harflerle ilk defa Mustafa Nihat Özön’ün esere ilave edilen ön sözüyle basılır.

Romanın olay örgüsü genel hatlarıyla şu şekildedir: Ali Bey, Çamlıca yakınlarında bulunan bir konakta ailesiyle birlikte yaşayan iyi bir eğitim almış, zengin bir ailenin çocuğudur. Ancak Ali Bey’in 20 yaşında babasını kaybetmesi hayatındaki en büyük trajedi ve yıkım olur. Melankolik bir tavra bürünür, babasının kendisine inşa etmiş olduğu kitaplar ve onların çevrelediği dünya artık kendisine yetmemeye başlar. Gündelik hayatı ve kaleme gidip gelmesi de kendisini değiştirmez. Validesi de oğlundaki bu değişime yakından tanık olur. Oğlunun biraz olsun düzelmesi için kendisine evlerinin yakınındaki Çamlıca tepesinde gezintilere çıkmasını salık verir. Ali Bey, başlarda bu gezintilere gönülsüzce katılsa da zaman içinde hayatındaki vazgeçilmez unsurlardan birisi haline gelir. Ali Bey’in Çamlıca’daki gezintileri kalem arkadaşlarının da dikkatini çeker. Bir gün kendileri için burada bir ziyafet tertip etmesini isterler. Ali Bey, Salı gününü uygun görür. Ancak arkadaşları Cuma günü burasının çok daha güzel ve hareketli olduğundan bahisle ziyafet tertibini bu günde yapmasını tavsiye ederler. Buluşma gününde arkadaşlarının bazı bayanlarla belli işaretleşmelerle irtibat kurmaları üzerine onlardan öğrendiği şekilde kendisi de oradan geçen bir arabayla işaretleşir. Karşı taraftan da cevap verilmesi üzerine arkadaşlarından mevcut durumun ne anlama geldiği konusunda bilgi alır. Bunun kendisiyle görüşmek istendiği manasına geldiğini anlayınca ertesi gün erkenden soluğu Çamlıca’da alır. Amacı yeniden aynı arabayı bulabilmektir. Ancak o gün aynı arabayı göremez. Akşam eve geç döner. Validesinin soruları ve endişesi üzerine de ilk yalanını söyleyerek kalemdeki işlerin yoğunluğundan dem vurur. Bir gün sonra sabah erkenden Çamlıca’ya gider ve tesadüf eseri aynı yerde arabaya rastlar, arabanın peşine takılır. Açık bir yere gelince arabadan inen bir bayan yanına gelir. Bu kişi Mehpeyker adında bir aşüftedir. Erkekleri tamamen güzelliği ve cazibesiyle kendisine hayran bırakan ve ağına düşürdüklerini maddi ve manevi yönden sömüren feleğin çemberinden geçmiş bir kişidir. Ali Bey’i görür görmez onun saf, temiz bir aileden geldiğini anlar. Kendisini dürüst, namuslu, eline erkek eli değmemiş, çekingen bir kız gibi ona lanse eder, ondan ilk gördüğü andan itibaren hoşlandığını belirtir. Ali Bey, Mehpeyker’i ilk gördüğü andan itibaren vurulur. Bu beraberliği evliliğe dönüştürmek adına ilk andan itibaren hamleler yapsa da Mehpeyker’in amacı onunla gönül eğlendirmekten ibarettir. Bu doğrultuda içinde bulunduğu koşullar altında evlenmesinin mümkün olmadığını ancak kendisiyle sık sık görüşebileceğini beyan eder. Aslında böyle bir evlenme teşebbüsünün kendisinin kirli geçmişini ortaya çıkaracağını bildiğinden böyle bir karar almıştır. Böylece Ali Bey’le Mehpeyker buluşmaya başlarlar. Ali Bey yaşadığı deneyimleri kalemden bir arkadaşıyla Atıf Bey’le paylaşır. Atıf Bey, bir münasebetle dayısı Mesut aracılığıyla tahkikat yaptırır. Mehpeyker’in gerçek yüzünü öğrenir. Durumu Atıf Bey’le paylaştığı gibi Ali Bey’i de uyarır. Ali Bey, gerek Atıf Bey gerekse dayısının uyarıları sonucunda Mehpeyker’le olan ilişkisini sonlandırma isteği duyar. Bu doğrultuda her zamanki buluşma yerinde Mehpeyker, Mesut Bey’in kendisi hakkındaki bilgileri karşı tarafa aktardığını bildiğinden kurban rolüne soyunur ve acıklı bir hayat hikâyesi uydurur. Ali Bey ayrılma arifesinden yeniden bağlanma noktasına geçer. Atıf Bey durumu Ali Bey’in annesine iletir. Validesine dayısıyla da konuşmasını salık verir. Mesut Bey, validesine verdiği tavsiyede oğlunun bir kara sevdaya tutulduğunu bu sevdadan vazgeçmesini sağlamak için yapılacak en iyi şeyin güzel, cazibeli bir cariye almak olduğunu söyler. Validesi de bu doğrultuda yaptığı araştırmalar sonucunda Dilaşupta karar kılar. Ali Bey başlangıçta çok fazla Dilaşup’a meyl etmese de bir gün Mehpeyker’in kendisinden üç gün buraya gelmemesini istemesi üzerine şüphelenip evine gider. Evinde bir gece beklemesine rağmen gelmemesi kafasındaki soru işaretlerini artırır. Mehpeyker ise kendisine finansal destek sağlayan bir diğer aşığı Abdullah Bey’den kendisini bir müddet rahatsız etmemesi için anlaşma yapmak amacıyla gitmiştir. Geri döndüğünde Ali Bey’le tartışırlar ve Ali Bey kafasında bu işi bitirme kararı alır. Evine döner, annesinin kendisi için uygun gördüğü ve evlenmesini istediği Dilaşup’la ilgilenmeye başlar. Mehpeyker, bir müddet Ali Bey’i bekler. Ancak gelmemesi üzerine ve eve yeni bir cariye alındığını öğrenmesinin ardından Abdullah Bey’e danışarak Ali Bey’in gözünde Dilaşup’u kötü birisi olarak göstermek için bir tezgâh kurar. Hamamda yıkanırken benlerini görürler. Ali Bey’in gezintiye çıktığı bir zamanda Abdullah Bey yanındaki kişilerle bilinçli bir şekilde Dilaşup’tan alelade bir aşüfte gibi bahsettirir. Ali Bey duydukları karşısında büyük bir hışımla eve gider. Sinir krizi geçirir. Dilaşup’u döver ve evden atılmasını ister. Annesi çaresizce durumu kabullenmek zorunda kalır. Mehpeyker, önceden yapmış olduğu plan doğrultusunda Dilaşup’u satın alır ve kendisi gibi birisi olmasına çalışır. Ancak Dilaşup şiddetle mukabele eder. Ali Bey ise kendisini içki, kumar ve kadına verir. Her şeyini kaybeder annesi üzüntüden hastalanır ve kısa süre sonra ölür. Mehpeyker’in de bulunduğu bir işret meclisinde ona en ufak bir itibarda dahi bulunmadığı gibi aşağılar. Mehpeyker mevcut durumun ümitsizliği içinde aşığı Abdullah Efendi’ye danışır ve onun da önerisiyle Ali Bey’in ortadan kaldırılmasının en uygun seçenek olduğunda karar kılınır. Ali Bey, bir gece Üsküdar’da bir bağa eğlentiye çağrılır. Mehpeyker intikamını almak için Dilaşup’u da yanında götürür. Dilaşup, kendisini bıraktıkları bir odadan Mehpeyker’le Ali Bey’i öldürecek kişinin aralarındaki konuşmaları işitir. Hiçbir şeyden habersiz Ali Bey’i bularak kendisini öldürmek istediklerinden bahseder. Ali Bey işin ciddiyetini kavradıktan sonra bir fırsat bularak evden çıkar ve karakola giderek durumu anlatır. Dilaşup beyin bıraktığı paltosunu giyerek onun bulunduğu odada kalır. Ali Bey’i öldürmek için gelen kişi onun yerine Dilaşup’u kalbinden bıçaklar. Dilaşup ölmeden önce Ali Bey ve beraberindekiler gelir. Ali Bey, Dilaşup’un kendisine olan sevgisini ve bu uğurda canını bile çekinmeden verebileceği gerçeğini anlar. Mehpeyker Ali Bey’in geldiğini sesinden duyarak saklandığı gizli bölmeden çıkar. Gerçekleri açıklar. Ali Bey Dilaşup’u öldüren bıçağı kaptığı gibi Mehpeyker’in beynine saplar. Ali Bey böylece katil olur, yakalanıp hapse atılır. Mesut Efendi, Dilaşup’un Ali Bey’in annesi Fatma Hanım’ın yanına gömülmesini sağlar. Abdullah Efendi’ye inme iner. Ali Bey ise altı ay sonra vefat eder.

Ahmet Hamdi Tanpınar, Namık Kemal’in İntibah adlı eseri hakkında “ahlaki bir tez ve tenkit romanı” olarak addeder. Ömer Faruk Akün, romanın Namık Kemal’in diğer aile ve ahlak meselelerinin yer aldığı makalelerindeki görüşlerini yansıttığını belirtir. Ayrıca şahısların psikolojik tahlillerine yer veren ilk eser olarak görür. Mehmet Kaplan’a göre, İntibah romanı realite ve ruh hadiselerini tasvir ediş bakımından eski hikâyelerimizden tamamen ayrı bir yapıya sahip olup yeni edebiyatımızı kuran bir eserdir. Ayrıca Recaizade Mahmut Ekrem’in Araba Sevdası ile Sami paşazadenin Sergüzeşt romanlarının da İntibah’ın tesiri altında yazıldığını belirtir. Orhan Okay, İntibah romanını “eski hikâye geleneğimizle Avrupai tarz roman arasındaki ilk edebi metin” olarak görür. Önder Göçkün ise İntibah’ın gerek muhtevası gerekse Avrupai teknik özellikleri ile Türk romanının önde gelen eserlerinden birisi olarak addeder.

Yazarın biyografisi hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. "Namık Kemal". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/namik-kemal

Eserden Örnekler


Bey konağa gelinceye kadar dünyada ne kadar emeli, ne kadar zevkı var ise hepsini birer birer hatırdan geçirdi. Fakat her bir nefsi için bir azab-i diğer hükmünde göründü. Hayat ile arasında hırs-i intikamdan başka bir şey kalmamış idi. Dilâşup için âlemde eşedd-i belâya olan mevti ahaff-i mücezat[cezaların en hafifi] addederdi.Konağa geldiği sırada validesi ile kız sokakta bulunduklarından derununda mültehip[alevlenmiş] olan naire-i gazap[öfke ateşi] menfez bulamamış ateş gibi sine sine vücudunu hakister etmeye başlamış idi. Güya ki etrafını ihata eden nesim bütün havası memattan ibaret olarak her nefes aldıkça hayatının bir cüz’ünü fena-pezir ederdi. Bu ıstırap ile gâh dudağını ısırarak, gâh dişlerini gıcırdatarak muttasıl odanın içinde gezinir ve her dakikada bir kerre sekteye yakın bir durgunluktan humma deliliğinden şedit bir tehevvüre intikal ve bir iki dakika sonra yine aksine avdetle gâh şüphe gibi hazin hazin güler, gâh yetim gibi garip garip ağlardı (Namık Kemal 1971:178).

Kaynakça


Akün, Ömer Faruk (2006). “Nâmık Kemal”, TDV İslâm Ansiklopedisi, C. 32. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yay. 361-378.

Dino, Güzin(1978).Türk Romanının Doğuşu. İstanbul: Cem Yayınevi.

Dizdaroğlu, Hikmet (1995). Namık Kemal Hayatı-Sanatı-Eserleri. İstanbul: Varlık Yay.

Fuat, Memet (1999). Namık Kemal: Yaşamı, Düşünce Dünyası, Sanatçı Kişiliği, Seçme Yapıtları. İstanbul: YKY Yay.

Göçgün, Önder (1987). Nâmık Kemâl. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay.

Kaplan, Mehmet (1948). Namık Kemal Hayatı ve Eserleri. İstanbul: İbrahim Horoz Basımevi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yay.

Namık Kemal (1971). İntibah-Sergüzeşt-i Ali Bey. (hzl. Mustafa Nihat Özön). İstanbul: Remzi Kitabevi.

Okay, Orhan (2014). Edebiyat ve Edebi Eser Üzerine. İstanbul: Dergâh Yayınları.

Nur, Rıza (2017). Namık Kemal: Hayatı, Divanı, Eserleri. (hzl. Mehmet Soğukömeroğulları, ed. Göktürk Ömer Çakır). İstanbul: Doğu Kütüphanesi.

Tanpınar, Ahmet Hamdi (2012). On Dokuzuncu Asır Türk Edebiyatı Tarihi. İstanbul: Dergâh Yay.

Tanpınar, Ahmet Hamdi(2011). Edebiyat Üzerine Makaleler. İstanbul: Dergâh Yay.

Uçman, Abdullah (2006). “Namık Kemal”, Tanzimat Edebiyatı (ed. İsmail Parlatır). Ankara: Akçağ Yay. 201-288.

Yücebaş, Hilmi (1959). Bütün Cepheleriyle Namık Kemal Hayatı-Hâtıraları-Şiirleri. İstanbul: Ahmet Halit Yaşaroğlu (Dizerkonca Matbaası).


Benzer Eserler

#MaddeYazarMadde Yazarıİşlem
1ÂKİF BEY (NAMIK KEMAL)Namık Kemal Araş. Gör. Hatice Büşra Tuna
Görüntüle
2BAHÂR-I DÂNİŞ (NAMIK KEMAL)Namık Kemal Dr. BİLAL DEMİR
Görüntüle
3BÂRİKA-İ ZAFER (NAMIK KEMAL)Namık Kemal Dr. Aybige Başeğmez Çetin
Görüntüle
4CELÂLEDDİN HARZEMŞAH (NAMIK KEMAL)Namık Kemal Öğretmen Doğukan Ali Paker
Görüntüle
5CEZMİ (NAMIK KEMAL)Namık Kemal Dr. Polat SEL
Görüntüle
6DEVR-İ İSTÎLÂ (NAMIK KEMAL)Namık Kemal Dr. Aybige Başeğmez Çetin
Görüntüle
7DÎVÂN-I NÂMIK KEMÂL / EŞ’ÂR-I KEMÂL (NÂMIK KEMÂL)Namık Kemal Doç. Dr. Lokman Taşkesenlioğlu
Görüntüle
8EVRÂK-I PERÎŞÂN (NAMIK KEMAL)Namık Kemal Dr. Aybige Başeğmez Çetin
Görüntüle
9GÜLNİHÂL (NAMIK KEMAL)Namık Kemal Araş. Gör. Hatice Büşra Tuna
Görüntüle
10KANİJE (NAMIK KEMAL)Namık Kemal Araş. Gör. Hatice Büşra Tuna
Görüntüle
11İRFAN PAŞA'YA MEKTUP (NAMIK KEMAL)Namık Kemal Diğer Cansu Hin
Görüntüle
12MAKÂLÂT-I SİYÂSİYYE VE EDEBİYYE (NAMIK KEMAL)Namık Kemal Öğr. Gör. Kamil Parın
Görüntüle
13MEKTUPLAR (NAMIK KEMAL)Namık Kemal Dr. Öğr. Üyesi ELİF KAYA
Görüntüle
14MUKADDİME-İ CELÂL: CELÂLEDDÎN HARZEMŞAH MUKADDİMESİ (NÂMIK KEMAL)Nâmık Kemal Diğer Cansu Arslanoğlu
Görüntüle
15RENAN MÜDÂFANÂMESİ (NAMIK KEMAL)Namık Kemal Öğretmen Doğukan Ali Paker
Görüntüle
16MÎZÂNÜ'L-BELÂGA (ABDURRAHMAN SÜREYYÂ)Abdurrahman Süreyyâ, Mîrdûhî-zâde Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
17SÜNÛHÂT (ABDÜLVEHHÂB)Abdülvehhâb, Bolulu Dr. Öğr. Üyesi Adem Özbek
Görüntüle
18BELÂGAT-I LİSÂN-I OSMÂNÎ (AHMED HAMDİ)Ahmed Hamdi, Şirvânî Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
19LUGAT-I KÂMÛS (AHMED LÜTFÎ)Ahmed Lütfî Efendi Diğer Hamza Havuz
Görüntüle
20LEHCE-İ OSMÂNÎ (AHMET VEFİK PAŞA)Ahmed Vefîk Paşa Diğer Hamza Havuz
Görüntüle
21ISTILÂHÂT LÜGATİ (YENİŞEHİRLİ AVNÎ)Avnî, Yenişehirli Dr. Bihter Gürışık Köksal
Görüntüle
22BELÂGAT-I OSMÂNİYYE (CEVDET PAŞA)Cevdet Paşa, Ahmed Cevdet Paşa, Lofçalı Prof. Dr. Mücahit Kaçar
Görüntüle
23HADÎKATÜ'L-BEYÂN (HACI İBRÂHİM EFENDİ)Hakkı, Hacı İbrâhim Hakkı Efendi Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
24SEFÎNETÜ’L-İNŞÂ (HÂLET)Hâlet, İbrâhim Hâlet Bey, İstanbullu Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
25SEVDÂ-YI NİHÂN (HÂLİD)Hâlid, Yenişehirli-zâde Hâlid Eyyûb Bey Doç. Dr. Macit Balık
Görüntüle


1.      ESERİN ADI                :İNTİBAH 

         A. YAZARI                 : NAMIK KEMAL

         B. BASKI YILI             : 1973

         C. SAHİFESİ                : 128

         D. BASILDIĞI MATBAA :SULHİ BARAN MATBAASI

       A.     ROMANIN ÖZETİ
     İyi yetiştirilmiş bir genç olan Ali Bey, İstanbul Çamlıca'da Mahpeyker adlı "kötü bir kadına" tutulur.Annesi Ali Beyi , bu kadından ayırmak için evine Dilaşup adlı cariyeyi alır.Terk edildiğini anlayan Mahpeyker, Ali Beyden öç almak ister.Mahpeyker, Dilaşup'a iftira atarak Ali Beyi öldürtmek ister.Dilaşup Ali Beyi ölümden kurtarır; ama kendisi ölür.Ali Bey de Mahpeyker'i öldürür ve hapse atılır.Ali Bey daha sonra hapisteyken ölür...

İntibah'ın Olay örgüsü:

 Babasının ölümü üzerine Ali Beyin bunalıma girmesi... Annesinin onu arkadaşlarıyla Çamlıca'ya göndermesi...Ali Beyin Çamlıca'da Mahpeyker ile karşılaşması ve ona  aşık olması...Ali Bey'in Mahpeyker'i görmek için her gün Çamlıcaya'ya gitmesi...Mahpeyker'in nasıl bir kadın olduğunun anlatılması...Ali Bey ve Mahpeyker'in gizli gizli buluşmaları...Mahpeyker'in Ali Beyi ikna etmek için türlü yollar denemesi...Mahpeyker'in Ali Beyden intikam alma planları yapması...

  3. MUHTEVA(içerik) BİLGİSİ

A.     ANA FİKİR :

           Karşılaştıkları olaylar hakkında derinlemesine değerlendirme yapmadan karar veren

   insanlar çoğu zaman yanlış yaparlar.Ve ne yazık ki bu karardan dönmeleri de çok zor

   olur.Genellikle son pişmanlık fayda vermez...

                      B. ALINACAK DERSLER :

·         Güvendiğimiz insanları iyi tanımamız lazımdır.

·         Sevdiğimiz insanları seçerken çok dikkatli olmalıyız.

·         Kalbimizin sesini dinlerken beynimizin de sesini dinlemeliyiz.

·         Aşık olunmaması gereken kişilere aşık olanların hayatları alt-üst olur.

·         Seçimlerimiz yaparken sonuçlarını göz önünde bulundurmalıyız.

·         Kaybedecek bir şeyi olmayanlar hiçbir şeyden korkmazlar.

·         Düşünerek karar vermeliyiz.

·         Bir anlık zevkler uğruna hayatımızı karartmamalıyız.

B.     OLAYIN KİŞİLERİ VE TAHLİLLERİ :

  ( 1 ) FİZİKİ TAHLİLİ

            ALİ BEY : Yirmi bir, yirmi iki yaşlarında yakışıklı bir delikanlıdır.Sarı benizli, kızların dikkatini çeken bir tiptir.Mahpeyker'in ona vurulmasının tek sebebi de onun bu karşı konulmaz çekiciliğidir.            MAHPEYKER : Boyu posu gayet düzgün, siyahımsı samur saçlı, ince düz kaşlı   noktalı yeşil gözlü, çekme burunlu, ufacık ağızlı, kor dudaklı bir kadındır.            ATIF BEY :Aşağı yukarı Ali Bey'le aynı yaştadır.Zarif biri olan Atıf Bey terbiyeli olduğu kadar düzgün giyimli ve bakımlı bir adamdır.            MESUT BEY : Ellili yaşlarda olan Mesut Efendinin şakaklarına aklar düşmüş, yüzünde   çizgiler belirginleşmiştir.Terbiyesini dış görünüşüyle açığa çıkarır.           FATMA HANIM : Ali Bey'in annesi olan Fatma Hanım, özellikle kocasının ölümünden  sonra iyice yaşlanmıştır.Ölmeden önce oğlunun mürüvvetini görmek ister.           ABDULLAH EFENDİ: Çok zengin olan Abdullah Efendi, Suriyeli bir Arap'tır.Yaşı   yetmişi geçtiği halde kadın, kız peşinde koşmaktan kendini alamaz.Yüzüne bakılamayacak kadar suratsız, çirkin bir adamdır.Yüzü çiçek bozuğundan delik deşik, rengi zenci hurması denilecek derecede koyu esmerdir.Alt  kısmı frengiden dökülmüş çentik,yarım burnu ;fırça yüzü görmemiş çürük dişleri; uyuz hayvan tüyü kadar seyrek bıyık ve sakalı, yüzünün korkunçluğunu bir kat daha arttırmaktadır.          DİLAŞUB : Vücudunun tüm güzellikleriyle tam bir melektir.Güzelliğiyle Ali Beyi  etkileyen Dilaşub,saçları sırma gibi sarı; alnı duru ve beyaz; tatlı mavi gözleri ve gülpembe  yanaklarıyla çok çekicidir.

                     ( 2 ) RUHSAL TAHLİLLER

           ALİ BEY : Vatanımızın kültür merkezi olan İstanbul'da büyümüş, özel öğretmenlerden ders almış, çok muhteşem şekilde öğrenim görmüştür.O kadar ki;daha on yaşına bastığı zaman birkaç yabancı dil öğrenmişti.Ali Beyin terbiyesine ve davranışlarına bakanlar kendisini adeta bir melek zannederlerdi.Fakat Ali fazlaca sinirli ve kanı oynak birisiydi.Bunun neticesi olan hiddetini, aldığı terbiye ve gördüğü şefkatli muameleler sayesinde, herhangi bir şeye karşı lüzumundan fazla, adeta esirlik derecesinde düşkünlüğü hemen her halinden anlaşılırdı.Her neye merak sarsa, bütün işlerini bir yana bırakır, dünyayı unutur, sadece onunla meşgul olurdu.Bir şeyi arzu eder de gerçekleştirmesinde küçük bir engele rastlasa arzusu ne kadar önemli olursa olsun, onu gerçekleştirmek için en büyük fedakarlıktan çekinmezdi.Hatta ufak bir emeline ulaşamayınca günlerce hastalanır; geceleri gizli gizli  ağlardı.

           MAHPEYKER : Terbiye ve ahlak bakımından Ali Beyin tamamen zıddıydı.Alçak ve

   namussuz bir aileden yetişmiş; daha on dört, on beş yaşına gelmeden rezaletin her çeşidiniöğrenmişti.Biraz okuyup yazma öğrendiği ve hemen bütün şahitlerini İstanbul'un tanınmış "kötü kadınlarıyla"  geçirdiği için şeytani zekası çok gelişmişti.İstediği adamı elde edip ona keyfinin istediği şekilde tahakküm ederdi.Son derece şehvet düşkünü olduğu için hoşlandığı erkekleri bin cilveyle hükmü altında tutmak ister ve bunu daima ustalıkla becerirdi.Yakışıklı erkekleri gerçekten severdi; fakat yılan bir adama nasıl sarılırsa bu da öyle sarılmak isterdi.Ve o erkeğin yalnız kendisine ait olmasını isterdi.

           ATIF BEY : Ali Beyin iş arkadaşı olan Atıf Bey en az Ali Bey kadar terbiyeli ve

   karakterli bir insandır.Kısa zamanda ALİ Bey ile arkadaş ve sırdaş  

   olmuştur.Fikirleri ve nasihatlarıyla Ali Beye yardımcı olmaya çalışmaktadır.

          MESUT BEY : Atıf Bey'in dayısı olan Mesut Bey İstanbul'un her köşesine sokularak

   çeşitli olayların içinde yoğrulmuş, dünyanın kaç bucak olduğunu anlamış, tecrübeli bir

   adamdır.Kötülerin düşmanı iyilerin dostudur.

           FATMA HANIM : Oğlunu gayet terbiyeli ve olgun şekilde yetiştirmeye dikkat

   ederdi.Oğlunun başına gelebilecek en ufak kötülük onu mahvederdi.Özellikle Mahpeyker'eaşık olduktan sonra oğlunun geleceğinden şüphe eder olmuştu.Asıl isteği ölmeden önce  hayırlısıyla oğlunun mürüvvetini görmekti.

           ABDULLAH EFENDİ : Suriye'nin en alçak, en ahlaksız adamlarından biriydi.Ortak

   olduğu tüccarları batırarak çok para kazanmış, bin bir hile ve düzenbazlıkla servetini kat kat arttırmıştı.Mahpeyker'le tanıştıktan sonra ona büyük bir ilgi duymuştur.

           DİLAŞUB : Bir cariye olarak Ali Beyin evine girmiştir.Ali Bey'le evlendikten sonra

   iftiraya uğraması sonucu satılmış ve Mahpeyker'in eline düştükten sonra bin bir sıkıntı ve

   işkenceye göğüs germiştir.Aslında Ali Beyi gönülden sevmektedir.

                       ( 3 ) SOSYAL TAHLİLLERİ

           ALİ BEY :Babı-Ali' de katiplik yapan Ali Bey,  özellikle babasının ünüyle tanınmış terbiyeli  ve dürüst biridir.Zor duruma düştüğünde babasından kalan mirası sayesinde geçinebilmiştir.

           MAHPEYKER : Tam anlamıyla bir "kötü kadın"dır..Aklı fikri

   beğendiği erkeklerle birlikte olmaktır.

           ATIF BEY : İstanbul'un ileri gelen ailelerinden birinin çocuğu olarak yetişmiştir.

   Eğitimini tamamladıktan sonra Bab-ı Ali'de katiplik yapmaya başlamıştır.

           MESUT BEY : Olgun ve terbiyeli karakteriyle, çeşitli yönleriyle tanınmış, güvenilir bir insandır.Gayet tecrübeli olan Mesut Bey İstanbul'u, özellikle de Çamlıca'yı tüm yönleriyle bilmektedir.

           ABDULLAH EFENDİ : Aşırı derecede zengin, bir o kadar da şerefsiz ve namussuzdur.Mısır'la yaptığı ticaret işleri sayesinde çok para kazanan Abdullah Efendinin yapamayacağı şerefsizlik ve adilik yoktur.Ondan her türlü kötülük beklenebilir.

  

OLAYIN GEÇTİĞİ MEKANLAR:

   Tabiat veya gezinti yeri olarak adlandırabileceğimiz Çamlıca bir dış mekân örneğidir.

Romanda dış dünyayı temsil eden en önemli mekân ise olayların başladığı ve gerçekleştiği yer olan Çamlıca'dır.

   Bilindiği üzere Tanzimat dönemi yazarlarını romanı kurgularken zorlayan durumlardan biri kadın ile erkeği bir araya getirmenin yarattığı güçlüktür. Bunun için ortak

bir bağa veya mekâna ihtiyaç duyulmakta bu sebeple çoğu kez efendi-köle veya akrabalar

arasındaki ilişkilerden yola çıkılmaktadır. Bu anlamda Çamlıca vb. mesire yerleri kadın ve

erkeğin rahatça görüştüğü bir yer olmasa da bir araya gelebildiği bir mekân olması

bakımından önemlidir. Dolayısıyla bir sosyalleşme aracı olan benzeri yerler romanı

kurgularken yazarlar için mekân olmanın ötesinde kurtarıcı bir işlev yüklenirler. 

   Çamlıca bu anlamda romanda hayatî bir göreve sahiptir. Mahpeyker ile Ali Beyin karşılaşmaları,tanışmaları, Mahpeyker'in gerçek kimliğinin ortaya çıkması ve ilk tartışmaları hep bumekânda ve bu mekân sayesinde gerçekleşir. Romanda mekân,  olayların gerçekleştiği yer olmanın dışında olayları tetikleyen veya olayların gidişatını belirleyen önemli bir unsurdur.

   Örneğin, Mahpeyker'in gerçek kimliğinin ortaya çıkışında veya Dilâşup ile ilgili

dedikoduların Ali Bey'e iletilip genç kadının gözden düşürülmesinde mekân böyle bir işlev

yüklenir. Dolayısıyla Çamlıca yazar için önemli bir yardımcı, roman içinse önemli bir

kahramandır. Ali Bey açısından ise hem birleştirici hem engelleyicidir.

   Yazar, olayların gelişiminde önemli bir işlev yüklenecek olan bu kahramanı bir an

önce okuyucusuna tanıştırmanın telaşıyla romana Çamlıca'yla veya mekân tasviriyle başlar.

Mekânın bu şekilde kullanımı Çamlıca açısından bir çeşit erken anlatımdır. Başka bir deyişle

yazar, Çamlıca'nın önemini bize baştan hissettirir. Ayrıca yukarıda da belirtildiği üzere Ali

Bey dış dünyayla teması sınırlı olan bir gençtir. O da tıpkı Çamlıca tepesi gibi şehre

dolayısıyla hayata dışardan, uzaktan bakmaktadır. Bu haliyle Çamlıca, Ali Bey'in hayatın

dışındalığının veya tecrübesizliğinin de ifadesidir.

     Çamlıca, Tanzimat nesliyle özdeşleştirilerek yüceltilmektedir. Oysa ki Çamlıca romanda bunun tam tersi bir anlama sahiptir. Mekân her ne kadar "firdevs-i a'lânın yere inmiş bir kıt'ası" (Namık Kemal, 2000, s.7)  yani cennetten bir parçaymış gibi tasvir edilse, önemli olayların gerçekleşmesine sebep olan ve aynı zamanda onlara mekân olan bir yer olsa da aslında yazarın gözünde olumsuz bir anlama sahiptir. Çünkü tüm kötülüklerin başlangıç yeri ve sebebi Çamlıca veya onun gerisinde yatan batılı zihniyettir. Yine aslında tüm kötülüklerin sebebi olan Ali Bey de Felatun Bey ve Bihruz'da olduğu kadar vurgulu ifade edilmese de Batılılaşmış bir züppedir. Tüm budalalıklarıyla babasının kendisine emanet etmiş olduğu yuvayı veya evi yok etmiştir.

İKİNCİ MEKAN EV

Romanda evin tasviri yapılmamakla birlikte eve ait unsurlar zaman zaman Ali Beyin

eve girip çıkışı sırasında isim olarak anılır. Sadece adları anılan bu kısım veya unsurlar

sırasıyla evin bahçesi, kapısı, üst kata çıkmaya yarayan merdiven Ali Beyin odasının kapısı

ve Ali Beyin yatağıdır. Anlaşılacağı üzere bunlar Ali Bey'in eve girişi çıkışı sırasında takip

ettiği güzergah boyunca adları zorunlu olarak anılan unsurlardır.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası