Tiroid nodülleri, boynumuzun ön kısmında yer alan tiroid bezinin içindeki çoğunlukla iyi huylu yumrulardır. Tıp dilinde “nodüler gutar” adı verilir, nodül sayısının birden fazla olması haline “multinodüler guatr” denilir.
RESİM: Tiroid bezinin yeri ve kabarık olarak görülen nodül
Tiroid nodülü ortalama her kişiden birinde görülür. Nodüllerin bu kadar sık olmasına karşın kanserleşme az görülür (%).
Tiroid nodülleri bayanlarda erkeklere kıyasla 6 misli daha sıktır. Hastanın yan yana bir kaç adet veya sadece bir tane (solitary) nodülü olabilir. Nodülünün tek başına olması (kanserleşme riski daha yüksek olduğu için) hoşumuza gitmez.
Tiroid nodüllerinin neden oluştuğu tam olarak bilinmemekle birlikte ailede tiroid nodülü olanlarda daha sık görülmesi genetik bir ilişki olduğunu düşündürmektedir.
Belirtiler nelerdir?
Tiroid nodülü çok büyük olmadıkça hiçbir belirti vermez. Bazı kişilerde dışardan gözle görülecek kadar büyük olurken bazılarında ancak muayenede doktorun eline gelir. Check-up kontrollerinde tiroid sonografisi yapılması küçük nodüllerin daha sık yakalanır olmasına neden olmuştur. Nodül çok büyük olursa boğazda baskı hissi, yutkunma zorluğu yapar. Aşırı çalışan nodüller çarpıntı, terleme, kilo kaybı gibi “hipertiroidi” bulguları gösterir.
Tiroid nodülü saptanan hastada bu nodülün kanser olup olmadığını anlamak önemlidir. Günümüzde bunun için yapılacak ilk tetkik ultrasonografidir.
Hiç şikayetim yokken ultrasonla tiroid kontrolü yaptırmalı mıyım?
Dahiliye uzmanları muayene esnasında tiroid bezini elle kontrol ederler. Büyük nodüller genellikle ele gelir, doktor şüphelenmesi halinde ultrasonografi ister. Anne baba veya kardeşinde tiroid kanseri olan bir kişinin boynunda şişlik olmasa da ultrasonografi yaptırması uygun olur. Bunun dışında herhangi bir sorun yokken tarama amacıyla ultrasonografi önerilmez.
Kan testleri
Tiroid nodülü saptanan hastalarda tiroid bezinin görevini iyi yapıp yapmadığını gösteren standart kan testleri yapılır: TSH, T4, T3 testleri normal çıkabilir. Bu testlerin anormal çıkması halinde ilave kan testleri (tiroid antikorları vb) istenebilir.
İyi huylu tiroid nodülleri
Folliküler adenomalar tiroid bezinin folliculer epitelinin iyi huylu tümörleridir. Etrafı düzgün bir kapsülle çevrili homojen yapıda bir nodüldür. Kendi içinde Colloid, embryonal, Hürthle hücre tipleri vardır.
Hiperplastik nodüller
Tiroid kistleri iyi huylu tiroid nodüllerinin beşte birini oluştururlar. Kistlerin üçte ikisi iyi huyluyken üçte biri tiroid karsinomasıdır.
Aşırı çalışan tiroid nodülleri iyi huyludur ve bunlara biyopsi yapmak gereksizdir. İlaç tedavisi, radyoiyod tedavisi veya cerrahi müdahale düşünülebilir.
Tiroiditis
Tiroid bezinin mikroplu veya mikropsuz iltihabı söz konusudur. Tiroid nodülünün ağrılı olması ve aşırı çalışması tiroidit ihtimalini çok kuvvetlendirir.
5 farklı tiroiditis türü vardır.
funduszeue.infoşimato tiroiditi
funduszeue.infot granulamotöz tiroiditisi virüsler yapar, tiroid bezi muayenede hassastır.
funduszeue.infot lemfositik tiroidit
funduszeue.info suppuratif tiroidit bakteri veya mantar enfeksiyonuna bağlı gelişir.
funduszeue.info struma.
Tiroid kanserleri
Tüm kanserlerin yaklaşık % 1’ini yapar. Soliter tiroid nodülleri kadınlarda daha çok görülmesine karşılık kanserleşme erkeklerde daha fazla olur. Soliter tiroid nodülünün kanser çıkma ihtimali % arasında değişir. Yaş ilerledikçe kanserleşme ihtimali daha yükselir. Çocukluğunda çeşitli röntgen/tomografi çekimleriyle baş boyun bölgesine röntgen ışınları alanlarda risk daha yüksektir. Adet düzensizliği yaşayan, yumurtalıkları alınan, ailesinde tiroid kanseri olan bayanlarda kanser riski daha yüksektir. Tiroid nodüllerinin çap olarak büyümesi kanser ihtimalini de artırır.
Tiroid hastalarına yapılan kan testleri (tiroid fonksiyon testleri) ayırıcı tanıda yol gösterici olmasa da mutlaka yapılmalıdır. Medüller tiroid karsinomasında CEA ve Serum Calcitonin testleri yüksek çıkabilir.
Tiroid nodüllerinde hangi testler yapılır?
Ultrason
Ultrason zararsız ve basit bir tetkiktir, tiroid nodülünün yapısı hakkında bilgi verir, içinde kist olup olmadığı, yapısının homojen olup olmadığı anlaşılır. Birkaç milimetrelik küçük tiroid nodüllerini bile görmek mümkündür. Ultrasonda nodüllerin kireçlenme gösterip göstermediğinde, kenarlarının düzenine, damarlanmaya bakılarak kesin olmasa da kanser ihtimali belirlenmeye çalışılır. Merkezi damarlanması artan nodüllerde kanserleşme daha yüksektir.
Tiroid sintigrafisi
Radyonükleid maddeler kullanılarak tiroid nodülünün az, normal veya çok çalıştığı gösterilebilir. Nodülün maddeyi tutmaması -soğuk olması- az çalıştığını, -sıcak olması- aşırı çalıştığını gösterir. Soğuk nodüllerin kanser olma ihtimali (%16) sıcak nodüllerden (%9) daha yüksektir. Sintigrafi, ultrasonografinin gelişmesinden sonra daha az istenen bir tetkik olmuştur.
Aspirasyon biyopsisi – Fine-Needle Aspiration Biopsy (FNAB)
Ultrasonografik görünüm olarak kanserden şüphe edilmesi veya nodülün 1 cm den büyük olması halinde nodüle ince bir iğne ile girilerek biyopsi alınır. Soliter (tek) nodüllerde hele nodül büyükse mutlaka iğne biyopsisi yapmak gerekir. Biyopsi sonucunda nodülün iyi huylu mu yoksa kanser mi olduğu anlaşılır. Bazen şüpheli bulgularda tam bir karara varmak mümkün olmayabilir. Papiller tiroid kanserlerine biyopsi ile teşhis koymak spesifik hücre görüntüsü nedeniyle daha kolaydır. Follicular kanserlere ince iğne biopsisi ile teşhis koymak zor olabilir. Patologlar bazen kesin teşhis koymakta zorlanır ve tereddütte kalırlar, böyle durumlarda biyopsi ultrason eşliğinde ay sonra tekrar edilir. Hızla gelişen moleküler genetik tetkikler sayesinde önümüzdeki yıllarda tiroid kanserlerini ayırmak ve teşhis koymak daha kolay olacaktır.
İyi huylu (benign) tiroid nodüllerinin yıllık ultrason kontrolleriyle takibi uygun olur. Böylece nodüldeki herhangi bir olumsuz gelişim veya aşırı büyüme erkenden fark edilerek önlem alınır.
Ne zaman ameliyat olmalı?
Her tiroid nodülünün ameliyatla alınması gereksizdir. Ülkemizde tiroid operasyonları biraz fazlaca yapıldığı için bu konuda dikkatli olmakta fayda var. İlerde kanser gelişebilme ihtimali ameliyat için bir neden değildir çünkü operasyonun kısa ve uzun dönemli komplikasyonları vardır.
Kanser ihtimali kimlerde artar?
yaşından küçük 70 yaşından büyük hastalarda
funduszeue.infoerde
funduszeue.infourken veya konuşurken boyunda ağrı hissedenlerde
funduszeue.info daha önce röntgen ve tomografi uygulanan hastalarda
funduszeue.infoülün çok sert ve etrafına yapışık olması halinde
funduszeue.infoa lenf düğümlerinin mevcudiyeti halinde
funduszeue.infoülün 4 cm’den büyük olması halinde kanser riski artar.
Tiroid nodülünün alınması sırasında veya sonrasında:
funduszeue.info olabilir.
funduszeue.infos siniri harabiyetiyle sesin değişmesi veya ses kaybına neden olabilir.
funduszeue.infoışlıkla paratiroid bezlerinin alınması veya zedelenmesi söz konusu olabilir
funduszeue.infoın daha sonra hipotiroidiye girmesi ve hayat boyu tiroid hormonu alması ihtimali vardır
funduszeue.infoiyon kapabilir
funduszeue.infoı hastalarda operasyon yeri iz bırakır.
Soliter tiroid nodülü olan hastalara ilaç (levothyroxin supresyon) tedavisi uygulanabilir. Bu konuda tam bir fikir birliği yoktur. Bazı doktorlar yan etkileri (kemik erimesi ve aritmi) nedeniyle supresyon tedavisi önermezken bazı hekimler aylık tedavinin sonucunda ultrasonografi ile nodülün küçülüp küçülmediğine bakmayı daha doğru bulmaktadır. Bu süre içinde hastanın TSH seviyesi Mu/l arasında tutulur. Küçülme varsa ilaç kesilir ve 6 ay sonra nodül çapı kontrol edilir. Nodülün tedaviye rağmen büyümesi halinde hataya tekrar biopsi yapılması veya nodülün çıkarılması gerekir.
KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU
Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.
1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları
Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:
Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:
İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.
2. Kişisel Verilerin Aktarılması
Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.
3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi
Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;
Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.
4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız
Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;
Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.
5. Veri Güvenliği
Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.
6. Şikayet ve İletişim
Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “funduszeue.info” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;
Kanun kapsamındaki taleplerinizi, funduszeue.info web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.
ÖZGÜN ARAŞTIRMA / ORIGINAL ARTICLE
doi: /diclemedj
Ötiroidmultinodüler guatrlı olguların sitoloji ve histopatoloji sonuçları: Ultrasonografi özellikleri ile karşılaştırılması
Cytologic and histopathologic results of euthyroid patients with multinodular goiter: Comparison with ultrasonographic features
Ömer Yazgan1, Fahri Halit Beşir1, Yusuf Aydın2, Sibel Yazgan1, Melih Engin Erkan3,
Burhan Yazıcı1, Ramazan Büyükkaya1, Ömer Önbaş1
1 Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı, Düzce, Türkiye
2 Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji Bilim Dalı Düzce, Türkiye
3 Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı Düzce, Türkiye
Yazışma Adresi / Correspondence: Dr. Fatime Yakut, Batman Bölge Devlet Hastanesi Radyoloji Kliniği, Batman, Türkiye
Email: [email protected]
Geliş Tarihi / Received: , Kabul Tarihi/ Accepted:
ÖZET
Amaç: İnce iğne aspirasyon biyopsisi (İİAB) tiroidnodüllerine yaklaşımda altın standarttır ve multinodüler guatrda (MNG) dominant nodülden İİAB yapılması önerilmektedir. Çalışmamızda MNG tanılı olgularda dominant ve dominant olmayan nodül İİAB ve histopatoloji sonuçlarını karşılaştırarak nodül boyutu ile patoloji sonuçları arasındaki ilişkiyi değerlendirmeyi amaçladık.
Gereç ve yöntem: – tarihleri arasında hem dominatnodülden hem de dominat olmayan nodülden İİAB yapılan MNG tanılı olgu incelendi. İİAB sonucu yetersiz gelen 26 olgu çalışmaya dâhil edilmedi ve olgu değerlendirildi. Ultrasonografide (US) malignitekriteri olarak nodülün hipoekoikpatern, solid yapı, mikrokalsifikasyon içermesi ve periferikhalosu olmaması özellikleri kullanıldı.
Bulgular: Dominant nodüller ile dominant olmayanların malignite veya şüpheli sitoloji oranları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark izlenmedi (p=) US de periferikhalosu olmayan dominant nodüllerde ve mikrokalsifikasyon içermeyen dominant olmayan nodüllerde malignite daha yüksek oranda izlendi. Cerrahi sonrası yapılan patolojik değerlendirmede elde olunan malignite oranlarında da dominant ve dominant olmayan nodüller arasında anlamlı ilişki bulunmadı (p=).
Sonuç:Multinodüler guatr tanılı olguların hem sitolojik hem de histopatolojik değerlendirmesinde dominant ve dominant olmayan nodüller arasındaki malignite oranlarında anlamlı fark bulunmamaktadır. Multinodülerguatr’lı olgularda malignite ile nodül boyutu arasında bir ilişki söz konusu değildir. Dominatnodülün yanı sıra ultrasonografide malignite özellikleri taşıyan dominant olmayan diğer nodüllerden de İİAB yapılmasının tanının daha sağlıklı konabilmesi için gerekli olduğunu düşünmekteyiz.
Anahtar kelimeler:Multinodüler guatr (MNG) , ince iğne aspirasyon biyopsisi (İİAB) , dominant nodül
ABSTRACT
Objectives: Fine-needle aspiration biopsy (FNAB) is the gold standard in the management of thyroid nodules and specimen should be obtained from dominant nodule. In our study, we aimed to compare the FNAB and histopathology results of dominant and non-dominant nodules and to evaluate the association between nodule size and histopathology results in patients with MNG.
Materials and methods: Between and , cases who had diagnosed MNG were analyzed. These cases were performed FNAB from both dominant nodule and non-dominant nodule. 26 patients with inadequate cytological results were excluded and cases were included in the analysis. Malignant ultrasonographic (US) features were defined as showing marked hypoechogenicity, microcalcifications, solid structure and not having peripheral halo.
Results: No statistically significant difference was observed between malign cytology and suspected cytology ratios of dominant nodules and non-dominant nodules (p=). Malignancy rates were higher at dominant nodules not having peripheral halo and non-dominant nodules including microcalcification at US. Also statistically significant difference was not observed (p=) between malign histopathology rates of dominant and non-dominant nodules after surgery.
Conclusions: According to cytological and histopathological results of patients with MNG, there was no significant difference between the malignancy ratio of dominant and non-dominant nodules. There is no obvious correlation between malignancy and nodule size in patients with MNG. We think that FNAB obtained not from only dominant nodules but also nodules with suspicious features of malignancy is necessary for most accurate diagnosis.
Key words:Multinodular goiter (MNG), Fine-needle aspiration biopsy (FNAB), dominant nodule
GİRİŞ
Tiroidnodülleritiroid bezinin en sık gözlenen patolojilerindendir. Bu nodüllerin yaklaşık %5’ in de tiroid kanseri görülebilmektedir.1Tiroid nodüllerinin klinik değerlendirilmesi öncelikle ayrıntılı anamnez, fizik muayene ve serum tiroid hormon seviyeleri ile yapılmaktadır. Ultrasonografi (US) tiroidnodüllerin tespitinde çok faydalıdır. Fakat tanımlanmış kesin US özellikleri olmadığı için malign lezyonları benign lezyonlardan ayırt etmede US yeterli olamamaktadır.2,3
Genellikle benign ve maligntiroidnodüllerinin ayırıcı tanısında ince iğne aspirasyon biyopsisi (İİAB) kullanılmaktadır. Ucuz, etkili, minimal invaziv bu yöntem daha doğru ve güvenilir bir sonuç için US incelemede belirlenen bazı özellikler ışığında yapılmaktadır.4,5 Literatürde maligntiroid nodüllerinin US özellikleri hipoekojenite, mikrokalsifikasyon, sınır düzensizliği, doppler incelemede artmış kan akımı, lokalinvazyon veya bölgesel lenfadenopati olarak tanımlanmıştır.3,6,7 Bazı olgularda ise cerrahi materyalinin histopatoloji değerlendirilmesi ile maligntiroid nodüllerinin ayırıcı tanısı yapılabilmektedir.8,9
Multinodüler guatr (MNG) tanılı olgularda ise sitolojik değerlendirmenin önceleri dominant nodülden yapılması önerilmekte idi.10 Ancak son zamanlardaki çalışmalarda nodül boyutunun malignite ile ilişkisinin olmadığı ve malignite kriteri taşıyan nodül (/lerden) İİAB yapılması gerektiği bildirilmektedir.10
Biz bu çalışmada MNG tanılı olgularda dominant nodül ve dominant olmayan nodülden elde olunan İİAB ve histopatoloji sonuçlarını karşılaştırarak nodül boyutu ile patoloji sonuçları arasındaki ilişkiyi değerlendirmeyi amaçladık.
GEREÇ VE YÖNTEM
Bu çalışmada yıllarında MNG tanısı konulan olgunun verileri retrospektif olarak incelendi. MNG’li olguda nodüle US eşliğinde İİAB yapıldı. Tüm olguların tiroid US incelemesi ve US eşliğinde İİAB tetkiki deneyimli bir kişi tarafından yapıldı. İlk biyopsisi ile yetersiz sonuç aldığımız olgulara 2. ve 3. kez İİAB tekrarı yapıldı. Üçüncü kez yapılan İİAB’ si yetersiz rapor edilen olgular çalışmaya alınmadı. İİAB yapılan olguda ( nodül) sitoloji incelemede yeterli sonuç alındı. İİAB sonucu yetersiz gelen 26 olgu çalışmaya dâhil edilmedi. Ultrasonografi eşliğinde İİAB yapılan olgunun ‘si (%) kadın, u (%) erkekti. Olguların yaş ortalaması 54±13 yıl idi. Çalışmamıza alınan olgularda bilinen baş boyun sistemine ait malignansi öyküsü ve boyuna radyoterapi hikayesi yoktu.
Tiroid US tetkiki GE LOGIQ 5 US cihazında MHz lineer yüzeyelprob ile yapıldı. Tiroidnodülleri;
1- Nodül yapısı; solid, mikst (hem solid hem de kistik alan içermesi),
2- Nodül ekojenitesi; izoekoik, hipoekoik, hiperekoik ve heterojen (hem hipoekoikhemdehiperekoik görünümde olması),
3- Kalsifikasyon içermesi; yok, mikrokalsifiskasyon ve makrokalsifikasyon,
4- Periferikhalo mevcudiyeti; yok, var olarak sınıflandırıldı.
Ultrasonografi incelemede en büyük çapa sahip olan nodül dominant nodül olarak kabul edildi. Dominant olmayan nodül; US incelemede diğer nodüller arasından malignite özellikleri içeren bir tanesi seçildi.
Belirlenen nodüllerinİİAB’leri olgu sırt üstü yatar şekilde ve başı hafif ekstansiyonda iken US eşliğinde yapıldı. İİAB işlemi öncesinde cilt temizliği steril gazlı beze uygulanmış batikon kullanılarak yapıldı. Ultrasonografi ile nodül görüntülendikten sonra 22 gauch siyah uçlu 10 cc’lik enjektör ile nodüle girildi. İğne ucu nodüliçersinde tam olarak görüldükten sonra kez aspirasyon yapıldı. Aspirasyonla alınan örnekler lamlara yayılarak havada kurumaya bırakıldı. Hematoksilen-eosin ile boyanarak hazırlanan preparatlarda sitolojik değerlendirme yapıldı. Olguların sitoloji sonuçları benign, malign ve şüpheli olarak üç gruba ayrıldı. Kolloidalnodül, lenfositiktiroiditis, nodüler guatr ve nodülerhiperplazibening sitoloji olarak kabul edildi. Follikülerneoplazm, hurthle hücreli neoplazm, onkokistik lezyon şüpheli sitoloji olarak kabul edildi. Papillerkarsinoma, medüllerkarsinoma ve anaplastikkarsinomamalign sitoloji olarak kabul edildi.
İnce iğne aspirasyonbiyopsis sonucu malign veya şüpheli olarak raporlanan olguların tümüne cerrahi önerildi. Trakea ve/veya özafagus kompresyon bulgusu olan veya olmayan büyük guatrlı olgular cerrahi için diğer endikasyonlar olarak alındı. Cerrahi önerilen 39 olgunun 24 ü olgu hastanemizde cerrahi olmayı kabul etti. Cerrahi materyaller rutin doku takip işlemlerinden sonra parafin bloklara yayıldı ve bu bloklar hematoksileneozin ile boyanarak incelemeye alındı. Histopatolojik sonuçlar benign ve malign olarak gruplandırıldı. Kolloidal guatr, lenfositiktiroiditis, hashimatotiroiditis, folliküler adenoma ve nodülerhiperplazibening patoloji olarak kabul edildi. Papillerkarsinoma, medüllerkarsinoma, follükülerkarsinomahurthle hücreli neoplazm ve anaplastikkarsinomamalign patoloji olarak kabul edildi.
İstatiksel değerlendirme SPSS (SPSS Inc.) paket programında yapıdı. Sürekli veriler ortalama ± std. sapma şeklinde gösterildi. Kategorik değişkenler gözlem sayısı ve % şeklinde ifade edildi. Kategorik karşılaştırmalar için Ki-Kare veya FishersExact testi kullanıldı. İstatistiksel olarak p<0,05 anlamlı kabul edildi.
SONUÇLAR
Sonuçlarımızı dört kategoride özetledik.
Tiroid US bulguları
Ultrasonografi eşliğinde İİAB yapılan dominant nodüllerin boyutu ortalama ±, dominant olmayan nodüllerin boyutları da ortalama ± idi. İİAB yapılan dominant nodüller genellikle mikstnodül yapısında (%) iken dominant olmayan nodüllerde çoğunlukla solid nodül yapısı (%) mevcuttu. Nodül ekojenitesinin değerlendirilmesinde ise hem dominant hem de dominant olmayan nodüllerde çoğunlukla izoekoikpatern izlendi (sırasıyla %%). İİAB yapılan nodüller çoğunlukla kalsifikasyon içermemekte idi (sırasıyla %%). İİAB yapılan dominant ve dominant olmayan nodüllerin diğer US özellikleri Şekil 1 de özetlenmiştir.
Ultrasonografi eşliğinde yapılan İİAB işleminin sitoloji sonuçları
Ultrason eşliğinde İİAB tetkikinde tekrarlayan örneklem yapılmasına rağmen yetersiz sitoloji elde edilen 26 olgu çalışmaya alınmadı. Dominant nodüllerden yapılan İİAB sonrası sitolojik değerlendirme sonucu 3 olguda malign (%1,8), 16 olguda şüpheli (%9,4) olarak geldi. Dominant olmayan nodüllerde ise 1 olguda malign (%0,6), 19 olguda şüpheli (%11,1) olarak geldi.
Dominant nodüller ile dominant olmayanların malignite veya şüpheli sitoloji oranları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark izlenmedi (p=) (Tablo 1).
Şekil 1. Ultrason eşliğinde İİAB yapılan dominant nodüller ile dominant olmayan nodüllerin ultrasonografi özellikleri
Şekil 2. Ultrason eşliğinde yapılan İİAB sonucu malign ve şüpheli sitoloji gelen dominant nodüller ile dominant olmayan nodüllerin ultrasonografi özellikleri
Tablo 1. Dominant nodül ve dominant olmayan nodüllerde ultrason eşliğinde yapılan İİAB sonuçları
Benign | Malign | Şüpheli | |
Dominant nodül | (%88,8) | 3 (%1,8) | 16 (%9,4) |
Dominant olmayan nodül | (%88,3) | 1 (%0,6) | 19 (%11,1) |
Tablo 2. İİAB sonucu cerrahi yapılan malign veya şüpheli sitoloji gelen olgularda histopatoloji sonuçları (* cerrahi önerilen olgu sayısı)
n (*) | Benign | Malign | |
Dominant nodül | 11 (19) | 7 (%63,6) | 4 (%36,4) |
Dominant olmayan nodül | 13 (20) | 10 (%76,9) | 3 (%23,1) |
Tiroid US özellikleri ile sitoloji sonuçlarının değerlendirilmesi
Dominant nodüllerde, ultrasonografik incelemede periferikhalosu olmayanların periferikhalosu olan nodüllere göre malignite oranı anlamlı olarak daha fazla idi.
Dominant olmayan nodüllerde, mikrokalsifikasyon içerenlerin malignite oranı kalsifikasyon içermeyen veya makrokalsifikasyon içerenlere göre anlamlı olarak daha fazla idi.
İnce iğne aspirasyon biyopsisi sonrası sitolojik sonucu malign veya şüpheli gelen dominant ve dominant olmayan nodüllerin diğer US özellikleri Şekil 2 de özetlenmiştir.
Histopatoloji değerlendirme
Sitoloji sonucu malign veya şüpheli olarak gelen ve operasyon sonrası malignite tanısı konulan olgularımız ortalama yaşı ± yıl olup bir olgumuz 65 yaş üzerinde iken 25 yaş altında hiç olgumuzu yoktu. Dominant nodüllerden İİAB sonucu malign ve şüpheli gelen 19 olgudan 11 tanesi cerrahi olarak tedavi edildi. Cerrahi olan 4 olgunun histopatoloji sonucu malignite (3 papillerCa, 1 folikulerCa) uyumlu bulunurken diğer olgularda benignhistopatolojik sonuçlar elde edildi. Dominant olmayan nodüllerden yapılan İİAB sonucu malign veya şüpheli olarak gelen 20 olgunun 13 tanesi cerrahi edildi. Cerrahi olan 13 olgunun 3 tanesi malign (papillerCa) diğerleri benign olarak raporlandı. Cerrahi olan bu olgulardan sadece bir tanesinin hem dominant hem de dominant olmayan nodülden yapılan İİAB değerlendirmesi şüpheliydi. Bu olgunun operasyon sonrası yapılan patolojik değerlendirmesi malign geldi. Operasyon sonrası yapılan patolojik değerlendirmede elde olunan malignite oranlarında dominant ve dominant olmayan nodüller arasında anlamlı ilişki bulunmadı (p=) (Tablo 2).
TARTIŞMA
Multinodüler guatrlı olgularda ultrason eşliğinde İİAB işlemi yapılan ( olgu) nodülden nodülü ( olgu) değerlendirerek yaptığımız çalışmamızda hem sitolojik değerlendirmede hem de histopatolojik değerlendirmede dominant ve dominant olmayan nodüllerin malignite oranları arasında anlamlı farklılık saptamadık.
Farklı çalışmalarda tiroidnodüllerinde İİAB sonrası tespit edilen malignite oranı % arasında değişmektedir.14 Bizim çalışmamızda sitolojik olarak %1,2, cerrahi olmayı kabul eden olguların histopatolojik sonuçlarında da %2,1 malignite tespit ettik. Literatürde, sitolojik değerlendirmede Kim ve arkadaşları6 % 20,8, Lin ve arkadaşları15 %3,4, Gül ve arkadaşları16 %3,3 ve Hamming ve arkadaşları17 %27 malignite oranları bildirmişlerdir. Histopatolojik olarak da Lin ve arkadaşları15 %3,95, Gül ve arkadaşları16 %7,6bildirmişlerdir. Literatürde bildirilen farklı malignite oranları olgu seçimi, biyopsi tekniği, nodül boyutu ve İİAB endikasyonlarına bağlı olabilir. Biz çalışmamızda bulduğumuz düşük malign sitoloji sonuçlarımızın çalışmamızdaki %10,1 oranındaki şüpheli sitoloji sonuçlarına bağlı olduğunu düşünmekteyiz. Bizim şüpheli sitoloji sonuçlarımız Gül ve arkadaşlarının şüpheli sonuçlarından (%6,4) daha yüksekti.16 Düşük malignhistopatoloji sonuçlarımız ise operasyon önerilen tüm olguların cerrahi olmamasından kaynaklanmış olabilir.
Hamming ve arkadaşları, dominant nodülün uzun çapının en az , solidkomponentinin ise %75 ve üzeri olduğu MNG’li olgularda yaptıkları çalışmada malignite oranını %27 olarak bulmuşlardır.17 Gül ve arkadaşları ise den küçük nodüllerde den büyük nodüllere göre sitoloji olarak daha yüksek oranda malignite tespit ettiklerini bildirmektedirler (%5,1,%1,5). Ancak yine aynı çalışmada histopatolojik incelemede ise den küçük ve büyük nodüller arasında malignite oranları arasında anlamlı farklılık bulamamışlardır (%5,5 / %4,4).16 Kim ve arkadaşları da den küçük nodüllerde anlamlı yüksek malignite oranı bulmuşlardır.6 Biz çalışmamızda ise Hamming ve arkadaşlarından17 farklı olarak dominant nodülde %1,8, dominant olmayan nodülde %0,6 malignite bulduk ve nodül boyutu ile malignite arasında anlamlı ilişki saptamadık (p:0,).
Birçok araştırmacı da bizim İİAB sonuçlarımızda olduğu gibi nodül boyutu ile malignite arasında anlamlı ilişki saptamamıştır.,18,19 Bayrak ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmada MNG’li olgularda dominant nodülden ve spesifik olmayan nodülden alınan İİAB sonuçları açısından farklılık olmadığı sonucuna varmışlardır.18 Şengöz ve arkadaşlarının yaptığı çalışmalarında da nodül boyutu ile malignite arasında anlamlı ilişki yoktu.19Papini ve arkadaşlarına göre ise; tiroid bezinde tek ya da multipl nodül varlığı, dominant nodül varlığı ve 1 cm’den büyük nodül varlığı gibi parametreler malignite ile doğrudan ilişkili değildi.11Ceresini ve arkadaşlarının yılında yayınlanan çalışmalarında nodül çapı ve malignite arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulamamışlardır.12 Berker ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmada da nodül boyutu ile malignite arasındaki ilişki bulunmamıştır.13
Gül ve arkadaşları sitolojik değerlendirme sonucu malign ve şüpheli gelen olgulara US özelliklerine göre cerrahi önerdiklerini ve cerrahi sonrası elde ettikleri dominant ve dominant olmayan nodüllerin histopatolojik sonuçlarının arasında anlamlı fark olmadığını bildirmişlerdir.16 Bizim çalışmamızda da dominant olan ve olmayan nodüllerden İİAB de sitolojisi malign/şüpheli çıkan ve cerrahi önerdiğimiz olguların histopatolojik sonuçları ile nodül boyutu arasında anlamlı ilişki saptamadık (p). Buna göre nodül boyutunun cerrahi endikasyon açısından anlamlı olmadığını düşünmekteyiz.
İnce iğne aspirasyon biyopsisi yapmak için dominant olmayan nodülü tespit ederken hangi kriterlerin kullanılacağı da tartışmalıdır. Malignitelerin çoğu hipoekoik olarak izlenmesine karşılık özellikle folikülertiroidneoplazmlarının %36 gibi büyük bir kısmının izoekoik olması göz önünde bulundurulmalıdır.7,20 Bizim çalışmamızda dominant ve dominant olmayan nodüllerde nodülekojenitesininhipoekoik veya izoekoik olması ile malignite arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulamadık. Ancak bizim nodüllerimizinizoekoikekojeniteye sahip olanlarının daha fazla sayıda olması bu sonucu etkilemiş olabilir. Literatürde tiroidmaligniteleri için en spesifik US bulgusunun nodül içi mikrokalsifikasyon varlığı olarak bildirilmiştir. Mikrokalsifikasyon özellikle papillertiroidkarsinomları olmak üzere primertiroidkarsinomlarının % unda görülür. Bizim çalışmamızda da malignnodüllerdemalignite açısından istatistiksel olarak bulduğumuz en anlamlı US bulgusu nodülün mikrokalsifikasyon içermesiydi. Çalışmamızda, periferikhalosu bulunmayan dominant nodüllerinperiferikhalosu bulunanlara göre malignite oranlarında literatürdeki gibi anlamlı fark çıktı 7 (Şekil 1 ve 2).
Bizim çalışmamızın kısıtlılıklarından biri hem sitolojik hem de histopatolojik değerlendirmede malign olguların düşük oranda çıkmasıdır. Çalışmamızdaki şüpheli sitoloji sonucu ise %10,1 di. Benzer şekilde literatürde şüpheli veya yetersiz tanı alma oranı % arasında bildirilmiştir.5 Gül ve arkadaşlarının yapmış olduğu bir çalışmada şüpheli nodüllerde cerrahi sonucu malignhistopatoloji oranı %46 olarak bildirilmiştir.16 Bizde çalışmamızdaki olgulardan sitolojik değerlendirme sonucu malign ve şüpheli olanların hepsine cerrahi tedavi önerdik. Cerrahi olan olgularda histopatolojik değerlendirme sonrası maligniteyi daha yüksek oranda tespit ettik. Buna rağmen histopatolojik değerlendirme sonucu malign olan olgularımızın oranı yinede düşüktü. Bu düşük oranda cerrahi tedavi önerilen her olgunun cerrahiyi kabul etmemesinin de etkili olabileceğini düşünmekteyiz. Diğer bir kısıtlılığımız US eşliğinde tekrarlayan İİAB yapılmasına rağmen yetersiz sonuç gelen olguların akıbetinin bilinmemesidir. Bu olguların takip sonuçlarını elde edemediğimiz için çalışmamızda da değerlendirmeye alınmamışlardır.
Sonuç olarak, MNG tanılı olguların hem sitolojik hem de histopatolojik değerlendirmesinde dominant ve dominant olmayan nodüller arasındaki malignite oranlarında anlamlı fark bulunmamaktadır. MNG’ li olgularda malignite ile nodül boyutu arasında bir ilişki söz konusu değildir. Dominant nodülün yanı sıra ultrasonografide malignite özellikleri taşıyan dominant olmayan diğer nodüllerden de biyopsi yapılmasının tanının daha sağlıklı konabilmesi için gerekli olduğunu düşünmekteyiz.
KAYNAKLAR
1. Welker MJ, funduszeue.infod nodules. Am Fam Physician ;67(3)
2. Hegedüs L. Clinical funduszeue.info thyroid nodule. N Engl J Med ;(17)
3. Frates MC, Benson CB, Charboneau JW, funduszeue.infoment of thyroid nodules detected at US: Society of Radiologists in Ultrasound consensus conference statement. Ultrasound Q ;22(4)
4. Tan GH, Gharib H. Thyroid incidentalomas: management approaches to non-palpable nodules discovered incidentally on thyroid imaging. Ann Intern Med ;(3)
5. Gharib H, Goellner JR. Fine-needle aspiration biopsy of the thyroid: An appraisal. Ann Intern Med ;(4)
6. Kim DL, Song KH, Kim SK. High prevalence of carcinoma in ultrasonography-guided fine needle aspiration cytology of thyroid nodules. Endocr J ;55(1)
7. Solbiati L, Charboneay WJ, Osti V, James ME. The Thyroid Gland. In: Johnson MJ eds. Diagnostıc Ultrasound. 3th. Elsevıfunduszeue.info Louis. Missouri. ;–
8. Korkut Bozkurt, Sevda Sert Bektaş. Şırnak ilinde ameliyat edilen nodüler guatr olgularında tiroid kanseri görülme sıklığı. Dicle Tıp Dergisi ; 37(4):
9. Slowinska-Klencka D, Klencki M, Sporny S, Lewinski A. Fine-needle aspiration biopsy of the thyroid in an area of endemic goiter: influence of restored sufficient iodine supplementation on the clinical significance of cytological results. Eur J Endocrinol ;
Pacini F, Schlumberger M, DralleH, European consensus for the management of patients with differentiated thyroid carcinoma of the follicular epithelium. European journal of endocrinology ;(6)
Papini E, Guglielmi R, Bianchini A, et al. Risk of malignancy in non-palpable thyroid nodules: predictive value of ultrasound and color-Doppler features. J ClinEndocrinolMetab ;87(5)
Ceresini G, Corcione L, Morganti S, et al. Ultrasound guided fine needle capillary biopsy of thyroid nodules, coupled with on-site cytologic review, improves results. Thyroid ;14(5)
Berker D, Aydin Y, Ustun I, et al. The value of fine-needle aspiration biopsy in subcentimeter thyroid nodules. Thyroid ;18(6)
Cappelli C, Castellano M, Pirola I, et al. The predictive value of ultrasound findings in the management of thyroid nodules. QJM ;(1)
Lin JD, Chao TC, Huang BY, Chen ST, Chang HY, Hsueh C. Thyroid cancer in the thyroid nodules evaluated by ultrasonography and fine-needle aspiration cytology. Thyroid ;15(7)
Gul K, Ersoy R, Dirikoc A, et al. Ultrasonographic evaluation of thyroid nodules: comparison of ultrasonographic, cytological, and histopathological findings. Endocrine ;36(3)–
Hamming JF, Vriens MR, Goslings BM, et al. Role of fine-needle aspiration biopsy and frozen section examination in determining the extent of thyroidectomy. World J Surg ;22(6)
18 Bayrak HA, Özel A, Peker K. Tiroidnodüllerindeendikasyonlara göre ince iğne aspirasyon biyopsisi sonuçları. Dicle Tıp Dergisi ;
Şengöz T, Çubuk R, Kaya H, et al. Tiroid nodüllerinde ultrason rehberliğinde ince iğne aspirasyon biyopsisi. Düzce Tıp Fakültesi Dergisi ;
Brander A, Viikinkovski P, Nickels J, et al. Thyroid gland: US Screening in a random adult population. Radiology ;(3)
Frates MC, Benson CB, Charboneau JW, et al. Society of Radiologists in Ultrasound: Management of thyroid nodules detected at US: Society of Radiologists in Ultrasound consensus conference statement. Radiology ;(3)
Chan BK, Desser TS, McDougall IR, Weigel RJ, Jeffrey RB Jr. Common and uncommon sonographic features of papillary thyroid carcinoma. J UltrasoundMed ;22(10)
Iannuccilli JD, Cronan JJ, Monchik JM. Risk for malignancy of thyroid nodules as assessed by sonographic criteria: the need for biopsy. J Ultrasound Med ;23(11)
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası