orhan sevinç cura muayene ucreti ne kadar / Uzm. Dr. Orhan Sevinç Cura | Yorumları İncele ve Randevu Al

Orhan Sevinç Cura Muayene Ucreti Ne Kadar

orhan sevinç cura muayene ucreti ne kadar

Uz. Dr. Orhan Sevin&#; Cura: &#;ocukluk &#;ağı astımına dikkat

Güncelleme Tarihi:

DHA

Oluşturulma Tarihi: Temmuz 17,

LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi

ÜLKEMİZDE çocuklarda görülen en sık kronik hastalıklardan biri olan çocukluk çağı astımı hakkında bilgi veren Uz. Dr. Orhan Sevinç Cura ebeveynleri dikkatli olmaları konusunda uyardı.

Haberin Devamı

Uz. Dr. Cura, "En sık rastladığımız alerjenler; ev tozu ve akarları, polenler, tüy döken ev hayvanları , küf mantarlarıdır. Bunlarla mücadelede ev içi nemin yüzde 50 civarında tutulması, evde çamaşır kurutulmaması, tüylü yünlü oyuncak, giysi, halı gibi tozu çokça barındıran eşyaların çocuktan uzak tutulması önemlidir. Evin hiçbir odasında sigara içilmemesi, hatta sigara kullanan ebeveynin çocuğa dokunmadan önce el-ağız temizliği yapıp giysilerini bile değiştirmesi, o kokunun öksürüğü tetiklememesi için önemlidir" dedi.

"Çocuklarda görülen en sık kronik hastalıktır ki bu oranyüzde olarak ifade edilir. Duyarlı kişilerde nöbetler halinde gelen hırıltı, hışıltı, nefes darlığı, öksürük özellikle gece öksürüğü ve sabaha karşı olan öksürük, en önemli belirtilerindendir. Astım her yaş grubunda olabilmekle beraber genellikle 2 yaşın altındaki çocuklarda bronşiolit, bronşit, biraz balgamı var, hışıltılı çocuk gibi isimlendirilmelerle tanı söylenmekte olup, bir kısmı tıbbi bir kısmı halk diliyle, aslında çocuğunuzun solunum yolları problemli denmeye çalışılmaktadır" diye konuşan Uz. Dr. Cura, sözlerini şöyle sürdürdü:

Haberin Devamı

"Astımın kelime karşılığı havayollarının daralması, nefes darlığıdır diyen Cura, "Bizler hastalarımıza astım dediğimizde anne ve babaları tepki gösterir ve korkar "Emin misiniz?" diye sorar. Bazen ikinci bir hekime muhakkak danışır. Oysa bronşit dediğimizde tepki o kadar yumuşaktır ki, hasta bunun zaten kolayca tedavi olacak bir hastalık olduğunu zannederek ,kaygı duymadan teşhisi kabullenerek verilen tedaviye hemen başlar. Aslında her ikisi de birbirine yakın mekanizmalarla oluşan astım-bronşitte teşhisin isimlendirilmesi aile açısından önemlidir. Aile bunun geçip geçmeyeceğini kesin tedavinin var olup olmadığını ASTIM deyince sorarken, BRONŞİT dendiğinde ayrıntılandırmadan hemen ilaçlara başseafoodplus.info tabii ki iki teşhis birbirinin aynı değildir."

"AİLEDE OLMASA DA ZAMAN İÇİNDE, HERHANGİ BİR MADDEYE ALERJİK TEPKİ GELİŞTİREBİLİR"

Uz. Dr. Cura,konuşmasına şöyle devam etti:

Haberin Devamı

"Astım hava yollarının tekrarlayan enflamatuar bir hastalığıdır. Ülkemizde çocuklarda görülen en sık kronik hastalıktır ki bu oranyüzde olarak ifade edilir. Duyarlı kişilerde nöbetler halinde gelen hırıltı, hışıltı, nefes darlığı, öksürük özellikle gece öksürüğü ve sabaha karşı olan öksürük, en önemli belirtilerindendir. Astım oluşturan sebepler alerjik ve non-alerjik (allerjik olmayan) olarak iki başlıkta incelenir. Astım her yaş grubunda olabilmekle beraber genellikle 2 yaşın altındaki çocuklarda bronşiolit, bronşit, biraz balgamı var, hışıltılı çocuk gibi isimlendirilmelerle tanı söylenmekte olup, bir kısmı tıbbi bir kısmı halk diliyle, aslında çocuğunuzun solunum yolları problemli denmeye çalışılmaktadır. Bazen hastalar öyle geçişkendir ki iki teşhis aynı anda kullanılabilmektedir. Hastalık alerjik ise; ailede astım, alerjik nezle-saman nezlesi, egzama gibi bir hastalığı olan ebeveyn muhakkak sorgulanır. Nasıl ki çocuğumuzun gözleri dayısına benzemişse, ev tozu, polen gibi bronş alerjik duyarlılığı da ona benzeyebilir. Yani alerji genetik geçişli olabilir. Ama diğer taraftan ailede olmasa da, zaman içinde çocuğumuz duyarlanarak, herhangi bir maddeye alerjik tepki geliştirebilir. Bazen 5 yaşında bir hastaya polen alerjisi var dediğimizde "Bugüne kadar yoktu nasıl olur?" diye sorar. Halbuki daha ileri yaşlarda da alerji geliştiği bilinen bir bilimsel gerçekliktir."

Haberin Devamı

Astım bronşit teşhisinin hekimin muayenesi ile konulabildiğini söyleyen Cura, "Film çekilmesi, tahlil yapılması şart değildir. Muayene sırasında çocuğun dinlenen solunum seslerinin, o anda normal olması da astım-bronşit olmadığı anlamına gelmez. Geçmişte öksüren, balgam kusan, hırıltısı olan ve bu belirtileri birkaç kez yaşayan kişi hekimce takip edilip, semptomların olduğu anda muayene edilerek teşhis konulabilir. Ya bronşit astım değilse? İşte o nedenle ilk görüşmede bazı testler, akciğer grafisi gibi, solunum fonksiyon testi gibi yaşı 5 ten büyük ve uyumluysa ve bazı kan tahlilleri yapılabilir. Alerjiden şüphe ediliyorsa, kan tetkiki ve yaşça uygunsa ve uyumluysa ciltte alerji prick test yapılabilir. Hastaların ilaca verdiği cevapta teşhisi kesinleştiren bir diğer faktördür. Tedavide önce belirtiler kontrol altına alınır, sonra ataklar önlenmeye çalışılır, ilaç ihtiyacı en aza indirilir. Çocuğun günlük hayatını tüm çocuklar gibi yerine getirebilmesi amaçlanır. Verilen ilaçların Kullanma eğitimi hastaya bizzat doktorun kendisi vermelidir. Hasta düzenli takip edilmeli, yapması ve yapmaması gerekenler detaylı anlatılmalıdır. Astım ve yineleyen bronşit hastaları, her yıl Eylül ile Aralık ayı sonuna kadar grip aşılarını olmalıdır" diye konuştu.

Haberin Devamı

NE YEDİRİLMELİ?

Astım bronşit teşhisiyle beraber çocuğun beslenmesinde dikkat edilecek hususlara da değinen Cura, sözlerini şöyle noktaladı:

"Özellikle bıldırcın yumurtasından mucize beklememenizi önereceğseafoodplus.infoılan bazı çalışmalarda üzüm çekirdeği tozunun faydalı sonuçlar verdiği tespit edilmiştir. Hazır şurupları ülkemizde mevcut. Ayrıca kefir yapılan çalışmalarda hem alerjiye hem savunma sistemine destek verdiği saptanan tek gıdadır. Kefir 7ay -2 yaş arası 30 ml, 2 yaşından büyüklere ml günde verilmesi önerilir. D vitamini eksikliği astımlılarda sık görüldüğünden D vitamini desteği de önerilmektedir. Öğünlerin düzenli yapılması ve karışık her yiyeceğin tüketimi asıl olandır. Öksürüğün çok olduğu dönemde ada çayı, ıhlamur gibi bitki çayları ve bol su içilmesi balgamı incelterek rahatlama sağlayabilir. Astım ve yineleyen bronşit tedavisi bir ekip işidir. Burada ailenin verilen ilaçları düzenli kullanıp, düzenli hekim takibinde olması, çocuğun kullandığı ilaca ve cihaza uyumu; hekimin doğru teşhis ve ilaç kullandırması ile alınan doğru çevresel önlemler tedavide başarıyı getirir."

(FOTOĞRAFLI)

Türkiye'de bir ilk o da Bursa'da! Orhan Sevinç Cura Çocuk Muayenehanesi

Ataevler'deki Magazin Alışveriş Merkezi'nin içinde neler var? Butikler, ayakkabıcılar, marketler, giyim kuşam mağazaları, tiyatro Başka neler var? Kütüphane, dernek, eğlence mekanı Daha başka ne var? Bir muayenehane, çocuk muayenehanesi. Türkiye'de bir ilk olan AVM içinde konumlanan çocuk kliğinin sahibi Orhan Sevinç Cura ile tanışıp, AVM içinde muayenehane açma fikrini konuştuk.

[dropcap type="3"]O[/dropcap]rhan Sevinç Cura, öğretmen bir anne babanın üç çocuğunun ortancası olarak Yalova da doğmuş. İlkokul ve liseyi orada tamamlamış; toplumdaki sıradan bir ailenin mensubu olmakla beraber ilkokul  birinci sınıfı üç yıl okumuş olan Cura, o zamanı şu sözleriyle anlatıyor;

"İkinci sınıfa geçtiğimde şükretmesini bilen bir insandım. Annemin okuttuğu sınıfta ilkokul biri okudum önce; sonra bir yaş büyük abimle aynı sınıfa gittim; abimin psikolojisi etkilenmesin diye en son yaşıtlarımla gittiğim birinci sınıftan ikiye geçmem üç yıl sürdü. Temel eğitimim çok sağlam anlayacağınız. Babamın yaptığı ek işler nedeniyle 6 yaşında manav tezgahlarında sonra tavuk çiftliğinde devam eden çalışma hayatımda; 7 yaşında kunduracıda çıraklığım, 13 yaşında sinemada yer göstericiliğim, 17 yaşında garson ve bulaşıkçı olarak çalıştığım dönemleri de katarsak genelde hep çalışan biriydim. Bunların kimi acı kimi tatlı hatıralar içerse de beni okulda başarıya iten küçük yaşta bir şekilde çalıştırılmış olmamdır. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunuyum. İhtisasımı İstanbul Kartal Eğitim Ve Araştırma Hastanesi'nde tamamlayıp 'de çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı oldum."

IMG_

Uzmanlık alanınızı çocuk sağlığından yana seçmenizin nedeni nedir?

Aslında çocuklarla aram her zaman iyi oldu. 11 yaşında iken komşumuzun 2 yaşındaki çocuğunu bisikletle gezdirmek, onunla sokakta  vakit geçirmek keyif verirdi bana. Ama çocuk bölümünün puanı yüksekti uzmanlık sınavında ilk kazandığım branş beyin cerrahisi idi; ama yapamayacağımı düşünerek tekrar sınava girdim. Listeyi hazırlarken en yukarıya üroloji yazmıştım çünkü bu girdiğim beşinci sınavdı ve artık bir yerlerde asistan olup öğrenmeye devam etmek istiyordum; aynı konulara 2 yıldır çalışmaktan bunalmıştım. Eşim kıymetlim, yol arkadaşım listeme baktı ve bu listede çocuk uzmanı tercihi yok dedi; bende çocuk puanı yüksek ve ben tercihlerimi kazanacak şekilde yaptım deyince; ömrün boyunca sevmediğin bir branşta çalışmaktansa bir sınava daha beraber çalışırız diye beni motive etti. yılı Eylül'ünde ilk tercihim İstanbul Çapa Tıp Çocuk; ikinci tercihim Kartal Eğitim Araştırma olacak şekilde çocuk bölümlerini yazdık sırayla. İyi denecek bir puanla ikinci tercihime girdim. puan eksikle Çapa olmadı; çocuk ihtisasını kazandığım gün şu an gözümün önünde. O sırada 1 yaşında olan oğlumuz Kağan "kaytal kaytal" diye bağırıyordu; Yalova daydık ailemizleydik; çok sevinmişim ki çocuk "baba, dede, mama"dan sonra "kaytal" demeyi öğrenmişti yaşı henüz dolmamışken. Sonra aynı semtte evimiz yıkıldı ve depreminde kaybettik Kağan'ımızı.

Anladığım kadarıyla çocuklarla aranız oldukça iyi?

Çocuklar anlaşılmak ve ilgilenilmek ister küçükken; onlu yaşlarda da güvenilip rahat bırakılmayı isterler. Onlardan beklentiniz olmaz ve ön şart olmadan severseniz sizi sevdiklerini her daim görürsünüz. Bir hastam anlatmıştı çocuğu evde annesine hadi "ORHAN AMCACILIK" oynayalım diyormuş. Çok gülmüştüm, doktorculuk değil de "Orhan amcacılık" demesine gurur duymuştum desem inanın abartmam hissettiklerimi.

IMG_

Peki, çocukları muayene etmek zor değil mi?

Her işin zorluğu var bizde de özellikle azıcık büyüyenler ağzını açmamak için inat eder, yalvartır ailesini. Ama sabırla ve zaman içindeki bazı geliştirdiğiniz taktiklerle çocukları ikna etmek kolay. Onlardan öğrenecek çok şeyimiz var. Çocukların muayene sırasında erişkinlere göre numara yapma oranının daha düşük olduğunu biliyor musunuz? Hani konversiyon deriz numaradan ayılan bayılan acillere fenalaştı diye getirilen erişkinler var ya; bu çocuklarda on yaşına kadar neredeyse sıfır. Çocuk sorunu yoksa numara yapıp acile doktora gelmez, bir şikayeti varsa çocuğu ciddiye almak zorundayız. Okul servisine binmeden kusan bir çocukta organik sorun yoksa bile okulla ilgili psikolojik bir sorun vardır; okula niye gitmek istemediğini sorgulamalıyız.

Kendi adınızla bir çocuk kliniğiniz var. Bir klinik açma fikri nasıl gelişti?

Aslında cevap bildik bir klişede; "kötü komşu ev sahibi yapar." Devlet ve özel hastanelerde çalıştım; ortaklıklar yaptım; ama çalışırken  hata istemeyip  geçimsiz olmam, çalışanlara yakın olmam, sistemdeki bazı şeyleri düzeltme şansım olmayınca ve kafamda hep Kuzey Avrupa'daki gibi bir klinik hayali olduğu için; varımı yoğumu yatırıp hayalimdeki muayenehaneyi açtım. Klinik demiyorum çünkü sağlık bakanlığı klinik terimini kullanmamızı yasakladı bir genelge ile. Hayalimin peşinden gittim anlayacağınız; biraz ailemin ekonomisini zorladım ama eşimin ve oğullarımın da desteğiyle başarıyoruz gibi.

IMG_

Türkiye'de bir ilk olarak alış veriş merkezi içinde muayenehane açmanın avantajları neler?

Türkiye de bizim gibi haftanın yedi günü çalışan ve alışveriş merkezinde açılmış başka bir çocuk muayenehanesi yok gerçekten. Öncelikle arabanızı kapalı garaja bırakıp çocuğunuzu aşıya veya muayeneye getiriyorsunuz, tahlili beklerken babanız yanda tıraşını oluyor berberde, çocuğun kırtasiye ihtiyacını kitapçıda karşılayıp; küçülenler yerine çocuğunuza ve kendinize giysi alıp üst katta yemeğinizi yiyerek evinize dönebiliyorsunuz. Hem güneşten, hem yağmur ve soğuktan çekinmeden, hem sağlık hizmeti, hem de her türlü alışverişinizi tamamlıyorsunuz. Bundan hoşnut olmayan babalar bazen şikayet edebiliyor; "Ya hocam size her gelişte hanıma da bir kıyafet alıyoruz" diye. Lakin anneler kapalı bir alışveriş merkezinde olmamızdan çok memnun. Bir annemizde, "Alışverişe gideceğim desem eşim erteler, çocuğun aşısı var deyip geliyorum. İyi ki buradasınız" demişti.

Peki, dezavantajları desem?

Tabii ki yerimiz kira olduğu için kirası biraz yüksek! Bunun dışında asılı bir tabelamız yok; sokaktaki insan bina içinde çocuk doktoru olduğunu bilmiyor.

Muayenehanenizde ne gibi sağlık hizmetleri veriyorsunuz?

18 yaşına kadar olan her çocuğun aşıları; muayenesi; basit laboratuar testleri; ciltte alerji testleri; solunum fonksiyon testleri dahil olmak üzere bir çocuğun görüntüleme dışındaki hastaneye yatış dışındaki tüm sağlık ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışıyoruz. Yani doğumdan itibaren 18 yaşı dolana kadar ki yaş grubunun dahili hastalıkları,sağlıklı büyüme takip ve aşılarını yapmaktayız.

IMG_

Her ebeveyn çocuğu için en iyi olanı ister. Bu bağlamda sizin muayenehanenizin artı özellikleri neler?

Hızlıyız; 24 saat telefonla,haftada yedi gün canlı olarak hafta içi sabah akşam saat aralığında ulaşılabiliriz ve doktorunuz hep Orhan Sevinç Cura. Sonucu bizde alamıyorsa hastamızın sonuç alacağı noktaya doğru kanalize edilmesinde de hızlıyız .

Mevsimsel olarak gribin yoğun görüleceği bir döneme giriyoruz. Ebeveynlere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?

Özellikle yıllardır olmak ya da olmamak geyiği yapılan grip aşılarını kasım ayına kadar muhakkak olsunlar. Özellikle astım bronşit diyabet gibi kronik hastalığı olan ve geçirenler olmalıdır; grip aşısı hakkında; Amerikan Pediatri Akademisi'nin görüşü; 6 aylık ve üzerinde her çocuğun her yıl grip aşısı olmasını tavsiye ediyor. Çocuğunuz 9 yaşını geçtiğinde ise sadece tek doz yeterlidir. Astım, diyabet ya da altta yatan kronik rahatsızlıkları olan çocukların daha da büyük risk altında olduğunu da biliyoruz. Hepimiz aşı olarak hem kendimizi, hem okullarımızı hem de toplumumuzu koruruz.

Anneler konu sağlık olunca çok paniklerdir. Herhangi bir sorunu olmadığı halde "benim çocuğum hasta" diyerek muayeneye getiren anneler oluyor mu?

Özellikle bugünün anne ve babaları çok bilinçliler; öyle sorular soruyorlar ki googl'da cevabını bulamazsınız ki onlarda bulamadık deyip soruyorlar. Ama anne dediğiniz kişinin duygularını anlamak zorundayız, onlara verilen farklı bir hissiyat ve kaygı dolu bir hayat. Anne yaşınız kaç olursa olsun sizin için endişelenen kişidir. Anne sizi hayatı boyunca şartsız seven tek kişidir. Babalık öğrenilen bir şey, yaşarken öğreniyorsunuz. Annelik kadında içgüdüsel olarak vardır her daim. Telefonla veya bizzat getirerek kaygısını paylaşan anneye normali ve hastalık bulgularını anlatıp rahatlatıyoruz. 24 saat cep telefonuma ulaşabileceğini bilmek anneye endişenizi paylaşıyorum meraklanmayın duygusunu veriyor.

IMG_

Cep telefonunuz hep açık mı?

Deneyince göreceksiniz! Bir hastam sabaha karşı 'da aradı, "Ateşi var, ne yapalım?" diye. Tarif ettim yapacaklarını ve sabahta bir hastaneye gitmesini istedim. "Olur mu size geleceğim, başka yere gitmem" diye tutturdu. Kendilerine yurtdışında olduğumu anlatmam bayağı uzun sürmüştü. Cep telefonunu nadiren suistimal edenler de oluyor tabii ki, ama ihtiyacı olan bir anne bizim için çok önemli. Düşünün ki havale geçiren çocuğun annesine doğru müdahale ile işe yaradığımızı gördük ve şimdi 3 yaşına gelen o hastamı sağlıklı gördükçe sabır istiyorum, en çok sağlık ve sabır. Çünkü hayatta sabrınızı tüketecek çok şey yaşıyoruz.

Bir baba olarak evde baba mı, yoksa doktor musunuz? Çocuklarınızın sizden başka özel bir doktoru var mı?

İnanın baba olmak dünyanın en zor ikinci işi. Birincisi tabii ki annelik. Evde babayım, çünkü işimi sevdiğimden daha çok önemsiyorum babalığı. Kapıyı açtığımda babam diye sarılan iki koca oğlan; insan hayattan başka ne isteyebilir ki. Aile en önemli aidiyetimiz. Eşim ve çocuklarıma herkes kadar belki de daha çok düşkünüm. Çocuklarımın benden başka bir doktoru olmasını her daim isterdim herhalde. Çünkü parayı verdiğimde  sorumluluğu alan ve tedaviyi planlayan bir hekim; hem babalık hem de hekimlikten doğan yükünüzü azaltabilir belki. Burada güvenilir bir hekim olması önemli tabii ki. Büyürken çocuklarımdan çok şey öğrendim, hastalarımdan da. En güzeli de şeffaf ve samimiyet dolu bir ilişki yaşanması karşılıklı olarak.

Ülkemizde çocuk sağlığı adına özel hastaneler ya da klinikler sizce yeterli mi?

Kesinlikle hayır. Bursa'da özel bir tane bile çocuk hastalıkları hastanesi yok. Sağlık Bakanlığı bir sistem oturtup denetimi eline almayı başarmış olsa da; bir hastane yapabilmenin şartlarını sağlamanız uzaya giden ilk Bursalı olmanızdan zor. Uzaya gitmek daha kolay. Özellikle kadro meselesi var ki, buradaki adaletsizlikten bahsetmeliyiz. Sağlık bakanlığı 'de özel hastanelerde o an kaç doktor çalışıyorsa o kadar kadro tahsis etti. Benim çalıştığım hastane sayemde bir çocuk kadrosuna sahip oldu. Devletten ayrılan veya zorunlu emekli olanlara da kişisel kadro tahsisi yaptı. Yani hangi hastaneye giderseniz o kadroyu yanınızda taşıyabiliyorsunuz. Ben çalıştığım hastaneden ayrılınca dediler ki, "Sizin kadronuz hastaneye ait." Yani ben gibilere kadro yok! Bu kadrolar bin lira gibi rakamlara satıldı sonra. Hastaneler arasında alındı verildi. Ben ve benim gibilerin kişiye kadrosu yokken Bursa'da 9 tane kadrosu olan hastanelerin olması bundandır. Sermaye sahiplerine kadrolarımız bedava sunuldu. Bu kadro sizin olsa her istediğiniz hastanede çalışabiliyorsunuz oysa. Çalışma özgürlüğümüz bir şekilde kısıtlandı.

Bir çocuk doktoru olarak ebeveyn ve çocuk arasındaki ilişkileri de yakından gözlemleme şansınız oluyor. Bu konuda ebeveynlere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?

Günümüz anne babaları genellikle bilinçli, sevdiğiyle evlendiği için sevecen ve planlı hayat kuranlardan oluştuğu için sadece güvenin bize diyorum. Aklınıza gelen sorulara beraber cevap bulalım diyorum. Ve en önemlisi çocuğunuzla arkadaş olmayın onun annesi babası olun diyorum. Bir sürü arkadaşı olacak, ama bir anne bir babası olacak diyorum. Her ne olursa olsun çocuğunuz ondan vazgeçmeyeceğinizi bilsin; her başı sıkıştığında yanında olacağınızı bilsin diyorum. Güven çok önemli.

Orhan Sevinç Cura kimleri okur, neler dinler, neler izler?

Her gün bir yerel, bir ulusal gazetem muhakkak okunmalı yoksa kendimi eksik hissederim. Okuduğum kitaplar genellikle toplumsal ve para-psikolojik içeriklidir. Yazar ismi vermek istemiyorum, çünkü siyasi kimlikli yazarları daha çok okuyorum. Müziğin her türlüsünü dinlerim, ama sanat müziği ve protest diyebileceğim şarkılar; Cem Karaca, Zülfü Livaneli, Müzyyen Senar, Zeki Müren söylesin de ne olsa uyar. Hele, "Gözlerinin içine başka hayal girmesin" olur da Zeki Müren'den olursa harika olur. O'na da rahmet olsun bu arada. Tartışma programlarını çok severek izlerim; Bizimkiler dizisinden beri pek dizi izlemiyorum. Her hafta  bir film seyretmeye gayret ediyorum.

Bir dönem siyasete çok yakın durmuştunuz. Siyaset ve Orhan Sevinç Cura desem?

Evet, siyaset hayatın ta kendisi zaten. Siyasete, doğru ve dürüst insanlarda olmalı diye girdim. Buna çok inanıyorum. Dürüst insanlar hangi siyasi fikri savunursa savunsun insanı öne çıkaracak, ülkede doğru uygulamalar yapılabilecektir diye düşünüyorum. Kişisel menfaat peşinde olan, eş dostunu bir yerlere getiren ve zenginleşmeyi siyasette bulan anlayışa karşıyım. Her insanın bedava kaliteli, hızlı ve doğru sağlık hizmeti alması en büyük arzum ve hayalim. Sağlıktaki eksikleri tanımlayıp çözüm önerilerimi hayata geçirme arzusuyla aktif siyaset yaptım. Lakin siyasette dün sizden vazgeçemeyenlerin farklı parti diye hemen sizi düşman saydığını gördüm. Halbuki siyaset yapanlar en azından meslektaş olarak birbirlerine saygı göstermeliler diye düşünüyorum. Rakip olmak ile düşman olmanın ayrımı öğrenilene kadarda aktif siyasette bulunmayı düşünmüyorum, ama sivil toplum örgütlerinde katkı koymak daha kolay ve artık isteğim budur .

[caption id="attachment_" align="alignnone" width=""]orhan-cura-cocuk Orhan Sevinç Cura (elinde Tommiks olan) ve ailesi[/caption]
Orhan Sevinç Cura ve aile yaşamı desem? Evde vakit geçirmeyi sever misiniz? Evdeyken en çok nelerle ilgilenirsiniz?

Aslında işten eve evden işe giden bir adamım. Saat 'te, ki klinikten saat 'da çıkarım. Hafta içi  eve varmadıysam, "Çocuklar baba nerdesin?" diye telefon açar sorarlar beni. Ben hayatta çok büyük acılarda yaşadım, sevinçlerde. Varlığı da gördüm yokluğu da. Zengin olamadım muhtemelen de olmadan da öleceğim, ama hayatta sahip olduğum eş için, çocuklar için ve yaşadıklarım için şükrediyorum her gün. Aileden daha önemli hiçbir şeyimiz olmadığına inanıyorum. Ailemle evde yaptığımız partilere bayılıyorum, en keyif aldığım şey bu belki de. Beraber seçtiğimiz iki filmi peş peşe seyredip; mısır patlatıp, gazozlarımızı içerken geçirdiğimiz vakitten kıymetlisi yok. Evde olmayı aileyle paylaşılan zamanı çok önemsiyorum. Tanımadığımız bir çocuğun saçını başını okşayıp onu önemsediğimizi anlattığımız gün hepimizin en mutlu olacağı gün olacak.

Röportaj: Mahir Bora Kayıhan

Fotoğraflar: Artun Cura

TMMOB Makina Mühendisleri Odası Kaynak Eğitim Muayene Merkezi Tahribatlı Muayene Laboratuvarı Açıldı

TMMOB Makina Mühendisleri Odası Kaynak Eğitim Muayene Merkezi Tahribatlı Muayene Laboratuvarı 27 Mayıs Perşembe günü Bursa’da açıldı.

Açılışa Oda Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Yener, Oda Onur Kurulu Üyesi İbrahim Mart, Oda Denetleme Kurulu Üyesi Fikret Çaral, Bursa Şube Başkanı Fikri Füşünceli, Kocaeli Şube Başkanı Murat Kürekçi, Eskişehir Şube Başkanı Atila Tomsuk, Kocaeli Şube Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Mehmet Ali Elma, Eskişehir Şube Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Neşet Aykanat, Bursa Şube Başkan Vekili Devrim Tutku Ateş, Bursa Şube Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Ferudun Tetik, Bursa Şube Yönetim Kurulu Üyesi Filiz Engin Tambova, Bursa Nilüfer Belediyesi Başkan Yardımcısı Remzi Çınar, Eskişehir Şube Müdürü İlker Özcan, Kocaeli Şube Müdürü Alpaslan Güven, Bursa Şube Müdürü Kaan Özten, KEMM Müdürü Ersan Gönül katıldı.

Açılış konuşmasını yapan Bursa Şube Başkanı Fikri Düşünceli, açılışa gelen tüm katılımcılara teşekkür ederek, “ yılında mühendislik ana uzmanlık konuları içinde yer olan “kaynak ve malzeme teknolojisi” alanlarında gerek mühendis gerekse ara teknik elemanlara yönelik eğitim, belgelendirme ve denetim amacıyla oluşturduğumuz uygulamalı eğitim merkezi ve sonrasında merkezi bir yapı olan Kaynak Eğitim ve Muayene Merkezi’ne dönüşerek devam ettiğimiz yolculuğumuzda önemli adımlardan birini daha gerçekleştiriyoruz” ifadelerini kullandı. Düşünceli konuşmasına şöyle devam etti:

“Tahribatsız muayene uygulama ve eğitimleri, kaynakçı eğitimleri ve bilgisayarlı test analizlerimizin yanına sanayi kuruluşlarımızın ihtiyacını karşılayacak tahribatlı tahribatlı muayene labaratuvarlarımızı ekleyerek kaynak mühendisliği vasıflandırma ve belgelendirme amacını gerçekleştirme yolunda önemli bir aşamayı daha gerçekleştiriyoruz.

Gerek mühendis gerekse ara teknik elemanlara MMO tarafından verilen/yapılan eğitim sınav, belgelendirme işleriyle, yapılan/yapılacak test ve muayenelerin merkezi olarak yürütülmesi, MMO adına tüm ülkede yaygınlaştırılması, bilimsel çalışmaların, çalıştay, sempozyum, kongrelerin gerçekleştirilmesi ve kaynak mühendisi vasıflandırılması ve belgelendirilmesi amacıyla kurulmuş olan, ‘’Kaynak Eğitim ve Muayene Merkezi” Örgütümüzün ve çalışanlarımızın özverili katkılarıyla daha da büyüyüp önemli işlere imza atacağından eminim.

Bu laboratuvarın kurulmasında emeği geçen Oda Yönetim Kurulumuza, Bursa Şube Yönetim Kurulumuza, KEMM Yürütme Kurulumuza ve tabikii KEMM çalışanlarımıza, desteğini esirgemeyen Şubelerimize çok teşekkür ediyorum.

Bugün davetimize katılarak bizleri onurlandıran siz katılımcılara, gelemeyip canlı yayında bizlerle birlikte aynı heyecanı yaşayan katılımcılara çok teşekkür ediyorum.

Laboratuvarımız MMO Örgütümüze, mesleğimize ve ülke sanayisine hayırlı olmasını ve başarılar diler, saygılarımı sunarım.”

Ardından Oda Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Yener konuşma yaptı. KEMM ve Bursa Şube çalışanlarına teşekkür eden Yener, bilim ve teknik ile birlikte mücadele ederek, ülkenin geleceği için kalkınma ve refah için yetişmiş insan gücünün önemini vurguladı.

MMO ve TMMOB örgütlülüğünün çok önemli olduğunu ifade eden Yener, “Örgütümüzü daha ileri götürmeliyiz, mesleğimize sahip çıkmalıyız. Kaynak Eğitim Muayene Merkezi, Tahribatlı Muayene Laboratuvarı uzman yetiştirme yeridir. Bilgiyi paylaşarak çoğaltıyoruz, toplumsallaştırıyoruz, aynı zamanda iş yapabilme kapasitemizi arttırıyoruz. Eğitimlere devam edeceğiz, yeni alanlar açacağız, sanayiye hizmet edeceğiz” dedi. Yener, KEMM çalışanlarına, Bursa Şube Yönetim Kuruluna, KEMM Yürütme Kuruluna ve tüm TMMOB ve Oda örgütlülüğüne emekleri ve çalışmalarından dolayı teşekkür etti.

 

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir