housekeeping ingilizce diyaloglar / İngilizce Diyalog Örnekleri: Basit İngilizce Diyaloglar - Open English Blog

Housekeeping Ingilizce Diyaloglar

housekeeping ingilizce diyaloglar

Housekeeping İşinde Kullanılan Terimler

Çarşaf çeşitleri

- Fit it sheet- lastikli, geçirmeli çarşaf
- Flat sheet- Fit it'in üzerine serilen bildiğimiz düz çarşaf.
- Comforter- Yorgan
- Top sheet, topper- en üste serilen örtü
- Pillow case-Yastık kılıfı
- Sofa Sheet-Eğer kanepe varsa ona serilen çarşaflar
- Sofa blanket-Yine kanepeye serilen battaniye

Havlular

- Big towel-Banyo havlusu
- Hand towel-El havlusu
- Wash cloth-Minnacık bir havlu, lif olarak kullanırlar
- Bath mat-ayak havlusu

Sabun şampuan vs

Bath soap-büyük banyo sabunu
Face soap-küçük yüz sabunu
Shampoo-şampuan
Conditioner-Saç kremi
Lotion-Vücut kremi
Mouth Wash-Gargara (Bizde yoktu ama bazı otellerde oluyormuş)

Deterjanlar

Genelde bizim deterjanlar renk renk olduğundan pink spray, blue spray gibi adlarla anılırdı. Bir de her deterjanın bir markası vardı öyle derdik. Nasıl cif marka olmayı geçip o türe verilen ad olmuşsa onlarda da öyle

Cart-Bütün malzemelerinizin olduğu el arabası
Furniture polisher-Mobilya temizleyen cilamsı şey
Cleaning rag-temizlik yaptığınız bezler
Sponge- Sünger
Mopper,( swiffer da derler marka adı)- vileda gibi bir şey
Vacuum cleaner-Elektrik süpürgesi
Air freshener- oda spreyi
Toilet brush-Tuvalet fırçası
Broom-Çalı süpürgesi
Gloves-Eldivenler (Onlar olmadan çalışmayın. ASLA!)
Bir de adını hiç öğrenemediğim bir şey vardı belki de doğrudur da Yerdeki kılları toplayan bir alet vardı ona ben Hair roll derdim anlarlardı ama adını bilmiyorum

Peçete vs

Toilet paper-Tuvalet kağıdı
Paper Towel- Kağıt havlu
Tissue-makyaj falan silme amaçlı peçeteler banyoda olan
Garbage bag-çöp poşeti

Odada olabilecek eşya vs

Bed-Yatak
Sofa- koltuk (ikili en az)
Armchair-tekli koltuk
Fridge-Buzdolabı
Table-masa
Desk-Çalışma masası
Lamp-lamba
Microwave-mikrodalga
Dishwasher-Bulaşık makinesi
Bath tub(genelde tub derler) küvet
Basin/ washbasin-banyo lavabosu
Sink-Mutfak lavabosu

Ekstra kategorilendiremediğim

Notepaper-not kağıdı
Pen-kalem
Dishwasher soap-Bulaşık deterjanı
Check out room-Müşterilerin ayrıldığı bütün derin temizlik yapacağınız oda
Stay over room-Müşterilerin kalmaya devam ettiği oda
No service room-O gün temizlik istemeyen odalar
Pet room ( en kötüleri ayyyy)- Kedili köpekli odalar ( halıları çok pistir ve köpek fobim var çok çile çektim. Allahtan genelde temizlik istemezler)

Odayı kontrol eden ispectordan gelebilecek uyarılar


I want your bed neat- Yatağı düzgün yap
Made that bed again- yatağı bir daha yap
Your tub is dirty- Küvet kirli
Clean the tub- küveti temizle
Vacumm the room/ floor- yerleri süpür
Toilet is dirty- tuvalet kirli
Check the mirrors- aynaları kontrol et ( bğyğk ihtimal eğilirseniz göreceğiniz minik su lekeleri kalmıştır)

Gelen uyarılar genelde bunların bir benzerleri olur ki genelde çağırıp gösterirler sorun ne. bir de let me seee you board/ give me your board derler gelip geçtikçe şeyi istiyorlar demek ne kadar oda temizledin vs sabah verdikleri listeyi.

Müşterilerden gelebilecek istekler.

Can you please give me
May I have (İSTEK)
Do you have some/a couple of

sonlarına gelecek şeyler benzerdir. Big towel, shampoo vs

Just clean Bu içeride müşteri varken girdiğiniz odada müşterinin söyleyeceği türden bir şeydir. Mesela just clean the bathroom (sadece banyoyu temizle) Just leave a couple of towels vs.


Taktikler

Sabah ilk işiniz tabii ki check out olan odaları kontrol etmek olacak. Çünkü diğer kişiler tiplerinizi çalabilir. Peki ya insanlar odadan çıkmadılarsa? O zaman onları sinirlendirmemek lazım

I am sorry, I thought you'd left. ( Üzgünüm odadan çıktığınızı düşündüm)
I am so sorry, I thought you'd checked out.( Çok üzgünüm, çıkış yaptığınızı düşündüm)

E peki içerde müşteri var ama stay over oda ne diyeceksiniz?

Good morning/ Hello/ Hi. Do you need service today? ( bugün oda temizliği lazım mı?)
Büyük ihtimal bir de üzgün süzgün bakın istemeyeceklerdir We're fine (Böyle iyiyiz) derler genelde. Ya da bir saat söylerler çıkcakları zaman için


Bir de müşteriler yol sorarlar

Where is
Do you know where is?

Sahip olduğunuz ingilizceye bağlı olarak bir cevap verin

Bir de sorgulayan tip müşteri vardır çok tatlılardır Nerden geldin, ne okuyorsun,niye geldin, nerde kalıyosun ,ay çok zor, yazık size falan gibi bir ton konuşma sıralayan housekeeper dostu tiplemelerdir

Yanlışım varsa affola Aklıma bir şeyler daha gelirse de yazarım

Otel Kat Hizmetleri için İngilizce Öğrenirken Bilmen Gereken 7 Konu

kat-hizmetleri-icin-ingilizce

İnsanlar listeleri seviyorlar.

Bu yıl okunması gereken kitaplar.

Yaş 35 olmadan görmen gereken ülkeler

Bu ay öğrenilmesi gereken otel terimleri.

İnsanlar çok farklı türden listeler yaparlar. Ne türden olduğu önemli değil ama bir şey çok net: Listeler bir düzen oluşturur.

Düzen de sonuç doğurur, başarı getirir. Kat görevlisi olarak İngilizce konuşulan veya gerektiren bir otelde çalışmak istiyorsan sana gereken İngilizce nasıl öğrenilir bilmelisin.

Tahmin ediyorsundur: kat hizmetleri için İngilizce de bir liste ile öğrenilebilir.

İlk iş olarak buradaki kat görevlileri için temel İngilizce kelimeler listesine göz at. Bu listedeki kelimeler bu yazı içerisinde kullanılacak bu yüzden buradan başlamanı gerçekten tavsiye ediyoruz.

Bu kelimeleri öğrendikten sonra ne olur? Bildiğin gibi gerçek hayat tek kelimeden daha karmaşık. Peki sonrasında ne öğrenmelisin ve nasıl?

Bir otel kat görevlisi olarak İngilizceyi başarılı bir şekilde kullanman yolunda sana rehberlik etmek adına oldukça yararlı bir liste daha düzenledik. Housekeeping nedir sorusundan ziyade bu listede kat görevlilerinin İngilizce konuşabilmesi ve anlayabilmesi için çok önemli 7 konu bulunuyor.

İster housekeeping, kat hizmetleri, işinde yeni ol ister çoktandır kat görevlisi olarak çalışıyor ol, bu konuları öğrenmek sana güven kazandıracak ve sıra dışı, güvenilir ve kendinden emin bir kat görevlisi olmanı sağlayacak.

Şimdi, hedeflerine ulaşmana yardımcı olacak bu düzenli listeye bakalım.

Download: This blog post is available as a convenient and portable PDF that you can take anywhere. Click here to get a copy. (Download)

1. Oda Görev Tablosunu Okumak

Her gün hangi odaların temizleneceğini öğrenmek için room assignment sheet, oda görev tablosu alacaksın. Bu tabloda otel odaları, oda numarasına göre listelenir. Her bir odada tam olarak ne yapman gerektiği belirtilir.

Oda görev tabloları için farklı oteller farklı sütunlar ve terimler kullanır fakat işte seninkinde görebileceğin bazı kelimeler.

  • room status —  Bu odadaki mevcut durum anlamına gelir. Konuk bugün otelden çıkış yapacak mı? Konuk bir gece daha kalacak mı? Aşağıdaki otel terimlerinin çoğu olası oda durumlarıdır.
  • unoccupied — Bu odada kimse olmadığı, boş anlamına gelir. Bunun zıttı occupied, odada birinin kaldığı, dolu olduğu anlamına gelir.
  • checked out — Bu konuğun faturasını resepsiyonda ödeyip otelden kesin çıkış yaptığı anlamına gelir. Bazı oteller aynı durum için “checked out and gone” (çıkış yapıldı ve gitti) kullanır.
  • due-out — Konuk henüz otelden çıkış yapmamıştır fakat sabah çıkış saatine kadar ayrılması beklenir, çıkacak konuk anlamında. Başka programlarda bu oda durumu için &#;checking out today&#; (bugün çıkış yapıyor) kullanılabilir.
  • stayover — Konuk bir gece daha kalacak ve çıkış için süre dolmamış.
  • sleep out — Konuk hala odada kalıyor fakat önceki gece yatakta yatılmamış.
  • skipper — Konuk, faturasını ödemeden ve doğru bir şekilde çıkış yapmadan otelden ayrılmış.
  • do not disturb (DND) — Konuklar kapılarının koluna “do not disturb” (rahatsız etmeyin)işareti asmış olabilir bu onların rahatsız edilmek istenmedikleri anlamına gelir. Odalarını temizlemek için kapılarına vurma.
  • no service today — Oda bugün servis istemeyebilir.
  • time in — Temizliğe başlamak için odaya girdiğin giriş saati. Eğer 12&#;li saati kullanan bir yerde çalışıyorsan sabahsa “a.m.”, öğleden sonra ve gece (12&#;ye kadar, 24&#;lük saate göre ) ise “p.m.” kullanmayı unutma. Örneğin, p.m. öğleden sonra bir buçuk ()
  • time out — Temizlemeyi bitirdiğinde odadan çıktığın saat, çıkış saati.
  • remarks/comments — Belli bir oda hakkında ekleyeceğin notları (açıklamalar) veya yorumları yazabileceğin yer.
  • maintenance issues — Otel bakım servisi tarafından tamir edilmesi gereken sorunlar. Bu tarz problemler arasında lambalar, elektrik prizleri, lavabolar, tuvaletler veya duşlar örnek olarak sayılabilir.
  • signature — İsmini imzaladığın yer, imza. Bir oda görev sayfasını imzaladığında yazdığın tüm bilgilerin doğru olduğunu kabul etmiş olursun.

Örnek oda görev tabloları

İşte, kolonları ve terimleri anlamak adına pratik yapabileceğin iki örnek oda görev sayfası.

  • Room Attendant Sheet — (Oda Görevlisi Tablosu) Bu örnek, Set Up My Hotel adlı firmadan. Tablonun altındaki “Codes” bölümüne dikkat et. Bu sana kısa kodların (kısaltmaları) yazılışını gösteriyor, mesela “Sleep Out” için “S/O” ve “Do Not Disturb” için DND.
  • Room Assignment Sheet —  Bazı oda görev tablolarının örneklerini görmek için bu PDF&#;nin sayfalarına göz at.  Son sütunda, “Initial” imza yerine isminin ilk harflerini yazmanı istiyor. Bu adının ve soyadının ilk harfleri anlamına geliyor.  Örnek, Mickey Mouse, initials olarak &#;MM&#; ve Edgar Allan Poe ise adının ilk harfleri olarak &#;EAP&#; yazacaktı.

2. Eşyaların Nerede Olduğunu Bilmek

İster yöneticinden talimatlar al ister bir konukla konuş bir otel kat görevlisi olarak eşyaların yerini tarif edebilmelisin. &#;Did the guest forget their phone on the night table, in the desk drawer or under the bed?&#; &#;Konuk telefonunu komodinin üstünde, çekmecenin içinde veya yatağın altında unuttu mu?&#;

Belirli bir yerden bahsedebilmek için İngilizce prepositions, edatları bilmelisin. Bu kelimeler konumları (yerleri), yönleri ve zamanı anlatmak için kullanılır.

İşte en çok kullanılan edatlardan bazı örnekler: at, on, in, under, above, next to, beside, by, between, across, from.

Çok daha fazlası var, işte tam liste. Bu sayfada oldukça net açıklamalar ve örnekler var bu yüzden başlamak için iyi bir kaynak. Bu PDF&#;nin sayfalarında kat görevlileri için en çok kullanılan prepositons, edatların olduğu büyük kelime kartları var, İngilizce öğrenmek için kullanabileceğin harika bir başka araç.

Bahsettiğimiz gibi edatlar belli zamanları anlatmak için de kullanılır. Örnek:
Are you supposed to clean room  in the morning, at noon or during the afternoon?
numaralı odayı sabahleyin, öğlenleyin veya öğleden sonra temizlen gerekiyor mu?

Bu, İngilizce edatları öğrenmenin bir başka önemli nedeni.

Preposition Videoları

Eğer görsel olarak veya müzik ile en iyi şekilde öğreniyorsan edatlar konusunu öğrenmene yardımcı olacak işte bazı FluentU videoları:

  • Prepositions: In, On, By — Bu video, in,onve by edatlarını öğrenmene yardımcı olacak örnek cümleleri ve resimleri gösteriyor.
  • Where Is It? — Bu basit şarkı, aklında kolayca kalabilecek şarkılardan biri! Üç edata odaklanıyor: on(üstünde) in(içinde) ve under (altında).

Preposition quizleri/alıştırmaları

Eğer yazılı quizlerden/sınavlardan hoşlanıyorsan işte cevaplarıyla birlikte online preposition testleri:

3. Temizleme Talimatlarını Uygulama

Genel temizleme talimatları için dil bilmen gerekecek. Bu kelimeleri bilmek eğitimin için çok önemli olacak böylece talimatları anlayabilirsin.

İşte, örnek talimatlar ile en çok kullanılan fiiller.

  • flush — temiz suyun içine akmasını sağlamak için klozetin üzerindeki manivela dokunmak, sifonu çekmek.

Flush the toilet after cleaning the toilet bowl.
Klozeti temizledikten sonra sifonu çek.

  • scrub — sert bir şekilde ovarak bir şeyi temizlemek.

Scrub the bathtub using a sponge and the cleaner in spray bottle #4.
4 numaralı sprey şişedeki temizleyiciyi ve bir sünger kullanarak küveti ovala.

  • wipe (up) — bir kumaş ile ovarak temizlemek; bir şeyi bir yüzeyde hareket ettirmek.

Wipe the counters with a clean cloth.
Temiz bir bezle tezgahları sil.

  • change — bir şeyi başkasıyla değiştirmek.

Change the sheets on the bed. (Put new sheets on the bed.)
Yataktaki çarşafları değiştir. (Yatağa yeni çarşafları koy.)

Change the toilet paper when you clean the bathroom. . (Replace the used toilet paper roll with a new one.)
Banyoyu temizlediğin zaman tuvalet kağıdını değiştir. (Kullanılmış tuvalet kağıdı rulosunu yenisi ile değiştir.)

  • rinse — saf su ile sabun olmadan yıkamak.

After you scrub the shower, rinse it with water to completely remove the cleaning product.
Duşu ovaladıktan sonra temizlik malzemelerini tamamen çıkarmak için su ile onu durula.

  • polish — bir şeyi pürüzsüz ve parlak hale getirmek için ovarak temizlemek.

Use a cloth and furniture polish to polish the table and desk.
Masa ve sırayı parlatmak için bir bez ve mobilya parlatıcı kullan.

  • wash — su ve sabun ile temizlemek.

Bring the dirty linens to the laundry room where we will wash them.
Kirli yatak çarşaflarını yıkayacağımız çamaşırhaneye getir.

  • spray — çok küçük sıvı damlacıklarını salmak (fışkırtmak).

Spray the mirrors and windows with window cleaner, then wipe them with a clean cloth.
Cam temizleyiciyi aynalara ve pencerelere püskürt sonra temiz bir bezle onları sil.

Fold the clean towels neatly and set them on the shelf in the bathroom.
Temiz havluları düzgün bir şekilde katla ve banyoda rafa yerleştir.

  • vacuum — bir zemini elektrikli süpürge ile temizlemek.

Vacuum the carpet and rugs in every room.
Her odadaki halı ve kilimleri elektrikli süpürge ile süpür.

  • mop — bir paspas ile zemini yıkamak.

After you sweep the floors, mop them using hot water, floor cleaner and a mop.
Zeminleri süpürdükten sonra sıcak su, yüzey temizleyici ve bir paspas kullanarak yerleri paspasla.

  • disinfect — mikropları ve bakterileri öldürmek.

Disinfect (sanitize) the counters with this disinfecting spray.
Dezenfekte edici sprey ile tezgahları dezenfekte et (sterilize et).

  • dust —  tozdan arındırarak temizlemek.

Remove the newspapers and magazines, and then dust the coffee table.
Gazeteleri ve dergileri kaldır sonra sehpanın tozunu al.

  • empty — bir şeyi atmak: &#;fill&#;in zıttı.

Empty (take out) the trash once you’ve finished cleaning.
Temizlemeyi bitirdikten çöpleri boşalt (çıkar).

  • check — dikkatlice bakmak.

Open the desk drawers and check for forgotten items.
Masanın çekmecelerini aç ve unutulan eşyaları kontrol et.

Throw out any trash you find on the counters.
Tezgahın üzerinde bulduğun tüm çöpleri çöpe at.

  • tidy up — bir şeyi temiz ve düzenli hale getirmek.

Tidy up (straighten up) the bookcase when you clean the master suite.
Ana süiti temizlediğin zaman kitaplığı düzelt.

  • refill — to değiştirme; tekrar doldurmak.

Refill the mini-fridge with soda and water.
Mini barı soda ve su ile yenidendoldur.

  • turn off — &#;off&#; tuşuna basarak veya anahtarı çevirerek bir şeyi durdurmak.

Don’t forget to turn off the lights when you leave the room.
Odadan ayrıldığında ışıkları kapatmayı unutma.

  • unplug — bir fişi elektrik prizinden çıkarmak.

Make sure to unplug the iron after using it.
Kullandıktan sonra ütünün fişini çektiğinden emin ol.

Temizlik talimatlarını öğrenmek/pratik yapmak için kaynaklar

  • Guest Room Attendant Rubric — Bu gerçekten bir yarışmaya yönelik bir bilgilendirme fakat bu üç sayfadaki birçok ifade çok faydalı. Birinci sayfadaki “Safety and Sanitation” (Güvenlik ve Hijyen) bölümünden başla ve sonra dökümanın geri kalanı boyunca kendine göre çalış.
  • Hotel Housekeeping Tutorial — Bu site otel kat hizmetlerine yönelik kullanışlı bir kontrol listesi olarak hizmet verebilir. Dolu ve boş odaların temizliği, çamaşırların ve yatak örtülerinin bakımı, temizlik malzemelerinin hazırlanmasını ve daha fazlasını kapsar.
  • Room Attendant Job Description — Bu iş açıklamasında “duties and responsibilities” (görevler ve sorumluluklar) bölümüne bak. Her bir görevi yapabilir misin? Tüm kelimelerin ne anlama geldiğini biliyor musun?
  • OP Hospitality – How to Clean a Guest Room — (Türkiye&#;den erişim izni olmayabilir.) Bu belge bir otel odasının adım adım nasıl temizleneceğini anlatıyor. Bizim listemizden kaç tane kelimeyi görüyorsun? Defalarca gördüğün diğer kelimeleri araştırıyor musun?
  • Housekeeping Trainee Manual — Bu PDF&#;nin sayfası bir yatağın nasıl yapılacağına dair talimatları gösteriyor. Adım adım yerine getirebilir misin?

4. Konukların İstekleriyle İlgilenmek

Eğer gün içinde bir konuk seni görürse ekstra eşyalar isteyebilir. Biri bir şey istediği, rica ettiği zaman buna request denir. Konukların senden bazı fazladan şeyler istemesinin farklı yolları ve örnek otel diyalogları burada.

Örnek İngilizce diyaloglar, genel konuk isteklerine cevap verme yollarını sana gösterecek. Her zaman bu kadar kibar konukların olmasa bile bu İngilizce konuşma kalıpları pek çok durumda kullanılabilir.

Could I have a new ~?
Yeni ~ alabilir miyim?

Konuk: Excuse me, could I have a new towel?
Affedersiniz, yeni bir havlu alabilir miyim?

Kat Görevlisi: Sure! Here you are.
Elbette, buyurun.

Konuk: Thank you!
Teşekkür ederim!

Do you have more ~? / Could you bring us more ~?
Daha fazla ~ var mı? / Bize daha fazla ~ getirir misiniz?

Konuk: Could you bring us some more toilet paper?
Bize daha fazla tuvalet kağıdı getirir misiniz?

Kat Görevlisi: Of course! What’s your room number?
Oda numaranız ne?

Konuk: 

Kat Görevlisi: Okay, I’ll bring you some right away.
Tamam, hemen getireceğim.

Konuk: Thanks! Teşekkürler!

We have no ~. / We’re out of ~./ / We ran out of ~.
~ yok / ~mız kalmadı. / ~mız bitti.

Konuk: Excuse me, we’re all out of shampoo. Could you bring us some more?
Affedersiniz, şampuanımız kalmadı. Bize biraz getirebilir misiniz?

Kat Görevlisi: Yes, of course! Is one bottle enough?
Elbette. Bir şişe yeterli mi?

Konuk: That would be great, thanks.
İyi olur, teşekkürler.

I don’t have any ~. / ~ is missing.
~ yok. / ~ eksik.

Konuk: The iron is missing from our room, and I really need to iron a shirt.
Ütü odamızda eksik ve gerçekten gömleğimi ütülemem gerekiyor.

Kat Görevlisi: I’m so sorry about that. Do you have the ironing board?
Bunun için üzgünüm. Ütü masanız var mı?

Konuk: Yeah, the board is here. We just don’t have an iron.
Evet, masa burada. Sadece ütümüz yok.

Kat Görevlisi: Okay, I’ll bring you one right away.
Tamam, size hemen bir tane getireceğim.

Konukların isteklerine nasıl cevap verilir?

Özet olarak ifade edersek bir şeyi konuklar daha fazla istediğinde söyleyebileceğin bazı İngilizce konuşma kalıpları:

  • I’m sorry about that &#; Bunun için üzgünüm.
  • Of course / Sure &#; Tabii ki / Elbette
  • How many do you need? &#; Kaç tane gerekli?
  • Let me check for you &#; Sizin için kontrol edeyim.
  • I’ll bring you one right away. &#; Size hemen bir tane getireceğim.
  • What’s your room number? &#; Oda numaranız ne?
  • Here you are &#;  Buyurun.

5. Şikayetleri ve Problemleri Dinlemek

İsteklere ek olarak ne yazık ki bazı misafirlerin hep problemleri veya şikayetleri olacak. Örnek şikayet diyalogları ile işte duyabileceğin bazı İngilizce kalıplar.

The floor is wet in the bathroom.
Banyoda zemin ıslak.

  • ~ is dirty / ~ isn’t clean
    ~ kirli / ~ temiz değil

The sink is dirty.
Lavabo kirli.

  • ~ is broken / ~ doesn’t work
    ~ bozuk / ~ çalışmıyor.

The hair dryer is broken.
Saç kurutma makinesi bozuk.

  • ~ is empty/full
    ~ boş/dolu

The garbage is full! It looks like it hasn’t been emptied in days!
Çöp dolu. Günlerdir boşaltılmamış gibi görünüyor.

  • there’s hair on/in
    ~üstünde/içinde kıl/saç var

There’s hair on the bed pillow. Are these really clean sheets?
Yatak yastığında kıl var. Bunlar gerçekten temiz çarşaf mı?

  • there’s a bad/weird odor (smell)
    kötü/tuhaf bir koku var

There’s a really bad smell out on the patio.
Verandada gerçekten kötü bir koku var.

  • the water is too hot/cold
    su çok sıcak/soğuk

The water in the shower is too hot.
Duştaki su çok sıcak.

  • the toilet is clogged (does not flush)
    tuvalet tıkalı (sifon çekilmiyor)

The toilet is clogged in room We need a plumber ASAP (as soon as possible)!
Oda &#;te tuvalet tıkalı. En kısa sürede (ASAP) bir tesisatçıya ihtiyacımız var!

  • ~ is overflowing (flowing over the edge/top of something)
    ~ taşıyor (bir şeyin kenarından/üstünden taşıyor)

The plumber never came, and now the toilet is now overflowing! Help—there’s water spilling onto the floor!
Tesisatçı hiç gelmedi ve artık tuvalet taşıyor! Yardım Edin—zemine dökülen su var!

  • ~ is dripping
    ~ damlıyor/damlatıyor

The faucet is dripping in the kitchen sink.
Mutfak lavabosunda musluk damlatıyor.

The carpet in our room is stained; it looks really dirty.
Odamızdaki halı lekeli, çok kirli görünüyor.

I’m so sorry, I just spilled red wine on the carpet. Do you have any carpet cleaner I can use to get the stain out?
Çok üzgünüm halıya kırmızı şarap döktüm. Lekeyi çıkarmak için kullanabileceğim halı temizleyici var mı?

  • there’s no electricity / the power went out
     Elektrik yok / elektrik kesildi

The power went out in our room—what’s going on?
Odada elektrik kesildi—neler oluyor?

  • out of order
    bozuk (Not: bu bazen kat hizmetleri formlarında/kılavuzlarında &#;ooo&#; şeklinde kısaltılır.)

The vending machine in the lobby is out of order. Is there another nearby?
Lobideki otomat bozuk. Yakınlarda başka var mı?

6. Konukların Şikayetlerine Cevap Vermek

Konuklar kaba ve kırıcı olsa dahi onlara karşı daima kibar ve nazik olmak önemli. Kesmeden yakından dinle ve göz teması kur. Konukların şikayetleri olduğu zaman kullanabileceğin bazı İngilizce ifadeler:

To apologize
Özür dilemek için

  • I’m so sorry about that
    Bunun için çok üzgünüm
  • I sincerely apologize (for…)
    (&#;için) içtenlikle özür dilerim

To thank
Teşekkür etmek için

  • Thank you for bringing this to our attention
    Buna dikkatimize sunduğunuz için teşekkür ederiz.
  • Thanks so much for letting us know
    Bizi bilgilendirdiğiniz için çok teşekkürler

To show empathy (understanding)
Empati (anlayış) göstermek için

  • I understand how you must feel
    Nasıl hissedebileceğinizi anlıyorum
  • I can understand your frustration
    Hayal kırıklığınızı anlayabilirim
  • I know how upsetting it must be to…
    &#;ne kadar üzücü olabileceğini biliyorum
  • I realize how frustrating it is to…
    &#; ne kadar sinir bozucu olduğunu anlıyorum.

To resolve/fix
Tamir etmek için

  • I will get someone to…
    &#; birini getireceğim.
  • I will… right away
    Hemen &#;-eceğim.
  • Unfortunately… , but what I can do for you is….
    Ne yazık ki&#; fakat sizin için yapabileceğim&#;
  • I can offer you…
    Sizi &#; önerebilirim
  • I’ll call … right now to fix this
    Hemen bunu tamir etmek için &#; arayacağım
  • I’m calling my manager right now
    Hemen şimdi müdürümü arıyorum

Şikayetler pek de eğlenceli olmadığı için pratiği eğlenceli hale getirecek bir yol bulduk! Rol yapma oynamak için TripAdvisor en tufah otel inclemelerinin olduğu bu Seyahat makalesini kullanabilirsin. Bu tür kötü şikayetleri nasıl cevaplardın?

Eğer bu durumlar senin için çof tuhaf/komik ise TripAdvisor&#;da ortalama (normal) otel incelemelerini daima bulabilirsin. Arama kutusuna bir şehir veya otel ismi yaz ve konukların yorumlarını okumak için bir otelin üzerine tıkla. Bu konuğun senin önünde dikildiğini, şikayetlerini söylediğini hayal et. Sonra cevaplarını yüksek sesle söyleyerek pratik yap.

7. Güvenlik ve Acil Durumlar

Son olarak, çalışırken güvenli bir şekilde kalmak ve acil durumlar karşısında ne yapacağını bilmek çok önemli. Otelin güvenlik ve acil durum eğitimi verilmeli.

Güvenlik eğitiminden sonra bir otelde çalışmaya başladığında her şeyi açık bir şekilde anladığından emin olmalısın. Soru sormaktan korkma ve eğer gerekirse dokümanları eve götürüp çalış. Güvenlik yönergeleri ve acil durum prosedürlerini bilmek yalnızca seni değil konukları da güvende tutacak.

İşte, güvenlik/acil durum eğitiminden karşılaşabileceğin bazı İngilizce kalıplar ve kelimeler:

  • emergency action plan — Yangın, suç veya sağlık problemi gibi bir acil durum olması durumunda yapılacakları anlatan kılavuz, acil durum eylem planı.
  • fire alarm — Yangın olduğunda ortaya çıkacak yüksek ses, yangın alarmı.  Yüksek sesli alarm ve yanıp sönen ışıklar insanları yangın esnasında uyarır.
  • fire exit door — Yangın çıktığı zaman insanların hızlı bir şekilde tahliye edilmesi için kullanılan kapılar, yangın çıkış kapısı. Açık bir şekilde “fire exit” diye işaretlenmişlerdir.
  • evacuate — hızlı bir şekilde boşaltmak ve daha güvenli bir yere gitmek, tahliye etmek anlamına gelir. Bir yangın esnasında, örneğin, herkes otelden tahliye edilmelidir.
  • first aid kit — Fiziksel yaralanmalar tedavi etmek amacıyla kullanılan eşyalar, ilk yardım kiti. İlk yardım kitinde genellikle band-aids (yara bandı), medical gloves (tıbbi eldivenler), gauze (gazlı bez), bandages (sargılar), cloth tape (sargı bantı) ve asprin (aspirin).
  • hazard — tehlikeli ve riskli şeyler. Güvenli bir iş yeri için gördüğün her türlü tehlikeyi ortadan kaldırmalı ve dikkat etmelisin. Otellerdeki olası tehlikeler arasında zararlı cleaning chemicals (temizleme kimyasalları), bir koridoru kapatan cleaning carts (temizlik arabaları), ıslak floors (zeminler &#; biri kayıp düşebilir), birinin takılabileceği elektrical cords (elektrik kabloları) sayılabilir.
  • severe weather — Hava tehlikeli olduğu zaman, severe weather, sert hava koşulları, denir. Nerede çalıştığına bağlı olarak bunlar arasında floods (su baskınlarını), tornados (hortumlar), thunderstorms (boranlar / gök gürültülü fırtınalar), hurricanes (kasırgalar), earthquakes (depremler) blizzards (şiddetli kış fırtınaları &#; tipiler) veya extreme heat (aşırı sıcaklık) sayılabilir.

Bu güvenlik kelimelerini ve diğerlerini pratik yapmak için bu güvenlik eğitimi videosunu izle: Stay Safe: Awareness Training for Housekeepers. Yaklaşık yarım saat sürüyor bu yüzden üç farklı günde bir seferde onar dakika olmak üzere izleyebilirsin.

 

Artık hedeflerine ulaşmak için bu listeyi kullanmak sana kalmış durumda. Belki her ay bir konu öğrenebilirsin veya her bir konuya bir haftanı harcayabilirsin. Hangi tempo sana daha uygunsa ona göre ilerle.

Bu yedi konu ile ilgili kendinden emin olduğunda İngilizce konuşulan bir otelde kat görevlisi olarak çalışmaya çok iyi hazırlanmış olacaksın. Burada saydığımız housekeeping terimleri, otel kat hizmetleri için İngilizce öğrenirken çok işine yarayacak.

Çok daha az şikayet, daha fazla başarı diliyoruz, önünün açık olması dileğiyle Kolay gelsin!


Rebecca Thering, İspanya, Güney Kore ve Fransa gibi ülkelerde İngilizce öğreten serbest yazar ve editör. English With Rebe&#;de, online dersler, düzenleme hizmetleri ve İngilizce öğrenenler için daha fazlasını sunuyor.

Ayrıca bir şey daha var&#;

Eğer gerçek İngilizceyi öğrenmek istiyorsan FluentU uygulamasına da göz atmalısın. Web sitesinde olduğu gibi FluentU uygulaması, popüler talk şovlar, kolayca akılda kalan müzik videoları ve komik reklamlar vasıtasıyla İngilizce öğrenmeni sağlar, burada görebileceğin gibi:

en iyi İngilizce uygulamalari

Ne izlemek istiyorsan FluentU uygulamasında bulabilirsin.

FluentU uygulaması, İngilizce video izlemeyi gerçekten kolaylaştırıyor. Etkileşimli alt yazılar var. Resmini, tanımını ve faydalı örneklerini görmek için herhangi bir kelimeye dokunabileceğin anlamına geliyor.

en iyi İngilizce uygulamalari

FluentU, dünyaca ünlü kişiler ile ilgi çekici içerikler vasıtasıyla öğrenmeni sağlar.

Örneğin, &#;brought&#; kelimesine dokunduğun zaman, şunu göreceksin:

en iyi İngilizce uygulamalari

FluentU&#;da herhangi bir kelimenin anlamına bakmak için üzerine dokun.

 

Küçük testler ile herhangi bir videodaki bütün kelimeleri öğren. Öğrenmeye çalıştığın kelimelerle ilgili daha fazla örnek için sağa sola kaydır.

en iyi İngilizce uygulamalari

FluentU, faydalı sorular ve birden fazla örnek ile hızlı bir şekilde öğrenmeni sağlar. Daha fazla öğren.

En iyi tarafı mı? FluentU, öğrenmekte olduğun kelimeleri hatırlar. Daha önce öğrenmiş olduğun kelimelere göre örnekler ve videolar tavsiye eder. Tamamen sana özel bir deneyim yaşarsın.

Bilgisayarın veya tabletin ile web sitesi üzerinden FluentU kullanmaya başla veya daha iyisi mi iTunes mağazasından veya Google Play Store&#;dan FluentU uygulamasını indir.

Rebecca Thering

Rebecca Thering

Rebecca Thering learned to speak Spanish and French while living abroad in Spain, South Korea, and France. She has taught English as a second language in various capacities since From her current home in Arizona, Rebecca is now learning languages of the construction trades and the healing arts, while sharing heartfelt creations on her personal site.

« 5 Resmi İngilizce Kuralı (Düşündüğünden Çok Daha Basit!)

Bir Otelde Çalışmak mı İstiyorsun? Seni Bu Hedefe Götürecek + İngilizce Kelime »

OTEL HİZMETLERİ TERİMLERİ

 

OTEL HİZMETLERİ TERİMLERİ

 

Hotel Terimleri:


adjoining rooms(birleşen odalar):Eğer istenirse İki otel odası merkezde birleşebilir.
örnek:If you want we can book your children in an adjoining room.
(Eğer isterseniz çocuklarınıza birleşen bir oda ayırtabiliriz.)


amenities:(Hizmet imkanları):Daha çok dükkan, çarşı ve restorantlar gibi yerel imkanlar ve fırsatlar için kullanılır.
We are located near the center, so we are close to all of the amenities.
(Merkeze yakın bulunuyoruz, o yüzden bütün hizmet ve imkanlara yakınız)

attractions:(Turistik ilginç yerler)(Turistlerin görmeyi ve yapmayı isteyebilceği şeyler)
The Grand Bazaar is İstanbul\'s most popular attraction for tourists.
(Kapalı çarşı turistler için en gözde ilginç yer.)

baggage:(Bagaj):Kişisel eşyaların içine konduğu bavul ve çantalar.
 Should you need help with your baggage we have a cart you can use.
(Bagaj konusunda yardıma ihtiyacınız olursa bizde kullanabileceğiniz bagaj arabası var.)


Bed and Breakfast:(Yatak ve kahvaltı evi):Genellikle sadece kahvaltı ve yatacak yer sunan pansiyon evler.
 I can book you into a chic Bed and Breakfast on the shore.
(size sahilde şirin bir pansiyon ev ayırtabilirim.)


bellboy:(bellboy):Müşterilerin bavullarını ve eşyalarını taşıyan otel elemanı.
 The bellboy will take your bags to your room for you.
(Bellboy çantalarınızı sizin için odanıza götürür.)


book(rezervasyon, yer ayırtma): Otelde kalmak için önceden yapılan hazırlık
I can book your parents in for the next weekend.
(Anne ve babanıza önümüzdeki hafta sonu için otelde(in) yer ayırabilirim)


booked(tamamen dolu otel):Boş odanın kalmadığı durum
 I\'m afraid the hotel is booked tomorrow.
(Korkarım otel yarın tamamen dolu)

brochures:(Broşür):Turistik bölgesel yerler ve hizmetler hakkında bilgi veren küçük kitapçık.
Feel free to take some brochures to your room to look at).
(Odanıza bakmak için broşürler götürebilirsiniz)

check-in:Odanın anahtarını almak için resepsiyona gitmek
You can check-in anytime after five o\'clock.
(Beşten sonra herhangi bir zaman anahtarınızı alabilirsiniz.)


check-out:Anahtarı geri vermek ve faturayı ödemek.
Please return your health club card when you check-out.
(Ayrıldıldığınızda lütfen sağlık kulübü kartınızı geri verin)



complimentary:(Ücretsiz,ikram)
All of our rooms have complimentary bath products.
(Bütün odalarımızın ücretsiz banyo malzemeleri vardır.)


cot, rollaway bed(Katlanır yatak): tekerlekleri olan tekli katlanır yatak.
If you need an extra bed, we have cots/ rollaway bed available.
(Eğer fazladan bir yatağa ihtiyacınız olursa katlanır yatağımız var.)


damage charge:(zarar ödemesi): Misafirin verdiği zararlar için otele verdiği para(özellikle şiddet ya da dikkatsizlik nedeniye)
 We will have to add a damage charge for the window you broke yesterday.


deposit(Depozit):Bir rezervasyonu devam ettirmek için kalış zamanından önce ödenen para.
You will not receive your deposit back if you cancel.
(Eğer iptal ederseniz depositinizi geri alamazsınız.)


double bed (büyük yatak):2 insanı alabilecek kadar geniş yatak.
They are a couple, so give them a room with a double bed.
(onlar bir çift, o yüzden onlara büyük yataklı bir oda ver)

floor(bir binanın her bir katı)
The restaurant is on the main floor.
(Restaurant ana kattadır(giriş katı).)

front desk, reception(ön-büro, resepsiyon)Misafirlerin anahtar alıp verdiği, bilgi edindiği yer.
Slippers are available at the front desk.
(terlikler ön-bürodan alınabilir.)


guest:(Misafir)Otelde kalan kişi.
The rest-rooms on the main floor are for guests only.
(Ana kattaki tuvaletler sadece misafirler içindir)


hostel:seyahat edenler ve eşyalarını sırt çantasında taşayan gezginler için en ucuz konaklama yeri.
In the hostel you probably will share your room with other people
(Hıstelde muhtemelen odanı diğer diğer insanlarla paylaşırsın)

hotel manager(Otel müdürü)
you should make your complaint to the hotel manager.
(Şikayetinizi otel müdürüne yapmalısınız)


housekeeping, maid(Temizlikçi):Odaları temizleyen ve çarşafları değiştiren otel personeli
Put a sign on the door if you want housekeeping to come in and change the sheets on the bed.
(Eğer temizlikçinin içeri girip yataktaki çarşafları temizlemesini istiyorsan kapıya yazı levhası koy)



ice machine(Buz makinası):Müşteriler İçecekleri soğuk tutabilsin diye otomatik olarak buz yapan makina.
İce machines by the elevator on all of floors.
(Buz makinaları her katta asansörün yanındadır.)

indoor pool: Müşterilerin yüzdüğü otel içinde havuz.
The heated indoor pool is open until 11 pm.
(Isıtmalı otel-içi havuz akşam 11\'e kadar açık)


inn:Otelin diğer bir adı
There\'s an inn on the other side of the bay that has a ocean view.
(Koyun diğer tarafında okyanus manzarası olan başka bir otel var)



Jacuzzi, hot tub, whirl pool:Rahatlamak için küçük, ısıtmalı havuz.
Other suite has a personal hot tub.
(Diğer süitin kendi sıcak havuzu var.)


king-size bed(çok geniş yatak)
A room with a king size bed costs an extra 5 euro a night.
(King-size yataklı bir odanın geceliği fazladan 5 euro\'ya mal olur.)

kitchenette(Küçük buzdolabı ve yemek pişirme alanı)
Our room has a kitchenette so we can prepare our own breakfasts and meals.
(Odamızın küçük bir mutfağı var o yüzden kendi kahvaltılarımızı ve yemeklerimizi hazırlayabiliriz.)


late charge:Ayrılış zamanını aşıldığında kalınan süre için yapılan ek ödeme.
You will be charged a 20 euro late charge for checking out after 12 am.
(12\'den sonra ayrıldığınız için hesabınıza 20 euro geç-ayrılış eklemesi yapılacak)

linen:Yatak çarşafları, battaniyeler, yastık kılıflarının ortak adı
Our maids will come in and change the linens while you are out of your room.
(Siz odada yokken, temizlikçilerimiz içeri girer ve çarşafları değiştirir.)


lobby:(Lobi)Otelin önündeki geniş açık alan
We can stand in the lobby and wait for our rental car.
(Lobide durabiliriz ve kiralık arabımızı bekleyebiliriz)


luggage cart:(valiz arabası):Misafirlerin üzerinde valizlerini götürebildiği tekerlekli cihaz.
Please return the luggage cart to the lobby when you are finshed with it.
(İşiniz bittikten sonra lütfen valiz arabasını lobiye geri götürün)


maximum capacity:İzin verilen en yüksek insan kapasitesi
The maximum capacity in the pool is 50 people
(Havuzda izin verilen en yüksek kapasite 50 kişidir)


Motel:(Motel)
Otellerden biraz daha ucuz konaklama yerleri.
This motel is very clean and is near the beach.
(Bu motel çok temiz ve plaja yakındır.)


parking pass(Park izni): otelin park yerindeyken otel müşterilerinin arabalarının pencerelerine yapıştırıp gösterdikleri kağıt parçası.
Display this parking pass in your window to show that you are a hotel guest.
(Otelin bir misafiri olduğunuzu göstermek için bu park iznini pencerene koyup gösteriniz)


pay-per-view movie(Seyredilen her film ve tv özel programları için müşterinin faturasına yansıyan fazladan masraf.
If you order a pay-per-view movie, the charge will appear on your bill.
(Eğer pay-per-view movie sipariş verirsen, faturanda bu hesap yüklemesi gözükür.)


pillow case(Yastık kılıfı):
room requested one new pillow case.
( no\'lu oda 1 adet yastık kılıfı istedi)


queen size bed:İki insan için çok geniş olan(Double\'dan büyük)
Many rooms have a queen size bed
(Bir çok odada queen size yatak var)


rate:(Uygulanan Fiyat):Belli bir zaman süresi için kiralanan odanın maliyeti
All the hotels\' rates change depending on the season.
(Bütün otellerin oda fiyatı mevsime göre değişir.)


reservation(Rezervasyon)
Gelecek zaman içersinde kalmak için önceden oda ayırtma işlemi.
Your reservation doesn\'t show on the computer system.
(Rezervasyonunuz bilgisayar sisteminde gözükmüyor.)



room service(Oda servisi):Misafir tarafından odasına istenen yemek veya diğer servislerin ulaştırılması.
If you would like food and some drinks, just call room service.
(Eğer yiyecek ve içecek arzu edersen, oda servisini aramanız yeterli)



sauna(sauna):içi buhar dolu sıcak rahatlama odası.
You can use our sauna for free
(Saunamızı bedava kullanabilirsiniz.)


single bed:(Tek kişilik yatak)
The economy priced room includes one single bed.
(Ekonomik fiyatlandırılmış odada tek kişilik bir yatak var)


sofa bed, pull-out couch:(çek-yat)kanepeye dönüşebilen yatak.
Our all rooms contain a sofa bed
(Bütün odalarımızda bir çek-yat var)


Towel(Havlu)

You can get your towels and slippers at the front desk.
(Havlularınızı ve terliklerinizi ön bürodan alabilirsiniz)


vacancy(boşluk durumu)

vacant(boş oda)
We only have two vacany left
(Sadece 2 boş odamız kaldı)


valet(vale):Misfirlerini arabalarını park eden otel personeli.

if you leave your car keys with front-office, the valet will park your car at the parking lot .
(Eğer araba anahtarlarınızı ön büroya bırakırsanız, park görevlisi arabanızı park yerine park eder.


Vending machine(meşrubat makinası): bozuk para koyduğunda içecek, gofret, çerez vb. şeyler veren makina.
The vending machine on the main floor has both canned coke and cookie.
(Ana giriş katındaki meşrubat makinasında hem kutu kola hemde kurabiye var.)


view(Manzara)

The room is highly expensive because it offers a breathtaking view of the Bosphorus.
( no\'lu oda çok pahalı çünkü boğazın nefes-kesici manzarasını sunuyor.)

wake up call(Uyandırma telefonu):Alarm saati niteliğinde sabahları misafirleri uyandırmak için kullanılan uyandırma araması.
What time would you like your wake up call?
(Uyandırma aramanızı ne zaman arzu esersiniz?)


weight room, workout room, gym(Müşterilerin egzersiz ve fitnes için kullandıkları oda)
Our weight room is equipped with modern equipment to meet your fitness needs.
(Fitnes ihtiyaçlarınızı karşılamak için egzersiz salonumuz modern ekipmanlarla donatılmıştır.)

Bu Ders Hakkında Soru Sor / Yorum Yaz

İngilizce Diyalog Örnekleri: Basit İngilizce Diyaloglar

İngilizce Öğren

İngilizce Öğren/ İpuçları

Alper Onur
Mayıs 12,

20 dakikalık okuma

İngilizce diyalog örnekleri ile hem konuşma hem de dinleme becerilerimizi geliştirebiliriz. Dünya üzerinde milyardan fazla insanın konuştuğu bir dili öğrenmek hiç de fena bir fikir değil. Senin de hedeflerin arasında İngilizce öğrenmek varsa, basit İngilizce diyaloglara göz gezdirerek giriş yapabilirsin.

Kolayca İngilizce öğrenmeyi planlıyorsan, sadece İngilizce diyaloglara bakman yetmez. İngilizce konuşma, dinleme, yazma ve okuma becerilerini aynı anda kazandıracak işin uzmanı eğitmenlerden destek alman gerekir.

Open English ile Tanış!

Dünyada 1 milyondan fazla kullanıcı tarafından online İngilizce eğitimi için tercih edilen Open English, tüm detaylarıyla İngilizce eğitimi sunmak için tasarlanmış bir platformu evine, iş yerine, seyahatlerine, kısacası sen nereye istersen oraya getiriyor.

Open English ile ana dili İngilizce olan eğitmenlerin canlı derslerine 7/24 katılabilir, interaktif videolara sınırsız kere erişebilir ve İngilizce konuşma sınıflarında pratik yapabilirsin. Yan tarafta yer alan formu doldurarak İngilizce öğrenmede ilk adımı atabilirsin.

Şimdi basit İngilizce diyaloglar ile devam ediyoruz.

İngilizce Tanışma Diyalogları

İngilizce öğrenirken bolca pratik yapmamız en önemli detay. Unutma, bir şeyi ne kadar tekrar edersek öğrenmemiz o kadar kolay oluyor. İngilizcede de aynı, gün içinde ne kadar çok kullanırsan o kadar hızlı öğreniyorsun.

İngilizce konuşma pratiği yaparken önce İngilizce tanışma diyaloglarına bir göz atmak iyi bir fikir. Böylece kendi başıımıza pratik yaparak İngilizce konuşmamızı geliştirebiliriz. Şimdi İngilizce selamlaşma kelimeleriyle konuya başlayalım.

İngilizce Selamlaşma Kelimeleri: İngilizce Tanışma Cümleleri

İngilizcede selamlaşma için kullanabileceğin birçok kelime ve cümle var. Şimdi birisiyle karşılaştığında ya da ilk kez tanışırken kullanabileceğin İngilizce selamlaşma kelimelerine ve tanışma cümlelerine tablo üzerinden bakalım.

İngilizce selamlaşma kelimeleri ve cümleleri
Türkçeİngilizce
MerhabaHello
NasılsınızHow do you do?
Ne haber?What’s up?
Ne var, ne yok?What’s the news?
Hayatın(ız) nasıl gidiyor?How is your life going?
Seni (sizi) görmek güzel.It’s good to see you.
GünaydınGood morning
TünaydınGood afternoon
İyi akşamlarGood evening
İyi gecelerGood night
Tanıştığım(ız)a memnun oldum.Nice to meet you.
Görüşmeyeli uzun zaman oldu.It’s been a long time since we met.
Görüşmeyeli nasılsın(ız)?How have you been?
Çok iyiyim. Teşekkür ederim.I’m very good. Thank you.
Ben iyiyim. Sen (siz) nasılsın(ız)?I’m fine. How about you?

 

İngilizce diyalog kurarken kullanabileceğimiz selamlaşma ifadeleri bu şekilde. Bunların dışında bir de yakın arkadaşlarımız arasında kullanabileceğimiz İngilizce selamlaşma kalıpları var. Samimi olduğumuz ya da samimiyet kurmak istediğimiz insanlarla İngilizce konuşma diyalogları kurarken bu ifadeleri de tercih edebiliriz.

Yo!

Hip hop argosundan konuşma diline geçmiş bu ifade, İngilizcede gayrı resme bir selamlaşma ifadesi. Biraz kaba bir ifade olduğunu belirtelim. Çok samimi olduğumuz ortamlarda İngilizce selamlaşma ifadesi olarak kullanabiliriz.

Howdy?

Amerika kırsalında kullanılan bu İngilizce selamlaşma kelimesi, “How do you do?” kalıbının kısaltılmış versiyonu olarak düşünebiliriz. İngilizce konuşma diyalogları kurarken pek önermiyoruz; çünkü biraz kaba durabilir.

Fakat Amerika ve Kanada’nın kırsal bölgelerinde daha samimi bir iletişim için bu tarz İngilizce  selamlaşma kelimelerini kullanabilirsin. Tamamen sana kalmış!

Hey! Hiya!

Samimi olduğumuz ortamlarda İngilizce diyalog başlatmak adına “Hey” ve “Hiya” ifadesini kullanabiliyoruz. “Selam”, “Geldim.” anlamını veriyoruz ama unutma, resmi ortamlarda bu selamlaşma kelimesi biraz kaba durur.

Are you OK? Are you alright?

İngilizce konuşma diyalogları başlatmak istiyorsak ve samimi bir ortama giriş yaptıysak, bu ifadelerle iletişim başlatabiliriz. Türkçesiyle “İyi misin?” anlamı veriyor. Bu soru bize sorulmuşsa, “I’m fine. And you?” şeklinde iletişimi devam ettirebiliriz.

ingilizce diyaloglar kısa ingilizce diyalog

İngilizce Vedalaşma Kelimeleri: İngilizce Tanışma Cümleleri

İngilizce diyalogları tamamlarken kullanabileceğimiz vedalaşma kelimeleri ve cümlelerine geçelim. İngilizce diyalogları aşağıdaki vedalaşma ifadeleri ile sona erdirebiliyoruz.

İngilizce vedalaşma kelimeleri ve cümleleri
Türkçeİngilizce
Hoşça kalGood bye
Seni görmek güzeldiIt was nice to see you
Benim için bir zevktiIt was a pleasure for me
Sonra görüşürüzSee you later
İyi günlerGood day / Have a nice day!
Kendine iyi bakTake care of yourself
Tekrar görüşmek üzereSee you again

 

Bunların dışında daha samimi ortamlarda İngilizce diyalog kurarken kullanabileceğimiz gayri resmi cümleler de var. Nedir bunlar?

Later

İngilizce konuşma diyaloglarında eğer karşımızdakilerle samimiysek “See you later” ifadesi kısaltıp “Later” diyebiliriz. Bu şekilde de aynı anlama gelir fakat resmi ortamlarda bu uslüp iyi bir intiba bırakmaz.

I’m out

“Ben çıkıyorum” diyerek İngilizce konuşmaya ya da bulunduğun ortama veda edebilirsin, fakat bunun biraz kaba bir tabir olduğunu unutma. Yani resmi ortamlarda kullanman hoş karşılanmaz. Fakat arkadaş ortamında “Hadi, ben kaçtım.” anlamını vermek için kullanabilirsin.

İngilizce diyaloglarda kullanabileceğin daha birçok selamlaşma ve vedalaşma ifadesi var. İngilizce selamlaşma kelimeleri ve tanışma cümlelerinde pratik yapmak istersen Open English’i şimdi kullanmaya başlayabilirsin. Dünyanın dört bir yanından öğrencilerin bir arada geldiği konuşma sınıflarında eğitmen gözetiminde İngilizce konuşmanı şimdi geliştirmeye başlayabilirsin! 

İngilizce Konuşma Diyalogları (Örnekler)

İngilizce diyaloglarda kullanabileceğimiz birçok kavram öğrendik. Şimdi örnek İngilizce tanışma diyalogları ile bilgilerimizi pekiştirelim. Öğrendiklerinle sen de arkadaşlarınla ya da kendi kendine İngilizce diyaloglar kurabilirsin. Kesinlikle İngilizceni geliştirecektir!

İngilizce Tanışma Diyalogları: Bir Parti Sohbeti

  • Ali: Hi! My name is Ali. What’s up? (Merhaba! Benim ismim Ali. Naber?
  • Brad: Hello Ali. My name is Brad. I’m fine and you? (Merhaba Ali. Benim ismim Brad. Ben iyiyim, sen nasılsın?
  • Ali: Thanks! I’m fine too. Are you here to listen the band? (Teşekkürler! Ben de iyiyim. Buraya grubu dinlemek için mi geldin?)
  • Brad: Oh, I didn’t know there was a band! My collegue Beren invited me to the party. So which band is playing tonight? (Oh, bir grup olduğunu bilmiyordum! Meslektaşım Beren beni partiye davet etti. Peki, bu akşam hangi grup çalıyor?)
  • Ali: Yes, there is a band but they are not that famous. They are our high school friends, just like me and Beren. I don&#;t remember the name of the band but they play jazz. (Evet, bir grup var ama o kadar ünlü değiller. Onlar tıpkı benimle Beren gibi liseden arkadaşlarımız. Grubun adını hatırlamıyorum ama caz çalıyorlar.)
  • Brad: Cool! I love jazz. (Harika! Caza bayılırım.)
  • Ali: Me too! You will enjoy their music. Bass player is really good! Ben de! Onların müziğinden keyif alacaksın. Bas gitarist gerçekten çok iyi!
  • Brad: So when will the band play? (Peki, grup ne zaman çalacak?)
  • Ali: I think they are going to play 30 minutes. (30 dakikaya çalacaklarını düşünüyorum.)
  • Brad: Great! Where will they play? (Mükemmel. Nerede çalacaklar?)
  • Ali: There is a stage on the terrace, if you look to the right, you can see the stairs leading there. (Terasta bir sahne var, sağa bakarsan, oraya giden merdivenleri görebilirsin.)
  • Brad: Nice! Let’s meet in 30 minutes and listen them together. What do you think? (Güzel! 30 dakika sonra bululalım ve beraber dinleyelim. Ne dersin?)
  • Ali: It will be a pleasure for me. Take care! (Benim için bir zevk olacak. Kendine iyi bak!)
  • Brad: See you later! (Sonra görüşürüz!)

İngilizce Konuşma Diyalogları: Rehber Eğitmene Danışmak

  • Öğrenci (Selin): Good morning, Mr. Robinson, how do you do? (Günaydın Bay Robinson, nasılsınız?)
  • Rehber Öğretmen (Mr. Robinson): Good morning Selin. I’m fine, thanks for asking. What’s the news? (Günaydın Selin. İyiyim, sorduğunuz için teşekkürler. Ne var, ne yok?)
  • Öğrenci: I have doubts about choosing the right course for me. (Benim için doğru kursu seçme konusunda şüphelerim var.)
  • Rehber Öğretmen: Hmm. What are your options? (Hmm. Seçenekleriniz neler?)
  • Öğrenci: First of all, there is a optional gardening course which is my favourite subject. But it does not relevant to my career goal. (Her şeyden önce, en sevdiğim konu olan isteğe bağlı bahçıvanlık kursu var. Fakat kariyer hedefim ile alakalı değil.)
  • Rehber Öğretmen: You can assume it is useful information for your hobbies. Life is not all about career. (Hobileriniz için faydalı bir bilgi olduğunu varsayabilirsiniz. Hayat kariyerden ibaret değil.)
  • Öğrenci: Thanks! You are absolutely right, Mr. Robinson! I can think this way. I also have another option. It&#;s called history of banks. This course is more relevant to my major and gives me extra credit for the semester. (Teşekkürler! Tamamen haklısınız, Bay Robinson! Bu şekilde düşünebilirim. Ayrıca başka bir seçeneğim var. Adı Bankalar Tarihi. Bu ders bölümüm ile daha alakalı ve bana dönem için fazladan kredi sağlıyor.)
  • Rehber Öğretmen: I know, your schedule is very heavy this semester. Gardening class might be fun for you. The history of banks course will help you in your academic career. The decision is up to you! My suggestion is that you consider the pros and cons of both. (Biliyorum, programın bu dönem çok yoğun. Bahçecilik dersi sizin için eğlenceli olabilir. Bankaların tarihçesi kursu, akademik kariyerinizde size yardımcı olacaktır. Karar size kalmış! Benim önerim, her ikisinin de artılarını ve eksilerini düşünmenizdir.)
  • Öğrenci: Yes, I should&#; I guess I&#;ll just wait a little longer before making a decision.. (Evet, yapmalıyım&#; Sanırım bir karar vermeden önce biraz daha bekleyeceğim.)
  • Rehber Öğretmen: This is a good idea. (Bu iyi bir fikir.)
  • Öğrenci: Thanks for your help Mr. Robinson. Have a nice day! (Yardımınız için teşekkürler Bay Robinson. İyi günler!)
  • Rehber Öğretmen: Good bye! (Hoşça kal!)

İngilizce İş Diyalogları

İngilizcenin en çok yararlı olduğu noktalardan biri de profesyonel hayat. Çünkü İngilizce bilgisi kariyer yolculuğunda seni her zaman 1 adım öne geçiriyor.

Open English’te iş İngilizcesi konulu özel ders içerikleri olduğunu biliyor muydun? Böylece her yönüyle İngilizce öğrenirken kariyerine uygun İngilizce diyalog ve terimleri hızlıca öğrenebilirsin. 

İş dünyasında İngilizce tanışma diyaloglarında nasıl konuşmalıyız? Bu noktada bilmen gereken bazı şeyler var. Not almak istiyorsan:

  • İş dünyasında İngilizce konuşma diyalogu kurarken resmi ve kibar bir dil kullanmak her zaman iyi bir fikir.
  • İş yerinde samimi olmadığımız kişilerle ve yöneticilerimizle konuşurken erkeklere şu şekilde hitap edebiliyoruz: Mr. + Soyisim (Bay + Soyisim)
  • Kadınlara ise Ms. + Soyisim (Bayan + Soyisim). Eğer evli olduğunu biliyorsak Mrs., bekar olduğunu biliyorsak Miss terimlerini de kullanabiliyoruz.
    • Ör: Mr. Demir: (Bay Demir)
    • Ör: Ms. Öztürk: (Bayan Öztürk)
    • Not: Eğer hitap edeceğimiz kişinin soyismini bilmiyorsak ismini de kullanabiliriz.
  • İş yerinde İngilizce tanışma diyalogları esnasında özel sorulardan, politik konulardan ve iş arkadaşlarımız hakkında konuşmaktan kaçınmalıyız.
  • İş yerinde şu konularda İngilizce konuşma diyalogları başlatabiliriz: İş ile ilgili fikirlerimiz, günlük haberler, etkinlikler, konserler, restoranlar, tatil fikirleri, dizi ve filmler…
  • Özellikle yazışmalarda resmi ve anlaşılır bir İngilizce kullanman gerekiyor.

İş Dünyasında Kullanabileceğimiz İngilizce Kelimeler ve Kalıplar

İş yerinde İngilizce konuşma diyaloglarında kullanabileceğimiz ve sıkça karşılaşacağımız bazı kelime ve kalıplar var. Şimdi onlara bakalım:

İşteyken Kullanabileceğimiz İngilizce Kelimeler
İngilizceTürkçe
DearSayın
CV (Curriculum Vitae) / ResumeÖz geçmiş
Interviewİş görüşmesi / Mülakat
HireÜcretle vererek tutmak
AssessmentDeğerlendirme
SalaryAylık ücret
Gross salaryBrüt aylık ücret
SubjectKonu
ShiftMesai
Workİş yapmak / çalışmak / iş
Jobİş / görev / meslek
ProficiencyYeterlilik / beceriklilik
Deadlineİş teslim süresi
Collegueİş arkadaşı
BossPatron
ManagerMüdür
White-collar workerBeyaz yakalı çalışan
Blue-collar workerMavi yakalı çalışan
DepartmentDepartman / Bölüm
OfficeOfis
Employerİş veren
EmployeeÇalışan, işçi, eleman
PersonnelPersonel
StaffKadro
TraineeStajyer
Recruit (a personnel)(Personel) temin etmek / almak
Resignİstifa etmek
PromotionTerfi
Sick leaveHastalık izni
RetireEmekli olmak

 

İş İngilizcesinde öğrenebileceğin daha binlerce kelime ve kalıp var. İş yerindeki sohbetlerin için İngilizce konuşma diyalog becerini geliştirmek ve yeni kelimeler öğrenmek istiyorsan, Open English’e şimdi kaydol! 

İş Dünyasından Örnek İngilizce Diyaloglar

İş dünyasında hangi İngilizce tanışma cümlelerini kullanabiliriz? İş mülakatlarında İngilizce konuşma diyalogları nasıl olmalı? Şimdi bu sorulara cevap veren 2 örnek İngilizce diyalogu inceleyelim.

Mülakatlar için Örnek İngilizce Diyalog

HR (Mr. Wells): Hello Ms. Yıldız, it is a pleasure to meet you. First of all, tell me a bit about yourself. (Merhaba Yıldız Hanım, tanıştığımıza memnun oldum. Öncelikle bana biraz kendinizden bahsedin.)

Candidate (Ms. Yıldız): Good Morning Mr. Wells. It is a pleasure for me, too! I studied computer engineering at Boğaziçi University. Since I wanted to be an computer engineer throughout my whole life, I planned all my educational goals to this purpose. (Günaydın Bay Wells. Benim için de bir zevk! Boğaziçi Üniversitesi&#;nde bilgisayar mühendisliği okudum. Hayatım boyunca bilgisayar mühendisi olmak istediğim için tüm eğitim hedeflerimi bu amaca göre planladım.)

HR (Mr. Wells): Excellent! Let&#;s hear a little more about you. What are your strengths? (Mükemmel! Sizin hakkınızda biraz daha fazla şey duyalım. Kuvvetli yönleriniz nelerdir?)

Candidate (Ms. Yıldız): I am a diciplined, fast learner and easily adaptable. Moreover, I am open to innovations. I am also successful in problem solving. (Disiplinli, hızlı öğrenen ve kolay adapte olabilen biriyim. Üstelik yeniliklere açığım. Problem çözmede de başarılıyım.)

HR (Mr. Wells): Do you think that you have any weakness?

Candidate (Ms. Yıldız): I get very excited when speaking in public. I think this is my biggest weakness. Therefore, I cannot say that I am successful in oral presentations. (Topluluk önünde konuşurken çok heyecanlanıyorum. Sanırım bu benim en büyük güçsüzlüğüm. O nedenle sözlü sunumlarda başarılı olduğumu söyleyemem. )

HR (Mr. Wells): Why we should hire you?

Candidate (Ms. Yıldız): I know your company is innovative and forward-thinking. These traits fit my personality very well. I have been dreaming of working with your company for a long time. You can be sure that I will use all my talent here. (Şirketinizin yenilikçi ve ileri görüşlü olduğunu biliyorum. Bu özellikler kişiliğime çok uyuyor. Uzun zamandır şirketinizle çalışmayı hayal ediyordum. Tüm yeteneğimi burada kullanacağımdan emin olabilirsiniz.)

HR (Mr. Wells): What is your ideal work enviroment? (İdeal çalışma ortamınız nedir?)

Candidate (Ms. Yıldız): First of all, an environment with high internet speed! Joking apart, a free-minden working environment that is far from standards, where I can determine the working hours myself if there are no emergencies, is ideal for me. (Öncelikle internet hızının yüksek olduğu bir ortam! Şaka bir yana, standartlardan uzak, acil bir durum olmadığında çalışma saatlerini kendim belirleyebileceğim özgür bir çalışma ortamı benim için idealdir.)

HR (Mr. Wells): This is wonderful Ms. Yıldız! It was the perfect job interview. We will choose among our candidates within 3 days, after which we will inform you of our decision. Take care of yourself. (Harika Ms. Yıldız! Mükemmel bir iş görüşmesiydi. 3 gün içinde adaylarımız arasından seçim yapacağız ve kararımızı size bildireceğiz. Kendine dikkat edin.)

Candidate (Ms. Yıldız): Thank you very much, Mr. Wells. Hope we work together! Have a nice day. (Çok teşekkür ederim, Mr. Wells. Umarım birlikte çalışırız! İyi günler dilerim.)

Günlük İş Dünyasından Örnek İngilizce Diyalog

Employee (Merve): Good morning Mr. Waters, may I have your time for a moment, please? (Günaydın Bay Waters, 1 dakikanızı alabilir miyim, lütfen?)

CEO (Mrs. Waters): Sure Merve, what it the subject? (Tabii ki Merve, konu nedir?)

Employee (Merve): As digital marketing, we want to design a new advertising campaign. We would like to make a short presentation on this subject. (Dijital pazarlama olarak yeni bir reklam kampanyası tasarlamak istiyoruz. Bu konuda size kısa bir sunum yapmak istiyoruz.)

CEO (Mrs. Waters): Really? Excellent. But we have to watch it with whole departments. Let&#;s set up a meeting for this. (Gerçekten mi? Mükemmel. Fakat bunu tüm departmanla beraber izlemeliyiz. Bunun için bir toplantı düzenleyelim.)

Employee (Merve): But before showing it to all departments, we thought it would be a good idea to get your feedback. So we can revise the video. (Ancak tüm departmanlara göstermeden önce, geri bildirimlerinizi almanın iyi bir fikir olacağını düşündük. Böylece videoyu revize edebiliriz.)

CEO (Mrs. Waters): Not needed, Merve! I am full of confidence with you. Let’s watch it together and get feedbacks from everyone. (Gerek yok Merve! Size güvenim tam. Hep birlikte izleyelim ve herkesten geri dönüş alalım.)

Employee (Merve): As you wish, boss! (Nasıl istersen, patron!)

CEO (Mrs. Waters): Boss? Ha-ha! I should put this to business card. (Patron? Ha ha! Bunu kartvizitime eklemeliyim.)

Employee (Merve): The design team will be delighted! Anyway, I&#;ll let you know when the meeting time is set, Mr. Waters. (Tasarım ekibi çok sevinecek! Her neyse, toplantı zamanı geldiğinde size haber veririm Bay Waters.)

ingilizce diyalog örnekleri

Seyahatler için İngilizce Diyaloglar

İngilizce diyaloglar ve İngilizce selamlaşma kelimelerinin en çok işimize yaradığı bölüme geldik: Seyahatler! Yurt dışında seyahate çıkmayı planlıyorsan, temel seviyede İngilizce bilmen gerekir. Çünkü İngilizce en yaygın konuşulan dil!

Şimdi yurt dışı seyahatlerinde karşına çıkabilecek İngilizce kelimelere bakalım. Sonrada bu kelimeleri örnek İngilizce diyaloglarda kullanalım.

Otel Rezervasyonu Yaparken Kullanabileceğin Kelimeler

Otel rezervasyonlarında hangi İngilizce kelimeler sıkça karşına çıkıyor? Beraber bakalım.

Otel Rezervasyonlarında Karşına Çıkabilecek Kelimeler
İngilizceTürkçe
ReservationRezervasyon
Make a reservationRezervasyon yapmak
Booking a roomOda kiralamak
HotelOtel
HostelHostel
Single roomTek kişilik oda
Double roomÇift kişilik oda
Shared roomPaylaşımlı oda
Key cardAnahtar kart (Otel odaları için)
DepositDepozito
Room numberOda numarası
Morning call / Wake up callUyandırma servisi
Check-in / Check-out (a hotel)Otele giriş / çıkış
Late chargeOtelden geç çıkış ödemesi
ComplimentaryÜcretsiz
Room serviceOda servisi
City viewŞehir manzarası
Ocean viewOkyanus manzarası
Sea viewDeniz manzarası
Swimming poolYüzme havuzu
Airport shuttleHavalimanı servisi
Breakfast buffetAçık büfe kahvaltı
Fitness roomEgzersiz yapma alanı
Pets allowed / Pet-friendlyEvcil hayvan kabul edilir / Evcil hayvan dostu
Business centerToplantılar için uygun iş merkezi
ManagerMüdür
ReceptionistResepsiyonist
Bellboy / PorterBavulları taşıyan otel çalışanı
HousekeeperOda temizlikçisi
TipBahşiş

Otel Rezervasyonları için Örnek İngilizce Diyaloglar

Örnek İngilizce konuşma diyaloglarından devam edelim. Otel rezervasyonu yaparken nasıl bir İngilizce diyalog kurmalıyız?

Customer (Müşteri): Hello, I am calling to book a double room between Friday 17th and Sunday 19th of June. (Merhaba, 17 Haziran Cuma ile 19 Haziran Pazar arasında çift kişilik oda rezervasyonu yapmak için arıyorum.)

Customer service (Müşteri servisi): Hello, I am Angie from ABC Hotels. Of course! Let’s check it our right now. May I have your first name so that I can address you properly? (Merhaba, ben ABC Otelleri’nden Angie. Tabii ki! Hemen şimdi kontrol edelim. Size düzgün bir şekilde hitap edebilmem için adınızı alabilir miyim?)

Customer (Burcu Demir): My name is Burcu Demir. I can see from your website that you rooms with both ocean and city views. (Benim adım Burcu Demir. Hem okyanus hem de şehir manzaralı odalarınızın olduğunu web sitenizden görebiliyorum.)

Customer service: Of course Mrs. Demir, those rooms are available for the date you mentioned. May I know how many people will you be? (Tabii ki Bayan Demir, o odalar bahsettiğiniz tarih için müsait. Kaç kişi olacağınızı öğrenebilir miyim?)

Customer (Burcu Demir): We are a couple with an 8 year old boy. So we need a big room with a king bed and a single bed. (Biz 8 yaşında bir erkek çocuğu olan bir çiftiz. Bu yüzden bir kral yatak ve bir tek kişilik yatak içeren büyük bir odaya ihtiyacımız var.)

Customer service: Certainly! The price of the room that meets your expectations will be around USD for one night.

Customer (Burcu Demir): What are your services for this room?

Customer service: You may use airport shuttle, fitness room and breakfast buffet with no charge, Mrs. Demir. Do you with a credit or debit card? Or may you want to pay when you check-in to the hotel? You will just pay only 15 USD for deposit.

Customer (Burcu Demir): Perfect! Let’s do the last payment option. Have a good day, Angie.

Customer service: You welcome Mrs. Demir. I am going to mail you details. We will be excited to see your family in our hotel. Have a great day!

Uçak Bileti Rezervasyonları ve Pasaport Kontolü için İngilizce Kelimeler

Uçak biletini yerli bir firmadan alırken sorun yoktur. Peki, yurt dışından yabancı bir firmadan uçak bileti almak istiyorsak, Türkçe ile iletişim kuran satış temsilcisi bulma şansımız nedir? Biraz zor. O nedenle şimdi sana yurt dışı için uçak bileti alırken ve yabancı havalimanlarında karşına çıkabilecek İngilizce kelimelerden bahsedeceğiz.

Yurt dışına seyahat etmeyi planlıyorsan ayrıca havalimanında seni İngilizce diyaloglar bekliyor, demektir. Özellikle vize alarak bir yere gideceksen, pasaport polisi sana sorular soracaktır.

Havalimanlı için İngilizce Kelimeler
İngilizceTürkçe
FlightUçuş
Flight ticket9Uçak bileti
Check-in (for a flight)Bilet ve bagaj işlemlerinin tümü
Aisle seatKoridor kenarı koltuk
Window seatCam kenarı koltuk
Emergency exit seatAcil çıkış koltuğu
Boarding passBiniş kartı
Boarding timeUçağa biniş zamanı
Cancelled / Canceledİptal edildi
Domestic departuresYurt içi kalkışlar
Domestic arrivalsYurt içi varışlar
International departuresUluslararası kalkışlar
International arrivalsUluslararası varışlar
CustomsGümrük
Departure timeKalkış zamanı
Immigration counterGöçmen gişesi
BaggageBagaj
Baggage claim check / areaBagaj teslim alanı
Security checkGüvenlik kontrolü
PassportPasaport
VisaVize

Havalimanı için Örnek İngilizce Diyaloglar

Havalimanındayken örnek İngilizce diyaloglar hakkında bilgi sahibi olmak çok işimize yarıyor. Çünkü dünyanın birçok yerinde güvenlik memurları soruları İngilizce soruyor ve bu sorular çoğunlukla aynı oluyor.

Passport Officer: Good evening, sir. May I see your passport, please? (İyi akşamlar, efendim. Pasaportunuzu görebilir miyim, lütfen?)

Traveler: Good evening, here is my passport. (İyi akşamlar, pasaportum burada.)

Passport Officer: Where have you traveled from? (Nereden seyahat ettiniz?)

Traveler: I am coming from Ankara, Turkey. (Ankara, Türkiye’den geliyorum.)

Passport Officer: What is your purpose for the visit? (Ziyaret amacınız nedir?)

Traveler: I am on a holiday. My travel purpose is a touristic visit. (Tatildeyim. Seyahat amacım turistik bir gezi.)

Passport Officer: How many days you will stay? (Kaç gün kalacaksınız?)

Traveler: I will stay 4 days. (4 gün kalacağım.)

Passport Officer: Where will you stay? (Nerede kalacaksınız?)

Traveler: I will stay at ABCD Hotel. (ABCD Oteli’nde kalacağım.)

Passport Officer: Thanks, sir. Enjoy your stay in our city! (Teşekkürler, efendim. Şehrimizde konaklamanın tadını çıkarın!)

Traveler: Thanks, I will. Take care of yourself. (Teşekkürler, tadını çıkaracağım. Kendinize iyi bakın.)

Share

İlginizi çekebilecek diğer yazılar


nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası