kaynağı değiştir]
Tarihi, felsefi ve bilimsel yazıların tamamı öğretici metinlere örnek olarak gösterilebilir. Bunun dışında bir görüş bildirmek ya da bilgi vermek amacıyla kaleme alınmış makale, deneme ve eleştiri yazıları da öğretici metinler arasında yer alır.
Öğretici Metinlerin Genel Özellikleri Nelerdir?
1- Yazarın amacı bilgi vermek olduğu için metinde söz sanatlarına çok fazla yer vermez. Bu tür metinlerde sadece tezat ve benzetme sanatları kullanılır. Örneğin yazar, bir fikrin daha iyi anlaşılması için iki karşıt fikri ya da durumu okura aktarır. Tezat oluşturan fikirleri mukayese ederek bir sonuca ulaşır.
2- Öğretici metinlerde nesnel bir dil kullanılır.
3- Bu tür metinler didaktik bir üslupla kaleme alınır.
4- Yazar, metin içerisinde öne sürdüğü fikri destekleyecek çeşitli argümanlar kullanır. Düşünceyi geliştirme yolları adıyla bilinen bu argümanların başında örnek verme, tanık gösterme ve karşılaştırma gelir. Yazar konunun daha anlaşılır olması için çeşitli düşünürlerden, yazarlardan, bilim insanlarından ve tarihi şahsiyetlerden örnek verebilir ya da alıntı yapabilir.
5- Öğretici metinlerde yer alan bilgiler kişiden kişiye değişmez. Ancak verilen bilgilerin ışığında yapılan yorumlar ve analizlerin tamamı yazara ait olduğu için, bunlar nesnel değil öznel olarak değerlendirilir.
6- Bu yazılarda en çok kullanılan düşünceyi geliştirme yollarından bir diğeri sayısal verilerden yararlanmadır. Örneğin: ''Talas Muharebesi, Abbasiler ve Çinliler arasında yılında gerçekleşmiştir.''
Öğretici Metinler Konu Anlatımı,Öğretici Metinler Nedir, Öğretici Metinler tyt, Öğretici Metinler ayt, Öğretici Metinlerin Özellikleri. Arkadaşlar bu yazımızda sizlere Öğretici Metinler hakkında bilgiler vereceğiz. Merak ettiğiniz bir çok sorunun cevabını yazımızı okuyarak bulabilirsiniz.
Bilgi ve haber vermek,ikna etmek,kanıları değiştirmek, uyarmak,düşündürmek,yönlendirmek,tanıtmak gibi amaçlarla yazılan metinlere denir.
Özellikleri:
Bu metinler ele aldığı konuya göre deneme,makale,fıkra gibi farklı isimler alır.
Hepsi düz yazı şeklindedir ancak konuyu ele alış şekilleri farklıdır.
Bu tür metinlerde okuyucuya verilmek istenen mesaj genellikle doğrudan aktarılıfunduszeue.info mesaja ana düşünce denir.
Öğretici metinlerde amaç bilgi vermek,öğretmek… olduğu için daha çok günlük dil kullanılır.
Sanatsal anlatıma,mecaz anlamlı kelimelere fazla yer verilmez.
Toplumları, milletleri, kuruluşları etkileyen hareketlerden doğan, olayları zaman ve yer göstererek anlatan, bu olaylar arasındaki ilişkileri, daha önceki ve sonraki olaylarla bağlantılarını, karşılıklı etkilenmeleri, her milletin kurduğu medeniyetleri, kendi iç sorunlarını inceleyen bilim dalına “tarih” tarih incelemeleri sonucunda yazılan metinlere de tarihi metin denir.
Tarihî metinlerde öğreticilik amacı vardır. Dolayısıyla bu metinlerde açık, anlaşılır bir dil kullanılır.
Söz sanatlarına, mecazlara, imgelere yer verilmez.
Tarihî metinlerde yazar anlatıma kendi duygu ve düşüncelerini katmaktan kaçınır hatta belgelerden yararlanılır. Yani bu metinlerde nesnel bir anlatım benimsenir.
Tarihî metinlerde öğreticilik amaçlandığından bu metinler çok anlamlılığa açık değildir.
Dilin göndergesel işlevi öne çıkar.
Sözcükler daha çok gerçek anlamıyla kullanılır. Ancak konusunu tarihten alan edebî metinler de olabilir. Böyle metinlerde edebî metinlerin özellikleri öne çıkacaktır.
Felsefe konularını ele alan, felsefi problemler üzerinde duran metinlere “felsefî metin” denir. Felsefe “varlık”, “bilgi” ve “değer” kavramları üzerinde durur. Felsefi düşünce, araştırmaya ve eleştirel bir tavra dayanır. Her türlü malzemeyi aklın eleştirici süzgecinden geçirir.
Felsefi metinlerde dil göndergesel işlevde kullanılır.
Kelimeler daha çok kavramsal yanları öne çıkarılır.
Bu metinlerde daha çok, soyutlamalardan yararlanılır.
Bilimsel bilgiyi iletmeyi sağlayan metinlere “bilimsel metinler” denir. Bu yazılarda açıklık ve kesinlik önemlidir. Alanında gerekli donanıma sahip kişilerce kısa, öz ve hemen anlaşılabilir tarzda yazılır. Bu yazıların en önemli amacı bilimsel iletişimi gerçekleştirmektir. Bilimsel metinler; bilimsel makale, tarama, değerlendirme yazıları, konferans raporları, toplantı özetleri olarak gruplandırılabilir. Bu metinler; başlık, özet, giriş, asıl metin, sonuç ve tartıma bölümlerinden oluşur.
Bilgi vermek, açıklamak, öğretmek amacıyla yazılan metinlerden birisi de gazete çevresinde gelişen metinlerdir. Bu metinlerde günlük yaşantılar, tarihi olaylar, felsefi düşünceler, bilimsel gerçeklervb. konular ele alınır.
Verilen bilgiler, yapılan açıklamalar örneklerle, tanımlamalarla pekiştirilir.
Kelimeler çoğunlukla ilk anlamlarıyla kullanıldığı için bu metinler her okuyucuda benzer izlenimler uyandırır.
Dil, daha çok, göndergesel işlevde kullanılır.
Gereksiz söz tekrarlarına, ses akışını bozan, söylenmesi güç sesler ve kelimelere yer verilmez.
Söz sanatlarına, kelimelerin mecaz ve soyut anlamlarına pek başvurulmaz.
Konuyla ilgili duygu ve düşünceler kısa ve kesin ifadelerle dile getirilir.
Gazete çevresinde gelişen metinler;
Bir gerçeği açıklamak, bir konuda görüş ve düşünceler öne sürmek ya da bir tezi savunmak, desteklemek için yazılan yazılara makale denir.
Anlatım yalın ve yoğundur, nesnel bir nitelik taşır.
Öne sürülen düşünce ve tez kanıtlanır.
Gazete ve dergilerde yayımlanır.
Bir yazarın herhangi bir konu hakkındaki kişisel görüş, anlayış ve düşüncelerini kanıtlama gereği duymadan hoş bir üslupla yazdığı, kısa fikir yazılarına fıkra denir.
Gazete yazısıdır.
Yazar düşüncelerini kanıtlama yoluna gitmez.
Dil tabiidir.Günlük deyimlere, yer yer nükteli sözlere yer verilir.
Bir yazarın kendi isteğine göre seçtiği herhangi bir konuda kesin yargılara varmadan, kişisel düşüncelerini kendi kendisiyle konuşuyormuş havası taşıyan bir üslupla kaleme aldığı yazılara deneme denir.
Yazar, kendisiyle konuşuyormuş gibi bir hava sezdirir.
Samimi bir dil kullanılır.
Yazar, öne sürdüğü görüşleri ispatlamak zorunda değildir.
Yazarın kesin bir sonuca varma zorunluluğu yoktur.
Yazar anlatımda ve konu seçiminde özgürdür.
Sanat, edebiyat, düşünce eserlerini hem öz hem yapı yönünden açıklayan, başarılı ve başarısız ya da değerli ve değersiz yönlerini gösteren, bunları örneklerle somutlaştırıp belirten yazı türüdür.
Eleştiri objektif olmalıdır.
Eleştiride amaç okura ve yazara yol göstermektir.
Eleştirmenin kişisel duygularını kattığı eleştirilere öznel eleştiri, kişisel duygularını katmadığı,objektif olduğu eleştirilere de nesnel eleştiri denir.
Bir yazarın günlük olaylar arasından seçtiği bir konuyla ilgili kendine özgü görüş ve düşüncelerini fazla derinleştirmeden karşısındakilerle konuşuyormuş gibi anlattığı yazı türüne sohbet (söyleşi) denir.
Herkesi ilgilendiren konular seçilir.
Yazar, sorulu-cevaplı cümlelerle karşısındakiyle konuşuyormuş hissi verir.
İçtenlik, samimilik,doğallık sohbetin özelliklerindendir.
Gazetecilerin bir yeri, bir kurumu ziyaret ederek o yerin özelliklerini, orada gördüklerini kişisel düşünceleriyle birleştirip fotoğraflarla belgeleyerek kaleme aldıkları yazı türüne röportaj denir.
Bir bölgeyi, bir kişiyi veya bir eşyayı konu alan röportajlar olabilir.
Bu yazılarda konu olan habere röportajı yapan kişi de düşüncelerini ekler, insanın gördüğü ve bildiği şeyleri ustaca dile getirir.
Röportajlarda alışılmıştan farklı yönleri fotoğraf, film ve ses kayıtlarıyla belgelemek önemlidir.
Bu tür metinlerde öğretici, açıklayıcı, kanıtlayıcı, betimleyici anlatım kullanılabilir.
Kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla kullanılan metin türüdür. Verilen haberlerin güncel, doğru, kolay anlaşılır, ilginç ve önemli olması gereklidir. Haber yazıları kaynaklarına göre gruplandırılır. 5N 1K, haber yazılarında önemlidir.
Herhangi bir bireyin hayatı etrafında gerçekleşen metinlere kişisel hayatı konu alan metinler denir.
Bir olayı, kavramı veya nesneyi açıklamak, anlatmak veya bildirmek amacıyla yazılan metinlerdir. Kişisel hayatı konu alan metinlerde amaç, okura bilgi vermek, haber vermek, okuru ikna etmek veya bir konuyu açıklamaktır.
Kişisel hayatı konu alan metinler;
Bir yazarın kendisini yaşadığı ya da tanık olduğu olayları, sanat değeri taşıyan bir üslupla anlattığı yazılardır.
Geçmişteki olay üzerine yazılır.
Yazar, olayları kendi bakış açısından anlatır.
Anılar, yaşandığı dönem hakkında bilgi verir.
Anı yazarken önce konu tespit edilmeli; sonra ya günü gününe tutulan notlar ya da hafızada saklanan olaylar zinciri, plâna göre düzenlenmelidir.
Yazarın yurt içinde ve yurt dışında gezip gördüğü yerlerin ilgi çekici özelliklerini anlattığı yazı türüdür.
Gezi yazısında yazar daima, gezdiği yerleri anlatmalı, uy-durma, yanlış bilgiler vermemelidir.
Yazar gördüklerini, okuyucusunun daha iyi algılaması için, karşılaştırma funduszeue.info sanki o yerleri sanatçıyla gezer gibi olur.
Eskiden gezi yazılarına seyahatname, seyahat yazıları denirdi.
Edebiyat, sanat, siyaset, ticaret vb. alanlarda haklı bir üne kavuşmuş, tanınmış insanların hayatlarını, eserlerini, başarı-larını okuyucuya duyurmak amacıyla yalın bir dille, tarafsız bir görüşle yazılan inceleme yazılarına (biyografi) denir.
Kişiyi tüm yönleriyle tanıtır.
Açık, sade bir dil kullanılır.
Divan edebiyatında şairleri anlatan bu eserlere, “Tezkire” denirdi.
Kişinin kendi hayatını anlattığı yazıya otobiyografi denir.
Çoğu zaman bunlarda, sanatçı kendisiyle beraber aile büyüklerinden, çevreden, aile içi durumlardan da söz eder.
Bir düşünce veya duygunun birilerine iletilmesi amacıyla yazılan özel yazılara mektup denir.
Mektupta kullanılacak anlatım, bunu okuyacak kişinin kültür düzeyine göre ayarlanır.
Edebiyatımızda mektup türü, Tanzimat Edebiyatı döneminde gelişmeye başlar.
Mektuplar, dört grupta sınıflanmaktadır:
(1) Özel Mektuplar
(2) Edebî Mektuplar
(3) Resmî ve İş Mektupları
Bir kişinin yazılmaya değer bulduğu onun olaylar, İnsanlar, durumlarla ilgili kişisel duygu ve düşüncelerini, saptamalarını içeren ve günü gününe tutulan notlardan oluşan yazılara günlük (günce) denir.
Kısa yazılardır.
Olayı yaşayan kişi tarafından yazılır.
Yazarın hayatından izler taşır.
İçten ve sevecendir.
Divan edebiyatında Ruzname denir.
Öğretici Metinler, Öğretici Metinler Konu Anlatımı
Tanzimat Dönemiyle birlikte; Batı'dan alınan anlatmaya bağlı edebî metinlerden roman, hikâye; göstermeye bağlı edebî metinlerden tiyatro türlerinin ilk örnekleri verilmeye başlanmıştır. Öğretici metinlerden deneme, makale gibi türler de ilk defa Tanzimat Döneminde görülmüştür.
NOT: Öğretici metin türlerinin gelişmesinde en önemli rolü gazete üstlenmiştir. Tanzimat Dönemi sanatçıları yazdıkları öğretici metinleri gazetelerde yayımlayarak düşüncelerini geniş halk kitlelerine ulaştırabilmişlerdir.
Öğretici metinlerde temel amaç aynı olsa da (Temel amaç öğreticilik, bilgi vermektir.) öğretici metinler farklı türlere ayrılır. Öğretici metinlerin farklı türlere ayrılmasında en önemli etken, metinde işlenen konu ve konunun niteliğidir.
ÖĞRETİCİ METİNLERİN ÖZELLİKLERİ:
A. TARİHÎ METİNLER
* Tarih; toplumları, milletleri, kuruluşları etkileyen hareketlerden doğan, olayları zaman ve yer göstererek anlatan, bu olaylar arasındaki ilişkileri, daha önceki ve sonraki olaylarla bağlantılarını, karşılıklı etkilenmeleri, her milletin kurduğu medeniyetleri, kendi iç sorunlarını inceleyen bilimdir.
* İnsanların, geçmişi öğrenme istekleri, tarih biliminin doğmasını sağlamıştır. Tarih bilimi; insan topluluklarının yaşayışlarını, mücadelelerini, siyasi olaylarını, kültür ve uygarlıklarını inceler. Tarih bu olayları incelerken sebep sonuç ilişkileri üzerinde durur. Olayları ilişkilendirir, olayın geçtiği yeri ve zamanı belirler. Olayları belgelere dayalı olarak anlatır. Belgelere dayalı bir anlatım söz konusu olduğundan tarihî metinlerde yorum ya da izlenimler değil nesnel bilgiler aktarılır.
* Bilgiyi aktarmak amaçlandığından tarihî metinlerde yalın ve duru bir anlatıma başvurulur.
* Tarihî metinlerle tarihî bir olayı ele alan edebî metinler karıştırılmamalıdır. Edebî metinler kurmacadır tarihî metinler ise belge niteliği taşır ve nesnel verilere bağlı olarak oluşturulur. Bu durumda tarihî bir olayı ele alan roman ve öyküler tarihî metin değil, sanat eseridir. Bu metinlerde amaç öğretmek, nesnel bilgi vermek değil; sanat, güzellik yaratmaktır.
B. FELSEFİ METİNLER
* Felsefe sözcüğü, Yunancada phileo (sevgi) ve sophia (bilgelik) sözcüklerinin bir araya gelmesiyle oluşur. Phi-leosophia (bilgelik sevgisi ya da hikmet arayışı), Yunanlı düşünürler için "bilgiyi sevmek, bilginin ardından koşmak" anlamına gelir.
* Felsefe; varlık ve düşünmeyi oluşturan ilkeler, gerçeklik ve nedenselliğin araştırılmasıdır. Belirli bir konuda yoğun, sistematik ve yaratıcı olarak düşünmektir. Felsefe; düşündürür, sorgulatır, soru sorar ve cevabını arar.
* Felsefeyi diğer bilimlerden ayıran en önemli özelliği, mantıksal delillere ve akıl yürütmeye dayanmasıdır.
* Felsefe konularını ve problemlerini ele alan metinlere ise felsefi metin denir.
* Bilimsel metinler, terimler kullanarak bilimsel buluş ve gerçeklikleri işler. Felsefi metinlerde ise önemli olan kavramlardır. Felsefede, düşünce, kavramlar kullanılarak ortaya konur.
* Felsefede; "varlık", "bilgi" ve "değer" kavramları üzerinde düşünülür ve bu problemlere yanıtlar aranır.
C BİLİMSEL METİNLER
* Bilim; evrenin veya olayların bir bölümünü konu olarak seçen, deneye dayanan yöntemler ve gerçeklikten yararlanarak sonuç çıkarmaya çalışan düzenli bilgidir.
* Bilim; genel geçerlik ve kesinlik nitelikleri gösteren yöntemli ve dizgesel bilgidir.
* Bilimsel metinler, bilimsel bilgi ve buluşları aktarmak amacıyla yazılan metinlerdir. Bilimsel makaleler, konferans raporları, değerlendirme yazıları, toplantı özetleri vb. bilimsel metinlerdir.
Ç GAZETE ÇEVRESİNDE GELİŞEN METİN TÜRLERİ
1. MAKALE
* Bilim, fen konularıyla siyasal, ekonomik ve toplumsal konuları açıklayıcı veya yorumlayıcı niteliği olan gazete ve dergi yazılarına makale denir.
* Makale; bilgi vermek, bir düşüncenin savunuculuğunu yapmak amacıyla yazılır.
* Makalede yazar, düşüncelerini okuyucuya kabul ettirmeyi amaçladığından kanıtlayıcı bir anlatıma başvurur.
* Makalede öne sürülen yargılar nesnel verilerle güçlendirilir; tanımlama, örnekleme, tanık gösterme, karşılaştırma gibi yollarla açıklanıp kanıtlanır.
* Düşünceye dayalı bir metin türü olduğundan ve herhangi bir konuda okuyucunun kanılarının değiştirilmesi amaçlandığından makalede yalın ve duru bir anlatım kullanılır; sanatlı ve soyut ifadelerden uzak durulur. Belgelerden yararlanılabilir.
* Makaleler; sanat, edebiyat, siyaset, bilim ve insanla ilgili her konuda yazılabilir.
* Makale, alanında belli bir bilgi birikimine sahip kişilerce araştırma ve incelemeye bağlı olarak yazılır.
* Edebiyatımızdaki başlıca makale yazarları şunlardır: Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi, Şemsettin Sami, Hüseyin Cahit Yalçın, Ziya Gökalp, Fuat Köprülü, Süleyman Nazif, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Refik Halit Karay, Falih RıfkıAtay, Ahmet Hamdi Tanpınar
Tanzimat Edebiyatında Makale:
Makale, edebiyatımıza Tanzimat Döneminde gazeteyle birlikte girmiştir. Makale türünün doğması ve yaygınlaşması gazetesayesinde olmuştur.
Türk edebiyatındaki ilk makale, Şinasi'nin "Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi"dir. Bu makalede Şinasi; gazetenin önemini, yazı dilinin yeninden düzenlenmesi gerektiğini ve halkın anlayabileceği bir düzeyde olması gerektiğini vurgulamıştır.
Daha sonra Namık Kemal, Ziya Paşa, Recaizade Mahmut Ekrem ve diğer Tanzimat sanatçıları da sanat ve edebiyatla ilgili çeşitli makaleler yazmışlardır.
Namık Kemal, 'daTasvir-i Efkâr da yayımladığı "Lisan-ı Osmanî'nin Edebiyatı Hakkında Bazı Mülahazatı Şâmildir" adlı makalesinde edebiyatın gerçek sorunlarını ilk kez dile getirmiştir. Namık Kemal bu makalede; yazı dilinin anlaşılır olması gerektiği, konuşma diline yaklaştırılması gerektiği, divan edebiyatının somut gerçekleri yansıtmadığı gibi konular üzerinde durmuştur.
Ziya Paşa, 'de "Hürriyet" gazetesinde yayımlanan "Şiir ve İnşa" adlı makalesinde; ulusal değerlerimizi yansıtan halk edebiyatının örnek alınması gerektiğini dile getirir ve yapıtların, halkın anlayabileceği bir dille ortaya konması gerektiğini vurgular.
2. ELEŞTİRİ
* Bir edebiyat veya sanat eserinin her yönüyle anlaşılmasını sağlamak ve değerlendirmek amacıyla yazılan yazı türüne eleştiri denir.
* Eleştiri; bir sanat eserini tüm yönleriyle çözümleyerek açıklayan, onun olumlu ve olumsuz yönlerini ortaya koyan çok yönlü yazıdır.
* Eleştiriler genelde nesneldir ancak öznel eleştiriler de vardır.
* Eleştirmen, değerlendirmeleriyle yazara ve okura kılavuzluk yapar.
* Edebiyatımızdaki başlıca eleştiri yazarları şunlardır: Namık Kemal, Hüseyin Cahit Yalçın, Cenap Şehabettin, Ali Canip Yöntem, Ahmet Hamdı Tanpınar, Mehmet Kaplan, Cemil Meriç, Nurullah Ataç, Memet Fuat
Tanzimat Edebiyatında Eleştiri:
Türk edebiyatında ilk eleştirinin Tanzimat Döneminde yazıldığını söylemek doğru değildir ancak Batılı anlamada eleştiri, yani edebî eleştirinin ilk örnekleri bu dönemde verilmiştir. Tanzimat'tan önceki eleştiriler, İslami edebiyatın sadece yazı tekniğinden söz eden eserlerden oluşmaktaydı.
Tanzimat Döneminde eleştiri; öncelikle divan şiiri aleyhinde birtakım düşünceleri taşır. Bunların başında Namık Kemal'in eleştirileri gelir. Namık Kemal; 'da "Tasvir-i Efkâr" gazetesinde yazdığı "Lisan-ı Osmanî'nin Edebiyatı Hakkında Bazı Mülahazatı Şâmildir"adlı uzun makalesinde edebiyatımızın gerçek sorunlarını dile getirir ve divan edebiyatını eleştirir. Bunun dışında Namık Kemal'in; zamanında yayımlanmamış olan "Talim-i Edebiyat Risalesi" ile "Celalettin Harzemşah Mukaddimesi" vardır.
Divan edebiyatına yapılan eleştiriler bakımından aynı daire içine girebilecek yazılardan biri de Ziya Paşa'nın "Şiir ve İnşa ()"makalesidir.
Ziya Paşa'nın; yeni devrin ilk antolojisi olan "Harabat" uzun manzum mukaddimesi ile tekrar divan şiirine dönüşünü, ona sempatisini göstermesi, hatta divan şiirinin kısa bir muhasebesini yapması üzerine Namık Kemal, Ziya Paşa'nın "Harabat" adlı eserini, "Tahrib-i Harabat" ve "Takip" adlı eserleriyle eleştirir.
Recaizade Mahmut Ekrem, edebiyatta genç nesle öncülük eden hocalığı ve teorik yazılarıyla önem kazanır. Recaizade'nin; konuları yeni kategorilere yerleştirmesi, edebiyattan estetiğe ve psikolojiye doğru bir çıkış araması bakımından önemli olan "Talim-i Edebiyat" adlı eseri büyük ilgi görmüştür. Özellikle yeni şiir için bir beyanname sayılabilecek "Takdir-i Elhan"ı ve "Zemzeme"mukaddimesi devrin teorik kitaplarının önemlilerindendir.
Edebiyat tarihlerine genelde eski edebiyat taraftarı olarak geçen ancak yenileşen edebiyatımızın temsilcileri arasında bulunan Muallim Naci'nin Recaizade Mahmut Ekrem'le giriştiği, daha sonra taraftarlarının devam ettirdiği tartışmalar, şiirin gelişmesi ve eleştiri türü açısından çok önemlidir. Muallim Naci, bu konudaki düşüncelerini, Ekrem'in "Zemzeme"sine karşılık olarak "Demdeme"adı altında toplar. "Istılahat-ı Edebiyye"si ise eski geleneğin son belagat (düzgün anlatma) kitabı olarak kalacaktır. Fakat onun eleştiri alanında asıl dikkati çeken görüşleri Beşir Fuat'ı tanıdıktan sonra başlar. Edebiyat üzerine karşılıklı yazışmalarından oluşan"İntikad", birbirinden çok farklı dünya görüşlerinin sahibi olan iki kişinin, medenî bir çerçevede tartışmalarını göstermesi bakımından üzerinde durulması gereken bir eserdir.
D. KİŞİSEL HAYATI KONU ALAN METİN TÜRLERİ
1. HATIRA (ANI)
* Toplumda belli bir yer edinmiş kişilerin başından geçen ya da tanık oldukları olayları anlattıkları yazı türüne hatıra (anı) denir.
* Anılar, çoğu zaman, onları yazan kişinin de karışıp rol aldığı olaylara dayanan yazılardır. Bu nedenle anının anlatımı birinci kişinin ağzından yapılır.
* Anı, yaşanmakta olanı değil; yaşanmışı konu alır.
* Anı; tarihî gerçeklerin öğrenilmesine katkı ağlar. Yazarın, unutulmasını istemediği gerçekleri kalıcı kılar. Anı türünde; gelecek kuşaklara ders vermek, tarih ve kamuoyu karşısında hesaplaşmak amacı da vardır.
* Anı; kişinin yaşamının belli bir sürecini içine alır ve gerçekçi, yalın bir anlatımla yazılır. Yazarın mesleğine, eğilimlerine göre siyasi, edebî, askerî ve sosyal bir içerik taşıyabilir.
Tanzimat Edebiyatında Hatıra:
Hatıra, Tanzimat'tan önceki dönemlerde de edebiyatımızda görülen bir türdür ancak eski edebiyatımızda fazla önemsenmeyen bu tür, Tanzimat'la birlikte ön plana çıkmıştır.
Tanzimat Dönemindeki başlıca hatıra yazarları şunlardır: Namık Kemal (Magosa Hatıraları), Ziya Paşa (Def-ter-i Amal), Muallim Naci (Ömer'in Çocukluğu), Akif Paşa (Tabsıra)
2. GEZİ YAZISI
* Genelde bir edebiyatçının; gezip gördüğü yerlerdeki şehirleri, gelenek ve görenekleri, doğal ve tarihî güzellikleri, kültürel unsurları vb. sanatsal bir anlatımla kaleme aldığı metinlere gezi yazısı denir.
* Yazar gezi yazısını; gözlem, inceleme ve bilgileri bir araya getirerek oluşturur.
* Gezi yazısında yazar; gördüklerine, yorumlarını da katabilir.
* Gezi yazısında akıcı ve sade bir dil kullanılır.
* Edebiyatımızdaki başlıca gezi yazarları şunlardır: Evliya Çelebi, Ahmet Mithat Efendi, Direktör Âli Bey, Cenap Şehabettin, Ahmet Haşim, Falih Rıfkı Atay, Reşat Nuri Güntekin, Oktay Akbal
Tanzimat Edebiyatında Gezi Yazısı
Şeydi Ali Reis'in "Mir'atül Memalik (Memleketlerin Aynası)" ve Evliya Çelebi'nin "Seyahatname" adlı eserleri bu türün ilk örnekleridir.
Gezi yazısının edebiyatımızdaki ilk örnekleri "seyahatname"lerdir ancak asıl gezi yazıları, Batılılaşma süreciyle birlikte Avrupa'ya -özellikle Fransa'ya- giden sanatçı ve aydınlarımızın Avrupa şehirleriyle ilgili yazdıklarıdır.
Tanzimat Dönemi sanatçıları, devlet adamı kimlikleriyle ya da zorunlu olarak yurtdışına çıkmışlar ve bu gezilerini kaleme almışlardır.
Tanzimat Dönemi'nde Ahmet Mithat Efendi'nin Avrupa gezisini anlattığı "Avrupa'da Bir Cevelan", bir av gezisini anlattığı "Sayyadane Bir Cevelan" eserleri önemlidir.
3. MEKTUP
* Temel anlamıyla mektup; haber vermek, sormak, istemek veya duyguları bildirmek için birine çoğunlukla posta yoluyla gönderilen metindir.
* Bir yazın türü olarak mektup, kişinin iç dünyası yansıtması ve düşüncelerini paylaşması bakımından önemlidir.
* Mektup, yazılış amacına göre türlere ayrılır:
a) Özel Mektup
* İnsanların, çeşitli konulardaki duygu ve düşüncelerini paylaşmak amacıyla yakınlarına (akraba, eş, dost, arkadaş) yazdıkları mektuplardır.
* Özel mektuplarda gizlilik esastır, bu mektup türü sadece yazanla okuyanı ilgilendirir.
* Özel mektuplar sade bir dil ve içten bir anlatımla kaleme alınır.
b) Edebî Mektup
* Sanatçıların herhangi bir konudaki duygu ve düşüncelerini açıkladıkları, savundukları mektuplardır. Edebî mektuplar da özel mektuplar gibi bir kişiye yazılır (Bu kişi de genelde sanatçıdır.) ancak asıl amaç bu duygu ve düşünceleri herkese duyurmaktır.
* Edebî mektuplardan; yazıldığı dönemin sanat ve edebiyat olayları ve tartışmaları hakkında bilgi edinmek mümkündür.
c) İş Mektubu
* Bir iş gereği ticari kurum ya da kişilere yazılan mektuplardır. Bu mektuplarda işle ilgili konular dile getirilir.
d) Resmî Mektup
* Devletin farklı kurumlarının kendi aralarında ya da kişi ve kurumlarla yazışmaları gerektiğinde kullanılan mektuplardır.
e) Açık Mektup
* Herhangi bir kişiye gönderilmeyip basın yoluyla açıklanan mektuplardır.
* Edebiyatımızdaki önemli mektuplar: Namık Kemal (Namık Kemal'in Hususi Mektupları), Abdülhak Hamit Tar-han (Mektuplar), Ahmet Mithat Efendi - Muallim Naci (Muhaberat ve Muhaverat), Ziya Gökalp (Limni ve Malta Mektupları), Halikarnas Balıkçısı(Mektuplarıyla Halikarnas Balıkçısı), Nazım Hikmet (Kemal Tahir'e Mapusaneden Mektuplar), Ahmet Hamdı Tanpınar (Mektuplar), Cahit Sıtkı Tarancı (Ziya'ya Mektuplar), Nurullah Ataç (Okuruma Mektuplar)
Tanzimat Edebiyatında Mektup:
Tanzimat Dönemi sanatçılarının çeşitli nedenlerle (elçilik görevi, sürgün hayatı vb.) yurt dışında yaşamaları "mektup" türünün bu dönemde önem kazanmasını sağlamıştır.
Tanzimat Dönemindeki önemli mektuplar şunlardır: Ahmet Mithat Efendi ve Muallim Naci "Muhaberat ve Muhaverat (Haberleşmeve Konuşmalar)", Abdülhak Hamit Tarhan "Mektuplar", Namık Kemal "Namık Kemal'in Hususi Mektupları"
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası