mu kıtası gerçek mi / MU Kıtası gerçek mi, Mu kıtası nerede, mu kıtası tarihi, Öğren! Haber

Mu Kıtası Gerçek Mi

mu kıtası gerçek mi

Mu kıtası, rivayetlere konu olan 14 bin yıl önce battığı iddia edilen efsanevi bir uygarlık. İddialara göre, Mu’dan ayrılanlar Atlantis gibi uygarlıkları oluşturdular.

Efsaneye göre, Mu kıtası Asya ve Amerika kıtaları arasındaydı ve Avustralya’dan kat be kat daha büyüktü. Çok büyük bir uygarlık olan Mu Uygarlığı M.Ö 12000 yıllarında bir felaket sonucu battı.Meksika’da bulunan Theotihuacan Palenk Mabedi Piramidinin duvarında, Mu’nun batışıyla ilgili ilginç bir yazı bulunur: “6 Kaan yılı Zak ayı II Maluk günü başlayan korkunç yer sarsıntısı, 13 Şuen’e kadar devam etti. Mu kıtası felakete kurban gitti.

Mu ülkesi iki kere kalktıktan sonra bir gece çöktü, üstünü sular kapladı. Toprak birkaç defa havaya kalktı ve oturdu. Felaket, 64 Milyon insanın ölümüne sebep oldu.”Bilim, Mu uygarlığının bir efsaneden ibaret olduğunu kabul ediyor. Bunun nedeni ise, kıtaları oluşturan kayaların (Silisyum/Aliminyum) fizik kuralları gereğince okyanusun dibini oluşturan kayaların (Silisyum/Magnezyum) üzerinde yüzme gerekliliğidir.Bugüne dek, okyanus üzerinde Mu kıtasını oluşturabilecek herhangi bir kaya buluntusuna henüz rastlanmamıştır.

Ancak, Çin ve civarında bulunan ve karbon araştırması sonucu yaşı 14 bin yıl olan kitabelerde “Kıtamız battı, biz de buraya kaçtık” yazıyor.

Tags: mu kıtası

kaynağı değiştir]

James Bramwell ve William Scott-Elliott, Mu'daki felaket olaylarının 800.000 yıl önce başlamış olduğunu[12] ve kesin olarak MÖ 9564'te meydana gelmiş son felakete kadar devam ettiğini iddia etmişlerdir.[12]

1930'larda, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu olan Atatürk, Churchward'un çalışmalarıyla ilgilendi ve Mu'yu Türklerin orijinal anavatanının olası bir yeri olarak gördü.[13]

Masaaki Kimur, Japonya'dakiYonaguni buluntularının, Mu kıtasının kalıntıları olduğunu iddia etmiştir.[14][15][16]

Eleştiriler[değiştir kaynağı değiştir]

Ahuve moaikonumlarını gösteren Paskalya Adası Haritası

Modern jeolojik kanıtlar, herhangi bir kayda değer büyüklüğe sahip bir “kayıp kıtanın” var olamayacağını göstermektedir. 1970'li yıllardan bu yana yoğun olarak destek gören levha tektoniği teorisine göre, Dünya'nın kabuğu, daha ağır "sima" kayaları (magnezyum silikat bakımından zengin olan okyanus kabuğu) üzerinde yüzen hafif "sial" kayalarından (alüminyum silikatlar bakımından zengin olan karasal kabuk) oluşmaktadır. Sial genellikle kabuğun birkaç kilometre kalınlığında olduğu okyanus tabanında bulunmazken, kıtalar onlarca kilometre kalınlığındaki sial katmanları içerir. Kıtaların sima üzerinde ''yüzdüğü'' gibi, buzdağları da su üzerinde yüzdüğü için, bir kıta basitçe okyanusun altında "batamaz".

Kıtasal kayma ve deniz dibi yayılmasınınkıtaların şeklini ve konumunu değiştirebildiği ve zaman zaman bir kıtayı iki veya daha fazla parçaya böldüğü (Pangea'da olduğu gibi) doğrudur. Ancak, bunlar jeolojik zaman ölçeğinde (yüz milyonlarca yıl) meydana gelen çok yavaş süreçlerdir. Tarihi ölçeklerde (on binlerce yıl), kıtasal kabuğun altındaki sima stabil olarak kabul edilebilir ve kıtaların temellerinde kabuğa bağlı olduğu kabul edilir. Kıtaların ve okyanus tabanlarının, tüm insan varlığı boyunca mevcut konumlarını ve şekillerini korudukları neredeyse kesindir.

Bir kıtayı “yok edebilecek” bir jeolojik gücün varlığına dair mantıklı bir açıklama yoktur. Ayrıca yok edilmiş herhangi bir kıtanın devasa kaya kütlelerinin okyanus tabanında bulunması gerekirken, okyanusların dibinde buna dair hiçbir iz bulunmamaktadır. Pasifik Okyanusu adaları batık bir kara kütlesinin parçası değil, izole volkanların bir sonucudur. Bu volkanik güçler, derin okyanuslarla çevrili yeni bir volkanik tepe olan Paskalya Adası'nın oluşumunda da etkili olmuştur. 1930'larda adayı ziyaret ettikten sonra Alfred Metraux, moai platformlarının adanın mevcut kıyıları boyunca yoğunlaştığını gözlemlemiştir. Bu, adanın şeklinin heykeller inşa edildiğinden bu yana çok az değiştiğini göstermektedir. Dahası, Pierre Loti'nin bildirdiği adadan su altındaki topraklara kadar uzanan "Zafer Yolu", aslında doğal bir lav akıntısıdır.[17] Churchward'un tespiti olan, adada kumtaşı ya da çökel kaya bulunmaması doğru olsa da, bu nokta önemsizdir. Bunun nedeni tüm pukao'ların adada bulunan volkanik cüruften üretilmiş olmasıdır.

Arkeolojik kanıt[değiştir kaynağı değiştir]

  • Türkçe çevirisi: Kayıp Kıta Mu, Ege Meta Yayınları (2000)
  • Türkçe çevirisi: Batık Kıta Mu'nun Çocukları, Ege Meta Yayınları (2001)
  • Türkçe çevirisi: Mu'nun Kutsal Sembolleri, Ege Meta Yayınları

Dış bağlantılar[değiştir

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir