iyonik yapılı ne demek / İyonik Bileşiklerin Örgü Yapısı - KİMYA KONU ANLATIM

Iyonik Yapılı Ne Demek

iyonik yapılı ne demek

Asitlerin iyonik ayrışması nedir?

Asitlerin iyonik ayrışması nedir?

Svante August Arrhenius ve takipçileri (Peter Debye ve Erich Hückel dahil) tarafından yürütülen araştırma sayesinde, bugün iyonik ayrışmanın ne olduğunu ve seyrinde neler olduğunu biliyoruz. Elektrolitik çözeltilerin moleküllerinin parçalandığı bir süreçtir:

  • pozitif iyonlar (hidrojen katyonları) ve
  • negatif iyonlar (asit radikal anyonları).

Prosesin bir diğer adı elektrolitik ayrışmadır, çünkü iyonlara ayrıldıktan sonra elde edilen çözelti bir elektrik akımı iletir. Asitlerin iyonik ayrışması hangi koşullar altında gerçekleşir? İyonik (elektrovalent) bağlara sahip olan oksi asitler ve hidrasitler kimyasal ayrışmaya uğrar. İyonik ayrışma reaksiyonu, polar kovalent bağlara sahip bileşiklerde de meydana gelir (bu tür bağlarda elektronlar, elektronegatifliği daha yüksek olan atomların etrafında yoğunlaşır).

Asitlerin iyonik ayrışma süreci ve elektrolitlerin iletkenliği

Asitlerin ayrışmasını tanımlamak için bilim adamları, ayrışma derecesi terimini kullanırlar. Bu değer, ayrışan moleküllerin mollerinin çözeltideki toplam mol sayısına oranını ifade eder. Ayrışmanın derecesi neye bağlıdır? Aşağıdaki faktörler ayrışma derecesini belirler: elektrolit tipi, kullanılan solvent, sıvının yoğunluğu ve sıcaklığı. Asit çözeltileri kendi yollarıyla bozunmaya uğrar ve şu şekilde sınıflandırılır:

  • güçlü elektrolitler &#; tamamen ayrışanlar,
  • zayıf elektrolitler &#; sadece kısmen ayrışanlar.

Güçlü elektrolitler şunları içerir: nitrik , hidroklorik , perklorik, sülfürik ve hidrobromik asitler. Asitlerin zayıf ayrışması hangi bileşiklerde meydana gelir? Örnekler, karbonik, fosforik , sülfürlü, asetik veya formik asitler gibi hem organik hem de inorganik asitleri içerir.

Asitlerin iyonik ayrışması – örnekler

Asitlerin elektrolitik ayrışması nasıl yapılır? İşlemi gerçekleştirmek için bir kimyagerin suya ve bir aside ihtiyacı vardır. Su (H 2 O) yavaş yavaş asit moleküllerinin yapısını parçalar. Ayrışma bittiğinde, bir asidin sulu çözeltisi bir elektrolit haline gelir. Asit çözeltileri hangi iyonlara ayrılır? Bunu, seçilmiş yaygın elektrolit örnekleri üzerinde tartışalım:

  • suyun etkisi altında, sülfürik asit hidrojen katyonlarına ve sülfat anyonlarına ayrışır,
  • sudaki nitrik asit hidrojen katyonlarına ve nitrat anyonlarına ayrılır,
  • su karbonik asidi hidrojen katyonlarına ve karbonat anyonlarına çözer.

Endüstri ve kimya – iyonik ayrışma ve uygulaması

Asitlerin ayrışması sonucu oluşan elektrolitlerin kimya , otomotiv veya ilaç endüstrilerinde bir takım kullanımları vardır. Örneğin, laboratuvar reaktifleri , temizleyiciler ve deterjanlar , çözücüler ve ayrıca asit veya kurşun akümülatörlerin üretimi için kullanılırlar.

PCC Group tarafından sunulan ürün yelpazesindeki asitler

Daha önce de belirtildiği gibi, ayrışma sonucu oluşan asitler ve elektrolitler birçok endüstriyel uygulamaya sahiptir. Bu nedenle, PCC Group&#;un ürün yelpazesi bir dizi asit türevini içerir. Örnekler arasında fosforik esterler (fosforik asitten türetilmiş); bunlar yağlayıcılara ve MWF&#;ye eklenen faydalı katkı maddeleridir. Ürün yelpazemiz fosforik esterlere dayalı iki ürün serisi içerir: CHEMfac ve EXOfos. Yukarıda bahsedilen kimyasalların yanı sıra, PCC Grubunun Ürün Portalı, örneğin hidroklorik asit bazlı bir dizi başka ilginç öneri de içermektedir. Tüm ürün yelpazemiz hakkında daha fazlasını okuyun!


İyonik bağlı bileşikler nelerdir?

İçindekiler:

  1. İyonik bağlı bileşikler nelerdir?
  2. Iyonik bağ yapısında neler bulunur?
  3. İyonik kovalent bileşik nedir?
  4. İyonik yapılı bileşikler nasıl olur?
  5. İyonik bağlı bileşikler nasıl oluşur?
  6. İyonik bağ nasıl meydana gelir?
  7. İyonik yapılı bileşik ne demek?
  8. İyonik bileşik nasıl oluşturulur?
  9. İyonik bağlı Elementler nasıl oluşur?
  10. İyonik yapı ne demek?
  11. Iyonik bağ kovalent bağ nasıl oluşur?
  12. İyon nasıl meydana gelir?
  13. Iyon özelliği ne demek?

İyonik bağlı bileşikler nelerdir?

İki atom arasındaki elektronegatiflik farkı ne kadar büyükse bağ da o kadar iyoniktir. İyonik bağlı bileşiklereörnekler; NaCl, MgS, BaCl2, NaOH, NH4NO2, FeO, KCl, FeS, MgF2, K2S, LiF, NaF, KF ……

Iyonik bağ yapısında neler bulunur?

İyonik bağ, artı ve eksi yüklü taneciklerin yani farklı iyonların elektriksel çekim kuvvetiyle bir araya gelmiş bağtürüne verilen isimdir. Yani iyonik bağ, metal veya ametal atomlar arasındaki bağya da anyon ve katyonlar arasındaki elektriksel çekim kuvvetleri sonucunda oluşan bağolarak ta bilinir.

İyonik kovalent bileşik nedir?

Kimyasal bağlar iyonikve kovalentolmak üzere ikiye ayrılır. İyonikbağ: yüklü taneciklerin (iyonların) elektriksel çekim kuvvetinden doğan bağa iyonikbağ denir. Kovalentbağlar ametal-ametal elementler arasında oluşur. Örneğin iki hidrojen atomu elektronlarını ortaklaşa kullanarak aralarında kovalentbağ oluşturur.

İyonik yapılı bileşikler nasıl olur?

İyonik bileşikleranyonlarla katyonlar arasında meydana gelir. Genelde metal atomu son yörünge elektronlarını vererek katyon, bunu alan ametal atomu da anyon oluşturur. Bu iyonlar bir kristal yapı oluşturmak üzere elektriksel çekim kuvveti ile birbirlerini çekerler. Bu etkileşimden iyonik bileşikler oluşur.

İyonik bağlı bileşikler nasıl oluşur?

Elektron verme eğiliminde olan bir atomla elektron alma eğilimindeki bir atom reaksiyon alanına girdiklerinde, aralarında bir elektron alışverişi olur. Bu şekilde aralarında elektrostatik çekme kuvveti oluşanatomlar iyonik bağlıbir bileşikoluştururlar.

İyonik bağ nasıl meydana gelir?

İyonik bağoluşumunda, metal, düşük elektronegatifliği nedeniyle bir elektron vererek pozitif bir iyon (katyon) oluşturur. İyonik bağgenellikle metallerle ametaller arasında gerçekleşir. Ametal atomlarının elektronegatifliği yüksektir ve kolayca elektron alıp negatif iyon (anyon) oluşturabilirler.

İyonik yapılı bileşik ne demek?

İyonik bileşikleranyonlarla katyonlar arasında meydana gelir. Genelde metal atomu son yörünge elektronlarını vererek katyon, bunu alan ametal atomu da anyon oluşturur. Bu iyonlar bir kristal yapı oluşturmak üzere elektriksel çekim kuvveti ile birbirlerini çekerler. Bu etkileşimden iyonik bileşikleroluşur.

İyonik bileşik nasıl oluşturulur?

İyonikbağ oluşumunda, metal, düşük elektronegatifliği nedeniyle bir elektron vererek pozitif bir iyon (katyon) oluşturur. Normal sofra tuzunda, sodyum ile klor iyonları birbirlerine iyonikbağ ile bağlıdır. İyonikbağ genellikle metallerle ametaller arasında gerçekleşir.

İyonik bağlı Elementler nasıl oluşur?

Elektron verme eğiliminde olan bir atomla elektron alma eğilimindeki bir atom reaksiyon alanına girdiklerinde, aralarında bir elektron alışverişi olur. Bu şekilde aralarında elektrostatik çekme kuvveti oluşanatomlar iyonik bağlıbir bileşik oluştururlar.

İyonik yapı ne demek?

İyonikbağ yaparak oluşan maddelere iyonik yapılımaddeler denir. Bir Metal ile bir ametal iyonikbileşik oluşturur. İyonikbileşikler oda şartlarında genellikle katı hâlde ve kristal yapıda bulunur. Sert ve kırılgan bir özelliğe sahiptir.

Iyonik bağ kovalent bağ nasıl oluşur?

Kovalent bağ, söz konusu atomların dış yörüngelerinin dolması ile meydana gelir. Bu tür bağlar, moleküller arası hidrojen bağından daima daha güçlü, iyonik bağile ise ya aynı güçte ya da daha güçlüdür. Bu etkinin kaynağı, kovalent bağların, atomik yörüngelerin üst üste binmesiyle oluşmasından ileri gelir.

İyon nasıl meydana gelir?

Bir atom, çekirdeğinde bulunan pozitif yüklü Proton, yüksüz Nötron ve çekirdek etrafında belli yörüngelerde dönen negatif yüklü elektronlardan oluşur. Bir ya da daha çok elektron kazanmış ya da yitirmiş elektrik yüklü atom veya moleküllere İyondenir.

Iyon özelliği ne demek?

Özellikleri. Katı halde genellikle elektriği iletmezler fakat sulu çözeltilerinde ve erimiş halde iyonlarına ayrıştıkları için elektrik akımını iletirler. Sert ve kırılgandırlar, tel ve levha haline getirilemezler, herhangi bir zorlamada kırılırlar. İyonikbileşiklerin formülünü yazarken katyon başa gelir.

İyonik bağ nedir, nasıl oluşur? İyonik bağ &#;rnekleri ve &#;zellikleri..

Haberin Devamı

İyonik Bağ Nasıl Oluşur?

 En dışta yer alan yörüngeleri dolu halde bulunan atomlar bir hayli kararlı durumda olmaktadır. Diğer atomlar ile bileşik oluşturabilme eğilimi göstermezler. Yalnızca soy gazların yörüngeleri bütünüyle dolu olmaktadır. Öbür grupların dış kabukları içerisinde eksik veya fazla elektron bulunur. Oysaki atom, bütün yörüngelerinin dolu olması yöneliminde olur ve şayet dolu değil ise bu durumu sağlamaya yönelecektir. Bu durumda atomun başına iki ayrı olay gelebilmektedir.

 Dış kabukta yer alan elektronlardan kurtulmak sureti ile zaten dolu halde olan bir altta yer alan kabuğu son kabuk şekline getirmek veya dış kabuğu dış kısımdan elektron alarak tamamlamak şeklinde bu iki durum özetlenebilir. İyonik bağ kapsamında + ve – yüklü olan iyonlar da aynen mıknatısın kutuplarında olduğu gibi birbirlerini çekerler.

İyonik Bağın Özellikleri Nelerdir?

 İyonik bağın çok sayıda özellikleri bulunur. Bu özellikler şu şekilde sıralanabilir:

Katı halde genelde elektriği iletmezler ancak sulu çözeltilerin içinde ve erimiş bir şekilde iken iyonlarına ayrışmalarından dolayı elektrik akımını iletirler.

Serttirler ve kırılgandırlar.

Haberin Devamı

Tel ve levha şekline getirilemezler. Bununla beraber herhangi bir zorlama esnasında kırılırlar.

İyonik bileşiklerin formülünü yazılırken katyon başa gelir.

Elektroliz edilebilirler.

İyonik bileşikler oda sıcaklığı altında genelde katı haldedir ve kristal yapıda bulunmaktadır.

Toplam enerji değişimine bakıldığında ne kadar büyükse, iyonik bağ da o kadar güçlü olur. Bütün iyonik bağlar bir çeşit kovalent veya metalik bağ niteliği taşırlar. İki tane atom arasında yer alan elektronegatiflik farkı da ne kadar büyük ise bağ da o kadar iyonik olur.

İyonik Bağ Örnekleri Nelerdir?

 İyonik bağa verilebilecek en iyi örnek sofra tuzu olmaktadır. Sodyum ile Klorür atomlarının bir araya gelmesi ile birlikte her bir sodyum atomunun mevcut bir değerlik elektronu, klorür atomunun mevcut elektronuna katılarak iyonik bağı oluşturur. Bunun dışında iyonik bağ örnekleri şu şekilde sıralanabilir:

NaCl

BaCl2

NaOH

MgS

FeO

NH4NO2

KCl

MgF2

K2S

FeS

LiF

KF

NaF

Şeklinde sıralamak mümkündür. 

If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *seafoodplus.info ve *seafoodplus.info adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Bileşikler iyonik veya kovalent olarak sınıflandırılabilirler. Moleküller kovalent bir bileşiğin en basit birimidir ve birçok farklı yolla gösterilebilir. 
Atomlar, maddenin temel kimyasal özelliklerini taşıyan en küçük yapıtaşlarıdır. Ancak kimya çalışmalarının çoğu, atomların diğer atomlarla bir araya gelerek bileşikler oluşturdukları zaman neler olduğu üzerinedir. Bileşik, kimyasal bağlarla bir arada tutulan atom gruplarına verilen addır. Tıpkı atom yapısının pozitif yüklü çekirdek ile çevresindeki negatif yüklü elektronlar arasındaki elektrostatik çekim ile bir arada tutulması gibi, kimyasal bağlar arasındaki kararlılık da elektrostatik çekime bağlıdır. Bunu daha iyi anlamak için iki temel kimyasal bağ türünü ele alalım: Kovalent bağ ve iyonik bağ. Kovalent bağlarda iki atom elektron çiftlerini paylaşırken, iyonik bağlarda elektronlar iki atom arasında aktarılır ve böylece iyonlar oluşur. Haydi bu iki bağ türünü daha detaylı bir şekilde inceleyelim.

Kovalent bağlar ve moleküller

İki atom elektron çiftlerini paylaştığında kovalent bağ oluşur. Kovalent bağlarda bağın kararlılığı, iki pozitif yüklü atom çekirdeği ve çekirdekler arasındaki ortak negatif yüklü elektronlar arasındaki ortak elektrostatik çekimden kaynaklanır.
Atomlar kovalent bağ kurmak için bir araya geldiklerinde ortaya çıkan atom topluluğuna molekül denir. Bu sebeple, moleküllerin kovalent bileşiklerin en basit birimi olduğu söylenebilir. Birazdan göreceğimiz üzere, molekülleri göstermenin ve çizmenin birçok yöntemi vardır.

Moleküllerin gösterilmesi: kimyasal formüller

Kimyasal formül (bazen molekül formülü olarak da adlandırılır), molekülleri göstermenin en kolay yoludur. Kimyasal formüllerde var olan elementleri göstermek için periyodik tablodaki element sembollerini, bir molekülde her elementten kaç atom bulunduğunu göstermek için de alt simgeleri kullanırız. Örneğin, tek bir NH3​start subscript, start color #aa87ff, 3, end color #aa87ff, end subscript (amonyak) molekülü, bir azot atomu ve üç hidrojen atomu içerir. Buna kıyasla tek bir N2​start subscript, start color #11accd, 2, end color #11accd, end subscriptH4​start subscript, start color #e84d39, 4, end color #e84d39, end subscript (hidrazin) molekülü iki azot atomu ve dört hidrojen atomu içerir.
Kavram Kontrolü: Sirkede bulunan basit bir asit olan asetik asidin kimyasal formülü C2​start subscript, 2, end subscriptH4​start subscript, 4, end subscriptO2​start subscript, 2, end subscript’dir. Buna göre üç molekül asetik asitte kaç tane oksijen atomu bulunur?
Kimya alanındaki araştırmalarınız devam ettikçe bazen kimyacıların molekül formüllerini farklı şekillerde yazdığını göreceksiniz. Örneğin, az önce gördüğümüz gibi, asetik asitin kimyasal formülü C2​start subscript, 2, end subscriptH4​start subscript, 4, end subscriptO2​start subscript, 2, end subscript’dir ancak formülün bazen CH3​start subscript, 3, end subscriptCOOH olarak yazıldığını da görürüz. Bu ikinci tür formülün var olmasının sebebi, atomların yazılma sırasının asetik asit molekülünün yapısını göstermeye yardımcı olmasıdır ve bu formül zaman zaman sıkıştırılmış yapı formülü olarak da adlandırılır. Aslında CH3​start subscript, 3, end subscriptCOOH formülünü kimyasal formül ile biraz sonra üzerinde duracağımız yapı formülü arasında bir köprü olarak düşünebiliriz.

Moleküllerin gösterilmesi: yapı formülleri

Kimyasal formüller bize sadece bir molekülde her elementten kaç atom olduğunu gösterirken, yapı formülleri ise bu atomların uzayda nasıl bağlı oldukları ile ilgili de bilgi verir. Yapı formüllerinde atomları birbirine bağlayan kovalent bağları gerçekten çizeriz. Bir önceki bölümde amonyağın kimyasal formülünü (NH3​start subscript, 3, end subscript) incelemiştik. Şimdi de yapı formülünü inceleyelim:
Bu yapı formüllerinin ikisinde de merkezdeki azot atomu tek bir kovalent bağla hidrojen atomlarına bağlıdır. Ancak atom ve moleküllerin de evrendeki diğer her şey gibi üç boyutlu olarak var olduğunu unutmamak gerekir, bu da uzunluk, genişlik ve derinlikleri olduğu anlamına gelmektedir. Soldaki yapı formülünde bu molekülün sadece iki boyutlu bir gösterimini görüyoruz. Ancak sağdaki daha detaylı yapı formülünde en sağdaki hidrojen atomunun ekran düzleminin arkasında durduğunu gösteren kesik çizgiler ve ortadaki hidrojenin ise ekran düzleminin ön tarafında durduğunu gösteren kalın (dilime benzeyen) bir çizgi vardır. Azotun üzerindeki iki nokta da herhangi bir kovalent bağa katılmayan bir çift elektron olduğunu gösteriyor. Bu bölümün sonunda bağa katılmayan bu atomların önemi üzerinde duracağız. Bu üç boyutlu şekli daha kesin olarak göstermek için top-çubuk modeli nin yanı sıra boşluk doldurma modeli kullanılır. Haydi beraber NH3​start subscript, 3, end subscript için bu iki modeli inceleyelim:
Sol taraftaki görselde amonyağın boşluk doldurma modeli görülüyor. Azot atomu merkezde daha büyük ve mavi bir küre, üç hidrojen atomu da yanlardaki küçük, üç tane ayak gibi görünen beyaz küreler olarak gösterilmiş. Molekülün genel şekli tepe noktasında azotun, üçgen tabanda ise üç hidrojen atomunun bulunduğu bir piramite benziyor. Molekül şekilleri ve geometrisi çalışırken öğreneceğiniz üzere böyle dizilişlere üçgen piramit denir. Boşluk doldurma modelinin en büyük avantajı farklı atomların boyutlarının farkına yönelik bize bir fikir vermesidir, örneğin, azotun atomik yarıçapı hidrojeninkinden büyüktür.
Sağ taraftaki görselde amonyağın top-çubuk modeli görülüyor. Tahmin edeceğiniz üzere toplar atomları, topları birbirine bağlayan çubuklar ise atomlar arasındaki kovalent bağları temsil ediyor. Bu tür modellemenin avantajı ise kovalent bağları gördüğümüz için molekülün geometrik yapısını daha kolay anlayabilmemiz.
Kovalent bağlarla ilgili artık bir fikrimiz olduğuna göre artık diğer kimyasal bağ türü olan iyonik bağlara geçebiliriz. Elektron çiftlerinin atomlar arasında paylaşıldığı kovalent bağın aksine, iyonik bağlar zıt yüklü iyonların birbirini çekmesiyle oluşur. Bunu daha iyi örneklemek için ilk olarak iyonların yapısını ve nasıl oluştuklarını incelememiz gerekir.
Nötr atomların proton ve elektron sayılarının eşit olduğunu hatırlayalım. Bunun sonucunda protonların pozitif yükü elektronların negatif yükünü nötralize eder, böylece atomun genel yükü, ya da net yükü, sıfır olur.
Ancak bir atom elektron alır ya da verirse protonlarla elektronlar arasındaki denge bozulur ve atom bir iyon ya da net yükü olan bir tür haline gelir. İlk olarak bir atom elektron verirse neler olur ona bakalım:
Yukarıdaki şekilde nötr bir sodyum (Na) atomunun bir elektron verdiğini görüyoruz. Bunun sonucunda sodyum iyonunun (Na+start superscript, plus, end superscript) 11 protonu, ancak sadece 10 elektronu bulunuyor. Böylece sodyum iyonunun net yükü +1 oluyor ve bir katyon, yani pozitif yüklü bir iyon haline geliyor.
Şimdi de bir anyonun ya da net yükü negatif olan bir iyonun oluşmasını inceleyelim.
Bu şekilde ise sodyum atomu örneğindekinin tam aksi bir süreç görüyoruz. Burada nötr bir klor atomu, Cl bir elektron alıyor. Bunun sonucunda 17 protonu ve 18 elektonu olan bir klorür iyonu (Cl−start superscript, minus, end superscript) oluşuyor. Elektronların -1 yükü olduğu için klorür iyonunun net yükü -1 oluyor. Yani bir anyon başka bir deyişle negatif yüklü iyon haline geliyor.
Not: Nötr atomlar elektron(lar) alarak anyon oluşturduklarında genelde -it eki verilerek isimlendirilir. Örneğin, Br−start superscript, minus, end superscript bromit, O2−start superscript, 2, minus, end superscript oksit, N3−start superscript, 3, minus, end superscript nitrit vs. olarak adlandırılırlar.
Son bölümde sodyumun elektron vererek Na+start superscript, plus, end superscript katyonu oluşturmasını ve klorun elektron alarak Cl−start superscript, minus, end superscript anyonu oluşturmasını inceledik. Ancak bu süreç gerçekte sodyumun klora elektron vermesiyle tek seferde gerçekleşebilir! Bunu aşağıdaki şekilde görselle gösterebiliriz:
Burada, Na+start superscript, plus, end superscript ve Cl−start superscript, minus, end superscript iyonlarını oluşturmak için sodyumdan bir elektronun klora aktarılmasını görüyoruz. Bu iyonlar oluştuğunda aralarında çok güçlü bir bir elektrostatik çekim oluşur, bu çekim de iyonik bağların oluşumuna yol açar. İyonik bağlarla kovalent bağları ayıran en büyük özelliklerden birinin, iyonik bağlarda elektronlar tamamen aktarılırken kovalent bağlarda elektronların paylaşılması olduğunu görüyoruz.
Not: Bağlarla ilgili daha fazla şey öğrendikçe, gerçekte kovalent ve iyonik bağlar arasındaki farkın siyah ve beyaz gibi net olmadığını, aslında bu iki bağın bir spektrumun iki ucu olduğunu anlayacaksınız. Saf bir iyonik bağı tamamen eşit olmayan bir elektron paylaşımı, saf bir kovalent bağı ise tamamen eşit bir elektron paylaşımı gibi de düşünebiliriz. Ancak gerçekte çoğu kimyasal bağ bu iki durum arasında bir yerdedir.

İyonik bağların gösterilmesi

Şimdi iyonik bağları göstermenin ve çizmenin farklı yöntemlerini inceleyeceğiz. En çok bilinen, sofra tuzu denen iyonik bileşikle yani sodyum klorür örneği ile devam edeceğiz. Sodyum klorürdeki tek bir iyonik bağ aşağıdaki gibi gösterilebilir:
Pozitif yüklü sodyum katyonu ile negatif yüklü klorür anyonu ortak elektrostatik çekimleri dolayısıyla yan yana gelecek şekilde konumlanırlar. Elektronlar paylaşılmadığı için iyonik bağları kovalent bağlarda yaptığımız gibi çizgiyle göstermeyiz. Sadece iyonların zıt yükleri sebebiyle arada bir çekim olduğunu belirtiriz.
Ancak yukarıdaki şekil sadece bir modeldir. Sodyum klorür doğada tek bir klorür anyonuyla bağlanan tek bir sodyum katyonu olarak bulunmaz. Daha önce de belirttiğimiz gibi sodyum klorür sofra tuzudur— çok güçlü bir mikroskop kullanarak sofra tuzunu atomik düzeyde inceleyebilsek aşağıdaki gibi bir yapı görürüz:
Şekilde Na+start superscript, plus, end superscript ve Cl−start superscript, minus, end superscript iyonlarının uzayda aralarındaki ortak elektrostatik çekime bağlı olarak yan yana konumlandığını görüyoruz. İyonlar daha sonra çok güçlü iyonik bağlarla sabit tutuluyor. Yukarıdaki yapı kristal kafes olarak bilinir ve sodyum klorür de, çoğu iyonik bileşik gibi kristal yapıda olan bir katıdır. İleride göreceğiniz farklı tür katılar hakkındaki derslerde bu konu ile ilgili daha fazla şey öğreneceksiniz.

Kovalent ve iyonik bileşikler: moleküller ve formül birimleri

Artık hem kovalent hem de iyonik bağlarla ilgili temel bilgilerin üzerinden geçtiğimize göre birkaç önemli noktaya dikkat çekmemiz gerekir. Sadece kovalent bağlarla bir araya gelen atom gruplarına molekül dendiğini biliyoruz. Ancak molekül sözcüğünün sadece kovalent bileşikler için kullanılmadığını unutmamak gerekir. Sodyum klorür gibi iyonik bileşiklerde, önceki şekilde de gördüğümüz üzere, sodyum klorür aslında birçok sodyum ve klor iyonunun büyük bir kristal yapı olarak bir araya gelmesiyle oluştuğu için, tek bir sodyum klorür molekülü yoktur. Bu yüzden bir parça NaCl için "molekül" değil "formül birimi" terimi kullanılıyor. Formül birimlerinin moleküllerin aksine doğada tek başına bulunmadığını hatırlamakta fayda var, formül birimlerini sadece referans ve kolaylık için kullanıyoruz.
Kavram kontrolü: Hangi tür bileşikler moleküllerden oluşur: iyonik mi kovalent mi?
Tüm kimyasal bağlar elektrostatik çekime bağlıdır. Atomlar kimyasal bağlarla bir araya geldiğinde bileşik, yani iki ya da daha fazla atomdan oluşan yapılar oluştururlar. Bir bileşiğin temel oluşumu kimyasal formül kullanılarak gösterilebilir. Kimyasal formüllerde belirli bileşiklerdeki element türlerini göstermek için periyodik tablodaki semboller, her elementten kaç tane olduğunu göstermek için de alt simgeler kullanılır.
Bileşikler kovalent ya da iyonik olabilirler. Kovalent bileşiklerde atomlar yan yana iki atom çekirdeği arasında paylaşılan elektron çiftlerinden oluşan kovalent bağlar oluşturur. Kovalent bileşiklere örnek olarak amonyak verilebilir. Amonyağın kimyasal formülü NH3​start subscript, 3, end subscript'tür, bu formülden bir amonyak molekülünün bir azot atomu ve üç hidrojen atomu içerdiğini anlayabiliriz. Kovalent bileşiklerin yapısı boşluk doldurma modeli ve top-çubuk modeliyle gösterilir.
İyonik bileşiklerde, elektronlar bir atomdan diğerine aktarıldığında katyon ya da pozitif yüklü iyon ve anyon ya da negatif yüklü iyon oluşur. Bitişik katyon ve anyonların arasındaki güçlü elektrostatik çekim iyonik bağ olarak bilinir. İyonik bileşiklerin en bilinen örneği sofra tuzu olarak bilinen sodyum klorürdür (NaCl) . Kovalent bileşiklerin aksine, iyonik bileşiklerin molekülü diye bir şey yoktur. Bunun sebebi doğada NaCl'nin tek tek birimler halinde değil uzayda yer alan birden fazla Na+start superscript, plus, end superscript ve Cl−start superscript, minus, end superscript iyonlarından oluşan kristal bir yapıda bulunmasıdır. NaCl kimyasal formülü bu bileşiğin tek bir formül birimini gösterir.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir