eklem ağrısı ishal halsizlik / Baş Ağrınız Sizi Ne Zaman Endişelendirmeli? | Prof. Dr. Alev Leventoğlu

Eklem Ağrısı Ishal Halsizlik

eklem ağrısı ishal halsizlik

Mevsimsel Grip, Soğuk Algınlığı ve Covid

SARS Cov virüsü yaşamımıza girmeden önce; ateş, boğaz ağrısı, baş ağrısı, kas eklem ağrıları, vücutta kırıklık, öksürük yakınmaları ile başvuran hastalara, sadece  muayene ederek grip tanısı koymak, gerekirse ağrı kesici, vitamin desteği ve istirahat önerilerinde bulunmak, polikliniklerimizde sonbahar ve kış aylarında en sık karşılaştığımız durumlardan biriydi. Hatta pek çok hasta için grip yakınmaları başladığında bu önerileri uygulamak için hekime başvurmak bile gerekmeyebiliyordu. Yine, burun akıntısı, hafif halsizlik, yorgunlukla giden ancak yüksek ateşin, ağrıların olmadığı soğuk algınlığı (nezle) durumunda sıcak içecekler, yeterli beslenme ve istirahat, önerdiğimiz tek tedavi yöntemiydi.  Covid 19 Hastalığı, grip ve soğuk algınlığı yakınmaları olan hastaya  farklı bir bakış açısıyla yaklaşma gerekliliği yarattı. SARS Cov, pek çok farklı şikayet ve bulguyla karşımıza çıkabildiği için sadece solunum yolu hastalıkları açısından değil başka hastalıkların da ayırıcı tanısı arasında yerini aldı. Örneğin ishal, bulantı kusma, basit bir besin zehirlenmesi ya da diğer enfeksiyöz etkenler nedeniyle olabilecekken aynı zamanda Covid hastalığına ait bulgular arasındadır.

Ne Yapmalı ?

Maske kullanımı, el temizliği, kalabalık ortamlardan uzak durma, zorunlu olarak bulunulan ortak alanlarda sosyal mesafe kurallarına uyma, ortak tuvaletlerin kullanımında hijyen kurallarına maksimum dikkat bizi gerek gripten gerekse Covid 19 hastalığından koruyacaktır. Özellikle maske kullanılmayan ortak yemek alanlarının, hastalığın yayılmasındaki yeri akıldan çıkarılmamalıdır.

Kış aylarına güçlü bir bağışıklıkla girmek temel amacımız olmalıdır. Bilindiği üzre virüslerin neden olduğu hastalıkların tedavisinde antibiyotiklerin yeri yoktur.  İlaç tedavileri bazı virüs hastalıkları dışında sınırlıdır. Grip aşısı özellikle risk grubundaki hastalar için gripten korunma,  grip ve Covid 19 hastalığına aynı anda yakalanma olasılığının yaratacağı ağır sonuçlar açısından çok önemlidir.  Elbette sağlıklı beslenme, öğünlerimizin mevsim sebze ve meyvelerini içermesi güçlü bir bağışılık sisteminin vazgeçilmezidir. Yeterince sıvı tüketmek, bitki çaylarına yönelmek, koşullarımızın elverdiği ölçüde egzersiz yapmak günlük alışkanlıklarımız arasına girmelidir.

Burun akıntısı, hafif halsizlik gibi yakınmalarla sınırlı olan soğuk algınlığı (nezle)  genellikle gün içersinde kendiliğinden geriler, ağrı ve ateş beklenmez. Grip durumunda, ateş, boğaz ağrısı, baş ağrısı, kas eklem ağrıları ve geniz akıntısı nedeni ile ya da kuru öksürük şeklinde öksürüğe rastlanabilir. Daha yoğun istirahat ihtiyacı, ağrı kesici, ateş düşürücü kullanımı gerekebilir. Bağışıklık sistemi sağlıklı bireylerde grip gelişmesi durumunda hastalığın akciğerleri etkilemesi, balgam çıkarma, nefes darlığı beklenmez. Covid 19 hastalığındaysa öksürük, balgam, nefes darlığı gibi akciğerleri ilgilendiren yakınmalar kısa sürede tabloya eşlik edebilir.  Özellikle yakın zamanda Covid hastası ile temas söz konusu olduğunda hastaneye başvuruda gecikilmemelidir. Ateş, öksürük,baş ağrısı, kas eklem ağrıları gibi ortak bulgular dışında, ciltte, gözlerde kızarıklık, tat, koku alma duyusunda kayıp, ishal gibi ek yakınmalar Covid 19 hastalığını akla getirmelidir. Tanımız grip ya da Covid 19 hastalığı olsun, yakınmalar başladığı andan itibaren izolasyon ve birarada olduğumuz kişilere bulaşın önlenmesi hastalık yükünü hepimiz için azaltacaktır.

Kış Mevsiminde Sık G&#;r&#;len Hastalıkları Nelerdir?

Kış Mevsiminde Sık G&#;r&#;len Hastalıkları Nelerdir?

Image title

SOĞUK ALGINLIĞI

Soğuk algınlığıyla grip halk arasında çoğu kez karıştırılır. Soğuk algınlığı çeşitli virüsler tarafından oluşturulan hafif seyirli, üst solunum yolları bulgu ve belirtileriyle seyreden ve dünyada en fazla görülen hastalık tablosudur.

Soğuk algınlığına yaklaşık kadar virüs neden olur. Olguların üçte birinden rinovirüsler (rhin Yunanca burun) sorumludur. Bunun dışında adenovirüsler, enterovirüsler, oronavirüsler, respiratuar sinsitial virüs gibi virüsler soğuk algınlığına sebep olabilir. Diğer pek çok virüs başka organ ve sistemlerde infeksiyon meydana getirirken başlangıç dönemlerinde soğuk algınlığına benzer belirtilere yol açabilir.

Her mevsim görülebilmekle beraber en sık kış aylarında ortaya çıkar. Bunda rol oynayan en önemli risk faktörü kalabalık ortamlarda yaşamdır. Özellikle kreş ve okula giden küçük çocuklar risk altındadır.

Belirtileri:

Virüslerle karşılaştıktan 24 - 72 saat kadar sonra boğaz ağrısı, boğazda kuruluk ve kaşıntı hissinden sonra hızla burun akıntısı, burunda tıkanıklık, hapşırma, öksürük ve halsizlik meydana gelir. Başlangıçta burun akıntısı su gibi iken giderek kıvamı koyulaşır. Burundan konuşma mevcuttur. Bulaştırıcılık en fazla bu dönemdedir. Ateş özellikle yeni doğan ve çocuklarda yüksek olabilir. Gözlerde yaşarma, yanma, kulaklarda basınç hissi, tat duyusunda değişiklik diğer belirtilerdir. Hastalığın ortalama süresi bir hafta kadardır. En sık görülen komplikasyon orta kulak iltihabı ve sinüzittir. Çocuklarda zatürre ve astım ataklarında artış gözükebilir. Sürekli ve çok kıvamlı balgam üreten öksürük, nefes alırken ağrı, devamlı kulak ağrısı, şişmiş büyükçe lenf bezleri, yutkunurken zorlanma, 39 C’yi geçen ateş durumlarında mutlaka doktora başvurmak gerekir.

Tedavi:

Soğuk algınlığına birçok virüs sebep olduğundan tedavisinde belirtilere yönelik olarak ağrı kesiciler, burun akıntı ve tıkanıklığını giderici ilaçlar, öksürük ilaçları kullanılır. Tedavide antibiyotiklerin yararı olmadığı gibi solunum yollarındaki yararlı bakterileri baskılayarak zararlı bile olabilir. Aynı gerekçeyle antiviral ilaçlarda etkili değildir. Vücut bu virüslerin tümüne direnç geliştiremeyeceği için, tekrar tekrar soğuk algınlığı geçirilebilir.

Korunma yolları:

Bulaşma, hasta kişilerin öksürük ve hapşırıkla havaya saçılan damlacıkların havada asılı kalması ve hasta kişilerin salgılarıyla kirlenmiş eller ve eşyalarla direkt temas yoluyla bulaşır. Özellikle çevrede, eşyalar üzerinde günlerce canlı kalabilen rinovirüsler için direkt temas yoluyla bulaşma daha sık olarak görülür. Bu yüzden temizlik önemlidir.

GRİP

Grip yaşamı tehdit eden hastalıkların kapısını açar. Grip influenza ismindeki bir virüsün sebep olduğu, üst ve alt solunum yollarını tutan ve tüm vücudu etkileyen son derece bulaşıcı bir enfeksiyondur. Dünyanın her bölgesinde, her yaşta görülebilen bu hastalık; hasta kişilerin öksürme, hapşırma ve konuşma sırasında dışarı saçtıkları küçük damlacıklar yoluyla bulaşır. Ayrıca virüs bulaşmış ellerle temas etmek, öpüşmek, hasta veya taşıyıcı kişinin tuttuğu telefon ahizesi, kapı kolu ve havlu gibi eşyalar da hastalığı bulaştırabilir. Özellikle ev, okul, kreş, işyeri, toplu taşım araçları gibi mekânlarda hastalık kolayca bulaşabilir. Kişinin virüsle karşılaştığı sıradaki direnci güçlü ise hastalığı hafif bir ateş ve kuru öksürükle geçirebilir ancak iş ve sosyal ortamından kopmayan bu kişiler de bulaştırıcılıkta önemli rol oynarlar.

Belirtileri:

Damlacıklar yoluyla alınan virüs, solunum yollarımızdaki hücrelere yapışarak girer. Bu hücrelerimizde henüz saat sonra çoğalmaya başlar. Bir günden az bir sürede diğer hücrelere yayılırlar. Sonuçta üşüme ve titremeyle yükselen ateş, halsizlik, iştahsızlık, başağrısı, eklem ve kas ağrıları oluşur. Göz hareketleri sırasında ağrı olması tipik bir belirtidir. Gözlerde yaşarma, yanma, kuru öksürük, burun akıntısı, boğaz ağrısı gibi yakınmalar günlük ateşli dönemin sonrasında görülürler. Öksürük uzun süre seyredebilir. Çocuklarda daha yüksek ateş görülür ve bulantı, kusma, ishal, karın ağrısı gibi belirtiler görülebilir ve çocuklar daha uzun süre virüs salarlar.

Tedavi:

“Grip tedavi edilirse bir haftada, edilmezse 7 günde geçer” sözünde de anlaşılacağı üzere kendi kendine düzelebilen bir hastalık olan grip, bağışıklık sistemi güçlü olan çocuklarda endişe edilecek tablolara yol açmaz. Yatak istirahatinin yanı sıra yakınmaları hafifletmeye yönelik tedaviler, ağrı kesici ve ateş düşürücüler, burun akıntısını azaltan ilaçlar ve eğer saat içinde alınabilirse antivirus ilaçlar gribin kolay atlatılmasını sağlar. Halk arasında antibiyotiklerin gripte etkili olduğu yanlış inanışının aksine gripte, antibiyotikler solunum yollarımızdaki yararlı bakterileri baskılayarak zararlı etkilere bile yol açabilirler. Antibiyotikler hiçbir zaman hekim önerisi olmadan alınmamalıdır. Yüksek ateşin sürdüğü, balgamlı öksürüğün görüldüğü vakalarda, ardından zatürre gelişebileceği için vakit geçirmeden bir hekime başvurmak, bazen hayati önem taşıyabilir. Grip dikkat edilmediğinde ve önemsenmediğinde larenjit, farenjit, sinüzit, orta kulak iltihabı, zatürre, menenjit, beyin ve kas iltihabı gibi yaşamı bile tehdit eden hastalıklara yol açabilir. 39 C’yi geçen ateş, sürekli ve çok kıvamlı balgam üreten öksürük, nefes alırken ağrı, devamlı kulak ağrısı, şişmiş lenf bezeleri, yutkunurken zorlanma gibi belirtiler görüldüğünde ve yakınmaların geçmemesi durumunda vakit geçirmeden hekime başvurmak gerekir.

Korunma yolları:

Bu nedenle salgınlar görülmeden önce yani özellikle eylül ekim ve kasım aylarında aşı yapılması büyük önem taşır. Aşının etkisi haftalık bir sürede başlar. Aşı, 6 aydan büyük bebeklere yapılabilir. Grip virüsü her yıl kendisini değiştirdiği için bir önceki yılın aşısı bir sonraki yıl etkili olmaz ve aşının her yıl tekrarlanması gerekir.

Hastalığın gelişmesinde en önemli risk faktörleri kalabalık yaşam olması sebebiyle salgın durumlarında bu tür yerlerde çocuklarınızı bulundurmayınız. Etken olan virüs telefon, kapı kolu gibi cansız yüzeylerde uzun süre canlılığını koruyabildiği için yüzeylerin temizliğine, ortak eşya (çatal, bıçak, mendil, havlu) kullanılmamasına ve özellikle el temizliğine dikkat edilmelidir.

BRONŞİYOLİT

Bronşiyolit, akciğerlerin en küçük hava yollarından olan bronşiollerin herhangi bir nedenle tıkanması sonucu oluşan funduszeue.info sık iltihabi tıkanıklık nedeniyle oluşur. Genellikle virüs kaynaklıdır. Kış aylarında çok sık görülür. İlk  yaşta ,özellikle ilk birkaç aylık bebeklerde daha sık karşımıza çıfunduszeue.info olan çocuklarda beklenen komplikasyonlardan biridir. Gripten sonra bronşiyolit gelişimini önlemek mümkün değildir.

Belirtiler:

 Genellikle bir üst solunum yolu enfeksiyonunu takiben gelişir. Hışıltı,hızlı soluk alıp verme,solunum sırasında göğüs ve karında yükselme – alçalma ile funduszeue.info hafif ya da yüksek ateş olabilir. Ağır vakalarda tırnak yatağında ve dudakta morarmada görülebilir. Sık bronşiyolit atakları geçiren ya da bronşiyolit atakları iki yaşından sonra da devam eden çocuklar, alerji ve astım başta olmak üzere birtakım hastalıklar açısından da yakından takip edilmelidir.

Tedavi:

Hafif vakalarda ilaçlı buhar uygulanması,hışıltıyı azaltan ilaçların verilmesi ,burnun açık tutulması ve aktivitenin kısıtlanması funduszeue.info çocukların hastanede yatırılmaları funduszeue.infoiyel enfeksiyon düşünülmüyorsa antibiyotiklere de  gerek yoktur. Ağır vakalar (solunum sayısı çok fazla,morarma, kalp yetmezliği bulguları, beslenmede problem . gibi) hastanede yatırılarak tedavi edilir. Hastalık genelde günde iyileşir. Sık bronşiyolit atakları geçiren çocuklar için evde soğuk buhar üreten aletlerin bulundurulması yararlı olur.

Korunma: Bronşiyolitli çocukları sigara dumanından uzak tutmak gerekir.

KRUP ( Yalancı kuş palazı ) (LARİNGOTRAKEOBRONŞİT)

Krup, özellikle altı ay ile üç yaş arası çocuklarda sonbahar sonu, kış ve bahar aylarında görülen, virüslerin neden olduğu bir üst solunum yolu enfeksiyonudur. Bu yaş grubunda salgın şeklinde görülür. Belirtileriyle, yarattığı solunum sıkıntısı tablosuyla anne babaları korkutur. Krupta ,büyük havayollarının iltihabi reaksiyonu, özellikle ses tellerinde ödem olması ve mukus birikimi belirtilere yol açar. Küçük çocuklarda havayolları dar olduğundan solunum sıkıntısı belirtileri görülür. Aynı virüs ile enfekte olmuş büyük bir çocuk ise soğuk algınlığı belirtileri gösterebilir.

Belirtileri:

Krup belirtileri çok ani başlangıçlıdır.Özellikle geceleri başlar.Çocuk yatağa girerken herhengi bir sıkıntısı yoktur. Gece yarısı ani başlayan solunum sıkıntısı,havlar tarzda kaba bir öksürükle uykudan uyanır. Öncesinde burun akıntısı, hafif ateş olabilir. Soluk alma sırasında tipik bir ses duyulur, sesi boğuk, kabalaşmıştır. Buna stiridor denir. Eğer çocuk hırçın, huzursuz ve hava açlığı içinde ise hemen doktora başvurulmalıdır.Gündüz iyi olan çocukta ,solunum sıkıntısı birkaç gece görülebilir. 

Tedavi:

Etken virüs olduğu için virüse yönelik bir tedavisi yoktur. Bazı uygulamalarla çocuk rahatlatabili. Bunlardan en önemlisi nemli hava ve buhar verilmesidir. Evde buhar makinesi yoksa banyoda sıcak suyu açıp kapıyı kapatarak oluşan buharlı ortamda çocuğun dakika kalması sağlanır. Serin havalarda pencereyi açıp dışarının havasından nefes almasını sağlamak rahatlatıcı olur. Ateş varsa ateşi düşürücüler verilir. Dik pozisyonda oturtup, rahat nefes alması sağlanmalıdır. Ağlayıp heyecanlanınca solunum sıkıntısı funduszeue.info baba sakin olmalı ve çocuğu sakinleştirmelidir. Çocuğun bol sıvı alması sağlanmalıdır.

Bu ilk önlemlerle rahatlamayan ciddi vakalarda havayolundaki ödemi çözecek ilaçlar gerekebilir. Bu hastalığa neden olan çok sayıda virüs olduğundan krup tekrarlayabilir. Sık sık krup geçiren çocuklarda alerji veya gastroözafajiyal reflü araştırılmalıdır.

Korunma:

Çocuğu gripli kişilerden uzak tumak gerekir .

FARENJİT

Farenjit nedir?

Farenjit, farinks adı verilen boğaz kısmının iltihabıdır. Farinks, burun ve ağız boşluğunun arka tarafıdır. Farenjit ikiye ayrılır.Eğer farenjit yeni oluşmuş ve şiddetli belirtiler gösteriyorsa ve şikâyetlere neden oluyorsa buna akut farenjit denir. Ancak uzun süredir var olan ve hastada çok şiddetli olmayan şikâyetlere neden oluyorsa buna da kronik farenjit adı verilir.

Akut farenjit genelde üst solunum yolu enfeksiyonlarının bir parçası olarak görülür ve sebebi genellikle virüslerdir. Bazen bakteriler de bu hastalığa yol açabilir. Bazı kimyasal maddeler ya da tahriş edici maddelerde(alerji, geniz akıntısı, kuru ve kirli hava ) burun tıkanıklığı,aşırı sıcak ve soğuk yiyecekler,diş ve bademcik iltihapları, geniz eti, reflü(mideden asit kaçağı) sayılabilir

 Belirtileri:

Boğaz ağrısı, yutkunma zorluğu, boğazda kuruluk, yanma veya kaşınma  hissi, ateş, öksürük gibi şikâyetler ortaya çıkar. Boyunda beze, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, büyük çocuklarda baş ağrısı, halsizlik-kırgınlık ve ses kısıklığı görülebilir. Farenkste kızarıklık ve ödem göze çarpar. Geniz akıntısı, boyunda beze,burunda akıntı gibi bulgular saptanır. Genellikle herhangi bir tetkik yapmak gerekmez. Ancak, sinüzitten kuşkulanılıyorsa film çekilmesi, nadiren kan sayımı ya da kültür- antibiyogram yapılması gerekebilir.

Tedavi:

Akut farenjite virüslerin neden olduğu düşünüldüğünde antibiyotik verilmesi gerekli değildir. Ancak virüslerin yaptığı iltihaba bakterilerde eklendiği zaman antibiyotik verilir. Ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçlar,alerji düşünülen hastalarda antihistaminikler, burun açıcı spreyler, öksürük kesiciler ve büyük çocuklarda ağız gargaraları kullanılabilir.

Korunma:

Tozlu yerlerde,sigara içilen ortamlarda ve kirli havada bulunmamak, aşırı sıcak ve soğuk gıda vermemek, alerjiye neden olan faktörlerden uzak durmak, mümkün olduğu kadar kalabalık ortamda az veya hiç bulunmamak, reflü düşünülen hastalarda nedene yönelik tedavi ve korunma yöntemleri uygulanmalı

ROTAVİRÜS İSHALİ (KIŞ İSHALİ)

Kış mevsimi, bebekler ve küçük çocuklarda kusma ve ishale yol açan rotavirüsün sık görüldüğü bir dönem.Ülkemizde her mevsim görülmektedir. Daha çok kusma, ateş ve karın ağrısıyla ortaya çıkar ve bunlara sulu ishal eşlik eder. Bağışıklık sisteminde sorun olmayan sağlıklı bebek ve çocuklarda birkaç gün içinde kendi kendine iyileşen hastalığın tedavisinde esas, kusma ve ishalle kaybedilen sıvı ve tuzları çocuğa vermektir.

Bebeklik döneminin en sık ve ciddi ishal neden­lerinden birisi rotavirüstür. Hastaneye yatma gerektiren ishaller arasında da en başta gelen­lerden biridir.

Kuluçka süresi, ortalama 2 gündür, virüs alındıktan 1 -3 gün sonra belirtiler başlar. Hastalık, gün sürer. Başlangıçta, ishalin değil de kusma ve ateşin öne çıkması belirgindir. Karın ağrısı ve sulu ishal, tabloya eşlik eder. Rota virüs enfeksiyonu sonrasında tam bağışıklık gelişmez, ama hastalığın tekrarlaması durumundaki şiddeti, hiç bir zaman ilk seferindeki kadar ağır olmaz. 6 farklı alt grubu olan rotavirüsün hastalık yapanı, A, B ve C gruplarıdır.

 A grubu Rotavirüs; dünyanın her yerinde endemik olarak bulunur. Bebek ve çocukların en önemli ishal etkenidir. C grubu rotavirüs de çocuklar için tehlikelidir, ama A grubu kadar yaygın değildir. 

Rotavirüs, diğer bütün ishal mikropları gibi kaka-ağız yoluyla bulaşır. Yani,virüs bulaşmış su ve gıdanın ağız yoluyla alınması hastalığa neden olur. virüs parçacığı alınması, hastalanmak için yeterlidir. Hasta kakasında mililitrede arası virüs parçacığı bulunur. Bazen, hastalık, belirti vermeden kaka yoluyla yayılır -bir tür taşıyıcılık durumu- bu da virüsün yayılımını kolaylaştırır, iyi yıkanmayan eller, bebek bakımı sırasında alt değiştirme sonrası ellerin iyi yıkanmaması, kreş bebekleri arasında salgınlara neden olur. Rotavirüsün, gelişmiş ülkelerde de yaygın olarak görülmesi, genel temizlik önlem­leriyle pek de kolay önlenemeyeceğinin gösterge­sidir. Ülkemizin de içinde bulunduğu iklim kuşağında rota virüs, daha çok Kasım - Nisan ayları arasında hastalık yapar. Bebekler ve küçük çocuklarda daha çok görülmesine rağmen, daha hafif bir formu, erişkinde de olabilir. 

 Teşhis:

Değişik yöntemler olmakla birlikte, yaygın olarak kullananı hızlı antijen testiyle, kakada virüsün saptanmasıdır. Gıda üzerinde virüsün tesbiti mümkün değildir. 

 Tedavi:

Bağışık sisteminde sorun olmayan sağlıklı bireylerde, rotavirüs ishali, birkaç gün içinde kendi kendine düzelen bir hastalıktır, özel bir tedavisi yoktur, ancak bu hasta kendi haline bırakılır anlamına gelmez. Antibiyotiklerin, ishal kesici ilaçların, rotavirüs tedavisinde yeri yoktur. Tedavinin esası, kusma ve ishal yoluyla kaybedilen sıvı ve tuzların, ağız yoluyla hastaya verilmesidir. Ağız yoluyla gerektiği kadar sıvı verilemiyorsa, o zaman damar yoluyla aynı tedavi verilir. Bu ise çocuklarda,  hastaneye yatma anlamına gelir.

Korunma yolları:

yılında ağızdan uygulanan rotavirüs aşısı ülkemize gelmiştir 2. ve 4. ayda uygulanır. Aşı 6 hafta-6 ay arası bebeklere en az 1 ay arayla 2 veya 3 doz halinde ağızdan damla şeklinde veriliyor. Piyasada bulunan 2 farklı marka aşıdan biri 2, diğeri 3 doz olarak önerilmektedir.

 
Ne zaman doktorunuzu aramalısınız?

1. Çocuğunuz ağızdan alabildiği sıvıdan daha fazlasını, kusma veya ishal yoluyla kaybediyorsa (Bebeğiniz aşırı huysuz ve huzursuzdur.Ağlarken  gözyaşı döke­mez ve gözleri içeri çöker, dil ve dudakları kurur. Su kaybı yüzünden bıngıldağı içeri çöker, idrarı azalır ve koyu renkli gelir.)

2. Çocukta şok bulguları varsa: Çocuk dalgın, sorulara cevap vermiyor, beslenmeyi ve ağızdan sıvı almayı reddediyor,tansiyonu düşük, el ve ayakları soğuk, soluk görünüyorsa, Soluk alıp verişi ve nabzı hızlıysa, karın derisi çekilip bırakı­lınca  eski haline hemen dönemiyorsa

3. Kanlı ishali varsa 

4. Yüksek ateşle seyrediyorsa ve ishal veya kusma günde 10’dan fazlaysa

hemen çocuk doktorunuzu arayınız ve çocuğunuzu muayene etmesini sağlayınız. 

İshalli çocukları azar azar beslenmek ve sıvısız bırakmamak gerekir. Ayran, yoğurt, meyve püresi, pirinç lapası uygun olur.

ZATÜRRE (PNÖMONİ)

Dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de çocuk ölümlerinde zatürre birinci sırada yer alıyor. Özellikle 5 yaşından küçük çocuklarda kış aylarında yaygın olarak görülüyor, yaş büyüdükçe görülme sıklığı azalıyor. Görülme sıklığı yaş arasında binde ’a kadar düşüyor. Önlem alınmadığı takdirde zatürre ölümcül olabiliyor. Akciğerdeki hava keselerinin iltihap ve sıvı ile dolması neticesinde kana oksijen ulaşamadığı için vücut hücreleri düzenli çalışamaz. Akciğerlerde ciddi bir enfeksiyona yol açması nedeniyle zatürre ölümcül sonuçlar doğurabilir. Bakteriler, virüsler ve mikoplazmalar ile iltahaba sebep olan mikroplar, mantar vb. çeşitli kimyasal maddeler hastalığa neden olabilir.

Belirtileri:
Ani ve şiddetli ataklarla gelen kuru öksürük; ateş ve titreme; bulantı ve kusma; halsizlik görülür. Bu şikâyetlerin üç günden fazla sürmesi, çocuğun hızlı ve sıkıntılı soluk alıp vermesi durumunda hemen bir sağlık kuruluşuna başvurulmaldır.

Tedavisi:

Genç, bağışıklık sistemi güçlü kişiler ile erken tanı konulan vakalarda ayrıca enfeksiyonun lokal olduğu kişilerde tedaviye yanıt alınmaktadır. Doktorun önerisiyle uygun antibiyotik belirlenerek; hastalığın seyrine göre kullanılmaktadır. İyi bir terleme ve gereken durumlarda oksijen alımı ile destek tedavisi sağlanır. Yakınmalar, 7 ilâ 10 gün içerisinde azalsa da tamamen iyileşme sağlanması haftalar sürebilir. Hastalığın tekrarını önlemek için yeterli sürede istirahat gerekir.

Korunma yolları:

Zatürre genel olarak korunulabilir ve önlenilebilir bir hastalıktır. Bebeklere anne sütü verilmesi çok önemlidir. Anne sütü, bebeklerin bağışıklık sistemini güçlendirir. Birçok hastalığın zatürreye yol açtığından çocuklara hastalığa karşı kızamık, boğmaca ve tüberküloz aşıları yapılmalıdır. Zatürrenin erken tanı ve etkin tedavisi, hastalığın gidişatının kötü olmasını engeller.

AKUT BRONŞİT

Akut bronşit tedavi edilmezse zatürre gelişebilir. Bronşit, bronş adı verilen hava yolarında salgı artması ve diğer değişimlikler ile ortaya çıkan inflamasyondur. En sık rastlanan tipleri, akut ve kronik bronşittir. Akut bronşit hava yollarının salgı zarlarının yangısıdır.

Akut bronşit çoğunlukla bakteriler ve/veya virüslere bağlı olarak ortaya çıkar. Genellikle günlük aktiviteleri kısıtlamayacak şekilde hafif seyreder ve tamamen geçer. Akut bronşit üst solunum yollarının viral enfeksiyonlarından ya da soğuk algınlığından sonra görülür. Kronik sinüzit ve/veya alerjisi olan hastalarda da görülmekte olup; hastalığın ardından zatürre gelişebilir.

Belirtileri:


Burun akıntısı görülür. Çocukta halsizlik ve titremenin yanı sıra hafif ateş baş gösterir. Kaslarda ağrı vardır. Boğaz ağrısının ardından kuru öksürük ortaya çıkar. Daha sonraları balgam oluşur.
Akut bronşit tanısı, hastalığın öyküsünün alınması ve fizik muayene ile koyulmaktadır ancak tanıyı kesinleştirmek için akciğer grafisi, kan tahlilleri, kandaki oksijen miktarının ölçülmesi, burun / boğaz salgısından kültür alınması ve akciğer fonksiyon testlerinin yapılması gerekir.

Tedavisi:

Tedavi; hastanın yaşı, genel sağlık durumu, tıbbi geçmişi, ilaçlara karşı toleransıla hastalığın diğer hastalıklar üzerine oluşabilecek etkisi göz önünde bulundurularak düzenlenir. Akut bronşit çoğunlukla virüs enfeksiyonlarına bağlı oluştuğundan, antibiyotik tedavisi genellikle gereksiz olup; destek tedavisi yeterlidir. Ateş düşürücüler ve ağrı kesiciler, öksürük şurupları verilmeli ve sıvı alımının artması sağlanmalıdır.


SİNÜZİT

Sinüzit baş ağrısına neden olabilir ancak günlük yaşamda karşılaşılan baş ağrılarının küçük bir kısmını sinüzitler oluşturur. Kafatasının daha çok ön bölümüne bulunan içi hava dolu boşluklar olan sinüslerin görevlerini normal olarak yerine getirebilmesi için kanalların açık, salgı yapısının normal ve bunları taşıyan tüylü hücrelerin de sağlıklı olması gerekir. Sinüslerden biri, birkaçı ya da hepsinin iltihaplanması durumunda da sinüzit meydana gelir.

Belirtileri:

Yüzde ağrı görülür, burun tıkanır, iltihaplı akıntı vardır, koku alma bozukluğu ortaya çıkar. Ağız kokusu başlar. Dişlerde ağrının yanı sıra öksürük, ateş ve halsizlik gibi belirtilerle karşılaşılır.

Sinüziti diğer hastalıklardan ayıran belirtiler ise şunlardır: Sinüzit nadir olarak bronşitle bir arada görünebilir. Burun ve sinüslerdeki dolgunluk ve tıkanıklıkta olduğu gibi baş ağrısını da sinüzit olarak yorumlanabilir. Sinüzite bağlı baş ağrıları, tipik olarak soğuk algılığı ile burun tıkanıklığının arkasından gelir. Sinüzitte daha çok alın, göz çevresi ve yüzde ağrı oluşmakta ve ağrı yere eğilmekle birlikte artar. Sinüzitte burun akıntısı, hem yapışkan hem de iltihap nedeniyle sarımsı yeşil renkte olabilir. Alerjik burun hastalıklarında ise akıntı, bol miktarda ve su gibidir. Sinüzit nadiren komşu olduğu göz ve beyinde enfeksiyonlara neden olabilir.

Koruyucu mekanizmaların bozulması sonucu sinüzit baş gösterir. Bu mekanizmaların en önemlisi tüylü hücrelerin yaptığı temizliktir. Hücrelerin çalışması daha çok soğuk algınlığı denilen virüslerle bulaşan hastalıklar sırasında bozulmakta; bu esnada ayrıca sinüslerin içini döşeyen örtü de kalınlaşır. Bu durum, sinüslerin burunla bağlantısını sağlayan kanalların tıkanmasına yol açar. Tıkanıklığın ardından bakteriler sinüs içerisinde çoğalarak, sinüzite neden olur. Her zaman bakteriler ile oluşmayan hastalığa, virüsler ve mantarlar da neden olabilir.

Özel durumlarda sinüs kanallarından gelen akıntı, bakteri araştırması için laboratuvara gönderilebilir. Şikâyetlerin iki ay kadar devam etmesi veya sık sık tekrarlanması durumunda ise kronik sinüzit söz konusudur. Bu durumda sinüslerin yapısını ve hastalık nedenlerini ayrıntılı olarak görebilmek için bilgisayarlı tomografi tetkiki yaptırılmalıdır.

Tedavisi:

Sinüzit tedavisinde; sinüslerin havalanmasını kolaylaştıran dekonjestanlar (tablet, süspansiyon ve burun damlası şeklinde) ile antibiyotikler kullanılır. Eğer belirlenen durumun ilaçlarla tedavisi mümkün olmayacaksa; cerrahi tedavi önerilir. Son zamanlarda yaygın olarak kullanılan Fonksiyonel Endoskopik Sinüs Cerrahisi (FESS), kronik sinüzitlerin tedavisinde eskiye oranla daha başarılı sonuçlar elde ediliyor.

Korunma:

LARENJİT (YALANCI KRUP)


Her yaşta görülebilen larenjit, gırtlağın ve ses tellerinin iltihaplanması olarak tanımlanıyor. Virüs ve mikrobik nedenlerden kaynaklanan çeşitleri bulunan larenjit, çocukları ciddi solunum zorluğuna sokabiliyor. 

Belirtileri: “Yalancı krup” da denilen larenjit gece aniden başlıyor, çocuk nefes almakta büyük zorluk çeker. Virüs kaynaklı larenjit ise başlangıçta yalancı kruptan daha hafif görülür, ama hastalığın gelişmesi çok daha ciddi olur. Mikropların neden olduğu larenjitte ise ateş oldukça yükselir ve çocukta yutma ve nefes alma zorluğu başlar. Tablo ise giderek ağırlaşır. 

Tedavi: Hastalığa bakterinin mi, yoksa virüsün mü neden olduğunu anlamak için laboratuvar muayenesinin yapılması gerekir. Bakteriden olduğu saptanırsa antibiyotik tedavisi uygulanır. Eğer larenjitin nedeni virüsse, ilaç tedavisi yerine çocuğunuza ılık ve rahatlatıcı sıvılar içirmeniz iyileşmesini kolaylaştırır.



ASTIM
Astım, solunum yoluna giren havanın içindeki çeşitli alerjik maddelere tepki olarak ortaya çıkar. Solunum güçlüğüne neden olur. Çocukluk ve ergenlik dönemlerinde ortaya çıkabilen astım, süt çocuklarında tetikleyen en önemli olay ise grip ve nezle gibi üst solunum enfeksiyonlarıdır.      

Belirtiler: Çocuklarda çoğu zaman alerjik olarak ortaya çıkan astım, kesik kesik öksürmelerle başlıyor ve zamanla nefes alma güçlüğüne dönüşüyor. Şikayetler tıkanmalar, şiddetli öksürük ve yorgunluk olarak devam ediyor.   

Tedavi: Astımın tedavisi erken teşhis edildiği sürece güç değil. Sprey ya da toz halindeki ilaçların akciğere hava yolu ile verilebilmesi için özel araçlar geliştirilmiş durumda. Solunum yollarına çekilerek alınan bu ilaçlar bronşlara ve küçük hava yollarına giderek solunumu kolaylaştırıyor.


ORTA KULAK İLTİHABI

Orta kulak iltihabı daha çok altı aylık bebekler ile üç yaş arasındaki çocuklarda görülür. Orta kulak iltihabı, kulaktaki östaki borusunun görevini yapamamasıdır. Orta kulakta bakteriler çoğalır, üst solunumu yolları hastalıkları, alerji ve bağışıklık sistemindeki yetersizlikler gibi nedenlerle ortaya çıkar. Genellikle nezle, grip ya da boğaz enfeksiyonunun takipçisidir, bu rahatsızlıkları takiben bir hafta içinde meydana gelebilir. İltihaplanma beslenme ve yutkunma sırasında ağrıya neden olur.  

Belirtileri:

Kulak ağrısı en büyük belirtidir. Üst solunum yolarından kaynaklanan iltihaplanmalarda burun akıntısı ve öksürük gibi yakınmalar da ortaya çıkar. Ateş görülür. İşitme azlığı ortaya çıkar. Enfeksiyonun ilerlediği durumlarda kulak zarının hasar gördüğü için sarı renkli bir iltihabi akıntı dış kulak yoluyla dışarı çıkar.
 
Tedavi:

Antibiyotik kullanılır. Tedavi en az 10 gün devam etmelidir. Doktor eğer gerekirse kulak zarından girerek iltihabı boşaltır , bu da çocuğu bir nebze olsun rahatlatır.

 MENENJİT 

Beyin zarının iltihaplanması olan menenjit, mikropların çeşitli yollarla beyin-omurilik sıvısına girmesiyle meydana gelir. Virüs ya da bakteriler menenjite yol açar. Eğer menenjik virüs kaynaklıysa buna viral menenjit denir. Daha sık görülen viral menenjit daha az tehlikelidir. 
Meningokok türü bakterilerin neden olduğu menenjit ise salgınlara neden olur. Diğer bir menenjit türü olan Hemofilus influenz menenjiti ise daha çok dört yaşın altındaki çocuklarda görülür.

Menenjit, genellikle tedavi edilen bir hastalık olmasına karşın tanı geç konulursa hastalık sonrası sakatlıklar görülebilir ya da hastalık ölüme neden olur. 

Belirtileri:

Viral menenjit şiddetli baş ağrısıyla seyreden hafif bir nezleyle ortaya çıkar. Antibiyotik tedavisinin gerek duyulmadığı bu menenjit türünde iyi bir bakım iyileşmek için yeterlidir. Ancak meningokok menenjitin çok ağır olan ilk çeşitidi baş ağrısı, yüksek ateş, kas ve eklem ağrıları, ensede sertlik ve bütün bedende çürüğe benzer morluklarla belirlenir. Kısa zamanda ölüme yol açar. Bu nedenle bu vakada acil tedavi önemlidir. İkinci ve daha sık görülen tipinde ilik iki gün nezle görülür, ardından şiddetli baş ağrısı, kusma ve döküntü gibi ağır belirtiler nükseder. 12 ayın altındaki bebeklerde ateş yerine vücut ısısında düşme göze çarpar. Bebek huzursuzdur, bıngıldağı şişer, meme emmek istemez ve dikkat çekecek kadar huzursuzdur.

Tedavi:

Belirtiler görülür görülmez mutlaka doktora gitmek gerekir. Meningokok menenjitinde  penisilin, Hemofilus influenz menenjitininde ise antibiyotikler kullanılır. Ayrıca hemofilus influenz mikrobunun aşısı karma aşıyla birlikte 2- ve aylarda yapılabilir. 

Üşütme Belirtileri Nelerdir?

Üşütme, genellikle havaların soğuması ile kişilerde; burun akıntısı, boğaz ağrısı, ateş ve ishal gibi belirtilerle ortaya çıkabilir. Günlük hayatta da çok fazla karşılaşılan soğuk algınlığı ve grip benzeri şikayetlerdir. Bu rahatsızlığı yaşayan kişilerin ev ortamında yapabileceği ve üşütmeye iyi gelen birçok yöntem bulunmaktadır. Nane-limon, ballı zencefil gibi evde hazırlayabileceğiniz doğal tedavi yöntemleri ile bu hastalığın etkilerinden kurtulmak mümkün olabilir.

Kadın, erkek, çocuk fark etmeksizin herkeste görülebilen bu hastalığın belirtileri, kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Birtakım hastalıklarla ve soğuk algınlığı gibi belirtiler ile kendini gösterse de zaman içerisinde önemli sağlık sorunlarına yol açabilecek durumlara gelebilir. Üşütme belirtileri şu şekilde sıralanabilir:

  • Burun akıntısı veya tıkanıklık
  • Boğazda ağrı olması
  • Baş ağrısı
  • Ateş
  • Hapşırma ve öksürme
  • Halsizlik, yorgunluk 
  • İshal
  • Karın ağrısı
  • Eklemlerde ve kaslarda oluşan ağrılar

Ayrıca bazı kişilerde; nefes almada sorun, göğüste ağrı, yüksek ateş, çok fazla halsiz olma, yoğun kas ve eklem ağrıları gibi şikayetlerin görülmesi, farklı rahatsızlık ve hastalıklara yol açabileceği için kişinin zaman kaybetmeden uzman bir doktor tarafından muayene edilmesi gerekmektedir.

Üşütmeye Ne İyi Gelir?

Genellikle sonbahar ve kış aylarında soğuk havaların etkisiyle ortaya çıkabilen bir rahatsızlıktır. Kişi soğuklara karşı kendisini koruyarak bu hastalığa yakalanma riskini en aza indirebilir. 

Bu durumu yaşayan kişilerin kendi kendine yapabileceği ve hastalığın iyileşmesini sağlayacak birtakım öneriler ve tavsiyeler bulunmaktadır. Kişi bol bol su ve sıvı tüketmeli, sıcak çay, bitki çayları, çorba tüketebilir. Tuzlu su ile gargara yapılmalı, hastalık dönemlerinde sindirimi kolay yiyecekler alınmalı ve istirahat edilmelidir.

Bazı durumlarda kendiliğinden düzelmeyen ve iyileşme göstermeyen bu rahatsızlığın belirtileri ve etkisi uzun süre devam etmesi halinde kişi, uzman bir doktor tarafından muayene edilmelidir. 
Genellikle ciddi bir soruna yol açmayan bu hastalık kısa bir süre içerisinde kendiliğinden de geçebildiği gibi evde ya da iş ortamında hazırlanabilen bazı doğal yöntemlerle de iyileşme görülmektedir. “Üşütmeye ne iyi gelir?” Sorusuna yönelik yapılabilecek doğal tedavi yöntemleri şu şekildedir:

  • C vitamini
  • Bitki çayları
  • Nane limon karışımı
  • Tarçınlı ve ballı süt
  • Ballı zencefil
  • Ihlamur çayı
  • Boğaz pastilleri
  • Zencefil tarçın
  • Tavuk ve paça çorbası

Bebeklerin, çocukların ve yaşlıların bağışıklık sistemi sağlıklı ve normal kişilere oranla düşük olduğu için üşütme, nezle, grip ve soğuk algınlığı gibi hastalıklara yakalanma riskleri daha fazladır. Bu durumda bu kişilerin bağışıklığını güçlendirmek için düzenli ve ölçülü bir şekilde C vitamini tüketmeleri gerekmektedir. Bebeklerin ilk 6 ay anne sütü alması bağışıklık sistemine çok fayda sağlamaktadır. 

Üşütme Neden Olur?

Genellikle kişilerin bağışıklık sisteminin zayıflaması ile mikroplara karşı direncin düşmesi durumunda bu hastalık görülmektedir. Bu gibi durumlara bağlı olarak burun akıntısı, geniz akıntısı, burun tıkanıklığı ve baş ağrısı ortaya çıkmaktadır. Enfeksiyona bağlı maddeler kana karıştığı sırada vücut sistemi, bu maddelerle savaşmak ve mücadele etmek için ısıyı artırır ve ateş yükselir. Kana salgılanmış olan maddeler vücutta bazı belirtilere yol açmaktadır. 

Bu belirtiler; halsizlik, yorgun hissetme, eklemlerde ağrı, kaslarda ağrı gibi belirtilerdir. Diyabet, böbrek hastalıkları, böbrek yetmezliği gibi kronik hastalıkların meydana gelmesi durumunda da kişinin vücudunda yoğun derecede halsizlik ve yorgunluk belirtileri oluşabilmektedir.

Bu rahatsızlığın ortaya çıkmasında en çok karşılaşılan durum soğuk algınlığıdır ve bu durumun oluşmasında görülen belirtiler, bağışıklık sistemi tarafından kontrol altına alınmaktadır. Bunlarla beraber, iyileşmenin tamamen oluşmadığı ve tedavinin eksik olduğu zamanlarda soğuk algınlığına eşlik eden farklı rahatsızlıklar ve enfeksiyon durumları meydana gelebilir. Bu durumlar şu şekildedir: 

  • Orta Kulak İltihabı: Vücut salgılarının artması ile birlikte vücut boşluklarında sıvı oranı da artmaktadır. Artış ile birlikte biriken sıvılar üzerinde ikincil enfeksiyonların oluşması kolaylaşır. Orta kulak iltihabı oluşması durumunda kişide; aşırı kulak ağrısı, yüksek ateş, kulakta dolgunluk, duymada zorlanma gibi semptomlar görülebilir. 
  • Sinüzit: Orta kulak iltihabına benzerlik göstererek, sinüs boşluklarında sıvı artışı üzerine ikincil enfeksiyonların oluşması durumunda sinüzit meydana gelmektedir. Sinüzit durumunun oluşması ile birlikte kişide; aşırı ve yoğun baş ağrısı, baş dönmesi, yüksek ateş ve geniz akıntısı görülmektedir.
  • Alt Solunum Yolu Enfeksiyonu: Üst solunum yolunda enfeksiyon gelişimi alt solunum yolu üzerinde görüldüğünde ve ikincil enfeksiyonların etkileri üzerine zatürre olarak da adlandırılan akciğer enfeksiyonları meydana gelebilir. Bu durumu yaşayan kişilerde; öksürme problemler, nefes almada zorluk, göğsün daralması ve ağrıması, ateş gibi belirtiler görülebilir. 
  • Astım: Alt solunum yollarında iltihap oluşması ve tepkimeler nedeniyle akciğerin hava yolu olarak adlandırılan bronşlarda daralma oluşabilir. Kişi nefes almada zorluk yaşayabilirken, öksürük ve farklı astım ataklarının gelişmesi kolaylaşır.

Belirtiler çoğunlukla kendi içerisinde sınırlı derecede olsalar bile farklı özellikler taşıyan gruplarda aşırı bir hal alabilir ve önemli bir hastalık tablosu oluşturabilir. Bu nedenle, aşağıda belirlenen gruplarda bu rahatı belirtileri görülmesi halinde zaman kaybetmeden bir uzman doktora görünerek muayene olunmalı ve tedaviye başlanmalıdır. Tedavinin ertelenmesi sonucunda ciddi sorunlar ortaya çıkabilir. Belirlenen gruplar şu şekildedir:

  • Bebeklerde ve küçük çocuklarda solunum yolları kısa ve dar olduğu için bu rahatsızlıklar sonucunda zatürre gibi birtakım önemli enfeksiyonların oluşmasına neden olabilir.
  • Bağışıklık sistemi farklı nedenlere bağlı olarak düşük olan bireylerde görülen belirtiler önemli hastalıklara neden olabilir. Şeker hastalığı olan ve bağışıklık baskılayıcı ilaçlar alan kişilerin daha dikkatli olmaları gerekmektedir.
  • Dönemsel olarak grip ve zatürreye neden olan mikroorganizmalar soğuk aylarda salgına neden olabilir. Bu dönemlerde görülen belirtilerde daha dikkatli olunmalı ve tedaviye önem verilmelidir. 
  • Tütün tüketimi solunum yolları üzerinde ciddi zararlar verdiği için üşütme belirtilerinin artmasına neden olabilmektedir. 

Üşütme Nasıl Geçer?

Üşütme hastalığında kişinin bol sıvı tüketmesi çok önemlidir. Başta su olmak üzere, nane-limon, ballı zencefil, ıhlamur gibi fayda sağlayacak bitki çayları ve C vitamini içeriğine sahip meyve suları tüketmek önemlidir. 
Hastalık dönemlerinde vücut direnci düşebileceği için kişi yemek yemelidir. Bu nedenle öncelikle çorba tüketilmelidir. Tavuk çorbası, paça ve yapımında kemik suyu kullanılan çorbalar vücudun direncini artırır. 
Özellikle boğaz ağrısı yaşayan kişiler tuzlu su veya sirkeli su ile gargara yapabilir. Bu durum boğazda meydana gelen mikropların giderilmesine katkı sağlar. Ayrıca istirahat edilmeli ve dinlenmeli. 

Üşütmenin Tedavisinde Neler Yapılır?

Soğuk algınlığı olarak da bilinen bu rahatsızlığın tedavisinde, özellikle belirtilerin kaybolması üzerine bir tedavi yöntemi uygulanmaktadır. Birtakım şikayetlerin oluşması durumunda kendini gösteren hastalık, farklı sorunlara ve ciddi hastalıklara neden olabileceği için kişide belirtiler oluşması durumunda vakit kaybetmeden bir uzmana görünmeli ve tedavi edilmelidir. Doktor tavsiyesi üzerine verilen bazı ilaçlar, ateş düşürücüler ve gargaralar bulunmaktadır.

Doktor muayenesi sonucu ve doktorun tavsiyesi üzerine, burun tıkanıklığı yaşayan ve geniz akıntısı olan kişilere bu durumun giderilmesi için dekonjestan ilacı verilebilir. Ateş sorunu ve ağrıları bulunan kişilere ise antiinflamatuarlar, ateş düşürücü ilaçlar, iltihaplanmanın giderilmesi için antiseptik içerikli ağız gargaraları verilebilir. 

Soğuk algınlığının altında yatan nedenler arasında viral enfeksiyonlar daha sık görüldüğünden antibiyotik tedavisi çok fazla tercih edilmemektedir. Ancak, soğuk algınlığında ikincil enfeksiyonun oluşması durumunda antibiyotik tedavisi uygulanabilir. Belirtilerinin giderilmesinde ilaç tedavisine ilave olarak, birtakım yaşam tarzı farklılıklarına gidilmesi de çok fazla etkilidir. 

Üşütme Ne Kadar Sürer?

Yakınmalar çoğunlukla bir hafta sürmektedir. İlk 2 gün içerisinde şiddeti artar ve daha sonra düzelme başlamaktadır. Tam olarak iyileşme 2 haftayı bulabilir. Görülen belirtiler kişinin hayat kalitesini etkileyecek seviyelere ulaşabilir.

Üşütmeye Duş İyi Gelir mi?

Hastalığın oluşması durumunda kişide ateş, halsizlik, eklem ağrıları gibi belirtiler görülebileceği için hasta, ılık bir banyo yaparak vücut sıcaklığını düşmesini sağlayabilir. Duş ardından kişide rahatlama görülebilir.

Üşütmeye Bağlı İshale Ne İyi Gelir?

Probiyotik bakteriler taşıyan yoğurt, ayran, kefir gibi gıdalar üşütmeye bağlı enfeksiyon sorunlarını ve ishali önlemede yardımcı olmaktadır. Ayrıca haşlanmış patates ve pirinç tüketmek de üşütmeye bağlı ishale iyi gelir.

Güncelleme Tarihi: 26 Ekim

Yayınlama Tarihi: 19 Ekim

Sayfa içeriğinde yer alan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. İlgili sayfada tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğeler yer almamaktadır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Anadolu AjansıAnadolu Ajansı

İSTANBUL(AA) - FURKAN GENÇOĞLU - Medipol Mega Üniversite Hastanesi Fiziksel Tıp Rehabilitasyon Bölümü Doktor Öğretim Üyesi Mehmet Ağırman, nefes darlığı, tat alamama, yaygın ağrı, kol ve bacaklarda sızı, cilt bulguları, ishal gibi şikayetlerin de Kovid'un habercisi olabileceğini belirterek, 'Ancak bu şikayetleri oluşturabilecek tek hastalığın da Kovid olmadığını bilmemiz gerekiyor. Yaygın ağrı, halsizlik, yorgunluk gibi spesifik olmayan şikayetler hastalarımızı 'acaba Kovid miyim?' endişesine düşürebilir. Ağrı, birçok hastalığın ön bulgusu olarak vücudun bir nevi alarm sistemidir.' dedi.

Ağırman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son ayları oldukça endişeli geçirmeye neden olan Kovid'un belirti ve bulgularının her hastada farklı şekilde ortaya çıkabileceğini söyledi.

Ağırman, 'Yıllardır karşılaştığımız birçok hastalığın bilinen belirti, muayene bulguları ve laboratuvar sonuçları arasındaki ilişkiyi Kovid hastalığında kuramamamız biz hekimleri de her başvuran kişiye olası vaka ihtimali ile yaklaşmaya itiyor. Aynı durum maalesef hastalarımız için de geçerli.' diye konuştu.

Kovid hastalarının çoğunun, hafif ve orta düzeyde semptomlar geliştirdiğini, bazen asemptomatik olarak hastaneye başvuru bile yapmadan hastalığı geçirebildiğini ifade eden Ağırman, şöyle dedi:

'Tipik olarak beklenen ateş, kuru öksürük ve yorgunluk semptomlarının dışında da birçok farklı semptom ile hastalık kendisini gösterebiliyor. Nefes darlığı, tat alamama, yaygın ağrı, kol ve bacaklarda sızı, cilt bulguları, ishal gibi şikayetler de bu hastalığın habercisi olabiliyor. Ancak bu şikayetleri oluşturabilecek tek hastalığın da Kovid olmadığını bilmemiz gerekiyor. Özellikle yaygın ağrı, halsizlik, yorgunluk gibi spesifik olmayan şikayetler hastalarımızı 'acaba Kovid miyim?' endişesine düşürebilir. Ağrı, birçok hastalığın ön bulgusu olarak vücudun bir nevi alarm sistemidir.'

- 'Ayırıcı tanıda mutlaka geniş bir pencereden bakmak gerekir'

Mehmet Ağırman, romatizmal hastalık, kireçlenme, fıtık, kas veya eklem kaynaklı problemlerin vücutta ağrılara sebep olabileceğini belirterek, 'İç organlarımızdaki hastalıklar da yansıyan ağrılara neden olabilir. Ayırıcı tanıda mutlaka geniş bir pencereden hastalığa bakmak gerekir. Ağrının süresi, karakteri, hangi durumlarda artıp hangi durumlarda azaldığı, eşlik eden başka bir şikayetinin olup olmaması, kişinin daha önceki hastalıkları irdelenmelidir. Hastaya düşen en önemli görev, kendi tanısını kendisi koymadan, devam eden şikayetlerde bir hekime başvurmasıdır. Hekime düşen görev de hastanın öyküsü, muayenesi ve gerekirse testleri ile en doğru tanıyı koyması ve tedavisini sürdürmesidir.' şeklinde konuştu.

Ağrının ayırıcı tanısında, birçok hastalık ve gündem itibarıyla Kovid hastalığı düşünülse de halen toplumda görülen en sık ağrı kaynağının kas-iskelet sistemi olduğunu vurgulayan Ağırman, şu değerlendirmelerde bulundu:

'Bel-boyun ağrıları, fibromiyalji hastalığı sıklıkla karşılaşılan durumlardır. Yaygın kas ağrısı ile giden fibromiyalji hastalığı da toplumun yüzde 'sini etkiler ve çoğunluğunu yaş arası kadın hastalar oluşturur. Romatizmal hastalıklar, bakteriyel veya Kovid gibi viral enfeksiyonlar da yaygın ağrıya neden olabilir. Literatürde sadece bel ağrısı ile başlayan Kovid hastaları dahi bildirilmiştir. Kas-iskelet sisteminin ağrılı durumlarını bu hastalıklardan ayırt etmek gerekir. Yaygın ağrı ile birlikte enfeksiyon bulgularının olmaması, yorgunluk, uyku bozuklukları ve duygu durum bozukluklarının varlığı fibromiyalji lehine değerlendirilir.

İş gücü kaybı, yaşam kalitesinde bozulmaya neden olan fibromiyaljide temel hedef, ağrının ortadan kaldırılmasıdır. Enfeksiyon hastalıklarında dinlenme önerilirken, fibromiyalji hastalarında bunun tam tersi olarak orta-yüksek yoğunluklu egzersizler önerilir. Sonuç olarak, hekiminiz muayene ve laboratuvar tetkikleri ile diğer hastalıkları ekarte ederek etkin tedavinizi planlayabilir.'


nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası