25 tane atasözü / 20 tane atasözü cümlesi, 25 tane atasözü ve anlamları kısa

25 Tane Atasözü

25 tane atasözü

Atasözleri ve anlamları (kısa) tane, çok kullanılan atasözlerinden derlenen tane atasözü ve anlamları.

Atasözleri ve Anlamları (Kısa) Tane

Atasözleri ve Anlamları (Kısa) Tane

A ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Aç ayı oynamaz: Bir insandan ya da herhangi bir canlıdan iş bekleniyorsa ona mutlaka emeğinin karşılığı verilmeli, iş yapması bekleniyorsa tüm ihtiyaçları karşılanmalıdır.

Açık yaraya tuz basılmaz: Üzüntü duyan kişiye acısı geçemeden daha üzüntülü bir haber vermek uygun değildir.

Ağaç yaş iken eğilir: İnsanların eğitimi küçük yaşlarda verilmelidir. Belirli bir yaştan sonra bir insanı eğitmek zordur. Nasıl bir ağaç büyüdükçe onu eğmesi, şekle sokması zorsa, insanları da büyüdükten sonra eğitmek, terbiye vermek, fikirlerini değiştirmek zordur.

Ak akçe kara gün içindir: Helal yolla edinilmiş her kazanç, dar zamanlarımızda kullanmak, sıkıntılarımızından kurtulmak, dara düşmeden ihtiyaçlarımızı karşılamak içindir. Zamanında kazanılıp biriktirilmiş kazancımızı sıkıntıya düşmemek için harcamaktan çekinmememiz gerekir.

Akıl akıldan üstündür: İnsanın düşünemediğini bir başkası düşünebilir. Bir konuya ne kadar hakim olunursa olunsun, o konu hakkında başkalarının fikrini de almak fayda getirir.

Acele işe şeytan karışır: Hiç düşünmeden hızlıca alınan kararlar hayırlı bir sonuca ulaşamayabilir.

Altın yere düşmekle pul olmaz: Değeri olan, saygı gören kişi, bulunduğu makamdan daha aşağı bir makama gelse bile değerinden bir şey kaybetmez.

B ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Balık baştan kokar: Bir yerdeki her şey düzensiz ve bozuksa, bunun suçlusu o yerin ileri gelenleri, o yeri yöneten kişilerdir. Yöneticilerin niyetleri bozuksa, o yerde de bozulmalar meydana gelir.

Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur: İlgi gösterilen, bakılan yerler bir gün fayda sağlar. İlgi gösterilmeyen, bakılmayan yerler ise zamanla kullanılamaz hale gelir.

Besle kargayı, oysun gözünü: Hak etmedikleri halde birine iyilik yapılması, iyi davranılmasına karşılık o insandan fenalık, nankörlük görülmesi durumunda bu atasözü kullanılır.

Bir elin nesi var, iki elin sesi var: İnsanın tek başına gücü oldukça sınırlıdır. Bazı işlerin üstesinden tek başına gelinemez. Böyle hallerde insanlar birlik içinde davranarak birlikte hareket edip o işin üstesinden gelebilirler.

Başa gelen çekilir: Bütün uğraşlara, gayretlere rağmen istenilen sonuca ulaşılamazsa bunu kabul etmek, sabır göstermek gerekir.

Bugünün işini yarına bırakma: Her şeyi vaktinde yapmak, ertelememek gerekir.

C &#; Ç ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Can boğazdan gelir: Canlıların yaşaması için yiyip içmeye ihtiyaçları vardır. Eğer beslenmezlerse ölürler. Sağlıklı ve dinç olarak yaşamak için iyi beslenilmelidir.

Can çıkmayınca huy çıkmaz: İnsanlar alışkanlıklarından hayatı boyunca kolay kolay vazgeçmez.

Çam sakızı, çoban armağanı: İnsanlar arasında hediyeleşmek çok hoş bir davranıştır. Hediyeleşmek insanları mutlu eder. Bazı insanlar maddi durumları nedeniyle pahalı hediyeler alamazlar. Böyle durumlarda bu atasözü kullanılır.

Çivi çiviyi söker: Güç bir işle başa çıkmak için aynı kuvvette bir çözüm kullanılır.

Çıkmadık candan umut kesilmez: Bir iş henüz sonuçlanmamışsa, sonuçlanana kadar yapılacak şeyler mutlaka vardır. Sonuca kadar umut etmekten vazgeçmemek gerekir.

D ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Damlaya damlaya göl olur: Küçük ve önemsiz görülen şeyler zamanla birikerek büyük ve önemli olurlar.

Davulun sesi uzaktan hoş gelir: Olayların içinde olmayan, dışarıdan seyreden kişiler için yorum yapmak, eleştirmek çok kolaydır. Olaylardaki sorunları görmezler, kendilerine göre değerlendirirler.

Denize düşen yılana sarılır: Tehlike veya çaresizlik içinde olan kişiler bu durumdan kurtulmak için yine tehlikeli şeylerde çözüm arar ya da istemedikleri şeyleri yapmak zorunda kalırlar.

Deliye her gün bayram: Hiçbir şeyle ilgilenmeyen, hiçbir şeyi kendine dert edinmeyen, istediği yerde dolaşıp dilediği işi yapan delinin bütün günleri bayram coşkusu ve özgürlüğü içinde geçer.

Dinsizin hakkından imansız gelir: Ahlaksız, kötü, insafsız, acımasız bir kimseyi ancak ondan daha kötü bir kimse alt edebilir.

Dostun attığı taş baş yarmaz: Yakın arkadaşlardan gelen eleştiriler insanı gocundurmaz, incitmez.

E ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Elçiye zeval olmaz: İki taraf arasında iletişimi sağlayan kişi bu görevini yerine getirirken söylediği sözler ne kadar kötü olursa olsun, bu sözlerden dolayı sorumlu tutulamaz.

El elden üstündür: Herkesin yeteneği farklı farklıdır ve bu yetenekler diğerlerinden daha iyi olabilir. Bu nedenle insan kibirlenmemelidir.

El yarası geçer, dil yarası geçmez: İnsan vücudundaki yaralar iyi bir tedaviyle geçer fakat bir insan kötü bir söz işitip kırıldığı zaman bundan dolayı duyduğu üzüntüyü unutamaz.

Evdeki hesap çarşıya uymaz: İnsan her zaman kendi düşünce ve yaşamına göre plan yapar fakat diğer insanların da kendilerine göre planları vardır. Bu nedenle yapılan planlar her zaman işlemeyebilir.

Ev alma komşu al: İnsanların barınması için ev sahibi olması önemlidir fakat evin etrafında bulunan kişilerin yani komşuların davranışları, ahlakları, tutumları, alınacak evden daha önemlidir. Evi almadan önce komşuları iyi seçmek gerekir.

F &#; G ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Fazla mal göz çıkarmaz: O an fazla olan eşyanın zararı yoktur. O malın ileride lazım olabileceği düşünülerek saklanmalıdır.

Fısıltı ev yıkar: Dedikodu o kadar kötü bir şeydir ki ailelerin parçalanması gibi felaketlere neden olabilir.

Fırıncının oğlu aç dolaşırmış: İnsanlar istekle yaptıkları mesleklere kendilerini çok kaptırırlarsa, esas sorumlu oldukları kişilere gereken ilgiyi gösteremezler.

Gelen gideni aratır: Göreve yeni gelen kişi, o görevde daha önce çalışandan daha kötü ve başarısız olabilir.

Gönül ferman dinlemez: İnsanların yaşamlarının huzurlu olması için bazı kurallar vardır ve insanlar bu kurallara uymak zorundadır. Fakat insan çok severse, sevdiği için bu kuralları dikkate almaz.

Görünen köy kılavuz istemez: Ortada açıkça duran bir gerçeği tekrar açıklamaya gerek yoktur.

H ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Hamama giren terler: Her işin kendine göre bir sıkıntısı vardır. O işi yapmaya niyetlenen kimse, işin sıkıntılarını göze almalı, o sıkıntılardan dolayı şikayet etmeden işini yapmalıdır.

Hamala semeri yük değildir: İnsan bir işi severek yapar ve kimi insanların sorumluluğunu isteyerek üstlenirse, bu kimsenin işi ve sorumluluğundan yakındığı hiç görülmez.

Her koyun kendi bacağından asılır: Her insan kendi davranışlarından sorumludur. Hiç kimse başkalarının hatalarından sorumlu değildir.

Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır: Herkesin sorunlar karşısında çözüm bulurken kendine özgü bir yöntemi vardır.

Horoz ölür, gözü çöplükte kalır: İnsanların sevdikleri şeylere karşı olan hırsları ölünceye kadar devam eder.

Huylu huyundan vazgeçmez: Bir şeyi alışkanlık haline getirmiş kişiye ne yapılırsa yapılsın kişiyi o alışkanlığından vazgeçirmek çok zordur.

I &#; İ ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Isıracak köpek dişini göstermez: İnsana kötülük yapacak olan kişi bunu daha önceden haber vermez. İnsanlara açıkça düşman olanlardan çok, bu düşmanlığı gizliden gizliye yapan kimselere daha çok dikkat etmek gerekir.

Irmak kenarına çeşme yapılmaz: Var olan ve herkesin hizmetine sunulmuş bir şeyin yanına onunla aynı işi gören, ondan daha kullanışsız bir şey yapmak akıllıca değildir.

İki dinle, bir söyle: Bir olay hakkında hüküm ya da karar verirken, o olaya dahil herkesi dinlemek, onda göre söz söylemek gerekir.

İnsan yedisinde ne ise, yetmişinde de odur: İnsanların küçüklükte edindiği davranışları, alışkanlıkları, ne kadar zaman geçerse geçsin değiştirilmesi zordur.

İyilik yap, denize at; balık bilmezse Halik bilir: İyilik, karşılıksız yapılması gereken bir eylemdir fakat insanoğlu yaptığı iyilik karşısından en azından değerinin bilinmesini ister. İnsanlar iyilik yapan kişinin değerini bilmezse Allah mutlaka onu görür.

K ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Kara haber tez duyulur: Kötü olaylar insanları daha çabuk etkilediğinden haberinin yayılması daha çabuk olur.

Kaynayan kazan kapak tutmaz: Büyük çaplı olaylar, küçük görülen bazı unsurların zaman içinde insanları etkilemesiyle öyle bir aşamaya gelir ki ansızın patlak verir.

Keskin sirke küpüne zarar verir: Öfkesini kontrol edemeyen kimse, çevresinden önce kendine zarar verir; sağlığı bozulur, saygınlığını yitirir, işlerini berbat eder.

Kelin ilacı olsa başına sürer: Kendi çaresizliğine çözüm bulamayan kişi, başkalarının çarelerinin çözümünde de yetersiz kalır.

Kimse yoğurdum ekşi demez: İnsanlar kendi yaptıklarını, kendi ürünlerini, kendi davranışlarını kötülemez. Eleştirileri kabul etmez.

Korkunun ecele faydası yoktur: İnsanlar başlarına gelecek kötü bir olayı korkarak engelleyemezler. O olay için korkuya kapılmak yerine önlem almak gerekir.

L &#; M ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Leyleğin ömrü laklakla geçer: Hiçbir iş yapmak istemeyeni aylak kimseler vakitlerini boş konuşarak geçirirler.

Lodosun gözü yaşlı olur: Lodos rüzgarı doğası gereği sıcak olur fakat nemli eser, arkasından mutlaka yağmur gelir.

Mal canın yongasıdır: İnsan malına gelen zarardan, kendi canına zarar gelmiş gibi acı çeker. Bu nedenle malına sahip çıkar, onu korumak için elinden geleni yapar.

Mart kapıdan baktırır, kazma-kürek yaktırır: Mart ayı her ne kadar güneşli geçse de soğukların şiddeti azalmaz. İnsan bu güneşli havaya aldanıp yeteri kadar yakacak hazırlamayınca elindeki kazma, kürek gibi eşyaların tahta saplarını yakıp ısınmak zorunda bile kalabilir.

Minareyi çalan, kılıfını hazırlar: Gizlenemeyecek kadar büyük bir suç işleyen kimse, suçu işlemeden önce suçun ortaya çıkmaması için gerekli önlemleri alır.

Misafir kısmetiyle gelir: Eve gelen misafir ev sahibine yük değildir. Misafir gelen eve bereket de gelir.

N ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Namazda gönlü olmayanın ezanda kulağı olmaz: Bir işi yapmak istemeyen kimse, o işin geleceği vakti beklemekte isteksiz olur ya da önemsemez.

Neren ağrırsa canın oradadır: İnsan vücudunda meydana gelen acı ve ağrılar, vücudun neresinde ortaya çıkarsa çıksın sanki en büyük acı oymuş gibi hissettirir.

Nerde birlik, orda dirlik: Bir yerde insanlar duygu, düşünce ve inançlarında birlikte hareket ederler, yapacakları işleri birlikte yaparlarsa, o yerde düzen, huzur ve mutluluk olur.

Nikahta keramet vardır: Evlenecek olan iki kişi arasında birtakım sorunlar varsa, evlenip beraber yaşamaya başladıklarında, beraberce bu sorunların üstesinden gelebilirler.

Neye niyet, neye kısmet: Hayırlı bir iş yapmak için hazırlanan kimsenin bazen aklındaki olmaz fakat o işten daha iyi daha hayırlı bir işe vesile olur.

O &#; Ö ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Olacakla öleceğe çare bulunmaz: İnsan kaderini yaşar. Kaderin kişinin karşısına getireceği sıkıntıları daha önceden engellemenin bir yolu yoktur.

Olmayacak duaya amin denmez: Gerçekleşmesi imkansız bir iş için çaba göstermek boşunadır.

Ortak atın beli sakat olur: İnsan, kendi malı olmayan şeyleri hor kullanır. Ortaklaşa kullanılan bir mal, ortaklardan her biri ondan daha çok yararlanmayı düşüneceğinden çabuk yıpranır, kullanılamaz hale gelir.

Oynamasını bilmeyen gelin yerim dar dermiş: Bazı başarısız kişiler, başarısızlıklarını açık etmemek için türlü bahanelerin arkasına saklanırlar.

Önce can, sonra canan: İnsanlar iç güdüsel olarak önce kendi hayatlarını korumak isterler. İnsanların kendi canları, hayatta en çok sevdiği kişilerden bile daha kıymetlidir.

Öpülecek ele tükürülmez: Toplumda saygınlık kazanmış kişiye saygı göstermek, ona zarar vermemek gerekir.

P &#; R ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Papaz her zaman pilav yemez: Daha önce yapılan bir işte kullanılan yöntem, aynı işte daha sonradan işe yaramayabilir. Şartlar her an değişebilir.

Paça ıslanmadan balık tutulmaz: Hiçbir başarı zahmet çekilmeden kazanılmaz.

Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir: Bir işin, olayın veya durumun nasıl sonuçlanacağı şu anki gidişinden anlaşılabilir.

Rüzgar eken fırtına biçer: Bir kimse kötülük yaparsa, o kötülüğün daha fazlası başına gelir.

Rüzgara tüküren kendi yüzüne tükürür: Kendinden daha kuvvetli, daha üstün bir kişiye zarar vermeye çalışmak, kendinin zarar görmenle sonuçlanır.

S &#; Ş ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Sabreden derviş, muradına ermiş: Her iş kolayca sonuçlanmaz. O işin olması gereken şartlar yerine geldikçe iş sonuçlanır. Bu nedenle sabırla beklemek, acele etmemek gerekir.

Sahipsiz kapı anahtarsız açılır: Yalnız kalan, hiç kimseden destek görmeyen bir insanı kandırmak çok kolaydır.

Sakınılan göze çöp batar: Sevilen bir şeyin ya da kişinin başına kötü bir şey geleceğini düşünerek tedirgin olmak, o şeye zarar gelmesini engellemez. Tedbir almak gereklidir.

Şimşek çakmadan gök gürlemez: Bazı felaketlerin meydana geleceğine yakın belirtileri mutlaka görülür.

Şeyh uçmaz, müridi uçurur: Bir kimseye körü körüne bağlanan kişiler, o kişinin aslında yapmadığı şeyleri yapacağını düşünürler; herkesi buna inandırmaya çalışırlar.

T  ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Tarlada izi olmayanın, harmanda yüzü olmaz: Bir iş yapılırken o işte emeği olmayan kimse, o işin sonuçlarından yararlanma hakkı olmaz.

Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır: Bir insan ne kadar kötü olursa olsun, nazikçe, yerinde, o kişinin hoşuna giden sözler söylenerek ikna edilebilir.

Tereciye tere satılmaz: Bir insana çok iyi bildiği bir şey hakkında bilgi verilmez. Bunu yapan kişi gülünç duruma düşebilir. (Tere: turpgillerden, bol yapraklı, yaprakları salata olarak yenen baharlı, otsu bir bitki)

Tekkeyi bekleyen, çorbayı içer: Yaptıkları işte sabır gösteren kişiler bunun sonucunda mutlaka mükafatlarını alırlar.

U &#; Ü  ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Ucuz etin yahnisi kara olur: Normalden daha ucuz fiyatta alınan bir malın mutlaka bir kusuru vardır.

Ummadığın taş baş yarar: İnsanlar önemsemediği, küçük gördüğü bir şeyden büyük zararlar görebilirler.

Uyuyan yılanın kuyruğuna basılmaz: Her felaketin bir sebebi vardır. Bu sebep bilindiği halde üstüne gidilmek akıllıca değildir.

Üzüm üzüme baka baka kararır: Tüm zamanlarını beraber geçiren kişiler, bir müddet sonra birbirlerine benzemeye; birbirlerinin davranışlarını yapmaya başlayabilirler.

Üzümünü ye, bağını sorma: Ulaşılan imkanları kaynağını sormak her zaman doğru bir davranış değildir.

V &#; Y  ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Vakitsiz öten horozun başını keserler: Her işin bir zamanı vardır. Zamanı dışında yapılan işlerden insanlar zarar görebilirler.

Veren eli herkes öper: Bencillik yapmayan, malını mülkünü paylaşan, yardım sever insanlar toplumda saygı görür.

Yalancının mumu yatsıya kadar yanar: Yalan söyleyenin yalanı eninde sonunda ortaya çıkar.

Yanlış hesap Bağdat&#;tan döner: Bir işte bir yanlışlık varsa, o işin yanlışlığı eninde sonunda mutlaka anlaşılır.

Yavuz hırsız ev sahibini bastırır: Bazı suçlu kimseler yakalandıkları zaman suçlarını kabul etmedikleri gibi, karşısındaki kişiyi suçlu çıkarmaya çalışır.

Z  ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Zararın neresinden dönersen kardır: Yapılan bir işten zarar edildiğinin farkına varıldığı anda o zararın gerçekleşmemesi için önlemler almak bile kar yerine geçer.

Zenginin malı, züğürdün çenesi yorar: Fakir kimse fakirlikten kurtulacak çözümler arayıp bunu uygulamak yerine zenginlerin malından, mülkünden, gezip tozmasından bahsederek vakit geçirirse hep fakir kalır.

Zenginin horozu bile yumurtlar: Varlıklı kişi, parası sayesinde olanaksız gibi görünen işleri bile gerçekleştirir.

Zorla güzellik olmaz: Bir kişiye beğenmediği şeyi beğendirmeye zorlamakla sonuca ulaşılamaz.

Züğürtlük zadeliği bozar: Çok zengin kişiler toplumda saygı görür. Zengin kişi zamanla fakirleşirse, saygınlığını da kaybeder.

İlgili İçerikler:

Deyimler ve Anlamları (Kısa) Tane

*** Atasözleri ve Anlamları (Kısa) Tane içeriği hakkında söylemek istediklerinizi aşağıdaki yorum alanına yazabilirsiniz.

İngilizce Atasözleri ve Anlamları

İngilizce Öğren

İngilizce Öğren/ Kelime Bilgisi

Alper Onur
Mayıs 15,

7 dakikalık okuma

Atasözleri toplumların inanç, kültür, duygu ve düşünce yapılarını aktaran söz öbekleridir. Söyleyeni belli olmayan fakat nesiller boyunca kullanılarak günümüze kadar gelen atasözlerinden çoğu zaman uzun uzun anlatmak istemediğiniz duygularınızı ve düşüncelerinizi ifade etmek için yararlanırsınız.

Konuşmalarımızda atasözlerinin tanıklığına başvurursunuz. Atasözlerini, Türkçede olduğu gibi İngilizcede de düşünceleri bilgece ifade etmek için kullanabilirsiniz.

İngilizce atasözleri ve anlamları dil bilginizin gelişmesine katkı sunacak en önemli konuların başında gelir. Çok sayıda atasözü bilmek, okuduğunuz kitapları, dergileri, dinlediğiniz haberleri kolayca anlamanıza yardımcı olur.

Ne kadar çok atasözü bilirseniz İngilizceyi kullanma yetkinliğiniz de o kadar artar. İngilizce dil becerilerinizi bir üst seviyeye taşıyacak, sıkça karşılaşacağınız İngilizce atasözlerine ve anlamlarına hep birlikte göz atalım.

İngilizce atasözleri ve anlamları

A bad workman always blames his tools.

Türkçesi: Beceriksiz bir işçi suçu her zaman aletlerinde bulur.

Anlamı: Kötü bir işçi verilen görevi başarıyla yerine getiremediğinde kullandığı araçları veya dış faktörleri sorumlu tutar.

A ‌bird in ‌hand is ‌worth ‌two in ‌the ‌bush.

Türkçesi: Eldeki bir kuş daldaki iki kuştan iyidir.

Anlamı: Elimizdeki şeyler, elde etmeyi umduğumuz şeylerden daha değerlidir.

A ‌cat has nine ‌lives.

Türkçesi: Kedi dokuz canlıdır.

Anlamı: Başı belaya girse de üstesinden kolayca gelebilecek insanlar için kullanılır.

A ‌chain is ‌only as ‌strong as ‌its ‌weakest link.

Türkçesi: Bir zincir sadece en zayıf halkası kadar güçlüdür.

Anlamı: Bir şey (bir organizasyon, vb.) ne kadar güçlü olursa olsun zayıf bir noktası yüzünden bütün gücünü kaybedebilir.

Action ‌speak ‌louder ‌than ‌words.

Türkçesi: Eylemler sözlerden daha yüksek sesle konuşur. (Lafla peynir gemisi yürümez.)

Anlamı: Eylemler insan karakterini daha iyi yansıtır; çünkü bir şeyi söylemek kolaydır ama söylendiği gibi hareket etmek zordur.

Adversity ‌and ‌loss ‌make a ‌man ‌wise.

Türkçesi: Sıkıntı ve kayıp bir insanı bilge yapar.

Anlamı: Mutluluk ve bolluk içinde olduğumuz zamanlardan çok zor zamanlar bizi olgunlaştırır.

All ‌good ‌things ‌come ‌to an ‌end.

Türkçesi: Her güzel şeyin bir sonu vardır.

Anlamı: İyi şeyler bir şekilde biter.

An ‌empty ‌vessel ‌makes ‌much ‌noise.

Türkçesi: Boş teneke çok tangırdar.

Anlamı: Aptal ve budala insanlar çok daha fazla konuşur.

An ‌idle ‌brain is ‌the devil’s ‌workshop.

Türkçesi: Boş bir beyin şeytanın atölyesidir.

Anlamı: Yapacak bir şeyiniz yoksa muhtemelen kötü şeyler yapmayı düşüneceksiniz.

A ‌rolling ‌stone ‌gathers ‌no ‌moss.

Türkçesi: Yuvarlanan taş yosun tutmaz.

Anlamı: Sürekli iş ve yer değiştiren kişi daha az sorumluluk alma konusunda avantaj sağlar ama düzenli bir hayat kurma şansından mahrum kalır.

As ‌you ‌sow, ‌so ‌you ‌shall ‌reap.

Türkçesi: Ne ekersen onu biçersin.

Anlamı: İyi veya kötü eylemleriniz karşılaşacağınız sonucu belirler.

Barking ‌dogs ‌seldom bite.

Türçesi: Havlayan köpek ısırmaz.

Anlamı: Bağırıp çağıran, tehditkar davranan insan nadiren zarar verir.

Bad news travels fast.

Türkçesi: Kara haber tez duyulur.

Anlamı: Kötü haberler insanlar arasında çabuk yayılır.

Beauty is in the eye of the beholder

Türkçesi: Güzellik bakanın gözlerindedir.

Anlamı: Güzellik göreceli bir kavramdır, kişiden kişiye değişir.

‌Best ‌things in life ‌are ‌free.

Türkçesi: Hayatta en iyi şeyler bedavadır.

Anlamı: Hayattaki en değerli şeyler için genellikle bedel ödemenize gerek yoktur.

Better ‌late ‌than ‌‌never.

Türkçesi: Geç olsun güç olmasın.

Anlamı: Arzu etmek istediğiniz bir şeyi geç elde etmek hiç elde edememekten iyidir.

ingilizce atasözleri ve anlamlar

Blood is ‌thicker ‌than ‌water.

Türkçesi: Kan sudan yoğundur. (Et tırnaktan ayrılmaz.)

Anlamı: Aile ve akrabalarla kurulan ilişkiler arkadaşlarla veya diğer insanlarla kurulan ilişkilerden daha güçlüdür.

Curiosity killed the cat.

Türkçesi: Merak kediyi öldürür.

Anlamı: Bir şeyi fazla merak etmek sorunlara yol açabilir.

Clothes do not ‌make ‌the ‌‌man.

Türkçesi: Kürk ile börk ile adam olunmaz.

Anlamı: İnsan dış görünüşüne göre değerlendirilmez. Dışarıdan çok iyi görünen biri o kadar iyi olmayabilir.

Don’t bite ‌off ‌more ‌than ‌you can ‌chew.

Türkçesi: Yutamayacağın lokmayı ağzına alma.

Anlamı: Kaldırabileceğinden çok sorumluluk alma, boyundan büyük işlere kalkışma.

Don’t put off tomorrow what you can do today.

Türkçesi: Bugününün işini yarına bırakma.

Anlamı: Yapılması gereken işler vaktinde yapılmalı, ertelenmemelidir.

Easy ‌come, ‌easy ‌go.

Türçesi: Haydan gelen huya gider.

Anlamı: Kolay elde edilen şeyler kolay kaybedilir.

Fortune ‌favors ‌the ‌brave.

Türkçesi: Şans, cesurdan yanadır.

Anlamı: Planlarınızı cesurca uygularsanız şansın sizin tarafınızda olması muhtemeldir.

Grief ‌divided is ‌made ‌lighter.

Türkçesi: Üzüntü paylaşıldıkça hafifler.

Anlamı: Üzüntünüzü, kederinizi yakınlarınızla paylaşırsanız onu hafifletebilirsiniz.

-Ignorance is ‌bliss.

Türkçesi: Cehalet mutluluktur.

Anlamı: Bir şey hakkında daha az şey bilmek insanı rahatlatır. Bilginiz arttıkça huzursuzluğunuz artar.

&#;He who laughs last, laughs best.

Türkçesi: Son gülen iyi güler.

Anlamı: Bir işin başında yaşanan sevinçler geçicidir ama işin başarılmasıyla elde edilen mutluluk gerçektir.

&#;In unity, there is strength.

Türkçesi: Birlikten kuvvet doğar.

Anlamı: Birlik ve beraberlik içerisinde yapılan işler daha güzel sonuçlanır.

Love is blind.

Türkçesi: Aşkın gözü kördür.

Anlamı: Aşık olan kişi sevdiğinin kusurlarını görmez.

Money does not grow on trees.

Türçesi: Para ağaçta yetişmez.

Anlamı: Para kazanmak için çalışmak gerekir.

ingilizce atasözleri ve türkçeleri

Nothing ventured, nothing gained.

Türkçesi: Emek olmadan yemek olmaz.

Anlamı: Bir şeyden kazanç elde etmek için çaba sarf etmek gerekir.

Strike while the iron is hot.

Türkçesi: Demir tavında dövülür.

Anlamı: Bir işin yapılabilmesi için en uygun zamanda harekete geçmek gerekir.

The pen is mightier than the sword.

Türkçesi: Kalem kılıçtan keskindir.

Anlamı: Bir şeyleri yazarak ifade etmek, kaba güç kullanmaktan daha etkilidir.

The way to a man&#;s heart is through his stomach.

Türkçesi: Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer.

Anlamı: Güzel yemekler yapmak, bir erkeğin sevgisini kazanmak için en etkili yöntemlerden biridir.

The harder you work, luckier you get.

Türkçesi: Ne kadar çok çalışırsan o kadar şanslı olursun.

Anlamı: Fazla çalışmak istediklerinizi elde etme şansınızı artırır.

The show must go on.

Türçesi: Gösteri devam etmeli.

Anlamı: Başlanılan bir iş esnasında sorunlarla karşılaşılsa da işe devam etmek gerekir.

Two heads are better than one.

Türçesi: Bir elin nesi var, iki elin sesi var.

Anlamı: Bir işi yapmak için başkalarıyla iş birliği yapmak daha iyi sonuçlar verir.

Where there&#;s smoke, there&#;s fire.

Türkçesi: Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.

Anlamı: Bir şeyin gerçek olup olmadığı ortaya çıkan işaretlerden anlaşılır, işaret varsa o şeyin gerçek olduğuna inanılabilir.

Where there’s a will, there’s a way.

Türkçesi: İstendiğinde her şey mümkündür.

Anlamı: Bir işi yapmak için istekli olan kişi o işi yapmak için bir yol bulacaktır.

What goes around comes around

Türkçesi: Ne ekersen onu biçersin.

Anlamı: Bir kişiye kötü davranırsanız bir başkası da size kötü davranır.

You never know what you can do till you try

Türkçesi: Denemeden neler yapabileceğini bilemezsin.

Anlamı: Bir kişinin yeteneklerini keşfetmesi için sürekli bir şeyler denemeye devam etmesi gerekir.

İngilizcede kullanılan birçok atasözünün anlamlarını ve detaylı açıklamalarını öğrendiğinize göre artık bu atasözlerini yazışmalarınızda ya da yabancı arkadaşlarınızla iletişim kurarken kullanabilirsiniz. İngilizcenizi daha fazla geliştirmek ve etkin biçimde kullanmak istiyorsanız Open English doğru adres. İngilizcenizi daha üst seviyeye taşımak için Open English’le pratik yapma fırsatını kaçırmayın.

Share

İlginizi çekebilecek diğer yazılar


ANLAMINI ÖĞRENMEK İSTEDİĞİNİZ ATASÖZÜNÜN İLK HARFİNİ AŞAĞIDAKİ LİSTEDEN SEÇİNİZ!
A · B · C · Ç · D · E · F · G · H · I · İ · K · L · M · N · O · Ö · P · R · S · Ş · T · U · Ü · V · Y · Z

A Harfi ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Aba altında er yatar: Giyim kuşam kişiliğe ölçü olamaz. (aba: Kaba yünden yapılmış yakasız ve uzun üstlük.)

Abanın kadri yağmurda bilinir: Bir şeyin gerçek değeri, ancak ona çok ihtiyaç duyulduğu zaman iyi anlaşılır.

Abdala malum olur: Bir şeyin olacağını önceden sezen kimseler için söylenen bir söz.

Abdalın karnı doyunca gözü pabucundadır (yolda olur): Çıkarına düşkün kimselerin arkadaşlığı işi bitinceye kadardır.

Acele ile menzil alınmaz: Acele etmekle daha çabuk sonuç alınır sanılmamalıdır. (menzil: Bir günlük yol.)

Acele ile yürüyen yolda kalır: İş yaparken acele eden şaşırır, işini bitiremez.

Acele işe şeytan karışır: Düşünüp taşınmadan ivedi olarak yapılan işten iyi sonuç alınamaz.

Acemi katır kapı önünde yük indirir: Beceriksiz ve anlayışsız kişi kendisine yaptırılan işi en önemli yerinde bırakır.

Acı acıyı keser, su sancıyı: Bir güçlüğü yenmek için başka bir güç yola başvurulmalıdır.

Acı patlıcanı kırağı çalmaz: Herhangi bir duruma alışkın olan kimseyi benzer kötü durumlar etkilemez.

Acıkan doymam sanır, susayan kanmam sanır: Bir şeyi uzun süre elde edemeyen kimse, daha sonra o şeyden ne kadar çok edinirse edinsin yine kendisine yetmeyeceği kanısında bulunur.

Acıkan ne yemez, acıyan ne demez: Geçim sıkıntısı içinde bulunan kişi geçinebilmek için her yolu dener, her işi yapar, canı yanan kişi de sonunu düşünmeden ağzına geleni söyler.

Acıkanın yanağından, susayanın dudağından belli olur: Bir insanın ne durumda olduğu yüzünden anlaşılır.

Acıklı başta akıl olmaz: Büyük sıkıntılar içinde bulunanlar mantık dışı işler yapabilirler.

Acıkmış kudurmuştan beterdir: Uzun süre bir nesnenin yokluğunu çeken kimse, onu gördüğünde büyük bir istekle ona saldırır.

Acından kimse ölmemiş: Kişi yoksul olabilir, işsiz ve parasız kalabilir ama aç kalmaz, mutlaka bir geçim yolu bulur.

Aç doymam, tok acıkmam sanır: Aç insan elde ettiğinden çoğunu ister, varlıklı insan ise daha fazlasını ister.

Aç elini kora sokar: Aç insan, geçimini sağlamak için kendisini her türlü tehlikeye atar.

Aç tavuk kendini arpa (buğday) ambarında sanır: İnsanlar, yokluğunu, yoksulluğunu çektikleri şeyler için olmayacak hayaller, düşler kurar.

Aç yeri başka, acı yeri başka: İnsanın yüreği ne denli acıyla dolu olsa da yemek yemeyi ister.

Açık ağız aç kalmaz: İsteklerini uygun bir biçimde söylemesini bilen kimse, onları önünde sonunda elde eder.

Açma sırrını dostuna, dostunun dostu vardır o da söyler dostuna: Bir sır en yakın dosta bile söylenmemelidir.

Adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil: Konuğumuzdan veya yanımıza bir iş için gelen kimseden yüksünmemeliyiz çünkü onlar yanımızda sürekli olarak kalmazlar.

Adam olana bir söz yeter: Anlayışlı olan kimse için bir şeyin bir kez söylenmesi yeterli olur.

Adamak kolay, ödemek zordur: Söz vermek kolaydır ancak o sözü yerine getirmek zordur.

Adamakla mal tükenmez: Yardım sözle değil, gerçekten fedakârlık yapılarak gerçekleştirilir.

Adamın adı çıkacağına canı çıksın: İnsanın haklı veya haksız yere adı bir defalık kötüye çıktı mı ondan sonra yaptıkları hep o gözle değerlendirilir.

Adamın iyisi işbaşında (alışverişte) belli olur: Bir kişinin iyi ve becerikli olduğu yaptığı işlerden anlaşılır.

Adamın yere bakanından, suyun yavaş akanından kork: Duygu ve düşüncelerini açığa vurmayan sessiz insan yavaş akan derin su gibi tehlikelidir.

Ağaca balta vurmuşlar &#;sapı bedenimden&#; demiş: İnsana en yakını bile kötülük edebilir.

Ağaca çıkan keçinin dala bakan oğlağı olur: Çocuklar ana ve babalarından öğrendiklerini yapmaya özenirler.

Ağaca dayanma kurur, adama (insana) dayanma ölür: İnsan yapacağı işte başkalarına değil, kendine güvenmelidir.

Ağacın kurdu içinde olur: Bir topluluğu çökertecek olan şey yine kendi içinden çıkar.

Ağacın meyvesi olunca, başını aşağı salar: Yararlı eserler veren, bilgi ve erdemle donanmış kimse alçak gönüllü olur.

Ağaç kökünden yıkılır: Bir düzen, ayrıntıların değişmesiyle değil temelin bozulmasıyla yıkılır.

Ağaç ne kadar uzasa göğe ermez: İnsan ne kadar yükselirse yükselsin bir yerde durur.

Ağaç ucuna yel değer, güzel kişiye söz değer: Güzel insanlar her yerde ilgi çekerler, her zaman onların sözü kabul edilir.

Ağaç yaprağıyla gürler (güzeldir): İnsan önemli işleri akrabası, yakınları, yandaşlarından güç alarak daha kolay yapar.

Ağaç yaş (fidan) iken eğilir: İnsanlar küçük yaşta kolay eğitilir.

Ağanın alnı terlemezse ırgatın burnu kanamaz: İşveren işçisi ile birlikte çalışmazsa işçi işe var gücüyle sarılmaz.

Ağanın malı çıkar, uşağın canı: Bir afeti önlemek için işveren malını, işçi de canını feda eder.

Ağası güçlü olanın kulu asi olur: Dişli birine dayanan, güvenen kişi herkese kafa tutar, kabadayıca davranır.

Ağası güçlü olanın, kulu suçlu olur: Kuvvetli kimselerin suçları yanındakilere yüklenir.

Ağılda oğlak doğsa ovada otu biter: Tanrı her yarattığının rızkını verir.

Ağır git ki yol alasın: Bir işte başarılı olmak isteyen kimse, ağır ağır ama güvenilir adımlarla yürümelidir.

Ağır kazan geç kaynar: 1. Kalın kafalı insan bir konuyu zor anlar. 2. Tembel olan işi geç yapar.

Ağır taş yerinden oynamaz: Ağırbaşlı insan kimsenin oyuncağı olmaz, onu yıpratmaya kimsenin gücü yetmez.

Ağız yer, yüz utanır: Armağan alan, armağanı verenin isteğini yerine getirmemeye çekinir ve mutlaka yapmaya çalışır.

Ağlama ölü için ağla diri için: Ölüp giden aslında dünyanın bütün dert ve sıkıntılarından kurtulmuştur onun adına üzülmek yersizdir, esas dünyada kalan ve onun sıkıntısını çekenler için üzülmek gerekir.

Ağlarsa anam ağlar, başkası (kalanı) yalan ağlar: İnsanın sıkıntısını yürekten paylaşan yalnızca annesidir, diğerlerinin üzülmesi yüzeyseldir.

Ağlayanın malı gülene hayretmez: Birinden haksız olarak alınan mal, alana yarar sağlamaz.

Ağustosta beyni kaynayanın zemheride kazanı kaynar: Yazın çalışan kışın rahat eder. (zemheri: Kara kış.)

Ah alan onmaz: Kötülük ettiği için beddua alan iflah olmaz. (onmak: İyi duruma erişmek.)

Ah yerde kalmaz: Kötülük cezasız kalmaz.

Ak akçe kara gün içindir: Çalışarak kazandığımız para, dar zamanımızda bizi sıkıntıdan kurtarır.

Ak koyunu gören içi dolu yağ sanır: Bir şeyin dış görünüşüne bakarak içinin de öyle olduğunu sananlar yanılırlar.

Ak koyunun kara kuzusu da olur: İyi bir ailenin çocuğu kötü de olabilir.

Akacak kan damarda durmaz: Kişi, alın yazısında olanla kesinlikle karşılaşır.

Akan su yosun tutmaz: Tembel tembel oturan kimse hantallaşır, iş yapma yeteneğini yitirir, çalışan kimse gittikçe açılır, daha yararlı işler yapar.

Akara kokara bakma çuvala girene bak: İyi, kötü deme; mal ve para biriktir.

Akarsu çukurunu kendi kazır: Bir şeyi yapma isteği ve gücü bulunan kimse, uygun bir çalışma yönü ve alanı bulur.

Akarsu pislik tutmaz: Bir insan ne kadar çok çalışırsa o kadar kötü düşünceden ve kötülük yapmaktan uzak olur.

Akıl adama (kişiye) sermayedir: Bir kimsenin giriştiği işlerde en büyük yardımcısı aklıdır.

Akıl akıldan üstündür: Bir kimsenin aklına gelmeyen bir çare, başka birinin aklına gelebilir.

Akıl yaşta değil, baştadır: Akıllı olmanın yaşla ilgisi yoktur, bazı küçükler büyüklerden daha akıllı olabilir.

Akılları pazara çıkarmışlar, herkes yine kendi aklını almış: İnsan kendi aklını, düşüncesini başkasınınkinden üstün görür.

Akıllı düşman akılsız dosttan hayırlıdır: Akılsız kimse iyi niyetli olsa dahi yaptığı işin ne gibi kötü sonuçlar doğuracağını hesap edemediğinden dostuna bilmeyerek fenalık edebilir, akıllı düşmanın yapacağı kötülükse akıl yoluyla sezilir ve gereken tedbir alınabilir.

Akıllı oğlan neyler ata malını, akılsız oğlan neyler ata malını: Çocuk akıllı ise babasından mal kalsın diye beklemez, malı kendisi kazanır; akılsızsa babası ne kadar çok mal bırakırsa bıraksın, değerini bilmez ve onu kısa zamanda bitirir.

Akılsız başın cezasını (zahmetini) ayak çeker: Bir işte düşüncesizce davranan kişi her türlü olumsuz sonuca katlanır.

Akla gelmeyen başa gelir: İnsan ummadığı, düşünmediği şeylerle karşılaşabilir.

Aklı başa yaş getirir: Deneyim, yıllar içerisinde elde edilir.

Aklın yolu birdir: İyi düşünüldüğünde ayrı ayrı kimselerce varılacak sonuç hep aynıdır.

Aklınla rezil olursun, aklınla vezir olursun: Aklını iyi kullanan saygı görür, kullanmayan kendini küçük düşürür.

Akmasa da damlar: Çok değilse bile az çok bir gelir veya kazanç sağlar.

Aksak eşekle yüksek dağa çıkılmaz: Eksik aletle sağlıklı iş yapılmaz.

Akşamın hayrından sabahın şerri iyidir (yeğdir): İşinizi akşamüzeri veya gece yapmayın, sabaha bırakın çünkü gece iş yapmanın kötü yönleri daha çoktur.

Al elmaya taş atan çok olur: Değerli kimselere sataşan çok olur.

Al malın iyisini, çekme kaygısını: Malın iyisini alan, onu tasasız kullanır.

Ala keçi her vakit püsküllü oğlak doğurmaz: Değerli bir şeyden her zaman istenilen verim alınmaz.

Ala keçiyi gören içi dolu yağ sanır: Bir şeyin dış görünüşüne bakarak içinin de öyle olduğunu sananlar yanılırlar.

Alacakla verecek (borç) ödenmez: Bir yerden alacağınız parayla başka bir yere olan borcunuzu kapatamazsınız.

Alçacık eşeğe herkes biner: Güçsüz ve koruyucusuz bir kimseyi buyruk altına almak ve ezmek kolaydır.

Alçak yerde tepecik kendisini dağ sanır: Bilgili kimselerin bulunmadığı yerde cahil kişi bilgiçlik taslar.

Alçak yerde yatma sel alır, yüksek yerde yatma yel alır: İnsan kendi durumuna göre bir yaşam tarzı benimsemeli, arkadaşlarını da ona göre seçmelidir.

Âleme verir talkını (telkini), kendi yutar salkımı: Kendisinin inanmadığı ve tutmadığı öğütleri başkalarına kolayca verir.

Âlemin ağzı torba değil ki büzesin: Başkalarının söyleyeceklerine engel olamazsınız.

Alet işler, el övünür: Bir kimse ne kadar usta olursa olsun gerekli araçları olmadan kusursuz iş yapamaz.

Alıcı kuşun ömrü az olur: Başkalarına saldırmayı alışkanlık edinen kimsenin düşmanı çok olur, bu düşmanlar onun canına kıyarlar.

Alışmış kudurmuştan beterdir: Alışılan bir şeyden kolayca vazgeçilmez.

Alışmış kursak bulamacını ister: Kişi, yararlanmaya alıştığı şeyden yoksun kalmak istemez.

Âlim unutmuş, kalem unutmamış: İnsan ne kadar bilgili olursa olsun her şeyi aklında tutamayacağı için unutulmaması istenilen şey mutlaka yazılmalıdır.

Âlimden zalim doğar: Topluma yaptıklarıyla daima yararlı olmuş bir bilginin çocuğu da öyle olacak diye bir kural yoktur.

Allah bilir ama kul da sezer: Bir işin nasıl bir sonuç vereceğini ancak Tanrı bilir ama insan da kafasını kullanarak aşağı yukarı bir tahminde bulunabilir.

Allah çam isteyene çam, mum isteyene mum verir: Tanrı bol harcayana bol, az harcayana az verir.

Allah dağına göre kar verir: Tanrı herkese dayanabileceği ölçüde sıkıntı verir.

Allah gümüş kapıyı kaparsa altın kapıyı açar: İşi bozulan kişi umutsuzluğa düşmemeli, Tanrı&#;nın onu daha iyi bir işe kavuşturacağına inanmalıdır.

Allah kardeşi kardeş yaratmış, kesesini ayrı yaratmış: Geçim konusunda kimse kimseye yük olmamalıdır.

Allah kulunu kısmeti ile yaratır: Bu dünyada herkesin dar veya geniş, bir geçim yolu vardır.

Allah sevdiğine dert verir: Tanrı, derdin kendisinden geldiğine inanarak yakınmayanları ödüllendireceği için sevdiğine dert verir.

Allah uçamayan kuşa alçacık dal verir: Allah, yetenekleri kısıtlı olanlara durumlarına uygun bir yaşama düzeni verir.

Allah&#;ın bildiği kuldan saklanmaz: Kişi işlediği suçtan dolayı önce Tanrı&#;ya karşı sorumludur ve bu suçu da Tanrı bilir, bu nedenle onu kuldan saklamak gerekmez.

Alma mazlumun ahını çıkar, aheste aheste: Kimseye eziyet edip ahını alma, sonra yaptığın kötülüklerin cezasını ömür boyu çekersin. (aheste: Yavaş.)

Almadan vermek Allah&#;a mahsus: İnsan yaptığı herhangi bir şey için mutlaka karşılık bekler.

Almadığın hayvanın kuyruğunu tutma: Almayacağın bir şeye alacakmışsın gibi yakın ilgi gösterme, işinde çalıştırmayacağın kimseye çalıştıracakmışsın gibi umut verme.

Alt değirmen güçlü akar: Kaynakları eski ve bol olan kuruluşlar sağlam ve verimli olur.

Altın anahtar her kapıyı açar: Para olduğunda her güçlük yenilebilir.

Altın ateşte, insan mihnette belli olur: Altına benzeyen maddenin altın olup olmadığı ateşe dayanıklılık derecesi ile anlaşıldığı gibi bir kişinin değeri de sıkıntılara katlanma, zorlukları yenme ve benliğini koruma gücü ile ölçülür. (mihnet: Sıkıntı)

Altın eli bıçak kesmez: 1. Varlıklı veya değerli kişilerin elini kimse bükemez. 2. Herhangi bir işte usta olan her zorluğun üstesinden gelir.

Altın pas tutmaz: Şerefli, temiz insana hiç kimse leke süremez.

Altın yerde paslanmaz, taş yağmurdan ıslanmaz: Değerli kişi veya nesneler, ne türlü uygunsuz koşullar içinde bulunurlarsa bulunsunlar değerlerini ve niteliklerini yitirmezler.

Altın yere düşmekle pul olmaz: Üstün nitelikli kişinin değeri, bulunduğu yerden uzaklaştırılmasıyla azalmaz.

Altını saklamak değil, kuruşu saklamak hünerdir: Tutumluluk değersiz görünen şeyleri değerlendirmekle olur.

Altının kıymetini (kadrini) sarraf bilir: Bir kimsenin, bir şeyin değerini ancak o konuda uzmanlığı olanlar bilir. (sarraf: Kuyumcu.)

Altta kalanın canı çıksın: Herkes başının çaresine baksın, gücü yetmeyen ne olursa olsun.

Aman diyene kılıç kalkmaz: Mertliğinize güvenip size teslim olan düşmanın canına kıyılmamalıdır.

Amcamla dayım, hepsinden aldım payım: Yakınlarından beklediği ilgi ve yardımı görmeyen bir kimse onlardan artık yeni bir istekte bulunamaz.

Ana gibi yâr olmaz, Bağdat gibi diyar olmaz: İnsanlar içinde bize anne kadar candan bağlı dost yoktur.

Anan güzel idi hani yeri, baban güzel idi hani evi: Hiçbir duruma güvenilmez, bizim olan şeyler elimizde sürekli olarak kalmazlar.

Anasına bak, kızını al, kenarına (kıyısına, tarağına) bak, bezini al: Bir kızın karakterini öğrenmek isteyenler, anasının durumunu göz önüne alırlarsa aldanmamış olurlar.

Anca beraber, kanca beraber: İki veya daha çok kişi yaptıkları iş kötü de gitse birbirlerinden ayrılmamalıdırlar.

Anlatışa göre verirler fetvayı: Haksız kişi, olayı kendisini haklı gibi göstererek anlatırsa dinleyen ona hak verir.

Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az: Anlayışlı kimseleri en küçük bir söz bile etkiler oysa anlayışsız kimselere ne söylense yararsızdır.

Ar dünyası değil, kâr dünyası: Kişi para kazanmak için namusuna dokunmadıktan sonra şu veya bu işi yapmaktan utanmamalıdır.

Araba devrilince (kırıldıktan sonra, kırılınca) yol gösteren çok olur: İş işten geçtikten sonra verilen öğüdün değeri yoktur.

Araba ile tavşan avlanmaz: Her işte başarıya ulaşabilmek için kullanılması gereken özel yöntemler vardır.

Arabanın ön tekerleği nereden geçerse art tekerleği de oradan geçer: Kıdem ve yaş bakımından büyük olanların yaptıkları her zaman örnek alınır.

Arayan Mevla&#;sını da bulur, belasını da: İyiyi amaçlayanlar iyiye, kötüyü amaçlayanlar ise kötüye ulaşırlar.

Ardıcın közü olmaz, yalancının sözü olmaz: Ardıç ağacının ateşi çabuk geçer, kül olur; yalancının sözü de böyledir, ona da güvenilmez.

Ardında yüz köpek havlamayan kurt, kurt sayılmaz: Önemli kimseleri çekemeyip onlara dil uzatanlar çok olur.

Arı bal alacak çiçeği bilir: İşini bilen kimse nereye başvuracağını bilir.

Arı bey olan kovana üşer: Halk, kendisine önderlik edecek kişinin çevresinde toplanır. (üşmek: Üşüşmek.)

Arı gibi eri olanın dağ kadar yeri olur: Çalışkan kişileri olan aile ve toplumlar her yerde bol kazanç elde ederler.

Arı kızdıranı sokar: Kişi, sonunda öleceğini de bilse kendisini sinirlendirene saldırır.

Arı söğüdü, akıllı öğüdü sever: Herkes işine yarayan şeyi benimser.

Arığa su gelene kadar kurbağanın gözü patlar: Yapılması geciken iyilikler, bekleyenleri sıkıntı içinde bırakır. (arık: Çay, dere.)

Arık ata kuyruğu da yüktür: Güçsüz kişi, kimseye yardım edecek durumda değildir. (arık: zayıf, cılız.)

Arık etten yağlı tirit olmaz: Değersiz kişiden yararlı iş, verimsiz tarladan bol ürün beklenmez. (arık: Yağsız, cılız.) (tirit: Et suyuna ekmek doğranarak yapılan yemek.)

Arkadaşını söyle, kim olduğunu söyleyeyim: Kişi kendisine uygun kimselerle arkadaşlık kuracağı için arkadaşını tanıdığımızda o kişinin de kimliğini öğrenmiş oluruz.

Armudun iyisini (dağda) ayılar yer: Kendilerine yakışmayan güzel bir şeyi eline geçirenler için kullanılan bir söz.

Armudun önü kirazın sonu: Armut ilk çıktığında, kiraz da biteceği zaman yenilmeli.

Arpa eken buğday biçmez: Kötü davranışın karşılığı iyi olmaz.

Arpa samanıyla, kömür dumanıyla: Yararlanılan nesneleri eksiklikleriyle birlikte kabullenmek gerekir.

Arpa unundan kadayıf olmaz: Kötü gereçle iyi şey yapılamaz.

Arsızın yüzüne tükürmüşler &#;yağmur yağıyor&#; demiş: Arsız ne kadar ağır hakaret görse de aldırmaz, pişkinliğe vurur.

Arslanın adı çıkmış, çakallar baş keser: Haksızlık veya kötülük yapacağı düşünülen kişi yerine bu konuda adı ön plana çıkan kişiler asıl haksızlığı ve kötülüğü yaparlar.

Aslan yatağından (yattığı yerden) bellidir (belli olur): Bir kimsenin oturduğu yerin durumu, onun kişiliğini belli eder.

Astar bol olmayınca yüze gelmez: Bir iş yapmak için gerekli olan şeyler, ölçü biraz geniş tutularak hazırlanmalıdır.

Aş taşınca kepçeye paha olmaz: Sıkışık zamanlarda önemsiz şeylerin değeri çoktur.

Aş tuz ile, tuz oran ile: Bir şeyin hoşa gitmesi onun birtakım nitelikler taşımasına ve bu niteliklerin de gerektiği oranda bulunmasına bağlıdır.

Âşığa Bağdat sorulmaz: Bir şeye çok istekli olan kimse, o şeyi elde etmedeki zorlukları hiçe sayar.

Âşığa Bağdat uzak (ırak) değil (gelmez): Bir şeyi elde etmek için aşırı istekli olan kimseye, bu uğurda katlanacağı fedakârlıklar güç gelmez.

Âşığın gözü kördür: Kendisini aşka kaptıran kimse, sevgilisinin kusurlarını görmediği gibi çevresinde olup bitenlerle de ilgilenmez.

Âşık âlemi kör, dört yanını duvar sanır: Aşktan gözü kararmış kimse, hoş karşılanmayacak aşırı davranışlarda bulunur.

Aşk olmayınca meşk olmaz: Güçlü bir istek olmayınca hiçbir şey elde edilemez. (meşk: Alışarak öğrenme.)

Aşure yemeye giden kaşığını cebinde taşır: Bir işten yararlanmak isteyen gerekli araçları hazırlamalıdır.

At, adımına göre değil, adamına göre yürür: Atın yürüyüşü binicisinin yönetimine bağlı olduğu gibi bir işin gidişi de iş başındakinin bilgisine ve çabasına bağlıdır.

At at oluncaya kadar sahibi mat olur: Bir çocuğu, bir işçiyi yetiştiren her bakımdan çok yorulur, yıpranır.

At binenin, kılıç kuşananın: Her şey, onu gereği gibi kullanmasını bilene yakışır.

At binicisine (sahibine) göre kişner (eşinir): İnsanlar başlarında bulunan kişinin etkisi altında kalarak onun tutumuna göre davranırlar.

At binicisini bilir (tanır): İşçi, yöneticisinin işten anlayıp anlamadığını bilir ve çalışmalarını ona göre yürütür.

At bulunur meydan bulunmaz, meydan bulunur at bulunmaz: Bir işi başarabilmek için gerekli olan koşullar her zaman eksiksiz olarak ele geçmez.

At ölür meydan (nalı) kalır, yiğit ölür şan (namı) kalır: Yaşarken iyi işler yapmalı, iyi bir ad bırakılmaya çalışılmalıdır.

Ata eyer gerek, eyere er gerek: Bir işletmeyi önce donatıp sonra da iyi bir yöneticiye teslim ederseniz istediğiniz verimi alırsınız.

Atalar sözünü tutmayanı yabana atarlar: Büyüklerinin sözünü tutmayıp onların gösterdikleri yoldan gitmeyenler toplum içinde ziyan olup giderler.

Atasını tanımayan Allah&#;ını tanımaz: Babaya itaat etmeyen kimse, ana ve babaya itaat etmeyi buyuran Tanrı&#;yı da tanımıyor demektir.

Ateş demekle ağız yanmaz: Kişi, zararlı bir eylemin sözünü etmekle kendisini zarara sokmuş olmaz.

Ateş düştüğü yeri yakar: Bir acıyı onu çekenden başkası tam anlayamaz veya aynı ölçüde üzülemez.

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz: Küçük de olsa birtakım belirtilerin önemli olaylara işaret olduğunu anlatan bir söz.

Atılan ok geri dönmez: İyi düşünmeden yaptığımız işlerden pişman olarak geri dönmek isteriz ama artık iş işten geçmiştir.

Atın bahtsızı arabaya düşer: Değerli ama talihsiz kimseler, kişiliklerine uygun olmayan ağır ve aşağılık işlerde kullanılırlar.

Atın ölümü arpadan olsun: Çok sevilen bir şey yapılırken veya sevilen bir yiyecek yenilirken sonuç kötü de olsa zor veya kötü şeylere katlanılır.

Atın varken yol tanı, ağan varken el tanı: Elde imkân varken gezip dolaşmak, dost edinmek gerekir.

Atına bakan ardına bakmaz: Görevini eksiksiz yapan, aracını iyi kullanan kimse kendisini kötü duruma düşmekten kurtarmış olur.

Atlar tepişir, arada eşekler ezilir: Büyüklerin çatışmasından küçükler zarar görür.

Av avlayanın, kemer bağlayanın: Bir şey, onu elde etmenin yolunu bilenin; bir şeyden yararlanma, onu kullanmasını becerebilenin hakkıdır.

Av vuranın değil, alanın: Bir şeyden, sahibi değil de başkası yararlanıyorsa asıl sahip yararlanan kişidir.

Ava gelmez kuş olmaz, başa gelmez iş olmaz: Kuşlar avlanmaktan kurtulamazlar, insanlar da hatıra, hayale gelmeyen çeşit çeşit felaketle karşılaşabilirler.

Ava giden avlanır: Çıkarını başkalarına zarar vermekte arayan kimse, o zarara kendisi uğrar.

Avcı ne kadar hile (al) bilse ayı o kadar yol bilir: Bir kişi başkasını alt etmek için çeşit çeşit ustalık kullanır ama karşısındaki de yenilmemek için türlü önlemler alır.

Ay görmüşün yıldıza minneti (itibarı) yoktur: Bir şeyin çok üstününü, çok güzelini görmüş olan kimse, ondan daha az değerde olanını beğenmez.

Ayağını yorganına göre uzat: Giderini mutlaka gelirine uydurmalısın.

Ayı sevdiği yavrusunu hırpalar: Hırpalamak her zaman kötülük yapmak için olmaz, sevgiden kaynaklanan hırpalamalar da vardır.

Az ateş çok odunu yakar: Az sayıda kötü insan, çok sayıda iyi insanın başını belaya sokabilir.

Az eli aşta gör, çok eli işte gör: Yemek az kişiyle onun dışında kalan işler ise çok kişiyle daha çabuk yapılır.

Az olsun, uz (öz) olsun: Yaptığınız iş, edindiğiniz şey az olabilir ancak temiz ve iyi olmalıdır.

Az veren candan, çok veren maldan: Varlıklı olmayan kimsenin yardım veya armağan olarak az şey vermesi büyük fedakârlıktır, varlıklı kimsenin vereceği armağan ve yardımlar fedakârlık sayılmaz.

Aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz: Büyük şeyleri elde edebilmek için önce küçük şeylerle yetinmek gerekir.

Azı bilmeyen çoğu hiç bilmez: Küçük de olsa bir iyiliğin değerini bilmeyen, daha büyük iyiliklere layık değildir.

Azıcık aşım, ağrısız (kaygısız) başım: Derdim olmasın da başka bir şey istemem.

Azıksız yola çıkanın gözü el torbasında kalır: İleride gereksinim duyacağı şeyleri zamanında hazırlamayan kişi, hazırlık yapan diğer insanlardan yardım bekler.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası