Tanzimat Dönemi Edebiyatı Pdf

Şiir türünün hakim olduğu, Yüzyıldan başlayarak Yüzyılın ortalarına kadar yaklaşık altı asır süren klasik Türk edebiyatı Yüzyılda tekdüzeleşmiş, belli başlı kalıpların içinden çıkamaz olmuştur. Yüzyıldan itibaren kültürümüze giren batı medeniyetinin etkisiyle, sosyal ve siyasal değişimlerin karşısında orijinalliğini yitirmiştir. Bu durum Tanzimat Fermanı sonrası Türk aydınlarının Avrupa’ya gidip eğitim almasını zorunlu kılmıştır. Batı’dan edinilen yeni fikirlerin ışığında Türk edebiyatı yeniden diriltilmeye çalışılmıştır. Basmakalıplaşan mazmunların içinde kendi değerleriyle kapalı kalan eski tarz şiir anlayışını sürdüren şairlerin süregeldiği dönemde; ’lı yıllarda yazılan Âkif Paşa’nın ‘’Adem Kasidesi’’ klasik kuralların dışına çıkan muhtevasıyla dikkat çeker. Şair yokluk kavramını ele alarak bireysel bir felsefî sorgulayışa yönelir. Klasik şiire güç kazandırmak amacıyla bir araya gelen encümeni şuara topluluğunın canlandıramadığı eski tarz şiir, ferman yayınlandıktan sonra yenilik ve değişmelerin kendini göstermesiyle Şinasi’de yeni bir yol bulur ve geleneksel edebiyattan ilk uzaklaşma Şinasi ile başlar. Tanzimat’ın mimarı Mustafa Reşit Paşa, Şinasi’yi tahsil için Paris’e gönderir. Şinasi ilk olarak yılında, Fransız şairlerden seçip derlediği birtakım şiirleri Tercüme-i Manzume adıyla kitapçık halinde yayımlar. Türk okuyucusu ilk defa bu şiirlerle farklı bir insan aşk ve tabiat anlayışını görür. Bunu yılında, içinde Şinasi’nin kendi şiirlerinin yer aldığı Müntahabât-ı Eş’âr adlı kitabı takip eder. Divan edebiyatının etkisiyle büyüyen şair kitap içindeki şiirleri bir divan tertibi içinde düzenler. Şinasi bu eserine divan veya divançe adını vermemiş ve farklı bir isim vererek yerleşik düzenin dışına çıkmıştır. Şekil olarak eskiyi yansıtan şiirlerde asıl yenilik muhteva ve söyleyiş tarzındadır. Müntahabât-ı Eş’âr’ın içinde yer alan Münâcât adlı manzumasinde, muhteva ve ifade tarzıyla açıkça Batı’da tanıdığı Rasyonalizmin etkisi görülür. Şair geleneğin, Allah’a aşk hissiyatıyla bakışından farklı olarak ilk defa aklıyla sorgulayarak bakar. Şiirde his ve hayal değil akıl ön plandadır. Münâcât şiirindeki yeni bakış tarzıyla Şinasi İkinci Meşrutiyet sonrası hürriyetçi görüşün habercisi gibidir. Divan geleneğinden farklı olarak devrin padişahına değil, yeni bir dönemi başlatan, batı medeniyetini haber veren peygamber gibi gördüğü Mustafa Reşit Paşa’ya övgülerle dolu olan şiir bu yönüyle de tamamen yenilikçidir. Kasidelerinde adalet, kanun hakimiyeti herhangi bir ayrım yapılmaksızın toplumu meydana getiren fertlerin can mal ve namus gibi temel haklarının devlet tarafından korunmasının arkasında duran Şinasi yeni medeniyet anlayışı çerçevesinde cehalete ve bağnazlığa karşı ilim ve irfanı savunmuştur. Kaderin bireyi içine alan teslimiyetçiliğine karşı çıkmış insanın irade sahibi bir varlık olduğu, hür iradesiyle kaderine yön verebileceği düşüncesini dile getirmiştir. Bu dönemde İnsana estetik zevk veren duygularını yansıtan bir vasıta olmaktan çıkan, yeni ideolojileri halka göstermede bir propaganda aracı olan edebiyat, yeniliklere açık bir tavrı bulunmayan divan edebiyatına bağlı kalan Ziya Paşa ile Şinasi’de olduğu kadar gelişim göstermemiştir. İradenin ve aklın kudretine inanan Şinasi’nin aksine ziya paşa kaderi savunur. Şiir ve inşa makalesi dışında divan edebiyatı düşüncesine bağlıdır. Şinasi’nin açtığı yolda ilerleyen, konuyu çoşkulu bir şekilde dile getirişiyle, yüksek sesli mizacıyla eserlerine adını koyan Namık Kemal sanatında toplumun yanında olmuştur. Hürriyet vatan ve millet romantizmi konularını işleyişi onu bir vatan şairi yapmıştır. Konuyu dile getirişi bakımından güçlü bir dili vardır. Şinasi’nin Münâcât’ını okuduktan sonra edebiyata sosyal ideallerini yenilikçi bir tarzda yansıtmıştır. İçeriğini halktan aldığı: Hürriyet Kasidesi, Vaveyla, Vatan Şarkısı, Vatan Mersiyesi adlı şiirleri, Hürriyet, vatan, millet, kanun, hak, hukuk, adalet, yiğitlik, Osmanlılığın yüceltilmesi gibi kavramları içerir. Namık Kemal Şinasi’den etkilenerek insanın özgür iradesinin varlığını savunmuş, azim ve gayreti ile kaderine yön verebileceği düşüncesini dile getirmiştir. Hürriyetin ve iradenin bireye güç veren unsurlar olduğunun bilincinde olarak; hürriyeti düşünceyle birlikte var olan bir kavram olarak görmüş, düşünce hürriyetinin üstünde durmuştur. Şüphesiz devrin siyasi sosyal fikirlerini bildiride Namık Kemal’in şiiri güçlü bir propaganda aracıdır. Tanzimat ilk dönem şairlerinden farklı olarak ikinci dönem şairi olan Recâizâde Ekrem şiirini sanat için kullanmıştır. Konusunu ölümden ve tabiattan alan şiirleri derinlikten yoksundur. her güzel şeyin şiirin konusu olabileceğini düşünen şair şiirinde toplumsal konuları işlememiştir. Bunun yanı sıra Ekrem eleştirel tavrıyla gelecek şiir kuşağına yol göstericidir. Asıl hocalık yönüyle edebiyat dünyasına değerini yansıtır. Yeni edebiyatın etkisinin ortada olduğu dönemde eski şiir anlayışına bağlı kalan, Recâizâde Ekrem ve onun çevresindekilerle eskiyi savunduğu tartışmalara giren Muallim nâci gerçekçi ifade tarzını ve bir yönüyle lirik şiirini ön plana çıkaramamıştır. Zamanın ruhunda geleneksel düşüncesi onu hapsetmiştir. Poetikasını açıklayarak şiirlerinde aldığı ilhamların gelişigüzel ama yoğun ve güçlü etkisinin olduğunu dile getiren Abdülhak Hamit Türk şiirine asıl yenilikleri uygulayan şairdir. Şinasi’nin yenlikçi şiir düşüncesi Abdülhak hamit’de canlanmıştır. Ne var ki ilhamlarının etkisiyle Şinasi gibi sosyal konuları şiire katmayı uygun görmemiş, hissiyatı yoğun bireysel şiirler kaleme almıştır. Romantik anlayışta olan Abdülhak hamit Makber mukaddimesinde şiir anlayışını açıklarken bilincin farkında olduğu ama adını koyamadığı hislerinin karşısında en güzel en büyük en doğru şiirin hakikatın ürkütücülüğünün tazyiki altında hiçbir şey söyleyememekten doğduğu düşüncesinde olduğunu belirtmiştir. Buradan yola çıkarak şairin hislerin üzerinde durduğu söylenebilir. Bu hisler hakikatle derinleşir ve romantik tavırda özgün yolunu bulur.

ÖNEMLİ: Tarafımızdan düzenlenen bu dosyaların iznimiz olmadan herhangi bir WEB sitesinde yayımlanması veya ticari amaçla kullanılması kesinlikle yasaktır.

1. İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı Ders Notları PDF        

2. Geçiş Dönemi Türk Edebiyatı Ders Notları PDF            

3. Divan Edebiyatının Özellikleri ve Nazım Biçimleri PDF

4. Divan Edebiyatı Sanatçıları ve Eserleri PDF                   

5. Halk Edebiyatı Nazım Biçimleri PDF                              

6. Halk Edebiyatı Sanatçıları ve Eserleri PDF                    

7. Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatı PDF                             

8. Tanzimat Öncesi Önemli Eserler PDF                              

9. Servetifünun Dönemi Türk Edebiyatı PDF    

Fecriati ve Ahmet Haşim PDF                                           

Servetifünun Dönemi Bağımsız Sanatçıları PDF             

Milli Edebiyat Dönemi Türk Edebiyatı PDF                    

Beş Hececiler PDF                                                          

Edebi Türler ve Şiir Türleri PDF                                       

Batı Edebiyatı Akımları PDF     

Öğretmenlerimize ve sınava hazırlanan tüm öğrencilere faydalı olması amacıyla AYT Edebiyat konularını ünitelendirdik. Önemli bilgilerin altını çizdik. Bazı uyarılarda bulunduk. Özellikle önemli ve uyarı ibarelerinin üniversite sınavlarında çıkabilecek muhtemel bilgiler olduğunu belirttik. Konuları kronolojik bir sıra dahilinde ayrıntılara fazla boğmadan önemli noktaları da belirterek yazmaya çalıştık.

Türk edebiyatı, YKS&#;de sözel ve eşit ağırlık öğrencileri için önemli derslerden biridir. Sınavda 24 tane test sorusu bulunmaktadır. Uzman öğretmenler tarafından derlenen bu notlara düzenli bir şekilde çalışırsanız, sınavdaki tüm soruları yakalayabileceğinize inanıyoruz. Yaklaşık 5 yıllık bir deneyim sonucunda konuların müfredata tam olarak uyarladık. Bu açıdan herhangi bir kaynağa ihtiyaç duymadan bu notlarla sınava hazırlanabilirsiniz.